www.myspace.com/yolcubarankara



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

BBC English in Daily Life

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Camel ve Progresif rock üzerine

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

25. İngilizce Geniş Zaman Konu Anlatımı (Simple Present) (

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

Relative Clauses 1-3

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

CHILL-OUT FESTIVAL BODRUM 2018

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

1. A lot of; lots of; plenty of

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

2016'nın ilk 5 ayını geride bırakıyoruz. Grup Göktürkler için bu dönem nasıl geçti?

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

BURAY DAN 2 İNCİ ALBÜM MÜJDESİ

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

TURKISH DIAGNOSTIC TEST TURKISH DEPARTMENT

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers


Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Phrases / Expressions used in dialogues

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

İNGİLİZCE 1 KISA ÖZET

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Mr. N. Summerbee 335 Main Street New York NY 92926

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

the house your car him - the car two books a lot ill

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

"Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma" İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları.

Jamie Foxx J

Orhan benim için şarkı yazardı

Halk arasında "Ufak atta civcivler yesin" diye bir deyim var. İşte bu söz aşağıdaki röportaja cuk oturmuş.

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul

SEDA ÜREN KURUMSAL

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Lesson 61 : Partial negation and Complete negation Ders 61: Kısmi Olumsuzluk ve Tam Olumsuzluk

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

Değerli Velilerimiz, Yılın son haftasını geride bırakarak yeni yıla merhaba diyeceğiz bu hafta sonunda de güzel günler yaşamayı planlıyoruz

*2012 Mart ayı sonunda çıkardıkları albümleri ile müzik piyasasına Zımba gibi giriş yapan grup ;

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative)

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Present continous tense

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

Lesson 28: Other Prepositions (by, about, like, of, with, without) Ders 28: Diğer Edatlar Diğer Edatların Kullanımı.

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

NEYZEN ERCAN IRMAK yılında Eskişehir de doğdu. He was born in 1956, in Eskişehir.

Diyalog Sistemleri. Sohbet ve sanal asistan uygulamaları

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Start Streamin. now! MiniPod Bluetooth Streamin speakers

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

D-Link DSL 500G için ayarları

Transkript:

www.myspace.com/yolcubarankara

www.facebook.com/yolcubar

- PEAVEY 6505 head! - ENGL FIREBALL head! - MARSHALL 1960 A LEAD kabinet - HUGHES & KETTNER ATTAX CLUB REVERB amfi - MARSHALL MG100 HDFX head (2 adet) - MARSHALL MG412A kabinet (2 adet) - PEAVEY TNT 115 bas amfisi - JACKSON DK2 elektro gitar - YAMAHA AES420 elektro gitar - IBANEZ AK 95 HOLLOW BODY gitar - CORT GB-JB Bas gitar - PRESONUS 16.4.2 StudioLive 16 kanal mikser - BEHRINGER Eurodesk MX 8000 24+24 kanal mikser - RODE NT2-A condenser mikrofon - SHURE SM57 vokal ve enstrüman mikrofonu (3 adet) - AKG D112 (Large-diaphragm dynamic microphone for bass instruments) - STUDIO PROJECTS C4 (Small-diphragm matched pair Microphones) - SAMSON AUDIO drum microphone kit (8 parça) - SHURE PG57 (2 Adet) - SENNHEISER e825s - BLUETUBE 2 kanal mikrofon ve enstrüman preamp - MOTU 2408 ses kartı - ALESIS 3630 compressor - BEHRINGER Ultra-Graph Pro 31 band graphic equalizer - ALESIS Midiverb 4 digital processor - POWEPLAY PRO-XL 4 channel headphones (2 adet) - M-AUDIO BX8a dinleme kabinleri - WHARFEDALE PRO EVP-X SERIES 600 watt stüdyo kabinleri - PEARL EXPORT SELECT SERIES bateri - TAMA IRON COBRA (HP900 PTW Iron Cobra Power Glide twin pedal) - TAMA IRON COBRA (HP200 TWB twin pedal) - PEARL P122 twin pedal - 14 snare - 10/12/13 alto - 14/16 floor tom - 20/22 kick - PEARL DR-501 rack system Zil Seçenekleri: - MASTERWORK Custom 16/17/18 crash - MASTERWORK Resonant 16/17/18 crash - ZILDJIAN Scimitar 14 hi-hat - İSTANBUL Samatya 14 hi-hat - SABIAN B8 Pro 15 Rock hi-hat - MASTERWORK Custom 14 hi-hat - SABIAN HHX 20 dry ride - SABIAN 20 medium ride - MASTERWORK Custom Pointer 20 ride - MASTERWORK Resonant 16 china - İSTANBUL Custom 18 china - İSTANBUL Xperiment X-Metal 18 china - İSTANBUL Radiant 10 Rock mini china - İSTANBUL Radiant 10 splash Stüdyo DEEP in akustik düzenlemesi yenilenmiştir.

HAUNTING THE CHAPEL Selamlar, Geçen Cumartesi Ankara da gerçekleştirilen bi konsere icabet ettim. 6 grubun çıkacağı bu konsere esasında gitmek istemiyordum zira çıkacak olan grupların büyük bi kısmını daha önceden biliyordum, bu yüzden ayaklarım geri geri gidiyordu. Üstelik aralarında ülkenin eski ve bilinen gruplarından biri de vardı ki onlar da sahneye davulcusuz çıkıp davulları CD den çaldıracaklardı. İçim elvermiyodu bu sahneyi izlemeye. Ama gittim. Gittim çünkü konseri düzenleyen iki gencin iyi niyetlerinden şüphem yoktu. Grupları İZLEYEMEYECEK olsam bile orada bulunayım, en azından organizasyona bi hayrım olur diye düşündüm. Ammavelakin sahnede gördüğüm manzaralar o derece ağır, o derece altından kalkılmaz düzeydeydi ki üçüncü gruptan sonra uğultulu bir zihinsel yorgunluk ve çöküntü içerisinde mekandan ayrılıp kendimi ilk gördüğüm bara atarak içmeye ve unutmaya çalıştım. yer vermiyorduk. Tanıdık olsun olmasın, yapmıyorduk bunu. Ama sözünü ettiğim konseri izlerken artık buna tahammülümün kalmadığını, içimdeki olanca karanlığı dışarıya vurmam gerektiğini fark ettim. Bu gerçekler beni tüketip bitirecekse beraberimde birilerini de götürmeliyim diye düşündüm. O konser, hakkında bişeyler yazmayacağım son kötü konserdi. Şu yazdıklarımda da özellikle grup ismi vermedim bu yüzden. Yayına başladığımızdan bu yana sürdürdüğümüz albümsüz gruplara dişe dokunur bi atraksiyonları olmadığı sürece dergide yer vermeme politikasını bu aydan itibaren bir kenara bırakıyoruz. Çok fazla kendine güvenen grup var zira. Dergide yer almak isteyenlere hayır demiyoruz artık. Geçen ay neden editör yazısı yoktu temalı mailleriniz için teşekkür ediyorum. Bi ay da editör yazısı olmadan çıksın bakalım nasıl olacak diye düşündüm, olmadı. Hepsi bu. Bunu neden mi anlatıyorum? Bugüne kadar dergide, HAKLARINDA KÖTÜ BİŞEY YAZMIŞ OLMAMAK İÇİN kötü gruplara, kötü konserlere Gelecek ay görüşmek üzere. Selim VARIŞLI SİYAH BEYAZ DERGİSİ :: EDİTÖR // YAYIN VE SANAT YÖNETMENİ :: SELİM VARIŞLI :: YAZARLAR :: EMRE DEDEKARGINOĞLU, DURSUN ÇİFTKROSOĞLU, E.DERYA OKUMUŞ, NEHİR DEVRİM, GÖKHAN KORKMAZ, ASUMAN İNCİ, MELİS SARILAR, ZELİHA KARAKOCA :: İLETİŞİM :: E-Mail: info@siyahbeyazonline.com Facebook: www.facebook.com/siyahbeyazonline MySpace: www.myspace.com/siyahbeyazonline

SELİM VARIŞLI

İnsan, hayatının her anında yanında olan, yere göğe sığdıramadığı, eskimesin diye sürekli dinlemekten kaçındığı, CD lerine, özel basım ürünlerine, tişörtlerine falan dünyanın parasını döktüğü grup hakkında kolay kolay yazı yazamaz. Ama ben yazarım (ilk cümleyi en baştan bi daha okuyun =)). Slayer ile lise yıllarımda tanıştım (klişeye gel). İlk dinlediğim metal grubun Slayer olması, son dinleyeceğim grubun da onlar olmasını istemek için yeterince iyi bi nedendi, öyle bi etki bırakmıştı bende. Bir yüzü Show No Mercy, diğer yüzü Reign In Blood olan doksanlık Raks SD-SX-90 kasetle geçirdiğim uzun zamana başka grupları dahil etsem de neticede o kaset benim için kürkçü dükkanı formatına çoktan girmişti, dönüp dolaşıp vardığım yerdi. Sonra koptu bi gün, çürüdü sanırım. Yaşadığım şehirde doğru dürüst orijinal kaset bulunmazdı. Orijinal kaset alınabilecek tek dükkana gittiğimde de South Of Heaven ı görmüştüm orda. Niyeyse Slayer ın başka albümü olup olmadığını merak etmemiş veya dinleme ihtiyacı hissetmemiştim. Neyse o South Of Heaven ı baya bi para verip almıştım. O parayla 4-5 tane çekme kaset alabiliyodum sanırım. Neyse tabi sonra gidip Seasons In The Abyss, Hell Awaits, Divine Intervention falan ne var ne yoksa çektirmiştim SD-SX lere. SD-SX aslında pahalı bi boş kaset modeliydi ama daha ucuz modellerin doksanlık olanları ya yoktu, ya da vardı ama kullanılan bant adi olduğundan o kadar uzunluğu kaldıramıyordu, teypte sarıyordu, kopuyordu falan. SD-SX, doksan dakika uzunlukta eli ayağı düzgün duran en ucuz kasetti. Cabrio, BASF gibi krom kasetler vardı ki profesyonel dekler ve anfiler kullanılarak, normal CD çıkışından bile daha yüksek ses çıkışları elde edilebiliyordu (nasıl olduğunu sormayın, o dönem yüksek volüm her şey demekti bizim için, kompresörlenmiş gibi çalan ve enstrümanları yüksek desibelden birbirine girmiş, artık krom bantın bile sınırlarını zorlayan çekme kaset soundunu sırf volümü yüksek diye bağrımıza basıyorduk, iz yapıyordu her seferinde ama olsundu). Divine Intervention, ilk dinlediğimden bu yana şaşırtıcı bir albüm olmuştur benim için. İnsanların önceki albümlerle kıyaslayarak Divine Intervention ı hor görmeleri, Slayer hartkor olmuş abi olayı feci şekilde Türk işi duruyor. Uyanıp kendinize gelin. Slayer ın Dave Lombardo suz albümleri de Lombardo lu olanlar kadar güzel. Hatta Divine Intervention Slayer adına da metal adına da devrim gibi bir albümdü. Üzerinden bu kadar sene geçmesine rağmen halen bu albümü savunmaya neden ihtiyaç duyuyorum ben de bilemedim ama buna ihtiyaç duymak da Divine gibi bi albüm adına utanç verici. Undisputed Attitude, sanırım çıkışına denk geldiğim, ben bunu çıktığında almıştım tribi yapmaya cürmümün yettiği ilk Slayer albümü. Tabi o dönem internet ismen varsa da cismen yok sayılırdı hayatımızda (hep çoğul konuşuyorum, okuduğunuz yaşanmışlıklar birbirine paralel olarak kalabalık bir kayıp jenerasyonun hayatını süslüyordu zira). Undisputed ın punk coverlarından müteşekkil olduğundan ilerleyen zamanlarda haberdar olup

alık alık birbirimizin yüzüne bakmıştık tayfaca. Nasıl abi şimdi I Hate You Slayer ın kendi şarkısı değil miymiş yani lezzetinde cümleler havalarda uçuşmuştu (bu arada mevzubahis şarkının ana rifinin Norveçli gay rock-punk grubu Turbonegro tarafından açık seçik araklanarak I Got Erection haline getirilmesini de buraya eğlenceli bi not olarak düşeyim). Ama I Hate You o dönem Slayer ın marşı gibi dilden dile dolaşıyordu, kendine siyah tişört + çamaşır suyu kombinasyonuyla Slayer - I Hate You tişörtü yapan bi eleman bile vardı hatta. Diabolus in Musica 1998 de raflara dizildiğinde (ki raflara dizildi dediğim, bizim oralara gelmesinin daha baya bi süreceğini bildiğimizden yine kendimizi SD-SX e vurmuştuk) Undisputed ın esamesini okunmayacak hale getiren açılış parçası Bitter Peace ile LSD yemiş tavşana dönmüştük. O kadar ki duvar graffitilerinde parçanın adı Bitter Piece şeklinde yanlış yazılıyordu (bunun sebebi parçanın bünyede bıraktığı etki miydi yoksa graffitiyi çizenin kendi öz hıyarlığı mıydı orası tartışmaya açık). Bu noktada bir de itirafta bulunayım, yazının neredeyse tamamı itiraf gibi zaten ama Dave Lombardo Slayer dan ayrıldığında Slayer ın bittiğini düşünen bi tayfa vardı ya hani yukarıdaki paragraflarda üstünkörü değinmiştim. O tayfa tam ben olaya girdiğim dönemlerde vuku bulduğu için ben de haliyle etrafıma bakınıp evet abi Lombardo gitti Slayer bitti tribine girmiştim bi süre. Load çıktı Metallica bitti ile tam bir paralellik gösteren bu tripten neyse ki Load daki gibi kolayca kurtarmıştım kendimi. Ama vardı böyle bi dönem bizim jenerasyonun neredeyse tamamında. 2010 dan bakınca kabul etmek o kadar da zor gelmiyor :) Bostaph bu albümle kendini iyice kabul ettirmiş olmalı ki bu albüm daha bi bağırlara basılmıştı o dönemden hatırladığım kadarıyla. Diabolus In Musica albümünü bütün olarak pek iyi bilmem. Sanırım tam olarak hakim olamadığım tek Slayer albümü o. Sebebi de ilk parçanın, albümün geri kalanının tamamından iyi olması. Uzunca bi süre o albümü tek parçadan ibaretmiş gibi dinlemiştim. Bitince başa sarıyordum. Bugün bile sonuna kadar dinleyemem o albümü. Yarısına gelmeden başa dönerim. Şimdi CD var, mp3 var. Başa sarmak zaten daha kolay. Hani sırf Bitter Peace açısından bakarak albümün şahane olduğunu rahatça söyleyebilirim ama profesyonel anlamda albüme bakınca (woauv yesinler diyenler el kaldırsın, hah şöyle dürüst olun) Slayer diskografisinin neresine koymam gerektiğini bi türlü çözemem. Kapağı da zaten kötüdür (hehe). Ama Slayer la tanışmam bu albüme denk gelseydi muhtemelen başucu kitabım haline getirecektim albümü bütün olarak. Şimdi ise sadece ilk sayfası, Bitter Peace i var o kitabın. Bu arada albümün çıkışının üzerinden 12 sene geçmiş olduğunu ürpererek fark ettim şu an.

Sekizinci Slayer albümü God Hates Us All, 11 Eylül 2001 tarihinde yayınlandı. Tekrar ediyorum, 11 Eylül 2001 tarihinde yayınlandı. Oha evet. Dünya tarihinin en destructive, en nefret dolu, en sansasyonel topluluklarından birinin yeni albümü, dünya tarihinin en büyük terör saldırılarından birinin olduğu gün yayınlandı. 11 Eylül saldırılarıyla ilgili komple teorisyenleri bu tesadüfü göz önünde bulundurdular mı acaba hiç, merak ediyorum. Bizdeki her fantastik olayın şu aralar meşhur olan davamıza bağlanması gibi o dönem ABD de de bi sürü tuhaflık 11 Eylül saldırılarıyla ilişkilendiriliyordu. Muhtemelen bu tesadüf Türkiye de olsaydı arada bi bağlantı kurmayı akıl edecek birileri çıkardı :) Bu albüm Paul Bostaph ın baget salladığı son Slayer albümü olacak, bir sonraki albümden önce Bostaph bagetleri tekrar orijinal Slayer davulcusu Dave Lombardo ya teslim edecekti. Bence çaldığı üç albümde de altına girdiği ağır yükün altından başarıyla kalkmış, yaptığı işe olan ciddiyetini fazlasıyla gözler önüne sermiş bir davulcu olarak Paul Bostaph, Slayer tarihinde ismi Lombardo ile altalta değil yan yana yazılması gereken bir davulcu. Bunu söylemek için bir sebebim daha var ki buna da Bostaph ile bizzat sohbet etme imkanım olduğunda bana söyledikleri çerçevesinde vardım. 2005 yılında Ankara ve İstanbul da Exodus konserleri organize edilmişti. Paul Bostaph o dönem Exodus ta çalıyordu ve haliyle grupla beraber Ankara ya gelmişti. Konser öncesi gruba yemekte eşlik etme şerefine nail olmuştum. O yemekte Bostaph a yıllardır abi insan sormaya korkar ya geyiği çevirdiğimiz o meşum soruyu sormuş, karşılığında da inanılmaz mütevazi bir yanıt almıştım. Soru ana hatlarıyla, Slayer ın orijinal davulcusu Lombardo, adamlar onunla anlaşamadılar gruptan çıktı, sen girdin, bikaç albüm sonra Lombardo ile tekrar anlaştılar, sen çıktın o geri döndü, bu durumdan rahatsız olmadın mı ya da ne düşünüyosun bu konuda şeklinde bi soruydu. Bu mevzuyu yıllar yılı tayfa içerisinde abi adam Slayer da çalma onuruna erişmiş, muhtemelen mutlu oluyodur dan tutun da Slayer ın Bostaph a yaptığı da çakallık ama ya kadar götürmüş, evirmiş çevirmiş bir fani olarak hayatımda yakalayabileceğim ilk ve son fırsatta Paul Bostaph a sordum. Cevaben Slayer aslında benim şu fani dünyada en sevdiğim metal grubudur, Dave Lombardo da en sevdiğim davulcudur, haliyle ben en sevdiğim grup orijinal davulcusuna tekrar kavuşunca çok mutlu oldum demişti adam. Böyle amelece bi soruya bu kadar muazzam bi cevap vermesi karşısında adama daha bi saygı duymuştum. Zaten haliyle tavrıyla adamın eski İstanbul efendisi formatında olması Exodus gibi treşte ameleliğin zirvesini yakalamış (ki bunu olumlu anlamda söylüyorum) bi grupta hemen dikkat çekiyordu. Christ Illusion, son Slayer albümü. Hakkında bikaç sayı önce bi yazı kaleme almıştım (klavyeye almıştım?). Bu albümle ilgili olumlu ve olumsuz bi sürü kafa karıştırıcı görüşüm var ve hepsini bi çembere alamadığım için, orijinal CD sini ilk gördüğüm yerde aldığım halde halen neyin nerede olduğu konusunda net bi fikir geliştirebilmiş değilim. Davul soundu, o kadar dinlediğim halde hala kötü tınlıyor bana. Parçalar klasik Slayer parçaları. Asla hardcore olmamış, kendine özgü hareketler yapmış ama bunu anlayamayıp hartkor yaftası yemiş (ki hartkor süper bişeydir, yese noolacak) bir Slayer dan beklenecek düzeyde manidar bi albüm. İşte hayatımın son 13-14 senesinde böyle derin izleri olan Slayer, o kadar gelip gittiği halde bi türlü canlı izlemeyi başaramadığım Slayer, Haziran ayının son haftasında Sonisphere Festivali kapsamında İstanbul İnönü Stadyumu nda çalacak. Böyle dev gibi topluluğu izlemek için daha güzel bi mekan ve organizasyon düşünemiyorum. İki elimiz kanda olsa (ki Slayer için öylesi makbuldür) adamları izlemek için orada olacağız.

Biri 50 lerin sonunda, diğeri de 60 larda kurulmuş Scorpions adını taşıyan iki ayrı İngiliz grup olduğunu biliyor muydunuz? Yazıya gereksiz info ile başlama furyasında pik yaptıktan sonra bu rüzgarın artık hafifleyeceği umuduyla devam ediyoruz. 1965 yılında kurulan (bence de oha, grubun tarihinin bu kadar geriye gittiğini ben de bilmiyordum, emin olmak için Wikipedia ya baktım ki bunu da saklamıyorum niyeyse :)) ve ilk albümünü 1972 yılında yayınlamak suretiyle bugün Rock tarihinde adını yazacak külçede altın, ismi sığdıracak genişlikte galaksi bulamadığımız Scorpions, en son 2007 tarihli Humanity: Hour 1 ile yormuştu biraz. Bu sindirimi zor albümü uzun bi süre uğraşıp hazmedemeyince vazgeçip kenara bırakmıştım. Gelgelelim geçen Mart ayında yayınlanan on yedinci stüdyo albümleri Sting In The Tail ile yine bünyelerimizi dart tahtasına çevirip sting leri 12 lere fırlattı topluluk. SELİM VARIŞLI

Grubun, bu albümün son albümleri olacağına ve uzunca bi turneden sonra emekliye ayrılacaklarına dair açıklaması 24 Ocak tarihinde resmi web sitelerinde yayınlandı. Ancak bu tarz açıklamaların ticari ya da ruhsal değişiklikler çerçevesinde geri alınabileceğini Rock tarihinin pek çok tozlu sayfası yazdığı için olaya temkinli yaklaşalım (ağız tadıyla emekli olmalarına bile izin vermiyoruz, hale bak). Bir perde kapanışı olmak için fazlasıyla görkemli albüm. Grup elemanları gerçekten bunun son albümleri olacağını ve içlerinde ne var ne yoksa bu albüme döküp olayı bitirmeleri gerektiğini düşünerek hazırlamışlar sanki. Öte yandan Scorpions gibi her zaman oralarda bi yerde olduğundan ve olacağından emin olduğumuz, çocukluk gençlik ve bu gidişle yaşlılık yıllarımızı da çekip çeviren bir grubun dağılacağını açıklaması çok üzücü. Daha önce Michael Jackson öldüğünde de yazmıştım. Hiç ölmeyecekmiş gibiydi adam. Scorpions ın da hiç dağılmayacakmış, hepimizi gömüp yine de inatla efsane balladlar yazacakmış gibi bi hali yok mu? Ballad demişken, dünya tarihinin en güzel slow rock şarkılarına imza atmış (ki şöyle bi ilk akla gelenleri sayalım, titreyip kendimize gelelim: Always Somewhere, When The Smoke Is Going Down, Stil Loving You, Wind Of Change, Moment Of Glory, Holiday, Woman uzar gider bu liste) bi topluluğun yeni albümünde de bu konuda tarih yazmayacağı düşünülemezdi. Nitekim Lorelei ile geleneği bozmamış ve 70 yaşında elimizde bastonla bile dinleyeceğimiz güzellikte bir ballad yazmış Scorpions. İsveçli ünlü prodüksiyon ikilisi Fredrik Thomander ve Anders Wikström, bu parçada (ve bir parçada daha) grupla birlikte çalışmış; bu lezzette bir parçanın altına Scorpions ile beraber imza atma şerefine nail olmuşlar. Bu arada wikisel infoya girmişken, eski Nightwish vokalisti (ki bu saatten sonra ne yaparsa yapsın böyle anılacak) Tarja da albümün öne çıkan parçalarından The Good Die Young da gruba eşlik etmiş ama ben albüm infosuna bakana kadar bunu fark etmemiştim, o derece geride duruyor parçadan. El netice, albüm o derece güzel ki, son olması bile ona daha fazla anlam yükleyemiyor.

E.DERYA OKUMUŞ Geçtiğimiz aylarda Türk rock müzik camiası yeni ve genç bir isimle daha tanıştı; KORA.1998 yılından bu yana müzikle ilgilenen Kora, henüz üniversite yıllarındayken üniversite rock topluluğunun aktif üyesi olmuş ve çok sayıda besteye imza atmış. Bu dönemde çeşitli beste yarışmalarında dereceler alan KORA Buzdan Kaleler ve Ankara&İstanbul isimli demo kayıtlarını 2005 yılında Tuna VELİBAŞOĞLU ve Okan ÖZEN in desteği ile tamamlamış. 2006 yılında Ankara Roxy Müzik Günleri nde seslendirdiği Buzdan Kaleler ile dereceye giren Kora, 2007 yılında Radyo D nin düzenlediği Radyo D Şarkı Yarışması nda aralarında Fuat Güner in de olduğu jüriden, Perişan Oldum adlı parçasıyla beste kategorisinde Jüri Özel Ödülü nü almayı başarmış. Mayıs 2008 de başladığı albüm çalışmaları esnasında pek çok önemli ismi bir araya getiren Kora nın aynı ismi taşıyan albümünün prodüktörlüğünü Alen KONAKOĞLU üstlenmiş. Seksendört grubundan tanıdığımız Okan ÖZEN albümünün bas gitarlarını çalarken, yine aynı gruptan Tuna VELİBAŞOĞLU da Buzdan Kaleler şarkısında performansıyla Kora ya destek olmuş. Bu ilk albümünde alternatif rock melodilerine Türk motifleri ekleyerek özgün bir tarz oluşturmak adına titiz davranmış. Kora yı biraz daha yakından tanımak için benim de merak ettiğim sorular sordum kendisine: -Bana kendi kelimelerinle kendini biraz anlatır mısın? Uzun yıllar müzikle uğraştıktan sonra bu emekleri bir albümle taçlandırmanın zamanının geldiğini düşünmeye başlamıştım. Yakın çevrem de benimle aynı fikirde idi. Özellikle abim Albümü de ona itaf ettim zaten.

-Neden bu müzik? Müzik bir yaşam biçimi benim için. Bazı insanlar anılarını kaydetmek için fotoğraf çeker, bazıları video. Ben müzik yaparak anılarımı kaydediyorum. Müzik kendimi ifade etme yöntemim. -Şimdiye dek kimleri dinledin, müziğe ve sanata bakışın nedir? Her tür müziği dinlerim aslında. İlk okul yıllarımda Barış Manço yu çok severdim sonra babamın plaklarını karıştırırken Erkin Koray la tanıştım; derken Moğollar, Cem Karaca ve M.F.Ö en çok bu isimlerden beslendim. Müzik bir dünya ve benim her şarkım bir ağaç gibi. Ne kadar çok üretirsem o kadar mutluyum. -İdeallerin, amacın, kariyer planların nelerdir? Sahnede kendi şarkılarımı söylemek en büyük hayalimdi bunu gerçekleştirdim. Artık daha geniş kitlelere sesimi, şarkılarımı duyurmak hedefindeyim. Kariyerime sahnede bir şarkıcı, bir söz yazarı ve besteci olarak devam ediyorum. Bakalım hayat beni nerelere götürecek. Kora nın bu ilk albümünde repertuarının, sözününün ve bestesinin kendisine ait olduğu on Türkçe alternatif rock parçası bulunmakta. Albümü ilk dinlediğimde benim dikkatimi ilk olarak Tool vari introsuyla Cümle Alem, albümün açılış parçası Buzdan Kaleler ve tabii bir Erkin Koray şarkısı için güzel coverlanmış sayılabilecek Dünya Dertli isimli parçalar çekti. Albümün bir de diğer albümlerden bir alamet-i farikası var. İlk kez, Türkiye de, yapılan bir albümde korsana karşı konser bileti kavramı zikrediliyor. Albümü alan herkes Kora nın bir konserinin davetlisi oluyor. www.korarock.com

EMRE DEDEKARGINOĞLU Yunan topluluk Firewind in, Ozzy e katılarak şöhretini iyice artıran gitaristi Gus G. sorularımızı yanıtladı.

- Merhaba! İlk olarak yeni albümünüzün ne zaman yayınlanacağını sormak isteriz. The Premonition ve Live Premonition yayınlandığından beri iki yıl geçti ve şüphesiz ki hayranlarınız sizden yeni şeyler bekliyorlardır. Yeni albümümüz 2010 sonbaharında çıkacak. Dolayısıyla 5-6 ay sonra geleceğini söyleyebilirim. :) - Efsanevi vokalist Ozzy Osbourne un grubunun artık bir üyesisin. Bu hem senin hem de Firewind için bir şeref olsa da, bu durum Firewind ile olan işlerinle çakışacak mı? Açıkçası Ozzy ile bir dünya turuna çıkarsam, Firewind ben Ozzy şovlarını tamamlayana kadar geniş çaplı turne yapamayacak. Sonrasında tabii ki alışıldık turlama rutinimize döneceğiz ve yeni albümümüzün promosyonunu yapacağız. - Ozzy Osbourne un grubuna katılman nasıl oldu? Bunun hakkındaki hikayeyi duymak isteriz. :) Menajerliğinden bir e-mail aldım ve bana deneme ile ilgilenip ilgilenmediğimi sordular. Bir ay sonra Los Angeles a uçtum ve başardım. Duyduklarını sevdiklerini tahmin ediyorum ve şu an buradayım! - Davulcunuz Mark Cross bu yılın başında gruptan ayrıldı ve iptal edilen Meksika şovları için Uli John Roth un grubundan Michael Ehré yi geçici üyeniz olarak duyurdunuz. Şu ana kadar kalıcı bir eleman buldunuz mu ya da Ehré sizinle birlikte mi kalacak? Kadro konusunda bazı ipuçları alabilir miyiz? Michael bu yıl hiçbir konser vermediğimiz halde hala bizimle birlikte. Kendisi harika bir davulcu ve harika bir insan, oldukça alçakgönüllü ve yetenekli ve bu tam olarak bizim grupta olmasını istediğimiz

insan tipidir. Mark ile yolları ayırmamıza gelince, onunla birlikte grup artık işlemiyordu. Uzun zamandır da böyleydi. Mark harika bir davulcu ama geçmişinden fazlaca bagaj taşıyordu. Firewind bu tarz şeylerle uğraşacak ve tolerans gösterecek türde bir grup değil. - Artık anavatanınız Yunanistan da yaşıyorsunuz. Yunanistan ın metal tarzları konusunda kült bir hayran kitlesi var ve aynı zamanda Rotting Christ gibi ünlü gruplara sahip. Yunan metal sahnesinden birisi olarak, Yunanistan daki gruplar, bestelenen müzik ve hayran kitlesi hakkında düşünceleriniz nelerdir? Doğrusunu söylemek gerekirse, Yunan metal sahnesi ve grupları hakkında çok fikrim yok. Onlar kendi yaptıklarını yapıyorlar, ben kendi yaptığımı yapıyorum. Hiç bir zaman onun bir dalı olduğumu hissetmedim çünkü müzik piyasasına İsveçli bir grupla başladım (Dream Evil). Firewind orijinal kadroda ben ve ABD den bazı geçici müzisyenlerden oluşuyordu, dördüncü albüme kadar Yunanistan da konuşlanmış değildik. Ama işleri kendi kasabamdan dört tane arkadaşımla bir grup başlatmak gibi normal şekilde yapmadım. Başlama şeklimiz farklıydı. Dolayısıyla gerçekten bir sahneye ya da birşeye bağlıymışım gibi hissetmiyorum. Hayran kitlesi hakkında ise size az biraz birşeyler diyebilirim çünkü Yunanistan da çok çaldık. Burada hayranlar gerçekten çılgın ve Firewind i seviyorlar! Burada sadık ve sürekli büyüyen bir kitlemiz var. Bunun için minnettarım. - Power Metal ve Melodik Metal sahnelerinin şu anki durumlarıyla ilgili neler düşüyorsun? Melodik tarzın fazlasıyla yumuşadığını düşünüyorum çünkü son yıllarda çıkan grupların hepsi bayan önderliğinde çıkan gruplar. Groove hissinden ve sertlikten noksanlar. Atmosferik olmakla fazlasıyla meşguller. En azından bizler buradayız, hala güzel riffler çalıyoruz ve oldukça iyi bir sesi olan vokalimiz var.

- Geçtiğimiz sene İstanbul da Unirock Festivali nde çaldınız ve bu Türkiye deki ilk şovunuzdu. O performansı göz önüne alarak, Türk hayranlarınız hakkında düşünceleriniz nasıldı? Şov sizin için nasıl geçti? Unirock şovu gerçekten bizim için çok iyiydi ve onu dün gibi hatırlıyorum. Hayranlar bizi oldukça iyi karşıladılar ve Firewind için delirdiler! Hala inanamıyorum. Orada tekrar çalmak için sabırsızlanıyorum. - Türk-Yunan ilişkileri hakkındaki görüşlerini duymak isteriz. (Klasik soru! :D) Müziğin bu konuda çok kez çatışmaların antitezi olabileceğini gördüm ama yine de bilirsin, iki halkta birbirine çok yakın ama aynı zamanda, bitmeyen politik saçmalıklar nedeniyle çok uzaklar... Politikaya çok giren birisi değilim, dolayısıyla bunu geçmeyi tercih ederim. Yine de söyleyeyim, Türk, Amerikan, Afrikalı ve ya Çinli olmanla benim hiçbir problemim yok. Benim mottom Müzik bizi bir araya getirir dir. Ve Unirock festivalindeki o gece bunu net bir şekilde kanıtladı. Binlerce Türk müzik hayranı Yunanistan dan beş adamı sevdi ve onlarla iyi zaman geçirdi. Bunu yenemezsiniz. - Ozzy li Black Sabbath ı mı yoksa Dio lu Black Sabbath ı mı seçersin? Neden? Her zaman Dio ya olduğumdan daha fazla Ozzy e hayrandım, dolayısıyla en klasik olan Ozzy li Sabbath dönemini tercih edeceğim. Dio lu albümleri de severim. Aslında Sabbath ın tüm farklı periyodlarını severim. - Bu röportaj için teşekkür ederiz. Yeni albüm ve turlarınızda, ayrıca sana Ozzy Osbourne un grubunda şans dileriz. Türk hayranlarınıza mesajlarınız? Röportaj için teşekkürler ve hepinizi yakında tekrar görmeyi dilerim. Katkılarından dolayı Adnan Tefikoğlu ya teşekkür ederiz.

EMRE DEDEKARGINOĞLU - Hi there! We would like to first ask about when will your new record will be released? It has been two years since The Premonition and Live Premonition and surely your fans start to expect something new from you. Our new album is scheduled for an Autumn 2010 release. So it s coming out withing 5-6 months from now :) - Gus G. is now a member of legendary vocalist Ozzy Osbourne s band. While it is a clear honour both for him and Firewind, does this condition interfere with Firewind? Well, obviously if I embark on a world tour with Ozzy Firewind won t be able to tour extensively until I complete the Ozzy gigs. After that of course we ll go back on our usual touring routine and promote our new album. - How did Gus G. joined Ozzy Osbourne s band? We would like to hear the story behind it if you please. :) I got an email from his management and they asked me if I d be interested to audition. A month later I flew to L.A. and I did it. I guess they liked what they heard and here I am now! - Your drummer Mark Cross had left Firewind early this year and for (now cancelled) Mexican shows Uli John Roth-fame Michael Ehré was announced as replacing member. To date, did you find a permanent member or Ehré will stay with the band? We would

like to hear some hints about the line-up issue? Michael is still with us, even though we haven t played any shows this year. He s a great drummer and a great guy, very humble and very talented and that s exactly the kind of people we want in this band. As for the split with Mark, it just wasn t working out with him anymore. That went on for quite sometime. Mark s a great drummer but he carries a lot of baggage from his past. Firewind s not the kind of band that can deal with and tolerate all that. - You are now residing in your motherland, Greece. Greece has a cult following in metal genres and also owns some famous bands like Rotting Christ. As an insider to Greek metal scene, what are your thoughts about the bands, the music that has been composed and the fanbase of Greece? To tell you the truth, I don t have much of an opinion about the Greek metal scene and its bands. They do what they do, I do what I do. I never felt I was a branch of it cause I got my start in the music business with a Swedish band (Dream Evil). Firewind was originally me and some session guys from the US, it wasn t until our 4th album that we were finally based in Greece. But I didn t do things the usual way like starting a band in my town with 4 friends of mine, etc. It was quite unorthodox the way we started. So I don t really feel attached to a scene or something. As far as the fanbase is concerned, I can tell u a little cause we ve played a lot in Greece. The fans here are fucking crazy and they love Firewind! We have a devoted and constantly growing fan-base here. I m grateful for that. - What are you thinking about current situation of Power Metal and Melodic Metal scene? I think the melodic scene has softened out too much the last few years because of all these female fronted bands. They re lacking heaviness and groove. They re too busy being atmospheric and

all that. But that s just my opinion. At least we re around still playing cool riffs and we have a singer who s got a balls-y voice! - You had played in İstanbul, Unirock Festival last year and that was your first show in Turkey. In the light of that performance, how was your impression of Turkish metal scene? How was the show in your terms? Unirock was a great show for us and I remember it like yesterday!! The fans there welcomed us with open arms and they went crazy for Firewind! I still can t believe it. I m looking forward to playing there again. - We would like to hear your thoughts about Greek- Turkish relationships. We have seen many times that music can be an antithesis of these conflicts in between, but again you know, both nations are so close but at the same time so far away to each other because of the neverending political crap. I m not a guy that gets into politics, so I d rather just skip this one. I ll tell you though, I have no problem at all if you are Turkish, American, African or Chinese. My motto is music brings us together. And that night @ Unirock festival this was clearly proved. Thousands of Turkish music fans loved and had a good time with 5 dudes from Greece. You can t beat that!! - Which one would you choose and why? Black Sabbath with Ozzy or Black Sabbath with Dio? I was always a bigger Ozzy fan than Dio, so I d go with Sabbath Ozzy era which is the most classic. I love the Dio albums too though. Actually I love all of Sabbath s different periods. - We would like to thank you for this interview. We wish you luck for the upcoming album and tours, and also for Gus G. for being in Ozzy Osbourne s band. :) And messages to Turkish fans? Thanx a lot for the interview and I hope to see u all soon again!

SELİM VARIŞLI

Yazı başlığından da tahmin edeceğiniz üzere Wumpscut (:wumpscut: şeklinde yazılıyor ama ben normal yazmayı sevdim) Almanya kökenli bir isim. Gizliden gizliye zehrini yaydığım Aggrotech EBM - Darkwave tarzının hafiften gothic sahnesine de yaslanan saygın isimlerinden. Taş ustalarının memleketi Bavyera dan ortamlara akan DJ Rudolf Ratzinger tarafından tek kişilik proje kıvamında yürütülen Wumpscut, Aggrotech tayfasının bile alışık olmadığı kadar kalabalık bir diskografiye sahip. O kadar ki bende bile en az yirmi ayrı yayınlanmış kaydı var. İnternetten araştırdım, bende olmayan bir o kadar daha ürün yayınlamış adam. Bu muazzam üretkenliğin kaynağı da Ratzinger in 1995 yılında kendi müzik firması Beton Kopf Media yı kurarak müzikal açıdan tam bağımsızlığını ortaya koyacak ve arıza hareketlerini engelleyecek firma patronlarını aradan çıkacak fırsatı yakalamış olması. Almanya nın ekstrem müzik konusundaki inanılmaz bereketini her fırsatta vurgulamaktan artık ben yoruldum, Almanlar üretmekten yorulmadılar. Bi grubun Alman olduğu için maça default 3-0 önde başlaması vukuatı Wumpscut için de geçerli. 2009 tarihli Fuckit albümleriyle gönlümdeki boş tahtlardan birine yerleşen Wumpscut, bu albümdeki birbirinden karanlık ve orijinal parçalarla çok gecelerimi çalmıştır. Bi de bizim metal camiasında pek alışık olmadığımız bi husus var Aggrotech tayfasının albümlerinde. Albümler iki CD olarak hazırlanıyor (kimi zaman limited, kimi zaman doğrudan 2 CD olarak piyasaya sürülüyor). İkinci CD de, albümdeki parçalara piyasanın saygın isimlerince yapılmış remix ler yer alıyor. Wumpscut da gerek geçen sene yayınladığı Fuckit, gerekse aslında yazımızın ana konusu olması gereken ama neden şu satıra kadar bir türlü adını zikretmeyi başaramadığım yeni albümü Siamese ile bu geleneği bozmadı. Official diskografisine göz attığımızda geçmişte de 3xCD, 4Xcd, 2xLP gibi geniş ve lezzetli basımlar yapıldığını görüyoruz. Nihayet gelelim yeni albüme. Fuckit gibi bir başyapıttan sonra zirve yapmış olan beklentilerimi karşılayamadı Siamese. Altyapıyı değil üstte dolaşan kırık synth leri ön plana çıkararak ilgimi çekmişti o albümde Wumpscut. Yeni albümde ise hemen hemen tüm ağırlık altyapıya çalışmış. Kümülüs atmosferli kafaların yerden yarım metre yüksekte havada dans etmeye çalıştığı Alman underground kulüplerinde çalmak üzere dizayn edilmiş gibi duruyor. Buna bi diyeceğim yok ama kodu mu oturtan havasını büyük ölçüde yitirmiş gibi duruyor yeni albümde. Aggrotech ile ilgilenenler, henüz ilgilenmeyenler ama bu taraflarda soğuk gölgeler dolaştığını fark edip merak edenler için Wumpscut ın tanışma albümü Fuckit olmalı. Zira yeni albüm ancak tanışma bitti kıvamında olabilir.