I... 2 II... 10 III... 14 IV... 19 V... 23 VI... 27 VII... 32 VIII... 36 IX... 41 X... 45 XI... 51 XII... 55 XIII... 60 XIV... 65 XV... 73 XVI...

Benzer belgeler
Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

11-15 OCAK 2016 ÖZEL ASÇAY ANAOKULU. 3 YAġ GRUBU HAFTALIK BÜLTEN

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

ISBN :

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR

Hedefler belirlendi. Saat on.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

CİN ALİ İLE BERBER FİL

Ağlat Beni Klip Senaryosu Harun KOLÇAK

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ

Esrarengiz Olaylar. Dangg Dongg Dangg

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

FORKLĠFT KULLANMA EĞĠTĠMĠ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Elişa, Mucizeler Adamı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.


Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Bu kitabın sahibi:...

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Transkript:

I... 2 II... 10 III... 14 IV... 19 V... 23 VI... 27 VII... 32 VIII... 36 IX... 41 X... 45 XI... 51 XII... 55 XIII... 60 XIV... 65 XV... 73 XVI... 80 XVII... 84 XVIII... 89 XIX... 97 1

I Bir gün önce baģlayan yağmur gece yarısını geçmesine rağmen hala durmamıģtı. Kaldırım kenarlarından akan çamurlu su düzgün dalgalar halinde yolun sonuna ulaģırken Latty daldığı yerden kopup önündeki iģlere döndü. Yetimhaneye bugün gelecek denilen iki çocuğun kaydı öğlene doğru iptal olmuģtu ve onlarla ilgili her türlü dökümanın yok edilmesi gerekliydi. Latty kağıtları öğütücüye atmadan önce dosyalara iliģtirilmiģ ufak fotoğrafları aldı ve cebine koydu. Kurallara aykırıydı belki, ama Ģimdiye kadar kimse kontrole gelmemiģti. Ara sıra çalan telefondan yeni gelecek çocukların haberi verilyor, gelirlerse teyit için, gelmezlerse dökümanların imhası için telefon son bir kez çalıp sonra uzun süre sessiz kalıyordu. Kağıt öğütücü iģini bitirip sessizleģtiğinde Latty yerinden kalktı ve baģını dıģarı uzatıp yatakhanedeki üç çocuğa baktı. Tom yorganının altında görünmediğini zannederek el feneriyle kitabını okurken onun bitiģiğindeki yatakta Dena yorganı üzerinden atmıģ, uzun sarı saçları yatağın iki yanından akıyorken kumlara düģmüģ bir deniz yıldızı gibi sere serpe uyuyordu. Onların karģısında Lily nin uyuması gereken yatağı boģ görünce Latty ofisin ıģıklarını kapatıp kapıyı arkasından çekerek yatakhaneye girdi. Lily? Birkaç yatak öteden bir el havaya kalktığında Latty sessiz adımlarla oraya ilerledi ve yatağın altına eğilmiģ olan Lily nin yanıbaģında diz çöktü. Lily, neden yatakta değilsin? Pisi geri gelmiģ, Bayan Latty. Latty de eğilip yatağın altına baktı ve iki hafta önce aniden ortalardan kaybolan sarı kedinin yalanarak tüylerini temizlediğini gördü. Sevmek istiyorum, ama yatağın altından çıkmıyor, dedi Lily ve uzanıp hayvanın kuyruğundan yakalamaya çalıģınca kedi huzursuz bir ses çıkararak kuyruğunu geri çekti. Eminim o da yorgundur, saat geç oldu, sabah uyanınca oynamak ister, hadi Lily, biz de uyuyalım. Ama Bayan Latty, ya birisi Pisi ye bir Ģey yaptıysa? Latty kediye bir kez daha bakıp baģını iki yana salladı. Ġyi görünüyor, sadece yorgun. Sen de yorgun değil misin? Biraz, ama Pisi kadar değil. Ben yorgun olsam da oynamak istiyorum. Ama oyun arkadaģların uyumak istiyor, hadi Lily Lily baģını kaldırıp Tom un yatağını iģaret etti. O uyumuyor. Tom! Fenerin ıģığı derhal sönüp yorgan düzleģince Lily tekrar yatağın altına eğildi. Pisi pisi? Pisi? Uyuyor musun pisi? Pisi uyuyor, Bayan Latty. Aynen öyle, dedi Latty ve doğrulurken küçük kızı da kucağına aldı. Lily yatağına giden kısa yolda esneyerek sonunda yorganın altına girdiğinde Latty nin elini tutarak sordu: 2

Yarın Pisi yle dıģarıda oynayabilir miyim, Bayan Latty? Yarın hava çok soğuk olacak Lily. Ġçerde kalsak daha iyi. Pisi nin üģümesini istemezsin, değil mi? Ġstemem. Aferin. Gözler kapansın, artık uyuyoruz. Lily gözlerini sımsıkı kapatıp sahte uykusuna geçince Latty onun küçük elini öperek yorganın üzerine bıraktı. Yağmur hala Ģiddetli bir Ģekilde yağıyorken Latty artık panjurları kapatma vaktinin geldiğini fark etmiģ, yatakhane pencerelerinden baģlayarak bütün panjurları indirmeye baģladı. Kapalı panjurlar günler geçtikçe hiddetini arttırmıģ sert rüzgarla titriyorken Latty kapı dıģından ona seslenen Dena nın sesiyle yataktan çıktı. Kapı açılır açılmaz Dena elindeki tokaları Latty e uzattı. Saçlarımı örer misiniz, Bayan Latty? Latty küçük kıza yatağı gösterip odanın kapısını açık bıraktı ve rüzgârın uğultusunu bastırmak için baģucundaki radyoyu açtı. Bulundukları yerde tek bir kanal çekiyor, o kanal da her gün aynı Ģarkıları, aynı sırayla yayınlıyordu. Ġki örgü mü, tek mi? Bir örgü istiyorum. Ġki tane olunca Tom iki defa çekiyor. Latty kendi kendine gülerek Dena nın arkasına oturdu ve upuzun saçlarını alıp önce parmaklarıyla taradı, sonra da üçe ayırıp örmeye baģladı. Bayan Latty, kıģ mı geldi? Evet Dena. Panjurları ne zaman tekrar açacağız? Rüzgârlar bittiğinde. Rüzgârlar bitince dıģarı çıkabilecek miyiz? Olabilir, dedi Latty, ama rüzgârlardan sonra sıcaklar, sonra tekrar yağmurların geldiğini bilerek çocukları dıģarı çıkarmaması gerektiğini tekrar kendine hatırlattı. Dadı Simone un tek kuralı buydu: dıģarı çıkmak yok. Bir Ģeye ihtiyaçları olduğunda telefon açmaları yeterliydi. Ajans onlar için her Ģeyi hazırda tutuyordu. Bayan Latty? Efendim Dena. Ben de büyüyünce sizin gibi mi olacağım? Latty örgünün ucunu tokayla tutturdu ve Dena ya dönmesini iģaret etti. Benim gibi olmak istiyor musun? Dena baģını salladı. Saçlarımız bile benziyor, dedi küçük kız ve kendi sarı örgüsünün ucunu alıp Latty nin bir tutam saçıyla karģılaģtırdı. Siz de Dadı Simone gibi yetimhaneyi bizden birine mi bırakacaksınız? Olabilir. Sana bırakmamı ister misin? Bilmem. Belki Lily kızar. Önce ona sormam lazım, ama Bayan Latty? Evet Dena? Sakın Tom a bırakmayın, olur mu? Olur Dena. 3

Söz mü? Söz, dedi Latty ve Dena yı kahvaltı etmesi için diğerlerinin yanına yolladı. Kahvaltı ona karnının açlığını değil erzak miktarlarını kontrol etmeyi hatırlatınca Latty bir süre daha ajansa telefon etmek zorunda olmamayı dileyerek yataktan kalktı. Rüzgarlar dinip sessiz ama korkutucu bir kıģ bastırdığında panjurların ufak aralıklarından sızan buz pencerelerde Ģekiller oluģturmaya baģlamıģtı. Çocuklar o Ģekilleri bir Ģeylere benzettikleri oyunla vakitlerini geçirirken Latty buzdolabında sakladıkları aģıları çıkardı. O sene için yenilenmiģ dozlardan birini aldı ve hazır Ģırıngayı Dadı Simone un öğrettiği gibi omzunun biraz altında koluna hızlıca soktu. Soğuk ilaç bir anlığına sızlattığında koluna üfleyip boģ Ģırıngayı çöpe attı. Çocuklar, aģı zamanı! Ofiste bekleniyorsunuz! Yatakhaneden itiraz dolu sesler yükselince Latty aģı kutusunu alarak onların yanına gitti. Bu senenin cesuru kim olacak? Lily kucağına sıkıģtırdığı kediyi iki eliyle kaldırıp Latty e uzattı. Pisi olsun! Pisi nin aģıya ihtiyacı yok, Lily. Onun yerine sen olmak ister misin? Ama ben aģıyı sevmiyorum. Uykumu getiriyor. Ben de bazen hangi kitabı okuduğumu hatırlamıyorum, dedi Tom ve geçen sefer nasıl iki kitabı tekrar okuduğunu fark ettiğini anlatmaya baģladı. Lily sırf aģıdan kurtulmak için Tom u dinleyip baģını sallıyorken Dena belli ki sıkılmıģ, kazağının kolunu kıvırarak Latty nin önüne geldi. Bu sene ben cesur olurum, Bayan Latty. Latty küçük kıza göz kırparak arka cebinde sakladığı çikolatayı ona uzattı. Çikolatayı gören Lily ve Tom piģmanlıkla homurdanırken Dena aģıyı beklemek üzere baģını onlara çevirdi. Bir an sonra Latty Ģırıngayı sokunca küçük kız gözlerini yumdu. AĢıdan sonra çocuklar yarı uyuklar halde yataklarında dönüp dururken Latty de biraz dinlenmenin kendisine de iyi geleceğine karar vermiģ, Lily nin yanındaki yatağa kıvrılarak aģının ilk etkisinin dinmesini bekledi. Bayan Latty? Latty kitap okuma saatindeki konuģmama kuralını Tom un bozmuģ olmasına ĢaĢkın, ofisinden çıkarak yatakhaneye girdi. Bir Ģey mi oldu? Dena bizi kimsenin almaya gelmeyeceğini söyledi. Gerçekten gelmeyecekler mi? Bunu hiçbirimiz bilemeyiz Tom. Dena da bilemez, ben de. Ben de bilemem, dedi Lily ve sonra kitabını kapatıp yataktan aģağı zıpladı. Okumayı bitirdim Bayan Latty. Pisi yle oynayabilir miyim? Kedi sanki onu anlamıģ gibi yattığı boģ yataktan yere atlayıp bir yerlere saklanırken Latty küçük kıza izin verdi. Tam ofise dönmek üzereydi ki Tom tekrar onu çağırdı. Bayan Latty? Evet, Tom? 4

Sizi kimse almaya gelmedi mi? Hayır, kimse gelmedi Tom. Dadı Simone o yüzden mi burayı size bıraktı? Belli ki Dena birkaç gün önce Latty le konuģtuğu yetimhane devir teslim konusunu Tom ile de paylaģmıģ ve küçük delikanlının aklında binbir türlü soru yaratmıģtı. Evet Tom. Geriye sadece ben kaldığım için Dadı Simone yetimhaneyi bana bıraktı. Bayan Latty! Odanın diğer ucundan kucağındaki kediyle koģturan Lily tam Latty nin önüne geldiğinde sordu: Dadı Simone dıģarı çıkmanıza izin veriyor muydu? Latty baģını iki yana salladı. Hayır, Lily. Ne ben ne diğer çocuklar, hiç dıģarı çıkmadık. Çok mu sıcaktı? Bazen sıcak, bazen soğuktu. Dadı Simone a izin verdirtecek kadar güzel bir gün hiç olmadı. Diğer çocukları almaya gelenler nereden geldi peki? Latty bir an sessiz kaldıktan sonra sorunun cevabını bilmediğini fark etti, ancak o sırada çalan telefon herkesin dikkatini dağıttı. Önce Tom ayağa fırladı. Beni almaya gelecekler! Dena hiç istifini bozmadan oturmaya devam ederken Lily kedisiyle beraber Latty den bile önce davranmıģ, ofisteki telefonun ahizesini kaptığı gibi kulağına götürdü. Ben Lily, burası da yetimhane. Siz kimsiniz? Latty kapıdan onu izliyorken birazdan küçük kız telefonu ona uzattığında gülümseyerek aldı. Ben Latty Evet, anlıyorum Yarın sabah 9, anladım. Hazır olacak. TeĢekkürler, size de Tom! Tom pata küte koģturarak ofise girdiğinde Latty gülümsedi. Seni almaya geliyorlar, yarın sabah erkenden hazır beklememizi istediler. Evet! Evet, Dena, gördün mü? Gördün mü Dena? Beni almaya geliyorlar! Tom sevinçle koģturarak yatağının altındaki kitaplarını birer birer yorganının üzerine koymaya baģlarken Latty de Lily nin elinden kaçan kediyi yakalayıp küçük kıza geri verdi. Panjurların açılma günü geldiğinde Latty önce Dena nın yatağının baģındaki pencereden baģladı. Yatakhanede yalnız kalan küçük kız sesi duyar duymaz uyanmıģ, dizlerinin üzerinde doğrularak Latty e baktı. Bayan Latty, yaz mı geldi? Evet Dena, yaz geldi. Ġçeri giren ıģıkla sarı kedi de saklandığı yerden çıktı ve güneģ alan yatakların birinde tüylerini yalamaya baģladı. Lily gittiğinden beri Pisi de yalnız kalmıģtı, ama sürekli peģinden koģturan kızın yokluğundan Ģikayet eder gibi bir hali yoktu. Latty yatakhanedeki panjurları bitirip ofise girmek üzereydi ki beklenmedik bir sesle duraksadı. Önce ufak bir fısıltıyla baģlayan ses bir anda kalabalık bir uğultuya dönüģtüğünde Latty telaģla Dena ya 5

ulaģtı. Dena ona sarılıp kucağına tırmanırken yatakhane bir grup üniformalı adamla dolduğunda Latty korkuyla geriledi. Adamlardan uzun boylu, sarıģın ve son derece kızgın görünen bir tanesi öne çıkınca kedi yataktan atlayıp koģturarak bir yerlere saklandı. Adam önce yatakhaneyi inceledi, sonra da kısa bir süre Latty e bakıp gülümsedi. Üniformalılardan baģka bir tanesi gelip Dena yı kucağından çekerek almaya çalıģınca Latty çırpınarak onu tekmelemeye uğraģtı, ama bir diğeri arkasından gelip boynuna bir Ģey batırdığında kaskatı kesilerek adamın kollarına yığıldı. Latty kendinden geçerken ayaktaki sarıģın adam rahatlamıģ bir nefes verip yüzünü sıvazlayarak onun görüģ alanından çıktı. Latty gözlerini açabilecek gücü bulduğunda görmek yerine önce etrafını saran uğultuyu duydu. Ağır bir makine çalıģıyor gibiydi. Biraz vakit geçtiğinde ve gözlerindeki buğu çekildiğinde uğultunun da azaldığını fark etti. Ses bir makineden değil, kafasının içinden geliyordu. Doğrulmak için çabaladı, ama bir an sonra yatakhanede gördüğü sarıģın adam görüģ alanına girdiğinde aklına ilk gelen Ģeyi yaptı ve adamın burnuna sert bir yumruk geçirdi. BaĢının içindeki uğultuya Ģimdi de parmaklarının sızısı eklenmiģti. SarıĢın, iri yarı adam burnunu tutarak geriledi ve kapıya yakın bir yerden ondan baktı. Herhangi bir Ģey hatırlıyor musun? Hatırlamam mı gerekiyor? dedi Latty ve yumruk attığı elini diğer elinin içinde sıkarak doğruldu. Birini yumruklamanın bu kadar can yakacağını tahmin edememiģti. Adın Latty mi? Evet. Latty Flacil? Evet. Kimsiniz siz? Ajanstan mı? Dena nerede? Adam sanki söylenmemiģ bir Ģeyi anlamıģçasına baģını salladı ve burnunu çekerek dıģarı çıktı. Latty yattığı yerden kalkıp adamı takip edecek oldu, ama ayağa kalktığı anda baģı Ģiddetle dönünce olduğu gibi tekrar uzandı. Yetimhanede geçirdiği 6 yıl boyunca onu almaya gelecek olanların böyle adamlar olacağını hiç düģünmemiģti. BaĢı ağrıyordu. Kulaklarındaki uğultu gittikçe Ģiddetlendi. Sadece yumruk atan eli değil bütün parmakları sızlayıp uyuģmaya baģlamıģtı. Bayılmaktan korkarak doğrulmaya çalıģtı, ama oda aniden sarsılıp hemen sonra birden durulduğunda Latty midesi bulanarak yana eğildi ve içinde ne varsa boģalttı. Crash, elimizde ne var? Kaptan Ewan Crash burnunu tutarak oturduğu yerden baģını kaldırdı ve kapıdaki amiri Calis i görünce dudaklarına doğru sızan kana aldırmadan güldü. Beni yumrukladı. Burnumun tam ortasından. KucaklanmıĢ gibi hissettim. 6

Calis odadaki iskemlelerden birini çevirip Ewan ın karģısına oturdu ve onun burnuna tutmayı unuttuğu kağıt topunu iģaret etti. Yere kanıyorsun. Ewan kağıdı burnuna kapatıp güldü. Bulacağım demiģtim. Seni tanımadığını söyledin. Kendi adını biliyordu, ama beni tanımadı. Ajanstan olup olmadığımı sordu. O her neyse BaĢka? Ewan cevap vermek yerine keyifle doğruldu ve ayağa kalkıp kana bulanmıģ kağıdı çöpe attı. Ne fark eder? Hala canlı, değil mi? Her türlü olasılığı düģünmemiz gerek. Sebepsizce hafızasını blokladıklarını sanmıyorum. Ayrıca ilacın da iģe yaramadığını söylüyorsun. Bu kadar uzun süreli bir blok hiçbir boyut esirinde görülmedi. Bulduklarımızın hepsi çoktan atlatmıģ haldeydi Bulduklarımızın hiçbir Latty değildi. Farkındayım, ama sırf onu bulduğumuz için görevi bir kenara atamayız, Crash. Her türlü olasılığı Vien i görmeye gideceğim, o bilir. Ewan kapıyı açıp dıģarı fırladığında Calis lafı ağzına tıkılı bir halde geride kalmıģ, ne yapacağını bilemeden sakallarını kaģıdı. Çok geçmeden koridordaki asansörün kapısı açılıp Wusla elindeki tablete bir Ģeyler not alarak toplantı odasına girdiğinde önce etrafına bakındı, sonra Calis e döndü. Crash nerede? Vien e gitti. O bilirmiş. Ama görev raporu Böyle bir zamanda Crash in oturup rapor vermesini beklemek mucizeydi. Cuslov a ne rapor vereceğiz? Kurul bir saat içinde olağanüstü toplanacak. Calis kalkıp Wusla nın elindeki tableti aldı ve rapor için açılmıģ sayfanın tam ortasına büyük harflerle raporu özetledi. Maynard Prensesi Latty Flacil, 26 Haziran 7092 tarihinde, bulunduğu esir boyutundan çıkarılarak Luplex e getirildi. Oreon Sağlık Departmanında Dr. Vien Dapufo gözetiminde kontrolleri devam ediyor. Kaptan Ewan Crash, Görev ayrıntılarının canı cehenneme, ben Vien i görmeye gidiyorum, o bilir! şeklinde bir açıklamada bulundu. Kaptan Calis tableti tekrar Wusla nın eline verdi ve okuduklarına gülen kadının saçlarından öpüp odadan çıktı. Bana bunu yapan orospu çocuğunu bulursam bu sefer burnunu kırmaktan daha fazlasını yapacağım! Serbest bırakın beni! Hey! Kimse duymuyor mu? Latty tutulduğu gözlem odasının duvarlarına sırasıyla vurup ara sıra da tekmeleyerek çıkmaya çalıģırken ekrandan onu izleyen Vien bir yandan hayati değerlerini not alıyor, 7

diğer yandan Ewan ın uyguladığı uyuģturucu dozajının asabi etkilerini gözlemliyordu. Departman için açılmıģ görev günlüğüne sistemden çıkan bulguları aktarırken bir anda açılan kapıyla irkildi. Ewan? Ewan hiçbir Ģey söylemeden Vien in önünde ekranlara baktı, Latty nin tekme tokat duvarlara giriģtiği gözlem odasının numarasını kendine tekrarladı ve Vien i dudaklarından öpüp tekrar geldiği gibi çıktı. Birazdan 405 numaralı gözlem odasınının kilitleri açılıp Ewan içeri girdiğinde Vien sistemlerin yansıttığı ikinci değer takımını kapattı ve Latty nin kendisini kaçırdığını düģündüğü adamın üzerine büyük bir hınçla atlamasını izledi. Latty son derece anlaģılır bir Ģekilde, ona zarar veren adamı az önce de bağırdığı gibi benzetmeye uğraģırken Ewan sarıģın kızla eğleniyormuģ gibi her yumruğunu karģılayıp her tekmesinde kenara kaçıyordu. Sonunda Latty yorulup nefes nefese bir kenara çöktüğünde Vien bunun normal bir yorgunluk olmadığını fark etmiģ, elinde ne varsa bırakıp kalbi oldukça zorlanan hastasını kurtarmaya koģtu. Ewan, odadan çık. Hiçbir yere gitmiyorum neler oluyor? Latty çöktüğü yerde derin nefesler alarak göğsünü tutarken Vien onun yanına gelmiģ, cebinden çıkardığı ufak hap tüpünü gösterdi. Latty, benim adım Vien. Doktorum. Güvendesin. Nefeslerinin düzelmesi için bundan bir tane alman gerekiyor Vien tüpü açmak üzereydi ki Latty onun elini iterek derin ve öfkeli nefeslerle konuģtu: Hayır Dokunmayın Hapı almazsan bayılacaksın Sakın dokunma... dedim Ewan araya girmek üzereyken Vien doğrulup onu durdurdu, birazdan Latty derin nefesleri de yetmeyerek kendinden geçince Vien atılarak onun baģını kucağına aldı ve beyaz önlüğünün cebinden çıkardığı Ģırıngayı Latty nin bacağına sapladı. ġeffaf ilaç Ģırıngadan boģaldığında Vien baģını çevirerek Ewan ı buldu. Vücudu enjekte ettiğiniz blok çözücüye sert tepki veriyor. Standart ekipman, yanımda baģka bir Ģey yoktu. BaĢka bir türle çakıģıyor, kendine gelmekte zorlanacak. Raporunu verdin mi? Hayır? Vien gözlerini devirerek tekrar Latty e döndü ve elini prensesin saçlarına koydu. NiĢan yüzüğü yine ters dönmüģtü. Önce onu düzeltti, sonra kucağındaki kıza baktı. Gerçekten buldun. Ewan da onların yanına çöküp Latty nin eline tuttu ve gülümsedi. Bulacağım demiģtim. Vien gülümseyerek niģanlısının çenesini kavradı ve baģını arkaya iterek burnuna baktı. Canın yanıyor mu? Çok değil. Calis e raporunu ver, Ewan. Cuslov u zor durumda bırakacaksın. Ewan homurdanarak baģını eğdi ve Vien in elini tutup avcunun içini öptükten sonra ayaklandı. Onu düzelteceksin, değil mi? Ġlk kurtarılan esir değil. Elimden geleni yapacağım. 8

* * * 9

II Ġnterkomdan gelen sinyal sesiyle Vien daldığı hafif uykudan irkilerek uyandı ve arkaya yatırdığı koltuğunu düzelterek ekrana yaklaģtı. Latty duvardaki interaktif haritayı kurcalayarak bir Ģeyler bulmaya çalıģıyormuģ gibi görünüyordu. Ġnterkomdan birkaç kez daha aynı sinyal sesi duyulduğun Vien onun yeni sistemleri çözemediğini anlamıģ, kendi mikrofonunu açarak konuģtu: Latty, ben Vien. Bir Ģeye mi ihtiyacın var? Latty sesi duyunca heyecanla bir Ģeyler söyledi, ama sesi duyulmuyordu. Soldan ikinci düğme, dedi Vien ve birazdan interkomun sinyalinden sonra Latty nin sesi duyuldu. Vien, bana Oreon a nasıl geldiğimi açıklayabilecek yetkin var mı? Hemen geliyorum, dedi Vien ve apar topar yerinde kalkıp gözlem odasından Latty nin odasına koģturdu. Kapı açılınca Latty o tarafa doğru bir hamle yaptı, ama Vien onu kollarından yakaladı. Hatırlıyor musun? Evet, biraz Bilmiyorum, tam değil. Annem ve babam burada mı? Vien ne diyeceğini bilemeyerek sessiz kalınca Latty dıģarı çıkma ısrarından vazgeçerek geriledi. Tahmin ettiğim yerde değilim, değil mi? Hayır, hayır, doğru yerdesin, Oreon dasın, ama Latty Açıklama yapma yetkin yoksa anlarım. Yapacak birini bulabilir misin? Biraz da su. Tabii, dedi Vien ve telefonunu çıkarıp Calis in numarasını tuģladı. Uyandı Hatırlıyor, ama hala bulanık Hayır, elbette aramadım Elbette Kaptan, anlaģıldı. Vien telefonu kapatırken Latty yatağa oturarak sordu: Panellerde saat ve tarih yazmıyor, neden? Bu kanattaki paneller kısıtlı. 26 Haziran 7092. Latty bir an duraksadı, sonra kafasında hesabı yapmıģ olacak, oturduğu yerde biraz daha çöktü. 24 yaģındayım, dedi ve ellerini uzamıģ saçlarına götürerek avcunda topladığı tutamın uçlarını inceledi. Birazdan içeri Kaptan Calis girip odanın kapısı kayarak kapandığında Latty sakallı kumral adama bakarak gözlerini kıstı. Calis? Calis baģını salladığında Latty saçlarını bırakarak ayağa kalktı. Teğmen Calis? Doğru, dedi Calis ve ona elini uzattırken gülümsedi. Artık Kaptan, Prenses Latty. Latty uzatılan eli sıktı ve Calis çekmek üzereyken diğer eliyle kapatarak ona yaklaģtı. Annem ve babam? Vien bakıģlarını kaçırırken Latty onu görmüģ, gözleri dolarak Calis e baktı. Çok üzgünüm Latty. Ne kadar oluyor? 6 yıl. Seni kaybettiğimiz gün. 10

Latty ellerini çekerek tekrar yatağa oturdu ve yanaklarından akan yaģları silerek burnunu çekti. Hatırladığım en son Ģey bir ekiple birlikte güvenli yere götürüldüğümüz. Belki birkaç gün sonrası Yetimhaneye nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Nasıl çıktığımı da Calis açıklamak üzereyken Latty aniden baģını kaldırıp kapıya baktı. Ewan. Burnunu kırdım. Vien arkadan kırık olmadığını söylerken Calis gülümseyerek geçip Latty nin yanına oturdu. Ewan oldukça iyi durumda, merak etmeni gerektirecek bir Ģey yok. Nerede? Neden beni görmeye gelmiyor? Ġzin vermediğim için. Latty kaģlarını çatınca Calis in gülümsemesi yavaģça yüzünden silindi. Geldiğini Oreon daki sınırlı sayıda çalıģan ve Luplex Konfederasyon asil üyelerinden baģka kimse bilmiyor, Latty. SavaĢ sırasında boyutlardan esir kurtarma çalıģmalarının nasıl sürdürüldüğünü hatırlıyor musun? Ben de esirdim. Öyleydin. Yetimhane dediğin yerde kaldığın süre boyunca neler gördüğünü, kimleri tanıdığını bilmemiz gerek. Dena, dedi Latty ani bir telaģla. Küçük kız, benimle birlikte kalıyordu, o nerede? BaĢka bir odada dinleniyor. Ailesini Oreon a getirmek için bir ekip yolladık. Ailesi dedi Latty düģünceli bir Ģekilde ve gülümsedi, ama sonra diğer çocukları hatırlamıģ, solgun bir tonla sordu: 2 yıl boyunca 3 çocukla birlikte yaģadım. Tom, Lily ve Dena. Gelmeden birkaç ay önce Tom ve Lily i gönderdim. Nereye gittiklerini bilmiyorum. Evlat edinildiklerini düģünüyordum, ama artık emin değilim. Yerleri değiģtirilmiģ olabilir, arama çalıģmaları devam ediyor. Onları da listeye alacağım. Dadı Simone Beni yetimhanede Dadı Simone karģıladı. Kısa boylu, yaģlı, lavanta kokan bir kadındı. Uzun bir süre beraber yaģadık, bana aģı yapmayı ve dıģarı çıkmamam gerektiğini öğretti. Calis bununla Vien e baktı, Vien derhal odadan çıkıp bir yerlere giderken Latty onun arkasından baktı. Nereye gidiyor? AĢılardan birini getirmeye. Doğru Ģeyi alıp almadığımızı teyit etmen gerek. O boyutta kaldığın sürece unutmanı o aģılar sağlıyordu Latty. Ne kadar sıklıkla alıyordunuz? Her sene bir defa, dedi Latty ve elini sol omzuna götürerek iğneyi vurduğu yeri kapattı. Dadı Simone dıģarı çıkmamıza hiç izin vermedi. AĢıların bizi dıģarıdaki hastalıktan koruduğunu söylerdi. O gittikten sonra çocuklara aģıyı ben yapmaya baģladım. DıĢarı çıkmalarına izin vermedim, ama neden bilmiyorum. ġimdi anlayamıyorum, ama o zaman bir sebebi vardı, Ģimdi bulamıyorum. Kafam çok karıģık. Ġlaçlardan olmalı, dedi Calis ve odaya giren Vien in uzattığı kutuyu alıp kapağını açtı. Latty içinde sıralanmıģ Ģırıngaları görünce baģını salladı. Evet, bunlar. Birkaç gün hafızanın bulanık olması normal, dedi Vien ve Ģırıngaları iģaret etti. Aldığın bu dozla bizim sana verdiğimiz çözücü çakıģıyor. ġu anda hafızanda büyük 11

boģluklar var ve bazı ufak tefek Ģeyleri bile hatırlamakta zorlanabilirsin. Bu odadan çıkıp asansöre gittikten sonra geri dönemeyebilirsin bile. Tamamen normal. Bu odadan çıkabilecek miyim? dedi Latty ve Calis e baktı. Döndüğümü ne zaman açıklayacaksınız? Sen boģluklarını doldurduğunda. O zamana kadar ne bilmek istiyorsan bize sorabilirsin. Bu odadan daha rahat bir tanesine geçebilirsin, ama seni bir süre daha gözetim altında tutmamız gerek. Anlıyorum, dedi Latty ve yutkunarak Vien e baktı. Su? Vien hafifçe alnına vurarak kendi kendine söylendi ve paneldeki bir düğmeye basıp su istedi. Hemen sonra kapıdan silindir bir servis robotu girip beyaz kapağını açarak 6 tane su ĢiĢesini yükselttiğinde Latty uzanarak bir tanesini aldı. Bunları hatırlıyorum. En eski modellerimiz, dedi Vien ve kapağını kapatmakta zorlanan robottan bir ĢiĢe daha alıp ona yardım ederek tekrar tek parça olduğunda dönüp odadan çıkmasını izledi. Hiçbir Ģey hissetmiyorum. Vien ve Calis bir Ģey söylemeden Latty e baktığında elindeki Ģu ĢiĢesini inceleyen prenses hafifçe omuzlarını silkti. Annemi ve babamı kaybetmiģim, yıllardır esir tutulmuģum ve eve döndüm, ama hiçbir Ģey hissetmiyorum. Ġlaçlar, dedi Vien ve onun diğer tarafına oturarak hastasının sırtını sıvazladı. Her Ģey yavaģ yavaģ geri gelecek. YavaĢ yavaģ kahrolacağım, değil mi? Aksine, yavaģ yavaģ alışacaksın. Duygusal olarak Ģiddetli dalgalanmalar olacak, ama ben sana yardım edeceğim. Bilmiyorum, dedi Latty ve tekrar Calis e döndü. Biz yokken tahtta kim oturdu? Yoksa kraliyeti devirmeyi baģardılar mı? O kadar kolay değil, Prenses. Sizden sonra tahta Claire DeVeroniqe geçti. Babanızın kuzeni Lord Armand ın tek kızı. Hatırlamıyorum Hatırlamalı mıyım? Uzun süredir Verona da yaģıyorlardı. Çocukken görüģmüģ olabilirsiniz, ama savaģ öncesinde ve sırasında benim bildiğim kadarıyla yakın değildiniz. Claire döndüğümü biliyor mu? Henüz değil, ama ilk öğrenenlerden biri olacak. Latty baģını salladı sonra bir Ģey onu zorlarmıģ gibi yüzünü buruģturarak Vien e baktı. Okumam gerek. Rehber, kılavuz, ansiklopedi Her ne olursa. Ġsimler ve yüzler birbiriyle eģleģmiyor. Unuttuğum birileri var, biliyorum. ġimdilk bunu kullanabilirsin, dedi Vien ve kendi tabletini açarak Latty e verdi. Hatırladıklarını aratabilir, ya da rehberden kategorilere girebilirsin. Böyle Latty ve Vien bir süre tabletle oyalanırken Calis kafasındaki notları kendi tabletine girip Cuslov a yolladı. Cuslov bizim yokluğumuzda konfederasyon temsilcisi seçilmiģ, dedi Latty ve tableti biraz daha kurcaladıktan sonra sordu, Delora yok. Delora nerede? Calis arkasını dönüp ona baktığında Latty kaģlarını çattı. Hayır 12

Ayaktaki adamın ifadesi bir anda düzeldi. Hayır, tabii ki hayır. Dugan da orduda eğitimde. Kaptan Lysander in ekibinde. Lysander? dedi Latty ve bir an düģünüp sonra boģvererek tekrar tablete eğildi. Conrad Lysander Yüce Luslo, herkes ne kadar değiģmiģ. Ġnanılmaz. Vien birkaç kiģinin daha resimlerini gösterip yıllar içinde ne yaptıklarının özetini geçerken odanın kapısı kayarak açıldı ve Ewan içeri daldı. Görevin baģında ben varım sanıyordum? YanlıĢ bir Ģey mi yaptım Kaptan, neden beni cezalandırıyorsunuz? Calis sakallarını sıvazlayarak Ewan ı geçti ve kapı arkasından kapanınca Ewan yataktaki Latty e baktı. Hatırlıyorsun. Latty cevap vermek yerine tableti yüzüne kapatıp ağlamaya baģlayınca Vien onun omzunu tutarak baģıyla Ewan a iģaret etti. Biraz karıģık Ewan gelip onun dizlerinin arasında yere çöktü ve tableti indirip Latty nin ellerini tuttu. Beni hatırlıyor musun? Latty bir Ģey söylemedenr elini Ewan ın büyük avcundan kurtardı ve onun burnuna götürdü. Acıyor mu? SarıĢın adam baģını sallayınca Latty onun yüzünü tuttu ve eğilip hiç düģünmeden öptü. O sırada yataktaki ağırlık azalıp Vien in ayağa kalktığını fark edince Latty Ewan dan ayrılarak ona baktı. Vien, teģekkür ederim. Ayaktaki kadın baģını salladı ve kapıyı iģaret edip sonra dönerek dıģarı çıktı. Odada yalnız kaldıklarında Ewan ilaç tadı aldığı dudaklarını yalayarak Latty nin ellerini tekrar kendi ellerini içine aldı. Latty, baģından aģağı ne kadar bilgi yığıldı bilmiyorum, ama bilmen gereken önemli bir Ģey daha var. Ġlaçlar etkisini geçmeden önce söyle, onun için de üzüleyim. Vien benim niģanlım. Latty ellerini çekip yatakta gerileyince Ewan onun bacaklarını yakaladı. Yapma Seni öptüm. Sesini bile çıkarmadı. Bilemezdin. Nereden bileceksin? Öncelikli bir konu bile değil. Bilemezdin Latty. NiĢanlandın Ewan gülümsemeye çalıģarak baģını salladığında Latty gözleri dolarak bakıģlarını kaçırdı. Her Ģeyi kaçırdım Cevap vermek yerine Ewan çenesini onun dizine yasladığında Latty elini onun baģına koyarak gözlerini kapadı. * * * 13

III Ayrıldığınızı sanıyordum. Vien in odasının kapısında duran Ewan baģını salladı. Ayrıldık. Hatırlamıyor. Çok yazık, dedi Vien ve kendi oyalamak için anlamsızca uğraģtığı tüpleri bir kenara bırakıp Ewan a baktı. Özür dilerim, elinde olmadığını biliyorum. Ewan kapıdan ayrılıp ona yaklaģtı ve kollarını açıp ona sarıldı. Özür dilemene gerek yok. Ben daha kötüsünü yapardım. Hatırlamayacağını tahmin ediyordum, yine de görüntü hoģuma gitmedi. Biliyorum. Üzülecek. Bir tek sana değil, üzüleceği o kadar çok Ģey var ki Ewan. Ona yardım edeceğimi söyledim, ama onu tanımıyorum bile. Ewan çenesinin altındaki kahverengi saçları öptü ve sonra iki günlük sakalına takılanları düzelterek yanağını tekrar Vien in baģına koydu. Senden önce ona yardım edecek koca bir ordumuz var, merak etme. Yarısının kim olduğunu hatırlamadığı bir ordu. Delora nın dönmesini bekle, dedi Ewan ve Vien baģını geri çektiğinde ona baktı. O zaman sen de hastanın iyileģeceğine inanırsın. Delora beni korkutuyor. Sen onu tanımadın. Dugan daki Delora bizim Delora mız değil. Göreceksin, bekle. Vien baģını sallarken odanın kapısı vuruldu. AĢk kuģları, iģimiz var. Geliyoruz Colm, dedi Ewan ve Vien i öpüp elinden tutarak kapıya götürdü. Colm kollarını kavuģturmuģ, kapıda beklerken kalın kaģlarından birini kaldırdı. Latty ne yaptığını anlattı. Seni tanımıģ olması mucize, dedi Ewan ve onu atlatmaya çalıģınca Colm tekrar önüne geçti. 50, Crash. Hergelelik etme Colm, Ģimdi sırası değil. Kimse umrumda değil, ben o mekiği o boyuta taģıdım, Latty i geri getirdim, arkadaģım güvende. Sarıldık, bana ne kadar yaģlandığımı söyledi, ben de ona ĢiĢko dedim, anlaģtık ve mutluyum. 50 yi görelim. Ewan elini cebine attı ve 50 Lupa çıkarıp banknotu Colm un avcuna yapıģtırırken elini yakaladı. Latty i eve ben getirdim. Oakfox u senin eline bıraksam uçuģ üssünden iki adım uzağa götüremezdin. O boyuta girmek için seni kaç solucan deliğinden transit geçirdiğimi biliyor musun? 12, ve bir tanesi bizi olduğumuz yere geri getirdi. Kaptan olan benim, Mekanik. Colm alaylı bir gülüģle baģını iki yana salladı. Burnunun diğer tarafını da ben mi eģitleyeyim? Paranı al ve uza. 14

Tamam, hadi barıģalım. Colm uzanarak onun dudaklarını öpmeye çalıģınca Ewan onun suratını avuçlayarak güldü ve mekanik olarak aģağılamakta tereddüt etmediği Oreon dahisi Colm Pulvu yu yolundan çekti. Vien onların atıģmasına artık alıģmıģ, asansöre bindiklerinde Colm un ıģığa tutarak sahte olup olmadığını kontrol ettiği parayı iģaret ederek sordu: Ne içindi? Colm cevap vermek üzere atılınca Ewan Vien e döndü. Kızacaksın. Sanmıyorum, dedi Vien ve Ewan ın yanında eğilip Colm a baktı. Ne içindi? DönüĢ yolundayken Latty ayrıldığınızı hatırlamayacak demiģtim, kazandım. Vien gözlerini devirerek Ewan a baktı. Buna mı kızacağım? ÖpüĢünce tavır yaptın. Hani sen daha kötüsünü yapardın? Ben adamı ilk elime aldığımda yüzüğü gözüne sokardım. Yani Latty nin bilmemesi benim hatam, öyle mi?! Ewan anlık bir korkuyla Ģaka yaptığını söyleyip durumu kurtarmaya çalıģınca Vien gülerek onun ĢiĢmiĢ burnunu sıktı. Ben de Ģaka yapıyordum. Bir daha yapma. Asansör kata ulaģıp kapılarını açınca Vien önden çıkıp uzaklaģtı. Arkadaki Ewan ise burnunu tutmuģ, yaģarmıģ gözlerini kırpmamaya çalıģırken Colm onun halini görüp sırtını sıvazladı ve koridorda yürümesine yardım etti. Latty yeni odasında bir yandan yemeğini yiyor, bir yandan da Vien in tabletini okuyordu. GeçmiĢ yılların haberlerine göz atarken tam olarak kaybolduğu günün tarihine geldiğinde kendi resminden önce babası Kral Nestor ve annesi Kraliçe Lara nın resimlerini gördü. Maynard daki sarayın kabul odasındaki koltukta oturuyorlardı. Latty resmin üzerinden parmaklarının geçirirken annesinin parfüm kokusunu hissetti. Hafızasının oynadığı oyun gözlerini doldururken yanlıģlıkla iki defa dokunduğu resim büyüdüğünde Latty tableti ters çevirerek boğazına düğümlenen lokmasını yuttu. Sessizce ağlayarak suyundan bir yudum aldı. 107 diyorum gerizekalı teneke, 107 YÜCE LUSLO, ġġmdġ SENĠ ATEġE VERECEĞĠM, AÇSANA! Kapının dıģından gelen seslerle Latty ıslak gözlerini eliyle sildi ve yataktan indi. Kim o? Cevap olarak kapı kenara kayıp ölümle tehdit edilen silindir robot aceleyle içeri girdiğinde Latty kapıdaki sarıģın kadına baktı. SarıĢın da ona bakıyor ağzını açıp bir Ģeyler söylemek istedi, ama hiç ses çıkmayınca Latty gülerek onun saçlarını dağıttı. Yüzü ve sabırsız öfkesi tanıdıktı ama Latty nin en son hatırladığı kızıl saçlar sararmıģtı. Neden?! Asiydim, depresyondaydım gel buraya! Ġkisi birbirlerine sımsıkı sarıldıklarında Latty aklındaki boģluklardan birinin tamamen dolduğunu hissettmiģ, Delora sına biraz daha sokuldu. Sakın beni burada yalnız bırakma. Kovsalar da gitmeyeceğim dur, daha ayrılma, olmadı. 15