GAZI ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİGİ FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF THE DENTAL FACULTY OF GAZİ UNIVERSITY CİLT: 2 TEMMUZ 1985 SAYI : 2
GAZİ ÜNİVERSİTESİ YAYIN NO : 81 DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ YAYIN NO t S GAZİ Ü N İ VERSİ TESİ DlŞHEKlMLIGl FAKÜLTESİ DERGİSİ THE JOURNAL OF THE DENTAL FACULTY OF GAZİ UNIVERSITY ClLT : 2 TEMMUZ 1985 SAYI : 2
DERGÎ YAZIŞMA ADRESİ : Emek Mah. 82. Sokak No : 4 Tel: 23 21 40 Ankara - TÜRKİYE GAZİ ÜNİVERSİTESİ BASIN - YAYIN YÜKSEKOKULU MATBAASI
YAYIMLANACAK YAZİLARLA İLGİLİ AÇIKLAMALAR 1 Gazi Üniversitesi Dişhekimiiği Fakültesi Dergisi, Fakültenin yayın organıdır. Dişhekimiiği ve Tıp dalında yapılan orijinal çalışmalar, araştırmalar, derlemeler ve vak'a gözlemleri yayınlanır. 2 Gazi Üniversitesi Dişhekimiiği Fakültesi Dergisi yılda 2 sayı olarak yayımlanır ve iki sayıda bir cilt tamamlanır. 3 Başka yerde yayımlanan yazılar dergiye alınmaz. Tercümeler eser sahibinin müsaade belgeleri ve asılları ile birlikte gönderilmelidir. 4 Dergide yayımlanan yazıların telif hakkı Gazi Üniversitesi Dişhekimiiği Fakültesi'ne aittir, başka yerde yayımlanamaz. 5 Orijinal çalışmalar, araştırmalar ve derlemeler 15, vak'a gözlemleri 5 daktilo sayfasını geçmemelidir. Daha uzun yazıları yaym kurulu kısaltmakta serbesttir. Metinler daktilo ile standart daktilo kâğıdına ve sayfanın bir yüzüne iki satır aralıklı olarak yazılarak yayın kuruluna iki nüsha halinde teslim edilmelidir. Sayfanın sağ ve solunda ikişer santimetre aralık bırakılmalıdır. Pelür ya da başka tür kâğıda yazılmış nüshalar kabul edilmez. 6 Başlıklar metne uygun, kısa ve açık ifadeli olmalıdır. Yazarın veya yazarların adları ve soyadları başlığın alt ve ortasına konmalıdır. Yazarların akademik unvanları ve adresleri soyadının sonuna konulacak (*) işareti ile birinci sayfanın altında not halinde bildirilmelidir. 7 Araştırmaların yazılış düzeni şöyle olmalıdır: Giriş, Materyal ve Metod, Bulgular, Tartışma, Özet (Türkçe) Özet Yabancı dilde, konu başlığı ile birlikte), Yararlanılan Kaynaklar. 8 Yazının anlamını ifade edecek nitelikte en az 5 satır Türkçe özetle birlikte, bu özetin İngilizce, Almanca ve Fransızca çevirileri yazılmalıdır. 9 Resimler net ve parlak fotoğraf kâğıdına basılmış olmalıdır. Grafik, diyagram ve şemalar çini mürekkebi ile aydınger kâğıdına veya şablon kartonuna çizilmelidir. Bunla- III
rm arkasına yazar adı, yazı başlığı, şekil numarası ve yerleri ayrı bir zarf içinde yazıya eklenmelidir. Klişelerin konulacağı yerler yazı içerisinde de işaretlenmelidir. Grafik, diyagram ve şekil altı yazılar metin dışında ayrı bir daktilo kâğıdına yazılmalıdır. 10 Yararlanılan kaynaklar ve metindeki geçiş sırasına göre veya yazarların soyadlarma göre alfabetik olarak düzenlenmelidir. Yararlanılan kaynakların yazılış şekli şu sıraya göre olmalıdır. a Dergiler: Yazarın soyadı, adının ilk harfleri, yazının başlığı, derginin kısaltılmış adı, cilt numarası, sayfa numarası, yılı. Dergi isimleri «Index Medicus» da verilen listeye göre kısaltılmalıdır. b Kitaplar: Yazarın soyadı, adının ilk harfleri, kitabın adı, baskı veya cilt numarası, basıldığı basımevi, basıldığı şehir, yılı. 11 Dergiye gönderilecek yazılarda imlâ ve terminoloji yönünden şu noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Anatomi terimlerinin latinceleri kullanılmalı ve bunlar tırnak içerisinde orijinal imlâsı ile yazılmalıdır. Dişhekimliği ve Tıp diline yerleşmiş terimler söylendiği şekilde yazıldıktan sonra parantez içerisinde orijinal yazılış şekli belirtilmelidir. 12 Metin içindeki sayfa üstlerine yazmak amacıyla, yazarlar konu başlıklarını beş kelimeyi geçmeyecek şekilde kısaltarak bildirmek zorundadırlar. 13 Dergi ile ilgili her hususta Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Yayın Komisyonu Başkanlığı'na başvurulmalıdır. 14 Dergiye gönderilen yazılara G.Ü. Rektörlüğü'nce belirlenecek esaslar içinde telif ödenir. IV
ONUR ÜYESİ Prof. Dr. Şakır AKÇA'nın Biyografisi Prof. Dr. Şakir Akça, 1933 yılında Antalya Elmalı'da doğmuş, ilk ve orta tahsilini burada tamamladıktan sonra 1950-1951 döneminde İstanbul Kabataş Lisesi'nden mezun olmuştur. 1953 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Yüksekokuluna başlamış ve 1957 Haziran döneminde bitirerek askerlik görevini, yedek subay dişhekimi olarak, Muhabere Okulu ve Gülhane Askeri Tıp Akademisinde yapmıştır. 1962 yılına kadar serbest dişhekimi olarak çalışan Prof. Akça, 1962-1964 yılları arasında İsviçre'de Geneve Stomatoloji Enstitüsünde çalışmıştır. 1964'de A.Ü. Diş Hekimliği Yüksekokulu Ağız ve Çene Cerrahisi Kliniği'ne asistan olarak atanmış ve 1968'de uzmanlığa yükselmiştir. 29.4.1975 tarihinde Ağız, Diş Hastalıkları ve Çene Cerrahisi Bilim dalında Üniversite Doçenti, 14.7.1980 tarihinde ise Profesör unvanlarını almıştır. 1976 yılında Ağız, Diş Hastalıkları ve Çene Cerrahisi Birim Başkanlığı görevine getirilen Prof. Akça, 30.6.1981 tarihinde A.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığına seçilmiştir. 28.7.1982 tarihinden itibaren Gazi Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüten ve Üniversitemizin ilk Rektörü olan Prof. Akça'nm yabancı dili Fransızcadır. Bugüne kadar yayınlanmış 1 kitabı, yerli ve yabancı dilde makale, tebliğ ve konferans olmak üzere 82 adet bilimsel çalışması bulunmaktadır. Prof. Akça evli ve iki çocuk babasıdır. _ V
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİSHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ YAYIN KOMİSYONU Baş kan Prof. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ Üye Prof. Dr. Mustafa TÜRKER Üye Doç. Dr. Erol DEMİREL Üye Doç. Dr. Tayfun ALAÇAM Ü y e Prof. Dr. Oktay ÜNER Üye Doç. Dr. Şule YÜCETAŞ Üye Yrd. Doc. Dr. Sevda SUCA CİLT: 2 TEMMUZ 1985 SAYI: 2 İ Ç İ NDE KİLER ARAŞTIRMALAR Şakir AKÇA Yılmaz GÜNAYDIN Koksal BALOŞ Coşkun BARAN Kaya EREN Ömer GÜNHAN Temporomandibuler Sublüksasyonlarında Tomografik Çalışma II. 1 Deneysel Periodontitis Sonrası Uygulanan Küretaj ve Sitrik Asit İşlemlerinin Pulpa Dokusuna Etkileri 11 VII
Cihan AKÇABOY Sevda SUCA Nezihi BAYIK Ömer GÜNHAN Bülent CELASUN Yılmaz GÜNAYDIN Bahadır GÜRBÜZER T.M.E. Fonksiyon Bozukluğu Ağrı Sendromuna Dişhek. Fakültesi Öğ rencileri Arasında Rastlanma Sık lığı... 25 240 Pleomorfik Adenom Olgusunun Değerlendirilmesi... 33 Levent TANER Altan DOĞAN Koksal BALOŞ Serbest Dişeti Greftlerinin Sütürsüz Uygulanma Tekniği... 43 Arife DOĞAN Dişhekimliğinde Ölçü Dezenfeksiyonunun Materyalin Boyutsal Değişimine Etkisi......... 57 Orhan GÜVEN Behçet EROL Akif ÖZER Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Gö rülen Çene Kırıkları Üzerine Klinik Bir Araştırma...65 Koksal BALOŞ C. Coşkun BARAN Kaya EREN Ömer GÜNHAN Deneysel, Kronik Periodontitisli Dişlere Uygulanan Mekanik Sement Küretajlarınm Pulpa Dokusuna Et kisi... 75 Gönen ÖZCAN Koksal BALOŞ Mehmet YALIM Çeşitli Konsantasyonlardaki Chlorhexedine Direkt İrrigasyonlarmm Sübgingival Floraya Etkileri.. 85 Gönen ÖZCAN Koksal BALOŞ Mehmet YALIM Metronidazole, Chlorhexidine ve Povidone İodıne'nin Bakteri Plağı Eliminasyonuna Etkileri.... 101 Bilgin GİRAY Osman KAN Protetik Tedavi İle İskelet Dokusunda Meydana Gelen Değişiklikler 123 VIII
Gönen ÖZCAN Mehmet YALIM Koksal BALOŞ Belgin BAL Karanlık Alan Mikroskobisi İle Subgingival Floranın İncelenmesi. 133 Bilgin GİRAY İskelet Sınıf I Olgularında Pg-NB ve I-NB Ölçümlerinin Değişimi. 145 VAKA TAKDİMLERİ Galip ERGEN Nejat SAYAN Bilateral Dudak Yarıklarının 1 Veau m Ameliyat Yöntemi İle Tedavileri 161 Tezer BERK Gönen ÖZCAN Yavuz BURGAZ Bir Vaka Nedeni İle Kronik Kusmalı Hastalarda Erozyon... 169 Hüsnü YAVUZYILMAZ Çetin SUCA Levent NALBANT Porselen Kron ve Köprülerin Oklüzal Morfolojilerinde Hazır Porselen Konilerin Kullanımı...,. 175 Alev CONKBAYIR Tezer BERK Hipodonti - II Vaka Raporu 183 Mustafa TÜRKER Galip ERGEN Selahattin OR Ender ERGUN Şule YÜCETAŞ Bir Granüler Hücreli Ameloblastoma Olgusu... 199 Arife DOĞAN Bir Overdenture Uygulaması... 209 Orhan GÜVEN Tedavi Görmeden İyileşmiş Bir Mandibula Kırığı... 217 IX
DERLEMELER Şakir AKÇA Yılmaz GÜNAYDIN TME Tomografisi... 223 Sevda SUCA Cihan AKÇABOY Kas Fasya Ağrı Fonksiyon - Bozuk luğu (MPD)... 231 Ergun YÜCEL Ertan DELİLBAŞI Torus Palatinus «Etyolojisi Bilinmiyen Exostos... 237 Arife DOĞAN Sabit Bölümlü Protezlerde Estetik 245 X
THE JOURNAL OF THE DENTAL FACULTY OF GAZİ UNIVERSITY VOLUME 2 JULY 1985 NUMBER 2 CONTENTS RESEARCH Şakir AKÇA Yılmaz GÜNAYDIN A Tomographic Investigation TMJ Subluxation... on Koksal BALOŞ C. Coşkun BARAN Kaya EREN Ömer GÜNHAN Effect Of Scaling and Application of Citric Acid on The Dental Pulp After Experimentally Induced Periodontitis... 11 Cihan AKÇABOY Sevda SUCA Nezihi BAYIK The Incidence Of The Functional Disturbances Of TMJ in Dental Faculty Students... 25 Ömer GÜNHAN Bülent CELASUN Yılmaz GÜNAYDIN Bahadır GÜRBÜZER Evaluation Of 240 Pleomorphic Adenoma Cases... 33 XI
İ. Levent TANER Altan DOĞAN Koksal BALOŞ The Suturless Free Gingival Graf ting Technique...43 Arife DOĞAN The Effect Of Dental Impessions On Dimensional Stability Of Ma terial...57 Orhan GÜVEN Behçet EROL M. Akif ÖZER A Clinical Investigation On Jaw Fractures Seen In South East Ana tolia... 65 Koksal BALOŞ C. Coşkun BARAN Kaya EREN Ömer GÜNHAN Effect Of Experimentally Induced Chronic Periodontitis and Mecha nical Root Planing On The Dental Pulp... 75 Gönen ÖZCAN Koksal BALOŞ Mehmet YALIM The Effects Of Chlorhexidine Direct Irrigation At Different Concentration To The Subgingival Flora.. 85 Gönen ÖZCAN Koksal BALOŞ Mehmet YALIM The Effects Of Metronidazole, Chlorhexidine and Povidone Iodine On Bacterial Plaque Elimination. 101 Bilgin GİRAY Osman KAN The Changes in the Skeletal Tissue Due to the Prosthetic Treatment. 123 Gönen ÖZCAN Mehmet YALIM Koksal BALOŞ Belgin BAL The Studying Of The Subgingival Flora By Dark Field Microscopy. 133 Bilgin GİRAY The Variations In Skeletal Class I Of Pg to NB and I to NB.,.. 145 XII
CASE REPORTS Galip ERGEN Nejat SAYAN Tezer BERK Gönen ÖZCAN Yavuz BURGAZ Surgical Repair Of Bilateral Cleft Lip By Veau III Operation... 161 Dental Erosion In The Chronic Vomiting Patients «A Case Report» 169 Hüsnü YAVUZYILMAZ Çetin SUCA Levent NALBANT The Usage Of Fabricated Porcelain Cones In The Occlusal Design Of Porcelain Crown And Bridges.. 175 Alev CONKBAYIR Tezer BERK Hipodonty «II Case Reports».. 183 Mustafa TÜRKER Galip ERGEN Selahattin OR Ender ERGUN Şule YÜCETAŞ A Case Of Granular - Cell Ameloblastoma...199 Arife DOĞAN An Application of Overdenture. 209 Orhan GÜVEN A Healed Mandibular Fracture Without being Treated (A Case Report)... 217 REVIEW Şakir AKÇA Yılmaz GÜNAYDIN TMJ Tomography... 223 Sevda SUCA Cihan AKÇABOY Myofascial Pain Dysfunction Synd rome (MPD)... 231 XIII
Ergun YÜCEL : Torus Palatinus, «An Exostosis Of Ertan DELİLBAŞI : Unknown Etiology»... 237 Arife DOĞAN : Cosmetic Aspects Of Fixed Partial Dentures...245 XIV
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 1-10, 1985 TEMPOROMANDİBULER SUBLÜKSASYONLARINDA TOMOGRAFİK ÇALIŞMA II. Şaklr AKÇA' Yılmaz GÜNAYDIN** GİRİŞ Temporomandibuler eklem anatomik yapı ve fonksiyon yönünden organizmadaki önemli eklemlerden biridir. Bu ekleme ait disfonksiyonlar içerisinde en sık rastlananı, sublüksasyon olarak adlandırılan, kondilin aşırı hareketlilik halidir (3, 8). Sublüksasyonlarda klinik ve normal radyolojik tetkiklerle teşhis koymak mümkündür. Ancak değişik bireylerde ve guruplarda kıyaslama ve araştırma yapılmak istendiğinde bir takım problemler ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi TME radyografilerinde temporal kemiğin mastoid çıkıntısı, kondil başı, zigomatik ark gibi anatomik yapıların birbirleri üzerine süperpozs olmaları sonucu değerlendirmedeki güçlüklerdir (1 i., 17,19). Tekrar edildiğinde standardizasyonun sağlanamaması ve üzerinde direkt ölçüm yapılamaması da önemli bir eksikliktir (10). Bütün bu problemlerin çözümü için araştırıcılar değişik radyolojik yöntemler geliştirmişlerdir (11, 17,19). Bu yöntemler içinde tekrarlandığında eşit görüntüyü verebilmesinden, standardizasyonun sağlanabilmesinden dolayı tomografik yöntemden yararlanarak TME sublüksasyonlu yakalardaki değişiklik- ( * ) A.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Gazi Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. (**) Gülhane Askeri Tıp Akademisi Diş Hekimliği Merkezi Ağız, Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı, Dr. 1
TOMOGRAFİK ÇALIŞMA ieri boyutsal değerlerle belirlemek ve bunların normal bireylere oranla farklılıklarını tesbit etmek mümkündür. MATERYAL VE METOD Araştırmamız 1980-1983 yılları arasında A.Ü. Diş Hekimliği Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Polikuniği'ne başvuran 20 süblüksasyonlu hasta ile 20 normal birey üzerinde yapıldı. Normal ve süblüksasyonlu bireylerin her iki ekleminden ağız açık ve kapalı pozisyonlarda tomografik ilimler alındı. Alınan bu grafiler üzerinde bir takım reper nokta ve düzlemlerden yararlanarak boyutsal ölçümler yapıldı. Elde edilen sonuçlar arasındaki farklılıklar istatistiki olarak student «t» testi ile değerlendirildi. Vakaların profil tomogramları Gülhane Askeri Tıp Akademisi Röntgen Kliniği'nde Siemenes marka 1000 ma lik çizgisel tomografi cihazı ile alındı. Tomografi masasının kenarlarına tespit edilen sefalostat Glabel (Gl) ve planum occipitalenin en çıkıntılı kısmı üzerine gelecek şekilde kafa tespit edildi. Böylece alının tomografi flimlerinin standardizasyonu sağlandı. 24x 30 luk röntgen ilimleri üzerinde 1,5 cm den başlamak üzere sentrik kapanışta ağız açık ve kapalı, tomogramları alındı (33,74). 0,5 cm aralıklarla alınan bu filimler her iki eklemde 2-2,5-3 cm lik kesitlerde tekrar edildi (52, 85). Filimler üzerinde ölçümler yapabilmek için 0,76 mm kalınlığında bir yüzü parlak, bir yüzü mat özel asetat çizim kağıdı kullanıldı. Sağ ve sol filimler ayrı ayrı ağız açık ve kapalı pozisyonda Orbita (Or), Porion (Po) noktaları, Fossa artikülaris, Tüberkülüm artikülare çakıştırılarak çizimler gerçekleştirildi. Normal ve süblüksasyonlu vakalarda karşılaştırma yapabilmek için uygulanan boyutsal ölçümler mm olarak ifade edildi ve 0,5 mm kadar ölçümler değerlendirildi. Çizimlerde ucu 0,3 mm kalınlığında ve HB sertliğinde özel çizim kalemi kullanıldı. Sağ ve sol TME'den normal ve süblüksasyonlu bireylerde elde edilen
Şakir AKÇA, Yılmaz GÜNAYDIN ölçümler arasındaki farkın önem kontrolleri student «t» testi ile yapıldı. TOMOGRAFİK ÇİZİMDE KULLANILAN NOKTA VE DÜZLEMLER Orbitale (Or) : Kemik noktası olarak alt göz kenarının en alt ve en dış noktasıdır. Porion (Po) : Meatus akustikus eksternusun üst kenarının en yukarısında bulunan kemik noktasıdır. B Noktası (B) : Kondilin en üst noktası olan C noktasından Frankfurt düzlemine indirilen dikin, bu düzlemi kestiği noktadır. C Noktası D Noktası : Kondilin en üst noktasıdır. : Fossa artikülarisin en derin noktasıdır. E Noktası : D noktasında Y düzlemine indirilen dikin, bu düzlemi kestiği noktadır. F Noktası : Tüberkülum artikülarenin tepe noktasıdır. B' Noktası : Ağız açıkken elde edilen filimde tesbit edilen B noktasıdır. C Noktası : Ağız açıkken elde edilen filmde tespit edilen C noktası. Frankfurt Düzlemi: Or ve Po noktalarından geçen düzlemdir. X Düzlemi : Po noktasından Frankfurt düzlemine indirilen dik düzlemdir. Y Düzlemi : F noktasından X düzlemine indirilen dik düzlemdir (15,16).
TOMOGRAFİK ÇALIŞMA (Normal) Hastanın Adı - Soyadı SAn (R) Or. Po. z: Fr. BC Boyutu B'C Boyutlu DE Boyutlu B'C'-BC O) X Şekil 1: Normal Bireyde, Araştırmamızda Kullanılan Sefalometrik Noktalar, Düzlemler ve Boyutsal Ölçümler. 'Sublükasyon) SOL (L) BC Boyutlu B J 'C Boyutlu DE Boyutlu BC-BC
Hastanın Adı-Soyadı Şekil % : Süblüksasyonlu Bireyde, Araştırmamızda Kullanılan Sefalometrik Noktalar, Düzlemler ve Boyutsal ölçümler.
Şakir AKÇA, Yılmaz GÜNAYDIN BULGULAR Normal ve sublüksasyonlu bireylerde tomografik filmler üzerinde yapılan boyutsal ölçümler sağ ve solda ayrı ayrı karşılaştırıldı. Sağ TME de elde edilen sonuçlar ve karşılaştırmaları Tablo l'de görülmektedir. TABLO 1: Ölçümler (mm) Sağ TME de Normal ye Sublüksasyonlu bireylerde yapılan boyutsal ölçümlere ait değerlerin karşılaştırılması (n=20). Standart sapma andart hata Ortalama Maksimum Minimum t değeri BC N S 1.87 1.65 1.45 1.31 0.32 0.29 5 4 3.5 0 0.51 B'C' N S 7.77 5.52 2.07 2.26 0.46 0.50 11 10 6 2.5 3.28 DE N S 8.72 9.12 0.92 1.20 0.21 0.27 10.5 11 7 7.5 1.18 B'C'-BC N S 6.45 3.87 0.92 1.54 0.20 0.34 8 4.5 5 2 6.43 N : Normal S : Sublüksasyon Tabloda görüldüğü gibi: B'C boyutu için guruplar arasında P<o,Ol seviyesinde önemli farklılık vardır. Ağız açmada kondilin kraniuma göre vertikal yönde yapmış olduğu hareket sonunda aldığı konum, sublüksasyonlu gurupta normal guruba nazaran Frankfurt Düzlemine daha yakındır. B'C BC farkı için guruplar arasında P< O.0O1 seviyesinde önemli fark bulunmuştur. Buna göre ağız açmada kondilin kraniuma göre vertikal yönde yapmış olduğu hareket esnasında almış olduğu mesafe sublüksasyonlu gurupta, normal guruptan daha fazladır. Kondilin fossa artikülaris içindeki vertikal konumunu belirleyen BC boyutu ile fossa artikü-
TOMOGRAFİK ÇALIŞMA larisin en derin noktası ve tüberkülüm artikülarenin en üst noktası arasında vertikal yöndeki mesafeyi ifade eden DE boyutu, normal ve sublüksasyonlu bireylerde karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmamıştır. Sol TME de elde edilen sonuçlar ile karşılaştırmaları Tablo II de gösterilmiştir. ölçümler (mm) 2 : Sol TME de Normal ve Sublüksasyonlu bireylerde yapılan boyutsal ölçümlere ait değerlerin karşılaştırılması (n=20). Standart sapma tandart hata Ortalama Maksimum Minimum t değeri BC N S 1.27 1.55 1.59 1.28 0.36 0.28 5 3.5 2 0 0.60 B'C N S 7.60 4.97 1.77 2.11 0.40 0.47 11 8 5 2 4.26 DE N S 8.77 9.00 0.83 1.32 0.19 0.29 10 11 7 7 0.64 B'C'-BC N S 6.27 3.47 0.85 1.48 0.19 0.33 8 5 5 2 7.33 Tabloda görüldüğü gibi: B'C boyutu için guruplar arasında P< 0.001 seviyesinde önemli bir farklılık vardır. Buna göre kondil graniuma göre vertikal yönde yapmış olduğu hareket sonunda sublüksasyonlu gurupta normal guruba nazaran Frankfurt düzlemine daha yakın olarak konumlanmaktadır. B'C - BC farkı için guruplar arasında P< 0.001 seviyesinde önemli bir fark bulunmuştur. Ağız açmada vertikal yönde alınan mesafe sublüksasyonlu gurupta normal guruptan daha fazla olmaktadır. Kondilin fossa artikülaris içindeki konumunu belirleyen BC boyutu ile DE boyutu normal ve sublüksasyonlu hastalarda karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmamıştır.
Şakir AKÇA, Yılmaz GÜNAYDIN TARTIŞMA Kondilin fossa artikülaris içindeki vertikal konumunu belirlemek için BC boyutun kullandık. BC boyutu normal ve sublüksasyonlu bireylerde karşılaştırıldığında, aradaki fark önemsiz bulunmuştur. Kondil normal olarak fossa artikülaris içinde genellikle ortada ve tüberkülum artikülareye yakın bulunmaktadır (19). Costen (6), molar dişlerin yokluğunda ve dişlerin ileri derecede aşındığı durumlarda vertikal boyutun anormal derecede küçüldüğünü ve alt çene ile birlikte kondillerin de geriye ve yukarıya doğru yer değiştirdiğini belirtmiştir. Ortuğ (14), köpekler üzerinde yaptığı deneysel çalışmada dişlerin çekilmesi sonucu vertikal boyutun azalması ile kondilin yukarı ve geriye doğru yer değiştirmiş olduğunu ispatlamıştır. Salzman (21) ve Neuner (12), bu fikirleri destekleyen görüşler ileri sürmüşlerdir. Sublüksasyonun etyolojisinde vertikal boyutun azalması önemli faktör olmakla beraber, sublüksasyonlu hastalarımızın daha çok genç yaşta bulunmaları ve parsiyel diş kayıplarının fazla olmamasından dolayı yukarıda anlatılan tesirlerden uzak kalmışlardır. Ağız açmada kondilin antero - posterior yönde yapmış olduğu hareket sırasında vertikal yönde olan hareketini ifade etmek için B'C boyutu kullanılmıştır. B'C boyutu normal ve sublüksasyonlu bireylerde karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmuştur. Sublüksasyonlu bireylerde ağız açıldığında kondil tüberkülum artikülarenin önünde yer almaktadır. Bu esnada çiğneme kaslarının tesiri ile yukarı doğru bir miktar yükselmektedir. Bu durumun kondilin anterior dislokasyonu ile karıştırılmaması gerekmektedir. Anterior dislokasyonda kondil tamamen infratemporal loca içinde yer aldığından, hasta ağzını kapatamamaktadır. Sublüksasyon vakalarında ise kondil tüberkülum artikülare önünde kısmen infratemporal locada olduğundan dolayı hasta ağzını istemli olarak kapatabilmektedir (1,2, 23). Bulgularımız araştırıcıların bulgularıyla uygunluk göstermekte ve sublüksasyonda kondilin tüberkülum artikülareden sonra vertikal yönde de hareket fazlalığının olduğu anlaşılmaktadır.
TOMOGRAFİK ÇALIŞMA Araştırmamızda kullanmış olduğumuz DE boyutu fossa artikülarisin en derin noktası ile tüberkülum artikülare arasında dik yöndeki mesafeyi belirlemektedir. DE boyutu normal ve sublüksasyonlu bireylerde karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmamıştır. Bu sonuç teşhis ve tedavi yöntemi bakımından önemlidir. Sublüksasyonun etyolojisinde fazla derin olmayan fossa artikülaris ile fazla yüksek olmayan tüberkülum artikülare kaydedilmiştir (4,13). Bu bulgulara uygun olarak Findlay (7), metalden «L» şeklinde engel tatbik etmiş ve kondilin ileri hareketini önlemeye çalışmışlardır. Borçbakan (5), zigomatik arktan küçük bir parçayı tüberkülum artikülare üzerine çevirmiş, Thoma (23), ise tüber üzerine otojen kemik grefti yerleştirmiştir. Radyhouse (18), Freese ve Scheman (8) gibi araştırıcılar ise osteoartiritis ya da ciddi eklem yaralanmaları dışındaki vakalarda TME deki bozuk fonksiyonların organik kökenli olmadığını ve bu nedenle herhangi bir cerrahi işlemin gerekli olmadığını söylemişlerdir. Bizim bulgularımız Radyhouse (18), Freese ve Scheman (8) m bulgularını desteklemekte ve bir TME fonksiyon bozukluğu olan sublüksasyonda tedavi planlaması yaparken, iyi bir teşhisin gereğini ortaya koymaktadır. ÖZET Araştırmamızda 20 normal ve 20 sublüksasyonlu bireyin sağ ve sol TME inden ağız açık ve kapalı pozisyonda alman profil tomogramlan üzerinde boyutsal ölçümler yapılmış, aradaki farklılıklar değerlendirilmiştir. Normal ve sublüksasyonlu bireylerde ağız kapalı sentrik oklüzyonda kondilin fossa artikülaris içindeki konumunda vertikal yönde bir farklılık bulunmamıştır. Ancak ağız açmada kondilin vertikal yönde yapmış olduğu hareketin sublüksasyonlu vakalarda normallerden fazla olduğu gözlenmiştir. Tüberkülum artikülarenin tepe noktası ile fossa artikülarisin en derin noktası arasındaki mesafenin normal ve sublüksasyonlu bireylerde değişmediği tesbit edilmiştir.
Şakir AKÇA, Yılmaz GÜNAYDIN SUMMARY A Tomographic Investigation on TMJ Subluxation. 2 This study included 20 individuals with TMJ subluxation and 20 healty individuals. The differences between the measurements of right and left TMJ (in open and in closed position) tomographs have been investigated. In santric occlusion, vertically there was no difference between the condyles of the healty individuals and the patiens with subluxation. But in subluxation patiens in open position and in vertical direction the movement of the condyl was more than the normal individuals. The distance between the top point of the tuber articulare were similiar in the patients with TMJ subluxation and in normal individuals. KAYNAKLAR 1. AKÇA, Ş., OR, S. : Çene ekleminin kronik dislokasyonlarının cerrahi tedavisi. A.Ü. Diş Hek. Fak. Dergisi, 3 : 59-64, 1976. 2. ALDERMAN, M.M. : Disorders of the Temporomandibular Joint and Related structures. InLynch M.A., Burket's Oral Medicine Diagnosis and Treatment, Sevent Edition, J.B. Libbincott Company, Philadelphia, Toronto, 235-282, 1977. 3. ARCHER, W.H.: Oral and Maxillofacial Surgery. Fifth Edition, W.B. Saunders Co., 1644-1726, 1975. 4. BESETTE, R., BISHOP, B., MOHL, N. : Duration of Masseteric Silent Period in Patients with Temporomandibular Joint Syndrome, J. Apol. Physi., 30: 864-869, 1971. 5. BORÇBAKAN, C. : Ağız ve Çene Hastalıkları Şirurjisi. Ankara Üniver sitesi Basımevi, Ankara, 280-287, 1975. 6. COSTEN, J.B. : Neuralgias and ear Symtoms Associated with Disturbed Function of the TMJ. JAMA, 107: 252-264, 1967. 7. FINDLAY, I.A. : Operation for Arrest of Excessive Condyler Movement. J. Oral Surg. 22: 110-115, 1964. 8. FREESE, A.S., SCHEMAN, P. : Management of Temporomandibular Joint Problems. C.V. Mosby Co., St. Louise, 1962. 9
TOMOGRAFİK ÇALIŞMA 9. GOSSBREZ, M., MARTIN, G., RO8ENCWEIG, D., MALKA, G., TRE- HEUX, A. : Part de la Tomographle Selective dans le Diagnostic du Syndrome Algique et Dysfonctionnel de l'articulation Temporo-mandibulaire. Açta Stomatologica Belgica, 72: 787-792, 1947. 10. IIZIKA, T., KİKUCHI, A., SUZUKI, N., ASAMI, I., SHMIZU, Y. : Combinaton Cephalometric Tomograpy. Proceedings of 3rd. International Congress of Maxillo -facial Radiology, Japan Science Press, Meiho - Sha, Kanda - Jinkocho, Chiyoda, Tokyo, 493-497, 1974. 11. MELOT, G.J. - MICHEZ, L.J.: Linvestigation Radiologique des Arthroses Temporo - Mandibulaires. Rev. Rhum. et de Mal. Osteo - Articulaires, 4: 175-187, 1965. 12. NEUNER, O. : Klassifizierung und Symptomatik der über Lastungsarthnopathien des Kiefergelenks, Schweiz Monatschr. Zahnheilkol, 82: 601-620, 1972. 13. NEUNER, O.: Ergene Bemandlungsmethoden der Habituellen Kiefergelenks-Luxation und Subluxation. SMIZ. RMSO., 83: 61-66, 1973. 14. ORTUĞ, G. : Caput Mandibulae'da Oluşan fonksiyona bağlı Morfolo jik Değişiklikler üzerinde (Köpekler) Deneysel Çalışmalar. Doçentlik Tezi, Ankara, 1980. 15. PERKÜN, F. : Çene Ortopedisi (Ortodonti), Gençlik Basımevi, Istan bul, Cilt 1, 32-44, 1973. 16. RICKETTS, R.M., LANGLADE, M. : Plaidoyer pour une Orientation Cephalometrique. Revue D'Ortophedie Dento-Facial, 11: 161-172, 1977. 17. RIGAULT, A., VOREAUX, P.: Traitement Orthopedique des Traumatismes Maxillo-Faciaux. Masson et Cie et Julien Prelat, Paris, 159-189, 1971. 18. RODYHOUSE, R.H. : The Temporomandibular Joint: Function, Dys function and Dental Treatment. JADA, 34-39, 1958. 19. ROZENCWEIG, D. : Importence de l'examen dans le Syndrome Algo- Dysfonctionnel de l'appareil Masticateur. Actualites Odonto-Stomatologiques 559-580, 1971. 20. ROZENCWEIG, D., MARTIN, G.: Selective Tomographie of the TMJ and the Myofacial Pain-Dysfunction Syndrome. J. Prosthet. Dent., 40: 67-74, 1978. 21. SCHWARTZ, L. : Diagnosis of Temporomandibular Joint Disorders. Dental Radiograpy and Photography, 36: 84-94, 1963. 22. STALKER, W.H., OUTRIGHT, D.E., GOODWIN, D.W. : Tomograpy of the Alveolar Process. J. Oral Surg., 49: 184-186, 1980. 23. THOMA, K.H.: Oral Surgery. Five Edition, the C.V. Mosby Co. St. Louise, 572-580, 1969. to
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 11-23, 1985 DENEYSEL PERİODONTİTİS SONRASI UYGULANAN KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİNİN PULPA DOKUSUNA ETKİLERİ* Koksal BALOŞ** Coşkun BARAN*** Ömer GÜNHAN**** Kaya EREN*** Son yıllarda, kök yüzeylerine uygulanan Sitrik Asidin yeni ataşmanı olumlu yönde etkilediği ve yeni sement formasyonuna yardımcı olduğu çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur (4, 6,14). Kök düzeltmesi yapılmış dentin yüzeylerine 3 dakika süreyle aplike edilen sitrik asidin (ph. 1), dentin yüzeylerinde 3-5 mi limikron kalınlığında bir tabakaya nüfuz ederek yüzey deminsralizasyonu oluşturduğu, ayrıca asidin dentin tübülleri çevresinde daha derin penetre olduğu ve bu arada dentin ana matriksinin de bozulmadan kaldığı ultrastrüktürel çalışmalarla da kanıtlanmıştır. Böylece kök yüzeylerinden ortaya çıkarılmış, organik yapı sayesinde yeni ataşmanm daha sağlıklı ve seri bir şekilde oluştuğuna dikkat çekilmiştir (4,9,11, 12). Bu çalışmaların yanı sıra, sitrik asidin uygulandığı kök yüzeylerine komşu yumuşak dokularla, kemik dokuları üzerinde toksik etki göstermediğinden de bahsedilmiştir (8,15). Register (1973), Nilveus ve Selvig (1983) kök düzeltmesi yapılmış dentin yüzeylerine topikal olarak uygulanan sitrik asidin pulpa dokuları üzerinde bir reaksiyon oluşturmadığını bildirmişlerdir (8,10). ( * ) 16. T.P.D. Kongresinde Tebliğ edilmiştir. Alanya, Mayıs 1985. ( ** ) Gazi Üniversitesi Diş Hek. Fak. Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. (*** ) Ankara Üni. Diş Hek. Fak. Periodontoloji Anabilim Dalı, Dr. Dt. (****> Gülhane Askeri Tıp Fak. Patoloji Anabilim Dalı, Dr. Dt. 11
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ Buna karşın sitrik asidin restoratif çalışmalar sırasında kavite dezenfektan ajanı olarak kullanılmasıyla pulpa dokularında reaksiyonların oluştuğu da öne sürülmüştür. Örneğin Cotton ve Siegel kavite dezenfektan ajanı olarak phsı 3.2 olan sitrik asidi kullandıkları çalışmalarında' asidin insan diş pulpalarının odontoblastlar yöresinde değişikliklere yol açtığını bulmuşlar, hatta inflamasyonun derin tabakalarında 21-35. günlerde de mevcut olduğunu bildirmişlerdir (2). Ericson (1974), Stanley ve arkadaşları (1975), sırasıyla % 45 ve % 50'lik sitrik asit uygulamaları sonucunda benzer sonuçlarını rapor etmişlerdir (5, 16). Literatür bilgilerinden de görüldüğü gibi anılan asidin çıplak dentin yüzeylerine aplikasyonu sonucu pulpa dokusunda reaksiyonlara neden olup olmadığı halen tartışmalıdır. Bu nedenle deneysel furkasyon defekti oluşturulmuş dişlerde, kök düzeltmeleri ile birlikte uyguladığımız Sitrik Asidin (ph: 1) pulpa dokuları üzerinde etkisi olup, olmadığını incelemek amacımızı oluşturmaktadır. MATERYAL VE METOD Araştırma materyalimizi, A.Ü. Tıp Fakültesi, Hayvan Yetiştirme ve Temin Laboratuvarlarından sağlanan, ortalama 3 yaşındaki 4 deney köpeği oluşturmaktadır. Deney hayvanlarının seçiminde, genel sağlıklarının elverişli olması yanı sıra periodontal bakımdan sağlıklı olmaları, eksik ve çürük dişleri bulunmaması kriterine özen gösterildi. Gerekli sağlık kantrollerinin tamamlanmasını takiben, genel anestezi altında, hayvanların sağlı - sollu mandibuler pm2, PM3 ve PM 4 nolu dişler yöresinde ve daha önce Baloş ve arkadaşları tarafından belirtilen yöntemle (1), deneysel furkasyon defektleri oluşturuldu. 10 haftalık kontrol periyodunun ardından, defektlerin varlığını koruduğu tespit edildi ve hayvanlar i.v. Sodium penthotal ile genel anestezi altına alındılar. Daha sonra alt çene ve sağlı - sollu, 2, 3 ve 4. premolar dişler yöresinde intrasulcular insizyonlar yapılarak mukoperiostal lambolar gevşetildi. Operasyon böl- 12
Koksal BALOŞ, Kaya EREN, Coşkun BARAN, Ömer GÜNHAN gesi ile kök yüzeyleri, tüm granülasyon dokularıyla artıklardan arındırıldı ve kök yüzeylerine sement dokusunu kaldırmak amacıyla küret ve 1-2 nolu ince frezler yardımıyla kök düzeltmesi işlemleri uygulandı. Takiben bir taraftaki 3 dişin kök yüzeylerine 3 dk süreyle ph sı 1 olan sature Sitrik Asit aplike edildi. Karşı bölgedeki aynı dişler içinse asit uygulamaları yapılmadan, her iki operasyon yöreleri basınçlı serum fizyolojik ile iyice yıkandıktan sonra kesintili sütür tekniği kullanılarak suture edildiler. Operasyonların bu şekilde tamamlanmasını takiben hayvanlar 7-21-42 ve 84. günlere uyacak şekilde dekapite edildiler ve her köpeğe ait çalışma yöreleri ile üzerinde hiç bir işlem yapılmamış dişler bloklar halinde çıkarılarak % 10'luk formalinde tespit edildiler. Ardından Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında, rutin dekalsifikasyon, kesit ve boyama işlemleri ile histopatolojik değerlendirmeleri gerçekleştirildi. BULGULAR Operasyon bölgeleri dışında tutulan kontrol dişlerinden elde edilen preparatlarda, pulpa duvarında düzenli dentin, predentin ve odontoblast yapıları tespit edilirken, segonder dentin oluşumunun yer almadığı, pulpa bağ dokusunda da inflamasyonun bulunmadığı ve damarları hafif dilate yapısıyla bu hayvanlara özgü normal pulpa dokuları tespit edildi (Resim 1). 7 GÜNLÜK DÖNEME AİT BULGULAR.- Asit uygulanmayan dişlere ait pulpa dokularında; pulpa duvarlarının normal kriterler içinde dentin, predentin ve odontoblast yapıları içerdiği gözlenirken, pulpa bağ dokusu içerisinde kohjestion ve hafif kanama olduğu, fakat iltihabi infiltrasyona rastlanmadığı bulgulandı (Resim 2). Buna karşılık asit uygulanmış dişlere ait preparatlarda ise bütünüyle benzer bulgular tekrarlandı (Resim 3). 13
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ Besim 1: Operasyon bölgesi dışında tutulan kontrol dişlerinden elde edilen preparatlarda normal pulpa dokusu. Resim 2 : 7 gün sonunda asit uygulanmayan dişlere ait pulpa dokusu. 14
Koksal BALOŞ, Kaya EREN, Coşkun BARAN, Ömer GÜNHAN Besim 3 : 7 gün sonunda asit uygulanan dişlere ait pulpa dokusu. 21 GÜNLÜK DÖNEME AİT BULGULAR.- Sitrik asit uygulanmayan dişlerde dentin, predentin ve odontoblast yapılarının normal olduğu, segonder dentine rastlanmadığı izlenirken, pulpa bağ dokusu içinde konjestion varlığı saptandı. Bunun dışında iltihabi infiltrasyon ve diğer pulpa değişiklikleri izlenmedi (Resim 4). Diğer taraftan Sitrik Asit uygulanan dişlere ait preparatlarda da aynı bulgular tekrarlanırken her iki grup arasında bir fark tespit edilmedi (Resim 5). 42 GÜNLÜK DÖNEME AİT BULGULAR : Asit uygulanmayan kontrol grubuna ait pulpalarda hafif kanamalar dışında bir patolojinin olmadığı, sitrik asit uygulanmış örneklerimizin de yine aynı kriterler içinde olduğu tespit edildi (Resim 6 ve 7). 15
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ Besim 4 : Resim 5 : 21 günlük döneme ait kontrol grubu. 21 günlük döneme ait deney grubu. 16 ^
Koksal BALOŞ, Kaya EBEN, Coşkun BARAN, Ömer GUNHAN Resim 6 : 42 günlük kontrol grubu. Resim 7 : Sitrik asit uygulanmış 42 günlük deney grubu. 17
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ Bu arada sement küretajlarımn frezlerle, tüm sementin hatta bir miktarda dentinin kaldırılarak gerçekleştirildiği örneklerimizde, bu yöreye komşu pulpa duvarında yoğun sekonder dentin oluşumu bulgulandı (Resim 8). Resim 8 : Sement küretajmın frezle ve elentinde kaldırılarak yapıldığı dişlere ait pulpa dokusunda, yoğun sekonder dentin oluşumu. (Not: Bu örnekte Sitrik Asit uygulanmadı.) 84 GÜNLÜK DÖNEME AİT BULGULAR.- Bulgularımız bu dönemde de bundan önceki örneklere benzer durumdaydı. Pulpa nekrozu veya iltihabi infiltrasyon gibi patolojiler her iki grupta da yer almamıştır (Resim 9 ve 10). Yine sement küretajmın fazla yapıldığı örneklerde yoğun sekonder dentin yapıları izlenmiştir (Resim 11). 18
Koksal BALOŞ, Kaya EREN, Coşkun BARAN, Ömer GÜNHAN Resim 9 : 84 günlük kontrol grubu. Resim 10 : 84 günlük deney grubu. 19
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ Besim 11: Sement küretajınm fazla yapıldığı örneğe ait pulpa dokusunda yoğun sekonder dentin oluşumu. (Not: Bu örnekte sitrik asit uygulaması yapılmıştır.) TARTIŞMA Günümüzde enstrumante edilmiş kök yüzeylerine uygulanan ve ph sı 1 olan sitrik asidin, ideal bir yüzey demineralizasyonu sağlayarak daha sağlıklı ve seri bir bağ dokusu ataşmanma yardımcı olduğu bildirilmiştir (4,14). Ancak reataşmanda çok değerli bir yeri olduğu bildirilen asidin, uygulandığı yörelere komşu dokularda zararlı etki gösterip göstermeyeceği düşünülerek bu yönde de çalışmalar yapılmıştır (8,13,15). Değişik hayvanlarda bizimkine benzer çalışmalarında Register (1973), Sitrik asidin pulpal reaksiyonlara neden olmadığını bildirmiştir (10). Ririe ve arkadaşları (1980) asit uygulanması ile dentin tübüllerinin yüzeyel kısımlarında morfolojik değişiklikler bulmalarına karşm ciddi pulpa reaksiyonlarından söz etmemiştir (13). 20
Koksal BALOŞ, Kaya EREN, Coşkun BARAN, Ömer GÜNHAN Nilveus ve Selvig'in (1983) çalışmalarında da yine benzer sonuçlara varılarak pula reaksiyonlarından bahsedilmemiştir (8). Ayrıca araştırıcılar izledikleri hafif konjestionla karakterize minimal pulpa değişikliklerinin Bergenholtz ve Lindhe'nin periodontitisli kök yüzeylerine uygulanan mekanik sement küretajmdan sonra gözledikleri değişikliklerden daha az olduğunu da belirtmişlerdir. Esasen, Bergenholtz ve Lindhe'nin söz konusu çalışmasında da ciddi pulpa reaksiyonları veya nekrozları rapor edilmemiştir. Öte yandan Cotton ve Siegel, Ericson, Sta,nley ve arkadaşlarının kavite preparasyonları sonucu veya bu kavitelerde, dezenfeksiyon aja-nı olarak Sitrik Asidi kullandıkları çalışmalarda ise, daha belirgin pulpa reaksiyonlarından ve hatta iltihabı infiltraşyonlardan söz edilmiştir (2, 5,16). Daha önce belirtildiği gibi, bir çok araştırmada ve çalışmamızın her dönemlerine ait kesitlerde, bu durum saptanmamıştır. Bu, metod farklarından kaynaklanabileceği gibi, Cotton ve diğerlerinin de belirttikleri ancak kesin açıklamadıkları kavite preparasyonları uygulamalarından, bu preparasyonun yapılış şekli ve kavitenin pulpa dokusuyla ilişkisinden, hele çürüğe bağlı olarak açılmış ise, çürük bakteri ve toksinlerinden de meydana gelebilir. Farklı uzaklıktaki preparasyon yöreleri, pulpayla fiziksel bakımdan farklı etkiler doğurur. Yine preparasyondan kullanılacak frez tipinden, bunun dönme sayısına ve ortamda sprey kaynağının bulunup bulunmamasına kadar çeşitli faktörler pulpa reaksiyonlarına sebep olabilir. Nilveus ve Selvig (1983) tarafından yapılan benzer çalışmada kök planlaması ve Sitrik Asit uygulamaları doğrudan taze, mekanik defektler üzerinde gerçekleştirilirken, çalışmamızda önceden kronik defekt oluşturularak tabii şartların varlığına ulaşmaya çalışılmıştır. Söz konusu defekt oluşturularak tabii şartların varlığına ulaşmaya çalışılmıştır. Söz konusu defekt oluşturma yönteminin ise yeterli ve geçerli bir metod olduğu da çeşitli kereler gösterilmiştir (1,7). 0te yandan çok miktarda sement kaldırılan yörelerde izlenen yoğun sekonder dentin oluşumuna, Nilveus ve Selvig, Diamond, Stanly ve Swentlow'da dikkat çekmişlerdir. Bu konuda- 21
KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİ ki bulgularımız araştırıcılarla uyum halindedir (3, 8,16). Ayrıca Sitrik Asit uygulamaları sonucu, bu yörelerde de bir fark tespit edilmemiştir. Bulgularımız yeniden gözden geçirildiğinde, asit uygulanan ve uygulanmayan yörelerde bir farkın bulunmadığı izlenmektedir. Diğer taraftan, her dönemde ve hatta hiç bir işlem yapılmamış örneklerde gözlediğimiz damar dilatasyonlan ve konjestionlarm, yerleşmiş veya yerleşen bir patolojiden çok, materyalimizi oluşturan hayvan örneğine ait bir özellik olduğuna inanıyoruz. Sonuç olarak, araştırmamızda sitrik asit kullanılmasıyla, hiç bir örneğimizde, ciddi pulpa reaksiyonları tespit edilmemiştir. Bu nedenle, anılan asidin rekonstrüktif periodontal cerrahi uygulamalarında pulpa dokuları için bir tehlike yaratmayacağı inancındayız. ÖZET Deneysel furkasyon defekti oluşturulmuş köpek dişleri üzerinde gerçekleştirilen çalışmamızda, kök düzeltmesi işlemleri ile birlikte kök yüzeylerine topikal olarak uygulanan sitrik asidin CPH=1) pulpa üzerindeki etkileri araştırıldı. Sonuçta, periodontal cerrahi uygulamaları ile birlikte uygulanan sitrik asidin pulpa dokularında irrevesibl değişikliğe neden olmadığı bulgulandı- SUMMARY Effect of Scaling and Application of Citric Acid on the Dental Pulp After Experimentally Induced Periodantitis The effect of scaling and topical application of citric acid (PH=l) on the dental pulps of experimentally produced furcation defects was carried out in beagle dogs. As a result, it is found that topical application of citric acid in addition to the periodontal surgery procedures did not cause irreversibl alterations in pulpal tissues. 22
Koksal BALOŞ, Kaya EREN, Coşkun BARAN, Ömer GÜNHAN LİTERATÜB 1. Baloş, K., Eren, K., Baran, C.C., Günhan, ö.: Deneysel Furkasyon Defektleri ve Furkasyon Patolojisinin Araştırılması. G.Ü. Diş Hek. Fak. Dergisi, Sayı 2-1985 (Basımda). 2. Cotton, R.W., Siegel, L.R. : Human Pulpal Response to Citric Acid Cavity Cleanser. J.A.D.A., 96: 639-644, 1978. 3. Diamond, R.D., Stanley, H.R., Swerdlow, H.: Reparative Dentin For mation Resulting From Cavity Preparation. J. Prost. Dents. 16: 1127-1134, 1966. 4. Eren, K. : Furkasyonlarda Topikal Uygulanan Kimyasal Birleşimlerin Etkilerinin Araştırılması. Doktora Tezi. Ankara, 1985. 5. Ericsen, H.M. : Pulpal Response of Monkeys to a Composite Resin Cement. J. Dent. Res., 53: 565, 1974. 6. Garret, J.S., Crigger, M., Egelberg, J.: Effects of Citric Acid on Dise ased Root Surfaces. J. Periodont. Res. 13: 155-163, 1978. 7. Johansson, D., Nilveus, R., Egelberg, J. : Experimental Bifurcation Defects in Dogs. J. Periodont. Res. 13: 525-531, 1978. 8. Nilveus, R., Selvig, K.A. : Pulpal Reactions to the Application of Citric Acid to Root Planned Dentin in Beagles. J. Periodont. Res., 18: 420-428, 1983. 9. Passanezi, E., Alves, M.E., Janson, W.A., Ruben, M.P.: Periosteal Acti vation and Root Demineralization Associated With the Horizontal Sliding Flap. J. Periodontol., 50: 384-386, 1979. 10. Register, A.A. : Bone and Cementum Induction by Dentine. Demineralized in Situ. J. Periodontol., 44: 49-54, 1973. 11. Register, A.A., Burdick, F.A. : Accelarated Reattachment with Cementogenesis to Dentin Demineralized in Situ. I Optimum Range. J. Periodontol., 46: 646-655, 1975. 12. Register, A.A., Burdick, F.A. : Accelarated Reattachment with Cementogenesis to Dentin Demineralized in Situ. II Defect Repair. J. Peri odontol., 47: 497-505, 1976. 13 Ririe, CM., Crigger, M., Selvig, K.A. : Healing of Periodontal Connective Tissues Following Surgical Wounding and Application of Citric Acid in Dogs. J. Periodont. Res., 15: 314-327, 1980. 14 Selvig, K.A., Ririe, CM., Nilveus, R., Egelberg, J.: Fine Structure of New Conective Tissue Attachment Following Acid Treatment of Experimental Furcation Pockets in Dogs. J. Periodont. Res., 16: 123-129, 1981. 15. Seymour, G.J., Romaniuk, K., Newcomb, G.M. : Effect of Citric Acid on Soft Tissue Healing in the Rat Palate. J. Clin. Periodontol., 10: 182-187, 1983. 16. Stanley, H.R., Going, R.E., Chauncey, H.H.: Human Pulp Response to Acid Pretreatment of Dentin and to Composite Restoration. J.A.D.A., 91: 817, 1975. 23
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 25-32, 1985 T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK*** Günümüz toplumlarında, uygarlığın gelişmesine paralel olarak ortaya çıkan çeşitli sorunlar, t.m.e. şikayetlerini güncel bir konu olarak ortaya getirmiştir. Bu konu ile ilgili ilk yazılı kayıtlar MÖ. 5. yüzyılda Hipokrat'a aittir (1). Çiğneme sistemi son derece karışık bir sistemdir. Bu nedenle bu tür rahatsızlıkların etyolojisi de karmaşıktır ve kolayca anlaşılamaz. Etyolojisi konusunda 1918 den günümüze kadar çeşitli görüşler ortaya çıkmış ve ekoller oluşmuştur. Etyolojisi ne olursa olsun, temporomandıbuler eklem fonksiyon bozukluğu ağrı sendromu (TMJDPS) olarak adlandırılan bu rahatsızlıklar günümüz toplumlarında yaygın olarak görülmektedir. Başlıca semptomları; çiğneme sisteminde ağrı, ses, çiğneme hareketlerinde kısıtlılıktır (2). Son senelerde fakültemiz kliniklerine bu tür rahatsızlıklarla baş vuran hasta sayısında önemli ölçüde artma vardır. Bu artış bu tür sorunlu hastaların sayısındaki artışı gösterebileceği gibi bu güne kadar bu tür hastaların nereye başvuracaklarını bilememelerinden de kaynaklanmış olabilecektir. Araştırmamızın amacı sağlıklı ve genç kişilerde TMJDPS ye rastlanma sıklığını saptamaktır. Bu nedenle, araştırmamız Dişhek. Fak- öğrencileri arasında oluşturulmuştur. ( * ) İslam Ülkeleri 1. Dişhekimliği Haftasında tebliğ edilmiştir. ( ** ) G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavi Anabilim Dalı, Yrd. Doç. Dr. C***) G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavi Anabilim Dalı, Araş. Gör. 25
T.M.E. BAHATSIZLIKLARINA ÖĞRENCİLERDE RASTLANMA SIKLIĞI GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmada yadları 18-23 arasında değişen 270 öğrenci örnek olarak alınmıştır. 128'i kadın, 142'si erkektir. Bu öğrencilere çiğneme sistemine ait şikayetleri, çiğneme hareketlerinde kısıtlılık olup - olmadığı, eklemde ses, baş boyun ağrısı, parafonksiyonel alışkanlıkları hakkında sorular yöneltilmiş, deviasyon ve kas hassasiyetine bakılmış ve kişinin genel psikolojik durumu not edilmiştir. Öğrencilere yöneltilen soruları kapsayan formlar doldurulmuş, gerekli soruları da hekim cevaplandırmıştır (Şekil I). BULGULAR 270 sağlıklı dişhekimliği öğrencisinde yapılan bu araştırma sonucu % 80.1'inde tme somuna işaret edebilecek hiç bir bulguya rastlaınamamıştır. % 6.3'ünde eklem civarında (tek veya çift taraflı olmak kaydı ile) ağrı olduğu saptanmıştır. Bu oranın % 4.4'ünde tek taraflı, % 1.8'inde ise çift taraflı ağrı bulunmuştur. % 17.7'sinde eklem bölgesinde ses mevcuttur. % ll.l' inde çift taraflı ses, % 4.4'ünde ise tek taraflı ses vardır. % 35.13' ünde çene hareketlerinde kısıtlılık olduğu belirlenmiştir. % 33.33' ünde parafonksiyonel ağız alışkanlıkları saptanmıştır- Bunların % 12.4'ünde diş gıcırdatma, % 11.1'inde tırnak yeme, % 11.8'inde el dayama % 6.3'ünde kalem ısırma % 2.9'unda dil emme alışkanlıkları bulunmuştur. Ağrı, ses, kısıtlılık gibi semptomların diğer faktörler ile ilişkilerini saptamak amacı ile tablolar oluşturulmuş, ki 2, exact test gibi önemlilik testleri yapılmıştır. Ancak bulguların birbiri içine girmiş olması, başka bir deyişle bir kişide bir semptom ya da bir kötü ağız alışkanlığı olabileceği gibi, birkaç şıkkın bir arada görülebilmesi istatiksel bir sonuç alınmasını engellemiştir. Eldeki veriler tablolar şeklinde sunulmuştur (Tablo I, II, III IV). Tablolardan izlendiği gibi diş gıcırdatanların % 57.1'i gibi büyük bir çoğunluğunda hareket kısıtlılığı olduğu saptanmıştır. % 35.2'sinde ağrı, % 25.5'inde de eklemde ses vardır. 26
Cihan AKÇABOY, Sevda SUCA, Nezihi BAYIK Cinsiyet: Kadın Prot.: Erkek O ADI SOYADI / DOĞUM TARİHİ:... /.../19... Çiğneme sistemi şikayeti: Var Yok O varsa türü... Çiğneme hareketlerinde kısıtlılık Var Q varsa türü... TME ağrısı Var D Yok Q varsa Sağ Q Sol Q Her iki tarafta Q TME sesi Var O Yok n varsa SağO Sol Q Her iki tarafta Q Sesin karakteri:... Deviasyon Var Q Yok Q Varsa sağa... mm. Sola... mm. Yok Q Başağrısı Var Yo!k Boyun ağrısı Var Yok Yüz ağrısı Var Yok O Tırnak yeme Var Q Yok Q Diş gıcırdatma Var Yok Diğer alışkanlıklar (ağıza kalem alma, çeneye el dayama, dil emme, v.b.)... Palpasyon:. masseter:...m. temporalis :... m. ptery. med.:... m. ptery. lat... çene altı kas.:... boyun kas-:... Ruhsal durumu:... not : ŞEKÎL 1 27
T.M.E. RAHATSIZLIKLARINA ÖĞRENCİLERDE RASTLANMA SIKLIĞI HAREKETTE KISITLILIĞI OLAN "/o 29.4 U.8 % 23.5 9.3 7o 12.5 Tablo I. AĞRISI OLAN 10 9.3 Tablo II.
Gihan AKÇABOY, Sevda SUCA, Nezihi BAYIK SESİ OLAN 10 50 % 3S.2 7o 20 Tablo III. "/o 25 23.5 7o 12.5 29
T.M.E. RAHATSIZLIKLARINA ÖĞRENCİLERDE RASTLANMA SIKLIĞI 57.1 % 35.2 17.6 12.7 25.5 DİŞ GICIRDATANLARDA TIRNAK YİYENLERDE K^sSd TME AĞRISI OLAN 1 I TME SESÎ OLAN HAREKET KISITLILIĞI OLAN 17.6 % 17 21.4 % 23.5 11.7 % 7.1 ÇENEYE EL. DAYIYANLARDA KALEM ISIRANLARDA Tablo IV. 30
Cihan AKÇABOY, Sevda SUCA, Nezihi BAYIK Tırnak yiyenlerin % i7.6'smda ağrı, % 12.7'sinde eklemde ses mevcuttur. Çeneye el dayama alışkanlıkları olanların % 21.4' ünde hareket kısıtlılığı, % 17.6'sında eklem ağrısı, % 17'sinde de ses vardır- Kalem ısırma alışkanlığı olanlarda % 23.5'inde ses, % 11.7' sinde ağrı, % 7.1'inde hareket kısıtlılığı saptanmıştır. TARTIŞMA Buna benzer çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Wigdorowich ve arkadaşları tıb, askeri öğrenciler arasında çiğneme sistemi rahatsızlıklarına rastlanma sıklığı konusunda bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırma sonucunda özellikle buruksizm ve TME fonksiyon bozukluğu ağrı sendromlarmın yüksek olduğunu saptamışlardır. Klinik gözlemleri sonucu, bu rahatsızlıklara; Malokluzyon, iatrojenik faktörler ve psikolojik gerilimlerin neden olduğunu belirtmişlerdir (3). Agerberg ve Carlsson yaptıkları epidemiyolojik araştırma sonucu vakaların % 12'sinde ağız açma kapamada ağrı, % 24' ünde baş ve yüz ağrısı saptamışlardır (4). Lederman ve Clayton sabit protez taşıyan 50 hasta almış, yaptığı muayene ile % 68'inde TME fonksiyon bozukluğu tesbit etmiştir (5). Greene ve Marbach da epidemiyolojik araştırma yapmış ağrı, hassasiyet fonksiyon kısıtlılığı ve sesi semptomlar olarak ele almıştır (2). Bu parametreleri Thiel ve Rosselt göz önüne almış ve Thiel % 52 Posselt % 41'inde eklemde ses algılamışlardır. Green ve arkadaşları sesin TME rahatsızlıklarında etkin olmadığını söylemiştir. SONUÇ 270 sağlıklı genç kişide yapılan bu araştırma sonucunda, % 6.3'ünde ağrı, % 17.7'sinde eklemde ses, % 5.1'inde çene hareketlerinde kısıtlılık saptanmıştır. 31
T.M.E. BAHATSIZLIKLARINA ÖĞRENCİLERDE RASTLANMA SIKLIĞI % 33.33'üncte parafonksiyonel ağız alışkanlıkları saptanmıştır. Bunlardan diş gıcırdatanların büyük bir çoğunluğunda hareket kısıtlılığı vardır- Tırnak yiyenlerin % 17.6'smda ağrı, % 12.7 sinde eklemde ses mevcuttur. Çeneye el dayama alışkanlığı olanların % 21.4'ünde de hareket kısıtlılığı vardır. ÖZET 270 sağlıklı fakülte öğrencisinde TME rahatsızlıklarına rastlanma sıklığı araştırılmış, deneklerin % 80.Tinde herhangi bir eklem sorununa rastlanmamıştır. Ayrıca bu semptomların kötü ağız alışkanlıkları ile olan bağlantılarına bakılmıştır. SUMMARY «The Incidence of the Functional Disturbances of IMJ in Dental Faculty Students» An epidemiologic study on prevalance of the functionei disturbances of TMJ in 270 healty university students has been worked on. % 19.9 of the students referred for functionei disturbances of the masticatory system. The relation between the semptoms and parafunctions are also evaluated. KAYNAKLAR 1. Öztürk Gürbüz : Gnatoloji, İ.Ü. Dişhekimliği Fakültesi Yayınları, Ar Basım Yayım ve Dağıtım A.Ş. İstanbul, 1982. 2. Greene S. Charles, Marbach J. Joseph : Epidemiologic studies of mandibular dysfunction : A critical review. J.P.D. 48 (2) : 184-190. 3. Wigdorowicz - Makowerowa Neomi, et al. : Epidemiologic studies on prevalence and etiology of functional disturbances of the masticatory system. J.P.D. 41 (1) : 76-82. 4. Weinberg A. Lawrence., Lager A. Lynn : Clinical report on the etiology and diagnosis of TMJ dysfunction - pain syndrome. J.P.D. 44 (6) : 642-653. 5. Lederman H.K., Clayton A.J. : Restored occlusion. Part II The rela tionship of clinical and subjective symptoms to varying degrees of TMJ dysfunction. J.P.D. 47 (3) : 303-309. 32
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 33-41, 1985 240 PLEOMORFİK ADENOM OLGUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Ömer GÜNHAN* Bülent CELASUN** Yılmaz GÜNAYDIN*** Bahadır GÜRBÜZER**** Pleomorfik adenom (PA) terimi, değişik histolojik görünümleri olan, kondroid, miksoid veya mukoid bir matriks içinde epitelyal elemanların bulunuşu ile karakterli tükrük bezi tümörleri için kullanılır. Tümörün epitel kaynaklı olduğu biliniyorsa da, çok değişik hücresel yapılar gösterebildiği için mikst tümör terimi de uygun düşmektedir (7). Eskiden, kondroma, endotelyoma, miksoma, fibromiksoepitelyoma, miksokondrokarsinoma, brankiyoma, enolayoma gibi adlar, tümörün mezodermal, diploblastik veya embriyonal kalıntılardan kaynaklandığını belirtmek için kullanılmıştır (2). Pleomorfik adenoma terimi ise tümörün epitelyal kaynaklı olduğunu gösterirken farklı histolojik görünümlere rastlanabileceğini de vurgulamaktadır (7). Her yaşta görülebilen pleomorfik adenomlar en sık olarak 5 ve 6. dekatlarda ortaya çıkar (5, 9). Pleomorfik adenomlarm çoğu parotis'te ve bunun da kuyruk kısmında görülür, Minör tükrük bezlerinden damakta yerleşmiş olanların da pleomorfik adenomlan sıktır. Yavaş büyüyen ağrısız bir tümör olan PA'un aynı anda birkaç yerde birden görülmesi nadirdir. Tümör 1 cm'den küçük olabileceği gibi birkaç santim çapa da ulaşabilir (1,4,6,10). Ağızdakilerin üze- ( * ) GATA ATF Patoloji ABD Dişhekimliği Enst, Dr. ( ** ) GATA ATF Patoloji ABD Dişhekimliği Enst., Dr. ( ***) GATA ATF Patoloji ABD Dişhekimliği Enst., Dr. (****) GATA ATF Patoloji ABD Dişhekimliği Enst., Dr. 33