Selâmlar... B ismillah ir-rahman ir-rahîm



Benzer belgeler
Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)


TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

namazı kılmaları hususunda şöylesi bir yanlış ve tehlikeli bir uygulama vardır.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

Dua ve Sûre Kitapçığı

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Herkes bir arayış içinde

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

SINIF DEFTERİ. Gurup. Muallim/e:

Sevgili dostum, Can dostum,

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Betül Erdoğan.

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI


A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Saat: Canik Belediyesi Adnan Menderes Demokrasi Meydanı AKS TV den İFTARA DOĞRU 1 KONU 1 KONUK Canlı Yayın

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

20 Derste Eski Türkçe

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN!

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

2016 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Transkript:

Selâmlar... B ismillah ir-rahman ir-rahîm www. tasavvufdernegi. com ISSN : 2149-5505 Sahibi: Tasavvuf Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Numan ÇIPLAK Yayın Kurulu Ali Havuç Orhan Yazıcı Ali Mahmut Can İsmet Bıçak Kapak Tasarım Metin Bozdemir Grafik & Mizanpaj Metin Bozdemir Baskı ve Hazırlık Birleşik Matbaa 5619 Sokak No: 1 Çamdibi - İZMİR Tel: 0. 232 433 68 66 Gsm:0. 506 469 79 44 www. birlesikmatbaa. com Sertifika No: 14892 Basım Tarihi 01 Temmuz 2015 Yönetim Adresi 6411 sokak No: 9/4 Şemikler Karşıyaka - İZMİR Tel:0232 336 81 86 Gsm: 0505 669 09 21 Sevgili Dostlar, Sizlerle yeni bir dergide buluşmamızı gerçekleştiren Rabbimize sonsuz hamd u senalar olsun. Rasulü Hz. Muhammed e (sav) ashabına, Ehl-i Beyt ine nihayetsiz salat u selam olsun. Dergimizin adının niçin Muhammedî Melâmet olduğu ilk yazıda yer almakta. Muhammedî Melâmilerin vasıfları, şeriatla hakikatin bir vücut olup birbirinden ayrılmalarının asla mümkün olmadığı, sadece midemize değil; azalarımıza da oruç tutturmamız gerektiği Hacı Babamızın yazılarında yer almaktadır. Bir soru sormanın insan hayatındaki etkilerini hatırlarla anlatan yazıyı, bir koltukta iki karpuz taşınmayacağının bir örneğini Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? yazısında bulacaksınız. Kur an Kurslarımız ve Çocuk Eğitiminin önemini anlatan bir yazı yer alıyor sayfalarımızda. Ramazanla, Kadir Gecesi ile ilgili ilahiler de dergimizin sayfalarını anlamlandırmakta. Oruç Tutan Kulu Allah Sever başlıklı yazıda orucun hikmetlerini, çamurun insanı olmaktan kurtulup Rıza insanı olmanın inceliklerini bulacaksınız. Pir Seyyid Muhammed Nuru l- Arabi Hz. lerini, eserlerinden alıntılarınla tanıtan yazıyı da zevkle okuyacağınız kanaatindeyiz. Mürşidin kıymetini dile getiren yazı ve ilahileri de dergimizde bulacaksınız. Dergimiz şeriatla hakikatin ayrılmaz bir bütün olduğu hakikatini vurgulamakta, huzurun elde edilmesinin şeriat ve hakikat kanatlarını takmakla mümkün olduğunun altını çizmektedir. Dergimiz hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun. Amin! Muhammedî Melâmet Dergisi E-mail: muhammedimelamet@gmail. com

2 İÇINDEKILER Hasan Hilmi SOYYİĞİT Muhammedî Melâmet Dergisine Hoşgeldiniz..... 3 Erdinç ÖZKAN Merhaba Dostlar Merhaba!..................... 41 Hüseyin Sabri SOYYİĞİT Muhammedî Melâmiler........................ 3 Mürsel KARACA Şeyim Bana Aynım Dedi!....................... 42 Ne Olur Melâmi Olursak?....................... 7 Ali HAVUÇ Hakk ın Sevgili Kulu!........................... 48 Birbirinden Ayrılmaz............................ 11 Sidre Hannane Oruç Tutmak................................. 15 Ramazan Işığı.................................. 49 Selâmi ÇEŞME Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu?............ 17 Muhittin DURGUT Bize Der ki................................... 53 Mehmet GÖNÜLLÜ Dostlar Meclisini Buldum....................... 23 Mustfa TEKÇE Hz. Pîr in Yüce Ufkuna İnsanın Yolculuğu........ 56 Hasan AKTAŞ Yaz Kur an Kurslarımız ve Çocuk Eğitimi......... 24 Halil ARAS Gönül Rabbine Mekan Olur!..................... 62 Fazilet ÇITACI Hoşgeldin Ayların En Şereflisi!................... 31 Gönül TEMİZ Dost ile Bayram Ediyor.......................... 63 Hasan Hilmi SOYYİĞİT Oruç Tutan Kulu, Allah Sever!................... 32 Hatice ÖZERENLER Kadriniz Mübarek Olsun!........................ 64

3 MUHAMMEDÎ MELÂMET DERGISINE HOŞGELDINIZ! Melâmet; Allah ta yok oluşun, Hz. Muhammed le var oluşun hâli ve zevkidir. Bunu ancak tevhid kelimesiyle ifade edebiliriz ki: Lâ ilâhe illallah Muhammedür Rasulullah Muhterem Dostlar, Rabbimize hamd olsun, Efendimize, âline, ashabına ve bilcümle Hak dostlarına salat ve selam olsun. Sizlere yeni dergimiz MUHAMMEDÎ MELÂMET ten ulaşmanın sevinç ve huzurunu yaşıyoruz. Evet, on seneyi bulan Birdenbire dergimizin yayın hayatına ara vermesini uygun gören Meksav yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz. Bu dergiye ilk sayısından son sayısına kadar sahip çıkıp yazılarıyla, sohbetleriyle en büyük desteği veren Hacı Baba (Hüseyin Sabri SOYYİĞİT) mızın fikri ve rızası alınmalıydı diyoruz. Gerisini onlara bırakıyoruz. Bu dergi bize Muhammedî Melâmet dergisini getirdi. Bu açıdan görevini tamamladığı kanaatindeyiz. Muhammedî Melâmet dergimizin anlamı, içeriği, var oluş hikmeti ve hizmeti inşallah bu çizgide olacak ve olmaya devam edecektir. Bu ilkelerin korunup, gözetilmesi hepimizin görev ve sorumluluğu içerisinde olacaktır. Muhammedî olmayan Melâmet, makbul ve maksud değildir, olamaz da! Lâ ilâhe illallah sız tevhid olamayacağı gibi, Muhammedür Rasulullah sız da tevhid olmaz. Allah sız tevhid edenler, müşrik; Muhammed siz tevhid edenler, münkirdirler. Allah ı Muhammed iyle tevhid edenler, muvahhiddirler. Bütün peygamberler Lâ ilâhe illallah ile geldiler. Hz. Muhammed (sav) Lâ ilâhe illallah Muhammedür Rasulullah ile geldi ve Benden sonra peygamber gelmeyecek. dedi. Muhammedür Rasulullah ile tevhidi ikmâl etti. Âlemin ve Ademin var oluş hikmeti bilindi. Evvelin ve Ahirin sırları açıldı. Tenzih ve teşbih, tevhid olundu. İsa (as) gökten indi, Mehdi (as) zuhur etti. Hiç gizli bir şey kalmadı. Kur an indi, sünnet yaşandı ve yaşanıyor. Muhammed Rasul Allah! Rasul Muhammed le Allah arasında. Muhammed kesretin, halkın, esmanın açığa çıkması ki Hazret makamı. Rasul, Kavseyn makamı ki bir yüzü Hak, bir yüzü halk. Allah, Ehadiyet sırrı. Hakk ın ehadiyetinden, vahidiyetine tecellli eden hakikatlerin (Hak) Rasul tarafından Muhammed e yani halka iletilmesi sözlü, fiili, takriri. İşte bunun adı İSLÂM! Allah katında din İslâm dır. İslâm, teslimiyet ve rızadır. Kendi varlığından izhar ettiği ve Muhammed inden açığa çıkardığı varlığın (insan) Allah a teslimiyeti Lâ ilâhe illallah Kulluğu ve bu sayede rızaya ermesi Muhammedür Rasulullah tır.

Muhammedî Melâmet Dergisi 4 Hasan Hilmi Soyyiğit Muhammedî Melâmet Dergisine Hoşgeldiniz! Muhammedür Rasulullah varlıkta kulluk bilincidir. Varlıkta kulluk bilinci en önce Hz. Muhammed le açığa çıkmış ve Hz. Muhammed (sav) kulluğu tercih etmiştir. Ben şükreden bir kul olmayayım mı? Kulluk, kula varlık bilinci verir. İyyake na budu Ancak sana ibadet ederiz. Hak varlığının, kul mazharından açığa çıkışı. İyyake nes tain Ancak senden yardım dileriz. Senin varlığın (yardımın) olmazsa, var olamayız, açığa çıkamayız. Bu açıdan sürekli senin yardımına (tecellilerine) muhtacız. Bu ihtiyaç kulluktur. Kul, kime ihtiyaçlı olduğunu bilmiş ve O na yönelmiştir. O ndan İhdinas sıratel mustakîm. doğru yolu, hidayeti talep etmiştir. Doğru yol, Hz. Muhammed (sav) in yoludur. Bize Muhammed inin yolunu ver demektir. Sıratallezîne enamte aleyhim Muhammed in yolu öyle bir yol ki, o yolda olanlara nimetler verdin. Bu yolun nimetleri, Nübüvvet, Sıddıkiyet, Şehadet ve Salihiyet. Bize Hz. Muhammed le Nübüvvet, O na bağlanmakla Sıddıkiyet, O nu tasdik etmekle Şehadet, O nunla beraber olma zevkiyle Salihiyet verilmiştir. Muhammed siz tevhid edenlere Gayril mağdûbi aleyhim Gazap ettiklerinin yoluna değil. Gazap yolu, Farksız Cem yapan Cem makamında Kul Hak oldu deyip Hak tan sapanların yoludur. Bunu biraz daha açayım inşallah: Salik, fena mertebelerinden geçip de Cem makamına gelince, Ancak mevcud benim! sözünü hakiki benlik sahibinden değil de kendi vehmî benliğinden zannediyor. Oysa fena mertebelerinde Fiiller Allah ın dedik, kendimizde fiil kalmadı. Sıfatlar Allah ın dedik, Hakk ın dışında sıfat kalmadı. Vücud Allah ın dedik, Hakk ın dışında vücut, varlık kalmadı. Pekala, Cem de kim Ben Hakk ım! dedi? Hak tır Ben Hakk ım! diyen. İsevîler burada İsa ya Allah dediler de şirke düştüler, gazaba uğradılar. Bu yer Cem makamıdır ki, imandan sonra küfre düşmek, ayakların kayması, gazab-ı İlahî nin hışmına uğrama tehlikesi vardır. Ey dost, Bu yer, Hakk ın HAK ismini alıp, kulun mazharından kendini ilan etmesi, Hak zahir, halk batın şuurunun açığa çıktığı yerdir. Veleddâllîn Ve dalalete düşenlerin (yoluna değil) Dâl, şaşırmış, Hak la batılı karıştırmış olanlar. Yahudiler (Musevîler) burada şaşırdılar da buzağı icad ettiler. Allah a cisim ve şekil ittihaz ettiler. Oysa Allah bu gibi sıfatlardan münezzehtir. Tevhid yönüyle dalalete düşenler, kesrette vahdeti göremeyen, eşyaya Allah deme gafletine düşüp sapanlardan oldular. Kulun kul; Hakk ın Hak olduğu sırrına eremeyen bu anlayış, sapıklıkta kaldı. Hakikat; kulunu kendi varlığı ile zuhura getiren Hak, kulun batınında batın oldu. Hak varlığıyla var olan, kul ismini alan kul da zahir oldu. Zahir olunca şeriat farz olundu. Her zahir bir hükme tabidir. Kulun zahir oluşu, emir ve nehiyleri gerektirmiştir. Ve kada Rabbuke ellâ ta budû illa iyyâhu. Rabbin sadece kendisine kulluk edilmesine hükmetti. Hak, kulun batını (hakikati) olma yönüyle zahir kıldığı kulundan bu kulluğu istemiştir. (buna hükmetmiştir) Çünkü bu kulluk, kulun varlığı, varlığının bekasıdır. Allah bizi kulluğundan ayırmasın. Kulluk bilinciyle yaşamayı nasip eylesin. Amin!

5 Hüseyin Sabri SOYYİĞİT Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri MUHAMMEDÎ MELÂMİLER... İhvanımıza Muhammedî melâmiler diyoruz. Muhammedî oluşumuzdaki gaye; sözü doğru, özü doğru, telkine sadık, al denileni alan, at denileni atan, iyilikte, tevazuda yarışan, niçin, niye, nedenlere takılmayan... Hülâsa sadık derviş olma!

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 6 Hüseyin Sabri Soyyiğit Muhammedî Melâmiler.. MUHAMMEDÎ MELÂMİLER... Allah bu yolda ezel ebed elimizden tutsun. Muhterem Dostlar! Ey Evlat! Abdestli ve şuurlu ol. Adımını göre göre at. Kur an-ı Kerim i günlük hayatına uygula. Gerçek Muhammedî olduğunu ahlâkınla, ahkamınla, edep ve terbiyenle ispat eyle. Sevgili Hak Yolcusu! Dünya bütün haşmetiyle önünde diz çökse, sakın dünyaya aldanma! Va dedilen ukbanın zevk u safasını hayal ederek önüne engel koyma. Yaradan, Yaşatan, Rızkını Verenden sakın ha, hiçbir şey seni alıkoymasın! Dünya ehli, dünyaya hizmet eder. Ukba ehli, ukba için hizmet eder. Ehlullah, her yüzden Hakk a nazar eder, Hakk a hizmet eder. Bu yolun erkânı da, Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakat, Hak Resul ün izinden yürümekle gerçekleşecektir. Dervişanımızdan istediğimiz: Daima abdestli, şuurlu, mütefekkir, adımını göre göre atan, çukur yere basmayan, sözü sohbeti kontrollü ve murakabeli, iyilikte yarışan olmalarıdır. Sevgili dostlar, bu özellikleri taşıyan, sizler olacaksınız. Bir şeyin cüzünden feragat, küllünden feragattir. Kur an-ı Kerîm in bütün emirlerine saygılı davranacağız, al denileni alacağız, at denileni atacağız. İnşallah! İhvanımıza Muhammedî Melâmiler diyoruz. Muhammedî oluşumuzdaki gaye; sözü doğru, özü doğru, telkine sadık, al denileni alan, at denileni atan, iyilikte, tevazuda yarışan, niçin, niye, nedenlere takılmayan. Hülâsa sadık derviş olma! Mevla cümlemize nasip eylesin! İstiyorum ki, ihvanımız hâlde tevhid etsinler. Görerek, bilerek, yaşayarak şehadet versinler. İman-ı kâmil burada, vuslat-ı yarla halvet burada. İyilikte, tevazuda yarışma, sevgiliyle hemdem olma burada. Allah Hak mürşidin himmetini üzerimizden eksik etmesin. Bunlar Hak mürşidin himmetiyle gerçekleşen hakikatlerdir. Allah bu yolda ihvanımıza anlayış, ilham, feyiz, aşk ve muhabbet versin. Mevla bütün engellerden korusun. Selâm ve sevgiler!.

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri Hüseyin Sabri Soyyiğit 7 Ne Olur Melâmi Olursak? NE OLUR MELÂMİ OLURSAK? Esselamüaleyküm Muhterem Kardeşlerim! Bazen arayan, bulandan daha kıymetlidir. Çünkü bulmuş da kadr u kıymetini bilmemiş. Bulmuş da sevmiş; sevilememiş. Bulmuş da zevk u safasına, aşkına erememiş. Ne anladık o bulmaktan? Diğeri yana yana arıyor: Ah diyor, Kabe yollarına kumlara batsam, izinin tozuna yüzümü sürsem, ağlayı ağlayı bir kere düşümde görsem.. Arayanda bir feryat var. Bulanda, bulmanın gevşekliği, Bu, bu kadar deyip de bulduğunun kıymetini takdir edememek var. Ben şu sarayın mensubu olsaydım, ne güzel, sarayda sultan vardır. diyor. Güzel, hakikaten saraylarda sultanlar vardır. Ama sarayın mensubu olmuş da at beslemişsin, bahçıvanlık yapmışsın, paspasçılık yapmışsın.. Saraya girip de güven kazanabildiysen, sevginin mazharı olabildiysen, naz ve niyaza yükselebildiysen bin yaşa! Ne kadar güzel!. Yuvarlak masaya girebildiysen, padişahla hemdem olup, sırrına sırdaş, yoluna yoldaş olabildiysen tebrikler ve takdirler. Onun için ben istiyorum ki dervişan her gün bir atılım içerisinde, her gün bir yenilikte olsun. Üretici olsun. Mütefekkir olsun. Aşkla zevkle dolsun, taşsın. Çevresine nur saçsın. - Benim gayem, saraya girmekti. Melâmete intisap ettik yeter. İntisapla oluyor mu? Sultanım diyor ki: Sultanların Sultanıyız. Hu dur huzurumuz Hak tır zuhurumuz. İnsan vücudunda yapılacak ihtilâl; insanın İlâhi basamaklardan, İlâhi merdivenden tırmanabilmesidir! Hz. Muhammed (s. a. ) bu merdivenden tırmandı, mirac eyledi. Biz gittik Kudüs e. Orda bir taş var: Muallak taş. Altına girdim, mumlar yakmışlar. Peygamber onun üzerinden miraca çıkarken taş havalanmış. Fevkalade oturmuş kenarları. Havada duran bir taş görmedim. Peki, Peygamber (s. a. ) oradan nereye gidecekti? - Göklere! Merdiven, fenadan bekaya, beka âlemine. Velayet tevhitte, nübüvvet tevhitte, kavseyn tevhitte. Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. âyetinin

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 8 Hüseyin Sabri Soyyiğit Ne Olur Melâmi Olursak? sırrı tevhitte. Seyr üsülûku fenadan bekaya, bekadan fenaya. Mescid-i Haram dan Mescid-i Aksa ya eyvallah. Ondan sonra ihtilaf olmuş. Cenab-ı Hak: Biz ona şah damarından daha yakınız. Allah tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. O nu ne gaflet basar, ne de uyku. Allah ın kapısını kendimizden kapatalım, gidelim gök kapılarında bilmem nerelerde Allah, peygamber aramaya Yapmayın yahu! Niye melâmete geldik? Niye fenafillaha uğradık? Mürşidi Hak bil Hakk ı seversen Pîr yüzündendir Hak hidayatı. Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakat görevimizdir. Şu insan kendine dönmeli. Kendini bulmalı: Ben kimim? Sırrını çözüp ermeli ve günden güne farka gelmeli. İki gününüz aynı geçerse zarardasınız. Bu farkiyeti kendimizde hissedeceğiz. Allah; bulmanın, bilmenin, halliyle hâllenip, zevkiyle zevkiyap olmanın aşkını, zevkini ihvanımıza ikram ve ihsan eylesin. Uzak değil çok yakınsın Canda, gönülde sen varsın Anladım ki sen benmişsin. Şu insana niye abdestli ol, mütefekkir ol, dikkat et, diyoruz? Niye canda cananını incitme, adımını göre göre at, diyoruz? Sultanlar sultanı ayrılınca biz onu üç defa yıkıyoruz, pırıl pırıl, tertemiz. Allah bize bu yolda anlayış versin. İsterim ki şu ihvan bana bir soru sorsun; ama sormasın ki: Hz. İsa (a. s. ) gökte ne yiyor? Ben bilmem ne yiyor. Bana beni sorsun, kendini sorsun. -Ben kimim Efendi? desin. Sen kimsin? Fenafillahtan bahsedersiniz, nedir fenafillah? Bekadan, velayetten, nübüvvetten sorsun. İstidat ve kabiliyetimize göre vuslat-i yarla nasıl halvet olunur? Tevhitte akıl baliğ nasıl olunur? Bunları sorsun. Akıl baliğ olursa, tevhitte Kur an verilecek kendine. Manevi mesuliyetini idrak edecek. Adem isen, semme vechullahı bul. Kande baksan ol güzel Allah ı bul. Gayre bakma sende iste, sende bul. Kendinde bul. Men aref sırrına er, ko gafleti Gör ne remz işler bu insan sureti. Haşri neşri, tamuyu hem cenneti Gayre bakma sende iste sende bul yahu! Söz var ki sahibini vuslete getirsin. Aşka, zevke getirsin. Vuslat-i yarla halvet ettirsin. Padişah gidiyormuş sokakta, vezir ü vüzerâsıyla. Çocuklar da oynuyor. Hemen çocuğun birisi hazrola geçmiş, tazim etmiş. 7-8

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri Hüseyin Sabri Soyyiğit 9 Ne Olur Melâmi Olursak? yaşında bir çocuk. Çağırmış çocuğu: - Sen beni tanıyor musun? - Tanıyorum efendim, padişahsınız. - Nerden biliyorsun? - Merasimlerden, resimlerden.. Padişah, Verin iki tane altın buna. diyor kesedara. - Almam efendim, babam döver. Nerden çaldın? der. - Padişah verdi dersin. Çocuk gülmüş, - Padişahım, o zaman daha çok döver. - Niye? - Padişah verirse, kesesiyle verir, öyle iki altın vermez, der. Bir de yalan diyorsun, der döver beni. Padişah: - Verin bir kese altın, demiş. Yazın bu çocuğu, alın saraya. Bunda nişâneler var. Bu, büyük insan olacak. Efendi, gençleri toplayıp üç ay durmadan sohbet etmiş. O zaman Kemal ders verir. Bir tanesi: - Efendi bir soru soracağım, demiş. - Sor demiş oğlum. Efendi de sevinmiş. Artık nedir melâmilik? Buna nasıl girilir? Nasıl yapılır? Böyle soru bekliyor. Efendi nin derdi melâmet. Demiş ki genç: - Efendim, ben Galatasaray ı tutuyorum, bunda günah var mı? Efendi: -Sopayı başıma vursa, bu kadar üzülmezdim, diyor. Kişi akl-ı selimle hareket etmeli, mütefekkir olup düşünmeli. Bazı nişaneler kendisini gösterir, ne olacağını gösterir. O çocuğu iyi tanıyorum, ondan hiçbir hayır gelmedi, ne anasına, ne babasına. İstidadı tam olanlar eylediler iktida. Bir soru sorun bana: - Sen melâmi oldun da ne oldu? Olursak ne olacak? - Seni Allah a sevdirmeye çalışacağız. Seni annesini kırmayan, üzmeyen, hayırlı bir evlât yapacağız. Halkı seven, halkın yüzünden Hakk ı seven bir insan yapmaya çalışacağız. Hanımına beyefendi, efendi hazretleri olacaksın. Dilin en tatlısını, sözün en güzelini söyleyen bir insan olacaksın. Komşusunun yarasını saran, açın karnını doyuran, düşeni kaldıran, muhtacın halini ahvâlini soran iyi bir insan olacaksın. - Daha ne olur melâmi olursak? - Mezarlığın ötesinde Allah aramayacaksın. Her yüzden Hakk ı seyredeceksin. Kelâmı Hak tan duyacaksın. Hikmetle konuşacaksın. Allah ın nuruyla nazar edeceksin. Tenezzülde tevazuda yarışacaksın. Hâl sahibi olacaksın. Geleceği hâl edeceksin.

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 10 Hüseyin Sabri Soyyiğit Ne Olur Melâmi Olursak? Nefsî mücadele edeceksin. Siyasetin ötesinde, dünyanın, ukbanın ötesinde; sevginin insanı, hoşgörünün, tatlı dilin insanı olacaksın. Melâmi olmak kolay dava mıdır? Allah Hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin! Allah bize razı olduğu iyilikleri versin. İhvanımıza aşk versin, bol sevgi versin inşallah. Allah hepinizden razı olsun. Bize Muhammedî Melâmileriz demek mecburiyeti hâsıl oldu. - Niye Muhammedî diyoruz? - Hz. Muhammed (s. a. ) i hâle getirdik de onun için. Sabri Hoca yı, Mehmet Hocayı, Hasan Hocayı sildik, kaldırdık. Hz. Muhammed (s. a. ) i meriyete getirmek mecburiyetimiz vardı. - Ne var Muhammedî melâmette? - Şeriat-ı Muhammediyye, ahlâk-ı Muhammediyye, ahkâm-ı şer iye var. Vuslat-ı yarla halvet var. Sevgi var, hoşgörü var. Kontrol var. Her hâliyle örnek insan olma var. - Ne yok Muhammedî melâmette? - Muhammedî olanlarda yalan yok, haram yok. Allah Hak mürşidin himmetlerini üzerimizden eksik etmesin! HAK RASULE ÜMMET BUNLAR Hak rızasın kazananlar Gönülde Hakk ı bulanlar Sevgisine erişenler Hak Resule ümmet bunlar Emre itaat edenler Kur an, yolunda gidenler Helal haram fark edenler Hak Resule ümmet bunlar Ender fenadan geçenler Varın Allah a verenler Hakk ı diyet eyleyenler Hak Resule ümmet bunlar Tefekkürle zikredenler Men aref sırrın bilenler Her zerreden zevk edenler Hak Resule ümmet bunlar Niçin niyeden geçenler Kelamı Hak tan duyanlar Halde tevhid eyleyenler Hak Resule ümmet bunlar Sözüne dikkat edenler Canda cananı sevenler Gönüllerde yer tutanlar Hak Resule ümmet bunlar Hakk ı batılı seçenler Sözü özden söyleyenler Melamet zevkin alanlar Hak Resule ümmet bunlar Mürşid gönlüne girenler Telkini Hak tan alanlar SABRİ huzurda duranlar Hak Resule ümmet bunlar

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri Hüseyin Sabri Soyyiğit 11 Birbirinden Ayrılmaz.. BIRBIRINDEN AYRILMAZ... insanı İslâm dininin dışına çıkartır. Muhterem Dostlarım! Esselâmualeyküm Muhterem Dostlarım! Allah cümlemize razı olduğu iyilikleri ihsan eylesin. Hak yolda giderken, âşık olmak, sâdık olmak, ârif insan olmak nasip eylesin. İllâ ve illâ arifiyet! Şeriat, tarîkat, hakikat, marifet! Bunlar birer denge unsurudur. Bunları eşit hâle getirebilme! Alabildiğine şeriatı var, fakat tarîkat-ı Muhammediye den haberdar değil. Böylelerini de görüyoruz ki şeriatta farzı yerine getirmiyor ya da çok az getiriyor. Ben ehli tarikim! diyor. Şeriatsız hakikatin, hakikatsiz de şeriatın kemâl bulması mümkün değil. Şeriat, Hz. Muhammed in (s. a. ) Allah tarafından bize tebliğ ettiği ilâhî emirler demektir. Bunlardan feragat, hatta cüzünden feragat veya inkâr etme, Lüzum yok! deme, insanı telafisi mümkün olmayan felâkete sürükler. Değil hakikatten hissedar olmak; bazı ölçüsüz, ayarsız, farzı inkâr mahiyetindeki ifadeler, Şeriatı inkâr, Hz. Muhammed i inkârdır. Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmesinde Beni sevenler Habîbime tâbi olsunlar. buyuruyor. Bir başka âyeti kerimesinde de Habîbim, tarafımdan neyi getirip alın dediyse, onu alın. Neyi sizden yasakladıysa, terk edin dediyse, onu da terk edin diyor. Şeriat-ı Muhammediye, Kanun-u İlâhîdir. Ona can ü gönülden bağlıyız. Tarîkat-ı Muhammediye onunla zevk edilir, yaşanır. Ölçümüz, intizamımız Kuran-ı Kerim in gösterdiği hakikat yoludur. Hakikat-ı Muhammediye ye bu erkân üzerine varılır. O zaman Marifet-i ilâhîyenin kapıları açılır. Allah, dostlarımızı ve cümlemizi, bu erkân üzerine vuslata giden Hak dostlardan ayırmasın. Sevgili Dostlar! İfrat ve tefrit aşırılıktır. Aşırılık bizi kemâle getirmez. Dikkat edip ölçülü, ayarlı, hareket edeceğiz. Bir bardağa bir kova su dökmeyeceğiz. Hem şu insan, akl-ı selimiyle çok kıymetli bir varlıktır. Ârifane hareketlerde bulunacağız. Aile düzenimizde, Allah ın hediyesi olan hatunumuza ve çocuklarımıza, yakın

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 12 Hüseyin Sabri Soyyiğit Birbirinden Ayrılmaz.. akrabalarımıza, bilhassa hayattaysalar, anne ve babalarımıza, karşı çok kutsî görevlerimiz vardır. Şu insan, hayatını bir intizam içerisinde devam ettirecektir. Sağlıklı ve verimli bir durumda olabilmesi için önce kendi sağlığını hiç ihmâl etmeyecek. Aşırı olmamak şartıyla yeme içmesine, uyuyup dinlenmesine dikkat edecek. Edecek ki Allah a kulluk görevini yapsın, anne, babaya, evlâd u iyaline, yakın akrabaya faydalı bir insan olsun! Sizin hayırlınız, insanlara iyilik edendir. buyuruyor Peygamber Efendimiz. (s. a. ) Melâmet, insanı ârifiyete getirir. Biz milletin sırtından geçinen, asalak olan, zavallı durumda dervişlik arayan zihniyete karşıyız. Cenâb-ı Hak: Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. İnsan sây u gayret edendir. buyurmakta. Peygamber Efendimiz (s. a. ) buyuruyor ki: Veren el, alan elden hayırlıdır. Hizmeti gaye edinmek, yardımlaşmak, düşeni kaldırmak, açı doyurmak, iyilikte yarışmak hepimizin görevidir. İnsan gücünün tarihte ne büyük hizmetler yaptığını okuyoruz. Hatta karadan gemiler yüzdürmüşler. Başarıdan başarıya koşmuşlar. Ben, dostlara çok çalışmalarını, veren el olmalarını, insanlara iyilik etmelerini can ü gönülden tavsiye ederim. Çünkü vatanımız da çok çalışan, âdil vergilerini veren vatanperver kişilerin omuzlarında kalkınacak. Hedefimize ulaşabilmek için, âşıkane, sâdıkane, ârifane hareket etmeliyiz. El ele, omuz omuza, gönül gönüle iyilikte, tevâzuda yarışmayı, sevgi ve muhabbette kardeşliğimizi kuvvetlendirmeyi Allah cümlemize nasip eylesin. Muhterem Dostlar! Memlekete, anne, babasına ve yuvasına hizmet eden kişinin uykusu da ibadettir. Onun için her hâlimizle örnek olmak, aşırılık yapmamak şartıyla, Allah ın razı olduğu yoldan rızası üzerine gitmek Allah ihsan etsin. Amin! Memlekete hayırlı evlât yetiştirme çok önemidir. Öyle evlâtlar ki vatan sevgisi onlarda. Bayrak ve sancak sevgisi onlarda. Edep, ahlâk, insanlık onlarda. Öyle gençler ki İslâm a bağlı, insanlara karşı mütevazı, alçakgönüllü. İman-ı kâmil, amel-i sâlihle Hak yolda yürümekteler. Küfrün, zulmün, vatan hainlerinin karşısında azimli, cesaretli, göğsünü siper edebilen, gözünü budaktan sakınmayan gençler. Vatana hizmetin imandan olduğunun zevkiyle mânâsıyla Ölürsem şehit, kalırsam gazi! inancını taşıyan evlâtlar. Bu imanın fethedemeyeceği hiçbir zorluk, yoktur. Erzurum, Hasankale, Bayburt cephelerinde binlerce şehit verilmiştir. Kanlarıyla iz bırakan bu şehitlerin sarsılmaz bir imanla, cennet vatana ne muazzam bir hizmet verdiklerini akıl, idrakten acizdir. Bizzat şâhit oldum, gezdim, ziyaret ettim. Erzurum-Hasankale yaylalarında, Bayburt, Trabzon yaylalarında ne şehitler yatıyor: Sultan Murat Şehitleri, Harmanlar Yaylası Şehit-

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri Hüseyin Sabri Soyyiğit 13 Birbirinden Ayrılmaz.. leri, Çimenyayla Şehitleri.. Şehit oldular, gazi oldular, memleketi düşman istilâsından kurtardılar. Erzurum dan Afyon-Uşak cephesine kadar yürüyerek geldiler. Bin beş yüz kilometrenin üzerinde bir yol yürümüşler. Harp ederek, cephanelerini sırtlarında taşıyarak.. Akif in dediği gibi: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Ne kadar medhüsenâ edilse, bunların hakkı ödenmez. Medhüsenâ bu kadar olur! denmez. Allah onları Kur an da, Peygamber de hadislerinde methediyor. İşte ben, sevgili babalara sesleniyorum, gözlerinden öpüyorum. Davanın önemini idrak ederek hareket etmelerini sevgili babalardan istiyorum. Çok çalışacaklar, vatanı imar edecekler. Vatana hizmet edecek evlâtları da çok iyi yetiştirecekler. Öyle evlâtlar ki helâli-haramı, Hakk ı-bâtılı, yaratılış gayesini idrak eden evlatlar!. Bu yavrular adımlarını göre göre atsınlar. Memlekete hizmeti gaye edinsinler. Bu evlâtları vatanperver yetiştirecek olan hayırlı anneleri hayırlı babaları, hayırlı öğretmenleri, can ü gönülden tebrik ediyor, Allah tan sonsuz iyilikler diliyorum. Muhterem Efendiler! Cidden öyle bir dönemden geçiyoruz ki dikkat kelimesi bana yetmiyor. Çok uyanık, anlayışlı, ölçülü, pek çok dikkatli olmak, cennet vatanı bize emânet eden atalarımıza lâyık bir nesil yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Allah bu yolda elimizden tutsun. Doğrusunu ifade etmek gerekirse, ki gerekir, borçlu olmak, bizden olmayanlara boyun eğmek, yanlış hareketlerine dur diyememek, haksızın karşısında susmak veya susturulmak Ya Rab ne zor, ne ağır! Hani Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı! sözünün mânâsını idrak etme? Allah ın Resûlü: Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, kendi yaşayacakları zamana göre yetiştirin. Düşmanın silâhından daha üstün silâhla düşmana mukabele edin! buyuruyor. Müşriklerin, inkârcıların karşısında güçsüz, kuvvetsiz, cesaretsiz kalmak ne felâket, ne ağır bir yük!. Ey söz sahibi olanlar! Yöneticiler! İdare edenler! Ağalar! Paşalar! Zenginler! Fakirler! Anneler! Bacılar! Gelin, Allah aşkına barışalım, vatana hizmette yarışalım. İmanda, İslâm da kardeşliğimizi kuvvetlendirerek, memleketimizde huzurlu, sevgi, muhabbet dolu bir ortam meydana getirelim. Düşeni kaldırıp acı doyururarak, birlik ve beraberlik anlayışıyla atalarımızın ruhunu şâd edelim. Şehitlerimizi sevindirerek, onlara lâyık birer evlât, birer torun olduğumuzu ispat edelim. Başımız dik, alnımız açık, maddî-mânevî zaferlere ulaşmış, temiz bir nesil,

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 14 Hüseyin Sabri Soyyiğit Birbirinden Ayrılmaz.. muzaffer olan temiz bir toplum olalım. Allah ve Resûlü nün rızası doğrultusunda hizmet veren bu necip milleti, Allah bize en kısa zamanda ihsan etsin, ikram etsin. Memleketimize barışı, kardeşliği yaşamak nasip u mukadder eylesin. Gayemiz barıştır, sevgi ve muhabbettir. İmha değil, ihyâdır. Allah necip milletimize; insana insan olduğu için en iyi hizmeti getirebilmeyi, zâlime haddini bildirmeyi, mazlumun elinden tutup kaldırmayı, ikram ve ihsan eylesin. Selâm, sevgi ve dualarımla Allah a emânet olun. Sevgili Dostlar! İnsanın yetişmesi kalıbıyla değil, ilmî, ahlâkî yönüyledir. Bir insan tarihini çok iyi bilecek. Yaratılış gayesini bilecek. Haksızlıkların karşısında susmak ne büyük ızdırap, ne büyük felaket! Güçlü, kuvvetli olmak mecburiyetindeyiz. Ezilen, mazlum milleti kurtarmak için, zâlime dur diyebilmek için, mazlumu tutup kaldırabilmek için, barışı getirmek için güçlü kuvvetli olmalıyız. Memleketin en büyük ihtiyacı barıştır, sevgi ve muhabbettir. İlimde, fende, teknikte el ele, gönül gönüle seferber olabilmedir! Sömürü düzenini, zâlim yönetimi, Allah a imanı zayıf, insanlara tepeden bakan, insanları ezen zihniyeti, materyalist dünyayı Allah islâh eylesin. İşte bunlara karşı güçlü kuvvetli olacağız. Onları durdurabilecek kuvvette olacağız. Sonra da barışı ilân edeceğiz. Melâmet hakim olduğu zaman, Allah ın hükmü hükümran olur. Barış gelir, sevgi gelir, kardeşlik gelir. Çünkü Melâmette halkı sevmek, Hakk ı sevmektir. Melâmet e dünyanın ihtiyacı var. Silâh terbiyesiyle değil; ilim terbiyesiyle zulümle değil, sevgi, muhabbetle insanı yetiştirme Melâmet te! Huzur Melâmet te! Nefsî mücadelede muzaffer olmak, kendisinde Allah ve Resûlü nü söz sahibi etmek, kadere rıza, emre itaat ile Hak yoldan yürümek, görerek, bilerek şahadet vermek, Melâmet te kemâl bulanlarda. Allah bu yolda Hak mürşidin himmetlerini üzerlerimizden eksik etmesin. Allah ihvanımıza kesret vahdet tevhid etmek, Hakk ın nuruyla nazar ederek gayrullahı silip atmak, fenâ-yı tamda bekâya ermek, ihsan, ikram eylesin. Selâm olsun dostlara! Selâm olsun Hak yoldan gidenlere! Selâm olsun Hakk ı batılı, helâli-haramı fark edenlere! Selâm olsun aşkla zevkle Allah diyenlere! Emre itaat, telkine sadâkat ile gönüller fethedenlere selâm olsun! Selâm dostlar size! Allah tan sonsuz iyilikler size! Allah a emânet olunuz.

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri Hüseyin Sabri Soyyiğit 15 Oruç Tutmak.. ORUÇ TUTMAK... geçmiş günahlarını bağışlar. Oruç, çok önemli, çok hikmetli, mânidar bir ibadettir. İnsan, onun faziletine inanarak, Allah ın emrine itaat ederek, yemeden, içmeden, nefsî arzulardan kendisini geri çekecek. Avam orucu değil; havas, havassü l-havas orucu tutabilme! Sade midesine oruç tutturma değil; gözü oruçlu olsun, Allah ın nuruyla nazar etsin. Dili oruçlu olsun, Allah ı zikretsin, Allah la mülâkata girsin. Kulak, muhabbetullah dinlesin. El, ayak Allah ın emrini yerine getirerek düşeni kaldırsın, acı doyursun, sırat-ı müstakîmden yürüsün. Allah rızası için yapılacak ibadete Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: Sadâkatle tutulan orucun mükâfatını bizatihi ben veririm. Oruç benim içindir. Herkes sadâkatinin, ihlâsı- nın karşılığını bulur. Kimler Ramazanın gelişiyle ferahlanır, sevinirse, Allah o zat-ı muhteremlerin vücutlarını nâr-ı cehime haram kılar. Ve yine Her kim Ramazan-ı Şerifin farziyetine, kutsîyetine inanır, sadâkat ve samimiyetle onu tutarsa, Allah bu zat-ı muhteremin Şunu da ifade edeyim ki Cenâb-ı Hak bu emirlerde, hep zat-ı ulûhiyetine iman edenlere hitap ediyor: Ey iman edenler! Size namaz farz kılındı. (Nur, 24/56) Yine Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara, 2/183) Bu ilâhî emir ve tebliğ müminleredir. Ne mutlu bu emirleri duyabilen, zevkle kabul edip yaşayanlara ne mutlu!. Allah bizi Allah demekten mahrum etmesin. Lâyık kul olmayı bize nasip etsin. Amin! Bak şu insana! Orucu tutmaz. Bir de tutanlarla alay eder: Ben oruç tutmam, o kadar saf değilim. Oruç seni tutmuyor.. Oruca âşina olan zat-ı muhteremler, öyle severek edâ ederler, dil târiften âciz. Oruç, namaz, müminlere farz kılınmıştır. Bu farz olan ibadetlerin inkârı küfrü iktiza ettirir. Allah korusun!. Allah dostları, ancak Allah rızası için oruç tutarlar. Mükâfatlarını da bizatihi Allah verir. Şu insan, sabahlara kadar, oruç tutamadığından, namaz kılamadığından dolayı ağlasa, feryat etse, az! Aman Allah ım, niçin bende farz ibadetlerin sevgisi yok? Bana ne

Hacı Baba dan Gönül Sohbetleri 16 Hüseyin Sabri Soyyiğit Oruç Tutmak.. oluyor ki bu güzel ibadetleri yapamıyorum? Yoksa Allah beni kulluğuna kabul etmiyor mu? Ah bunun ne kadar büyük bir felâket, bir uçurum olduğunu idrak edip sadâkatle tövbe edip Allah a bir yönelebilsek! Ulu Mevlâ kulunu yakmak için değil, sevmek için yaratmıştır. Sadâkat ve samimiyetle tövbe eden kulun, Allah, seyyiatını hasenata, cezasını mükâfata çevirir (Furkan,25/70) Allah bizleri hakkıyla tövbe eden, ahdine vefa, tövbesinde sabit olan zümre-yi sâlihine ilhak eylesin. Sizlere bir oruç ilahisi: Men aref ten ders alanlar Ramazan a bağlananlar Her an Hak la buluşanlar Hak orucun kabul etsin Hak orucun kabul etsin Havassül Havas olanlar Cennet kapısın açanlar Cemâl-i yâre bakanlar Hak orucun kabul etsin Oruç vuslat zevkin verir Maşûkuna o erdirir Sohbetin zevkin tattırır Hak orucun kabul etsin Âzâların Hakk a bağlar Gönlün ruhun onla dolar Ârif olan bunu anlar Hak orucun kabul etsin Allah için oruç tutan Varlık benlik bahre atan Malâyaniden kurtulan Hak orucun kabul etsin Ref i hicap olan canlar Dostu ile buluşanlar Sohbetin zevkin alanlar Hak orucun kabul etsin Oruçlunun var ihlâsı Gaye sizde Hak rızası Bulursunuz ruh safası Orucunuz miraç olmuş Sâdıkların kemâl bulmuş Sabri Hak tan niyaz etmiş Hak orucun kabul etsin

17 Selami ÇEŞME Unutulmayanlar SEN HEP SORU MU HAZIRLASIN BE YAHU? Yaz mevsimiydi. Serinde, bahçede Efendi Baba teşrif edip çok güzel bir sohbet lütfettiler. Sohbetin bitiminde dedim ki: - Efendim, birşey sorabilir miyim? Güya bir şeyler biliyormuşum da bunu ortaya koyacağım.

Unutulmayanlar 18 Selami ÇEŞME Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? Eskişehir i yaz. - Başüstüne Hacı Babam, dedim. Hasan Hilmi Efendi de yazmam konusunda teşvik etti. Ben de bu emri yerine getirmek için Merzifon daki seyrimi ve de bazı hatıraları yazmaya başladım. Esselâmualeykum, Pek Muhterem Dostlarım, Hakikata Giden Yolda başlığı ile bir yazım Birdenbire dergisinin Mayıs-Haziran 2015 sayısında yayımlanmıştı. Bir pazar günü Atça dan misafir dervişler gelmişti. Hacı Babamız dergahta sohbet yapıyordu. Hasan Hilmi Efendi dergiyi eline aldı Hacı Babamızın sohbete ara verdiği bir vakitte ve dedi ki: - Hacı Baba müsade edersen Selami Efendi nin bir yazısı var okuyayım. Hacı Babamız: -Buyrun, dedi. Hasan Hilmi Efendi yazının tamamını okudu. Yazı bitince Hacı Babamız dedi: -İyi, güzel olmuş. Hemen kalkıp elini öptüm. Kendileri de ben de duygulandık, gözyaşlarımıza hakim olamadık. Bir müddet sonra buyurdular ki: - Selami, devamını isterim. Merzifon ve Rabbimden niyazım yaşadıklarımı olduğu gibi aktarabilmemdir. Ne eksik, ne fazla!. Yazacaklarım pek kayda değer olur mu bilmem; ama Sultanımın emri yerine gelsin. Beğenip beğenmeme sizlerin takdirinize kalmıştır. Dostlar, 1974 yılındaki biattan sonra Merzifon da 3,5 senem geçti. Bu zaman zarfında haftada bir Cumartesiyi Pazara baplayan akşamlar evlerde toplanıyorduk. Bu dönemde Hasan Fehmi Kumanlıoğlu zaman zaman gelip bizlere sohbet yapardı. Hacı Babam, Sultanlar Sultanı, eşi benzeri olmayan bir zat-ı muhterem. Bir daha bu aleme aynısı gelir mi bilmem diyeceğim; ama aynısı ve de kendi olan Hasan Hilmi Efendi yi ve de muhtereme Hoca Hanımefendi yi yetiştirdi. Ve bunlara yardımcı olacak bir çok muhteremi de yetiştirdiler. Rabbim, zat-ı âlilerinie ağrısız, sızısız, sıkıntısız uzun ömür versin de ilminden, ilhamından, feyzinden, sevgisinden, nazarından, meylinden cümlemizi nasipdar eylesin. Cemal-i pâkini seyrimizden almasın inşallah. Sultanımın buyurduğu gibi çok entrikaları aştık, çok çetin mücadeleler verdik. Kimlerle başladık bu yola kimlerle devam ediyoruz.

Unutulmayanlar Selami ÇEŞME 19 Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? Kıyamete kadar atılan bu sağlam temeller biiznillah devam edecektir. Ve yine efendimizin buyurduğu çok önemli bir uyarıcı ifade var: -Fenafillah olmayan benim sohbetimi yapamaz. Evet fenafilah her kişinin işi değil; ancak er kişinin işidir. Malumunuz tevhid kelam ötesi, akıl ötesi, madde ötesi letafettir, manadır. Hissedip, zevk edilir, yaşanılır. Rabbim cümlemize nasip etsin. Aynıyettedir safa Kelâmla olmaz ifa Sabri ahde et vefa Her yüzden nazarım sen Bu dörtlük ciltleri doldurur, dil anlatamaz, akıl idrak edemez. Çünkü Sabri senin manana vuslat eden hamd etsin. Sohbet, sohbet ehlinin işidir. Biz hislerimizi zaman zaman birbirimize anlatabiliriz. O da Sultanımın izinden gitmek kaydıyla. Efendi Baba Ahmet Kumanlıoğlu Hz. leri -himmeti üzerimize olsun- Merzifon a teşrif ettiler. Bizlere sohbet yapan ağabeyin evinde misafir oldular. O abimizin evi müstakil ve de bahçeliydi. Oradaki ihvana haber gönderildi. İkindi den sonra Efendi Baba sohbet yapacak, bahçede toplanalım. denildi. Yaz mevsimiydi. Serinde, bahçede Efendi Baba teşrif edip çok güzel bir sohbet lütfettiler. Sohbetin bitiminde dedim ki: - Efendim, birşey sorabilir miyim? Güya bir şeyler biliyormuşum da bunu ortaya koyacağım. Efendi Baba: - Buyur, dedi. - Yaptığınız bu sohbetten anlamaya çalıştığım kadarıyla kim kime dua edecek? Şöyle bana bir baktı ve dedi ki: - Sen hep soru mu hazırlarsın be yahu? Sen bana dua et, ben sana dua edeyim. O anı zaman zaman hatırlarım. Ruhu şad olsun! Himmeti bizlerle olsun! Bir tarihte Hacı Baba ya bunu anlatınca: - Soru soracak bir şey mi bıraktık yavrum! Dedi. Bana genelde yavrum diye hitap ederdi. Çünkü 24 yaşında Rabbim dizinin dibine oturttu elhamdulillah! O andan itibaren bırak soru sormayı, aklımdan bile geçmedi. Ama kendime soru sorarım: - Selami, sen günün kaçta kaçını zikir, tefekkür ve hizmetle geçiriyorsun? Sevgili Dostlar, Zaman içinde nâmütenahi tecelliler zuhura geldi. Tabii ki olanların hepsini tam olarak hatırlayıp yazma durumunda değilim. Merzifon da 3,5 yıl kaldığımı yazmıştım. Benim ve arkadaşlarımın tayini değişik illere çıktı. Amirim diye hitap ettiğim, Hacı Babamızın sevgisini kazanan merhum Süleyman

Unutulmayanlar 20 Selami ÇEŞME Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? Çetin ile -ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun- benim tayinim İzmir-Çiğli Havaüssü ne çıktı. Sevinçten uçuyorduk. Çünkü Sultanın cemal-i pâkinin seyredip, dizinin dibinde oturup, o mübarek lebinden çıkan bizlere hayat veren ve hikmet dolu, mutlak kelamından, nur saçan sohbetinden nasipdar olacağız. Merzifondan ilişiği kesip İzmir e geldik. Amirim Şemikler de Marangoz Mustafa ile Şemsettin Usta nın atelyelerinin karşısında ev tuttu. Ben ise Üssün içerisindeki lojman olarak geçen barakalarda oturdum. İzmir deki görevimiz 4 yıl sürdu. Bu zaman zarfında fırsat buldukça vaktimizin çoğunu (yüzde doksan beşini diyebilirim) Hacı Babamızın yanında, O nun zücaciye dükkanında geçiriyorduk. 1980 yılında dergah olmadığı için yine cumartesiyi pazara bağlayan akşamları evlerde toplanıyorduk. Hacı Baba teşrif edip bizlere sohbetler ediyordu. Nöbetçi olduğumuz günler hariç tüm sohbetlere Çiğli Havaüssünden dolmuşla gelip katılıyordum. Amirim zaten Şemiklerdeydi. İlk defa Hacı Babamın da duyacağı bir hatıramı anlatmaya çalışacağım. Düşünüyorum da kendime hayret edesim gelir: 80 li yıllarda İzmir-Çanakkale yolu tek şeritli daracık bir yoldu. Gece gündüz o yolda yaya olarak yürüdüğüm zaman şayet bir kamyon geliyorsa bir kaç adım şarampole inerdim ki araba çarpmasın. Asıl konumuz şudur: 1980 nin yaz ayları cumartesi akşamları sohbete geliyordum. Sohbet devam ederken saat 23-23. 30 arası Hacı Babam bazı ihvanlara seslenirdi: - Sen kalk, vapuru kaçırma! Sen de kalk arabanı kaçırma. Bana bir şey söylemiyordu. Ben de utanır, haya ederdim, izin istemeye. Sohbet devam ederken müsade istemezdim. Sabaha kadar devam etse yine de istemezdim. Bazen sohbet geceyarısını buluyordu. Sohbetten 24 te çıkıp da Serinkuyu ya gelene kadar saat yarım oluyordu, bazen de bire geliyordu. O saate değil araba bulmak kamyonlar dahi tek tük geçerdi. Kimse de almazdı. anarinin hızlı zamanı. Yarım saat daha beklerdim. Araba gelmeyince Bismillahi Allahuekber, ya Hak, Allah Allah Allah diye zikre başlayıp sabaha karşı eve varırdım. Yine bir gün geldim sohbetten sabaha karşı. Bizim evin karşısındaki bahçede birkaç astsubay arkadaş masayı kurmuş oturuyorlar. İçlerinden birisi sordu: - Hayrola bu saatte nerden geliyorsun? Çünkü biliyorlardı arabamın olmadığını. O saatlerde de araba bulmak mümkün değildi. - İzmir den geliyorum, dedim. - Vay uyanık vay! Gündüzleri namaz geceleri.... Vay seni vay! Onlara: - Siz yanlış düşünüyorsunuz. Gittiğim yere sizi de götürebilirim. Buyrun haftaya beraber gidelim. Beraber yaşarız yaşanacakları!

Unutulmayanlar Selami ÇEŞME 21 Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? Böyle bir zuhurat yaşamıştım. Sultanlar Sultanı Sadakatin yolun Açar. buyurmuştur. Rabbim anlayışımızı arttırsın. Bu dört sene zarfında neler yaşandı neler!. Sultanımızın sohbetlerini, gittiği yeri hep takip edip giderdim. Helvacı, Menemen, Kuşadası vs. Sırası gelmişken bir hatıramı daha anlatmaya çalışayım inşallah: Bir gün lojman komşumuz olan astsubayla Çankaya ya bazı ihtiyaçlarımızı temin için gidiyoruz. Arkadaşla fazla bir samimiyetimiz de yoktu. Dolmuşta yan yana oturuyoruz. Döndü bana dedi ki: - Abi ben namaza yeni başladım. Normal zamanda aklıma gelmeyen şeyler namazda aklıma geliyor. Rahat bir namaz kılamıyorum. Ben de o anki halet-i ruhiyemle düşünmeden: - Sen namazı kılarsan, tabii ki aklına herşey gelir. Hak kılarsa, Hak tan başka birşey gelmez. Çankaya da ihtiyaçlarımızı alıp eve gelene kadar arkadaşla tek kelime konuşmadık. Arkdaş benim söylediklerimle ilgili tek kelime etmedi. Akşam üzeri eve döndük. Üç gün sonra kapı çaldı. Açtım baktım o arkadaş. Bugüne kadar hiç görüşmediğimiz arkadaş kapının önünde duruyor. - Buyrun, dedim. - Müsaitseniz biraz görüşmek istiyorum. - Tabii tabii buyur, deyip içeri aldım. Hoşbeşten sonra: - Abi üç gündür düşünüyorum. Bir türlü çözemedim, anlayamadım ne demek istedin. Hak namaz kılar mı? Üç gün önce söylediğim o sözün zamansız düşünülmeden söylenmiş bir söz olduğunu anladım. Tevil etmeye çalıştımsa da arkadaş tatmin olmadı. Kendisine Hasan Fehmi Tezdoğan Hz. lerinin Divanını verdim. Bu Divanı oku, anlamaya çalış, dedim. Dvanı götürdü. Birkaç gün sonra geri getirdi. - Abi bu kitabı okumamdaki neden, Cumhuriyeti methediyor. Bugün oldu cumhuriyet Kalmadı harice mihnet Oturdu tahtına millet Yaşasın Pîr Melamiyyun Kendimce anlatabildiğim kadar anlattım; ama tatmin olmadı. Dedi ki: - Sen bunu Efendine sorar mısın? - Efendime sormaya haya ederim. Çünkü soru soracak birşeyim kalmadı. Sen gelip sormak istersen, Efendimden müsade alırım. Kabul ederse, gelip sorarsın. - Tamam, dedi. Müsadesini aldım. Beraber gidip Cuma yı kıldık. Çıktıktan sonra Hacı Baba Konya dan gelen bir minibüs dolusu ihvanı yemeğe götürdü. Biz çıkmadık. Bir müddet sonra çıktık. Oda doluydu, kapının girişinde kendimize

Unutulmayanlar 22 Selami ÇEŞME Sen Hep Soru mu Hazırlarsın Be Yahu? yer bulup oturduk. Sultan, Peygamber Efendimizin devr-i saadetinden başlayıp o günkü hükümete kadar değerlendirme yapıp sohbeti sonlandırdı. Arkadaş bana dedi ki: - Abi, bir an benden ayrılıp efendinin yanına gitseydin şüphelenirdim. Efendiye söyle bir daha gelebilir miyim? Elini öperken Hacı Baba ya sordum: - Tabii tabii sen geldikçe seninle gelsin. Fazla uzatmayalım neticede arkadaş biat etmek istedi. Hacı Baba yı üssün içindeki o baraka olan evimize davet ettim. Kabul buyurdular. Orada arkadaşa ders verecek. Sanırım pazar günü idi. Evlerimiz karşı karşıya idi. Hacı Babanın gelmesine bir saat kala camdan baktım ki bir araba arkadaşın evinin önüne park etti. İçerisinde iki aile vardı. Piknik yapmak için eşyalarını indirmeye başladılar. - Eyvah dedim, bu adamlar kim? Birazdan Sultan gelecek. Diye düşünürken arkadaş bize doğru geldi. İçeri aldım. Dedi ki: - Abi bunlar çocukluk ve mahalle arkadaşlarım. Piknik yapmaya gelmişler. Ne yapayım şimdi? taraf ya bu taraf! - Tamam, dedi ve gitti. Biz pencereden bakıyoruz. Kendilerine ne söylediyse, gelenler eşyalarını toplayıp gittiler. Arkadaşın hanımı ağlayarak bize geldi: - Abi, beyim gelen arkadaşları kovdu. - Ne dedi? Dedi ki: - Arkdaşlar, ben yolumu değiştirdim. Şimdi benim efendim gelecek, artık sizinle olamam; ama istiyorsanız siz de gelebilirsiniz. Onlar da hemen gittiler. -Üzülüp ağlama bacım. Sen kovmadın, o kovdu. Sonu hayırlı olur inşallah. İleride sen de biat edersin. Ağlayarak ayrıldı. 15 dakika sonra Sultanlar Sultanı teşrif ettiler. Yemekten sonra çok güzel bir sohbet ve zikir oldu. Sonra da ders verildi. Daha sonra arkadaşın hanımı da biat etti. Ailece tevhid evi oldu evleri. Çok şükür Rabbime. 80 lerde böyle bir zuhurat yaşadım dostlar. Selamlarımla. Ona dedim: - Bak, bir koltukta iki karpuz taşıyabilir misin? - Taşıyamam, dedi. - O zaman birisinden vazgeçeceksin! Ya o

23 DOSTLAR MECLİSİNİ BULDUM Melamet Nişanı Olan Erenler Meclisin Bulan Gece Gündüz Allah Diyen Dostlar Meclisini Buldum Zikirle Kendinden Geçen Melamet Yolunu Seçen Yücelere Kanat Açan Dostlar Meclisini Buldum Nefis Ateşinde Yanan Zikir Meclisinde Sönen Allah Allah Diye Dönen Dostlar Meclisini Buldum Gayeleri Hizmet Olan Himmeti Hizmetle Bulan Sermayesi Zikir Olan Dostlar Meclisini Buldum Mazisi Ademe Varan Peygamber Varisi Olan Zamanın Nebisin Bulan Dostlar Meclisini Buldum Melamet Meşrebim Diyen Zikir Halkasına Giren Canlar Gurubuna Giren Dostlar Meclisini Buldum Zikir Sofrasında Coşan Canla Cananla Buluşan Hep Allah İçin Sevişen Dostlar Meclisini Buldum Hüseyin Sabriyi Bulan Tevhitle Yeniden Doğan Ten Varlığından Soyunan Dostlar Meclisini Buldum Maziyi Hale Döndüren Ölmeden Evvel Öldüren Nefis Ateşin Söndüren Dostlar Meclisini Buldum Bana Benden Yakın Olan Peygamber Varisin Bulan Mehmet Gayesi Hak Olan Dostlar Meclisini Buldum. Mehmet GÖNÜLLÜ

24 Hasan AKTAŞ Dostlarımızla YAZ KUR AN KURSLARIMIZ VE ÇOCUK EĞİTİMİ Çocuklarımızla olan ilişkilerimizde sevginin önemi çok büyüktür. Çocukların özellikle sevgiyle beslenmesi gerekmektedir. Sevginin aşırı olmasının da, yetersiz olmasının da çocuğun ruh sağlığında davranış bozukluğuna sebep olacağı kaçınılmazdır.

Dostlarımızla Hasan AKTAŞ 25 Yaz Kur an Kurslarımız ve Çocuk Eğitimi Değerli okuyucularım, Cümlenizi saygı ve hürmetlerimle selamlıyorum. Bu sayımızda konumuzu çocuklarımıza ayıralım istedim. İnşaallah faydalı oluruz. Çocuklarımızın dokuz aylık yorucu bir okul döneminden sonra tatile girdiği yaz dönemini yaşıyoruz. Tabi ki aynı zamanda mübarek ramazan ayını da bitirmek üzereyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı önderliğinde Kur an kurslarımızda, okullarımızda ve camilerimizde yaz dönemi kursu açılmış olup yavrularımızı okutmaktayız. Bir din görevlisi olarak ve uzun yılların tecrübesi ile şunu belirtmek istiyorum: Anne-baba olarak yavrularımız için okullara giderken gösterdiğimiz özeni, devamlılığı, dikkati yaz kursuna giderken maalesef göstermiyoruz. Okula giderken sabahın 06 sında kaldırıp karnını doyurup servise yetiştirdiğimiz yavrumuza saat 09 da veya 10 da kursa göndermek için çaba sarf etmiyoruz. Yaz tatili diye çocuğumuzu fazla serbest bırakıyor gece yarılarına kadar eğlenip yatağa girmemesine ve ertesi gün öğleye veya ikindine kadar uyumasına mani olamıyoruz veya olmuyoruz. Çocuklarımızı kursa gitme konusunda çok serbest bırakıyoruz. Biz eğiticiler bakıyorsun bir gün 50 kişi okuttuğumuz yavrumuzu ertesi gün 25 kişi olarak görüyoruz. Bu çok acı bir durum. Anne-baba olarak bu konuda çok büyük sorumluluğumuzun olduğunu bilmemiz lazım. Çocuğumuz için doktor olsun, hâkim olsun, mühendis olsun,- yüksel rütbeli asker olsun diye dünyası için elimizden gelen bütün imkânları kullanırken ukbası için, manası için aynı gayreti göstermiyoruz. Muhterem Dostlarım, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve biz din görevlileri olarak inanın çok gayret gösteriyoruz. Bu konuda görevli arkadaşlarımızın oldukça donanımlı ve gayretli olduğuna inanıyorum. Çocuklarımıza dini kitapları, cd li elif-ba yı ve Kur an-ı Kerim i bedava veriyoruz. Hep sevgi ile yaklaşıyoruz. İmtihan etmiyoruz. Yoklama yapmıyoruz. İkramlarda bulunuyoruz. Sosyal faaliyetleri için çalışmalar yapıyoruz. Sabah uyusunlar diye kurs saatini 10:00 12:45 arası yapıyoruz. (Kurs saatlerini Diyanet İşleri Başkanlığımız o yerin durumuna göre 3 saat olmak kaydı ile esnek bırakmıştır. Farklı saat dilimleri arasında da olabilir. ) Bütün bunlara rağmen en büyük sıkıntımız yavrularımızın kursa devamsızlığı konusudur. Bu konuda anne ve babalara tekrar sesleniyorum. Dünyamızın süsü olan çocuklarımızı seviyorsak ki seviyoruz o zaman çocuklarımızın geçici dünyası için gösterdiğimiz gayreti gelin ebedi âlemleri içinde gösterelim. Çocuklarımızı kendi ellerimizle ateşe atmayalım. Tabi ki yavrularımızın oynamaya, gezmeye, eğlenmeye hakkı var ve bu gayet tabiidir. Biz yalnızca yavrularımızın 24 saatinin 3 saatini camide veya kurslarımızda

Dostlarımzla 26 Hasan AKTAŞ Yaz Kur an Kurslarımız ve Çocuk Eğitimi geçirmelerini istiyoruz. Biz çocuklarımızla dinimizi öğretirken, aynı zamanda da eğleniyoruz. Dayak yok, kızmak yok, sevgi var, hoşgörü var, ikram var, sosyal aktiviteler var. Onun için gelin ey anne-babalar çocuklarımızı yaz kursuna gönderelim. Tatil için size kurs bitimi çok zaman tanınacaktır. Tatil dedim de hani imkânı olanlar her sene sahile doğru değil de bir de ailecek umreye gitseler ne güzel olur değil mi. Yüce Rabbim hepimize nasip etsin. Evlatlarımız adına böyle tatlı bir serzenişten ve duadan sonra çocuklarımızı sıfır yaşından itibaren nasıl yetiştirmeliyiz, bu konuda anne ve babaya ne gibi sorumluluklar düşüyor, gelin biraz da bu konuda kendimizi kontrol edelim. Kardeşlerim, İyi bir evlat yetiştirmek öncelikle iyi bir eş seçimiyle başlar ve arkasından helal lokma gelir. Peygamber efendimiz (sav) buyururlar ki: Evleneceğiniz kişide şu dört özelliği arayınız. Dindarlığı, soyu-sopu, güzelliği ve zenginliği. Siz dindar olanı seçiniz. hadisin son cümlesinin altı kalın harflerle çizilmesi gerekiyor. Siz dindar olanını seçiniz. Bu zamanda genelde gençlerimiz evleneceği bayanda neyi aradığının yorumunu size bırakıyorum. Bir mü min olarak evleneceğimiz kişi için şunları düşünmemiz lazım. Bu bayan mü mine biri midir, bana eş, çocuğuma anne olabilir mi? Haramı helali seçer mi? Bunları düşünmek gerekiyor. Sonra kazancımıza zerre kadar haram karıştırmamamız lazım. Özellikle hamilelik döneminde eşin yediği lokmanın helal olup olmadığına dikkat etmek gerekiyor. Dünyaya geldikten sonra altı yaşına kadar anne ve babanın yaşantısı ve lokması çocuk için çok önem arz etmektedir. Çünkü çocuk Allah ın insana bir lütfudur. Ana-babalara da birer emanettir. Çocuk doğduğunda kulağına ezan okunur ve böylece hayata başlamış olur. Çocuk anadan doğduğunda tertemizdir. Ekilmemiş toprak gibi, işlenmemiş alçı gibidir. O mevsimde çocuğa ne verilirse onu alır. Çocuk boş kaset gibidir. Kasete ne doldurulursa onu alır. Toprağa ne ekilmişse o biçilir. Alçı nasıl kalıba konulursa öyle şekillenir. Çocuk da öyledir. Çocuğa, İslam ı öğretirsek Müslüman, Hristiyanlığı öğretirsek Hristiyan, Yahudiliği öğretirsek Yahudi olur. Kısaca; biz hangi dine mensup isek çocuk da o dine mensup olur. Hadis-i Şerif de Allah Resulü (sav) şöyle buyuruyorlar: Her doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar, anne-babası onu ya Hıristiyan, ya Yahudi veya Mecusi yapar. Dikkat ederseniz Müslüman yapar demiyor. Çünkü çocuk zaten İslam fıtratı üzere doğmaktadır. Tüm terbiyecilerin: Altı yaşa kadar çocuğun karakteri nasılsa, ondan sonraki yaşantısında fazla ekleme yapılmayıp, aynı izlerin devam ettiğini söylemeleri cidden önemlidir. Hz. Peygamber (sav): Hiçbir baba (ve anne) çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz. buyuruyor. (Tâç, M. A. Nâsıf, C. V, sf. 8) Ayrıca Hepiniz yöneticisiniz ve hepiniz yönettiklerinizden sorumlusunuz buyurmuştur. (Buhari, Nikâh, 90)