GOTTLIEB WALLISCH ŞADİ ERDOĞAN. BIPO Debut CD. ile söyleşi. 2010-2011 sezonu sahnelerimizden haberler. Mersin'den bir yıldız geçti.



Benzer belgeler
NEYZEN ERCAN IRMAK yılında Eskişehir de doğdu. He was born in 1956, in Eskişehir.

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı

Zeynep Göknur YILDIZ Tel:

Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu dönem de Sevgi Gönül Kültür Merkezimiz sanatla dolu bir sezon geçirdi.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

Fazıl Say, 14 Ocak 1970 Ankara doğumlu dünyaca ünlü besteci ve klasik müzik piyanisti.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti

26/08/2010 Hocamızı saygı ile anmaktayız... Gaziantep (Merkez), 1964

KEMAN RESİTALİ VIOLIN RECITAL. 29 Ekim October, 2014 TAYLAN ERGÜL KEMAN VIOLIN. Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz.

2015 YILI ETKİNLİK LİSTESİ

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

Eğitim Bilgileri. Lisans Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı. Opera-Koro Bölümü. Koro Anasanat Dalı. Yurtdışı Lisans

OPERA VE BALE MARDİN DE

TURGUTREİS TE CUMHURİYET KONSERİ

DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM

ENGiN GÜNEYSU / enginguneysu@gmail.com. enginguneysu@gmail.com mobile

SICAK ÇİKOLATA Fuaye Konseri

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi ( /Bahar)

Türk Hava Yolları nın TK 1793 sefer sayılı uçuşu ile saat 08:15 de Atatürk Havalimanı ndan hareket ediyor ve yerel saatle 10:45 de Stockholm

Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü nün Yunanlılara karşı kazandığı zaferler, İnönü de anılmaktadır.

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

Doktora, Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü 2014

EGE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ NİSAN 2015 ETKİNLİK PROGRAMI

YAPTIĞI ÇALIġMALAR: TEZLER: BĠLDĠRĠLER VE SUNUMLAR:

ERMAN, A. Suzuki Metodu Felsefesi ve Keman Eğitiminde Kullanılışı Ankara-2000 (Lisans Tezi)

AKSAM. Kültür markası: Afyonkarahisar ın

05-07 EKİM 2015 Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı

İDİL BELGİN KÜÇÜKDOĞAN

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ!

ARAS POYRAZ AÇIKGÖZ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

Eğitim, Sanat ve Sporla; Güçlü, Özgür, Erdemli bir toplum hedefi ile hazırlanan projelerimiz, Mustafa Kemal Atatürk ün izinden giden kurumsallaşma ve

Colours colours everywhere... Yıl Sonu Gösterimizde buluşmak üzere...

Oxford Big Read İç Anadolu Bölge Finalistleri. Yabancı Diller Festivali 2016

KABUL VE KAYIT KOŞULLARI

EGE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ MAYIS 2015 ETKİNLİK PROGRAMI

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

TUNCAY LANGAL BİYOGRAFİ & CV

Turkish Jazz Week #5 Edition 2016 Official Concert Program

ÖN PROGRAM BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI BORUSAN QUARTET 1. BASKI

AASSM KONSERLERİ.

Adnan Menderes Üniversitesi Akademik Değerlendirme Puan Bildirim Formu

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

Şef: CEM MANSUR 2012 FAALİYET RAPORU

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

: Engin ŞEN. : Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Müzikoloji Anabilim Dalı:

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

SICAK ÇİKOLATA Fuaye Konseri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI

Şef: CEM MANSUR 2011 FAALİYET RAPORU

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI Özel İzmir Anaokulu, İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi SANAT VE SPOR OKULLARI PROGRAMI VE KATILIM KOŞULLARI

EGE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ MAYIS 2017 ETKİNLİK PROGRAMI

İTÜ HBSK ÜNİVERSİTELER ARASI HALK KÜLTÜRÜ GÜNLERİ İTÜ HALK BİLİMİ VE SANATLARI KULÜBÜ

İlkokul Yabancı Diller Festivali

BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI BORUSAN QUARTET BORUSAN MÜZİK EVİ SEZONU ÖN PROGRAMI

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Bilkent Müzik Günleri III Bilkent Music Days III

KARİYER GÜNLERİ ETKİNLİKLERİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

Koro Okulu Bahçeşehir Üniversitesi BAUART Koro Şefliği Sertifika Programı. Takvim & Plan. 1) Haftasonu Modülleri

HAKKIMDA EĞĠTĠM BĠLĠMSEL VE SANATSAL ETKĠNLĠKLER. A. Yayınlar. Makaleler: Atatürk ün Müzik AnlayıĢı Öner Sanat Dergisi Haziran 1995

ANTALYA KÜLTÜR MERKEZİ (AKM) MART AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

2013 Kış Etkinlikleri

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK, KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI KÜLTÜR SANAT ETKİNLİK REHBERİ

LEGOBOTİK KULÜBÜ SON SÜRAT

ANTALYA KÜLTÜR MERKEZİ (AKM) MART AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

YARIM ELMA ETKİNLİĞİ

FIRST BALLET SCHOOL-1661

Emre İlker emreilker.com. Turkish Kadıköy, İstanbul, Türkiye Male Özel Irmak İlköğretim Okulu

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

1996 Şubatında Kudüs te düzenlenen Kudüs Dinî Müzikler Festivali ne Necdet Yaşar, Sadreddin Özçimi ve Derya Türkan la birlikte katıldı.

Erginoğlu&Çalışlar Mimarlık, Tuz Ambarı yla Dünya Mimarlık Festivali nde 1. lik kazandı.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Müzik ve Sahne Sanatları Enstitüsü, Piyano Anasanat Dalı

Haftasonu Etütleri Başlıyor..

TRANSCENDENTAL. 4 Şubat February, Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall BAŞAR CAN KIVRAK CEM BABACAN PİYANO PIANO

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Türkiye Hazır Beton Birliği 4. Yeşil Nokta Çevre Ödülleri Sahiplerini Buldu

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Sanat Sezonu Konser Programı

KADIKÖY BELEDİYESİ SÜREYYA OPERASI ULUSAL KEMAN YARIŞMASI 2015 ŞARTNAMESİ

HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

6. Yabancı Dil Festivalimizi Gerçekleştirdik.

Kendi bünyesinde oluşturduğu kortej ekiplerinin yanı sıra dünyaca ünlü performans sanatçıları ile başarılı işlerde bir araya gelmiştir.

TURKISH DIAGNOSTIC TEST TURKISH DEPARTMENT

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Uluslararası İzmir Festivali 28 Mayıs'ta başlıyor

ANTALYA KÜLTÜR MERKEZİ (AKM) MART AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

ÖZEL ÜLKEM KOLEJİ EYLÜL EKİM 2017 AYLIK BÜLTEN

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Transkript:

5 GOTTLIEB WALLISCH Mersin'den bir yıldız geçti. Borusan Kültür İmparatorluğu Borusan's Cultural Empire ŞADİ ERDOĞAN ile söyleşi BIPO Debut CD BİFO, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'ndan ilk CD 2010-2011 sezonu sahnelerimizden haberler

Akdeniz Opera ve Bale Kulübü adına imtiyaz sahibi Fazıl Tütüner Sorumlu Yazı İşleri Müdürü A. Vahap Kokulu Yayın Kurulu İhsan Toksöz F. Hakan Gürkan A. Vahap Kokulu Semihi Vural Kapak Görseli Gottlieb Wallisch Fotoğraf Wolfgang Werzowa Baskı Lamineks Matbaacılık - İzmir Dijital Baskı İşleri San. ve Tic. Ltd. Şti. 5627 Sk. No:37 Çamdibi / İZMİR Tel: 0 232 433 33 55 Basım Tarihi 30 Kasım 2010 sf. 4-6 Gottlieb Wallisch Fazıl Tütüner sf. 14-17 sf. 18-21 sf. 24-25 sf. 8-13 Borusan Kültür İmparatorluğu Borusan's Cultural Empire Alexandra Ivanoff Şadi Erdoğan'la Söyleşi F. Hakan Gürkan BİFO: Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın ilk CD'si BIPO: Borusan Istanbul Philharmonic's Debut CD Alexandra Ivanoff Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Semihi Vural sf. 26-27 sf. 22-23 "Sevgili Hocam" Nihat Taner IV. Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması İhsan Toksöz İŞ BANKASI Uray Şubesi sf. 28 İstanbul Devlet Opera ve Balesi sf. 31 İzmir Devlet Opera ve Balesi sf. 30 Ankara Devlet Opera ve Balesi sf. 33 Antalya Devlet Opera ve Balesi sf. 36 Samsun Devlet Opera ve Balesi

ve tek örneği. Kâr amacı güdülmüyor. Satılmıyor. Derneğin bu dergi için ayırabileceği bir bütçesi yok. Sadece reklâm gelirleri ile basılıyor ve ücretsiz dağıtılıyor. Amatör bir ekip olarak bu işe soyununcaya kadar bir dergi yayınlamanın, hele bir müzik ve sanat dergisi çıkartmanın nasıl zorluklar getireceğini pek düşünememiştik doğrusu. Bu yüzden çevremizden yardımcı olmalarını istemeye başladık. Bu çağrılarımız ilk sayıdan itibaren dergi sunuş yazılarımıza da yansıdı. YUMURTA REKLAMININ MÜZİK DERGİSİNDE NE İŞİ VAR? İhsan Toksöz itoksoz1@gmail.com Geçen sayımızda yayınlanan bir yumurta reklamı bazı kişilerin çok tuhafına gitmiş. Yumurta reklamının müzik dergisinde ne işi var? diye soruyorlar. Yumurta Reklamı nın derginin profesyonel içeriğine ve tasarımına zarar verdiğini düşünenler var. Oysa diğer reklamlar da taşımacılık, sağlık, inşaat, mobilya, gıda, tıp vs. sektörlerine ait. Buna kimse dikkat etmiyor! Mersin de yayınlanan dergimizin Türkiye müzik camiasına ve sektörüne kendisini duyurması ve reklam alması biraz zaman alacak gibi görünüyor. Ama bu konuda umutla bekliyoruz doğrusu Mersin dışından gelecek katkıları da. Burada diyeceğimiz şu: Hayır efendim, yumurta reklamı AKOB un profesyonel görünümüne zarar vermiyor. Aksine AKOB un yaşamasına katkıda bulunuyor. Bu vesile ile bu reklamı veren firmayı ve ilk sayıdan beri reklam destekleriyle bizleri ve Erilya yönetimini yalnız bırakmayan tüm firmalarımızı, önemli ve değerli bir kültür hizmetinin sessiz tanıkları ve destekleyicileri oldukları için kutluyor ve buradan kendilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Eskiden annelerimiz yumurta içmek sesi güzelleştirir derlerdi. Bu nedenle bence yumurta reklamı Opera sanatıyla en yakın ilişkisi olan reklam! Bu reklamı veren firmayı ödüllendirmek için dergi ajansımız Erilya bu sayımızda kendileri için AKOB uyumlu! özel bir tasarım yaptı. Sayfalarımızda göreceksiniz. Artık bu konuda kimse bir şey diyemez umarım! Daha önce de belirttiğimiz gibi bu dergi Akdeniz Opera ve Bale Kulübü Derneği yönetimi tarafından özverilerle yayınlanan bir imece yayını. Mersin de yayınlanan AKOB Dergisi, Türkiye de türünün ilk Her sayıda kişilere yardım çağrıları yapmak hiç de hoş bir şey değil tabii. Hedef ve umudumuz, yılda 6 kez çıkacak dergimiz için yıllık reklam verecek firmalarımızı arttırmak. Bizler de Erilya ajansının yanı sıra bu konuda yakında yeni kapılar çalmaya devam edeceğiz. Yapılan işin Mersin kent kültürüne ve imajına, Türkiye Opera ve Bale sanatına, karınca kararınca yapacağını düşündüğümüz katkı göz önüne alınırsa bundan hiç gocunmadığımızı da belirtmek isterim. AKOB un 2010/2011sezonu açılış konseri olarak 7 Kasım da gerçekleştirdiği Gottlieb Wallisch piyano resitali ve araya giren uzun bayram tatili nedeni ile gecikmeli olarak çıkıyor bu ay dergimiz. Bu sayımızda; Fazıl Tütüner Gottlieb Wallisch resitali hakkında bilgi veriyor bizlere. Alexandar Ivanoff un ise iki yazısı var. İlkinde, Borusan Sanat İmparatorluğu nu tanıtıyor. İkinci yazısında ise BIFO - Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası nın ilk CD kaydını ele alıyor. Her iki yazı da İngilizce ve Türkçe olarak yayınlandı yine. F. Hakan Gürkan ın bu kez DOB Genel Müdür Yardımcısı Şadi Erdoğan ile bir söyleşisi var sayfalarımızda. Semihi Vural, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı nı tanıtıyor bizlere yazısında. Ardından benim MEU, Oda Müziği Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde yapılan, IV. Gülden Turalı Keman Yarışması ile ilgili haber yazım geliyor. Bu yazımız kentimizde olan biteni bilmeyenlere bir rehber olacaktır. Nihat Taner, yine belgeleri konuşturarak, kent tarihine mal edilecek bir mektubu tozlu raflardan indiriyor. Tarsus Amerikan Koleji ndeki öğretmeni Haydar Göfer e 1964 yılında bir öğrencisi tarafından İtalya dan yazılmış bir mektubu konu ediyor yazısında. 1964 yılında öğretmenlerimizin birikimlerini nasıl öğrencilerine aşıladıklarını ve öğrencilerin kültür düzeyini göstermesi açısından ilginç ipuçları veriyor bu mektup. Bu mektubu okuduktan sonra günümüz eğitim sisteminde okullarımızda sanat, müzik, felsefe vb. derslerine verilmesi gereken önemin neden göz ardı edildiğini tekrar tekrar sorgulamalıyız diye düşünüyorum. Sanat ve Müzik, Edebiyat ve Felsefe bireyin büyüme çağında verilecek mayalar çünkü. Maya verilmezse ortaya çıkan ürün de yavan, yamyassı bir kişilik olur. Buradan Haydar Göfer Hoca ya koskocaman bir selam gönderiyorum ve ellerinden öpüyorum. Bu sayıda, Devlet Opera ve Bale Müdürlüklerinin 2010/2011 sezon etkinliklerini tanıtan yazıları da dergimize renk kattı. Tekrar belirtmek isterim ki tüm Opera / Bale müdürlüklerinden dergimize sadece haber yazıları değil, sahnelenen eserler ile ilgili tüm konularda, besteciler, sahneye koyma/reji, dekor ve kostüm tasarımı, müzik, koreografi vs. konularında profesyonel yazılar bekliyoruz. Dergimizin içinde abonelik çağrı formumuzu bulacaksınız. Aramıza katılınız diyoruz. Hayatınız sanat ve müzik dolu olsun! 2 AKOB KASIM 2010

MERSİN DEN BİR YILDIZ GEÇTİ GOTTLIEB WALLISCH Fazıl Tütüner faziltutuner@mirina.com.tr Fotoğraf: Oliver Wia AKOB 2010/2011 konser sezonunu bomba gibi bir resitalle açtı. Genç neslin yükselen yıldızlarından Avusturyalı piyanist Gottlieb Wallisch 7 Kasım Pazar akşamı Mersin Kültür Merkezi nde hayranlık uyandıran bir performans sergileyerek dinleyicilere unutamayacakları bir gece yaşattı. 1978 yılında müzisyen bir ailede dünyaya geldi Wallisch. İlk piyano derslerini dört yaşında annesinden almaya başladı. Altı yaşında Viyana Üniversitesi Müzik ve Drama Okulu yetenekliler sınıfına kabul edildi. On altı yaşında Amerika Birleşik Devletleri nde prestijli uluslararası piyano yarışması Stravinsky Ödülleri nden birincilik ödülünü aldı.1996 yılında ünlü şef Yehudi Menuhin in yönettiği konserde solist olarak çalması uluslararası kariyerinin başlangıcı oldu. O günden bu yana hem tek başına, hem ünlü orkestra ve şeflerle konserler vererek dünyayı dolaşıyor. Çok sayıda CD si yayınlanmış, birçok radyoevinde kayıtları yapılmış bulunuyor. Eleştirmenler piyano çalışının analitik bir derinliği, duygusallık ve özerk teknik arası bir dengesi olduğunu söylüyorlar. Detaylı özgeçmişini buraya koyuyoruz. 6 Kasım sabahı Adana Havaalanı na kendisini karşılamaya gittik yayın yönetmenimiz İhsan Toksöz ile. İstanbul dan sis nedeniyle uçaklar kalkamadığı için sekiz saat biz Adana Havaalanı nda, Wallisch ise iki buçuk saati uçağın içinde olmak üzere İstanbul Havaalanı nda beklemek zorunda kaldık. Gece geç saatte otele yerleştirebildik kendisini. Ertesi sabah Wallisch İhsan Toksöz ün evindeki piyanoda çalıştı. Güneşli bir yaz öğleninde Wallisch e Mersin Tenis Kulübü bahçesinde şişe geçirilmiş ve ateşte pişirilmiş hamsi ikram ettik bol Akdeniz salataları ile birlikte. Akşam konserden önce 4 AKOB KASIM 2010

GOTTLIEB WALLISCH PİYANO RESİTALİ 7 Kasım 2010 Mersin Kültür Merkezi sahnede sponsorumuz Teknosa ya Oser Reklam da yaptırdığımız bir cam teşekkür plaketi sunduk Gottlieb Wallisch in üçüncü gelişiydi Mersin e. Birincisinde bir solo konser verdi, ikincisinde ise Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ile şef Vladimir Lungu yönetiminde solist olarak çalmıştı. Bu üçüncü gelişinde ise AKOB un organize ettiği konserde Mozart, Beethoven, Schumann dan eserler ve kendisi için genç Avusturyalı besteci Themessl tarafından bestelenmiş iki eser çaldı. Themessl in eserlerinde yeni bir uygulamaya yer vererek piyano içindeki tellere monte edilen ve seslerin yankılanmasını sağlayan (pedal efekti veren) küçük bir e-bow (elektronik yay) aleti kullandı. Eserler arasında Almanca açıklamalarda bulundu, biz de Türkçeye çevirdik. Wallisch Mersin deki müzik hareketliliğinden etkilendiğini, önceki gelişlerinden farklı olarak bu kez bir müzik kuruluşu olarak AKOB un da Mersin in sanat hayatına atılmış olduğunu, bunun Mersin e katkıları olacağını umduğunu, kendisinin de gelişmekte olan Viyana-Mersin sanat köprüsüne katkı sağlamak için çalışacağını söyledi. Çok alkış alması üzerine bis olarak Viyanalı besteci Schubert ten bir parça daha çaldı. Konser sonrasında Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi nden iki genç kızımız kendisi ile bir söyleşi yaptılar. Klasik sorulardan birisi konser öncesi stresi ile ilgiliydi ve kendisinin verdiği cevap ilginçti. Konserlerimden önce her zaman pozitif stres yaşarım. Bence, işte bu pozitif stres konser boyunca dinleyiciyi sarıp sarmaladı, içine çekti. Wallisch sahneye çıkınca pozitif stres, pozitif enerjiye dönüşüyordu. Konser sonrası yönetim kurulu üyemiz Yeşim Antmen ve eşi Alpay Antmen in daveti üzerine bir Mersin markası olan Göçtü Kebap a gittik. Konuğumuza Mersin tatlarından ikram edildi. Wallisch dergimize bir yazı göndereceğini söyledi. Güzel bir konserin ardından güzel bir Mersin akşamı da yaşamış olduk ve ertesi sabah konuğumuzu erken saatlerde uğurladık. Gottlieb Wallisch tekrar Mersin e gelecektir. Bizlere söz verdi. Resitalini kaçıranlara Wallisch Mersin e tekrar geldiğinde kaçırmayınız diyoruz. Yurtdışından gelen birçok sanatçıya ev sahipliği yapıyor Mersin. Müzik dünyasının bir parçası olabilmek için ciddi çalışmalar, ciddi emekler var Mersin de. Yurtdışındaki ve yurtiçindeki sanatçı dostlarımızın sayısı artıyor günden güne. Opera, bale, orkestralar, korolar, konservatuar, güzel sanatlar lisesi, festivaller, keman ve piyano yarışmaları, sanat dernekleri, kentimizin sanatçıları ve müzik öğrencileri, konuk sanatçılar, izleyiciler, gönüllü çalışanlar, sponsorlar, AKOB un müzik dergisi ile yıllardır müzik dokusu dantel gibi işleniyor Mersin de. Adeniz Opera ve Bale Kulübü 2010 yılında Goethe Enstitüsü ile birlikte Friedrich Kleinhapl(çello) / Andreas Woyke(piyano) konseri, AKOB organizatörlüğünde Viyana String Inspirations Quintet konseri, Hakan Ali Toker (piyano) resitali, Avusturya Büyükelçiliği ile Viyana Johann Strauss Topluluğu konseri ve yine Avusturya Kültür Ofisi ile Gottlieb Wallisch (piyano) resitali olmak üzere 5 etkinlik gerçekleştirdi. 2011 yılında yine güzel konserlerde buluşmak üzere müzik dolu bir yıl diliyoruz sizlere. AKOB KASIM 2010 5

Gottlieb Wallisch kimdir? Gottlieb Wallisch ilk piyano derslerini 4 yaşında annesinden aldı. 6,5 yaşında Viyana Üniversitesi Müzik ve Drama bölümüne girdi ve buradan en yüksek derece ile mezun oldu. Çalışmalarına Viyana, Berlin ve Paris te devam eden sanatçı Oleg Maisenberg ve Dmitrij Bashkirov ile de çalıştı, Stephen Kovacevich in ustalık kurslarına katıldı. 1995 yılında Amerika da Uluslararası İllionis Stravinsky Ödülleri Yarışması nda birincilik ödülü ile İvo Pogorelich Büyük Ödülü nü aldığında 16 yaşında idi. 1996 yılında Lord Yehudi Menuhin yönetimindeki konseri uluslararası kariyerinin başlangıcı oldu. Sonraki başarıları ise Brüksel Kraliçe Elisabeth Uluslararası Piyano Yarışması (1999) ile İsviçre Vevey XXI. Clara Haskil Yarışması nda (2005), finalist olması Gottlieb Wallisch in çaldığı orkestralar arasında; Viyana Filarmoni, Viyana Senfoni, Varşova Senfoni, Viyana Radyo Senfoni Orkestrası, Güstav Mahler Gençlik Orkestrası, Camerata Salzburg, Stuttgart Oda Orkestrası, Royal Liverpool Filarmoni Orkestrası, Londra Filarmoni Gençlik Orkestrası, Zagreb Filarmoni Orkestrası, Het Brabants Orkestrası, Linz Brückner Orkestrası, Trondheim Senfoni Orkestrası var. Birlikte çaldığı orkestra şefleri ise şunlardır: Giuseppe Sinopoli, Dennis Russell Davies, Lord Yehudi Menuhin, Louis Langrée, Sir Neville Marriner, Christopher Hogwood, Philippe Entremont, Lawrence Foster, Helmut Müller-Brühl, Martin Haselböck, Walter Weller ve Mathias Bamert, Çeşitli konser turları ile birçok ülkede çaldığı ünlü konser salonları arasında Amerika da Washington Carnegie Hall, İngiltere de Wigmore Hall ve Queen Elizabeth Hall, Brüksel Palais des Beaux Arts, Musikhalle Hamburg, Japonya, Hong Kong, Orta Doğu ülkeleri, Doğu Afrika ile İspanya, Almanya ve İsviçre dahil birçok Avrupa ülkesindeki salonlar sayılabilir. Uluslararası Yükselen Yıldızlar konser turları ile Avrupa başkentlerinde, Viyana Musikverein, Stokholm Konserthaus, Brüksel Société Philharmonique, Londra Wigmore Hall, Atina Konser Salonu nda ve New York Carnegie Hall de de resitaller vermiştir. Sanatçı 2008 yılı Mart ayında Şef Antonio Pirolli yönetiminde İstanbul Devlet Orkestrası ile ve kentimizde Şef Vladimir Lungu yönetiminde Mersin Devlet Opera ve Bale Orkestrası ile birer konser vermiştir. Lucerne Festivali, Ruhr Piyano Festivali, Salzburg Festivali, Schubertiade Schwarzenberg, Zürih Tonhalle, Newbury Bahar Festivali ve daha birçok festivale katılan Wallisch in en son performansları arasında Hamburg Musikhalle, Köln Filarmoni, Rotterdam De Doelen, Viyana Festwochen, Fotoğraf: Wolfgang Werzowa Budapeşte Bahar Festivali, Bonn Bach Festivali, Wallonie Festivali, Singapur Sanat Festivali sayılabilir. Sanatçının performansları Avusturya ORF Radio, Uluslararası Radio France, Belçika RTBF, Londra BBC ve Minnesota Public Radio da yayınlanmıştır. Çok geniş bir repertuvara sahip olan sanatçının Scarlatti, Haydn, Schumann, Brahms, Schubert, Stravinsky, Mozart, Strauss ve Pfitzer in eserlerinden CD kayıtları vardır. Viyana piyano geleneğinin saygın bir sanatçısı olan Wallisch en son olarak İngiliz kayıt şirketi LINN Records ile bir anlaşma imzalamış ve LINN ile ilk CD kaydı Mozart in Vienna bu yıl satış standlarında yerini almıştır. www.gottliebwallisch.com 6 AKOB KASIM 2010

Avusturya Büyükelçiliği Basın Açıklaması Eine Brücke der Kunst von Wien nach Mersin Mersin - Die Stadt Mersin an der östlichen Mittelmeerküste der Türkei ist in den letzten Jahren zu einem kulturellen Zentrum mit zahlreichen Verbindungen nach Österreich geworden. Unterstützt durch die langjährige Tätigkeit des dortigen österreichischen Honorarkonsuls Fazil Tütüner und in Zusammenarbeit mit der Österreichischen Botschaft Ankara sowie dem Kulturforum Istanbul können in Mersin regelmäßig österreichische und österreichischtürkische KünstlerInnen ihr Können beweisen. So gab am 7. November der Ausnahmepianist Gottlieb Wallisch ein umjubeltes Konzert, bei dem er Werke von Mozart, Beethoven, Schumann und dem zeitgenössischen österreichischen Komponisten Sebastian Themessl zu Gehör brachte. Bereits im Frühjahr gab es Wiener Klänge in Mersin mit dem Johann-Strauß-Ensemble von Alfred Pfleger. Das außergewöhnlichste musikalische Projekt ist aber sicherlich das vor sechs Monaten ins Leben gerufene Orchester Eine Brücke der Kunst von Wien nach Mersin. Serkan Gürkan, in Österreich lebender Komponist, Violinist und Gründer des String Inspirations Quintett und sein Bruder Hakan Gürkan, Künstler an der Staatsoper in Mersin, geben mit diesem Jugendorchester Kindern, die in Heimen der Jugendfürsorge untergebracht sind, die Möglichkeit, ein Instrument zu lernen, gemeinsam zu musizieren und die einstudierten Stücke sowohl in der Türkei als auch in Österreich auf der Bühne zu präsentieren. Regionale Institutionen und auch die österreichische Botschafterin Heidemaria Gürer unterstützen das Projekt, das auf das Engagement von Freiwilligen angewiesen ist. Mehr als alles möchte ich aus vollem Herzen Musik machen, so beschreibt es einer der jüngsten Geiger dieses bemerkenswerten Orchesters, das zugleich eine vitale musikalische Verbindung zweier Länder ist. Mersin: Avusturya ve Türkiye arasında müzikal bir köprü Mersin Türkiye nin Doğu Akdeniz kısmında kalan Mersin son yıllarda birçok Avusturya bağlantısı bulunan bir kültür merkezi haline geldi. Uzun yıllardır Avusturya Fahri Konsolosluğu nu yürüten Fazıl Tütüner in desteği ve Ankara Avusturya Büyükelçiliği ile Avusturya İstanbul Kültür Ofisi nin işbirlikleri sayesinde Mersin de düzenli olarak Avusturyalı ve Avusturyalı-Türk sanatçılar becerilerini sergileyebiliyorlar. Bu çerçevede piyanist Gottlieb Wallisch 7 Kasım da, Mozart, Beethoven, Schumann ve çağdaş Avusturyalı bestecilerden Sebastian Themessl den eserler sunduğu hayranlık uyandırıcı bir konser verdi. Mersin de Viyana ezgileri ilkbaharda da Alfred Pfleger in Johann-Strauss Topluluğu ile duyulmuştu. Ancak şüphesiz en olağanüstü müzikal proje altı ay önce hayata geçirilen orkestra: Viyana dan Mersine Sanat Köprüsü. Avusturya da ikamet eden bir besteci, viyolonist ve String İnspirations Quintett in kurucusu Serkan Gürkan ile Mersin Devlet Operası sanatçısı kardeşi Hakan Gürkan bu gençlik orkestrası vesilesiyle Çocuk Esirgeme Kurumlarında yetişen gençlere bir müzik aleti öğrenme, birlikte müzik yapma ve öğrenilen eserleri hem Türkiye hem de Avusturya da olmak üzere sahnede sunma şansı veriyorlar. Yerel kurumlar ve Avusturya Büyükelçisi Heidemaria Gürer, gönüllü yardımcıların desteğine ihtiyacı olan bu projeyi destekliyorlar. İki ülke arasındaki canlı bir müzikal bağlantı olan bu olağanüstü orkestranın en genç kemancı üyelerinden biri kendini işte bu sözlerle ifade ediyor: Her şeyden çok bütün kalbimle müzik yapmak istiyorum. AKOB KASIM 2010 7

089qwe@gmail.com BORUSAN KÜLTÜR İMPARATORLUĞU BORUSAN S CULTURAL EMPIRE Borusan Holding parasını sizin zevkiniz için harcayan bir kuruluş. İstanbul da 1997 yılında kurulan Borusan Kültür Sanat Şubesi, İstiklal Caddesi nde iki binaya sahip. Ayhan Işık sokağında bulunan, görsel sanatçılara ev sahipliği yapan bir diğer binada ise 200 sanat eserinden oluşan bir koleksiyon ve bir butik basımevi bulunmakta. Müziksel varlıkları arasında ise bir filarmoni orkestrası, ödüllü bir yaylı sazlar dörtlüsü, bir çocuk korosu ve bir de müziğe olan tutkusu nedeni ile orkestra müziğini dünya çapında destekleme zorunluluğunu hisseden icra kurulu başkanı var: Ahmet Kocabıyık. Kültür ve sanat dünyasında en değerli öğreti olduğunu düşündüğüm klasik müziğe tutkum lise günlerime kadar gitmekte diyor kendisi. Bir kişisel gelişim aracı olmasının ötesinde bir toplumun gelişim düzeyini göstermekte olan klasik müzik, değişik kültürleri bir araya getirme işlevi de olan yüksek bir sanat formu. Borusan ın yararlı imparatorluğu bu yıl her zamankinden daha fazla genişlemekte. Bir göz atalım: Kültür Merkezi olarak kullanılan İstiklal Caddesi ndeki binalardan biri ayni zamanda zengin bir müzik kütüphanesine ev sahipliği yapmaktadır. Karşısındaki beş katlı bir 19. Yüzyıl binası olan Borusan Müzik Evi nin içi yakınlarda ultra modern bir tasarımla yenilenmiştir. Geçen Ocak ayı içerisinde açılan bina bir sanat galerisi ve konser salonu olarak kullanılmaktadır. Sanat galerisinde 8 AKOB KASIM 2010 Çeviri/Translation İhsan Toksöz

Borusan is a Turkish industrial holding company that spends its money for your enjoyment. In Istanbul, its Borusan Kültür Sanat division, founded in 1997, owns two buildings on Istiklal Caddesi, another on Ayhan Işık Sokak in Beyoğlu for housing visual artists, and a contemporary art collection numbering 200 pieces as well as a boutique publishing house. Their musical real estate includes their own philharmonic orchestra, a prize-winning string quartet, a children s chorus, and an executive board chairman, Ahmet Kocabıyık, whose commitment to music compels him to support orchestral music on a global scale. My love for classical dates back to my high school days and I consider it a most valuable discipline in the world of culture and arts, he states. Beyond its function as a tool for personal development, classical music is a high form of art representing a society s level of development which also operates to bring different cultures together. Borusan s beneficent empire is looming larger than ever this year. Let s take a tour. One building on Istiklal houses the cultural headquarters offices as well as a well-stocked music library. Across from it is the Borusan Müzik Evi, a 5-story 19th century building that has a newly renovated, ultra-modern interior. Just having made its debut last January, it functions as an art gallery and a concert hall. BORUSAN S CULTURAL EMPIRE AKOB KASIM 2010 9

halen 20 Kasım 2010 tarihine kadar sürecek olan New York, Lehmann Maupin galerisinden eserler sergilenmektedir. Konser salonunda ise klasik, caz, dünya müziği, çağdaş müzik, oda müziği ve genç klasik müzisyenlerini içeren karışık müzik alanlarında sunumlar yer almaktadır. Bu yılki sezon açılış konseri 5 Kasım 2010 tarihinde Mercan Dede ve Secret Tribe konseri ile yapıldı. Ertesi akşam Grammy ödüllü İsveç çağdaş müzik topluluğu Sonanza vardı. Kasım ve Aralık aylarında ilgi çekecek konserler arasında; vurmalı çalgılar topluluğu, arp ve elektronik düo konseri, caz besteci ve piyanistleri, bir solo soprano resitali, Los Angeles müzik grubu Divan Consort ve iki harika çocuk konseri bulunmakta. Borusan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü Borusan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü (Esen Kıvrak/birinci keman, Olgu Kızılay/ikinci keman, Efdal Altun/Viyola ve Çağ Erçağ/Çello,) Avusturya, Kore, Macaristan, Türkiye, Rusya ve Amerika dan 87 den fazla müzisyen ve toplulukların katıldığı New England Oda Müziği Vakfı tarafından Boston da düzenlenen 2010 Oda Müziği Yarışması nda birincilik ödülü için yarıştı. İki ayrı bölümde ödüllendirildiler. New York Carnegie Hall, Weill Resital Salonunda 8 diğer topluluk arasında Fazıl 10 AKOB KASIM 2010

Its current art exhibit, featuring works from New York gallery Lehmann Maupin, is in place until November 20. The concert hall presents a mix of musical spheres: classical, jazz, world, contemporary, chamber music, and young classical musicians. It opens its season on November 5 with Mercan Dede and the Secret Tribe. The next night, the Grammy Award-winning Swedish contemporary music ensemble, Sonanza, performs. Highlights in November and December include a percussion ensemble, harp and electronics duo, jazz composer/pianists, a solo soprano recital, the Los Angeles-based music group Divan Consort, and two child prodigies. Borusan String Quartet The Borusan String Quartet (Esen Kıvrak, first violin, Olgu Kızılay, second violin, Efdal Altun, viola and Çağ Erçağ, cello) competed with over 87 musicians and ensembles from Austria, Korea, Hungary, Turkey, Russia and USA to win the first prize at the 2010 International Chamber Music Competition, organized by the New England Chamber Music Foundation in Boston. They won in two different divisions, the second being in Carnegie Hall s Weill Recital Hall in New York against eight other ensembles, to win the gold medal with their performance of Fazıl Say s String Quartet, Op. 29. At Andante magazine s 2010 Music Awards in Istanbul in May, they were awarded Chamber Ensemble of the Year. The quartet has its own schedule of concerts in the Süreyya Opera House in Kadiköy. On November 1, they performed music by Boccherini, Borodin and Fazıl Say; on February 7, pianist Toros Can joins them in an evening of Shostakovich; and on May 16, pianist Gülsin Onay joins the program of Erkin and Ravel. Borusan Philharmonic s phenomenal growth Say ın String Quartet, Op. 29 eserini seslendirerek altın madalyayı kazandılar. İstanbul da yayınlanan Türkiye nin Klasik Müzik dergisi Andante tarafından Mayıs ayında düzenlenen müzik ödüllerinde ise Yılın Oda Müziği Topluluğu ödülünün sahibi oldular. Borusan Istanbul Philharmonic Orchestra has become the crown jewel of symphonic life in Istanbul and is preparing to be a new kind of Turkish cultural representative, since its auspicious debut at the Salzburger Festspiele last summer. The orchestra was founded in 1999 with Gürer Aykal as its conductor, who lovingly guided it in its formative years like a proud father until it was ready to become part of the adult symphonic world. In 2008, the dynamic young Viennese conductor Sascha Goetzel was recruited to the podium to put the ensemble through some Kadıköy Süreyya Opera Evi'nde konserler veren Toluluk 1 Kasım'da Boccherini, Borodin ve Fazıl Say'ın eserlerini seslendirmiştir. 7 Şubat 2011 tarihinde ise piyanist Toros Can'ın kendilerine katılımıyla bir Shostakovich gecesi sunacaktır. 16 Mayıs 2011 tarihinde ise piyanist Gülsin Onay'ın katılımıyla Erkin ve Ravel'in eserlerinden oluşan bir program sunacaktır. AKOB KASIM 2010 11

Borusan Filarmoni nin İnanılmaz Yükselişi İstanbul un Filarmonik Müzik yaşamının yıldızı olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), geçen yaz çıktığı Salzburg Festivali ndeki ilk konserinden sonra yeni bir Türkiye Kültür Temsilcisi olmaya hazırlanıyor. Şefleri Gürer Aykal ın kuruluş yıllarından itibaren, erişkin senfoni dünyasının bir parçası oluşuna kadar gururlu bir baba şefkatiyle rehberlik ettiği, orkestra 1999 yılında kurulmuştur. 2008 yılında topluluğa ciddi bir akademik cila vermek üzere genç ve dinamik Viyanalı şef Sascha Goetzel podyuma atanır. Onun en akıllıca yaptığı stratejik uygulaması, Viyana Filarmoni den 40 yaşındaki Peter Goetzel in de kemancılar arasına alınması ve bu deneyimli kemancının bilgi ve birikimini tüm elemanlarla paylaşması, olmuştur. Festivalin 90. yılının kutlanacağı açılış gününde ilan edilmemiş etkinlikler içinde yer alan orkestranın konserine 25 Temmuz günü Salzburg ta katıldım. Dikkatlerden uzak konumlandırmaya rağmen o gün Avusturya da bir Türk orkestrası beklentisi meraklı bir kalabalığın toplanmasına neden olmuştu. Borusanlıların da aralarında olduğu ve adeta amigoluk yaptıkları dinleyicilerle büyük salon dolmuş ve hatta Türklerin dışındaki dinleyicilerden de taraftarlar kazanılmıştı. Konser heyecanlı enerji, renk ve ustalık dolu idi. Ustalık derken; her sakininin Wolfgang ın yazdığı her notayı bildiği, kutsal Mozart ülkesinde, Mozart çalmaya cesaret etmelerini kastediyorum. BİFO bu yakıcı denemeyi, sadece Fazıl Say ın Mozart, A majör, K.414 performansıyla değil, ayni zamanda Respighi nin Queen of Sheba, Hindemith in muazzam eseri Symphonic Metamorphosis ve Say ın Dünya prömiyerini yaptığı eseri Nirvana Yanıyor ile geçti. Erkin in Köçekçe si nin tekrarı olan bis parçaları neşeli bir şekilde salonu bulaşıcı Türk ritimleri ve çekici zil sesleri ile doldurup, solo klarnetin son final melodi dizeleri havada yükselerek sükunetle minor ikiliye yerleştikten ve herkes gittikten sonra, salonda titrekçe parıldayan bir hilal asılı kaldı. Avrupa basını belki bunu benim dediğim gibi yazmadı ama eleştirilerde tereddütsüz Borusan ın olağanüstü yetkinliğini kayda geçirerek performansın tarihi önemini takdir ettiler. Orkestra İstanbul da 2010-2011 sezonunu Ekim ayında temel Alman içeriği ile (Mozart, Beethoven ve Brahms) açarken, genç enerjinin erişkin zarafetle dengelendiği sofistike bir ustalığın yeni seviyelerini gösterdi.. Yılın kalan kısmında, 25 Kasım da Chopin, Ravel ve Tschaikowsky ile devam edilecek, Aralık ayında Fazıl Say müziği ile 3 günlük bir festival planlanmakta. Ocak 2011 den itibaren şef Goetzel, Verdi nin Requiem ini, Saygun un Eski Üslupta Kantat ını ve 2 ayrı gecede uluslararası solistler tarafından sunulacak, değişik opera seçkilerini içeren geniş vokal/koral eserler seçmiş bulunuyor Ve BIFO ilk defa, anlatıcısının Mehmet Ali Alabora olacağı bir çocuk konserini, Prokofiev in Peter ve Kurt isimli eserini sunacak. Fakat benim asıl ilgilendiğim, tanınmış program kitapçığının içine sessizce yuvalanmış olan 23 Şubat konseri. Markus Schirmer tarafından yorumlanacak, Avusturyalı besteci Joseph Marx ın 2. No.lu Piyano serious post-graduate polishing. One clever tool in his strategy was to put his violinist father, Peter Goetzel, a 40-year veteran of the Vienna Philharmonic, to play in the violin section and donate his wisdom and experience to all the players. I attended the concert in Salzburg on July 25, when the orchestra was among the opening day s unannounced ceremonial events that inaugurated the festival s 90th year. Despite its somewhat obscure positioning, the anticipation of a Turkish orchestra in Austria produced a curious crowd that day. The large auditorium was full, and even with the Borusan contingent sitting among them and functioning almost like cheerleaders, the non-turkish audience sector was clearly won over. The performance was full of thrilling energy, color, and craft. And by craft, I mean they dared to play Mozart in sacred Mozart territory, where every inhabitant knows every note Wolfgang ever wrote. BIPO passed the acid test with not only Fazıl Say s performance of Mozart s Piano Concerto in A major, K. 414, but also Respighi s Queen of Sheba, Hindemith s mighty Symphonic Metamorphosis, and the world premiere of Say s Nirvana Yanıyor. Their encore, a repeat of Erkin s Köçekçe - Dance Rhapsody so joyfully filled the room with infectious Turkish rhythms and sexy zil sounds that when the solo clarinet s final looming melody line arched through the air, landing lazily on the minor second of the scale, it left a shimmering crescent moon suspended in the hall long after everyone left. The European press didn t express it like I just did, but their reviews noted without hesitation Borusan s extraordinary competence and they appreciated the historical significance of the performance. In October, the orchestra opened the 2010 season in Istanbul with a program of German staples (Mozart, Beethoven and Brahms), wherein they showed new levels of sophisticated mastery by balancing youthful energy with mature refinement. The rest of the year continues with Chopin, Ravel, and Tchaikowsky on November 25, then a three-day festival is planned for December with Fazıl Say and his music. Starting in January 2011, Goetzel has chosen large vocal/choral works: Verdi s Requiem, Saygun s Eski Üslupta Kantat, and two different nights of opera selections with international soloists. And for the first time, BIPO will offer a children s concert, featuring Prokofiev s Peter and the Wolf with Mehmet Ali Alabora as the narrator. But the real item of interest to me, nestled quietly among the more recognizable program fare, is the concert on February 23: Austrian composer Joseph Marx Piano Concerto No. 2 Castelli Romani, to be performed by Markus Schirmer. Being a singer, I knew Marx as a prolific composer of fine songs in the late German Romantic style, but I had never heard 12 AKOB KASIM 2010

Konçertosu Castelli Romani. Bir şancı olarak ben Marx ı, geç Alman Romantik stilindeki güzel şarkılarıyla, üretken bir besteci olarak tanıyorum. Ancak kendisinin piyano konçertolarını hiç duymadım. 1964 yılında ölen Marx tarafından 1930 yılında bestelenmiş ve konserlerde nadiren seslendirilmiş olan bu parça, sadece bir kez, 2005 yılında kaydedilmiş. 35 dakika süren, dayanıklılık ve kas gücü gerektiren büyük bir konçerto. Richard Strauss un Alpine senfonisi ile eşleştiriliyor. Ultraromantik yolculukta seçimi yapılan diğer cüretkâr seçim olan bu eser yerine ben şahsen gecenin İtalyan tadını arttırmak için Respighi nin Roma nın Çamları nı tercih ederdim. Yine de son zamanlardaki aşırı yüklü Chopin (sanırım Chopin tarafından yazılan her nota İstanbul da kutlanan 200.doğum yılı nedeni ile defalarca çalındı.) ve birçok konser programına hakim olan Mozart, Brahms ve Beethoven yerine yapılan bu seçimi övgü ile karşılıyorum. Fakat Goetzel in, Marx konçertosunu seçmesindeki ilginç risk alışını sembolize eden tek unsur, Avusturya bağlantısının yanı sıra orkestranın ve dinleyicilerin hazır olduğunu hissetmesi olmuştur. İmparatorluğun Genişlemesi Ve şimdi, her iki Goetzel den alınan iki yıllık yoğun Avrupa Müzik yaklaşımlarıyla temel bilgilerini geliştiren BIFO yeni iddialı repertuvarlara (Örneğin: 27 Mart 2011 deki Bruckner 7. Senfonisi gibi) ve Avrupa Müzik sahnesindeki saygın yerini almaya hazırdır. Respighi ve Hindemith gibi gösterişli iki vitrin eseri ve Florent Schmitt in Salome nin Trajedisi eserini içeren iilk CD kayıtları bu yıl ONYX bandrolü ile satışa sunulmuştur. Küçük ve sıradan bir satış acentası tarafından biletleri satılan BIFO nun Salzburg daki konseri aslında, uluslararası orkestraları destekleyeceğini duyuran Borusan Holding ve Kocabıyık ın kamu yararına projesi olan çok daha büyük bir aysbergin görünen ucudur. Kurum önümüzdeki üç yıl boyunca, her yıl bir orkestra olmak üzere, Salzburg Festivali ne katılacak orkestraları destekleyecektir. Borusan Holding in Avusturya ile olan bir diğer bağlantısı ise halen Avusturya tarafından devam edilen Efes kazılarına olan katkılarıdır. Alicenaplığı ve sanatsal perspektifi nedeniyle kendisine Temmuz ayındaki festival konseri arasındaki bir törenle Avusturya Şeref Haçı nişanı verilmiştir. Nişanı alırken Kocabıyık, Müzik sınır tanımayan tek dildir demiştir. Ve kültürlerimizi ve ruhlarımızı birleştiren tek araçtır. Katıldığınız BIFO veya Yaylı Çalgılar Dörtlüsü nün Müzik Evi ndeki veya Beyoğlu Sanat Merkezi ndeki konserlerinde, gelecek yılın Salzburg Festivali ne müziksel katkıda ve hatta Efes kazılarında İmparatorluk sizin zevkiniz için hazır ve nazırdır. www.borusansanat.com www.borusanmuzikevi.com of his piano concertos. This one is very rarely played in concerts, and evidently has been only recorded once, in 2005. And Marx, who died in 1964, wrote it in 1930. It is a blockbuster of a concerto, requiring brawn and endurance, and is around 35 minutes long. It s being paired up with Richard Strauss Alpine Symphony, another audacious choice to complete the journey into ultra-romantic fare, although personally I would have chosen Respighi s Pines of Rome to boost the Italian flavor of the evening. Nevertheless, I laud this departure from the recent overload of Chopin (I think every piece Frédéric ever wrote has been played several times in Istanbul s celebration of his bicentennial year) and the surfeit of Mozart, Brahms and Beethoven that dominate so many concert programs. But Goetzel s selection of the Marx concerto, aside from the Austrian connection, symbolizes taking a very interesting risk -- one that he feels the orchestra, and the ticket-buying public, is ready for. The Empire s expansion So now, after two years of rigorous uptake of European musical approaches from the two Goetzels, BIPO has polished the basics, is ready to tackle new challenging repertoire (like Bruckner s Symphony No. 7, slated for March 27), and can find its place as a respected entity in the European musical scene. Their debut CD, with the same two brilliant showpieces by Respighi and Hindemith, and Florent Schmitt s The Tragedy of Salome, was released this year on the Onyx label. BIPO s concert in Salzburg wasn t, in fact, an ordinary booking through a music agent; it was the tip of the iceberg of a much larger philanthropic project by Borusan Holding and Kocabıyık, who has declared his intentions to sponsor international orchestras. The organization will provide support for the next three years, for one orchestra per year, to perform at the Salzburger Festspiele. Another connection to Austria is Borusan Holding s contributions to an ongoing Austrian archeological excavation in Ephesus. To recognize the scope of Kocabıyık s generosity and artistic perspective, he was awarded the Austrian Cross of Honor in a ceremony after the intermission of July s festival concert. Music is the only language without borders, said Kocabıyık upon accepting the award, and it s the best tool to bridge cultures and bring our spirits together. Whether you attend concerts by BIPO, the string quartet, at the Müzik Evi, the Art Center in Beyoglu, next year s musical contribution to the Salzburger Festspiele, or even the dig in Ephesus, the Empire is open and available for your pleasure. AKOB KASIM 2010 13

şadi erdoğan Söyleşi: F. Hakan Gürkan hakancello@hotmail.com Genel müdürlüğümüz dışında önceki görev yerlerinizde de birçok idarecilik görevi üstlendiniz, müzik öğretmenliği yaptığınız ve o dönemlerde okul orkestraları kurdunuz. Müziğe yönelmeniz, öğretmenliği bırakarak sanatçı olma fikriniz nasıl oluştu? Köy Enstitüsü mezunu idealist, yetenekli, çalışkan bir ilkokul öğretmeniydi babam. Diğer becerilerinin yanında müzik ve el sanatlarında daha etkiliydi. Okulda öğrendiği nota ve kemanı öğretmenlik yaşamı boyunca başarıyla kullandı. Kemanın yanı sıra bağlama çalar, yöresinin türkülerini söyler, sahiplenir ve derlemeler yapardı. Yanında olmak, bir şeyler öğrenmek, onun gibi enstrüman çalmak, türkü söylemek, en keyif aldığım zamanlardı. Çok iyi öğretmendi. Onu her yönüyle taklit etmek, onun gibi olmak isterdim. Ve onun temel öğretileri ile müziği hiç bırakmadım, hep öğrendim ve sonunda 1974 de müzik öğretmeni olarak Gazi Eğitim Enstitüsü nden mezun olup babamın mezun olduğu eski köy enstitüsü, Kastamonu Gölköy Öğretmen Lisesi ne müzik öğretmeni olarak atandım. İlk atandığım günün sevincini hiç unutmam. Ben de babam da, ailece çok sevinmiştik. Askerliğimin ardından ikinci görev yerim Eskişehir Yunus Emre Öğretmen Lisesi oldu. İstiklal Marşı nı ezbere çalamayan öğrencileri mezun etmezdik. Bir öğretmen adayı için en önemli dersler; müzik, resim, beden eğitimi olarak değerlendirilirdi. Acapella korolar, çoksesli okul orkestraları kurdum. Öğrencilerimin hepsi nota bilir, bir enstrüman çalardı. Daha da önemlisi iki üç sesli armoni diktesi yaptırıp kulak eğitimi değerlendirmesi yapardık. Kısa da olsa idareciliğim de oldu. 1980 yılında Ankara Radyosu Çok Sesli Korosu sınavını kazanarak Walter Strauss ile acapella çalıştım ve önemli şan pedagoglarından şan eğitimi almaya devam ettim. Konserler, kayıtlar derken 1981 de Ankara da Opera sınavlarını korist olarak kazandım. Zaman zaman solo rollerde söyleyerek birçok prova, temsil, konser, turne, 14 AKOB KASIM 2010

bir toplum olmamıştır yeryüzünde. Çok çeşitli müzik türleri var ama herkes istediğini dinlesin, istediğini sevsin diyemiyorum. Çoksesli müziğin görkemi, o muhteşem çatısı tartışılmaz. Bazen büyük emeklerle, özel yeteneklerle yaratılan büyük eserlerin bestecilerinin insan olmadığını düşünüyorum. Çoksesli müziğin, İnsanın açıklayamadığı, beyninin ta derinliklerinde bıraktığı o etki, o haz anlatılamaz. Neden tüm insanlar bu tınıyı, o armoniyi duymasınlar, o anı algılayıp yaşamasınlar? İşte, çoksesli müzik eğitimini bir harf öğretenin kulu kölesi olurum deyişiyle özdeşleştiriyorum ben. Mesleğimiz Opera sanatçılığı, dolayısı ile çokseslilik eğitimlerinde okullar kadar bizimde görevlerimiz olduğu bir gerçek, DOB müdürlüklerimizde çocuk korosu, çocuk balesi kurslarını önemsiyor ve özellikle ilgileniyorum. Genel müdürlük olarak daha programlı, detaylarını önemseyerek hazırladığımız müfredatımıza dayandırılan bir eğitim yapmayı hedefliyoruz. Çocuklarımız opera ve baleyle iç içe yaşıyorlar, bazı oyunlarımızda sanatçı olarak görev alıyorlar ve mutlu oluyorlar. Keşke daha çok çocuk ve gencimize ulaşabilsek! Geleceğimizin mimarlarının çoksesli düşünmek kadar çoksesli müziğin hazzını öğrenmek ve yaşamak hakları değil mi? Güzel olan, etkileyici olan, daha çok renk kullanılarak her devlet opera ve balesi genel müdür yardımcısı festival sonrasında, 6 yıl Koro Teknik Kurul Temsilciliği, 2 yıl Disiplin Kurulu Temsilciliği yaptım. 2005 yılı Mayıs ayında DOBGM Genel Müdür yardımcılığı görevine atandım. Halen çalışmalarıma idareci, sanatçı olarak devam ediyorum. Eğitimci ve sanatçı kimliğinizle geleceğimizin teminatı olan çocuklara ve gençlere verdiğiniz önemi takip etmekteyiz. Sizce, özlemini duyduğumuz gelecekteki eğitimli opera ve bale izleyicisini bugünlerden başlayarak oluşturabilmek için ne yapılmalıdır? Şimdi okullarımızda müzik dersleri seçmeli oldu. Müzik eğitiminin benim öğrencilik ve öğretmenlik dönemlerimdeki gibi önemsendiğini düşünmüyorum. İyi öğretmenlerimiz var ama bu dalda müfredat içeriğinden dolayı eğitim grafiğinin düştüğü bir gerçek. Müzik, güzel sanatlarda toplumun en çok benimsediği, iç içe yaşadığı bir olgu. Herhalde müziksiz birimi ayrı bir anlam ifade eden muhteşem bir tablo gibi de algılayabiliriz çok sesli müziği. Bir şeyler anlattığı ve ifade ettiği gerçeğiyle, bizim görme ve algılama estetiğimiz çerçevesinde, verilecek eğitimle gençlerimizin daha çabuk algılama, sevme ve etkilenme, haz alma yetenekleri artacaktır. Kocaman bir senfoni ya da opera orkestrasını, solo, koro, tüm enstrüman ve şan ın ayrılmaz bir bütün olduğu o görkemli mimariyi özümsemek ve algılamak elbette ki kültür olarak alışık olmadığımız bir şey, ama neden olmasın? Neden alışılmasın, sevilmesin? Öğrenmeye yakın çevreden, anneden, aileden, sonra okuldan başlıyorsak, çokseslilik olgusu da öyle olmalı diye düşünüyorum. Sonuca ulaşmak için izlenecek yol bellidir. Başlangıçta, tınısının algılanması zor olmayan, bizim kültürümüzden, bizim hikâyelerimizle hazırlanmış çocuk ve gençlik oyunlarını çoğaltmalıyız. Orkestra tınısını, koroyu, soloyu, çocuk ve gençlerin sevebilecekleri formlarla hazırlamalıyız ve bu süreklilik arz etmelidir. Üretilecek eserler

Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürdüğüm son 5 yılda yaptığım değerlendirmeler, başkalarının yaptığı başarısız çalışmalar ve gördükleri ilgi! özgüvenimi artırdı. eğitici, öğretici olmalı ve dikkatle uygulanmalıdır. Böylece geleceğin opera, bale ve çoksesli müziği anlayan ve seven izleyicileri kendiliğinden oluşmuş olacaktır ve tüm emek ve yatırımın geleceğimizin çağdaş mimarları için boşa gitmediği görülecektir. Araştırmasını yapıp metnini yazdığınız Seslerle Anadolu eseriyle sanat dünyamıza önemli bir eser kazandırdınız. Yukarıdaki kriterlere göre hazırladığınız bu eseriniz daha önce opera ve bale sahnesine hiç gelmemiş olan ve kendisini uzak hisseden kesimlere de ulaştı, sevildi ve benimsendi. Geleneklerimizi, türkülerimizi ve halk danslarımızı opera sahnemize taşımanızdaki düşüncelerinizi bizlere aktarabilir misiniz? Öğrencilik yıllarımda, afiş ve broşür tasarımı, makale, hikâye, oyun yazarlığı gibi çalışmalarım oldu. Fakat yaptıklarımı hiç beğenmedim. Hep mükemmeliyetçi, zor beğenen, işin o kadar kolay olmadığını düşünen bir kişiliğim var. Bunun beni ne kadar engellediğini çok geç fark ettim. Genel müdür yardımcılığı görevini sürdürdüğüm son 5 yılda yaptığım değerlendirmeler, başkalarının yaptığı başarısız çalışmalar ve gördükleri ilgi! özgüvenimi artırdı. Her şeyden önce çoksesli müziği kendi topraklarımızda, kendi insanlarımıza, ama birçok kesime ulaşarak sevdirmek ve kaynaştırmak düşüncesindeyim. Yurtdışında yapılan bazı klasik etkinliklerin ilgi çekmediğini görünce, çokseslilikten ödün vermeden yeni renklerin, farklı tını, ritim ve seslerin ulusal ve uluslararası arenada daha çok ilgi çekeceği düşüncesi ile Seslerle Anadolu projesini 22 Kasım 2009 da Ankara da Dünya prömiyeri yaparak hayata geçirdim. Böylelikle, çoksesli müzikte de ortak noktalarımız fazlalaşacak birbirimizi daha iyi anlayacaktık... doğruluğunun teyit edilmesi matematiksel olarak da kanıtlamış oldu. Prömiyeri yapıldığından bu yana toplam 22 temsilin ortalama doluluk oranı %98 olarak gerçekleşmiştir. Dünya prömiyerinden kısa bir süre sonra bir yurt dışı turnesi gerçekleştirildi. Buradaki tepkiler nasıldı? Salonda Türk izleyiciler var mıydı? Seslerle Anadolu nun ilk yurtdışı turnesini Akdeniz Müzikleri Enstitüsü nün davetiyle Barselona ya giderek gerçekleştirdik. %100 dolu olan salonun %98 ini İspanyollar oluşturuyordu. Müziklerimizin benzerliğinden mi yoksa biz mi çok başarılıydık bilemiyorum, temsil sonunda 15 dakika ayakta alkışlanmamızı unutamam. Belki de işin en güzel tarafı aylarca emek verdiğimiz eserimizin uluslararası boyutta da takdirle karşılanmış olmasıdır. İzleyicilerin tekrarını yaşamak istemeleri, bizim hedeflerimizi, ulaşmak istediğimiz noktaları iyice genişletmiştir. Kendi müziğiniz ve kültürünüzle ortaya koyduğunuz eserin çoksesli olarak gerçekleşmesi eserin kendi ülkeniz dışında da beğenilmesini sağlıyor. Bundan sonra gücümüz ve zamanımız yettiğince yurt dışında da performansımızı sergilemeye sonuna kadar devam edeceğiz. Eser içinde önemli bir rolünüz var. Sanatçı olarak sanatınızı icra ederken aynı zamanda eseri oluşturan kişi olmanız sizde farklı bir duygu uyandırıyor mu? Neler hissediyorsunuz? Eserde başrol oynuyorum. Diğer rol arkadaşlarımla uyumlu ve başarılı bir gurup oluşturduk. Her temsilde ayakta alkışlanmak, kutlanmak hoşuma gidiyor. Demek ki başarmışız diyorum, bir sonraki temsili heyecanla bekliyorum. Türk insanını başarılı bir şekilde tanıtan bu eseriniz için yeni yurtdışı temsil planlarınız var mı? Bundan sonra da repertuvarımıza kazandıracağınız yeni eserleriniz olacak mı? Anadolu Jet tüm yurtiçi ve yurtdışı turnelerimiz için ulaşım sponsorumuz oldu. Epeyce turne teklifleri alıyoruz, hepsini gerçekleştiremesek te gayret ediyoruz. Bu arada yeni bir çocuk oyunu librettosu yazdım. Sevgili Selman Ada hocamız çocuk müzikali olarak besteledi. Adı Keloğlan ın Sırrı. İzmir Devlet Opera ve Balesi müdürlüğümüz 6 Ocak 2011 tarihinde Dünya prömiyeri yapacak. Sözlerimi sonlarken eserlerde emeği geçen herkese ve Anadolu Jet yetkililerine teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, teşekkürler AKOB Dünya prömiyerini gerçekleştirdiğiniz eserin ilk izlenimleri nasıl oldu? Sonraki temsillerde izlenimler ne şekilde devam etmektedir? Eser yerleşik temsillerde ve turnelerde çok ilgi çekti. Başından beri savunduğum düşüncelerimin, gerçek hayata dönüştüğünde, seyirciyle buluşma noktasında 16 AKOB KASIM 2010

seslerle anadolu Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Şadi Erdoğan`ın araştırmasını yapıp metnini yazdığı eser ülkemizin tüm renklerini içinde barındırıyor. 22 Kasım 2009 tarihinde Ankara da Dünya prömiyeri yapılan eserin o günkü kadrosu söyle: Metin : Şadi Erdoğan Türkü düzenlemeleri ve müzikler : Ali Aykaç Sahne düzeni : Murat Akar Dramatizasyon : Serdar Ongurlar Koreografi : Özden Aktürk Sahne ve kostüm tasarımı : Nursun Ünlü Işık düzeni : Fuat Gök Anlatıcı Meddah : Şadi Erdoğan ve Murat Akar Tenor : Metin Turan ve Ayhan Uştuk Soprano : Sema Özer ile Gül Seçkin Mezzosoprano : Şebnem Algın ve Oylun Erdayı Bas : Sabri Karabudak ve Mithat Karakelle Eser Meddah ın sunumuyla başlıyor. Eserde, Benden Selam Söyle Bolu Beyine, Beyaz Giyme Toz Olur, Ben Seni Sevdiğimu Dünyalara Bildirdim, gibi şarkı ve türküler, Eski İstanbul Roman havası, Zeybek havası, Mevlevilik ve sema, horon, halay, Karagöz-Hacivat gölge oyunu geleneği de sahneye getiriliyor. Eserin final bölümünde, sinevizyon desteğiyle Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet`in kuruluşu anlatılıyor. Sinevizyonda Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün görüntülerinin de sahneye geldiği yapıt, Onuncu Yıl Marşı nın seslendirilmesiyle sona eriyor. AKOB KASIM 2010 17

089qwe@gmail.com bifo BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI NIN İLK CD KAYDINDAKİ İTALYAN, ALMAN VE FRANSIZ BESTECİLERİNDEN ORYANTALİST İZLENİMLER Çeviri / Translation: İhsan Toksöz itoksoz1@gmail.com Bu yıl ONYX bandrolu ile çıkan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası nın ilk CD kaydındaki, öznellikle dinlemesi büyüleyici olan, Respighi, Hindemith ve Schmitt in harika üç vitrin eseri objektif olarak ele alındığında orkestrayı uluslararası müzik dünyasının radar ekranına fırlatıyor. 2008 yılında göreve gelen yeni maestro Sascha Goetzel in yönetimindeki orkestra, iki az bilinen eser ve standart repertuvardan bir eserin sadece egzotik Doğu yla olan bağlantılarıyla değil (exotic Orient:19 yüzyıl Anadolusu ve daha doğuya ait Batı romantisizmi), üç öykü kahramanı efsanevi kadınla; İncil deki Saba Melikesi Belkıs, Buz Kraliçesi Turandot ve Salomé ile nefes kesen bir maceraya atılıyor. Baştan çıkarıcı dans melodileri, coşkulandırıcı ritimler ve kusursuz sinematik sürükleyicilikleri ile parçaların seçimleri sırf bu güçlü performans ile İstanbul u (efsanevi ve modern anlamda) uluslararası müzik haritasına yerleştirebilir. Saba Melikesi Belkıs - Ottorino Respighi Yalnızca Ottorino Respighi nin Saba Melikesi Bekıs ını dinlemekle tüylerim ürperdi. O kadar olağanüstü ve tanımlayıcı ki, bu eserin konser ve bale dünyasındaki sadece karın doyurmak 18 AKOB KASIM 2010