Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı Çanakkale Dersleri 103 yıl önce Çanakkale de yaptığımız vatan savunması Türk tarihinin olduğu kadar dünya askeri tarihinin de önemli muharebelerinden birisidir. Birinci Dünya Savaşı nın kaderini değiştiren ve emperyalizme ilk büyük tokatın atıldığı Çanakkale, sonraki kuşaklara önemli dersler vermektedir. Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale den alınacak başlıca dersler bu yazının konusudur. 1. Bir devlet ekonomik bağımsızlığını yitirirse tüm bağımsızlığını yitirir. Osmanlı imparatorluğu bilimsel ve teknik gelişmelerden uzak kalınca askeri üstünlüğünü yitirmiş, fetihler yolu ile elde edilen devlet gelirleri azalmıştır. Ardarda gelen savaşların giderleri ve lüks harcamalar devleti aşırı borçlanmaya itmiştir. 1881 de alacaklı devletlerden oluşan Duyun-u Umumiye yönetimi kurulmuş; Osmanlı üretemeyen, kendi vergisini toplayamayan, bor- 5
cunu ödeyemeyen ve dışarıya muhtaç bir devlet haline getirilmiştir. Bu koşullarda yaklaşan dünya savaşında müttefik bulmak zorunlu hale gelmiş, devlet ve ordunun kaderi 5 milyon altın borç veren Almanya ya teslim edilmiştir. Almanya ile ittifak ise bizden çok Almanların işine yaramıştır. Bu durumu yaşayan cumhuriyetimizin kurucuları tam bağımsızlık ilkesinden yola çıkmışlardır. 2. Ortak çıkarımız olmayan devletlerle ittifak yapılmaz Osmanlı İmparatorluğu savaşın başlangıcında zayıf olduğu için ittifak yapmak zorundadır. Öncelikle itilaf devletleri ile ittifak aranmış, kabul edilmeyince Almanya ile ittifak yapılmıştır. Almanya ise; imparatorluğun insan gücünden, coğrafyasından ve padişahın halife olmasından yararlanmak için Osmanlı ile ittifak yapmıştır. Birinci Dünya Savaşı aslen İngiltere ile Almanya arasındadır ve her iki taraf kesin sonucu Avrupa da aramaktadır. Almanya Avrupa cephesinde zafer kazanmak için diğer cephelerde Osmanlı İmparatorluğu nun yukarıdaki özelliklerini kullanmıştır. Oysa bizim ulusal çıkarımız devletin varlığını bütünlüğünü ve ordusunu korumaktı. İki müttefikin çıkarları farklı olunca kuvvetli tarafın çıkarları ağır basmış, sonuç Osmanlı İmparatorluğu aleyhine olmuştur. 6 3. Devletin kaderi bir kişiye veya küçük bir gruba bırakılamaz. Birinci Dünya Savaşı na girişimizden çıkarılacak en önemli ders budur. Osmanlı imparatorluğu 23 Ocak 1913 Bab-ı Ali darbesi ile fiilen iktidara gelmiş olan İttihat Ve Terakki Partisi (İTP) ve onun yöneticilerinin özellikle Enver Paşa nın inisiyatifi ile savaşa girmiştir. 2 Ağustos 1914 de Enver Paşa Enver paşa'nın tek başına aldığı kararlar imparatorluğun sonunu getirmiştir. Almanya ile yapılan ittifak anlaşması, 10 Ağustos ta iki Alman gemisinin Çanakkale den içeriye alınarak Karadeniz e çıkartılması, bu gemilerin 29 Ekim de Rus donanma ve limanlarına taarruz ederek imparatorluğu fiilen savaşa sokması hep Enver Paşa nın tek başına aldığı kararlarla olmuştur. Bunlardan padişahın ve hükümetin haberleri yoktur. Meclis ise Almanya ile anlaşmanın yapıldığı 2 Ağustos günü kapatılmıştır. Tek kişinin aldığı kararlar imparatorluğun sonunu getirmiştir. Bunu gören cumhuriyetimizin
kurucuları 1921 de yaptıkları ilk anayasaya sulh akdi ve vatan müdafaası ilanı yetkisini TBMM ne vermişlerdir. Anayasalarımızda başkomutanlığın TBMM nin manevi kişiliğinde olması bu tecrübeden kaynaklanmaktadır. 4. Yükselme ve atamalar liyakate göre yapılmalıdır İmparatorluğu tek başına aldığı kararlarla savaşa sokan, savaş planlarını Almanlarla birlikte yapan Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa alay komutanlığı dahi yapmamıştır, muharebe deneyimi yoktur. Darbe yaptıktan, padişah damadı olduktan sonra ve iktidar partisinin etkili üyesi olduğu için kısa sürede yükselmiş ve 32 yaşında anılan üst görevlere getirilmiştir. Başkomutanın tecrübesizliğinin savaştaki yenilgimizde önemli bir rolü vardır. 5. Yabancı hayranlığı devlete zarar verir. Enver Paşa nın yukarıda belirtilen kararlarının dayanağı Almanya ya ve Alman ordusuna duyduğu hayranlık ve Almanya nın yenilmeyeceğine olan kesin inancı idi. Oysa Almanya Schilefen planının öngördüğünden farklı olarak Fransa da Marne Nehrinde durdurulmuş (Eylül 1914); doğudan da Rus taarruzlarına maruz kalmış ve kaçındığı iki cepheli savaşa girmişti. Bundan sonra Almanya nın yenileceği belli olmasına rağmen Enver Paşa Enver Paşa'nın zamansız savaş ısrarı Sarıkamış'ta büyük kayıplara ve yenilgiye neden olmuştur. Almanya nın yanında ve zamansız olarak (baharı beklemeden) savaşa girmemizde ısrar etmiş, böylece doğu cephesinde (Sarıkamış ta) çok zayiat vermemize ve sonunda bizim de kaybeden tarafta olmamıza neden olmuştur. 6. Stratejide güç-hedef dengesi gözetilmelidir. Enver paşa nın, Genelkurmay daki Alman generallerle birlikte yaptığı savaş planı Osmanlı ordusuna ve devletine gücünün çok üstünde görevler yüklemiştir. Zayıf bir devlet ve ordu ile üstün düşman kuvvetleri karşısında sekiz cephede yapılan savaş, stratejinin bu temel 7
Güç-hedef dengesi ilkesinin en iyi örnekleri Atatürk ün uygulamalarında görülebilir. kuralına uyulmadığı için kaybedilmiştir. Güç-hedef dengesi ilkesinin en iyi örnekleri Atatürk ün uygulamalarında görülebilir. 7. Ordunun komutası yabancılara bırakılamaz Osmanlı ordusunun Birinci dünya Savaşı ndaki yönetiminden alınacak önemli diğer bir ders de 8 budur. 2 Ağustos anlaşmasında "Osmanlı imparatorluğu savaşa girerse orduya Alman general ve subaylarının komuta emesi" kabul edilmiştir. Devletin savaş planı Genelkurmay İkinci Başkanı Bronsart Von Shellendorf ve Genelkurmay daki Alman daire başkanları tarafından hazırlanmış ve Alman Genelkurmayı na onaylatılmıştır. Genelkurmaydaki Türk subaylarının dahi bunlardan haberi yoktur. Doğal olarak bu planlar Osmanlı İmparatorluğu nun değil, Almanya nın ulusal çıkarlarına uygun olarak hazırlanmış, Mehmetçik kanları Alman çıkarları için akıtılmıştır. Çanakkale de 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders savaşı uzatmak ve mümkün olduğu kadar İngiliz, Fransız askerini Avrupa dan bu cepheye Çanakkale'de 250 bin kayıp vermemizin ana nedeni (...) 2 Ağustos anlaşması gereği Türkiye de Mareşal ve ordu komutanı yapılan Liman von Sanders in yanlış yönetimidir. çekebilmek için ordunun savunma planını Türk komutanların isteklerinin tersine oynak savunma esasına göre yapmıştır (kıyıda zayıf kuvvetler,
geride kuvvetli ihtiyatlar). Kara savaşının 9 ay sürmesinin ve 250.000 zayiat vermemizin ana nedeni, kendi ülkesinde süvari tümen komutanı olan ve savaş deneyimi bulunmayan, fakat 2 Ağustos anlaşması gereği Türkiye de Mareşal ve ordu komutanı yapılan Liman von Sanders in yanlış yönetimidir. Liman von Sanders in yanlış stratejisine Yarbay Mustafa Kemal cesaretle itiraz edebilmiştir. 8. Türk askeri iyi sevk idare edilirse mucizeler yaratır. Çanakkale den üç yıl önce Osmanlı ordusu Balkan Savaşı nda yeni kurulmuş küçük Balkan devletleri karşısında hezimete uğramıştı. Aynı asker üç yıl sonra dünyanın en güçlü ordularını Çanakkale den geçirmedi. Aradaki fark komutanlardan kaynaklanmaktadır. Bunda Balkan Savaşı ndan sonra Genelkurmay Başkanı Enver Paşa nın orduda yaptığı yenileştirme ve gençleştirme reformunun önemli etkisi vardır. Başlangıçta 19. Tümen Komutanı, sonra Anafartalar Grup Komutanı olan genç komutan Mustafa Kemal zaferin kazanılmasında birinci derecede sonuç belirleyici olmuştur. 9. Komutanlar bilgili, cesur ve inisiyatif sahibi olmalıdır. 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal in Çanakkale de ordunun ihtiyat tümen komutanı olmasına rağmen ordu komutanının emrini almadan 25 Nisan da tümenini muharebeye sokması ve ANZAC birliklerini geri püskürtmesi zaferin kazanılmasında kritik bir öneme sahiptir. Mustafa Kemal bu hareketi yapmasa idi düşman ilk gün hedefine ulaşmış olurdu. Albay Mustafa Kemal in 8 Ağustos ta kendi isteği ile ordu büyüklüğündeki Anafartalar Grup Komutanlığı nı üstlenerek Anafartalar ve Conkbayırı karşı taarruzları ile takviyeli düşman kuvvetlerini denize dökmesi tüm subaylar için örnek alınacak davranıştır. Subay sorumluluk alabilmelidir. cihangirdumanlibd@gmail.com Size Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'anı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur. M. Kemal Atatürk 9