CİNSİYET VE EĞİTİM DÜZEYİ EKSENLERİNDE POPÜLER SPOR BRANŞLARINDAKİ FARKLILIKLAR * ÖZET



Benzer belgeler
YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ MÜFREDATI 1. YIL YARIYIL D.KODU DERSİN ADI ZOR/SEÇ

ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ (I. VE II. ÖĞRETIM) 2016 MÜFREDATI

T.C. HARRAN ÜNĠVERSĠTESĠ BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖRLÜK EĞĠTĠMĠ LĠSANS PROĞRAMI

TUR181 Türk Dili I Turkish Language I GK TUR182 Türk Dili II Turkish Language II GK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU REKREASYON BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI 1. YIL

The Journal of Academic Social Science Studies

SPOR DALI 2016 EĞİTİM PLANI TARİH YER

ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS PROGRAMI

Buenos Aires 2018 Gençlik Olimpiyat Oyunları (YOG) Bilgi Notu

3025 Seçmeli Spor Dersi 2 S II. YARIYIL TOPLAMI Seçmeli Ders 2 S III. YARIYIL TOPLAMI

HİTİT ÜNİVERSİTESİ SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ SEÇMELİ DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

Bir Olimpiyat Madalyası 946 Milyon Lira!

DERS DENKLİKLERİ TABLOSU

Spor Yöneticilği Bölümü Ders Programı

TÜRKİYE DOPİNGLE MÜCADELE KOMİSYONU 2018 YILI İSTATİSTİKLERİ

Antrenörlük Eğitimi Bölümü

NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ I. YIL. Fundamentals of Physical Education and Sport

NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR BÖLÜMÜ I. YIL. Fundamentals of Physical Education and Sport

SPOR DALI 2017 EĞİTİM PLANI TARİH YER


TÜRKİYE DOPİNGLE MÜCADELE KOMİSYONU 2017 YILI İSTATİSTİKLERİ

Antrenörlük Eğitimi Bölümü Ders Programı

T.C. GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ LİSANS 2018 MÜFREDATI

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

1. YIL. and Reform I YBD-101 Temel İngilizce 1 Basic English I (2+0) 2. Technologies I Seçmeli Ders Havuzu 1 Optional Sports I (1+2) 3

SPORDA SINIF İLİŞKİLERİ Murat YÜKSEL 1

Buenos Aires 2018 Yaz Gençlik Olimpiyat Oyunları Disiplinler ve Maksimum Ülke Kotaları

Antrenörlük Eğitimi Bölümü Antrenörlük Eğitimi (Örgün Öğretim) Diploma Programı Müfredatı. D e rs No D e rs K odu D e rs in A d ı T U A K T S

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ

TOPLAM DERS-PROGRAM ÇIKTILARI İLİŞKİSİ. Kodu Ders Adı T P AKTS Yıl - 1. Yarıyıl

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI

3. YARIYIL (GÜZ) KODU DERSİN ADI

I. YARIYIL (GÜZ) D. KODU DERSİN ADI

TÜRKİYE DOPİNGLE MÜCADELE KOMİSYONU 2016 YILI İSTATİSTİKLERİ

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Lisans 2013_ECTS_uyumlu_1403 (Ana Müfredat) - Aktif

insanlar sana bakıyorlar... gözlerini dikip sana bakıyorlar.. işaret edip senin farklı olduğunu hissettiriyorlar... BU MUHTEŞEM BİR ŞEY...

I. YARIYIL (GÜZ) D. KODU DERSİN ADI

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAVI KILAVUZU

EGE ÜNİVERSİTESİ. Türkiye Üniversitelerarası Spor Müsabakaları

CİNSİYET VE SPOR. Murat YÜKSEL

Telefon : Faks :

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

Türkiye de Kadın Futbolcuların Spora Başlamalarına Etki Eden Unsurlar ve Spordan Beklentileri.

Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Bölümü Öğretim Programı

Gönderim Tarihi: Kabul Tarihi:

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAVI KILAVUZU

ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI (BİRİNCİ /İKİNCİ ÖĞRETİM) DERS PROGRAMI

NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR BÖLÜMÜ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PLANI (2018 YILI

TÜRKİYE DOPİNGLE MÜCADELE KOMİSYONU 2015 YILI İSTATİSTİKLERİ

İnönü Üniversitesi, Sağlık,Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, Malatya, 2

TÜRKİYE İŞİTME ENGELLİLER SPOR FEDERASYONU YÖNETİM KURULU DÖNEMİ FAALİYET RAPORU. Uygulama Tarihi

TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SPORLARI FEDERASYONU

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI

Doç. Dr. Zekeriya GÖKTAŞ

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

KURULUŞ de Eunice Kennedy Shriver tarafından kurulmuştur de Uluslar arası Olimpiyat Komitesi tarafından tanınmıştır.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN SPOR ALGISI

Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

Ali AKYOL Spor Şube Müd.

EGE ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTELERARASI SPOR MÜSABAKALARI

ÖĞRETMEN YETERLİKLERİ VE İLKÖĞRETİM PROGRAMLARINA İLİŞKİN ALGI DEĞİŞİMİ ARAŞTIRMASI

Spor Yapan ve Yapmayan Bayanların Sosyo-Ekonomik Seviyelerinin Araştırılması

TÜRKİYE DOPİNGLE MÜCADELE KOMİSYONU 2014 YILI İSTATİSTİKLERİ

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği

Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI OKUL SPORLARI FAALİYET PROGRAMI ( ) GÜNCELLEME TARİHİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU REKREASYON PROGRAMI ÖĞRETİM PROGRAMI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

Ö Z G E Ç M İ Ş M E N D E R E S K A B A D A Y I

T.C DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Augsburg Şehri Sport- und Bäderamt (Spor ve Havuzlar Müdürlüğü) Leonhardsberg Augsburg.

2016 YILI İL SPOR MERKEZLERİ VE ENGELLİLER İL SPOR MERKEZLERİ UYGULAMALARINA AİT RAPOR VE İSTATİSTİKÎ BİLGİLER

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU 2013 YILI ÖZEL YETENEK SINAVI KLAVUZU (YÖNERGE) ÖNEMLİ BİLGİ VE TARİHLER YGS PUANI:

BİRİNCİ YIL =============

BİRKAN KARADERİ. 11 Ağustos Ekim 2008 TUZLA PİYADE OKULU T.C K.K.K ASTEĞMEN ADAYI TEMEL KURSU, PİYADE ASTEĞMEN.

EGE ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTELERARASI SPOR MÜSABAKALARI

SPOR FEDERASYONLARININ YAPISI VE İŞLEYİŞİ (6) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

EGE ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTELERARASI SPOR MÜSABAKALARI

KÜLTÜREL MUHİTİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

BİRİNCİ YIL =============

ERASMUS+ SPOR DESTEKLERİ

ÜLKE SPORCU POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİNDE YÖNTEMLER VE YEREL YÖNETİMLER

Eğitim öğretim yılında açılan BTSO Celal Sönmez Spor Lisesi bu yıl 9. mezunlarını verecektir. Okulumuz kurulduğu ilk yılda 48 öğrenciyle

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SPOR BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ



KİLİS GENÇLİK HİZMETLERİ VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ. İl müdürlüğümüz Kilis İl Özel İdaresine Ait Renk iş hanının en üst katında hizmet vermektedir.

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ I.ÖĞRETİM

T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU.

Sosyal Belirleyiciler Ekseninde Sporun Değişen İmgeleri 1*

Transkript:

- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 2201-2213, ANKARA-TURKEY CİNSİYET VE EĞİTİM DÜZEYİ EKSENLERİNDE POPÜLER SPOR BRANŞLARINDAKİ FARKLILIKLAR * Murat YÜKSEL ** ÖZET Bu araştırmanın amacı; cinsiyet ve eğitim düzeyi eksenlerinde popüler spor branşlarındaki farklılıkları belirlemektir. Araştırma İstanbul da yapılmıştır. Tesadüfi örnekleme tekniği ile 1000 kişiye uygulanan araştırmada bilgiler araştırmacı tarafından hazırlanan anketle toplanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular çapraz tablolar haline sunulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, yüzme, fitness, pilates, step-aerobik, voleybol, cimnastik, tenis, yürüyüş gibi sporların daha çok kadınların ilgisini çektiği görülürken, atletizm, futbol, basketbol, güreş, boks ise daha çok erkeklerin ilgisini çektiği görülmektedir. Araştırma sonuçlarına bir başka açıdan baktığımızda, pilates, step-aerobik, yoga, bale ve power-plate gibi sporları erkeklerin hiç düşünmediği, buna karşın uzakdoğu sporları, paraşüt, halter, su topu, vücut geliştirme, yelken, bu hokeyi, dağcılık, avcılık, snowboard, cirit, tayland boksu, kürek ve futsal gibi branşları ise kadınların hiç düşünmediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, cinsiyet fark etmeksizin futbol, basketbol, voleybol, yüzme, yürüyüş, tenis, fitness gibi popüler spor branşlarının, ilk akla gelen spor branşları olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarını eğitim düzeyi ekseninde değerlendirdiğimizde ise, eğitim seviyesi düşükten yükseğe doğru çıkarken, yürüyüş, step-aerobik, futbol, güreş, koşu, boks gibi sporlara ilgi azalırken, basketbol, tenis, voleybol gibi sporlara olan ilgi artmaktadır. Eğitim seviyesine göre oransal durumları değişse de yüzme, yürüyüş, fitness, voleybol, futbol, basketbol, tenis, koşu gibi sporların en popüler branşlar olduğu görülmektedir. Bu araştırma sonuçlarına genel olarak baktığımızda, toplumda yerleşik olan toplumsal cinsiyet yapısının ve eğitim düzeyi farklılıklarının doğrudan spora da yansıdığını görmekteyiz. Başka bir ifadeyle, insanların sportif etkinliklere yönelimi bu sosyal yapılardan bağımsız değildir. Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, Eğitim Düzeyi, Popüler Spor * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr. Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, El-mek: bdmurat81@hotmail.com

2202 Murat YÜKSEL DIFFERENCES IN POPULAR SPORT BRANCHES IN TERMS OF SEX AND EDUCATION LEVEL ABSTRACT The aim of the study is to investigate the differences in popular sport branches in terms of sex and education level. The study was carried out in Istanbul. The data were collected through a questionnaire which was created by the researcher and applied to 1000 people by random sampling technique. The finding are presented as crosstabs. According to findings of the study, while women are mostly interested in sports such as swimming, fitness, Pilates, step-aerobics, volleyball, gymnastics, tennis, and walking, men mostly prefer track and field, football, basketball, wrestling, and boxing. When the findings are evaluated from another perpective, while men do not consider sports such as Pilates, step-aerobics, yoga, ballet, and power-plate, women do not consider sports such as martial arts, parachute, weight lifting, water polo, body building, sailing, ice-hockey, mountaineering, hunting, snowboard, javelin, thai boxing, rowing, and indoor football. Also, regardless of sex, popular sports such as football, basketball, volleyball, swimming, walking, tennis, and fitness are the ones that first come to mind. When the findings are evaluated in terms of education level, the interest in the sports such as walking, step-aerobics, football, wrestling, running and boxing decreases in comparison with the increase in the education level, while the interest in sports such as basketball, tennis and volleyball increases parallel to the increase in the level of education. According to educational level, even if percentages are to be diffenciate, the sports such as swimming, walking, fitness, volleyball, football, basketball, tennis, and running are seen to be the most popular ones. Overall, the findings of the study indicate that the gender structure of the society and the differences in the level of education are directly reflected in the sports. In other words, the orientation of people into the sports is not independent of these societal structures. Key Words: Sex, Education Level, Popular Sports Giriş Tarih boyunca cinsiyet ve eğitim alanında yaşanan eşitsizlikler toplumdaki birçok alana yansımıştır. Genel olarak toplum içinde erkekler, kadınlardan daha ayrıcalıklı bir konumda olmuş, eğitim seviyesi yüksek olanlar da, eğitim seviyesi düşük olanlara göre daha fazla imkana sahip olmuştur. Erkekler kamusal alanda daha fazla yer almışlar ve birçok toplumsal kurumda hakimiyeti ellerinde bulundurmuşlardır. Kadınlar ise, toplum içinde kendilerine biçilen annelik, ev hanımlığı vb. rolleri oynamış ve kamusal yaşam alanlarından dışlanmıştır (Özkan, 2014:1249). Ancak,

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2203 günümüzün değişen toplumsal yapısı içinde iş ve eğitim olanakları artmış, bunun sonucunda da kadınlar toplum içinde varlıklarını daha fazla hissettirmeye başlamışlardır. Cinsiyet ve spor arasındaki ilişkiyi ele almadan önce, tarihi süreçte kadın-erkek ilişkilerini ve geçirdiği dönüşümleri öncelikle değerlendirmek, iki unsur arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamamıza olanak sağlayacaktır. Avcı ve toplayıcı toplumlardan tarım toplumlarına, kırsal toplumlardan sanayi toplumlarına geçişte, kadın daha çok arka planda kalmıştır. Bugün birçok sosyolog tarafından sanayi ötesi toplum, postmodern toplum, bilgi toplumu, ağ toplumu vb. farklı şekillerde isimlendirilen günümüz toplumunda kadın önceki konumuna nazaran daha ön planda olsa da aile ve medya gibi kurumların kendilerine öğrettiği veya biçtiği rolü oynamaktadır. Avcı ve toplayıcı toplumlar ile tarım toplumlarında kadın daha çok ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgilenirken (Giddens, 2008:70), sanayileşme ile birlikte kadın evinden çıkmış ve fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Kadının özel alanından kamusal alana çıkışı kadın açısından bir değişimin başlangıcı olsa da, modern kamusal alanın erkek egemen doğası, uzun bir süre kadına eşit fırsatlar sunulmasını engellemiştir (Köroğlu, 2013:454). XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, ikinci dalga feminist hareketlerinin de etkisiyle, kadın toplumsal yaşama daha fazla girmiş, kendisine atfedilen roller değişmeye başlamış ve bu değişimle birlikte erkek egemenliğini başka bir ifadeyle ataerkil yapıyı sorgular hale gelmiştir (Berktay, 2011:6). Cinsiyet ve eğitim düzeyi eksenlerinde popüler spor branşlarındaki farklılıkların çeşitli temelleri vardır. Bugün yaşadığımız cinsiyet temelli farklılıklar derin bir geçmişe sahiptir. Geçmiş süreçten gelen bu farklılıkları daha iyi anlayabilmek için, sosyal yapının kadın ve erkeğin konumuna olan etkisi, özellikle kadınlarda oluşturulan beden algısı ve bu sosyal yapının ve algıların yerleşik hale gelmesinde medya vb. kurumların rolü üzerine ince analizler yapmak gerekmektedir. Aynı şekilde eğitim düzeyi ve spor ilişkisini incelerken de eğitim düzeyi yüksek olan kesimin sosyal konumu ve eğitim düzeylerine göre spora verilen anlamın da iyi bir şekilde incelemesi gerekmektedir. Toplumsal kurumlardan biri olan sporda da cinsiyet ve eğitim düzeyi eksenlerindeki bu farklılıkları görmek mümkündür. Antik Yunan dan XX. yüzyıla kadar sportif faaliyetler eğitimli erkeklerin bir pratiği olmuştur. XX. yüzyıldan itibaren kadınlar spor alanlarında daha fazla görünür olmaya başlamış olsa da, sporun her alanında kendine yer bulamamış, daha çok estetiğin ve beden görünürlüğünün yüksek olduğu branşlarda yer almışlardır. Bir zamanlar eğitimli ve aristokrat sınıfın pratiği olan spor, günümüzde ekonomik faktörler, sağlık bilincinin gelişmesi gibi değişik sebeplerle de olsa eğitim düzeyi düşük olan sınıfında ilgisini çekmektedir. Ayrıca, bu değişim sürecinde kadın, kendi özel alanında yaşarken çok fazla önem vermediği bedenine daha fazla önem vermeye başlamıştır. Kitle iletişim araçlarının da etkisiyle Batılı kadın bedeni biçimlendirilmiş ve ince hatlara sahip bir beden imajı oluşturulmuştur. Sağlık, güzellik ve spor ilişkisi çerçevesinde, kadın bedeninin özellikle estetik yönüne vurgu artmıştır (Koca ve Bulgu, 2005:173). Başka bir ifade ile spor estetikleştiği oranda kadınsı, mücadele ve temas içerdiği ölçüde erkeksi bir faaliyet (Yaprak ve Amman, 2006:727) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedenine daha fazla ilgi göstermeye başlayan kadın, bedenini güzel, fit ve çekici bir hale getirmek ve onu korumak için çeşitli arayışlara girmiştir. Güzel görünmek için başta kozmetik ürünlerine yönelen kadın, aynı zamanda her zaman sağlıklı ve düzgün bir vücuda sahip olmak için de spor alanlarında kendini göstermeye başlamıştır.

2204 Murat YÜKSEL Cinsiyet ve Spor Tarih boyunca toplumsal alanda geri planda kalan kadın, aynı şekilde erkeklerin egemen olduğu spor alanına da uzun süre girememiştir. Bu alanda da kadının yer alamamasının çeşitli sebepleri vardır. Bunlar arasında, müsabaka sporlarının kadınlar üzerindeki biyolojik ve psikolojik etkileri üzerine mitler, spora katılımdaki fırsat eşitsizliği ve kadınların spor kurumlarında ve otoritelerindeki eşitsiz temsili gibi faktörler, ataerkil ideoloji ile birleşerek kadınların spora katılımını uzun süre engellemiştir (Eitzen and Sage, 1997:300). Örneğin, ilk olimpiyatların başladığı Antik Yunan da sadece özgür erkekler yarışmalara katılabilmiştir. Bu dönemde askerlik vb. sebeplerle ve Yunan idealleri çerçevesinde kuvvetin, cesaretin, çevikliğin, dayanıklılığın bir sembolü olarak erkek bedeni yüceltilmiş ve spor ideal erkek bedenini oluşturmak için kullanılmıştır (Guttmann, 2004a:18, Lumpkin, 2008:209). Kadınların bu dönemde yarışmalara katılmak bir yana seyirci olarak bile spor alanlarına girmeleri yasaklanmıştır (Scambler, 2005:15). Spor, bir toplumun yapısı hakkında bize önemli ipuçları veren toplumsal bir kurumdur. Elias ın dediği gibi spor hakkındaki bilgi, toplum hakkındaki bilgidir (Elias and Dunning, 2008:3). Spor içinde de kadının konumu o toplumun gelişmişliğinin bir göstergesidir. Bundan dolayı modern bir toplum olma yolunda, kadının spora katılımı ayrı bir önem arz etmektedir. Modern dönemde, sportif alanlarda kadının konumu önemli ölçüde değişmiş, erkeğin tekelinde olan profesyonel sporda kadınların sayısı artmış, okullarda, üniversitelerde, uluslararası birçok sportif organizasyonda özellikle olimpiyat oyunlarında- kadınlar daha fazla yer almış ve toplumun bu konuyla olan münasebeti de gelişmiştir. Bütün bu gelişmeler tarihsel olarak inşa edilen toplumsal cinsiyet, bedensellik ve güç ilişkilerinde önemli ölçüde değişiklikler meydana getirmiştir. XIX. yüzyılda İngiltere de doğan modern sporda da durum farklı değildir. Bu dönemde spor Batı dünyasında beyaz erkeğe mahsus bir faaliyet (Defrance, 1995:51-52) olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, İngiltere de hem okuldaki spor faaliyetlerine katılımda olsun hem de serbest zaman etkinliklerinin kontrolünde olsun erkeklerin ağırlığı hissedilmektedir. Hatta burjuva erkek ve kadınları ile işçi sınıfı kadınları ve erkeklerinin hem kendi içinde hem de kendi aralarında spora katılımda farklılıkların yaşandığı, gerek spor konuşmalarında gerekse spor kulüplerine katılımda yine erkeklerinin üstünlüğü açık bir şekilde görülmektedir. Bu durumun XX. yüzyılın ikinci yarısına kadar bu şekilde devam ettiği yapılan araştırmalarda gözlenmektedir (Hargreaves, 1987:72-73, 103-106). Başka bir deyişle modern spor, özellikle ilk zamanlarında kadınları dışlayarak, erkekler tarafından inşa edilmiş ve erkeğin kadın üzerindeki gücünü sembolize eder bir hale gelmiştir (Messner, 1992:16, Stevenson, 2004:280). Modern olimpiyat oyunları da ilk zamanlarda yalnızca ayrıcalıklı Avrupalı ve Kuzey Amerikalı erkek elitlerin katıldığı ve fiziki performanslarını sergiledikleri bir organizasyondur (Tomlinson and Young, 2006:2). Modern olimpiyat oyunlarının kurucusu olan Pierre de Coubertin'in kadınların olimpiyat oyunlarına katılmasına karşı olduğu bilinmektedir (Mcpherson, Curtis, and Loy, 1989:227-228). Kadınlar 1912 yılında yüzme, 1928 yılında da atletizm yarışmalarına kabul edilinceye kadar birçok spor branşında resmi yarışmalara katılamamışlardır (Guttmann, 2004b:34). Bir Fransız olan Coubertin kadınların spora katılımı hususundaki bu düşüncesiyle, I. Dünya Savaşı sonrasında Fransa da uygulanan beden eğitimi politikaları paralellik göstermektedir. 1919-1927 yıllarını kapsayan bu süreçte Beden Eğitiminin Fransız Metodu ismiyle yazılan üç ana bölümden oluşan kitabın askeri bir okul tarafından yazılması ve içerik olarak geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine vurgu yapması anlamlıdır. Kitap içerik olarak erkekliğe vurgu yapmaktadır. Örneğin, kitabın içinde yer alan 1100'den fazla fotoğrafta sadece erkekler gösterilmektedir. XX. yüzyılın ilk yarısında bütün okullarda zorunlu olarak okutulan bu kitap içerik olarak hegemonik erkekliği vurgulaması, kadınlara yer verilmemesi toplumsal cinsiyet

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2205 konusundaki yerleşik yapıları yeniden inşa etmiştir (Terret, 2012:179,182). Sosyal yapının insanlar üzerindeki etkisini göz önüne aldığımızda Coubertin'in kadınların olimpiyatlara katılımı hususundaki düşüncelerinin mevcut sosyal yapıdan etkilendiğini söyleyebiliriz. Modern toplumların başında gelen Amerika Birleşik Devletleri'nde de spor alanında erkekler, kadınlardan daha güçlü bir konumdadır. Ancak çeşitli faktörler - ırk, sınıf ve cinsiyet - göz önüne alındığında bu ilişkilerde bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Örneğin, beyaz orta sınıf kadınları, Meksikalı işçi sınıfı erkeklerine göre daha fazla spor yapma imkanına sahiptir (Duncan and Jamieson, 2009:194). 1920 li ve 30 lu yıllarda Amerika da yapılan bazı araştırmalar ve bildiriler sporun kadınlar için zararlı bir faaliyet olduğu, birçok spor organizasyonuna kadınların katılmaması gerektiği yönünde görüş bildiren hatta bunlar arasında kadınlarında olduğu- bir dönemdir. Ancak bütün bu araştırma ve görüşlerin amacı kadını kendi alanına yani ev içine hapsetmektir (Messner, 1992:16). XX. yüzyılda bu durumlarda birtakım değişiklikler olsa da, çeşitli düşüncelerin de etkisiyle spor alanında birtakım eşitsizlikler varlığını devam ettirmektedir XX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Kuzey Amerika da, kadınların spora katılımında önemli bir artış gözlenmektedir. Bu artışın sebepleri arasında: kadın takımlarının kurulması ve yapılan programlara kadınların da dahil edilmesi; devletin eğitim alanında yaptığı değişiklerle - Title IX (Madde 9)- okullarda spora katılımdaki cinsiyet eşitliğinin yasal düzenlemelerle sağlanması; kadın hareketlerinin gelişmesiyle birlikte, kadınların sporla ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları kurmaları, çeşitli deklarasyonlar yayınlamaları ve konferanslar düzenlemeleri; sağlık ve fitness hareketlerinin gelişmesi ve kadın sporlarına medyada daha fazla yer verilmesi (Coakley, 1998:211-214) gibi faktörler kadınların spora katılımında önemli bir artış sağlamıştır. Kuzey Amerika da 1972 yılında eğitim alanında kabul edilen yasanın 9. maddesi (Title IX) sayesinde kolejlerde ve liselerde sporda cinsiyet ayrımcılığına karşı önemli kazanımlar elde edilmiş, bu tarihten itibaren kadınlar sporda önemli noktalara gelmiştir. Örneğin, kadınlar ile ilgili yapılan spor organizasyonlarının sayısı artmış, kadınların farklı branşlarda liglere girmelerine izin verilmiş, basketbol, golf, tenis, yüzme, atletizm gibi birçok branşta ulusal şampiyonalar düzenlenmiş, kadınlar erkeklere özel birçok şampiyonada şampiyonluğa ulaşmış ve eleştirmen, antrenör ve yönetici olarak birçok spor kuruluşunda görev almaya başlamışlardır (Giulianotti, 2005:86). Maddenin kabul edilişinden 40 yıl sonra, okullarda kadınların spora katılımı %800 artmış, kadın sporcu sayısı ise 2.8 milyona ulaşmıştır (Adams and Bettis, 2006:69). Bu uygulamalar sonrasında, 1971 yılında kurulan Kolejlerarası Kadınlar Spor Birliği (AIAW) nin üye sayısı 278 iken, 1979 yılına gelindiğinde ise üye sayısı 970 e çıkmıştır (Hargreaves, 1994:179). Batı da cinsiyet ve spor arasındaki ilişkide yaşanan bu değişim, birtakım farklılıklarına rağmen, bizim ülkemizde de benzerlik göstermektedir. XX. yüzyılın sonuna doğru Türkiye nin, kadınların spora katılımı hususunda Batı ülkelerinden oldukça geri kaldığı görülmektedir. Fasting and Prister (1999:70-73) tarafından, ülkemizde yapılan bir araştırmada, kadınların en çok yer aldığı sporlar arasında voleybol, basketbol, hentbol, yüzme, atletizm, taekwondo ve judo bulunmaktadır. Bisiklet ve kick-boks gibi sporlarda çok az sayıda yer alan kadınlar boks ve güreşte hiç yer almamaktadırlar. Spora katılan kadınların %30'dan daha fazlası sırasıyla şu yedi branşta yer almaktadır: cimnastik, okçuluk, tenis, budo, atletizm, eskrim ve yüzme. Bu veriler bugün olumlu yönde değişikler gösterse bile kadınlar sporda erkeklerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Amman (2005:102,114) tarafından yapılan araştırmada ise, kadınların en çok yaptıkları sporlar arasında sırasıyla yüzme, step, aerobik, yürüme, tenis, aletli çalışma, koşu, voleybol, cimnastik ve fitness yer almaktadır. Aynı araştırmada kadınlara uygun olmadığını düşündüğünüz sporlar nelerdir sorusuna sırasıyla boks, güreş, futbol, halter ve vücut geliştirme cevapları verilmiştir. Bu sonuçtan da anlaşılacağı üzere kadınlar, gücü, kuvveti, fiziksel teması, bünyesinde

2206 Murat YÜKSEL tehlikeyi barındıran sporlardan ziyade estetik değeri yüksek olan branşlara yönelmektedirler. Başka bir deyişle, spor cinsiyet farklılığını bünyesinde barındıran ve onu yeniden üreten bir olgudur. Kadın ve erkek sporunun veya sporcuların eşit temsil edilmediği alanlardan birisi de kitle iletişim araçlarıdır. Özellikle yazılı ve görsel medyada karşımıza çıkan bu eşitsizlik günümüzde de devam etmektedir. Bulgu ve Koca (2006:1073) tarafından söylem çözümlemesine göre, medya toplumdaki kadın erkek eşitsizliğinin oluşumunda ve devamında etkin rolü olan bir kurumdur. Medyada yer alan haberlere nicelik ve nitelik açısından bakıldığında kadın ve erkekler arasında önemli farklılıklar görülmektedir. Nicelik açısından kadın sporuna veya sporculara ayrılan yerin veya haber sayısının çok az olduğu görülürken, nitelik açısından da kadın ve erkeklerin sunuluşu farklı şekillerde gerçekleşmektedir (Rowe, 1996:221). Erkeklerle ilgili spor haberlerinde sadece spora veya sportif başarıya yer verilirken, kadınlar ile ilgili haberlerde kadına veya kadınsılığa yer verilmektedir. Başka bir ifadeyle sporda kadınlar cinsel bir metaya dönüştürülerek haber yapılmaktadır. Medyanın daha çok kadının bedenine odaklanması erkek egemen bakışı perçinlerken, toplumsal cinsiyet algısını da derinleştirmektedir (Sert, 2002:110). Büyük medya kuruluşlarının spor alanında sürekli ırk ve toplumsal cinsiyet temelli yayın yapması, erkek egemen sporlara öncelik vermesi, özellikle çocuklar üzerinde çok daha fazla etkiye sahiptir. Çünkü çok sayıda çocuk spor medyasının birer tüketicileri durumundadır (Messner, 2002:19). Dolayısıyla, çok küçük yaşlardan itibaren çocukların sürekli maruz kaldığı toplumsal cinsiyet olgusu çocuk tarafından zamanla içselleştirilmektedir. Bu içselleştirmenin bir sonucu olarak, güzellik vb. alanlar kızların kontrolünde iken, sportif alan da erkek çocukların kontrolünde olmaktadır (Bourdieu, 1997:172). XX. yüzyılın sonunda Amerika da yapılan bir araştırmada, kadınların spor medyası içinde temsil edilme oranları erkeklere oranla çok az olduğu görülmektedir. Buna göre Ulusal Basketbol Birliği (NBA) de, spikerlik yapan kadın ve erkeklerin ırk ve cinsiyet temelli değerlendirmesinde 27 erkeğe karşın sadece 4 kadın yer almaktadır. Aynı şekilde 722 reklam içinde kadınların erkeklere kıyasla çok az yer aldığı görülmektedir. Sadece erkeklerin yer aldığı reklamlar %50 nin üzerindeyken, kadınlar %3,9 ile erkeklerin çok gerisinde kalmaktadır (Messner, Dunbar and Hunt, 2004:231-233). Ülkemizde de buna benzer bir durum yaşanmaktadır. Özellikle, son zamanlarda kadın spikerlerin sporda sayısı artmış olsa da, erkeklere kıyasla sayıları daha azdır. Eğitim ve Spor Eğitim düzeyi ve spor arasındaki ilişkiyi incelerken, bu ilişkiyi daha iyi anlamak için sosyal statü kavramına değinmek faydalı olacaktır. Çünkü sosyal statü ile eğitim düzeyi arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Başka bir ifadeyle, sosyal statü arttıkça eğitim düzeyi de artmaktadır. Sosyal statülere göre; yapılan sporlar, spora yüklenen anlamlar, spordan beklenenler de değişmektedir. Biz burada sadece dolaylı olarak sosyal statü üzerinden eğitim düzeyi ve spor ilişkisine değineceğiz. Eğitim düzeyi düşük olan işçi sınıfı sporu daha çok araç olarak kullanır. Öncelikle bedenini bir araç olarak kullanan işçi sınıfı kas geliştirmeye imkan veren vücut geliştirme gibi spor branşlarından boks ve motor sporları gibi bedene acı veren ve bünyesinde birçok tehlikeyi barındıran sporlara yönelmektedir (Bourdieu, 1984:212,213). Amman (2005:79) tarafından kadın ve spor üzerine yapılan araştırmada eğitim düzeyi yüksek olan kadınların daha fazla spor yaptığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, eğitim düzeyi arttıkça spor yapma oranı artmaktadır. Özellikle çocukların spora yönelmelerinde ebeveynlerinin eğitim durumları da ayrı bir önem arz etmektedir. Varol ve Saracaloğlu (1992:114) tarafından cimnastik, güreş, yüzme ve kayak branşlarında lisanslı ve faal 418 sporcu üzerinde yapılan araştırmada, ailenin eğitim

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2207 düzeyinin etkili olduğu görülmektedir. Yüzme ve kayak sporuna yönelen sporcuların ebeveynlerinin eğitim düzeyleri daha yüksek (Üniversite/Yüksekokul) iken, güreş sporu ile ilgilenenlerin ebeveynlerinin eğitim düzeyleri (İlkokul/Ortaokul) daha düşüktür. Koçyiğit (1992:107) tarafından 7-14 yaş grubunda 214 çocuk üzerinde yapılan araştırmada, babalarının eğitim düzeyine göre çocukların seçtiği branşlar arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Buna göre, babasının eğitim düzeyi düşük (okur yazar/ilkokul) olanlar, futbol, güreş, cimnastik, karate ve voleybol gibi branşlara yönelirken, babasının eğitim düzeyi yüksek (yüksekokul/fakülte) olanlar ise, tenis ve basketbol branşlarına yöneldikleri görülmektedir. Pepe ve Can (2003:485,486) tarafından 9 spor branşında (futbol, voleybol, basketbol, atletizm, judo, hentbol, güreş, yüzme, taekwondo) aktif spor yapan 555 sporcuya uygulanan araştırma sonuçları eğitim düzeyi eksenlerinde değerlendirildiğinde şu sonuçlar karşımıza çıkmaktadır. Futbol, voleybol, basketbol, judo, hentbol, taekwondo branşlarına katılımın daha çok lise seviyesinde olduğu görülürken, atletizm ve yüzme branşlarının ilköğretim düzeyinde, güreş branşının ise hem lise hem de üniversite düzeyinde daha fazla katılım olduğu görülmektedir. Koca (2006: 124, 131) tarafından Ankara ilinde yapılan bir araştırmada sosyo-ekonomik düzeyi düşük, aynı zamanda eğitim düzeyi de düşük olan ailelerin erkek çocuklarının daha çok judo, karate ve futbol ile ilgilendiği tam tersi durumdaki ailelerin erkek çocuklarının ise basketbol, yüzme ve tenis sporu ile ilgilendiği görülmektedir. Zonguldak ilinde, %70 e yakınının eğitim seviyesinin ilkokul ve ortaokul olduğu mavi yakalı işçilerin, serbest zamanlarını değerlendirme alışkanlıkları üzerine yapılan bir araştırmada, futbol ilk sırayı alırken daha sonra balık tutma, yüzme, doğa yürüyüşü ve atıcılık-avcılık sporlarının geldiği görülmektedir. Futbol dışındaki diğer branşlara katılımın şehrin fiziki yapısıyla ilişkili olduğu söylenebilir (Özdemir ve Ark., 2006:11,14). Yapılan araştırmalar dâhilinde özetle diyebiliriz ki, eğitim düzeyi arttıkça spor yapma oranını da artmaktadır. Ayrıca hem ebeveynlerin eğitim düzeyine hem de kişilerin eğitim düzeyine göre de yapılan sporlar değişiklik göstermektedir. Buna göre eğitim düzeyi yüksek olanlar daha çok yüzme, kayak, tenis, basketbol gibi sporlara yönelirken, eğitim düzeyi düşük olanlar ise futbol, güreş, uzakdoğu sporları, voleybol gibi sporlara yönelmektedirler. Uygulamalı Araştırma ve Sonuçları Araştırmanın Yöntemi Araştırmanın Amacı ve Kuramsal Çerçeve İstanbul da yaşayan, sporun içinde olmayan (amatör ya da profesyonel spor yapmamış olan) fakat spor yapan ve yapmayan 15 yaş üzerindeki kişilere anket tekniği ile gerçekleştirilmiş bir alan araştırması olan bu çalışmanın amacı, cinsiyet ve eğitim düzeyi eksenlerinde popüler spor branşlarındaki farklılıkları incelemektir. Araştırmanın kuramsal çerçevesi, cinsiyet ve eğitim düzeyi eksenlerinde insanların toplum içinde yaşarken bazı farklılıklara sahip olduğu, birçok alanda fırsat eşitliğine sahip olamadığı ve bu farklılıkların ve eşitsizliklerin meşrulaştığı veya yeniden üretildiği alanlardan biri olan sporun incelenmesini içermektedir. Sporun sosyal bütünleşmeye ve sosyalleşmeye katkısı olan ve sosyal hareketlilik kanallarından biri olduğu bilinmektedir. Bu olumlu özelliklerinin yanı sıra, toplumda süre gelen bazı cinsiyet rollerini ve bu cinsiyet rollerine göre de kadın ve erkeklerin sportif tercihlerinin nasıl farklılaştığının açık bir şekilde görüldüğü bir alandır. Yine eğitim düzeyine göre de bu farklıkları görmek mümkündür. Araştırmanın giriş bölümünde değinilen bu farklılıklar, ayrıca tartışma ve sonuç bölümünde de değerlendirilecektir.

2208 Murat YÜKSEL Evren ve Örnekleme Araştırmanın evrenini oluşturan kitle sporun içinde olmayan (amatör ya da profesyonel spor yapmamış) fakat spor yapan ve yapmayan 15 yaş üzerindeki kişileri kapsamaktadır. Bir başka ifadeyle kitle sporcusu adı verilen, sporu bir meslek olarak ya da para kazanmak amacıyla değil, sağlık, haz alma, stres atma, eğlenme vb. amaçlarla yapan ve hiç spor yapmayan kişiler araştırma evrenini oluşturmaktadır. Araştırma tesadüfi örnekleme tekniği ile 1000 kişiye uygulanmıştır. Katılımcıların 526 sı (%52,6) kadın, 474 ü (%47,4) ise erkektir. Bu rakamlar TÜİK (2012) verilerine göre (kadın:%49,8, erkek:%50,2) İstanbul daki kadın ve erkek oranlarına yakındır. Eğitim durumlarına göre, okul bitirmemiş 49, ilkokul 288, ortaokul 185, lise 328, üniversite mezunu 150 kişiye anket uygulanmıştır. Anket Formu ve Araştırmanın Uygulanması Araştırmanın uygulama sürecinde, araştırmaya katılmayı kabul eden kişilere ilk önce cinsiyet ve eğitim düzeylerinin de yer aldığı toplamda 10 sorunun olduğu genel sorular sorulmuştur. Sonrasında araştırmaya katılanlara sporla ilgili soruların yer aldığı anket formu uygulanmıştır. Özellikle spor branşı ile ilgili, cevapların çeşitliliğinin fazla olması muhtemel sorular açık uçlu sorulmuştur. Açık uçlu sorulara verilen cevaplar araştırmacı tarafından kategorize edilerek değerlendirilmiştir. Anket 2012 yılının Haziran ayında uygulanmaya başlanmış ve aynı yılın Ekim ayında tamamlanmıştır. Veriler araştırmacı tarafından bilgisayarda istatistik programı ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar, frekans ve çapraz tablolar halinde sunulmuştur. Değişkenler arasındaki ilişki, oransal eğilime göre yorumlanmıştır. Araştırmanın Hipotezleri 1- Erkekler daha çok gücün, kuvvetin, performansın gerekli olduğu sporlara yönelirken, kadınlar estetiğin ve esnekliğin ön planda olduğu sporlara yönelmektedir. 2- Eğitim durumu düşük olandan yüksek olana doğru çıkarken temas ve şiddet içeren sporlara yönelim azalmaktadır. Bulgular ve Yorumlar Cinsiyet ve spor dağılımını gösteren tabloyu (Tablo 1) incelediğimizde toplumsal cinsiyet algısının spordaki yansımalarını görmek mümkündür. Buna göre, pilates, step-aerobik, yoga, bale ve power-plate gibi sporları erkeklerin hiç düşünmediği, buna karşın uzakdoğu sporları, paraşüt, halter, su topu, vücut geliştirme, yelken, bu hokeyi, dağcılık, avcılık, snowboard, cirit, tayland boksu, kürek ve futsal gibi branşları ise kadınlar hiç düşünmemektedir. Başka bir açıdan tabloya baktığımızda cinsiyet fark etmeksizin popüler spor branşlarının (futbol, basketbol, voleybol, yüzme, yürüyüş, tenis, fitness) ilk akla gelen spor branşları olduğu görülmektedir. Beden görünürlüğünün, estetiğin ve esnekliğin diğer bir ifadeyle kadınlara atfedilen özellikleri içeren sporların (yüzme, fitness, pilates, step-aerobik, voleybol, cimnastik, tenis vb.) kadınların daha çok ilgisini çektiği görülürken, güç, kuvvet, hız gibi erkeğe özgü unsurların yoğun olduğu sporların da (atletizm, futbol, basketbol, güreş, boks) erkeklerin ilgisini çektiği görülmektedir. Temas içeren sporlarda da (uzakdoğu sporları, güreş, taekwondo, boks, kick-boks, wushu, tayland boksu vb.) erkeklerin ağırlığı görülmektedir.

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2209 Son olarak ilk akla gelen sporlara sırasıyla baktığımızda, kadınlar için yüzme, futbol, basketbol, voleybol, yürüyüş, tenis, fitness, pilates, koşu, cimnastik, step-aerobik iken, erkekler için ise futbol, basketbol, yüzme, voleybol, atletizm, koşu, güreş, tenis, yürüyüş, boks şeklinde sıralanmaktadır. Araştırmamızdaki cinsiyet ve spor arasındaki ilişkinin oransal eğilimlerini, oluşturduğumuz hipotez ekseninde değerlendirdiğimizde hipotezimizin desteklendiğini görmekteyiz. Tablo 1 - Cinsiyet ve Spor İlişkisi Cinsiyet Erkek (%) Kadın (%) Yüzme 43.3 63.9 Atletizm 11.2 4.2 Yürüyüş 6.8 27.0 Fitness 3.6 13.0 Pilates - 8.0 Step-Aerobik - 5.0 Voleybol 25.8 30.8 Futbol 86.5 47.7 Basketbol 57.0 40.5 Güreş 8.9 1.1 Cimnastik 1.5 5.7 Tenis 6.8 15.2 Bisiklet 1.7 1.9 Masa Tenisi 3.4 1.0 Koşu 9.3 7.8 Karate 2.1 2.1 Boks 5.5 0.4 Diğer* 15.8 7.6 *Uzakdoğu sporları, binicilik, badminton, satranç, trekking, okçuluk, paraşüt, taekwondo, kick-boks, wushu, buz pateni, bilardo, halter, su topu, vücut geliştirme, yelken, yoga, buz hokeyi, kros, golf, kayak, atıcılık, dağcılık, hentbol, muay thai, dans, judo, avcılık, snowboard, cirit, tayland boksu, kürek, beyzbol, bale, futsal, power plate branşlarındaki yüzdelik değerler 0 ile 1,5 arasında değiştiği için tabloda yer verilmemiştir. Eğitim durumu ve spor ilişkisini gösteren tabloyu (Tablo 2) incelediğimizde yüzme, fitness, cimnastik gibi sporların bütün eğitim grupları için hemen hemen aynı öneme sahip olduğu görülmektedir. Eğitim seviyesi düşük olanlar daha çok, yürüyüş, step-aerobik, futbol, güreş, koşu, boks gibi sporlarla ilgilenirken, eğitim seviyesi yüksek olanlar ise basketbol, tenis, voleybol gibi sporlara ilgi göstermektedir. Eğitim seviyesine göre oransal durumları değişse de yüzme, yürüyüş, fitness, voleybol, futbol, basketbol, tenis, koşu gibi sporların en popüler branşlar olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre, tablodaki eğitim düzeyi ve spor arasındaki oransal eğilime baktığımızda hipotezimiz desteklenmektedir.

2210 Murat YÜKSEL Branşlar Tablo 2 - Eğitim Durumu ve Spor İlişkisi Okul bitirmemiş (%) İlkokul (%) Eğitim Durumu Ortaokul (%) Lise (%) Üniversite (%) Yüzme 53.0 53.8 48.7 56.5 56.7 Atletizm - 9.0 5.9 7.7 8.7 Yürüyüş 43.0 24.6 13.0 12.5 11.4 Fitness 6.2 7.7 10.2 8.2 9.3 Pilates - 5.6 4.9 2.4 6.0 Step-Aerobik 4.1 5.2 2.2 1.2 0.7 Uzakdoğu Sporları 2.0 - - 0.3 2.0 Voleybol 12.3 26.1 34.6 28.6 30.0 Futbol 63.1 63.5 68.8 70.0 60.0 Basketbol 26.5 41.4 47.6 56.1 52.6 Güreş 6.2 7.0 5.4 3.7 2.0 Cimnastik 4.1 5.2 2.2 2.7 4.6 Tenis 6.2 11.1 9.2 11.3 15.3 Bisiklet 2.0 2.1-1.5 4.0 Masa Tenisi - 0.3 2.2 3.4 3.3 Koşu 16.4 6.6 10.2 7.7 9.3 Karate - 1.4 3.2 2.7 1.3 Boks 4.1 2.1 3.2 3.4 2.0 Kick-Boks - 0.3 1.6 1.2 - Taekwondo - 1.8 1.6 0.9 - Vücut Geliştirme 2.0 0.3 2.2 0.3 - Binicilik 2.0 0.7 1.1 0.3 - Diğer* - 4.3 6.9 9.3 12.2 * Badminton, satranç, trekking, okçuluk, paraşüt, wushu, buz pateni, bilardo, halter, su topu, yelken, yoga, buz hokeyi, kros, golf, kayak, atıcılık, dağcılık, hentbol, muay thai, dans, judo, avcılık, snowboard, cirit, tayland boksu, kürek, beyzbol, bale, futsal, power plate branşlarındaki yüzdelik değerler 0 ile 1,5 arasında değiştiği için tabloda yer verilmemiştir. Tartışma ve Sonuç Toplumda kadın ve erkeğe bakış, kadının konumu, kadının kamusal alanda görünürlüğü, kadın ve erkeğin giydiği kıyafetler, her iki cinse biçilen roller toplumsal yapının etkisiyle oluşmuş ve süregelmiştir. Bu yapısal etkiler, toplumsal kurumlardan biri olan sporda da kendini göstermektedir. Kadın ve erkeğin yaptığı veya arzuladığı sporlar, erkeğe ve kadına uygun görülen sporlardaki içerikler, kadınların fiziki özelliklerine atıf yapılarak özellikle esneklik, estetik ve beden görünürlüğünün fazla olduğu sporlara yönlendirilmesi, tam tersi durumdaki erkeklerin iktidar veya hegemonyalarını devam ettirecek veya daha da güçlendirecek güç, kuvvet, dayanıklılık, tehlike gibi unsurları bünyesinde barındıran sportif etkinliklerle ilgilenmeleri, kadın ve erkeğin taleplerindeki basit farklılıklar değil, aksinde derin bir tarihi geçmişe sahip ve bu süreçte oluşturulmuş toplumsal yapı ve onun etkileridir.

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2211 Başka bir ifadeyle bugün kadınların dans, step-aerobik, cimnastik, voleybol, bale, senkronize yüzme, tenis gibi sporlara yönelmeleri, buna karşın erkeklerin futbol, basketbol, güreş, uzakdoğu sporları, boks, ekstrem sporlar gibi sporlara yönelmeleri tesadüfi bir durum değildir. Uzun bir süreç içinde şekillendirilmiş toplumsal cinsiyet ilişkilerinin bir sonucudur. Günümüz toplumunda bedenin tüketimin bir nesnesi haline gelmesi (Baudrillard, 2010:163), özellikle kadın bedeni üzerinden yönlendirilen bu algı, başka bir ifadeyle, sürekli pompalanan formda kalma ve ince olma, kadınları bedenin daha çok ön planda olduğu sporlara yöneltmektedir. Eğitim düzeyi ve spor arasındaki ilişkide de, sporun anlamı eğitim seviyesine göre farklılıklar göstermektedir. Günümüz toplumunda eğitim seviyesi düşük olanların daha düşük nitelik gerektiren işlerde çalıştığı, sosyal statü olarak toplumun alt tabakasını temsil ettiğini göz önüne aldığımızda, bu eğitim düzeyindeki kişiler ile eğitim seviyesi yüksek olan kişilerin spordan beklentileri ve doğal olarak da yaptıkları sporlar da değişecektir. XXI. yüzyıl toplumunda bu yerleşik algıların kırılmasında önemli mesafeler alınsa da henüz tam anlamıyla kadın erkek eşitliği sağlanamamıştır. Ayrıca, eğitim imkanlarından da herkesin eşit bir şekilde yararlanamamaktadır. Ancak, kadınların iş yaşamına girmesi, eğitim düzeylerinin artması, kamusal alanda daha fazla görünür olması, sorunlarını çeşitli platformlar aracılığıyla sürekli dile getirmeleri ve feminist akımların desteği ile de bu değişim süreci hızlanmıştır. Bu araştırma sonuçlarını değerlendirirken ülkemize veya şehre özgü bazı noktalara da vurgu yapmak gerekmektedir. Araştırma sonuçlarına göre yüzme sporuna baktığımızda kadınların oransal olarak daha fazla olduğu görülmektedir. Sosyo-kültürel değerler açısından Batılı ülkelerden farklı bir geçmişe sahip olan ülkemizde kadınların yüzme sporuna gösterdiği bu ilgi dikkat çekicidir. Toplumsal yapı içerisinde yer alan örflerin, adetlerin ve geleneklerin, insan davranışları üzerindeki etkisi büyüktür. Bu noktada İstanbul da kadınların yüzme sporuna ilgi göstermesinde yerel yönetimin tesislerini kullandırırken, kadınlara özgü programlarının olması en önemli etkenlerden biridir. Yüzme ve fitness gibi sporların hem tesis zorunluluğu hem de spora özgü kıyafet gerektiren branşlar olduğu için, bir maliyet gerektirmektedir. Ayrıca tesise ulaşım gibi diğer faktörleri de düşündüğünüzde insanların bütçelerini zorlayabilir. Her eğitim grubunda bu branşlara olan ilgi şehir genelinde tesislerin yaygınlığı, ücretsiz olması gibi etkenlerle açıklanabilir. KAYNAKÇA ADAMS NG, BETTIS PJ. (2006). Liberties and Lipstick: The Paradox of Cheerlading as Sport. In: Learning Culture Through Sports: Exploring the Role of Sports in Society (Ed.: S Spickard Prettyman, B Lampman). Rowman & Littlefield Education, Lanham, Maryland. AMMAN, MT. (2005). Kadın ve Spor. Morpa, İstanbul. BAUDRILLARD, J. (2010). Tüketim Toplumu. (Çeviren: Deliceçaylı H, Keskin F), 4. Basım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul. BERKTAY, F. (2011). Feminist Teoride Açılımlar. İçinde: Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları. (Editör: Ecevit Y, Karkıner N). Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. BOURDIEU, P. (1997). Toplumbilim Sorunları. (Çeviren: Ergüden I), Kesit Yayınları, İstanbul. BOURDIEU, P. (1984). Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste. (Translate: Nice R), Harward University Press, Cambridge, Massachusetts.

2212 Murat YÜKSEL BULGU N, KOCA C. (2006). Spor ve Toplumsal Cinsiyet İlişkisinin Medya Üzerinden İncelenmesi. 9. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Muğla. COAKLEY, JJ. (1998). Sport in Society: Issues and Controversies. Sixth Edition, McGraw-Hill, Boston. DEFRANCE, J. (1995). Sociologie du Sport. La Decouverte, Paris. DUNCAN MC, JAMIESON KM. (2009). Sociology of Physical Activity. In: Introduction to Kinesyology: Studying Physical Activity (Ed.: SJ Hoffman). Third Edition, Human Kinetics, Champaign, IL. EITZEN DS, SAGE GH. (1997). Sociology of North American Sport. Sixth Edition, McGraw-Hill, Boston. ELIAS N, DUNNING E. (2008). Quest for Excitement: Sport and Leisure in the Civilising Process. University College Dublin Press, Amsterdam. FASTING K, PFISTER G. (1999). Opportunities and Barriers for Women in Sport:Turkey. Women of Diversity Productions Inc., Las Wegas. GIDDENS, A. (2008). Sosyoloji. (Çevirenler: Özel H, Sönmez A, Mercan Z, Yılmaz İ, Rızvanoğlu E, Sarı ME, Pala Güzel Ş, Özcan M), Kırmızı Yayınları, İstanbul. GIULIANOTTI, R. (2005). Sport: A Critical Sociology. Polity Press, Cambridge. GUTTMANN, A. (2004a). Sports: The First Five Millennia. University of Massachusetts Press, Amherst and Boston. GUTTMANN, A. (2004b). From Rituel to Record: The Nature of Modern Sports. Columbia University Press, New York. HARGREAVES, J. (1994). Sporting Females: Critical Issues in the History and Sociology of Women s Sports. Routledge, London and New York. HARGREAVES, J. (1987). Sport, Power, and Culture: A Social and Historical Analysis of Popular Sports in Britain. Polity Press, Oxford. KOCA, C. (2006). Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal ve Kültürel Yeniden Üretim. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, (Danışman: Prof. Dr. G Demirhan). KOCA C, BULGU N. (2005). Spor ve toplumsal cinsiyet: Genel bir bakış. Toplum ve Bilim, (103):163-184. KOÇYİĞİT, F. (1992). Toplumsal Yapının Çocuklarda Sportif Branş Seçme Üzerine Etkisi. Spor Bilimleri II. Ulusal Kongresi, Ankara. KÖROĞLU, CZ. (2013). Modern Kamusal Alana Eleştirel Yaklaşımlar: Genel Bir Değerlendirme (Postmodernizm, Feminizm ve Din)., Volume 8/6 Spring: 431-457. LUMPKIN, A. (2008). Introduction to Physical Education, Excercise Science, and Sport Studies. Seventh Edition. McGraw-Hill, Boston. MCPHERSON BD, CURTIS JE, LOY JW. (1989). The Social Significance of Sport. Human Kinetics, Champaign, Illinois.

Cinsiyet Ve Eğitim Düzeyi Eksenlerinde Popüler Spor Branşlarındaki Farklılıklar 2213 MESSNER MA, DUNBAR M, HUNT D. (2004). The Televised Sports Manhood Formula. In: Critical Readings: Sport, Culture and the Media. (Ed.: D. Rowe). Open University Press, Berkshire, England. MESSNER, MA. (2002). Taking the Field: Women, Man and Sports. University Of Minnesota Press. Minneapolis. MESSNER, MA. (1992). Power at Play: Sports and the Problem of Masculinity. Beacon Press, Boston, Massachusetts. ÖZDEMİR AS, KARAKÜÇÜK S, GÜMÜŞ M, KIRAN S. (2006). Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü nde Çalışan Yeraltı İşçilerinin Boş Zamanlarını Değerlendirme Alışkanlıklarının Belirlenmesi. 9. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Muğla. ÖZKAN, D. (2014). Modern Sosyal Hayatta Kadının Toplumsal Cinsiyetinin ve Rollerinin Dönüşümü: Geleneğe Karşı Modernite., Volume 9/9 Winter:1239-1252. PEPE K, CAN S. (2003). Spor Branşlarına Katılımın Sosyo-Ekonomik Boyutunun Araştırılması. Beden Eğitimi ve Sporda Sosyal Alanlar Kongresi, Ankara. ROWE, D. (1996). Popüler Kültürler. (Çeviren: Küçük M), Ayrıntı Yayınları, İstanbul. SCAMBLER, G. (2005). Sport and Society: History, Power and Culture. Open University Press. Berkshire, UK. SERT, M. (2002). Spor dünyasında beden-iktidar ilişkisi. Toplumbilim, (16):101-115. STEVENSON, D. (2004). Women, Sport and Globalization: Competing Discourses of Sexuality and Nation. In: Critical Readings: Sport, Culture and the Media. (Ed.: D. Rowe). Open University Press, Berkshire, England. TERRET, T. (2012). Gendering physical education: The role of the French State in the aftermath of the First Wolrd War. European Journal of Sport Science, 12(2): 179-184. TOMLINSON A. YOUNG C. (2006). Culture, Politics, and Spectacle in the Global Sports Events: An Introduction. In: National Identity and Global Sports Events: Culture, Politics, and Spectacle in the Olimpics and the Football World Cup (Ed.: A. Tomlinson and C. Young). State University of New York Press, Albany. VAROL R, SARACALOĞLU AS. (1992). Elit Sporcuların Demografik Özellikleri ve Sportif Performansları. Spor Bilimleri II. Ulusal Kongresi, Ankara. YAPRAK P, AMMAN MT. (2006). Sporda Cinsiyetçi Yapı ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Yaklaşımları. 9. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Muğla.