İÇİNDEKİLER TÜRKİYE GÜNDEMİ... 2 BDDK'dan Bank Asya kararı... 2 THY uçağı pistten çıktı: 1 yaralı... 3 Türkiye Uzay Kurumu için ilk adım... 3 Hamas: 'Dünyadaki kötülüğün önderi Netanyahu... 4 Petrol fiyatları uçuşa geçti! 3 yılın zirvesinde... 4 FED Başkanı'ndan korkutan açıklama... 4 Mısır'dan Hamas'a abluka... 5 Süreç ilk meyveyi hendeklerle verdi... 5 KÖŞE YAZILARI... 6 Şeyh Fethullah El Pensilvâni... 6 İslam Âleminde Erdoğan Etkisi... 7 Çözüm sürecinde nereye geldik?... 8 AFRİKA GÜNDEMİ... 10 Sudan, Güney Sudanlı mültecilere kimlik veriyor... 10 THY uçağı Nepal'de pistten çıktı; bir yaralı... 11 Libya daki iç savaşın faturası Tunus'a... 11 AMERİKA İNGİLTERE GÜNDEMİ... 12 Türkiye Cumhurbaşkanı Ermenistan Barış Heykelini "Aşağıladığı" Gerekçesiyle Para Cezasına Çarptırıldı 12 Türkiye: Ege'deki Askerî Tatbikatla İlgili Saha Duyurusu Sehven İlan Edildi... 12 Türkiye deki İsyancılar Silahları Bırakmak İçin Demokratik Reformlar Talep Ediyor... 12 ASYA - PASİFİK GÜNDEMİ... 14 Avustralya vatandaşlarının Musul'a gitmesini yasakladı... 14 Erdoğan: Mısır'la devran tersine dönebilir... 14 Fidel Castro ABD'nin bıraktığı istihbaratçılarla görüştü... 15 İran: Netanyahu'nun konuşması seçim propagandası... 15 Küba'ya giden Çin gemisinde yüklü miktarda silah... 15 AB yetkilisi Kırım Tatarları'na yönelik ihlallere dikkat çekti... 16 Mısır genel seçimler için verilen erteleme kararını tartışıyor... 16 1
FT: Türkiye'nin bölgesel emelleri dostlarıyla birlikte yok oluyor... 17 Çin Ulusal Halk Meclisi basın toplantısı başladı... 18 Tarikatın dev toplu nikâhı... 19 AVRUPA GÜNDEMİ... 19 Almanya ya emsal olma ihtimali var... 19 Neo-Nazilerin NSU şovu... 20 Korkusuz Türk Alman kanalında... 20 Mannheim yaralısı kayıplara karıştı... 21 Göç yasası taslağı hazır, CDU kuşkulu Sabah Avrupa... 21 Babanın ağlatan mavi kapak vasiyeti... 22 Fransa, camilerin yurt dışından finanse edilmesini engelleyecek... 22 Almanya da erkekler kadınlardan!..... 23 Bulgaristan'da camiye ırkçı saldırı... 24 O vekilin parasını istemediler... 24 Bremen'de Polis Operasyonu... Halkın Korkularıyla Oynanmaz - Ansgar Siemens - Der Spiegel-Internet... 25 Türkiye İle Pkk Arasındaki Müzakere Başlangıcına Resmî Açıklama - Scharf-Links... 26 Bremen de Terör Şüphesiyle Yapılan Baskınlar İslam Dernekleri Tarafından Kınanıyor - Frankfurter Rundschau - Eckhard Stengel... 27 TÜRKİYE GÜNDEMİ BDDK'dan Bank Asya kararı YENİ ŞAFAK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bank Asya'da, Kaynak Holding'in kontrol gücüne sahip olduğu Sürat Basım Yayın ile Forum İnşaat'a ait A grubu hisselerin temettü dışındaki ortaklık haklarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kullanılmasına karar verdi. BDDK'dan KAP'a yapılan açıklamada kararın, "Asya Katılım Bankası'nda A grubu nitelikli paya sahip, Sürat Basım Yayın ile Forum İnşaat'ta kontrol gücünü elinde bulunduran Kaynak Holding'in hisselerinin tümünün Hollanda'da mukim bir özel limited şirket olarak 16.01.2015 tarihinde kurulan INL Partners B.V. şirketine devir işleminin 29.11.2012 tarihli ve 5054 sayılı Kurul kararına aykırı şekilde izin alınmaksızın yapılması nedeniyle, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 18. Maddesinin yedinci fıkrası hükmüne istinaden" alındığı belirtildi. 2
Bank Asya'nın 19 Kasım'da yayımladığı dokuz aylık faaliyet raporuna göre, 900 milyon lira sermayesi bulunan bankada Sürat Basım'ın yüzde 2.7, Forum İnşaat'ın yüzde 3.85 payı bulunuyor. KAP'ta yer alan bilgilere göre Kaynak Holding'in ise bankada dolaylı yoldan yüzde 6.47 payı bulunuyor. Bankanın hisselerinin yüzde 40'ı yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerini aday gösterme hakkı olan imtiyazlı A grubu hisselerden oluşuyor. Ancak faaliyet raporunda Sürat Basım veya Forum İnşaat'ın elindeki payların ne kadarının A grubu hisse olduğu belirtilmiş değil. BDDK'nın Şubat başında Bank Asya'nın imtiyazlı hisselerinin ortaklık haklarının TMSF tarafından kullanımına karar vermesinin ardından bankanın yönetim kuruluna dokuz kişi atanmıştı. THY uçağı pistten çıktı: 1 yaralı YENİ ŞAFAK Türk Hava Yolları'nın Airbus A330 tipi TC-JOC kuyruk tescilli TK-726 sefer sayılı İstanbul-Katmandu seferini yapan yolcu uçağı, dün akşam saat 20.25 sıralarında 223 yolcusuyla Atatürk Havalimanı'ndan havalandı. THY uçağı Katmandu Havalimanı'na inişinden kısa bir süre sonra pistten çıktı. Kazada bir yolcu hafif yaralanarak hastaneye sevk edilirken, uçakta bulunan diğer yolcular uçaktan tahliye edilip terminale alındı. Nepale gitmek için İstanbul Atatürk Havalimanından dün akşam Kaptan Pilotlar Levent Bilir ve Ayhan Günbatan yönetiminde saat 20.25'de kalkan ve bu sabah Türkiye saatiyle 06.50'de yoğun sis nedeniyle Katmandu Havalimanına iniş sonrası pistten çıkan THY'nin Airbus A 330 tipi Göbeklitepe adlı uçağı için kurtarma çalışmalarının sürdürüldüğü ve orada kalan yolcuları almak için de bir uçak hazırlandığı bildirildi. Türkiye Uzay Kurumu için ilk adım YENİ ŞAFAK Havacılıktaki adımlarıyla çağ atlayan Türkiye, gözünü uzaya çevirdi. Hükümet, uzay çalışmalarına yeni vizyon için düğmeye bastı. Uzun süredir hazırlığı yapılan Türkiye Uzay Kurumu'yla (TUK) ilgili çalışmalar Bakanlar Kurulu'nda masaya yatırıldı. Meclise gönderilecek tasarıyla oluşturulacak TUK, tüm uzay projelerini ve çalışmalarını koordine edecek. Düzenlemenin önümüzdeki günlerde Meclise gönderilerek ilgili komisyonlarda ele alınması bekleniyor. Ulaştırma Bakanlığı görevini seçimler nedeniyle devretmeye hazırlanan Bakan Lütfi Elvan, önceki gün Bakanlar Kurulu'nda çalışmayla ilgili brifing verdi. Uzay ve havacılık alanındaki çalışmaları tek elden yürütmek için kurulacak TUK için ABD'nin NASA'sı ile AB'nin ESA'sında kapsamlı incelemeler yapıldı. TUK'ta Ulaştırma Bakanlığı'ndan Genelkurmay'a, Türksat'tan TÜBİTAK'a kadar ilgili kurumlardan temsilciler bulunacak. Üniversiteler ve STK'larla ortak proje ve çalışmalar yürütülecek. TUK, Türkiye'nin NASA'sı gibi rol üstlenecek. Akşam'ın haberine göre, bu yılın ilk yarısı Türksat 4B'yi de uzaya göndermeye hazırlanan Türkiye, Türksat 5A'yı kısmen, Türksat 6A'yı da tamamen yerli olarak üretmeyi kararlaştırmıştı. Başlayan çalışmalarda koordinasyonu TUK üstlenecek. Haberleşme uydularının yanı sıra, Göktürk uyduları ve gözlem amaçlı uyduların tamamlanarak uzaya fırlatılması konusunda çalışmaların hızlı yürütülmesi 3
bu kurumca sağlanacak. ANKARA'DA kurulma çalışması yürütülen "Uzay Evi (Planetaryum)" TUK'un kontrolünde olacak. Uydular, fırlatma sistemleri ve diğer uzay teknolojileri alanında üretim, test, montaj ve sistem engegrasyonu için gerekli laboratuvar, araştırma ve test merkezleri ile astronot eğitim merkezinin bulunacağı "Uzay Şehri" Projesi de kurumca hayata geçirilecek. Hamas: 'Dünyadaki kötülüğün önderi Netanyahu TÜRKİYE Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Sözcücü Sami Ebu Zuhri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu, "Dünyadaki kötülüğün önderi" olarak nitelendirdi. Hamas Sözcücü Ebu Zuhri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı konuşması, imajını düzeltme ve Filistin halkına karşı işlediği suçları örtbas etmesine fayda sağlamayacak" dedi. "Netanyahu, dünyadaki kötülüğün önderi, İsrail ise bölgedeki terörün kaynağıdır" ifadesini kullanan Ebu Zuhri, Netahyahu'nun uluslararası kamuoyu nezdinde "imaj değiştirmek" ve "suçluyu kurbana çevirmekte" başarılı olamayacağını belirtti. Zuhri, Hamas'ın Netanyahu'nun tehditlerini önemsemeyeceğini ve Filistin halkını İsrail'in ihlallerinden korumak için gereken gücü elde edeceğini dile getirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün ABD Kongresi'nde konuşma yapmıştı. Petrol fiyatları uçuşa geçti! 3 yılın zirvesinde TÜRKİYE Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan, talebin artış göstermesi ile birlikte Asya'ya satılan Arap hafif petrolü için fiyatlandırma şartlarında 3 yılın en büyük yükselişini yaptı. Devletin sahip olduğu Saudi Arabian Oil Co. Salı günü yaptığı açıklama ile Nisan ayında yapacağı Arap hafif petrolü satışlarını Asya'nın bölgesel göstergesinin varil başına 90 dolar altından yapacağını bildirdi. Bloomberg'in derlediği verilere göre, Suudi Arabistan söz konusu fiyat ile indirimi Mart ayından 1.40 dolar daraltmış ve Ocak 2012'den bu yana en büyük fiyat artırımını gerçekleştirmiş oluyor. Şirket, ayrıca ABD rafinerilerine sunduğu fiyatları da yükseltti. Viyana'daki JBC Energy GmbH kıdemli analistlerinden Eugene Lindell, Bir fiyat artırımı bekliyorduk. Ancak artırımın derecesi beklentilerin yüksek tarafında gerçekleşti. Asya piyasası geçtiğimiz aylara göre biraz daha güçlü ve Aramco'nun düzenlemesi bu gücü yansıtıyor dedi. Standard Chartered Plc ve Bank of America Corp.'tan analistlere göre, Suudi Arabistan'ın yükselen ABD üretimi karşısında fiyatları desteklemek için üretimi düşürmektense pazar payını koruyacağını netleştirmesinden 3 ay sonra strateji işe yaradığına yönelik sinyaller vermeye başladı. OPEC dışındaki petrol üreticileri, yatırımları düşürürken, sondaj makinelerini askıya alıyor. Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali Al-Naimi 25 Şubat'ta Talep artış gösteriyor ve piyasa sakin ifadelerini kullanmıştı. FED Başkanı'ndan korkutan açıklama TÜRKİYE 4
Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, Fed'in yeni bir finansal krizi önleyemeyeceğini ancak alınan riskleri sınırlandırarak, olasılığını azaltabileceğini ifade etti. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, 2007-2009 krizinin "merkez üssünde" fazlasıyla risk alan büyük finansal kuruluşlar olduğunu belirterek, "Fed bu kuruluşların risk yönetimi uygulamalarını güçlendirdiğinden emin olmak için gerekli tedbirleri süratle almaya devam edecek" dedi. Yellen, New York şehrinde yaptığı konuşmasında, Fed'in yeni bir finansal krizi önleyemeyeceğini ancak alınan riskleri sınırlandırarak, olasılığını azaltabileceğini ifade etti. Finansal kriz ve ekonomik durgunluğun milyonlarca Amerikalıyı yoksulluğa sürüklediğini vurgulayan Yellen, "Büyük finans kuruluşları, krizin merkez üssüydü. O zaman bazıları Fed'in gözetiminde olmayan bu kuruluşların aldığı aşırı riskler krize neden oldu. Ayrıca, bu kuruluşlar, finans sistemindeki öncelikleri ve bağlantıları nedeniyle krizin hızla yayılmasına ve ekonomimizin tahrip olmasına yol açtı" diye konuştu. Yellen, Fed'i de kapsayan bazı kamu kuruluşların alınan risklerin boyutu ve zararlarını fark etmekte başarısız olduğunu dile getirdi. Fed'in krizden öğrendiği dersler ışığında sistematik risk taşıyan büyük finansal kuruluşlara odaklandığını anlatan Yellen, mevcut şartlarda 16 kuruluşun yoğun gözetim altında tutulduğunun ve bu kuruluşlar arasında yer alan 8 bankanın, bankacılık sektöründeki toplam mal varlığının yüzde 60'ına sahip olduğunun bilgisini verdi. Yellen, gözetim altındaki kuruluşların ahlaka ve kanunlara uygun hareket etmesini beklediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Son yıllarda büyük finansal kuruluşlarda çalışan bankacılar, bu (ahlaka ve kanunlara uygun) şekilde hareket etmedi. Bu davranışlar hem bireysel hem de bütün olarak, büyük finansal kuruluşların değerlerinde güvenlik ve sağlamlılığı zayıflatan eksiklikler olup olmadığına yönelik meşru soru işaretleri oluşturdu." Mısır'dan Hamas'a abluka SABAH Mısır Adalet Bakanı Mahfuz Sabir, Acil İşler Mahkemesi tarafından "terör örgütü" kabul edilen Hamas Hareketi'ne mensup olduğu tespit edilen kişilerin tutuklanacağını ve hareketin tüm mal varlığına el koyulacağını açıkladı. Sabir, Mısır'da yarı resmi el-ahram gazetesine yaptığı açıklamada, " Hamas hareketinin ülkede vukubulan terör eylemlerine karıştığı tespit edildi. Sağlam delillere dayanarak verilen mahkeme kararına görehamas Hareketi, ülkenin ulusal güvenliğine zarar veren terörist bir örgüt olmuştur. Bu kararın gerektirdiği tüm işlemler uygulanacak. Hamas Hareketi'ne mensup olduğu tespit edilen kişiler tutuklanacak. Hareketin ülkedeki tüm mal varlığına el koyulacak" dedi. Mısır'da Hamas'a ait tüm taşınmazlara el konulacağını belirten Sabir, harekete ait hesapların dondurulması için Merkez Bankası'na gerekli talimatın verildiğini ifade etti. Geçtiğimiz hafta 10 maddelik "Terör Kanunu" çıkarıldığını hatırlatan Sabir, bunun uygulanması için ilgili makamların çalışmalarına başladığını sözlerine ekledi. Süreç ilk meyveyi hendeklerle verdi SABAH 5
Hükümetin cesur adımlarla yürüttüğü çözüm süreci meyvesini veriyor. Geçen hafta yapılan silahların bırakılması çağrısının hemen ardından Cizre başta olmak üzere bölgede açılan hendekler kapatılmaya başladı. Örgüt, vergi toplama, mahkeme kurma gibi kamu düzenini tehdit eden eylemlere son veriyor. Ada'da 10 maddeye yönelik görüşmeler bu hafta başlıyor. Çözüm sürecine yönelik tarihi niyet beyanının ardından gözler, 21 Mart Nevruz'u öncesi atılacak adımlara çevrildi. Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından KCK yönetimi Kongre için hazırlıklara başladı. Ada'dan gelecek mesaja göre örgüt "Türkiye'ye silah doğrultmayacağını" deklare edeceği kongre tarihini açıklayacak. HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İmralı'ya yapacakları ilk ziyarette İzleme Kurulu üyelerinin de yer almasını istedi. Buldan, "Adada maddeler tartışılacak. Bu kapsamda hem devlet yetkilileri hem bizden hem de İzleme Kurulu'ndan isimlerin bulunması zorunlu. Kurul hızlı bir şekilde oluşturulmalı" dedi. Buldan, barışın sağlanması için son fırsat olduğunu belirterek, "Açıklanan 10 madde üzerinde uzlaşı sağlanması ile birlikte Türkiye artık yeni bir Türkiye olacak" değerlendirmesini yaptı. Çözüm sürecine yönelik olası provokatif eylemlere geçit vermemek için dört koldan harekete geçildi. Örgüt yönetimi de alt kollarını kontrol altında tutmak için sokak eylemlerine geçit verilmemesini istedi. Bölgede kamu düzenini bozacak eylemlerin önüne geçilebilmesi için HDP de devrede olacak. PKK'nın gençlik yapılanması vergi toplama, mahkeme kurma gibi asayişi bozan eylemlere son verecek. Cizre başta olmak üzere bölgede açılan hendekler de tamamen kapatılıyor. KÖŞE YAZILARI Şeyh Fethullah El Pensilvâni ENGİN ARDIÇ-SABAH Hindistan'da Dera Sacha Sauda adında bir tarikatın lideri olan Ram Rahim Singh, "Tanrı'ya daha da yakın olmaları için" tam dört yüz müridine "testislerini kesmeleri" emrini vermiş. Onlar da kesmişler. Aradan on beş yıl geçince de aptal yerine konulduklarını ve Tanrı'nın bu şekilde kendileriyle iletişim kurmadığını ileri sürerek mahkemeye başvurmuşlar. Darısı, Tayyip nefretiyle Hocaefendi'ye asker yazılan "eski Marksist yeni sözde liberal" üniversite hocalarımızın başına. Günün birinde onlar da elbet uyanacaklardır ama bazı şeylerini de kaybetmiş olarak... ABUK SİSTEM Seçimin eğik düzlemine (sath-ı mail) girildi ya, üç bakan gitti. İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanları seçim öncesi yerlerini "tarafsız kişilere" bırakıyorlar, seçimde bir "üçkâğıt" yapamasınlar diye! Yasa, bu bakanların "kötü niyetli" olacaklarını öngörerek onlara düpedüz hakaret ediyor. Seçim ortamının yönetimi, halkın oyuyla gelmiş siyasi iktidarın elinden alınarak "devlete sahip çıkacak bürokratlara" bırakılıyor. Vesayet nedir diye soranlara işte mükemmel bir örnek! Yerlerine müsteşarları gelmiş. Böylece maşallah tarafsızlık da sağlanmış olmuş. 6
Bu uygulama, iletişimin ve ulaşımın zor olduğu, seçim sandığının köylere katır sırtında götürüldüğü, sonuçların şehirlerarası telefonda sıra bekleyerek bin bir zahmetle gazetelere yazdırıldığı "köhne Türkiye"den kalmış abes bir uygulamadır. Günümüzde hiçbir politikacı seçim sandığının başına istese de polis ya da jandarma dikemez, hiçbir politikacı istese de bilgisayarlarla ve televizyon kanallarıyla mücadeleye girişip sonuçlarla oynayabilemez! Bunları vaktiyle anlı şanlı CHP yapmıştı... Başkanlık sisteminde böyle abukluklar yoktur. Yani, yeni anayasada böyle saçmalıklar da olmayacaktır. BADEM GÖZLÜ Geçen gün yitirdiğimiz Yaşar Kemal, "1950 seçimlerinde halkın yanlış oy verdiğini" düşünürmüş... Çünkü Demokrat Parti karşıdevrimciymiş ve "neredeyse şapkayı değiştirip fes takacakmış"... Bir meslektaşımız bunları utanmadan yazabiliyor. Söyleyecek çok şey var ama rahmetli Yaşar Kemal birdenbire badem gözlü ilan edildiği için susuyorum. Demek ki o kafa değişmiyor. Hayırlı olsun. Aman sarsmayın, bu yolda devam etsinler. İslam Âleminde Erdoğan Etkisi RAHİM ER- TÜRKİYE 28 Şubat 2015 Cumartesi akşamında Mekke'de Beytullah'ın huzuruna vararak Umre ve tavaf, ertesi gün Medine'de Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- Mescid-i Nebisi ile kabri saadetlerini ve iki büyük halifeleri Hazreti Ebu Bekr ve Hazreti Ömer'i ziyaret, Nebiler Sultanı'nın en fakir arkadaşlarından teşkil ettiği Eshab-ı Suffe'nin çalışma alanlarında, bugünkü ifadeyle akademide sohbet ve buralarda ettiğimiz dualardan sonra Pazartesi günü Riyad'a geçtik... Umre ve ziyarette, Devlet Başkanımızın usul ve erkâna riayeti, yaşadığı huşu, taşıdığı edeple bu günleri, bu manzaraları görmüş olmaktan dolayı Rabbime nihayetsiz şükürler ettim... Niye? Çünkü... Zincirin kopmuş halkaları yeniden buluşmakta. Vahiy Medeniyeti, kuşatıcılığını yeniden icra etmekte. Kendini o mübarek ve muhteşem Vahiy Medeniyeti'nin sade bir neferi olarak gören Mısır Fatihi Yavuz Sultan Selim Han, hutbede isminden "hakim'ül harameyn" diye bahseden hatip efendiye nasıl yerinden doğrularak "hayır, hakim'ül değil, hadim'ül harameyn" dediyse bunu hangi teslimiyet ve terbiye yaptırdıysa; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da Kâbe'deki Umre'de, Mescid-i Nebi'deki namazda, Hücre-i Saadet önündeki duada ve "burası da Suffe, oturup biraz sohbet edelim!" dediği yerde edeb ve tadili erkân ile diz çöküp o aziz suffe eshabını zikretmeyi de aynı terbiye yaptırdı... 7
Bu bahsettiklerimizi dünü yaşamamış olanlar, zor kavrarlar. Bunun en çarpıcı misali ise hazin bir mizah gibidir. Sn Cumhurbaşkanıyla da uçakta paylaştık. Eski Büyükelçi Oğuz Gökmen, bizzat bize anlatmıştı: -İran'da büyükelçiydim, dedi. Fahri Korutürk, Cumhurbaşkanı, İhsan Sabri Çağlayangil, dışişleri bakanıydı. İran'a resmi bir ziyaret oldu. Resmi görüşmelerden sonra belli başlı yerleri ziyarete geçildi. Bu meyanda Hâfız-ı Şirâzi'nin kabrine de geldik. Burada Çağlayangil dedi ki: "Sn Cumhurbaşkanım, bir Fatiha okuyalım mı?" Korutürk, "hayır dedi, biz laik devletiz!" Bunun üzerine Çağlayangil: Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış/yeniden açarmış her gün kanayan rengiyle/gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış/eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle. Mısralarını terennüm etti. Çağlayangil, susunca Korutürk, konuşur: "Sn Çağlayangil, Fatiha'yı ne güzel okudun!.." Hey'ettekiler donup kalmışlar. Çünkü okunan Fatiha-i Şerif değil, Yahya Kemal'in Rindlerin Ölümü şiirinin ilk kısmıdır... İşte bu sebeple vardığımız günlerden dolayı Allahü teâlâya nihayetsiz şükrediyoruz. Suffede sn Cumhurbaşkanımız bizim "akademi" vasıflandırmasını çok sevmiş olmalılar ki sohbetin devamında bu kelimeye bir kaç defa atıfta bulundular. Buradan hareketle biz, bir hakikati daha dile getirdik "efendim, doğrusunu Allah bilir ama belki şu konuşma da bu mekânda geçmiştir", diyerek hadiseyi naklettik. Eshab, bir gün sorarlar: "Ya Resulallah, kıyamet ne zaman kopacak?" Resuller Resulü, cevap verirler: "Emanet ehline verilmediği zaman!" Müşahedemiz o ki Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'da da halk tarafından çok sevilmekte. Şunu diyorlar: "O sadece sizin Cumhurbaşkanınız değil, İslâm âleminin de lideridir." Bu ziyarette bir de milletçe fark etmediğimiz bir olayı yakalamış olduk. Sn Erdoğan, Meksika'da "neredesin eyy Başkan?!" dediğinde Arabistan da sosyal medya ve halk, "Hür Erdoğan!", "Bağımsız Erdoğan!" diye büyük bir rüzgâr estirmişler. Tıpkı "one minute!" dediğinde olduğu gibi... Tohum, çatlamaya durmuş. Çağ, yeni şafakların müjdecisi. Çözüm sürecinde nereye geldik? YENİ ŞAFAK-ALİ BAYRAMOĞLU Hükümetin ve HDP nin açıklamalarına bakarsak olduğumuz yerde sayıyoruz. Hükümet müzakere kelimesini telaffuzdan özellikle kaçınıyor. Başbakan televizyonlarda taraf demekten bile çekiniyor. Çözüm sürecini salt silah bırakmaya endeksleyen açıklamalar AK Parti'de her düzeyde tekrar ediliyor. Kandil ve HDP ise hükümetin atacağı adımları öne çekiyor ve 10 maddelik taslağın silah bırakmanın ön koşulu olduğunu ima ediyor. Eşanlı adımlar fikrini ifade etmekten kaçınıyor. 8
Taraflar 10 maddelik metnin kendisinden, anlamından, ifade ettiklerinden çok, bu metin son haline gelirken kimin geri adım attığını tartışıyorlar. AK Parti önüne gelen metnin yüzde 60 ını değiştirdiğini, Kandil in İmralı ya rağmen sorun çıkardığını söylüyor. HDP ise hükümetin bu metni onaylamaya aylardır yaklaşmadığını, sorunun buradan kaynaklandığını, şimdi bu noktaya geri adım atarak geldiğini vurguluyor. Tarafların görüşlerini keskin biçimde savunan yorumcular da bu tartışmayı körüklüyor. Bu tablo Cumartesi günü ortaya çıkan manzarayla uyumlu değildir. Nitekim bu görüntünün oluşmasında en büyük faktör sanırız içe dönük siyaset, tarafların kendi içine konuşması, hatta somut ya da muhtemel iç tartışması dır... Şöyle söyleyelim: Hükümet, seçimlere doğru taviz vermiş, müzakere fikrini kabul etmiş bir görüntü vermek istemiyor. Bunu hem kendi kitlesi açısından, hem MHP gibi siyasi partilerin iddiaları karşısında yapıyor. Ve resmi açıklamalarda söz konusu 10 madde sanki ortada yokmuş, bu maddelerin varlığı sıradan bir gelişmeymiş gibi davranmayı tercih ediyor. Kürt Hareketi de, Dolmabahçe nin bir silah bırakma ilanı gibi anlaşılmasını, üzerinde tek taraflı böyle bir baskı olmasını istemiyor. Ve Kandil den HDP ye söylemde çıtayı yükseltiyor, gerginlik dilini muhafaza ediyor. Güvensizlik sürüyor buna şüphe yok... Belirsizlik de sürüyor, zira bu 10 maddenin altının nasıl doldurulacağı henüz belli değil... Ancak, Dolmabahçe deki gelişmelerin işaret ettiği büyük resim bu değildir. Cumartesi günü okunan 10 maddelik metin, çözüm sürecinin yeni, temel, hatta ilk kurucu unsurudur. Nelerin yapılması gerektiği, kalıcı çözümü sağlayacak mutabakat konularının neler olduğu, tarafların konuşma ve görüşmelerinin bu istikametteki çerçevesini kamuoyuna deklare etmiştir. Altını çizelim: Bu 10 madde esas olarak Öcalan ın hazırladığı yol haritası üzerinden şekillenmiştir. Bu tablo üç hususa işaret eder: 1. Sorunun iki tarafı olduğu tescil edilmiştir. 2. Bu çerçevede çözüm sürecinin müzakereler üzerinden yürüyeceği ifade edilmiştir. 3. Sürecin işleyişi açısından, silahların bırakılması ile (vatandaşlık tanımından öz yönetime kadar) Kürt meselesinde atılacak adımlar arasında paralellik bulunduğu tespit edilmiştir. 9
Ve bunların hepsi beraber, dün de söylediğim gibi, büyük bir çözüm yürüyüşünün somut başlangıcına gönderme yapmaktadır. 2013 Baharı ile 2015 Baharı arasındaki temel fark budur. Şüphe yok, bundan sonra da bu süreç iniş çıkışlar, tıkanıklıklar yaşayacaktır. Ancak esas bir eşiğin aşılmasıdır, yeni bir tabunun kırılmasıdır... Bu konuda toplumun da sessiz desteğiyle yol alınmaktadır. Bunu Haziran seçimlerinin önemli ölçüde kanıtlayacağını sanıyorum. Gelinen nokta, taraflar çatışma dilini abartmazlarsa, HDP Batı seçmenini korkutacak bir tavır takınmazsa, İç Güvenlik Yasası nda kimi maddeler konusunda düzeltmeler yapılabilirse, önümüzdeki seçimlerde AK Parti ye de HDP ye de büyük fayda sağlayacaktır. Bu durumda çözüm süreci hem topluma hem siyasi alana yayılacak ve anayasa tartışmaları üzerinden de götürülecektir. Son durum budur. AFRİKA GÜNDEMİ Sudan, Güney Sudanlı mültecilere kimlik veriyor Dünya Bülteni Sudan hükümeti, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile yaptığı anlaşma çerçevesinde, Güney Sudanlı mülteci ve sığınmacılara kimlik kartı dağıtımına başladı. BMMYK'dan yapılan açıklamada, "BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Sudan Mülteciler ve Göç İdaresi Kurumu arasında yapılan anlaşma gereği, Güney Sudanlı mülteci ve sığınmacılara 1 Şubat'tan itibaren kimlik kartı verilmeye başlandı. Söz konusu tarihten bu yana kart almak üzere 54 binin üzerinde Güney Sudanlı başvuruda bulundu ve şu ana kadar bunlardan 37 bini kimlik kartına kavuştu" denildi. Sudan'da yaşayan mülteci, sığınmacı veya göçmen statüsündeki Güney Sudanlılara büyük avantajlar sağlayan ve 5 yaşın üzerindeki Güney Sudanlıların alabildiği kart, ülke halkına tanınan tüm haklardan yararlanma imkanı sunuyor. Başkent Hartum'da dağıtımına başlanan kimli kartının, 18 ay sürecek proje kapsamında ülkede yaşayan 500 bin Güney Sudanlıya ulaştırılması bekleniyor. BM verilerine göre Sudan'da yarım milyonu aşkın Güney Sudanlı yaşıyor. Bu rakamı, Güney Sudan 2011'de bağımsızlığını ilan edince bu ülkede kalanlar ile 2013'te patlak veren iç savaş sonrası ülkelerini terk eden Güney Sudanlılar oluşturuyor. 10
THY uçağı Nepal'de pistten çıktı; bir yaralı Dünya Bülteni Türk Hava Yolları (THY)'nın İstanbul-Katmandu seferini yapan yolcu uçağı Katmandu Havalimanı'na iniş yaptıktan sonra pistten çıktı. Kazada bir yolcu yaralandı. THY nin Airbus A330 tipi TC-JOC kuyruk tescilli TK- 726 sefer sayılı İstanbul-Katmandu seferini yapan yolcu uçağı, dün akşam saat 20.25 sıralarında 223 yolcusuyla Atatürk Havalimanı'ndan havalandı. THY uçağı Katmandu Havalimanı'na inişinden kısa bir süre sonra pistten çıktı. Kazada bir yolcu hafif yaralanarak hastaneye sevk edilirken, uçakta bulunan diğer yolcular uçaktan tahliye edilip terminale alındı. Konuyla ilgili olarak THY Basın Müşaviri Ali Genç resmi Twitter adresinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Yolcularımız ve uçuş ekibimiz güvenli bir şekilde tahliye edilerek terminale alınmıştır. Olayda bir yolcumuz hafif yaralanmış hastaneye sevk edilerek tedavi altına alınmıştır. Uçağın bulunduğu bölgeden çekilmesi için gerekli tedbirler alınmış ve çalışma başlamıştır. Olayın nasıl meydana geldiği yapılacak teknik incelemenin ardından belirlenecektir." Libya daki iç savaşın faturası Tunus'a Dünya Bülteni Libya da üç seneden fazla bir süredir devam eden çatışmalar ve iç savaş ortamı, Tunus ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Libya da çalışan Tunusluların ülkelerine dönmesi işsizlik oranlarının artmasına neden oldu. Libya tarafında gümrük işlemlerinin aksaması ve sınır kapılarında yaşanan yoğunluk ve sıkıntılar, iki ülke arasındaki ticaret hacminin de ciddi oranda azalmasına neden oluyor. Zuheybe ve Ras Cedir sınır kapılarında zaman zaman Libya dan dönen Tunuslu çalışanlar ve ülkelerinden çıkan Libyalılar nedeniyle yaşanan izdiham güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Özellikle taraflar arasındaki çatışmaların şiddetlendiği dönemlerde binlerce Libyalının Tunus a sığınması ise Tunus ekonomisine artı bir yüz olarak yansıyor. Sınırda artan kaçakçılık nedeniyle Tunus yönetimi resmi önlemleri artırdı. Bu durum yasal yollarla Libya ya ihracat yapan firmaları da olumsuz etkiliyor. Resmi verilere göre iki ülke arasındaki ticaret hacminde yüzde 75 oranında azalma gözlendi. Libya pazarında çalışan 100 den fazla firmanın, bu ülke ile çalışmalarını tamamen durdurduğu belirtiliyor. Tunuslu ekonomi uzmanları yüzlerce Tunus firmasının Trablus pazarına mal gönderme işlemini önümüzdeki dönemde tamamen durduracağını öngörüyor. Arabi Cedid Gazetesi ne konuşan Tunus-Libya Ticaret Odası Başkanı Ali Zevadi, iki ülke arasındaki aylık ticaret hacminde 150 milyon dolarlık gerileme tespit edildiğini söyledi. Zevadi, Libya daki durumdan en fazla sanayi, turizm ve sağlık sektörlerinin etkilendiğini dile getirdi. Zevadi Tunus ta Libya pazarına çalışan en az bin 300 büyük ve orta ölçekli firma bulunduğu ve bunların Libya da güven ortamının tekrar sağlanması için umutla beklediğini de ekledi. Libya da 17 Şubat 2011 de başlayan devrimin ardından sular bir türlü durulmadı. Petrol gelirlerinde de ciddi düşüş gözlenen Libya da, havaalanları ve limanlar randımanlı çalışamıyor. 11
AMERİKA İNGİLTERE GÜNDEMİ Türkiye Cumhurbaşkanı Ermenistan Barış Heykelini "Aşağıladığı" Gerekçesiyle Para Cezasına Çarptırıldı AP Türkiye'nin devlet haber ajansının bildirdiğine göre bir mahkeme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "ucube" olarak nitelendirdiği -Türkiye ile Ermenistan arasında barışı teşvik etmek için yapılan- heykeli yapan heykeltıraşa 10.000 Türk lirası ödemeye mahkûm etti. Erdoğan 2011'de Mehmet Aksoy'un Kars'ta yaptığı devasa "İnsanlık Anıtı" konusundaki hoşnutsuzluğunu dile getirerek yerel yetkililerin heykeli kaldırmalarına neden oldu. Aksoy daha sonra Erdoğan'a "hakaret" davası açtı. Anadolu Ajansı mahkemenin, Erdoğan'ın Aksoy'a manevi tazminat ödemesine hükmettiğini bildirdi. Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki bulunmuyor ve söz konusu iki ülke Ermenilerin Osmanlı yönetimi altında topluca katledilmeleri konusunda anlaşmazlık yaşıyor. Türkiye: Ege'deki Askerî Tatbikatla İlgili Saha Duyurusu Sehven İlan Edildi AP Türkiye, Ege Denizi üzerinde askerî tatbikatlar için geniş bir hava sahasına dair son saha duyurusunun sehven yayınlandığını ve iptal edildiğini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, salı günü yaptığı açıklamada ayrıntılara girmeyerek seyir duyurusu veya havacılık talimatlarının (NOTAM) sehven "hatalı koordinatlarda" ilan edildiğini bildirdi. Yunanistan, planlanan tatbikattan hava sahasına tecavüz olacağını ve ticari hava trafiğini engelleyeceğini ifade ederek şikâyetçi oldu. Bilgiç, "belirli bir süre" için yeni bir NOTAM ilan edilmeyeceğini ve Türkiye'nin anlaşmazlığı diyalog kanalıyla çözmeyi istediğini belirtti. İki NATO müttefiki hava sahası ve kara suları konularının da dâhil olduğu Ege Denizi ndeki bölgesel meselelerde on yıllardır aralarında anlaşmazlık yaşıyor. Türkiye deki İsyancılar Silahları Bırakmak İçin Demokratik Reformlar Talep Ediyor The Wall Street Journal Türkiye nin 30 yıllık Kürt isyanını sona erdirme girişimi örgütün hapisteki liderinin isyancılarına yaptığı -hükûmetin demokratik reformları yerine getirmesi hâlinde- silahları bırakma çağrısıyla kayda değer bir şekilde canlandı. Abdullah Öcalan ın cumartesi günkü çağrısı, üçüncü yılında olan duraksamadaki barış görüşmelerine bir ivme kazandırdı. Haziran ayındaki genel seçimlere yalnızca üç ay kalmasıyla ademimerkeziyetçi bir devlet için baskı yapan Kürt milletvekilleri, yürütme yetkilerini sağlamlaştırmak isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yarışıyor. Burada mevzubahis olan yalnızca Türkiye nin barışı ve güvenliği değil aynı zamanda aşırılık yanlısı örgüt İslam Devletine karşı uluslararası koalisyonun yürüttüğü savaşın etkililiği. 12
Kürt güçler, IŞİD olarak da bilinen örgüte karşı ABD öncülüğündeki savaşta en etkili kara kuvvetleri oldu. Bu durum, Kürtlerin ABD'nin ve Avrupalıların takdirini almasını, Türkiye'nin NATO'daki müttefiklerinin Öcalan'ın Kürdistan İşçi Partisini (PKK) terör örgütleri listesinden çıkarması yönünde çağrı yapmalarını sağladı.on yıllar süren düşmanlığa rağmen Türkiye geçen aylarda, Türkiye sınırında yer alan Suriye kenti Kobani için yapılan savaşta PKK nın Suriyeli Kürt müttefiklerine gönülsüz de olsa bir iş birliği önerdi. Türk hükûmeti, Iraklı Kürt savaşçıların ve silahların Türk toprakları üzerinden Kobani'ye geçişine izin verdi; söz konusu takviye Suriyeli Kürtlerin İslam Devletini Kobani'den püskürtmesine yardımcı oldu. ABD Dışişleri Bakanlığının eski bir planlamacısı olan ve şimdi Lehigh Üniversitesinde uluslararası ilişkiler dersi veren Henri Barkey, Suriye deki Kürtler IŞİD e karşı mücadelede tek olumlu şey PKK nın çatışmalarının büyük bir kısmı şu anda Suriye de. Bu nedenle silahları bırakması zor olacaktır. dedi. Kürtler, Türkiye'nin 77 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor. PKK nın askerî kampanyasını sona erdirmesinin bir koşulu olarak Öcalan, etnik kimliklerin ve kişisel özgürlüklerin tanınması gibi çoğulcu demokratik ilkelere yer veren yeni bir Anayasa talep ediyor. İsyancı lider, aynı zamanda haziran ayındaki seçimlerden önce siyasi gündemi belirleme girişimi çerçevesinde PKK ya karşı uluslararası duruşu da yumuşatma arayışı içinde. Öcalan ın uzattığı bu barış çubuğu hafta sonunda Türkiye nin kutuplaşmış manzarasında sarsıntılara neden oldu. Türkiye nin katılmak istediği Avrupa Birliği (AB), Bütün tarafların uzlaşmaya ve demokratikleşmeye yönelik kararlı bir ilerleme kaydetme fırsatını yakalamasını umuyoruz. açıklamasını yaptı. Birlik, PKK liderinin silahları bırakma çağrısını olumlu bir adım olarak karşıladı. PKK'nın yürütme organı pazar günü, hükûmetin Öcalan'ın isteklerini yerine getirme yükümlülüğü taşıdığını söyledi. Hükûmetin PKK'nın silahları bırakması için yaptığı çağrının nihayet sağlanmasıyla Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan cumartesi günü Kürtlere askerî mücadeleyi sona erdirmeleri için somut adımlar atmaları yönünde çağrıda bulundu. PKK'nın silahları nasıl bırakacağına dair yaptığı 2012 araştırması Türk politikacılar için bir referans olan köşe yazarı Cengiz Çandar, "Bir yandan görünen o ki hükûmet seçimlerden önce istediğini elde etti. Diğer yandan ise bu durum Kürtlere taleplerinin yerine getirilmediğini söyleme fırsatı veriyor. Ortada açıklıktan ziyade belirsizlik var." dedi. Bu sırada milliyetçi milletvekilleri, hükûmeti vatan hainliği olarak değerlendirdikleri bir anlaşmadan ötürü yerden yere vurarak barış görüşmelerinin siyasi bölücülük olduğunun altını çizdi. Erdoğan ın meseleyi çözmeye dair daha önceki girişimleri, PKK liderleri ile Türk ajanlarının Oslo da yaptığı gizli görüşmeler 2011 yılında sızdırıldığında sekteye uğramıştı. Erdoğan, Türkiye nin istikrarı ve gelişimiyle eş değer tuttuğu güvenlik önlemlerini benimsemeye yemin ederken Kürtlerin de aralarında olduğu muhalif milletvekilleri ile AB, insan hakları ihlallerinin önünü açtığı için söz konusu yasayı ağır bir dille eleştirdi. Kürt milletvekili Selahattin Demirtaş cumartesi günkü silahları bırakma çağrısından sonra Güvenlik yasası barış getirmeyecek. diye konuştu. Pazar günü Kürt milletvekili Pervin Buldan da yasanın olduğu gibi kabul edilemeyeceğini 13
söyleyerek hükûmetin Öcalan ın çağrısından sonra duruşunu yumuşattığını söyledi. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) güvenlik yasası ve Kürt barış görüşmeleri arasındaki bağlantıyı reddetti. İktidar partisinin milletvekillerinden Mahir Ünsal, "Görüşmelere her zaman açığız." ifadesinde bulundu. ASYA - PASİFİK GÜNDEMİ Avustralya vatandaşlarının Musul'a gitmesini yasakladı Dünya Bülteni Avustralya hükümeti, vatandaşlarının, çatışmaların devam ettiği Irak'ın Musul kentine gidişini yasakladığını açıkladı. Ülkenin Dışişleri Bakanı Julie Bishop, yaptığı açıklamada, meşru ve mantıklı amaç olmaksızın Musul'a girişin veya orada bulunmanın yasalar çerçevesinde suç sayılacağını belirtti. Bishop, hükümetin, Avustralyalıların Suriye ve Irak'ta silahlı grupların neden olduğu çatışma ortamına girmemesinde kararlı olduğunu dile getirdi. IŞİD'in Musul Müzesi'ndeki tarihi eserlere zarar vermesinin 11 Eylül saldırıları öncesinde Taliban'ın 2001'de Afganistan'daki Buda heykellerini yıkmasına benzediğini söyleyen Bishop, Avustralya'nın IŞİD tarafından yayılan nefret söylemiyle genç kız ve erkeklerin radikal örgütlere kaymasını önlemek amacıyla uluslararası toplumla işbirliği yapmaya kararlı olduğunu kaydetti. Avustralya'daki yeni düzenlemeye göre, hükümetin yasağına uymayanlar 10 yıl hapis cezasına çarptırılacak. Avustralya, daha önce de Suriye'nin Rakka bölgesine gidişleri yasaklamıştı. Hükümet, 90 vatandaşının Ortadoğu'daki örgütlerin saflarında savaştığını, 20 vatandaşının da bölgede öldüğünü açıkladı. Erdoğan: Mısır'la devran tersine dönebilir Dünya Bülteni Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan'dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Suudi Arabistan'ın yeni kralı ile yaptığı görüşmeleri de değerlendiren Erdoğan, "Mısır konusu, Suudi Arabistan'la ilişkilerimize gölge düşürmemeli" dedi."suudiler adım atarsa Mısır'da devran tersine döner" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: Mısır'da kontrollü bir yumuşama olmazsa, yaşananlardan dolayı sosyal patlama olabilir. Mısır, 90 milyon nüfusu itibarıyla bizim o bölgede en önemli kardeş ülkemiz. Mısır ı asla yok farz edemeyiz. Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye ; bu üçlü ayak, bölgenin en önemli ülkeleri. En etkin olabilecek olan ülke Suudi Arabistan dır. Bunu kendileriyle de paylaştım. Eğer burada Suudi Arabistan bir adım atacak olursa, devran tersine dönebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir soru üzerine, kendisinden önce Suudi Arabistan kralıyla görüşen Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin bir mesaj iletmediğini de belirtti. 14
Fidel Castro ABD'nin bıraktığı istihbaratçılarla görüştü Dünya Bülteni Küba devriminin lideri Fidel Castro ABD tarafından 1998 yılında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan beş Kübalı istihbarat elemanı ile görüştü. Castro'nun başkent Havana'daki evinde gerçekleşen görüşmenin özel fotoğrafları Küba Komünist Partisi'nin resmi yayın organı Granma tarafından medya kuruluşlarına servis edildi. Fidel Castro 5 istihbarat elemanına büyük bir jest de yaparak onlarla 5 saat beraber oldu. İstihbarat elamanları 73 gündür Küba'da olmasına rağmen Fidel Castro tarafından kabul edilmiyor bu olay çeşitli spekülasyonlara yol açıyordu. Granma gazetesi bu buluşmayı tarihi bir an olarak niteleyerek "Yanki hapishanelerinde haksız yere suçlanıp yatan kahramanlar evlerine dönmüştür" yazdı. İran: Netanyahu'nun konuşması seçim propagandası Dünya Bülteni İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu nun ABD Kongresi nde yaptığı konuşmanın Tel Aviv'deki aşırılara yönelik seçim propagandasının bir parçası olduğunu söyledi. İran resmi ajansı IRNA nın haberine göre Afham, Netanyahu nun konuşmasının, aşırı grupların siyonist rejim taraftarları arasında dahi yalnızlaşmasının ve zayıflığının bir göstergesi olduğunu savunarak, Netanyahu nun ABD Kongresi nde yaptığı konuşma, Tel Aviv deki aşırılara yönelik seçim propagandasının bir parçasıdır dedi. Afham, konuşmayı, bu aşırı grupların, mantık yoksunu ve aşırılık gündemlerini uluslararası politikaya dayatma çabası olarak değerlendirdi. Netanyahu nun konuşmasını, "seçim propagandası" olarak niteleyen Afham, İran ın nükleer programıyla ilgili sözlerinin de Netanyahu'nun sürekli tekrarladığı yalanlardan ibaret olduğunu kaydetti. Afham, Artık dünya kamuoyunun bebek katili bir rejime değer vermediği konusunda hiçbir şüphe kalmadı ifadelerini kullandı. İran la uluslararası toplum arasında devam eden nükleer müzakerelerdeki olumlu havayı bozacağı endişesiyle, başta Beyaz Saray olmak üzere iki ülkede de büyük tartışmalara yol açan konuşmasını dün ABD Kongresi nde gerçekleştiren Netanyahu, özellikle İran'la süren nükleer müzakerelerde varılacak muhtemel bir anlaşmayı hedef almıştı. Netanyahu, anlaşmanın, "İran'ın bombaya ulaşma yolunu tıkamadığını, tam tersine bu yolu hazırladığını" öne sürmüştü. Netanyahu'nun konuşması sırasında Kongre binası dışında protesto gösterileri düzenlenirken, 50'yi aşkın Demokrat Kongre üyesi de Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi John Boehner'ın, Beyaz Saray'a danışmadan Netanyahu'yu Kongre'ye davet etmesini protesto için İsrail Başbakanı'nın konuşmasına katılmamıştı. Küba'ya giden Çin gemisinde yüklü miktarda silah Dünya Bülteni 15
Küba'ya yüklü miktarda silah ve mühimmat taşıyan Çin bandıralı geminin, Kolombiya'da durdurulduğu ve kaptanının gözaltına alındığı bildirildi. Komolmbiye'daki başsavcılıktan yapılan açıklamada, Küba'ya gitmekte olan geminin hafta sonu boyunca Cartagena Limanı'nda tutulduğu belirtildi. Gemide 100 ton barut, 2 milyon fünye ve 3 bin top mermisinin bulunduğu kaydedildi. Kolombiya Başsavcılığı Direktörü Luiz Gonzalez, "Gemi kayıtlarında gösterilen mallarla aramalar sırasında bulduğumuz şeyler uyuşmuyor" diye konuştu. Kayıtlarda geminin rafineri inşaatında kullanılacak boruları taşıdığı belirtiliyor. Gonzalez, geminin Çinli kaptanı Wu Hong'un silah kaçakçılığı suçlamasıyla mahkeme karşısına çıkacağını söyledi. Çin bandıralı başka bir gemi, 2013'te Küba'ya giderken Panama'da durdurulmuş ve yapılan aramalarda yüklü miktarda silah bulunmuştu. AB yetkilisi Kırım Tatarları'na yönelik ihlallere dikkat çekti Dünya Bülteni AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, uluslararası toplumu, Kırım Tatarlarının haklarının ihlallerine dikkat etmeye çağırdı. Cenevre de düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi nin 28. toplantısında konuşan Mogherini, Kırım Tatarlarına karşı devam eden takibat ve korkutma olayları, medyanın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü sınırlama girişimleri dahil olmak üzere BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından tespit edilen sistematik ihlallere dikkat etmemiz gerek dedi. Mogherini, Uluslararası insan hakları savunucularına, Kırım ve Sivastopol dahil olmak üzere Ukrayna nın tüm bölgelerine erişim sağlanmalı diye konuştu. Daha önce Kırım da insan hakları ve Kırım Tatar halkının durumu ile ilgili rapor hazırlamak isteyen BM nin özel raporcusunun yarımadaya giremediği bildirildi. Mısır genel seçimler için verilen erteleme kararını tartışıyor Euronews Mısır da Yüksek Seçim Kurulu nun, ay sonunda yapılması planlanan parlamento seçimlerini ertelemesinin yankıları sürüyor. Geçtiğimiz pazar günü Anayasa Mahkemesi, Seçim bölgelerinin taksimine ilişkin 202 sayılı kararın 3. maddesinin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti. Ertelenen seçimlerin ne zaman yapılacağına dair yetkililerden herhangi bir açıklama gelmedi. Mısırlılar, erteleme kararıyla ilgili farklı görüşlere sahip: Bu karar kesinlikle kamu yararına değil, yol haritasında engel anlamına geliyor. Bence seçimler tekrar ertelenecek. Ve bu karar da hem yatırımları, hem de ülkeyle ilgili diğer kararları olumsuz etkileyecek. Bence normal bir süreç, mahkemenin verdiği karar doğrultusunda hukuki meşruiyet aramak zorundalar. Bundan sonra seçimler sorunsuz bir şekilde yapılabilir. Bir ay daha ertelenmiş olması sorun değil. Zaten uzun süredir bekliyoruz bu seçimleri. Anayasa Mahkemesi nin 14 Haziran 2012 de parlamentoyu feshetmesinin ardından ilk kez genel seçimler düzenlenecek. 16
Euronews: Seçimlerin ertelenmesi Mısır da ciddi bir siyasi tartılmaya yol açtı. Bazıları ertelemenin mutlak siyasi güç için yapıldığı görüşünde. Bazıları ise ilerde ortaya çıkacak yasal sorunların şimdiden aşıldığını düşünüyor. Zira parlamentonun tekrar feshedilmesinin Mısır a hem ekonomik, hem de siyasi faturası ağır olur. Mısır da 3 Temmuz 2013 teki askeri darbenin ardından 173 milletvekili tutuklanmıştı. FT: Türkiye'nin bölgesel emelleri dostlarıyla birlikte yok oluyor BBC Türkçe İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan Daniel Dombey imzalı yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izlediği dış politika stratejisinin Türkiye'yi yalnızlaştırdığı savunuluyor. Yazı, Erdoğan'ın Şubat ayında gerçekleştirdiği Latin Amerika turundan dönerken yaptığı açıklamaları hatırlatarak başlıyor: "Dünya nezdinde yalnızlığı umursamıyorum *...+ Bizim için halkın nezdinde bir durumdur." Erdoğan'ın sözlerinin hatırlatılmasının ardından "Türkiye'nin büyük güç olma emelleri de buraya kadarmış" yorumu yapılıyor ve bundan sadece üç yıl önce Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı döneminde "Yeni Orta Doğu'nun sahibi, öncüsü, hizmetkarı olacağız" dediği vurgulanıyor. Türkiye'nin komşuları ve müttefikleriyle ilişkilerinin gerildiği belirtilen yazıda "Bunun sebebi, Erdoğan'ın nevi şahsına münhasır diplomasi yöntemleri, Ankara'nın radikal İslamcı örgütlere desteği ya da ülke içindeki farklı dini grupların çatışması olabilir" deniyor. 'Orta Doğu'da azalan dostlar' Dış politikada yaşanan son gelişmeler ise şöyle özetlenmiş: "Ankara'nın Mısır'da, İsrail'de ya da Suriye'de büyükelçisi yok. Kahire Türk tırlarının Afrika ve Körfez ülkelerine taşınmasını kapsayan çok değerli bir anlaşmayı askıya alıyor. Libya Türk şirketlerinin kamu ihalelerine sokulmayacağını açıkladı. Bir zamanlar bu ülke Türk müteahhitleri için sağlıklı bir gelir kaynağıydı. Geçtiğimiz ay ise Türkiye Yemen Büyükelçiliği'ni kapatarak vatandaşlarına ülkeyi terk etme çağrısı yaptı." Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Türkiye'nin dış politika etkinliğinin güzel bir göstergesi olabileceği ifade edilen yazıda "2008'de Türkiye Güvenlik Konseyi'ne seçilmişti. Ancak altı yıl sonra, 2014'te aynı başarıyı tekrarlayamadı" deniyor. Türkiye'nin Orta Doğu ülkeleriyle arasını açan en önemli nedenlerden birisinin, Mısır'da seçimle başa geldikten sonra askeri darbeyle görevden alınan Müslüman Kardeşler hareketinin temsilcisi Muhammed Mursi'ye verilen destek olduğu da Daniel Dombey'nin yazısında dile getiriliyor: "Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Müslüman Kardeşleri terör örgütü olarak kabul ediyor. Geçtiğimiz hafta bir yakınlaşma sinyali geldi. Suudi Arabistan Kralı Selman, Riyad'ı ziyaret eden Erdoğan'ı havalimanında karşıladı. Ancak Mısır konusunda görüş ayrılıkları sürüyor." 17
'ABD'yle ilişkiler zayıfladı' Yazıda Ankara - Washington arasındaki ilişkilerin de eskiye göre zayıfladığı ifade ediliyor: ABD Başkanı Barack Obama'nın Erdoğan'ı 'Güven bağı kurduğum beş liderden birisi' sözleriyle tanımladığı günler geride kaldı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, 'Ankara'nın IŞİD'e *Irak Şam İslam Devleti+ karşı mücadele etmek dışında öncelikleri var' demişti." Ancak yazıda Türkiye'nin bu hafta içerisinde Bağdat'a askeri teçhizat taşıyan iki uçak gönderdiği de hatırlatılıyor. Erdoğan'ın dış politikadaki üslubunun da ele alındığı yazı şöyle devam ediyor: "Erdoğan'ın açıklamaları giderek daha fazla dine vurgu yapar hale geldi. En azından İslam dünyası ve Batı kıyaslamalarında bu vurgu dikkat çekiyor. Geçen yıl İslam İşbirliği Teşkilatı'nda bir konuşma yapan Erdoğan 'Yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar' diyordu." 'Afrika'da Gülen anlaşmazlığı' Erdoğan'ın Afrika ülkeleriyle güçlendirilen bağları fırsat buldukça dile getirdiği de belirtilen yazıda, "İşler burada da çok iyi değil. Erdoğan Afrika'daki Fethullah Gülen okullarının kapatılması için çağrı yapıyor. Birkaç ülke bu okulları kapattı. Ancak diğer ülkelerde okulları destekleyen açıklamalar geldi" deniyor. Yazıda son olarak Afrika Birliği'nin, kıtada oldukça etkin olan bir Fethullah Gülen vakfıyla işbirliği kararı aldığının da altı çiziliyor ve "Bu gelişmeler Türkiye'de hükümetin Fethullah Gülen'in uluslararası ağı ile rekabet etmesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor" deniyor. Türkiye'nin konumu itibarıyla stratejik önemini koruduğu ifade edilen yazıda "Diplomatik çevreler Erdoğan'ın sert üslubunun dindar siyasi tabanına yönelik olabileceğini de düşünüyor" deniyor. Yazı Erdoğan ve Obama arasıdaki ilişkide gelinen son noktayı yorumlayarak tamamlanıyor: "Ülkesinin dostlarının azalmasına Erdoğan'ın kendisi de anlam veremiyor. Geçen ay Türkiye izole edilmişse bunun nedeninin diğer liderlerin kıskançlığı olduğunu söylemişti. Ancak tam olarak neyi kıskandıklarına dair bir şey söylemedi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: 'Obama'yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiydi *...+ görüşmelerden sonra baktık mesele anlayamadığım şekilde farklı gelişmeye başladı.' Çin Ulusal Halk Meclisi basın toplantısı başladı CRI 12. Çin Ulusal Halk Meclisi (ÇUHM) 3. Toplantısı kapsamındaki basın toplantısı başkent Beijing'de başladı. ÇUHM sözcüsü Fu Ying, perşembe günü başlayacak ÇUHM toplantısına ilişkin bilgiler vermenin yanı sıra, Çinli ve yabancı basın mensuplarının sorularını yanıtlıyor. Çin Uluslararası Radyosu (CRI), basın toplantısını Çince ve İngilizce olarak canlı yayınlıyor. CRI, aynı zamanda ilgili haber ve bilgileri internet siteleri üzerinden anında izleyicileriyle paylaşıyor. 18
Tarikatın dev toplu nikâhı Al Jazeera Güney Kore'de Moon Tarikatı üyesi 3 bin 800 çift bir spor salonundaki törende evlendi. Birçoğu eşini birkaç gündür tanıyan çiftler arasında düğüne Londra'dan gelen bile vardı. Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi Genel Merkezi'nde toplu nikah var. Kilisenin kurucusu Sun Myung Moon'un ölümünün ardından üçünce kez düzenlenen toplu nikahta, bir örnek giyinmiş 3 bin 800 çift evlendi. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu çiftlerin bazıları birbirilerini henüz birkaç gündür tanıyordu. Son toplu nikahta evlenen çiftlerin yaklaşık 800'ü nikahtan dört gün önce düzenlenen 'nişan töreninde' birbirleriyle eşleştirildi. Ancak son yıllarda bu çöpçatanlık işi daha ziyade evlenecek olan kişilerin ailelerine düşüyor. Törene Londra'dan katılan 20 yaşındaki Michael Schroder, 21 yaşındaki Japon Atsumi Sato ile evlendi. Eşinin kim olacağı belli olana dek son derece gergin olduğunu belirten Schroder, söylediğine göre şimdi büyük bir mutluluk ve heyecan içinde. Sato da heyecandan bütün gece gözünü bile kırpmamış. O yüzden de nikâh töreni sırasında oldukça yorgun ama bir o kadar da mutlu olduğunu dile getiriyor. Rekor 30 bin çift Spor salonlarında binlerce çiftin katılımıyla düzenlenen toplu evlilik törenleri, 1954 yılında Moon tarafından kurulan kilisenin en önemli özelliklerinden. Kilisenin nikah törenleri 1960'ların başından bu yana devam ediyor. Başlangıçta az sayıda çiftin katıldığı törenlere katılım yıllar içinde binlerle ifade edilir halde geldi. Tarikatın lideri Sun-myung Moon, ilk toplu nikah törenini 1961'de 33 çiftle düzenlemişti. 1997 yılında Washington'da düzenlenen toplu nikahta 30 bin çift dünya evine girerken, iki yıl sonra Seul'deki Olimpiyat Stadı'nda yapılan törene yaklaşık 21 bin çift katıldı. MOON TARİKATI Müritleri tarafından büyük saygı gören Sun-myung Moon'un şarlatan olduğunu düşünenler de yok değil. Merhum kilise lideri, geçmişte vergi kaçırma suçundan ABD'de hapis cezasına çaptırılmıştı. Birleşme Kilisesi'nin öğretileri İncil'e yeni yorumlar getiren bir anlayışa dayanıyor. Moon, kendisinin dünyaya Hazreti İsa'nın yarım kalan görevini tamamlayarak insanlığı 'günahsız' bir saflığa ulaştırmak için gönderildiğini savunuyordu. Kilise, dünya çapında üç milyon müridi olduğunu iddia ederken, uzmanlara göre çekirdek kadro çok daha küçük çaplı. AVRUPA GÜNDEMİ Almanya ya emsal olma ihtimali var Sabah Avrupa 19
İslami dernekler ve camilerin yurtdışından finanse edilmesini yasaklayan Avusturya İslam yasası Almanya da da, tartışma konusu oldu. Avusturya parlamentosu tarafından geçen hafta onaylanan yasada ayrıca, dernek bünyesindeki camiler, tüzel kişiliğe geçmezse kapatılacak. Yasada ayrıca, dini cemaatlerin düzenleyeceği etkinliklerin güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilmesi maddesi de yer alıyor. Almanya da federal hükümetin büyük ortağı Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi nin (CDU) Yönetim Kurulu Üyesi Jens Spahn, Almanya da İslami kuruluşlara daha sıkı denetim getirilmesi gerektiğini savundu. Spahn, Bild gazetesine verdiği demeçte, Avusturya da yürürlüğe giden İslam Yasası nın ders alınacak birçok yönünün bulunduğunu söyledi. Jens Spahn, Almanya da da orta vadede İslami dernek ve camilerin yurtdışından finanse edilmesini yasalarla önlemek, İslami kuruluşlarla iyi ve alternatif finansman imkânlarını tartışmak gerekiyor diye konuştu. Neo-Nazilerin NSU şovu Sabah Avrupa Kamuoyunda NSU cinayetlerinin çözülmesi beklentisi artarken, aşırı sağcılar mahkeme önünde tehditler savurup gövde gösterisi yaptı. ELLERİNDE sekizi Türk, 10 kişinin kanı bulunan ve bombalı saldırılarda bir çok kişinin yaralanmasına neden olan NSU terör örgütü üyelerinin davası Münih te devam ederken, Neo-Naziler mahkeme önünde gövde gösterisi yaptı. Kamuoyunun büyük beklentisine rağmen istenen ilerlemenin sağlanamadığı davanın 189. duruşma gününde Neo- Naziler, çevreye tehditler savurdu. Neo-Nazilerin önde gelen isimlerinden olan Philipp H., Sistemi lanetliyoruz derken, Döner cinayetleri ve Türk mafyası gibi benzetmeler yaptı ve Alman halk değerlerine karşı günah işleyenlerin cezalandırılması talebinde bulundu. Gösteri yaklaşık bir saat sürdü. 120 kişilik karşı gösterici ise Neo-Nazileri ıslıklar ve yuh sesleriyle protesto etti. ARALARINDA sanıklardan Andre E. nin kardeşi Maik E. ve bilinen aşırı sağcıların bulunduğu birkaç kişi duruşma salonuna da girdi. Aşırı sağcılar, seyirci koltuklarına otururken, üzerlerinde 40 yazan tişörtler dikkat çekti. Sanıklardan Ralf Wohlleben, geçtiğimiz günlerde hapishanede 40 yaşına girmişti. Göstericiler, Wohlleben in tutuksuz yargılanmasını da talep etti. SON günlerde ajan Andreas Temme nin Halit Yozgat cinayeti sırasında tesadüfen olay yerinde olmadığı, amirleri ve dönemin İçişleri Bakanı tarafından korunduğu iddiaları ayyuka çıkarken, Neo- Nazilerin bu kadar rahat tavır sergileyebilmesi kafalardaki soru işaretlerini artırdı. Söz konusu gösteri Bu ne cüret? yorumuna neden oldu. Korkusuz Türk Alman kanalında Sabah Avrupa ALMANYA NIN Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Oberhausen kentinde büfe işleten 50 yaşındaki Niyazi Doğan ın, işyerine gelen maskeli soyguncuyu bıçakla kovalaması yankı uyandırdı. Alman 1 inci devlet kanalı ARD, Niyazi Doğan ın karşılaştığı soygun girişimini ekrana getirdi. Doğan, aksiyon- 20
komedi filmi Timsah Dundee gibi yüzünü maske ile kapatan soyguncunun yanındaki bıçağı çekerek kasadaki paraları vermesini istediğini anlattı. Bunun üzerine hemen yanındaki kasap bıçağına davrandığını belirten Niyazi Doğan, Bıçağı görünce korkup hemen kaçmaya başladı dedi. Güvenlik kamerası görüntülerini izleyen polis soygun girişiminde bulunan kişinin kimliğini tespit etmeye çalışırken, Niyazi Doğan, 2 yıl önce de soygun girişimi ile karşılaşmıştım. Bunlardan korkmuyorum O gün de soyguncu kaçmıştı. Bu tür olaylara karşı yanımda bıçağı eksik etmiyorum dedi. Mannheim yaralısı kayıplara karıştı Sabah Avrupa Geçtiğimiz çarşamba akşamı iki Türk grup arasında meydana gelen silahlı çatışmada ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan Türk, kayıplara karıştı. Chirurgie Mannheimer Klinikum da tedavi gören yaralı Türk ün, pazartesi günü odasında olmadığı fark edildi. DURUMU ÇOK AĞIRDI Yapılan araştırmada hastaneye 4 kişinin geldiği ve yaralı Türk ün odasına girdiği, daha sonra birlikte hastaneden ayrıldıkları öğrenildi. Polis yetkilileri Mannheimer Morgen Gazetesi ne yaptığı açıklamada, Yaralı hastaneden kaçtı mı, yoksa kaçırıldı mı araştırıyoruz. Yaralının durumu ağır olduğu için odasının kapısına polis konulmamıstı. Zaten yaralı sahıs hakkında mahkemenin tutuklama kararı yoktu. Konuyu en ince ayrıntısıyla araştırıyoruz dedi. GÖREVİMİZ İYİLEŞTİRMEK Hastane yetkilileri de, Hastane olarak görevimiz, hastaları iyileştirmek. Onlara bekçilik yapmak değil. Konunun bizimle ilgisi yok. Emniyetten polis sorumludur, onlara sorulması gerekir. Aslında yaralının durumu ağırdı. Çok kan kaybı vardı açıklamasında bulundu. Öte yandan daha önce gözaltına 6 kişiden biri çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polis olayın aydınlatılması için çok yönlü olarak soruşturmasını devam ettiriyor. Göç yasası taslağı hazır, CDU kuşkulu Sabah Avrupa ALMANYA NIN kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak için bir göç yasası talep eden hükümet ortağı Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD), Kanada modeline göre hazırladıgı taslağı kamuoyuna açıkladı. Taslak, Almanya ya gelmek isteyenlere meslek, dil bilgisi ve ihtiyaca göre puan verilip, bu puanlamaya göre de ülkeye alınmasını öngörüyor. Taslak ayrıca, ülkenin ne kadar kalifiye göçmene ihtiyacının olduğunun da her yıl bir kotayla belirlenmesi önerisi getiriyor. 250 BİN KALİFİYE ELEMAN 21
Taslak, Almanya ya gelen göçmenlere ilk önce üç yıl oturma izni verilmesini, bu sürenin ardından kendi geçimlerini sağlayacak durumda olanlara süresiz oturma izni sağlanmasını öngörüyor. SPD nin taslağını Berlin de açıklayan partinin Federal Meclis Grubu Başkanı Thomas Oppermann, Kanada bu sistemle her yıl 250 bin kalifiye elemanı ülkesine çekiyor dedi. Oppermann, puan sistemini belli bir süre için pilot proje olarak düşündüklerini belirterek, başarılı olması halinde uzatılabileceğini söyledi. Özellikle bilgisayar uzmanına ihtiyaç olduğunu hatırlatan Oppermann, nüfus azalması nedeniyle 2025 yılına kadar 6,7 milyon kişinin emekliye ayrılacağını bildirdi. MERKEL ÖNCE İNCELEYECEK SPD nin göç yasası çıkarılması talebine sıcak bakmayan hükümet ortağı CDU ise puan sistemine göre göçmen alınması önerisine şüpheyle yaklaşıyor. Yine de Başbakan Angela Merkel dün yaptığı açıklamada, tasarıyı önce inceleyeceğini dile getirdi. Merkel, koalisyon sözleşmesinde göç yasası ile ilgili bir madde bulunmadığını, ancak hükümet ortakları arasında şimdiye kadar uzlaşma sağlanamayan konu olmadığını da belirtti. Birlik partilerinin Federal Meclis Grubu Yöneticisi Michael Grosse Brömer, ülkeye kalifiye eleman almak için puan sistemine gerek olmadığını, yürürlükteki düzenlemelerin yeterli olduğunu söyledi. Ayrıca, puan sistemi için Kanada nın iyi bir örnek olmadığını savundu. Babanın ağlatan mavi kapak vasiyeti Hürriyet Avrupa ZONGULDAK ın Kilimli İlçesi Göbü Köyü nde engelliler için kapak toplayan Ahmet Güçlücan, ölmesi durumunda kapakları ilgili kuruma teslim etmesi için oğluna vasiyet etti. Geçen yıl 2 Eylül de 83 yaşında ölen Ahmet Güçlücan ın vasiyetini yerine getiren oğlu Musa Güçlücan, yaklaşık 10 bin kapağı teslim ederken gözyaşlarını tutamadı. Almanya da yıllarca çalıştıktan sonra emekli olarak memleketi Zonguldak a dönen 5 çocuk babası Ahmet Güçlücan, mavi kapak toplama kampanyası ile tekerlekli sandalyeye kavuşan bir engellinin sevincini televizyon programında görüp etkilendi. Güçlücan, 2012 den itibaren sokaklarda gördüğü mavi kapakları çuvalda toplamaya başladı. Güçlücan, yaşının ilerlediğini düşünerek ölmesi durumunda kapakları ilgili kurumlara teslim etmesi için oğlu Musa Güçlücan a vasiyette bulundu. Ahmet Güçlücan, geçen yıl 2 Eylül de kalp yetmezliği sonucu yaşama veda etti. Fransa, camilerin yurt dışından finanse edilmesini engelleyecek Hürriyet Avrupa Fransa Başbakanı Manuel Valls, ülkede cami yapılması için yurt dışından mali kaynak aktarılmasını engelleyeceklerini söyledi. 22
Strasbourg Üniversitesi'ni ve bu şehirdeki Büyük Camii'ni ziyaret eden Valls, "Fransa da İslam ın gelişmesi için gerekli olan kaynak ver enerji mevcut." dedi. Valls, kültür merkezleri ve ibadethanelerin inşaatı için gerekli olan yardımların yapılacağını söyledi. "Fransa da şehirlerde büyük ve prestijli camiler yapıldı; şimdi eğitim zamanı." diyen Başbakan Valls, "hukuk, toplum ve dinlerdeki çoğulculuk" adlı ön lisans programının imamlar, hapishane ve hastanelerde görev yapan din görevlileri ve şehirlerde din işlerinden sorumlu kamu çalışanlarına mecburî olacağını ifade etti. Valls, Fransa da 6 üniversitede olan bu programın yıl bitmeden 12 ye çıkarılacağını söyledi. Eğitimlerde daha çok laik devlet anlayışı ve kanunlar üzerinde durulacak. Başbakan Valls a Strasbourg ziyaertinde İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ve Eğitim Bakanı Najat Vallaud-Belkacem de eşlik etti. Almanya da erkekler kadınlardan!.. Hürriyet Avrupa Almanya da yapılan bir araştırmada, çalışan her iki kişiden birinin iş yerinde cinsel tacize uğradığı ortaya çıktı. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Kurumu nun yaptırdığı araştırmada erkeklerin iş yerlerinde kadınlardan çok cinsel tacize uğradıkları ortaya çıktı. Cinsel taciz yapanların çoğunluğunu ise yine erkekler teşkil etti. Araştırmada, 1002 kadın ve erkekle Kasım 2014 sonu ve Ocak 2015 başında yapılan araştırmada, erkeklerin yüzde 56 sı ve kadınlarında yüzde 49 u iş yerinde cinsel tacize uğradıklarını söyledi. TACİZ ŞEKİLLERİ İş yerinde cinsel tacizin çok değişik şekilleri olduğunu belirten uzmanlar, en sık görülen taciz şeklinin iki anlamlı yorumlar ve seks içerikli müstehcen fıkralar anlatılması olduğunu vurguladılar. Kadınların yüzde 39 u ve erkeklerin yüzde 47 si bu tür tacizlere uğradıklarını belirttiler. Araştırmada taciz şekillerinden pornografik materyali bakmaya zorlanan kadınların oranı yüzde 2 iken, erkeklerde bu oran yüzde yediye çıkıyor. İş yerinde ahlak dışı soyunmayı yaşayan erkek ve kadınların oranı yüzde 3 ile aynı oranda olduğu saptandı. İstemediği halde, iş arkadaşlarından ahlak dışı elektronik posta, mesaj, fotoğraf veya video almak zorunda kalan kadınların oranı yüzde 3 iken bu oran erkeklerde yüzde 12 ye kadar çıkıyor. HER ÇALIŞAN BEŞ KADINDAN BİRİNE ELLE TACİZ İstemediği halde kucaklanılan ve öpülmeye çalışılan kadınların oranı yüzde 13 iken, erkeklerin yüzde 10 u aynı tacize mağdur kaldıklarını açıkladılar. İstenmedik dokunulmalar yaşayan erkeklerin oranı 23
yüzde 12 iken bu oran kadınlarda yüzde 19 olarak belirlendi. Bu oran her çalışan beş kadından birine elle taciz olarak göze çarpıyor. Seks içerikli anlamlı konuşmalara mağdur kalan erkeklerin oranı yüzde otuzlara çıkarken, kadınların yüzde 22 si bu konuda mağdur oldu. Bulgaristan'da camiye ırkçı saldırı Hürriyet Avrupa Bulgaristan'ın Blagoevgrad şehrindeki caminin girişine kesik domuz ayakları ile kanlı kalplerin bırakıldığı bildirildi. Bulgaristan'ın güneybatısında bulunan Blagoevgrad şehrindeki caminin girişine kesik domuz ayakları ile kanlı kalplerin bırakıldığı bildirildi. Bulgar medyası eylemi bir provokasyon olarak değerlendirirken, olayın Bulgaristan'ın Osmanlı'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin 137. yıl dönümünün kutlandığı günde gerçekleştirilmesine dikkat çekti. Gece geç saatlerde gerçekleştirildiği bildirilen olayın henüz kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Blagoevgrad bölgesinde yaşayan Müslümanlar geçtiğimiz hafta, son dönemde bölgede İslam dinine yönelik saldırıları protesto etmek amacıyla Gotze Delçev'de yürüyüş düzenlemişti. Yürüyüşe katılan çok sayıda Müslüman, "Ayrımcılığa, İslamofobi'ye hayır" sloganıyla düzenlenen gösteride dini hoşgörü ve saygı çağrısında bulunmuştu. Öte yandan Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü yetkilileri, ırkçı grupların Müslümanlara ait ibadet yerlerini hedef alan saldırıların son zamanlarda sistematik hale gelmesinden şikayetçi. O vekilin parasını istemediler Hürriyet Avrupa Hakkında açılan çocuk pornosu davasından itiraf ederek kurtulan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Parlamento eski milletvekili Sebastian Edathyye şok. Mahkeme tarafından Aşağı Saksonya Çocukları Koruma Derneğine 5 bin euro ödemesi kararlaştırılan Edathynin parasını söz konusu dernek istemediğini açıkladı. Mahkemenin kararını kötü bir mesaj olarak değerlendiren dernek, Çocuklara yönelik cinsel istismarın parayla satın alınabileceği düşünülmemeli diyerek, mahkemeden sözkonusu paranın ödeneceği yeni bir dernek belirlemesini istedi. Frankfurter Allgemeine gazetesinin bildirdiğine göre, savcılık ve savunma makamı ile en kısa zamanda bir araya gelecek olan mahkeme, paranın ödenmesi için yeni bir dernek belirleyecek. 24
Bremen'de Polis Operasyonu... Halkın Korkularıyla Oynanmaz - Ansgar Siemens - Der Spiegel-Internet Sözde Bir Akut Saldırı Tehlikesi Nedeniyle Hafta Sonunda Bremen'in Bazı Kesimleri Yüksek Güvenlik Alanına Dönüştü. Polis Operasyonu, Tehlikeyle Orantılı mıydı?-- Polisin Bremen'de hafta sonu düzenlediği geniş kapsamlı operasyonunun ardından Federal Alman Emniyet Mensupları Birliği (BDK) Başkanı, devlet makamlarının hareket tarzını sert bir dille eleştirdi. Spiegel'e konuşan BDK Başkanı André Schulz, "Somut bir saldırı tehlikesi yoktu." dedi. Suç işlenebileceğine dair ipuçları bulunduğunu, bu açıdan polisin harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Schulz, geniş kapsamlı bir polis operasyonunun ise orantısız olduğunu söyledi. Schulz, Pazar yerinde otomatik silahlarıyla devriye gezen polis memurları teröre karşı uygun bir çare midir diye sorulabilir. şeklinde konuştu. Polisin aşırı önlemler alarak vatandaşın güvenini zedelememeye dikkat etmesi gerektiğini kaydeden BDK Başkanı Schulz, Halkın korkularıyla oynanmaz. ifadelerini kullandı. Anayasayı Koruma Teşkilatı Bremen Eyalet Şubesi Başkanı Hans Joachim von Wachter ise giderek artan bir Selefi tehlikesinden söz ediyor. Almanya'da Selefi tehdit günbegün artıyor. diyen Wachter'e göre hafta sonunda Bremen'de polisin yoğun tedbir almasına yol açacak somut bir tehdit vardı. Spiegel'e konuşan Wachter, "Selefilerin Bremen'de silahlı eylem düzenleyecekleri şüphesiyle çakışan üç farklı kaynaktan gelen işaretler vardı." dedi. Wachter, o üç kaynaktan birinin de federal bir makam olduğunu belirtti. Bremen polisi hafta sonu, Selefilerin genelde bir araya geldiği İslam Kültür Merkezinin (İKM) bürolarında arama yapmış, 36 ve 39 yaşlarındaki iki Lübnanlıyı geçici olarak gözaltına almıştı. Ancak polis baskınındaki aramalarda silah ele geçirilemedi. --Wachter Müslüman Derneklerini Sorumlu Görüyor-- Anayasayı Koruma Teşkilatı Bremen Eyalet Şubesi Başkanı Wachter, Selefiliğin yol açtığı tehlikelerle ilgili daha uyanık olunması gerektiği konusunda uyarıyor. Wachter, "Selefiliğin engellenmesinin toplumun bütününü ilgilendiren bir görev olduğu anlayışı henüz yerleşmiş değil." diyor. Okullarda daha fazla bilgilendirmenin ve radikalleşen gençler için daha fazla danışma merkezinin kurulmasının gerekliliğini dile getiren Wachter, İslam derneklerinin de bu çabalara katkı sağlaması gerektiğini belirtiyor. Selefilik, kendilerini kaybedenler olarak tanımlayan gençlerin bir kültürü olarak görülüyor. Selefilerin kalesi olarak kabul edilen Bremen'de ise 360 kadar Selefinin yaşadığı tahmin ediliyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı Bremen Eyalet Şubesi verilerine göre Bremen'den 19 Selefi Suriye'ye geçerek İslam Devletine katıldı. Bunlardan beşinin Bremen'e geri döndüğü tahmin ediliyor. 25
Türkiye İle Pkk Arasındaki Müzakere Başlangıcına Resmî Açıklama - Scharf-Links KCK, HDP ve AKP Açıklamalarının Bir Araya Getirilmesi HDP ve AKP arasındaki buluşmanın ardından aynı gün KCK, HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder vasıtasıyla kamuoyuna duyurulan bir açıklamada Abdullah Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi. KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği), Öcalan'ın çağrısının, iyi niyetin önemli bir göstergesi olduğunu, dolayısıyla Türk Devleti ve hükûmetine, demokratikleşmeyi ve Kürt sorunu gibi Türkiye'nin başka temel sorunların çözümünü ilerletmede zemin oluşturduğunu açıkladı. Açıklamada ayrıca, "Başkanımız, halka karşı sorumluluğu nedeniyle bir kez daha AKP devletine siyasi çözüm yolunda bir fırsat vermiştir. Hükûmet, bu kez halka karşı sorumluluklarının üstesinden ciddi olarak gelmelidir." denildi. --Silahlı Mücadelenin Yerini Demokratik Siyasetin Alması İçin-- HDP heyetinin, Türkiye Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala ile 28 Şubat ta bir araya gelmesinin ardından, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kısa bir açıklaması basına okundu: 30 yıllık askerî çatışma ortamından kalıcı barışa giden yolda demokratik çözüm bizim ana hedefimizdir. Temel ilkelerde mutabakat hâlinde, silahlı mücadeleye son verme esası üzerinde bir stratejik ve tarihî karara varması için PKK'yı ilkbaharda bir olağanüstü kongre yapmaya çağırıyorum. Bu çağrıda, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin alması için bir niyet açıklaması söz konusudur. Türkiye ve PKK lideri Öcalan'ın müzakere konuları üzerinde anlaştığı, HDP-AKP ortak basın açıklamasında duyurulan 10 madde şöyle: 1- Demokratik siyaset tanımı ve içeriği, 2- Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması, 3- Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri, 4- Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına dönük başlıklar, 5- Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları, 6- Çözüm sürecinin yol açacağı yeni güvenlik yapısı, 7- Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri, 8- Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik ve eşit mekanizmaların güvenceleri, 9- Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması, 10- Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa. 26
Türk medyasında iddia edilenlerin aksine HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, bu çağrının, iyi niyetin bir göstergesi olarak anlaşılması gerektiğini açıkladı. Buldan, PKK'nın Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi sonlandırması için iki tarafın çözüm ilkelerinde asgari müşterekte buluşmak zorunda olduklarının altını çizdi. --KCK: AKP Hükûmetinden Ciddi Adımlar Gelmeli-- Açıklamada KCK tarafından, bunun için hükûmetin, tarihî sorumluluğunun bilincinde olduğunu göstermesi gerektiği ve Abdullah Öcalan'ın Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için önerdiği 10 maddede bir mutabakat sağlanmak zorunda olduğu belirtildi. KCK, sürecin güncel evresine kadar kendi sorumluluklarındaki tüm adımların atıldığını açıkladı. Bu nedenle devamında atılacak her adımın tamamen AKP'nin tutumuna ve Türkiye Devleti nin atacağı adımlara bağlı olacağı belirtildi. Ancak AKP'nin Meclisten geçirmek istediği çok tartışılan güvenlik paketi, çözüm sürecinin mevcut durumu itibarıyla Türkiye hükûmetinden beklenen karşı bir tutuma işaret ediyor. KCK tarafından, Demokratik siyaset ancak demokratik bir ortamda hayat bulabilir. Ancak buna AKP'nin güvenlik paketinde olduğu gibi giderek otoriterleşme eğilimindeki siyaset tehlikesi demokrasiye giden yolu tıkıyor. Bu pakete ilişkin tutum, sürecin anlayışıyla bağdaşmayan bir ruh hâlini gösteriyor. açıklaması yapıldı ve Türkiye hükûmetinin, çözüm sürecinde, Kürt özgürlük hareketinin tek taraflı adımlarına uygun karşılık verme ve çözüm doğrultusunda ilerleme konusunda daha önce birden çok fırsatı teptiği hatırlatıldı. --Öcalan ve KCK Yönetimi Arasında Doğrudan Diyalog-- KCK, açıklamasını Türkiye hükûmetinden iki taleple sonlandırıyor. AKP'den, Öcalan ile KCK yönetimi arasında doğrudan diyalog imkânları yaratması talep ediliyor. Hapisteki PKK liderine, başka siyasi partiler ve sivil toplum temsilcileriyle de görüşebilme imkânı tanınmalı. Hükûmetten ikinci talep ise çözüm müzakerelerinin başka dolambaçlı yollardan geçmemesi gerektiği yönünde. Bremen de Terör Şüphesiyle Yapılan Baskınlar İslam Dernekleri Tarafından Kınanıyor - Frankfurter Rundschau - Eckhard Stengel İbadethaneye Saygısızlık Polis Kültür Merkezine Dördüncü Defa Baskın Yaptı Kapı ve Dolaplar Kırılarak Açıldı-- Almanya nın Bremen şehrinde bulunan iki İslami dernek, cumartesi günü terörizm adına silah tacirliği yapanlara karşı yapılan baskında polisi ibadethaneye saygısızlık etmek ve insanları saatlerce alıkoymakla suçluyor. Polis ve Bremen İçişleri Bakanlığı suçlamaları reddetti. Özel kuvvetler yine aynı gün silah bulundurdukları şüphesiyle Bremen İslam Kültür Merkezi (İKM) ile iki ayrı evde arama yaptı. Bremen deki İslam Dernekleri Şûra ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) pazartesi günü yaptıkları açıklamada, polisin İKM ye namaz sırasında köpeklerle basmasını kınadı. Açıklamada, yapılan arama esnasında aralarında hastaların ve gençlerin de olduğu birçok kişi yüzleri yere dönük 27
hâlde yatmak zorunda kaldıklarının, cemaat üyelerinin kapı ve dolapları açmayı teklif etmelerine rağmen bunların polis tarafından kırılarak açıldığının altı çizildi. Şûra ve DİTİB yaptıkları açıklamada, dernek binasına ve ibadethaneye bu denli zarar verilmesine ve saygısızlık edilmesine bir türlü anlam veremediklerini belirtti. Polis ve Eyalet İçişleri Bakanlığı, polis memurlarının baskın için ibadet edilmeyen bir zaman dilimini seçtiğini ve silah bulundurulduğu şüphesiyle özel kuvvetlerin ani bir şekilde baskın düzenlediğini, polislerin kendi güvenliklerini sağlayabilmek adına bazı kişilere kelepçe taktığını ancak çocukları yanında bulunan erkeklerin bu müdahaleden muaf tutulduğunu, yaklaşık bir saat süren kimlik soruşturmasından sonra 28 erkekle beş genç ve çocuğun serbest bırakıldığını, özel kuvvetlerin bunların ardından ibadethaneye girdiğini, içeri girerken özellikle galoş giyildiğini ve bomba arama köpeklerinin kullanıldığını açıkladı. Bremen Eyaleti İçişleri Senatörü Ulrich Maeurer, bu tehlikeli durum karşısında polisin ritüel ve dinî duygulara karşı mümkün olabildiğince saygılı davrandığını ve Selefi görüşlü İKM nin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlendiğini belirtti. --Dördüncü Kez Basıldı-- İslam dernekleri açıklamalarında, güvenlik güçlerinin İKM ye birkaç yıl içindeki dördüncü baskınını yaptığı, her seferinde hiçbir kanıt elde edemediği ve kendi kaynaklarını sorgulaması gerektiğini vurguladı. Polis, cumartesi günü yaptığı aramada silah bulamadı. Geçici olarak gözaltına alınan Lübnan uyruklu iki şahıs ise daha sonra serbest bırakıldı ancak ikisine karşı başlatılan soruşturma hâlâ devam ediyor. 39 yaşındaki asıl şüpheli adam ile 36 yaşındaki yardımcısı, otomatik silah temin ederek İKM çevrelerindeki üyelere vermek veya en azından bunu planlamakla suçlanıyor. Bremen polisi, bu tehlike karşısında terör saldırısı uyarısında bulunarak kamuya açık alanları ağır silahlarla donatılmış polislerle muhafaza altına aldı. 28