Hıfzı Topuz Nâzım'ı Anlatıyor / 1



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Boğaziçi Grubumuz gönüllüleri TÜYAP Fuarında tanıtım yapıyorlar, oldukça büyük bir fedakarlık yaptıkları, umarım emeklerinin karşılığını alırlar...

ISBN :

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

============================================================================

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Kemal Akyer: 18 Ocak 2011 Çarşamba

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim.

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

ABİDİN DİNO

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Kadınların Çalışma Deneyimleri

7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET. 1. A: Adın ne? B:... a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

D. CÜCELOĞLU: Gönlünün Muradını Yaşamak Savaşçı Stili Gerektirir - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Batı Karadeniz Gezi Programı Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Samsun Kasım 2013

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Hayri Ülgen Türk futbolunun ve Türk. basınının centilmenlerinin ilk sıralarında en önemli yerde olan örnek bir insandır. 16/04/195

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Aşşk Kahve ve Laduree

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Üç nesil Anneler Günü

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Yaz l Bas n n Gelece i

Bu kitabın sahibi:...

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

Ali VAROL'un Blog Sitesi

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Dönem DENEME TESTİ (Mart 2009)


ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

HALFETİ Yİ GEZDİĞİNİZDE SAŞIRACAKSINIZ! Şaşırarak gezdim Halfeti yi. Abdullah Öcalan ın doğduğu yer olan Halfeti ye, Acaba güvenli mi?

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

* * * Mevsim tatilini fırsat bilip, Cemre ile birlikte hem Yunan adaları turu yaptık, hem de Bodrum'd an Kekova 'ya kadar denizden dolaştık.

Hey Tekstil den direnen kadınlar soruyor: İşçiler burada, Aynur Bektaş nerede?

MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Transkript:

Hıfzı Topuz Nâzım'ı Anlatıyor / 1 Yaşamını sürgünler, cezaevleri, yasaklar, sansürlerle geçirip çok sevdiği Anadolu'ya Rusya'da veda eden büyük ustayı, ölümünün 46. yılında gazeteci yazar Hıfzı Topuz'un tanıklığıyla anıyoruz. Çocukluğunda gıyaben tanıyarak hayran olduğu Nâzım Hikmet ile tanışarak yaşamının bir bölümüne tanıklık eden Topuz, bugüne değin gün yüzüne çıkmayan anılar ve ayrıntıları aktardı. Topuz, Paris'te tanıştığı Nâzım Hikmet'in dünyanın bir çok ülkesinde nasıl hayranları bulunduğuna da tanıklık ediyor. Topuz, Fidel Castro'dan, Orhan Kemal'e uzanan ilişkileri anlattı. Cumhuriyet Haber Portalı - Ölümünden 46 yıl sonra, gazeteci yazar Hıfzı Topuz, usta şair Nâzım Hikmet e ilişkin anılarını anlattı. Nâzım Hikmet i kendisini bildi bileli tanıdığını kaydeden Hıfzı Topuz, Nâzım ın şiirlerini evde abim Muzaffer Topuz okurdu. Ben Galatasaray ilkokuluna gittiğim zaman okulun kütüphanesinde onun şiirlerini bulmuştum; o zaman ilkokul kütüphanelerinde bile vardı Nâzım. Onları okudum. Sonra piyesleri oynuyordu, Unutulan Adam ı seyrediyordu kardeşlerim, gelip anlatıyorlardı. Böyle bir hayranlığım vardı Nâzım a diyor. Nâzım ın kendisi için bir idol olduğunu söyleyen Topuz, Ben kendimi bildim bileli Nâzım a büyük bir hayranlığım vardı. Tanıdıktan sonra da o hayranlığım büsbütün arttı diye konuştu. Şairin mezar yeri tartışmalarına ilişkin Topuz, Mezarı getirtilsin mi, diye sorarsanız vallahi ben getirtilmesinden yana değilim. Korkuyorum burada yobazlar, şeriatçılar, gericiler taşlarlar diye. Yazık olur; orada rahat rahat anıt gibi duruyor. Burada o anıtı muhafaza edemeyeceğimizi düşünüyorum. Onun için orada yatsın daha iyi. Orada bir anıt o, burada o anıt yıkılır. Bir çınar ağacının altında mezarı olsun istemem yani bir anıt olsun. Nerede olursa olsun bir anıt olsun. Yani burada o anıt kalmaz. Onun için orada anıt olarak kalması daha iyi. Ben onun kemiklerinin nerede olacağına o kadar bağlı değilim. Onun yarattığı bir imaj var Nâzım ın bir adı var, düşünceleri var, onlar yıkılmaz. Nâzım ın yarattığı şey kemikleri değil eserleridir dedi. Hıfzı Topuz, Nâzım ın Türk vatandaşlığına alınmasının iyi bir şey olduğunu kaydederek Ama bu vatandaşlığa alınması, rejimin Nâzım a sıcak bakmasından mı geliyor, yoksa politik endişelerden mi, Nâzım ı seven insanları kazanma endişesinden mi geliyor, o açıdan düşünmek lazım. Yani Nâzım ın düşüncelerine yöneticiler inandıkları için mi; yoksa daha liberal bir anlayışta olduklarını göstermek için mi böyle davranıyorlar? Bence ikinci olasılık daha kuvvetli şeklinde konuştu. 1 / 5

Nâzım konuşulurdu Sonra Nâzım ın hapse girdiğini ve ondan haber alamadıklarını söyleyen Topuz, o günleri şöyle anlatıyor: Sonra ben gazeteciliğe başladığım zaman Akşam da Vâlâ Nurettin ile beraber çalıştık. Vâlâ Nurettin, Nâzım ın çok yakın arkadaşıydı. Beraber Moskova ya gitmişlerdi ve orada üniversiteyi beraber okumuşlardı. Moskova dan döndükten sonra da dostlukları devam etmişti, yakın arkadaş olduklarını biliyordum. Biz o zaman ilerici olan gençler, muhabirler Vâlâ nın evinde bazı akşamlar toplanırdık. Vâlâ bizi yemeğe çağırırdı. Vâlâ nın karısı Müzeyyen Hanım da Nâzım hayranıydı. Toplandığımızda Nâzım konuşulurdu. Ve zaman zaman Bursa Cezaevi ne Nâzım ı görmeye giden Vâlâ ile Müzeyyen, evlerinde hapishane ziyaretlerinden sonra bize Nâzım ın yeni şiirlerini okurlardı. Aman derdi Vâlâ Sakın bunları kimseye göstermeyin, Ya ben not edeyim bunları derdim. Vâlâ Ama n ne olur Hıfzı, başımıza bir iş gelir. Hapishaneden yine propaganda yapıyorlar falan derler diye karşı çıkardı. Toplantılar böyle gayet şenlikli geçerdi. Kimler olurdu toplantılarda? Ben Vâlâ nın evinde kimleri görürdüm? Ruhi Su gelirdi, bazen Mehmet Ali Aybar gelirdi, bazen Şevket Süreyya, o takımın ahbapları gelirdi. Derken Nâzım hapishaneden kurtulmak için açlık grevine girdi. O zaman da Vâlâ lar müthiş telaştaydılar, bu çocuk ölecek diye. O heyecanı yaşadım her zaman, imzalar toplandı falan. Sonra Nâzım hapishaneden çıktı, Vâlâ ların evinde kaldı. O zaman Vâlâ yı göremedim; Vâlâ nın ödü patlardı. Eve kimse gelmesin, ev basılır ve olay çıkar, evinde toplantı yapıyor derler diye ödü patlardı. Sonra Nâzım bir eve taşındı. Eve taşındığı zaman yine ben Nâzım ı hiç görmedim. Vâlâ dan haberlerini alırdım. Vatan haini kaçtı dediler Bir sabah gazeteye geldim, Cumhuriyet te ufak bir haber vardı. Nâzım kaçtı diye. Bükreş radyosu bildirmiş galiba Nâzım ın kaçtığını; onun üzerine hemen Vâlâ ya telefon ettim haberin var mı dedim. Hayır bilmiyorum, ben de gazetede gördüm dedi. Hakikaten haberi yoktu, Nâzım kaçacağını Vâlâ ya anlatmış olamazdı. Ben Münevver i merak ediyordum, bana telefon numarasını verdi. Telefonla aradım Münevver i, cevap vermedi. Ben hemen sabah çıktım gazeteden Münevver in Kadıköy deki evine gittim. Kapıyı Münevver açtı, sanırım evde başka kimse yoktu. Gözleri kan çanağına dönmüş bir kadın Benim de hiç haberim yoktu, Ankara ya gitti zannediyordum. Ben de yeni öğrendim dedi. Zaten Münevver konuşacak halde de değildi. Olayı telefonla gazeteye bildirdim. O gün gazeteye haber yetişti. O zaman basının durumu belli, hepsi haberi 2 / 5

Vatan haini Nâzım kaçtı diye verdiler. Yani bütün gazeteler Nâzım ı vatan haini olarak gösteriyordu. Zaten ilerici gazete de yoktu o yıllarda. Daha evvelden de Tan gazetesi yıkılmıştı. O yıllardı.. Ondan sonra Nâzım ın Moskova ya gittiğini öğrendik. Aşağı yukarı bütün gazetelerde sürekli hakaret dolu yazılar çıktı. Sonra ben 1952 de Paris e gittim ve orada 1 sene kaldım. Nâzım o yıllarda Moskova daydı, onunla hiç temasım olmadı. 1959 da UNESCO ya girdim ve Paris te göreve başladım. O bir efsane.. bilmeyen yok Topuz un Paris yılları ve Nâzım ile ilk tanışmasının hikâyesi ise şöyle: Paris te çalışmaya dediğim gibi 1959 da başladım. Nâzım gelip gidiyordu zaman zaman ama benim hiç haberim olmuyordu. Onun arkadaşı Abidin Dino dur. Ondan yaklaşık 10 yaş büyük Nâzım, ama Abidin çok sevdiği bir arkadaşıydı. Abidin bana Nâzım geldi gitti. Ahh! O kadar meşguldü ki, seni tanıştırmak isterdim ama bir türlü fırsat olmadı. Bir dahaki sefere artık diyor. Bir daha- ki seferi ben sık sık soruyorum tabii ki, hatırlatıyorum Abidin e. Günün birinde Abidin Nâzım geldi, yarın buluşacağız. Ona senden bahsettim. Seni de tanımak istiyor, beraber olalım diyor. Paris te St. Germain de pres metrosu vardır. Onun arkasında Jacob Sokağı nda bir otelde kalacak, saat 2 de buraya gel diyor. Saate bakıyorum, kalkıp gidiyorum. Ben heyecanla bekliyorum. Bir de bakıyorum ki, Nâzım çakı gibi bir adam. Uzun boylu, yakışıklı, çok temiz giyinmiş. Ve ben çok duygulanıyorum tabii ki, İstanbul dan bahsediyoruz. Bana dostlarını soruyor, ben de ona kendi izlenimlerimi anlatıyorum. UNESCO da çalıştığımı söyleyince, Nâzım, UNESCO yu görmek isterim diyor. Yarın gelin diyorum, Nâzım hay hay diyor. Abidin izin veriyor Nâzım ın oraya buraya gitmesine, onun heyecanlanmasından korkuyor Abidin. Kalp sıkıntıları var, merdiven çıkmaması lazım, yorulmaması lazım, içki içmemesi lazım. Onun için böyle Abidin in denetimi altında oluyor geldiği zaman. Buluşmalarımız arttı Abidin Git tabii ki diyor. Ben de ertesi gün bekliyorum, UNESCO büyük merkezde resepsiyona arkadaşımın geleceğini haber veriyorum. Kapıdan telefon ediyorlar Arkadaşınız Nâzım geldi diyorlar. O zamanlar 4. katta çalışıyorum, hemen aşağı iniyorum. Ben inene kadar bir 3 / 5

bakıyorum kızlar Nâzım ın etrafını sarmışlar imza alıyorlar. Biliyor herkes Nâzım ı, o bir efsane bilmeyen yok. Ve Nâzım da çok mutlu oluyor kendisiyle konuşulup da resim çektirilince, kitap imzalatmaya kalkanlar olunca. Ondan sonra alıp odama götürüyorum onu, konuşuyoruz, UNESCO yu gezdiriyorum. Orada bildiği tüm insanların tabloları var, resimleri var. Onları görmekten çok zevk alıyor. Bu tanışmadan sonra Nâzım ile her gelişinden sonra sık sık buluşmaya başlıyoruz. Başıma iş açtın Buluşmalarımızdan bir gün; resimde görüldüğü gibi Avni Arbaş, karısı Henriette, ben, benim karım Nezihe, Nâzım da Vera ile beraber gelmişti. Bir Türk lokantası yok o zamanlar Paris te, şimdi belki 80 tane var. Ben seni Türk yemeği yiyebileceğimiz bir yere götüreyim diyorum Nâzım a, Abidin gelmiyor. Kafkas lokantası var Paris te, Panteon un yakınlarında Cok d or lokantası. Orası Beyaz Rusların, Rusya dan kaçanların işlettiği bir lokanta, Rus müzikleri var. Şiş kebap, Türk yemekleri de var. Nâzım garsonlarla Rusça konuşuyor. Rusça konuşunca Nâzım ı Rus zannediyorlar. Müthiş bir iltifat Nâzım a, Avni de bir iki kelime Rusça öğrenmiş onları söylüyor. Ooo! diyorlar herhalde bunlar Beyaz Ruslardan, herhalde soylu insanlar diye düşünüyorlar. Derken bir çigan orkestrası çalmaya başlıyor, geliyor, Nâzım ın kulağının dibinde kemanlar çalmaya başlıyor. Nâzım sıkılıyor, bana dönüyor Yapılır mı bu? Bana öyle bir kazık attın ki, ben zaten bunlardan kaçtım, burada yeniden bunlara yakalandım diyor. Ve patron geliyor Siz kimliğinizi söylemiyorsunuz ama biz sizin kim olduğunuzu biliyoruz, herhalde siz Grand Dük ün yakınlarındansınız. İsmini açıklamıyorsunuz ama şimdi dük bilmem kim gelecek. Sizi burada görünce çok sevinecek. Onun için sizi tanıştırmak isterim onlarla diyor. Nâzım da bana Hay Allah, başıma iş açtın diyor. Neyse orada yemek yiyoruz kalk kalk diyor Nâzım. Yemekten sonra kalkıyoruz Marne kıyılarında başka bir lokantaya gidiyoruz. Orada bereket Nâzım ı tanıyan yok, Ruslar da yok. Yani o gösterdiğim resmin geçtiği gece çok güzel geçti. Oğlum ben senin amcanım Hıfzı Topuz Paris te geçen bir hikâyeyi anlatıyor: Nâzım ın Paris e gelişlerinin birinde ona oğlumu tanıttım. Oğlum o zamanlar 5-6 yaşındaydı. Oğlumda Nâzım ın bir plağı vardı, o zaman onu dinlemişti. Kerem Gibi yi söylüyordu Nâzım, oğlumun da adı Kerem; ondan dolayı müthiş bir hayranlığı vardı ona. Ama Türkçesi de gayet kötüydü Kerem in, Fransa da okuyordu. Tanıttım Nâzım ı Bonjour Mösyö dedi Kerem, Nâzım da 4 / 5

Oğlum ben mösyö falan değilim, ben senin amcanım dedi. Oğlumu da çok duygulandırdı tabii ki bu hikâye. 5 / 5