Derneði Yayýnýdýr. odtülüler bülteni



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

IEEE Türkiye Başkanlar Kurultayı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR


EMİN GEÇİN PROJELERİ ANLATTI

2016 ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SİSTEMİ (ÖSYS) REHBERLİK SERVİSİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

2014 YGS ve LYS SİSTEMİ

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2018

ÜNİVERSİTE SINAV SİSTEMİ ( YGS ve LYS ) Hakkında Bilgilendirme

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)

Sayın Velimiz, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi.

Sanatın adresi Fulya!..

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

MÜKAD Mühendis ve Mimar Kadınlar Derneği

2011 ÖSYS ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE İKİ AŞAMALI SİSTEM (YGS LYS)

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT OKULLARI

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

OKULA YÜZ VERİN KAMPANYASI

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAV SİSTEMİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Birinci Aşama : Yüseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)

Tüm Öğretmenlerimize ve öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz!

Sınav Sistemleri Hakkında Ne Kadar Bilgiye Sahip Olmalıyız?

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

Benimle Evlenir misin?

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 24.VELİ BÜLTENİ

TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) 23 Haziran 2018, Cumartesi 10:00

Yeni Sınav Sistemi. Yeni Sınav Sistemi (YGS-LYS) 1-YGS (YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI) Sevgili Öğrenciler:

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BÖLÜM 7 EMO GENÇ ÇALIŞMALARI. - EMO Genç Etkinliklerimiz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Tekfen Filar Mini Resim Yarışması Sonuçlandı 2013 / 2014 SAYI: 19. Haftanın Bazı Başlıkları

ÖZEL ATA ANADOLU LİSESİ ÖSYS ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SİSTEMİ

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAV SİSTEMİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Uygulanacak Sınavlar. Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı ( YGS ) Lisans Yerleştirme Sınavı ( LYS )

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT OKULLARI

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok


DİCLE ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ FAALİYET BÜLTENİ

CAMBRİDGE SERTİFİKA TÖRENİ

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

OKULA YÜZ VERİN KAMPANYASI

Tancan Uysal'ın öğrencilerinden 'gitme kal' klibi

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI YENİ SINAV SİSTEMİ

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

2015 ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SİSTEMİ (ÖSYS)

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 21 NİSAN 2017


HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

03/03/2011. Kulübümüzün Toplantısına Hoşgeldiniz. Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü

SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı

İçindekiler YENİ YILA BAŞLARKEN OKUL AİLE BİRLİĞİMİZE TEŞEKKÜR EDERİZ

Denize En Çok Mavi Yakışır

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAVI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI (Güncellenme Tarihi: 11 Kasım 2017)

9.SINIFLAR YIL SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

Bodrum Deniz Dibi Temizlik

SINAV GERÇEĞİNDE YGS-LYS SİSTEMİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

LYS ye başvurmak için geçmemiz gereken baraj puan kaçtır? Geçtiğimiz baraj puanına uygun LYS ye mi katılmamız gerekir?

2014 ÖSYS 2. AŞAMA LYS 1. AŞAMA YGS. Matematik-Geometri Sınavı (LYS-1) TÜRKÇE. Fen Bilimleri Sınavı (LYS-2) T. MATEMATİK

YGS - LYS. İki Aşamalı Sınav Sistemiyle Amaçlanan Ne?

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

BUCA İNCİ ÖZER TIRNAKLI FEN LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

İZMİR INNER WHEEL KULÜBÜ

. Sınıflar EKİM AYI BÜLTENİ

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

JCI Bahçeşehir 2015 NİSAN MAYIS BÜLTENİMİZ

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Sait Gürsoy la Başarıya Doğru

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BİYOSİSTEM MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMI SON SINIF ÖĞRENCİ ANKET FORMU. Aralık,2013

ÖSYS ÖLÇME, SEÇME VE YERLEŞTİRME SİSTEMİ

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

Transkript:

ODTÜ Mezunlarý Derneði Yayýnýdýr 195 nisan 2010 odtülüler bülteni

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R ODTÜLÜLER BÜLTENÝ ODTÜ Mezunlarý Derneði aylýk yayýn organýdýr. Dernek üyelerine ücretsiz gönderilir. Nisan 2010 4 Dernekten Hocam, Bu Ay Yine Buluşuyoruz / Yaşar Seyman Muhalefet Ne Kadar Etkin? KİM / Bizim Bölüm Buluşuyor Etkinliği 8 Dernek Adýna Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü Himmet ÞAHÝN (EDS'83) Yayýn Kurulu Tülay ÜNLÜEVCEK (PSY'83) M. Nilgün EGEMEN (CHE'89) Þule ÞAHÝN (PSY'85) Melda TANRIKULU (CRP'06) Emrah DELÝKAN (CE'06) Kamil AKDOÐAN (ES'90) Günay BULUT (ADM'85) Hilmi GÜVEN (EE'83) Yayýn ve Reklam Sorumlusu F. Damla GÜLMEZ (ARCH 09) yayin@odtumd.org.tr Grafik, Tasarým ve Baský AJANS-TÜRK BASIN VE BASIM A.Þ. Ýstanbul Yolu 7. km. No: 24 Batýkent/Ankara Tel: 0312 278 08 24 Baský Tarihi: 10/4/2010 Ýmzalý yazýlardaki görüþ ve düþünceler yazarlarýna ait olup, ODTÜ Mezunlarý Derneði ni ve ODTÜ lüler Bülteni ni sorumlu kýlmaz. Yayýmlanan yazýlar ve fotoðraflar, Derneðin ve yazarlarýn izni olmadan kullanýlamaz. ODTÜ Mezunlarý Derneði Yönetim Kurulu Himmet ÞAHÝN (EDS'83), Baþkan Burçin BÜYÜKPAMUKÇU (BIO'88), Baþkan Yard. Oðuz ÜLKER (EE'86), Baþkan Yard. Nilgün EKERMEN (CHE'87), Yazman Füsun GÖNÜL (ECON'87), Sayman Taner ÖZDEMÝR (EE'88) Dilek ERGEÇEN (CENG 85) 18 22 26 27 28 Seyahatin Karşı Konulmaz Cazibesi Burs Etkinlikleri / Bursiyerlerimizle ikinci dönem etkinliklerimiz başladı Dernekte Bu Ay ODTÜ de Müziğin Seyri / Tolga Çandar Ankara Gönüllü Takımı Basında ODTÜ / Ulaşım Fiyatlarına Tepki ODTÜ den Yeni Sınav Sistemi / Öğrenci Ve Ailelere Bilgiler Tavsiyeler Mersin deki GEMİMİZ; R/V BİLİM 2 Toprak Mülkiyeti Kentsel Dönüşümde Toprak Mülkiyeti ve Sorunları Viþnelik te Bu Ay Etkinlikler Ayın Dosyası Biyomalzemeler, Doku Mühendisliği ve Rejeneratif Tıp Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi (GÜNAM) Hepsi Bir Arada / Çok Amaçlı İletken Polimer Hidrojen Ekonomisinde Metal Nanokümeleri Göz Hareketlerini Takip Sistemi / Gözler Yalan Söylemez 14 Ödentileriniz Ýçin T. Ýþ Bankasý, ODTÜ Þubesi TR39 0006 4000 0014 2290 52 86 42 Garanti Bankasý, Maltepe Þubesi TR92 0006 2000 1140 0006 2011 60 Burs ve Yardýmlar Fonu T. Ýþ Bankasý, ODTÜ Þubesi TR 81 0006 4000 0014 2290 4220 59 (TL) TR 80 0006 4000 0024 2293 2824 08 (EUR) TR 81 0006 4000 0024 2293 1651 17 (USD) Garanti Bankasý, Maltepe Þubesi TR 21 0006 2000 1140 0006 2995 35 (TL) Yönetim Yeri ODTÜ Mezunlarý Derneði 428. Sk. 100. Yýl, 06530, Ankara Tel: (312) 286 79 79 Faks: (312) 287 75 00 E-posta: odtumd@odtumd.org.tr www.odtumd.org.tr Dosya Konusu Teknoloji ve Biz Kapak Fotoğrafı Zeynep ŞiŞMAN (CP 87) 38 39 40 42 43 44 46 48 Biyoenformatik Bilgisayar ve Yaşam Bilimlerinin Buluşması Tarihte Teknolojiye Yön Verenler Çizgiyle Kavramlar Emperyalizm Hocam Ýnecek Var Kız Kalesi Tarih Tekerrürden İbarettir Ödüllü Bulmacalar Kültür-Sanat V For Vendetta Kitaplar Arasýnda Yalnız Adamın Hikayesi ODTÜ den Bir Köþe ODTÜ nün Pastanesi 28 Yerel Süreli Yayýn ISSN 1303-7390

B Ý Z D E N S Ý Z E Sevgili Üyelerimiz, Uzun zamandır tartışılan Anayasa ve hukuku yeniden şekillendirme çalışmaları bir süre daha gündemde yerini korumaya aday görünmektedir. İnsanlığın topluluk haline gelmeye başladığı dönemden itibaren hukuk da varlığını hissettirmeye başlamıştır. Fransız Devrimi ne kadar tanrı egemenliğinde insanların kul, toplumun ümmet olarak algılandığı; devlet ve yasaların ise kutsal olarak nitelendirildiği dinsel ögeler ve gelenekler ön plana çıkmıştır. Fransız Devrimi aydınlanma çağını getirerek halk egemenliği temeline dayalı ulus-devleti ortaya koyduktan sonra yasal hukuk tanımı kullanılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede bireyler- topluluk-halk-ulus-devlet ve yasalar hukuka uygun bir şekilde belirlenmiştir. En önemlisi demokratik rejim ve hukuk devleti ilkesinin temelinde devlete rağmen tüm hak ve özgürlüklerin yer almasıdır. Laiklik ilkesi ortadan kaldırıldığında veya farklılaştırılmak istendiğinde demokratik hukuk devletinin çökmesi ya da haklarla özgürlüğün önünün kesilmesi durumu ortaya çıkar. Hukuk devletinin işleyebilmesi için bu sisteme içten bağlı olmak gerekir. Avrupa Birliği nden esinlenerek çıkarılan yasalar ile karmaşık hale getirilmiş Türk hukuk sistemi, kimi farklı uygulamalara ve yorumlara neden olmaktadır. Bir ülkenin çağdaş hukuk devleti olabilmesinde, yasalarının ve yargı organlarının olmasının ötesinde yasaların ve kurumlarının nasıl işlediği önem kazanır. Hukuk kuralları içinde seçilmiş yönetimler, bu kuralları ihlal ettiklerinde masumiyetlerini de kaybederler. Askeri ve bürokratlardan oluşan bazı grupların haklarını savunan yasalar çıkarmak sadece belli bir kesime yönelik uygulamaları getirir, sağlık ve eğitim gibi en temel hakların parayla satın alınması sosyal devlet ilkesini çökertir. Demokrasiyi çıkar liberalizminin ötesinde hem özgürlük, hem de eşitlik ilkeleri bütünlüğünde koruyacak ve geliştirecek çağdaş siyasi partiler yasası bulunmadığından, mevcut siyasi partilerin oluşumunda daha çok baskı ve çıkar grupları ortaya çıkabilmektedir. Bu partilerin yapacakları hukuksal değişikliklerin toplumun sosyal yapısında derin yaralar yaratabileceği aşikardır. Demokrasiyi iyileştirme girişimleri sivil baskı unsurlarının yasallık ve meşruluk gibi zeminleri kullanarak demokratik süreçleri demokrasiye zarar vermeden oluşturması ve özgürlük eşitlik gibi unsurları halka sunması ile anlam kazanacaktır. Burs fonuna yapacaðýnýz ayda 10 TL ve üzeri yardýmlar bir araya geldiðinde, kaynak yetersizliði yüzünden burs veremediðimiz birçok ODTÜ lü kardeþimizin yüzünü güldürecek... Dileriz, bu kampanyada bizi yalnýz býrakmazsýnýz! ONLARI UNUTMAYINIZ Burs ve Yardýmlar Fonu Türkiye Ýþ Bankasý ODTÜ Þubesi TR 81 0006 4000 0014 2290 4220 59 (TL) TR 80 0006 4000 0024 2293 2824 08 (EUR) TR 81 0006 4000 0024 2293 1651 17 (USD) Saygılarımızla ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Garanti Bankasý Maltepe Þubesi TR 21 0006 2000 1140 0006 2995 35 (TL) N İ S A N 2 0 1 0 3

dernekten HOCAM, BU AY YİNE BULUŞUYORUZ Yaşar Seyman Mart ayında gerçekleşen U3 (Dr Necdet Bulut Amfisi) toplantımıza konuğumuz sendikacı ve yazar Yaşar Seyman oldu. ODTÜ Mezunları Derneği, Öğretim Elemanları Derneği ve Öğrenci Temsilcileri Konseyi tarafından düzenlenen HO- CAM, BU AY YİNE BULUŞUYORUZ etkinliklerinin ikinci yıl, beşinci toplantısı Dünya Emekçi Kadınlar Günü olan 08 Mart 2010 Pazartesi günü, saat 18:00 de ODTÜ Fizik Bölümü, Dr. Necdet Bulut Amfisi nde gerçekleştirildi. Sendikal Hareket ve Kadın konulu etkinliğin konuğu Sendikacı - Yazar, Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİ- SEN) Ankara ve İç Anadolu Şube Başkanı Yaşar Seyman dı. Toplantının moderatörlüğünü ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Ergeçen (CENG 85) yaptı. Yaşar Seyman sözlerine ODTÜ nün kendi kuşağı için çok önemli bir üniversite olduğunu söyleyerek başladı. Çalışma yaşamında sendikal dünyaya önyargılı bir bakış olduğunu ve birçok çalışanın sendikadan haberdar olmadığını, hâlbuki dünyanın her yerinde sendikanın çalışma barışını sağlayan bir unsur olduğunu belirten Seyman, banka ve sigorta işkolunda çalışanların öğrenim düzeyinin yüksek olmasına rağmen sendikal bilinçlerinin o oranda yüksek olmadığını, ancak bu bilincin sendika tarafından çalışanlara verilmesi gerektiğini belirtti. Çalışma yaşamında kadınlara yönelik istihdam politikaları üretilmediğinin altını çizen konuşmacı, banka sektöründe çalışanların %55 ini kadınların oluşturduğunu ve bu kadınların kurum içinde yapılan yükselme sınavlarında başarı oranlarının % 90 olduğunu söyledi. Sendika sayesinde bugün kadınların banka ve sigorta sektöründe yönetici pozisyona gelebildiğini belirten konuşmacı, evde ve işte çalışan kadının ikili bir sömürüye maruz kaldığına dikkat çekti. Banka iş kolunda grev yasağı olduğunu belirten Seyman, grev yasağının kalkması konusunda uzun yıllardır mücadele ettiklerini belirtti. Sendikalı olmanın çalışana iş hayatında önemli kazanımlar sağladığını söyleyen konuşmacı, örgütlü olmanın gerekliliğine inandığını, bireysel başarılara inanmadığını belirtti. Örgütlü olmanın örgütsüzlükten iyi olduğunu belirten Seyman, bu anlamda Tekel İşçileri nin direnişini çok önemsediğini vurguladı. Yaşar Seyman, örgütlü olmayan işçi topluluklarını kimsenin muhatap almayacağını, örgütlenmenin işçileri bir araya toplayacak bir güç olduğunu, bu gücün örgütü ve hatta Türkiye İşçi Sınıfını da değiştirebileceğini ve ancak örgütlerle birlikte yapılan direnişlerin başarılı olabileceğini belirtti. Sendikaların yeni küresel kriz karşısında kendilerini tüzük ve program açısından yeniden yapılandırmaları gerektiğine inandığını belirten Seyman, yeni yasa çalışmalarını sendikacıların bu anlamda çok iyi takip etmeleri gerektiğini söyledi. Günümüzde yeni örgütlenmeler yerine var olan örgütlülüğü koruma mücadelesi içinde olduklarını, özelleştime ve işten çıkarmalar yoluyla sendikalı işçi sayısının düşüş gösterdiğini söyleyen konuşmacı, sendikaların birinci görevi sınıf bilincinin geliştirilmesi olmalı dedi. İktidara daha yakın veya iktidara aday partilerin Türkiye de sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri ile kurumsal ilişkileri olmadığını belirten Seyman, kurumsal ilişkiyi sorunları bilmek, ayrıntılı konuşmak, destek olmak ve onların önderliğindeki eylemlere destek vermek olarak tanımladı ve Türkiye deki siyasi partilerin sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile kurumsal ilişki içinde olmalarının gerekliliğini vurguladı. Sohbet toplantısı, dinleyicilerin sorularının cevaplandırılmasının ardından sona erdi. Günay BULUT (ADM 85) 4 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

dernekten Muhalefet Ne Kadar Etkin? Abdullatif Şener, 25 Şubat 2010 Perşembe günü Muhalefet ne kadar etkin? başlıklı söyleşinin konuğuydu. ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Salonu nda yapılan ve Hilmi Yüncü nün yönettiği söyleşide, Türkiye deki muhalefetsizlik sorunu ve bu soruna Abdullatif Şener in bakışı konuşuldu. Şener ilk olarak demokrasinin kriterlerinden bahsetti ve ülkenin genel bir değerlendirmesini yaptıktan sonra muhalefetin durumunu ve ne yapması gerektiğini sıraladı. Abdüllatif Şener konuşmasını şöyle sürdürdü: Demokrasilerde siyasi karar organlarını halk seçer, ancak halkın seçmiş olmasını, bir ülkede yüksek standartta bir demokrasinin varlığına delil saymak yanlıştır. Demokrasi ile ilgili temel kitaplara bakıldığında derler ki, bir ülkede demokrasinin olabilmesi için: 1 Seçimlerin olması, 2 - Ülkenin laik bir ülke olması yani devletin tüm din ve inançlara eşit davranması 3 - Hukuk devleti ilkesinin tam bir şekilde yerleşmiş ve uygulanıyor olması, 4 - Gelişmiş bir Sivil Toplum Örgüt yapısı olması lazımdır. Eğer o ülkede STK lar baskı, tehdit ve yıldırma altındaysa zaten o ülkede demokrasinin standardı düşük demektir. Bir başka konu da özgür basındır. Özgür basın yoktur çünkü iktidar aleyhine yayın yapamaz duruma gelmişlerdir. Türkiye deki demokrasinin ne olduğunu ölçmek için bu kriterleri tek tek değerlendirmek gerekir. Bu anlamda son dönemde Türkiye de demokrasinin standardının çok düşük olduğunu söyleyebiliriz. Muhalefet dediğiniz şey çok önemlidir. Çünkü demokrasileri var kılan o ülkede muhalefetin varlığıdır. Gücü ve etkinliği de demokrasinin varlığı ile güçlenir ve şekillenir. İktidarı denetlemek Yeni söylemler, düşünceler ve projelerle siyasetteki yerini ve zeminini belirleyerek iktidarı tayin edecek halka bunu göstermek. İktidarı değiştirmek muhalefetin görevleri arasındadır. Türkiye de muhalefetin etkin olmadığı kanaati son dönemdeki görüntüden kaynaklanıyor. Bugün kamu gücü ve medya iktidarın eline geçmiş, herkes sinmiş ve susturulmuştur. İktidarı değiştirmenin tek yolu vardır, o da seçimlerdir. Türkiye de muhalefet çok elit ve yaşlı görünüyor. Her seçimde seçmenlerin arasına yeni 4 5 milyon genç nüfus katılıyor. Nüfusun üçte ikisi 30 yaşın altında. Siyasetçilerin bir önceki kuşaktan oldukları hissettirilince, genç kuşaklara bu pek anlamlı gelmiyor. Burada muhalefetin asıl yanılgısı şudur: İktidar dövüşerek halkın duyarlı olduğu kavramlar üzerinden siyaset yapıyor. Muhalefet aynı üslupla o kavganın içine giriyor. Yani aslında iktidar bu kavgacı yöntemiyle muhalefeti manuple ediyor. Muhalefet de onun usul ve üslubuyla kavganın içine girdiği zaman kendi seçmenini, oy kitlesini sınırlandırmış hale dönüşüyor. Her kriz hükümetleri devirir. 2001 krizi üç partiyi %10 un altında bıraktı. 2001 ve 94 krizlerinden daha derin olan bu krize rağmen iktidarın değişmemesinin nedeni işte halkın bu duyarlılıklarıyla oynamaktandır. Muhalefetin oyları artmıyor, iktidarın oyu da sınırlı aşınıyor. Siyaseti sadece siyasi parti olarak algılamak yanlıştır. Aydınların, basının, STK ların muhalefeti de önemlidir. Onların muhalefeti ne kadar etkin? Özetleyecek olursak, Şener ilk olarak Türkiye de demokrasinin standartlarının çok düşük olduğunu görüyor. Kesimler baskı ve tehdit altındadır, dinlenme olaylarıyla hukuk yara almaktadır. Dolayısıyla muhalefetin varlığıyla demokrasi eşanlamlıdır. Kendilerinin yeni bir parti olduğunu ancak meclisdeki diğer muhalefet partilerine büyük görevler düştüğünü söyleyen Abdüllatif Şener, halkın duyarlı olduğu konularda üslup, yeni söylem ve projelerin önemine dikkat çekti. Selçuk GÜZELOĞLU (CE 87) 6 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

KİM dernekten Bizim Bölüm Buluşuyor Etkinliği Derneğimiz KİM çatısı altında mezunlar ve öğrenciler arasında iletişimi kuvvetlendirmek amacıyla öğrenci danışmanlığı programına ek olarak 2002-2004 yılları arasında Bizim Bölüm Buluşuyor isimli bir dizi etkinlik düzenlenmişti. Jeoloji Mühendisliği Bölümü için yapılan BBB etkinliği 21 Aralık 2003 Pazar günü bölüm ögrencileri ve değişik yıllardaki mezunları ile o dönemin bölüm başkanı Prof. Dr Asuman Türkmenoğlu ve yardımcısı Doç. Dr.Tamer Topal ın da katıldığı, oldukça verimli ve samimi bir sohbet toplantısında bir araya gelmişlerdi. Ara verilen bu etkinliğe Jeoloji Topluluğu ndan gelen bir istek ile yeniden başlıyoruz. Öğrencilerin mezunlarla buluşmak istemesi ve bunu ODTÜ Mezunları Derneği ne bildirmesi bizi memnun etti. Mezunlarımızın bu etkinliğe katılımının ve deneyimlerini öğrencilerle paylaşmalarının öneminin çok büyük olduğunu düşünüyoruz. Bizim Bölüm Buluşuyor etkinliklerinin amacı büyük bir topluluk olan ODTÜ ailesini birbiriyle iletişimde olan, paylaşan bir topluluk yapabilmek. Çağımızın en önemli kaynağı olan bilgiyi "Bizim Bölüm Buluşuyor" da, mezun, üniversite, öğrenci birlikteliği ile paylaşıyoruz ve mezunlar olarak buna ortam yaratmaktan dolayı kıvanç duyuyoruz. Bildiğiniz gibi Derneğimiz de yapılan etkinlikler komite ve komisyonlarda çalışan üyelerimizin verdiği gönüllü katkılarla ve Derneğimiz in çalışanlarının çok büyük emeği ile gerçekleşmektedir. Eğer siz de bu çalışmaların olumlu olduğunu düşünüyorsanız ve bu buluşmaların devamının gelmesi için katkıda bulunmak istiyorsanız lütfen bize haber verin. Biliyorsunuz her güzel işin arkasında çok büyük bir emek vardır. Lütfen bu güzelliklere sizler de katkı verin, gelin birlikte çalışalım. Dilek ERGEÇEN* (CENG 85) İletisim için : kim@odtumd.org.tr *ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve KIM Komitesi Sorumlusu N İ S A N 2 0 1 0 7

dernekten Seyahatin Karşı Konulmaz Cazibesi Ali ERİÇ, 18 Mart Perşembe günü saat 20:00 de, Vişnelik Tesisleri nde, seyahatinin tamamlanan ilk, yani Asya bölümü boyunca çektiği fotoğraflardan derlediği bir seçkiyi, yine seyahatinden kısa anılarla bize sundu. Seyahat etmek, küçüklüğümden beri benim için önüne geçilmez bir tutkuydu; her nereye ve her ne şekilde olursa olsun O zamanın Türk toplumuna nispetle oldukça gezenti bir aile sayılırdık aslında. Yine de bu yetmezdi bana; daha uzaklara, daha farklı diyarlara gitmeyi hayal ederdim hep. Bu tutku, ODTÜ de okuduğum yıllarda, kütüphanenin periyodik yayınlar bölümünde keşfettiğim off road dergilerinde gördüklerimle birleştiğinde ortaya, sınırsız bir seyahat özgürlüğü dünyası çıktı. Bu öyle bir dünyaydı ki, cazibesi, üniversiteyi bitirdiğimde, daha ortaokula yeni başladığım zamanlardan beridir hayalini kurup da sonunda sahip olabildiğim makine mühendisliği mesleğini, başlamadan bırakmama sebep oldu. Nasıl mı? O yıllarda Türkiye de üstlendiği bir projeyi gerçekleştirmekte olan bir Belçika telekomünikasyon firmasında çalışan arkadaşımın iş teklifiyle. İş, tüm Türkiye de yeni kurulmakta olan radyo-link istasyonları ile ilgili saha mühendisliği hizmetiydi. Dolayısıyla sürekli olarak ve off road araçlarla seyahat etmeyi gerektiriyordu. Makine mühendisliği ile ilgisinin olmaması benim için hiç önemli değildi; teklifi hemen kabul ettim tabii. Telekomünikasyon sektörüne böyle balıklama dalışımdan sonra da, bir daha bırakamadım. 1994 yılına kadar farklı firmalarda hep aynı işi yaptım ve hep seyahat ettim; Türkiye de ve yurtdışında... Türkiye nin Hakkâri ili dışında gezmediğim hiçbir vilayeti kalmadı. Yüzlerce ilçe ve kasabasını dolaştım, onlarca dağına tırmandım. 1994 yılında ücretli çalışmaktan vazgeçip kendi başıma kurduğum şirkette de çalışma konum telekomünikasyondu. 2001 yılına kadar çok yoğun, yorucu ve yıpratıcı geçen bir dönemin ardından şirketteki sorumluluklarımı, yavaş yavaş genç ortaklarıma bırakmaya başladım. 2004 yılında ise çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bir işe kalkışmaya karar verdim: Kendi arabamla Afrika ya gitmek! Bu fikir başta biraz ürkütücü gelse de, seyahatimin hazırlık aşamasında bu işi yapan ya da yapmakta olan kişilerden aldığım bilgiler ve okuduklarımla cesaretim arttı. Özel olarak hazırladığım aracımla 2005 yılı Ekim ayında ilk kıtaaşırı seyahatim olan İstanbul-Cape Town (Güney Afrika Cumhuriyeti) gezime başladım. Toplam 6 ay süren bu seyahatimde 13 ülke geçtim. Bu seyahatim sırasında yaşadıklarımı, gördüklerimi, anılarımı ve çektiğim fotoğrafları www.turafrika.com sitesinde günü gününe yayımladım. Ortadoğu dan (Ürdün ün Akabe Limanı) feribotla geçtiğim Afrika (Mısır ın Nuweyba Limanı) kıtasında ilerledikçe, başta duyduğum kuşkuların hepsi dağıldı yavaş yavaş. Mısır ve Sudan dan sonra girdiğim ve beni en çok yoran Etiyopya da gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında duyduğum şaşkınlık, Kenya ve Uganda dan sonra Ruanda da 8 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

dernekten hayranlığa dönüşmüştü bile. Tanzanya da Serengeti nin vahşi doğası ve Kilimanjaro macerasının ardından Zanzibar ın egzotik güzelliği unutulmazdı. Malawi ve Mozambik in sıcak kanlı insanları ve Güney Afrika Cumhuriyeti nin alışıldık Afrika tablosundan farklı yapısı 2006 Nisan ayında ulaştığım Cape Agulhas (Agulhas Burnu), hayallerimin gerçekleştiği yerdi; Afrika nın Dibi ne varmıştım! Aradan 3 sene geçti. Seyahat hastalığı mikrobiktir; insanın vücuduna bir kez bulaştı mı, tedavisi yoktur, kurtulamazsınız. Önceleri yine Afrika yla başlayan yeni planlar çeşitlendikçe hangisini seçeceğime karar vermem de zorlaşmaya başladı. Sonunda bu işi kökten çözecek bir plan yaptım. Tüm seçenekleri bir tarafa bırakıp, yeni planım üzerinde yoğunlaşmaya karar verdim. Dünyayı dolaşacaktım. Toplam beş kıta geçecektim; kırkın üzerinde de ülke... Doğuya doğru başlayacak seyahatim 3 ana etaptan oluşacak, her bir etaptan sonra, arabamın bir kıtadan diğerine deniz yolu ile nakledilmesi sırasında Türkiye ye uçakla dönüp, bir sonraki etabın başlamasına kadar evimde dinlenecek, özlem giderecek ve yeni etaba hazırlanacaktım. Bu seyahatim için de farklı bir web sitesi hazırladım: www.istanbul2istanbul.com; yine tüm anı ve fotoğraflarımı günü gününe yayımlamak için İlk etabım Asya ydı. Hedefim ise, kıtanın karadan ulaşılabilen en kuzey-doğu ucunda, Pasifik Okyanusu kıyısındaki Magadan şehri Rotayı, alışılmış ve klasikleşmiş İran-Pakistan-Hindistan-Nepal-Katmandu güzergâhının aksine kuzeyden, Sibirya ve Moğolistan ı içine alacak şekilde çizdim. Benim için çok gidilen ve herkesin -neredeyse- ezberlediği güzergâh yerine, hiç kimsenin tercih etmediği gizemli yerler daha cezbediciydi. 6 Mayıs 2009 sabahı İstanbul da evimin önünden yola çıktım. Gürcistan dan sonra Dağıstan üzerinden Rusya ya geçmeyi planlarken, bölgedeki karışıklıklar ve sınırın resmi geçişlere kapalı olması yüzünden yönümü güneye, Azerbaycan a döndürdüm. Hazar Denizi ni feribotla geçip Kazakistan ın Aktau Limanı na indiğimde, Asya nın uçsuz bucaksız çöl steplerine de ilk adımımı atmıştım, kendi arabamla. Kazakistan da uzun bir yol katettikten sonra Rusya da Orta Sibirya ya girdim. Bu kısa Rusya geçişim Kazakistan, Çin ve Moğolistan ın birleştiği bölgeye de adını veren Altay Cumhuriyeti ile son buldu. Yolu olmayan ülke Moğolistan a, onların meşhur Naadam Festivali başlamadan girebilmiştim. Hayatımda, şu ana kadar yaşadığım en zorlu ve maceralı, ancak bir o kadar da zevkli yolculuğunu Moğolistan ın uçsuz bucaksız (ve yolsuz) steplerinde yaptım. Gobi Çölü nü baştan başa geçtim, üç gün boyunca hiçbir canlıya rastlamadan dolaştığım düzlüklerinde kayboldum, onlarca derin su geçişi yaptım, çamurlara saplandım, Orhun Yazıtları na dokundum, nesli tükenmiş ve yeniden yetiştirilmeye başlanan ürkek takhi (Przewalski) atlarını kovaladım Bu etabın son kısmı ise Sibirya nın en doğusu ve artık Rusya nın uzak kuzey-doğusuydu. Dünyanın en büyük tatlı su kaynağı Baykal Gölü nün suyunu içtim. Güney-batı kıyısındaki İrkutsk tan başlayıp, nefes kesen tayga ların (Sibirya ormanları) içerisinden bata çıka ilerleyerek Yakutistan ın başkenti Yakutsk a ulaştım. Sonrasında da, bu etabın en heyecanla beklediğim, belki de tüm seyahatin en zor kısmına, Kolima Yolu na geldi sıra; Khandiga dan nihai hedef olan Magadan a kadar olan 1,653km lik kısım Uzun zamandır kullanılmayan, son yıllarda bölgedeki kıymetli madenlere yeniden işlerlik kazandırılması için çalışmalar başlatılan yolun, artık gözden çıkarılarak yerine yeni bir güzergâh açılan Tomtor geçişini kullandım. Bu şeytan azapta gerek yolun sonlarına doğru saplandığım çamur gölünde bir 24 saat geçirdim. Sonunda, evimin önünden hareket ettikten 149 gün sonra Magadan a vardığımda, Afrika yolculuğumun hedefi olan Cape Agulhas a varışımda yaşadığım keyfin ve gururun aynısını yaşadım. Şu anda arabam Lando, Asya dan bir konteyner içerisinde başladığı deniz yolculuğunu tamamlayarak Yeni Kıta ya vardı. Ben de, eşimle birlikte 22 Nisan da onunla buluşmaya gidiyoruz. Seyahatin bu ikinci etabının ilk bölümünde Alaska ve Kanada yı Buket le beraber gezeceğiz. Daha sonra güneye, Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika üzerinden Orta ve Güney Amerika ülkelerine tek başıma devam edeceğim. İkinci etabın son noktası ise, Arjantin in ve aynı zamanda Güney Amerika kıtasının en güney limanı olan Ushuaia. Burada ikinci deniz yolculuğuna başlayacak olan Lando -yeniden, ama bu sefer denizden- Cape Town a ulaşana kadar, ben yine Türkiye ye döneceğim; bu yıl Kasım ayı sonunda. Son etap ise yine Afrika ve arkasından Avrupa yı kapsıyor. Afrika yı bu sefer batıdan bir güzergâhla ve güneyden kuzeye doğru aşacağım. Avrupa ya Cebelitarık Boğazı nı feribotla geçerek ulaştıktan sonra, daha çok Akdeniz ülkeleri üzerinden Türkiye ye döneceğim. Tahmini varışım ise 2011 yılının Nisan ayı sonları. Yani Lando, eğer bir terslik olmazsa, tam 2 yıl sonra evine geri dönecek. Sonrası mı? Ben de bilmiyorum. Dedim ya, seyahat etmek mikrobik bir hastalık; bir kere bulaştı mı, tedavisi yok. Ali ERİÇ (ME 82) Fotoğraflar:Ali ERİÇ (ME 82) N İ S A N 2 0 1 0 9

dernekten BURS ETKİNLİKLERİ Bursiyerlerimizle ikinci dönem etkinliklerimiz başladı 28 Şubat 2010 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ikinci dönemin ilk etkinliğinin konuğu hem bir ODTÜ lü, hem de konuşması ve anlatımıyla tam bir Egeli olan sanatçı Tolga Çandar oldu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu olan Tolga Çandar üniversite yıllarında bir yandan tiyatro, bir yandan da halk müziği çalışmalarına devam etti. Üniversitenin üçüncü sınıfında iken, üç arkadaşı ile birlikte kurdukları Çağdaş Türkü Topluluğu adı altında ilk albümleri olan "Bekle Beni"yi yaptı. Bu albüm aynı zamanda Tolga Çandar ın profesyonel müzik yaşamına geçmesini sağladı. Dostlar merhaba diyerek başlayan ve birbirinden güzel parçaları seslendiren Sanatçı bursiyerlerimiz için söylüyor olmaktan mutlu olduğunu belirtti. ODTÜ nün değerlendirmesini bilene birkaç diploma sunduğunu ve her zaman OD- TÜ lüleri akraba olarak gördüğünü söyleyen sanatçı türküleri ile bursiyerlerimizi coşturdu. Tolga Çandar Türküleri arasında ege şivesi ile anılarını aktararak ve hayat içinde yaşadıklarından, karşılaştıklarından örnekler vererek hem düşündürdü hem de bizlere keyifli bir Pazar yaşattı. 14 Mart 2010 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ikinci etkinliğimizin konuğu uzman psikolog Mehmet Şakiroğlu idi.odtü psikoloji bölümünden mezun olan ve aynı bölümde klinik psikolojisi yüksek lisans ve doktorasını tamamlayan konuğumuz ODTÜ de öğretim elemanı olarak görev yapmakta ve psikoloji kliniğinde hasta görmektedir. Sınav kaygısı,mutluluk,afet psikolojisi,depresyon konularında birçok makalesi olan konuğumuz iki saat süren etkinliğimiz boyunca hayatın belirli zorluklarından,hayatın bizden beklediklerinden,yönlendirmelerin üzerimizdeki baskısından ve yönlendirmelerden arınmak için ne yapmamız gerektiğinden bahsederek sınav kaygısı ve erteleme becerileri konusunda etkileyici bir sunum yaptı. Bursiyerlerimizinde görüşlerini alarak keyifli ve verimli bir etkinlik gerçekleştirdi. Burs ve Yardımlar Komitesi LOGOLU ÇİKOLATAMIZ BURS FONU YARARINA SATIŞA SUNULDU Özel günlerinizde, ODTÜ Mezunları Derneği Logolu, Patiswiss Çikolataları'ndan sipariş ederek bir fidana daha can suyu verebilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için: www.odtumd.org.tr ya da 0312. 286 79 79 'Anlat OKulunu' Web Site Tasarım Yarışması Dünyanın en büyük teknik ve mesleki örgütlerinden IEEE (Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü) ODTÜ öğrenci kolu ilköğretim öğrencileri için Anlat Okulunu Web Site Tasarım Yarışması nı düzenliyor. Okullarımıza sağlanan internet erişim imkânlarının kullanılmasını teşvik etmek, öğrencileri bilişim teknolojileriyle erken yaşlarda tanıştırmak ve her okulun bir internet sitesine sahip olması amacıyla düzenlenen yarışmanın üçüncü senesinde birbirinden değerli hediyelerin yanında web site tasarım eğitimi alma imkânı da sağlanıyor. Ayrıntılı bilgiye www.anlatokulunu.com adresinden ulaşabilirsiniz. 10 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

MART 2010 AYI İTİBARİYLE BURS FONU MUZA BAĞIŞTA BULUNUP ESKİ TALİMATLARINI GÜNCELLEYEN YENİ BAĞIŞ VEREN ÜYELERİMİZ BURS BÖLÜM BURS BÖLÜM VERENLER MEZUNÝYET YILI VERENLER MEZUNÝYET YILI AHMET ÖZSINMAZ ALİ ENGİN OĞUZ ALİ ERGİN AÇAN ALİ RIZA ÖZKAN ASLI ÜSTÜNER ATİLA KOÇAK AYDIN YOĞURTÇUOĞLU BURCU ALTINOLUK YILMAZ CEMAL ARTÜZ EBRU GÖKÇE F.EMEL KIVAN KIRIM FİGEN SEZGİN SWAİS FİKRET BOYACIOĞLU GÜLNUR ULUĞ İBRAHİM RAŞİN DÜZCEER İLHAN İLDENİZ KAMİL AKSU LEVENT ALKIŞLAR ME'95 MAN'88 CE'71 ME'88 ME'91 ME'93 ARCH'74 METE'98 CE'84 ECON'97 CP'80 CE'83 MAN'85 ME'90 CE'84 CE'83 MAN'85 EE'86 M.AKİF DEMİRÇELİK MEHMET KARABATUR MERT ÇETİN MİNE VESKE MUSTAFA HORTUM MUSTAFA ÜMİT ATALAY NURKAN FİDAN ZAİM RÜÇHAN GİRAY SERDAR SARMAN SERDAR TÜMER SEVİL ÇELEBİ TEVFİK VAKUR YARDIMCI TUNCAY BAŞKAYA VEDAT SITKI MOĞULKOÇ YAHYA ALP SAVAŞÇI YILMAZ SEÇMELER ZERRİN TANDOĞAN ZEYNEP ELİF ÖZTİN İSMİNİN AÇIKLANMASINI İSTEMEYEN 21 ÜYE BULUNMAKTADIR. CE 94 BAĞIŞÇILARI MAYIS BÜLTENİNDE YER ALACAKTIR. ME'86 ME'73 CE'94 ME'89 METE'86 MINE'76 ECON'89 CHE'72 CE'83 EE'84 ADM'74 MAN'90 MATH'74 ARCH'90 CE'93 PE'73 ADM'84 CHE'00 ODTÜ DOSTLARI F.DENİZ KARAOĞLAN FATMA GÜNEY FERAH FEZA SÜMER İLHAN RIZA ÖZKAN İLYAS OĞUZ İSMET TEK NAZAN CELAN YÜKSEL GÜNEY Burs Fonu muza katkı sağlayan tüm üyelerimize ve ODTÜ dostlarına, desteğinize ihtiyacı olan bursiyer öğrencilerimiz adına sonsuz teşekkürler Çanakkale Zaferleri Sunumu 19 Mart 2010 Cuma günü Vişnelik Salonu nda Çanakkale Zaferleri konulu fotoğraf sergisi ve piyano dinletisi eşliğinde saydam gösterimi gerçekleştirildi. Mezunlarımız saat 19:00 da fotoğraf sergisini gezmeye başladılar. Piyano dinletisi eşliğinde yapılan saydam gösterim ise 19:30 da başladı. Ersan Ener (ID 8) ve Umut Asil (OD- TÜ Orkestrası Şefi) etkinliğin konuklarıydı. Şiir - Türkü Gecesi 27 Mart 2010 Cumartesi günü Vişnelik Salonu nda Şiir ve Türkü Gecesi için bir araya geldik. İnsana dair ne varsa hissedilen ve yaşanan, THBT Fosil Korosu sizlerle paylaşmak istiyor çağrısıyla gerçekleşen geceye mezunlarımızın ilgisi çok yoğundu. 20.00 da başlayan etkinliğin geliri ODTÜ Mezunları Derneği Burs Fonu na aktarıldı. N İ S A N 2 0 1 0 11

dernekten D E R N E K T E B U AY Kültürler Arası Yolculuk 12 Şubat 2010 Cuma günü Vişnelik Salonu nda ağırladığımız konuğumuz, 25 yıl önce profesyonel olarak başladığı kaşiflik mesleğine, şimdi okutman ve yazar olarak da destek veren Mikael Strandberg oldu. Saat 19.00 da başlayan Kültürler Arası Yolculuk isimli sunumun yöneticiliğini gazeteci yazar Doç. Dr. Doğan Tılıç (SOC 85) yaptı. Tılıç ın sunuşunun ardından Strandberg in gezi görüntülerinden oluşan bir video çalışmasını izlediğimiz etkinlik, Strandberg in fotoğraflar eşliğinde gerçekleştirdiği sunumuyla devam etti. Grup Gündoğarken 10 Mart 2010 Çarşamba gecesi Türk Pop Müziği nin beğenilen gruplarından Grup Gündoğarken Vişnelik deydi. Grup Gündoğarken, Ellerimde Çiçekler, Hayallerimi Bırak, Sen Benim Şarkılarımsın gibi yılların eskitemediği unutulmaz şarkıları ile hepimize romantik bir gece yaşattı. Suzan Kardeş le Vişnelik te Balkan Rüzgârı ODTÜ 10. TANITIM FUARI ODTÜ 10. Tanıtım Fuarı 18 20 Mart 2010 tarihleri arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi nde gerçekleştirildi. Geleceğin ODTÜ lülerine Derneğimiz ve ODTÜ lü dayanışması ile ilgili çalışmalarımızı anlatmak amacıyla Derneğimiz de bir stant açarak fuara katıldı. 6 Mart 2010 Cumartesi gecesi, Balkan şarkılarıyla dinleyicilerin beğenisini kazanan Suzan Kardeş i ve 10 kişiden oluşan orkestrasını Vişnelik te ağırladık. Suzan Kardeş ve arkadaşları o gece mezunlarımıza Balkan türküleri ve Türk Musikisi nden oluşan bir müzik ziyafeti sundular. Ayrıca bu unutulmaz gecede 4. Uluslararası 2. El Kısa Film Festivali nedeniyle Ankara da bulunan oyuncular Güven Kıraç, Nilüfer Açıkalın ve Sezin Akbaşoğulları; modacı Barbaros Şansal ile yönetmenler Derviş Zaim ve Serdar Akar ı misafir etmekten onur duyduk. 12 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

Fotoğraf Atölyesi dernekten Temellerini; Temel Fotoğraf Seminerleri ile attığımız, gelecekte tam teşekküllü bir Fotoğraf Atölyesi olmayı hayal ettiğimiz, Fotoğraf Atölyemiz, yine AF- SAD desteği ile İleri Fotoğraf Seminerleri ve Çocuklarla Fotoğraf Seminerleri olarak tam hızla devam etmekte. Eğitmenimiz Fazlı ÖZTÜRK le; hayatı, eskiyi, yeniyi paylaştığımız, günlük hayatı plastik sanatla, şiirle, öykülerle bezediğimiz, içimizdekini, birilerinin içindekini görmeyi, elimizden geldiğince göstermeyi başardığımız bu seminer programları, hem yetişkinlere, hem çocuklara hayattan, sıkıntıdan çıkışın küçük kapısıdır 5-9 ve 9-12 yaş grubu olmak üzere her iki Çocuk Atölyemiz de çocuklarımızın sevinç kaynağı olmuştur.zaman zaman çeşitli Fotoğraf Gezileri ile süslediğimiz program, katılımcılarımızın gözünden dünyayı, sosyal yaşantının inceliklerini kurcalamaktadır. Fotoğraf Atölyemiz, dönem sonunda, 30 Mayıs Etkinlikler Şenliği çerçevesinde bütün yılın emeğini sizlerle paylaşmaktan gurur duyacaktır. Güzel Konuşma Seminerleri ODTÜ Mezunları Derneği Etkinlikler Komitesi olarak düzenlenen, 18 Şubat 2010 tarihinde başladığımız, Güzel Konuşma Seminerleri; müthiş bir katılımcı desteğiyle devam ediyor. Yaşantımızın her karesinde, olmazsa olmaz dilimizi tanımak, doğru kullanmak ve iletişim alanlarımıza olumlu yansımasını görmek hepimizin için elbet çok önemlidir. Bu doğrultuda başlattığımız programımız, eğitmenimiz Aylin Özmenek ile inanılmaz keyifli geçmektedir. TRT Spikeri olan eğitmenimizin verdiği programda, temel konuşma prensipleri ve güzel dilimizin içeriği ve kullanımıyla ilgili bilgileri edinip, kendimizi ifadenin ilk adımlarını atmaktayız. Programın içeriğinde, katılımcılarla paylaşılması planlanan, genel kullanım hatalarını düzeltmek ve Türkçe nin özelliklerini öğretmek üzerinedir. Sosyal yaşantıya bir katkı sağlayacağından çok emin olduğumuz program, önümüzdeki dönemlerde tekrarlanması tasarlanan bir programdır. Rus Gecesi Vişnelik te dünya mutfaklarından örnekler sunmaya devam ediyoruz. 23 Şubat 2010 Salı tarihinde Rus aşçıların katkılarıyla Rus mutfağının seçkin yemeklerini fiks menü şeklinde sunduğumuz gecemize ODTÜ mezunları yoğun ilgi gösterdi. Akordiyonu ile konuğumuz olan Ivan Çelak a yan flüt eşliği ile başlayan müzik zevki Valentina ve Grup Ancyra nın Rusça ve Türkçe pop şarkıları ile devam etti. Celal Sezer le Türkü Gecesi 24 Mart 2010 Çarşamba günü Vişnelik te Celal Sezer le Türkü Gecesi nde türkü sever mezunlarımız bir araya geldiler. 1995 yılında ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu na katılan ve 2009 yılında Felek Bahane isimli albümünü sanatseverlerin beğenisine sunan sanatçımız o gece mezunlarımıza Anadolu nun eşsiz ezgilerinden oluşan tadına doyulmaz bir dinleti sundu. N İ S A N 2 0 1 0 13

dernekten ODTÜ DE MÜZİĞİN SEYRİ Tolga Çandar Derneğimiz Müzik Kulübü nün ODTÜ lü müzisyenler ile ilgili yaptığı çalışmalar kapsamında Bültenimiz in Nisan ayı konuğu Tolga Çandar (CE 88) oldu. ODTÜ de müziğin seyrinden ve kendi döneminizden bahseder misiniz? Tolga Çandar: Toplumsal gelişmeler ile sanatsal gelişmeler arasında ciddi bir koşutluk vardır. ODTÜ Türkiye mizin küçültülmüş bir örneğidir. Şimdi artık ne kadar var bilmiyorum ama bizim okuduğumuz yıllarda, ODTÜ yurtlarında her bölgeden ve sosyal sınıftan insanlar vardı. İşçisi, öğrencisi, öğretim üyesi Çok kültürlü bir toplumduk yani. ODTÜ lülük aslında yurtlarda ve kampüsün içinde yaşanıyordu. Dolayısıyla buradan çıkan müzik aslında Türkiye yi anlatıyordu. Düşlerin üniversitesiydik ama düş görmüyor, ülke gerçeklerini iliklerimize kadar yaşıyorduk. Toplumcu, yurtsever üniversite yapımız her türlü bireysel ve toplumsal ilişkimizde belirleyici oluyordu. Bu dönemde ODTÜ nün entelektüel birikimi son derece gelişmişti. Biz müziğin tarihini, felsefesini, ideolojisini yani siyasal yapı ile müzik sanat ilişkisini merak edip araştırıyorduk. Ve o bilgiler ışığında bir ideoloji oluştu önce, o ideolojinin ifadesi olarak da sanat. Bunu yaparken sanatsal estetiği ikinci plana atmıyorduk. Popülist olmamaya çalışıyorduk. Aynı zamanda da ayrıcalıklı sınıfların tekeline girmemenin önemli olduğunun bilincindeydik. Bu dönemde yaptığımız müzik gerek ülkemizde, gerekse ODTÜ de toplumsal yapının bir göstergesidir. Şimdiki döneme ait izlenimleriniz nedir? T. Ç.: Hocam, dünya çok hızlı değişiyor. Teknolojik olanaklar her geçen gün artıyor. Ancak ne yazık ki, teknolojik alandaki gelişmeleri ülkemiz, halkımız yararına değiştirebilecek bilgi donanımı konusunda zaaf var. Bu yüzden de Düşlerinin peşinden koşan deliler kadrosunda ülkemizde, dolayısıyla ve ne yazık ki üniversitemizde açık var. Şu anda rock müzik yapmaya çalışan guruplara bakıyorum da, çok akıllılar (!). Hâlbuki rock müzik deli (!) işidir. THBT de çok iyi çalışmalar yapıldığını biliyorum. Geçmiş dönemden farklı olarak rock gruplarının temaları değişmiş olsa da sonuçta müzikal olarak çaba sarf eden grupların olduğunu biliyorum. Ancak bir zihinsel çaba sürecinden geçilmezse, sanat içinde yaşadığı toplumun çelişkilerinden doğmazsa, onun dışında kalmaya çalışırsa, hiçbir şey ifade etmiyor benim için. Aksi halde o gruplar eğlence müziğinin bir parçası olurlar. Unutulmamalıdır ki, ODTÜ lülerin diğerlerinden farkı; düş kurabilme ve büyük düşünebilme kapasitelerinin çok geniş olmasıdır. 1976 girişlisiniz o yıllarda kimler vardı, ünlü olan parçalar, türküler politik tavır gösteren gruplar hangileriydi? T. Ç.: Böyle bir söyleşi dizisinde yer alması düşünülen sanatçılar diye baktığınız zaman onların tamamı Kanneci sinden Ümmüşen ine bizim dönemdendir. Tahir Aydoğdu biliyorsunuz Türk Sanat Müziği kökenlidir. Alper Usal vardı. Elektrik Bölümü mezunu Kamil Erdem Asya Minör ün kurucusu, Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü nde öğretim üyesidir. Yıllarca özel sektörde çalıştıktan sonra tamamen müziğe yöneldiğini biliyorum. Bu grupların çoğu ile albümlerde paslaştık. Ertuğrul a Ağıt o dönemindir. O dönem biliyorsunuz ODTÜ nün sık sık cenaze kaldırdığı bir dönemdi, Ertuğrul Karakaya A1 kapısında öldürüldü, onun üzerine Ertuğrul a Ağıt yazıldı. Birkaç isim anmak anlamında aklınıza gelen neler var? Ertuğrul a Ağıt dediniz örneğin. T. Ç.: O dönem Deniz e Ağıt, Mahir e Ağıt, Ulaş a Ağıt, söylediğimiz genelde o türkülerdi. Sonra Ali Asker 1979 da yurtdışına gidene kadar ODTÜ direnişinde gelir türküler söylerdi. Halk türkülerinde sonradan benim albüme okuduğum Sobalarında Kuru da Meşe Yanıyor Efem. Gerizler Başı da var, notalarını THBT arşivinden almıştım. THBT nin çok iyi bir arşivi vardı. Tariş direnişi, İzmir Gültepe olayları dolayısıyla İzmir e gitmiştim. O gidişte bir vesile ile biz Bergama ya gittik. Bergama da bir köyde bir amca çaldı bu türküyü. Ben bir anda çarpıldım çünkü bizim THBT de söylediğimiz arşivdeki Gerizler Başı ndan farklı. Ben albümde bunu da okudum. Son dörtlüğünü orada Bergama da derlediğim şekliyle okudum, TRT şekliyle değil. Musa Eroğlu da piyasadaki diğer arkadaşlar da bunu daha sonra benim derlediğim şekliyle okudu. Kimya lisansın önünde, bir taraftan jandarma sarmış çevreyi. Gerizler Başı türküsünü söyledim. O zaman bizim bir yüzbaşi vardı, sonrakilere bakıldığında iyi bir adamdı. Mesela bizim Ahmet çıkardı ÖTK başkanlığı adına, arkadaşlar şöyle yapacağız böyle yapacağız diye konuşurdu. O keserdi ben başlardım, Amanın da amanın efeler diye giriyorum, ilk defa söyledim onu, bizim yüzbaşı hemen çıktı geldi. Yahu Tolga dedi, isim isim herkesi tanıyordu Söylediğin türkü ne türküsü? dedi, Bergama dan derledim geldim dedim geçende Tariş için oradaydım. Valla harika bir şey dedi. Bunu söylesene her şeyde dedi, sonra adamcağızı görevden aldılar. Ege türküleri söylerdim ben yurtlarda çoğunlukla. Yurdun önüne kantinin meydana bakan tarafına ses düzeni kurardık, ben orda bir taraftan türküler söylerdim. Ümmüşen, Haluk bizim, Zülfü nün Hele Ulaş a Ulaş asını, türküleri söylüyorduk.. ODTÜ lülerin ODTÜ de ürettiği türkü dersen en çarpıcı olanı Ertuğrul a Ağıt tır. 14 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

dernekten O dönem politik hareketin içinde sadece halk türküleri ya da beste türkülerle sınırlanıyor muydunuz? Pop grupları var mıydı, ilginizi çekiyor muydu, buna ilişkin bilgileriniz neler? T. Ç.: Tam aksine Kanneci mesela. Dünya çapında bir klasik gitarcı, biliyorsunuz. Okay Temiz le basgitar çalan elektrikte öğrenci olan Kamil Erdem, Yeni Türkü, Eftal ler falan Yeni Türkü de çalıyordu. Biz THBT de idik, piyasaya yönelik işler yapmıyorduk. Fakat profesyonel arkadaşlarımızın içerisinde dışarıda davul (bateri) çalıp hayatını kazananlar vardı. O dönemin rock müziği de zaten politik içerikli rock idi. Cem Karaca, Moğollar, Anadolu Rock yapılıyordu. ODTÜ ye mahsus öyle rock gruplar var mıydı? T. Ç.: Rock değilse de Yeni Türkü vardı. Daha sonra Eftal Küçük daha farklı bir çizgi için oradan ayrılıp bizlerle Çağdaş Türkü yü oluşturdu. Bu günkü gibi hard rock yapan bir grup benim bildiğim yoktu. İnşaatta bizim Metin Yücel vardı, iyi rockcı idi ama gurubu yoktu bildiğim kadarıyla. Tekrar Çağdas Türkü den bahsedersek, Bekle Beni film müziği olarak kullanılmıştı. Film için mi üretilmisti? T. Ç.: Sen Türkülerini Söyle filmi albümden yola çıkılarak yapılmıştır. Hatta tartışılmıştı o dönem ama Şerif Gören o konuda başarılıydı bence. Dönemin ilk örneğiydi ve Antalya Film Festivali halk jürisinde birinci seçilmişti. Yani, önce albüm, sonra film. O günlere ait müziksel anekdotlarınız var mı? T. Ç.: Var tabi, biz Üçlü Amfi nin önündeyiz. Bu defa bir komutan var ama bahsettiğim yüzbaşı değil, biz de bilmiyoruz kim olduğunu. O yüzbaşı bize hiç askeri saldırtmamıştı, hani vurun kırın emretmedi. O gün Güvercinlik ten bir binbaşı geldi kim olduğunu bilmiyoruz. Ben çalıyorum Üçlü Amfi nin önünde, bir de Alper var, o çalıyor Ümmüşen söylüyor. Bir anda, hiç alışkın değiliz, jandarma saldırdı. Bir tarafta Ahmet konuşuyordu. Normalde bizim alışkın olduğumuz şu, Üçlü Amfi nin bir tarafına Ahmet çıkar diğer tarafına bizim yüzbaşı, Ahmet konuştukça Arkadaşlar yaptığınız yasal değil, lütfen dağılın, dağıtmak zorunda kalacağım der, bir süre susar, Ahmet konuşur, Arkadaşlar olmuyor ama şimdi dağıtacağım uyarısı yapar, iş biter biz dağılırız. Bu defa öyle olmadı, ben çalıyorum saldırdılar, allah paldır küldür nasıl bir girişme, birlik de değişik, Güvercinlik ten başka bir birlik. Ben bir taraftan çalıyorum ama ne yapacağımı şaşırdım. Ben söylüyorum millet orada kavga ediyor. Ön tarafta tam bir savaş var, birisi orada türkü söylüyor. Olacak iş mi? Sonunda bir tanesi kaçsana oğlum dedi. Mikrofon çok pahalı o zaman, mikrofonu söküp kaptım. Ben bir tarafta saz, bir tarafta mikrofon, arkada jandarma kaçıyoruz biz. Saz da benim değil o dönem THBT den mi bir yerden alıyorduk, o dönem sazım mı var? Müzikle yaşamınızı kazanıyorsunuz, bir ara mühendisliğe döndünüz yurtdışı bir iş söz konusu oldu, gazete yazarlığı yapıyorsunuz, milletvekili adaylığınız oldu, başka neler var? T. Ç.: Valla, insan kendini en çok nerede mutlu hissediyorsa, orada yaşamalı. Ben şantiyeleri de çok sevdim ama sahnede kendimi daha mutlu hissediyorum. Dondurmam Gaymak filminde oynadım, TRT de Bizim Evin Halleri dizisinde 70 80 bölüm civarında oynadım. Milletvekilli adaylığı ise devam ediyor. Bu işi benden daha iyi yapacağına inandığım birileri çıkana kadar Muğla dan aday olmaya devam edeceğim. İnternet sitenize bakınca 13 tane albüm sayılıyor. T. Ç.: Bana sayısını sormayın. Orada Muğla valiliği için yaptığım Muğla Türküleri 1 ve 2 de var, bugün piyasada olmayan ama birçok insanın evinde olan. İki tane de Çağdaş Türkü ile olan onların arasındadır. O listede Kar Yangını yoktur mesela, bestelerden oluşan bir albümdü, toplatmıştım ben onu ama o da gene birçok insanın evinde var. Geçmişten günümüze doğru bakınca siz kendiniz için nasıl bir müzikal seyir değerlendirmesi yapıyorsunuz? Daha çok folklora mı yöneldiniz? T. Ç.: Çağdaş Türkü içinde de besteleri türkülere doğru yönelten kişi idim. Çağdaş Türkü içinde benim yaptığım besteler de zaten daha çok folklorik ögeler taşıyan bestelerdi. Henüz çıkmamış ama önümüzdeki günlerde yayınlayacağım yeni besteler de bizden olacak elbette, hiç kuşkunuz olmasın. Bu çilekeş, bu gariban, saf Anadolu halkının türkülerini söylemek onur veriyor bana. Müzikle ilgili olarak kendinizi birilerinden etkilenmiş görüyor musunuz? T. Ç.: Mutlaka, yeni bir şey yapabilmek için önce geçmişte yapılanları bilmek lazım. Aksi takdirde tekrara düşülebiliniyor. Çocukluğumuzda, Bodrum un, Milas ın açık hava sinemalarında Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur filmleriyle ve müzikleriyle büyüdük biz. Ben ilk bağlamaya başladığım dönemde Neşet Ertaş, Musa Eroğlu, Âşık Veysel, Mahsuni, v.b. halk ozanları dinlerdim. Aynı zamanda Livaneli, Ruhi Su, Rahmi Saltuk, gibi müzisyenler dinlenirdi. Sonra, Beatles lar, Pink Floyd lar İnti İllimani ler Etkilenmemek olur mu? Ege de biz adalarla içli dışlı idik Teodorakis ler, Hacıdakis ler, Dimitri Galani, Maria Faranduri ler. Tabii hepsi çok etkiliyordu. Biz de onlara Ege türküleri, zeybekler dinletirdik. Sonra Ethno Jazz ile tanıştım. Bayılırım dinlemeye hala Bunların tamamı bugünün Tolga Çandar ını oluşturmuştur. Duruşunuz medyadan takip edildiği kadar belli, günümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? T. Ç.: Bizim sloganlardan, Kahrolsun Amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileri vardı ya hani otuz yıl önce attığımız... Ne yazık ki değişen hiçbir şey yok. Yine bütün dünyanın iliğini sömüren emperyalist güçler, onun yanı sıra bunların hizmetinde bir takım güçler, milliyetçiliği kimi zaman sizin için kimi zaman size karşı kullanan güçler. Şimdi buna ilaveten din faktörünü de kullanıyorlar. Türkiye tarihte geçirdiği en çalkantılı en tehlikeli dönemlerinden birini geçiriyor. Bir ülkenin bireyleri çok farklı etnik yapılardan çok farklı dinsel inanışlardan, çok farklı siyasal görüşlerden oluşabilir. Çok da doğaldır bu. Bizim doğal olarak sahip olduğumuz bu özelliği bir zenginlik olarak algılamamız gerekir. Ben Türkiye mizin ciddi bir aydın açığı olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin aynı zamanda da ciddi bir deli açığı var hocam. Herkes akıllı. Herkes her şeyi biliyor. Biri de çıkıp mesela, sevmiyorum kardeşim ben sizi demiyor. Ben diyorum bağıra bağıra. Yarı aydınlara söylüyorum, bu gün tüm Türkiye deki gazete köşelerinde yazan bazı sözde aydın işbirlikçilere, kitaplar yazan sözde aydınların tamamına söylüyorum (kalemini her şeye rağmen halkının çıkarına kullananları ayırıyorum): Sevmiyorum sizi arkadaş! Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz. Söyleşi: Sinan DEMİRCİ (ME 88) N İ S A N 2 0 1 0 15

dernekten Okur, düşünür sorgularız, Döner dolaşır, yorumlarız Durma, koş, kovala ve Çık yerleşkeden bir kerede Uzat elini millete.. Ankara Gönüllü Takımı Mezun olmanın verdiği coşkuyla koşarak geldiğim Derneğimiz de Sivil Toplum Komitesi ve Burs Komitesi ile kendimi yepyeni bir ODTÜ de buldum. Derneğimizin yapısını tanıdıkça hem öğrencilerle daha sıkı bir bağ kurulabilmesini sağlamak için hem de uzun yıllar sürdürdüğümüz ve başarılarla dolu Gönüllü Eğitim Projesi ndeki amaçları canlandırabilmek için ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu nun onayıyla, Sivil Toplum Komitesi bünyesinde yeni bir çalışma grubu oluşturduk: Ankara Gönüllü Takımı Üniversite-toplum arasında bir bağ olur, mezun-öğrenci dayanışması ile üniversite kültürünü, birikimini ve deneyimlerini topluma aktarır; bunu yaparken de toplumdan sürekli öğrenir. Amaçlarını gerçekleştirmek için düşünür, araştırır projeler üretir ve üniversite ile toplum arasında yeni bağlar kurar. Sorgulayan, düşünen ve araştıran bir toplum için eğitime destek verir. Gidelim el ele Dikmen e, Karşıyaka ya! Ankara Gönüllü Takımı Dikmen de! ve Ankara Gönüllü Takımı Karşıyaka da! diyerek oluşturduğumuz, Yenimahalle ve Çankaya Belediyeleri nden ulaşım, projenin yaygınlaştırılması konularında destek aldığımız projelerimiz ile üniversite öğrencisi gönüllüler haftada bir gün iki saat Dikmen ve Karşıyaka bölgesindeki evlere konuk olacak. Evde öğrenimini sürdüren öğrencilerin ödevlerine yardımcı olacaklar, birlikte kitap okuyacaklar; bilim, sanat, çevre, meslekler, üniversiteler hakkında sohbet edecekler. Gönüllüler: Üniversitelerden tanıdığımız ve bizlere destek olabilecek öğrenci arkadaşlarımıza yaptığımız çağrılar sonucunda Ankara Gönüllü Takımı şu an 80 i aşkın gönüllü ile çalışmalarını sürdürmektedir. Her geçen gün amaçlarımızı destekleyen yeni gönüllülerimiz başvuru yapmakta ve çoğalmaktayız. Gönüllü olarak bizlerin kişisel gelişimleri için eğitim ve etkinlikler düzenlemekteyiz. İlk eğitimimiz 17 Mart 2010 tarihinde Derneğimiz Vişnelik Salonu nda gerçekleşti. Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü nden Dr. Çiğdem HASER(EME 99) ve Gelişim Psikolojisi Uzmanı Ahu ÖZTÜRK ile İlköğretim Çağındaki Çocuklarla İletişim ve Çocuk Psikolojisi konusunda gerçekleşen eğitimimiz etkileşimli bir toplantı oldu. 24 Mart ve 26 Mart 2010 tarihlerinde ise Proje Eğitimi düzenlendi. Amaçlarımızı destekleyen, fikirlerini bizlerle paylaşmak isteyen herkesi toplantılarımıza ve eğitimlerimize bekliyoruz. *29 Mart 2010 Pazartesi tarihli Hürriyet Ankara isimli gazeteden alınmıştır. Mehmet KUZU (STAT 09) 16 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

dernekten Basında ODTÜ Ulaşım Fiyatlarına Tepki 25 Mart 2010 tarihli Milliyet Gazetesi nden alınmıştır. N İ S A N 2 0 1 0 17

odtü den YENİ SINAV SİSTEMİ Öğrenci ve Ailelere Bilgiler Tavsiyeler Himmet Şahin (EDS 83), ODTÜ ve ODTÜ K. Kıbrıs Kampusü nden gelen talepler doğrultusunda, Rektörlük ve Öğretim Üyelerine 2010 yılında üniversiteye girişte uygulanacak olan iki aşamalı Yeni Sınav Sistemi nin detayları hakkında bilgi aktarımında bulundu. Himmet Şahin in bir eğitimci olarak sunduğu bilgi ve tavsiyelerden yapılan derlemeyi aşağıda bulabilirsiniz. Giriş Eğitimdeki değişim etkenlerinin temelinde düşünce, reform, yenilik ve uygulamalar yer almaktadır. Kapitalist küreselleşmede ideolojiyi temsil eden uygulamalara bakıldığında muhafazakâr söylemler ile felsefesinin, her ne kadar yenilikçi bir kimlik olarak görünse de, sermaye ve din kanalıyla eğitimi etkilediği görülmektedir. Neoliberal kapitalizim ve din arasındaki uzlaşmalar, birinin diğerinden beslenmesini sağlayarak, milli/din çerçevesi içinde muhafazakar bireyler yetiştirmek isteyen yapılar kurma amacını taşımaktadır. Taşrada yeterli öğrenci bulamayan veya çeşitli cemaatlere yakınlığı ile bilinen kimi özel okullar ve üniversitelerin daha çok öğrenciye ulaşmaları için bazı uygulamalarla, eğitimin parasız sosyal bir hak olmaktan çıkartılması, özelleştirmeye özendirilmesi ve desteklenmesi durumu yaratılmak istenmektedir. Sık sık değişen sınav sistemi ve katsayı kavgalarının temelinde yatan gerçek budur. YENİ SINAV SİSTEMİ YÜKSEK ÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS) 11 Nisan 2010 tarihinde uygulanacak birinci aşama YGS de (Yükseköğretimine Geçiş Sınavı) toplam 160 sorunun 180 dakikada çözülmesi istenecektir. Soruların derslere göre dağılımı ; Türkçe yi kullanma gücü :40, Matematik temel kavramları ölçme; 40, Fen Bilimleri temel kavramları ölçme ;40, Sosyal Bilimler: 40 olarak belirlenmiştir. Bu sınav sonucunda her bir öğrenci için 6 adet YGS puanı hesaplanacaktır. Bu alanlar YGS-1, YGS-2 Sayısal ağırlıklı, YGS-3,YGS-4 Sözel, YGS- 5,YGS-6 Türkçe Matematik alanları olarak belirlenmiştir. YGS Puanları ; min. 100, max 500 olacak şekilde formüle edilmiştir. Ağırlıklı Orta Öğrenim Başarı Puanı da (AOÖBP) min. 100, max. 500 olarak dönüştürülecektir. Oluşan Puanlara Ağırlıklı Orta Öğrenim Başarı Puanı (AOÖBP) öğrencinin kendi alanı için 0,15, alan dışı tercih edildiğinde ise 0,12 katsayı ile çarpılarak eklenecektir. Örneğin; YGS-1 Puanı 350, AOÖBP ı 400 olan bir öğrencinin yerleştirme puanı; YYGS- 1 = 350+400x0,15=410 dür. Bu öğrenci YGS-3,YGS-4,YGS-5,YGS-6 ile alan bir üniversiteyi tercih ederse bu puanlarına AOÖBP 0,12 ile çarpılmak suretiyle 48 puan daha eklenecektir. Oluşan bu puanlarla öğrenciler Meslek Yüksek Okullarını ve bazı 4 yıllık fakülteleri tercih edebileceklerdir. Tercih yapılabilmesi için min. 145 puan + AOÖBP almaları gerekmektedir. Bir mesleğe yönelik liseden mezun öğrenci, kendi mesleğinin uzantısı olan bir mesleği tercih ettiğinde ek olarak AOÖBP ı 0,06 ile çarpılarak puanlarının üstüne eklenecektir. Her öğrenciye altı ayrı puan türü ile hesaplanacak olan YGS için Tablo- 1 de testlerin puan türlerine göre etki yüzdeleri verilmiştir. LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI (LYS) Adayların ders düzeyindeki bilgi ve yeteneklerini ölçen ve özgün lisans programlarına yerleştirmede esas alınacak başarı puanını belirleyecek sınavdır. Lisans yerleştirme sınavı tamamlandıktan sonra oluşacak puanlar için her alan kendi içinde çeşitlendirilerek, disiplinlere TESTLER YGS-1 YGS-2 YGS-3 YGS-4 YGS-5 YGS-6 Türkçe (Dil ve Anlatım ) 20 20 40 30 37 33 Temel Matematik 40 30 20 20 33 37 Fen Bilimleri 10 10 30 40 20 10 Sosyal Bilimler 30 40 10 10 10 20 Tablo-1 DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR: 1. Puanın hesaplanması için 4 testin ikisinde min. 4 net yapılmalıdır. 2. İkinci aşama sınavına katılabilmek için min. 180 puan alınmalıdır. 3. YGS deki her testin alanlara göre ağırlığı farklı olsa da, LYS puanının oluşumunda yaklaşık %40 direk etkisi vardır. Örneğin Sayısal LYS Öğrencisi, YGS testindeki Sosyal bilimler testini cevaplamazsa yaklaşık 19 puan kaybı olacaktır. YGS testi bir bütün olarak algılanmalı, alana bakmaksızın tüm testler cevaplandırılmalıdır. 18 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5

odtü den Öğrenciler ve ailelerin doğru bilgilendirilmeleri, doğru tercihler yapmalarına olanak sağlayacaktır. Yeni sınav sistemi bir eğitimci gözüyle ile incelediğinde, soruların üniversitede öğretim görecek bir öğrencide; Okuduğunu anlama ve yorumlama becerisi, Muhakeme gücü, İlişkilendirme, Seçici dikkat ve süresi ile İşlem yapma becerilerinin gelişmiş olmasını ölçtüğü görülmektedir. Test Süre Ders Soru Adı Dk. Dağılımı Sayısı MATEMATİK-FEN TÜRKÇE- MAT. TÜRKÇE- SOSYAL Y-DİL MF-1 MF-2 MF-3 MF-4 TM-1 TM-2 TM-3 TS-1 TS-2 Dil-1 Dil-2 Y Türkçe 40 11 11 11 11 14 14 15 13 18 15 25 G 160 T. Matematik 40 16 11 11 14 16 14 10 10 6 6 7 S Sosyal 40 5 5 7 6 5 7 10 12 11 9 13 Fen Bil 40 8 13 11 9 5 5 5 5 5 5 5 Matematik 50 26 16 13 22 25 22 18 LYS-1 120 Geometri 30 13 7 5 11 10 8 7 Fizik 30 10 13 13 13 LYS-2 135 kimya 30 6 12 14 9 Biyoloji 30 5 12 15 5 Türk Dili ve Edeb. 56 18 22 25 15 25 LYS-3 120 Coğrafya-1 24 7 8 10 8 5 Tarih 44 15 15 LYS-4 135 Coğrafya-2 16 7 5 Fel. Gr. 30 15 10 LYS-5 120 Yabancı Dil 80 65 60 an türü, Türkçe Matematik öğrencisi için 9, Türkçe Sosyal öğrencisi için ise 8 puan türü oluşacaktır. Öğrenci kendi alanı dışında bir bölümü seçeceği zaman puanı düşmeyecek, eklenecek olan AOÖBP na tercih edilen puan türü ile ilişkilendirilerek yerleştirme puanına eklenecektir. Örneğin; sayısal öğrencisi Türkçe- Matematik alanı ile sınava girmek istiyorsa, Türkçe- Matematik AOÖBP ı katsayısı ile çarpılarak puanına eklenecektir. Himmet ŞAHİN in (EDS 83) ODTÜ sunumundan derleyen; Damla GÜLMEZ (ARCH 09) Tablo-2 göre testlerin puanlama yüzdeleri farklılaştırılmıştır. Tablo- 2 de soru sayıları, uygulama süreleri ve alanların sorumlu olduğu testler belirtilmiştir. YGS sonuçlarına göre şekillenecek puanlama sistemi Tablo- 3 de verilmiştir. Ortalama, standart sapma ve diğer veriler bir önceki yıllardaki uygulamalar dikkate alınarak hesaplanmıştır. MATMATİK-FEN ÖĞRENCİSİ: 386, TÜRKÇE MATEMATİK ÖĞRENCİSİ: 320, TÜRKÇE- SOSYAL ÖĞRENCİSİ : 330, YABANCI DİL ÖĞRENCİSİ : 240 SORUDAN SORUMLU OLACAKTIR. AĞIRLIKLI ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI Adayın Orta Öğretim Başarı Puanı ağırlandırılarak 500 lü sisteme dönüştürülecek, çıkan sonuç 0,15 le çarpılarak öğrencinin almış olduğu yerleştirme puanına maksimum 75, minimum 15 puan eklenecektir. Bir önceki yıla göre etkisi % 43 civarında azalmış görünmektedir. Meslek lisesi mezunları ise kendi alanları ile ilişkilendirilmiş bölümleri tercih etmeleri halinde ağırlıklı orta öğretim başarı puanları 0,06 ile çarpılarak yerleştirme puanlarına eklenecektir. Geçmiş yıllarda her öğrenciye Sayısal, Sözel ve Matematik olarak üç tür ağırlıklı orta öğretim başarı puanı hesaplanırken, şimdi Sonuç Belgesinde Sayısal bir öğrenci için 10 pu- YGS SORULARI MAT-1 TÜRK FEN BİL SOS-BİL Tablo-3 M İ N PUAN AOÖBP TOPLAM 0,15 ALANINDA YGS - 1 141,3 69,25 144,25 41,3 100 500 75 60 YGS - 2 106,1 66,8 186 41,1 100 500 75 60 YGS - 3 75,64 142,64 49,23 131,5 100 500 75 60 YGS - 4 73,93 104,88 48,05 173,14 100 500 75 60 YGS - 5 127 133,240 50,36 89 100 500 75 60 YGS - 6 139 117,786 99,33 43,89 100 500 75 60 MF - 1 55,24 35,88 36,316 20 100 247,436 MF - 2 38,40 36,28 59,66 20,2 100 254,54 MF - 3 38,78 36,64 51 28,68 100 255,1 MF - 4 48,73 36,17 41,18 24,268 100 264,58 TM - 1 50,94 41,25 21 19,11 100 223,3 TM - 2 43,13 40,758 21 25,74 100 230,6 TM - 3 31,35 44,438 20,61 36,933 100 233,33 TS - 1 21,10 73,184 23,11 74,87 100 292,264 TS -2 20,21 85,295 22,14 71,74 100 299,395 0,12 ALAN DIŞI Bu puanlara LYS de cevaplandırılacak testlerin değerleri eklenecektir. Tablo 3 deki verilerde tüm soruların net olarak yapılması halinde elde edilecek puanları göstermektedir, standart sapma,ortalama ve diğer gerekli veriler önceki yıllardaki uygulamalar kıstas olarak alınmıştır. N İ S A N 2 0 1 0 19

odtü den Mersin deki GEMİMİZ; R/V BİLİM 2 Ortadoğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü nün Mersin deki kampüsünde deniz bilimleri üzerine yoğun bir eğitim ve araştırma faaliyeti sürdürülmektedir. 1975 yılından itibaren laboratuarları, uzaktan algılama cihazları, atmosferik kulesi ve araştırmalar için kullanılan araştırma gemisi ve limanı ile tüm proje ve çalışmalar koordine edilmektedir. Ayrıca 2007'den itibaren başlayan ve dört yıl sürmesi öngörülen Avrupa Birliği Altıncı Çerçeve (SESAME) projesi ile Güney Avrupa Denizleri Ekosistem Değişimlerinin Değerlendirilmesi ve Modellenmesi çalışmaları yapılmaktadır. Bu proje ile Akdeniz ve Karadeniz'deki mevcut ve iklim değişimi koşullarındaki ekosistem davranışları ve gelecekteki durumları incelenmekte, turizm, ekosistem kararlılığı ve balıkçılık gibi toplumsal değer taşıyan mal ve hizmetlerin nasıl etkileneceğinin ortaya konulması için yoğun bir veri toplama programı ile özel kapsamlı deniz çalışmaları yapılmaktadır. Karadeniz ve Akdeniz in 50 yıllık geçmişi ve değişimi ile gelecekteki 50 yıllık değişimi ve bu değişimlerin sosyo-ekonomik sonuçları belirlenmektedir. Bu çalışmalara OD- TÜ nün dışında Akdeniz ve Karadeniz ülkelerinden 48 Oşinografi Enstitüsü de katılmaktadır. SESAME projesi için ODTÜ nün R/V Bilim 2 bilimsel araştırma gemisi de diğer araştırma gemileri ve bilim adamları ile birlikte araştırma faaliyetlerini sürdürmekte ve karşılaştırmalı ölçümler yapmaktadır. R/V Bilim 2 bilimsel araştırma gemisinin İstanbul Tuzla Denizcilik Fakültesi nden mezun olarak uzakyol kaptan yeterliliği alan ve dört yıldır gemide görev yapan 3. kaptanı Serkan Yıldırım dan alınan bilgiye göre, Bilim 2 gemisi Taşkızak tersanesinde 1982 yılında yapılmış olup, boyu 40.47 m, eni 9.41m, derinliği 4.4, taşıma kapasitesi ise 153,853 tondur. 13 personel ve 17 yolcu kapasiteli gemide bulunan kimya, fizik ve biyoloji laboratuarlarında günümüz şartlarında yapılabilen tüm araştırmalar gerçekleştirmektedir. Araştırma örnekleri genelde Akdeniz, Karadeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi ve Boğazlar dan alınmaktadır. Hizmet Gemileri kategorisinde yer alan Bilim2 de 2 kaptan, 2 makine mühendisi(çarkçı), 3 makine sınıfı yağcı, 3 güverte elemanı gemici, 1 aşçı, 1 kamarot ile hizmet verilmektedir. Ayrıca 14 araştırma personeli ile çalışabilen gemi, gece - gündüz hiç durmadan 15 gün seyir yapabilmekte, hiçbir limana uğramadan yetecek ekipman, gıda ve su ile çalışma yapmaktadır. Bilim 2 gemisi zorunlu olan tüm teknik ve personel imkanlarına ve denize çıkıldığında meydana gelebilecek tüm acil durumlara müdahale imkanlarına, can kurtarma ve deniz güvenlik araçlarına sahiptir. Şule ŞAHİN (PSY'85) 20 O D T Ü L Ü L E R B Ü L T E N Ý - 1 9 5