T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI



Benzer belgeler
:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

Cumhuriyet Halk Partisi

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Meclis'te sık sık. Babası yoksa

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Sanık olarak tutuklandınız ve (polis) büro(sun)(y)a veya başka bir sorgulama yerine götürüldünüz. Haklarınız nelerdir?

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

Forex Ek Kazanç Sistemi

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Sosyal Güvenlik Haftası Çeşitli Etkinlik ve Ziyaretlerle Kutlandı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

Akıllı ve Çevreci Hastane Yatırımları

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

İnsanı Okumayı Bilir. R. ŞAFAK KEKLİK

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR. Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 31

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

KANADA TASLAK VİZE BAŞVURU FORMU

Biz yeni anayasa diyoruz

Lütfen cümleleri -me ekiyle dolayl anlat ma çeviriniz.

Perşembe İzmir Gündemi

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

İstanbul 13. Müebbet çıktı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Blogger bunu uyguluyor!

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım!

AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor?

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Hilmi Hoca mızın Ardından

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Erdoğan, Haşimi'ye destek için ne dedi?


Yaz l Bas n n Gelece i

Cumhuriyet Halk Partisi

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:...

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Aradım.. Birkaç gün sonrası için, msn üzerinden karşılıklı konuşmak üzere anlaştık.

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ESAS NO :2009/191 CELSE NO :21 CELSE TARİHİ :

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Cuma İzmir Gündemi

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

HÜKÜM GİYMEMİŞ BİR TUTUKLUNUN HASTANEYE SEVKİ (KISITLAMALI YA DA KISITLAMASIZ)

'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım'

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Herkese Bangkok tan merhabalar,

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ÖZET- İsviçre, ADD, İmaj, Tiyatro T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Sık Sorulan Sorular. TANDEM KÜLTÜR YÖNETİCİLERİ DEĞİŞİMİ Türkiye Avrupa Birliği (AB) Soru listesi:

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

Murat eğitim kurumları. Arapça 4 konu 2. İsim ve fiil cümlelerinde olumsuzluk (nefy)

Transkript:

T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :41 CELSE TARĐHĐ :18.02.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYĐN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMĐ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALĐ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NĐHAT TAŞKIN 36924 KATĐP :MEHMET ALĐ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 18 Şubat 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Fatih Hilmioğlu dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden Sanıklar Durmuş Ali Özoğlu, Hatice Bahtiyar, Erol Mütercimler, Đbrahim Şahin, Yaşar Oğuz Şahin müdafi Av. Cavit Subaşı geldiği görülmekte huzurdaki yerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Mahkeme başkanı olarak katılmadığım oturumlar ile ilgili zabıtlar tarafımdan okunup incelendi. Sanık Durmuş Ali Özoğlu huzura alındı. ÇAPRAZ SORGUSUNA DEVAMLA. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Durmuş Ali bey daha önce belki savunmanızda değinmiş olabilirsiniz ama yani ben biraz daha açıklığa kavuşması için soruyorum bazı şeyleri. Bu vatan sever kuvvetler güç birliğiyle ilgiliniz var mı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim öncelikle günaydın. Hiçbir ilgim yok. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Böyle bir birlikten haberiniz var mı? Duydunuz mu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Sadece medyadan duyduğum kadarıyla biliyorum. Onun dışında hiçbir ilgim bağım olmadı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bul Maltepe deki konteynır toplantılarına birkaç defa gittiğinizi söylediniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi tarihlerde gittiğiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Toplandı değil efendim o, sadece ziyaret. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani buluşma, görüşme diyelim. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Tarihlerini hatırlamıyorum. Ama yani, tarih olarak hatırlamam mümkün değil efendim. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kimler vardı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hüseyin Görüm vardı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kaç kişilik bir gelen oluyordu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: 3-4 kişiydi yani benimle birlikte 3 kişi 4 kişi oluyorduk orada, orada yarım saat bir saat sohbet o da işte yoldan geliyorsam yolumun üzerindeyse o şekilde uğramışımdır. Yani herhangi bir amaçla bir konu üzerinde toplantı yapalım diye uğranılmış bir toplanılmış bir şey değildi o. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hüseyin Görüm dediniz, başka kimler vardı?

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:2 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Kahraman Şahin olurdu zaman zaman, Burhan Omay a denk geldim bir defasında, Fikri Karadağ olurdu. Yani Fikri Karadağ ı ben orada iki defa filan gördüm herhalde. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Sohbetin konusu neydi? Orada konuşulanlar, sohbet yapıyorduk dediniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Sohbettir efendim. Yani herhangi bir şeyi yoktur, siyasi bir konuşma bile yoktur. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani kendi aranızda herhalde şahsi konuşmalar. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Yani günlük şahsi konuşmalar, ticari konuşmalar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu toplumsal dönüşüm yayınevi sahibiyim dediniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ondan önceki mesleğiniz, iş hayatınız nasıldı? Yani bir yayıncılık var mıydı, veya başka bir işle meşgul oldunuz mu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ha daha önce yine bir yayınevim vardı, Erna yayınları. Onun dışında ben kendimi bildim bileli yazıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani yayın hayatına hangi yılda başladınız, deneyiminiz nedir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yayın hayatıma 80 li yıllarda filan başladım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne tür yayın faaliyetlerinde bulundunuz? Dergi, gazete ne bileyim broşür ( 1-2 kelime anlaşılmadı) Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır sadece kitap yayını yaptım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kitap. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Şu ana kadar kaç kitap yazdınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Kendi yazdığım mı efendim? Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Kendi yazdığım üç tane. Yayınlanmamış aşağı yukarı altıya yakın kitabım var. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu üçünü de toplumsal dönüşüm yayınevinde mi yayınladınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki toplumsal dönüşüm yayınevini ne zaman kurdunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: 17 yıllık bir yayınevidir efendim o. 17 yıllık bir yayın evidir. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ortaklarınız kimlerdir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hatice Bahtiyar. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Başka biri var mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, Hayri bildik vardı, Hayri Bildik. Daha sonra Hayri Bildik ayrıldı, ortaklıktan ayrıldı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu yayın evi ne tür faaliyetlerde bulunuyordu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim geçen gün gösterdim kitapları. Bu yayınevinin faaliyeti tamamen Atatürk düşüncesine, Atatürk araştırmalarına ait yayınlar yapar. Sadece kısa bir dönem, felsefi kitaplar çıkartmışızdır, onda bir seri halinde onun dışında bitirmişizdir o yayını zaten. Çünkü, Türkiye de felsefe konusunda çok yetkin çevirmenler olmadığı için hala da Türkiye de felsefe kitapları çok başarılı değildir. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu yayın evinin başka bir yayınevleriyle veya gazetelerle bir kuruluşla ilgisi var mıdır? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Đsmet Zenel midir? 2

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:3 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, Đsmet Zenel evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Onunla bir görüşmeniz vardı, işte bir yere gideceğinden ve broşür veya başka bir şey götürüp götürmeyeceğinize bahsederek size soruyor. Bu tür faaliyetleriniz var mıydı, yani yayınevi olarak broşür, dergi yani bir takım şeyler gösterdiniz de. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim o broşürle evet. O gösterdiklerim tamamen Mustafa Kemal in. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, o tür broşürler yapıyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ona yönelik broşürleri yaparız sürekli. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, peki. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: O bir promosyondur yayınevinin, promosyonudur o. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bir yerlerde gösteri olduğu zaman sizden bildiri afiş gibi basma şeyler basmanızı isterler miydi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bir yerde gösteri yapılacak. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ne türlü gösteri efendim? Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Partisel olabilir, platform olabilir. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır, hayır. Öyle şeylerin içinde biz olmayız zaten. Yani prensip olarak öyle şeylerin içinde olmayız. Çünkü, biz şey değiliz yani bir sivil toplum kuruluşu bir dernek filan değiliz. Ama bizden Atatürk posterlerini isteyen herkese istisnanız vermişizdir. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Boğazlayan kaymakamı Kemal bey anma töreninde gördüğünüz bir ilan üzerine katıldığınızı söylüyorsunuz. Bu kişi hakkında ne biliyorsunuz? Yani Boğazlayan kaymakamı Kemal bey hakkında ne biliyorsunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Herkesin bildiğini biliyorum efendim, herkesin bildiğini biliyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Nedir o bilgiler? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yani Boğazlayan kaymakamını sizde biliyorsunuz. Yabancıların talebiyle asılan bir vatansever. Ama bunu dışında çok daha bilgi istiyorsanız onunla ilgili günlerce konuşabilirim ben. Ama davayla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum onun içinde çok uzun uzun anlatmaya gerek yok sanıyorum. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, yani bu ilanı gördüm diyorsunuz. Bu ilan sizin ilginizi nasıl çekti? Yani ilanda ne gibi bir enteresan bir nokta buldunuz ki, bu Boğazlayan kaymakamını anma törenine katıldınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şimdi efendim Boğazlayan kaymakamı bizim toplumun direnç noktalarından birisidir. Yani, Türkiye nin kurtuluş savaşını ateşleyenlerden biridir o da. Ve bizim toplum için, Türk toplumu için çok önemli bir unsurdur. Yani onun için onunla ilgili bir ilgimi çekmesi için ekstra bir şeye gerek yok zaten. Biz bu toplumun değerlerine sahip çıkmazsak, o zaman zaten toplum olamayız millet olamayız. Yani onun bu davada konuşuluyor olması ayrıca hakikaten düşündürücü. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ben şu açıdan soruyorum, gittiğiniz zaman Fikri Karadağ la tanışmışsınız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bir tanışıklı vesile olmuş. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim orada kalabalık olur orası Beyazıt meydanında yapılır bu tören. Çünkü orada asıldığı bilinir. Orada tören yapılır. Türkiye nin bir çok yerinden bir çok insan gelir. Orada herkes ortak paydası olduğu için birbirleriyle selamlaşır, tanışır. Durum budur yani orada millet toplanıp da hadi bir örgüt kuralım bizde şöyle yapalım gibi bir durum yoktur yani. Yani bunun üzerinde öyle çok duruldu ki, Boğazlayan kaymakamının toplantısına neden 3

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:4 gittin, gideceğim tabi nereye gideceğim ben? Fener patrikhanesinin yaptığı törenlere mi gitmem gerekiyor? Bu benim değerim ve benim değerlerim yargılanıyor bugün burada. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hayır her türlü faaliyete katılabiliriz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi. Yani ayrıca. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Her türlü (1 kelime anlaşılmadı) mesele o mesele değil de, yani buraya gitmenizin sebebini sordum, onu soruyorum. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ama direk şeyi sorabilirsiniz efendim bana, Fikri Karadağ la nasıl tanıştınız ve ne yaptınız diyebilirsiniz yani. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Onu soracağım. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Ya orada toplantıda nasıl tanıştığınız. Yani anma töreninde nasıl tanıştınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim orada herkes birbiriyle tanışıyor. Yani çok doğal bir hayatın akışı içerisinde. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani kendinizden gidip, ben işte toplumsal dönüşüm yayınevi sahibiyim, sizinle tanışmak istiyorum şeklinde mi? yani bir aracı olmuyor mu, direk mi tanışıyorsunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim, şimdi bizler bu ergenekon operasyonuyla gözaltına alındık ve tutuklandık. Tutuklandığımız günden beri inanılmaz insanlar tanıdım. Hablemitoğlu benim dostumdu nur içinde yatsın. Onu burada Osman Gürbüz e bu tür ithamlarda bulunuldu. Đşte sen öldürdün falan diye. Benim burada çok iyi arkadaşım oldu Osman Gürbüz. Diğer insanlar hiç birimiz birbirimizi tanımayız. Yani insanların tanışması için illa bir şey olması gerekmiyor. Đşte bazı olaylar bir araya getirir tanışırsınız çok doğal. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Başka tanıdığınız kimseler oldu mu, Fikri Karadağ dışında orada o anma töreninde? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla bir çok insan vardı, Anıl Çeçen vardı mesela. Yani hangi birini sayayım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Oktay Yıldırım var mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır onlarla hiç tanışmadım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Kemal Kerinçsiz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır. Kemal Kerinçsiz ile bir defa bir televizyon programında denk geldik. Bir programa davet edilmiştim, oraya kimin geleceğini bilmiyorum, doğrusu sormadım da. Gittiğimde de Kemal Kerinçsiz vardı bir beyefendi daha vardı, üç kişi katılmıştık programa. Programda da bu AKP nin sonu ne olacaktı. Yani onunla da öyle tanıştım. Onun dışında Kemal Kerinçsiz ile de herhangi bir yerde görüşmedim, denk gelmedik, karşılaşmadık, tanışmadık. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Kuvayi Milliye derneğine üye olduğunuzu söylüyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Üç ay kadar basın danışmanı olarak görev yaptığınızı söylediniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, aşağı yukarı öyle. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi tarihlerde girdiniz? Girmenize vesile olan nedir. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tarihini tam olarak hatırlamıyorum ama. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani nasıl girmek istediniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şimdi biz orada tanıştıktan sonra Fikri Karadağ benim yayınevine ziyarete geldi. Dediler ki, bir dernek kuracağız bunun içinde yer alır mısınız? Dedim ki, valla ben yani hayatımda hiçbir derneğe, partiye hiçbir yere üye olmadım. Yani böyle bir şeyin içinde yer almam da mümkün değil. Çünkü, uğraşacak vaktim yok. kendi işlerimle uğraşıyorum. 4

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:5 Ama kurarsanız elbette katkım olur. Ancak üye olurum. Onlar çok istedi kurucu üye olmam için, vaktim olmadığı için olmadım ayrıca yani başka bir nedenden dolayı filan değil. Çünkü, bir şey yapıyorsanız ya tam yapacaksınız ya hiç yapmayacaksınız. Sonra derneği kurdular, bende o derneğe üye oldum. Üye olmamın nedeni de derneğe katkıda bulunmak için, basın danışmanlığı yapabilirim dedim sadece. Onun dışında başka hiçbir şey yapamam. Ya başka yeteneğim yok yani bu benim yeteneğimdi bende bunu ortaya koyarım. Ayrıca Kuvayi Milliye derneği yani geçen günde anlattım, Kuvayi Milliye bizim için kutsal bir isimdir, kutsal bir kuruluştur. Ha sonradan şahsi düşüncelerini beğenmediğim için, ayrıldım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi tarihte üye olmuştunuz, onu söyleyecektiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Sanıyorum o belgeleri size verdim efendim, ben savunma yaparken. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hatırlamayabilirsiniz, şu an için hatırlamıyorsunuz herhalde. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yani tarihleri hatırlamam mümkün değildir. Hele cezaevinde bu şartlarda yatıyorken yani dün ne yaptığınızı hatırlamakta mümkün değil. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Başka bir şey sorayım Durmuş Ali bey. Bu basın danışmanı olarak görev yaptım diyorsunuz. Ne tür faaliyetlerde bulundunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla açıkçası hiçbir faaliyette de bulunmadım. Yani belki bir iki defa basın açıklaması yaptım o da derneğin kuruluşu ile ilgili filan medyaya duyurulması anlamında onun dışında da başka bir faaliyette bulunmadım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Daha önce bir gazete çıkarıyor bu Kuvayi Milliye derneği bir ara çıkarttı, onunla ilgili bir çalışmanız oldu mu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yo ben bilmiyorum. Hayır ben bilmiyorum onu. Ya gazete çıkaramazlar ya o gazete çıkarmak büyük bir bütçe. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ama Kuvayi Milliye adıyla Türkiye de çıkan aşağı yukarı otuza yakın gazete var, yerel. Belki daha fazladır yani. Ama Kuvayi Milliye derneğinin gazete çıkardığını bilmiyorum. Ben en azından oradayken böyle bir gazete çalışması olduğunu duymadım. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani basın danışmanı olarak fazla bir faaliyetiniz yok diyorsunuz, öyle mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani bir internette herhangi bir yazı veya bir dergide yazı gibi bir faaliyetiniz oldu mu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim ben yazarım. Kuvayi Milliye adına değil. Şahsi görüşlerimi belirten, zaten öncesinden beri yazıyorum ben yazarım mesleğim bu. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi sitelerde yazdınız? Veya dergilerde? Yayın organlarında. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şeyde mesela Gençtürk haberde çıkardı yazılarım sürekli. Gençtürk haberin sahibi Sedat Peker dir. Toplumsal haber benim kendi gazetem, onun dışında internette birçok sitede yazılarım alınır ve yayınlanır. Zaten bunu siz yani burda da yayınlanmasın gibi filan bin lüksünüz yok. Anlıktır, insanlar girer, kopyalar, yapıştırır, yayınlar kendi sitesinde. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu 3 ay süre içerisinde kimleri tanıdınız Kuvayi Milliye derneğinden? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla kimleri tanıdım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Hüseyin Görüm ü tanıdınız mı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hüseyin Görüm ü tanıyorum tabi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Tanıyorsunuz 5

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:6 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hüseyin Görüm ü tanıdım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Görevi neydi yani ne tür faaliyetlerde bulunuyordu dermekte? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Başkan yardımcısı olduğunu biliyorum, Fikri Karadağ ile birlikte böyle bir konumu vardı. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Ne iş yaptığını, ne iş yaptığını biliyor musunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yani onun dışında mı? Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani faaliyet olarak ne iş yapıyor Başkan yardımcısı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Oda başkan yardımcısı. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Olarak ne iş yapıyordu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yani ben çok zaten haşır neşir olmadığım için dernekle. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Böyle sorayım yani. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Devamlı gidip geliyor muydunuz derneğe böyle? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır, hayır, hayır. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Kaç defa gidip geldiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla sayısını şey yapmadım yani ama çok gerekmedikçe de gidemiyordum çünkü vaktim yok, yayınevimle uğraşıyorum, yayınevim bir sürü problemle uğraşıyor o arada. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki ne kadar sıklıkla gidiyordunuz? Hafta da bir, ayda bir. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla yani herhalde ayda 3 defa, 4 defa gitmişimdir, haftada bir gitmişimdir yani bu sıklıkla olmuştur. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, kimler vardı? Kimlerle karşılaştınız? Kahraman Şahin orada mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi oradaydı. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Erdal Dönmez orada mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır tanımıyorum. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Ali Kutlu orada mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır tanımıyorum onları. Yani benim orda en son gördüğüm Kahraman Şahin vardı, Hüseyin Görüm vardı, Fikri Karadağ vardı. Zaten kimseyle muhatap olmuyordum ben yani. Dediğim gibi düşünceler yani uyuşmuyor. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ya onlarla tek ortak faydamız Kuvayi Milliye ismi sadece. Sonrasında ne yaptılar, ne yapmadılar ya da öncesinde de benim bilmediğim başka planları, düşünceleri, projeleri var mıydı? Yok muydu? Bunların hiç birini bilemiyorum. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki dernekte bir oturup konuşma, görüşme, toplantı gibi şeyler yapılıyor muydu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim her derneğin dernekte olduğu gibi orda da insanlar bir araya gelir konuşurlardı. Derneğin, bütün derneklerin amacı odur zaten. Yani kanarya sevenler derneğinde de gider insanlar kanaryayla ilgili konuşurlar, orda da insanlar bir araya geldiklerinde ortak faydası neyse, o günkü durum, ruh hali ya da siyasi durum neyse her halde onları konuşurlar yani. Ama ben onlara da katılmadım yani öyle bir durum da olmadı. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet Sanık Durmuş Ali Özoğlu: çünkü beni ilgilendiren tarafı ben basın danışmanıyım. Bir basın danışmanını görevi bulunduğu kurumun yayın organlarında yayınlanacak duyurularını yazmak ya da yazılanı kontrol etmektir. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet 6

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:7 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bunun dışında başka bir görevi yoktur yani bir eylem planlayalım ya da söyle bir eylem yapalım gibi bir görevi yoktur basın danışmanının. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu işi yaptınız mı? Yani bu görevi yaptınız mı? Böyle denetim görevinizi yaptınız, biraz önce anlattınız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim demin de belirdiğim gibi 2 defa falan sanıyorum bir basın bildirisi yazdım o kadar yani oda tanıtımıyla ilgili (bir iki kelime anlaşılmadı). Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Resmi üyeliğiniz var mıydı yani dernek kayıtlarına geçti mi üyeliğiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi efendim o size verdiğim şeyde belgede var. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, tamam. Đstifanız da aynı şekilde değil mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, tabi istifamda aynı şekilde. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Tamam Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Onu zaten polis istihbarat raporu hazırlamış orda da yazıyor istifa etti filan diye, istifa dilekçesini de verdim, ben size onu yolladım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Tamam, Đbrahim Özcan da zannediyorum. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizinle beraber derneğe üye olmuş. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Aynı anda mı üye oldunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Aynı anda tabi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Aynı anda da ayrıldınız öyle mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi birlikte ayrıldık. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki Đbrahim Özcan dernekte ne gibi görevi vardı? Yani ne iş yapıyordu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Đbrahim Özcan ın aslında resmi bir üyeliği de yoktu yani. Oda benim gibi gelir, neler yaptığını kendisi anlatacaktır oda burada sanık zaten. Yani onun adına konuşmak bana herhalde düşmez. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki beraber ayrılmanızın sebebi nedir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Đbrahim Özcan la biz düşünce olarak fikren çok uyuştuğum, dost olduğum arkadaşım. Dostum, diğerleri ile bu onlara asla bir art niyetle ya da eksi anlamda söylediğim bir şey değildir herkesle anlaşmak durumunda değil kimse, benim dünya görüşüm farklıdır, sizinki farklıdır, biz dünya görüşü olarak özellikle şahsıma söylüyorum ben bir yazar olarak dünya görüşüm uyuşmayan insanlarla çok bir arada olmayı da tercih etmem. Onun içinde ayrıldım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani Đbrahim Özcan ın da mı uyuşmadı aynı şekilde? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet, tabi, tabi birlikte ayrıldık. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đbrahim Özcan sizin sahip olduğunuz yayın evinde de herhalde bazı işlere yardımcı oluyormuş. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Öyle mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bizim deponun, kitapların organizasyonu ile ilgilenir yani protokole gönderilecek olan kitapların organizasyonunu o yapar. Yani postalanmasını, ulaşıp ulaşmadığını, deponun yerleştirilmesini. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Her hangi bir ücret alıyor muydu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır biz ne kazanırsak beraber yiyorduk zaten. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yayınevi çok para kazanmaz efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet 7

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:8 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yayıncılıkta para kazanamazsınız hele Atatürk ve araştırma kitapları yapıyorsanız olan kazancınızı da engellerler. Bizim yaşadığımızda oydu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Ya sadece sizin yardımcınız olarak mı çalışıyordu yani bir ortaklığı, bir ilişkisi falan var mıydı yayıneviyle? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır, hayır, hayır. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Kuvayi Milliye derneğinde motorize ekip kurulması ile ilgili olarak soracağım. Hüseyin Görüm şöyle bir beyanda bulunmuş 5 adet motosiklet alınacak şeklinde söylemiş onunla ilgili olarak. Ne diyorsunuz? Daha önce bu konuya değindiniz ama yani tutkun Akbaş ın, Erkut Ersoy un ve Hüseyin Görüm ün bu şekilde doğrudan veya dolaylı olarak beyanları var. Bu konuyu ne diyorsunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şimdi efendim buna ileceğim şu; bu motorize ekip meselesi hakikaten gına getirdi ve artık ben çok ciddi düşünüyorum yani emniyet ve diğer unsurlar bu motorize ekip konusunda yani beni bir türlü o motorize ekip konusuna yerleştiremediler, ona dert yanıyorum yani. Ya bu motorize ekip konusu tamamen bir tezgah. Bunu anlattım, savcı beye de anlattım, savcı bey dedi ki biz Tutkun Akbaş a ulaşamadık, halbuki Tutkun Akbaş a bir ay önce ulaşılmış, ifadesi alınmış yani sanığa böyle tuzak kurulur mu? Vatandaşa tuzak kurulur mu? Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bunların beyanlarını kabul etmiyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Etmiyorum efendim tabi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Onu da motorize ekip kurmak olayını da kabul etmiyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tutkun Akbaş a da bunu ısrarla anlattım hiç vaktimin olmamasına rağmen Tutkun Akbaş a dedim ki; gel konuşalım da anlatayım yani bu durum böyle değil yanlış yapıyorsunuz, kendisine de bizatihi söyledim dedim ki bak yani burda dedim yapacağınız bu tür bir haber niyetinizi dedim tahmin edebiliyorum. Bu tür bir haber Kuvayi Milliye ismine leke sürer, yapmayın bu değil. Eğer hedefinizde ben varsam benimle ilgili haberi yapın, ya da o dernektekilerle ilgili haber yapacaksanız yapın, aklınızdan ne geçiriyorsunuz onu bilmiyorum ama böyle bir şeyin olması dedim mümkün değil ya bunu kim uyduruyor size? E Erkut Ersoy. Ya kim bu Erkut Ersoy? Tanımam etmem, ismimi öğrenmiş nereden öğrenmişse, kendi sitelerinde de bunu bu işin başında Ali Özoğlu var diye yazmışlar. Aynısını Hürriyet gazetesi yapmadı mı 3 ay önce? Hrant Dink cinayetini bir operasyondu, bu operasyonun başında da Ali Özoğlu vardı. Psikolojik harp uzmanı işte bilmem nesiymiş de ne zamandan beri bu insanlar suikast yapmaya başladılar? Ramazan Akyürek kim? Fethullah ın adamı. Kimden emir alıyor? Fethullah tan. Resmi Kayıtlarda var bu, o cinayetini işleyen kim? Ramazan Akyürek in adamı. Fethullah Gülen kimin adamı? Amerika nın. O noktalara bakmayacağız olayı getirip buraya sıkıştıracağız. Ali Özoğlu kolay hedeftir öyle mi? Yapıştırın motorize ekibi de, Hrant Dink suikastını de, suikastın içinde olmadığınızı kim kanıtlayabilir şimdi? Niye bu tarafıyla araştırmıyoruz bunu? Ama kendi gazeteleri ve televizyonları bunu sürekli yayın yaparak Hrant Dink in öldürülmesi, ölmesi hangi Türk vatandaşının işine yarar? Hiç kimsenin işine yaramaz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin işine yaramaz. Kim öldürdü o zaman? Kimin talimatıyla yaptılar bunu? Çok resme baktığımızda düz mantıkla bakıyoruz ve görünüyor. Ramazan Akyürek ve elemanları. Talimatı kimden aldınız? Fethullah Gülen den. O kimden aldı? Amerika dan. Hadi siz ayıklayın bakayım şimdi bunu. Öyle kolay mı bu işler yani yazdım, oldu bitti. Ondan sonra ben geliyorum mahkemede 22 ay hapishanede yatıyorum ya günlerdir de anlatıyorum bu motorize ekip benimle ilgili yok, ben bu kadar salak mıyım? Bu kadar dibe vurmuş bir insan mıyım Allah aşkına? Bu ülkede ben motorize ekip kuracağım, telsizli, coplu bilmem neli, silahlı hatta. Kaç tane 2 milyon, 2 bin tane bilmem ne sayıları zaten kafasına göre, ruh hallerine göre atıyorlar, burası bir Türkiye Cumhuriyeti devlet, devlet burası şey değil ki Irak filan değil ki. Irak ta bile yapamazsınız şu gün. Yani hakikaten hicap duyuyorum bunlara efendim Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani bu tür beyanlar olduğu için size de. 8

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:9 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim ama benim beyanlarım değil o. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: (bir iki kelime anlaşılmadı). Hayır okuyorum yani izah ettim size de savunmanızı soruyoruz yani ne diyorsun böyle beyanlara karşı kendinizi savunma hakkına verilerek kendinizi savunmuş oluyorsunuz bu şekilde. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim, efendim bu motorize ekip meselesi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Her iddia doğrudur diye bir şey yok. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Elbette ama ben motorize ekip meselesinden alınmadım buraya. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Zaten araştırmaya her iddia araştırmaya muhtaç olan bir şeydir. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim ben motorize kepi meselesinden alınmadım, bu motorize ekip meselesini Đçişleri bakanlığı bir yığın müfettiş yolladı, yasal olmadığı halde, ben devlet memuru değilim, devletin Đçişleri bakanlığının müfettişi bana nasıl sorgu yapabilir? Ama devlete saygımdan bu iş yanlışa batmasın diye gittim onlara da hilafsız 8 saat anlattım bu durumu, 8 saat. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu kişilerle bir husumetiniz var mı Tutkun Akbaş, Erkut Ersoy. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Hüseyin Görüm ile husumetiniz var mı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ben bunları böyle tanıdım yani tanıdım derken Tutkun u şeyi de Erkut Ersoy denilen aramı burda gördüm ben. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Hüseyin Görüm ü de Kuvayi Milliye derneğinde tanıdınız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet oradan tanıyorum. Ha ben bu Erkut Ersoy u tutuklandığım günden beri de her gün cezaevinde her gün kalktığımda ve yatarken dedim ki Rabbim bu herifi benimle karşılaştırma ben bunu öldüreceğim. Çünkü bu konuda öyle çok basit yayınlar yapıldı ki üstüne üstlük benim büromu ararlarken polisler dedim ki ya arkadaşlar bu durum eğer buysa bakın müfettişte filan verdiğim şeyler var, belgeler var, onları alayım. Dediler ki ya mesele o değil Ali bey, başka bir şey. Başka bir şeyin ne olduğunu bilmiyorum ama benim evim darmaduman edildi, ofisim darma duman edildi ve o belgeleri aldırttırmadılar bana. Ben gözaltına alındım, tutuklandım, onunla ilgili sürekli yayınlar yapıldı. Şimdi böyle olunca doğal olarak ben dedim bu Erkut Ersoy la beni karşılaştırma ben bu adamı öldürürüm. Ve bir gece o adamı da getirdiler benim koğuşa verdiler. Gardiyanlarda zor aldı götürdü elimden. Vurdun mu? Yok, hiçbir şey yapmadım, zavallı bir adam yani şimdi hakikaten üzülüyorum ona. Direk şizofrenik bir durum yani. Ayrıca Tutkun Akbaş ın da Fethullahçı olduğu söyleniyor yani şeyde Erkut Ersoy da Mehmet Eymür ün akrabasıyım falan demiş. Ha şimdi yani siz birlikte oturduğunuzda bana bu tezgahı o zaman bilinçli kurdunuz. Ya insanın aklına bu geliyor, başka bir şeyin gelmesi mümkün değil ve ben burda günlerdir anlatıyorum da bundan kurtulamıyorum yani. Lütfen anlayın beni. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizin A.Ç isimli bir kişi ile bir görüşmeniz var, 31.12.2007. Siz diyorsunuz ki valla komutanım bizim sınır, A isimli şahıs yani sürü sınır var sınır genel bir tarif ediyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Anlatayım efendim onu ben. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Siz bunu mali sınır olarak açıkladınız da şimdi mali sınır ile vatan sınırı arasında. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Nasıl bağ var? Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl bağlar var bir izah eder misiniz? Mesela burada diyorsunuz ki vatanın sınırlarıydı komutanım daha sonra biz bunu mali sınırdaydık diyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Mali sınırdır efendim o. 9

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:10 Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bir izah eder misiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi izah edeyim. Bir insanın evi vatanıdır, bir insanın iş yeri vatanıdır. Benim iş yerim benim çok daha vakanımdır çünkü orayı ben vatan olarak görürüm öyle tanımlarım, öyle de korurum çünkü benim yaptığım iş herhangi bir roman falan yayınlamıyoruz biz. Biz Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla ilgili kurucumuzla ilgili Mustafa Kemal le ilgili Kurtuluş Savaşı ile ilgili kitaplar yayınlıyoruz. Bunun içinde benim en kutsal yerimdir, benim için vatanımdır orası. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki mali sınır ne anlama geliyor? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Mali sınır budur yani çok zor durumdaydık, maliye sürekli geliyor baskı yapıyordu. En son maliye başkanı, şeyi müdürü geldi dedi ki kapatın bunu rahat etmeyeceksiniz. Çünkü Ankara dan sürekli bu talimatları alıyoruz dedi, kapatmadık adamı aldılar oradan. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: 02 Ocak 2008 tarihinde N. Ş. Đsimli bir kişiyle telefon görüşmeniz var. Siz şöyle diyorsunuz valla yıl başında ben şeydeydim işte senin eski yerindeydim o taraflarda Hakkari Şemdinli filan, valla fena soğuktu öyle güzel yılbaşı kutladık ki yani valla o Mehmetçiklerle Allah çok keyifli oldu, şeklinde bir telefon görüşmeniz var. Size sormuşlar bu görüşmede Đstanbul da olduğunuzu ve kastedilen yılbaşının daha önceki bir yıla ait olduğunu söylemişsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu hangi yıla ait? Bir (2 kelime anlaşılamadı) Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bir önceki yıl efendim, bir önceki yıl. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani 2008 Ocak ta görüşme yapıyorsunuz, 2007 Ocak ında mı oradasınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet ben 2007 nin şeyinde konuşuyorum, yılbaşında yaşadığımız bir şeydi o ve bana ısrarla Erzurum da ne işiniz var. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Burada Hakkari Şemdinli falan filan demişsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki oraya ne amaçla gitmişsiniz, ya 2007 yılbaşı Ocak ında? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Turistik amaçla efendim, turistik amaçla gittim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Mehmetçiklerle çok keyifli eğlendiğinizi söylüyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, turistik amaçla gittim, seyahat özgürlüğümü kullanarak gittim. Ben fotoğrafçıyım, Türkiye nin her tarafına gitme hakkım var. Bir gün Hakkari ye gidiyorum, Van dan otobüse bindik çıktık yola Hakkari ye girişte polisler durdururlar kontrol için hemen ön tarafımda 2 tane turist oturuyor Türkçe yok adamlarda, polis geldi kimlikleri kontrol ediyor. Onlarınkine baktı gayet güler yüzlü, benim kimliğimi verdim baktı dedi hemşerim burada ne işin var dedi, dedim ki gezmeye geldim. Dedi başka yer yok mu dedi gezeceğin? Dedim nasıl yani, gidecek yer başka bir yer bulamadın mı? Dedim yo burası benim ülkem değil mi? Bunu bana soracağına şu önde oturanlara bir sorsana Hakkari de ne işin var? Türkiye de gezecek görecek başka yer kalmadı mı diye sorsana kardeşim? Dedi ki o senin dilin çok uzun aşağıya indiririm görürsün gününü, dedim ki ya buyurun indirin. Hakikaten indirdiler de ha 4 saat orada tuttular beni çatır çatırda bu işi tartıştık yani, en son dedi ki yav bak kardeşim burası Hakkari, burada yani hasbelkader öldürülürsün kimse cesedini de bulamaz. Ya dedim beni öldür eyvallah da şu Amerikalıları filan niye öldürmüyorsunuz? Ya asıl bunlara sormak lazım ne işi var Hakkari de bu adamların, eğer bu soru sorulacaksa ki onlara da sorma hakkımız yok. Sen pasaportlarına izin vermişsin, vizeyi vermişsin bilmem neyi varsa yani kimi ne ilgilendirir. Türkiye nin her tarafına giderim, fotoğraf çekmek için göze almayacağım hiçbir risk yoktur. Çünkü bu bir hastalıktır, bir tutkudur. Herkesin görmediğini görmek durumundasınız, görürsünüz. 10

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:11 Bu bir iş, bir yaşam şekli yani Hakkari ye ne amaçla gittim, gezmeye gittim. Erzurum a ne amaçla gittim, Fethullah Gülen e orada ev yapılıyormuş onu keşfetmeye gittim. Nerede yapıldığını öğrenmek için gittim, bu kimi ilgilendirir eğer orada şeyler inşaat ruhsatları varsa bunun kimi ilgilendirir ki beni de ilgilendirmez doğal olarak. Herkesin tapulu yeri varsa, ruhsatı varsa evde yapmaya, villa da yapmaya, her şeyi yapmaya hakkı var. O hakları olduğu gibi benim de her tarafa gidip gezme hakkım var. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Mutlaka, orada 1 gece mi kaldınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ya orada birkaç gece kaldım efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nerede kalmıştınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Otelde kaldım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Otel. Şöyle bir beyanınız olmuş fikirleri nedeniyle askeri öğrencilerin kendisini idol olarak gördüklerinizi söylüyorsunuz. Bu askeri öğrencilerle herhalde Neriman Aydın vasıtasıyla mı tanıştım dediniz veya Kemal Aydın vasıtasıyla. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Onların evinde tanıştım efendim, onlar ziyarete gittiğimde tanıştık. Onlarda ziyarete gelmişlerdi öyle tanıştık. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Kaç kişi tanıştınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: 2. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: 2, isimleri nelerdi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Mehmet Ali Çelebi ile Noyan Çalıkuşu nu tanıdım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Noyan Çalıkuşu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bunların sizi idol olarak gördüklerini söylüyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani bir sohbet ettiniz mi? Görüştünüz mü kendileriyle? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, tabi sohbet ettik orada sabaha kadar konuştuk, sohbet ettik. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: 1 defa mı konuştunuz, yoksa birkaç defa mı görüştünüz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Birkaç defa görüştük efendim, birkaç defa. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Hep aynı ortamda mı görüştünüz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi aynı ortamda görüştük hep. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani Neriman Aydın ı ve Kemal Aydın evlerine gittiğiniz zaman görüştünüz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, tabi, tabi, tabi yani oraya ziyarete gittiğimde görüştük, konuştuk çünkü hafta sonuna denk gelir onlarda o izin günlerinde uğrarlar hatır sormak için, ailece dostlar ayrıca yani onun detaylarını sanıyorum kendileri anlatacaktır. Ama yani durum bu, bu da şu anlama gelmiyor askeri okula sızmak filan anlamına gelmiyor yani. Bu görüşmeyi de, bu tanışmayı da çok insani olan bu ilişkiyi yani tutup da askeri okula sızmak gibi bir tarifin içine normal zekayla oturtturmak mümkün değil efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Đsmet Zenel in yarbay olduğunu söylemişsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nereden tanırsınız kendisini? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Đsmet Zenel ile bir arkadaşım aracılığıyla tanıştık, bir subay arkadaşım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet sakıncası yoksa ismini verebilir misiniz tanıştıran kişinin? 11

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:12 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Atilla Çilingir, Kıbrıs gazisidir. Nerede tanıştığımızı da söyleyeyim, Kıbrıs kültür derneğinde tanıştık Kıbrıs kuruluş gününde, kuruluş kutlamalarında orada tanıştık. Bakın bizler o tür yerlere gideriz, bizler PKK kongrelerinde, PKK bilmem nelerinde olmayız. Yani herkes neyle uğraşıyorsa orada olur. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, daha sonra Đsmet Zenel in yayınevinizin yazarı olduğunu söylediniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yayınlanmış yazıları var mı veya kitapları? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bir kitabı var efendim, Gönül Bahçemden Fenerbahçe me diye kitabı var. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Spor yazıları yazar, çok iyi bir subaydır bilgilidir. Tam bir Mustafa Kemal in askeridir, tam bir subaydır yani bilgisiyle, görgüsüyle. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Mehmet Kalın ın Urfa da yaşayan bir arkadaşı olduğunu söylemiştiniz, nasıl tanıştınız Mehmet Kalın la? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Mehmet Kalın la nasıl tanıştığımı tam hatırlamıyorum ama bir defa ya da iki defa gördüm Mehmet i, onun dışında telefonla konuşurduk biz onunla ama nasıl tanıştığımızı hatırlayamıyorum şu an yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu bir arkadaşı için rektörlük adaylığı söz konusu olmuş herhalde onun için sizden yardım talep etmiş. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Nasıl efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: 19 Mayıs üniversitesindeki rektörlük seçimine girecek olan. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet, evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: E. A. Đsimli oğlunun arkadaşı olduğunu söylemiş ve sizden yardım talep. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Benden yardım istedi çünkü. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl yardım edecektiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şöyle yardım istedi benden malum en az oyu alanı rektör olarak atıyor siyasiler, o da ben gazeteci olduğum için, yazar olduğum için, çevrem geniş olduğu için o da bana dedi ki ha bunun burada şeyi oy potansiyeli yüksektir, bilgisi de çok iyidir ama bu torpil meselesinden dolayı rektör olma şansı azdır. Bu siyasilerle bir şey yapabilir misin, görüşebilir misin? Bende bakarım dedim, bu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, bu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Görüşmemi istediği kişi Abdullah Gül dü efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, bu Kuvayi Milliye derneğine gayri meşru tiplerin geldiğini gözlemlediğinizi söylemişsiniz veya Đbrahim Özcan ın iddianame o şekilde ve Đbrahim Özcan ın da kendisi gibi Kuvayi Milliye derneğinden aynı gün ayrıldığınızı söylemişsiniz. Bulunduğunuz süre içerisinde derneğe gayri meşru tiplerin geldiğini gözlemlediğinizi söylemişsiniz. Böyle bir beyanınız zannediyorum. Doğru mudur bu beyanınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Valla yani çok net hatırlamıyorum ama dediğim yani düşünce olarak bana uymayan bir durum, yani ben çok o kahvehane tiplerinden hoşlanmam. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani gayri meşrudan kastınız o mudur? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Kastım o tabi yani yoksa. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizin fikirlerinize uymayan kişiler olarak mı düşünüyorsunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bakın şimdi bir insan eğer ayağının, ayakkabısının topuğuna basıp yürüyorsa benim için gayri meşru bir adamdır o, ki yapıp yapmaması değil yani benim 12

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:13 tanımlamam o elbette onun gayri meşru olduğunu göstermez. Ama yani benim çok hoşlandığımı şey, ortam değildir, tipler değildir onlar ve o tiplerin olduğu yerde de ben olmam. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki bu kişilerle görüştünüz mü, konuştunuz mu? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır efendim, hayır efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani fikirlerini öğrendiniz mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır efendim, hayır. Orada benim tanıdığım en önemli isim Vahit, Vahit Erkaya olması lazım soyadını tam hatırlayamıyorum. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Özkaya olabilir mi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Özkaya olabilir evet, Vahit Özkaya. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl tanıyorsunuz kendisini? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Dernekte karşılaştık, tanıştırdılar beni konuştuk orada birlikte yemek yedik dernekte, benim kitabımı görmüş bana dedi ki yav bu masonlar hakkında Ali Bey dedi böyle diyorsunuz ama bu öyle değil dedi. Ben sizi 1 numarayla tanıştırayım dedi, Türkiye nin 1 numarasıyla tanıştırayım dedi, dedim ki. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: O neyin 1 numarasıymış? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şeyin efendim masonların. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Türkiye nin dedi 1 numarasıyla tanıştırayım dedi bu insanlar dedi öyle düşündüğünüz gibi, yazdığınız gibi değiller filan dedi. Dedim ki bu 1 numara dediğiniz adam, masonların 1 numarası siz tanıyor musunuz? Dedi ki ben şimdi ararım konuşurum dedi. Sonra Tayyip Erdoğan la dostluğundan bahsetti, masonların Tayyip Erdoğan ı ne kadar çok desteklediğinden bahsetti. Suriye de oteli varmış galiba Tayyip Erdoğan orada kalırmış bunlardan bahsetti. Yemeğimiz bittikten sonra dedim ki bir soru soracağım dedim, siz dedim mason musunuz? Dedim, masonum dedi. Dedim ki sizinle bütün diyalogum bitmiştir, yani bugün burada tanıştık ve burada da bitti hayatımda sizi asla tanımış olarak düşünmüyorum dedim, çıktım gittim. Masonların barındığı yerden hayır gelmez, neresi olursa olsun bu. Masonların olduğu yer karanlıktır, karanlığın olduğu yerde adalet olmaz, olmaz. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz ve kafamda her şey bitmiştir o günden sonra, yani o dernekte onun için bitmiştir. Sonra Nuri Vardarbaşı onunla tanıştım orada, bakın bunlar konuştukça aklıma geliyor. Onunla tanıştım Tayyip Erdoğan ın bacanağı, ben hiç bir şey söylemiyorum size verdim polis raporu her şeyi çok iyi anlatıyor. Kuvayi Milliyeyi kurdurmayı arkasında Nuri Vardarbaşı var, talimatı Tayyip Erdoğan dan alıyorlar diyor. Polis istihbarat raporu söylüyor bunu, yani düşünüyorum oradan ayrılma kararım çok doğruymuş. Şimdi her halde daha bir net. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Peki başka fikrinizin uyuşmadığı kimseler var mıydı dernekte? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ayrıca efendim ayrıca. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Buyurun. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Nuri Vardarbaşı yla telefondan beri defalarca aramıştır, o konuşmalar nedense yok mesela telefon kayıtları ama hakikaten suç unsuru olmayan sadece insanları rencide edecek, küçük düşürecek şekilde kesip biçilmiş telefon konuşmaları buralara konularak özel konuşmalar üstüne üstlük. Ki bunların hiçbiri ne devlete kastı vardır, ne cunta hadi ne darbe yapalım, ne onu öldürelim bunu bitirelim filan böyle bir şey olmamasına rağmen yani garip bir şekilde kelimeleri keser keser koyarsanız, burada sorulan sorular sadece insanları rencide eder. Onun dışında suç değildir asla bunlar ayrıca bu telefon konuşmaları kanunsuzca elde edilmiştir. Onun belgelerini size sundum, ama biz burada bunlardan yargılanıyoruz ne gariptir yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi Durmuş Ali Bey kimseyi rencide etmek diye bir niyetimiz yok. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim ben sizi kastetmiyorum yalnız. 13

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:14 Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani biz muallak olan şeyler var onları açıklığa kavuşturuyoruz sizde. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır efendim ben sizi kastetmiyorum şu iddianameyi hazırlayanları kastediyorum, bunu siz yazmadınız çünkü iddianameyi yazanların zihniyeti bu, tiniyeti bu belden aşağı vuralım insanların bütün onurlarını yerle bir edelim, toplumun gözünde iki kuruşa düşürelim, zihniyet bu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şimdi yani hepimiz toplumda iyi kötü bir yeri olan insanız. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine Kuvayi Milliye derneği içerisinde Fikri Karadağ özellikle kendisine Paşa dedirttiğini kendisinin derin devlet olarak gösterme çabaları içerisinde olduğunu söylemişsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet söyledim, öyledir efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Elinde 13 bin hainin listesi olduğu şeklinde şeyler söylemişsiniz, bir açıklar mısınız yani? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bunu şeyde 32. gün programında da söyledi efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Derin devlet olarak gösterme çabası içerisinde olduğunu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Budur işte efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu nedir, bu nasıl gösterir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yani derin devlet çabası budur, elimde 12 bin 15 bin neyse o sayı hainin listesi var diye yani bizim yanımızda söylediği gibi 32. gün programında da söyledi bunu Mehmet Ali Birand ın programında, bunu ben uydurmadım ki kendisi söyledi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hani bu böyle bir görüntü değil de nedir Allah aşkına ya da benim tanımlamam böyle hadi böyle değil diyelim yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yeri geldiğinde paşalarında kellesini çuvala dolduracağız şeklinde beyanı olmuş sanırım Fikri Karadağ ın, bu 13 bin hainin listesini. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Herkese söylediği şeydir efendim o, yani çok olağan konuşması. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, yine bir beyanınızda Hurşit Tolon Paşayı yakın olan birisinin yanına gelerek Hurşit Tolon un bir siyası parti kurma hazırlığında olduğunu bahsetmişsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, il başkanlığı teklif ettiler. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu konuyu açar mısınız, bu yakın olan birisi kimdir? Hurşit paşaya yakın olan birisinden bahsediyorsunuz, hatırlayabildiniz mi ismini? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Yakın olduğunu söyleyen efendim, yakın olduğundan bahsetmiyorum. Hurşit, Hurşit Tolon paşaya yakın olduğunu söyleyen biri geldi. Şu an onun hala ismini hatırlayamıyorum. Geldi parti kuracaklarını söylediler. Đstanbul il başkanlığını benim yapmamı istediklerini söylediler. Ben de dedim ki, ben bırakın il başkanlığını, genel başkanlık verseniz yapmam. Sebebi, dedim ki, sebebi işçi partililere çok yakın olmaları. Yani onlarla çok diyalog halinde olmaları dedim. Evet işçi partisinin ideolojisiyle benimki uyuşmaz. Ortak paydamız yok. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đsim de verildi mi, yani şu şu kişiler bu siyasi parti kurma hazırlığı içerisinde şeklinde? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim o gelen ismi hatırlayamıyorum hatırlasam o ismi söyleyeceğim de. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đsmi sormuyorum, yani o kişinin bahsettiği bir takım isimler var mıydı? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır efendim hayır. 14

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:15 Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đşte şunlar bunlar şu kişiler bunu işin içinde hazırlık içerisinde falan diye? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır o öyle bir yani çok ciddiye almadığım için de detayına girmedim zaten yani konuyu böyle baştan kestirdim attım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine iddianameden sırayla gidiyorum bu mason listesi başlıklı bir doküman bulunmuş. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yabancı bir internet sitesinden temin ettiğinizi söylemişsiniz. Bunun amacı nedir var mı bir (1-2 kelime anlaşılamadı) Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Kitap çalışması yapıyorum efendim, kitap çalışması yapıyorum. Amacı odur. Onun dışında başka bir şey değildir. Türk toplumu da Türkiye de ki masonları tanısın. Kimlerin olduğunu bilsinler. Daha o buraya sadece iki sayfasını koymuşlar. Bu çok daha uzundu yani her kesimden mason localarına üyelerin ismi vardı. Mason locaları bizim için şer odağıdır başka bir şey değildir. Mustafa Kemal onun için kapattı onları. Bunu ben söylemiyorum, bu tanımlamayı ben yapmıyorum. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine sayın Hurşit Tolon ile başlayan 16 sayfalık isim ve adres listesinin kitap gönderilecek kişiler olduğunu söylemişsiniz. Kitap gönderilecek kişi ve kurumlar olduğunu söylemişsiniz. Bu listeyi nereden temin ettiniz. Yani 16 sayfalık isim ve adres listesini nereden temin ettiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim öyle bir art niyetle yazılmış ki o Hurşit Tolon ile başlayan. Hurşit Tolon ile başlamaz ki o. A harfinden başlar gider. Ama Tolon paşamız da burada sanık ya. Eee kafalara şeyi çakın siz örgüt işte böyle oluyor. Bak bağlantıları nasıl var. Hurşit Tolon ile başlayan. Avukatım içinde öyle yaptılar. Yani avukatımın hayatını kaydırdılar. Şunun, şunun, şunun, şunun da avukatı olan Ali Özoğlu nun avukatı. Be kardeşim şunun, şunun, şunun, şunun da diye saymanın ne mantığı vardır. Bunun tek bir mantığı vardır. Bu bir operasyon ve burada çok profesyoneller görev alıyor. Ama IQ ları düşük ne yazık ki, bu işler öyle olmaz. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Ben şunu soracağım yani bu 16 sayfalık isim ve adres listesini nerden, nereden temin ettiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim o listeleri biz ediniriz. Görüşürüz kendileriyle. Kendileriyle görüşürüz bunlar sadece Hurşit paşamız değil. Birçok insan vardır yani savcısı hakimi emniyet müdürü valisi her kesimden. Bizim 265 tane belki daha fazladır. Protokol listesine yazmadığımız daha isimler vardır. Bizim her çıkan kitabımız ama istisnasız bu isimlere yollanır. 2000 kitabın 500 ü mutlaka protokole gider efendim. Aynı şekilde vali Güler, Celalettin Cerrah kendi korumalarını yollayıp defalarca kitap almışlardır bizden. Ekstradan bir de yani. Zaten yollarız onlara. Ama onlar yok burada. O zaman bunun çok masum bir durum olduğunu anlatabilir miyiz, anlayabilir miyiz yani değil.? Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đşte bunları savunmanızda söylüyorsunuz açıklığa çıkmış oluyor. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi efendim. Tabi. Yani bu listeler böyle alınır ya. Valilikten ararsınız valinin adresini alırsınız. Emniyetten emniyet müdürünün adresini alırsınız. Bu protokol listesi oluşturmak çok olağan dışı bir durum değildir yani. Bu ülkede terör örgütleri bu listeleri çok rahat daha özel adresleri alabiliyor da ben bu ülkenin namuslu vatandaşı olarak bir ordu komutanının adresini bilmezsem bir acayip bir durum olur yani. Ayrıca bizi ararlar. Bize kitap yollamak için adreslerini verirler. Kendileri verir. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu Ercüment Ovalı nın Yeditepe üniversitesi ile diyalogunu çok onaylamadığı için kendisine emekli askerler listesi olan Türk tıpsan adlı şirketi yönlendirdim şeklinde bir beyanınız var. Niçin onaylamadığınızı söyleyebilir misiniz üniversiteyle Ercüment Ovalı nın diyalogunu? 15

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:16 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bedrettin Dalan ile yapılacak bir ortaklık söz konusuydu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Onu soruyorum niçin onaylamadınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Ercüment Ovalı ticaretten anlayan bir insan değil bilim insanı. Dedim ki, eğer yani Dalan ile bu tür bir ticari ilişkiye girecekseniz o Đstanbul da ben de Đstanbul dayım yani bizim üzerimizden bu ticari ilişkiyi kurun ben aracı olayım. Hem ben para kazanayım. Hem bu işi sağlama oturtalım. Burada hukukçularımız var bilmem neler var. Çünkü defalarca Ercüment i kazıkladılar. Kelimenin tam anlamıyla bu efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani Ercüment Ovalı nın Yeditepe üniversitesi ile bağlantı kurduğu taktirde yani kök hücre projesiyle ilgili bağlantı kurduğu taktirde ticari yönden zarar edebileceğini mi düşündünüz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Edebileceğini düşündüm tabi. O ticarette de yer almayı özellikle istedim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: O nedenle onaylamadınız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Çünkü yayın evim benim dar boğazda. Ticaret yapıyorum. Ayrıca benim arkadaşım. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu bahsettiğiniz Türk tıpsan adlı şirketle nasıl tanıştınız yani kimleri tanırsınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim bu tür yerleri tanışmanıza gerek yoktur. Bugün sizde ararsınız randevu alırsınız konuyu belirttiğinizde görüşürsünüz bütün şirketlerle de böyle diyalog kurulur. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yusuf Erikel ile ne zaman nerede tanıştınız, nasıl tanıştınız? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim epey uzun oldu onunla tanışmamız. Avukat müvekkil ilişkisiyle tanıştık. Konuyla ne kadar ilgisi var bilmiyorum avukatım. Bu çok özel bir durum. Yani bunun sorulmasını anlayamıyorum ben. Ama anlatayım ben size. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu telefon görüşmeleri falan var da onunla ilgili soracağım başka belgeler var onunla ilgili soru soracağım buyurun. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Anlatayım efendim onu ben yine de. Tabi yinede anlatayım ben onu. Đddianamede yok çünkü öyle bir şey ama anlatayım ben onu size. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı söz istedi, verildi: Yusuf Erikel müvekkilimin vekaletli avukatıdır efendim. Avukat müvekkil ilişkisinin sorulmasına biz muvafakat etmiyoruz. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Avukat bey ben avukatlık ilişkisini sormuyorum. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Ama bu davada sanık olarak yargılanmıyor efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bir takım telefon görüşme tutanakları var ve bir takım belgeler ele geçmiş bilgisayarında o amaçla soruyorum. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Çünkü bunu zaten size açıklamışlardı efendim aynı büroyu kullandık. Onun bürosunu ben param olmadığından büro açamadığımdan kullandım diye ve Yusuf Erikel de bunu açıkladı. Gerçeği bunu itiraz etmek kendisine düşer ama kendisi dalgınlığına geldi. Avukat müvekkil ilişkisi vardır ve vekalettir. Biz itirazımızı sunalım efendim heyet karar versin. Teşekkür ediyorum efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Zaten bu telefon görüşmesi ile ilgili soruyu cevapladınız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, tabi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Ben yani aranızdaki avukatlık ilişkisini yani sanık avukat ilişkisini şey yapmak istemedim gündeme getirmek istemiyorum da yani. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bakın şöyle bir şöyle sadece onu çok özünü söyleyim efendim ben size. 16

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:17 Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Đddianamede de belirtilmiş. Klasörlerde de var belgeler o amaçla soruyorum. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Biz Yusuf Erikel ile bizim yayınevine gelip kitap almaya geldiğinde hasbelkader tanıştık. Bizim yayınevinin durumunun kötü olduğunu konuştuk o arada. Çünkü oradayken de haciz geldi. Diyalogumuz öyle başladı. Kendisi de Kemalist bir insan. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Hangi yıl söyleyebilir misiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hatırlamıyorum efendim onu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi onunla yaptığınız bir telefon görüşmesi var. 29 Şubat 2008 tarihli. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Đddianamede var mı efendim o? Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yusuf Erikel diyor ki, var iddianamenin 1482 zannediyorum. Yani 20000 rakamının yanındaki kelimeyi yazıya geçilirken yanlışlıkla silah olarak geçirilmiş doğrusu siftahtır demişsiniz de onu cevaplamışsınız. Arada bir telefon görüşmesi var onu okuyacağım. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi Yusuf Erikel diyor ki, 20000 i silah istiyor dedim. Dur abi ya hepsini getireceğiz işte bugün yarın demişsiniz. Siz bu silah kelimesinin siftah olduğunu söylüyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, siftahtır efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Şimdi sizin beyanınıza göre cümleyi oluşturduğumuz taktirde. Yusuf Erikel 20000 i siftah istiyor dedim. Dur abi ya. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: 20000 efendim o 20000 i değil. 20000. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: 20000 siftah istiyor dedim. Dur abi ya hepsini getireceğiz işte bugün yarın şeklinde bir anlam çıkıyor ve bir cümle çıkıyor. Bunun anlamını izah edebilir misiniz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Tabi, onun silah olduğunu varsayalım efendim. 20000 silah bugün getireceğiz dedik. 20000 silahı hesap ettim 12 tır yapıyor. Türkiye de. 12 tır silahım olursa herhalde bugün yargılanmıyor olurdum. Böyle değil efendim o. Bir araba alışverişi ondan kaynaklanan bir ödeme yani siftah verelim sonra diğer kalanını öderiz birkaç gün sonra yada bir ay sonra neyse süresi. Ama 20000 silahı Türkiye de 12 tırla götürecek anca devlettir yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, yine Yusuf Erikel diyor ki peşinde, hepsini getireceğiz işte bugün yarın. Yani hepsini dediği nedir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet, paranın hepsi efendim işte ödemenin. Paranın hepsidir o. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Tamam. Yine aynı telefon görüşmesinde. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Yusuf Erikel: Benimle ilgili konulduğu için sayın başkanım bunu savcılıkta biz. Şimdi bu konuyu savcılıkta biz söyledik gerçekten bu tape kayıtlarını ben önemsemedim nasıl olsa şey olmaz diye dinlediğiniz zaman bunu siftah dediğimi anlarsınız. Şimdi Ali bey bir BMW aldı bizim bir müvekkilimizden bununla alakalı da uzun süre bugün yarın kitap çıkacak bilmem ne para gelecek gecikti hatta ben belki elli kere yüz kere bin kere aradım. Abi bu kitap ne zaman çıkacak nasıl çıkacak ne zaman ödenecek gibi. Dolayısıyla yani aklı başında insanlarız öyle silah falan diye bir şey yok bu tekrar dinleriz kasetleri ve gider hangi BMW ciden bunu aldık. Kaç lira ödedik. Sonra ödeyemediğimiz için arabayı iade ettik. Bu arada düştüğümüz sıkıntılar hepsini belgeleriz yani burada gerçekten zerre miktarı kadar şüphe edilecek bir şey yoktur. Dediğim gibi çok çok şey yaparsanız tekrar kasetleri getirin dinleyin yani bunu ifade etmek isterim. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Efendim dijital kayıtlar bize verilmediği için biz bunu dinleyemedik. Dilekçe verdik biz bunu alamadık. Arada celse arasında muhtemelen kalemde var bu. CD si var yani konuşmanın kendisi var efendim. Bunu siz kendiniz 17

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:18 çıplak kulağınızla da dinleyebilirsiniz. Yani bunun silah mı siftah mı olduğu orada zaten çıkar ortaya. Mahkeme Başkanı:" Dijital kayıtlar size niye verilmedi? Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Verilmiyor efendim kalemden siz burada kararlar veriyorsunuz hiç birisi o kadar yerine gelmiyor efendim. Verilmiyor. Özel hayatın gizliliğiymiş. Her tarafta çarşaf çarşaf özel hayatın gizliliğiymiş verilmedi efendim. Biz hiçbirini inceleyemiyoruz. (5-6 kelime anlaşılamadı) vereceğiz yazılı dilekçe verdik yine verilmedi efendim. Mahkeme Başkanı:" Avukat bey bizzat sanıkların tamamına verildi. Kendisine bizzat bizzat sanıkların kendilerine verildi. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Efendim bize verilmiyor, müdafilerine verilmiyor. Mahkeme Başkanı:" Çünkü konuşmaların içeriklerinde, konuşmaların içeriklerinde özel hayatının gizliliğine yönelik bölümler var. Bunlar bizzat sanıkların kendisine veriliyor. Đki taraflı olarak da veriliyor. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Şimdi müvekkilim de kendisine verilmediğini söyledi dün zapta da. Mahkeme Başkanı:" Efendim kendisi isteyebilir o şeyimizde ara kararımızda var. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Hayır efendim verilmediğini söyledi dün zaptını aldık, zaptını aldık verdik hatırlamıyorum diyor. Yani biz bu şartlar altında çalışıyoruz onu çıplak kulakla siz. Mahkeme Başkanı:" Efendim bu şartlar altında çalışmıyorsunuz lütfen yani çalışın. Bu şartlar altında çalışıyoruz derken mahkemeyi töhmet altında bırakıyorsunuz. Avukat bey olmaz öyle şey, olmaz öyle şey. Niçin yani lütfen. Sanık Durmuş Ali Özoğlu müdafi Av. Cavit Subaşı: Efendim çıplak kulak. Şimdi buna ben ulaşamıyorum. Çıplak kulakla siz dinlediğiniz zaman bunlara gerek kalmayacak efendim. Benim söylemek istediğim bu. Olsa ben onu hemen bilgisayarımdan beş dakika da gösteririm efendim. Mahkeme Başkanı:" Bunu bu tarzda almayalım da tamam. Müvekkilinize verildi yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Devam ediyorum aynı telefon görüşmesinde şu plakayı takalım artık diyorsunuz. Yusuf Erikel de takalım plaka ne derler şeyden arıyorlar Ankara emniyetten haa bizi. Siz valla diyorsunuz. Nedir bu plaka meselesi. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim bu plaka meselesini de anlatacağım ama bunun örgütle nasıl bir bağlantısı var. Yani plaka araç almışız, plakayı takacağız yani sıfır araç aldığınızda da plaka takarsınız doğal. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Tamam bu şekilde cevapladınız tamam. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet o. Mahkeme Başkanı:" Efendim lütfen oturun bir dakika cevap verdi zaten bitti. (1-2 kelime anlaşılamadı) efendim karşılandı cevap verildi bitti. Sorunun karşılığı alındı bitti. Kısa iki kelimeyle bak bitti. Efendim tamam lütfen. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Efendim şimdi bir takım belgeler var telefon görüşmeleri var biz bunları okuyarak size Durmuş Ali beye savunma hakkı tanıyoruz yani lehine aleyhine olabilir. Lehine de olabilir. Đzahını istiyoruz. Bakın Türkiye cumhuriyeti hükümeti bakanlar kurulu, başbakan Yusuf Erikel diye başlayan bir bakanlar kurulu listesi var. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Evet. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu sizden mi çıkmıştır? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır ben onu hatırlamıyorum. Bana ait değil diye. Hatırlamıyorum yani. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine bunu Türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı makamına arz. Kabine nokta doc isimli dokümanda. 18

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:19 Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Onlar bana ait değil efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine Yusuf Erikel Türkiye cumhuriyeti 61. hükümetin başbakanı olarak cumhurbaşkanı devlet başkanı yazmış olduğu bir dilekçe var ve ekleri var. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bana ait değil efendim onlar. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu da sizde ele geçmemiştir size ait değildir. Tamam. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim çok kısa ara verebilir miyiz ilaç almam gerekiyor müsaade ederseniz. Duruşmaya kısa bir ara verildi. Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu. Bu arada tutuksuz sanıklardan Hatice Bahtiyar, Noyan Çalıkuşu, Erol Mütercimler ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Av. Şule Gökyay Ağazade, Av. Mustafa Hisar, Av. Zeki Aksoy, Av. Mustafa Erikel ve Av. Gizem Duygu Öcalan ında geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Sanık Durmuş Ali Özoğlu tekrar huzura alındı. Çapraz sorgusuna devamla. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Sorularıma devam ediyorum. Sizin dijital verilerinizde devletin güvenliği tehlikede.doc isimli bir Word dosyası bulunmuş ve şu şekilde bir yazı varmış içerisinde; Son günlerde yaşadığımız talihsiz gelişmeler maalesef ülkemizin 1918 öncesi ahval ve şartlar içerisinde olduğunu hissetmemize sebep olmaktadır şeklinde bu yazıyı izah eder misin yani tehlikenin sebepleri nedir, devletin güvenliği niçin tehlikededir? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim bu gazetede yayınlanmış bir yazıdır bu konu basın savcılığını ilgilendiren bir konudur onun için bunun burda tartışılmasını çok hukuki görmüyorum. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: cevap vermek istemiyorsunuz herhalde? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Cevap vermek istemiyorum değil efendim cevap veririm tabi o benim yazım, onu ben yazdım ama bir satırı alıp koyarsanız o vahim bir durum olur. O zaman ortay şöyle bir şey çıkar; Tayyip Erdoğan belediye başkanlığı döneminde Üsküdar emniyet mahallesinde Đngiliz konsolosuyla buluşuyor ve konsolosa soruyor gazeteciler efendim bu görüşmeden umutlu musunuz ne çıkacak diye diyor ki çok umutluyuz yakında görürsünüz. Bu aynı buna benziyor, bir satırı alırsanız bizde sadece burasına bakarsak o zaman deriz ki Tayyip Erdoğan la Đngiliz başkonsolosu burda Türkiye nin başına çorap örecekler, birazdan da göreceğiz ne olduğunu diye değerlendirebiliriz böyle bir mantıkla gidemeyiz buna yani. Yazının tamamını okumak lazım bunun için. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Sizin yazdığınız bir yazı olduğuna göre tamamını biliyorsunuzdur yani bu. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Efendim ben biliyorum ama kayıtlar o tamamı. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Açıklama, açıklama yapabilirsiniz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: tamamı olarak geçmiyor kayıtlara ve buna cevap vermeme değil, yazdığım yazılar yayınlanmıştır ve bunlar hakkında hiçbir dava açılmamıştır, tekzipte gelmemiştir. Onun için yani burda bunu bu yazıyı sorgulamak bir art niyeti getirir yanında. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Art niyetimiz yok. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Hayır sizin değil efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: (bir iki kelime anlaşılmadı). Yani art niyet yok. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Sizin değil zaten bunları belge olarak. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Biz iddianamede şeyleri araştırıyoruz evet. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: efendim sizinde değil asla. Lütfen yanlış anlamayın beni. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Sizinle değil, bunları buraya delil diye koyanlarda bu art niyet. Bu ülkenin basın savcılığı niye var o zaman iptal edelim. Yazı yazanları da örgütten alıp koyalım 19

ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:41 Sayfa:20 içeriye hoşumuza gitmeyen yazıları. Yani demokrasiler böyle gelişmez mi? Ülkenin olumsuz gidenlerini, iktidarları eleştirerek demokrasi gelişir. Ha bunu da halkı işte isyana teşvik filan, ama politikanızı doğru uygularsanız halk isyana falan galeyana da gelmez. Şimdi Tekel işçileri isyana mı kalkışıyor? Yok haklarını arıyorlar ama Habur dan gelen PKK lılar isyan etmemiş oluyor, devlete karşı gelmemiş oluyor çünkü niye? Onların mahkemelerini hükümet ayarladı. Böyle bir iki şey olur mu standart olur mu çifte standart? Benim yazımdan önce eğer benim yazımı sorgulayacaksak AKP nin tüzüğünü sorgulamamız gerekiyor. Devletin bölünmesini istiyor resmen tüzüklerinde o zaman onu yargılayacağız. Sonra benim yazdığım her satırı tek tek yargılayalım. Ben varım ülkenin federasyon olmasını isteyen bir siyasi parti benden daha mı masumdur? Ülkenin güvenliği tehlike de demiş olmam bir örgütü mü gösterir? Bir art niyetimi gösterir? Ben ülkemin tabi ki bütün kalmasını istiyorum ama Tayyip Erdoğan diyor ki artık 2000 li yıllarda Kemalizm e yer yok. Silip atacağız Türkiye bir birim olarak Dünya, küresel Dünya da yerini alacak, ne birimi? Birim olur mu? Şurası bir birimdir, mahkeme değildir ama bütünü mahkemedir. Bir birim olursa hiçbir işlevi kalmamıştır artık iptal etmişizdir orayı. Ben buna karşıyım, biz bu devleti bütün olarak aldık. Bir ulus devleti olarak aldık öyle de kalacağız. Kemalizm 2000 li yıllara değil 5 milyonuncu yıllara da gitse Kemalizm olarak gidecek Cumhuriyet yaşayacak ve bunu yok etmeye hiçbir emperyalist gücün kuvveti yetmeyecektir. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Efendim dava klasörlerinden 202. klasörün 308. sayfasında bir belge var Kuvacılar milis kuvvet kuruyor şeklinde. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Niye o motorize ekip efendim o. O motorize ekiple ilgili. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu belge sizden mi çıkmıştır? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bu tempo da yayınlanan haberdir efendim. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yani sizin dijital verilerinizde çıkmış gözüküyor. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Olabilir arşiv yapmışımdır bunları efendim ben. Çünkü bunlar hakkında dava açmak için bunları ben biriktiriyordum benimle ilgili olduğu için. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet ama içeriğine katılmıyorsunuz. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Đçeriğine katılıp katılmadığımı anlattım efendim. Böyle bir şey olması mümkün değil. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Anlattınız, anlattınız, tamam. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Onun daha geniş hali var bende. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Bu da zaten dava klasörlerinde var vermek istiyorsunuz ama. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Şu efendim Tempo dergisinde çıkan haber bu. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Onun fotokopisi alabiliriz yani vermek istiyorsanız. Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Verebilirim tabi. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Yine bu dijital verilerinizde Türkiye artık bizim kontrolümüzde.doc isimli bir Word dosyası içerisinde hainlerin yaptığı en küçük ihanet bile Kuvayi Milliye tarafından ortaya dökülecek ve gereği mutlaka yapılacaktır diye başlıyor ve devam ediyor. Bu sizde mi çıkmıştır yani böyle bir Word dosyası sizde? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bende çıkmış olabilir evet efendim. Bende çıkmış olabilir. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Nasıl temin ettiniz yani ne amaçlı bulunduruyordunuz? Sanık Durmuş Ali Özoğlu: Bir amaç yoktur ben yazarım, yayıncıyım, internetiniz varsa ve mail adresiniz varsa bir de gazetem var benim internet gazetem var, her gün yüzlerce mail gelir, elektronik posta gelir. Her türlü ama siz onları silseniz de onlar o elektronik postanın çöpünde kalırlar belki çıkışta almış olabilirim onlardan yani bunun yasadışı bir tarafı yok. Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese: Evet, yine bir Word dosyasında bir güneydoğu gazisinin mektubu.doc isimli Word dosyası bulunmuş dijital verilirinizde. Şüpheli Oktay Yıldırım 20