İlerici Kadınlar Konferansı. Taslak Metin 15.01.2015. İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen için: Kadınlar Bir Adım Daha İleri!



Benzer belgeler
İlerici Kadınlar Kimdir?

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

kadınlar bir adım daha ileri

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

İşyeri Temsilcileri Rehberi

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 Mart ta alanlara!

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

TMMOB KADIN MÜHENDİS, MİMAR ve ŞEHİR PLANCILARI KURULTAYI EGE BÖLGESİ KADIN ÇALIŞTAYI KARAR TASLAKLARI VE GEREKÇELERİ (TASLAK) 4 Ekim 2009 / İzmir

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

DEMOKRATİK EĞİTİM KURULTAYI ÖZGÜRLEŞME YOLUNDA EĞİTİM. Ne yapmalı Nasıl yapmalı. 2-6 Ekim 2013 Ankara

Bu amaç çerçevesinde Yükseköğretim Kurumları aşağıda belirtilen faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ederler:

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

kadın sosyalizmle özgürleşir!

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Türkiye de Kadın Alanındaki Koordinasyon Mekanizmalarının Analizi. Ülker Şener Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

ÇALIŞMA DÖNEMİNDE YAYIN POLİTİKASI VE ODA YAYINLARI

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

KARMA EĞİTİMDE ÇARPITMALAR VE GERÇEKLER

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu

Kürtaj toplumsal bir haktır, bedenimiz bizimdir!

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

EĞİTİMİN DİNSELLEŞTİRİLMESİ VE ŞURA KARARLARI

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da!

Karanlığa Hayır! 8 Mart ın Aydınlığında Buluşuyoruz! HER YERDEYİZ!

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Konferansa katılan tüm kadın sendikacılar aşağıdaki noktaların altını çizip görüş birliğine ulaşmıştır.

YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ MERKEZ TRAVMA BİRİMİ GEZİ PARKI EYLEMLERİNDEN ETKİLENENLERE YÖNELİK PSİKOSOSYAL DESTEK ÇALIŞMALARI. 1 Haziran-30 Ağustos 2013

İZMİR KREŞ ATÖLYESİ NOTLARI (Ocak 2013) 1-BAKIM HİZMETLERİ NASIL DÜZENLENMELİ VE BU DÜZENLEMEDE KAMUNUN YERİ NE OLMALIDIR?

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Köy nüfusu genel olarak azalmaktadır Kamu hizmetleri kırsal alanda yetersiz. Tarım ve hayvancılıkta elde edilen gelir düşük

Tokat Kırılgan Gruplar (Kırsalda Yaşayanlar, Engelliler, Kadınlar, Yaşlılar, Göçle Gelenler, Mülteciler, Mevsimlik İşçiler)

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi (KADES) Kadın Emeği Konferansı Kadın istihdamı 3 Mayıs 2011 Ankara

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ YÖNETİM KOMİTESİ (CDEG) Avrupa Konseyi Kadın Erkek Eşitliğinden Sorumlu. 7. Bakanlar Konferansı TASLAK EYLEM PLANI

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

EĞİTİM SEN DE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ PERSPEKTİFİ VE OLUMLU EYLEM POLİTİKALARI

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

TABLOLAR ŞEKİLLER KISALTMALAR ÖN SÖZ SUNUŞ BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI Kırsal Kesimde Kadın Kooperatifleri

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye de Kadınların Sağlığı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

HAYTAP Aciklamasi: Bakan Veysel Eroglu dogru soylemiyor, "STK" gorusleri umursanmadi... Son Güncelleme Cumartesi, 03 Kasım :40

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

BASIN AÄIKLAMASI TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ KADIN SAĞLIĞINA ZARARLI

dünyanız evinizdir doğurganlığınız da milli göreviniz dir söylemlerinin daha çok duyulur hale gelmesi bir rastlantı değildir.

FATMA ŞAHİN DEN KEMAL KILIÇDAROĞLU NA YANIT

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA


İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KADIN DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

AĠLE VE SOSYAL POLĠTĠKALAR BAKANLIĞININ TEġKĠLAT VE GÖREVLERĠ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (1)

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

SOSYAL POLITIKALAR IÇINDE SOSYAL HEKIMLIK

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

Transkript:

İlerici Kadınlar Konferansı Taslak Metin 15.01.2015 İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen için: Kadınlar Bir Adım Daha İleri! 1 Kadın sorununa genel yaklaşım 1.1 Tarihsel Arka Plan Kadın sorunu tarihsel olarak sınıf ayrımının ortaya çıkması ile var olmuş ve sınıflı toplumlar boyunca devam etmiştir. Sınıflı toplumlar öncesinde var olan cinsiyete dayalı iş bölümü herhangi bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği içeriğine sahip değildi. Sınıflı toplumlar öncesinde kadınlar üretici ve türün üretimi ile ilgili rollerini bir arada sürdürebiliyorlardı. Yani kadınların üretici emeği ile anneliği (türün üretimi) arasında keskin ayırımlar söz konusu değildi ve bir arada yürütülüyordu. Kadın ve erkek arasındaki eşitsiz iş bölümünün oluşumu özel mülkiyetin doğuşu ile aynı tarihsel döneme denk gelir. Sınıflı toplumlar öncesinde kadınlar özellikle basit tarımsal üretimde merkezi bir rol oynuyorlardı. Daha sonra gelişen aletli ve hayvanlı tarımın zorlu yapısı ise kadını tarımsal üretimdeki görevlerinden uzaklaştırmış oldu. Kadınların tarımda üretim süreçlerindeki ikincil konumları nedeniyle, üretim araçları erkeğin özel mülkiyeti haline dönüştü. Böylelikle üretimde ortaya çıkan artı ürünün pazarda değişimi de erkeğin kontrolüne girmiş oldu. Erkeğin kontrolündeki özel mülkiyetin bir sonraki kuşağa aktarılması sorununu çözmek için çekirdek ailenin temelleri atıldı. Dolayısıyla özel mülkiyetin doğuşuyla sınıflı toplumlara geçiş evrensel bir ataerkil yapıya geçiş ve erkeğin üstün olduğu çekirdek ailenin doğuşuna neden oldu. Kapitalizm de kuşkusuz erkek egemen bir sistemdir. Kapitalizm koşullarında da çekirdek aile erkeğin hâkimiyet kurduğu bir ekonomik birim olarak ortaya çıkmakta ve kadına yönelik eşitsizliklerin yeniden üretim merkezi olarak vücut bulmaktadır. Dolayısıyla kadının kurtuluşu için gereken koşullar, sınıflı toplumların, özel mülkiyetin ve kapitalist anlamda ekonomik bir birim olarak işlevlendirilen çekirdek ailenin bu işlevinin ortadan kaldırılmasıdır. Elbette bu şartların yerine gelmesi kadının kendiliğinden kurtuluşu anlamına gelmeyecektir. 1.2 Kapitalizm Kadına Düşmandır! Kapitalizmin gelişmesi ve makineleşmeyle beraber kadınlar, kapitalizmin talep ettiği geniş işgücü ihtiyacını karşılamak üzere üretim süreçlerine ciddi bir katılım gösterdiler. Hatta kapitalistler açısından daha düşük ücretle çalıştırılan kadınlar ve çocuklar sömürü mekanizmaları açısından daha kârlıydılar. Diğer taraftan, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu büyük emek gücünün sağlanması ve var olan emek gücünün her gün yeniden üretilmesinin ucuz bir şekilde karşılanması çekirdek aile sayesinde

gerçekleştirildi. Kapitalistler, ucuz emek ordusuna katılacak çocukları yetiştirme ve aileyi idame ettirmenin ekonomik yükünü büyük oranda kadınlara yüklemiştir ve bu durum güncelliğini korumaktadır. Esasen devlet tarafından karşılanması gereken bu yük kadınlar tarafından sırtlanmaktadır. Kadınlar aile dışında üretime katıldığında, aile içi üretimin karşılanması ekonomik bir sorun haline dönüşmektedir. Özellikle çocuk ve yaşlı bakımı maliyetli bir iş olarak kadınların kimi zaman üretim süreçlerinden koparak aile içi rollerine dönmesine neden olmaktadır. Kadının doğurganlığının kapitalist üretim ilişkileri içerisinde oynadığı rol kimi sektörlerde kadının işgücü olarak maliyetli bulunması nedeniyle kadın istihdamının azlığına neden olmaktadır. Fakat pek çok sektörde de kadınların ucuz ve yedek işgücü olarak konumlandırıldıkları bir gerçektir. Kadınların önemli bir kısmı aile içindeki rollerini yerine getirirken aynı zamanda emek gücüne de katılmaya devam etmektedir. Kadınlar üretici güç olarak rol üstlenseler de çekirdek ailedeki rolleri sürdükçe, kadınlara yönelik eşitsizlik de sürmektedir. Emek gücüne dahil olan kadınlar daha ucuza ve güvencesiz çalışmakta, birçok kazanılmış haktan mahrum kalmaktadır. Türkiye de kadınlar arasındaki önemli bir toplumsal kesimi ev kadınları oluşturmaktadır. Bu kadınlar ya herhangi bir vasıflı iş bulma olanağına sahip olmayan, işsizlik nedeniyle aktif iş arayışı içerisinde olmayan, ya da çalıştığı durumda kendi ev hizmetlerini ücretli alma olanağına sahip olamayacak kadar düşük gelir seviyesine sahip olduğu için çalışmamayı tercih eden kadınlardır. Başta tarım alanı olmak üzere pek çok üretim alanında kadın ücretsiz aile işçisi olarak görülmekte, emeğinin karşılığını alan, güvenceli ve sürekli bir işçi statüsüne sahip olamamaktadır. Özelleştirme politikaları ile beraber, hem kadınların iş gücüne kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda katılımı yaygınlaşmış hem de aile kurumunun ideolojik olarak yeniden üretilmesi söz konusu olmuştur. Kadına düşen öncelikli görev, çocuk yetiştirme, ev işlerinin görülmesi ve yaşlı/hasta bakımı gibi işlerin karşılanması olarak tarif edilirken, kadının üretim sürecine katılımı, her tür güvenceden yoksun ev eksenli çalışma alanları ile aile bütçesine katkı sağlaması üzerinden tarif edilmeye başlanmıştır. Kadının evin asli çalışanı değil de aile bütçesine katkı sağlayan olarak görülmesi güvencesiz ve esnek çalışma koşullarını da pekiştirmektedir. Çocuk bakımı, hasta ve yaşlı bakımı ile ev içi hizmetler gibi devlet tarafından sağlanması gereken hizmetlerde, kamunun bu hizmetlerden el çekmesi, kadınların ev içi emeğinin sömürülmesi ve ucuz iş gücü olarak piyasada yer almasının yanında başka kamu hizmetlerinden de mahrum kalmasına neden olmaktadır. Özellikle eğitim ve sağlığın paralılaştırılması ve gericileştirilmesi tüm yoksul kesimler için, ama özel olarak yoksul kadınlar açısından yakıcı sonuçlar doğurmaktadır. Kadının asli görevinin ev içi çalışma ve annelik olarak görülmesi, kadın emeğini kapitalist piyasada değersizleştirirken, kapitalizmin krizleri ile artan işsizlik dönemleri de kadın işçileri daha fazla etkilemektedir. Türkiye de sendikasız ve güvencesiz çalışma bugün, kadınlar arasında özellikle parça başı ve evde çalışma olarak da kendini göstermektedir. Kadınlar esnek çalışma saldırısının birincil muhatabıdır ve bu durum AKP iktidarı tarafından çeşitli yasal düzenlemelerle normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Dünya emperyalist ve kapitalist sisteminin krizi, piyasacı saldırılarla beraber daha gerici ve daha otoriter politikaları da gündeme getirmiştir. Krizin topyekûn gericileştirme eğilimi, emperyalist

merkezlere bağımlı, Türkiye gibi ülkelere farklı biçimlerde yansımaktadır. Gericileşme, bazı ülkelerde kendini dinci gericileşme olarak, bazı ülkelerde özellikle ırkçılık, kadın ve LGBTİ düşmanlığı, şiddet, tecavüz ya da kadın bedenine müdahale (kürtaj ve sezaryen yasağı, doğum kontrolünün engellenmesi, bekâret kontrolü v.b.) gibi başlıklarla kendini göstermektedir. 1.3 İkinci Cumhuriyet Kadına Düşmandır! Türkiye de AKP iktidarı ve İkinci Cumhuriyet in kurulma süreci, emperyalizme tam boy teslimiyet, piyasalaşma ve dinci gericileşme ile karakterize edilmektedir. AKP iktidarı boyunca, kadınlara yönelik piyasacı ve gerici saldırılar sistematik olarak hayata geçirilmiştir. Cumhuriyet döneminde kadının sahip olduğu bütün hak ve kazanımlar bu dönemde geri alınmaya çalışılmaktadır. 1.4 Piyasacılık Kadına Düşmandır! AKP iktidarının piyasacı saldırıları değişik köken, yaş ve kesimden kadını farklı biçimlerde etkilemektedir. Eğitimin ve sağlığın paralılaştırılması, kamunun birçok hizmetten elini çekmesi kadınları farklı şekillerde mağdur etmektedir. Paralı eğitim, kız çocuklarının eğitim haklarının elinden alınması, anaokulu ve kreşlerin tamamen özelleşmiş olmasına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebilir. İkincil konumdaki kadının eğitimi, aile içinde ilk kesilecek masraf olarak görülmekte ve eğitimin paralılaştırılması kız çocuklarının ve genç kadınların eğitim hakkının doğrudan elinden alınması sonucunu doğurmaktadır. Diğer taraftan anaokulu ve kreş gibi okul öncesi kurumların paralı hale gelmesi kadınların üretim sürecinden kopmasına ya da esnek çalışma koşullarına boğun eğmesine yol açmakta, veya bu tür hizmetleri düşük ücretle sağlayan cemaatlere muhtaç bırakmaktadır. Sağlığın da paralılaştırılması kız çocuklarını ve kadınları yoğun olarak etkilemektedir. Sağlıkta dönüşüm programı ile kamunun yavaş yavaş el çektirildiği sağlık hizmetlerine zaten örgütsüz, mülksüz ve yoksul kılınmış kadınların erişimlerinin önünde ciddi ekonomik engeller bulunmaktadır. Öte yandan, piyasa koşullarının, kadın emeğinin işgücü içerisinde daha yoğun bir sömürüye tabi olması, kadınları güvencesiz çalışma koşullarına mahkum etmesi sözkonusudur. Dinci gericiliğin Türkiye de yarattığı ideolojik zemin nedeniyle de kadının asli görevinin ev içi çalışma ve annelik olarak görülmesi, kadın emeğinin daha da değersizleştirilmesi kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda kapitalizmin krizi ile artan işsizlik de yine kadın işçileri daha fazla etkilemektedir. Sendikasız ve güvencesiz çalışma özellikle kadınlar arasında yoğun olarak görülmektedir. Türkiye de kadınlar esnek çalışma saldırısının birincil muhatabıdır ve bu durum AKP iktidarı tarafından çeşitli yasal düzenlemelerle de normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Tüm iş kollarında örgütsüzlük, kayıt dışı ve esnek istihdam, taşeronlaşma ve mobbing e daha fazla maruz bırakılan kadın işçiler, işçi sağlığı ve güvenliği bakımından da çok riskli bir toplamı oluşturmaktadır. 1.4.1 Dinci Gericilik Kadına Düşmandır! 12 Eylül den bu yana toplumsal hayatın sistematik olarak gericileştirilmesi en çok kadınları olumsuz etkilemiştir. AKP iktidarı boyunca, kadını aile içindeki anne, eş, gelin vb. rolü ile toplumda konumlandıran, kadını hem üretici emek gücü bakımından hem de bir insan olarak değersizleştiren

bakış açısı ağırlık kazanmıştır. Kadını değersizleştiren bu ideolojik saldırı, ayrıca toplumun dincileştirilmesi ile uyumlu bir şekilde gelişmektedir. Dinci gerici ideolojinin baskıcı ve otoriter yanları ile beraber, türbanın bir siyasi enstrüman olarak kullanılması ve topluma kadının özgürleşmesi olarak sunulması da gerici ideolojinin toplum içinde daha fazla yaygınlaşmasına yaramıştır. Toplumun dincileştirilmesi, AKP iktidarının sistematik, politik bir hedefidir ve bu, her alanda kadına yönelik dinci saldırıların hayata geçirilmesi anlamına da gelmektedir. İmam Hatiplerin yaygınlaştırılması ve eğitimin dinselleştirilmesi, 4 4 4 uygulaması, türbanın ilkokullara kadar inmesi, uzun dönemde toplumun daha da gericileşmesi, kısa dönemde ise kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın daha da güçlenmesi anlamına gelecektir. Dinci gericilik ayrıca, kadına yönelik şiddete de zemin hazırlamaktadır. Kadına yönelik şiddet ve kadın bedenine müdahale dinci gerici ideolojinin toplumda kök salması ile meşru kılınmaktadır. 1.4.2 Bu düzen kadın bedenine düşmandır! AKP iktidarının kürtajı yasaklama girişimi, sezaryen doğumun olumsuzlaması, AKP sözcülerinin kadınlara kaç çocuk doğurmaları gerektiği konusunda ders vermeye kalkışması, Erdoğan ın kürtaj, sezaryen ve doğum kontrolü ile ilgili açıklamaları kadın bedenine dönük açık müdahalelerdir. Özellikle kürtaj yasağı ile cisimleşen, yaşam tarzına ve kadın bedenine yapılmaya çalışılan bu müdahale dinci gerici ideolojik salgıyla beraber açık bir saldırıya dönüşmüştür. AKP iktidarı daha da ileri giderek çok çocuk doğurmaya göstermelik teşvik uygulamalarını hayata geçirirken, beraberinde kadın emeğini değersizleştiren ve güvencesizleştiren yasaları uygulamaya çalışmaktadır. Özellikle son on yılda ne yazık ki, sağlık hizmetleri de gericileşmeden nasibini almış, kadın sağlığı uygulamalarına akıl dışı müdahaleler yapılmıştır. Doğum kontrol yöntemlerine erişimin kısıtlanması ve kimi uygulamalar için fişlemeye gidilmesi, sezaryenin yasaklanması/kısıtlanması tartışmaları, üç çocuk dayatması, anne sütü bankası projesinin bilimsel zeminde değil, gericilik bağlamında tartışılması ve devamında rafa kaldırılması, kürtajın yasaklanması/kısıtlanması AKP iktidarı boyunca sistematik müdahalelerin boyutunu açıklamaktadır. 1.4.3 Bu düzen kadınları öldürüyor! Kadının toplumsal bir varlık olarak değersizleştirilmesi, gerici güç ideolojisinin yarattığı baskıcı eğilimler, kadınların şiddet, cinayet ve tecavüz gibi saldırılara daha fazla maruz kalmasına neden olmaktadır. Bu durumun en çarpıcı göstergesi, AKP iktidarı boyunca kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarı oranlarının önceki yılların sayılarını yüzlerle, hatta binlerle katlaması ve ilgili davalarda yaşanan skandallardır. Bugün, kadınların yaşam hakkı ellerinden alınmakta, kadın katilleri desteklenmekte, yasal boşluk ve uygulamalarla cesaretlendirilmektedirler. AKP döneminde kadının toplumsal algıda sürekli olarak zayıflatılması, muhafazakar namus algısının hâkim kılınması ve kadının eşit yurttaş olarak görülmemesinin sonucu olarak, kadına yönelik şiddette ve kadın cinayetlerinde büyük artış olmuştur. Yine, kadın katillerinin ve şiddet uygulayanların caydırıcı bir şekilde cezalandırılmamaları, toplumsal algıda da bunun aksi bir durumun sözkonusu olmaması, bugün artık, kadınların yaşamlarının tehdit altında olması sonucunu doğurmaktadır. Kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla çıkartılan

göstermelik yasaların yeterli olmayışının yanı sıra, pratikteki uygulamalar kadına yönelik şiddeti daha da arttırmaktadır. Öte yandan şiddet, bizzat medya tarafından teşhir adı altında özendirilmekte, normalleştirilmekte ve meşrulaştırılmaktadır. Kadının cinsel bir meta olarak görüldüğü, ve bu durumun beslendiği burjuva kültürsüzlüğüne şimdi bir de, AKP aracılığıyla, gerici cenah katılmıştır. Bir yanda 6 yaşında kız çocuğunu bile cinsel bir bakış açısı ile ele alan sapkın zihniyet, diğer yanda AKP ideologlarının kadına düşman tutumlarını her fırsatta kamuoyu ile paylaşmaları, şiddetin olağanlaştırılmasına kapı açmaktadır. 1.4.4 Kentlerimizin rantsal dönüşümü kadına düşmandır! Türkiye kapitalizmi, kar hırsı ile, her geçen gün yaşam alanlarına ve doğaya yok edici müdahalelerini artırmaktadır. Parklara, yeşil alanlara ve çocuk oyun alanlarına camiler, avmler konduran uygulamalar başta olmak üzere bugün kentlerin rantsal, gerici ve muhafazakar dönüşümü kadına düşmandır. Sinema, tiyatro gibi kültür alanlarını kapsayan dönüşüm, kent merkezlerinin bat-çık tünelleriyle ıssız mekanlara dönüşmesine sebebiyet veren uygulamalar ve şehir içi toplu ulaşım sisteminde gece tarifelerinde saat kısıtlamalarına gidilmesine kadar uzanan bir yelpazede kamusal alana yönelik gericimuhafazakar-neoliberal müdahaleler eliyle en başta kadınların yaşamı ve kamusal hayata katılımları güvencesizleştirilmekte, zorlaştırılmaktadır. Kent merkezlerinde bulunan emekçi mahallerinde, kentsel dönüşüm adı altında yaşam alanlarının ranta açılması, kadınları doğrudan etkilemekte ve mağdur etmektedir. Emekçi mahallelerinin ranta açılması hak kaybına, barınma sorununa, kent içi göçe ve önemli ekonomik sıkıntılara yol açmaktadır. Tüm bu sıkıntılar, kadınlar cephesinde daha derinden hissedilmektedir. Ayrıca, emekçi mahallerinin rant alanı haline getirilmesi için yapılan müdahaleler ve zorunlu göç, mahalle içi şiddet olaylarına, gençler arasında uyuşturucunun yaygınlaşmasına neden olmaktadır. 1.5 Savaşlar kadına düşmandır! Emperyalizmin askeri müdahaleleri, artan militarizm ve şiddet politikalarının da başlıca mağduru kadınlar ve çocuklardır. Ortadoğu da emperyalizmin açık askeri müdahaleleri, kadınlara saldırı anlamına gelmektedir. Özellikle son yıllarda, yanı başımızdaki Suriye örneği, savaş mağdurlarının başta kadınlar ve çocuklar olduğunu, Irak ta, Suriye de, Filistin de savaşın, kadınlar için taciz, tecavüz, şiddet, yaşam yerini terk edip güvencesiz koşullarda göç ve ağır psikolojik travma anlamına geldiğini bir kez daha göstermiştir. Öte yandan IŞİD tarafından kaçırılıp cariye yapılan, köle olarak pazarlarda satılan, bu zulmü yaşamamak için yaşamına son veren kadınlar, gericilikle birlikte sürdürülen emperyalist savaşın, kadına yönelik sonuçları açısından en güncel ve çarpıcı örneklerdir.

1.6 Kadınlar bir adım daha ileri! AKP iktidarı gerek devletin maddi kaynaklarını kullanarak, gerekse popülist politikalarla, farklı kesimlerden kadınları kapsamaya çalışmasına ragmen, Türkiye de kadınların önemli bir bölümü AKP iktidarına karşı boyun eğmemiştir. Kadına yönelik şiddette ve kadın cinayetlerinde gözle görülür artış, taciz ve tecavüz vakalarının yaygınlaşması, işçi kadınlar üzerindeki sömürücü baskı ve dinci gerici saldırı, AKP hükümetinin programlı bir biçimde yaşam alanlarına saldırısı ve doğa katliamları farklı kesimlerden kadınlarda tepkilere yol açmış ve bir siyasallaşmaya neden olmuştur. Haziran Direnişi ile, tüm ülkede, AKP karşısında kadınlar kitlesel olarak yaşam alanlarının piyasalaştırılmasına ve tüm topluma dayatılan dincileşme ile yaşam tarzına müdahaleye karşı sokağa çıkmıştır. Beyaz yakalısından mavi yakalısına işçi kadınları, yaşam alanlarına müdahaleye karşı mücadele eden, dinci gericiliğe karşı direnen laik kadınları bir araya getiren Haziran Direnişi, laiklik ve aydınlanmacılık başlığında birleştirici unsur haline gelmiştir. Gezi Parkı nda özellikle beyaz yakalı kadınlar; mahallede yürüyüşlere doğrudan veya evinden tencere tava çalarak katılan kadınlar, atölyesinden işyerinden çıkıp mahallesine ya da Gezi Parkı na koşan işçi kadınlar Haziran Direnişi nin direnen ve mücadele eden simgeleri haline gelmiştir. Tarih boyunca diktatörlüklere, savaşlara, sömürüye karşı mücadelelerde kadınlar hep en ön saflarda yer almıştır. Bugün ülkemizde de aydınlık geleceğimize giden yolun güçlendirilmesinde kadınlar en ön safta yer almalılardır. 2 İlerici Kadınlar Manifestosu 1. İlerici kadınlar, insanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen için mücadele ederler 2. İlerici kadınlar, kapitalizm koşullarında kadına yönelik her tür ayrımcı uygulamaya karşı, siyasal, ekonomik, idelojik, toplumsal alanlarda mücadele ederler. 3. İlerici kadınlar, kadınların insanca, eşit ve özgür yaşayacağı toplumsal koşullara giden yolun, mücadele eden, baskı, sömürü ve eşitsizliğe maruz kalan toplumsal kesimlerle yanyana yürüyerek oluşturulacağını bilir. 4. İlerici kadınlar, kadınların üretim sürecinde, kadın olmalarından kaynaklı yaşanılan eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için çalışır. Bu nedenle eşit işe eşit ücret hakkı için mücadele ederler. 5. İlerici kadınlar, ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı gibi işlerin, kadınlar üzerinde yarattığı ağır yükün ortadan kaldırılması ve bu işlerin kamu hizmeti olduğu bilincinin egemen kılınması için mücadele ederler. 6. İlerici kadınlar, gericiliğin kadınlar üzerinde yarattığı tahakküme karşı mücadele ederler. Bu kapsamda kadına yönelik her tür gerici saldırının karşısında dururlar. İlerici kadınlar, aydınlanma mücadelesinin en ön saflarında yer alırlar. 7. İlerici kadınlar, kadını anne olarak eve hapsetmeye çalışan gerici zihniyetin karşısında dururlar. Kadının hamileyken de, emzirirken de, çocuğuyla veya çocuk sahibi olmadan da toplumsal yaşamın eşit parçası olduğunu savunurlar.

8. İlerici kadınlar, kadın bedeni üzerinde kurulmaya çalışılan gerici tahakküme karşı mücadele ederler. Doğum kontrolü ve kürtaj hakkını savunurlar. 9. İlerici kadınlar, insanca yaşamın sağlıklı bir toplumda yaşamaktan geçtiğini bilirler. Bu yüzden eşit, parasız sağlık hakkı için mücadele ederler 10. İlerici kadınlar, eşit, parasız, anadilde, bilimsel ve laik eğitim hakkı için mücadele ederler. Eğitimin, insanlığın ve kadınların aydınlık geleceği için ilerletici olması, bu alanda, gündemde olan gerici tahakkümün bertaraf edilmesi için mücadele ederler. Eğitimin her kademesinde, müfredatın toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen yaklaşımlarla hazırlanmasının karşısında dururlar. 11. İlerici kadınlar toplumsal yaşamda kadın kimliğini zayıflatan, cinsiyetçi anlayışı besleyen ve kadına dönük şiddete zemin hazırlayan her türlü söyleme ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele ederler. 12. İlerici kadınlar çocuk istismarcısı sapkın ve gerici odaklara karşı mücadele verirler. 13. İlerici kadınlar, yaşam alanlarına yönelik saldırılara karşı direnç odağı oluştururlar. 3 Karar Önerileri 1. İlerici Kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün bir mücadele günü olarak kutlanmasını gündemine alır. 2. İlerici Kadınlar, Mayıs ayının ikinci haftasını İşçi Kadın Hakları haftası olarak düzenler. 3. İlerici Kadınlar, Eylül ayının ilk haftasında Savaş ve Kadın temalı etkinlik ve eylemler düzenler. 4. İlerici Kadınlar, Eylül ayının ikinci haftasında eğitimde gericileşme politikalarına karşı eylem ve etkinlikler düzenler. 19. Eğitim Şurası nda cisimleşen, AKP'nin Yeni Türkiye söylemi ile toplumsal yaşamı dinsel referanslarla yeniden şekillendirmenin bir aracı olarak eğitimde gerici politikalara karşı eylem ve etkinlikler düzenler. 5. İlerici Kadılar, Kasım ayının son haftası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele gününde, şiddete karşı mücadele için eylem ve etkinlikler düzenler. 6. İlerici Kadınlar, çalışma hayatında kadınlara yönelik her tür eşitsizliğe karşı mücadele ederler. 7. İlerici Kadınlar, her mahalleye ücretsiz çocuk ve yaşlı bakımevi kurulması için mücadele ederler. 8. İlerici Kadınlar, kadınların evde veya ev dışında kayıtdışı ve güvencesiz çalışma koşullarının değiştirilmesi için mücadele ederler. 9. İlerici Kadınlar, AKP nin kadın düşmanı sicilinin teşhiri için çalışma yürütür. Kadın düşmanı açıklamalar ve uygulamalar karşısında eylem ve etkinlikler düzenler. 10. İlerici kadınlar son dönemlerde artan kadın cinayetleri ve kadına dönük her türlü ayrımcılık ve şiddetin karşısında duracak ve takipçisi olacaktır. Konferansımız şiddete maruz kalmış kadınlara hukuki, tıbbi ve psikolojik destek sağlamak üzere ilerici kadınların olanaklarını seferber etmesini karar altına alır. 11. İlerici Kadınlar, yaşam alanlarına müdahale anlamına gelen saldırılara karşı direnir. Mevcut direnç odakları ile dayanışma içerisinde olur.

12. İlerici Kadınlar, bölgemizde ve dünyada emperyalist savaşların yakıcı sonuçlarına maruz kalan kadınlarla ve çocuklarla dayanışma seferberliği düzenler, emperyalizme karşı eylem ve etkinlikler düzenler. 13. İlerici kadınlar, diğer ülkelerdeki ilerici kadın hareketleri ve örgütleri ile dayanışma ve işbirliğini gündeme alır. 14. İlerici Kadınlar, bu konferansta karar altına alınan ilkeler ve mücadele programı doğrultusunda biraraya gelebileceği diğer kadın ve mücadele örgütleri ile yanyana gelmeyi bir görev bilir. 4 İlerici Kadınlar Çalışma İlkeleri 1. İlerici kadınlar, yerelliklerde, işyerlerinde, okullarda İlerici Kadınlar Meclisi adı altında örgütlenir. 2. Her ilde İlerici Kadınlar İl Meclisi ismiyle koordinasyon merkezleri kurulur. 3. Türkiye çapında bütün İlerici Kadınlar Meclisleri nden temsilcilerin yer aldığı İlerici Kadınlar Türkiye Koordinasyonu oluşturulur. Meclislerden her on kişiye bir kişi olmak üzere temsilci sayısı belirlenir. 4. Türkiye Koordinasyonu 3 ayda bir biraraya gelir. 3 aylık süre zarfında ise Koordinasyon içinden seçilen bir yürütme çalışmaları planlar. 5. İlerici Kadınlar Meclisi, internet sitesi ve sosyal medya sayfaları aracılığıyla çalışmalarını topluma duyurur. Gerekli gördüğü gündemlerde broşür, bildiri, afiş, kısa film vb. propaganda araçları üretilir.