Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:



Benzer belgeler
T.C. D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu. Esas No:2005/374 Karar No:2007/103

: Lafarge Beton A.Ş. : Av. Gamze Çiğdemtekin Piyade Sokak Portakalçiçeği Apt. C Blok No:18 K:3 -Çankaya/ANKARA Karşı Taraf (Davalı)

T.C. ANKARA 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/1810 KARAR NO : 2012/280

RET KARARI. ŞİKÂYET EDİLEN İDARE VE ADRESİ : SOK Başkanlığı Kütahya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

KARA SINIRLARININ KORUNMASI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek

B.07.1.GİB.0.66/ T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Seri No:2006/1

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

Mahkemece, davalı işçinin eylemli çalışması bulunmadığı gerekçe gösterilerek istek hüküm altına alınmıştır.

İtiraz Eden (Davacı) : TMMOB Çevre Mühendisleri Odası : Av. Emre Baturay Altınok Üsküp Cad. (Çevre Sk.) No:22/7, Çankaya/Ankara

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25884

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1362 T

Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünün Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (2009 YILI)

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Sigortalı Tescil ve Hizmet Daire Başkanlığı

SİRKÜLER RAPOR MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:30) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/58

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

12.1 ODA TARAFINDAN AÇILAN DAVALAR VE SONUÇLARI

Avrupa Adelet Divanı

FASIL 335 ARAÇLAR VE TRAFİK DÜZENLEME YASASI

ÖZET: Hüküm uyuşmazlığının varlığı için öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden,

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

OTOPARK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

DANIŞTAY İDARİ ve VERGİ DAVA DAİRELERİNE İLİŞKİN TEMEL UYUŞMAZLIKLAR İLE UYUŞMAZLIKLARIN YOĞUNLAŞTIĞI BÖLGELER ;

gün, Esas:2011/9-193 Karar:2011/269

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sosyal Sigortalar Yönetmeliği İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Raporları

İKİNCİ BÖLÜM Genel Kurulun Çalışma Usul ve Esasları

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533

MADDE 28 E İLİŞKİN ÖRNEK DANIŞTAY KARARLARI

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR. DAVACI

TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

T.C. VAN ĐL ÖZEL ĐDARESĐ Đl Genel Meclisi

TORBA KANUN İLE 4/A (SSK) BENDİ KAPSAMINDA PRİM ÖDEMEKSİZİN GEÇİRİLEN HANGİ SÜRELER BORÇLANILABİLİR

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ALANYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

Özelge: Meslek Yüksekokulunun Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Diğer Vergi Kanunları karşısındaki durumu hk.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/38 TARİH:

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 36 İST, E-fatura hakkında 424 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı.

EK-1. bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden vazgeçilir.

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 107 İST, ELEKTRONİK DEFTER HAKKINDA AÇIKLAMALAR YAPILDI

AMME ALACAKLARINDA TERKİN TUTARI

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

ÇANAKKALE BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

bölüm 15 hukuki çalışmalar

ŞİKAYET NO : /364 KARAR TARİH : 16/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :...,

YÖNETMELİK. Kamu İhale Kurumundan:

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7)

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yer alan işyerlerini kapsar.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ

Hukuk Genel Kurulu 2014/454 E., 2016/481 K. "İçtihat Metni"

HUKUK + İMAR + PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONLARI ORTAK RAPORU

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17

KONU: Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Had ve Tutarların 2013 Yılı Değerleri Belirlendi

GEÇİCİ KORUMA SAĞLANAN YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Çalışma Genel Müdürlüğü

1- Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunlulu u Kapsam na Giren Mükellefler

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

Sirküler 2015/ Eylül 2015

T.C. AMASYA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, İlkeler ve Tanımlar

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ:

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

5510 SAYILI YASA SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLERE İLİŞKİN RAPOR

2 NO LU SERBEST BÖLGELER KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ LEMKE- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:17381/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 5 Haziran 2007

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi:

1111 SAYILI ASKERLİK KANUNUNUN 35/E MADDESİNE GÖRE SEVKLERİ TEHİR EDİLECEK SPORCULARA İLİŞKİN ÖZEL YÖNERGE

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

TARİFE YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

MADDE 88-8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

YÖNETMELĐK RAPOR DEĞERLENDĐRME KOMĐSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ ĐLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĐK

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Transkript:

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2006/99 K. 2009/1962 T. 5.11.2009 Trafik Polisi Olarak Görevli Davacının Trafik İhlaline Müdahale Ederken Yaralanması ÖZET : Dava, trafik polisi olarak görev yapan davacının, görevi sırasında geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle 2330 sayılı Yasa uyarınca nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Trafik polisi olarak görevli davacının, trafik ihlaline müdahale ederken yaralandığı anlaşılmakta olup, davacıya 2330 sayılı Kanun hükümleri uyarınca nakdi tazminat ödenmemesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. İstemin Özeti : Ankara 5. İdare Mahkemesi'nce verilen 7.7.2005 günlü, E:2005/1320, K:2005/1016 sayılı ısrar kararını davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi Mustafa Karabulut'un Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Nevzat Özgür'ün Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü: KARAR : Dava, trafik polisi olarak görev yapan davacının, görevi sırasında geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle 2330 sayılı Yasa uyarınca nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Ankara 5. İdare Mahkemesinin 7.2.2002 günlü, E:2001/1577, K:2002/143 sayılı kararıyla; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1. maddesi ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinin ( a ) bendindeki hükümlere yer verilerek, iç güvenlik ve asayişin korunması ile görevlendirilen emniyet mensuplarına görevleri sırasında maruz kaldıkları yaralanma ve sakatlanma hallerinde nakdi

tazminat ödenmesinin öngörüldüğü, olayda, trafik polis memuru olan davacının trafik kazasına müdahale için gittiği olay yerinde karşı yönden gelen bir aracın trafik kazasına neden olan araca çarpması neticesinde yaralandığı, olay nedeniyle kendisine nakdi tazminat ödenmesi için yaptığı başvurusunun görevin iç güvenlik ve asayişe özgü bir nitelik taşımadığından bahisle dava konusu işlemle reddedildiği, trafik polisi olan davacının toplumun can ve mal güvenliğini korumaya yönelik olarak trafik asayiş görevini, araç ve sürücülerin denetimi bakımından sürdürmekte olduğu dikkate alındığında, görevin 2330 sayılı Yasada ifade edilen anlamda iç güvenlik ve asayişe özgü bir nitelik taşıdığının kabulü gerektiğinden, trafik polisi olarak görevli bulunduğu sırada yaralanan davacının nakdi tazminat isteminin karşılanması gerekirken, karşılanmaması yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onuncu Dairesinin 7.11.2002 günlü, E:2002/3704, K:2002/4226 sayılı kararıyla; asayiş ve güvenliği sağlamanın polisin asli görevlerinden olduğu, 2330 sayılı Yasa uyarınca münhasıran asayiş ve güvenliğin sağlanmasına yönelik bir görevlendirme sırasında meydana gelen yaralanmanın nakdi tazminat ödenmesine konu olabileceği, olayda trafik polisi olan davacının yaralanmasının belirtilen nitelikte olmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de Ankara 5. İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir. Davalı idare, Ankara 5. İdare Mahkemesinin 7.7.2005 günlü, E:2005/1320, K:2005/1016 sayılı ısrar kararını, davacının yaralanması sırasında yürütmekte olduğu görevin 2330 sayılı Yasa kapsamında olmadığını ileri sürerek temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde; Kanunun amacı, Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men takip ve tahkikle görevli olanların bu görevinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat... esas ve yöntemlerinin saptanması olarak belirlenmiştir. Anılan Kanunun 10. maddesine istinaden çıkarılan Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik in 2. maddesinde ise; yönetmelik kapsamına giren personel sayıldıktan sonra, söz konusu yönetmelikte belirtilen personelin bu yardımlardan dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımlar nedeniyle ya da devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri halinde Kanunda belirtilen hak sahiplerine verilecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylığın, yaralanmaları halinde ise kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı belirtilmiştir. Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 5. maddesinin ( b ) bendinde; Emniyet Genel Müdürlüğü trafik kuruluşlarının görev ve yetkilerinin; araçları, bu Kanuna göre araçlarda bulundurulması gerekli belge ve gereçleri, sürücüleri ve bunlara ait belgeleri, sürücülerin ve karayolunu kullanan diğer kişilerin kurallara uyup uymadığını, trafik düzenlemelerinin ve çeşitli tesislerin bu Kanun hükümlerine uygun olup olmadığını denetlemek, duran ve akan trafiği düzenlemek ve yönetmek olduğu belirtilmiş ve anılan Kanunun 6. maddesinin ( a ) bendinde de, trafik zabıtasının görevi sırasında karşılaştığı acil ve zorunlu hallerde genel zabıta görevi yapmakla da yetkili olduğu ve mülki idare amirlerince, emniyet ve asayiş bakımından zorunlu görülen haller dışında,

trafik zabıtasına genel zabıta görevi verilemeyeceği, araç, gereç ve özel teçhizatın trafik hizmetleri dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. 2330 sayılı Kanun ile bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin yukarıda açıklanan hükümlerine göre nakdi tazminatın ödenebilmesi için; iç güvenlik ve asayişin korunması, kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevli olunması, ölüm, sakatlanma ve yaralanmanın belirtilen görevlerin yapılışı sırasında ve görev nedeniyle veya görev sona ermiş bulunsa bile bu görevden dolayı meydana gelmiş olması, ölüm, yaralanma veya sakatlanmanın oluşumunda görevli kişinin kendi kastının bulunmaması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Asayişi ve güvenliği sağlamak polisin asli görevi olmakla birlikte, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun yukarıda anılan hükümlerine göre; trafik polislerinin öncelikle sürücülerin trafik kurallarına riayet edip etmediklerini kontrolle görevli olduğu, acil ve zorunlu haller dışında ve mülki idare amirlerince görevlendirilmedikçe emniyet ve asayiş bakımından görevli olmadığı ve 2330 sayılı Kanun uyarınca, münhasıran asayişin ve güvenliğin sağlanmasına yönelik bir görevlendirme sırasında meydana gelen yaralanma ve ölüm olayları nakdi tazminat ödenmesine konu olabileceğinden; trafik polislerine, böyle bir görevlendirme ve acil veya zorunlu bir durum olmaksızın, trafiği kontrol görevini yürütürken meydana gelen yaralanma ve ölüm olaylarından dolayı nakdi tazminat ödenmesi olanağı bulunmamaktadır. Olayda, trafik polisi olarak görevli davacının, trafik ihlaline müdahale ederken yaralandığı anlaşılmakta olup, davacıya 2330 sayılı Kanun hükümleri uyarınca nakdi tazminat ödenmemesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Ankara 5. İdare Mahkemesinin 7.7.2005 günlü, E:2005/1320 K:2005/1016 sayılı ısrar kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan İdari Mahkemesine gönderilmesine, 05.11.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY : Trafik polisleri tarafından yürütülen hizmet iç güvenlik kapsamında bir kolluk hizmetidir. Dolayısıyla bu hizmetin ifası sırasında meydana gelen yaralanma ve ölüm olaylarında, diğer koşullar da varsa, nakdi tazminat ödenmesi gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar İdare Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, istemin reddi gerektiği oyuyla karara karşıyız.

T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE E. 1994/6239 K. 1996/359 T. 13.2.1996 Belediye tarafından yağılan denetimde belde halkının sağlık ve selmaeti açısından tehlike arzeden sürücü kursunun belediye encümenince kapatılması ÖZET : Belediye tarafından yapılan denetimde belde halkının sağlık ve selameti açısından tehlike arzettiği saptanan sürücü kursu ile ilgili denetim sonucunun milli eğitim bakanlığına bildirilmesi ve gereğinin bakanlıkça yapılması gerekir. İstemin Özeti: Sürücü kursu sahibi olan davacının işyerinde belediye zabıtasınca yapılan denetim sonucunda sürücü eğitim pistinin asfaltlanmadığı, teftiş defterlerinin ibraz edilmediği ve yangın söndürme cihazının kontrolünün yapılmadığının tesbiti üzerine belediye encümenince tesis edilen işyeri kapatma işleminin iptali istemiyle açılan davada; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda sürücü kurslarının açılma koşullarının belirlendiği, bu konuda çıkarılacak yönetmeliğe aykırı haller bulunduğunda uygulanacak yaptırımların sayıldığı, 3.2.1987 gün ve 19361 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak yürürlüğe giren Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinin 9.11.1990 gün ve 20690 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kursların kapatılması başlıklı değişik 14. maddesinde de kursların kanun, yönetmelik ve yazılı emirlere uymadığının belirlenmesi halinde Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek süre içerisinde şartlara uymalarının yazılı olarak bildirileceği, bu süre içerisinde şartlara uyulmadığı takdirde 2918 sayılı Yasanın 123. maddesindeki esaslar çerçevesinde cezalandırılacakları, kurum açma ve öğretime başlama iznine esas olan unsurların ortadan kalkması halinde, 625 sayılı Özel Öğretim Kanununun 15. maddesi uyarınca kursun geçici veya sürekli olarak Milli Eğitim Bakanlığınca kapatılabileceği kurallarının bulunduğu, olayda davalı idarenin 1580 sayılı Belediye Kanununa dayanarak işlem tesis etmesinde yetki aşımı bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden Ankara 7. İdare Mahkemesinin 23.12.1993 gün ve 1536 sayılı kararının; 1580 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 19. fıkrası hükmü uyarınca belediyelerin işyerlerinde sıhhi ve fenni yönden denetiminde bulunabileceği, davacının sahibi olduğu sürücü kursunun 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda hükme bağlanan işyeri açma izin harcına ve 3572 sayılı Kanunda belirtilen işyeri açma ruhsatına tabi olduğu ileri sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi Y.A.`nın Düşüncesi: 1580 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 19. fıkrası hükmü uyarınca belediyelerin beldenin selamet, intizam, sıhhat ve huzuru sağlamak açısından işyerlerinde denetim yapabileceği tartışmasızdır. Yapılacak denetimlerde insan ve çevre sağlığı açısından sakınca doğurabilecek koşulların tespiti halinde

işyerleri ruhsatlı olsa dahi kapatılabilecektir. Ancak insan ve çevre sağlığı açısından açık ve yakın tehlike oluşturmayan eksikliklerin giderilebilmesi için belirli bir süre verilmesi ve bu sürenin sonunda eksiklikler giderilmezse işyerlerinin kapatılması gerekirken bu yapılmadan tesis edilen işlemi yetki aşımı nedeniyle iptal eden Ankara 7. İdare Mahkemesi kararın gerekçe yönünden hukuka uygun olmamakla birlikte sonucu itibariyle yerinde olduğundan, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı A.Ö.`nün Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacıya ait sürücü kursunun belediyece kapatılması işleminden doğmuştur. Beldenin ve belde halkının ortak ve medeni ihtiyaçlarını karşılamakla yasa ile yükümlü ve yetkili belediyenin, işyerleri üzerinde gerek açılış aşamasında gerekse daha sonra beldenin yaşam düzeyinin yükseltilmesi ve korunabilmesi için denetim hakkı vardır. Olayda, davacıya ait sürücü kursunun pistinin asfaltlanmadığı ve yangın söndürme cihazlarının kontrolünün yapılmadığı nedenleriyle kapatma kararı verilmiştir. Sözü edilen kapatma nedenlerinin doğrudan doğruya beldenin ve belde halkının sağlığı, güvenliği ve medeni ihtiyaçlarına yönelik hususlar olduğunda kuşku yoktur. Bu itibarla, sürücü kurslarının denetimi ve kapatma yetkisinin Milli Eğitim Bakanlığına ait olduğu yolundaki mahkeme kararı gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Zira sürücü kursunun eğitim, öğretim ve idari işleyişini denetlemekle belediyenin görevleri yönünden denetlemek arasında ilkeleri ve amaçları bakımından ilgi kurulamayacağı açıktır. Belirtilen nedenlerle işlemin iptali yolundaki temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olduğu düşünülmüştür. Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık davacının sahibi olduğu sürücü kursunun belediye tarafından kapatılmasına ilişkin işlemden kaynaklanmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişik 123. maddesinde sürücü kurslarının kimin tarafından açılabileceği, kanuna, yönetmeliğe ve yazılı emirlere uymayan sürücü kurslarının hangi esaslara göre kapatılacağı, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 15. maddesinde ise kanun, tüzük, yönetmelik veya umumi emirlere aykırı hareket eden ve bu harekette ısrar edenlerin Milli Eğitim Bakanlığınca kapatılabileceği hükme bağlanmıştır. 3.2.1987 gün ve 19361 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak Yürürlüğe giren Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinin 9.11.1990 gün ve 20690 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikle değişik 14. maddesinde cari hukuki düzenlemelere aykırı hareket eden sürücü kurslarının 2918 sayılı yasa hükmü uyarınca cezalandırılacakları bu davranışlarında ısrar etmeleri halinde 625 sayılı Yasa uyarınca Milli Eğitim Bakanlığınca geçici veya sürekli olarak kapatılabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 1580 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 19. fıkrasında belediyelerin beldenin sıhhat, selamet, intizam ve huzurunu sağlamak için sıhhi ve fenni denetimde bulunabileceği kurala bağlanmıştır.

Olayda davacının sahibi olduğu işyerinde belediye zabıtalarınca yapılan denetim sonucunda, eğitim pisti yollarının asfaltlanmadığı teftiş defterlerinin ibraz edilmediği ve yangın söndürme cihazının kontrollerinin yaptırılmadığı belirlenerek belediye encümenince uyuşmazlık konusu kapatma işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan hukuki düzenlemeler ışığında belediyelerin sıhhi ve fenni açıdan işyerlerini denetleyebileceği kuşkusuzdur. Ancak denetimi yapılan özel öğretim kurumunun kapatılabilmesi yetkisi yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca Milli Eğitim Bakanlığına verilmiş olduğundan, belde halkının sıhhat ve selameti açısından çok ciddi ve yakın tehlikenin görülmesi halinde durumun denetimi yapan belediyece Milli Eğitim Bakanlığına bildirilmesi ve gereğinin bakanlıkça yerine getirilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, yukarıda açıklanan gerekçenin idare mahkemesi gerekçesine eklenerek sonucu itibariyle yerinde olan idare mahkemesi kararının ONANMASINA, 13.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE E. 1984/787 K. 1985/175 T. 20.2.1985 Kafeteryada müzik çalınması ve içkili lokantaya çevrilmesi dolayısıyla işletme izninin iptali ÖZET : Kafeterya için verilen işletme izninin konusu dışına çıkması üzerine, belirli bir süre verilerek yapılan değişikliğin düzeltilmesi ya da izne bağlanması olanağı verilmeden iznin iptali yasaya aykırıdır. İstemin Özeti: İşletmekte olduğu 3. sınıf kafeteryada müzik çaldırdığı ve içkili lokantaya dönüştürdüğü bu nedenle belediyeden alınan işletme izninin amacı dışında çalışma yapıldığından... Belediye Encümenince işletme izninin iptal edilmesi işleminin iptali istemiyle açılan davada, belediyeden alınan işletme izninde belirtilen amaç dışı çalışma yapıldığı tesbit edildiğinde, amaç dışı çalışmanın düzeltilmesi veya yasal şartların yerine getirilmesi için iş sahibine süre verilmesi gerekirken bu yola gidilmeden belediyenin doğrudan işletme iznini iptal etmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden Adana İdare Mahkemesinin 9.7.1984 gün ve 1984/292 sayılı kararının, belediyenin işletme iznini iptal etmeye yetkili olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi: Nuray Edizel Danıştay Savcısı Ahmet Nuri Çolakoğlu`nun Düşüncesi: Davacının, belediyeden aldığı küşat ruhsatı uyarınca işlettiği 3. sınıf kafeterya ( birahane ) işyerinde müzik çaldırdığı ve küşat dışı faaliyette bulunulduğu gerekçesiyle küşat ruhsatının iptaline ilişkin belediye encümen kararının, 2559 sayılı Yasa`nın 7. maddesi uyarınca bu tür işyerlerini kapatma yetkisi mülki idare amirine ait olduğu gibi küşat ruhsatı dışı faaliyetin makul bir süre içinde giderilmesi istenilmeden küşat ruhsatının iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından bahisle encümen kararının iptaline dair 9.7.1984 gün ve 292 sayılı Adana İdare Mahkemesi kararı; belediyece verilen küşat ruhsatının, küşat dışı faaliyet nedeniyle iptal edilmesinde bir yetkisizlik bulunmadığı ve kararın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden temyiz edilen mahkeme kararının usul hükümlerine ve hukuka uygun olduğu ve kararın dayandığı gerekçeler karşısında ileri sürülen iddialar da yerinde bulunmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49 uncu maddesinin 1 inci bendinde sayılan temyiz sebeplerinden hiçbirine girmeyen temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Davacının belediyeden aldığı 3. sınıf kafeterya işletme izni ile işlettiği işyerinde izinde belirtilen amaç dışı çalışma yaptığı gerekçesiyle...belediye Encümenince işletme izninin iptal edilmesi işlemine karşı açılan davada belediye encümen kararını iptal eden Adana İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu`nun 7 nci maddesinde, otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar, tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi toplumun yararlandığı işyerlerinin açılmasının polisin incelemesi sonucu o yerin en büyük mülki idare amirinin vereceği izne bağlı olduğu, izin alınmadan açılan bu gibi yerlerin polis tarafından kapatılacağı kuralı getirilmiştir. Dava konusu olayda belediyeden alınan kafeterya işletme izni ile işletilen işyerinde çevrede oturanların yakınması üzerine belediye zabıtası ve polis memurlarından oluşan bir ekip tarafından değişik günlerde yapılan denetimlerde anılan yerde müzik çalındığı ve içki içildiğinin saptanmasından sonra, belediye işyerinin işletme izninde belirtilen konunun dışında çalışma yaptığı gerekçesiyle işletme iznini iptal yoluna gitmiştir. İşyerindeki çalışma şeklinin değiştiğinin saptanmasından sonra polis tarafından 2559 sayılı Yasa`nın 7 inci maddesine dayanılarak geçici veya sürekli olarak işyeri kapatılabileceği gibi, 1608 sayılı Yasa`nın, 1 inci maddesinde belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine yasaların verdiği görev ve yetki sınırları içinde aldıkları kararlara aykırı davrananlara belediye yasa ve düzen kurallarının yasakladığı eylemlerde bulunanlara uygulanacak yaptırımlar belirlendiğinden, belediyenin bu yasa maddesini uygulayarak davacı işletme sahibine belli bir süre tanıyarak, değişiklikleri düzeltmesini veya değişikliklerin uygulanması için gerekli yasal izinleri almasını istemesi gerekirken, doğrudan işletme iznini iptal etmekle işletme sahibinin yasal işletme izni sınırları içinde de çalışmasına olanak bırakmadığından belediye encümeni kararında anılan yasa kurallarına uyarlık bulunmamaktadır. İş sahibine belirli bir süre vermeden çalışma iznini iptal eden belediye encümeni kararında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal kararı veren Adana İdare Mahkemesi kararında sonuç olarak yasal isabetsizlik bulunmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49 uncu maddesine uygun bulunmayan temyiz isteminin reddi ile Adana İdare Mahkemesinin 9.7.1984 gün ve 292 sayılı kararının onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 20.2.1985 gününde oyçokluğuyla karar verildi. AZLIK OYU Davacı belediyeden aldığı 3 üncü sınıf kafeterya ruhsatı ile işyeri çalıştırmakta iken, işyerinin bulunduğu apartman sakinlerinin bu yerde geç saatlere kadar gürültülü bir şekilde müzik çalındığı ve bira içmek suretiyle sarhoş olanların küfür ve nahoş hareketlerinden rahatsız oldukları yolunda yaptıkları şikayet üzerine, Belediye Zabıta ve Polis memurlarından oluşan bir ekip tarafından değişik günlerde işyerinde yapılan denetimlerde şikayetlerin doğruluğu saptanmış ve davacıya verilen kafeterya ruhsatının, amacı dışına çıkarılarak kullanıldığı nedeniyle Belediyece iptali yoluna gidilmiştir.

Davaya konu olan kafeteryada gece geç saatlere kadar müzik çalındığı, içki içen kimselerin çıkardıkları gürültü ve küfürlerden dolayı apartman sakinlerinin selamet ve huzurlarının ihlal edildiği idarece mahallinde tanzim edilen belge ve bu konudaki şikayet yazılarından anlaşılmış olduğundan, bu gibi şeylere meydan vermemek ve bunları men`etmek 1580 sayılı Yasa ile belediyelere görev olarak verildiği gibi, 2644 sayılı Belediye Gelirleri Yasası uygulama yönetmeliğinin 12 nci maddesine göre de, bir işyerindeki faaliyet türünün değişmesi yeni bir işyeri açma niteliğinde sayıldığından, kafeterya için evvelce verilmiş olan ruhsat bu suretle geçerliliğini yitirmiştir. Bu durum karşısında söz konusu işyerinin ruhsatı iptal edilerek faaliyetinin engellenmesinde yukarıda yazılı hükümlere aykırı bir yön bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Adana İdare Mahkemesince verilen kararın bozulması gerekeceği görüşü ile karara karşıyım.

T.C. DANIŞTAY 10. DAİRE E. 2003/3394 K. 2003/4246 T. 4.11.2003 Terör örgütü mensuplarınca kullandığı iddia edilen dergi basım yerinin mühürlenmesi ÖZET : Valiliğe herhangi bir bildirimi bulunmayan ve terör amaçlı örgüt mensupları tarafından kullanılan, yasadışı... örgüt sempatizanlarının F-Tipi Cezaevlerini protesto eylemleri ile...'da yapılan açlık grevlerinin tertiplenerek buradan yönlendirildiğinin, Mahkemelerce aranan birçok yasadışı... örgüt mensuplarının ""..."" dergisinin teknik servisi olarak faaliyet gösterdiğini iddia ettikleri adresi buluşma yeri olarak kullanarak, örgüt mensuplarının buralarda bir araya geldiklerinin, bu kişilerin burasını yatakhane gibi kullandıklarının ve yasadışı... örgütü güdümünde örgüt amaçları paralelinde faaliyet yürüttüklerinin tespiti karşısında; gerek...yayıncılık Ltd. Şti.'nin, gerekse derginin faaliyetlerine son verilmesi veya derginin çıkarılmasını engelleme amacına yönelik olmayan, tamamen kanun dışı faaliyetlerin yapıldığı, suç unsurlarının bulunduğu belirlenen adresteki yerin suç ve unsurlarından, örgütsel amaçlardan arındırılarak suç işlenmesinin önlenmesi ve kamu düzeninin, huzur ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak, bu konuda gerekli önlemleri almakla görevli Vali tarafından 5442 sayılı Yasanın 11/c. maddesine dayanılarak derginin basımının yapıldığı yerin mühürlenmesinde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir. İstemin Özeti: Davacı şirketin faaliyet gösterdiği yerin 5442 sayılı Kanunun 11. maddesinin ( c ) fıkrası uyarınca mühürlenerek kapatılmasına ilişkin 21.12.2001 tarih ve 14107 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 27.6.2002 tarih ve E: 2002/2, K: 2002/873 sayılı kararının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. D. Tetkik Hakimi Özden Atabek'in Düşüncesi: 5442 sayılı Yasanın 11/c. maddesi uyarınca kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Cem Erbük'ün Düşüncesi: Davacı şirkete ait işyerinin mühürlenerek kapatılmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 5442 sayılı yasanın 11/C maddesinde; il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisinin valinin ödev ve görevlerinden olduğu, bunları sağlamak için valinin gereken karar ve tedbirleri alacağı hükme bağlanmış böylelikle, maddede belirtilen hallerin gerçekleşmesi durumunda valilere geniş bir yetki tanınmış olup, bu önlemler içerisinde kapatma ve mühürlemenin de yer alacağı kuşkusuzdur. Olayda; toplatılmasına karar verilen... dergisi idarehanesi olarak gösterilen adreste faaliyette bulunulmadığının tutanaklarla belirlenmesi üzerine, bu derginin teknik servisi olarak belirtilen davacı şirkete ait işyerinde 8.8.2001 tarihinde yapılan aramada mahkemece aranan şahısların yakalandığı, yine 10.12.2001 tarihinde... 6. DGM'ce verilen karar uyarınca yapılan aramada güvenlik kuvvetlerine engel olunmaya çalışıldığı, burada yakalanan iki kişinin tutuklandığı işyerinin bir örgütün amacını gerçekleştirmek üzere kullanıldığı gerekçesiyle valilik onayı ile mühürlenerek faaliyetine son verildiği anlaşılmaktadır. Huzur, güven ve kamu esenliğinin sağlanması ile görevli bulunan ve bu konuda gerekli önlemleri almakla yetkili olan valilikçe, bir örgütün amacını gerçekleştirmek amacıyla kullanılan işyerinin mühürlenerek faaliyetine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteğinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek gereği görüşüldü: Dava, davacı şirketin faaliyet gösterdiği yerin 5442 sayılı Kanunun 11. maddesinin ( c ) fıkrası uyarınca mühürlenerek kapatılmasına ilişkin 21.12.2001 tarih ve 14107 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İstanbul 1. İdare Mahkemesince, ayrı bir tüzel kişilik tarafından yayımlanan mevkutenin, gösterilen adresten başka bir yerde yayımlandığının tespiti nedeniyle Basın Kanununda öngörülen müeyyidelerin yine dergiyi yayınlayan tüzel kişiliğe uygulanması gerekeceğinden, aralarında organik bağ olduğundan bahisle davacı şirkete ait işyerinin kapatılmasında mevzuat hükümlerine uygunluktan söz edilemeyeceği, Basın Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ettiği öne sürülen söz konusu fiil nedeniyle yasada işyerinin mühürlenerek kapatılmasını öngören bir düzenlemenin mevcut olmadığı, ayrıca İl İdaresi Kanununun 11/c maddesinde mülki amire mühürleme ve kapatma hususunda açık ve kesin bir yetki verilmediği, anılan madde ile açık bir yetki tanınmadığından, herhangi bir işyerinin bu madde hükmüne dayanılarak sürekli olarak faaliyetten men sonucunu doğuracak şekilde kapatılmasının maddede öngörülen amaca aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare, mühürlenen adresin sıradan bir işyerinin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak, örgütsel amaçlara uygun bir yapılanmaya kavuşturulduğu, bazı kişilerin dairenin balkon ve camlarında örgüt lehine slogan atmaları nedeniyle kamu huzurunun ihlal edildiği, işlemin sebebinin beyan edilen adres yerine mühürlenen adreste faaliyet gösterilmesi olmadığı, asıl sebebin, suç unsuru olduğu tespit edilen adreste hukuki anlamda beyan edilmemesine karşılık fiili olarak devam eden her türlü faaliyetin ortaya konulmasına yönelik olduğu, mühürleme işleminin Basın Kanununa dayandırılmadığı ve anılan Kanunun hükümlerine dayanılarak herhangi bir işlem tesis edilmediği iddialarıyla kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11 inci maddesinin ""c"" fıkrasında, ""İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Bu hususta alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır"" hükmü yer almaktadır. Anılan madde hükmü ile, valilere il sınırları içerisinde huzur ve güvenliğin, emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması görevi verilmiş, huzurlu, güvenli.vb. ortamın sağlanması için önleyici kolluk yetkisini kullanması, anılan ortamın oluşturulması için gereken kararları ve tedbirleri alması konusunda kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olmak üzere takdir yetkisi tanınmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden;... İlçesi... Mahallesi,... Caddesi, K:4, 60/46 numaralı adreste, ""..."" adlı dergiyi çıkarmak üzere Valiliğe müracaat edildiği ve gerekli iznin verildiği; ancak daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda; belirtilen adreste bir faaliyette bulunulmadığının, esas faaliyetin derginin teknik servisi olarak gösterilen ""... Caddesi,... Sokak, 1 nolu"" adresten yürütüldüğünün, yasadışı... terör örgütü sempatizanlarının F tipi cezaevlerini protesto etmek için yapılan ölüm orucu adı altındaki açlık grevlerinin kararlarını bu adresten verilerek yönlendirildiğinin, yine aynı amaca yönelik Küçükarmutlu'daki açık grevlerinin yine bu adreste tertiplendiğinin, bu adresin buluşma yeri olarak kullanıldığının, yönlendirmelerin de buradan yapıldığının, belirtilen adrese 10.12.2001 tarihinde... 6 nolu DGM'nin 3.10.2001 tarihli arama kararına istinaden gidildiğinde, içeride bulunan şahısların kapıyı açmayarak aramanın yapılmasını engellemeye çalıştıklarının, yine... 2 Nolu DGM'nin kararıyla sabah erken saatte yapılan aramada, daire içerisinde gece orada kaldığı tespit edilen 12 kişinin bulunduğunun, 10.12.2001 tarihinde yapılan aramada ise, daire içerisinde 6 kişinin bulunduğunun, şirket içerisinde bulunan odaların çok sayıda kişinin barınabilmesine imkan verecek şekilde düzenlendiğinin ve bu adreste yasa dışı... örgütünün amaçları paralelinde faaliyet yürütüldüğünün anlaşıldığı, bu tespite istinaden anılan adresteki yerin 5442 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca dış kapısının mühürlendiği, bu yerde örgütsel amaçlarla faaliyette bulunamamasının sağlandığı, mühürleme işleminden sonra anılan derginin yayınlanmasına başka bir adreste devam edildiği, ayrıca... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2001 tarihli kararı ile derginin yayınının durdurulduğu anlaşılmaktadır.

Valiliğe herhangi bir bildirimi bulunmayan ve terör amaçlı örgüt mensupları tarafından kullanılan, yasadışı... örgüt sempatizanlarının F-Tipi Cezaevlerini protesto eylemleri ile...'da yapılan açlık grevlerinin tertiplenerek buradan yönlendirildiğinin, Mahkemelerce aranan birçok yasadışı... örgüt mensuplarının ""..."" dergisinin teknik servisi olarak faaliyet gösterdiğini iddia ettikleri adresi buluşma yeri olarak kullanarak, örgüt mensuplarının buralarda bir araya geldiklerinin, bu kişilerin burasını yatakhane gibi kullandıklarının ve yasadışı... örgütü güdümünde örgüt amaçları paralelinde faaliyet yürüttüklerinin tespiti karşısında; gerek...yayıncılık Ltd. Şti.'nin, gerekse derginin faaliyetlerine son verilmesi veya derginin çıkarılmasını engelleme amacına yönelik olmayan, tamamen kanun dışı faaliyetlerin yapıldığı, suç unsurlarının bulunduğu belirlenen adresteki yerin suç ve unsurlarından, örgütsel amaçlardan arındırılarak suç işlenmesinin önlenmesi ve kamu düzeninin, huzur ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak, bu konuda gerekli önlemleri almakla görevli Vali tarafından 5442 sayılı Yasanın 11/c. maddesine dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir. Kaldı ki, dava konusu işlemin Basın Kanunu ile bir ilgisi bulunmadığı gibi, Basın Kanununa dayandırılmadığı, anılan Kanun hükümlerince bir işlem tesis edilmediği açıktır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun ulunan temyiz isteminin kabulüne, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 27.6.2002 tarih ve E: 2002/2, K: 2002/873 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 4.11.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi. T.C. DANIŞTAY 10. DAİRE E. 1999/3975 K. 2001/3348 T. 3.10.2001 İşletilmekte olan içkili restauranta gazino izni verilmesi istemiyle yapılmış olan başvuru İstemin Özeti : Dava,... İli,... İlçesi,... Kasabası,... Mahallesi... mevkiinde bulunan ve davacının işletmekte olduğu içkili restaurant'a gazino izni verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.... İdare Mahkemesi... tarih ve... sayılı kararıyla davayı reddetmiştir. Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

D.Tetkik Hakimi : Yakup Bal Düşüncesi : Asayiş ve kamu güvenliği kavramı; suç niteliği taşıyan eylemlerin meydana gelmesini idari kolluk olarak önlemenin yanı sıra bu tür olaylar meydana geldiğinde kolluk kuvvetlerinin olaya en kısa sürede müdahale etme imkanının olup olmadığı hususunu da içermektedir. İdarenin temel görevlerinden biride asayiş ve kamu güvenliğini sağlamaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda, davacının 18.5.1998 tarihli içkili yer iznine istinaden işlettiği işyerine "canlı müzik yapma" izni verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun asayiş ve kamu güvenliği yönünden sakıncalı bulunması nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Daha önce "içkili yer izni" verilen bir yere, "canlı müzik yapma" izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesine esas teşkil eden kamu güvenliği ve asayişin sağlanmayacağı iddiasının somut verilere dayandırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı : Tülin Özdemir Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü; Dava,... ili... İlçesi,... Kasabası,... Mahallesi,... mevkiinde bulunan ve davacının işletmekte olduğu içkili restaurant'a "gazino" izni verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.... İdare Mahkemesi, yapılan inceleme sonucunda emniyet açısından gazino izni verilmesinin sakıncalı olduğunun belirlendiği dolayısıyla tesis olunan işlemde mevzuata aykırılık olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 7. maddesinde, otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar, tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus istirahat ve eğlence yerlerinin açılmasının önce polisin tahkiki üzerine o yerin en büyük mülkiye amirinin vereceği izne bağlı olduğu hükme bağlanmıştır. Yine aynı Yasanın 25. maddesinde, polis teşkilatı bulunmayan yerlerde il, ilçe ve bucak Jandarma Komutanları ile Jandarma Karakol Komutanlarının bu konuda yazılı vazifeleri yapmaları ve yetkileri kullanmaları öngörülmüştür. İçkili Yerlere Verilecek İzinlerde Gözönünde Bulundurulacak Esaslara Dair Yönetmeliğin 13. maddesinde ise mahallin en büyük mülkiye amirine verilen dilekçenin genel zabıtaya havale edileceği, dilekçenin sahip veya sahipleri hakkında her yönden inceleme yapılacağı açılmak istenen içkili yerin yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olup olmadığının tespit edileceği, tahkikat neticesinde zabıta tarafından bir mahzur olmadığının anlaşılması

halinde mahallin en büyük mülkiye amirinin 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 7.nci maddesi gereğince içkili yerin açılmasına izin verilebileceği esası getirilmiştir. Dava ve temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; davacının... İli,..., İlçesi... Kasabası,... Mevkiinde bulunan ve belediyeden kiraladığı iş yerinde 18.5.1998 tarihli içkili yer iznine istinaden içkili restaurant işlettiği, 4.6.1998 tarihinde Kaymakamlığa başvurarak aynı işyerinde "canlı müzik yapma" izni verilmesi istemin de bulunduğu, yapılan inceleme sonucunda iş yerinin bulunduğu yerin Merkez Jandarma Karakoluna 12 km uzaklıkta olduğunun, meydana gelebilecek herhangi bir olaya müdahalede gecikmenin olabileceği ve bunun sonucunda asayişe müessir bir olayın meydana gelebileceğinin saptandığından bahisle isteminin reddedildiği anlaşılmaktadır. Asayiş ve kamu güvenliği kavramı; suç niteliği taşıyan eylemlerin meydana gelmesini idari kolluk olarak önlemenin yanı sıra bu tür olaylar meydana geldiğinde kolluk kuvvetlerinin olaya en kısa sürede müdahale etme imkanının olup olmadığı hususunu da içermektedir. Asayiş ve kamu güvenliğinin sağlanması ise idarenin temel görevlerinden birisidir. Uyuşmazlık konusu olayda, söz konusu işyerine 18.5.1998 tarihli içkili yer izni verilirken asayiş ve kamu güvenliği yönünden sakınca bulunmazken, aynı yer için "canlı müzik yapma" izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun kamu güvenliği ve asayişin sağlanamayacağı nedeniyle reddedilmesi somut verilere dayanmadığından yerinde görülmemektedir. Dolayısıyla açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,... İdare Mahkemesinin... tarih ve... sayılı kararının bozulmasına, 3.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE E. 2005/6155 K. 2007/1584 T. 20.3.2007 Jandarma komutanlığına uzak bir mevkide bulunan işyerine içkili restaurant izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddi ÖZET : Davacının içkili restaurant işletme izni başvurusunun, işletmenin jandarma komutanlığı binasına uzak olduğundan ve herhangi bir olay nedeniyle yapılacak müdahalenin gecikebileceği, bu durumun emniyet ve asayiş açısından sakınca teşkil

ettiğinden bahisle, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi yolundaki mahkeme kararının idari kolluk olarak emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlama ve korumanın jandarmanın görevi olması nedeniyle, hukuka aykırılık vardır. İstemin Özeti : Muğla İli, Milas İlçesi,... Köyünde bulunan işyerine içkili restaurant işletme izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 14.7.2003 gün ve... sayılı Milas Kaymakamlığı işleminin iptali istemiyle açılan davada, içkili restaurant izni talep edilen yerin komutanlık binasına 15 Km. uzaklıkta bulunması, anılan yerde daha önceden vuku bulan olaylara aradaki mesafe nedeniyle gecikmeli olarak ulaşılması ve çıkan olaylara müdahale edilememesi gözetildiğinde, anılan yerin asayiş ve emniyet yönünden sakıncalı bulunduğundan, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 gün ve E:2004/636, K:2004/1847 sayılı kararının, işletme izni istenilen yerin bitişiğinde 3 adet daha içkili restaurant bulunduğu, Kaymakamlık kararının subjektif ve gerçeklere aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi Tuğba DEMİRER'in Düşüncesi : 2803 sayılı Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanunu uyarınca, jandarmanın, idari kolluk olarak emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak görevleri bulunmaktadır. Yasa ile bu görevler açıkça jandarmaya tevdi edilmişken adına işletme izni talep edilen yerin, komutanlık binasına uzak mesafede olduğundan ve çıkabilecek olaylara müdahalede bulunmanın gecikebileceğinden bahisle, emniyet ve asayiş açısından sakıncalı bulunduğu gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ve aksi yönde olan İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: KARAR : Uyuşmazlık, Muğla İli, Milas İlçesi,... Köyü Muhtarlığına ait işyerini kiralayan davacının, anılan işyerine içkili restaurant işletme izni verilmesi istemiyle Milas Kaymakamlığına yaptığı başvurunun, işletme hakkında yapılan araştırma neticesinde, buranın emniyet ve asayiş yönünde sakıncalı bulunduğu gerekçesiyle reddine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklanmıştır.

2803 sayılı Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanununun "Jandarmanın Genel Olarak Görevleri" başlıklı 7. maddesinde; emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, jandarmanın mülki görevleri arasında sayılmıştır. Dosyanın incelenmesinden, Milas İlçe Jandarma Komutanlığı'nın işletmede yapılan denetim sonucu tanzim ettiği 18.06.2003 günlü tutanakta, işletmede çıkabilecek olaylarda işletmenin komutanlığa 15 Km. uzakta olmasından dolayı ani müdahalelerde gecikmelere sebep olunabileceğinin belirtildiği, bu tespitler doğrultusunda Milas İlçe Jandarma Komutanlığınca işletmenin emniyet ve asayiş yönünden sakıncalı bulunduğuna ilişkin 8.7.2003 günlü yazının, Milas Kaymakamlığı oluruna sunulduğu görülmüştür. Yukarıda anılan Yasa hükmü uyarınca, idari kolluk olarak, emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak jandarmanın görevlerindendir. Bu durumda, işletme izni talep edilen yerin komutanlık binasına uzak mesafede olduğundan, herhangi bir olay nedeniyle yapılacak müdahalenin gecikebileceği gerekçesiyle emniyet ve asayişin sağlanamayacağı yolundaki iddialar kabul edilemez. Davacı başvurusunun, başkaca bir neden gösterilmeksizin, salt belirtilen sakıncaları bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan, Jandarma tarafından tutulan ve dava konusu işlemin dayanağı olan 18.6.2003 günlü tutanakta, işletmenin Milas-Yatağan karayoluna 35 metre mesafede olduğu ve davalı idarenin savunmasında da, devlet karayolları üzerinde bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satılmasına izin verilmesinin yasak olduğu, işletmeye bu nedenle de ruhsat verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş olup, İdare Mahkemesince bu hususta da değerlendirme yapılması gerekeceği açıktır. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Muğla İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.