..... TURK-ISLAM MEDENIYET!. AKADEMIK ARAŞTIRMALAR DERGiSi Yılda iki kez yayımlanan ulusal ve uluslararası hakemli dergidir. Editör: Prof. Dr. Mehmet AYDIN Editör Yardımcısı: Doç. Dr. Şahin FİLİZ Yayın Sekretaryası Yrd. Doç. Dr. Ahmet ARAS Yrd. Doç. Dr. DicleAYDIN Dr. Tahir ULUÇ KONYA 2006/2
AKŞEHİR ŞER'İYYE SİCİL DEFTERLERiNE GÖRE, BUGÜN İLÇEDE MEVCUT OLMA YAN V AKIF ESERLERİ VE İLAMLARI Yrd. Doç. Dr. Tahsin SAMUR* Abstract Akşehir has been an important city in Central Anatolia since the ancient times. According to the sources, the history of the city goes back to the Hittites, Phrygians and Lydians. From the Seljukid and Ottoman reigns onward, the city has been an important center in political and economic as well as cultural and artistic senses. Religious charitable foundations (awqiij) have a profound history in Islamic civilization. The earliest examples of such foundations in Turkish history are seen as fully operative institutions in the Uigurs. With the conquest of Anatolia and the establishing of the Minor Seljukid State in Konya, there were set up a number of foundations intended to offer religious and charitable services. Many of such foundations were also set up in Akşehir, whose names we learn from the registers of religious courts. With the revenues coming from the real estate of the foundations, many buildings were constructed to provide public service. There were also appointed trustees to carry on the management of these institutions. I. GİRİŞ Akşehir, ilk çağlardan itibaren Orta Anadolu'nun önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Çeşitli tarihi kaynaklara göre, ilçenin geçmişi Hititler, Frigler, Lidyalılar, Romalılar ve Bizanslllara kadar uzanmaktadır. 1071 de Anadolu'nun fethi ile Selçuklular, Beylikler ve özellikle Osmanlı dönemlerinde siyasi ve ekonomik açıdan olduğu kadar kültür ve sanat bakımından da önemli bir merkez haline gelmiştir. İstiklal Savaşında Atatürk, Garp Cephesi Karargahını 18 Kasım 1921 de Akşehir' e nakletmiş ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi planlarını, bugün mü- *Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Sanat Tarihi Öğretim Üyesi 137
ze olarak kullanılan binada hazı:damıştır. Bu nedenle ilçenin Kurtuluş Savaşı'nda da önemli bir yeri vardır. Akşehir'de Osmanlı döneminde tanzim edilen şer'iyye ve tapu tahrir defterleri ile salnamelerden anlaşıldığı gibi, dini, sosyal ve kültürel hizmet veren birçok vakıf eserlerinin mevcut olduğunu öğreniyoruz. Eserler, ayakta kalabilmeleri ve eksiksiz hizmet verebilmeleri için, çok sağlam temellere oturtulmuştur. Vakıfların, özelliklerine göre hizmet veren, kısmen konumuzia da ilgili olan önemlileri şunlardır: 1. Menkul (Taşınır) Vakıflar: Bir yerden bir yere nakli olan vakıflar: para, kumaş, silah, at, araba v.s. gibi. 2. Hayri Vakıflar (müesseat-ı hayriyye): Cami, mektep, kütüphane, medrese, hastahane, darülaceze, yol, köprü, çeşme, su kuyusu, kabristan, tabhane, imaret, meyveli ve meyvesiz ağaçların ıslahı ve sulanması gibi hizmet veren vakıflar. 3. Geliri ile intifa olunan (Kazanç sağlayan akarlar) Vakıflar: Arazi, bağ, bahçe, otlak, iş ham, çarşı, ev, değirmen gibi vakıflar. 4. Zürri (Evlatlık) Vakıflar: Mallarından bir kısmını veya tarnanını kendi sağlığında (ebedi olarak bir hayır veya ibadet işine terk ve tahsis suretiyle sürekli bir sadaka) vakıfları. 5. Avariz Vakıflar: Arıza, sel, yangın, hastalık ve ölüm, fakirlik ve zamret gibi haller için kurulmuş vakıflardır. 6. Sahih Vakıflar: Maddi varlıklarının, mülkiyetinin vakfın şahsiyetine ait olduğu vakıflardır. Vakfı tesis eden ve vakfın idamesi için gelir kaynaklarıdır. (ÖztÜrk, 1983: 83, 87) II. V AKFIN ÖNEMİ VE ESERLERiN KORUNMASI Vakıf: Kişinin, malını hiçbir baskı altında kalmaksızın kendi mülkiyetin çıkarıp temelli bir hayır işine bağışlaması olarak tanımlanabilir. Anadolu' da ilk vakıf teşkilatı, M.Ö. 1280-1290 yıllarında Hititler döneminde görülmektedir. Daha sonra Türkler' de İslamiyetten önce ve sonra olmak üzere devam edegelen sosyal ve kültürel gelişmeyi amaçlayan bir kurum olarak günümüze kadar gelmiştir. Anadolu Selçuklu, Beylik ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde vakıflar toplum hayatımızcia çok önemli görevler ifa etmişlerdir. Ancak imparatorluğun gelişme ve gerilemesinde idare ve uygarlık tarihimizle vakıflarda bir paralellik göstermiştir. Akşehir'de, vakıf kurumlarının güvencesi ve desteği ile çok sayıda ve çeşitli sosyal ve kültürel eserler yapılmıştır. Bunların bazıları hala önemini korurken, bir kısmı da bugün mevcut değildir. Bu nedenle Şer'iyye sicil kayıtlarından da anlaşıldığı gibi, 1924 yılına kadar ayakta ve hizmet veren 138
eğitim kurumları, tekkeler, zaviyeler, medreseler her halde Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile görevlerini tamamlamıştır. Bununla birlikte imparatorluğun sonlarına doğru vakıf eserlerinin gelirleri azalmış, bir de buna daha sonraki yıllarda yanlış kentleşme eklenerek yapılar bir bir ortadan kaldırılmıştır. Halbuki büyük önderimiz Atatürk diyor ki, "Türk uygarlığının malı, bir ufak belge, not, söz... elinize geçti mi, onu kesinlikle değerlendirerek, herkesin aydınlanması için hemen yayımlayn". Bu sözler Atatürk'ün Türk kültürüne ne kadar önem verdiğinin açık bir ispatıdır. III. AKŞEHİR'DE BUGÜN MEVCUT OLMAYAN VAKlF ESERLERİ VE MÜTEVELLİLERİ A. Cami ve Mescidler 1. Hacı Bostan Camii Kileci Mahallesi ahalisinden Hancı-zade Müderris Hacı Bostan Efendi İbn-i Mustafa Efendi Cami-i Şerifi'in Pazar mevkinde vaki dört tarafı yol ile çevrili bir bab (adet) hanın, köşe kapı ellietinden olan sokak kapusunun her iki tarafında bulunan 8 oda ve arsası Cami-i Şerifi'in kandillerine ve zarur1 ihtiyaçlarına sarf edilmek üzere vakfedildiğine dair bu ilamdan anlaşıldığı üzere, Camii'in 1321 H/1903 yıllarında sağlam olduğu sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır (G: 22, H. 1321, 427 /219). 2. Demir Kazık Mescidi Meydan Mahallesi veya diğer adı ile Ali Gege Mahallesi'ndeki Cami-i Şerif'in tamir ve bakımı için mevcut parası en az ll, 5 hesabı üzere hasıl olan gelirin ve meşruta binası (lojmanı), iki adet vakıf dükkanın icar bedellerini alıp vakıf üzere mütevelli bulunan Nalbant Hacı Ömer Ağa'nın istifasıyla, Demir Kazıkzade Hafız Abdülvahap Efendinin görevlendirilmesine dair ilam ile, mescidin 1320 H. 1902 yıllarında var olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, Hic. 1320, 376/102). 3. Veled Celal Mescidi Veled Celal Mahallesi'ndeki Mescid-i Şerif'e yevmiye üç akçe vazife ile imarnet cihetinin açık olması dolayısıyla kaza idare meclisinin evkaf vekili Hacı Mehmet Efendi uhdesine verilmesine dair berat ile, mescidin 1309 H./1899 yıllarında sağlam olduğu anlaşılmaktadır (H: 24, Hic. 1309, 640/242 p.). 4. Köyceğiz Mescidi Köyceğiz Mahallesi'nde vaki mescid-i şerif ve civarında Nimet Baba Kabristanı'nın tamirlerine, 6750 kuruş en az ll, 5 hesabı üzere geliri ile hasıl olan paranın bundan evvel mütevelli olan Hacı Süleyman Efendinin vefatı ile, mezkur mahalle ahalisinden Helvacı Abdullah'a vazife verilmesine dair ilamdan anla- 139
şıldığı gibi, yapı, 1317 H/1899 yıllarında ayakta olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, Hic. 1317, 157/23 p). 5. Ahi Cemaleddin Mescidi Nakkaş Mahallesi'nde vaki olan mescidin imaını Hacı Hafız Nureddin İbn-i Seyyid Hafız Mustafa Efendi mütevelli iken, vefatı dolayısıyla, büyük oğlu Mustafa bin Hacı Hüseyin' e verilen mütevelli olmasına dair ilamdan, mescidin, 1319 H./1901 yılında sağlam olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, Hic. 1321, 272/51 p.). B. Medres el erin, Vakıf ve Mütevellileri 1. Ömer Ağa Zade Hacı Ahmet Efendi Medresesi Akşehir Kazası Hacı Hamza Mahallesinden Ömer Ağa Oğlu Hacı Ahmet Efendi Kadı Meclisindeki açık ifadesinde kıymetli mallarından debbağhane civarında olan iki tarafı Kara Hafız Hoca Medresesi ve diğer iki tarafıda Umumi Yol ile sınırlı, yarısı vakıf ve diğer yarısıdamülkü arsası üzerine önce bina inşa eylediği tamamı 9 oda ve yukarı katında iki göz odayı havi bir dershane ve altında bir dükkan olan bir medrese ile malımı vakfettiğini bildirmektedir. Mallanından 1000 kuruşu Allah rızası için vakfettiğimi ve şartı etmiştir: Belirtilen paranın adı geçen medresenin tamirine arta kalanıda müderrisine verilecektir. şöyle tayin Vakıfda bu şartlara riayet edilmez ise müslüman fakiriere dağıtılacaktır. Vakıf, vakfettiğimin kendi ölümümden sonra çocuklarıma geçmesinide şart tutnijıştur (G: 5, Hic. 1326, 204/ 409). Bu açıklamadan da anlaşıldığı gibi medresenin 1326/1908 yılında eğitime açık olduğu anlaşılmaktadır. 2. Hacı Mustafa Efendi Medresesi ve Vakfiyyesi Akşehir kazası Ahi Celal Mahallesi'nden Harputlu Ömer Efendi Oğlu Hacı Mustafa Efendi kadı huzurunda açık bir ifade ile geçerli, doğru bir itirafda bulunup vakfın hududu adı geçen kazada İplikçi Camii civarında merhum Dede Paşaoğlu İbrahim Bey Medresesi'nin Vakıf arsası üzerine iyi ve temiz malımdan inşa ettiğim 4000 kuruş kıymetinde sağı ve solu arkası, adı geçen medresenin avlusu ve cephesi umumu yol ile çevrili, yukarıda iki adet dershane ve bir salon ve müştermilatı 4 adet dükkanı vakfeyledim dedi. Bunun geliri medresinin tamiratına sarf olup artarsa kendime, şart tutuyorum. Ben öldükten sonra tamirden artan mebla adı geçen medresede tahsile gelen talebeye beşte biri ve beşte ikiside hocalara kalan beşte ikiside mütevellilere verilecek. Eviadımdan eviadıma onlarında eviatıarına verilecek. Eviatıarım kalmayınca tamirden geri kalan para üçe bölünüp üçte biri medrese talebelerine diğer üçte biri hocalarına, kalan üçte biride mütevelli olacak olan akrabalarıının büyük eviadına ait olacaktır. Akrabam biterse mütevellilik adı geçen medresenin müdenisine ait olacak (G: 5, Hic: 1327,297/527 p). 140 L
3. Karamolla Hoca Medresesi Vaktiyle eski adı Ali Gege (Meydan Mahallesi)'nde bulunan medrese vakfından ifrazen pazar mevkii cihetinde, 372 arşın İplikçi Cami-i Şerifine meşru ta olan Pazar Mahallesi'nden 186 arşın toplam 558 arşın arsa üzerine yeniden bina ve inşa ettiğimiz, Kel Hasan Paşa adıyla anılan Camii Şerif'in tamir ve bakımıarına harcanmak üzere yapılan dükkanıarın mütevelliler marifetiyle icardan elde edilen gelirlerin harcanmasına dair ilamla, medresenin 1319 H. 1901 yıllarında ayakta olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, H. 1319, 270). 4. Dede Paşa Zade İbrahim Bey Medresesi İplikçi Cami-i Şerifi'nin yakınında bulunan medresenin hasbi ücretsiz müderrisliğini yapan Dede Paşa-zadenin vefatı dolayısıyla boşalan müderrisliğe oğlu Mustafa Efendinin tayinine dair berat, üç oğlu arasında neticesinde oğlu Mustafa Efendinin buna layık olduğu görülmesi üzerine ilamla tayini yapılmıştır (G: 22, Hic: 1309, 407/181 p.). 5. Kara Hafız Hoca Medresesi yapılan imtihan Vaktiyle Debbağhane (Dericiler) mevkinde bulunan medresenin bir tarafı yol, diğer tarafında, Ömer Ağazade Hacı Ahmet Efendi Medresesi ile sınırlı olan yapı, 1326 H. yıllarında ayakta olduğu anlaşılmaktadır (G: 5, Hic. 1326/1908, 204/409 p.). 6. Argıtanlı Hacı Efendi Medresesi Nasreddin Hoca Mahallesi Buğday Pazarının arkasında bulunan yapı Hic: 1326/1908 yıllarında ayakta olduğu anlaşılıyor. 7. Hacı Yusuf Ağa Medresesi Müderrisinin vefatı dolayısıyla, büyük oğlu, Mehmet Kamil Efendinin imtihan edilerek, medrese müderrisliğine tayin edildiğine dair ilamdan anlaşıldığı üzere, yapı Hic. 328/1910 yıllarında sağlam olduğu sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır (H: 10, 1328, H. 56/552 p.). 8. Hüsamettin Ağa-zade, Hacı İbrahim Medresesi Medresenin bitişiğindeki bahçe ve dükkanıarın bakım ve tamirine ve bunlara ait alacaklara davalara bakmak üzere Hacı Ömer Mahallesi'nden ve Müderris Hamal-zade Ahmet Efendinin Mütevelli tayinine dair ilamdan anlaşıldığı gibi, medresenin 1330 H./1911 yıllarında sağlam olduğunu öğrenmekteyiz (H: 10, 1330 H.) 9. Hamal-zade Ahmet Efendi Medresesi: Medresenin Müderrisi Ahmet Efendi, Hüsamettin Ağa Medresesinin de mütevellisi olduğu şer'iyye sicil kayıtlarında geçmektedir. Vaktiyle Kileci Mahallesi'nde olduğu bildirilen yapının Hicri: 1330/1911 yıllarında sağlam ve eğitime açık olduğu anlaşılmaktadır (H: 10, 1330, H. 425/472 p.). 141
10. Sadık Efendi Medresesi Kileci Mahallesi ve Bayram Mahalli'nde olduğu bildirilen Hacı Sadık Efendi Medresesi'nin adı ve varlığını öğreniyoruz. Aynı mahallede bir de Nasrettin Hoca kabristanın bitişiğinde Sadık Efendinin ünlü tatlı suyu ile maruf olan çeşmenin olduğu sicil kayıtlarında geçmektedir. Her iki eserin de 1336 H./1911 yıllarında sağlam olduğunu öğrenmekteyiz (H: 10,1336, H. 425/472). Tatlı suyun bakımı, onarım ve temizliği için mütevelli olarak Müderris Hacı Bostan Efendi atanmıştır. ll. Hacı Bostan Medresesi Vaktiyle Medrese Kileci Mahallesi ve imaret Köprüsünün sağında olduğu kaynaklarda geçmektedir. Yapının 1330 Hicri/1911 yıllarında sağlam olduğu ve aynı zamanda Hacı Bostan Medresesi'nin müderrisi olduğunu kayıtlardan öğrenmekteyiz (H: 10, 1330, H. 425/472 p). 12. Hacı Paşa-zade İbrahim Bey Medresesi Hacı Paşa Zade Vakfından almak üzere günlüğü 27, 5 akçe ile müderrislik Hasan Oğlu Şaban'a verilmiş diğer müderrislik ise Abdullah Oğlu Mehmet Rasih'in vefatları dolayısıyla Kileci Mahallesinden Mehmet Ali Oğlu Hacı Hafız Osman'a verilenilam (G: 5, 1308 H., 21/114 p). İlandan anlaşıldığı üzere aynı zamanda müftü olan İbrahim Beyin birde medresesinin olduğu anlaşılmaktadır. C. Zaviyeler 1. Şeyh İbrahim Zaviyesi'nin Hic. 1330/1911 yıllarında tanzim edilen sicil kayitlarından anlaşıldığı üzere, yapının ayakta ve hizmete açık olduğunu öğreniyoruz. Meydan hamamının gelirinin bir kısmı da zaviyenin vakfı olduğu kayıtlarda geçmektedir (H: 10, 1330, H. 410/ 451 p.). 2. Şeyh Hasan Zaviyesi Zaviye şer'iyye sicil kayıtlarında yine 1330 H. 1911 yıllarında ayakta olduğunu öğreniyoruz (H: 10, Hic: 1130,410/541 p.). 3. Seyid Yunus Zaviyesi Üçte bir hisse ile zaviyedarlık, diğer üçte biri ile idare eden Hasan Kızı, Tayyibe hanım'ın vefat etmiş olmasından dolayı adı geçen zaviye 1336 H. /1898 yıllarında hizmetine açık olup içinde fukaraya yemek verildiği bilinmektedir. Ancak Tayyibe hanımın vefatı ile üçte bir zaviyedarlık hissesi büyük oğulları Hafız Mehmet Emin ve Ahmet Efendilere verilmesine dair verilen ilandan anlaşılacağı üzere sicil kayıtlarının tanzimi yıllarında adı geçen zaviyenin sağlam ve ayakta olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, Hi c: 1316, 48/87 p ). 142
4. Ahi Cemalettin Zaviyesi Nakkaş Mahallesinde Vaki olan zaviye ve bitişiğindeki mescidin imaını Hacı Hafız Nureddin İbni Seyyid, Hafız Mustafa mütevelli iken, vefatı dolayısıyle, büyük oğlu Mustafa bin Hacı Hüseyin'in mütevelli tayinine dair ilamla her iki yapının da 1319 H. yıllarında ayakta olduğu anlaşılmaktadır (G: 22, 1319 H., 272/51-262/34 p.). D. Hanlar ı. Kara Osman Ham Buğday Pazarı'nda Kervansaray, Karaosman Ham demekle maruf hanın tamirine ve bakırnma bitişiğindeki dükkanıarın ve kahvehanenin tamir ve bakımlarına vesair işlerinin görülmesine ve mütevellisi bulunmayan bu vakıfa, Ahi Celal Mahallesi'nden Harputlu Ömer Efendi-zade İbrahim Efendinin mütevelli tayinine dair ilamdan anlaşıldığı gibi, yapının 1330 H./1911 yıllarında sağlam ve kullanıldığı anlaşılmaktadır (H: 10, Hic. 1330, 519/627). 2. Çarşı İçi (Pazar) Ham Akşehir Kazası, Karşı Mahallesi ahalisinden, Ermeni milletinden Hacı Dede oğlu veledi parsih'in iddiasına göre Ambardan Abdülkerim Ağamn vakfından İplikçi Cami-i Şerif'in mütevellisi, Kileci Mahallesi, Hancı-zade Müderris Hacı Bostan Cami-i Şerif'in Pazar mevkiinde vaki dört tarafı yol ile çevrili bir bab hanın köşe ve kapı ellietinden olan sokak kapusının her iki tarafında bulunan sekiz odanın arsası, Cami-i Şerif'in kandillerine ve zaruri ihtiyaçlarına senede 20 kuruş vakfetti ise de, mal sahibi bunun geçersiz olduğunu ve ellerinde bir belge olmadığı cihetle bu yerin kendisine iadesine dair ilam ile, hanın 1321 H. 1903 yıllarında sağlam olduğu, kayıtlardan anlaşılmaktadır (G: 22, 1321 H. 424/219 p.). 3. Hacı Hafız Ham sicil kayıtlarında Vaktiyle Sultan Tepe adıyla bilinen mevkide, Hacı Nafiz adında bir hanın olduğunu öğreniyoruz. Hana Sultan Alaeddin Camii mahallin karşısındaki kabristan civarında çıkan Yaralı Yusuf tatlı suyunun bir kısmı hanın içindeki bmmalı havuza, oradan da Pazar yerindeki çeşmeye akıtıldığını geçmektedir (G: 30, 1305 H.). Böylece bir hanın adı ve varlığı ortaya çıkmaktadır. E. Çeşmeler ı. Sarı Çeşme İmaret Cami-i Şerif avlusundaki Sarı Çeşmenin mütevellisi Kileci Mahallesinden Mehmet Efendinin Oğlu Telli Zade Hacı Ahmet Efendinin Oğlu Celal Mahallesinde oturan Hatice oğlu Mehmet'in Vakıf borcunun tahsiline dair veri- 143
len ilan (H. 24, Hic. 1308/1890) talebinden anlaşıldığı üzere İmaret Camisi'nde 1911 yıllarında Sağlam bir çeşmesinin olduğu anlaşılmaktadır. 2. Yokuş Başı Çeşmesi Yokuş Başı Mahalle sakinlerinin yaptırdığı çeşme ve su yollarının tamir ve bakımı için Ermeni milletinden Çakı oğlu Kirkor'ın mütevelli tayinine dair ilam (H. 24, 1308 H. /1890,535/36 p.) dan anlaşıldığı gibi, günümüze kadarda ayakta olan çeşmenin yanındaki evin hafriyatı esnasında dozerin çarpması sonunda yıkılmış ve zank taşı müzeye kaldırılmıştır. 3. Hacı Ömer Çeşmesi Hacı Ömer Mahallesi' nde, Hacı Ömer oğlunun yaptırdığı çeşmenin tamir ve bakırnma ll, 5 hesabı ile gelirinden sarfedilmek üzere mütevelli bulunan Hacı Abdurrahman Efendinin vefatı ile yerine, Hacı Kuşçu Mahallesi ahalisinden İbrahim Ahmet Efendilerin mütevelli tayinine dair ilam (G: 22, 1323 Hicri, 587/45 p.) dan anlaşıldığı gibi, çeşme 1323 Hicri/1905 yıllarında sağlam olduğu anlaşılmaktadır. 4. Yaralı Yusuf Çeşmesi ve Vakfiyyesi Akşehir Kazasının Cami-iKebir (Sultan Alaeddin) Camii Kapusu'nun sağ tarafında Yaralı Yusuf narnındaki hayır sahibi zatın bundan evvel yapıp ihya eylediği çeşmenin tamire muhtaç olması dolayısıyle Müderris Harputlu Ömer Efendi'nin yardımlarıyla tamir edilmiş, mezkur mahallin karşısındaki kabristan civarından çıkan Yaralı Yusuf suyunun yarısı künk borulada hiçbir yere uğramadan medrese hamamının önüne gelip oradaki taksimden dörtte biri Ömer Efen(iinin Medresesi'nin içine ve dışına, sonra cami önündeki çeşmeye, oradan Ömer Efendinin evine, oradan Sultan Tepe'de Hacı Nafız Han'ın önündeki burmalı havuza, oradan pazar yerindeki çeşmeye akıtıp, oradan da yarısı meydan hamamma akıtılıp, hamam sahipleri tarafından ayda 18 kuruş bedelin mütevelliye ödenecek. Artan paradan çeşmelerin ve yollarının devamlı tamirine harcanacağına dair bir vakfiye, tanzim edilmiştir (G: 30, Hicri. 1305). Böylece eski çeşmenin 1884 yıllannda yenilenmiş olduğu, sicil kayıtlarından öğrenmekteyiz. 4. Dibekbaşı Çeşmesi Hacı Hamza Mahallesi sakinlerinden~ Ermeni milletinden Sahakyan Nazaryan Efendinin oğlu Sahak, yine Seydi (Hıristiyan) mahallesinden Pargam oğlu Manok adlı kimseler mahallemizde evimin bitişiğindeki Dibekbaşı namı ile anılan vaki mescid-i şerif karşısında bulunan kendi malım ile bina ve inşa olan su çeşmesini havi olan tatlı suyu vakfeyledim. Şöyle şart eyledim ki; meblağ-ı mezkür malımdan verdiğim 2000 kuruşu çalıştırıp çeşmenin tamirine, bakırnma su yollarına harç ve sarf oluna, bunların bakımları hayatımda bana ait, ölümümden sonra evlatlanından layık olana verileceğille dair ilam (G: 5, Hic. 1326/1908, 372/148 p.) dan anlaşılacağı üzere yapı 144
için bir de vakfiye tanzim edildiği ve çeşmenin 1908 yıllarında ayakta olduğu anlaşılmaktadır. 5. Hacı İbrahim Efendi (Taş Oluk) Çeşınesi Akşehir müftüsü Hacı İbrahim Efendi tarafından yaptırılan çeşme eski kale mescidinin karşısında eski adı Buzluk (Yahdan Mahallesi'nde) olduğu anlaşılan yapı ile, aynı mahallede bir de buzhane olduğu sicil kayıtlarında geçmektedir (G: 22, 1318 H. 1900, 211/114 p.). Kayıtlara göre çeşmenin H: 1164/1750 yılında ölen Hacı İbrahim'in eşi tarafından yaptınldığı anlaşılıyor. Ancak yapı daha sonra yenilenmiştir (Samur, 1996, 150-153). G. Kütüphaneler 1. Ömer Efendi Kütüphanesi Akşehirli Hoca Şehriyari ve ders vekili, Hacı Ömer Efendi Kütüphanesi Hasan Paşa Camii bünyesinde (H: 10, 1330 H. 438/491 p.) 1911 yıllarında hizmet veren kütüphanede, 150 yazma, 375 adet basma olma üzere toplam 643 kitabın bulunduğu bildirilmektedir (Bakioğlu, Ankara, 1984, s. 5). Eski bir fihriste göre kütüphanedeki kitaplar cumhuriyetin ilanı ile halkevi kütüphanesine nakledildiği ve eserler arasında el yazma kitaplada beraber Muhiddin Arabi'nin 37 ciltten oluşan kendi el yazması olan "El-futuhat'il Mekkiyye" si diğer kitapları ile beraber Üvey oğlu Sadreddin-i Konevi tarafından Konya' da tahsis ettiği kütüphanesine vakfedilmiştir. Daha sonra bu kitaplar Türk İslam Eserleri Müzesi'ne verilmiştir, (Konyalı, 1945, s. 243.) 2. Mustafa Efendi Kütüphanesi Akşehirli Mustafa bin Harputi Ömer Efendi tarafından kopye edilen bir bölümü fıkıh, dört bölümü astronomi, bir bölümüde mantık ilminden meydana gelen "Hediyetü'l-ihvan" adlı eser, Ömer Efendinin eşi Şerife Hanım tarafından Ömer Efendinin medresesine bağışlandığı anlaşılmaktadır (Mustafa H. 1303/1885). Celi uslı1bu ile yazılmış eser ile, Ömer Efendi medresesinde bu ilimierin okutulduğu mümkün görülmektedir. Konya el yazmaları kütüphanesinde 153/3 numara ile demirbaş defterine kayıtlı kitap üzerindeki tarihe göre, Ömer Efendi medresesinin 1885 yıllarında sağlam olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca eserin üzerinde müellifinin Ali bin Mustafa (Ali el-vehbi) ve Trabzonlu olduğu yazılıdır. 145
3. Müftü Hacı Halil Zade Şeyh İbrahim Efendi Kütüphanesi Şeyh İbrahim Efendi evinin arsası üzerine yaptırdığı medrese kütüphanesine 25 kitap vakfetmiştir. Kitaplar vaktiyesinde adları ile beraber gösterilmiştir ve kütüphanede 500 kitabın bulunduğu sicil kayıtlarında geçmektedir. H. Sivil Yapılar 1. Rüştü Bey Konağı Akşehir Kazasına tabi Yahdan Mahallesinden merhum Fındık Zade Osman Efendi Vakfının mütevellisi olan vakıf'ın evladından Hafız Efendi Oğlu Ömer Efendi eski Konak diye bilinen vakıf'ın bahçesinden 5588 arşın bahçeyi 3780 kuruş bedelle satıp bu geliri konak ve bahçesinin tamirlerine sarf edileceği ve eski konağında 12 kuruşdan icara verilerek gelirinin yine konağın ve bahçesinin onarımına harcanmak üzere verilen bir ilan (G: 5, Hic. 1313, 1315/1895, 1897, 20/38) p. Konağın suyu, Köyceğiz karşısındaki, kaynayan ilçenin en kuvvetli ve en iyi sularından olup, bütün evlere, Rüştü Bey hanına ve Ulu Camii karşısındaki evine ve meydan hamamma akıtılmıştır. I) Hamam Vaktiyle Sultan Alaeddin Camii mahallin karşısındaki kabristan civarından çıkan Yaralı Yusuf, suyunun müderris Harputlu Ömer Efendi'nin yardımlarıyla ve künk borulada hiçbir yere uğramadan önce medrese hamamının içine ve dışmci: akıtıldığını şer'iyye sicil kayıtlarından öğreniyoruz (G: 30, 1305 H.) Kanaatimize göre hamam Sahip-Ata Fahreddin Ali Külliyesi'ne ait bir yapı olması mümkün görülmektedir. Sahip Ata Fahreddin Ali'nin 50 akçeli Çelüklü (Taş Medresenin Hic. 1290/1873) yıllarında, eliide bir hissesinin Sahip Ata Ali'nin torunlarından Hasan, Ahmet, Sadık ve Mehmet Ali'nin mütevellilerinden oldukları şer'iyye sicil kayıtlarında geçmektedir (L: 28, Hic: 1290; 8/1 p.) İ) Vakıf Su Kuyuları Akşehir kazası Meydan Mahallesi'ndeki vakıf su kuyularının bakımı tamiri ve temizliği için mevcut para ve vakıfların mahall-i mezkur ahalisinin intibahı ile Arpacı Hafız oğlu Efendi bin Hafız Mehmet Efendi'nin mütevelli tayin ediidiğine dair ilam (G: 5, 1323, H., 476/367 p.) dan bir çok vakıf su kuyusunun 1905 yıllarında Hayri vakıfların himayesinde günümüze kadar gelen yapıları olduğu anlaşılıyor. 146 L
2. Tatlı Sular Akşehir Veled Celal Mahallesinde Süleyman Ağa Oğlu, Mustafa Oğlu Ahmet Rüştü, Sultan Alaeddin Camii karşısındaki evine getirmiş olduğu tatlı sudan çarşıdaki her tarafı dükkanlarla çevrili İplikçi Camii yanındaki hanm şadırvanma da bu tatlı sudan vermeyi şart tuttuğunu bildirmektedir. Bu suyun evimden çarşıya kadar ve oradan Osmanlı Bankası'na ulaşması ve su yollarının bakım ve tamirinin bankaya ait olduğunun meşruta kıldım. Banka bu şartlara uymaz ise, su kesilecektir. Banka müdürünün de Onnik olduğu sicil kayıtlarmda geçmektedir (G: 5, Hic: 1325, 403/225 p.) J. Mezarlık ve Meyvesiz Ağaçların Bakımı Nasreddin Hoca, Hızırlık, Yağlı Dede veyarenler mevkindeki kabristanlar ile, Deli Osmanoğlu kuyusunun tamirleri ve bakımları, mezarlık ve kuyularm etrafındaki meyvesiz ağaçlarm zamanmda terbiye islah ve sulanmaları beldenin üsulu üzere evkaf komisyonu marifetiyle alım satımı komisyona yetki verildiğine dair ilam (G: 5, Hic. 1327, 346/97 p.) dan anlaşıldığı üzere 1909 yıllarına kadar, Osmanlı döneminde, meyvesiz ağaçların, islahı ve bakımları yanında, fakir insanlar için kurulan aş evlerinde insanlardan başka kedi ve köpek gibi hayvanlarm da dayurulduğu ve bunlar için de vakfılar yapıldığı anlaşılmaktadır (Bayraktar, 1992, 107-117). SONUÇ İlk çağlardan beri Orta Anadolu'nun eski bir yerleşim yeri olan Akşehir'in, nüfusu, 2000 sayımına göre merkez 60.226, köy ve kasabaları ile birlikte 115 000 olarak tespit edilmiştir. Konya vilayeti Salnamelerine göre 1881-1884 ve 1893 yıllarmda ilçenin nüfusu Müslüman 43.265, Rum. 1.711, Ortodoks. 3.134, Ermeni Gregoryan. 48.112'dir (1318 H.-1900 m. Tarihli Konya Vilayeti Salnameleri). Akşehir'in 1900 yıllarmdan sonra nüfusu Müslüman 14000, Rum ve Ortodoks 520, Ermeni Gregoryan 1.178 toplam ilçe nüfusu 16.000'e düşmüştür (Akandere, 1999, 293). İlçenin 1881-1893 yıllarmda yoğun bir nüfusa sahip olmasma karşılık 18 medrese inşa edilmiştir. Halbuki 16. yüz yılda Karaman'da 45 medrese, 272 zaviye bulunduğu bildirilmektedir (Öztürk, 1983, 4). Bu denli farklılığın etnik yapıdan kaynaklandığı akla gelmektedir. Ayrıca ilçedeki mescidlerin miliraplannın bugünkü görünümleri ile basit ve sağır olmaları mümkün değildir. Bu nedenle ilçede bir tarih ve kültür yok edilmeye çalışılmıştır. Buna rağmen Akşehir' de özellikle Osmanlı döneminde bugün mevcut olmayan eserler de dahil olmak üzere, önemli bir ilim, sanat ve kültür merkezi 147
olma hüviyetini korumuştur. Bu da konunun özünde yatan vakıflada her eserin bakımı ve onarımı için ehil kişiler mütevelli olarak atanmış ve böylece vakıf üsullerine göre bir silsile halinde hizmetler devam etmiş ve hiçbir eser sahipsiz kalmamıştır. BİBLİYOGRAFYA - AKAR, M., "Nasreddin Hoca" Uile dergisi, (İstanbul, 1986) - Akşehir Şer'iyye Sicil Defterleri, Akşehir, Hicri, 1330 (M. 1911) Konya Mevlana Müzesi Arşivi No: H-10 - Akşehir Şer'iyye Sicil Defterleri, Akşehir, Hic. 1313 (M. 1894) Konya Mevlana Müzesi Arşivi, Kayıt no, G: 22 - Akşehir Şer'iyye Sicil Defterleri, Akşehir, Hic. 1309 (M: 1891), Konya Mevlana Müzesi arşivi kayıt no: H-24 - Akşehir Şer'iyye Sicil Defterleri, Akşehir, Hic. 1272-1287, (M: 1870), Mev.:: lana Müzesi Arşivi, kayıt no: G-30. - Akşehir Şer'iyye Sicil Defterleri, Akşehir, Hic. 1321-1327 (M. 1903-1909) - Akandere, 0., "Konya Vilayeti Salnamelerine Göre, Konya Sancağı'nın İdari Teşkilatındaki Birimleri" İpek Yolu Özel Sayı II (Konya-1999) s. 279-296 - AKER, M. Cavit., Akşehir Kitabeleri ve Tetkikleri, (Muğla, 1934). - ASLANAPA, O, Türk Sanatı, İstanbul 1984. - BA YRAKTAR, M., İslam ve Ekoloji, Ankara, 1992 - BAKİOGLU, M: B., Konya Yusuf Ağa Kütüphane ve Medresesi ve Vakfiyyeleri A.Ü. ilahiyat Fakültesi, Bitirme tezi, Ankara, 1984. - DEMİRALP, Y., Akşehir ve Köylerindeki Türk Anıtları, Ankara, 1990 - Hediyet-ül İhvan Mustafa Bin Harputi Ömer Efendi El-Akşehiri, H: 1303 (M: 1885). - KARPUZ, H., "Nasreddin Hoca'ya Atfedilen Evler" Milletlerarası Nasreddin Hoca Sempozyumu Bildirileri (Konya İl Kültür Müdürlüğü Yayınları) Akşehir, 1991. - KONYALI, İ.H., Nasreddin Hoca'nın Şehri, Akşehir, Tarihi ve Turistik Klavuzu (İstanbul, 1945) - MERİÇ, R.M., "Anadolu Türk Tarihi Vesikaları, Akşehir, Türbe ve Mezarları", Türkiyat Mecmuası, C. V., (İstanbul, 1936) - ÖZTÜRK N., Menşei ve Tarihi Gelişimi Açısından Vakıflar, Ankara, 1983 - SAMUR, T., Akşehir'deki Türk Mimari Eserleri, Konya, 1996 148