şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Benzer belgeler
şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

حديث توسل آدم نليب وتفس : {وابتغوا يله الوسيلة} şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ON EMİR الوصايا لعرش

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

تقلقه الوساوس اخلطرات و ر د أن شع ف صلاته. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

هل ي ص ي ب الرجل بالع زوجته جلميلة. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

كيفية الوقاية من الع. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

أخوف آية ف القرآن العظيم. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed b. Salih el-useymin

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Terceme : Muhammed Şahin

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Kâfirleri, bayramlarında kutlamanın hükmü تهني ة نلصارى ف أعيادهم. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

مقاومة الغر زة جلنسية

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid

كيفية الصلاة والصوم ف بللاد ليت نهارها داي م أو للها داي م

Toplu halde duâ etmenin hükmü

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Muhammed Salih el-muneccid

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Hâmile kadın için haccın hükmü

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Muhammed Salih el-muneccid

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

Abdestte başın bir kısmını mesh etmek yeterli midir? Muhammed b. Salih el-useymîn

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

KÜFÜR (İNKÂR) VE ÇEŞİTLERİ ال فر وأنواعه. şeyh Muhammed Salih el-muneccid. Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

BESMELENİN TEFSÎRİ. Besmelenin başındaki ب be harf olup, istiâne (yardım isteme), musâhabe (birlikte bulunma) ve mulâbese anlamlarına gelmektedir.

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Arafat'ta vakfenin vakti

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

حقيقة ا ل ع وطرق الوقاية منها وعلاجها. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir?

Bayramları münâsebetiyle kâfirleri kutlamanın hükmü

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

ما هو الفرق ب عرش ا ل ر ب و رسيه. şeyh Muhammed b. Salih el-useymin الشيخ مد بن صالح العثيم

تلقني أصول العقيدة العامة

ح م الاستمناء و يفية علاجه. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Transkript:

İtaata Teşvik Eden Birinci Neden Sevgi ve Saygıdır بلاعث الا ول ع الطاعة حلب والا جلال ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رمجة: موقع الا سلام سو ال وجواب تنسيق: موقع IslamHouse.com 2013-1434

İtaata Teşvik Eden Birinci Neden Sevgi ve Saygıdır Allah Azze ve Celle ye, O na olan sevgimden,ihtiramımdan ve hayâmdan dolayı ibadet ediyor ve günah işlemiyorum. Yoksa cenneti istediğim ve cehenneminden korktuğum için değil. Benim sorum bu. Ben hak üzere miyim? Şayet birisi bana, niçin zina etmiyorsun, diye soracak olursa, ona: Rabbimden hayâ ettiğimden dolayı, diye cevap veririm. Yoksa ona: Cehenneminden korktuğum için, demem. Çünkü ben inanıyorum ki, ihtiram ve saygı, korkudan daha doğrudur. Lütfen bunun cevabını bana bildirin. Hamd, yalnızca Allah'adır. Birinci Olarak: Rabbimiz Tebârake ve Teâlâ, O ndan başka hakkıyla ibadet edilecek bir ilah olmayandır, en güzel isimler ve en yüce sıfatlar O nundur. Mutlak kulluk O nadır. Sıfatlarının azametinden ve Zatının kemalinden dolayı muhabbet ve ibadete layık olandır. O nun kemali ve yüceliğinden dolayı kulluk edenlerin kalpleri O nu ilah edinirler. Hamd ve ilahlık sıfatlarını hak etmesinden dolayı O ndan başkası O na ibadet eder. İşte Allah Subhânehû ve Teâlâ nın nebi ve resullerine öğrettiği kulluğun manası budur. Allah Subhânehû ve Teâlâ dan başka hakkıyla ibadet edilecek başka bir ilahın olmadığına şehadet eden bir kimsenin bunu aklında tutması gerekir. Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: ه ه ن ا ن.(( لا ي لا ه ل لا أ ف ا ب د و ر س ل ن ا م ن ب ل ك م ن س و ل و ح ل (( و م ا أ «Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona, "benden başka ilâh yoktur; bu itibarla bana ibadet edin" diye vahyetmiş olmayalım.» (Enbiyâ: 25) Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: ل م ا و ح. أ ه ن ا الله لا ل إ لا أ ن ا ف ا ب د و أ ق م ل ص لا ة 2 خ ر ت ت ك (( و أ ن ا ف ا س ت م ع ل ك ر ي))

«"Ben seni seçtim, sana vahyolunanı dinle. Gerçek şudur ki ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl."» (Tâhâ: 13-14) Allah Azze ve Celle ibadeti, ulûhiyette bir oluşunun yani ibadete sadece kendisinin hak ettiğinin üzerine tertip etmiştir. Sıfatlarının azameti, Zatının kemali ve ibadet edilmeye ve hamd edilmeye layık olan sadece Allah Azze ve Celle dir. Şeyhulislam İbnu Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi: Allah Subhânehû ve Teâlâ nın Zâtı, ibadet edilmeye ve sevilmeye, O nun için ve Rasûlü için bunu hak edendir. Onda kalpler, O nun sevgi ve itaatinin manasını içerir. Tıpkı onda ilmi onu tasdikin manasını içine aldığı gibi. [Mecmû ul-fetâvâ: 7/541] Şeyhulislam İbnu Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi: Lâ ilâhe illâ ente (Senden başka hakkıyla ibadet edilecek başka bir ilâh yoktur) sözü, uluhiyette (sadece O na kullukta) tek olduğunun ispatıdır. Uluhiyyet, ilminin kemalini, kudretini, hikmetini içine alır. Onda, kullarına ihsanın ispatı vardır. Çünkü ilâh, ilah edinilendir. İlah edinilen de ibadet edilmeyi hak edendir. En son gayede sevilmeyi gerektiren sıfatlarla muttasıf olması sebebiyle ibadet edilmeye layık olan, son gayede boyun eğilendir. İbadet, boyun eğme ve sevgiyi içine alır. [Mecmû ul-fetâvâ: 10/249] Burada alıyoruz ki, ibadete teşvik eden birinci neden, Celal, Kemal, Rububiyyet ve Uluhiyet sıfatlarında tek olan Allah Subhânehû ve Teâlâ için olmasıdır. İbadete teşvik eden ikinci neden ise, Allah ın kullarına olan nimeti, onlara olan ihsanıdır. Muhakkak ki kalpler, kendisine iyilik yapana sevgi ile yönelir. Şeyhulislam İbnu Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi: Muhabbetin aslı, Allah Subhânehû ve Teâlâ yı tanımaktır. Bunun iki esası vardır: Birincisi: Kullarına olan ihsanından dolayı genel sevgi denir. Bu muhabbet/sevgi, bu asıl üzere hiç kimse inkâr etmez. Muhakkak ki kalpler, kendisine iyilikte bulunana meyleder. Kendisine kötülük 3

ه yapana da buğzeder. Allah Subhânehû ve Teâlâ hakikatte kuluna karşı ihsanda bulunan ve nimet verendir. Muhakkak ki Allah Subhânehû ve Teâlâ bütün nimetlerle kuluna lütufta bulunandır. Şayet bu, bir vasıta gerçekleşmiş olsa bile. Onun için nimetlere ulaşma vesilesi de kolaylaştırılmıştır. Sebepleri yaratan da Allah Azze ve Celle dir. Lâkin, hakikate bu muhabbet, kendini Allah a muhabbete kalbi cezp etmiyorsa, o zaman hakikatte kul, kendinden başkasını sevmiyor demektir. Yine, kim bir şeyi severse, kendisine olan ihsanından dolayı sever. Hakikatte ise kendisinden başkasını sevmez. Bu ise karşı çıkılan (mezmûm) bir durum değil, övülen (mahmûd) bir durumdur. Kendisini bu sevgi ile sınırlayan kimse, Allah ı ancak kendisine ihsanında dolayı sevdiğini bilmez. İkincisi: Buna ehil olmasından dolayı O na olan sevgisi. Bu, bunun için sevgiyi hak eden Allah a olan sevgiden; Allah ın isim ve sıfatlarının delalet ettiği mana ile Allah ı tanıyan, bununla kâmil muhabbete layık olan sevgiyi ayır etmek gerekir. Bütün fiillerinde durum aynıdır. Muhakkak ki bütün üstünlük ve nimet Allah tandır. O ndan gelen her cezalandırma fazilettir. O ndan gelen her cezalandırma adalettir. Bunun içindir ki her halükârda övülen olmalıdır. İyilikte ve kötülükte, bollukta ve darlıkta hamd edilmeyi hak edendir. Bu, daha yüce ve daha kâmil olandır. Bu ise, özel sevgidir. İşte bunlar, kıyamet günü Allah Azze ve Celle nin Kerim Vechi ne (Yüzüne) bakma lezzetini talep edenlerdir. Allah ın zikri ve O na münâcaat ile lezzet alanlardır. Onlar için bu, bir balığın suya olan ihtiyacından daha yücedir. Hatta onlar bundan uzak dursalar güç yetiremeyecekleri elem ve acılara kapılırlar. İşte öne geçenler bunlardır. Muslim de gelen rivayette Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsunşöyle dedi: : ج د ا ن ق ا ل ل ي ع ف ط ر ق م ة د ج ب ل و م ا ب ل د ي د و ن ي ا ر س و ل الله ق ا ل : ل ا ك ر و ن الله 4 ر س و ل م و س ل س ب ل د ي د و ن. ق ا ل و ا:» ك ن الله ا الله ع ل ي ق ج د ا ن س ب س و ا ه ذ ا و ب ل ا ك ر ا ت». ق ا ل : ك ث ا

ر Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem Mekke yolunda ilerlemekte idi. Derken Cumdân denilen bir dağa uğradı ve şöyle buyurdu: "Yürüyün! Bu Cumân dır, müferridûn geçtiler." Orada bulunanlar: Müferridun nedir ey Allah ın Rasûlü? Diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah ı çokça zikreden kadın ve erkeklerdir." Diğer bir rivayet ise şöyledir: و ن م ع ل ك ر ن ه» ق ا ل م ف ا ل و ا و م ا ر د و ن ي ا ر س و ل الله ق ا ل: ب ل د س ت ر ت ف ذ ك الله ي ض خ ف ا ف ا». ت و ن أ ق ا ل ه م ي ا ي و م ا ل ق ي ا م ة Dediler ki: Mufridun nedir ey Allah ın Rasûlü? Diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah ın zikrine düşkün olanlardır. Allah ın zikri, onların üzerlerinden ağır yükleri alır ve onlar kıyamet günü hafiflemiş bir şekilde gelirler." (Bunu Tirmizi rivayet etmiş ve Hadisin Hasen Garib olduğunu söylemiştir.) [Mecmû ul-fetâvâ: 10/84] İkinci Olarak: Kemali, Celal oluşu, muhabbeti, ilahlığı, ibadet edilmeyi hak etmesinden dolayı Allah ı severse, hiç şüphe yok ki, o, Allah Subhânehû ve Teâlâ ya yakınlaşmayı da sever. Allah ın Vechine (Yüzüne) bakmayı umar ve O na kavuşmanın özlemini çeker. O nun rızasına kavuşmak için sürekli çaba sarf eder. O nun yanında iyi kullardan olmak için O nun muhabbet ve keremini arzular. Bunların hepsi de, Allah ın rızasının mahalli olan cennete girmekle gerçekleşir. Cennet ehli orada Allah ın Vechine (Yüzüne) bakar. Onların kalpleri mabudlarının, ilahlarının muhabbeti ile dolar. Onlar, ne gözün gördüğü ne kulağın işittiği ne de bir insanın aklına gelen nimetler içerisinde olurlar. İşte bu, Allah ın bize teşvik ettiği cennettir. Peygamberler, Salihler, evliyalar onun özlemini çekerler. Ki kendileri orada Kerim olan Allah Subhânehû ve Teâlâ nın civarında olabilsinler. Orada, Allah ın rızası ve O na yakın olma ile nimetlenirler. Bu ise 5

cennetteki lezzetlerin en büyüğüdür. Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: ر ي ه ا ت ن ي ه ا و م س ا ت و ع د الله ا ل م و م ن و ا ل م و م ن ا ت ج ن ا ت م ن ت ا لا ه ا ر ال ين )) ب ر ظ ي م )). ن الله أ ذ ل ك ه و ا ل ف و ز ا ل ع ط ي ب ة ف ج ن ا ت ع د ن ر ض و ا ن و «Allah, mü'min erkek ve mü'min kadınlara içinde daimî kalacakları, (ağaçları) altından ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde güzel meskenler va'detmiştir. Allah'ın hoşnudluğu ise, çok daha büyüktür. İşte, en büyük kurtuluş budur.» (Tevbe: 72) Bununla öğrenmiş oluyoruz ki, Allah Azze ve Celle ye muhabbet ve saygı ile cenneti istemenin, onu talep etmenin, ona özlem duymanın ve ona ulaşmada hırslı olmanın arasında bir fark yoktur. Yine ateşten sığınmak v ondan korkmakta böyledir. Hiç şüphesiz ki Zâtı için Allah ı seven bir kul, cennetin, Allah ın rızasını kazananların diyarı ve O nun ikram ettiklerinin diyarı olduğunu gözünde canlandırır, bunu tahayyül ederse, muhakkak ki o, onda Allah Azze ve Celle ye yaklaşmak için muhabbeti, sevgisi ve ona olan özlemi artar. Hal böyle olunca hiç şüphe yok ki o, Cennete girmek için çalışacak, onda yüce derecelere kavuşmak için çaba sarf edecek, dünyadaki itaatlerinin sevabını Allah Azze ve Celle den umacak, O na yakınlaşmayı isteyecek; alçaklık, uzaklaşma, öfke ve azab diyarı olan Cehennemden onu uzaklaştıracaktır. Üçüncü Olarak: Ve sen -soru soran kardeşimiz- anlattıklarımı benimle beraber düşündüğün zaman, Cenneti arzulamak ve Cehennemden korkmanın; Allah ın muhabbeti, saygı ve tazimi ile zıt düştüğü zannının hata olduğunu öğrenmiş oldun. Çünkü Allah a olan muhabbet; O na olan özlem, O na yakın olmayı arzu etmek, O nun rızasına koşmak ve O nun gazabından uzak olmak manasına gelir. Ancak insanlardan birçoğu, Cennet nimetlerinin sadece yeme, içme, huriler ve benzeri hissi nimetlerden oluştuğu vehmine kapılırlar ki, bununla Allah ın muhabbeti ve ibadeti ile Cenneti isteme ve Cehenneminden sığınma arasındaki zıtlık zihinlerinde canlanır. 6

Şeyhul-İslam İbnu Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle der: Burada: "Ben sana ne Cennetine olan özlemimden ne de Cehenneminden korkarak ibadet ediyorum" sözünü söyleyen kimsenin şüphesi ortadan kalkmış oldu. Muhakkak ki bu sözü söyleyen kimse ve ona bu konuda uyanlar, Cennetin insanların faydalandığı yeme, içme, giyinme nikâh ve benzeri şeylerin müsemması altına girdiğini zannetmişlerdir. Bu yüzden dolayıdır ki, şeyhlerden bazıları Allah Azze ve Celle nin: خ ر ة )). ي م م ن ي ر د ل ي ا و م ن م م ن ر د ا لا (( م ن «Sizden bir kısmınız dünyayı, bir kısmınız da âhireti istiyordu.» (Âli İmrân: 3/152) âyetini duyduğunda: Allah ı isteyenler nerede? diyerek hata etmiştir. Bir başkası da: ن ل ه م ل ن ة.(( و أ م و ا ل ه م ا 7 أ ف س ه م ى االله ش ر ت م ن ا ل م و م ن )) ن «Allah, mü'minlerden, cennet kendilerinin olmak şartıyla canlarını ve mallarını satın almıştır.» (Tevbe: 9/111) âyetini duyduğunda şöyle demiştir: Şayet nefisler ve mallar Cennette ise Allah ın Vechi ne bakmak nerede?! Bunların hepsi de onların Cennete Allah ın Vechi ne bakmanın girmeyeceği zanlarından dolayıdır. Hakikat şudur ki, Cennet, bütün nimetlerin toplandığı yerdir. Cennette bulunan nimetlerin en yücesi de Allah ın Vechi ne (Yüzüne) bakmaktır. Bu ise daha önceki delillerde belirttiğim gibi Cennette elde edilen nimetlerdendir. Cehenneme girenler de Rablerini göremeyeceklerdir. Bununla beraber bu sözü söyleyen kimse ne dediğini bilmiş olsaydı, o şunu kastederdi: Şayet sen (ey Allah ım!) Cehennemi yaratmamış olsaydın veya da Cenneti yaratmamış olsaydın yine Sana ibadet etmek farz olurdu, Sana yaklaşmak farz olurdu, Senin Vechi ne bakmak gerçekleşirdi. Burada Cennetten kasıt, insanların faydalandığı şeydir. [Mecmû ul-fetâvâ: 10/62,63] İbnul-Kayyim -Allah ona rahmet etsin- şöyle der: Hakikat olan şöyle demektir: Cennet, ağaçlar, meyveler, yeme, içme, huriler ve saraylardan oluşan mücerret bir isim değildir.

İnsanların birçoğu Cennetin isimlendirilmesinde hata etmektedirler. Muhakkak ki Cennet, mutlak ve kâmil nimetler diyarının ismidir. Cennet nimetlerinin en yücesi de Allah Azze ve Celle nin Vechi ne (Yüzüne) bakmak, O nun kelamını dinlemek, gözün nuru O na ve rızasına yakınlaşmaktır. Bunun yanında hiçbir lezzet, ne yeme, ne içme, ne elbise, ne de başka bir şey onunla asla nispet edilemez. Kolay olan rızasından daha kolay, onda Cennetlerden daha büyüktür. Allah Azze ve Celle nin buyurduğu gibi: ((ورضوان من االله أب)). «Allah'ın hoşnudluğu ise, çok daha büyüktür.» (Tevbe: 9/72) İspatın siyakında onu gizleyerek gelmiştir. Yani, hangi şey, Allah ın, kulundan razı olmasından ki o Cennetten daha büyüktür? Senden az da olsa gelen beni ikna eder Lâkin senin az olanına az denilmez Kıyamet Günü, Allah ın Vechi ni (Yüzünü) görme ile alakalı gelen sahih rivayette Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 8 «فواالله ما أعطاهم االله ش ي ي ا ح ب يلهم من نلظر ىل وجهه». "Vallahi Allah Azze ve Celle sizlere kendi Vechi ne bakmaktan daha sevgili gelen bir şey vermemiştir." Başka bir hadiste de şöyle buyurur Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: «أنه سبحانه إذا ت لم ورأوا وجهه ع ي ا ن ا: سوا ما هم فيه من نلعيم وذهلوا عنه ولم ل ت ف و ا يله». "Allah Subhânehû ve Teâlâ onlara göründüğü zaman, O nun Vechi ni apaçık bir şekilde görürler. O anda içinde bulundukları bütün nimetleri unuturlar ve onları ihmal eder ve onlara iltifat etmezler." Hiç şüphe yok ki bu durum böyledir. O, insanların akıllarına gelenden veya hayal ettiklerinden daha yücedir. Özellikle de orada muhabbet ile sevgili olanlar kazandığında. Muhakkak ki kişi sevdiği ile beraberdir. Bu hükümde tahsis etme yoktur. Bilakis bu, şahid ve

gâib tarafından sabittir. Hangi nimet, hangi lezzet, hangi göz nuru ve hangi başarı, bu birlikte olma nimetine, onun lezzetine ve onunla gözünün nuruna yakın olabilir? Ondan daha üstün bir şeyin olmadığı, ondan daha olgun, daha güzel göz nurunun asla olmadığı sevgili ile birlikte olma nimetinden daha üstünü var mıdır? Vallahi bu, mahbubun (sevgilinin) hazır olduğu bayraktır, başı ârifler olan sancaktır. O, Cennet ve Hayatı diye isimlendirilen varılacak yerdir. Onunla Cennet güzelleşir ve onun üzerine ayakta durur. Öyleyse nasıl olur da: Allah a, ne Cennetini talep ederek ne de Cehenneminden korkarak ibadet edilmez denebilir? Yine Cehennem de böyledir. Allah bizleri ondan korusun. Çünkü Cehennem ehli için Allah Azze ve Celle yi görememeleri, O nun hakareti, gazabı, öfkesi ve O ndan uzaklaşmaları, onarın bedenlerinin ve ruhlarının ateşle yanmasından daha yücedir. Bununla beraber kalplerindeki bu ateşin tutuşması, bedenlerinde ateşin tutuşmasını gerekli kılar, ondan yana yaklaşır. Nebiler, resuller, sıddıklar, şehidler ve salihlerin istedikleri Cennettir ve onlar Cehennemden Allah a sığınırlar. Allah yardımcımız olsun. Sadece O na tevekkül ederiz. Allah tan başkasında güç ve kuvvet yoktur. Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir. [Med aricus-sâlikîn: 2/80,81] Allah en iyi bilendir. 9