Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Nükleer Enerji Santralleri ve Türkiye nin Enerji Politikası
Ortak Paydalar Ortadoğu ve Kuzey Afrika da ki rejimlerin çoğu antidemokratik diktatörlüklerdir. Türkiye hem bölgesel hem de uluslararası önemli bir aktör konumuna gelmiştir. Türkiye nin enerji politikası planlı ve ihtiyaca cevap verir nitelikte görülmemektedir. Enerji üretiminin çeşitlendirilmesi gerekmektedir. 2
Genel Değerlendirme: Tunus ta başlayıp halen devam eden Kuzey Afrika ayaklanmaları Türkiye gündeminde de önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Neredeyse tüm ayaklanmaları yakından izleyen ve tartışan Türkiye kamuoyunun, gündemi sanırız en fazla Libya da başlayan ayaklanmanın ardından gerçekleşen NATO müdahalesi işgal etti. Nisan ayı TkMM toplantılarının da genel gündemlerinden biri Libya ya uluslararası müdahale ve Türkiye konusu oldu. Japonya da yaşanan depremin ardından Fukuşima nükleer santralinin reaktörlerinde yaşanan kazalar ve hem Japonya yı hem de neredeyse tüm dünyayı etkileyen nükleer sızıntı, Nisan ayının bir diğer konusunu belirledi. Hükümetin uzunca bir süre önce gündeme getirdiği nükleer santral yapım çalışmaları ve bunun yarattığı tartışmalar Fukuşima kazası ile bir kez daha alevlendi. 12 Haziran da gerçekleşecek genel seçimler öncesi TkMM lerin başlatmış olduğu 10İstek çalışmasının ilk adımını mart ayı içerisinde atmıştık. Mart ayı boyunca TkMM katılımcılarından, seçimlerde milletvekili adaylarının önüne konulacak 5 genel 5 de yerel başlık toplandı. Mayıs ayı toplantılarında toplantılara çağrılı olan milletvekillerine yöneltilecek bu istekler öncesinde, nisan ayında gerçekleşen toplantılara siyasi partilerin il başkanlarını çağırdık. Katılımları beklenen düzeyde olmamakla beraber, milletvekili adaylarına yöneltilecek isteklerin ön çalışmaları siyasi parti temsilcileri ile tartışıldı. Mayıs ve Haziran toplantılarının konukları milletvekili adayları olacak. Parti farkı gözetmeksizin çağrılan adayların uygar ülkelerde olduğu gibi- aynı toplantıda yanyana gelmelerini, kendilerini ve yapmak istediklerini anlatmalarını 3
ve soruları doğrudan, aracısız olarak yanıtlamalarını bekliyoruz. Haziran ayının ilk haftasında seçime bir hafta kala- yapılacak toplantılarda tek konu olarak, her ilde farklı olarak ortaya ortaya çıkacak 10 İstek paydalarının görüşülmesini ve adayların bu isteklere karşı tavırlarını seçim önceinde kendi ağızlarından dinlemeyi hedefliyoruz. TkMM toplantıları 2011 Nisanında 18 ilde yapıldı.. Adıyaman, Batman, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Kayseri, Malatya, Muş ve Sakarya kmm leri genel konu olarak Libya ya uluslararası müdahale ve Türkiye başlığını konu edindiler. Toplantılara milletvekili düzeyinde katılım olmazken, yalnızca İzmir Konak ilçesi belediye başkanı Hakan Tartan katıldı. Bitlis, Eskişehir, Hatay, Iğdır, İstanbul, İzmir, Ordu kmm leri Nükleer enerji santralleri ve Türkiye nin enerji politikası konusunu konuşurlarken, Muğla her iki konuyu da gündemine aldı. Kocaeli kmm ise sadece 10 İstek çalışmasını konuştu. Hazırlayan; Yakup Kadri Karabacak Türkiye küçük Millet Meclisleri Koordinatörü 27.04.2011 Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir. 4
I- Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye Hem genel olarak Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde meydana gelen ayaklanmalara hem de özel olarak Libya da yaşananlara ilişkin en temel ayrım noktasını, bu hareketlerin dinamiklerine bakış açısı oluşturuyor. Bu konudaki birinci yaklaşım, ortaya çıkan hareketlerin dış güçlerin müdahalesi ile oluştuğu yönünde. Çok sayıda katılımcı, emperyalizmin, özellikle de ABD nin Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) bu hareketleri teşvik hatta maniple ettiğini düşünüyor. çok sayıda katılımcı, dönemin ABD bakanı Condelliza Rice ın 2004 yılında yapmış olduğu Ortadoğu nun sınırlarının yeniden çizileceği mealindeki konuşmasına özellikle atıfta bulunuyor. İkinci görüş ise, ortaya çıkan hareketlerinin dinamiklerinin yerel olduğu yönünde. Batı müdahalesini ön planda bulunduran değerlendirmelerin komplocu ve zorlama olduğunu düşünüyor. Üçüncü ve son bakış açısı ise, hareketin yerel dinamiklerle başladığını; ancak özellikle Libya sonrasında, Batının ilgi ve müdahalesinin arttığını, bu sebeple bu bağımsız muhtevasından gittikçe uzaklaştığını belirtiyorlar. Konuşmalar esnasında hareketlerin ortaya çıkışından Libya ya NATO müdahalesine kadar fikirlerde yine bu eksende değişiklikler olduğu anlaşılıyor. NATO müdahalesinin ve Türkiye nin de bu müdahalede yer almasının, hareketlere duyulan sempatinin ve desteğin azalmasına neden olduğu öne sürülüyor. Türkiye nin Libya müdahalesinde yer almasına ilişkin yaklaşımlarda da iki farklı görüş öne çıkıyor. 5
Bunlardan ilki, özellikle Başbakan ın Mısır ayaklanmasından sonra takındığı tutum ve isyancılar arasında yarattığı olumlu etki ile Libya müdahalesinde takınılan tutumun çelişkili olduğunu belirtiyor. Bu görüşü dile getirilenler, Türkiye nin dış politikasının, Libya müdahalesiyle ciddi bir zarar gördüğü, özellikle Başbakan ın One Minute çıkışıyla başlayan ve Ortadoğu da Türkiye nin daha etkin bir rol oynamasına imkân veren olumlu sürecin sona erdiğini veya ciddi yara aldığını belirtiyorlar. Türkiye nin Libya müdahalesinde yer almasını başka türlü değerlendirenler daha reel politikçi yaklaşımlara atıfta bulunuyorlar. Türkiye nin bölgesel çıkarları doğrultusunda, özellikle Fransa nın BM kararlarını beklemeden başlattığı hava harekâtının NATO ya devredilmesi için Türkiye nin takındığı aktif tutumu doğru buluyorlar. Özellikle Türkiye nin Libya da yaşayan Türkiye vatandaşlarını tahliyede gösterdiği hız ve başarıyı takdir eden çok sayıda katılımcı var. Gelişmelere karşı başka alternatif tutumların ve isyancı güçler arasında arabuluculuk yapılabileceğini ifade edenler de var. Konuşmalarda bir başka kayda değer durum da; özellikle Kaddafi özeline ait. Bu görüşün sahipleri, diğer ülke liderlerinin aksine, Kaddafi nin anti-emperyalist tutumunun takdirle karşılanması gerektiğini savunuyorlar. Ortak paydaya da yansıdığı üzere, tüm katılımcılar Oratadoğu daki rejimlerin diktatörlük olduğunda hemfikir. Ancak çok sayıda katılımcı, bu diktatörlüklerin yıkılması için yabancı müdahaleye karşı çıkıyorlar. Bu diktatörlüklerin, halkın kendi iradesi ve eylemliliği ile yıkılması gerektiğini, bu sebeple hem rejimlere hem de NATO müdahalesine karşı olduklarını ısrarla belirten çok sayıda katılımcı bulunuyor. 6
Sayıları daha az olmakla birlikte, bu diktatörlüklerin yıkılması için, yerel dinamiklerin yetersiz olduğunu, bu sebeple uluslararası müdahalenin gerekli olduğunu belirten konuşmacılar da yok değil. Katılımcılar, özellikle Libya nın geleceğine ilişkin öngörüde bulunmuyorlar. Yalnızca bir katılımcı Libya nın bölünme ihtimalinden bahsetti. II- Nükleer Santraller ve Türkiye nin Enerji Politikası Ortak paydaya yansıyan iki husus dışında, nükleer santrallere ilişkin görüşler nerdeyse uzlaşmaz nitelikte. Türkiye nin artan enerji ihtiyacının ve enerji politikasının geleceğinde nükleer enerjiye yer verenler ve buna karşı gelenler. Nükleer enerji santrallerinin kurulması gerektiğini ifade edenler, tüm karşı propagandalara rağmen nükleer enerji santrallerinin taşıdığı riskin göz ardı edilebilir olduğunu; bu sebeple aslında en temiz ve randımanlı enerji kaynaklarından biri olduğunu belirtiyorlar. Karşı çıkanlar ise bunun tam aksi iddiadalar. Risk ne kadar az görünürse görünsün, bu süreçte meydana gelebilecek ufacık bir kazanın telafisinin imkânı olmadığının altı ısrarla çiziliyor. Bu sebeple, bu görüştekiler, yenilenebilir enerji kaynaklarına, rüzgâr ve güneş enerjisine yönelinmeli diyorlar. Esasında nükleer santrallere çok da sempati ile bakmayan; ancak dünyadaki enerji yarışında Türkiye nin de bir pay sahibi olmasını veya en azından kendine yetebilmesini isteyenler, nükleer enerji santrallerine ihtiyacımız olduğunu savunuyorlar. Yine bu görüştekiler, Türkiye de nükleer santraller olmasa bile komşularında yer alanların zaten Türkiye yi risk alanına soktuğunu belirtiyorlar. Türkiye nin nükleer enerji sahibi olmasının bir sonraki adımının nükleer silah sahibi olmakla sonuçlanma olasılığını sempatiyle karşılayanlar olduğu gibi bunu endişeyle karşılayanlar da var. 7
Sayılarla TkMM Nisan 2011 Forum toplantıları Gerçekleşme sayı ve oranları: Yapılması gereken toplantı sayısı: 21 İptal edilen toplantı: 3 (Adana, Hakkari, Tunceli) Yapılan toplantı sayısı: 18, toplantı gerçekleşme oranı: %85,71 Sivil Toplum katılımı: Olması gereken sivil toplum katılımcı sayısı: 360 Toplam sivil toplum katılımcı sayısı: 179 %49,72 Seçilmişlerin katılımı: Katılması gereken milletvekili sayısı: 108 Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 0 %0 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 18 Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 1 %5,5 Kolaylaştırıcı ağırlayan belediye sayısı ve oranı: 3 %16,66 Medya ilgisi: Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 18 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 2 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı? Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 13 % 72,22 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 4 %22,22 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 1 %5,55 Sivil toplum bileşenlerinin katılım oranları: Katılımcı meslek odaları sayısı: 13 %7,26 Katılımcı sendika sayısı: 18 %10,05 Katılımcı dernek/vakıf/girişim sayısı: 148 %82,68 İzleyiciler: İzleyici olarak katılanlar: 166 8