S. S AYISI : 181. Org. Cemal Gürsel



Benzer belgeler
Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

Özet: tarihinden geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Kanununda uygulanmakta olan bazı miktarlarda değişiklik yapılmıştır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

2018 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ve Bazı Gelirlere İlişkin İstisna Hadleri Belirlenmiştir

SİRKÜLER ( ) 1- Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar:

SİRKÜLER 2009 / 5. 03/02/2009 tarihli ve Sayılı Resmi Gazete de aşağıda yer alan vergi tevkif oranları yayımlanmıştır.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

12/1/2009 TARİHLİ VE 2009/14580 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR

Sayı: İstanbul, Konu: Bazı Vergi Kanunlarında değişiklikler içeren Yasa Tasarısı nın Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili düzenlemeleri.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02

KONU : 2013 YILINDA ELDE EDİLEN ÜCRET VE ÜCRET DIŞINDAKİ GELİRLERE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFELERİ AÇIKLANDI.

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2006 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

Sayı : 2018/233 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. MENKUL SERMAYE İRADI BEYANI (2017 Yılı Kazançları)

ö z d o ğ r u l a r serbest muhasebeci mali müşavirlik ltd.şti. Chartered Accountants & Auditors Ltd.

Özelge: Üyelerinize verilen kredi ve emekli ikramiyelerinin KDV Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu karşısındaki durumu hk.

KİRA GELİRİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

Tam Mükellef Gerçek Kişilerce 2010 Takvim Yılında Elde Edilen Gelirlerin Beyanı

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00

KONU : 284 SERİ NOLU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ İLE DUYRULAN 2013 YILINDA UYGULANACAK DİĞER PARASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE TASDİKİ ZORUNLU İŞLEMLER YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERİLMEYEN HALLER (2011 Yılı Gelirleri

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden

E-BÜLTEN 2015 / YILINDA UYGULANACAK HAD VE ORANLAR

SİRKÜLER RAPOR GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 284 )

15. BEYANNAME ÖZETLERİ

KONU: Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Maktu Had ve Tutarlar ile Menkul Sermaye İradının Beyanında Dikkate Alınacak İnd. Oranı Uygulaması Hakk.

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2004 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

BÜLTEN. KONU: Gelir Vergisi Kanununda yer alan ve 2015 Yılında Uygulanacak Maktu Had ve Tutarlara İlişkin 287 nolu GV Tebliği yayınlanmıştır.

Murat KÖSEOĞLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

TAM MÜKELLEF KURUMLARA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİ

Ücretlerin Vergilendirilmesinde Uygulanacak Tarife ile Diğer Çeşitli Had ve. Tutarlar 2016 Yılında Uygulanmak Üzere Yeniden Belirlendi.

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2005 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 33 İST, 17/02/2004

2013 yılında uygulanacak Gelir Vergisi Kanunu nda yer alan tutarlar

Özelge: Vergi mükelle 䎘晐 olmayan kişilerden mal ve hizmet alınması halinde yapılacak ödemelerden hangi oranda tevkifat yapılacağı ve belge düzeni hk.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/17 TARİH: GVK 94 de Yer Alan Kazanç ve İratlardan Yapılacak Tevkifat Oranları

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

278 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

T.C. Resmî Gazete Kuruluş Tarihi: (7 Teşrinievvel 1336)-7 Ekim Mayıs 1983 ÇARŞAMBA. Tebliğler

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

2. Aşağıda yazılıkooperatiflerin ortaklarıiçin hesapladıklarıristurnlardan;

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

2013 TAKVİM YILINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANI

2012 YILINDA ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN GELİR VERGİSİ BEYANI

Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/1

: 6728 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu'nda Yapılan Değişiklikler

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/18 Ref: 4/18

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

SİRKÜLER RAPOR. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2009/5

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) nde Değişiklik Tebliğ Adı. Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14)

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/1 Ref: 4/1. Konu: 2013 YILINDA GEÇERLİ OLACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ AÇIKLANMIŞTIR

GENELGE NO: 15/92 İstanbul,

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

2011 YILINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

GELİR VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARI

Sayı : 2014 / 284 Konu: Bilgilendirme 30 Aralık 2014

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

KÂR DAĞITIMI VE KÂR DAĞITIMINA BAĞLI STOPAJ VERGİLENDİRİLMELERİNE YÖNELİK ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/1

VERGİ HARCAMALARI LİSTESİ

SİRKÜLER 2015/ Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

DANIŞTAYIN 1606 SAYILI YASAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2016/005

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /

SİRKÜLER RAPOR ( )

İştirak Kazançları İstisnası Kontrol Edilen Yabancı Şirket

SİRKÜLER NO: POZ-2011/ 07 İST. 10/01/2011

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

Aşağıda söz konusu Kanun un Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları mevzuatına ilişkin düzenlemeleri sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır:

Özelge: BTC Boru Hattı Projesi kapsamında verilen toprak analizi ve danışmanlığı hizmetinin vergi mevzuatı karşısındaki durumu hk.

GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 3 İST,

C) I-II-III D) IV-III

2016 GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI

2012 Yılı Kira Gelirlerinin Beyanında Bilinmesi Gerekenler

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı. Sayı :

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren)

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR

MENKUL KIYMET SATIŞ KAZANCININ TESPİTİNDE ENDEKSLEME SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR?

15 NO LU 5520 SAYILI KURUMLAR VERGĐSĐ KANUNU SĐRKÜLERĐ YAYIMLANDI

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2009/32 Ref: 4/32

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2015/1 TARİH:

Transkript:

S. S AYISI : 8 542 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bâzı madde ve fıkralarının değiştirilmesi ve bu kanuna bâzı hükümler eklmesi hakkında kanun tasarısı ile Zirai Kazançların Gelir Vergisine tâbi tutulmasına ve bu sebeple 542 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve 5432 sayılı Vargi Usul Kanununun bâzı maddelerinin değiştirilmesi ve bu kanunlara bâzı hükümler ilâvesine ve 297 sayılı Hayvanlar Vergisi Kanununun kaldırılmasına mütedair kanun tasarısı ve İktisat Komisyonu raporu (/48, /57) 542 saylı Gelir Vergisi Kanununun bâzı madde ve fıkralarının değiştirtmesi ve bu kanuna bâzı hükümler eklmesi hakkında kanun tasarısı (/48) T. C. Başbakanlık 2.2.96 Kanunlar ve Kararlar Tetkik Dairesi Sayı : 7-348/332 t Millî Birlik Komitesi Başkanlığına Bakanlar Kurulunca Millî Birlik Komitesine arzı 6. 2. 96 tarihinde kararlaştırılan «542 saylı Gelir Vergisi Kanununun bâzı madde ve fıkralarının değiştirilmesi ve bu kanuna bâzı hükümler eklmesi hakkında kanun tasarısı» gerekçesiyle birlikte ilişik olarak sunulmuştur. Gereğinin yapılmasını rica ederim. Devlet Başkanı ve Başbakan rg. Cemal Gürsel GEREKÇE A) Umumi izahat : 95 yılında, giş mikyasta Karineler Vergisi olan Kazanç Vergisiyle, İktisadi Buhran, Muvaze ve Hava Kuvvetlerine Yardım vergileri kaldırılmış, bunların yerine hakiki ve hükmi şahısların hakiki kazançlarını iyi şekilde teklife tâbi tutabilecek olan Gelir Vergisi sisteminin tatbikine başlanmıştır. Bu sistem ile, memleketimizde muasır ve medî bir vergi sisteminin esasları kurulmuş ve medî Vergi Hukukunun temelleri atılmıştır. Esaslı bir vergi rejimi değişikliğini ihtiva ed mevzuubahis sistemin, bu sistemi kabul ed diğer bütün medî memleketlerde olduğu gibi, ilk tatbik yıllarında hayatın bütün realitelerine ve bunların icaplarına tam bir şekilde cevap ve istikamet vermesi düşünülemez. Nitekim, Gelir Vergimizin on yıllık tatbikatından da, kanunda, bu vergi sisteminin istinadettiği prsiplere muhalefet arz ed hükümlerin mevcudiyeti, bir kısım hükümlerin kifayetsizliği, müphem ve gayrivazıh bulunması sebebiyle, devamlı ihtilâflara, mükellefler arasında farklı muamel'erle icrasına ve binnetice haksızlık ve adaletsizliklere yol açıldığı müşahade ve tespit olunmuştur. Gelir Vergisinin mevzuuna gir kazanç ve iratların teklif tarzı ve tesbit usullerinin, teknik zaruretler lüzumlu kılmadıkça, farklılık arz etmemesi, muafiyet ve istisnaların, kaçınılmaz iktisadi,

_ 2 içtimai ve bilhassa teknik sebep ve zaruretlere istinadetmesi ve hudut ve şümulünün vazıh şekilde tâyin ve tesbit edilmesi, verginin kdi kdini kontrol etmesini bağlıyacak tedbirlerin Vergi Kanununun bünyesi içinde derpişi, bu vergide mevcudiyeti şart olan umumiyet ve eşitlik prsiplerinin tahakkuku bakımından zaruri olduğu kadar verginin randımanına da müessir esaslardır. Gelir Vergisi randımanının iktisadi inkişafımıza ve millî gelirimizdeki tezayüde mütazır olarak artmasını temin için yukarda mevzuubahis esasların, Gelir Vergisi Kanununda yer alması veya bu esasları haleldar ettiği müşahede olunan müphemiyet ve vuzuhsuzlukların izalesi lüzumu aşikârdır. Maddeler hakkında açıklamalar yapılmazdan evvel bu tasarı ile değişikliğe uğrıyan başlıca müesseseler ve değiştirme sebepleri üzerinde durulması faydalı olacaktır.. Esnaf muaflığı : 542 sayılı Gelir Vergisi Kanununda muayy ölçüler dahilinde iş yapan ticaret ve sanat erbabı bu vergid muaf tutulmuş, bu suretle Gelir Vergisind muaf tutulmuş olan ticaret ve sanat erbabı, Esnaf Vergisi adiyle adlandırılan ve Gelir Vergisiyle ilişiği olmıyan götürü bir vergiye tâbi tutulmuşlardır. Tatbikatta tevlidettiği teklif eşitsizliği ve haksızlıkları sebebiyle giş ölçüde şikâyet ve ihtilâflara sebebiyet ver bu vergi (Esnaf Vergisi) 955 yılında kabul edilmiş bulunan 6582 sayılı Kanunla sürürlükt kaldırılmış, buna mukabil bu vergi mükelleflerinin büyük kısmı Gelir Vergisi bünyesi içine alınmıştır. Ancak, bu kanunun hüz tatbikine başlanmadan bu kanunla Gelir Vergisi bünyesine sokulan esnafın büyük bir kısmının vergi dışı bırakılmasını sağlıyan 6838 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuştur. Hal yürürlükte bulunan bu kanunla, bilfarz; yıllık alışları 5, satışları 57 5 lirayı aşraıyan bir manifoturaeı, bir bakkal veya tuhafiyeci veya yıllık taşıma ücreti 5 lirayı aşmıyan bir kamyon, bir otobüs veya otomobil işleticisi Gelir Vergisine tâbi tutulmadığı gibi götürü şekilde de olsa bu gelirleri giderd her hangi bir vergi ile de teklif olunmamaktadır. Bu halin Gelir Vergisinin umulimiliğini ve eşitliğini no nispetlerde ihlâl ettiği izahtan varestedir. Kaldı ki, Gelir Vergisi Kanunu yürürlüğe gireli yıl gibi oldukça uzun bir tecrübe ve tatbikat devresi geçirmiştir. Anılan kanunun yürürlüğe girdiği tarihlerde duyulan dişeler bugün ya tamam zail olmuş veya pek mahdut sahalara münhasır olarak yaşamaktadır. Mükellefleri Gelir Vergisine intibakı bakımından lüzumlu müddet geçmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan, bu kanunun mükelleflere yüklediği mecburiyetlerin mühim bir kısmı esas bunların bir kısmı tarafından fiil yerine getirilmektedir. Binaaleyh, bu sektörde ipka veya ihdas edilecek muafiyetin ancak bilgi seviyesi gayet düşük ve basitind de olsa vergi ödevlerini yerine getirmekt âciz vergildirilmeleri cihetine gidilmesi takdirinde, kazançlermm asgari maişet hadleri civarında olması bakımından fiil vergi ödemiyecek olan kimselere hasrı iktiza eder. Diğer taraftan, şimdiye kadar Gelir Vergisind muaf tutulan bu zümre içinde, gerçek usullere göre mükellefiyetlerini yerine getiremiyecek oldukça mühim bir kütlin bulunduğu da gözd uzak tutmamak bir zarurettir. Bu sebep ve zaruretlerledir ki, hal tamam vergi dışı bırakılmış bulunan esnafın bir kısmını gerçek usulerle Gelir Vergisine tâbi tutmak mümkün olsa bile, bugün için bir kısmının yine götürü usullerde teklifine devam, edilmesi, mükellefler ve idare yönünd a,rz ettiği teknik müşküller sebebiyle bir kısmının tamam vergi dışı kalması zaruri görülmüştür. Bu üç esasın ne suretle ve hangi ölçüler dâhilinde yürütüleceği tasarının maddelere ait gerekçe kısmında ayrıca izah olunacaktır. 2. Vergi emniyeti (asgari kâr haddi ve gider esası) Gelir Vergisinde, bâzı istisnai haller hariç, umumiyetle vergildirme mükellefin beyanına ıstinadetmektedir. İdare bu beyanların doğruluk derecesini lüzum gördükçe kontrol eder. Ancak, sözü edil ( S. Sayısı : 8)

3 beyanlar üzerinde yapılacak kontrollar ne derece şümullü olursa olsun verginin kdi bünyesi içinde lüzumlu emniyet tedbirleri alınmadıkça, ümidedil neticeye ulaşmak mümkün olamamaktadır. Bu sebeplerledir ki, bir emniyet tedbiri olarak, Gelir Vergisi Kanunumuzda asgari kâr haddi ve gider esası müesseseleri yer almıştır. Ancak, bu hükümler, lüzumu kadar vazıh olmadığı veya noksan bulunduğu cihetle beklil faydayı sağlıyamamaktadır. Anılan iki emniyet müessesesinin işler hale konulmasını temin lüzumlu tedbirler ve ilâveler yapılmıştır. 3. Vergi tevkif atı ve mahsuplar: Gelir vergilerinde, verginin, kaynağında tevkif suretiyle alınması usulüne giş mikyasta yev verilmektedir. Ancak, mükelleflerin ileride katı olarak hesap ve beyan edeceği vergiye mahsub bir kısmının alelhesap alınması maksadiyle, Gelir Vergisi sistemlerinde yer alan bu müessese, Gelir Vergisi Kanunumuzda (bilhassa şirketlerin kazancı üzerind % 5 nispetinde tevkif olunan vergilerde) ıi'aksat ve gayesini aşacak ve Gelir Verdisinin umumi prsiplerine aykırılık teşkil edecek şü muide hükümldirilmiştir. Nitekim bu şümul sebebiyledir ki, haddizatında Gelir Vergisinin mükellefi olmıyanlarm iratları üzerind de Gelir Vergisi alınmakta ve birçok ahvalde bu verginin mahsubu da mümkün olamamaktadır. Hele bâzı mükellefler ne Gelir ve ne de Kurumlar Vergisi mükellefi olmadıkları halde, Gelir Vergisi ödemek durumuna dönmektediıler. Bu mahzurların izalesi düşüncesiyledir ki, iratlarda vergi tevkifatma taallûk ed 82 nci madde tadil olunmuştur. Keza, kaynakta alman vergi, ileride mükellefin ödiyeceği katî mahiyetteki vergiye mahsub İsındığına nazaran her halükârda katî vergid tevkif suretiyle alman verginin mahsubedilmesi zaruridir. Buna rağm mahsup müessesesine taallûk ed hükmün kifayetsizliği sebebiyle hal mükelleflerin bir kısmı buna imkân bulamamaktadır. Bu aksaklıklar yapılan tadilâtla giderilmiştir. 4. Müphemiyet, vuzuhsuzluk ve kifayetsizliklerin izajesi : x Gelir Vergisi Kanununun, bâzı maddelerinde mevcut müphemiyetler, vuzuhsuzluk ve hüküm noksanlıkları sebebiyle tatbikatta, idare ve mükellefler uygulıyacakları muameleyi tâyinde tereddüde düşmekte, kazai ve idari içtihatlarla da bunların izalesi mümkün olamamaktadır. Tasarının birçok maddelerinde yapılan tadilât bu zarurete dayanmaktadır. Maddeler hakkında aşağıda verilecek izahattan açıkça 'anlaşılacağı üzere, Gelir Vergisi Kanununda yapılan tadiller ve bu kanuna ekl bâzı münferit hükümler, yukarki esasların tahakkuku ve böylece Gelir Vergimizin mükemmelleştirilmesi maksadına matuf bulunmaktadır. B) Tasarı maddeleri hakkında izahat : Madde, 2. Gelir Vergisi Kanununun, dar mükellefiyet bakımından, ticari kazançların Türkiye'de elde edilmiş olmasını gerektir şartları ihtiva ed 7 nci maddesinin numaralı bdi ile bu btte mevzuubahis (sabit iş yeri) ve (daimî temsilci) tâbirlerinin tarifine taallûk ed 8 r.ci maddesi hükmü kâfi vuzuhu ihtiva etmemektedir. Filhakika; 7 nci maddin numaralı bdinde, ticari işlerind dolayı dar mükellefiyete tâbi olacak şahısların Türkiye'de bulunması hali derpiş edilmemiştir. Ayrıca aynı bdin parantez içindeki, satınaldıkları malları ayn veya işledikt sonra Türkiye'de veya Türkiye'de satmaksızm ihracedillere mütaallik istisna hükmünde yer alan (Türkiye'de veya Türkiye'd satmak) tâbirleri, bu tâbirlerd ne kasdolunduğu tasrih edilmediğind tatbikatta bâzı ihtilâfların zuhuruna sebebiyet vermektedir. Bu vuzuhsuzluklar tadil tasarısı ile giderilmiştir. 8 nci maddede Vergi Usul Kanununa atıf yapılarak (sabit iş yeri) ind bahsedilmiş fakat Vergi Usul Kanununda (sabit iş yeri) değil (iş yerinin) tarifi yapılmış bulunmaktadır. Bu bakımdan (sabit) kelimesinin fuzul kullanıldığı anlaşılarak madded çıkarılmış, diğer taraftan (daimî ( S. Sayısı: 8)

4 temsilci) nin tarifine taallûk ed fıkra hükmü, yi Ticaret Kanunu hükümleri de gözetilmek suretiyle yid yazılmıştır. Bundan başka 8 nci maddin son fıkrasındaki (Türkiye'de değerldirme) tarifi, 7 nci maddede mevzu kazançların bir kısmını kavramadığından, hüküm maksada uygun hale ifrağ olunmuştur.., Madde 3. Gerekçin umumi izahlar bölümünde belirtil sebep ve zaruretlerd dolayı, hal Gelir Vergisind tamam muaf oldukları gibi başka bir vergiye de tâbi kılmmıyan esnafın bir kısmının gerçek bir kısmının götürü usullerde Gelir Vergisi bünyesi içine alınması düşünülürk vergi kanunlarının asgari mecburiyetlerini dahi yerine getirmekt aciz, vergildirilmeleri idare ve kdileri bakımından büyük zorluklar taşıyan bir kısım ticaret ve sanat erbabının muafiyetinin devam ettirilmesi zaruri görülmüştür. Tasarının bu maddesinde sözü ediller, kazançları, umumiyetle az geçim indirimi hadlerinin dununda kalan ve bu bakımdan da teklifleri cihetine gidilmesinde malî bakımdan fayda mülâhaza edilmiyecek zümreyi teşkil etmektedirler. Maddin ve 2 numaralı fıkralarında muafiyeti derpiş ediller, iş yeri olmıyarak faaliyet icra ed ticaret ve sanat erbabıdır. Bunların faaliyetlerini köyde veya kasaba yahut şehirlerde icra etmeleri, muafiyetlerini ihlâl eylememektedir. 3 numaralı fıkrada muafiyeti derpiş edillerin işlerini köyde yapmaları şart kılınmıştır. îşin bir iş yerinde icrası muafiyetlerine mâni teşkil etmiyecektir. Her hangi bir gelir geliri için Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanununun mecburiyetlerini yerine getiremiyeeek durumda olan bir mükellefin, ticari faaliyetleri bakımından bu mecburiyetleri yerine getiremiyeceği mümkün görülemez. Kaldı ki (bu ilâve geliri sebebiyle yekûn geliri asgari geçim indirimi haddinin fevkine çıktığı v^ vergi Ödeme gücünü ihraz ettiği «ihetle, muafiyetini haklı kılan sebep de zail olmaktadır. Bu düşünce iledir ki, maddin son fıkrası ile, her hangi bir gelirind dolayı gerçek usulde Gelir Vergisine tâbi olanların mevzuubahis muafiyetlerd faydalanamıyacakları hükme bağlanmıştır. Madde 4. Fikir ve sanat eserleri Kanununa göre eser sayılan fikir ve sanat mahsullerinin. eser sahibine bağladığı çeşitli hakların istimalind mütevellit kazançlar hakkında, Gelir Vergisi Kanunu, çeşitli hükümleriyle ayrı ayrı istisnalar kabul etmiştir. (Madde 8, 22, 66/3) Bu istisnaların bir hükümde toplanarak aynı esasa raptı, istisnada vahdet ve eşitliği temin edeceğind, ayrı ayrı maddelerde yer alan istisna hükümleri 8 nci maddede birleştirilmiş, telif haklarının kiralanması veya satışiyle alâkalı 54 ve 66/3 neü maddelerdeki kayıtlar maksada uygun hale konulmuştur. Madde 5. Gelir Vergisi Kanununun gayrimkul sermaye iratlarının 2 5 liralık kısmının istisnasına taallûk ed 22 nci maddesinin son fıkrası hükmü, hem maksada uygun değildir hem de gayriâdil neticeler tevlidetmektediı. Filhakika, bu istisna hükmü, yılda 2 5 lira civarında kira sağlıyan ve birçoğu okur yazar olmıyan bir kısım vatandaşların, masrafların ve diğer indirimlerin tzilind sonra üzerind vergi ödmesi pek az ihtimal dâhilinde bulunan bu mahdut gelirleri sebebiyle Vergi kanunlarının mecburiyetlerind vareste tutulması, böylece hem kdilerinin hem de idarin fuzul işfal edilmesinin önlmesi maksadiyle kanunda yer almıştır. Bir kimsin eğer yıllık beyanname ile belirtilecek bir geliri mevcutsa yııkarıki mucip sebeplere istinadedilerek muamele yapılması doğru olmaz. Tadilâtla bu mahzur giderilmektediı. Madde 6, Emekli, dul ve yetim aylıklariyle alâkalı olarak Gelir Vergisi Kanunumuzda yer alan çeşitli istisnalar mey anında, 6 yaşını doldurmuş olanların bu kabîl aylıkları da vergid müstesna tutulmuştur. Ancak fıkrada, bu istisnad faydalanabilmek emekli, dul ve yetim aylığı dışında vergiye tâbi yıllık 5 lirayı aşan bir gelirin mevcudolmaması şart kılınmıştır. Bu kayıt tatbikatta birtakım müşküller tevlidetmekte, kontrol ve murakabe imkânsızlığı sebe ( S. Sayısı : 8)

-.5. biyle eşitsizliğe yol açmaktadır. Mükelleflerin de, mezkûr hükmün tatbikinde ölçüde hataya düştükleri anlaşılmaktadır. Normal olarak bu çağda bir emeklinin, dul veya yetimin, çalışma gücünü de kaybetmiş olacağı nazara alınarak bu kaydın fıkradan çıkarılmışı uygun görülmüş, böylelikle evvelki fıkralarda yer alan istisna hükümlerine tazuru sağlanmıştır. Diğer taraftan, tasarının bu maddesiyle 24 ncü maddin nci fıkrasına yi bir hüküm eklmiştir. Mezkûr hükme göre malûllük, emeklilik, dul ve yetim aylıklarının 4 lirası Gelir Vergisind müstesna tutulmuştur. Böyle bir hükmün tasarıda yer alması, tamam sosyal eşit ve adalet mülâhazalarına müstitt(ir İstisna, kanunda yer alan diğer istisnaları bertaraf etmediği cihetle bu kabil mükelleflerd durumu, nci fıkranın diğer bltlerinde yazılı şartlara uyanlar aylıkları ne miktara baliğ olursa olsun yine hiçbir vergi ödemeyecekleri gibi, ayrıca az geçim indirimind de faydalanılacaklardır. Bu balkımdan kabul edilmiş olan istisna haddi mevcutlara ilâvet büyük bir emekli, dul ve yetim kütlesinin ya hiç vergi ödememelerini veya pek cüzi miktarlarda vergi ödemelerini intacedecektir. Madde 7. Tasarının bu m'adesiyle, Gelir Vergisi Kanununun 24 ncü maddesinin 5 numaralı fıkrası tadil edilmiştir. Mezkûr fıkranın 6582 sayılı Kanunla değiştiril hükmüne göre, esnaf muaflığından faydalananlar yanında çalışanlar da ücretleri üzerind vergiye tâbi değildir. Bu hüküm muhafaza edilmekle beraber, ayrıca mahalle ve köy muhtarları ile köylerin kâtip, korucu, imam, bekçi ve bzeri müstahdemlerinin ücretlerini vergid istisna ed bir hüküm eklmiştir. Filhakika, mahalle ve bütçesi olmıyan köylerin muhtarlarından bu husustaki Danıştay içtihatlarına göre, esas ücretleri üzerind vergi alınmamaktadır. Bütçesi olara ve olmıyan köylerdeki muhtarlar arasında bir fark yaratılmasını haklı gösterecek bir sebep mevcut değildir. Kaldı ki, köylerdeki ticaret ve sanalt erbab>, ticari kazançlar üzerind vergiye tâbi tutulmadıklarına- göre köylin yukarıda sözü edil müstahdemlerin ücretlerind (bu ücretleri ekseriya az geçim indirimi hadleri civarındadır. ) Vergi aranılması, vergi eşitlik ve adaleti prsıiplerine aykırılık arz edecektir. Madde 8. Gelir Vergisinin mevzuuna gir ücrett neyin kasıt olunduğu kanunun 45 nci maddesinde izah edilmiştir. Mezkûr tarif muvacehesinde, hizmet eriba'bma konut tedariki veya konut (bedeli ödmesi de ücret 'mefhumuna giilmektedir. Aynı kanunun 24 ncü maddesinde, sosyal mülâhazalarla, bâzı nevi hizmet erbabına (madlerde, fabrikalarda çalışan işçilere, kanun barındırılması gereklere) tahsis olunan konutlar, bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan mfaatler vergid müstesna tutulmuştur. Konut tedariki şeklinde değil, de, konut bedeli şeklinde yapılan ödemeler ha'kkmda ise, 25 nci maddin 4 numaralı bdinde bir istisna hükmü mevcuttur. Bu hükmün vaz'ında, 24 ncü maddede yer alan ve hükmü yukarda iza'lı olunan konut tedariki suretiyle sağlanan, mfaatlerde olduğu gibi, sosyal bir mülâhazanın bulunmadığı, sadece Gelir Vergisi Kanununun yürürlüğe konulduğu tarihlerde mülga vergiler bakımından mevcudolan»bir istisnanın devam ettirilmesi düşüncesinin hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Zira, sosyal mülâhaza hâkim, olsa idi, istisnanın kamu idare ve müesseseleri, 36S9 sayılı Kanuna tâlbi teşekküller ve ıkamu mfaatlerine yararlı dernekler tarafından yapılan ödemelere hasrediknemesi lâzım gelirdi. ' Kaldı ki, bu kabil bir tediyin umumi olarak vergid istisnası, konut tedarikinde olduğu gibi sosyal bir mfaat de temin etmemekte, bilâkis hizmet karşılığı olarak yapılan ödemelerin bu namla parçalanarak vergi dışı kalmalarına ve binnetice haksızlık ve adaletsizliklere yol açmaktadır. ( S. Sayısı : 8 )

_6 Diğer taraftan, fıkrada geçici tazminatlardan bahsedilmektdir. Gelir Vergisi Kanununun kabulü tarihlerinde, Ankara'da vazifeli memurlara bu adla konut bedeli ödmekte idi. Bu ödemeler 9.2. 95 tarihinde yürürlüğe gir: 575 'sayılı Kamınla kaldırılınıştır. îstisna hükmünün mesnedi bulunan konut (bedeli tediiyatına mütaallik kanunlar yürürlükt kalktığına nazaran, 'fıkradaki buna ait hükmün tatbik yeri kalmamak lâzımıgelirse de, hüküm açıkça yürürlükt kaldırılmamış olması, hükmün vaz'mı zaruri kılan sebepler dışırida tatbikime imkân vermekte ve bu yüzd idare ile mükellef der arasında anlaşmazlıklara yol açmaktadır. Bu sebepledir ki, fıkradaki istisna hükmü (yakacak zamlarına) hasredilmek suretiyle değiştirilmiştir. Madde 9. Kanunun 26 ncı. maddesinin ve 7 numaralı fıkralarında yer alan tazminatlara ait istisna hükümleri, birtakım ücret Ödemelerimin bu sahaya aktarılarak vergi dışı kalmalarına imkân verecek mahiyettedir. İyi niyet sahibi olmıyan mükelleflerin muvazaa yollarına sapmalarım önlemek maiksadiyle, bu katoîl ödemelerin kanun, tüzük, mukavelame veya ilâma, îstümadetmesi 'belirtilmiştir ki, gerçekt de bu nevilerd mesnedi ölmıyan bir tazminat ödemesi pek tasavvur edilemez. Madde. Gelir Vergisi Kanununun 27 nci maddesiyle askerî malûllere veril terfih zamları, harb malûllerine tefviz edil arazinıim değeri vergid müstesna tutulmuştur. Mezkûr fıkra hükümlerinin kabul tarihi 56 sayılı Kanunun yürürlükte bulunduğu zaman rastladığı, halbuki bu kanun, 5434 sayılı Kanunla, 95 yılında yürürlükt kalktığı buna mukabil terfih zamları yerine aynı kanunun 64 ncü maddesiyle (ıharb malûllüğü zamlı) kaim olduğu cihetle, tatbik yeri kalmıyan bu fıkra hükümlerinim; kaldırılarak yerine harb malûllüğü zamlarının vergid istisnaisini sağlıyacak bir fıkranın ikamesi uygun: görülmüştür. Gelir Vergisi Kanununun sözü edil 27 nci maddesinin 4 numaralı fıkrasındaki şeiıitlıilk tâbirinin, delâlet ettiği mânaya gişlik ve vuzuh verilmiş, böylece bzerlik arz ed bu kabîl ödetmelerde istisna tatbiki bakımından yeknesaklık sağlanmıştır. Maddin diğer fıkralarında bir değişiklik yapılmamıştır. Madde. Tasarının bu maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununun 29 ncu maddesinin 3 numaralı fıkrasındaki öğrcilere tatbikat dolayısiyle, veril paraların vergid istisnıaisma müteallik hüküm değiştirilmiştir. Fıkranın vaz'ı maksadı, öğrcilerin tatbikat sebebiyle ihtiyar edecekleri masraflarının karşılığını teşkil edecek ödemelerin vergi dışında tutmak ohuğuna göre, bu gibilere yapılan ödemin ifa olunan bir hizmetin karşılığını teşkil etmemesi; tabiîdir. Bu ölçüyü ise, ödemeyi yapanın durumuna bakarak tâyin etmek mümkündür. Tadilât bu maksadı sağlamak üzere yapılmıştır. Madde 2. Memleketin kültürü, sağlığı ve emniyetiyle alâkalı bir kısım mükellefiyetleri teşvik maksadiyle yapılan bir kısım ödemeler Gelir Vergisi Kanununun 3 ncu maddesi ile vergid müstesna tutulmuştur. Ezcümle, bu maddin numaralı fıkrasında, ilmi, fni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini teşvik maksadiyle veril; ikramiyeler ve mükâfatlar vergid müstesnadır. Ancak fıkrada teşvike lâyık görül faaliyetler bu şekilde sayılmakla kalimamış, fıkra içinde gayet umumi ve suiistimale daima müsait 'bir ibare (memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri ibaresi) kullanılmıştır. İbarin delâlet ettiği mânadaki gişlik -bir kısım hususi maksatlar ve mfaatler içim yapılan ödemelerin bu fıkra içinde mütalâasınaimkân vermektedir. Buna mukabil aynı maddin 2 nci fıkrasında yer alan hüküm kâfi vuzuhu ihtiva etmediğind maksat dısırida dar tatbikatta imkân vermektedir. Tasarının bu maddesiyle, anılan fıkra hükümleri vaz'ı maksadına uygun hale ifrağ olunmuştur. Madde 3. Gelir Vergisi ve Vergi Usul kanunlarında ve bu tasarı ile kanuna ekl bâzı hükümlerde, ticari kazancın tesbit usulleri nazara alınarak gerçek veya götürü usullerind bahsedilmektedir. (S. Sayısı: 8)

_ 7 Ticari kazancın tesbit asililerini göster 38 nci maddin son fıkrasında, bu tâbirlere yer verilmemiş olmasının ileride bâzı tereddütlere yol açabileceği düşünülerek hükme vuzulh verilmiş bulunmaktadır. Mad4e 4. Tasarının bu maddesiyle, ticarî kazançların işletme hesalbı esasında tesbit usulünü tâyin ed 4 ncı maddesine ilk fıkradan sonra bir fıkra hükmü eklmektedir. Ekl hıı fıkra ile (elde edil: ticari hasılattan ve giderlerd) neyin kasdolundıığıı izah edilmekte böylece tatbikattaki tereddütlerin izalesi cihetine gidilmektedir. Madde îf>. Ticari kazancın tesbitindc nazara alman giderler meyanımda, işletmede kullanılan amortismana, tâbi kıymetlerin amortismanları da zikredilmiş, ancak değeri 5 liraya kadar olan alet ye demirbaşların, bu bedellerinin defat masraf kaydına cevaz verilmiştir. 5 liralık had 5 liraya çıkarılmış, diğer taraftan masraf meyanında ıtasrih olunmadığı cihetle tereddütler doğuran peştamallıklar hükme eklmiştir. Madde 6. Gelir Vergisi Kanununun iner'i 43 ucü maddesinde, bird fazla takvim yılına sâri inşaat ve onarım işleri için her yıl beyanname verilmesi, şu 'kadar ki, hakiki kazancın işin hitamında tesbiti mümkün olduğundan, bu suretletesbit edilecek kazanca (kâr veya zarara).göre işin devam 'ettiği yılların beyanlarının düzeltilmesi kabul edilmiştir. Tatbikatta bu hüküm, mükellefleri içind çıkılmaz ameliyelerle karşılaştırmış, hatalı beyanlara ve mükelleflerin mağduriyetlerine.yol açmıştır. Belir mahzurların izalesi için, tasarının bumaddesi ile mezkûr 43 ncü madde hükmü tadil olunmuştur. Yi hükme göre, mükellefler bu nevid işlerin kazancını işin hitamında, tesbit ve o yılın beyannamesine ithal edeceklerdir. Ancak, bu vergi tarifelerindeki müterakkıyet sebebiyle mağdur 'olmalarını önlemek maksadi'yle diliylerin, bu 'suretle tesbit edecekleri kazancı, İşin sirayet ettiği yıllara taksim ederek her yıl için ayrı vergi 'ödemelerine imkân verilmiş bulunmaktadır. İşin devam ettiği yıllar zarfında kazanç tesbitindeki müşkülât 'daha çok inşaat onarım işlei'indedir. Bu gibi işlerde müşkülât doğuran husus ise. emtia stoklarının çeşitli safha'lardaki değerlerinin tesbitindedir. Ulaştırma işlerinde böyle bir mahzur mütalâa edilemediğind, madde metninde, ulaştırma işleri hariç tutulmuştur. Kazancın işin hitamında tesbiti, verginin yıllarca sonra ödmesini iııtacedceektir. Verginin, yıllarca $onra, işin sonunda topluca ödmesi, Hazinin olduğu kadar mükellef yönünd de mahzurlar 'tevlidedeeeğind ve 'hakiki vergiye ntahsub bir ^miktar verginin membada alınması işin mahiyetine de uygun düştüğünd bu gibi kazançlar için vergi tevkifatı esası kabul edilmiş bulunmaktadır. Madde 7. Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının bir numaralı bdindeki ifade za'fı sebebiyle, gerek ücretin tesbitinde emekli aidatından 'başka sosyal sigorta primi ödmesi takdirinde, her ikisinin de vergi dışı kalacağı gibi bir mâna çıkarılmaktadır. Bu şekilde bir anlayış, mütaakıp fıkra hükmündeki anlayışa da aykırı düşeceğind hükümler arasındaki yeknesaklığı temin maksadiyle numaralı bde vuzuh verildi. Madde 8. Kanunun 48 nci maddesinin numaralı bdi, kazançları götürü usulde tesbit edilecek (ticaret erbabı yanında çalışanların ücretlerinin 'götürü usulde tespitine imkân vermek, yürürlükteki 3 ve 4 numaralı btleri daha vazıh hale koymak maksatları ile değiştirilmiş bulunmaktadır. Madde 9. Tasarının bu maddesiyle, kanunun serbest meslek kazancının tarifine taallûk ed 49 n maddesi daha vazıh 'hale konulmuş, tereddütlere yol açan bâzı ibareler, bu arada iş yeri açmak kaydı metind çıkarılmış, işin arızî veya devamlı yapılmasının kazancın mahiyetine müessir olmadığım gösltermek bakımından ilk fıkraya (arızî veya devamlı) ibaresi eklmiş bulunmaktadır. Madde 2. Serbest meslek erbabının tarifine ınütaalli'k 5 nci maddedeki vuzuhsuzluk, tatbi- ( S. Sayısı : 8)

- 8 ' katta bir kısım serbest meslek kazançlarının vergi dışında bırakılması gibi kanunun umumi esaslarına açıkça muhalefet arz ed neticeler tevlidet nektedir. Bu sebepledir ki, bir taraftan umumi tarif f rkrası daha vazılh hale konulmuş, diğer taraftan, bâzı meslek msupları zikrolunarak bu gibilerinserbest meslek erbabı olduğu açıklanmıştır. Madde 2. Gelir Vergisi Kanununun, serbest meslek kazancının tesibitine taallûk ed 5 nci maddesinde, 'serbest meslek hasılatına nelerin dl'hil olduğu sarahatle zikredilmediğind, bilfarz müşterilerd tahsil olunan masraf karşılıklarının hasılat meyanmda gösterilip gösterilmiyeceği, keza, devamlı olarak serbest meslek işleriyle iştigal etmemekle 'beraber, serbest meslek kazancı sağlıyanlarm bu kazançlarını ne suretle tesbit edecekleri 'hususunda tereddüt hâsıl olmakta, ihtilâflar doğmaktadır. Mevcut noksanlık ve vuzuhsuzluklar giderilmiş ve tahsil addedil hallerin şümulü gerçeğe uyacak şekilde tâyin edilmiştir. Madde 22. Serbest meslek kazancının safi miktarını tesbitte nazara alınacak giderler, kanunun 52 nci maddesinde tadat ve tasrih olunmuştur. Umumiyetle işletmelerde, bir yıldan fazla kullanılabilecek 'demirbaş eşya, makina ve tesisat bedelleri defat masraf yazılmıyarak amortismanlarının masraf kaydına cevaz verilmektedir. Bu hareket tarzı, her vergildirme dönemine ait hasılat ve masrafın o döneme ait vergildirmede nazara alınması ve bu suretle gerçek kazancın vergi mevzuunda mütalâası prsibine uygundur. Halbuki 52 nci maddede serbest meslek erbabı, bu gibi masraflarını, diledikleri takdirde, yapıldığı yılın hasılatından düşmekte, isterlerse amortismana tâbi tutmaktadırlar. (Bu hal mükellef arasında izahı gayrika'bil i'kiük tevlidettiği gibi kârlı veya zararlı yıllara göre Ihtiyarilik hakkının istimali vergi aihlâkmın teessüsüne, mâni bir durumun ihdasına da sebebiyet vermektedir. Bu sebeplere bina fıkradaki ihtiyarilik hak'^ı madded çıkarılmıştır. Keza maddin birinci fıkrası sonuna, bu gibi meslek erbabının, meslekî faaliyetiyle alâkalı olarak ödiyece'kleri tazminatları masraf yazmalarına imkân ver bir bt hükmü ilâve edilmiş, son fıkrasında sözü edil götürü gider nispe'tle''nin gerçek masrafların çok fevkinde olduğu yapılan tetkiklerle anlaşıldığından, haddi lâyıkma "ıfra<? edilmiştir. Madde 23. Tasarının bu maddesiyle, gayrimkul sermaye iradı tarifine taallûk ed kanunun 54 ncü maddesi hükmündeki bâzı vuzuhsuzluklar ve noksanlıklar (gayrimkul olarak mütalâa edil haklar meyanma tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar, kum ve çakıl istihsal yerleri, gemilerin ithali gibi) giderilmiş, telif (hakla irinin, müellif dışında kalanlar tarafından (kiralama veya intikal veya satmalına suretiyle iktisa r ıed tarafından) kiralanması hali bu maddede muhafaza edilmiş, vakıfların gelirind hizmet karşılımı olmıyarak alman hisselerin de gayrimkul sermaye iradı olduğu madde sonuna ekhn fıkra ile sağlanmış bulunmaktadır. Madde 24. Gayrimkul sermaye iradında gayrisâfi hasılatın mahiyeti, kanunun 56 nci maddesinde.tâvin olunmuştur. Mezkûr hükmün tatbikinde bâzı boşlukların bulunduğu, bu halin içtihatlarla da giderilemediği görülmüştür. Filhakika, (kiracılar tarafından gayrimkulu gişletecek veya iktisadi değerini devamlı surette artıracak sşekilde gayrimkule ilâve olman 'değerlerin, kiralayana bedelsiz veya emsal bedelind düşük bedellerle devri halinde bu değerledin, kiralanan gayrimkulun mütemmim bir kirası olmasına rağm, kiralıyan tarafından hangi'arihte elde edilmiş addolunacağı maddede hükme bap-lanmış'tır. K^za, gslecek vıllara aidolarak peşin tahsil olunan kiralar sapırplerinin o yıllara ait geliri addolunmakta ve taallûk ettiği yıllar hulul ettikçe ve-tildirilmeık'tedir. Ancak, bu suretle mütaakıp vdlarm kirasipi tahsil ed bir mükellefin ölümü veya memleketi terk etmesi takdirinde, ne muamele yapılacağı kanunda meskûttur., ( S. Sayısı: 8)

9 Bu haller tatbikatta tereddüt ve ihtilâflar tevlit etmektedir.!bu tereddüt ve ihtilâfların izalesi düşüneesiyledir ki, maddeye lüzumlu hükü.nler eklmiştir. Maddin son iki fıkrasındaki tadilât, tahsil addolunacak hallere bâzı gelirlerinin ilâvesi vo yabancı parasiyle yapılan ödemelerde bu parala»m ne suretle değerleceğine taallûk etmektedir. Madde 25. t Gayrimkullerin bedelsiz olarak veya düşük bedelle başkalarına intifama terki halinde hasılatın ne suretle nazara alınacağı, 'kanınım 57 nei maddesinde tasrih olunmuştur. Ancak hüküm noksan ve tatbik kabiliyeti zayıftır. Bir kere bu madde hükmüne göre, düşük bedalli.kiralamalarda emsal kira bedeline gidebilmek için evvel emirde, kiralanan gayrimkulun ayni şartlarla kiraya veril emsallerini bulmak ve bunların kiralariyle alman kirayı mukayese etmek, bu mukayesede emsallerine nispetle bariz şekilde kirada düşüklük mevcutsa o zaman emsal kirası ölçüsüne müracaat etmek lâzımgelecektir. Bu suret] e muamele icrasındaki müşkülât sarihtir. Bu hal hükmün tatbik sahasını daraltmakta, hükmü hem hem işlemez hale getirmektedir. Keza, maddede, gayrimkullerd sadece binalar için emsal kira bedelinin ne olduğu tasrih edilmiş, diğer gayrimkuller hakkında ne yapılacağı gösterilmemiştir. Yapılan tadillerle, emsal kira bedeli müessese işler hale konulmuş, bina dışındaki gayrimkuller için emsal bedellerinin ne olduğu tasrih edilmiştir. Madde 26. Gayrimkul sermaye iratlarının tesbitinde nazara alınacak, giderlerin mahiyeti kanunun 58 nci maddesinde açıklanmıştır. Bu arada kiraya veril mal ve haklar için öd vergi, resim ve harçlar (birinci fıkra 5 numaralı bt) ve ayrılan amortismanlar (birinci fıkra 6 numaralı bt) masraflar meyanmda zikredilmiştir. 5 numaralı bdin sonunda parantez içindeki vergi mahsubu ile alâkalı hükmün, mezkûr mahsup müessesesi kaldırıldığından, fıkra metn"nd çıkarılmış, dolayısiyle mevzuubahis vergilerin de masraf olarak hasılattan düşülmesine imkân sağlanmıştır. (Mahsubun kaldırılması sebebi alâkalı maddede izah olunmuştur.) Kiraya veril mal ve hakların hangi değer üzerind amortismanı ayrılacağı, maddede tasrih edilmediğind,, tatbikatta tereddütlere ve ihtilâflara yol açmıştır. 6 numaralı fıkrada yapılan tadilât, bu tereddütleri izale maksadına matuftur. Mezkûr maddin 3 ncü fıkrasında yapılan tadilât, birinci fıkranın 5 numaralı bdinde yapılan tadilâtta tazuru teminind ibarettir. Madde 27. Tasarının bu maddesi ile, Gelir Vergisi Kanununun 59 ncu maddesinin 2 nci fıkrasının 3 numaralı bdinde, iştirak hisselerind doğan kazançlar meyanmda zikrolunan kooperatif, şirket hisselerind doğan kazançlara, vuzuh verilmiştir. Filhakika, mer'i hükme göre bu kabil şirketlerin sadece sermaye üzerind dağıttıkları kazançlar mkul sermaye iradı addedilmiş, rişturn karekterinde olmıyan ve bu sebeple vergi mevzuunda mütalâası gerek kazançların bir kısmının mahiyeti, diğer bölümlerde de belirtilmediğind. ne suretle teklif olunacağı tereddütlere yol açmıştır. Bilfarz kooperatif şirketin ortakları ile yaptığı muamelelerd tahassul etmiye üçüncü şahıslarla yaptığı muamelelerd doğan kazançların (ortaklara sermayeleri nispetinde dağılmıyarak bunların muameleleri nispetinde dağıtılsa dahi) ortaklar bakımından, risturn addine imkân yoktur. Teklifi gerek bir kazançtır. Binaaleyh fıkradaki (sermaye üzerind) kaydı metind çıkarılarak umumiyetle kazanç dağıtımından bahsetmekle ve ayrıca risturnun umumi bir tarifi yapılarak bu tarife uyan dağıtımların kazanç dagıtımisayılmıyacağı tasrih olunmakla, bugün teklif zorluğu ile karşılaşılan risturu dışında dağıtılan kazançların, mkul sermaye iradı olarak teklifi sağ] anmış bulunmaktadır. Madde 28. Mkul sermaye iratlarında elde etme fiil veya hukukan tasarruf ile mümkün okluğuna fiilî tahsil dışında da elde etme halleri mevcut bulunduğuna nazaran, bütün bu halleri karşılıyacak şekilde yabancı parası olarak elde etmek hallerinde uygulanacak muameleyi göstermek maksadiyle madde hükmü değiştirilmiştir. ( S. Sayısı : 8X )

Madde 29. Sair kazanç olarak Gelir Vergisi mevzuuna dâhil bulunan (gayrimkullerin ve hakların, mkul kıymetlerin satışından, hisselerin devir ve temlikind doğan kazançların mahiyeti ve teklif şartları kanunun 66 neı maddesinde belirtilmiştir. Mezkûr maddin birinci fıkrasının numaralı bdind doğrudan doğruya satmalmayıp veya inşa etmeyip de, bir kooperatif şirket ortağı olarak bir gayrimkule tesahubedejılerin, gayrimeııkule tesahup tarihi, gayrimkulun ortaklara tahsis tarihi olması ve bu tariht itibar fıkrada belirtil süre içinde vâki satışların vergi mevzuu içinde mütalâası lâzım geldiği halde, maddede, lüzumlu sarahat bulunmaması sebebiyle tatbikatla tereeddütler hâsıl olmaktadır. Bt sonuna bu vuzuhu sağlıyacak bir hüküm eklmiştir. Keza aynı fıkrada, bu kabil satışların vergi mevzuunda mütalâa edilebilmesi için, satışın iktisap tarihind itibar iki yıl içinde vukubulması ve tahassui ed kazancın 5 lirayı aşması şarttır. Fıkrada zikrolunan iki yıllık müddet, gerçekte Gelir Yergisi mevzuunda mütalâası icabed bir kısım büyük mikyastaki kazançların vergi dışında kalmasını mucibolmaktadır. Bu sebeple mevzuubahis müddet. 4 yıl olarak tâyin edilmiş, buna mukabil, para değerindeki tahavvülâtı vergi dışında tutulmasını temin kazanç haddi liraya çıkarılmıştır. Aynı fıkranın 3 numaralı bdine, telif kazançları istisnası ile alâkalı olarak tasarının 4 ncü maddesinde yapılmış olan tadile mütazır parantez içinde bir hüküm eklmiştir. Aynı fıkranın 4 numaralı bdinde, iştirak hisselerinin devir ve temliki ve kazancı bilanço ese asma göre tesbit edil bir işletmin faaliyeti durdurulduktan sonra tamam veya kısm satılmasından sağlanan kazançların sair kazanç olarak vergildirileceği tasrih olunmuştur. İştirak hissesind ne kasdolunduğunu vergi kanunlarında sarahatle göster bir hüküm mevcudolmamakla beraber, daha ziyade hisse setleri ile temsil edilmiy sermaye şirketlerindeki hisseleri ifade ettiği kabul olunmaktadır. Bu haliyle, bilfarz, bir âdi şirket veya kolektif komandit yahut bir kooperatif şirketteki hissesini satan bir ortağın bu satıştan sağladığı kazancın mahiyetini tâyin ve dolayısiyle teklif mevzuuna almak mümkün olmamaktadır. Bunun haklı bir sebebini bulmak mümkün olamadığından, bt hükmü ikmal ve ıslah olunmuştur. Diğer taraftan, işletmin, durdurularak kısm veya tamam satılması, kazançların işletme hesabı esasına göre tesbit edlerde de mümkün ve vâkıdır. Bu ahvalde tahassui ed kazancın mahiyetinin tâyini zaruridir. Bu bakımdan hükümdeki tahdideedici kayıt kaldırılmıştır. Mezkûr maddin birinci fıkrasının ilâ 8 numaralı btlerinde, bu kabîl kazançların vergildirilmesi için, kazanç, miktarının muayy bir haddin üstünde olması şart kılınmıştır. Bu hadler mükellefiyetin şümulünü tâyine matuf olmakla beraber tatbikatta, birer istisna hükmü olarak mütalâaya imkân vermektedir. Bu tereddüdü gidermek düşüncesiyledir ki, birinci fıkrayı takib ayrı bir fıkra hükmü maddeye eklmiştir. Keza, mezkûr maddin sonunda, sair kazancı tevlided muamelelerin devamlı olarak icrasının veya faaliyetine devam ed işletmelere dâhil kıymetlerin satılması hallerinin ticari faaliyet addolunacağı tasrih edilmiştir. Bu fıkra hükmü,ilk fıkranın bâzı hükümlerinde yapılan tadillerle alâkalı olarak değiştirilmiştir. Diğer taraftan, spekülatif maksatlarla yapıldıkları aşikâr olan bâzı tarzdaki gayrimkul alım ve satımlarda, sutf alım - satımda tekerrürü mevcudolmadığı ileri sürülerek alım - satım ticari addedilmemesi büyük mikyastaki kazanca sahip bir kısım vatandaşların vergisiz kalmalarını tevlidetmektedir. Bunu önlemek maksadiyledir ki, maddin son fıkrasına 4 ve 5 numaralı bt hükümleri ilâve edilmiştir. Bu maddede geç gayrimkul teriminin 54 ncü maddede zikredil gayrimkul maf ve hakların tamamını kavradığı aşikârdır. Madde 3. Tasarının bu maddesiyle, 69 ncu maddin münferit beyannamin tarifine taallûk ed fıkrası, bu beyannamin kullanıldığı halleri kapsayacak şekle ifrağ olunmuştur. Madde 3. Gelirin toplanması ve yıllık beyanname verilmesi mecburiyetini vaz'ed kanunun 7 nei maddesi hükmünde bâzı noksanlıklar bulunduğu, bu noksanlıklar sebebiyle, mükellef - ( S. Sayısı : 8)

İ l lerin bir kısmının beyanname vermesi zaruri olan hallerde dahi beyanname vermedikleri tesbit ve müşahade edilmektedir. r Bilfarz, gelirin az geçim indirimi hadlerinin dununda kalması, faaliyetlerinin zararla neticelmesi (bilhassa tüccarlar ve serbest meslek erbabında) hallerinde gelir beyannamesi verilmemektedir. Bu hal Gelir Vergisinin esaslanna aykırı düştüğü gibi, ticari ve meslekî faaliyetlerde olduğu üzere, mükellefiyet yıllarının yekdiğeri ile irtibatlı bulunması zarar nakilleri, gider bildirimi ve saire sebebiyle bâzı karışıklıklara ve mükellef haklarının ziyama d» sebebiyet vermektedir. Bu maksadı temin 7 nci maddin 2 nei fıkrası, sonuna parantez içinde bir hüküm ve takib ikinci bir fıkra ilâve edilmiştir. Ayrıca yalbancı memleketlerde elde edilip de tasarruf imkânı bulunmıyan gelirlerin hangi yılda beyan olunacağı hususunda 3 ncü fıkranın 2 numaralı bdine lüzumlu sarahat verilmiştir. Madde 32. Geliri, asgari nisibet tarifesinin tatbik olunacağı gelir dilimi civarında bulunanlardan bu gelirleri stopaja tâbi olanların, stopaj nispetiyle, esas tarifedeki vergi nispeti aynı olması hasebiyle mezkûr gelirlerind dolayı ayrıca yıllık beyanname alınmaması Hazine aleyhine bir durum ihdas etmemekte bilâkis, mükellef ve idare, birtakım fuzuli külfetlere katlanma'ktan kurtarılmış olur. Bilfarz, yıllık geliri 2 5 liralık bir serbest meslek kazancından ibaret olan bir mükellefin, bu kazancı tediyesi sırasında vergi tevkif atma tâbi bulunursa, bu miktar üzerind peşin 375 lira vergi ödemiş demektir. Aynı miktarın yıllık beyanname ile birleştirilmesi takdirinde, eğer mükellef az geçim indirimind faydalanmakta ise ödiyecek bir vergi mevcut değildir, indirimd faydalanmakta ise, faydalanılacak indirim hadlerine göre kellemahal evvelce peşin alman verginin bir kısmının kdisine iadesi gerekecektir. Böyle bir mükellefin sırf' bu bakımdan yıllık beyana. icbar edilmesinde Hazine bakımından bir fayda mevcut değildir. Alma netice mükellef lehine tecelli edecekse yıllıfe beyanname verebilmelidir. Kanunun 72 nci maddesiyle tevkif suretiyle alınan vergid fazla bir vergi ödemiyeeek olan mükellefler beyanname vermek külfetind kurtarılmış, idarin de fuzuli birtakım muamelelerle iştigali önlmiştir. Filhakika, mezikûr hükümle yıllık geliri 5 lirayı aşmıyanlarm, bu gelirlerine dâhil stopaja tâbi bulunmıyan kazanç ve iratları mevcutsa, bu kazanç ve iratlar için beyanname alınacak ve fakat stopaja tâbi bakiye kazanç ve iratları yine verilecek beyannameye dercedilmiyebilecektir. Üzerind bidayette tevkif suretiyle vergisi alınmamış kazanç ve iratların vergisiz bırakılmaması tabiî olduğundan bunlardan beyan suretiyle vergi alınması tabiîdir. Şu kadar ki, bu şekilde beyanname tanzim edip ver mükellefin, artık bu beyannamesine, vergisi tevkif suretiyle alınmış kazanç ve iratlarını ithal etmemesini haklı (gösterecek bir sebep mevcut değildir. Bu bakımdan, maddin ilk fıkrası değiştirilmiş ve bu değişikliğe mütazır olarak mütaakıp fıkrası da maksada uygun hale konulmuştur. Madde 33. Aile reisi beyanlarında eşlerin ve küçük çocukların gelirleri toplanarak mecmuuna müterakki vergi nispeti tarifeleri uygulandığına göre, toplanan ve gelirlere dâhil gelir membalarından bir kısmında fahassül ed zararlar aile fertlerind hangisine ait bulunursa bulunsun, 73 ncü maddedeki esaslar dâhilinde diğerlerinin kazanç ve iratlarından ma'hsübedilmesi bu müessesin (Aile reisi beyanı müessesesinin) tabiî -ve zaruri bir neticesidir. Kanunun 73 ncü maddesine, bunu sağlıyacak hüküm konulmuş bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanununun, mkul ve gayrimkul sermaye iratlarında, eğer bu iratlar ticari sermayeye dâhil değilse, sadece m'kul ve gayri mkullerin gelirleriyle ilgilmiş, bu geliri tevlided sermayin şu veya bu şekilde kıymet tezayüdü veya kıymet tezzülü üzerinde durmamıştır. Ancak, bu demek değildir ki, mezkûr gelir membamdan zarar olmasın, masrafların hasılatın fevkinde olma-sı takdirinde bu membada da zarar tailıassul edebilir. Bu hususları belirtmek üzere madde sonuna gerek hüküm ilâve edilmiştir. Madde 34. Tasarının bu maddesiyle, kanunun, yıllık beyannamin şekil ve muhtevasını tâyin ed 76 nci maddesi hükmü tadil olunmuştur. (S. Sayısı: 8)

2 Maddin A ve B fıkralarında yapılan tadilât.şekli mahiyette ve hükme vuzuh, vermeye matuftur. Gider bildirimi ile alâkalı C fıkrasında, umumiyetle mükelleflerin müşterek masrafları meyanmda yer aldığından ve gelirin masraf mahallini tâyininde müşterek bir ölçü olarak kullanılabileceğind (tahsil masrafları) ile alâkalı bir bt hükmü eklmiştir. İşletme hesabı esasına göre ticari kazancını tesbit edler, işletme hesabı hulâsasında mevcut malûmata uygun şekilde hareket ettiklerind, ayrıca bir cetvele bu malûmata dercedip beyannameye raptetmelerinde, pratik bir fayda mevcut değildir. Buna muka'bil emtia üzerine iş yapan bu sınıf mükelleflerin emtia hesaplarının muvazelerini beyannamelerine dercetmeleri gerçek kazançlarını tesbit yönünd daha faydalı görülmüştür. Yıllık beyannameye dâhil kazanç ve iratları üzerind tevkif suretiyle öd vergiler, beyanname üzerind hesaplanan vergid mahsubolunabilmekte ve hattâ kesil vergi fazla ise, fazlası mükellefe iade olunmaktadır. Gerek mahsubun sıhhatini tahkik gerekse iade edilecek mebaliğin gerçek miktarını tâyin bakımından, bu vergilerin kim tarafından, ne zaman ve hangi vergi dairesine yatırıldığının bilinmesi zaruridir. Bu, hal, mükelleft ayrıca bilgi istemek suretiyle yapılmaktadır. Beyannameye bu malûmatın âerci mükellefin ayrıca rahatsız edilmesini önliyecek ve bilhassa iadelerde zamandan tasarruf sağlanacaktır. Bu maddeye, aynı kanunun 43 ncü maddesinde yapılmış bulunan tadillerle alâkalı olarak, birli) fıkrası eklmiştir. Bu fıkra ile beyannameye derci ist malûmat, bird fazla yıllara sirayet ed inşaat ve onarım işlerinin katî kâr ve zararlarının tesbiti bakımından lüzumlu ve faydalıdır, Madde sonuna, ekl bir fıkra ile, ilk defa bayan esnasında Gelir Vergisine gir mükelleflerin, beyanname tanziminde uğrryalbilecekleri zorlukların giderilmesi için idareye, mükellefler lehine bâzı tasarruflarda bulunma imkânı verilmiştir. Madde 35. Gelir Vergisi Kanununun 77 nci maddesi hükmü, vergi tarhına yetkili daireyi tâyin ed 93 ncü madde hükmü ile mütazır bir hale konulmuş ve ayrıca dar mükellefiyette yıllık gelir beyannamesinin verileceği vergi dairesi tâyin olunmuştur. Hal yıllık gelir beyannameleri, mükellefiyetin kalkması halleri hariç, - 3 Mart içinde vergi dairesine tevdi olunabilir. Kurumlar Vergisinde, hesap dönemini takibed 4 ay içinde beyanname tevdii mümkün olduğuna göre, Gelir Vergisi beyannamesinin cak - 3 Mart tarihine kadar tevdii imkân dâhilinde bulunmalı, böylece bâzı zaruri sebeplerle daha önce beyannamesini vermek istiylere bu imkân sağlanmıştır. Maddin ilk fıkrası bu maksadı tedvin edecek tarzda değiştirilmiştir. Madde 36. Bu tasarı ile kaldırılmış olan kanunun 79 ncu maddesinin 4 numaralı bdinin muhafazası zaruri görüldüğünd, mezkûr hüküm bu maddeye nakledilmiş bulunmaktadır. Madde 37. Gelir Vergisi Kanununun vergi tevkif edecekleri ve üzerind tevkifat yapacak kazançları gösterir 8 nci maddesinde yapılan tadille, vergi kesecekler daha vazıh olarak belirtilmiş ve gerçek gider usulünü kabul ed gayrimkul sermaye iratları sahipleri de, masraflarının gerçekleştiğini teshit zarureti sebebiyle bu mecburiyete tâbi tutulmuş, ayrıca 43 ncü madde yapılan tadille alâkalı izahlarımızda belirtil sebeplerle, bu madde, şümulüne gir kazançlar içinde kaynakta vergi tevljifatı esası kabul edilmiştir. Maddin sonuna ekl fıkra ile, yergi tevkif atı müessesesinin işleyişinde de gerçek kazanç esasına uyulması sağlanmıştır. Madde 38. Ücretlerde yıllık beyanname verilmesini zaruri kılan haller kanunun 8 nci maddesinde iki fıkra halinde zikredilmiştir. Halbuki tatbikatta o nevid ücret ödemeleri yapılmaktadır ki, bunların götürü usulde teklifleri muvafık olmadığı gibi vergilerinin tevkif suretiyle alınması da mümkün bulunmamaktadır. Hususiyet arz ed bu ahval için her defasında kanun yoluna gidebilmekt ise, Maliye Ba- (S. Sayısı: 8)

İ3 - kanlığına, bu gibi alhvalde yıllı'k beyana davet yetkisi tanınması pratik bir hal çaresi olarak mütalâa edilmiştir. Madde 39. Mkul sermaye iratlarında vergi tevkif atını tâyin ed kanunun 82 nci maddesi hükmüne göre, sermaye şirketleriyle sermaye üzerind kazanç dağıtan'kooperatif şirketler, safi kazançlarından Kurumlar Vergisi çıktıktan sonra kalan kâr kısmı üzerind Gelir Vergisi kesmeye mecburdurlar. Vergi kesilmesi için sözü edil kâr kısmının ortaklara dağıtılıp dağıtılmaması üzerinde durulmadığı gibi bu kârların hakiki veya hükmi şahıslara - hattâ vergid muaf olsalar bile - taallûku üzerinde de durulmamaktadır. Diğer taraftan, ödeme sırasında tevkifata tabi diğer nevi mkul sermaye iratlarında da - tahvilât faizleri, mevduat faizleri, âdi komandit şirketlerde komanditlerin kâr hisseleri gibi - istihkak sahibinin hakiki veya hükmi şahıs olması veya bu vergiye tâbi bulunup bulunmaması vergi tevkifatma müessir değildir. Bu durum, gerçekt Gelir Vergisi mükellefi olmıyan kimselerd Gelir Vergisi alınması neticesini tevlidetmektedir. Hele, bu gibilerd Kurumlar Vergisi gibi bir verginin mükellefi olmıyanların, tevkif suretiyle alınan bu vergiyi mahsup imkânları da mevcudolmadığmdan, nevanma, Gelir Vergisinin mükellef ve mevzuunu tâyin ed hükümleri hilâfına, bu verginin mükellefi durumuna düşmektedirler. Halbuki, mkul sermaye iratlarında, rradın tekevvünü sırasında tevkif edil vergi, bu irat d> layısiyle, ileride vergi ödiyeceklerd bu vergilerine mahsub alınmaktadır. Kanunun esaslarına aykırı şekilde tecelli ed bu durumun ıslahı düşüncesiyiedir ki, tadil olunan madde ile, prsibolarak, gerçek kişilere nakd veya hesab öd iratlar ödeme sırasında Gelir Vergisi tevkifatma tâbi tutulmakta, şu kadar ki, şahıs ve aile hâkimiyetinde bulunan şirketlerin (şirket kazancı üzerinde ortakların tasarruf imkânları daima mevcudolmasma rağm kârı tevzi etmemiş göstererek), ödemeleri gerek Gelir Vergisini asgari hadde tutmalarına imkân vermemek için şirket kazançlarından, gerçekt ortaklara tevzii kabil olan kısmı, Gelir Vergisi tevkifatma tâbi kılınmaktadır. Ancak, bu sonuncu halde, yani; sermaye şirketleri ile kazanç dağıtan kooperatif şirketlerin kazançları üzerind tevkif at yapılırk, eskisind tamam farklı olarak gerçekt yapılan ve hiçbir zaman ortaklarının eline geçmiyecek olan masrafların, stopaj matrahının tzili cihetine gidilmiş, ayrıca bu kazançlardan kesil verginin, kazancın ortaklara tevzii sırasında kesilecek vergid mahsubu sağlanmış, ortağın gerçek kişi olmadığı anlaşıldığı takdirde, evvelce kesil verginin şirket^ iadesi derpiş olunmuştur. Madde 4. Gelir Vergisi Kanununun yürürlükte bulunan 87 nci maddesi hükmüne göre, dar mükellefiyete tâbi kimselerd yıllık beyanname vermiyler, aynı kanunun 66 ve 67 nci maddelerinde yer alan kazançları için, münferit beyanname vermek suretiyle vergilerini ödemektedirler. Diğer taraftan, aynı mükelleflerin, ücretleri, serbest meslek kazançları ve mkul sermaye iratları da yıllık beyana tâbi değildir. Filhakika bu kazanç ve iratlardan bir kısmının vergisi tevkif suretiyle alınmaktadır ve bu suretle alman vergi ile iktifa edilmesi kâfi görülmüştür dilebilirse de, mezkûr kazanç ve iratların tamamı tevkifata tâbi olmadığından, bu gibi kazanç ve iratları sağlıyanlarm, bu kazanç ve iratlarından ne suretle vergi ödiyecekleri kanunda belirtilmediğind, tereddüt- - ler hâsıl olmaktadır. Eğer bu kazanç ve iratlardan tevkif suretiyle vergi alınmamış ise, bunların, münferit beyanname ile bildirilerek vergilerinin ödmesi tabiîdir. Tadilâtla bu sağlanmış bulunmaktadır. Madde 4. Gelir Vergisi Kanununun 9 n3i maddesinde, gelirin vergildirilmesinde, bu kanuna bağlı cetveller nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Cetvellerin ilki, yıll.k vo münferit beyanname ile bildiril gelirle yıllık ücret ödemelerine diğerleri ise sırasiyle v aylık, haftalık ve gündelik ücret ödemelerine taallûk etmektedir. Ancak kanunda yıllık, aylık, haftalık ve gündelik ücretlerd neyin kast olunduğu açıklanmadıy -mdan, cetvelleri uygulamada tereddütler hâsıl olmakta ve yanlışlıklar yapılmaktadır. '( S. Sayısı: 8)

4 Keza, aynı maddede, muhtelif ücret ödemelerind bahsolunmakta, fakat bunun ifade ettiği mâna tasrih olunmadığından çeşitli tatbikata sebebiyet verilmektedir. Bütün bu mahzurların izalesi maksadiyle, 9 nci madde sonuna, bâzı hükümler eklmiş bulunmaktadır. Madde 42. Kanunun 92 nci maddesinde yapılan değişiklik, bird fazla yıllara sâri inşaat ve onarım işleriyle alâkalı ödemelerd kesilecek verginin nispetini tâyind ibarettir. Bu sonuncu ödemelerd kesilecek verginin nispeti bu gibi işlerd sağlanabilecek ortalama kazanç miktarı nazara alınmak suretiyle % 3 olarak tesbit edilmiştir. Madde 43. Kanunun 93 ncü maddesinde yapılan tadil, türlü usulde vergiye tâbi olanların vergilerinin tarha salahiyetli vergi dairesini tâyin bakımındandır. Filhakika, bu gibi mükellefler umumiyetle işlerini gezici olarak ve yurdun muhtelif yerlerinde icra etmekte ve bâzı ahvalde, ikametgâhları ile alâka ve irtibatları hem hem kaybolmuş vaziyettedir. Bu durum, kdilerinin vergi dışı kalmalarını veya vergi tarh hususunda, vergi dairelerinin hataya düşmelerini mucibolmaktadır. Maddelerin değişik şekli, bu gibilerin vergileri ikametgâhları mahallindeki vergi dairesince tarh edilmemişse, faaliyette bulundukları mahal vergi dairelerince tarhına imkân vermektedir. Madde 44. Tasarının bu maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununun 94 ncü maddesi daha vazıh hale konulmuş, aile reisi beyanları ile dar mükellefiyette vergiye kimin muhatabolunacağı sarahatle gösterilmiştir. Madde 45. Mer'i hükümlere göre, götürü usulde vergildiril ücretlerin vergildirme dönemi, bütçe yılmm altışar aylık devreleridir. Yılın bu şekilde ikiye tefriki suretiyle vergildirme döneminin tâyin edilmiş bulunması, yıldan az veya dönemler içinde işe başlıyanlarm vergi matrahlarını tâyinde ve az geçim indiriminin tatbikinde giş mikyasta ihtilâflara ve karşılıklara sebebiyet vermektedir. Bu bakımdan, vergildirme döneminin bütçe yılının tamamma sâri olarak tâyini, yıllık beyannameye bu gibi ücretlerin ithali halinde, mezkûr ücretlerin, hangi takvim yılmm geliri addedileceğinin tasrihi lüzumlu görülmüştür. Madde 46. Beyannamelerin, başka vergi daireleri vasıtasiyle gönderilmesi, tatbikatta, bâzı karşılıklara ve mükelleflerin mağduriyetlerine hebebiyet vermektedir. Kaldıki, beyannamelerin, posta ile gönderilmesi imkânı da mevcudolduğuna nazaran, bu usulü muhafazada bir fayda da mevcut değildir. Bu bakımdan, bu usule imkân ver hükümler, 96 nci madded çıkarılmıştır. Götürü usulde tesbit olunacak ücretlerde vergildirme dönemi, bundan evvelki maddede izah olunan sebeplerle, bütçe y_lı olarak tadil edildiğind, bu kabîl ücretlerin vergilerine ait tarh zamanını da buna göre değiştirmek gerektir. Maddin 3 numaralı fıkrası, iltibaslara sebebiyet verdiğind, daha vazıh hale konulmuş ve götürü usulde vergildirileceklerin vergilerini, karnelerini ibraz ederek tarh ettirecekleri hususu, ayrıca hükme bağlanmıştır. Madde 47. Bu madde ile kanunun 97 nci maddesinde yapılan değişikliklerd, götürü ücretlere taallûk ed kısmı, bundan evvelki maddelerde yapılan tadillerle alâkalıdır. Diğer taraftan, yürürlükteki madde hükmüne göre, kazançları götürü usulde tesbit edillerd, vergildirme dönemind noksan bir müddetle çalışanların vergilerinin, sanki aylık esasında sal nacağı gibi bir mâna çıkmaktadır. Aslında bu hükmün götürü matrahların yıllık takdir edilmesi sebebiyle, bir yıldan az çalışanlardan, çalışılan süreye ait vergi matrahlarının nasıl hesaplanacağına taallûk etmesi lâzımgelir. Tadilât ile, madde hükmü, maksada uygun hale ifrağ edilmiştir. Madde 48. Gelir Vergisi Kanununda, gerçek hasılatlarını tesbitteki müşküller sebebiyle, tamam mükelleflerin hüsnüniyetine terk edil bir sahada, idare lehine mukabil bir tedbir olarak yer alan müesseselerd birisi, hükümleri 48 nci maddede belirtil (ortalama kâr haddi esasını) müessesesidir. ' (S. Sayısı: 8)

5 - Ancak madde hükmü, noksan ve vuzuhsuz olduğu için bekl neticeyi vermemektedir. Bir kere, hasılat tesbitindeki müşkülât, sadece perakdecilere inhisar etmemekte, imalâtçılardan ve taşıma işleriyle iştigal edlerde de aynı zorluklar mevcut bulunmaktadır. Diğer taraftan, gerek ortalama kâr hadderini tesbit edecekleri gerekse tesbit olunan bu hadlere göre beyanların sıhhat ve derecesini kontroi vazifesini yapacakların tutumlarına tâyin eyliyeeek hükümler noksan bulunduğundan, tatbikatta madde hükmü çeşitli şekillerde anlaşılarak yürütülmektedir. Bu sebep ve mülâhazalarla 98 nci madde hükmü tasarıda belirtildiği şekilde değiştirilmiştir. Madde 49. Kanunun, 98 nci maddesi gibi bir emniyet maddesi olan 99 ncu maddesinde yapılan tadilât, hükme vuzuh vermek ve bâzı nokssan görül taraflarını ikmald ibarettir. Madde 5. Tasarının bu maddesiyle kanunun nci maddesinde yapılmış olan tadilât; tasarının, 44, 45 ve 46 nci madeleriyle götürü usulde tesbit olunan ücretlerin vergildirilme dönemi, tarh zamanı ve matrah te&biti ile alâkalı hükümlerinde yapılmış olan değişikliklerle alâkalıdır. Madde 5. Kanunun, yürürlükteki 4 ncü maddesi hükmüne göre, yıllık beyannamede gösteril kazanç ve iratlar üzerind evvelce kesilmiş bulunan Gelir vergilerinin, beyanname üzerind hasaplanan Gelir Vergisind mahsubu cihetine gidilebilmek için, vergi tevkifatmm beyannamin taallûk ettiği yıl içinde yapılmış olması şarttır. Vergi, daha evvelki yıllarda, kesilmiş ve fakat üzerind vergi kesil kazanç ve irat mükellefe daha sonraki yıllarda intikal etmişse, bu mahsup imkânı, mükellef için, zail olmaktadır. Bu suretle zuhur ed neticeyi, vergi tevkifatı müessesesinin ihdası sebepleriyle teklif etmek imkânsızdır. Bidayette ileride katı mahiyette tesbit edilecek miktara mahsub alman bir vergide, bu mahsup imkânın bertaraf edilmesi, bariz bir vergi mükerrerliğine sebebiyet vermektedir. Yapılan tadille, bu mükerrerlik giderilmiş bulunmaktadır. Madde 52. Tasarı gerekçesinin umumi izahat kısmında, esnaf muaflığının kaldırılmasını zaruri kılan sebepler etraflıca açıklanmış, muafiyetin pek mahdut sahada tatbikine devam edilmekle beraber, diğer büyük kısmın, Gelir Vergisi bünyesi içine alınması, ancak bu zümrin de bir kısmının gerçek, diğerlerinin götürü usulde teklifi gerektiği izah olunmuştur. Muafiyetleri devam edecek ticaret ve sanat erbabının mahiyeti, tasarının 3 ncü maddesine ait gerekçe kısmında belirtilmiştir. Tasarının bu maddesi ile ticari kazançların tesbiti usulüne (bilanço ve işletme hesabı esaslarına) bir yisi ilâve edilmektedir. Bu götürü usuldür, Filhakika, Gelir Vergisi sistemimizde, kazanç ve iratların gerçek ve safi değerleri üzerind vergildirilmesi bir prsibolarak kabul edilmiş bulunmakla beraber, istisnai ahvalde ve şüphesiz kaçınılmaz sebep ve zaruret tahdmda, bu prsipt ayrılmak zaruretinde kalmılmıştır. Nitekim, bâzı nevi serbest meslek kazançları ve ücretler için hal bu esas caridir. Tasarının bu maddesiyle, cari bu usule, gelir unsurlarından bir yisi (ticari kazançlar) da ithal edilmektedir. Ticari kazancın tesbit usulleri Gelir Vergisi Kanununun 3 ncü kısım birinci bölümünde yer almıştır. Götürü usule ait hükümlerinde bu bölümü ve 44 cü maddeyi takib ve yi madde numarası ihdas etmemek amaciyle 44/A, 44/B, 44/C, 44,/D, 44/E ve 44/F olarak altı madde kanuna eklmiştir. Bu maddelerd ilkinde, ticari kazançlarda, götürü usulün esası tâyin olunmaktadır. Bu madde hükmüne göre, götürü ticari kazançlarda, götürü ücretler ve serbest meslek kazançlarında olduğu gibi il takdir komisyonları tarafından, Maliye Bakanlığınca tesbit olunacak iş nevileri nazara alınmak suretiyle ve ilçeler itibariyle, ayrı ayrı üçer derece üzerind tesbit olunacaktır. Aynı maddeye göre, ticaret ve sanat işleriyle iştigal edlerin bu kazançlarının, götürü usulde tesbit edilebilmesi için mütaakıp 44/B ve 44/ maddelerinde yazılı şartları topluca haiz olmaları îâzımgelir. T S. Sayısı: 8)

-6- Ayrıca bu şartları haiz olanlar bile 44/F maddesinde yazılı olanlar, kazançlarını gerçek usullerde tesbit zaruretindedirler. Bunların bir kısmı esas bu gün dahi esnaf muafiyetind istifade etmiy ve kazançlarım gerçek usullerde tesbit edegel kimselerdir. (Kolektif şirket ortakları, komandit şirketlerin komandite ortakları, ikrazat işleriyle uğraşanlar gibi) yi hükümde bu sayılanlara ilâvet sarraflar, Gelir Vergisine tâbi mütaahhitlerd iş alan taşronlar, sigorta prodüktörleri, ilân ve reklâmcılık işleriyle uğraşanlar veya bu işlere tavassut edler ayrıca zikredilmiştir. Filhakika, bu zümre mükellefler, işlerinin mahiyet icabı gerçek usulde kazançlarını tesbit edebilecek seviyede ve bu usulün gerektirdiği birçok kayıtları fiil tutmakta' olan kimselerdir. Götürü usule tâbi olacaklar, esnaf muaflığında olduğu gibi umumi ve yapılan işlerin mahiyetine göre değiş özel şartlar derpiş edilmek suretiyle tâyin ve tesbit olunmuşlardır. Bu arada, esnaf muaflığının mer'i bulunduğu devrede müşahede ve tesbit edil bâzı aksaklıklar, bu vesile ile giderilmiştir. özel şartlarda zikrolunan alım - satım ve ücret ölçüleri, yıllık 2-2 5 lira civarında safi kâr tevlidedebilecek hadlerde tutulmuş, bu miktarlar civarındaki kazanç sahiplerinin götürü usulde teklifleri uygun görülmüştür. Bir kere gerçek usulde teklife tâbi tutulmuş olanların (ister kdi talep, isterse ölçüleri kaybetmeleri sebebiyle olsun) artık aynı işe devam ettikleri müddetçe götürü usuld faydalandırılnramaları işin mahiyetine uygun mütalâa edilmitir. Madde 53. îş yeri veya mesk olarak kullanılan binaların gayrisafi iratları bilhassa, umumi tahrirleri uzun fasılalardan sonra tekrar edilmesi sebebiyle (iratların, takdir tarihindeki rayice göre tesbit edilmiş bulunması sebebiyle), büyük ölçüde farklılıklar göstermektedir. Vereyi kanunlarında,.»avrisâfi iradın karine v r eya ölçü olarak ele alındığı ahvalde, bu farklılığın, göz önünde tutulması tabiîdir. Nitekim Gelir Vergisi Kanununda da, bu yolda hareket edilmiş ve geçici 6 nci maddesinde kanunun ve 57 nci maddelerinde sözü edil gayrisafi iratların, takdir tarihine göre, muayy emsaller tatbik edilerek kullanılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, bu yeknasaklığı sağlamaya matuf geçici madde hükmü, uygulanacak emsallerin süresini, Millî Korunma Kanununun kiralar üzerine koyduğu takyitlerin kaldırıldığı tarihi takibed ikinci vılın sonu olarak takyidetmiştir. Millî Karanma Kanunu hükümleri kaldırılsa dahi, yi umumi bir tahrire gidilmedikçe iratlar arasında tam bir tevazün hâsıl olamıyaeağma göre, madde hükmünün, yi umumi tahrir esas alınarak tedvini maksada daha uygun düşecektir. Kaldı ki. 657 savılı Kanunun 7 nci maddesi ile Millî Korunma Kanununun 3 ncu maddesi hükmü kaldırılmış ve kiralar yi takyitlere bağlanmış olmasına ramn Millî Korunma Kanunu ile müesses takvitler kaldırıldığı mülâhazasiyle mevzuubahis geçici madde hükmünün yürürlükt kalktığı iddi alanda dermevan edilmeye başlanmıştır. Tadil hükmünün kabulü ile mezuubahis tereddütler de izale edilmiş olacaktır. Madde 54. Gelir Vergisi Kanununun esnaf muaflığı ile alâkalı hükümleri gerekçin umumi izahat kısmında belirtil sebeplerle kaldırılmıştır. Tasarının bu maddesi ile kaldırılan diğer hükümlere ve kaldırılma sebeplerine gelince:. (Madde 25/5) 25 nci maddin 5 numaralı fıkrasivle özel kanunlarla kurulan komisyonların memur olmıyan üyelerine yapılan ödemeler, A^ergid müstesna tutulmuştur. Tatbikatta, bu komisyonların nelerd ibaret olduğu birtakım ihtilâflara yol açtığı gibi, ücret sektörü içinde böyle bir istisnanın vaz'mı zaruri kılan sebeplerde istisnai haklı kılacak mahiyette görülmemiştir. 2. (Madde 79) Gelir Vergisi Kanununun bu maddesi toplanamıyacak aile gelirlerine taalûk etmektedir. '? «>* *" Aile gelirinin, o geliri tevlided malların iktisap tarihlerine ve iktisap şekline göre parçalanarak bir kısmının aile reisi beyannamesine ithali, diğerlerinin müstakil teklif altına alınması, bu mües- (S. Sayısı: 8)

7 sesin vaz'ı sebeplerine aykırılık teşkil ettği karar, mükelleflere, bu yoldan tahmil olunan külfetler bakımından da bir takım mahzurları mevcut bulunmaktadır. Bilfarz, eşin, babasından irs intikal etmiş ve evlilik sırasında iktisabeylemiş bulunduğu çeşitli gayrimkulleri mevcutsa, bunların bir kısmını şahsan vereceği beyannameye, değerlerini aile reisi tarafından verilecek beyannameye derceylemesi ve eğer istisnalardan faydalanmakta ise, bu gelirlerin toplamını nazara alarak durumunu tâyin etmesi lâzımgelmektedir ki, bunun tatbikmdeki zorluk aşikârdır. Bütün bu mahzurlarına bina, bu maddin son fıkrası hariç (bu fıkra 78 nci maddin sonuna eklmiştir.) diğer hükümleri yürürlükt ^kaldırılmıştır. 3. (Madde 7) Kanunun bu maddesi ile Bina ve Arazi vergilerinin Gelir Vergisind mahsubu esası kabul edilmiştir. Bina ve Arazi vergileri, ayna bağlı reel bir vergi olduğu halde, Gelir Vergisi şahsi bir vergidir. Karakteri tamam yekdiğerind farklı bu iki verginin yekdiğerind mahsubu, vergi anlayışına uygun değildir. Yabancı memleket tatbikatında da duranı böyle olduğu gibi Gelir Vergisi Kanunumuzun ana mahsup maddelerinde de (4 ve 5 maddeleri) konu bu şekilde anlaşılmıştır. Kaldı ki, Bina ve Arazi vergilerinin Gelir vergilerind mahsubu için dermeyan olunan, kısm ikisinin de irada müteveccih bir vergi oirnrsı iddiası, fiil vâki da değildir. Zira, Bina ve Arazi vergileri yıllarca evvel, muayy komisyonlar tarafından takdir olunan kıymet ve iratlar üzerind alınmaktadır. Her geç yıl verginin matrahının, gerçeklerle tamam alâkası kesilmekte ve bu sebepledir ki, verginin bina ve arazinin gelirleriyle olan irtibatı zail olmaktadır. Keza bu verginin mahsubu, tatbikatta içind çıkılmaz ihtilâflara ve tereddütlere sebebiyet vermekte hesap zorlukları, beyanname tanziminde müşküller doğurmaktadır. Nihayet aynı bir karekteri haiz olan Bina ve Araızi vergilerinin, bu kabil diğer vergiler 'gibi gelirin tesbitinde, masraf olarak mütalâa edilmesi Gelir Vergisinin, kazançların tesbitindeki prsip ve esaslarına da uygun düşmektedir. 4. Geçici madde 7, Gelir Vergisi Kanununun bu maddesi bu kanun içinde kiranın ölçü olarak kullanıldığı - Esnaf muaflığmd-ı iş yeri kirası ölçüsü gibi - devrede kabili tatbik bir hükmü ihtiva etmektedir. îş yerleâ kiralarının ölçü olarak kullanılmasından 6582 sayılı Kanunla sarfınazar edilmiş bulunduğundan, bu kanunu-ı kabvj tarihind itibar mezkûr hükmün esas tatbik yeri kalmamıştır. 5. 582 sayılı Kanun: Bu : kanun, 52 liraya kadarki emekli, dul ve yetim aylıklarının 75 lirasının Gelir Vergisind istisnasını sağlıyan hükümleri ihtiva eder. Bu kanun tasarısının 6 ncı maddesiyle bu kabil aylıklar için daha şümullü bir istisna kabul edildiğind sözü edil kanunun tatbik yeri kalmamaktadır. ( S. Sayısı : 8)

8 HÜKÜMETTİN TEKLİFİ 542 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bâzı madde ve fıkralarının değiştirilmesi ve bu kanuna bâzı hükümler eklmesi hakkında kanun tasarısı MADDE. 542 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin numaralı bdi ile sonuncu fıkrası aşağıdaki şekillerde değiştirilmiştir.. Ticari kazançlarda; Kazanç sahibinin Türkiye'de bulunması, Türkiye'de bulunmadığı hallerde Türkiye'de iş yerinin olması veya daimî temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilci vasıtasiyie yapılan işlerd doğması (bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmıyanlardan merkezleri hesabına ihracedilmek üzere Türkiye'de satiinaldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızm, yabancı memleketlere gönderlerin bu işlerd doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye'de satmaktan maksat alıcı veya satıcının Türkiye'de olması veya satış akdinin Türkiye'de inikadeylem esidir. İş merkezind maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir) Bu maddin 2 nci, 3 ncü ve G seı btlerinde sözü edil değerldirmed maksat, ödemin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabacı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de bir mükellefin veya müessesin hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. MADDE 2. Aynı kanunun 8 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. îş ve daimi temsilci Madde 8. 7 nci maddin numaralı bdinde yazılı iş yeri, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tâyin olunur. Aynı maddede yazılı daimî temsilci, bir hizmet veya vekâlet akdi ile temsil edile bağlı olup onun nam ve hesabına muayy veya gayrimuayy bir müddetle veya mütaaddit ticari muameleler ifasına yetkili bulunan kimvsedir. Aşağıda yazılı kimseler, başkaca şartlar aranmaksızın temsil edilin daimî temsilcisi sayılırlar.. Ticari mümessiller, ticaret vekilleri ve tüccar memurları ile * Ticaret Kanununun hükümlerine göre acta durumunda bulunanlar; 2. Giderleri devamlı olarak kısm veya tamam tesil edil tarafından ödler; 3. Mağaza veya depolarında temsil edil hesabına konsinyasyon suretiyle satmak üzere devemlı olarak mal bulunduranlar. Bir kimsin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi daimî temsilcilik vasfını değiştirmez. MADDE o. Aynı ikanunurı 9 ncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Vergid muaf esnaf Madde 9. Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretlerle çalışanların bu işlerind doğan kazançları. Gelir Vergisind müstesnadır: ^. Elde, sırtta, başta, el arabası veya hayvanla taşımak suretiyle köylerde, mahalle aralarında ve pazarlarda dolaşarak yilecek, içilecek, yakılacak, zat ihtiyaçlarından veya evlerde kullanılacak madde ve malzemeleri satanlarla aynı suretle gazete, mecmua, kitap, piyango bileti, kartpostal, zarf, mektup ikağıdı, çocuk: oyuncakları satanlar; 2. Bir iş yeri açmaksızın geçici olarak çalışan hallaçlar, kalaycılar, lehimciler, musluk tamircileri, çilingirler, kundura boyacıları, berberler, nalbantlar, fotorafçılar, odun ve kömür kıranlar, çamaşır yıkayıcılar, hamallar; 3. Gezici olarak vetya bir iş yeri açmak suretiyle köylerle yilecek, içilecek, giyilecek, yakılacak, zat ihtiyaçlarından, evlerde ve tarım işlerinde kullanılacak madde ve malzemeleri parekde olarak müstehliklere satanlarla aynı suretle nalbantlık, marangozluk, dülgerlik, doğramacılık, bıçkıeılık, terzilik, berberlik ve bzeri küçük sanat işleriyle iştigal edler; 4. Hayvanla veya bir adet hayvan arabasiyle nakliyecilik yapanlarla 5 rüsum tonilâtoya (5 rüsum tonilâto dâhil) kadar nehir, göl (S. Sayısı: 8)

ve dizlerde ve su geçitlerinde makinasız veya motorsuz taşıma vasıtası işletler; 5. Tarım işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör, gibi vasıtalar veya sandallarda nakliyeciliği itiyadetmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan köylüler; 6. Hariçt işçi almamak, muharrik kuvvet kullanmamak kaydiyle oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çorap, msucat, halı, kilim, dokuma, örgü, dantelâ, nakış işlerini ve hasır, sepet, ip ve urganları satanlar; 7. Yukarıki - 6 numaralı fıkralarda sözü edil işlere bzerlik arz ettiği Maliye Bakanlığınca kabul ve ilân olunan ticaret ve sanat işleriyle iştigal edler. Diğer bir ticari ve sınai kazancı dolayısiyle gerçek usulde Gelir Vergisine tâbi bulunanlar, yukarıki istisnalardan faydalanamazlar. MADDE 4. Aynı Kanunun 8 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Serbest meslek kazançlardan istisna Madde 8. Müellif, mütercim, heykeltraş, ressam, ve bestekârların; kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserlerini satmak veya bu eserler üzerinde mevcut haklarını devir ve temlik ' etmek veya kiralamak suretiyle, bir takvim yılı için elde ettikleri safi kazanç ve iratların 5 lirası Gelir Vergisind müstesnadır. (Eserlerin neşir, temsil, icra, teşhir gibi suretlerle değerldirilmesi karşılığında «İman bedel ve ücretler istisnaya dâhildir.) MADDE 5. Aynı kanunun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : Bu istisnanın, diğer kazanç ve iratları dolayısiyle gerçek gelirlerini yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olan mükelleflerle gelirleri bunlar tarafından bildirilecek olan kimselerin iratlarına şümulü yoktur. MADDE 6. Aynı kanunun 24 neü maddesinin 6247 sayılı Kanunla değişik bir numaralı fıkrasının (c) bdinin parantez içindeki hükmü kaldırılmış, bu btt sonraya aşağıdaki (D) bdi eklmiştir : D) Çeşitli kanunlara göre bağlanmış olan emekli, âdi malûllük, vazife malûllüğü (Harb 9 j malûllüğü ve son hizmet zamları dâhil), dul ve yetim aylıklarının 4 lirası; MADDE 7. Aynı kanunun 24 ncü maddesinin 6582 sayılı Kanunla değişik 5 numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : j 5. Ticari ve sınai kazançları vergid müstesna bulunanların bu işlerinde çalıştırılanların, mahalle ve köy muhtarları ile köylerin kâtip, korucu, imam, bekçi ve bzeri müstahdemlerin ücretleri; MADDE 8. Aynı kanunun 25 nci maddesinin 4 numaralı bdi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : 4. özel kanunlarına göre veril yakacak zamları. MADDE 9. Aynı kanunun 26 nci maddesinin ve 7 numaralı btleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :. ölüm sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleri ile kanun, tüzük, mukavelame veya ilâma müstid öd tazminatlar ve yapılan yardımlar; 7. îşt çıkma tazminatları (îş ver îş Kanununa tâbi olsun veya olmasın, îş Kanununda yazılı haller aşıldığı takdirde, aşan tazminat kısmı vergiye tâbidir.) MADDE. Aynı kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : I Vatan hizmetleri yardımlarında Madde 27. Aşağıdaki yazılı vatan hiz- I metleri yardımları Gelir Vergisind müstesnadır:. Harb malûllüğü zamları; 2. Harb malûllerine ve şehit, dul ve yetimlerine veril tekel bey'iyeleri; 3. Şehitlerin dul ve yetimlerine şehit dul ve yetimi sıfatiyle yapılan bilûmum ödemeler I (Bu hükmün tatbikinde hususi kanunlarına gö I re kdilerine şehit sıfatı verillerle harb, is- I yan, eşkiya, kaçakçı takip ve müsademesi, sa- I nıkların ve mahkûmların takibi, manevra, talim I ve tatbikat esnasında görev başında veya gö- I revd doğan sebeplerle öller şehit sayılır.); I 4. Vatan hizmetleri tertibind bağlanan I aylıklar ile öd mükâfatlar. (S. Sayısı: 8) I MADDE. Aynı kanunun 29 ncu mad-

desinin 3 numaralı bdi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : 3. öğrcilere tatbikat dolay isiyle öğretim müesseseleri veya tahsil masraflarını deruhde edler tarafından veril paralar. MADDE 2. Aynı kanunun 3 ncu maddesinin ve 2 numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir : Teşvik ikramiye ve mükâfatlan Madde 3. Teşvik gayesiyle veril aşağıda yazılı ikramiye ve mükâfatlar Gelir Vergisind müstesnadır :. îlmî, fni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini teşvik maksadiyle veril ikramiye ve mükâfatlar; 2. Subay, astsubay ve erlere (Kıt'a onbaşı ve çavuşları dâhil) ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış hizmetleri dolayısiyle veril gündelikler, ikramiyeler ve zamlar; MADDE 3. Aynı kanunun 38 nei maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekillerde değiştirilmiştir. Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve gerçek (bilanço veya işletme hesabı esası) veya götürü usullere göre tesbit olunur. MADDE 4. Aynı kanunun 4 ncı maddesinin birinci fıkrası sonuna partez içinde aşağıdaki hüküm eklmiştir. (Elde edil hâsılat, tahsil olunan veya alacak olarak tahakkuk ed; giderler ise, tediye olunan veya borçlanılan meblâğları ifade eder.) MADDE 5. Aynı kanunun 4 nci maddesinin 7 numaralı bdi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 7. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (işletmede kullanılan ve değeri 5 liraya kadar olan alât ve demirbaşlarla peştemallıklar amortismana tâbi tutulmıyarak doğrudan doğruya gider kaydolunabilir,). MADDE 6. Aynı kanunun 43 ncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Bird fazla takvim yılma sirayet ed inşaat ve onarma işleri 2 (S. Sayısı : 8) Madde 43. - Bird fazla takvim yılma sirayet ed inşaat ve onarma işlerinin kâr ve zararı, aşağıdaki yazılı usullerd birisine göre tespit edilir. Mükellefler işin hitamında bu usullerd birisini seçmekle serbestirler. (Bu gibi işle rin mukavelameye bağlı olarak yapılması ha linde kâr ve zarar, münhasıran bir numaralı btde yazılı usule göre tesbit olunur.),. Kâr ve zarar, işin ikmal edildiği se katı olarak tesbit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkûr yılın beyannamesinde gösterilir. 2. Kâr veya zarar, işin ikmal edildiği se katı olarak tesbit edilir ve işin devam ettiği yıllar zarfında, bu işe aidolmak üzere, yapılan işçilik ve malzeme sarfiyatının tutarları nispetinde selere dağıtılır ve o yılların kazancı olarak vergildirilir. Evvelce başka işler dolayısiyle be yanname verilmiş ise, bu beyannamelerde gösterilmiş bulunan kâr veya zararlar bu dağıtıma göre düzeltilir. İkmal ve reddedilecek vergilerin hesabında, tevkif voliyle ödmiş olan vergiler ayrıca nazara alınır. Bu bt hükmünün tatbikinde zamanaşımı, işin ikmal edildiği yılı takibed yıldan itibar işlemeye başlar. îki numaralı bt hükmünü kabul edler, her inşaat ve onarım işinin hâsılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzliyeeekleri beyannameleri, işlerin ikmal edildiği takvim yılını takibed yılın Mart ayında vermeye mecburdurlar. Yıl içerisinde bird fazla inşaat ve onarma işinin veya bu kabîl işlerin diğer işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek gel giderler, tahsilolunan istihkak bedellerinin birbirine olan nispeti veya tahsil olunan istihkak be deuerinin diğer işler satış tutarına olan nispeti dâhilinde, müşterek kullanılan tesisat, makina ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları ise bu demirbaşların her işte çalıştırıldığı gün sayısınca bunlar arasında dağıtılır. MADDE 7. Aynı kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının numaralı bdi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.. Emekli aidatı veya emekli aidatı kesilmiy hallerde sosyal sigorta primleri (Emekli Sandığının ve Sosyal Sigorta Kurumunun Türkiye' de olması şarttır.); MADDE 8. Aynı kanunun 48 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.