AVKOM DA 4 YIL Kitabının Yapısı ve Amacı

AVKOM DA 4 YIL Kitabının Yapısı ve Amacı İki yıllık bir süre zarfında gerçekleşen projeleri, olayları, düşünceleri, tüm bunlar sonucu ortaya çıkmış tecrübeleri içeren bu yapıyı ürün itibari ile kitap veya dergi kategorisinde ele alabiliriz. Bu ürün, sonuç olarak iki yıllık süreçte olan biteni anlatan bir dizi yazı olması nedeniyle bir kitap, belirli zaman aralıkları ile yenilenmesi söz konusu olduğu için bir dergi olarak düşünülebilir. Fakat bundan sonra onu ifade etmek için kitap kelimesini kullanacağız. Bu kitap modüler bir yapıdadır. Modüler yapıdan kasıt birbirinden bağımsız ama birbiri ile ilgisi olması muhtemel, gerektiğinde çıkarılabilecek, gerektiğinde yenileri eklenebilecek kısımlardır. Projelerin Takibi İçin Araçlar, Web, Programlar, Satış Analizleri gibi modüllere ilerde Yeni Geliştirilen Ürünler, Geliştirilmiş Ürünlerin Satış Analizleri, Reklam Çalışmalarının Durumu gibi modüller eklenebilir. Nitekim Toplantı Notları, Akla Gelenler modülleri 2007 Ağustos unda eklenmiştir. Sadece bir kez içerilmesinin yeterli olduğu modüller bu kitabın bir sonraki versiyonunda kullanılmayabilir. Bu kitap üzerinde çalışılan tüm konular ve projeleri en detaylı şekilde anlatmayı amaçlaması yönüyle bir rapordur. 2008 Ekleme: Görüyoruz ki 2 yıl artık 4 yıl oldu. Bugün yarın bu kitabı çıkaralım derken ömrümüzden iki yıl daha gitti. Bizde kitabı bu arada gerçekleşen olayları da ekleyerek Avkom da 4 Yıl olarak çıkarmak durumunda kaldık. Modüler yapı yaklaşımı ile bazı kısımları çıkarma kararı aldık. Bu tarz bir kitabı çıkarmanın ne derece zor olduğunu da bu arada gözlemlemiş olduk. Bu iki yıl zarfında kitabı çıkarma amacımız bile belirli bir ölçüde değişti. Başlangıçta 1

taleplerimizi dile getirmeden önce derdimizi ve durumları net olarak anlatacağımız bir araç olmasını hedeflerken şimdi tatlı bir anı kaynağı, insanları motive edebilecek bir dizi yazı şeklinde düşünür hale geldik. O yüzden de detayları azalttık. Başlamış olduğumuz bir projeyi bitirme güdümüz de bu kitabın oluşmasında oldukça etkilidir. Aralık 22, 2008, 01:49 GENEL #genel Avkom bir çalışma ortamı olarak iyi olma adına oldukça yüksek bir seviyededir. Yaşanan olumsuzluklar bir çok şirkette yaşananların yanında yok sayılabilir. Avkom da bir çalışan olarak ben bu kitapta bazı sorunlar dile getirdim. Bu sorunları hiç dile getirmeyebilirdim. Bunları dile getirmesem hiç bir zararım olmazdı. Şu an Avkom da devam eden mutlu yaşantıma bu işleri hafif karıştırıcı mahiyetteki aktivitelere girmeden son derece rahat bir şekilde devam edebilirdim. Bu kitabı yazmak için hiç zaman ve düşünce harcamayabilirdim. Kimsenin benden böyle bir beklentisi yoktu. Ancak amaç mükemmel şekilde işleyen sistem ve ulaşılabilecek maksimum gelişme olduğunda mutlu yaşantıya her gün işe gidip gelerek devam etmek mümkün değildir. Bu ancak çok güçlü analizlerle, yüksek seviyeli odaklanmalarla, risklerle ve yeri geldiğinde paranoya davranışlarla mümkündür. Nitekim İntel i kuran Andrew Grove un İntel deki anılarını anlattığı kitabının ismi de Yalnız Paranoyalar Ayakta Kalır dır. Avkom gelişmeye oldukça açık ve geleceği gayet parlak bir şirkettir. Burada yapacak çok fazla şey vardır ve bunları ortalama yaklaşımlarla gerçekleştirmek mümkün gözükmemektedir. Bir birey olarak benim derdim bu ortalamanın üzerindeki yaklaşımları bulup nasıl icra edeceğimin hesabını yapmaktır. Planlamada, düşüncede, tasarımda, yönetimde, pazarlamada, muhasebede, lojistikte, satışta ortalama seviye nedir ve ortalamanın üzerinde seviye ne olabilir? Bunu bulduktan sonra o seviyeye ulaşmak için hangi spesifik adımlar atılmalıdır ve bu adımlar nasıl en akıcı şekilde atılır? #genel Ağustos 8, 2007; 01:30 2

AVKOMDA 4 YILLIK AKIŞ Şimdi objektif olmayı temel alarak, geçmişten ve gelecekten korkusuzca, burada geçen iki yılımın muhasebesini yapacağım. Girmeden Önce İlk Altı Ay Ag-Ge Dönemi (İş Belirsiz) İş Akışı Dönemi(Programcı) Yeni Dönem Netleştirme Süreci (Web, Program, Reklam...) AVKOMA GİRİŞ ŞEKLİM VE AMACIM Avkoma giriş şeklim ve amacım anlatmaya değer bir şekildir ve anlatmaya değer bir amaçtır. Sebebini ayrıca konuşmamız gereken yıllar öncesinden gelen bir film yapım merakım vardır. Zaman içinde geç te olsa kamera karşısında çok düşük imkanlarla ve oldukça amatör bir şekilde bir şeyler yapma imkanım olmuştur. Ve ortaya çıkanlar bu konuda kendime destek vermem konusunda beni güdülemiştir. - Yapmayı tasarladığın şeyleri bir yolunu bulup profesyonel bir şekilde yapmalısın. Bunun için nasıl bir yol izlemen gerektiğini bulmak senin görevlerinden biridir. İşte bu içimi kemiriyordu. Oldukça uzun bir süre bu kemirme devam etti. Askerden dönüp tekstilde ihracat işine başladığımda bu şartlar altında bu konuda ilerleme sağlayamam şeklinde düşünceler kafamda gidip geliyordu ve kafamda Bu iş güzel. Bir sene bu işe devam edip sonra o konuya dönerim diyerek durumu geçiştiriyordum. Sonra bir gün bir telefon geldi. Bu bir iş teklifiydi ve işin tanımı kafamda şimşekler çaktırdı kuşkusuz. Televizyon kanalları ve yapımcı şirketler benim müşterim konumunda olacaktı. Ve bu avantajın yanında gelen bonus avantaj bu işi profesyonel manada öğrenmek olacaktı. 3

Bu gerçekten mükemmel bir fırsattı. Şimdi burada bu işe girmeme neden olan başka sebepleri ve bu önemli noktadaki olumlu duruma rağmen neden yine de karar vermekte zorlandığımın detaylarına girmeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim. Eğer farklı bir sektör olsaydı büyük ihtimalle bu ani bir telefonla gelen iş teklifini kabul etmeyecektim. Mart 23, 2006 Avkom a Girmeden Önceki Durumumun Analizi Avkom a başladığım ilk günlerde kendimi aydınlık bir atmosfer içinde hissetmemiştim. Kuşkusuz hisler ve düşünceler farklılık arzedebilir. Ve benim düşüncem bunun yeni bir ortama girmekten kaynaklanan geçici bir negatif his olduğu yönündeydi. Düşünce burada çok parlak günlerin geçeceğini hesaplayacak yöndeydi. Bu ilk günlerdeki negatif hisler, Avkom a başlamadan önce web sitesine baktığımda, telefonda imajı kafamda oluşan şirketin sahip olması gereken siteden çok geride bir site karşımda bularak başlayan negatif hislerin devamıydı. Burada kastettiğim imaj, Sony ve Fujinon un Türkiye distribütörü olan ve TV kanallarına malzeme temin eden hatta TV kanalı kurabilen bir şirketin ilk etapta tüm tüketici grubunda oluşturduğu ortak imajdı. Bu kuşkusuz kuvvetli bir imajdı. Not:Daha sonra Avkom yapısındaki tüm şirketlerin web konusunda aynı durumda olduğunu gördüm. Hatta İlgiltere dahil diğer ülkelerde ki büyük firmalarda bile. Portapromp, kroma telekom gibi.bu, bu tarz şirketlerin az sayıda elemanla iş yapmasından ve bu konulara eğilememesinden kaynaklanıyor olabilir. Öte yandan Avkom un da yeni alınan bu elemandan ciddi beklentileri vardı. Sektörde bir zamanların tekeli olan batık bir şirketin motoru konumundaki elemanların kurduğu bir iki yıllık geçmişi olan bir şirketti ve hızla büyüyordu. Büyümenin bir yansıması olan müşterilerin artan talepleri ne karşılık vermek gittikçe güçleştiğinden bu talebin temas noktası olan satış kısmında yeni bir elemana ihtiyaç vardı. (Nitekim bu satışçı olayı yılan hikayesine döndü. Baya bi gelen giden oldu yani.) Beklenti oydu ki, bu yeni eleman yayıncılık dünyası dediğimiz profesyonel kamera, video ve kayıt cihazları, video ve ses mikserleri, görüntü işlemcileri, monitörler, mikrofonlar, ışıklar gibi burada yüzeysel olarak sıralayabileceğimiz çok sayıda ürün grubunun çok sayıda ürününü müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verecek seviyede kısa zamanda tanıyıp, artan talebin bir kısmını üstüne alarak yükü hafifletecekti. Kısa zamanda ürünleri tanıma ve müşterilerin sorularını cevaplamanın dışında bu yeni elemanın burada detaylarına giremeyeceğimiz bir satışçıda olması gereken müşteri ilişkileri, satış esasları, temel ödeme şekilleri gibi konularda da tecrübeli olması esasen beklenen başarı için gerekliydi. Benim konumumu referans alarak bir yorum yaparsak, belki de bunların hepsinden önemlisi ruhu Ben bir satışçıyım demede herhangi bir sorun yaşamayan bir eleman 4

olması gerekliydi. Veya satışta odaklanmış başka konulara pek yakın durmayan biri olması gerekliydi. Öte yandan bense buradan önce çalıştığım şirkette geçirdiğim iki ay hariç ömrünün hiç bir döneminde ona ben bir satışçıyım dedirtecek bir eğitim almamış ve bir tecrübe yaşamamış bir elemandım. Amacı üniversite ortamında kalıp bilimsel çalışmalar yapmak, iyi bir programcı olmak olan, yıllar boyu teknik eğitim almış ve bir sene programcı olarak çalışmış bir elemandım. Bir yıllık programcılık iş tecrübemin bana iş dünyasında alış satış prosedürünün nasıl yürüdüğüne dair en küçük bir katkısı olmamıştır. Bu anlamda bir çok konuda da başlangıç mertebesindeydim. İşte başlangıç noktamız buydu. İlk Altı Ay Satışçı olarak ben bazılarının deyimiyle fecaat tim. O zamanlar benim bir satışçı olamayacağıma dair tartışmalar yapmak modaydı. Kuşku yok ki bunlar bir takım gerçeklerin sonucuydu. O ilk dönemdeki problemleri sıralamamız gerekirse aşağıdaki gibi bir liste açığa çıkar: Telefonla konuşmada problemler Bir şeyi bilmediğim zaman tedirgin olma ve bunu müşteriye yansıtma Müşterilerle ilgisiz konulara girme, bazı durumlarda çok samimi olma, bazen kendini amatör duruma düşürme İki ay içerisinde müşterilerin sorunlarına cevap verilmesi gerekliliğinin oluşturduğu tedirginlik Broadcast anlamda bilgide düzensizliğinin öğrenmede zorluğa yol açması (O zamanlar tüm kamera modellerini ve bunların bazı temel özelliklerini kısa zamanda ezberlemeyi bir başarı sayıyordum.) Çok fazla ürün çeşidi olması.(altı yedi ay sonra ilk kez duyduğum ürünler vardı. Yada VCT-U14 ün DVCAM kameralar için kamera kızağı, VCT-14 ün ise Betacam veya HDCAM kameralar için kamera kızağı olması gibi ince bilgiler.) Kendi sağlam satışçı psikolojimin oturmamış olması. Bu benim için şu an satışçının birincil görevi bir ürünün gerekliliğinin ve bundan hareketle doğru ürünün müşteriye aktarılması görevidir. Bir ürünün müşteriye kakalama, müşteri işin gereksiz olduğunu göre göre kazanç sağlamak için ikna edip satmaya gayret etme gibi aslında bir çok satışçının bugün benimsediği ve bu şekilde yaptığı satışlarla kendisiyle gurur duyduğu kavramlar hala psikolojimin bir parçası değildir. İlk zamanlarda zaman zaman sevmediğim bu şeyi yapmakla görevliymişim gibi bir hisse kapıldığımdan satma sürecinde davranışlarım zayıflıyordu. 5

Malın sipariş verilmesinden müşteriye teslimine kadar olan aşamalardaki bilgisizlik beni güvensizlik psikolojisine sokup bir satışçı olarak zayıflatıyordu. Genel olarak özetlersek aslında bünyemde satışçı diye tarif edilen elemanın özelliklerini taşırken kafamda olması gerektiğine inandığım bilgiler yerlerinde olmadığından akıcı ve keskin adımlar atamıyordum. Dikkat ettiğim hususlardan biri Volkan veya Halil Taner in tanımladığı gibi yapmayınca bu bir problem olarak görünüyordu. Ancak Computorium daki satışçılar o şekilde yapmıyorlardı. Ve nitekim Volkan ve Halil Taner de bire bir aynı davranışları sergilemiyordu. Aynılığı bir kenara bırakalım zıt yönleri vardı. Buradan şu sonuca vardım. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Ancak yiğit yoğurdu yiyemezse yanındaki yiğit kendi yediği gibi yemediğinden yiyemediğini söyler. Yoğurdu yiyemezsen nasıl yeneceğini söyleyen çok olur Halil Taner ile Satış Semineri Halil Taner ile Sony nin düzenlediği satış seminerine katıldık. Hala üzerimde etkileri olan bu seminerin işe başlamamın ilk aylarına denk gelmesi büyük bir şanstı. Burada satış dünyası ile ilgili bilinmesi gereken çok ama çok önemli kavramlarla tanıştım. Seminer o kadar önemli ki üç yıla yaklaşan sürenin detaylı analizini yaptığım bu çalışmada ona yer vermeden edemezdim. Gerekliliğim Tartışması İlk üç aylık dönemde artık benim gerekliliğim tartışılmaya başlandı. İki görüş açığa çıktı. Avkom tarafı bazı yararlılıklarımı gözlemlediğinden kalışımı savunan bir pozisyona geçti. Diğer taraf ise muhtemelen ne yaptığı belirsiz (bir bakış açısına göre haklı) konumumdan dolayı gereksizliğime kanaat getirdi. Evet. Burada kesinlikle gözden kaçırmamamız gereken bir nokta var. Computorium tarafının kararı istikametinde gidilse şu an bu satırları yazmıyor olacaktım. Şu an Avkom da olmamış olacaktım. Burada Avkom yada Computorium çok şey kaybedecekti demiyorum. Benim görüşüme göre hiç bir kayıp olmayacaktı. Bu olsa olsa bir kardan zarar olacaktı. Ve kardan zarar etmek zaten her zaman yaptığımız bir iş. Ancak takıldığım nokta şu ki ben buradan atılmış olsaydım işe yaramaz bir adam olarak atılmış olacaktım. Çıkıp bu kapıdan gittiğimde işe yaramamış bir adam psikolojisi ile burayı terk edecektim ve bu yanlış yapılmış bir hesabın sonucu olacaktı. 6

Benim hasbel kader o kötü akış içine girmemiş olmam kuşkusuz sevindiricidir ancak bu benim beynimde bir takım sonuçlar oluşturmuştur. Birincisi içimde bir kırgınlık oluşmuş ve o akış içine girenlere karşı hassasiyetim artmıştır. İkincisi kafam yoğun bir şekilde bir işyerinde çalışan insanın ölçülmesi ile ilgili sorunlar, hatalar, hata sebepleri, ölçen, ölçenin ölçme yöntemi, ölçmede kullandığı verileri alış şekli, bunları yorumlayış şekli, kısaca ölçme performansı, ölçülen, ölçülenin kendini yansıtma şeklinin ölçmeye etkisi gibi konular üzerine odaklanmıştır. Üçüncüsü bir işe insan alınırken gösterilecek hassasiyet konusunda düşünce ve hislerim incelmiştir. Ve bu konuda hassasiyet göstermeyenlere karşıda tepkim artmıştır. (Yani alalım olmazsa atarız şeklinde insanı umursamaz düşünce şekli. Halbuki doğru insanı alıp asla atmayı düşünmemek diye bir istikamet daha var.) (Genel olarak düşünürsek tüm bunların dönüp dolaşıp okul sıralarına inmesi enteresandır. Problem orda başlar. Herkes kaliteli ve iş yapan eleman arayışı içindedir ve bu ancak taaa okul sıralarında alınan kaliteli eğitimle mümkündür.) İlk dönemde Ürün Bazında Ortaya Çıkanlar Teklif Takip, Shortcut, Ürün Takip Programdaki fiyat listesini kullanarak ilk satışı karsız yaptım. Şükür ki zararına olmadı. Excel dosyalarına kayıtlı Teklifleri yüzlerce Excel dosyası arasında aramaktan ve bir teklifi takip ederken yaşanan sıkıntılardan bunalıp Teklif takip programının ilk örneğini yazdım ve teklifleri bunun üzerinden takip etmeye başladım. Bu arada yine network içindeki klasörlerde gezmekten bunalarak shortcut programını yazıp kullanmaya başladım. Mevcut sitede değişiklikler yapmaya başladık. Yeni bir ürün veritabanı oluşturduk. Şirketi tanıtan yeni bir içerik oluşturduk. Sonra tasarımı komple değiştirdik. Üç dört ay sonunda diğerinden tamamen bağımsız yeni bir siteye geçmiştik. Satışını yaptığımız ürünlerle ilgili bir ürün CD si oluşturdum. Videograph dergisine yazılar yazmaya başladım. O Dönemdeki Psikolojik Durumum Buradan her an gidebilirim. O yüzden öncelikle öğrenmem gereken ne varsa bir an evvel öğrenmeli ve buradan yarım bir tecrübeyle gitmemeliyim. 7

Buradan çıktığım zaman ne yapacağım? Tekrar bir satışçı olarak çalışacaksam o zaman bir ürünün satışı ile ilgili tüm basamakları tespit edip her birindeki bilgi açıklarımı bulmalı ve sıfırlamalıyım. Bir yazılımcı veya web tasarımcısı olarak çalışacaksam burası için yapmakta olduğum web ve yazılımları yarım bırakmamalıyım. Bu bağlamda eğer bana git derlerse bu projelerin durumlarını ve bitmesi için gereken süreyi belirterek o süre kadar zaman istemeliyim. Düşüncelerim sürekli değişiyordu. Bazı güzel tablolar oluşunca bazen bir broadcastçi olacağımı düşünüyordum. Günler geçtikçe broadcast konusunda ister istemez gelişiyordum ve bu satıştaki yukarıda bahsettiğim zayıflıklarımı da gideriyordu. Bir broadcast satışçı olmaya alışıyordum. Öte yandan yazılım ve web konusunda da gelişiyordum. Üretkenlik seviyesi daha yüksek olan bu konuda çalışmak daha çekiciydi ve çok daha geniş bir kitleye hitap etmesi yönünden rahatlatıcıydı. Yani buradan çıkarsam bir broadcastçi olarak kaç firmaya başvurabilirdim örneğin. Daha sonra bir de yine broadcast le ilgili ancak satışçı değil de teknik adam olma seçeneği çıktı. Avkom un broadcast in IT tarafındaki açığını gideren Broadcast IT ci bir eleman olma seçeneği. Ben buna da kuşkuyla yaklaştım. Fikir olarak oldukça çekiciydi ancak yine adanmak isteyen özelleşmiş bir iş gibi duruyordu ve sonu görünmüyordu. Yani zaman düşünce ve enerjini buna harcarsan sana ne getireceği net değildi. Seni şu anki çok daha geniş hedefleri olan çalışmalarından çevirecek ve çıkmaz bir sokağa sokup orada boğarak buhrana itecek gibi duruyordu. Yani düpedüz korkutucuydu. Ben böyle seçenekler karşıma gelince korku yaşıyordum ve neden korktuğumu da anlamaya çalışıyordum bir yandan. 6 ayın sonunda Tüm bu olan bitenin sonunda Avkom un bu tarz bir elemana ihtiyacı olduğu şeklinde bir tablo oluştu ki bana yoluma devam etme şansı verildi. Avkom da Dengedeki Psikolojik Durumum #ADPD Önce bir gerçeği hatırlayalım. İnsan psikolojisi değişen bir yapıdadır. Dağda mayınların etrafında dolanan ve sürekli çatışma tehlikesi altında yaşayan insanlar bile her zaman tetikte olamaz ve zaman zaman güler, eğlenir içinde bulundukları şartları unuturlar. Ancak onların o şartlar altındaki dengedeki psikolojik durumları maksimum dikkat ve maksimum tetikte olmak olmalıdır. 8

Yani bu zaman zaman kızan, üzülen, yorgun düşen, heyecanlanan değişken psikolojinin her insan için bir denge durumu vardır. Psikolojinin genelini o ifade eder. Benim Avkom da psikolojim zaman zaman olumsuzlaşsa da ilginç bir şekilde dengedeki psikolojik durumum daima projeleri bir an evvel yetiştirme ve sonuçlarını görme telaşı şeklinde tanımlanabilir. Bu o kadar kuvvetli olmuştur ki beni başka bir çok unsuru umursamaz hale getirmiştir (ki bu ilginç bir şekilde dememin sebebidir). Ne kadar maaş alıyorum, kim benim hakkımda ne düşünüyor, benden beklentiler ne gibi. Evet. Bunlar dikkate alınması gereken meselelerdir ama proje söz konusu olduğunda Dur hele. Proje bir bitsin sonra bunlarla ilgileniriz yaklaşımı söz konusu olmuştur. Avkom daki dengedeki psikolojik durumum mükemmel bir şekilde işleyen bir sistem görme arzusu şeklinde olmuştur. Bununla ilgili kafamdaki kıyas noktası hep Formula 1 yarışlarında beş saniyede arabanın tüm tekerleklerini değiştirme ve genel bakımını yapma akıcılığı olmuştur. Avkom merkezli düşünce: Bu öyle bir düşünce yapısıdır ki çok güçlü odaklanma gerektiren kendi kişisel projelerimi unutup, bir kenara bırakıp akşam eve gittiğimde de şirket projeleri ile uğraşmama neden olur (şu an yaptığım gibi). Avkom merkezli düşünce ifadesinde Avkom kelimesine takılmayalım. Gerçek olan 3-5 kişiden oluşmuşmuş önemli distribütörlükleri olan bir ithalat firmasıdır. Bir firma, bir satıştan ithalata, muhasebeden, reklama bir dizi iş grubu içeren ve amacı para kazanmak olan bir yapı. Geçmişte insanların gayreti sonucu bu tarz yapıların geliştirilmesi ve ilerletilmesi ile dünya çapında etkiler yapan, devletler kadar karmaşık ve güçlü olabilen kurumların açığa çıkması ile ilgili çok örnek vardır. Sony, Panasonic, Microsoft, Apple, Intel, Dell bunların akla ilk gelen örnekleridir. için. Yani firma merkezli düşünce, yada bir firmayı geliştirme merkezli düşünce diyebileceğimiz bir kavram vardır. Bu çekici bir düşüncedir. Bir çok şeyi bir kenara bırakmaya değer bunun Her zaman söylediğim kişisel projelerim şirketlerin projelerinden önemlidir ifadesi de bir şirketi geliştirmek te kişisel projemdir yaklaşımı ile nötralize olur. Ve bu şirket içinde yaptığım projeleri kişisel projelerim gibi benimsememe ve sahiplenmeme ve arkalarında durmama neden olur. 9

Avkom daki dengedeki psikolojik durumumun denge noktasının oluşmasında bunun ciddi bir etkisi vardır. #ADPD: Ağustos 8, 2007, 01:50 AVKOMDA YAZILIM GELİŞTİRME SÜRECİMİN ANALİZİ Avkom da yazılım geliştirmeye başlamam kesinlikle hedeflediğim bir şey değildi. Bu aslında eskiden gelen bir geleneğin devamı oldu. Bu gelenek benim daha işe girmeden önce Halil Taner ile yaptığım konuşmada her hangi bir amaç gütmeden lafın arasında söylediğim işlerimi kolaylaştırmak için getirdiğim basit olması amaçlanmış program çözümleriydi. Bununla ilgili örnekler daha önce üniversitede kelime ezberlemek için kendimi test eden sözlük programı, yaptığım harcamaları tutan programlar, ilk çalıştığım şirkette her gün hangi işe kaç saat zaman ayırdığımı ve o gün ne yaptığımı tutan programlar, hızlı döküman oluşturmayı sağlayan programlar gibi bir dizi program olabilir. Aynı şartlar altında aynı şeyler oluşur prensibinden hareketle bu eğilim içinde mevcut bir karakterin bu anlamda ihtiyaçları ortada olan bir sistem içine dahil edilince tutacağı istikameti tuttum ve kısa zaman içinde bir iki proje çıkardım. Yazılım Geliştirmemin Temel Sebebi İhtiyaçlardır O halde diyebiliriz ki Avkom da geliştirdiğim programların en temel çıkış noktası ihtiyaçlardır. İhtiyaçlar olmazsa etrafta ne kadar programcı olsa da anlamı olmaz. Bu bir iki sebepten önemli bir noktadır. İhtiyaçlar Önemli Nokta 1: Birincisi bazen benim bu işi yapmaya hevesimden dolayı gereksiz yere iş çıkardığım hissinin atmosferde gezinmesidir. Bu işi yapmadaki hevesim gayet açık ortadadır ancak bu, projeleri başlatan sebep olmamıştır. Bu ancak projeleri bir programcı olarak zor koşullarda, başlangıçta yalnızca akşamları ve evde çalışarak ve ihtiyaç, amaç ve sonuçlara iyi bir odaklanmışlıkla yoluna devam etme gücü vermiştir. Ta lisede son sınıfta başlamış, üniversite sınavına çalışmak gerekli iken haftada otuz saatimi almayı başartmış, elektronik okumama rağmen elektronikçi olmaktan uzak tutmuş bu eğilim objektif bakıldığında bir işletmenin işleyişine olan etkisi yönüyle de enteresandır. 10

Bu his içinde olan mekanizmanın içinde doğması muhtemel sıkıntı;bu işi zevk alarak yaptığından kendisine iş yapma adına kuşkuyla bakılması olabilir. Hele ki buna projelere zaman zaman gerçekten işe yaramaz gibi görünen eklemeler yaptığını da eklersek bu sıkıntıda artma gözlemleriz. Özellikle Halil Taner in başlangıçta projelere yaklaşımı olumsuz olmuştur. Bunun iki sebebi gözükmektedir. Birincisi kendisinin de ifade ettiği bilgisayar dünyasına olan uzaklığıdır. Onun bu tarz projelere oldukça temkinli yaklaşmasının sebebi bu uzaklık olabilir. Bir birey olarak bunu son derece anlayışla karşılamayı bir görev bilmeliyiz Ona bir programın fonksiyonlarını gösterirken kendisinin aynı işi o veya bu şekilde hallettiğini söyleyerek o programın gereksizliğini ispatlama gayreti iş dünyasında bir ürünü değersizlendirmek için kullanılan kirli taktiklerden olabilir. İhtiyaçları kafamda açıkça görerek geliştirdiğim ürüne bu tarz taktikler kullanarak ve farklı amaçlarla saldırılması bir birey olarak beni çok yıldırdığından ve çaresiz bıraktığından buna ileri düzeyde tepkiliyim. Çünkü sen karşıdaki şahsın doğru söylüyor olduğunu düşünüp kendinin gerekli olduğuna inanarak yaptığın şeylerin gereksiz olduğunu anlama gayreti içindesin. Öte yandan karşındaki ise şimdi ben buna çok güzel olmuş dersem yarın sen çıkar maaşına zam istersin şeklinde yaklaşım içindedir. Bu tarz yaklaşımların bizi 3.dünya ülkesi konumuna getirmekten başka işe yaramayacağı gayet açıktır. İhtiyaçlar Önemli Nokta 2: Avkom da geliştirdiğim programların temel çıkış sebebinin ihtiyaçlar olmasında ki iki önemli noktanın ikincisi ise programlardaki özelliklerden birebir fayda sağlanmasıdır. Örneğin DOS ta bir yaklaşım vardır. İşin %80 ini komutların %20 si yapar. Avkom daki programlarda bu oran çok farklıdır. Toplam fonksiyonların %80 i direk ihtiyaca hitap eder. %20 si ise bu da bir avantaj sağlar düşüncesiyle konulmuştur. Buraya kadar ki kısmı özetlersek Avkom da yazılım geliştirme sürecimin ihtiyaçlardan doğduğu ve psikolojik eğilimlerimden güç alarak ilerlediği sonucuna ulaşırız. Ancak burada ince bir nokta var ki o daha enteresan sonuçlara götürebilir. Eğer yapmış olduğum projeler Avkom a geldiğimde zaten yapılmış olsaydı böyle bir durum açığa çıkmayacak mıydı? Cevap Elbette çıkacaktı olur. Sebebi ise benim şu an sadece birincil seviyede ihtiyaç olan programları ortaya çıkarabilmiş olmam ve bir dizi başka projemin ise bu aciliyeti olan programlar yüzünden ortaya çıkamamış olmasıdır. Hatta bu ütopik diyebileceğimiz projeleri bir kenara bırakalım Temmuz 2007 itibari ile aciliyeti olan programlar aciliyeti daha fazla olan programlar yüzünden askıda beklemektedir. Yani buradan çıkan sonuç daima ama daima yapacak bir şeyler olduğudur. Daima yapacak bir şeyler olduğu halde benim bir şey yapmamam sonucunu doğuracak tek şey heves dediğimiz itici gücün mekanizmamdan çıkarılması olarak gözükmektedir. Yazılımı geliştirdim ancak başlangıçta yalnızca kendi kullanımım için. Başkalarına sadece tavsiye ettim. 11

Mevcut sistemi devre dışı bırakacak şekilde değil ona destek olacak şekilde geliştirdim. Yani program kaldırılır kaldırılmaz hiçbir ayara gerek olmadan sistem akışına devam edecek şekilde Programatik açıdan en genele hitap edecek şekilde değilde işe yarayabilecek en kolay şekilde geliştirdim. Programlar kısa zamanda bitti. Sorunlar azaldı. Çözmek kolay oldu. Ama bu stilde bir yere kadar gider. Gelecekte Ne olacak? Harcanan Zamanlar: Ağustos 4, 2007: 00:00-01:00 Ağustos 8, 2007: 10:00-10:30 Ağustos 8, 2007: 00:00-02:00 Aralık 2008 Ekleme Yukarıdaki satırları yazmış olan ben bile onları okuduktan sonra şu an yazılım geliştirme sürecinde içinde olduğumuz duruma bakınca ne kadar farklı bir konumda olduğumuz anlıyorum. Aslında yukarıda anlatmaya çalıştığım şeylerin çoğunu yazılım geliştirme akışımızda bir takım şeylerin düzelmesi adına anlatmıştım. Bu sürece bakıştaki yaklaşımların daha verimlileştirici bir şekle gelmesi adına. Ancak bugün bir çok şeyin zaman içinde olumlu anlamda değiştiğini gözlemliyoruz. Bunların en net ve önemli olanlarından biri Zafer Bey in yaklaşımlarındaki değişimdir. Diğeri ise artık herkesin bu yazılım geliştirmenin standart bir iş olarak algılamasıdır. Veya durumun öyle gözükmesi. Teknik taraftaki gelişmeler ise, artık yazılımların Delphi yerine tamamen C#.Net te geliştiriliyor olmasıdır. Aynı zamanda MS SQL Server tabanlı bir yöne doğru gitmesi. Bu zaten baştan beri olması gereken şeydi. Ancak hala çok temel problemler yaşamaktayız. Bunların en önemlisi gürültü patırtı içinde yazılım geliştirmek durumda kalmamdır. Başka bir yere geçsem bu seferde Avkom daki elemanlardan kopmamdır. Maalesef bu çelişkili yapıyı maksimum verimli sonuca ulaştıracak şekilde çözebilmiş değiliz henüz. Harcanan Zamanlar: Aralık 21, 2008: 23:30-00:00 12

Avkomda Web geliştirme Sürecimin Analizi Avkomda web geliştirmem ise yazılımda olduğu gibi bir kişisel geleneğin ama daha köklü bir kişisel geleneğin devamıydı. Bu mevcut ürünler ve içeriğin kuvvetli bir şekilde kayıt altına alınması ve yayınlanması geleneğiydi (Örneğin on üç yaşımda çizdiğim resmi internette görebilirsiniz). http://www.mydance.tv/mykaizen/drawings/withpencil/maindrawings/700firsttwocars13.jpg Nitekim sırf kendi kişisel çalışma, ürün ve içeriklerimin kayıt altına alınması ve yayınlanması için eski yöntemleri bırakıp bu anlamda kullanılması kaçınılmaz olan son teknolojiyi yani interneti kullanmayı öğrenmek zorunda kalmış ve çok sayıda kişisel web çalışması yapmıştım. Şimdi şirketin içeriğinin ve ürünlerinin yayınlanması işinde geri duracak halim yoktu. Ve ağır ağır ve gayr-i ihtiyari web sitesi ile ilgili bir takım aktivitelere girişmeye başladım. Başlangıçta mevcut sisteme bir şey olur diye endişe ile hareket ediyordum. Ancak sitede yenileme ihtiyacı vardı ve bir şeyler yapmak benim aktivite isteğimden bağımsız olarak şarttı. (Performansa giden yol: İstekler ve ihtiyaçların örtüşmesi) En azından ana sayfa değişebilirdi. Ürünler tıklandığında mevcut sistemin yapısı kullanırdı. İlk yaptığımız şey buydu. Sonra bu işin böyle olmayacağına karar verip Volkan la birlikte tamamen yeni bir ürün veritabanı oluşturduk. Ağustos 2007 itibari ile kullandığımız veritabanı hala odur. O zamanlar network üzerinde herkesin ulaşabileceği bir yere bir klasör açıp weble ilgili çalışmaları o klasör üzerinden takip etmeye karar verdik. Sonra pek kullanılmadı o. Ama hala \\fileserver\avkom\ortak\web şeklinde durur ve ben onu gördüğümde o ilk günleri hatırlarım (ki 2007 nin başlarında server komple yenilendi. O da taşındı. 2005 ten beri orda. Oluşturulma tarihi Created:08 Şubat 2005, Salı olarak gözüküyor.) (Ekleme: 2008 Kasım ayındaki klasör düzenlemeleri ile Web klasörünün konumu \\fileserver\avkom\web oldu.) Sonra veritabanımız tamamen oluştuğuna göre artık komple yeni bir tasarıma geçebilirdik. Ve ilk zamanlarda sık sık tasarımı değiştirdik.. 13

Avkom web sitesinin ilk tasarımlarından biri İçerik olarak ise biraz aklımıza geleni ekleme eğilimindeydik. Çok ta kötü sonuçlar çıkmıyordu ama bu konu başlıklarının arkasında durması kolay değildi. Sitede broadcast test bile mevcuttu. Biraz aceleyle yaptığımı bu tasarım tatmin edici değildi kuşkusuz. Kısa zaman sonra aşağıdaki yeni tasarıma geçtik. Biraz daha derli toplu görünen bu tasarım bir yıl kadar kullanıldı.(aslında hiç fena olmayan bu tasarımın bazı kısımlarını yeni sitede bile kullanabiliriz) 14

2006 da Daha Profesyonel Yeni Bir Site Çıkardık Daha profesyonel biri arabirim amacı ile yukarıdaki tasarımı yaptık. Ancak bu tasarımında ciddi eksikleri vardı. Veri girişleri esnek değildi. Hatta çok ilkeldi. Ve hala ASP tabanlıydı. ASP.NET değil. Bende ASP üzerine zaman harcamak istemediğimden yenisini öğrenmek te zaman alacağından ancak tüm bunlara rağmen daha profesyonel bir siteye de bir an evvel kavuşmak istediğimizden Türkçe, İngilizce hatta Rusça bile desteği olan bu siteyi çıkardık. Ve bu site 2006 nın ortalarından 2008 e kadar 1.5 yıl boyunca www.avkom.com yazılınca halkın karşısına çıkan site oldu. Bu yeni tasarımda resimde gördüğünüz gibi üstte bir büyük banner, sağ tarafta popüler ürünler, ortada segmentli bir yapı içinde gruplanmış haberler gibi yenilikler mevcut. Bu tasarımı bıraktık ancak hala çok iyi bir tasarım olduğunu düşünüyorum. Zaten yeni siteyi yine bu tasarım üzerine ancak arka tarafta ASP.NET çalışacak şekilde kurmak istemiştim. Ancak olayların gelişimi bizi bambaşka bir yeni tasarımın önüne getirdi. 15

2008 de bambaşka bir Avkom Sitesi 2008 Ocak 1 de www.avkom.com artık klasik sitelerden biraz farklı görünüşte olan yukarıdaki tasarımla açılıyordu. Burada artık bu web işinin yeni ve olması gereken teknolojileri ASP.NET, CSS, AJAX ı kullanan ve Access veritabanı üzerinde çalışan bir site karşımızdaydı. Kullanıcı tarafının pek umrumda ve farkında olmadığı bu gerçekler orada olanları ancak mümkün kılan şeylerdi aslında. (Pencerelerin açılması, sayfanın refresh olmaması vb.) 16

Örneğin yukarıda ürünler sayfasında sağ tarafta o ürün grubu ile ilgili bilgi menüsü çıkıyor. Burada lenslerle ilgili bilgiler görünüyor. Ve menüdeki linklerden birine tıkladığınızda bilgi açılan pencerede görünüyor. Bu pencere sayfa içinde hareket edebiliyor. Öte yandan tamamen CSS üzerine kurulu bu sitenin tüm browserlarda (IE6, IE7, Firefox, Google Chrome, Opera) doğru görünmesi için uğraşmak hayal kırıklığına uğratıcı ve bezdirici bir süreçti. Sitede ürün veritabanı olarak hala 2005 te yaptığımız veritabanını kullanmamız bazı dezavantajlar doğuruyor. Site hala access üzerinde. Ancak bu aslında hala bir problem değil. Önemli olan pek düzgün olmayan veritabanı yapımızın düzenlenmesi. Sitenin referanslar veritabanı bu anlamda atılmış güzel bir adım. Referanslarımız düzenli bir veritabanında. 17

Sitenin fonksiyonel bir sayfasına Hızlı Mail Gönder sayfası. Burası siteye girenlere bir güven veriyor olmalı ki sürekli mail alıyoruz. Hemde bazen amaç dışı enteresan mailler bile alıyoruz. Ayrıca Broadcasterinfo dergisinde yayınladığımız reklamlara puan verilebilen ve yorum yazılabilen Reklam Analiz sayfamızda ilginç Artık altyapımız esnek olduğu için bu tarz farklı ve zengin yaklaşımları rahatlıkla gerçekleştirebiliyoruz. Zaten amacımızda buydu. Son bir ay içerisinde sayfanın kodlama tarafını yeniden gözden geçirmeye başladım. Deneme yanılma sonucu oluşmuş artık kodları, dosyaları ve sayfaları temizleme, sadeleştirmeler gibi bir takım düzeltmeler yaparak sitenin arka tarafını toparlamaya çalıştım. Web sitesi konusuna bir dizi sebepten dolayı henüz istediğiz noktalara gelebilmiş değiliz. Bu konulara zaman bulursak sonra gireceğiz. Harcanan Zamanlar: Aralık 21, 2008: 00:20-01:20 18

YENİ DÖNEM 2008 de Sonunda Avkom Şirket İçi Sitesinin Çıkışı Başından beri şirket içinde akan bütün bilgilere web browser üzerinden (Internet Explorer gibi) ulaşmaya imkan veren sistem kurmayı planlıyorduk. İki hatta üç yıl önce bununla ilgili bir kaç deneme yaptık ama bunlar çok zayıf kaldı. Bunun sebebi computoriumdaki elemanlardan SQL Server ve IIS ile ilgili bir takım ayarların yapılması konusunda destek alamamaktı. O zamanlar bırakın desteği onlar buna engel bile olurdular. Muhtemelen Zafer Bey le yaptığımız konuşma sonrası oluşan ve Yeni Dönem diyebileceğimiz dönem başladığında artık bu taleplerde rahatlıkla bulunabilirdik. Ve nitekim 2008 in mayıs ayında AvkomIntrayı çalıştırmaya başladık. AvkomIntra ürün stok ve fiyatı, konsinyeler, aylık satış toplamları gibi bilgilerden, haberler, makaleler, şikayetler, görev tanımları, problemler, banka hesap numaraları gibi bilgilere kadar şirket içinde dolanan her bilgiye browser üzerinden ulaşma imkanı veren bir yapıdır. 19

DİĞER ÇALIŞMA SÜREÇLERİ Web ve programlanın dışında bir dizi başka çalışma süreci vardı. Bunlar dergiler için teknik makaleler, haberler yazma, reklam çalışmaları, ürün cd si ve katalog oluşturma gibi işleri içine alan süreçlerdi. Bunların yapısı enteresandır. Aniden ortaya çıkarlar ve diğer işlere ayrılacak zamanları alırlar. Diğer işlerle ilgili odaklanmayı etkilerler. Çünkü aslında odaklanma gerektiren işlerdir. Üzerlerinde çalışılır ve piyasaya çıkarlar. Sonra yenilenmeleri gerekir ancak unutulurlar. Piyasada bir yıl önceki halleri gezinir. Unutulmamaları için özel takip sistemleri geliştirmek gerekir. Ben hala tam oturmuş bir sistem geliştiremedim bunların takibi için. Ancak ara ara yaptığım bu tarz çalışmalarda onların durumunu hatırlıyorum. Mesela şu an ürün CD sinin, haberlerin bir gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlıyorum. Hatırlamasına hatırlıyorum ama bir de bunlar için zaman ayırmak mümkün mü sorusu var. Ancak ben kendimi kendi çıkardığımız dergi olsa bile bir dergide makalem yayınlanmış olmasından dolayı üzerimden bir yük kalkmış hissediyorum. Çünkü bu geçmişte beynimde başarılmak zorunda olan bir iş olarak tanımlanmıştı ve aradan çıktı. Asıl amaç bir dergide makalem yayınlansın değildir. Asıl amaç kitlelere mesaj ulaştırmak ve kitleleri bilgilendirmektir. Ancak prosedürlere yabancı olmak yüzünden yani araçlara takılmak yüzünden asıl amaca ulaşmak mümkün olmayabilir. Bu vesile ile ben işin prosedürle ilgili yanını çözmüş oldum. Şimdi asıl amaca konsantre olmak gerekiyor. Oda kitleleri nasıl bilgilendirmemiz ve onlara nasıl mesajlar vermemiz gerektiği üzerinde düşünüp, bunları oluşturmaktır. 2007 20

2008 Ekleme: NETLEŞTİRME DÖNEMİ Diğer çalışma süreçleri dediğimiz konu bir netleştirme gayreti paralelinde aşağıdaki şekilde gösterilebilir. Bugün itibari ile dergiye yazı yazma işi şirket olarak dergi çıkarma işimiz bittiğinden artık listeden çıkmıştır. Ancak reklam işine daha düzenli eğilmekteyiz. Bu grafikte görülen her bir başlık ayrı bir derin konudur. Zaten buradaki yazıların bir kısmı bunları içermektedir. Grafikte yer alan Organizasyon kısmı, grafiğin çizilmesinden, Avkom da Dört yıl kitabının çıkmasına, şirket için toplantılar düzenlemesi, dosya ve klasörlein düzenlenmesi çabalarından, yönetim ve ISO standartları üzerindeki çalışmalara kadar bir dizi aktiviteyi içine alan oldukça önemli bir kısımdır. İşlerin karmaşıklığı bizi kaçınılmaz olarak çok güçlü düzenlemeler ve netleştirmeler yapmaya zorlamıştır. 21