Şeyh İmam Ebu Mansur el Matürîdî ye Aittir. (بسم الله الرحمان الرحيم)

Benzer belgeler
İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Muhammed Bin Abdulvehhab'ın Akidesi

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

Kur ân da Dua Ayetleri

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

İbadetin Manası ve Çeşitleri

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İnsanın İrade Özgürlüğü Cumartesi, 14 Mart :04

Mutezile Fırkası nın mahiyetini ortaya koyan, tarif eden ve onların olmazsa-olmaz beş temel prensibi vardır.bu prensipler şunlardır:

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

Dua ve Sûre Kitapçığı

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU):

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ. Kovulmuş şeytandan Allah a sığınırım,

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Allah ın İradesi ve Kötü Fiiller

AKAİD-İ NESEFİ. AKAİD-İ NESEFİ İslam'a göre eşyanın varlığı bir gerçektir. Ve ilim bu eşya gerçeğine nüfuz eder.

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Sadece Peygamberlerin sözleri ve onlarla gönderilmiş, tahrif edilmemiş, bozulmamış kutsal metinlerde olan bilgilerdir.

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Soru:"Kalpler Allah ın iki parmağı arasındadır. Onları dilediği gibi evirip çevirir"

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen


URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Kur'ân'da, Rabbimiz Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını verdi (Hac 78), buyurmaktadır.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Hamd ve Şükür. Einfache Übersetzung Hamd = tanriya övgü sunma, tanriya övgü olsun Şükür = tanriya övgü Övgü = Lob Övmek = loben, preisen

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

KÂDI ABDULCEBBAR B. AHMED'İN İNSAN FİİLLERİNİN YARATILMASI VE EŞ ÂRÎ NİN KESB GÖRÜŞÜNÜ ELEŞTİRMESİ

Terim olarak kader, "Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına " denir.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı KUR AN A GÖRE CİN ve ŞEYTAN Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İmam Şafii nin Vefat Ederken. Üzerinde Bulunduğu İ tikad.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

Transkript:

Şeyh İmam Ebu Mansur el Matürîdî ye Aittir. (بسم الله الرحمان الرحيم) Bu akide (kitabı) eş Şeyh İmam âlim, ümmetin nâsihi, şeraitin yardımcısı, Ehl-i Sünnet ve l Cemaatın reisi Ebu Mansur el Matüridî ye mensuptur (ona aittir). Allah onu rahmeti ile korusun; Allah efendimiz Hz. Muhammed e, Âline ve umumen ashabına rahmet eylesin. 1- Besmeleden, hamdeleden ve salveleden sonra, ilmin meydana geldiği şeyler (yollar) üçtür. Sağlıklı beş duyu, doğru akıl ve doğru insanlardan (Peygamberler) sadır olan haberler (haber-i sadık). Sofistler bu yolla ilmin meydana gelmeyeceğini söylemişlerdir.çünkü yargı bir çelişkidir. Hisse gelince, çünkü pozisyon bir şeyi iki olarak görebilir; akla gelince onunla delil getirmek bazan hata, bazan da doğru olabilir; habere gelince ise, bazan doğru olabilir, bazan da doğru olmayabilir. Biz de deriz: Söz, salim beş duyu üzerine söylenmiştir, sizin söylediğiniz salim olmayan akıl içindir. Akıldan murad kamil, tam akıldır; haberden murad ise, masum sıfatına sahip olan Resuller ve mütevatir (haber)dir. 2- Alem sonradan yaratılmıştır. Çünkü arazlar ve madde diye ikiye ayrılmaktadır. Arazlar, sonradan yaratılmışlardır (hadis); çünkü, arazlar, önceden olmayıp sonradan meydana gelen şeylerin ismidirler. Bu tanımla buluta da araz denilmektedir. Madde de arazlardan hali (boş) değildir; böyle sonradan yaratılanla ortak bir paydada birleştikleri için madde de varlığa gelişte 1 / 9

hadistir. Maddenin sonradan yaratıldığı sabit olunca, maddenin başkasının yaratmasıyla meydana geldiği de böylece sabit olur. Maddeyi yaratan bir yaratıcı olduğu sabit olunca, O, yaratıcı ezelî olur; çünkü ezeli olmazsa o da sonradan yaratılmış olur; o zaman ona da bir yaratıcı gerekir, ona da ikinci bir yaratıcı, bir üçüncü yaratıcı gerekir derken böylece teselsül meydana gelir ki, (sonu gelmeyeceği için) teselsül batıldır. Dehriyye ye (Mataryalist) göre, alem ezeli bir maddeden meydana gelmiştir. Yani, ezeli bir asıldan meydana gelmiş, o da Heyûla=zerre, madde dir. Çünkü Dehrilere göre bir asıldan olmayan îcad muhaldir (imkansızdır). 3- Şüphesiz yaratıcı tektir. Çünkü, şayet iki yaratıcı olsa, şu alternatiflerden hali olmaz: ya iki ilah da yaratmada eşittirler, razıdırlar, bu muvafakat her iki yaratıcının da aczine veya birinin aczine delildir. Çünkü tercih edilen muradları hasıl olmaz; yaratma konusunda iki sânî arasındaki bu uyum ancak mecburiyettendir. Ve eğer iki sâni, yaratma konusunda birbirlerine muhalif olurlarsa, şundan hali değildirler: Ya her ikisinin de muradları hasıl olur ki, bu muhaldir; veya her ikisinin de muradları hasıl olmaz; bu ise, sâni lerin aczidir. Aciz olanın Rabb olması uygun olmaz. Bu mana Allah ın şu kavlinden alınmıştır: Eğer yerde ve gökte Allah tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesinlikle bozulup gitmişti. Mecûsiler şöyle dediler: alem için iki sâni vardır; onlardan birisi Hayyir dir, iyiliklerin yaratıcısıdır, o Yezdan dır; öbürü Şerrir dir, zarar ve kötülüklerin yaratıcısıdır, o da Ehreman dır. Çünkü, şerrin yaratıcısı sefihtir (aptaldır); Yezdana bu sıfat izafe edilmez. Biz de deriz ki, yaratmasında hikmet olmadığı zaman ancak sefih olur; hikmetin en düşük derecesi, zorbaları hor görüp itaat ettirmektir. 4- Şüphesiz ki sâni araz ve cevher değildir; çünkü cevherler terkiplerin aslıdır; çünkü cevher, ne filen, ne de vehmen parçalanmayan cüzdür (atomdur). Tanımı, atom cevher, bedel yoluyla zıtlara kabiliyeti olan bizzat kaimdir; böylece onun, terkiplerin kendinden oluştuğu, sonradan yaratılanlara ve arazlara mahal olan bir sâni olması imkansızdır; ve sâni in cisim olmsı da tasavvur olunamaz. Çünkü cisim iki veya üç cevherden oluşmaktadır. 5- Sonra şüphesiz isim ve müsemma, Allah ın şu kavlinden dolayı birdir(aynı şeydir). Yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. Şayet (buradaki isim) Allah tan başkası olursa, bu, Allah ın 2 / 9

başkasını tesbih et emri olur. Bazıları, zaten (o isim) Allah ın gayrıdır; çünkü Yüce Allah şöyle buyuruyor: En güzel isimler O nundur. Şayet isim müsemmanın aynısı olsaydı, zat teaddüt ederdi (çoğalırdı, bir çok ilah olurdu). Biz de deriz ki, (isim müsemmanın aynı değildir) sözü tesmiyeye (isim verme işlemine) hamledilmektedir; bunun içindir ki, Allah ın bazı ismleri diğer bazılarına bir üstünlüğü yoktur. Çünkü müsemma (ad verilen zat) birdir, aynıdır. İsm-i  zam la murad, zikriyle sevabın ziyade olmasıdır. 6- Sonra, Allah ahirette görülecektir. Çünkü O, mevcuddur; görülmesi caizdir. Görülmeyen varlıklar, görülmeleri için Allah ın adetini icra etmemesinden dolayı görülmemektedirler. Hz.Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: Dolunayı (15 günlük) nasıl görüyorsanız, (kıyamet günü) Rabbinizi öyle (berrak) göreceksiniz. Mûtezile ve Hariciler, Allah ın, Gözler Onu göremez. Kavlinden dolayı O nun görülemeyeceğini söylemişlerdir. Biz de deriz ki,o, kavranamaz; çünkü idrak etrafı bilmektir, kavramaktır; fakat biz, Allah görülecek diyoruz. Yine dediler ki, aletle görmek, Ona karşılık (mukabil), yüz yüze olmak ve mesafe, tamamını veya bazısını görmek gerekir; biz de, bu batıldır, deriz; Allah ın bize görünmesi mesafesiz ve yönsüzdür; ve bilmesi de öyle çünkü Allah mesafesiz ve yönsüz bilir. Hz.Musa nın (a.s.) Allah ı görmek istemesi buna delalet etmektedir. Allah ın Sen beni asla göremezsin. Sözüne direnç gösteremediler. Çünkü لن ebediyet ifade etmektedir. Biz de deriz ki, bazen da aynen ebediyet ifade ettiği gibi, vakit manasını ifade etmektedir. Allah ın şu sözünde olduğu gibi: hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Onlar ölümü ahirette temenni edeceklerdir. Allah ın şu sözünü te vil ettiler: Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parlayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O nu göreceklerdir). Yani, ناضرة) bakmak) kelimesini, منتظرة beklemek manasıyla tefsir etmişlerdir. Biz de deriz ki, bu bir zahmettir, yorgunluktur; cennet ise meşakkat yeri değil (ücret alma yeri)dir. Çünkü, إلي kelimesi ile ifade edilen yakın(dan) yüz yüze bakmak manası, ancak gözle olur. 7- Sonra, Allah ın sıfatları ne O nun aynı, ne de gayrıdır. Bir şeyin rengi gibi. Bu sıfatlar, fiili sıfat olsun, zatî sıfat olsun fark etmez, o sıfatlar yaratılmamıştır. Kaderiye ve Eş ariyye ise, ihya ve imate gibi fiili sıfatlar sonradan yaratılmıştır. ve Allah ın gayridir, demektedirler. Çünkü fiili sıfatlar, onlara göre o, Mükevvinin (yaratanın) gayrı olan tekvindir. Çünkü, mektup, ancak yazmakla mektup olur. Bundan şunu söylemektedirler: Allah yaratmakla yaratıcıdır. Biz de deriz ki, Yaratıcılığı ezelî ve daimî olan yaratıcıdır. Nasıl ki şöyle deriz, O, zatî sıfatlarında 3 / 9

bilmesi ezelî ve daimî olan alimdir. Çünkü katip yazmasa da katiptir. (Yani, devamlı bilen ve devamlı yaratıcı olan, yaratmadığı zamanda da yaratıcı olandır). Zâtî sıfatlar, Celal, Kibriya, Kudret, İlim, Basar ve Kelamdır. Bunlardan başkası fiili sıfatlardandır. 8- Sonra, Kur an Allah ın kelamıdır; Allah ın zatı ile kaim, ezeli bir sıfattır. Harflerin, seslerin cinsinden değildir Bölünme (tecezzi) kabul etmeyen tektir. Ne Arapçadır, ne de Süryanice. Ancak insanlar farklı ibarelerden biriyle O, teki ifade etmektedirler. Yüce Allah ın zatı gibi. Keza, Hayat, İrade ve Beka Allah ın zatına ait sıfatlardandır, muhtelif ibarelerle ifade edilmektedirler. Mutezile, Allah ın kelamı bu ifadelerin başkasıdır. Allah ın kelamı muhdestir, sonradan yaratılmıştır (mahluktur); çünkü şayet ezelî olsaydı, bu kelamla emreden, yasaklayan,haber veren, haber alan olurdu.; bu ise madum(olmayan) için hikmetsizliktir, demektedirler. Biz de deriz: bir şeyin emir olması hemen, anında yerine getirilmesi gerekli, zorunlu olması içinse, ancak o zaman hikmetsiz (sefeh) olur. Çünkü öncelik ve sonralık zaman ve mekanla bağlantılıdır; Allah ın kelamı ise, zaman ve mekanla bağlı değildir (onun için emirleri (ألجعل) hikmetsiz olmaz). Şayet, Allah, Biz onu Arapça bir Kur an kıldık. Buyurmuştur, kılmak kelimesi ise, yaratmaktır, denilse, biz deriz, durum, Allah ın, Onlar, Rahmanın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Sözünün delaletiyle, onların iddia ettikleri gibi değildir. (yani müşrikleri, meleklerin yaratıcısı olarak mı kabul edeceğiz!) Eş ariler, sahifelerde (yazılı olanlar) Allah ın kelamı değildir; ancak kelamullah tan ibarettir, çünkü Allah ın sıfatıdır, sıfat ise mevsufu ortadan kaldırmaz. Biz deriz, o, Allah ın kelamıdır. Fakat harfler, sesler yaratılmıştır; çünkü biz, Allah ın kelamı Mushaflardadır diyemeyiz; hatta ilgilenilen bir kelam olsun, çünkü bilinen şey Allah ın ilmiyledir, ilim sıfatı ise, onu giderir (demek) bir uydurmadır. 4 / 9

9- Müşebbehe ve Kerramiyye, şüphesiz Allah, her şeyi hükmü altına alma yükselişiyle arşa yükselmiştir. O cisimdir; fakat Allah ın, Rahman, arşa istiva etmiştir. Kavline istinaden cisimler gibi değildir, demektedirler. Biz deriz: istivanın manası, hakimiyet, hükmü altına almaktır. Biz onların cisim sözünü Allah ın şu kavliyle reddediyoruz: O nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ayette geçen كاف harfi, zaid bir harfi cerdir, yani, شيء ليس مثله şeklindedir. Eğer, eşya gibi değil ama, ona شيء denilmiyor mu? Denilse, biz de deriz, şey iyyet vücuttan ibarettir.ama cisim öyle değildir. Bundan dolayı, biz de deriz, muhakkak madum, Mutezilenin hilafına bir şey değildir. Eğer Allah, iki elimle yarattığıma. buyurmuştur,denilirse, biz de deriz, elin, yüzün, gözün ve ayağın te vili kudrettir. Mutezile ve Kaderiye, şüphesiz Allah, şu, Gökteki İlah da, yerdeki İlah da O dur. O,Hâkimdir, her şeyi bilendir. Kavline istinaden her yerdedir, demişlerdir. Biz de deriz: bununla murat, Ulûhiyetinin her yerde nüfuzudur, geçerliliğidir. Çünkü bu, bütün hayvanların ve haşaratın içinde, onlarda da etkili olduğu hükmüne götürür. Bizim mezhebimize gelince, Allah arşın üstünde Azametiyle vardır, yoksa, mekan yüksekliğiyle değil. Nasıl ki, Ebu Hanife de şöyle demiştir: biz Allah ı yücelerden anarız, aşağılardan değil. Bunun gibi, Peygamber (s.a.v.) şu cariye için şöyle demiştir: Sen mü mine misin (inanıyor musun)? Cariye, Evet dedi, ve gökyüzünü işaret etti. Peygamber (s.a.v.), bu cariyeyi azad et, çünkü o inanıyor. Buyurdular. 10- Sonra, kulların fiilleri, Allah ın yarattığı mahlukudur. Kaderiyenin hilafına tercih (seçme) sorumluluğu kullara verilmemiştir. Onlar için şu vardır: Öyle ise, dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz de deriz, bu, Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, ayetine göre bir vaiddir, sorumluluk yüklemek değildir. Allah şöyle buyurur: Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı. Eğer, (kulun fiilleri) Allah ın yaratmasıyla olmaktadır; o zaman niçin onları cezalandırıyor? Denilse, biz de deriz; sevap ve ceza, yaratılmış olan fiilin kul tarafından kullanılmasına karşılıktır; yaratılanın aslına karşı değil. Böylece itaate veya masiyete uygun olan gücünü kullanmasıyla onun üzerine murakabe edilmektedir. Yoksa gücünü yaratmasına karşı değil. 11- Sonra istitaa (güç yetirme), fiilin bütün kısımlarıyla ilintili olarak fiille beraber bulunur. Kaderiye, istita fiilden önce kul için mevcuttur ve kul onu nasıl isterse öyle kullanır, demektedirler. Biz deriz: bu ifade Allah tan müstağni olmaktır ve o küfürdür. 12- Kul için mecazi olmayan hakiki bir fiil vardır. Cebriye, kul için bir fiil yoktur, demektedir. Şayet kulun fiili mecazi olsa, biz deriz; bu durum ümit ve korkunun düşmesine sebep olur. Ebu Hanife, Allah ondan razı olsun, orta yolu izlemiş, ve şöyle demiştir: Yaratmak Allah ın fiilidir; bu 5 / 9

ise istitaanın (gücün) yaratılmasıdır; istitaayı kullanmak ise, gerçek manada kulun fiilidir. 13- Sonra, Eş ariye nezdinde şerre uygun olan istitaa (güç) hayra uygun değildir. Bu cebirdir (zorlamadır). Çünkü istitaa hayra uygun olmadığı zaman, zorunlu (mecbur) olur, buradan hareketle de güç yetirilmeyen şeyin teklifini caiz görürler. Biz, Allah ın, Allah hiçbir nefse gücünün üstünde bir şey yüklemez. Sözü ile bunu, ( güç yetirilemeyen şeyin teklifinin caiz olmasını) reddediyoruz.eğer denilse, Peygamber in (s.a.v.), Gücümüzün yetmediğini bize yükleme. İsteği, nasıl ki şayet bize zulmetme demesi gibi, küfür olur mu? Biz deriz, onun istemesi hafifletme yoluyladır; yoksa gücü (takati) nefyetmek için değil. Allah ın şu sözü gibi: Bize ağır yük yükleme. 14- Sonra, masiyet Allah ın iradesi, meşîeti, kazası ve kaderiyledir; rızası, muhabbeti ve emri ile değildir (masiyeti yaratır, ama yapılmasını emretmez). Allah ın şu kavline istinaden; O, birini sapıklığa düşürmek isterse, göğsünü daraltır, zor hava alır hale koyar., Siz istemiyorsunuz, ancak Allah istiyor. Şayet bunlar insanın dilemesiyle olsa, o zaman insanın iradesi, Allah ın meşietine galip gelmiş olur. Mutezile, Allah ın, Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. Kavline göre, insanın meşieti yoktur; yani, Allah, ben onları küfür için yaratmadım,demektedir. Böylece(anlaşılıyor ki,) küfrü de irade etmemiştir. Biz deriz: bunun manası, onlara ibadetle emrediyorum; zaten emretmiş de Allah kullarına zulmetmez. zorunluluğu yoktur. Çünkü onun anlamı, Allah kullarına zulmü irade etmez, onda böyle bir kelam murad değildir ve onların, masiyetten kendi nefsini yerenleri vardır, sözü de mevcut değildir; bu bir sefehtir. Biz deriz, ancak bu durum, şayet ondan beri olduğuna delil ikame edilmezse, hikmetsizlik olur. Onların sözü, şayet Allah kulun küfrünü irade etse, o zaman kul mecbur olur. Biz deriz, nasıl ki, kul iradesinin dışına çıkamaz; keza ilminden de dışına çıkamaz (kul O nun irade ve ilminin dairesindedir). Bu ise özür sayılmaz. Eğer, Sana ulaşan bir kötülük senin kendindendir. Ayetinin manası nedir? Denilse, biz deriz, ayetin anlamı, şerri, edebe riayet edilerek seyyiat tek başına zikrettiğinden Allah a izafe edilmemesidir. Nasıl ki, ey domuzların yaratıcısı denilmediği gibi.. (günah da tek başına Allah a izafe edilmez). Allah ın, Hepsi Allah tan, de. Buyurduğu gibi, cümle olarak izafe edilebilir (şer de domuzda bu ayetin ifade kapsamındadır). 6 / 9

15- Sonra, Allah küfrü yarattı ve onu istedi, fakat küfrü emretmedi. Kafire imanı emretti ve fakat onu istemedi. Eğer, Allah ın Meşiyyeti küfre razı mı, değil mi? Denilse, biz, razıdır, deriz. Eğer, niçin razı olduğu şeye karşı azap ediyor? Denilse, biz deriz, bilakis razı olmadığı şeyden dolayı azap ediyor. Çünkü, meşiyet, kaza ve Allah ın umum sıfatları kendisi için razı olduğu şeylerdir. Ancak kuldan hasıl olan fiil başka, bazen kuldan Allah ın razı olduğu, bazen da razı olmadığı, kızdığı bir fiil meydana gelebilir,böylece (kötü amelinden dolayı) kulu cezalandırır. 16- Sonra, doğan, meydana gelen şeyler Allah ın mahluklarıdır, O nun yaratıklarıdır. Çünkü yaratıklar, gizli olanın açığa çıkmasından ibarettir. Fiilin zarf, gizli olan şeyin o zarfın içinde başka bir şey olması imkansızdır (müstehildir). Ve çünkü kul, yayından fırlatılmış bir oku durdurma kudretine sahip değildir. Şayet güçlü olsaydı, onu yapmaya oku durdurmaya) güç yetirirdi. Kaderiye, bütün bunlar, sebeplerini yaratması nedeniyle kulun mahlukudur (yaratmasıdır).demektedir. 17- Sonra, maktül (öldürülen) eceliyle ölmüştür. Çünkü, şayet eceli gelmeden ölse, bu, Allah ın maktülün ecelinin hepsini verip kullandırmaktan aciz olduğuna ve maktülün ecelini (tam) bilmekten cahil olduğu olgusuna götürür; bu ise küfürdür. Mutezile nezdinde, katil üzerine kısas ve diyet vacip olması sebebiyle, maktül eceli gelmeden ölmüş. Biz deriz, kısas, katil, Allah ın (adam öldürme nehyinin) yasağının perdesini araladığı için vacip olmuştur. Bu fiillerin yaratılması meselesidir. 18- Sonra, haram rızıktır. Çünkü haram mülk gurubundan değil, gıdalar arasında bulunmaktadır, o familyadandırlar. Çünkü bazı insanlar ömürleri boyunca haram yerler; böylece dünya hayatından çıktı gitti, yüce Allah ın rızkını yemedi, denilmesi muhaldir. Mutezile, rızkı mülk gurubuna hamlederek haramın rızık olmadığını söylemektedir. Biz deriz, haramı mülke 7 / 9

hamletme ciheti yoktur; çünkü, hayvanlar gibi hiçbir mülkü olmayan yaratıklar vardır, Allah onların rızıklarını vermektedir (onları rızıklandıran O dur). Allah ın şu sözüne istinaden, Yer yüzünde hiçbir hayvan yoktur ki, rızkı Allah a ait olmasın. Haramı mülk gurubuna hamletmek bu ayeti inkar etmeye kadar götürür.bu da fiillerin yaratılması (Halk-ı Ef al) kabilindendir; çünkü Mutezileye göre kul başkasının rızkını yeme gücüne sahip olur. 19- Sonra, Allah ın, Ancak biz, günahları artsın diye mühlet veririz. Sözüne istinaden, kullar için en uygun (aslah) olanı yaratmak Allah a vacip değildir. Günahın artması için mühlet vermek salah değildir. Bilakis şayet yaparsa, iyilik ve ihsan eden olur. Çünkü, şayet aslah (ı yaratmak) Allah a vacip olsa, Allah ın, Allah büyük ihsan sahibidir. Sözü batıl olur. Mutezile, en uygunu yapmak Allah a vaciptir; Her kulda, iman ve küfürden takdir edilen en son hedefini yapmıştır. Çünkü, şayet (iman ve küfür kulun varacağı en son hedefini) yapmasaydı, zalim veya cimri olurdu, demektedir. 20- Sonra, dinde fıkıh, o tevhiddir. Tevhid ilimde fıkıhtan daha üstündür. O, kanunlar ve İslam hukukudur.bundan hareketle dediler ki, ilim talebi, yani ilm-i hali öğrenmek farzdır. O, imanın hükümleridir(gerekleridir). Devam edecektir. Dipnotlar. 1.Enbiya, 21/22. 2. El  la, 87/1. 3. Haşr, 59/24. 4. Buharî, Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail, Sahihu l Buharî,İstanbul, 1422/2001, I, 115, hadis no:554. 5.  raf, 7/143. 6.  raf, 7/143. 7. Bakara,2/95. 8. Kıyame, 75/22-23. 9. Zuhruf, 43/3. 10. Zuhruf, 43/19. 11. Rahman, 8 / 9

20/5. 12. Şûra, 42/11. 13. Sad, 38/75. 14. Zuhruf, 43/84. 15. Ebu Davud, Süleyman b. el Eş as b. İshak b. Beşir b. Şeddat b. Amrin, Sünen-i Ebi Davud, İstanbul, 1402/1981, III, 588-589, bab,19, hadis no: 3284. 16. Kehf, 18/29. 17. Kehf,18/29. 18. Saffat, 37/96. 19. Bakara, 2/286. 20. Bakara, 2/286. 21. Bakara, 2/286. 22. En am, 6/125. 23. Dehr, 76/30. 24. Zariyat, 51/56. 25. Mü min,40/31. 26. Nisa, 4/73. 27. Nisa, 4/78. 28. Al-i İmran, 3/178. 29. Bakara, 2/105. 9 / 9