- şiirler - Yayın Tarihi: 23.9.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
(1959-) 1959 senesinde üsküpte Dünyaya gelip üç ay sonra İstanbula yerleşmişim. Yüksek öğrenim... İDMMA-elektrik mühendisliği İTÜ kimya mühendisliği STANTON SCHOOL-England Evliyim bir kızım var İstanbul-Bakırköy de yaşıyorum. İstanbul'u çok seviyorum Eserleri: eserlerimin hepsi teknik mesleki yayınlardır.burada bahsedilmeye değmez.
Denize Bir Kız Düştü Serebrenica da düşürdüm kızımı Daha altı yaşındaydı Düşerken azgın sırp denizine Gözlerinde şaşkın masumluğu vardı Adı Emine, elleri küçücük Üstünde çiçekli elbisesi Annesinin armağanı, birde güzellik Ayaklarında İstanbul işi bez pabuçları Gerçi birinin tabanı eskimişti Koşmayı çok severdi... Bir Pazar yerine havan inerken Kucağımdaydı... Kaydı aşağıya istemeden Gözyaşım Ve geleceğim Düşerken kızım Kara sular gibi kan denizine Bir Pazar yerinde Adalet için Not düştüm Tarihe Ve yüreklere ve bilcümle mahkemelerin kalemlerine doksanyedide Ve tüm dinlerin Allah ına Dizlerimin üstüne Düştüm yerlere Ben Hasan Nuroviç Bir gün kalkarsam ve konuşabilirsem eğer kızıma dair Koyarım elbet Koyarım bir resmini Emine nin Gururlu ve en masumu şehitlerin Bosnanın en yüksek tepesine
Gururumuzu Bir utanç Gibi Sakladık Sessizdik... Öfkeli bir volkan gibi büyüdük Onca depremlere rağmen İçimizde yemyeşil ormanları gülledik Tropik adalar gibi Uzak ve cennettik. Kimi aslında bunlar gavur dedi.. Bilmezler ki Atatürk te bizdendi Göçmendik... Utanarak yolculuk ettik Onca açlığa rağmen Son ekmeğimizi de son yemeğimiz gibi verdik Soylu bir kral gibi Adil ve cömerttik. Kimi aslında bunlar riyakar dedi Bilmezler ki Plevne li Osman da bizdendi 1912 ydi... vururken Bulgar komitacılar, yiğitçe öldük Onca kahpeliğe rağmen Son şehidimizi gözyaşsız son makberlere gömdük Yüreğimize çiçek eker gibi Sakin ve sahipsizdik Kimi bunlar Pomak tır dedi Bilmezler ki biz aynı türküleri söyledik Aşıktık... Bir boy delikanlılardık Onca nefrete rağmen... Tuna boylarını, sevgilere boyadık Gururlu fidanlar gibi Dönüp bakmadan geriye Çekmecende yemenin birde türkülerimiz kaldı geride
Gururumuzu Sakladık Bir Utanç Gibi... Sessizdik... Öfkeli bir volkan gibi büyüdük Onca depremlere rağmen İçimizde yemyeşil ormanları gülledik Tropik adalar gibi Uzak ve cennettik. Kimi aslında bunlar gavur dedi.. Bilmezler ki Atatürk te bizdendi Göçmendik... Utanarak yolculuk ettik Onca açlığa rağmen Son ekmeğimizi de son yemeğimiz gibi verdik Soylu bir kral gibi Adil ve cömerttik. Kimi aslında bunlar riyakar dedi Bilmezler ki Plevne li Osman da bizdendi 1912 ydi... vururken Bulgar komitacılar, yiğitçe öldük Onca kahpeliğe rağmen Son şehidimizi gözyaşsız son makberlere gömdük Yüreğimize çiçek eker gibi Sakin ve sahipsizdik Kimi bunlar Pomak tır dedi Bilmezler ki biz aynı türküleri söyledik Aşıktık... Bir boy delikanlılardık Onca nefrete rağmen... Tuna boylarını, sevgilere boyadık Gururlu fidanlar gibi Dönüp bakmadan geriye Çekmecede yemenin birde türkülerimiz kaldı geride
Okuyun binyüzüm vardı herbiri vadeli hesap misali faizi kırışıklıklar ve beyaz teller olan her çıkarışımda bir yüzümü gördüğüm bir çocuk ölüsüydü... Felluce de Telaferde Gazze de ve daha ismini bilmediğim yerlerde okuyun bir kez daha okuyun bir kez daha ve seslice kanla yazılmış ömür sayfalarını ve virgülleri, noktaları, bilcümle imla kalıpları 'ikra' yaradan rabbinin adıyla ki o insanı yarattı okuyun bağırarak ve bıraktığınız her maskeyi fırlatarak tarihe çocuklar gidecek bir gün okula gülüşerek okuyacak seni senin okuduğun gibi
Seninle Bir İstanbul Geçti Boğazda gemiler vardı, beyazlı yeşilli Gülcemal,adalar,her iki kavak Bir sen bakardın... Bakardın... Gözlerin kadar derin ve ıslak İstanbul a yağmur yağardı. Erguvanlar giyerdin,çınarları kuşanır, Hanımeli kokardın yaz akşamları Bir sen ağlardın... Ağlardın... Güneş batardı Salacak ta Yüreğimde kızılca kıyamet kopardı Yangınlarca çağırırdın uzak ve mahcup Tulumbacılar haykırırdı lodosa Kumkapı da Bir sen susardın... Susardın... Susardı Galata da kabadayılar Heybelide mehtap ansızın pusulardı Şehzadeler gibi koşardın altın kubbelerinde Ayasofya,Sultanahmet,güzelim Süleymaniye Bir sen sevinirdin... Sevinirdin... Bayraklara donanırdı Beykoz çayırları Taksimde ilk seninle taze bir hazirandı Berrak,çın çın öten çıngıraklar ardında Göbekli marul,taze hamsi ve yoğurtçular Bir sen gezerdin... Gezerdin... Sahaflarda dokunurdun eski zamanlara İstanbul, bedesten ipeği gibi parlardı Kırk yıllık hülyasında bir fincan sıcaklığının Piyerloti den sandallar uçardı Haliç e Bir sen dalardın... Dalardın... Uzaklardan şarkımız yükselir perde perde Uzun bir tülün vardı, akşamlar eserdin Kızardın hani, top sesleri patlardı surlarında Fatih'in eteğinde çamur,kadırgalar toz içinde Bir sen çağlardın... Çağlardın... Burçlara gülle gülle düşerdi leventlerin Barışır gibi çağlarla, sonra gülümserdin
Yedi tepesinde efsaneler saklardın Saklardın, kız kulesinde hain yılanları Bir sen bilirdin... Bilirdin... Sinsice uyduran ve ağlayan Hürrem'lerin yanında Genç Osman lar kadere ne yeminler sayardı Hatırla, hazerfan'lar uçururdun Üsküdar a Selamını taşırken her bir kanadı Bir sen hayrandın... Hayrandın... Boğaz beyi gibi mağrur ve bir odalık gibi ince Her telinde saçının ve kendince, bin İstanbul yaşardı Yangınlarca tutuşan yalnız sen değil, boğaz da yalılardı Hatırla daima ey zamanın zalimi, Bir sen vardın... Vardın..ve biz... Uyanmak istemezdik gecelerden gündüze İstanbul da her bir aşk, bitmeyen bir rüyaydı
Yalnız Yıldızlar Vardı... Yalnızlığımın,ayak seslerini duydum. Ardımdaydılar... Yüzsüzdü yalnızlığım ve sesi alçaktaydı, Durunca ben,durmaktaydı. Bir mayıs akşamında Taksim de bir barda, Yalnızlığım bardaktaydı. -Bir sinema yapalım dedi fısıldayarak, -Belki de bir kız buluruz kimbilir Yalnızlığım kendinden sıkılmış Ağlamaktaydı...
Yeni Dünya Düzeni... YENİ DÖRTLÜK... Utanıyorum kendi çağımdan... YENİ DÜZENLERİN İSMİ BULUNMUŞ MEMLEKETLER BU DEFADA SOYULMUŞ PUŞT CONİLER FÜZELERLE BUYURMUŞ YAZARIM AMMA GELDE BANA SOR KİTLE İMHA SİLAHLARI ARANMIŞ YERLERİNE KÜRT HAİNLER ATANMIŞ Şİİ SÜNNİ BİRBİRİNDEN AYRILMIŞ İZLERİM AMMA GELDE BANA SOR IRAK,SURİYE, ACEM YERLERİ AĞLAŞIR O CANIM DOĞU İLLERİ SAY Kİ KOPMUŞ YÜREĞİMİN TELLERİ ÇALARIM AMMA GELDE BANA SOR TÜRKÜN SOYLU DÜZENİNİ YORDULAR YERİNE POPSTAR İTLERİNİ KOYDULAR ATATÜRKÜN BİNALARINI SATTILAR SAYARIM AMMA GELDE BANA SOR EY BENİM YİĞİT HALKIM MEMLEKETLİM YENİ DÜNYA DÜZENİNİ BÖYLE BİLELİM SUSKUNLUK FAYDASIZ ÜSTLERİNE GİDELİM DAVETLİSİN AMMA GELDE BANA SOR