Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Ahiret aklından iste Şeyh Esref Efendi Berlin 2011 Ve Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim diyoruz. Bu kelimeyi söyleyenin işi dünyada da selamettir ahirette de selamettir. Bunu sağlam tutmaya bak. Elinden yitirmemeye dikkat et elinden yitirip kaybederse dünyasıda ahiretide elinden gider o kimse helak olur. Dünyanın ve ahiretin saadet ve selameti bu kelimede gizlidir. Onu söyleyemeyen beraberinde götüremeyen kimse bu dünyadan demek ki hiç bir şey kazanamadan gitmiş demektir. Ey insanlar! Ahiret aklına talip olun ve inciden sual etmeyin.dünyalık akılla kendini ölümsüz zanneden sonunda boș içi bos kabuki misali varlıktan tekmelenir gider. İnanın ve hakikaten inanan ve inandığına göre yasayanlarla beraber olmaya bakınız. Selamet ve hayır ondadır. Hikaye: Nasreddin Hoca hazretlerinin, faizci, haris ve hasis zengin bir komșusu varmıș. Bu komșusu hasis olduğu kadar pek de meraklı biriymiș. Gece gündüz hocayı izler evinin içini dikizler acaba mütevazi ve derviș geçinen hocanın gizlide saklıda bir iși bir șeyi varmıdir diye. Hoca bir gün paraya sıkıșmıș ve her akșam yatarken: Ya Rabbi! diye duaya bașlamıș. 1
Çok sıkıștım. Tam Yüz altın isterim.. Doksandokuz olursa almam. Zengin Faizci komșu hocanın evini dikizliyor ya, her akşam hocanın bu şekil dua ettiğini duyunca hocayı bir denemeye karar vermiș. Bir akşam yine hoca duasını bitirip sonunda da: Ya Rabbi! 100 altın isterim, 99 olursa almam, demeye başlayınca daha evvel evinin damına çıkan faizci komșusu önceden hazırladığı altınları bacadan aşağı teker teker atmaya başlamıș. Bacadan așağı yağmur gibi altın yağdığını gören Hoca efendi: Ya Rabbi Sana șükürler olsun. Hiç beklemediğim halde dualarıma bu kadar çabuk cevap verdin demiș ve hemen altınları toplayıp saymaya bașlamıș. Lakin Hoca 99 a gelince sayacak altında kalmamıș ve altınlar tam 99 da kalakalmıș. Daha evvel: 99 olursa almam, diyen hoca bu kez: Bugün 99 u veren Allah yarın 100 ü de elbet verir, nankörlük yapmayayım. Aza şükretmeyen çoğu heç bulamaz, demiș ve altınları kesesine doldurmuș ve yatmıș. Tabii Hocaya altınları döken Faizci komșu sabırsızlıkla sabahın olmasını beklemeye başlamıș. Sabah olmuș, komșu alelacele hocanın kapısını çalmıș ve: Hocam dün akşam altınları bacadan ben atmıştım. YaRabbi 99 olsa istemem tam 100 altın isterim diye dua ettiğini ișitince bir şaka yapayım, dedim. Bakalım hoca efendi sahiden almayacak mı diye denemek istemiştim, diyerek altınları geri istemiș. Hoca: Ne münasebet canım! demiș. Sen bana Allah tarafından altın atıldığını duydun ve hemen açıkgözlük yapmak istiyorsun. Ben senden altın falan istemedim, ben Allah tan istedim, O da verdi. Sana beș kuruș vermem bunlar Allahin bana bir ihsanı. Deyince faizci komșu ne yapacağını şaşirmıș ve doğru kadıya varıp hoca merhumu şikâyet etmiș. Kadı: Madem hocadan șikayetin var söyle gelsin bir ifadenizi alalım demiș. Komșu Nasreddin hocaya gelip: Mahkemeye gideceğiz, deyince, hoca: Giderim ama, altıma bir at, sırtıma bir kürk isterim, demiș Komșu kaptırdığı altınları geri alabilmek umuduyla çaresiz bunları kabullenip bir at bir de kürk almıș hocaya.varmıșlar beraber kadının huzuruna çikmıșlar. Önce Faizci komșu bașlamıș kadıya derdini anlatmaya sonra: İște böyle kadı efendi, hoca șimdi benim olan altınları geri vermiyor, demiș. 2
Bunun üzerine Kadı hocaya dönmüș: Ne diyeceksin bu iddialar karşisında? Hoca: Kadı efendi, demiș bu adam yalancının tekidir. Bana para falan vermedi. Hatta o kadar yalancıdır ki, korkuyorum biraz sonra dışardaki ata bile «Benimdir!» diyecektir, Hocanın sözlerini ișiten komșunun gözleri bir karış açılmıș: Elbette, kadı efendi. demiș Dışardaki at da aslında benimdir buraya gelsin diye aldım. Hoca gülmüș: Görüyorsun değil mi kadı efendi? Demis Ben ne dedim size, korkarım șimdi utanmadan bu adam şu sırtımdaki kürke bile sahip çikacak ve, «O da benimdir» diyecektir.. Faizci komșu atılıp: Tabii ki at da benim kürkte benimdir kadı efendi. Ben verdim buraya gelirken onu, deyince Hoca Merhum: Ben demedim mi Kadı efendi, demiș bu adam iște bu derece yalancıdır.. Kadı ișittikleri karșısında tabii komșunun haksızlığına hükmetmiș ve hocayı haklı bulmuș. Komșu ve hoca yanyana evlerinin yolunu tutmușlar. Tabii Hoca atta, komșu yaya. Bir müddet böyle gitmișler sonra hoca atını durdurmuș ve komșuya dönüp: Al atını, kürkünü ve de paralarını. Bana artık lüzum etmez demiș. Benim niyetim hiç bir vakit senin malına sahip çıkmak değildi lakin sana bir ders vermek istedim. Șimdi sana ișin sırrını anlatayım: Sen Allahtan ömrün boyunca dünya aklından sordun Allah sana dünya aklından verdi ve sen zengin oldun. Ben ise ömrüm boyunca Allahtan ahiret aklından sual ettim ve YaRabbi benim bu fani dünyadan edecek sualim yok. dedim. Nasıl olsa geçinip gidiyoruz. Bu dünyayı mamur edecek aklı ne edeyim Sen bana ahiret aklı nerede bulunur ondan haber ver ki ahiret için bir yatırım yapayım hazırlıksız gitmeyeyim o tarafa dedim. Allah duamı kabul etti ve gördüğün gibi ahiret aklı düünyalık aklı șahmat etti. Onun için ey komșu! Sen artık gerçekten akıllı ol da bundan sonra kul olduğunu bil ve sakın kendini Allah yerine koyayım deme. Yoksa senin elindeki üç kurușla iddia ettiğin İlahlık iște ancak bu kadar sürer. Seni rezil eder demiș. 3
Ey insanlar! Allah ilen olun Allah ile İlahlık yapmada yarışmayın Allah sizi rezil eder. Dünyalık akıllan sen ancak duvara kadar gidersin ordan ötesi yoktur senin için. Duvar demek hudud demektir ve dünyalık akıl hepsi hududludur daha öteye cüret edersen rezil eder seni. Evet, Allah ilen beraber ol. Allah ilen beraber olmak, Allahın güzel dediğine güzel çirkin dediğine çirkin demekle olur. Dünya ve içinde ne varsa Allah için kıymetsizdir. Çünkü Allahın bildiğine nispetle bizim bilmemiz sıfır noktasında bile değildir. Biz kendiliğimizden asla bizim için iyi yahut kötü olanı bilemeyiz istersek bilmem kaç Üniversite bitirmiş olalım. Bebek nasıl anası babası tarafından sartlara en uygun şekilde yedirilir içirilir ve giydirilirse insan Allahın büyüklük ve azameti karşısında bebkten daha zayıf ve cahildir. Allah tarafından yedirilmesi içirilmesi ve giydirilmesi zaruridir yoksa yediği de içtiğide ona zehir olur ve giydiği ona diken olur. Çocuğu kendi haline bırakırsan ağzına her şeyi alacaktır o eline geçen bulduğunu yutacaktır hiç düşünmeden faydalımıdır zararlımıdır. Hayır insan ancak bildiğinin alimidir bilmediğinin de cahili.ve insanın bilmediği bildiğinin yanında sonu bulunmaz okyanustur. Ve okyanusta kimse sonsuza kadar yüzemez. İsterse en iyi yüzücü olsun bilmem kaç olimpiyat kaç dünya sampiyonluğu olsun. Okyanus diyoruz, Okyanus bu şakası olmaz kendini beğenmiş gemisiz kaptansız okyanusa atlamış adamı anında boğar. Canavarlara yem eder. Hayır! Gemi şarttır ve Kaptan! Evet Allah istediğini istememizi istemediğinden uzak durmamızı ister.ve Allah neyi insan için bu dünyada kıymetli kıldıysa sen de kıymet verecek yüksek tutacaksın ki Onun istediği gibi durasın, Allah ilen olasın. Nitekim Allah (c.c) İsrailoğulları nın peygamberlerinden birine vahyederek şöyle buyurdu: Ümmetinden bana isyan edenlere ve Benden başka kendilerine Ilah edinenlere söyle kendi elleriyle kendilerini ateşe atmasınlar! Tevbe etsinler. Çünkü ben en büyük günahlarıda affederim. Bir köy veya şehir halkı erkek ve kadınlar benim sevdiğim hal üzere olurlarsa, bende sevdikleri hal 4
üzere olurum. Sevdiğim halden nefret ettiğime intikal ederlerse, sevdikleri halden nefret ettikleri hale intikal ederim. Ey insan! Allahın Peygamberlerini evliyalarını yüksek tut. Çünkü onlar Allahın Emirlerini yüksek tutarlar Allah onları yüksek tutar sen de tut ki sende yükselesin. Şimdi Sana bir yüzük verseler veyahut sen bir yüzük bulsan eline taksan onun üzerindeki taşın kıymetini bilmedikten sonra takdir edemekten sonra taktın yahut takmadın ne farkeder. Onun kıymetini bildiktaen sonra onu taşımaklığın başkadır. Sen belki alelade bir taş zannedersin lakin, O taşın kıymetini bilenbir kimse gelse sana: yahu bu taşı nerden buldun sen? Bu taşın kıymeti tartıya gelmez hiç bir kuyumcu paha biçemez aman dikkat et iyi gözet dese ancak o vakit gözün açılır. Başka nerden bileceksin hangisi alelade taştır hangisi elmas? İşte Peygamberin ve evliyaların vazifesi odur ki gökyüzünden icazetle onlar insanlara gönderilmişlerdir uyarsınlar uyandırsınlar: ey insanlar! Siz kendi kıymetinizi biliniz, vahşi bir orman içinde yaratılmış narin ve nazik nadide bir çiçeksiniz kem gözlerden ve kaba hoyrat ellerden kendinizi sakınmalısınız. Sizin ait olduğunuz toprak başkadır lakin tohumunuz bu vahşi araziye düsmüş bilhassa daha cok dikkat edeceksiniz vahşi hayvanat tarafından ezilip çiğnenip parçalanmayasınız. Ey insanlar, bize iyi kulak verin! Biz sizler için bu ormanlarında bütün cennet bahcelerininde sahibi olan Zat tarafından gönderilmiş usta bahçıvanlarız. Sizi bu vahşi araziden köklerinizle birlikte ait olduğunuz cennet bahçelerine dikmek için geldik kirpi gibi kaktus gibi olmayın Bize karşı bırakın sizi en kibar ve yumuşak şekilde bu vahşi ormandan çıkarıp Sultan bahçelerine iade edelim. Yeriniz orası yoksa burada ziyan olacaksınız. Hasılı inanan insanların imanı paha biçilmez cevherdir onun kaç para ettiğini bilen adami bulan nasıl gözetmesi gerektiğini bilir ve ona göre daha bir dikkatle sahip çıkar bu cevhere. Onun için Allahın sevdiklerini seven ve sevmediklerinden uzak duran insanın Allah dünyalık hududlu ayklını ahiretin hududsuz aklıyla değiştirir. İlahi Revizyona tabi tutar. Ahiret aklıyla hareket edenlerin Allah katında kazanacakları da başkadır yeri ve makamı da başkadır sıradan insanların kazanc ve makamına benzemez, asla! Allaha iman ve bu imanın gerektirdikleri de işte hem dünya hem ahiret içindir ve insanları hakiki 5
insane makamına yükseltmek için vardır. Hasılı, İnsanların ve insanlığın kaç yönü varsa her yönüyle insanı tekamül etmek yani bütün yönleriyle hücreleriyle terbiye ve temizlemk için gelmiştir İlahi Tavsiye ve emirler. Moderin insanın anlayacağı ve kabul edeceği lisanda bir İlahi sağlık Reçetesidir. Ve inanan insanın bugünü dünkünden iyi yarinı geleceği geçmişinden iyi olacaktır. Onun için Cenabı hak buyurdu ya Habibine efendimize son Peygamber ASV`a hitaben estazubillah: Ey Habibim, her gelecek ahiret senin için bu dünyadan daha çok hayırlıdır.ümmetinin geleceği bugünden çok daha hayırlı olacaktır diye bildirmiştir Cenabı Allah. Gelen gün inananlar için daha hayırlı olmaktadır ve olacaktır bu vaad her geçen gün daha bir yaklaşmaktadır. Bunu kim söylüyor? Allah! Allah söylüyor. Kime söylüyor? Son Peygamber Muhammed Mustafaya SAV. Ey Habibim ey Resulum! Senin ve ümmetlerinin ahireti dünyasından hayırlıdır. Bugünü dününden hayırlıdır Nitekim arap milleti ki Hazreti Muhammedden SAV, önce ne ismi vardı kavim olarak ne de bilinir cisimleri. Çölün ortasında hiç itibarları olmayan esamesi okunmayan bilinmeyen görünmeyen ciddiye alınmayan bir kavimdiler. Hazreti Muhammedden evvel. Kah acem Kisralarının kah Roma Kayserlerinin emir ve himayesi altında mahkum olarak yaşıyorlardı. Allah öyle bir kavime Son Peygamberini ve Habibini gönderdi ve o şanlı Peygamberin çölün ortasında ve zifiri karanlığında yaktığı iman nuruyla Allah o kavime izzet Verdi ve şeref verdi. 20 sene de bütün dünya milletleri onları bildi ve saydı. Rum Kayserlerinin ve Acem Kisralarinın nazarında çöldeki kum tanesi kadar şeref ve itibarı olmayan bir millet kalplerinde yanan iman nuruyla birden bire güneş gibi oldular görüntüye çıktılar ve gözleri kamaştıran bir medeniyete ulaştılar. Nasıl oldu bu? Bu mucize nasıl gerçekleşti? Evet bu bir mucizedir, çöl bedevilerinin super güç kategorisindeki devletlere ve milletlere 20 sene gibi kısa zamanda diz çöktürmesi ve avrupaya medeniyet öğretmesi ancak mucize ilen yani İlahi Yardım ile açıklanabilir. Arap kavmi o kıymetsiz ve değersiz halden içinde bulunduğu cehalet karanlığından bir güneşin yörüngesine girerek aydınlandı ve onun getirdiği istikamet üzere yürüyerek adını bütün dünyaya işittirdi. Getirdiği medeniyetle, yani gelen gününü geçen gününden kıymetli yaparak geliştirdiği ve getirdiği 6
medeniyetlen bütün dünyaya ilim ve irfan dersi verdi. Nitekim bugünkü teknolojinin anası da babası da o milletin ve getirdiği inancın eseridir. Şimdi bu millet niye geride? Çünkü inanması gerektiği inanmıyor yani inandığı gibi yasamıyor onun için Allah onları bugün hakir yaptı bütün milletler içinde. Bugün başka milletlere bir bela iniyorsa gökyüzünden islam dünyasına on bela inmektedir. Inandıklarına göre yaşamıyorlar çünkü. Batı dünyası inandığına gore yaşıyor en azından dürüstler ve inandıklarına gore yaşıyorlar. Seküler bir hayat yasıyorlar. Bu seküler inanç tarzı yanlış bir inanç tarzı olduğu cihetten onlara gökyüzünden bir bela gelmektedir. Lakin onlar münafık olmadıkları cihetten bu bela müslümanlara gelen beladan daha hafiftir. Lakin müslüman dünyası insanları hem biz semavi bir dine iman ediyoruz diyorlar hem bu iman ettiklerine göre yaşamıyorlar onlar yalancıdırlar ve onlara şimdi gökyüzünden on bela iniyor daha da artacaktır bu eğer kendilerini düzeltmezlerse. Hasılı, bu inanmayanlar yahut inandığına gore yasamayanlar için uyarıdır. Lakin inananlara ve inandığı gibi yasayanlara İlahi müjdeler vardır. Sen havadaki pustan sisten hemen önünde duranı göremiyorsun. Senin hemen karşında durmakta ve sana her an dahada yakınlaşmaktadır güzel günler. Güneşli günler. Senin haberin yok haberin yok çünkü ne haber veren var ne sende pusun arkasında duran güneşi görecek göz. Evet Allah bize bir vaadde bulunmuştur bütün inanlaradır bu müjde lakin biz inananlar olarak Allahın bu vaadine ulaşamıoyruz. Gayretimizi arttırmalıyız. Çünkü Allahın vaadi her gün daha da yakınlaşmaktadır ve bu dünya Allahın vaadinin hak oldugunu görecek ve o güne yetişen inanan insanlar bu vaadin çağını yasayacaklardır: Altın Çağ! Evet! İnananların yarını bugününden hayırlı olacaktır Allah bildiriyor. İnanana ve ahiret aklını kullanana ne mutlu! Hoca gibi Şah olur ve dünya aklıyla hareket eden kötü niyetli komşularını her zaman Mat eder. 7