Bence Ankara lı olmak 80 lerde Ankara da olmaktır.



Benzer belgeler
2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Yunanistan - Mikonos

Stillistanbul. Sabiha gökçen Hava Limanı. Neomarin AVM. Pendik Marina. Divan Otel. Modern istanbul un Kalbindeyiz

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

YAPILARDA ELEKTRİK PROJESİ ASGARİ BİRİM ÜCRETLERİ TABLOSU

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Bu katalogda kullanılan tüm bilgiler, şemalar ve görseller ön tanıtım amaçlıdır. Firma projede uygun gördügü değişiklikleri yapma hakkını saklı tutar.

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... V. I. BÖLÜM İNSAN DAVRANIŞLARI VE ANLAMLARI A. İnsan Davranışları... 1 B. Davranışların Anlamları... 11

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2002 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

yıldızlara yer açtık...

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ:

Yunanistan - Santorini

WEST SİDE STANBUL BEYLİKDU ZU PROJESİ ~ EMLAK 34 ~ Telefon: İlan No:f Referans No:WS-111


Hayat boyu, hayat dolu!..

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

BÖLÜM -V- YAPI SINIFLARI

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK

BÖLÜM -V- YAPI SINIFLARI

BÖLÜM -V- YAPI SINIFLARI

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Günlük Kent Gazetesi

DÜĞÜN GÜNÜM PROGRAMI

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

* ÇEVRE KORUMA HAFTASI * BABALAR GÜNÜ * RAMAZAN (ŞEKER) BAYRAMI * KULLANDIĞIMIZ ARAÇ VE GEREÇLER

İÇİNDEKİLER. Sayfa. ÖNSÖZ... v GİRİŞ... 1

BİLECİKTE YATIRIMIN DOĞRU ADRESİ KAYI PLAZA.

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3 YAŞ GRUBU MAYIS AYI EĞİTİM PROGRAMI

NO CADDE LOKASYON BİLGİLERİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

BEYAZ YILDIZ YEŞİL YILDIZ

Hayatın Doğası Değişiyor!

SIRADIŞI LJUBLJANA Yıl boyunca HER PERŞEMBE / 3 Gece 4 Gün

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Otel Bilgisi. Taksim International Abant Palace

Vivez et Parlez Français

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

yıldızlara yer açtık... 3 yıldızlara yer açtık...

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

ERASMUS BAHAR TOPLANTISI (8-10 NĐSAN 2010)

Doğukan Türkekul Akgün TURK Seda Uyanık. Tarih: Başlık: Budapeşte Gezi Notlarım. Budapeşte Gezi Notlarım

Neşe ve Eğlence dolu tatil..

T.C ÇANKIRI VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

OCAK AYI BÜLTENİ ŞEKİL KAVRAMI TEMA ÇALIŞMALARIMIZ KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI SES KAVRAMI ÖZEL BİLGİ İLKÖĞRETİM OKULU 6 YAŞ ANASINIFI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ

Sahip olduklarının değerini bilenler için...

2. İlk tekerlek bundan altı bin yıl kadar önce tahtadan yapıldı. 4. İlk hava taşıtı tek kişilik uçaktır.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

NİSAN AYI BÜLTENİMİZ

GENÇ ADIMLAR DERNEĞİ KARDEŞLİK PARKURU PROJESİ BİLGİ PAKETİ

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΤΩ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Ek Genelge ile 2006 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri açıklanmaktdır.

Odalarımız. G eniş, aydınlık ve ferah. odalarımızda, Vakko. Dekor un birbirinden farklı desenlerde. ödüllü kumaşları, birbirinden farklı şık

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Otel Bilgisi. Otel Özellikleri. NG Afyon Wellness & Convention

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

BEYŞEHİR BELEDİYESİ BEYFOT 4. ULUSAL FOTOĞRAFÇILAR BULUŞMASI FOTOMARATONU

ULAŞIM & KONAKLAMA & YERLEŞKE BİLGİLERİ. ODTÜ ye ULAŞIM. ESENBOĞA HAVALİMANI ndan: ŞEHİR DIŞI ve AŞTİ den: KIZILAY dan: SIHHIYE ve ULUS tan:

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

Otel Bilgisi. Otel Özellikleri. NG Afyon Wellness & Convention

Europ Organizasyon un sizlere sunduğu Hırvatistan gençlik kampı,

Faydalı Olması Dileklerimizle...

Faydalı Olması Dileklerimizle...

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

NORMLARI SİZ BELİRLEDİNİZ

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

BuranoVenedik denince akla ilk

Siirt'te Örf ve Adetler

TRAFİK VE İLK YARDIM HAFTASI

İnteraktif Türkler 2009 İnteraktif Mecra Kullanım Araştırması

Başkent in yeni yaşam merkezi Ankara Golfkent, TURYAP ın gayrimenkul geliştirme ve yatırım projesidir.

Hotel Römerhof / Erlensee

Tarihi ajandanıza not eder misiniz?

Transkript:

18 Bence Ankara lı olmak 80 lerde Ankara da olmaktır. Alper ANGIN Biraz daha piyasa bir gün geçirilecekse Tunalı Hilmi Caddesi nde volta atılırdı o zamanlar. Ankara nın en kral hamburgercisi Tivolino ydu. Big Boy isimli, çift köfteli, köpük bir kutu içerisinde servis edilen burgerden yemek, hafta sonunun beklenen ziyafetiydi adeta... Bence Ankara da yaşayan, otuzlarının sonuna gelmiş ve kırklarını yeni kucaklamakta olan bir neslin memleketidir aslında Ankara. Yaşını soranlara her seferinde hiç düşünmeden yirmibeş demek isteyip de diyemeyenlerin gençliğidir Ankara. Herkesin herkesi tanıdığı, memurun öğrenciyle harman olduğu, zamanla barışık, sade ve uyumlu bir hayatın sürdüğü yerdir seksenlerde Ankara. Sivrilikleri törpülenmiş, gönüllü olarak birbirine benzemiş, etrafıyla uzlaşmış insanların şehridir o zamanki Ankara. Seksenlerde Ankara diğer başkentlere göre küçüktür. Diğer metropollere göre tenhadır, hatta metropol bile değildir. Şimdi olduğu da tartışılır ya. Hava kararınca bütün şehir uyur. Caddeler sessiz ve boştur. Şehrin kalbi Kızılay Meydanı dır ve metro inşaatı sebebiyle doksanların ilk yıllarına kadar trafiğe kapalıdır. Bu sebeple insanların ayakkabıları çamurludur işe, okula giderken. Üç sıra koltuklu eski Amerikan arabalarının dolmuş olarak kullanıldığı yıllardan, körüklü otobüslerin en ortasında ayakta durmaca oynanan yıllara taşınan bir nesli büyütmektedir o zamanlar Ankara. Seksenlerin Ankara sında çocuk olmak; yılda en az bir yarıyıl tatili kadar da kar veya hava kirliliği yüzünden okula gitmemektir, kış aylarında. Mahallenin en dik yokuşuna geceden su döküp, buz tutturup, ertesi gün naylon torbalarla akşama kadar kayıp durmaktır, al yanaklarla. Yaz tatilinde ardiyeden araklanmış tahtalarla tornet yapıp, konu komşunun filelerini pazardan eve taşıyarak harçlık kazanmaktır. Mahallenin en güzel kızıyla birlikte, evdeki eski püskü eşyaları, oyuncakları tezgâha dizip, piyango çekilişi yapmaktır apartmanın önünde. Boruları kibrit kutularıyla bağlayıp, elektrik bantlarıyla süsleyip, külah atmaktır sonbaharda. Kuşe kâğıda basılı dergilerden yapılmış külahlara daha fazla kıymet vermektir. İlkbaharda inşaatlardan karpit aşırıp patlatmaktır. Karpit kokusunu hala hatırlamaktır. Parklarda odun yakıp, közüne evden getirilen patatesleri ankarader.indd 18 04.05.2012 17:05:48

19 haberleşilmiyordu. Herkesin cebinde telefon defteri vardı ve ezberde yüzlerce telefon numarası tutulurdu. Araç telefonu, çağrı cihazı, walky talky gibi cihazların mucize olduğuna inanılırdı. Cep telefonunun olmadığı günlerde sosyalleşmenin tek yolu, bir gece önceden haberleşip plan yapmaktı. Onikide Vakko da, birde Yeni Karamürsel de, üçte Gima nın önünde buluşmak üzere sözleşilirdi ev telefonları kullanılarak. Geç kalanın en fazla onbeş dakika bekleneceğini herkes bilirdi. Otobüsle, dolmuşla, taksiyle şehrin dört bir yanından gelenler, nasıl olurdu bilinmez ama pek nadiren gecikirlerdi randevularına. Diyelim ki bir aksilik oldu ve geç kaldınız, yine de yalnız kalmazdınız. Çünkü her arkadaş grubunun sürekli devam ettiği bir iki mekânı olurdu. Baktınız ki birinci de yoklar, ikincide yüksek ihtimal, olmadı üçüncüde kesin bulurdunuz aradıklarınızı. Nereye gidebilirdi ki zaten insanlar. Yüksel Caddesi nde kaldırımlarda oturuyor olabilirlerdi. Her köşe başında bir cafe yoktu o zaman. Yemek yiyeceklerse Vidar ya da Limon Burger de bulurdunuz onları. Harçlıklarına güvenenler için tek adres Meşrutiyet Caddesi nin girişindeki Pizerya idi. Ucuz yollu doymak için Sakarya nın başındaki Hosta da döner ya da sonundaki Otlangaç ta midye tava yenirdi. Bir önceki kuşağın alışkanlıklarından haberdar olanlar içinse pasaj içindeki küçücük bir dükkânda, ayakta, Goralı Sandviç yemek adeta bir ritüeldi. Konur Sokak taki Dost Kitabevi ne mutlaka uğranırdı. Bedesten denen, ıvır zıvır satan, hediyelik eşyacılar vardı her pasajın içinde. Onlar gezilirdi hiç bıkılmadan. Vakko nun en üst mayıs ankarader.indd 19 2012 gömüp, yarı pişmiş o tatsız tuzsuz şeyle ziyafet çekmektir, her mevsimde. Bayram akşamlarında bulaşık teli yakıp çevirerek kıvılcımlar saçmak, gündüzleri çatapat ve maytap patlatıp, kız kovalayan fırlatmaktır mahallede. Seksenlerin Ankara sındaki gençlerin çoğu bir spor kulübünün alt yapısında top oynamıştır; basketbol, voleybol, futbol, her neyse. Ya da okul orkestrasında görev almıştır. Bağlama çalmış, hafta sonları okullarındaki mandolin veya melodika kursuna gitmiştir. Hemen hemen herkes en azından bir kere sahneye çıkmıştır müsamere, tören ya da tiyatro vesilesiyle. Tam hem sanatla, sporla hem de geleneksel mahalle kültürüyle yoğrulduğu sırada tüm bunlardan vazgeçip, ülkedeki yozlaşma akımına kapılıp, Amerika dan gelen Lewi s 501 kotların, Sebago ayakkabıların, İngiltere den gelen Shetland kazakların, B u r l i n g t o n çorapların peşine düşmüştür gençler. Aslında aileler her geçen gün daha da ortadirek olmaktadır ama fakir-zengin herkeste bir marka hevesi başlamıştır. Şimdi sıradan gelen şeylerin hiç olmadığı yıllardır seksenler. Uzaktan kumanda yoktu, ondan önce renkli televizyon bile yoktu. İnternet yoktu. Windows yoktu. Hatta bilgisayar pazarında Commodore 64 ten sonra çıkan Amiga nın ötesini hayal edebilen yoktu. Alışveriş merkezleri yoktu. Süpermarketler yoktu. Uluslar arası markalar, zincir mağazalar, cafeler, bistrolar, butik pastaneler yoktu. Şimdiki gençlere garip geliyordur belki ama hiç kimse Yaklaşırken çaldır beni demiyordu. SMS, e-mail, Whats App, BBM vs. ile anlık olarak 04.05.2012 17:05:57

20 katındaki Vakkorama dan bir kese kâğıdı dolusu rengârenk şeker alınırdı, kaldırımda otururken yemek için. Uzun saçlı, küpeli delikanlılarla, koyu renk makyajlı, kabarık saçlı kızlardan oluşan gruplar, özenle serpiştirilmiş gibi yer tutarlardı Yüksel Caddesi boyunca. Her grupta en az bir gitar olurdu. Hotel California, When A Man Loves A Women, Still Loving You söylerlerdi. Önlerinde metal gruplarının isimleri basılı olan siyah tişörtler üniforma gibiydi. Ayaklarda zamanına göre bez Converse ler, sonra Top Ten boğazlı basketbol ayakkabıları, daha sonra Adidas Decade tenis ayakkabıları ve en sonunda da ise Nike Air Jordan lar olurdu, bir örnek ve sözleşmiş de giyilmiş gibi. Bu nesil ilkokul çağlarında Mekap ın M siyle, Panter le, Espadril le büyümüştü ve bu yeni markalara sahip olmak, yılbaşında büyük ikramiye kazanmak gibiydi onlar için. Yeni Karamürsel in bu markaları taksitle satmaya başlaması, şehrin dört bir yanında yankı bulan bir müjde olmuştu gençler arasında. Biraz daha piyasa bir gün geçirilecekse Tunalı Hilmi Caddesi nde volta atılırdı o zamanlar. Ankara nın en kral hamburgercisi Tivolino ydu. Big Boy isimli, çift köfteli, köpük bir kutu içerisinde servis edilen burgerden yemek, hafta sonunun beklenen ziyafetiydi adeta. Birçokları içinse tam karşısındaki Vitamin de sosisli yemek adettendi. Biraz daha yaşı büyük olanlar için Kıtır a gitmek kuraldı. Bir iki bira içilip, kokoreç yenirdi. Alev Abi yapardı kokoreçi. Galatasaray Lisesi mezunu, yılın iki ayını Fransa da geçiren, dünyanın en entelektüel ve beyefendi kokoreççisiydi. Herkes onu tanırdı ve şaşırtıcı bir şekilde o da herkesin ismini bilirdi. O bilmezse Metin Abi kesin bilirdi. Yan tezgâhta sosisli kumpir yapardı Metin Abi. Onların önünden geçmeden Tunalı ya girilmezdi. O zamanlar tek yön değildi Tunalı Hilmi Caddesi. Hatta şimdikinin aksi istikametinde tek yön olduğu yıllardan bile önceydi. Gidiş geliş iki yönlü araç trafiğine açık bir caddeydi. Bütün şehir cumartesi sabahını beklerdi. Sabah saat dokuzda araçlara kapanırdı cadde, pazar akşam altıya kadar. Herkesin toplanma alanı oluverirdi Kavaklıdere. Kaykaycılar cadde boyunca marifetlerini sergilerlerdi. En güzel kıyafetlerini giymiş insanlar gruplar halinde köşe başlarını tutarlardı. Vahşi Batı daki kalabalık bir kovboy kasabasından daha fazla çizme yürürdü caddede. Sipsivri uçları, gondol topukları ile bir tek mahmuzları eksik olurdu çizmelerin. Bunların ayakkabı şeklinde olanlarına matador denirdi. Mevsime göre tercih edilen bir alternatifti. Elinde Flamingo dan alınmış dondurma külahlarıyla Ertuğ Pasajı nın önünde takılan yüzlerce genç erkek ve kız göz teması kurmaya çalışırlardı birbirleriyle. Mesajlar uçuşurdu bakışlarda. Çıkma teklifleri ve evet cevapları kulaktan kulağa iletilirdi neredeyse. Bir aşağı bir yukarı yürünürdü. Kuğulu Pasajı nın önüne gelinince kestane ya da süt mısır alınırdı, bir sonraki tura kadar oyalanmak için. Akşamüstü Merry Queen e uğranırdı mutlaka. Gitarla canlı ve akustik müzik yapılırdı orada. En az bir şarkı dinleyip çıkmak şarttı. Tunus Caddesi ndeki Betty Club da mutlaka bir öğrenci partisi olurdu. Bazen bir bilet alıp içeri girilir ve saatlerce dans edilir. Bazen kapının önünde takılıp zaman geçirilirdi. İçerde Snap ten Power, C & C Music Factory den Everybody Dance Now ve Suzan Vega dan Tom s Diner çalardı mutlaka. Sözlerinin anlamına bakılmaksızın sarmaş dolaş dans edilirdi Another Day In Paradise çalarken sevgiliyle. Her hafta sonu sinemaya gidilirdi. O zaman bir tabelanın altında on tane elli kişilik salonun olduğu zincir sinemalar yoktu. Bin küsur kişilik Akün vardı Atatürk Bulvarı nda mesela. Tunalı da Talip ve Kavaklıdere, Kızılay da Nergis ve Menekşe sinemaları vardı. Metropol ve Kızılırmak eklenmişti sonraları onlara. Maltepe deki Gölbaşı Sineması iflasın eşiğine gelip, porno film oynatmaya başlamamıştı o zamanlar. En önemli gişe filmlerine ev sahipliği yapmıştı. Rocky, Rambo İlk Kan, Kramer Kramere Karşı her yerden önce orada girmişti vizyona. Bakanlıklar da Batı Sineması vardı. Hiç biri boş kalmazdı, her matinede dolar taşardı koca koca salonlar. Batı Sineması nın da içinde olduğu pasajda bir sürü birahane vardı. Nereye gidiyoruz? dendiğinde Batı ya diye cevap verilirdi. Bira, patates kızartması ve beyaz leblebi tüketilirdi, sohbete meze olsun diye. Küçücük, 5-6 masalı mekânlarda, iç içe girerdi insanların hayatları. Herkes birbirine dert ortağı, neşe kaynağı, dost olurdu. Beraber şarkılar söylenirdi, az önce ankarader.indd 20 04.05.2012 17:05:57

21 bilir kaç evlilik teklifine ve romantik buluşmaya ev sahipliği yapmıştı. Ailecek geleneksel bir akşam yemeği planlayanlar Opera daki Uludağ, Sıhhiye deki Yeşil Nalın ya da Güniz Sokak taki Hacı Arif Bey isimli kebapçılara giderlerdi. Ağır bir gece eğlencesi için Bizon ve Chinatown kulüpleri, daha köpüklü bir hafta sonu eğlencesi için Baron ve Real barlar akla gelirdi. Dedeman ın karşısındaki Başkent Çorbacısı ve Çankırı Caddesi ndeki Çiçek Lokantası sabahçıların değişmez mekânlarıydı. Karne günlerinde Tunalı ya ya da Seğmenler Parkı na çıkanların başına neler geleceğini büyük küçük herkes bilirdi. Yumurtalar havalarda uçuşurdu. Birkaç saat içinde ara sokaklar bile dayanılmayacak kadar kötü kokardı. Yaşlı genç herkes isabet alabilirdi ama kimse kızmazdı. Günün sonunda kavga etmek için değil, o günü kutlamak Cenk Karaman mayıs ankarader.indd 21 2012 tanışmış muhtelif yaşlardaki can dostlarından oluşan karma korolarla. Herkes adam gibi içer, adam gibi hüzünlenir, adam gibi eğlenir, adam gibi kızar, adam gibi kalkıp evine giderdi o zamanlar. Harçlığı henüz tükenmemiş olanlar geceye Farabi Sokak ta devam ederlerdi. Dans etmek için F-34 Disko vardı Farabi Sokak 34 numarada. Depeche Mode dinleyip olduğu yerde sallanmak için A Bar a, rock dinleyip azmak için Grafitti ye gidilirdi. Sonraları Çevre Sokak ta Barba da buluşulmaya başlandı. Zamanın önemli eller havaya mekânlarından biri olan No Name de oradaydı. Sabahı bulmak için Şili Meydanı ndaki Airpot Disko, Cinnah caddesindeki Artı ve Eksi barlar, Hilton Oteli nin altındaki Jackie s beklerdi gençleri. Gece eğlencelerinde en erken sarhoş olanın, bakıma muhtaç hale gelenin ve tatsızlık çıkaranın en delikanlı sayıldığı bugünlerden farklı olarak; bozulmaya başladığı anda içki masasından kalkıp, herkesi selamlayıp, evine çekilene hürmet edilirdi o zamanlar. Aylar boyunca her Çarşamba-CumaCumartesi gecesi mekân mekân gezip, tek bir kavgaya, karmaşaya şahit olmayan yüzlerce kadın ve erkek müdavim vardı sokaklarda. Geceler şimdiki gibi yarım kalmaz ve tatsız bitmezdi. Başka yer yokmuş ve mecburlarmış gibi Şili Meydanı nda ya da Farabi Tüneli nin ağzında köfte yemek için toplanan insanların kahkahaları eşliğinde dağılırdı insanlar evlerine. Doğum günü, yaş günü veya özel bir kutlama yemeğine gitmek isteyenler Tunalı daki La Palm, Mesnevi ya da Tunalı daki Tadım, Nene Hatun daki Mona Lisa ya da Galip Dede Sokak taki Margaritta isimli pizzacıları tercih ederlerdi. Sheraton Otel in arkasındaki Villa ve Wine House isimli restoranlar kim 04.05.2012 17:06:47

22 için hep beraber azardı farklı okullardan liseliler. Leş gibi evine dönen hiç kimse ertesi güne kin taşımazdı. Sonraları su ve un, ketçap ve mayonez eklendi menüye ve her eklenen yeni malzemeyle daha da kirlendi bu geleneksel eğlence. Zamanla, yeni yetmelerin tekmeli yumruklu kavgalarının arasında yok oldu gitti, bir sürü başka eski alışkanlık gibi. Serserilik bile daha ahlaklıydı o zamanlar. Şimdiki gibi kızların okul bahçelerinde tekme tokat, saç baş birbirine girdiği hiç görülmezdi. Erkekler kapışırdı çok lazımsa, o da yazılı olmayan ama herkesin bildiği kurallara göre. Birbirine horozlanan kalabalıklar şuursuzca birbirlerine saldırmazlardı. Teke tek, ikiye iki, üçe üç çıkılırdı er meydanına. Kimsenin aklına, eline geçirdiği sert bir maddeyi karşısındakinin kafasına vurmak gelmezdi. Neredeyse hiç kimsenin cebinde kesici alet olmazdı. Bileğine güvenirdi tüm erkek çocukları. Her dönemde olduğu gibi seksenlerde de diğer şehirlerden farklı bir argo yaşardı Ankara sokaklarında. Farklı ve garip benzetmeler kullanılırdı gençler arasında. Her b..a maydanoz olmak, herıld yani gibi kalıplar hemen her konuşmada geçerdi. Kafayı yedim, kendine iyi bak demek yeni yeni alışılan laflardı. Züppe yerine cop cop, kıro yerine maganda, her unvanın yerine hocam kullanılırdı. Ankara dan çıkan argo deyimler önce mizah dergilerine, oradan da tüm ülkeye yayılırdı. Neredeyse yarısı üniversite ve lise öğrencilerinden oluşan şehirde Gır Gır en çok satılan dergiydi. Sonraları çıkan Leman ın ilk sayısını satın almak için bazı büfelerin önünde kuyruklar oluşmuştu. Türkiye nin sanat ve kültür yaşamında bariz bir Ankaralılar hegemonyası vardı. En uç siyasi görüşlerin dergilerini ve günlük gazetelerini çıkarmaya cesaret edenler Ankara lı gençlerdi. Amatör müziğin kalbi burada atardı. Hacettepe ve Odtü, rock grubu üretim merkezi gibiydi. Ankara Sanat Tiyatrosu ve benzerleri fabrika gibi sahne insanı çıkartırlardı. TRT Ankara Televizyonu nun deneyimli personeli, yeni yeni inşa edilen özel televizyonculuğun harcı olmuştu. Radyomu Susturma protestosu Ankara dan çıkmıştı ve neredeyse bütün arabaların antenlerinde haftalarca siyah kurdeleler dalgalanmıştı. Gençler, ulusal istasyonlardan çok yerel bir radyo olan Gün FM i tercih ederlerdi. Hafta içi günlerde, gece yarısından sonra radyonun başında sabahlanıp okula geç kalınırdı. Katil Kim programına telefonla bağlanılıp, iki soru sorulup, tahmin yapılırdı. Kim olduğu sır gibi saklanan Radyonun Delisi diye bir adam, kendisini arayanı tersleyip suratına telefonu kapatırdı ve bu muameleye maruz kalmak için arayanlar yüzünden hatlar kilitlenirdi. Ülkedeki her şey ve herkes derinliğini kaybedip, yüzeysel ve gündelik bir bakış açısına kurban giderken, Ankara nın gençleri uzun süre direnebilmişti. Hoşgörülü, sağduyulu, uyanık ve çağdaş olma refleksi henüz yitirilmemişti o zamanlar. Seksenlerde Ankara da olmak sabırlı olmak demekti. Esenboğa da uçağının tekerleri yere değen her devlet büyüğü için, daha o uçaktan inmeden Ulus ta, Sıhhiye de, Kızılay da ve Kuğulu Kavşağı nda trafik durdurulurdu. Bu durum o kadar kanıksanmıştı ki uzun uzun bekleyen vatandaşlar, önlerinden geçen çok arabalı konvoyları protesto etmek için kornaya bile basmazlardı. Ankaralılar tarafından kanıksanan şeylerden birisi de gündelik yaşamın, başkente özgü binaların arasında sürüyor olmasıydı. Bu en çok Ankara dışından bir misafir gelince hissedilirdi. Ankaralılar, her gece ana haber bülteninde izledikleri yerlerde yaşadıklarını, ancak misafirin Anıtkabir i, Meclis i ve Çankaya Köşkü nü görünce sergilediği şaşkınlık sayesinde fark ederlerdi. Belki de hiçbir zaman değişmeyecek ankarader.indd 22 04.05.2012 17:07:42

23 olan tek şey budur Ankara da. Ankara nın sembol binalarından Ata Kule açıldığında olay olmuştu şehirde. Tepesinin dönüp dönmeyeceği, dönerse nasıl döneceği, dönmezse neden dönmeyeceği ile ilgili rivayetler, saptamalar ve teoriler geliştirme trendi yıllarca iş yaptı şehirde. Ne olacak memleketin hali? polemiği kadar ilgi gördü Ata Kule. Gençler içinse Tunalı Hilmi den yukarı taşınan bir hafta sonu aktivitesiydi. Tırabzanlara yaslanıp saatlerce durulurdu öylece. İkinci kattaki gümüşçülerde yaptırılan künyeler takılırdı bileklere. Kocaman harflerle isimler yazılı olurdu üstlerinde. Erkeklerin Amerikan stili kesilmiş saçlarının, briyantinden bir tabaka ile kaplanması, kızların permalı saçlarının sırılsıklammış gibi görününceye kadar jöleye bulanması modaydı. Bir de uzun yıllar terkedilemeyen rugan ayakkabı içine beyaz havlu çorap giyme modası vardı ki hatırlamak bile utanç verici. Or-An Şehri nde, Ümitköy de, Beysukent te oturanları kimse anlamazdı. Onlar herkesten önce toparlanıp evlerine doğru yola koyulunca Ne işleri var ta oralarda ya? diye dedikoduları yapılırdı arkalarından. Uğur Mumcu Caddesi nin sağ tarafında yeni yeni sokaklar oluşuyordu. Caddenin adı da Köroğlu Caddesi idi o zamanlar. Uğur Mumcu nun evinin önünde mumlarla türküler söylememişti daha seksenlerin çocukları. Best Pastanesini mekân edinen gençlerin arasında, bombalı saldırı olana kadar, Prof. Dr. Bahriye Üçok un evinin hemen yan binada olduğunu bilen yoktu. Yıldız Kavşağı ndan sağa, şimdiki Turan Güneş Bulvarı na dönülünce, uçsuz bucaksız tozlu bir toprak yoldan devam edilirdi yukarı doğru. İnsanlar Ankara ya yaklaştıklarını, Eskişehir Yolu nun sağındaki tepelerden birinin üzerinde, askeri radar istasyonuna ait beyaz yarım küreyi görünce anlarlardı. Bugün hala aynı yerde olan ama önüne inşa edilen Gordion AVM ve birkaç çok katlı site yüzünden görülemeyen beyaz yarım küreyi. Havaalanına gitmek için iki saat önceden yola çıkılırdı. Esenboğa dan dış hatlara uçulacaksa, soldaki tek katlı prefabrik terminale gidilirdi. Otobüsler eski hipodromun karşısındaki garajlardan kalkardı. Şehrin göbeğinde, kocaman şehirlerarası otobüsleri görmek kimseyi şaşırtmazdı. Ankara nın ilçelerine giden otobüs ve minibüsler içinse hareket noktası, GATA nın hemen altındaki Eski Garajlar diye anılan boş alandı. Her şeyin satın alınacağı yer belliydi ve seksenlerin Ankaralıları bunları istisnasız bilirlerdi. Meyve sebze Ulus halinden, her tür bakliyat, pirinç, bulgur ve kuru yemiş kale kapısından, balık Sakarya Caddesi nden, mobilya Siteler den, kullanılmış ev eşyası İtfaiye Meydanı ndan, araba Aydınlıkevler den, bisiklet Yiba Çarşısı ndan, tesisat malzemeleri Modern Çarşı dan, iç çamaşırı Kocabeyoğlu Pasajı ndan, spor malzemesi Ülkealan Pasajı ndan diye uzayıp giderdi bu liste. Kısacası seksenlerde Ankara da olmak daha az seçeneğe sahip olmak ama bu seçenekleri uzun sürede, tadına vararak tüketmek demekti. Elindekiyle yetinmek ve mutlu olmak demekti. İnsanların güvenli şehir beklentilerini fazlasıyla karşılayan bir düzenin parçası olmak ve düzeni sabote etmemek demekti. Sınıf farklılıklarının şimdiki kadar keskin ve acılı olmadığı, ortak paydaların şehrin daha büyük bir kısmı tarafından paylaşıldığı bir sosyal çevre demekti. Cebinde tomarla para olmadan, daha çok şeyi alıp, daha çok yere gidip, herkesle birlikte eğlenebilmek demekti. Bence Ankaralı olmak, daha düzenli, daha sade, daha eğlenceli ve daha güvenli bir Ankara nın tadına varmaktır. Şimdiki Ankara ya alışamamak ve seksenleri özlemektir. mayıs 2012 ankarader.indd 23 04.05.2012 17:07:42