Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım.



Benzer belgeler
Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

CAN'IN SESSİZ DÜNYASl

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

çirkince kesilmiş, giysileri makaslanmıştı. Vahşice hırpalanmıştı bebekler. Soğuk bir ter bastı Nilüfer Hanım ı. Kızı Elif, çocukluğundan bu yana

ISBN :

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Şehirdeki Yeni Hayatımız Başlıyor

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 02 Firarda

Etkili Sunum Teknikleri

Geçmişin Gölgesi. Sümeyra Andıç

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 01 Köy ziyareti

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ


BİRİNCİ BÖLÜM: ΤAZMA. Lütfen aşağıdaki konulardan birini seçerek, aşağı yukarı kelimelik bir kompozisyon yazınız:

Bu kitabın sahibi:...

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

SAAT DAHA SABAHIN YEDİSİ

Orhan benim için şarkı yazardı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Ağlat Beni Klip Senaryosu Harun KOLÇAK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

1. Bölüm. Böbür Tepesi nde

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Michiel korkudan titreyerek kılıcı tahtadan söküp çıkardı ve Kaptan a baktı. Karşısındaki,

05/09/2015 ÖZEL ASÇAY ANAOKULU 3 YAŞ GRUBU HAFTALIK BÜLTEN

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Önemli olan varmak değil, yolda olmaktır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

MELİKE UZUN Soğuk ve Temiz

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

var bende, onu radyodan da takip ediyorum. Ama bu hafta gazeteye bir şey yazmadı, umarım iyidir. Ah, ona bu korkunç zamanlarda öyle ihtiyacımız var

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Bay Çiklet in Bahçesi

2018, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

Sevda Üzerine Mektup

Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6

Babamın Ardından. Yazar Leyla Hüseyin

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

Yazan ve çizen: Michael Ryba

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ

Kırmızı Şemsiye. Şiirler: Mavisel Yener. Öyküler: Aytül Akal. Resimler: Saadet Ceylan. Resimler: Ayda Kantar

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$


Transkript:

EKRAN KAÇKINLARI Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım. Evde birileri dolaşıyor, sessizce sağı solu karıştırıyorlar sanmış, kalkıp bütün odaları dolaşmıştım. Hem de birkaç kez... Her şey yolunda görünüyordu. Her defasında yeniden uykuya geçebilmek için dönüp durmuştum yatakta. Sabah uyandığımda gözümden uyku akıyor, her yanım ağrıyordu. Oysa o gün, benim için çok büyük bir anlam taşıyordu. İlk kitabım iki ay önce yayımlanmıştı. Bir ilköğretim okulunda söyleşiye gidecektim ve bu benim ilk söyleşim olacaktı. Yapmam gereken bir dolu iş vardı. Duş alacak, kuaföre gidecek, eve dönüp söyleşide giyeceğim elbiseyi ütüleyecek ve hazırlanacaktım. Kendimi zorlayarak kalktım yataktan. 7

Banyoya girince gözüm aynaya takıldı. Bu da kim? Aynaya iyice yaklaştım. İnsan bir gecede bu kadar çirkinleşebilir mi? Çirkinleşebilirmiş demek ki. Çok komik görünüyordum. Gecenin kötü geçtiği yüzümden okunuyordu sanki. Gözlerim kütük gibi şişmişti, tam tepemde bir tutam saç dimdik duruyordu ve burnumun ucunda kıpkırmızı bir sivilce belirmişti. Aman Tanrım! Beni bekleyen çocukların önüne bu halde nasıl çıkacağım! diye söylenmeye başladım. Hemen duşa girdim. Sonra soluk almadan koşturmaya başladım. Çok heyecanlıydım. İki saat içinde güzel, bakımlı, zeki bir yazara dönüşmek zorundaydım. 8

Erdal beni almaya geldiğinde, sevgili okurlarımın karşısına çıkmaya hazırdım. Her ne kadar tepemdeki saçlar hâlâ biraz dik dursa da, burnumdaki sivilce pudraya rağmen belli olsa da çok kötü görünmüyordum. Evden çıktığımda Erdal, üzerinde öykü kahramanlarının rengârenk resimleri olan küçük, şirin, beyaz bir arabanın yanında gülümseyerek beni bekliyordu. Artık keyfim yerine gelmiş, yorgunluk ve uykusuzluktan eser kalmamıştı üstümde. Neşeyle arabaya atladım ve yola koyulduk. Bir ara arabanın arkasına yüklenmiş kitapların arasından tuhaf sesler alıyor gibi oldum, ama Erdal, Motordan geliyordur, dedi. Oysa motor sesine hiç benzemiyordu duyduklarım. Son günlerde fazla çalışıyorum, sinirlerim bozuldu, olur olmaz yerde sesler duymaya başladım, diye düşündüm. Gece de duyduğum tuhaf sesler yüzünden uyuyamadığımı hatırladım. Okula ulaştığımızda öğrenciler bahçedeydi. Bizi görünce oyunu bırakıp geldiler. Yüzümde mutlu bir gülümseyiş, havalı bir tavırla arabadan indim. Oysa çocuklar benden çok arabayla ilgileniyorlardı. Arabanın üstündeki öykü kahramanlarının resimleri çok hoşlarına gitmiş olmalıydı, onlara elleriyle dokunuyor, arabanın çevresinde dolanıyorlardı. Merhaba çocuklar! diye seslendim, ama birkaç cılız sesten başka yanıt alamadım. Neredeyse tüm yüzüme dağılmış gülümseme dudaklarıma doğru geri çekildi. 9

Kimsenin bana aldırdığı yoktu. Oysa öğrencilerin beni büyük bir sabırsızlıkla beklediklerine, okudukları kitapların yazarını tanımak istediklerine inanmıştım ve bir popstar kadar sevgiyle karşılanacağımı sanıyordum. Bu ilgisizlik bir düş kırıklığı uyandırdı içimde ve hiç hoşuma gitmedi. Okula doğru yürümeye başladım. Erdal kitapları indiriyordu. Tam o sırada çocukların bağrıştıklarını duyup arkama baktım. Çocuklar çıldırmıştı. Kimileri korkmuş, çığlık çığlığa sağa sola kaçışıyor; kimileri sevinçle el çırpıp kahkahalar atıyordu. Kaçışanlar birbirlerine çarpıyor, düşüyor, kalkıyor, itişip kakışıyorlardı. Neler oluyor dercesine Erdal a baktım. O da bana bakıyordu. Gözleri kocaman olmuş, ağzı bir karış açılmıştı. Bunca çocuğu bir anda çıldırtan ne olabilirdi, anlayamıyordum. O sırada telaşla okuldan fırlayan iki öğretmen, öğrencilerin arasına karıştı ve onlar da çıldırdılar. İşte tam o sırada gördüm onları. Aman Tanrım! Onlar Onlar Yok canım, olamaz. Ben de çıldırdım galiba, diye mırıldandım. Bu bir rüya olmalıydı. Uyanıkken rüya görülebiliyorsa tabii... Gözlerimi sımsıkı kapattım önce, sonra yavaşça araladım. Dudaklarımı ısırdım, elimi çimdikledim. Hayır, yanılmıyordum, uykuda filan da değildim. Gerçekten orada, öğrencilerin arasındaydılar. Korkmuşlardı. Ürkek tavırlarla çocukların arasından sıyrılıp, bana doğru gelmeye çalışıyorlardı. Onlar benim öykü kahramanlarımdı ve nasıl becermişlerdi 10

bilmiyorum, ama bir şekilde öykülerinden kaçıp peşime takılmışlardı anlaşılan. Gecenin bir yarısında evde dolaşanlar da, arabanın bagajına saklanıp Erdal ın, motordan geliyordur, dediği sesleri çıkaranlar da onlardı öyleyse. Sirkte palyaçoluk yapan şempanze Çiko, ödüllü bir film yıldızı olan horoz Feyzo, hırsız kedi Benek ve yavru leylek Laklak Bir yandan eğlenen, bir yandan korkup kaçan kırmızı kurdeleli küçük bir kız çocuğu, olanca hızıyla karnıma çarpınca kendime geldim. Artık bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu dört yaramaz benimdi ve bu nedenle olanlardan ben sorumluydum. Çocukların 11

arasına daldım, itişe kakışa ilerledim. Benek i kucağıma aldım. Çiko tüylü uzun parmaklarıyla elime yapışıverdi hemen. Laklak her zamanki uysallığıyla yanıma sokuldu. Feyzo göğsünü kabartmış, ibiğini yukarı dikmiş, kırmızı halıda yürüyen film yıldızları gibi kasıla kasıla geziniyordu. Sesimi yükselterek, Feyzo! Buraya gel hemen! diye seslendim. Beni o kadar iyi tanıyordu ki sesimden ne kadar kızgın olduğumu anlayıp ibiğini indirdi, geldi. Kucağımda haylaz bir kedi, yanımda bir şempanze, peşimde bir leylek ve bir horozla oldukça tuhaf göründüğümün farkındaydım. Ter içinde kalmıştım, tepemdeki saçların isyan ettiğini hissediyordum. Yüzümde makyaj filan kalmamıştı. Burnumdaki sivilcenin biraz daha büyüdüğünden emindim. Ama o sırada bunların hiçbirine aldırmıyordum, çünkü bu dört yaramazla ne yapacağımı bilemiyordum. Hemen arabaya atlayıp eve dönsem öğrenciler çok üzüleceklerdi. Birkaç saniye içinde karar verdim ve eve dönmek fikrinden tümüyle vazgeçtim. Söyleşiyi kahramanlarımla birlikte yapacak, onları okurlarıyla tanıştıracaktım. Başka çare yoktu ki Okula doğru yürümeye başladım. Erdal kucağında kitaplarla arkadan geliyordu. Bir ara dönüp ona baktım ve göz kırparak, Değişik bir söyleşi olacak, diye seslendim. Güldü ama yüzündeki şaşkınlık ifadesi hâlâ silinmemişti. Bu arada bahçedeki öğrenciler ve öğretmenler 12

bizi hayretle izliyor ve gülmekten kırılıyorlardı. Okula girdim ve müdür odasına doğru ilerledim. Nöbetçi öğrenci kıkırdayarak, Müdür Bey, konuk yazar geldi, diye seslendi ve Müdür Bey odasından çıktı gülümseyerek, Hoş ge dedi, yani diyemedi, sözcüğün geri kalanı boğazına takıldı, dudaklarındaki gülümseyiş kayboldu, elimi sıkmak için uzattığı sağ eli havada kaldı. Çiko nun elini silkeler gibi ittirip Müdür Bey in boşlukta kalan eline yapıştım. Hoş bulduk! Müdür Bey yüzünde tiksinmiş gibi bir ifadeyle elini pantolonuna sürerek temizledi. Başını hafifçe eğip kucağımdaki kediye, yanımdaki şempanzeye, arkamdaki horoza ve leyleğe dikkatle baktı. Zoraki bir gülümseyişle, Ooo! Maşallah maşallah dedi de kime, neye, neden maşallah dediği pek belli olmadı. 13

Ah! Sağ olun, teşekkürler! Gelmişler işte gibi anlamsız bir şeyler de ben söyledim. Verdiğim kararı hatırlayınca birden sesim yükseliverdi: Efendim tanıştırayım, bunlar benim öykü kahramanlarım. Rahatlamıştım. Haa! Yaa! Yaa! Öyle mi? Pek hoş, pek hoş dedi Müdür Bey, ama hoş olan neydi, onu da anlamadım. Atak sırası ondaydı. Hemen salona geçsek, çocuklar sizi bekliyor, diyerek hızlı adımlarla öne geçti. Bir an önce beni ve öykü kahramanlarımı sahneye atıp bizden kurtulmak istiyordu. Müdür Bey önde, ben ve öykü kahramanlarım arkada, sırayla salona girdik. Söyleşiye katılacak öğrenciler önceden içeri alınmışlardı ve sabırsızlıkla beni bekliyorlardı. Okul bahçesinde yaşananlardan haberleri yoktu. Salona girer girmez bütün başlar bize çevrildi ve o ana kadar ağır, uslu oturan öğrenciler bir anda yerlerinden fırlayıp bağrışmaya, gülmeye, çığlık atmaya başladılar. Müdür Bey ve en az çocuklar kadar şaşırmış olan öğretmenler onları yerlerine oturtmaya ve susturmaya çalışırken ben kendimi sahneye atmıştım. Çiko benden önce davranmıştı. Pek keyifli görünüyor, çocuklara el sallıyordu. Feyzo bir çırpıda sahneye atlayıverdi. Laklak aşağıda kalmıştı. Her zamanki gibi ağır hareket ediyordu. Ön sırada oturan iri yarı bir erkek öğrenci onu kucağına alıp sahneye koydu. Benek i kucağımdan indirdim, mikrofonu elime aldım. Öğrencilerin sakinleşmesi biraz zaman aldı tabii. 14