KALKINMANIN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER Melisa KORKMAZ Giriş Türkiye, 2023 te küresel güç olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyor. Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırması sonucu yoğun bilgi birikiminin yaşandığı bir süreç başladı. Üreticiler de tercih edilen ürünlerin üretimine ağırlık veriyor. Bilgi çeşitliliği ve zenginliği hayatın her alanına yayıldı. Ulus-devlet sınırlarını aşan bilgi paylaşımı sonucu; tüm dünya ile ekonomik, siyasi, kültürel etkileşimler yaşıyoruz. Yoğun bilgi paylaşımı sonucunda tüketiciler, yeni ürünlerden haberdar oluyor ve bu ürünleri satın alıyor. Bu nedenle, bazı iş alanları geçerliliğini yitirirken yeni bazı iş fırsatları da ortaya çıkıyor. Küreselleşme sonucunda serbest dolaşım ve pazarın ulusal sınırların dışına çıkmasıyla dünya ölçeğinde büyümesi; yani tek pazar haline gelmesi nedeniyle rekabet edebilirlik kavramı da önem kazandı. Tüm bu gelişmelerin ışığında, günümüz uluslararası rekabet ortamında 2023 hedefimize, bilgi toplumu haline gelerek ulaşabileceğimiz ortaya çıkıyor. Bilgi toplumuna geçiş sürecinde de bilimsel bilginin temel kaynağı olan eğitim sistemimizin rolü her geçen gün daha da artıyor. 22
Ancak, eğitim sistemimizin küreselleşme ve bilgi toplumu kavramlarının dinamizmine uyum sağlaması gerek. Bu kapsamda, Eğitim sistemimizin dinamik bir yapısının olması, Modern öğretim araç ve gereçlerinin kullanılması, Eğitim programlarının bilgiyi temel alması, Çocukların, serbest düşünen, tartışan, araştıran ve bulduklarını değerlendirebilen bir yapı kazanmaları için, düşünme, tartışma ve araştırma ortamının hazırlanması, Yetişkinlerin de eğitim ve teknolojiye yabancılaşmamaları amacıyla yetişkinlere yönelik eğitim olanaklarının sağlanması, Derslerin, konuların ve olayların anlaşılması ve bunlar üzerine eleştirel düşünmenin temel alınması, Öğrencilerin, okulda verilen bilgilerle yetinmeyip araştırma yapma alışkanlığını kazanmalarının ve öğrenmeyi öğrenmelerinin sağlanması önemli. Çünkü bilgi toplumunda, bireyin, Kendini yetiştirmesi ve geliştirmesi, Bilgiye odaklı bir yaşamı öğrenmesi, Analitik düşünme, sentez yapabilme, sorunları çözme ve etkili iletişim kurma gibi becerilere sahip olması, Hızla çoğalan yoğun bilgi karşısında her şeyi bilmek yerine hangi bilgiyi nereden ve nasıl edineceğini bilmesi kısacası öğrenmeyi öğrenmesi gerek. A. Toffler in endüstri çağında zengin olan kazanırdı; bilgi çağında ise bilgili olan kazanacaktır sözü günümüzde bilginin önemine dikkat çekiyor. Yani bilgiyi etkin bir şekilde kullanabilen toplumların başarılı olabileceğini belirtiyor. Bilgi toplumunda öğrenci, dinleyici, edilgen, bireysel çalışma yapan kişi olmak yerine; aktif, işbirliğine dayalı takım çalışması yapan kişi haline gelmeli. Öğrencinin öğrenme yönteminin ise sınıfta ve bireysel çalışmayla öğrenme yerine; kişisel araştırmaya dayalı takım çalışmasıyla öğrenme yöntemi olmalı. Artık standart eğitim programları yerine, hızla değişen koşullara uyum sağlayabilen değişken ve dinamik eğitim programları uygulanmalı. Eğitim programlarının öğrencilerin; Düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirici içeriğe sahip olması, Öğrenme kapasitelerini geliştirmeyi hedeflemesi, 23
Bilgiyi kullanabilmelerini ve yeni beceriler kazanmalarını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmekte. Bilgi toplumu dünyasında öğrencilerden; Problemi belirleyebilmeleri, Olası çözüm önerilerini geliştirebilmeleri, Mevcut çözüm önerileri içinde en makul olanı tespit edip uygulayabilmeleri, Elde edilen sonucu temel amaçlarla karşılaştırarak gerekli düzeltmeleri yapabilmeleri beklenmekte. Bu sayede gençleri; Bilgiyi anlayan, Yorumlayan ve Geliştirebilen kişiler olarak yetiştirebiliriz. Mesleki Eğitim Günümüz küresel rekabet ortamında yeni teknolojilere ve yeni pazarlara uyum sağlayabilen işletmeler varlıklarını sürdürebilecekler. Artık ticareti yapılan teknoloji, mal ve hizmetin, uluslararası pazara, zamanında, kalite standartlarına, hedef kitlenin beklentilerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak üretilmesi gerekiyor. Bu sebeple İşletmeler, giderek daha özel ve uzmanlık gerektiren bilgi ve becerilere sahip nitelikli işgücünü tercih ediyor. Teknolojik yeniliklere paralel olarak bilgi ve becerilerini yükselten yüksek kaliteli işgücüne sahip işletmeler, hızlı değişikliklere uyum sağlayarak rekabet üstünlüklerini koruyabilecekler. Çünkü yüksek kaliteli işgücü; Teknolojiyi anlayabilen ve uygulayabilen, Teknolojik yeniliklere paralel olarak bilgi ve becerilerini sürekli geliştiren, Değişikliklere uyum sağlayan, İşletişim kurabilen, Karşılaştığı sorunları çözebilen, Mal ve hizmetin kalitesini geliştirmek için sorumluluk alabilen Yaratıcı düşünebilen, Problem çözebilen, Sorumluluk sahibi, Öğrenmenin bir ömür boyu sürdüğüne inanan, Başkaları ile işbirliği içinde, bir ekibin üyesi olarak çalışabilen, Liderlik yapabilen, kişilerdir. 24
İhtiyaç duyulan nitelikli işgücünün sağlanmasında eğitimin rolü son derece önemli. Ancak ekonomik kalkınmayı sağlayan üretim sektörünün; Kurulmasında, Geliştirilmesinde, Uygulanması gereken yeniliklerin hayata geçirilmesinde, Teknolojinin ilerlemesinde genel eğitimden çok mesleki ve teknik eğitime ihtiyaç duyulmakta. Bu nedenle öğrencilerin, aileleri tarafından, yeteneklerine göre uygun mesleki eğitime yönlendirilmeleri sağlanmalı. Bu doğrultuda, aileler bilinçlendirilmeli. Mesleki ve teknik eğitim ile İşgücü piyasalarının gereksinimleri karşılanır, Üretimde verimlilik ve kalite artışı sağlanır, İşsizlik azalır, İç ve dış piyasalarda rekabet gücü artar, Çağdaş teknolojiler izlenir ve bu teknolojiler mal ve hizmet üretiminde uygulanır, Hızlı, istikrarlı ve sağlıklı bir ekonomik kalkınma gerçekleştirilir. Mesleki teknik eğitimin amacı, bireyleri sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde istihdam için nitelikli iş gücü olarak eğitmek ve yetiştirmektir. Mesleki eğitimin toplam eğitim içindeki payı yükseltilmeli ve mesleki eğitime özel önem verilmelidir. Mesleki Eğitim de Okul-Sanayi İşbirliği Ülkemizin önemli sorunları; işsizlik oranının yüksek olması ve eğitimli işgücünün işsiz kalmasıdır. Bir yandan da iş dünyası, nitelikli işgücü ihtiyacını dile getirmektedir. İşgücü piyasalarının ihtiyaçları göz önüne alınarak öğrencilere teknik becerilerin kazandırılması sonucu bu sorunların önüne geçilebilir. Çünkü mesleki ve teknik eğitim ile temel olarak, ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. 25
Bu amaç doğrultusunda eğitim programları, piyasadaki işgücü talebine uygun olarak yapılandırılmalı, eğitim programlarının geliştirilmesi ve planlanması çalışmalarında iş dünyasının temsilcilerinin de katılımı sağlanmalıdır. Okul-sanayi işbirliğini sağlayarak eğitim programları, bölgeden bölgeye farklılık gösteren ve teknolojik yeniliklerden dolayı hızla değişen işletmelerin işgücü ihtiyacına duyarlı hale getirilmelidir. Bu özelliğe sahip olan mesleki ve teknik eğitim programları, sektörlerin ihtiyaç duyduğu niteliklerde olacak şekilde işgücü yetiştirecek ve işsizliğin azalmasında önemli bir rol oynayacaktır. Sonuç Toplumun yaşam kalitesini yükselten eğitim, gelişimin temelidir. Eğitimin amacı, bilgi seviyesi yüksek, kültürlü, sağlıklı, bilinçli bir toplum meydana getirmektir Vatandaşların nitelikli ve sürekli eğitim almaları ve aldıkları bu eğitim ile kazandıkları bilgi ve beceriyi kullanarak ekonomik büyümeye yapacakları katkı doğrultusunda o ülkenin gelişimi, refahı ve mutluluğu sağlanır. Toplumun eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücü ve verimlilik artışının en önemli unsurudur. Bu doğrultuda, küresel güç olma hedefi doğrultusunda hareket eden ülkemiz ekonomisi için nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması, hayati önem taşımaktadır. 26