Akademı. Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. Yatırımcıyı Koruyan Lider Kuruluş HATAY

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

SİTEMİZE EKLENEN METİN KİTABIM-1 VE METİN KİTABIM-2 ADLI DÖKÜMANLARI OKURSAK HEM OKUMA HIZIMIZ ARTACAK HEM DE OKUDUKLARIMIZI ANLAYACAĞIZ.

UFUK GÜRBÜZDAL TURK 102-3

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Menümüzü incelediniz mi?

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

tellidetay.wordpress.com

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

Sevgili dostum, Can dostum,

Benimle Evlenir misin?

Tarihçi Kitabevi Yayınları 101 Kişisel Gelişim Serisi 1 Genel Yayın Yönetmeni: Necip Azakoğlu

Ali VAROL'un Blog Sitesi

Kadir Akel "Dert Etme Allah Yeter" diyor. Bunu da neden dediğini bize böyle açıklıyor.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

"ben sana mecburum, sen yoksun."

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

SÖZCÜĞÜN ANLAMINI DEĞİŞTİREN EKLER TESTİ

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN


Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim sınıf Takdimci El Kitabı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

ISBN :

Ф MUTFAK ETKİNLİKLERİ Ф ÖZEL KUTLAMALARIMIZ Ф SOSYAL SORUMLULUK ÇALIŞMALARIMIZ

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

Herkese Bangkok tan merhabalar,

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler,

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1


SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Transkript:

Akademı Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. Yatırımcıyı Koruyan Lider Kuruluş HATAY Kurtuluş Cad. Cereb Apt. No : 17 Antakya / Hatay İRTİBAT OFİSİ Tel.: (0326) 213 02 90

HATAY GÜNEY RÜZGÂRI SAHİBİ Mehmet Ali SOLAK mehmetalisolak@gmail.com Yazıişleri Müdürü Suat ÖZGÜL YAYIN EKİBİ A.Kadir PAKSOY Hulusi ATAHAN Hüseyin EVCİL Av. İbrahim ERSUZ Mahmut Çetin ZORBA Dr. Muhsin BOZ Dr. Necdet ÖZKAYA Nurhan SAĞLAR Sabahattin YALKIN Selman BÜYÜKAŞIK Süheyl BUDAK Prof. Dr. Tahsin TURUNÇ Yahya AKSOY Kapak Tasarım: İlkan DOĞRU İLETİŞİM GÜNEY RÜZGARI YAYINCILIK TANITIM Tel. : (326) 214 86 49 GSM : (532) 473 31 41 Güllübahçe Mah. Özen Sokak No: 1 Antakya/HATAY ABONE KOŞULLARI Yıllık: 100 TL (Resmi Kurumlar)120 TL Şehir Dışı: 150 TL Avrupa: 70 EURO Amerika: 80 USD Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Hesap No: Yapı Kredi Bankası Antakya şubesi 64758293 Mehmet Ali Solak Hesabına IBAN No:TR04 0006 7010 0000 0064 7582 93 BASKI/ BOYUT TANITIM Matbaa Basım Yayın San. ve Tic. Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi 1354. Cad. 138/76 Yenimahalle /ANKARA Tel: (312) 385 72 12 info@boyutmatbaa.com İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarına aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Aylık Aktüel Dergi EYLÜL 2017 İÇİNDEKİLER 2 MAKALE / Mehmet Ali SOLAK Sevgiyle Büyümek ve Büyütmek.. 6 KAPAK KONUSU / Aydın ILGAZ Samandağ da Yokluk Günleri 16 ANTAKYA ÖYKÜLERİ / Dr. Necdet ÖZKAYA Stilizm ve Kutsal Mucizeler Dağı 20 KİTAP / Selman BÜYÜKAŞIK Özgün bir yapıt: ARKASI YARIN-Bir Ayrılık Hikayesi 23 ŞİİR / Sabahattin YALKIN Devekuşu ders çalışıyor 23 ŞİİR / Mahmut Çetin ZORBA Defne (Daphne) 24 ÖYKÜ / Av. İbrahim ERSUZ Masal 29 TIP KOKULU ANILAR / Dr. Muhsin BOZ GUİNNES Rekorlar Kitabına girmeye hak kazanma 30 SAĞLIK / Prof. Dr. Tahsin TURUNÇ Erkeklerde Çocuk Sahibi Olamama 36 / HABER Herkes SAVUNMAYA Muhtaç!.. 38 GÜNLÜK / A. Kadir PAKSOY Günlerin Terkisinden 42 / HABER HASİAD ın hedefi: FARKINDALIK 44 KİTAP / Suheyl BUDAK Asi Gülüşlüm 48 KULE GÜNLÜĞÜ / Hüseyin EVCİL Aşk Deryasının Mutlu Bir Yolcusu 51 / SANAT Bulaşık köpüğünden şiirler yazmak 52 MAKALE / Yahya AKSOY Halkevleri 56 GEZİ / Hulusi ATAHAN İpekyolu / Özbekistan-BUHARA 66 / SPOR Sorumluluk Palut ta: Hatayspor Amacına Ulaşacak 68 DAMAK TADI / Pasta Tarifleri 70 ALMANAK (Hatay da Gelişen Olaylar) 80 ÇENGEL BULMACA GÜNEY RÜZGARI 1

mehmetalisolak@gmail.com Sevgiyle Büyümek ve Büyütmek Hayal, bilimden daha önemlidir; çünkü bilim sınırlıdır. İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz. Alberth Einstein Mehmet Ali SOLAK K uşku yok ki, başarmak; düşünmekten ve biraz da meraktan gelir. Düşünüyorsam, öyleyse varım, gibi... Var olmak ve varlığını armağan etmek ise, sevgiden... Mutsuz doğan, şanslı ölmüyor gibi bir şey!.. Doğdunuz yer size güven vermiyor ve adalet sağlanamıyorsa, ister istemez gelecekten söz edemiyorsunuz. Kelimeler bir yumruk gibi boğazınızda tıkanınca, bazen soluklanamaz olursunuz. Bu sevgiye açlıktır ya da yeterince sahiplenemediğimiz ve besleyemediğimiz sevgi pınarıdır. Öylesine yoksun kaldık ki sevgiden; her saat başı aldığımız bir tehdit, bir şiddet, bir savaş haberi, binbir emekle, binbir yürekle, binbir tuğla ile oluşturulan barış piramitleri bir saniyede yok edilebiliyor. Belli bir grubun çıkarları uğruna başlatılan savaşlar, çirkin bir oyunun parçalarından başka bir şeye benzemiyor. Kısır bir döngü ya da egoya tutsak değişmez yazgı gibi... Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki; böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre, savaşta adam öldürmek cinayetten başka bir şey değildir diyen Einstein bu sözleriyle yanılmış olabilir mi? Sevgiyle yanaşıyorum sahile... İnsanların koşuşturmaları, sohbetleri, kahkahaları ufuk çizgilerinin çok ötesinde... Sahilin kıyıya vuran dalgaları bir orkestranın tınısı gibi yayılınca uslara, uçsuz bucaksız mavinin arasındaki bembeyaz bulutlar içinde gezintiye çıkıyorum... Kendimi kah Bulgaristan Filibe de, kah Amerika New York ta, kah Kıbrıs Lefkoşa da, kah Suriye Laskiye de buluyorum... Gözümün ve gönlümün tüm beğenileri, zaman zaman fotoğraf karelerine yansıyor. Yüreğimin çırpıntısı not düşüyor sevgiye dayalı yaşama... Bir kez daha aynı hazzı yaşamak umuduyla, başka güzelliklere yelken açıyorum... Halen Bizi kurtaracak şey savaşmaktır diyen zihniyet, Yaşamak için öldürmek lazım ın peşinde. *** Usuma; Hatay ın onur abideleri üç kalemşör geliyor; Sabahattin Yalkın, Ali Yüce ve Süleyman Okay... Hatay ın elbette daha çok kalemşörü var, dahası olduğunu ben de biliyorum... Anlatacağım şu ki; bu üç kalemşör bir gün gezintiye çıkıyor, insanlık tarihinin vazgeçilmez mekanı Antakya da. Yolları Uzun Çarşı ya düşünce; baharatçısı. künefecisi, peynircisi, ezanın sesiyle camiye gideni, boş zamanını geçirmek için kahvede iskambil oynayanı, özetle akıllısı delisi, okuyanı okumayanı, fakiri zengini izliyor üç kalemşörü. Hani bir söz vardır; Kullanmayı bilirsen şair olursun, kullanmayı bilmezsen kalem sapı. Onlar da sağı solu kollarken, Birgün bu gördüklerimizi de yazmalıyız, diyerek, sahip çıkıyorlar kentlerine. Büyük bir sevgi ve aşkla... Bu üç kalemşör, birbirinden habersiz, kadim Antakya ya olan sevdalarını not düşüyorlar tarihin tanıklık defterine... GÜNEY RÜZGARI 2

Çok dualı kentten özlemini dile getiren şair Sabahattin Yalkın; Şu çınarları var ya Antakya nın/ Dalları serçe yüklü/ Seni düşünmediğim günler/ Ha varlığı/ ha yokluğu derken, Affan Kahvesi nde soluklanan ses, Süleyman Okay ın sesidir. Kimi zaman asma yaprağını rahatsız etmeden sevgilisiyle sohbet eden serçe sessizliğinde söyler söyleyeceğini, kimi zaman da kusturucu içmiş gibi kusar birilerinin önüne:... Paşahavuşu nda/ bir yoksulhanede unutmuştuk Ekmek ve Şarab ı/ arada bir ve geceleri göçmen kuşları/ illegal sevecenliği/ Nalbant Çarşısı nda suskun emekçi atlar/ nal sesleri mıh lı kıvılcım boncuklu semer/ muhbir yarasalar baskınlar baskınlar/ Dutdibi nde Kör Yahya nın kahvesi/ Kuru Abdo nun arkası yarın lı ballı metelleri/ tarık kenarında Essümbeyne Tekittirbi Darıyandı/ çocukluğumun gece vardiyasında bekçi korkusu/ sahtiyan bir gökyüzü durağan ve katı/ yedialtmışbeşliğimi kuşandım/ gelişim zindiyan/ duruyorum Çanacık ta dar bir sokakta/ eşkalimi sorgulayan birileri var ardımda. Kim bilebilirdi ki, bir sabah uyandığında düşü yastığına yapışık Ali Yüce nin nasıl sesleneceğini... Ya da şiir yazarken öldüğünü, diline yapışık sözcüklerin ve çığlıklarının da tavana yapışık olduğunu... Habibneccar dağından/ Atarken kirli bir tan/ Antakya nın üstüne/ Minarede yorgun bir ezan/ Tanrı uludur Tanrı uludur/ çocuklar acından ölüyor/ Ekmek her şeyden uludur *** Nerde benim doğduğum şehir, büyüdüğüm sokaklar, dediğinizde, devamını getirmelisiniz Sabahattin Yalkın gibi; Yabancıl sokaklar iter ayakları kocaman bir göze/ Belli belirsiz bir yaşamda büyür küçülür pencereler/ Bu toprak saksıların çiçekleri tanımaz güneşleri/ Eski saat tik-takları arasından geçer gölgeler/ Binlerce sevgi kırıntısı dağılır kaçamaklı yüzlere/ Öpülür gibi açılır ölür gibi kapanır kapılar/ Bir başka yürek atar küflü duvarlar ardında/ Bir daha doğmazcasına çekilir gecesine şehir/ Yabancıl sokaklar iter ayakları kocaman bir göze. *** Aahhh ne iyi etmişsin be Mehmet Ali, ne güzel süslemişsin yazını... Telli duvaklı gelinler gibi... Gelin dedikçe içim cız eder, Ali Yüce nin ağıdı yetişir imdadıma; On yaşımda gelin oldum/ Kendimi bilmemiştim daha/ Gerdeğe girdiğim gece/ Duvarları deldi çığlığım/ Gökte yıldızlar duydu/ Ahırda öküzler duydu/ Duymadı kart herifim/ Gözübüyük Mustafa. *** Üç kalemşör kolay bir şekilde bugünlere gelmedi. Rahat bir yaşamları da olmadı. Elektrik nedir bilmeyen, pantolon giydi diye Gavur sayılan, cahilliğini gaz lambası aydınlığında okuyup yazdıklarıyla hedefine ulaşan, aydınlandıkça çevresini aydınlatmak için usanmadan koşan, koştukça başaran insanlar oldular. Başta Anne ve babaları olmak üzere; akrabalarını, komşularını, en önemlisi de öğretmen ve arkadaşlarını sevdiler, sevginin ne anlamı geldiği bilinciyle... Sonra kentlerini sevdiler, insanlık tarihi kadar eşdeğerde olduğu bilinciyle... Sonra oyunlarına tanıklık eden sokakları, camileri, kiliseleri, havraları sevdiler, herkesten bir parça olduğu bilinciyle... Hiç kimse yabancı olmadı gördüklerine, yaşadıklarına... Hiç kimse de yabancılaştırmadı yakınlık bilinciyle... Böylelikle sevgiyle suladıkları çorak topraklar, filizlenip yeşerdi... Barış ve GÜNEY RÜZGARI 3

kardeşlik iklimi, hoşgörü ormanını genişlettikçe çoğalttı. Aynı sevgiler paylaştıkça çoğalır, acılar paylaştıkta azalır gibi... Sevgi dediğiniz o yüce olgudur, bizi birbirimize yakınlaştıran... Bugün; o uzağı yakın kılmanın günüdür; Ali Yüce nin seslendiği gibi: Bizim sıcağımız/ Akdeniz sıcağı canım/ Yunus Emre sıcağı/ Pişirir ekmeğimizi yakmaz/ Toprağımız/ Halk toprağı kimseyi ekmeksiz bırakmaz Sizin ateşiniz Moğol ateşi canım/ Yakar ekmeğimizi pişirmez/ Döşeğiniz kuş tüyü olsa/ Gözlerinize uyku girmez Bizim yaylamız Karacaoğlan yaylası canım/ Ördek boyunludur kızları/ Ondördüne basmadan ay olur yıldızları/ Eğer bana inanmazsan/ Yolun Antakya ya düştüğünde/ Yolun Akdeniz e düştüğünde/ Dallarından salkım salkım aylar sarkan ağaca sor Unutma canım/ Bizim sıcağımız şiir sıcağı canım/ Yunus Emre sıcağı/ Pişirir Kerem i yakmaz/ Toprağımız halk toprağı/ Kimseyi sevdasız bırakmaz. Sevginin gücünü sırtlarına alarak arşınladılar yolları. Ne cam kırıkları umurlarındaydı, ne de dikenler... Sonsuzluğa uğurladığımız Ali Yüce ve Süleyman Okay ı, insanlar yaşadıkça daha çok anlayacak, anladıkça da arayacaktır. Kimlikli kentin özelliği budur. Kimlikli kent, herkesin bir hikayesi olduğu ger- çeğiyle, tarih, kültür ve sanat öyküleriyle varlığını geliştirip büyütür. Öykülerine sahip çıkmayan ve çıkamayan toplumlar, farkındalık yaratamazlar. Marka olmakta da başarılı olamazlar. Sinan Yaman ın dediği gibi; yaşamımızı kısıtlayan Haklı olmanın kibri ve haksız olmanın endişesi ni üzerimizden atmak zorundayız. Haklı olmak, öyle bir ihtiyaç ki... Yıllardır doyuramadım. Her lokmada, daha çok açıktım... Kazandığım her tartışmada, büyüdü açlığım... diyerek, sözlerini şöyle tamamlıyor: Tecrübe denen şey, aslında yanlış kararlarımızın kibar adıysa... Ve doğru kararları, çok zaman daha tecrübeliler veriyorsa, çok hata yapana kadar, tecrübe etmeliyiz. Şans kapımızı çalmamışsa, çok muhtemelen bu, şanssızlığımızdan değil, şansın çalacağı büyük kapıyı inşa etmemizdeki, tembelliğimizdendir. *** Sevgiye açılan kapıları yüzümüze kapatmanın hem kendimize, hem de geleceğimize zarar vereceğini düşünerek, kentimize ve ülkemize ortak akılla sahip çıkmak zorundayız. Bugün kadim Antakya; yıllar sonra tembelliğini bir tarafa bırakıp, bilinçli bir tavırla Expo 2021 için kapılarını aralamıştır. Bu kapı için atılacak adım, sevgiyi paylaşmaktır, vitrinimizi sevgi üzerinden donatmaktır. İşin en önemli yanı da; Hatay ı ziyaret etmeye gelenleri sadece yedirmek, yatırmak ve eğlendirmekle kalmamalı, dünyaya açılan bir yaşam biçimini yansıtmalıyız. Hatırlayacağınız gibi; bir deniz yıldızını kurtarmak bile gelecek adına bir umuttur. Hatay Büyükşehir Belediyesini bir orkestraya, Başkan Lütfü Savaş ı da orkestranın şefi olarak kabul ediyorsak, orkestrada görevli olanlar (Atanmış ve seçilmişler) ortak akılda birleşmek zorundadır. Bu; Başkan Savaş ın dediği gibi; sadece Hatay meselesi değil aynı zamanda bir memleket meselesidir. Bu yönüyle farklı siyasi görüşlerin düşünceleri bu önemli hedefi gölgelememelidir. Zira bu girişim, Hatay ı ve Hatay ın civarındaki illerin de umudu olacaktır. Başkan Savaş ın her koşulda sevgiye dayalı söylemleri dikkate değer bulunmalı, eksikler varsa kırmadan, dökmeden giderilmeli ve dünyaya açılan kapıların aranlanmasında etkili olmalıyız. Şunu unutmayalım ki; sevgiyle büyümek ve büyütmek, geleceğin aydınlık yarınlarına kavuşmaktır. Biz bu şehrin birbirini seven insanları olarak; huzurumuz ve çocuklarımıza bırakacağımız miras adına Hatay daki tüm renklerimizle kucaklaşmayı bilmemiz lazım. Bu şuurla hareket edildikçe, kardeşlik artacaktır diyen Başkan Savaş, bu yolda sevgi adına milyonlarla yürümeyi bilmelidir. GÜNEY RÜZGARI 4

Düşük yakıt tüketimi Arkadan itiş Farklı üstyapı seçenekleri Renault MASTER Kamyonet Ticarette hızlı gidenler değil, fırsatları hızlı görenler kazanır. Eylül ayı sonuna kadar %0 faiz fırsatı Renault Ticari Araçlarda. %0 faiz, ticari müşteriler için 34.000 TL/12 ay (TMO Aylık %0,34, Yıllık %4,22) seçeneğinde geçerlidir. Daha fazla kredi ve vade taleplerinde 48.000 TL ve 24 aya kadar %0,79 (TMO Aylık %0,96, Yıllık %12,16) sabit faiz oranı sunulmaktadır. Daha yüksek kredi ve vade taleplerinde, kullanılacak kredi ve vadeye göre değişen avantajlı faiz oranları mevcuttur. Kullanılabilecek maksimum kredi tutarı, yasal mevzuat ile sınırlıdır. Kampanyalı faiz oranları sadece Maxxi Koruma (Kredi Koruma Sigortası) ve/veya Maxxi Değer (Araç Değer Koruma Sigortası) ile birlikte geçerlidir. İki üründen en az birinin satın alınmadığı durumda, anlaşmalı finans kuruluşunun baz faiz oranı uygulanır. İlgili kampanya, Master ve Trafic ürün gruplarına ait hafif ticari araçların satın alımlarında geçerlidir ve anlaşmalı finans kuruluşunun şartlarına bağlıdır. Finansman kampanyasından yararlanmadan yapılan Master ve Trafic satın alımlarında 2.000 TL nakit alım indirimi uygulanmaktadır. Finansman kampanyası, başka bir kampanya ile birleştirilemez ve nakit alım indirimli fiyatlar ile birlikte kullanılamaz. Kredi tahsis ücretleri kredi bedeline dahil değildir. Master L2 Arkadan İtiş Sac Kasa Kamyonet için ortalama CO en az 250 g/km, karma yakıt tüketimi ise en 2 salımı az 9,5 lt/100 km olup, bu değerler kullanım şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Kampanya stoklarla sınırlı ve 30.09.2017 tarihine kadar, katılımcı yetkili satıcılarda geçerlidir. Ayrıntılı bilgi için Renault Yetkili Satıcılarına başvurabilirsiniz. (TMO: Ticari müşteriler için geçerli maliyet oranı) renault.com.tr renault.com.tr RELES HATAY YETKİLİSİ SATICISI VE SERVİSİ ANTAKYA PLAZA Tel.: 285 59 49 (10 Hat) İSKENDERUN PLAZA Tel.: 456 22 00 (10 Hat) www.reles.com.tr

Hababam Sınıfı adlı eserin yazarı Rifat Ilgaz ın oğlu Yazar Aydın Ilgaz, 50 yıl önce öğretmenlik yaptığı Samandağ Sutaşı İlkokulu nda yaşadıklarını anlattı. Samandağ ın Yokluk Yılları Amerika da yüksek lisans yapmış biri olarak, yurda askerlik için döndüm. O dönemde askerlik görevini öğretmenlik yaparak yerine getirmiş oluyorduk. Tesadüf bu ya, görev yerim Hatay a çıktı. Dayım, o dönemin Hatay Valisi Muammer Ürgen Paşa. O günlerde nedenini bilmediğim halde Samandağ Sutaşı İlkokulu nda karar kıldım.... Yukarıda sözler; 1967 yılında Amerika da yüksek lisans yapmış, daha sonra ülkesine döndüğünde Hatay a gelerek, Samandağ Sutaşı İlkokulu na görevlendirilmiş, yirmi yedi yaşında genç bir mühendis. Askerlik görevini öğretmenlik yaparak karşılamaya hazır Aydın Ilgaz a ait. O dönemdeki bu uygulama, çok sayıda yüksek öğrenim görmüş gençlerin, Anadolu da iz bırakmasına ve aydınlanma hareketine katkı vermesine olanak tanımış. Aydın Ilgaz; hepimizin çok yakından tanıdığı, ülkemizin önemli edebiyat ustası, Hababam Sınıfı ve Karartma Geceleri gibi eserleriyle tanınan Rıfat Ilgaz ın oğlu. Rıfat Ilgaz ı eserlerinden tanımak kadar, dergimizin yazarı Hulusi Atahan la geçirdiği günlerden tanımak da anlamlı. Okuyanlar hatırlayacaklardır... Atahan ın anlattıklarından alıntılamak gerekirse; İstanbul da yüksek öğrenim gördüğü yıllarda Atahan, Rıfat Ilgaz la tanışıp, yolu düştükçe memleket meselelerini konuşurlarmış. 27 Mayıs 1960'ta ihtilal günü, sokağa çıkma yasağından dolayı Rıfat Ilgaz, Hulusi Atahan ın evinde kalır. Öğleye doğru ne yiyeceklerini düşünürken, evdeki bulgur ve mercimekle, mercimekli bulgur pilavı yapar, evdeki bir şişe rakıyı da birlikte içerler. Rıfat Ilgaz, mercimekli pilavın adını o günden sonra İhtilal Pilavı olsun ister. Aydın Ilgaz la sohbetimiz de Hulusi Atahan ın Rıfat Ilgaz la anılarına dayanıyor. Zira, Rıfat Ilgaz ın bir pantolonu iki arkadaşıyla paylaştığı söylenir. Sözü edilen iki arkadaştan birinin rahmetli sanatçı Fikret Hakan olabileceği düşünülürken, Fikret Hakan, o ismin Hataylı Hulusi Atahan olacağını söylediği için Hulusi Atahan la diyaloğa geçtim. Sonra öğrendik ki aradığımız kişi Hulusi Atahan da değilmiş. Aydın Ilgaz la sohbetimiz, Hatay 1. Kitap Fuarı nda gerçekleşti. İşte o sohbetten kesitler... GÜNEY RÜZGARI 6

bir lüksüm yoktu. Bulduğuma şükretmeliydim. Elli yıl öncesinden söz ediyoruz. Günümüzde bu olayı anlatınca, pek inandırıcı gelmeyebilir ama gerçek bu! Aydın Ilgaz, Ahmet Özer ve ben (Mehmet Ali Solak) Hatay 1. Kitap Fuarı nda KARANLIK YER; SÜVEYDİYE O günlerde Samandağ dan çok Süveydiye deniliyordu. Arapça ile Süveydiye nin ne demek olduğunu sorduğumda Karanlık Yer anlamında kullanıldığını öğrendim. Hiç de abartılı değildi, çünkü gerçekten elektrik yoktu. Üstelik kendi kaderine terk edilmiş, sakin ve sessiz bir sahil kasabasıydı. Sonra, dağın biri Cebel Akra Kel Dağı, diğeri Cebel Seman yani Simon Dağı olduğunu öğrendim. Garip bir durumdur ama Samandağ da saman da yok!.. O yıllarda ülkemizin büyük bir kısmı yokluk ve sefalet içindeydi. İnsanların tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. İnsanlar okumaktan çok, geçimini sağlamak için yoğun emek çalışırlardı. Öğretmenliğe başladığım Sutaşı Köyü nde çocuklarını okutmak isteyen ailelerin olması beni fazlasıyla mutlu etmişti. Sutaşına geldiğimde lojman diye bir şey yoktu. Sadece tek gözlü bir-iki köy odası vardı. Birinde Mut tan bir arkadaş vardı. Çocukları var mıydı yok muydu hatırlamıyorum. Bir de Konyalı müdür. O da yanındaki odada kalıyordu. Sutaşı nda sadece bir okul vardı. Kalacak yer için oralarda bakındık, tabii ev yok!. Ev dediğiniz de ne? Taş üstüne taşlardan ibaret. Ev demeye bin şahit gerek!. Çok fakir bir köy. SOĞAN DEPOSUNDA KALDIM Uzatmayalım... Ev sorununu çözebilmek için bana kibarca kasabaya gitmem önerildi. O günlerde kırtasiye işini yapan Bireyşler vardı, halen var mı bilmiyorum. Varsa da benim söylediğim şimdikilerin babalarıdır... Durumumu anlattım, bana iki tane küçük oda gösterdiler, depo olarak kullandıkları. Biri soğan deposu biri patates deposu. Orada kalabileceğimi söylediklerinde mutlu olmuştum, çünkü kalacağım yer sorunum çözülmüş oluyordu. Beğenip beğenmeme gibi KİREMİTLERDEN LAĞIM SUYU GİDERİ Bir şey daha söyleyeceğim... Bu da inandırıcı olmayabilir ya da ben öyle zannediyorum. Belki Amerika dan geldiğim için, belki biraz da yaramaz çocuk gibiydim. Bulunduğum yeri farklı bir hale dönüştürme çabası içerisindeydim. Kaldığım yer kare şeklinde, havadar bir oda. Tabanı hafif meyilli, betondan yapılmış. Sanırım su birikmesin diye öyle yapılmış. Hemen lağım suyu gideri için bir su yolu açtım, üstünü de yarım ay şeklindeki kiremitlerle kapatıp, kanal halini aldı. Sonra, duvardan duvara halı gibi hasır yaptırdım. O dönemde buğday saplarından yapılan hasırlar vardı. Daha çok bilinsin diye karpuzcuların kullandığı hasırlar, diyelim. Hasır yapanlara, ölçü verdim, bana bu ölçülerde bir hasır yap dedim. Çok da şık oldu. Sonra geldim hallaçlara. Gel dedim seninle bir iş yapalım. Çizimini yapıp, siparişi verdim. Geçmiş gün; diyelim ki 1,5x1,5 kare şeklinde, fitilli, dört köşe, biraz da yüksekliği olan, kendime bir yatak yaptırdım. Hallaç, böyle bir şeyi ilk defa yaptığı için, şahsen verdiğim siparişin bu kadar güzel olacağını beklemiyordum. Sonradan kendisi de bu kadar özel bir şey çıkacağını tahmin etmediğini itiraf etti. GÜNEY RÜZGARI 7

Cart renkler seçtim, koyu lacivertle pembe. Sarı ile yeşil. Yatağı yaparken de yanında kaldım. Her iğneyi geçirdiğinde zorlanarak bir iş çıkardığına gözlerimle tanık oldum. Usta, böylelikle yatağın nasıl yapıldığını da öğrenmiş oldu, belki ondan sonra model de. Tabii bu anlattığım günlerde kalacağım yerde elektrik de yok!. Kablo çektim. Sonra bir camın kenarındaki boşluklara iki tane büyük lamba yerleştirdim. Gaz lambası gibi, odayı aydınlatıyordum. Bir gün ilçe milli eğitim müdürü eşiyle birlikte kaldığım yere geldi. Yere oturttum. Bir yastık ta sırtlarına koysunlar diye verdim. Vızır vızır konuşurlarken, geldim çay demliyorum. Dediler ki; Aydın bey, biz de sizin gibi ilk köye geldiğimizde, zorluklar çektik. Evlendiğimizde bir oda tuttuk. Elektrik olmadığı için gaz lambasıyla aydınlatıyorduk odayı dediler. Ben o kadar güzel yapmıştım ki, onu gaz lambası zannettiler. Ben kendime göre bir şey yapıyordum. Örneğin, daha önce belirttiğim gibi kanalizasyon sistemi kurdum odaya. Mutfak olarak bir masa yaptım. Lavaboyu o masanın içine oturttum. Dışarıdan su getirttim. Lastik hortumla, tabii hortumun başına da bir vana taktım. Bulaşık yapacağımız zaman dışarıdan açıp, işimi yapıyordum, kapatmaya gelince dışarıdan kapatmak zorunda kalıyordum. Anlayacağın, dışarıdan aç-kapa yapmak zorunda kalıyordum. Bir de yerin altına bir boru için çukur kazdım. Sonra onun üzerini kiremitle kapattım. Ne oldu? Lağım suyu için de bir gider oldu. Bunlar tabii o günler için yokluğun getirdiği konular. - Biraz da Samandağlılar ı konuşalım... O günler için izlenimlerinizi anlatır mısınız? - Samandağlılar çok çalışkandı, arılar gibi çalışırdı. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır, horozlar ötmeden önce ekin ektikleri tarlalara giderdi. Örneğin, daha önce belirttiğim gibi kanalizasyon sistemi kurdum odaya. Mutfak olarak bir masa yaptım. Lavaboyu o masanın içine oturttum. Dışarıdan su getirttim. Lastik hortumla, tabii hortumun başına da bir vana taktım. Bulaşık yapacağımız zaman dışarıdan açıp, işimi yapıyordum, kapatmaya gelince dışarıdan kapatmak zorunda kalıyordum. Anlayacağın, dışarıdan aç-kapa yapmak zorunda kalıyordum. Bir de yerin altına bir boru için çukur kazdım. Sonra onun üzerini kiremitle kapattım. Ne oldu? Lağım suyu için de bir gider oldu. *** GÜNEY RÜZGARI 8

Tesadüf bu ya!.. Samandağlılar ın toprağa olan yakınlığı ve bağlılığını konuşurken, 12 yaşlarındaki bir çocuk, Aydın Bey e imzalaması için bir kitap uzattı. Aydın Bey, kitabı alırken, adın ne? diye sordu. Çok sevimli, temiz yüzlü çocuk Toprak diye yanıt verdi. Aydın Bey, adının ne anlama geldiğini de sordu. Zeki bir çocuktu, Elbette biliyorum. Toprak bizim her şeyimiz. Bugün için de geleceğimiz için de. Aydın Bey, bu diyalogdan çok keyif aldı. Ses kayıt cihazı kapanmamıştı. Bana dönerek, Mehmet Ali Bey, istersen sonra devam edelim derken, bir yandan da Toprak la sohbeti devam ettirmişti. Bu kez adını kim seçti? diye sordu. Annem deyiverdi gururlanarak... SUYUN KÖYE TAŞINMASI Yeniden sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Aydın Bey, Samandağlılar ile ilgili... - Samandağ halkı büyük bir devrim yaşadı. O günlerin Samandağ ı ile bugünkü Samandağ ı kıyaslamak hiç ama hiç mümkün değil. O dönemde Matematik derslerini tamamen uygulamalı yaptırıyordum. Mesela, simidi kaça alıyorsun? Ya da suyu Asi nin oradan pompalıyorlardı. Su köye getirmek için yalaklar yapıyorlardı. Pompanın gücü de mesafesine göreydi. Boruyla oraya getiriyorlar suyu. Yaptırdıkları havuz da beton değildi. Niye mi beton değil? Paraları olmadığı için. Toprak havuz ne olacak, suyun büyük bir bö- lümü kayboluyordu. Öyle bir yokluk yıllarıydı ki, sırasıyla anlatayım... Adamlar üç aşamada su taşıyorlardı, okulun arkasına set yaptırdıkları yerlere. Taşları da o kadar güzel yerleştiriyorlar ki, teraslamadan toprak sızmıyordu. Kayaların üzerine toprak taşınıp, yerleştirmeler de çok düzgün yapılıyordu. - Aydın Bey, matematik dersini uygulamalı yaptırıyordum, demiştiniz ya, sonucu nasıl oldu? - Matematik uygulamasını şu kadar emek, şu kadar pompa, şu kadar gübre, şu kadar çitil, şu kadar gündelikle, şu kadar para kazandık, şu kadar lira, şu paranın karşılığı, şu kadar da domates kazancı gibi. Şimdi bütün bunları öğretip, kâr mı ettik zarar mı diye öğgüney RÜZGARI 9

retiyordum. Oturup hesap yapmalarını öğretiyordum. Valla hep zarar çıkardı. Giderler, öğrettiklerimi babalarına anlatırlardı. Babaları bana geldiğinde Aydın bey, sen çocuklarımıza matematik öğretiyorsun. Bu çocuklar, hep zarar ettiğimizi söylüyorlar. Biz Allah a şükür kazanıyoruz, nasıl oluyor bu iş derlerdi. Ben de sen, eşine ve çocuklarına yevmiyelerini vermezsen elbette para kazanırsın deyince, ben de onların karnını doyuruyorum ya!. der, sohbeti tatlıya bağlamak için, Tabii ki o da para derdim. Anlayacağınız, uzun vadede kendileri de farkına vardı öğrettiklerimizin önemini. Sutaşı Köyü İlkokulu / 1967 Foto: Nuri Sağaltıcı Oranın en güzel özelliği de dökme portakal toplandığı günler... Üstü açık kamyonlar gelirdi portakalları almaya. Kenarları brandalı kamyonlar. Bulgarlara giderdi bu portakallar. Bulgarlar da paketleyip kendi ülkelerinde satarlardı. Samandağ da binbir emekle, günümüzde organik denilen, mis gibi kokusu olan portakalın Bulgar portakalı olarak satılmasına o günlerde hem çok üzülmüş, hem de hazmedememiştim. - Aydın Bey, o kadar detaylandırarak anlatıyorsunuz ki, sözünüzü kesip soru sormaktan çekiniyorum. Siz anlattıkça, gözlerimin önünde canlanıyor söyledikleriniz, bir film şeridi gibi. - Haklısınız!.. Bu anlattıklarım, gerçekten bir filme konu olacak kadar önemli. Samandağlılar, çalışıp kazanmayı bildikleri gibi eğlenmeyi de severlerdi. Hatırladığım kadarıyla Kilis ten Dual marka kayıt cihazı almışlardır. Kasabada birkaç yerden İbrahim Tatlıses in yalla şöför yalla, götür beni! şarkısı yankılanırdı. Bildiğim kadarıyla, kazançlarının yarısını elektronik eşyalara yatırırlardı. - Yeniden ilkokul öğretmenliği yaptığınız döneme dönersek, okulun genel durumu hakkında bilgi alabilir miyiz? - Dediğim gibi, köyün tek okulu. Sınıfa geçtim, kara tahtanın karalığı sönük, daha çok beyaza kaçıyordu. Böyle olunca, çocuklar, yazdıklarımızı pek anlamıyor ve okuyamıyorlardı. Siyaha boyatmam gerekirdi. Ama ne ile? Lake boyası ya da araba boyası olmazdı. Sora sora tahta boyasını keşfettim. Nasıl mı buldum? Şöyle; o günlerde evlerin tavanında kamışlar olurdu. Evin içinde ateş yakıldığı için, zamanla kara dumanların isi kamışlar arasında ibrişim gibi ipler sallanmasını sağlardı. Yaşlı bir teyze bana, (sonra bu aileye misafir oldum) yumurta sarısı ve beyazını karıştırıp, kamışların arasındaki o islerden oluşan ipliklerle siyah boya elde edileceğini öğretti. Tahtayı, bulduğum yöntemle boyadım. Boyadığım tahta uzun süre siyahlığını korudu, çocuklar da daha iyi öğrenme imkanı bulmuş oldu. - Köydeki hayatı anlatmanız gerekirse, hatırınızda neler kaldı? - Evlenecek çiftler için hazırlanan evlerin kireçle boyanması dikkatimi çekerdi. Sonra mobilyayı çok seviyorlardı. El işi iğne oyası danteller pek güzeldi. Çok çalışkan insanlar... Kadınlar hem tarlada çalışır, hem de boş zamanlarda el işi yaparlardı. Ayrıca, inançlarına düşkün oldukları halde eğlenmeyi de seven bir GÜNEY RÜZGARI 10

topluluk. Yeniliğe açık insanlar, başarılı olmaya aday topluluklardır. Bence Samandağ halkı bugünleri hakeden insanlar. Bu sohbeti yaptığımızda Aydın Ilgaz ın el yazısıyla yazdığı, yandaki not elimize ulaşmamıştı. Bu notu buraya denk düştüğü için yerleştirirken, bir kez daha Aydın Ilgaz ın o yokluk yıllarında Sutaşı sakinlerinin çocuklarını eğitmek için gösterdiği duyarlılığı döküyordu kağıtlara... Sutaşı Köyü İlkokulu 1. sınıf öğrencileri için düşülen notta Bir medeni milletlerin çocukları vardır, bir de geri kalmış ülkelerinkiler derken, Aydın Ilgaz kendi öğrencileri ile gelişmiş ülkelerin öğrencilerini göz önünde bulundurarak bir not düşmüş. Altına da kısa bir şiir. Giysileri kıl şaldır Çorapları çuvaldır Tesellisi kavaldır Bil bakalım bu kimdir? Aşık Mehmet Dilaver. AHIRDAN BOZMA DERSLİK Aydın Ilgaz, derslikler çocuklar için uygun olmayınca eski bir ahırı dersliğe çevirdiğini anlatırken, gözleri buğulanıyor, 50 yıl öncesini hatırlayınca... - Bunlar kendimce yaptığım güzel ve anlamlı işlerdi. Samandağ da iki senem çok iyi geçti. Çok iyi dostluklar kurdum. Çevrem çok iyiydi. Evlere misafirliğe giderdik. Bir defa Yayladağı na gittik. O zaman motosikletler vardı. Javalar taşımayı 2,5 liraya yaparlardı. Java kırmızı renk de modaydı. Hiç unutmam onlar çok meşhurdu. Durumu iyi olanların bir çoğunun motosikleti vardı. O günlerde çocuklar lastik ayakkabılar giyerdi. Hatta birisi o yıllarda çekildiğimiz bir fotoğrafı da saklamış. Ben de Amerika dan getirdiğim fotoğraf makinesiyle fotoğraflar çektim. Yıllar sonra öğrencilerimle bir araya geldim. Onlardan birisi eğitimci Nuri Sağaltıcı. Her fırsatta birlikte olmaktan onur ve mutluluk duyduğumuz bir dostumuz. GÜNEY RÜZGARI 11

DEREDEN GEÇERKEN ÖNLÜĞÜMÜZ ISLANMASIN DİYE KORKARDIK Lastik ayakkabılardan söz açılmış iken, 1967 yılında Aydın Ilgaz ın öğrencilerinden Nuri Sağaltıcı nın o günlerde çekilmiş fotoğrafı tarihe tanıklık etmesi açısından dikkat çekici. Sağaltıcı o günleri hatırlamak için hafızasını zorlayarak; Ben, birinci sınıfa gittiğimde, Aydın hoca, üçüncü sınıflara ders veriyordu. O günlerde kullandığımız defterler sarı yapraklı ve kalitesizdi. O dönemde bir avuç içinden büyük beyaz defterler getirip, öğrencileri yarıştıran birisiydi. Yollarımız çamurlu, evlerimiz saman ve kil karışımıyla sıvalıydı. Ya da taşlardan yığmaydı. Tarlaların içinden geçip okula giderdik. İki tarafı kamışlarla doluydu. Bir de deremiz vardı. Dere çok coşkun akardı. Hiç unutmam, bir gün az daha evimizi alıp götürecekti. Derenin içinden geçip, okula giderken önlüğümüzü pantolonun içine geçirirdik. Pantolonu da lastik çizmenin içine. Bunu kıyafetimiz ıslanmasın diye yapardık. Çocukluk tabii, ıslanmasın diye korkardık. Derenin içinde büyük kaya parçaları vardı. Bazı arkadaşlarımızın düşüp ayağını kırdığı da olurdu. O günlerde iklim farklıydı. Yağışlar gece gündüz demeden bir hafta boyunca sürerdi. Mart aylarındaki yağışlar bazen sel olacakmış gibi korkutucu olurdu. isteyen birisi geldi yanıma. Ben, İngilizce konuşabilecek kadar bilgi vermeye başlayınca, mırın kırın etmeye başladı. Verdiğim kurstan da memnun değil. Sonra bana bir katalog çıkarıp gösterdi. British Museum a ait. Hocam Bridge İngilizcesi öğrenelim mi? demesin mi? Sonra öğrendim ki gramer üzerinden İngilizce öğrenmek istemesinin nedeni sikke satmaya çalışıyormuş. Aldım karşıma, Aman ha, sen kaçakçılıktan arandığında seni değil, beni gösterirler dedim. Söylediğim yıllarda insanlar, yokluktan dolayı arayış içerisindeydi, o nedenle kaçakçılık almış başını yürümüştü. Hatırladığım kadarıyla o günlerde en çok kahve kaçakçılığı yapılırdı. Dağlardan aşağı tekneler indirilir. Hafif ince bir macun atıp, kahve çuvalları şişsin diye bırakırlardı. Sonra kaymakamdan izin alıp, Laskiye ye döner, 40 ton kahveyle İskenderun da yakalanırlardı. Çuval çuval kahveler, İskenderun limanına indirilirdi. Tekneye el konulur. Bu arada İskenderun Şoför Cemiyeti nin biçtiği fiyata göre kahve ıslandığı gerekçesiyle çok düşük bir fiyata satılırdı. Tekneyi de motorum su aldı, şöyle oldu, böyle oldu diyerek, kurtarırlardı. Tabii o kahvelerin büyük bir bölümü iki ambalajla saklanırdı, az bölümü ıslanacak ambalajda, büyük bölümü ise korunaklı olurdu. ÇİRKİN KRAL Aydın Ilgaz la Samandağ anılarını konuşurken, konu bir ara Rıfat Ilgaz ile Yılmaz Güney in dostluğu ve birlikte geçirdikleri günlere gelmişti. O dönemle ilgili anıyı mahcup bir edayla; İNGİLİZCE KURSU - Kaldığınız süre içerisinde duyduklarınızdan ya da yaşadıklarınızdan unutamadığınız anılarınız varsa öğrenebilir miyiz? - Amerika da eğitim görüp, mühendis olduğumun bilindiği bir dönemde, İngilizce kursu almak GÜNEY RÜZGARI 12

- Bir gün babam, Yılmaz Güney le birlikte eve geldi. Bana bakarak; - Bu abini neye benzetiyorsun? O günlerde yayınevine yazarlar gelirdi. Yazar olabileceğini düşünerek, yazar olduğunu söyledim. Babam tutturdu başka dedi. Mesela, artist martist deyince, Yok baba ya, bu adam artist olamaz, üstelik çirkin dedim. Hani haddim değil ama bilirsiniz sonra Çirkin kral denildi. İlk çirkin lafını ben mi kullanmış oldum, bilmiyorum. Öyleydi de ben söyledim de demiyorum, demem de. - Hem Rıfat Ilgaz, hem de Yılmaz Güney bu ülkenin aydınlık yüzleri, onur abideleri. Işıklar içinde olsunlar. Sırası gelmişken, babanızın üç arkadaş ile paylaştığı pantolon konusunu anlatır mısınız? - Babam, Yılmaz Güney ve bir kişi daha aynı evde kalıyorlarmış. O günlerde dışarıya çıkma sırası kimde ise evdeki güzel pantolonu dönüşümlü olarak giyiyorlarmış. Bir gün bu üçüncü şahısın sanatçı Fikret Hakan olabileceği söylendi. Bir gün bir cenazede Fikret Hakan a bunu sordum. Bana üçüncü şahısın Avusturalya da yaşayan Hataylı Hulusi diye birisinin olabileceğini söyledi. Hulusi Bey i hiç görmedim, sadece telefonla görüştüm. Babamdan söz ederken Rıfat değil de Rifat der. Hulusi Bey, anılarında da babamın onurlu, dürüst kişiliğinden bahseder. Babamın çok sevdiği insanlardan birisi. Siz de Hulusi Bey le görüşüp, aradığımız üçüncü şahısın kendisi olmadığını öğrendiniz. Bu, Hulusi Beyin dediği gibi aynı evi kullanan Hakkı olabilir mi ne yazık ki bilmiyoruz. İlginiz için size teşekkür ederim. - Bilim, kültür ve sanat dünyasında insanlar kolay kolay yetişmiyor. Değer vermemiz gereken insanlarımıza da yeterince sahip çıkamıyoruz. Onları yaşarken değil de öldükten sonra değerlendirmeye çalışıyoruz. Neler söylemek ister siniz? - Bu konuyu açmanız iyi oldu. Ülkemizin sicili bu konuda düzgün değil. Öyle şeyler yaşandı ki, bunu üzülerek söylüyorum, bu iki-üç kişiyi yok biliyoruz. Çok sevdiğimiz Abidin Dino, Sait Faik ve diğerlerini ortaya çıkaramadık. Bunlar başka dünyaları olan, bu dünyada hiçbir zaman ortaya çıkaramadığımız insanlar. Sait Faik için şöyle-böyle denildiği gibi. Ne yazık ki, bu toplumda egemen yazarlar var. En çok onlara kucak açıldı, onlara imkanlar sunuldu. Uluslararası yolların açılması ve bazı sempozyumlara çağrılması gibi. Ve bu çağrılar cemaat adı altında oluştu. Menfaatler yüzünden de birçok yerleri örtbas edildi. Hatta bu kişilerin sezgileri çok geliştikleri için menfaatin nereden geleceğini bildikleri gibi, zararın nereden geleceğini de bilerek, bazı kişileri başkalarıyla bağdaştırıp yok etmeye çalıştılar. Bunu dilde, şiirde ve her konuda hep yapıyorlar. Genç şairlerden biri ropörtajda; 1940' tan sonra gelmiş geçmiş şairlerin hepsini beğenmediğini ifade ediyor. Tanrıdan başka tapacak gibi benden daha iyisi yoktur diyor. Şimdi bunlar da büyük bir yanlış. Herhangi birimiz, iyi bir şair olabilir, iyi bir eleştirmen olabilir ama bu üç kişiyi bir araya getirip de her şeyin uzmanı olarak kamuoyugüney RÜZGARI 13

na sunulması hiç uygun değil. Şairim diyerek, bütün şairleri hiçe saymak, eleştirmek kabul edilecek bir şey değil. O bir ekoldür, beğenmek durumunda değilsiniz. Portakalı ben beğenmediğim için herkes beğenmemek zorunda değil. - Bu sözünü ettiğiniz kişiler kimlerdir, bu konuyu açar mısınız? - Eleştirmeyi kendilerinde hak görenler, başkalarının yaptıklarını beğenmeyenler, sadece kendi yaptıklarını ön plana çıkaranlar. Üstelik bu kişiler, üniversitelerde öğretim görevlileri ise eleştirmen ve yazar olarak edebiyatla uğraşıyorlarsa, bu üç kişi ellerine geçirdikleri yetkiyi kullanırken, üç tabancadan fışkıran mermilerden zarar görürler. Bakın, bunu bilen kişiler de, ortak bilimsellik şiir ekolü yerden yere vurulurken ses çıkaramıyor. Çünkü ister istemez kendini ve yandaşını ön plana çıkarıyorlar. - Bu konuda canınızın yandığı, haksızlığa uğradığınızı anlamamak mümkün değil. Dileriz, aydınlık bir gelecek bize mutlu bir geleceği müjdeler. - Temennimiz bu. Örneğin, babam bir zamanlar, kitabını bastıracak yer bulamamış. Bulduğu zaman da askere gitmiş. Askerliğini yapıp döndükten sonra yani iki sene sonra zorla kopyasını almış. Eskiden kopya varmış. Fotokopi falan filan. Yani bu ülkenin yazarları dediğiniz gibi kolay kolay yetişmiyor ama onları gelişmesini, ilerlemesini, kültür dünyasına başarılı ürünler sunulmasına da katkı sağlanmamış. Kimi düşüncelerinden dolayı suçlanmış, kimi yazdıklarından dolayı horlanmış, hatta bazıları tedavi görmek için bile yurtdışına çıkışı engellenmiştir. - İlk önce sizi Hatay da görmekten mutlu olduğumuzu belirtmek isterim. Hatay 1. Kitap Fuarı yla ilgili görüşlerinizi de alarak, sohbetimizi yıllar önce dergimizin kapağında yer verdiğimiz Rıfat Ilgaz ın şiiriyle noktalamak istiyorum. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. - Hatay da kitap fuarı açılması çok anlamlı ve de çok önemli bir gelişme. Ülkemizde kitap okuma oranının giderek düştüğü bir ortamda, çocuklarımıza yeniden kitap okuma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor. Hatay 1. Kitap Fuarı, ilk olmasından kaynaklı eksiklikleri gidermek, yapılanlardan ders çıkarmak önümüzdeki günlerde telafisi mümkün olan sorunlar. Altını bir kez daha çiziyorum, telafisi mümkün olmayan konu; toplumun az okuması, kitaptan soğumasıdır. Bunu gidermek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Ülkemizin gelişmesi, kalkınması ve yücelmesi eğitim ile mümkündür. Bunu başarmanın yolu okumak, çalışmak ve üretmekle mümkündür. Rıfat Ilgaz a Saygıyla Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler Ağlamak her dilde tek anlamda Çince, İngilizce, Türkçe Burnumuzu çeke çeke ağlamak, Belki biraz çocukça Ağlamak hüngür hüngür Ağlamak içini çeke çeke insanca. Benim güzel çocuğum Ya ağlamak nece? Kölelerden, tutsaklardan başlayıp Günümüzün ozanlarına kadar Gözleri bağlı Sorgularda, işkence evlerinde? Ozan da olsa dizelerle Ağlatmayı zorlamak bizi Ne Çince, ne ozanca, ne insanca. Söyleşi / Mehmet Ali SOLAK GÜNEY RÜZGARI 14

Orientis Apicem Pulcrum (Doğunun Kraliçesi) Stilizm ve Kutsal Mucizeler Dağı www.necdetozkaya.com.tr K onstantin in milattan sonra 313 yılında Hıristiyanlara inanç özgürlüğü tanıdığını, kısa sürede yeni bir toplumun doğduğunu, öncekinden farklı yeni bir Hıristiyan yaşam biçiminin ortaya çıkarak ilkelerinin belirlendiğini, yıllarca yaşanan büyük acılardan sonra rahat, özgür, huzurlu ve mutlu günlerin yaşandığını ve zamanla bu rahatlığa tarihsel bir tepki olarak Münzevilik akımının geliştiğini biliyor muydunuz? yaşayanlarından, tüm toplumdan, Yunan bilgeliklerinden iyice uzaklaşarak Tanrı ya, salt Tanrı ya daha yakın ve içtenlikli bağlar kurarak hayatlarını sürdürmek olduğunu duymuş muydunuz? Stilizm akımının öncelikle Süryani manastırlarında başladığını, bir sütun üzerine yerleşerek hayatını sür- Münzevi lerin amaçlarının günü yaşayanlardan ve günün GÜNEY RÜZGARI 16

düren Stilit in, yeryüzü ve gökyüzü arasında durarak yalnızlığı ve münzeviliği birleştirdiğini, aslında Paganizm döneminde de insanların yılın belli aylarında bir sütun üzerinde yaşadıklarını ve bunun Hıristiyanlıktaki ilk uygulayıcısının Yaşlı Simon olduğunu, Yaşlı Simon un en sadık izleyeninin Genç Simon olduğunu herhangi bir yerde okumuş muydunuz? Genç Simon un 521 yılında Antakya da doğduğunu, 526 yılındaki 300.000 kişinin öldüğü büyük depremde babasını yitirdiğini ve daha yedi yaşındayken Orontes yani günümüzün Asi Nehri yakınlarındaki yabani hayvanların cirit attığı bir tepeye çekildiğini, Stilit Hayatı na başladığını, 551 yılında Genç Simon un yönetiminde inşa edilen manastırın tam ortasına konulan ve günümüzde hâlâ görülebilen bir mermer sütun üzerinde tam kırk yıl yaşadığını biliyor musunuz? Bu tepenin hac yeri olduğunu ve Genç Simon un gerçekleştirdiği birçok mucize yüzünden buraya Mucizeler Dağı dendiğini ve Antakya ya on sekiz kilometre uzaklığındaki bu manastırı günümüzde ziyaret eden her dinden ve inançtan insanı tuhaf bir şekilde etkileyebildiğini söylersek, söylediğimize, bu manastıra gitmeseniz de inanır mısınız? Yüksek bir mermer sütunun üzerine çıkarak göz alabildiğine uzanan Akdeniz e, Orontes Nehri ne ve çevresindeki yeşil alanlara bakarak sonsuzluktaki ulaşılmaza ulaşmaya çalışmanın, tüm yaşam enerjisini sonsuzluktaki ulaşılmazdan almaya çabalamanın, gerçek ve geçici hayatı, sonsuz hayatın yalın kollarına atabilmenin ve o sütunun üzerinde kırk yıl boyunca yaşayabilecek güce erişebilmenin inanılmaz büyüsünü anlayabilir misiniz? GÜNEY RÜZGARI 17

Kutsal Mucizeler Dağı nda yıllar sonra yapılan kazılarda bulunan ve kokulu reçine-talaş karışımından yapılmış dört madalyondan bir tanesinin üzerinde, bir sütun üzerinde oturan bir aziz ve bu azize doğru soldaki merdivenlerden tırmanan bir keşişin elinde taşıdığı bir Kutsal Kap uzattığını hiç duymuş muydunuz? Ve bugün sevgili okurlar, bugün gitseniz bu Kutsal Mucizeler Dağı na, tamamen yıkılmış kiliseler, Genç Simon un üzerinde kırk yıl boyunca yaşadığı mermer sütunun kalıntıları yanına atılmış çöp yığınları, bir köpeğin dahi kal- mayacağı bir bekçi çadırı ve yeryüzüyle gökyüzü arasındaki sessizliği bozan ve ulaşılmaza ulaşabilme ihtimalini tamamen yok eden, rüzgârdan elektrik enerjisi üreten türbinlerin pervanelerinin durmaksızın dönen kanatlarıyla karşılaşırsınız... Peki, siz, bu durumu onaylayabilir misiniz? *** Bu yazısıyla da beni bin beş yüz yıl öncesine bir anda götüren köşe yazarının kendine özgü ve okuyanı hiç farkına varmadan tuhaf bir şekilde etkileyen farklı bir üsluba sahip olduğunu bir kez daha anladım. Kutsal Mucizeler Dağı adıyla anıyordu köşe yazarı bu dağı ve dağın en yüksek yerindeki Aziz Simon Manastırı nda bulunan reçine-talaş karışımından yapılmış madalyonlardan söz ediyordu. Bu madalyonlardan GÜNEY RÜZGARI 18

birinde, bir sütun üzerinde oturan bir aziz ve bu azize doğru yan taraftaki merdivenlerden tırmanarak ulaşan keşişin uzattığı bir Kutsal Kap görüldüğünden söz ediyordu. İşte yazının burasında durdum ve bu satırları bir daha okudum. Başımı pencereye çevirip cama vuran damlalarını saymaya çalıştım yağan yağmurun; sayamadım. Bulduğum parşömenlerin arasındaki seramik parçasının, Aziz Simon Manastırı nda bulunan reçine-talaş karışımı madalyona işlenen ve bir keşiş tarafından bir mermer sütun üzerinde kırk yıl boyunca yaşayan Stilist Simon a verilen kutsal kapın diğer parçası olmasını diledim. Elimdeki gazete kupürünü diğerlerinin üzerine bıraktım ve masanın üzerindeki tüm resimleri ters çevirdim. Tek tek incelemeye başladım; yeni bir ipucu, küçük bir not, bir işaret, bir simge veya yeni bir şiir, bir şifre bulmayı umuyordum. Eksik bir halkası daha vardı zincirin. İçimden durmaksızın gelen bir ses Ara! diyordu. Mutlaka bulacaksın. Bulmak istiyorsan aramalısın. Buldum ve yanılmadığımı anladım... Not: Luka Benim Adım adlı romandan Dr. Necdet Özkaya nın LUKA BENİM ADIM seçkin kitapçılarda... GÜNEY RÜZGARI 19

Özgün Bir yapıt: ARKASI YARIN- Bir Ayrılık Hikâyesi İki sevgilinin birbirine gönderdiği mektuplarla bir araya gelişlerindeki kimi zaman kavgalı dövüşlü, kimi zaman canım cicimli diyaloglarından oluşan bir roman. Yatakta çok iyi anlaşan ama evlilik konusunda hiç mi hiç anlaşamayan bir çift. Adsız kahramanlar. Günümüz roman modası gereği. Giriş Adil Okay ı ikimizin de yazı-şiirlerinin yayımlandığı Güney Rüzgârı dergisinden tanıyordum. Daha doğrusu burada okuduğum yazılarından. Yanılmıyorsam 2015'te Antakya da açtığı Şair Kapıları sergisine denk gelmem ayak üstü tanışmamıza vesile oldu. O da beni dergideki yazılarımdan tanıyormuş. Bana göre hayli genç biri. Şair Kapıları da ilginç bir çalışmaydı. Yurt içinde ve yurt dışında (Asya, Afrika, Avrupa, Ortadoğu; özellikle Antakya, Filistin, Mısır) çektiği özgün kapı fotoğraflarına uygun düşen, ünlü şairlerden dizeler yerleştirmesi ya da yaşayan şairlerin o kapıya uygun dizeler, dörtlükler yazmasıyla oluşan görsellik iki anlamda da hoştu, özgündü. Farklı kentlerde sergiledi Okay bu çalışmasını. Daha sonra bunu Şair Kapıları adıyla kitaplaştırdı. İyi de yaptı. Adil Okay bir 78'li olarak 12 Eylül'ün darbesini yemiş devrimcilerdendir. 1981'de yurt dışına çıkar, ancak 20 yıl sonra döner. Şiir, inceleme, oyun, röportaj gibi farklı türlerde ürün veren yazarın bu on sekizinci yapıtı, onun ilk romanı sayılır. Selman BÜYÜKAŞIK ARKASI YARIN İki sevgilinin birbirine gönderdiği mektuplarla bir araya gelişlerindeki kimi zaman kavgalı dövüşlü, kimi zaman canım cicimli diyaloglarından oluşan bir roman. Yatakta çok iyi anlaşan ama evlilik konusunda hiç mi hiç anlaşamayan bir çift. Adsız kahramanlar. Günümüz roman modası gereği. Evliliğe sığmayan bir erkekle evliliğin duldasında dinlenmek isteyen bir kadın. İkisinin kavgalarından-sevişmelerinden ortaya çıkan nefis, usta işi ve zekice damıtılmış diyalogları zevkle, gülümseyegüney RÜZGARI 20

rek okuyor, izliyoruz. Bu diyaloglarda kapitalist düzen de onun yapay kurumu evlilik de nefis darbelerle sarsalanıp hırpalanıyor. Gerçekten bu diyalogların hemen hepsi hayli derinlikli metinler. Tabii, bu metinler çoğu zaman bir şiirle, onun üzerine yapılan yorumlarla da tatlandırılıyor. Bu diyaloglardan bir örnek vermeden olmaz: Kurgu Yazar, kahramanlarının ilişkisini de aylara dağıtırken özgün bir teknik, kurgu yaratmış. On beş bölümden oluşan romanın bölüm adları da hoş, özgün: ilk bölüm: üç vakit önce... son bölüm: üç vakit sonra... Ara bölümlerse şöyle: eylül, ekim, kasım, aralık, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül. Roman, birbirinden ayrılamayan ama sonu bir evlilikle bitmeyen git-gelli bir beraberliği ustaca anlatırken şu köhnemiş, metal yorgunu değil hepten paslanıp çürümüş evlilik kurumunu cesurca sorguluyor, bize de sorgulatıyor. Birbirinden ayrılamayan ama yatakta harikalar yaratan bir çiftin o tatlı-tuzlu birlikteliği hiç de doğaya, yaşama aykırı değil. (...) - Düşünüyorum da... İyi ki birlikte yaşamadık da ilişkimiz uzun sürdü. - Aşk vardı aramızda, o nedenle uzun sürdü. - Aşk mı? Aşkına özgürlük vermez hanımefendi. Benim olacaksın der, dışarı gidersen gözünü oyarım. - Aşk ve özgürlük neden bir arada olmasın? - Hayal bunlar. Tartıştık daha önce. Mülkiyet dayatmasının olduğu yerde özgürlük olmaz. -Benim adıma konuşma. Senin söylediğini daha çok erkekler yapıyor... Kadınları kim hapsediyor, kaç yüz yıldır... - Seninle yaşasaydım benim özgürlüğüm de sekiz saat ve kırk metre kare mi olurdu? - Bensiz ne kadar ki... Kaç metre kare senin özgürlüğün söyle bana. Sen değil misin özgür değiliz, dünya giderek daralıyor, sokaklar bile prangaya vuruluyor diyen?... (s.37) Kuşkusuz bu ikilinin öne çıkanı erkektir. Kavgalı dövüşlü diyaloglarından erkeğin eski bir devrimci olduğu, devrimcilik yıllarında aşık olduğu kadına karşı daha sonra görevini yapamamış olmanın vicdan azabını, yıllar sonra karşılaştıklarında, kadın evlidir, kadının bütün bunları olgunlukla karşılamasının erkekte daha bir eziklik yarattığını öğreniyoruz. Devrimci örgütlerde kadının bacı sayıldığı o yıllarda yaşanan kırık aşkları ve bunun yarattığı travmaları pek çok romanda okuduk. Ara Tonlar (A. Devecioğlu), Pembe Otobüs (M. Anıl), Mehmet Eroğlu nun birçok romanı vd. Elbette yeter, doyduk demediğimiz, daha da yazılmasını beklediğimiz trajik öyküler bunlar. Erkek kahramanımızın yaşamında unutulmaz izler bırakan üç kadını tanıyoruz romanda. Biri o devrimci kadın, diğeri romanın başından sonuna kadar on üç ay ve üç vakit önceüç vakit sonra kendisinden her şeye karşın ayrılamadığı kadın ile ilk bölümde varlığını sorgulamalar-itiraflarla öğrendiğimiz iki numaralı kadın. Bu ilk metin, kadın-erkek ilişkisini zekice sorguluyor. Erkeğe biat etmiş bir kadının iki yılda gözünün açılıp zincirlerini kırması, başka ufuklara yelken açması GÜNEY RÜZGARI 21

hayli ilginç ve de düşündürücü. Peki, erkek kahramanımızın evliliğe karşı oluşunu yaşadığı iki aşk kırgınlığına, başarısızlığına bağlayabilir miyiz? Ben, kesinlikle hayır diyorum. Bu rezil düzen karşıtı bir devrimcinin bilinçli ve kararlı duruşu olarak yorumluyorum. Bu ilk bölüm-metinden bazı alıntılar yapmak gerekir: - (...) Azla yetinmeye başlayan kadın değişmeye başlamıştı... Amacım buydu başlarda. Onu değiştirmek. Ancak bu değişikliğin benim kuyumu kazacağını düşünmemiştim. - Ohh ne iyi olmuş... - Hani kadınlara hakları, kullanmamaları kaydıyla verilir derler ya. Ben de hem kadının sorgulamasını istiyor, hem de bana olan aşkının gözünü kör etmesini ve kaprislerime boyun eğmesini bekliyordum.... - (...) Düşünebiliyor musun, ömür boyu yararlanabileceğim, ara sıra bir çiçek ya da pasta ile kandırabileceğim, hep var olan, benim için hep hazır olan kadını yitirdim. Hayatımın ilk ve son mülkiyetiydi. Ayıp kaçacak belki bu değerlendirme ama öyleydi işte...... -Evet... İtiraf edeyim... Çok pişmanım... O benim hayatımda, yitirdiğim için depresyon geçirmeme neden olan ikinci kadındı... SÖZÜN SONU Anlatı-roman denmiş Ütopya Yayınevi nden çıkan bu romana. Doğrusu yadırgadım bu terimi. Anlatı-roman ne demek? Bu terimi kim uydurdu? Bu basbayağı bir roman. Özgün, ilginç bir roman. Bulun okuyun bu romanı. Ayıracağınız zamanı fazlasıyla karşılayacak. Kalemine sağlık Adil Okay kardeşim! Yeşildeniz Sitesi-Bozbük/MİLAS BAYRAM HATIRASI Halk ile Devlet Buluşması anı fotoğrafı çekimi sırasında platformda çökme tehlikesi yaşandı. H atay Valiliği tarafından düzenlenen Kurban Bayramı bayramlaşma töreni, Hatay Valisi Erdal Ata başta olmak üzere protokol üyeleri ve Hatay ın her inanç ve kültürden tüm renklerinin katılımı ile Antakya Atatürk Parkı nda gerçekleştirildi. Hatay Milletvekilleri Adem Yeşildal, H. Bayram Türkoğlu, Birol Ertem, Mehmet Öntürk, Orhan Karasayar ve Serkan Topal, HBB Başkanı Lütfü Savaş, MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, Vali Yardımcıları Orhan Mardinli, H. Volkan Köksal ve Meral Batı Demirbaş, İlçe Kaymakamları, İl Jandarma Komutanı, İlçe Belediye Başkanları, üç semavi dinin temsilcileri, dernek ve oda başkanları, siyasi parti temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Kurban Bayramı nı tebrik eden Hatay Valisi Erdal Ata, bayram günlerinin sevinçlere, mutluluklara vesile olmasını temenni etti. GÜNEY RÜZGARI 22

Devekuşu ders çalışıyor 1. Devekuşu yaşam çalışıyor: göz nasıl görür maviyi mavi kırmızıyı kırmızı acaba kanıyor mu daha Roma nın çarmıhladığı İsa. Zulüm büyüyor... Sabahattin YALKIN 2. Devekuşu aşk çalışıyor: Leyla sını bulsaydı Mecnun ilk neresini öperdi hangi vahanın yeli nefes olurdu nefeslerine ya suyu azalan tenleri. Çöl büyüyor... 3. Devekuşu gök çalışıyor: kimse bilmiyor güneşin ilk sabahını niye hep doksan derece çapı gören çevre açı insan ömründe kaç sıfır kaç sonsuz yaşandı. Adsızlık büyüyor... Defne (Daphne) -Defne Eliz e- Dördüncü cemre olup, gönüle düşüverdin. Kök salmaya toprağa, yurduma koşuverdin. Toprak ana sakladı, coştukça coşuverdin. Tarihten bize kalan masal kokulu bir iz, Aşkın melodisisin, sevdamız Defne Eliz. Kışın bahardır senin, gülümsedin dünyaya. Yeşilin anlam katar, mevsim mevsim her aya Zeytin gözde pırıltı, bakılır doya doya. Gülüşün çiçek açar, sevgin sonsuz bir deniz. Aşkın melodisisin, sevdamız Defne Eliz. Sonuncu müjde misin, son gül müsün dalında? Hazanlar uçup gitti, bahar geldi kolunda. Hüzünler esir kaldı, sevgi dolu dilinde. Sen hayatımızda tuz, sen güneş gülüşlü kız, Aşkın melodisisin, sevdamız Defne Eliz. Mahmut Çetin ZORBA 04/03/2017 Antakya GÜNEY RÜZGARI 23

Okuyucu, Kıssa yı yüklükten alır, büyük bir huşu içinde sayfalarını çevirirdi. Her yaprak, minnettar bir kabullenmişlikle boynunu eğer, olması gereken yerde dururdu. Yaz akşamları, Kıssa ya hayat veren harfler, ay ışığının altında pırıl pırıl parlardı. MASAL B inlerce yıl önce, dünya yüzeyinde yaşayan insanın, dev büyüklüğünde olduğunu anlatır masallar. Bir dudağının ova, bir dudağının oba olduğu söylenirdi. İnanırdık. Hoşumuza giderdi. Akşamları can kulağı ile dinlerdik. Kıssa lar her evin yüklüğünde durur, okunmayı beklerdi. Kitap ciltleri okunmaktan eprimişti. Okuyucu, Kıssa yı yüklükten alır, büyük bir huşu içinde sayfalarını çevirirdi. Her yaprak, minnettar bir kabullenmişlikle boynunu eğer, olması gereken yerde dururdu. Yaz akşamları, Kıssa ya hayat veren harfler, ay ışığının altında pırıl pırıl parlardı. Manilere ağlardık. Ay ışığında göz bebeklerimize kan oturur, herkesin bildiğini, kimseye göstermemek için ışığın şavkına sığınırdık. Gökyüzü bizi alır, ana şefkatiyle sarmalar, akan gözyaşını silerdi. Yıldızlar ağıtlarımıza kulak kabartır, teskin etmek için tüm güçleri ile kendilerini parlatır, kalbimize dingin ışınlar gönderirdi. Av. İbrahim ERSUZ Kıssa, bizi içine alır, hikâyesinde yaşatırdı. Gözümüzün önünde savaş sahneleri belirir, biz yaralanırdık; biz acı çekerdik; biz bağırırdık savaş alanlarında; ata binerdik, rüzgâra bulaşan saçlarımız atların yelelerine karışırdı. Doyumsuz toprak, düşen her bedende kızıla keser, analar ağlar, zalim hâkim olur, mazlum şaha kalkar; dinlerdik. Manileri birlikte seslendirirdik. Toprağa düşen her bedenle yere serilir, ayağa kalkan her can biz olurduk. Kıssa bu ya! Her kılıç darbesi ile on düşman birden düşerdi. İnsanların yurtları işgal edilirdi. Yerlerinden edilirdi insanlar; dinlerdik. Beşikli bebeler ırmağa atılır, sultanlar bulurdu; dinlerdik. Atlar, deniz büyüklüğündeki ormanları bir çırpıda aşar; dinlerdik. Kana kesen toprak ile kızıla çalan ufuk birleşir; dinlerdik. Bir haberci güvercigüney RÜZGARI 24

ninin kanadına takılır, haber olur, dinlerdik. Okuyucunun ağzından çıkan ezgiye takılır, dinlerdik. Şakağında kılıç yarası/ Sarsılır bedeni/ Kalkanına dayanmış kükrer aslanım/ Evladına yanar Zir, çalar kılıcını insan bedenine/ Kan akar, kan akar, kan akardı Ezgiye yüklenen müziğe sarılır, ağlardık. Genç kızlar yavuklularını savaşa gönderir, ağlardık. Analar yitirdikleri çocuklarını gömmek için çırpınır, ağlardık. Kocalar kadınlarını uzun yıllar görmez, ağlardık. Kardeş kardeşin katili olur, ağlardık. Binyıldır aynı sudan içmiş, aynı kaba kaşık sallamış, düğününde halay çekmiş komşular düşman olur, ağlardık. Bebelerin saçları yanar, yürekleri kirlenir genç kızların; biz hep birlikte ağlardık. Kahramanımızın kılıç sallayacağı insan, yere düşüreceği beden, keseceği el, koparacağı kafa, gökyüzüne ağdıracağı can kalmayınca, bir rahatlama gelirdi hepimize... Okuyucu, törene ara verir, yenilenme fırsatı tanırdı. Donakalmışlığımız sona erer, derin nefes alırdık. Oturduğumuz yerde kıpırdar, daha rahat bir oturma şekli bulmaya çalışırdık. Dünyaya yeniden dönmüş olmanın mutluluğu ile, uyuşan ayaklarımızı yeniden canlandırmak için hareket ettirmeyi akıl ederdik. Belimizin ağrısından sırtüstü uzanmak isterdik. Geniş bir halka şeklinde kümelenen dinleyiciler, kulakları okuyucuda, pür dikkat, tek bir kelimeyi dahi kaçırmazdı. Çocuklar harman yerinde koşturmaktan helak olmuş bir halde annelerinin, anneannelerinin, babaannelerinin kucaklarında, yamaçlarında oturur, büyüklerin yaptıklarını taklit ederlerdi. Biraz büyük olan erkek çocuklar babalarının, dedelerinin yanına oturur, bir erkek gibi davranmanın ipuçlarını toplamaya çalışırlardı. Genç kızlar hizmet ederdi kendinden geçmiş dinleyicilere... Kalaylanma zamanı gelmiş bakır taslardaki ayranlar elden ele dolaşır, bittikçe testilerden doldurulurdu. Büyükler, ev yapımı boğma rakı ya da şarap içerdi. Çoğu kez, kimin damıttığı rakının daha iyi olduğuna ilişkin tartışmalar yapılırdı. Çifte damıtılmış üzüm rakısı, incir rakısı ya da her ikisinin karışımı olan rakı, güzellik yarışmasına katılmış birer sarışın gibi elden ele dolaşır, tatlarına bakılmaktan, geriye tadılacak rakı kalmazdı. Köyün büyük harman yerinde, buğday sapları ile berkitilmiş sundurmanın altında, bağırlarımız esen rüzgâra açık, otururduk. Okuyucu törene kaldığı yerden devam ederdi. Kahramanımız mutlu ve gururlu bir yorgunlukla, baş kesmenin, kan akıtmanın GÜNEY RÜZGARI 25

hazzını uzatmak ister gibi, birlikte kılıç salladığı savaşçılarına seslenirdi. Neden savaştıklarını bilmeden toprağa beden düşüren savaşçılar, önderlerinin gururunu içlerinde hissederdi. O anda, geride kalan yavukludan, anadan, babadan, kundaktaki bebeden daha çok, yenmenin gururu ilgilendirirdi onları... Düşürdükleri bedenlerin, kopardıkları kafaların, kestikleri ayakların, yere serdikleri atların çetelisini tutmaktan uzak, kana bulanmış ruhlarını önderlerinin gururuna teslim ederlerdi. Meydanlarda yatan ölüler, inleyen yaralılar bastıkları topraktan daha değersiz, kazanmanın sevinci ile zafer naraları atarlardı. Hep bir ağızdan önderlerini yüceltirlerdi. Arşa yükselen sesleri, cümle yaratığı, kuşu kurdu, börtü böceği, sapı samanı yuvalarına uğratırdı. Kum taneleri sıkışır, ağaçlar birbirlerine yaslanır, bulutlar saklanacak yer arar, yağmurlar yağmak için sükût ederdi. Hey ki hey hey/ Başımızı göğe ağdıran Zir/ Sen ne isen biz oyuz/ Selam olsun sana gururumuzun elçisi/ Selam olsun sana sevincimizin sebebi/ Gel dedin geldik, kal dedin kaldık, öl dedin öldük Ezgiye yüklenen müziğe sarılır, duygulanır, heyecanlanır, savaşçıların sevincine ortak olur, gülerdik. Genç kızlar yavuklularına kavuşur, sevdayı görür, gülerdik. Analar yiğit çocuklarına sarılır, içlerine gömer, kokladıkça öper, şefkati seyreder, gülerdik. Kocalar kadınlarının gözlerine uzun uzun bakar, hasreti hisseder, gülerdik. Kardeş kardeşin (326) 212 56 46-214 80 64 Kanatlı Mah. Kanatlı Cad. Murat Apt. Altı 75/A elini tutar, sıcaklığa bulanır, gülerdik. Binyıldır aynı sudan içmiş, aynı kaba kaşık sallamış, düğününde halay çekmiş komşular hemhal olur, gülerdik. Bebelerin saçları uçar, yürekleri çiçeklenir genç kızların, biz hep birlikte gülerdik. Hayatın masal olmayan tarafında, ağalar birer reis edasıyla çiftliklerini denetlerken, köylüler birer savaşçı ruhu ile verilen emirleri ikiletmez, bin yıl önce kılıç darbesi ile düşen bedenlerden akan kan yerine, alın teri ekerlerdi toprağa... Ayaklarında lastik çizmeleri, boyunlarında terden siyahlaşmış mendilleri sabanın peşinden koşturur, ellerinde orakları ile buğday saplarına saldırırlardı. Derlenip toplanan her demet, alın terine bulanmış ruhlarında, ağalarına duydukları minneti pekiştirirdi. O anda, geride kalan yaşamlarından, kemiklerine işleyen yorgunluktan, ellerindeki nasırdan, anadan, babadan, kundaktaki bebeden daha çok, ağalarına hizmet etmenin gururu ilgilendirirdi onları... Akıttıkları alın terinin, kopardıkları başakların, kestikleri buğday saplarının, yere serdikleri demetlerin, atların ayakları altında ezilen tanelerin çetelisini tutmaktan uzak, yazgıya tutsak edilmiş ruhlarını, ağalarına duydukları minnet borcuna teslim ederlerdi. Harman yerine bıraktıkları ayak izleri, güneş altında birer su damlası gibi eriyip giden ömürleri, kahırları, hastalıkları, hasretleri bastıkları topraktan daha değersiz, bir lokma ekmek yeme- ANTAKYA HATAY (326) 225 11 02-225 10 40 Haraparası Mah. 6. Sokak Kadayıfçılar İşhanı Zemin kat. 9/I GÜNEY RÜZGARI 26

nin hazzı ile şarkılar mırıldanırlardı. Hep bir ağızdan, derin bir şükür ve kabullenmişlikle yaşadıklarını yüceltirlerdi. Rüzgâra asılı kalan sesleri, cümle yaratığı, karıncayı tırtılı, cırcırı yusufçuğu, sapı samanı yuvalarından uğratırdı. Köstebekler kazmayı bırakır, fareler cellâtlarına sırnaşır, yılanlar aşk meşk içinde salınır, yapraklar düşmeyi unutur, dağlar birbirine yaslanır, yağmur yüklü bulutlar armağan verir gibi, suskunluklarından sıyrılarak rahmet olurdu, bereket olurdu. Ne hasretim kaldı bırakıp giden yâre/ Ne azmim kaldı sökün eden âhı yüklenmeye/ Ne sırat köprüsü günahlarıma çare Bütün gün çalışmaktan yorgun düşen bedenler, güneş batıya devrildiğinde, harman yerine inen akşam serinliğine duydukları hasreti çağırırdı. Atlar bağlanır, kazma kürek, orak elek temizlenir, dere kenarına inilirdi. Dere suyu gözyaşı kadar temiz, arı duru, yorgun bedenlere deva olurdu. Yıkar yunar, bir bebek teni gibi pirüpak ederdi. Yüzmeyi sevenler iki kulaç hasreti ile kendilerini suyun soğukluğuna bırakırlardı. Her kişi kendiyle baş başa kalır, gözleri suyun altında birer inci gibi duran taşlara ya da dere kenarındaki ağaçlara ya da uzakta belirmeye başlayan yıldız kümelerine ya da kendisinin bile bilmediği bir noktaya sabitlenmiş olarak o anın tadını çıkarmaya çalışır, aklında deli sorularla hayatını seyre koyulurdu. Bir kader ki bulaşan nasırlı ellerime/ Bir kurban hissi ki esir almış ruhumu/ Ellerime nüfuz etmiş toprak kokusundan beter/ Ne başımı kaldırabildim insan gibi/ Ne bağırabildim kendimi esen yele/ Ne de gidebildim/ Olup olmadığını bilmediğim başka âleme Temizlenmiş, pirüpak olmuş bedenleri ile insanlar, toprağı uyandırmadan, ağır adımlarla evlerinin yolunu tutardı. Yer sofraları açılır, taze sebzelerle yapılmış yemeklerin iç bayıltan kokuları doldururdu ortalığı... Lokmalar birer birer yutulurken evin ihtiyaçları ile ilgili konuşulur, çocuklar çekiştirilir, yeni doğum yapan hayvanların sağlığına ilişkin kaygılar paylaşılırdı. Okuyucu, kaldığı yerden sözü alıp, hayranlık duyguları içinde gezinen dinleyiciyi büyülemek için boğazını temizler, oku diyen ilk emri yerine getirirdi. Binlerce yıl önce, dünya yüzeyinde yaşayan insanın, dev büyüklüğünde olduğunu anlatan masalın bıraktığı etkiyi düşünmeden, sesini bir yükseltir bir alçaltır, bir inceltir bir kalınlaştırırdı. Duygu katması gereken yere gerekli özeni gösterir, tüm yaşanmışlıklarını sesine yüklerdi. Öfkesini dilinin ucuna yerleştirir, her kelimeyi birer kırbaç çiziği gibi indirirdi. Hayal kırıklıklarını, sevinçlerini kelimelerin sırtına atar, insanların yüreklerini titretirdi. Masallar hayat bulur, insanlar hayatlarını masallara havale ederdi. Hayatın nerede başladığını, masalın nerede bittiğini bilmeden, toprağa uzanmış bedenler, içtikleri rakının esrikliği ile doğacak güne hazırlanmanın sancısını duyardı. Belki de binlerce yıl önce, dünya yüzeyinde yaşayan insan, dev büyüklüğündeki cüssesi ile bugünleri hayal ederek masal kahramanı olmuş, yürekleri teskin etmek için duygulara seslenmeyi seçmişti. Bir tek sesi atlamadan, yüklenen her anlamı içimize nakşederek kulaklarımızı kabartır, dinlerdik. İşgal edilen hayatları, söndürülen ocakları, akan kana karışan alın terini düşünmeden, ağlardık. Toprağın ne ile sulandığına bakmaksızın, hem ölen hem de hayatı yeşerten bizler, umuda neyi yüklediğimizi bilmeden, gülerdik. Üzüntümüz sevincimize, hasretimiz hüznümüze, hayallerimiz düşlerimize, beklentilerimiz yaşayamadıklarımıza karışır, ne yana gideceğimizi bilmeden, bize biçilen hayatı avuçlarımızdan düşürmemeye çalışır, Kıssa, yüklükteki yerini aldığında masal biz olurduk. GÜNEY RÜZGARI 27

Halkıyla bütünleşen marka Semir ÇANKAYA HATAY Bölge Distribütörü ÇANKAYA EFES MEŞRUBATÇILIK GIDA PAZ. DAĞ. Ve TUR. TİC. LTD. ŞTİ. Tel.: (326) 221 84 55 Fax. (326) 221 84 66 Güzelburç Güzelbirlik Mah. İpekyolu Cad. No: 35/A-B-C Antakya/HATAY

TIP KOKULU ANILAR GUİNNES REKORLAR KİTABINA GİRMEYE HAK KAZANMA Dr. Muhsin BOZ B ir hastanın yataklı tedavi görürken servisten kaçması... Hastane adına tatsız bir olay. Neticede, hastaya verilen hizmetin karşılığı olan parayı alamıyor hastane. Hastane yönetimi, elbette üzülecek böyle bir durum için. Hastaneye yatırdığım bir hastayı taburcu etme zamanı gelmişti. Masrafları sordu. Masrafların dökümünü çıkardı vezne. O an için ödeyemeyeceğini söyledi bize. Bir gün daha yatacak; memleket- ten para bekliyor. Bir gün sonra sabah vizitesine gittim hastanın. Aaa! Sen hâlâ kaçmadın mı? deme gafletinde bulundum. Tabii bunu söylerken kesinlikle hastanın kaçmasını istemiyordum. Ama o gün hasta kaçtı. Ne halt etmiştim ben! Hastamın kaçtığı sıralarda takip ettiğim başka bir hastam daha vardı. İlk hastadan mı örnek aldı, bilemiyorum. Bir gün sonra o da kaçtı. Hastane müdürü ve başhekim doğal olarak kızdılar bana. Ben de hasta başlarında nöbet tutamayacağımı, bu görevin bana ait olmadığını, servis çalışanlarına ve hastane kapılarında duran hizmetlilere ait olduğunu söyledim. Derken, bir-iki gün sonra, bir hastam daha kaçtı servisten. Artık hastaların verdiğim tıbbi hizmetten hoşlanmadıklarını düşünmeye başladım. Aşağılık kompleksine kapılmıştım. Sonunda karar verdim; zengin, paraya pula fazla ihtiyacı olmayan bir hasta yatırmaya. Buldum da. Özel odaya yattı hasta. O da kaçmaz mı birkaç gün sonra! Ey Allah ım, hem de özel odaya yatan bir hasta! Dört hastayı üst üste kaçıran ilk doktor olduğumu düşünüyorum. Eğer dört hastayı üst üste kaçırmayan hekim varsa dünyada, Guinnes rekorlar kitabına girmeye hak kazandım/ kazanmışım demek ki. (1997, Marmaris) GÖRSEL ŞİİR Nihat ÖZDAL GÜNEY RÜZGARI 29

SAĞLIK Prof. Dr. Tahsin TURUNÇ drtahsin turunc@yahoo.com Erkeklerde Çocuk Sahibi Olamama (Erkek İnfertilitesi) S ağlık sayfamızın bu ay ki konusu; Erkeklerde çocuk sahibi olamama. Yapılan araştırmalara göre; evli çiftlerin yaklaşık % 15'i çocuk sahibi olamıyor. Bunu sadece kadına bağlamak ne yazık ki çok yanlış. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tahsin Turunç, sorunu erkekten kaynaklı, kadından kaynaklı ve hem kadından hem de erkekten kaynaklı olabileceğine dikkat çekiyor. Her konuda olduğu gibi paniğe kapılarak, sorunları çözüme kavuşturmak ne yazık ki mümkün değil. Her geçen gün gelişen Tıp Bilimi ışığında tedavisi mümkün olan bir rahatsızlık. Bu amaçla rahatsızlığın detaylarını Ürolojik Cerrahi Derneği Doğu Akdeniz Şubesi Başkanı, Başkent Üniversitesi Adana Uy- gulama ve Araştırma Merkezi, Üroloji Kliniği Uzmanı Prof. Dr. Tahsin Turunç la konuştuk. İşte sorular ve aldığımız yanıtlar... - İnfertilite yani kısırlıktan başlayalım isterseniz. Kısırlık nedir ve kısırlığın tedavisi var mı? - İnfertilite, çiftlerin düzenli bir cinsel yaşamlarının olmasına ve koruyucu bir yöntem uygulamamalarına rağmen 1 (bir) yıl içinde çocuk sahibi olamamaları durumudur. Elbette tedavisi vardır. Çiftler, vakit geçirmeden bu nedenden dolayı tedavi edilmelidir. - İnfertilite sıklığı nasıldır? - Evli çiftlerin yaklaşık %15'i çocuk sahibi olamamaktadır. Oranlar bazı kaynaklarda farklı verilmekle birlikte çocuk sahibi olamama 1/3 oranında erkek kaynaklı, 1/3 oranında kadın kaynaklı ve 1/3 oranında hem erkek hem de kadın kaynaklıdır. Ayrıca, çiftlerin sadece %25'i ilk ay içerisinde çocuk sahibi olabilirlerken, %55'i 3 ay içerisinde, %70'i ise 6 ay geçtikten sonra çocuk sahibi olabilmektedirler. - Çocuk sahibi olamayan çiftler ne yapmalıdır? - Çocuk sahibi olamayan çiftlerin en az 1 yıl geçtikten sonra eş zamanlı olarak Üroloji uzmanı (mümkünse Androloji konusunda tecrübeli bir hekime) ve Kadın Doğum uzmanlarına profesyonel bir destek için başvurmaları gerekmektedir. GÜNEY RÜZGARI 30

Eğer çiftlerin yaşı ileri ise (özellikle kadınlarda 35 yaş ve üzeri ise) 6 aydan sonra da başvuruda bulunabilirler. - Erkeklerde çocuk sahibi olamama nedenleri nelerdir? - Erkekte üreme hücreleri (spermler) yumurtalarda yani testislerde yapılır. Testislerde sperm üretimi ergenlikten sonra başlar. Erkeklerde sperm üretiminde ya da spermin taşınmasında soruna yol açan birçok faktör vardır. Avrupa Üroloji Derneği kılavuzuna göre; %30-40 nedeni bilinmemekle birlikte erkeklerde çocuk sahibi olamama nedenleri şöyle: %14.8 Varikosel, %10.1 Testislerin (yumurtaların) küçük olması (doğuştan beri var olan genetik sorunlara bağlı, sonradan ortaya çıkan sorunlara bağlı, geç ergenliğe girme vb.), % 8.4 İnmemiş testis, %7.8 Kanser tedavileri sonrası (testis tümörü, lenfoma, lösemi, sarkoma gibi hastalıklarda verilen tedavilere bağlı), %3.9 Erkek spermine karşı antikor gelişimi, %2.4 Peniste ereksiyon/boşalma sorunları, %2.2 Sperm kanallarında tıkanıklık, %2.2 Sistemik hastalıklar (şeker hastalığı, karaciğer hastalığı, tiroid hastalıkları gibi), %1.2 Testis kanseri ve diğer nedenler. Tabii, bu saydıklarımıza genital organlarında anormallikler bulunanların, kalıtımsal sorunların, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü olanların, hormonal dengesizliklerin, testislerin içinde yer aldığı torbada ısı artışına yol açan nedenlerin de çocuk sahibi olmayı güçleştirdiklerini sayabiliriz. - Çocuk sahibi olamayan erkeklerde sorunu arttıran faktörler nelerdir? - İleri yaş sadece nedenlerden biri. Çocuk sahibi olamama riski yüksek nedenler şunlar; Sperm tahlilinde (semen analizinde) ciddi bozukluk, Testislerin küçük olması, Sperm üretiminde rol alan hormonların bozuk olması, Çocuk sahibi olamama süresinin uzun olması gibi nedenlerdir. - Çocuk sahibi olamayan bir erkek, ilk etepta ne yapmalıdır? - Kliniğimize başvuran hastalardan öncelikle geçmişe yönelik ayrıntılı bir hikaye alıyoruz, ardından hastamızın fizik muayenesini yaptıktan sonra sperm tahlili yaptırıyoruz. Eğer gerekirse sperm üretimini etkileyen hormonları da içeren kan tahlilleri yaptırıyoruz. Hastalarımızda geçmişte şu sorunların yaşanmış olması çocuk sahibi olmalarını güçleştirebilir; - Daha önce testisleri ile ilgili bir hastalık geçirmiş olmaları (travma öyküsü, iltihap, çocukken kabakulağa bağlı yumurtalarında şişlik olması vb.) - Testisleri ile ilgili cerrahi müdahale geçirmeleri. - Ergenlik çağı öncesi uzun süre antibiyotik alınması. - Bütün vücudu etkileyen sistemik bir hastalık olması - Cinsel yolla bulaşan bir hastalık geçirmiş olmaları. - Testislerde sıcaklık artışına yol açan bir neden olması (varikosel, sık saunaya gitmek, dar pantolon giyinmek, fırın gibi sıcak bir yerde çalışmak gibi) - Sperm gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek ilaç almak (bazı mide ilaçları, bazı antibiyotikler, bazı tansiyon ilaçları, kas gelişimini arttırmak için alınan ilaçlar, erkeklik hormonu, kemoterapi ilaçları gibi) - Daha önce ışın tedavisi (radyoterapi) almak. GÜNEY RÜZGARI 31

- Sigara-alkol-uyuşturucu kullanmış olmak. Hastalarımıza ayrıntılı bir muayene yaparken çocuk sahibi olamamaya neden olan bir anormallik olup olmadığına bakmaktayız. Genellikle sol testis torbasında daha sık ortaya çıkan ve varikosel dediğimiz cilt altında damar kıvrımlarının olması bir çocuk sahibi olamama nedenidir. Sperm kanallarının olmaması, testislerin küçük olması, testislerin testis torbasında değil de kasıkta olmaları, penisin küçük olması, genital bölgede kıllanmanın az olması da çocuk sahibi olamama nedenlerindendir. - Çocuk sahibi olamayan erkeklerde semen analizi nasıl değerlendirilir? - Semen analizini, analizi veren erkekler de çok rahat değerlendirip kendilerinde sorun olup olmadığını anlayabilirler. Semen analizinde 3 önemli parametre vardır. Bunlar sperm sayısı, sperm hareketi ve sperm şekli (morfoloji) dir. Normalde verilen bir semen analizinde sperm sayısının 1 mililitrede 15 milyondan fazla olması gerekir, meni örneğinde bulunan tüm spermlerin %32'sinden fazlasının ileri harekete sahip olan spermler olmaları gerekir. Spermlerin %4'ten fazlasının (Kruger analiz kriterlerine göre) normal... Semen analizinde 3 önemli parametre vardır. Bunlar sperm sayısı, sperm hareketi ve sperm şekli (morfoloji-yandaki resim) dir. - Size başvuran ve çocuk sahibi olamayan erkeklerde yaptığınız tetkikler nelerdir? - Bizim için en olmazsa olmaz tetkik ulusal kalite standartlarına uygun bir laboratuvarda yapılmış olması gereken semen (meni) analizidir. Semen analizinin güvenilir bir laboratuvarda ve bu konuda deneyimli bir kişi tarafından yapması son derecede önemlidir. Semen analizi için 2 gün ile 7 gün arası (tercihen 3-4 gün) bir cinsel perhiz yapılması gerekmektedir. Cinsel perhizden kastımız hastanın mastürbasyon yapmaması ya da cinsel ilişkiye girmemiş olmasıdır. Eğer semen analizi normal ise 2. bir analiz yapılmasına gerek yoktur ve bizim açımızdan ek bir tedavi önerilmemektedir. Eğer analiz normal değilse, sorun olduğunu söyleyebilmemiz için mutlaka aradan en az 1 hafta geçtikten sonra 2. bir semen analizinin yapılması gerekmektedir. şekilli spermler olmaları gerekir. Eğer verilen meni miktarı 1.5 mililitreden az ise sperm kanallarında tıkanıklık olup olmadığı incelenmelidir. Eğer sperm analizinde lökosit adını verdiğimiz iltihap hücreleri mililitrede 1 milyondan fazla ise iltihap açısından hastalarımızın değerlendirilmesi gerekebilir. - Semen analizi dışında yapılması gereken testler var mıdır? - Semen analizinde eğer hastalarımızın sperm sayısı 1 mililitrede 5 milyondan az ise ya da testisler belirgin küçük ise FSH, LH, testosteron (erkeklik hormonu) gibi sperm üretimi ile ilgili olduğu bilinen hormonların da incelenmesi gerekmektedir. Fakat, her çocuk sahibi olamayan hastamızdan bu hormonlar rutin olarak istenmemektedir. Aynı şekilde özellikli bir durum (testis kanseri şüphesi, testislerin etrafında su toplanmış olması, varikoseli belirlemede yetersizlik, sperm kanal kisti GÜNEY RÜZGARI 32

şüphesi gibi) olmadığı taktirde hastalarımızdan rutin olarak ultrasonografi tetkiki (skrotal doppler USG tetkiki) istenmemektedir. Sperm sayısı mililitrede 5 milyondan az ise mevcut sorunun doğuştan kaynaklı bir sorun olup olmadığının anlaşılması için genetik analizlerin (karyotip analizi, Y kromozomu mikrodelesyonu vb.) yapılmasının gerekli olsa da pratikte menide hiç sperm bulunmayan hastalarda (azospermi hastaları) bu testler yapılmaktadır. da bitkisel özlü ilacın piyasada olduğunu ve çoğu zaman hastalarımızın bu ilaç ve diyet takviyelerini bilinçsiz bir şekilde kullandıklarını belirtmek isterim. Bu bilgi kirliliğini biraz olsun gidermek adına bu yıl saygın bir yurt dışı dergide yayınlanan ve çocuk sahibi olamayan erkeklerin almaları ve almamaları gereken bir diyet listesini paylaşmak isterim. Bu listeye göre; Sperm kalitesini arttıran parametreler: Omega-3 Bu konuda çok ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu, sperm sayısını ve hareketini arttırdığı iddia edilen ve sağlık bakanlığı onayı bile olmayan çok sayıda bitkisel özlü ilacın piyasada olduğunu ve çoğu zaman hastalarımızın bu ilaç ve diyet takviyelerini bilinçsiz bir şekilde kullandıklarını belirtmek isterim. - Çocuk sahibi olamayan erkeklerde yapılması gerekenler nelerdir? - Tedavi öncelikli olarak nedene yönelik yapılmalıdır. Çocuk sahibi olamamaya neden olan sorunun giderilmesi esastır. Varikosel varsa ameliyat edilmelidir, sperm üretimine zararlı olduğu düşünülen ilaçlar varsa bu ilaçlar kesilmelidir, ısı artışı bir etkense yumurtada ısı artışını arttıran nedenler (sauna, hamam gibi) ortadan kaldırılmalıdır, sistemik hastalıklar varsa bu hastalıklar kontrol altına alınmalıdır, sperm kanal tıkanıklığı saptanmışsa tıkanıklık açılmalıdır. Eğer çocuk sahibi olamama nedeni bilinmiyorsa (%30-40 hastada) başta antioksidan adını verdiğimiz ilaçlar olmak üzere çok sayıda ilaç grubu ile infertilite tedavisi yapılabilmektedir. Bazı antioksidanlar (vitamin E, vitamin C, β-karoten, selenyum, çinko, kriptoksantin ve likopen) Bazı vitaminler (vitamin D ve folat) Doymamış yağ asitleri Sperm kalitesini arttıran besinler: Balık Kabuklu ve kabuksuz deniz ürünleri Kümes hayvanları Tahıllar Meyve ve sebzeler Az yağlı ve yağsız süt - Çocuk sahibi olamayan erkeklere önereceğiniz bir diyet listesi var mıdır? - Çok isabetli bir soru. Evet. Bu konuda çok ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu, sperm sayısını ve hareketini arttırdığı iddia edilen ve sağlık bakanlığı onayı bile olmayan çok sayıgüney RÜZGARI 33

Sperm kalitesine zarar veren besinler: İşlenmiş etten (sosis, salam, sucuk gibi) zengin diyet Soya gıdaları Patates Tam yağlı süt Peynir Kahve Alkol Şeker ile tatlandırılmış içecekler Tatlılar Hem sperm kalitesini bozan hem de gebelik oluşmasını da olumsuz yönde etkileyen besinler: Fazla alkol alımı Kafein Kırmızı et İşlenmiş et (Kaynak: Hum Reprod. Update, 2017, Basımda) - Çocuk sahibi olamayan erkeklerin almaları gereken tedbirler var mıdır? - Evet. İlk olarak şişman hastaların zayıflamaları çok önemlidir. Zayıflamak erkeklerde kadınlık hor- info@selimgul.com monunun azalmasına ve testis içindeki erkeklik hormonunu artması ile sperm üretiminin artmasına yol açtığı için kilo vermek ve spor yapmak son derecede önemlidir. Stresli bir yaşamdan uzak durmanın ve sıkıntıların giderilmesinin de sperm yapımını arttırdığı bilinmektedir. Ayrıca sigara ve alkolün azaltılması, mümkünse kesilmesi son derecede önemlidir. Cinsel ilişki zamanlamasının yapılması (takvim yöntemine göre) önemlidir. Cinsel ilişki zamanlaması için çiftlerin kadınların yumurtlama döneminde ilişkiye girmeleri (kabaca adetin 1. gününden 14 gün öncesinin kadınlarda yumurtlama dönemi olduğu kabul edilir) çocuk sahibi olma ihtimalini arttırmaktadır. www.selimgul.com GÜNEY RÜZGARI 34

Türk Milleti adına yürütülen hizmetlerde çaba sarfedenlere teşekkür eden Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini temel gösterdi. Hatay Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Turan Oral ise, yargıda meydana gelen aksaklıkların giderilmesi temennisinde bulundu. Herkes SAVUNMAYA Muhtaç!.. 2 017-2018 Adli Yılı açılışında yargıda yaşanan aksaklıklar kadar endişeler ve temenniler de dile getirildi. Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, Adalet ve hukukun üstünlüğü, kamu görevlilerinin uygulamalarında ne hissettikleriyle değil; o uygulamaya muhatap olan yurttaşımızın ne hissettikleriyle ilgilidir ve bu uygulamaya muhatap olan yurttaşlarımızın sigortası olan yargı yetkisi taraf tutmaktan, devleti koruma refleksinden ve idare etme kaygısından uzak hareket ettiği takdirde işlevseldir dedi. Yeni adli yıla yargının ağır sorunlarıyla başlayıp, hain 15 Temmuz kalkışmasıyla birlikte OHAL uygulaması ve KHK larla ilgili tereddütlerini dile getiren Dönmez, Anayasada tanımını bulan, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği hükmünün uzun bir süredir işlevsiz olduğunu savundu. Dönmez ayrıca; yargının bağımsızlığı ilkesi Anayasa ve yasalarda mükemmel şekilde yer almış olsa bile, yargıç güvencesi olmadıkça yargının tam bağımsızlığından söz edilemeyeceğine vurgu yaparak, Yargı ayağa değen taş değildir ve yasama gücü elinde diye ayağa her taş değdiğinde ayıklanacak, tehdit edilecek bir yapı değildir. Toplumun tüm kesimleri Türkiye nin demokratikleşmesini, yargının siyasallaşmaktan kaçınmasını istiyor. Devlet bir inanca, bir mezhebe, bir anlayışa göre şekil almaz. Devlet hukukla her vatandaşına eşit uygulama yagüney RÜZGARI 36

par ve liyakatle seçimini yaparsa elbirliği ile düzlüğe çıkarız dedi. Oral ise, bu nedenle mevcut hakim ve savcılar ile adliye çalışanlarının çok büyük emek ve çaba sarfettiğini ifade ederek, Yaşanan bu süreçte yargı olarak çeşitli aksaklıklar yaşadık. Zaman zaman savcı sayımızda azalmalar oldu. Mesleğe kabullerle, kararnamelerle bu zaman zaman giderildi. Ancak tayinlerle tekrar sayısal olarak açıklar meydana geldi. Özellikle meydana gelen ihraçlarla sanırım yarı yarıya düşmüş durumda. Bu nedenle çeşitli aksaklıklar yaşanmaktadır diyerek, yeni adli yılda adliye çalışanlarının sayısının arttırılmasını temenni etti. Adalet ve yargının millet için karar verip, yaptıkları hizmetin de Türk milleti adına olduğuna işaret eden Oral, Bu süreçte hukukun üstünlüğüne, yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına, evrensel hukuk ilkelerine sadık kalma hususunda inancım tamdır dedi. İLKEMİZ; TARAFSIZLIK VE BAĞIMSIZLIK Hatay Valisi Erdal Ata ve HBB Başkanı Lütfü Savaş ın da katıldığı, Antakya Şehir Kulübü ndeki resepsiyonda konuşan Hatay İdare Mahkemesi Başkanı Songül Meydan Özdoğan, adli yılın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diledi. YARGIDA AKSAKLIK 15 Temmuz girişiminden sonra devletin bütün kurumlarının belli bir mücadelenin içine girdiğini konuşmasının başında belirten Hatay Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Turan Resepsiyona katılan CHP ve MHP İl Başkanlarına hitaben Ülkemizin temel taşları diyerek konuşmasına başlayan Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, adalet hizmetlerinin yürütülmesinde meslek mensupları ve avukatlara ağır veballer ve sorumluluklar yüklediğini belirterek, Bu hizmetlerin yürütülmesinde, ülkemizin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve mensubu olmaktan onur duyduğum Türk milletinin hizmetinde olmak bizlere ayrıca bir gurur vermektedir. Bu gururu yaşamak ve sürdürmek, halkımızın layık olduğu adalet olgusuna ulaşmasındaki hizmetlerde emek ve çaba gösteren meslek mensuplarına, bu süreçte desteklerini esirgemeyen başta Valimiz ve diğer ilimiz resmi temsilcilerine, yöneticilerine şükranlarımı sunuyorum diye konuştu. Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesi verilen mücadelenin sadece Türk Milleti adına yapıldığına işaret eden Başsavcı Tekne, kendilerine yakıştırılacak ideolojik ve siyasi yaklaşımlardan son derece uzak olduklarını altını çizerek, Bu hizmetin sürdürülmesinde onur duyduğumuz milletimize canımız ve bedenimiz feda olsun dedi. GÜNEY RÜZGARI 37

GÜNLERİN TERKİSİNDE A. Kadir PAKSOY 15 ocak 2001, sabah 04.45 Dün okudum: İnsanın bir biyolojik saat i varmış. Biyolojik saati bozulanlar akşam erken yatarlar, geceyarısında uyanırlarmış... Ne kadar doğru bilemem ama, bu durum bana uyuyor... 2000-2001 öğretim yılının birinci yarısı bitmek üzere. Sınavlar, yazılı kâğıtları, not cetvelleri... Doğru dürüst bir şey okuyamadan ve yazamadan geçiyor günler, haftalar. Üstelik can sıkıcı, mide bulandırıcı nice küçüklükleri, çamur atmaları da umursamayarak: Öğrenci sırtından haksız kazanç sağlayanlara öğretmenin meslek ahlâkını anımsatmıştım son öğretmenler kurulu toplantısında. Hemen komplo ve provokasyon çabaları yoğunlaştı: Siyaset yapıyormuşum!... Dinî inançlarla alay ediyormuşum. Bir gün cami tuvaleti bile böyle kokmaz demişim okul tuvaleti için... Sabah sabah nerden de üşüştü bu boklu düşünceler kafama...... Behçet Aysan Şiir Ödülü imecesine (yarışma sözcüğü hoşuma gitmiyor) ÖTE-BERİ yle katılmıştım; imecenin sekreterliğini yapan Ahmet Telli ye karşın!... Övgüye değer bulunmuş kitabımız. Üstâd (Ümit Sarıaslan), sövgüye değer diyor ve beni ayıplayıp kınıyor yarışmaya katıldığım için. Son iki haftadır cumartesi konuşmalarımızda (haftalık olağan görüşmemiz) ödül ve yarışma konularına saplanıp kalıyoruz. Ona göre bunlar (ödül ve yarışmalar) birer saçmalık. Sana diyor, bu ödül ne katacak? Ben, bana bir şey katması için katılmıyorum ya, yarışma ya katılmanın rahatsızlığını da duyuyorum. Bu konuda daha önce bir yazı yazmıştım (Dionysos GÜNEY RÜZGARI 38

un Terazisi), bir yazı daha yazacak gibiyim. Ataç ı okuyorum ya. Günce sinde şöyle diyor ödül konusunda:... Ödüller, hani şu mükâfatlar için de öyle. Monsieur Gide ömrünün sonunda Nobel ödüllerini kabul etti de ününe büyüklüğüne ne kattı sanki? Sully Prudhomme, Anatole France, yahut Bernard Shaw gibi adamlardan mıydı o? Küçülttü kendini o ödülü almakla. Madam Colette de nişanı kabul etmemeliydi, kendine bir şey katmıyor... Ataç da bizim Üstâd gibi şaire bir şey katan ya da katmayan bir değer olarak görüyor ödülü... Huzursuzluk içinde gittim ödül törenine. Bir iki bozuk tümceyle teşekkür etmeye çalıştım plaketi alırken. Onu da (plaketi) kimseye göstermeden öncekilerin arasına, masanın altında duran mukavva kutunun içine attım. Kimbilir belki bir daha hiç açılmaz o kutu... 19 ocak 2001, sabah 05.35 Akşamdan beri öfkeliyim. Sabah yürüyüşüne çıkabilsem sakinleşirdim ama bir saat sonra okul yoluna düşeceğim. Öfkemin nedeni: Talim Terbiye Kurulu na çağrılıydım. Konu: Eğitimde çağı yakalamak! Bu çerçevede kurum yetkililerince hazırlanan taslak programları görüşmek. Tarih, coğ- rafya ve sınıf öğretmenleri birlikte çağrılmış. Ancak coğrafya taslağı görüşülebildi. Program taslağını sunan Sefa Bey dedikleri (Sefa Taşkın olabilir) bir Doç Dr. Bizden genç. İkide bir kendisinin akademisyen, bizimse uygulamacı olduğumuzun altını çiziyor! Cumhuriyet döneminde coğrafya konusunda bir şey yapılmamış bu baya göre. Değerli bir coğrafya öğretmeni bu görüşün yanlışlığını anlatmaya çalışıyor, dinlemiyor. Amaçları belli ki bizim görüşümüzü almak değil, işi kitabına uydurabilmek: Öğretmenleri de çağırdık, konuyu tartıştık, demek. Lise 1 coğrafya dersi programına Avrupa Birliği konusunu almışlar. Söz aldım, Avrupa Birliği nin tarihsel geçmişi verilmeden (Osmanlı nın da bir zamanlar bir Avrupa devleti olduğunu örneklendirerek) öğrencinin bundan bir şey anlamayacağını, Batılılaşma dan ne anlaşılması gerektiğini, ulusallığın çağdaş eğitimin olmazsa olmaz bir koşulu olduğunu vb. anlatmaya çalıştım, boşuna, adam bizi dinlemiyor. Küreselleşme övgüsü yapıyor. Dayanamadım siz küreselleşmenin avukatı mısınız demek zorunda kaldım... Coğrafya konuları arasına ekledikleri Çevre konusunu tanıtırken dikkat ettim, tarihsel çevreye hiç yer verilmemiş. Ayrıca beyefendi Abdülhamit Han diye övdüğü İkinci Abdülhamit i ilk çevrecilerden biri olarak sunmaz mı! Tepem attı. Abdülhamit'in, Osmanlı nın tarihsel yapıtlarının dışarıya çıkarılışına nasıl göz yumduğunu, Zeus Sunağı nı Almanya ya armağan ettiğini vb. söyledim... Toplantı salonunun duvarında Mustafa Kemal in Talim Terbiye Kurulu na ilişkin bir sözü vardı. Büyük kurtarıcı, bu kurumun ilmî ve müstakil olması amacı ile kurulduğunun altını çiziyordu. TTK nin sicilinin bu bağlamda temiz olmadığını ve kendilerine güven duymadığımı belirttim. GÜNEY RÜZGARI 39

Toplantıdan sonra, daha önce tanıştığımız (Yeşilöz Lisesi nde birlikte çalışmısız) bir öğretmen arkadaş, toplantıyı yöneten kişiyi tanıdığını ve Fetullahçı olduğunu söyleyince her şeyi daha iyi anladım... 23 ocak 2001, 05.45 Talim Terbiye de olanları Üstâd a anlattım, yaz bunları dedi, yazdım ama içime sinmedi, yayımlanması için bir yere göndermedim...... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ın emekli olması nedeniyle gazetecilere yaptığı açıklamaları okudum. Hem ülke adına, hem de Vural Savaş ve aydınlanma güçleri adına kaygılarım bir kat daha arttı ve üzüldüm: Bu adamlar (dinciler, bölücüler, ikinci cumhuriyetçiler) sanıldığından daha güçlüler. Devletin tepelerinde önemli görevler elde etmişler. Belgelerle yeterince ortaya konamasa da pek çoğunun aylıklı olduğuna kuşku yok. Küçücük Yugoslavya da onca para dağıtan ABD, kim bilir Türkiye de nice Atatürk ve ulus devlet karşıtına nice milyarlar akıtıyordur. Talim Terbiyedeki hazretin de bunlardan biri olmaması için bir neden yok... Vural Savaş ın bazı sözleri ise beni şaşırttı. Onun kişiliğinde aydınlanma güçleri adına üzüldüm: Beni diyor, en iyi anlayan Süleyman Demirel di. 1960'lardan beri gericilere verdiği ödünlerle (ödün ne kelime, bizzat yanlarında yer alarak) Atatürk devrimlerinin altını oyan, Anadolu Aydınlanmasının anasını belleyen de Demirel di. Bunu sayın başsavcı bilmez mi?... Sonra, bir hukuk adamı olarak, dedim dedi biçiminde belgelere dayanmadan konuşması da Cumhuriyet karşıtlarının eline önemli bir koz verdi. Kaş yapayım derken göz çıkardı...... Nevit Ağabey (Kodallı) aradı. Ankara da olduğunu, görüşmek istediğini söyledi, evine davet etti. Üstâd ı haberdar ettim. Sanat Kurumu nda bir araya geldik. 76 yaşındaki Nevit Kodallı bizimle üç duble rakı içti. Ülke sorunlarını konuştuk. Söz yine benim Hacı Bektaş Oratoryosu na geldi. Daha doğrusu Nevit Ağabey sözü oraya getirdi. Ben konuyu değiştirdim. Çünkü, artık öyle geliyordu ki bana, Nevit Ağabey bu işten (oratoryodan) vazgeçti, ama beni üzmemek için de söyleyemiyor. Yapılsa iyi olacaktı. Hacıbektaş ın Çilehane tepesinden Anadolu göklerine yayılan hümanizmanın müziği, benim gibi pek çok Anadolu sevdalısını mutlu ederdi elbette... Neyse, bizden sonra birileri bunu da yapar bizim yerimize...... Bugün Anadolu Ekini nin son (40) sayısını kotaracağız Üstâd la. Metin (derginin sahipliğini üstlenen yayıncı dostumuz) yan çizmeye başladı. Sesinde eski içtenlik yok. Artık o eski Metin değil. Sürekli kaçıyor bizden. Haftalarca ortalıkta görünmüyor. Soruyoruz nerdeydin diye; ya Romanya da olduğunu söylüyor ya Kıbrıs ta, ya da Paris te... Bürosunda da her soydan her boydan adamlarla karşılaşmaktan tedirginiz... 25 ocak 2001, 05.45 Dün Uğur Mumcu nun katledilişinin 8. yıldönümüydü. Özlemle anmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden. Oysa karanlık güçler (gerçekte karanlık değil) hedeflerini çok iyi biliyorlar: Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok... Türkiye yi düşünemez, önünü göremez hale getirmek istiyorlar. Büyük ölçüde başardılar da bunu... Hani var mı Uğur Mumcu nun yerini tutacak biri? Şimdi yaşasaydı, elinde somut belgelerle suçluların suçlarını bir bir ortaya koymaz mıydı? Evet, kesin olan bir şey var: Suçlular, suçlarını bigüney RÜZGARI 40

lenleri (güçlüleri) iyi biliyorlar... 10 şubat 2001, cumartesi, 12.10 Defteri açınca son yazdığım günceyi okudum. Suçluların hedeflerini iyi bildiklerini yazmışım ama aynı gün olan önemli bir olayı da not etmemişim: Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ın şeriatçı teröristlerce öldürülüşünü!... Hem de Uğur Mumcu yu anma toplantısına giderken... Sağ partilerin elli yıldır irticayı tohumlama politikalarının Türkiye yi getirdiği yer korkunç. Bir haftadır da Nakşibendi Şeyhi Esad Coşan ın Süleymaniye nin bahçesine gömülüp gömülmemesi ile meşgul Türkiye. Bereket versin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bakanlar Kurulu kararnamesini imzalamadı da, Türkiye rahat bir nefes aldı... Ama, sorun ne bir tarikat şeyhinin defni, ne de bir emniyet müdürünün katli ile sınırlı. Sorun, Türkiye Cumhuriyeti nin uçurumun kenarından kurtarılarak yeniden Mustafa Kemal in hedef gösterdiği uygarlık yoluna koyulması sorunudur. Bu nasıl olacak?... Bunun nasıl olacağının yanıtı bir haftadır okuyup, yeni bitirdiğim bir kitapta var: Fay Kırby / Türkiye de Köy Enstitüleri Ataç ın güncelerine ara vererek bu kitabı okudum. İyiki de okudum. Şimdi, Türkiye nin nereden nereye getirildiğini ve nereye götürülmek istendiğini daha açık olarak görüyorum... Fay Kırby, ABD li bir bilim insanı kadın. Anadolu Aydınlanması nın mimarlarından Niyazi Berkes in eşi imiş. 1990'da Ankara da ölmüş. Ben yeni öğrendim. Bu ayıp bana yeter... Kitap ilk kez 1962'de basılmış. İkinci baskısı yeni: 2000. Epeydir kitap tanıtma yazısı yazmıyorum. Bu kitap konusundaki düşüncelerimi ancak ayrı bir yazı boyutunda dile getirebilirim. Ama şimdilik kafamdaki düşünceyi bir cümle ile özetleyeyim: Köy Enstitülerinin kapatılması ile Türkiye nin geleceği de karartılmıştır... GÜNEY RÜZGARI 41

HASİAD ın hedefi: FARKINDALIK H atay daki sivil toplum kuruluşları arasında rol model olarak çalışmalarını sürdüren Hatay Sanayici ve İş Adamları Derneği (HASİAD), 22. kuruluş yıldönümünde hedef olarak, Farkındalık Yaratma olgusunu gösterildi. HASİAD 22. kuruluş kokteyline; CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, HBB Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Maden, HATSU Genel Müdürü Mehmet Çaparali, Ticaret İl Müdürü Halit İmrek, SGK İl Müdürü Hamit Bal, İŞKUR İl Müdürü Ziya Yüksel, ATB Başkanı M. Ali Kuseyri, Hatay SMMM Odası Başkanı Tahsin Kırık, banka müdürleri ile HASİAD üyeleri katıldı. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası müzik dinletisi eşliğinde gerçekleşen resepsiyonun açış konuşmasını yapan HASİAD Başkanı Tahsin Kabaali, kurumsal marka olma yolunda ilerlediklerini söyledi. Hatay da iş dünyasının nabzının attığı, kurumsal ilişkilerin kesintisiz sürdürüldüğü, milletvekillerle sürekli temasın sağlandığı, merkezi ve yerel otoritelerle iletişimin kurulduğu, kent için lobilerin yürütüldüğü yerin HASİAD olduğunu işaret eden Kabaali, 120 üyesiyle ve gün geçtikçe kurumsallaşan yapısıyla HASİAD ın büyüyen, gelişen, geliştiren, değiştiren ve iş dünyasında gücü etkisinde bir algı yarattığını ifade etti. HASİAD ın, Hatay için dün olduğu gibi bugün de yarın da değer yaratacağını belirten Kabaali, Türkiye için Hatay nasıl bir marka kent olma yolunda ilerliyorsa, 22 yaşında olan HASİAD ın da Hatay için bir kurumsal marka olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi. HASİAD ROL MODEL Ülkemizin ve Hatay ın ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak üzere, çağdaş uygarlık hedefini esas alarak yerel, bölgesel ve sektörel potansiyellerin en iyi şekilde değerlendirilmesi için çaba sarfettiklerini ifade eden Kabaali, güçlü bir Türkiye ve dünya kenti Hatay ın oluşmasında, rol model olan Hataylı sanayici ve iş adamlarının, Hatay ın gelişimine katkı sağlayıcı fikirler ve projelerle, vizyon ve misyonuyla, farkındalık yaratma gayretinde olduklarına da vurgu yaptı. Başkan Tahsin Kabaali, Hatay daki sivil toplum kuruluşları arasında rol model olmanın haklı gururunu yaşadıklarını da hatırlattı. GÜNEY RÜZGARI 42

SİYASET ÜSTÜ ANLAYIŞ Şeffaf, dürüst, herhangi bir kişisel çıkar gözetmeden ve en önemlisi de belli bir grup içine sıkışmadan, siyaset üstü bir anlayış ve uyum içinde Hatay ın ekonomisini hareketlendirmeye çalışan bir yönetim anlayışına sahip olduklarını konuşmasında belirten Kabaali, daha sonra şunları söyledi: Bu uyumlu yapı içinde harcanan enerji, yoğun emek ve çabaların yüzde yüzü Hatay ın parlak geleceğine ve özlemi duyulan daha yükseklerdeki potansiyel konumuna gelmesi için gerçekleştirilmektedir. HASİAD Ailesi olarak, her zaman olduğu gibi bugün de bu anlayış ve sorumluluk duygusuna sahip olmanın yanında, 22 yıldır bu bayrağı elden ele taşımanın gururuyla, bizden sonra geleceklere en iyi şekilde devretme sorumluluğunun bilinci içinde, yeni ufuklarda Hatay için yepyeni sorumluluklara yelken açmanın heyecanını yaşıyoruz. Konuşmalarının ardından Hataylı işadamı Nevzat Şahin, Adnan Ovalı, Erten Elçi, Ali Kavak, Ali Güngör, Halef Günay, Tevfik Doğan, Züheyr Kara ve Hasan Tütüncüoğlu plaket aldı, tören pasta kesimi ile son buldu. GÜNEY RÜZGARI 43

Bu miti yazmamın nedeni, yaşadığımız şehir hakkında çok sayıda mitlerin ve hikayelerin varlığından bihaberiz. Daha da önemlisi biz yeteri kadar Antakya yı biliyor muyuz? Aklıma Allah ın rahmeti üzerine olsun, Prof. Dr. Ataman Demir hocanın bir sözünü sizlerle paylaşayım Kızımla Antakya sokaklarında gezerken, hocayla yolumuz kesişti. Kızımı tanıştırdım. Kızıma dönüp; sen Antakyalı mısın? diye sorup şunu söyledi; Antakyalı Antakya yı bilmez. Asi Gülüşlüm nsan istediğini yaptığında mutlu oluyor ve hayata bakışı değişiyor. Yaşama sevinci artıyor, bunlarla beraber başarı da oluşuyor. İ Süheyl BUDAK Şunu belirtmek isterim ki mesleğimi bilerek seçtim ve ilk günkü gibi aynı heyecanla sürdürüyorum. İnşaat Mühendisi olarak inşaatın kalıbına çıkmayı halen seviyorum, güvenli ve sağlam yapılar yapmaktan mutlu oluyorum. İnsanların güvenli bir yapıda oturmaları bana ayrı bir mutluluk veriyor. Antakya da geçen çocukluğum ve gençliğimde sinemaya gitmeyi, film izlemeyi çok severdim. Bayramlarda günde altı film izlediğim olmuştu. Sinema benim için eğlendirici ve tek öğretici idi. Hep sinema daha doğrusu film eleştirmeni olmak isterdim. Hatta İstanbul a okumaya gittiğimde Türk Sinematek Derneğine üye olmak istemiştim ama parasal durumum buna imkan tanımıyordu. Pahalı olsa da Sinematek Derneğinin özel gösterimlerine gidebiliyordum. Bunu neden yazdım? Sizlere bir kitabı tanıtmak istiyorum Bu kitabı tanıtırken, okuyucularım sakın beni kitap eleştirmeni olduğumu sanmasınlar, hiçbir zaman kitap eleştirmeni olmayacağım. Asi Gülüşlüm ah Antakya; kitabın başlığı her şeyi anlatıyor. Nasıl mı? Ah kelimesi bu şehri anlatmaya yeterli bir kitap. 24 yazarın yazdıklarını sevgili Hakan Mertcan toplayıp, yayınladığı bir kitap. Kitap, Antakya nın geçmişini ve yakın tarihimize kadar olan bölümleri güzel öykülerle derlemiş. Kitap ayrıca, Antakya nın ruhu ile başlıyor, sonra tarihi, coğrafyası, kültür ve kimlik, inanç, hayat, sanat ve edebiyat sofrası ve sporla bitirilmiş. GÜNEY RÜZGARI 44

Sanat ve edebiyat bölümünde Gökhan Evecen, Antakya da sinema, sinemada Antakya başlığı ile yazmış olduğu yazı ile bu bölge için de çekilen filmleri ve sinemaları yazmış. Güzel bir araştırma yazısı Sadece küçük bir eklenti yapma ihtiyacı duydum. Antakya da bulunan sinema- Kitap Antakya yı tanıtma yönünden çok güzel bir çalışma. Çok yalın ve içtenlikli yazılar bütünü. Yazarların çoğu amatörce yazılar yazmasına rağmen içinden geldiği gibi yazmışlar. İyi de olmuş. Kitaba bir sıcaklık getirmiş. Bir şehrin ortasından nehrin geçmesi önemli, ancak biz halen bunun farkında değiliz! ların isimlerini ve tarihlendirmelerini yaparken bir sinema ismini unutmuş, o sinemanın adı da Savaş sineması Kısa ömürlü bir sinema. Benim için önemi, bayramlarda 6 film bir arada göstermesi idi. Sabah girerdik, öğleden sonra çıkardık. Bir dönem genelde iki film gösterime girerken, rekabet sonucu 3 filme çıktığı olurdu ama genelde iki filmdi. Önemli bir ayrıntı da gözden kaçırılmış Sinemaların 18.30 matineleri için tek film gösterimi yapılırdı ve o matineye insanlar giyimlerine özen göstererek gelirlerdi. Yazar, erkek olmadan kadınların sinemaya gittiğini ifade ediyor ve bunu yüksek kültüre bağlıyor. Antakya da sinema olayı önemli bir kültürel araştırma konusu olmalı. Bunu şunun için belirtmek istedim. Hiç Türkçe bilmeyen Annem de sinemaya gitmekten büyük bir mutluluk duymuştur. Ender Özbay ın yazısından Asi Nehri ile ilgili iki efsaneyi sizlerle paylaşmak istiyorum; Irmak eskiden Typhon diye adlandırılırdı fakat sonraları Orantes diye adlandırıldı. Buralar bir Armani mitinin geçtiği yerlerdir; Typhon adlı ejderha (dracon) kendisini yıldırım çarpınca, telaş içinde koşturup yerin altına kaçtı; kaçarken nehrin yatağını meydana getirmiş oldu. Yeraltına indiği yarıktan yeryüzüne sular fışkırdı ve akmaya başladı. Bu nedenle de ırmak ejderhanın adını aldı. Bir başka mit, Meliboca ya aşkını ve etrafı tarumar edişini ozan Oppianus tan dinlediğimiz bu dev, Orontes Yunan Mitolojisi nde denizler tanrısı Okeanos ile ırmaklar tanrısı Tethys in çocuğu ve Euphrates (Fırat), Tigris (Dicle), Neilos (Nil) ile kardeş bir ırmak tanrısıdır. Asi nin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyor musunuz? Bir de bu günkü halini görseler Yunan tanrıçaları ağlarlar mı bilmem? GÜNEY RÜZGARI 45

İkinci mite bir bakalım Hz. Muhammed devrinde, İza il adlı bir Yahudi, Hama da bir su dolabı yaptı... ama bir damla dahi su yoktu. Soranlara, Nil i çöller içre akıtıp bu şehre getireceğini söylüyordu. Mısır a varıp Nil den dört şişe su alıp bir büyü okuyup yürüdü; Nil in bir kolu da onun ardından... büyücü şişelerin birini yere vurunca yerden Nil suyu fışkırıp deniz oluştu (..) Birini daha yere vurunca Lut gölünü (..) Birini daha kırıp Mine gölünü oluşturdu. Nil nehri, onun ardı sıra geledursun (..) Hz. Muhammed, yetiş ya Ali, Nil Nehri ni kutsal topraklardan çıkarıp Rum u harap etmek istiyor! diye seslenince, düldül e binip yetişen Ali de büyücüyü oracıkta öldürür. Dördüncü şişe de Gülbin Dağı nda kırıldı. Ab-ı Nil şişeden dökülüp muazzam bir nehir kuzeye doğru çağlamaya başladı. Hz. Ali ey nehir, cümle nehirler hakkın huzuruna gitmek için Kıbleye akar sen niçin kuzeye akarsın? Dön, geri ak, asi oldun! dedi. Nehir dile gelip ey Ali buralara gelmişken Humus, Hama ve nice şehri sulayıp, Antakya şehrinde Habib-i Neccar ı ziyaret edip, sonra kıbleye akayım! dedi. Hz. Ali Dön, yoksa seni Zülfükar ile iki pare ederim! deyince, nehir vurursan bir parem kan, biri irin akar, insanoğlu benden yararlanamaz dedi. Hz. Ali senin adın Asi olsun insanoğlu senden fayda görüp hayat bulsun deyip nehirden içti. Asi nehrinin bir miti daha var ama artık onu da kitaptan okursunuz. Bu miti yazmamın nedeni, yaşadığımız şehir hakkında çok sayıda mitlerin ve hikayelerin varlığından bihaber oluşumuz. Daha da önemlisi biz yeteri kadar Antakya yı biliyor muyuz? Aklıma Allah ın rahmeti üzerine olsun, Prof. Dr. Ataman Demir hocanın bir sözünü sizlerle paylaşayım Kızımla Antakya sokaklarında gezerken, hocayla yolumuz kesişti. Kızımı tanıştırdım. Kızıma dönüp; sen Antakyalı mısın? diye sorup şunu söyledi; Antakyalı Antakya yı bilmez. Antakya yı unutturup Antakya yı değersizleştirmek kimsenin yararına değil. Bu kitap bu şehri anlatıyor. Bu kitap bir çok bilmediğimiz karanlıkta kalan konuları işliyor hem de en insancıl yönüyle Satırlarımı Yelda Güzel in yeşilin tanıklığı yazısının son cümleleriyle noktalamak istiyorum: Eskiden insanlar bizim misafirimizdi, şimdi biz insanların aleminde misafiriz. Sorun şu ki, biz ışıktan madde dokumayı biliyoruz ama onlar bilmiyor ve bizim ev sahibi değil de misafir olduğumuz bir dünya hayat verebilme gücünü daha ne kadar sürdürülebilir belli değil Çok güzel yazılar Yazıları okurken çocukluğumdaki anılarıma gittim. Bu kitabı okuyanların kendilerinde bir şeyler bulacağına inanıyorum. Kitaba katkısı olanları, sevgili Hakan Mertcan ı ve İletişim yayınlarını tebrik ediyorum. GÜNEY RÜZGARI 46

www.koseoglumobilya.com.tr By ) MOBILANIA MAĞAZA: İskenderun Yolu Üzeri Migros Karşısı ANTAKYA Tel.: (0326) 221 00 91 ŞUBE: Çekmece Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi No: 9/ C DEFNE / HATAY FABRİKA: Yeni Sanayi Sitesi 1. İniş 29/A Blok ANTAKYA/ HATAY Tel.: (0326) 221 00 08-09 Fax.: (0326) 221 00 09

KULE GÜNLÜĞÜ AŞK DERYASININ MUTLU BİR YOLCUSU F Hüseyin EVCİL huseyinevcil3000@hotmail.com otoğrafta görülen Fahrettin Uza, tanımaktan mutlu olduğum, güleryüzlü, onurlu arkadaşımız, yoldaşımız 31 Temmuz 2017 Pazartesi günü, saat: 11.00 civarı, tedavi görmekte olduğu Tire Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Bölümü nde sessizce yaşama veda etti. Tire Halkı; çok değerli, çok duygulu, çok onurlu, çok saygılı, çok çalışkan bir insanını sonsuzluğa uğurladı. Kaybımız, şaşkınlığımız, üzüntümüz büyük. Nasıl teselli oluruz, bilmiyorum? Gerçekten bilmiyorum. Rahmetli Fahrettin Uza; iyi insan, güzel insan, kamil insan özelliklerini üzerinde taşıyan, çevresinde dürüstlüğü ve samimiyeti ile tanınan, örnek davranışları ve örnek sözleri olan, sempatik bir insandı. Onunla tanışmak, görüşmek bir zevkti. Sabır, şükür ve tefekkür içinde bulunduğu hemen anlaşılırdı. Köklü bir aileden geldiği hemen anlaşılırdı. Sorumlu olduğu işleri titizlikle yürüttüğü hemen anlaşılırdı. Arkadaşımız; nezaketiyle, pratik zekasıyla toplumda her kesimin hayranlığını, sevgisini kazandı. An gelir, çelik gibi sertleşirdi. An gelir, bulut gibi yumuşardı. An gelir, kararlı karıncaya benzerdi. An gelir, duacı kuşa benzerdi. Elbette bu saydıklarım onun iç dünyasında sıklıkla gerçekleşirdi ve çevresine en mükemmel biçimiyle yansırdı. GÜNEY RÜZGARI 48

Anlayan anlardı. Ben, arkadaşımızın dinamik yaşam tarzını takdir eder, yüzünü göremediğim günlerde özlerdim, her zaman saygıyla anardım. Yolda birbirimizi uzaktan fark ettiğimizde, heyecanlanır, hızla koşar, birbirimize sarılırdık. Çünkü aynı mahallede büyüdük. Uçurtma uçurduk, top oynadık, saman telinden araba yaptık, kireç çukuruna taşlar attık, kiremit parçasıyla resimler yaptık, kedi yavrusu besledik, köpek okşadık, at arabasının arkasında sallandık, camilerin minarelerine çıktık gizlice.... İlkokulu birlikte okuduk, derslere birlikte çalıştık. Yaptığımız yaramazlıklar nedeniyle büyüklerimizden de hep çekindik. Arkadaşımız hakkında şunları rahatça söyleyebilirim, çünkü eminim: Fahrettin kardeş, koşullarını zorlayıp kendini yetiştirmeyi başarmış bir insandı. Yaşamını zenginleştirmeyi başarmış bir insandı. Manevi alanda yükseklere tırmanmayı başarmış bir insandı. Allah ın Sevgili Kulları arasına katılmayı gönülden istemiş ve bu uğurda samimi çabalar harcamış bir insandı. Geçimini, rızkını ağır işlerden, yorucu işlerden, yani inşaat, sıva işlerinden kazanıyordu. Dünya malında gözü yoktu. Kainatın ve dünyanın asıl amacını ve çalışma düzenini, yani sistemin inceliklerini biliyordu. Çünkü dini, felsefi bütün önemli eserleri taramıştı (her insana nasip olmaz). Toplumu bezdirmiş, yıldırmış zalim, aç gözlü, yalancı insanların çevirdikleri dolaplar karşısında yumruğunu ve sopasını göstermekten çekinmezdi. Tek kişilik ordu gibiydi. Derhal müdahale ederdi. Yanlışı mutlaka susturmuş (düşünceleriyle), doğruyu mutlaka öne çıkarmış ve savunmuştur. Kibirli insanlarla asla muhatap olmazdı. Arkadaşımıza dair her şey çok temizdi. Yüreği, zihni, ufku, hayalleri çok temizdi. Romantik yanı vardı. Zarif kalemiyle güzel şi- irler yazardı. Sıcak dizeler üretirdi. Aşk şiirlerini görürdüm, beğenirdim. Ustalıkla yazdığını düşünürdüm. Arkadaşımız, kendi duygu ve bilgi kalitesi nedeniyle dost sohbetlerinde ışık yayardı. Çünkü o, ekmekle değil, saf ışıkla beslenirdi. İbadeti, edebiyatı, sanatı çok severdi. Karşılıksız iyilikleri, özellikle Kul Hakkı nı çok önemserdi. Fahrettin Uza, kendi savaşlarında, kendi fırınlarında uzun yıllar yandı, yıkıldı, kırıldı fakat yolundan dönmedi. Acılarına isyan etmedi. Ekonomik sıkıntılarına isyan etmedi. Adımlarını yavaşlatmadı. Onun bütün konuşmaları özeldi. Can alıcı noktalardan öyle güçlü girişler yapardı ki, kimsenin bir şey diyecek hali kalmazdı. Hepimizin kafaları karışık. Hepimiz şok geçirdik. Hepimiz üzüntüye boğulduk. Hepimiz sarsıldık. Şimdi bir kez daha anladık ki: Ölüm, yaşamın tek gerçeği. Günün birinde her insanın, her canlının kapısını çalıyor. Temmuz sıcağında, Temmuz ayının son gününde görkemli bir yıldız geçti gökyüzünden. Başımız sağolsun. Tire de bir güneş daha söndü böylece. Düşünmemizi, toparlanmamızı sağlayacak bir yığın acı olayın, bir yığın tatlı olayın ortasında yaşıyoruz. Kayıplarımız var, kagüney RÜZGARI 49

zançlarımız var. Eksiklerimizi hala kapatamadık, borçlarımızı hala kapatamadık. En önemlisi belki de şudur (bence): Önümüzde, sandığımız gibi uzun bir zaman dilimi yok. Doğada ömür garantisi ya da sağlık garantisi diye bir şey zaten yok. Olması mümkün değil. Düşünme ve algılama kapasitemizi son sınıra ulaştırıp, bunu daha da zorlamalıyız. Çünkü bugün bulunduğumuz noktada durgun, uyuşuk kalarak, bize verilmiş bilgilerle yetinerek gelişemeyiz. Araştırmak, okumak, incelemek zorundayız. Şunu hiç unutmamalıyız: Doğadaki acı gerçeklerin, en şiddetli baskılarla bile, dahası, tufanlarla bile ezilemeyecek kadar, bükülemeyecek kadar, kırılamayacak kadar kalın bir çizgisi var. İşte bu kalın çizgi bazı zamanlar koyu karanlığın kıyısından, bazı zamanlar eski-tozlu kitapların yıpranmış sayfalarından, bazı zamanlar göremediğimiz Ölüm Meleği nin dokunuşlarından (dolayısıyla mezarlıktan), bazı zamanlar üstün (ermiş düzeyde, tam olgun) insanların aydınlık yüreklerinden geçiyor. Her kritik bölgeden dümdüz, yakarak, acıtarak geçiyor ve ardında pek çok izler bırakıyor. İzleri çözmek, yani o izlerden bazı dersler ve ibretler çıkarmak bizlerin birinci görevi. Ünlü Şems-i Tebrizi şöyle diyor: - Kader; yolun tamamını sana vermez. Sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir, değişmez. Fakat bütün dönemeçler ve sapaklar yürüyen yolcuya aittir. Öyleyse sen; ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin. İslam bilgini ve düşünürü Muhiddin Arabi ise şöyle diyor: - İnsanın ölümü; yok olmak değil, bir çözülmedir. Ölüm; insanın manevi benliğinin Yaratıcı tarafından kendisine çekilmesidir. Çünkü her şey sonunda Allah a döner, dönecektir. Ölen insan için kaybolmak asla yoktur. Başka aleme intikal vardır. Allah kimsenin ölümüne karar vermez. Asıl yaşam sahibi ruhtur. Düşünelim: Kimler geldi, kimler geçti bu şehirden, bu ülkeden, bu dünyadan? Lütfen kendimize şöyle bir bakalım. Dün ile yarının arasında, yani geçmiş ile geleceğin arasında duruyoruz. Ne kadar zaman duracağımızı ya da bir dakika sonra neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Sahip olduğumuz şeyleri, elimizin altındaki şeyleri olduğu gibi bir anda bırakıp gidebiliriz. Çünkü seyahat bileti iptal edilemiyor. Çünkü seyahate çıkış saati değiştirilemiyor. Yaşamın farkında olmak, ölümün farkında olmak, bilinçli insan açısından, düşünen insan açısından iyi bir çaba demek. Daha çok farkında olmaksa, daha iyi bir çaba demek. Çünkü iyilikleri ve kötülükleri bu bilinç sayesinde oluşturuyoruz. Bu bilinç; üretimlerimizi, tüketimlerimizi, bağlantılarımızı, ilişkilerimizi direkt yönlendiriyor. Fahrettin Uza, lise mezunuydu ve birbirinden sevimli üç çocuk babasıydı. Arkadaşımızın mekanı cennet olsun. Yüce makamlarda huzur içinde uyusun. Allah geride kalan acılı ailesini ve hayırlı evlatlarını bundan sonra afiyet-sağlık içinde yaşatsın, bereket-bolluk içinde yaşatsın. AMİN GÜNEY RÜZGARI 50

İtalya Verbumlandi Art Festivali kapsamında düzenlenen, 5. Galateo Kenti Ulusal ve Uluslararası Edebiyat ve Şiir Yarışması nda Barış adlı şiiriyle Uluslararası Şiir birincilik ödülünü kazanan Hataylı şair Nisa Leyla, Kadının kendini ifade edebileceği çok önemli bir alan edebiyat. Kadın bence, bulaşık köpüğünden şiirler yazmalı. Şiir yazmak, Ben şiir yazmazsam ölürüm diyen Nietzsche gibidir. Ben yazmasam ölürüm demek, beyin açlığından kaynaklanır. Şiir aynı zamanda özgürlüktür. Bulaşık Köpüğünden şiirler yazmak... T ürkiye Yazarlar Sendikası ile Hatay tabip Odası nın ortaklaşa düzenlediği Şiire Yolculuk etkinliğinde şiirin kadının özgürlüğündeki etkisi de konuşuldu. TYS Hatay Temsilcisi Mehmet Karasu nun şairleri tanıtmasının ardından söz alan Hataylı şair Nisa Leyla, kadınların kendini ifade etmesinde edebiyatın çok önemli bir alan olduğunu ifade ederek, Kadın sorunlarını yazabilir, Çünkü kadın düşlerini, düşüncelerini gizlemek zorunda bırakılmıştır. Kadın, yaşamın tüm alanlarında güçlü olmak istiyorsa, özgürlüğüne kavuşmalıdır. Kadın, erkek kadar aşkı, doğayı, duyguyu tarif edebilecek güçtedir. Özellikle belirtmek isterim ki; insanın maddi açlığı beynin açlığıdır. Geçmişteki şairlerden esinlenerek bir tuğla eklemek elbette çok önemli. Ancak insanı sarsan en büyük olgu, o tuğlayı ekleyebilmektir. Tv karşısında bir şeyler yazdım demek, şairlik değildir. Şair hayatın şaşkınlığını her gün yaşayandır. Tanrı ile konuşan ve yeni boyutlar arayandır ifadesini kullandı. Kadın-Erkek arasındaki akışkanlığın edebiyatı zenginleştireceğini savunan Leyla, kadını sabuna benzeterek. Kadın bulaşık köpüğünden şiirler yazmalı. Ancak şiirin önüne geçmemelidir. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, köpüklü kişiler ve eserler mutlaka bir gün kaybolacak. Ancak sabun kalıpları kalıcı kalacaktır. Bu nedenle biz sırtımızı zamana yaslamalıyız dedi. Şair Edip Yeşil de edebiyat dünyasına yeni isimlerin katılamamasını kitle iletişim araçlarından kaynaklandığını söyledi ve anlatıcıları anımsattı. GÜNEY RÜZGARI 51

HALK EVLERİ Yahya AKSOY / Emekli Genel Müdür 1 9 Şubat 1932'de eğitim ve kültür merkezi olan Halk Evleri nin açılması, Atatürk ün halkçılık anlayışı, vatanı ülkesi ve milletiyle bölünmez bütün kabul eden görüşten kaynaklanır. Halkevlerinde Usta Öğretici olarak görev yapan Aşık Veysel bir şiirinde, bu gerçeği şöyle anlatır: Sarsılmaz Halkevi sağlam temeli,/ Işık tutar halka yorulmaz eli,/ Halka hizmet kuruluşu emeli,/atatürk sesi var Halkevleri nde. sızlık yolunda eşsiz başarılar sağlamıştır. Bütün millet bireylerini ayrılık gözetmeksizin memleketin öz evladı sayan, onların temel hak ve özgürlüklerini güven altına almak için tüm yasal işlemleri gerçekleştiren Atatürk, çağdaş bir toplum yaratmak için halkın eğitim ve öğretimine öncelik ve önem vermiştir. En büyük başarılarından birisi olan Harf Devrimi ni 1 Kasım 1928'de gerçekleştirmiş, 24 Kasım 1928'de Millet Mektebi Teşkilatı Talimnamesi nin 4. Maddesi nde yer aldığı şekilde, Bu teşkilatın Reis-i Umumiliğini ve Millet Mektebi nin Baş Muallimliğini Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal hazretleri kabul buyurmuşlardır. Cumhur Başkanı ve Baş Öğretmen olarak bütün yurtta okuma-yazma seferberliği başlatan Gazi Mustafa Kemal, Okuma yazmayı her yurttaşa, kadına, erkeğe, hammala, sandalcıya öğretiniz. Bunu yurtseverlik ödevi biliniz buyruğunu vermiştir. M. Kemal Atatürk ün Millet mektepleri baş öğretmenliği ni kabul ettiği tarihi esas alan MEB, 24 Kasım 1981 yılından itibaren Öğretmeler Günü olarak bu tarihi belirlemiştir. Türk Milletinin asaletinden doğan ve benim vücudumu dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı; işte ben bu milli kuvvete, bu Türk Milleti ne güvenerek işe başladım diyerek ilham kaynağı olarak Türk Milleti nin vicdanını gören Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizme, sömürgeciliğe ve çağdışı olan her şeye karşı açtığı savaşlarda özgürlük ve bağım- Halkı okur-yazar hale getirmek ve toplumsal kalkınmayı sağlamak için Cumhuriyet öncesinde yapılan sınırlı çabalarla halkın cehaleti önlenemediği için, Cumhuriyetin ilanı ile başlatılan devrimlerle milletimizin topyekün okuyup yazmak için gösterdiği şevk ve aşka bilfiil hizmet ve yardım etmek hedeflenmiştir. O tarihlerde ülkemizi gezen yabancı gazeteciler, Türkiye nin dört bir yanı okul haline getirilmiş bulunmakta diye haber yapmışlardır. Okulların yanında, tarih, dil ve kültür alanında 12 Nisan 1931'de Türk Tarih Kurumu, 12 Temmuz 1932'de Türk Dil Kurumu ve 19 Şubat 1932'de zengin halk kültürümüzün uygulanacağı, buluşacağı ve geliştirileceği bir kurum olarak olarak Halkevleri nin ilki Ankara da açıldı. 24 Haziran GÜNEY RÜZGARI 52

1932'de Halkevleri sayısı 20'ye ulaştı. Giderek tüm illerde ve ilçelerde açılan halk evleri sayısı 1946'da 455'e ulaştı. Halkevleri binaları, her türlü kültür ve sanat çalışmasını çatısı altında heyecanla, sevgiyle ve umutla buluşturdu. Köylerde, halkevi çalışmalarını içine alacak Halk Odaları kuruldu. 1946'da bu odaların sayısı 4066'ya ulaştı. 14 Aralık 1953'de çıkarılan bir kanunla kapatıldılar. Ankara Halkevi tarafından yayınlanan Ülkü ve İstanbul Eminönü Halkevi tarafından yayınlanan Yenitürk ve İzmir Halkevi nce yayınlanan Fikirler dergi- leri yurt çapında okuyucuya sahip bulunmakta ve aranmaktaydı. 1935'de fazla dergi ve benzeri yayınları ile yöresel ve ulusal kültür değerlerimizi belgeleyen, tanıtan ve kalıcı hale getiren Halkevleri ne yazık ki siyasi kaygılarla 14 Aralık 1953 tarihli bir yasa ile kapatıldı ve bütün mallarına el konul-du. Yıllar içinde yok edilen bu zengin bilgi ve kültür kaynak-ları ulusal kültürümüz için büyük bir kayıp olarak tarihe geçti. Daha sonraki yıllarda açılan Halkevleri büyük özverilerle ayakta kalmaya çalışmaktalar. Çeşitli alanlarda çalışmak üzere kurulan Kol lar hizmetlerini organize bir şekilde halk ulaştırmakta idiler. Halk ozanlar-âşık, halk şairi, halk sanatları, halk tiyatrosu, halk müziği, tarım, sağlık gibi pek çok alanda ülkemize hizmet verenlerin yetiştiği birer eğitim ve kültür kuruluşu olan Halkevleri nin yersiz, haksız ve gereksiz olarak sekteye uğratılması halkımız ve ulusal kültürümüz için büyük bir kayıp olmuştur. Büyük atılımlar, küçük düşüncelerin kurbanı olmamalıdır. RENKLERİN COŞKULU DANSI R essam Şahnaz Yılmaz geleneksel 9. yıl sonu Renklerin Coşkulu Dansı karma resim sergisi, kendileri küçük marifetleri büyük küçük kursiyerler tarafından açıldı. Misbah Sanat Galerisi nde açılan sergide, Meline Bal, Ceylan Öcel, Simge Cengiz, Onur Recepoğlu, Ada Altay, Helin Kablan, Arif Karaoğlan, Defne Özkaya, Ali Mansuroğlu, Yasmin Büyükaşık, Barış Açık, Zeynep Karaoğlan, Arvin Özdemir, Süleyman Karaoğlan, Doğa Horoz, Stefan Bolat ve Defnesu Kavak ın çalışmalarına yer verildi. Velilerin izlediği sergi duygulu anlar yaşattı. GÜNEY RÜZGARI 53

Defne de Öğretmenlere Vefa Gecesi D efne Belediyesi, Harbiye Lisesi 1970-80 ve 90 Mezunları Buluşması nda dönemin öğretmenleri ve öğrencileri duygu yüklü anlar yaşadı. Defne Belediyesi nin düzenlediği Harbiye Lisesi Mezunlar Buluşması, halkın yoğun katılımı ile gerçekleşti. Yeni adı ile Selim-Tevfik Eskiocak Anadolu Lisesi bahçesinde gerçekleşen etkinliğe; CHP Defne İlçe Başkanı Mehmet Gönenç, ATSO Meclis Başkanı Selahattin Eskiocak, Hayırsever Tevfik Eskiocak, emekli öğretmenler ile çok sayıda vatandaş katıldı. Alkışlarla sahneye davet edilen Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, asıl alkışları, bu tür birleştirici etkinliklere katkı veren ve katılan Defnelilerin hak ettiğini ifade ederek, halktan kendilerini alkışlamalarını istedi. Harbiye Ortaokulu dönemini hatırlatan Yaman, Bu tür etkinliklerle hem değerlerimizin, hem de büyüteceğimiz umutlarımızın farkına varıyoruz. Bu değerin güzelliğini, kalabalıkları gördüğümüz zaman, heyecanınızı duyduğumuz zaman daha iyi anlıyoruz. Bu kıymetli buluşmalar, maziyi hatırlama, umutlarımızı beraberce büyütmek ve gün geçtikçe her türlü baskıya rağmen büyüttüğümüz birlik beraberlik ruhu çok önemlidir. Koca koca insanlar da olsak şükranla ellerini öptüğümüz emekli öğretmenlerimizin gözlerindeki yaşa tanık olmak paha biçilemez bir duygu dedi. Sanatçı Nurettin Rençber in sahne aldığı etkinlikte, kurucu öğretmenlerden Fevzi Güzel, Nurettin Duman, Hamza Topal, Mehmet Karasu, Vahit Sunar ve Mehmet Yeşildağ a günün anısına plaket verildi. Hayatta olmayan İhsan Tuhanioğlu nun plaketini ise oğlu teslim aldı. GÜNEY RÜZGARI 54

Gazilerimize Şükran hizmeti H atay Valiliği, Gaziler Günü nedeniyle gazi ve aileleri onuruna yemek verdi. Gazi, gazi yakınları ve aziz şehitlerimizin değerli yakınlarının katıldığı yemek programına; Vali Vekili Nursal Çakıroğlu, 2 nci Hudut Alayı Komutanı Alb. Ahmet Gürbüz, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, Antakya Kaymakamı Eflatun Can Tortop, İl Jandarma Komutanı Alb. Uğur Ertekin, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, İl Emniyet Müdür Vekili Soner Bal, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ali Sandıkçı katıldı. Hatay İl Müftüsü Hamdi Kavillioğlu tarafından Kuran-ı Kerim tilaveti yapıldı ve ülkemizin birlik ve beraberliği için dualar edildi. Ardından Vali Vekili Nursal Çakıroğlu konuklara hitaben bir konuşma gerçekleştirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk e gazilik unvanı ve mareşallik rütbesinin verildiği tarih olan 19 Eylül ü her yıl gaziler günü olarak idrak ettiğimizi belirten Çakıroğlu, Sizler, kutsal değerlerimizi, milletimizi, vatanımızı korumak uğruna; ömür sermayesini, aziz canını hiçe sayan gazilerimiz ve yakınları olarak bizim en kıymetli misafirlerimizsiniz dedi. Tıp Öğrencilerine Önlük H atay Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi, 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1. sınıf öğrencileri için Fakülte konferans salonunda önlük giydirme töreni düzenledi. Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından törende 175 hekim adayına önlükleri MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya ve fakülte öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Törende konuşan Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Önlen, beyaz önlüğün ömür boyu sorumluluk taşıma anlamına geldiğini hatırlattı ve Önlüğünüze değer katın. Örnek bir hekim ve örnek bir insan olmak için çalışın dedi. MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya ise, ülkeye yararlı bireyler yetiştirmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadıklarını belirterek, başarı dileğinde bulundu. Daha sonra Prof. Dr. Tacettin İnandı Geçmişten Günümüze Hekimlik Mesleği konulu açılış dersini verdi. GÜNEY RÜZGARI 55

Hulusi ATAHAN İpekyolu Özbekistan-BUHARA Emekli öğretmen ve oğlu S emerkant taki üçüncü ve son akşamımızı bir ailenin yanında geçirdik. Bize yerli yemeklerini yaptılar. Evin sahibi öğretmenlikten emekli bir kadın. Kocası ölmüş. Ölen oğlunun iki kızı ile birlikte yaşıyor. İzlenimim o ki; ekonomik durumları çalıştığı dönem kadar iyi değil. Yemekte bize, bir oğlu da katıldı. Konuşmamızın ana konusu, Türklerin birlikte ve el ele yürümesi. Bu güne dek edindiğim, uzakta bir ışık var. Işığa kavuşmak da güzel. Fakat bu ışığın ne rengi ne de gücü hakkında pek bilgileri yok!.. Bu aydınlığı onlara götürerek, birlikte medeniyet dünyasında yol almamız mümkün sanıyorum. Kahvaltıdan sonra, bizi Buhara ya götürecek beyaz Chevrolet kapıda bekliyordu. Yaşlı öğretmenle oğluna veda ettikten sonra 300 kilometrelik yolumuza başladık. İlk durağımız yolun üzerindeki Raboti Malik Kervansarayı. Gösterişli kapısından içeri girdiğinizde temel kalıntılardan başka geriye birşey kalmadığını görüyoruz. Buna rağmen ihtişamlı yapı, sizleri geçmişe götürecek kadar etkili. Kervansarayın su ihtiyacını karşılayan bir sarnıç var. Bu kalıntı da bize İpekyolu üzerindeki önemli bir durağı göstermesi açısından dikkat çekici. Buhara ve çevresine, Pers istilasından sonra Sogdlar yerleşir. Arap ordusundan önce burası Manicilik, Nasturi yani Hıristiyanlığın önemli bir merkezi. 650 yılında İslam ordusu bu bölgeye hakim olur ve 771'de yapılan Talas Savaşı sonunda İslam dini yayılır. Samanilerden sonra, Karahanlılar buraya 999 ile 1141 arasında hakim olurlar. Bu devirde Buhara Altın Çağı nı yaşar. Tarlalarını, yaptıkları su kanalları ile uzaktan getirdikleri su ile sularlar. Tarımda atılım yaşanır. 1220 yılında Cengiz Han ın oğlu Çagatay, Buhara yı alır ve şehri yağma eder. Bu yetmemiş gibi Cengiz Han da ordusu ile gelip, Buhara yı tamamen yıkar. 30 bin kadar insanın kanı şehir sokaklarını kırmızıya boyar. Zamanla şehiri yeniden inşa etmeye başlarlar. Ancak 1273'de yedi gün boyunca bir kez daha yağma edilir. Bu yağmadan sonra uzun zaman kendine gelemez. Raboti Malik Kervansarayı GÜNEY RÜZGARI 56

Kanalın (Ark ın) yapım tarihi bilinmiyor. Birkaç kez yıkılıp yapıldığı da söyleniyor. Burası Emir ve avenesinin (yardımcılarının) yaşadığı bir kale. Düşman saldırılarında, yüksek rütbeli memurlar ve eşrafta buraya sığınıyor. Cengiz Han Ark ı alınca burada saklı olduğunu sandığı serveti bulmak için yıkıp kırar. Birçok bilginin yetişmesine katkıda bulunan zengin kütüphanesi de yok edilir. Bu arada Buhara da yetişen bilginler de çok önemlidir. Bunlardan İbn-i Sina ve İmam el BuBolo Camii Giriş Kapısı hari en çok tanınanlardandır. İmam el Buhari, Buhara da 810 yılında doğdu. Babası genç yaşta ölünce İmam el Buhari yi annesi yetiştirir. Küçük yaşta Arapçayı ve Kur an-ı Kerim i öğrenir. 16 yaşında annesi ve kardeşi ile birlikte Mekke ye gidip Hacı olur. Annesi ve kardeşi Buhara ya dönerler. Mekke de kalan İmam el Buhari, 10 yaşında toplamaya başladığı hadisleri toplamaya devam eder. Babasından kalan servet yaşamına yettiği için çalışmasına gerek kalmadan, hadisler üzerinde yoğunlaşır. Topladığı Bolo Camii içi, minber hadisleri bir kitapta toplar. Bu hadislerle ilgili ilk kitap olur. 869 yılında genç yaşta Semerkant a yaemir, Bolo Camisini 1712 tarihin- kın bir köyde ölür. Günümüzde gömüldüğü yer de yaptırır. Ailesi için yaptırdığı bu cami- kutsal olarak bilinir. Ziyaretçisi de eksik olmaz. yi, halka açarak, halkı ile birlikte namaz Türbenin çevresinde cami, mescit ve müze ile birlikte geniş bir bahçenin içerisinde İmam El Buhari kılar. nin türbesi de yer almaktadır. Buhara ya yakın Afşana köyünde 980 yılında gözlerini açan İbn-i Sina nın geleceğinin parlak olacağını 10 yaşına geldiğinde, Kur an ı ezberleyince anlarlar. İbni Sina 14 yaşına geldiğinde bilgi de öğretmenlerini geçmeyi başarır. 19 yaşında doktor olduğu kabullenilir. Buhara emirini bir hastalıktan kurtarır. Emir den para yerine sarayın kütüphanesinde çalışma izni ister. Böylece çalışmasını kütüphanede sürdürür. Kötü bir raslantı, kütüphanede yangın çıkar. O dönemde yangını Kanalın giriş kapısı (solda). Yandaki resimde Arkın yan duvarı GÜNEY RÜZGARI 57

İmam Buhara nın Türbesi Pi-o Kalyan Camisinin Kapısı Pi-o Kalyan Camisinin Minaresi İbn-i Sina nın çıkarttığını ileri sürüp, onu cezalandırmak isterler. Bu olay onun Buhara dan kaçarak kurtulmasına yol açar. Bundan sonraki yaşamında bir yere bağlı kalmaz. Daha rahat çalışabileceği, kitaplarını yazabileceği yerler arar. 200 kadar kitap yazmayı başarır. Bunların içinde en önemlisi El kanun fi t Tıb (Tıbbın Kanunu). Sözü edilen eserin, 17. yüzyıla dek Avrupa üniversitelerinin tıp fakültelerinde okutulur. Batı dünyasında İbn-i Sina (Avicenna) adı ile bilinir. Paris Üniversitesi ne bağlı Tıp Fa kültesi ndeki konferans salonunda İbn-i Sina nın boy portresi de asılıdır. Dünyanın fen konularında sayılı bilim insanlarından biri olan İbn-i Sina; Felsefe, Matematik, Astronomi, Fizik, Kimya üzerinde de çalışmış ve kitaplar yazmıştır. 57 yaşında hastalanan İbn-i Sina, tedavi yapılmasına izin vermez ve genç yaşta İran da Hemedan şehrinde ölür. Türbesi bu şehirdedir. Buhara da gördüğümüz bir önemli eser; Pi-o Kalyan Camisi 713 yılında yapılır. Fakat defalarca yıkılır, yangın olur ve tekrar yapılır. 1127 yılında Karakhanidlerin hanı Arslan Khan, tamamen restorasını yaptırıp, minareyi de ekler. Fakat talihsiz camii, bu kez Cengiz Han tarafından saray sanılıp hazine bulma amacıyla yıktırılır. Sadece minareye dokunmaz. Söylentilere göre; minarenin tepesini görmek için başını kaldırdığında şapkasını düşürür. Bundan ötürü minareye dokundurmaz. O zamanın zengin bir tüccarına ait saray gibi evi, müze olarak kullanılıyor. Her odasında Zengin tüccarın evi GÜNEY RÜZGARI 58

Nakşibendi Türbesi Nakşibendi Camisi nin etrafında farklı yapılar da yer alıyor. Camiye ait abdest alma yerleri de çok temiz ve bakımlı. Dünyanın birçok yerinden gelen ziyaretçilerin ilgi odağı. değişik eserler sergileniyor. Burada sergilenen eşyalar içinde görülmeye değer olanlardan arasında özellikle giysiler yer alıyor. Mutfakta ilgi çekici. O zamanda kullanılan mutfağın bir köşesinde, ekmek pişirmek için tandırı bile var. Yemek pişirilmede kullanılan kapların büyüklüğü, çok kişiye yemek pişirildiğinin de göstergesi. Gördüğümüz bir başka eser, günümüze dek devam eden Nakşibendi tarikatını başlatan Bahaud-Din Naqshband Bukhari (Bahauddin Nakşıbent Buhari) 1318'de Buhara ya 12 kilometre uzaktaki Qar-i Arifan köyünde doğar. Kaldığı şehirde o dönemin şeyhlerin öğrencisi olur. Bunların içinde Abdul Khaliq Gajadwani den sessizce zikretmeyi öğrenir. Öğrenmek ve öğretmek için Buhara dan dışarı çıkmaz. Sadece iki kez hacca gider. Elin işte, kalbin Allah la ol-malı diyen Nakşibend Buhari nin tarikatı hemen hemen dünyanın her yerine dağılmış. Sufi dünyasında en çok bili-nen bir tarikat. 1389'da doğduğu yer olan Qar-i Arıfan da ölen Nakşibent, buraya gömülür. 1544'de Khan Abdol Aziz Nakşibendi nin mezarının olduğu yerde türbeyi yaptırır. 2003'de de Özbekistan ın ilk Reisicumhuru İslam Kerimov türbeyi bugünkü yerinde yeniden yaptırır. Özbekistan dan şimdilik bu kadar. Bir başka gezi notlarında buluşmak dileğiyle... GÜNEY RÜZGARI 59

DEFNE YE SANAYİ SİTESİ D efne de Küçük Sanayi Sitesi yapımı için gerekli tüm yasal izinler alındı. Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman, Defne Küçük Sanayi Sitesi nin yapımına başlanacağının müjdesini vererek, sitenin kurulacağı yeri basına tanıttı. Toplantıya; Hatay Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği (HESOB) Başkanı A. Kadir Teksöz, Defne Kent Konseyi Başkanı Selim Harbiyeli, Antakya Mobilyacılar Odası Başkanı M. Ali Yapar, Defne Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Yılmaz Özbay ve Defne Belediye Meclis üyeleri katıldı. Defne Küçük Sanayi Sitesi nin ilçe için neden gerekli olduğunu anlatan Başkan Yaman, Bildiğiniz gibi; Defne de imalatçı ve tamirci işletmeler, yerleşim alanları içinde dağınık, plansız ve denetimsiz olarak çalışmaktadır. Bu koşullarda gösterilen faaliyetler, başta insan sağlığını tehdit etmekte; görüntü, gürültü ve çevre kirliliği gibi olumsuz sonuçların doğmasına neden olmaktadır. Yaşanan olumsuzluklar hem işletme sahiplerine hem de vatandaşlarımıza yansımaktadır. Harbiye, Çekmece, Güneysöğüt, Subaşı ve Turunçlu Mahallelerimizdeki yüzlerce işyeri, Sanayi Sitesi bulunmadığından ruhsatlandırılma sorunu ile karşı karşıya kalmış ve ilçemizin atar damarı olan bu işletmelerimiz kapanma riski taşımaktaydı. Defne nin Küçük Sanayi Sitesi ihtiyacını uzun vadede karşılayacak projemiz için titiz bir çalışma gerçekleştirdik dedi. 44 HEKTARIN 10 HEKTARI YEŞİL ALAN Defne Küçük Sanayi Sitesini Hancağız, Koçören ve Hüseyinli Mahallelerinin kesiştiği bölgede planladıklarını ifade eden Başkan Yaman, Sitemiz yaklaşık olarak 44 hektar alanı kapsıyor. Bunun yaklaşık 10 hektarı yeşil alan. Projede, yeşil alanların, zeytinliklerin hatta meyve ağaçlarının korunmasına azami çaba gösterdik ifadesini kullandı. TEKSÖZ: TECRÜBELERİMİZİ AKTARMAYA HAZIRIZ Hatay Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği Başkanı A. Kadir Teksöz, Küçük Sanayi Sitesi probleminin çözülmesinin Başkan Yaman ın başarısı olduğunu dile getirerek, Gerek yasal süreçlerde, gerekse dükkânların yapımında, her türlü aşamada HESOB olarak imkânlarımızla her zaman emrigüney RÜZGARI 60

nizdeyiz. Başından beri istişare ederek devam ettiğimiz bu projeye her türlü desteği vermeye hazırız dedi. YAPAR: İŞLETMELERİN EBATLARI YÜKSEK TUTULMALI İşyerleri yapımında metrekarelerin büyük tutulması gerektiğine işaret eden Antakya Mobilyacılar Odası Başkanı M. Ali Yapar, Zor olsa da yapılan işin hakkını vermek ve ekonomiyi canlandırmak adına işletmelerin ebatları yüksek tutulmalıdır. Çünkü ancak büyük işyerleri ile işletmelerin yaşama şansı vardır. Bu hususta hep birlikte sahip çıkılan ortak bir fikir ile ilerlenmelidir dedi. Defne Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Yılmaz Özbay da Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifinin kurulmasında yardımlarını esirgemeyen başta Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman a, bilgi ve tecrübelerini paylaşan birlik ve oda başkanlarına teşekkür etti. HATSU dan DEV YATIRIM H atay Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon idaresi Genel Müdürlüğü(HATSU), Dünyanın 5'inci, Avrupa nın 2'nci, Türkiye nin ise ilk en büyük Membranlı tesisi olan Küçükdalyan-Narlıca MBR (Membran Biyoreaktör) Teknolojili Atıksu Arıtma Tesisi nde çalışmalarını hızla sürdürüyor. Maliyeti 52 milyon 820 bin 664 TL olan dev tesisin yüzde 50 sinin tamamlandığını aktaran HATSU Genel Müdürü Mehmet Çaparali, söz konusu projeye şimdiye kadar 26 milyon 693 bin 288 TL harcandığını ve toplamda 8 bin 540 metre muhtelif çaplarda döşenecek toplayıcı ve kollektör hattının 5 bin 460 metresinin döşendiğini kaydetti. Yapı denetimi HATSU Etüt ve Plan Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen tesiste, ilk aşamada 1.kademede günde 21 bin 300 m3, 2. kademede ise toplam 32 bin 300 m3 atıksuyu arıtabilecek şekilde dizayn edildiği ifade edildi. İnşaatı devam eden tesiste incelemelerde bulunup, teknik heyetten bilgi alan Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Lütfü Savaş, temiz çevre ve sağlıklı yaşam için ileri teknolojiyi şehire getirmenin onurunu yaşadıklarını ifade ederek, Önümüzdeki yıldan itibaren Asi Nehri ni temizlemenin mutluluğunu hep birlikte yaşayacağız. Hemşehrilerime gösterdikleri sabırdan dolayı teşekkür ediyorum. Beklemelerimiz sevince, huzura ve güzel görüntüye dönüşecek dedi. GÜNEY RÜZGARI 61

Yoğun-Nafile Ailelerinin Mutlu Günü A ntakya nın tanınmış ailelerinden Yoğun-Nafile aileleri, mutlu bir günü dostlarıyla paylaştı. Grand Boğaziçi Restoran da düzenlenen muhteşem düğünle dünyaevine giren merhum Edip-Aynur Yoğun çiftinin güzel kızı Gazeteci Sema, Ayla-Sabit Nafile çiftinin yakışıklı oğlu Gümrük Memuru Servet ile hayatını birleştirdi. Mutlu beraberliğin ilk adımını dostlarıyla paylaşan genç çiftler, katılan davetlilerle gecenin geç saatlerine kadar birlikte eğlendi. Genç çiftlerin coşkulu ve mutlu bir şekilde davetlilerle ilgilenmesi de davetliler tarafından takdirle karşılandı. Udi Fikret Filazi ile piyanist şantör Semih Büyükaşık ın birbirinden güzel ezgileri eşliğinde geç saatlere kadar süren düğün töreni, takı töreni ile son buldu. GÜNEY RÜZGÂRI olarak; SemaServet çiftine ömür boyu mutluluklar diler, Yoğun-Nafile ailelerini kutlarız. GÜNEY RÜZGARI 62

Mutluluğa açılan yürekler... Geç saatlere kadar dostlarıyla mutluluklarını paylaşan genç çiftler, gözlerindeki ışıltı ve heyecanla doyasıya eğlenip mutlu günlerinin tadını çıkardılar. Hülya-Necmi Burgaç çiftinin kızı Selin ile Hatice Çavuş-Alaiddin Taş çiftinin oğlu Deniz e mutluluklar diler, Burgaç ile Taş ailelerini tebrik ederiz. H er genç erkeğin hayalini süsleyen mutnasıl bir prenses varsa, her genç kızın, prensesin hayal ettiği atlı prens de vardır... Mutluluğa giden yol böyle bir şeydir... Mutluluğa açılan yüreklere Selin ile Deniz de katıldı. Hataylı Fotoğraf Sanatçısı Necmi Burgaç ın kızı Selin, işadamı Alaiddin Taş ın oğlu Deniz le hayatını birleştirdi. Defne Gardenia Kır Bahçesinde düzenlenen düğünde, nikahı Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman kıyıp, mutluluklar diledi. Çok sayıda seçkin davetlinin katıldığı düğünde, nikah tanıklığı Aliye Geçmen ile Mehmet Çavuş yaptı. Muhteşem düğün, genç çiftlerin mutluluk dolu anlarıyla süslendi. GÜNEY RÜZGARI 63

Merve ve Haydar Celal in Mutlu günü A ntakya nın tanınmış simalarından MerveHaydar Celal Mursal oğlu çifti, coşkulu bir törenle dünyaevine girdi. Nadire-Ayhan Kit çiftinin kızı Merve, Dilek-Ali Mursaloğlu çiftinin oğlu Haydar Celal in düğünü Arsuz Mera Kır Bahçesinde gerçekleşti. Çiftin nikâhını HBB Başkanı Lütfü Savaş kıydı. Görkemli düğün törenine; eski Bakan Nihat Matkap, HBB Genel Sekreteri Mehmet Maden olmak üzere, siyaset ve ekonomi dünyasının tanınmış isimleri katıldı. Merve-Haydar Celal Mursaloğlu çiftine mutluluklar diler, Mursaloğlu ve Kit ailelerini tebrik ederiz. Dr. Tiryaki dünyaevine girdi H atay İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki, hayatını Fatma Cümert ile bir-leştirdi. Antakya Kalipso Park Butik Otel de gerçekleşen düğünde mutlulukları gözlerinden okunan Fatma-Ümit Mutlu çifti, çalınan parçalar eşliğinde dans etti. İlk dansın ardından çiftin nikahını Antakya Belediye Başkan Vekili Hüseyin Cengiz Yıldız kıydı. Çiftin nikah tanıklığını Ak Parti Hatay Milletvekili Adem Yeşildal, Hatay Valisi Erdal Ata, Ak Parti İl Başkanı Ahmet Atıç yaptı. Çiftin evlilik cüzdanlarını Hatay Valisi Erdal Ata, geline verdi. Mutluluğa ilk adımını atan çiftlerin düğün törenine protokolün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Genç çiftlere ömür boyu mutluluklar diler, CömertTiryaki ailelerini tebrik ederiz GÜNEY RÜZGARI 64

Gadir Hum Bayramı nda Toplumsal Kucaklaşma H azreti Muhammed in hicretinin 10. yılında, veda haccı dönüşünde Hazreti Ali yi taltif ettiği gün olarak bilinen Gadir Hum Bayramı Hatay da kutlandı. Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) tarafından Sümerler amfi tiyatroda 19. Uluslararası Hz. Ali, Gadir-i Hum Bayramı ve Kardeşlik Konferansı düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Kur an-ı Kerim tilaveti Şeyh Salih Geç tarafından yapıldı. Günün anlam ve önemi- ni toplumsal kucaklaşma olarak değerlendiren EHDAV Genel Başkanı Ali Yeral, Gadir Hum Bayramı ile bereketini hala yaşadığımız Kurban Bayramını kutlayarak, konuşmasını şöyle devam ettirdi: Kıymetli Ehl-i Beyt âşıkları, bugün İslam âlemi ile insanlığın en büyük ve kutsal günü olan Gadir Hum Bayramıdır. Bugün Peygamberimizin Maide Suresi 67. ayetince, Veda Haccı dönüşünde 120 bin sahabi önünde Hz. Ali ye İmametle Velayeti vermekle emredildiği ve bunu yapmazsa şayet, tüm peygamberliğinin boşa gideceğinin ikazını aldığı gündür! Bugün 360 Sünni kardeşimizin kaynağı gereğince, Hz. Muhammed in; Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Allah ım, Ali nin dostuna dost, düşmanına düşman ol! diye yakardığı gündür! Bugün Resulün, Kur an-ı Kerim le Ehl-i Beytini ümmetine emanet ettiği ve mahşerde onlardan hesaba çekeceğini buyurduğu gündür! Bugün Maide Suresi 3. ayetince, dinin kemale erdiği, nimetin tamamlandığı ve din olarak İslamın seçildiği gündür! Bugün başta Ebu Bekir le Ömer olmak üzere, tüm ashabın Ali bin Ebi Talib e Emirulmuminin olarak biat ve itaat arz ettikleri gündür! Bugün Mearic Suresi 1-3 ayetlerin- ce, Gadire karşı çıkan Haris bin Numan El-Fihri ye, kendine beddua etmesiyle ilahi azabın indiği gündür! Bugün cehennem ateşinin dindiği, cennetle rahmet kapılarının açıldığı gündür!. Daha sonra sırasıyla İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, Ehlibeyt mektebi alimi Cevat Gök, Manheim Defne Ehl-i Beyt Mültür Derneği Baş-kanı Ayhan Kuzu (Almanya), İmam Ali İslam Merkezi Başka-nı Muhammed Mucahidi (Almanya), Ehl-i Beyt Meddahı Dünya birincisi Şehruz Habibi (İran) konuşmalarını gerçekleştirdiler. Etkinliğe, CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, HBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Sait Günal, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Hatay eski Milletvekilleri Hasan Akgöl, Refik Eryılmaz ve bazı siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte ayrıca; Tadilat gerekçesiyle tahsis edilmeyen spor salonunun verilmemesi de eleştiri konusu oldu. Konferans, katılımcılara plaket sunumuyla sona erdi. GÜNEY RÜZGARI 65

Defneli Elif in Birincilik Sevinci D efne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, Antakya Satranç Kulübü nü ziyaret ederek, başarı sporcuları tebrik etti. Avrupa Okullar Arası Satranç Şampiyonası nda 9 yaş kategorisinde birinci olan Elif Zeren Yıldız ı ödüllendiren Başkan Yaman, ayrı ayrı dallarda başarı gösteren diğer öğrencileri de ödüllendirerek, başarı dileğinde bulundu. Çocukların gelişimine ciddi katkılar sunan satranç sporunu önemsediklerini ve bu spora desteklerinin devam edeceğini belirten Yaman, Göreve geldiğimizden beri spor, kültür ve sanat alanındaki çalışmaları destekledik, desteklemeye de devam ediyoruz. Sağlıklı, kültürlü ve bilinçli nesiller yetiştirmek bizim temel görevimizdir. Bu görevi üstlenmekten mutluyuz dedi. Başkan Yaman ın ziyaretinden mutlu olduğunu belirten Kulüp Başkanı Kemal Nurlu, Defne Belediyesinin desteklerden ötürü minnettar olduklarını belirtti. SPOR ADAMLARINDAN ORTAK İRADE 2 017-2018 Futbol sezonunun başlaması nedeniyle, Hatay bölgesinde bulunan spor adamları, Hatay Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) binasında bir araya geldi. Spor adamları, yaşanan ve yaşanabilecek sorunlar hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulunarak, sorunların çözümünde ortak iradenin önemi üzerinde durdular. Toplantıya; ASKF Genel Başkanı Mehmet Öztürk, Futbol İl Temsilcisi Müfit Tatlı, İl Hakem Kurulu Başkanı Ali Atasever, Saha Komiserleri Derneği Başkanı Haluk Görün, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Hatay Temsilcisi Mehmet Ali Solak ile İskenderun Temsilcisi Yaşar Güllü, Saha Komiserleri Başkan Yardımcısı Şerafettin Okurlar ile saha komiserleri katıldı. Sorunların, kuralların yeterince uygulanmamasına bağlayan spor adamları, Sorunlarımızı birlikte çözme irademiz sorunsuz bir sezonun habercisidir. Birbirimizi sürekli bilgilendirir ve diyaloğumuzu sürdürürsek, sorunlarımızı asgariye indirebiliriz dediler. İlk kez yapılmasına rağmen toplantının verimli geçtiğini belirten ev sahibi Saha Komiserleri Derneği Başkanı Haluk Görün, katılımcılara teşekkür ederek, yeni sezonda futbola güzellikler katmak amacıyla yükselokul mezunu 5 bayan'ın saha komiseri olarak görev yapacağını da sözlerine ekledi. GÜNEY RÜZGARI 66

Sorumluluk Palut ta... Hatayspor amacına ulaşacak T ürkiye 2. Lig kırmızı grupta yer alan Hatayspor Teknik Direktörü İlhan Palut, altyapıdan bugünlere gelmenin çok kolay olmadığını hatırlatarak, her türlü sorumluluğun kendisinde olduğunu, başarıya da sahada kanıtlayacaklarının sözünü verdi. Hatayspor un aldığı mağlubiyetle ilgili bahanelerin arkasına sığınmanın hiçbir anlamı olmadığını ifade eden Palut, Keçiören maçında gerekli tedbirleri alamadık için ibre aleyhimize döndü. Ancak bu yolun sonu değil. Başarısız olmamıza sevinenler, çok sevinmesinler. Hatayspor eninde sonunda amacına ulaşacak diyerek, takımın şampiyonluk için mücadele ettiğini söyledi. HATAY IN TAKIMIYIZ Sezon başında alınan mağlubiyeti yol kazası olarak değerlendiren Hatayspor Basın Sözcüsü Sabit Karadeniz, istikrarlı bir Hatay takımı olarak mücadele etmeye devam ettiklerini söyledi. Hatayspor u il takımı yapmanın çabasını gösterdiklerini ifade eden Karadeniz, forma renginde yapılan değişişiklik ile ilgili sorulara Hatayspor un forma rengi değişmedi, değişmeyecek te. Dikkat ederseniz, zaman zaman Türkiye nin önde kulüplerinin formalarında da değişiklik oluyor. Bu onların forma rengini değiştirdiği anlamını taşımaz diye konuştu. Hatayspor un forma çizgisine turuncu, mavi ve yeşilin de eklenebileceğini hatırlatan Karadeniz, Rengimiz değişmiyor ama Hatay ı temsil eden renkleri formamızın çizgisine ilave edebiliriz. Çünkü biz tüm Hatay ın takımıyız. Hatayspor un tüm şehri kucaklamasını ve sahiplenmesini istiyoruz. Lütfen böyle takıntılar yapmayalım. Hatayspor un şu dönemde eleştiriye değil, desteğe ihtiyacı var dedi. TEK DESTEK BÜYÜKŞEHİR Hatayspor un forma reklamı için arayış içerisinde olduğunu, bununla ilgili teklifler de aldığını belirten Hatayspor Basın Sözcüsü Karadeniz, Takımımız iyi yolda. Geçmişte varolan maddi sorunlar büyük ölçüde çözüldü. Şu anda takımı tek başına, Hatay Büyükşehir Belediyesi üstlenmiş vaziyette. Önemli olan tüm kesimlerin takıma sahip çıkmasıdır dedi. GÜNEY RÜZGARI 67

DAMAK TADI Kremalı Tavuklu Börek Nurhan SAĞLAR Malzemeler * 6 adet yufka * 1 adet yumurta * 1 çay bardağı süt * 1 çay bardağı sıvıyağ Krema İçin * 25 gr. margarin * 1 adet yumurta * 4 çay bardağı süt * 1/2 çay bardağı un * 1 çay bardağı iri rendelenmiş kaşar peyniri * 1 çay bardağı iri rendelenmiş hellim peyniri Yapılışı: Bir kâsede süt, sıvıyağ ve yumurtayı mikserle çırparak bir sos hazırlayın. Bir yufkayı düz bir zemine serin. Sosu fırça ile yufkanın her tarafına iyice sürün. İkinci yufkayı üzerine serip, aynı işlemi tekrarlayın. Hazırladığınız iki katlı yufkayı 12 eşit üçgen parçaya bölün. Her üçgen parçanın geniş tarafına iç malzemeden bir miktar koyun. İki kenarı hafifçe içe doğru katlayın. Döndürüp katlı rulo şeklinde (dikdörtgen) sarın. Ucunu suyla hafifçe ıslatıp kapatın. Diğer yufkalara da aynı işlemi uygulayın. Börekleri yağlanmış fırın tepsisine dizin. Üzerine çırpılmış yumurta sarısı ve sos karışımı sürüp ve çörekotu serpin. Önceden ısıtılmış orta ısılı fırında altı ve üstü kızarana kadar pişirin. Sıcak veya ılık olarak servis yapın. Kremanın Yapılışı: Margarini bir tencereye alıp eritin. Un ve yumurtayı ekleiçi İçin yip, çok az süt ile ezerek topaksız bir kıvama getirin. * 400 gr tavuk göğsü Sütün tamamını da ilave edip orta ateşte ve sürekli karıştı* 1/4 çay bardağı sıvıyağ rarak üzeri göz göz olana dek pişirin. Ateşten alıp ılıtın. * 2 adet orta boy kuru soğan Daha sonra içine hellim peyniri rendesi ve kaşar peyniri * 3 diş iri sarımsak rendesi ilave ederek karıştırın. * 1 çay kaşığı karabiber * 1 çay kaşığı tuz Üzeri İçin * 1 çorba kaşığı sos * 1 adet yumurta sarısı * Çörekotu İçinin Yapılışı: Tavuğu tuzlu suda haşlayıp ince ince didikleyin. Sarımsakları soyup ezin. Soğanları soyup yemeklik ince ince doğrayın. Sıvıyağını bir tencerede kızdırıp soğanı ve sarımsağı ekleyin. Orta ısılı ateşte sürekli karıştırarak kavurun. Soğan pembeleştiğinde içine tavuğu, tuz ve karabiberi ekleyip karıştırın. Ocaktan alıp soğumaya bırakın. Daha sonra içine kremayı ilave ederek iyice karıştırın. GÜNEY RÜZGARI 68

Kremşantili İncir Topları Yapılışı: Kuru incirlerin saplarını kesip iyice yıkayın. İncir- Malzemeler * 20 adet kuru incir * 3 su bardağı su * 1 su bardağı şeker * 1 çorba kaşığı limon suyu İçi İçin * 2 su bardağı iri doğranmış ceviz Kremşanti İçin * 2 poşet toz kremşanti * 1 su bardağı soğuk süt Üzeri İçin * Hindistancevizi leri bir tencereye dizip üzerlerine suyu ilave edin. Kısık ateşte ağzı kapalı olarak yumuşayıncaya dek haşlayın. İncirler yumuşayıp hafif suyunu çekince şekeri, çok az suyla eritip, kaynamakta olan incirlerin üzerine limon suyunu ile birlikte ilave edin. İncirler yumuşayıp da şurup koyulaşıncaya kadar ezmeden pişirin. İncirler pişince ocaktan alın ve süzgece boşaltıp soğumaya bırakın. Süzülüp soğuyan incirlerin üst delik kısımlarından işaret parmağınızı geçirerek, incirlerin için genişletin. İçlerine iri doğranmış cevizlerden aldığı kadar doldurun. Daha sonra çubuk veya bir çöp şişi incire batırarak, içini doldurduğunuz incirleri kremşantiyi her yerini kaplayacak şekilde bulayın. Daha sonra hindistancevizine bulayıp servis tabağına dizin. Kremşantili incir toplarını buzdolabına koyup servis sunumuna dek bekletin. Kremşantinin Yapılışı: Toz kremşantiyi dar ve derin bir kaba alın. Sütü azar azar ve alabildiği kadar ekleyip mikserle katılaşıncaya dek çırpın. Not: İncir toplarını farklı bir şekilde de hazırlayabilirsiniz. İncir toplarını hazırlayıp servis tabağına dizin. İncirlerin üzerine muz dilimlerini dizin, muzların üzerine önce tahin sonra balı gezdirerek dökün. En son üzerlerine kıyılmış ceviz veya fıstık serperek servis yapın. Kakaolu İrmik Tatlısı Malzemeler * 5 su bardağı süt * 1 su bardağı su * 1 su bardağı irmik * 1/5 su bardağı şeker * 50 gr kakao * 2 paket vanilya Kremşanti İçin * 1 poşet toz kremşanti * 1 rakı bardağı soğuk süt Üzeri İçin * Vişne veya çilek taneleri Yapılışı: Bir tencereye irmik, şeker, kakao ve vanilyayı koyup az süt ile ezerek, topaksız bir kıvama getirin. Sütün tamamını ve suyu ilave edip, orta ateşte ve sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Ocaktan alıp, ıslattığınız çok küçük boy kâselere eşit şekilde dökün. İrmik tatlısını önce oda sıcaklığında soğutup, sonra buzdolabında en az yarım gün bekletip soğutun. Daha sonra soğuyan irmik tatlılarını büyük servis tabağına ters çevirerek dizin. Her bir irmik tatlısının ortasına kremşanti ile kalın bir halka yapın. O halkanın ortasına da birer vişne tanesi koyun. Aynı zenci göğsü gibi oluyor. Tatlıyı buzdolabına koyup, servis sunumuna dek bekletin. Kremşantinin Yapılışı: Dar ve derin bir kapta toz kremşanti ve sütü mikserle katılaşıncaya kadar çırpın. Çırptığınız kremşantiyi buzdolabına koyup bir süre bekletin. NOT: 1- Dilerseniz vişne ve çilek yerine farklı bir meyve veya reçel tanelerikullanabilirsiniz. 2- İrmik tatlısını bir kalıba koyup ikinci gün ters çevirip, arzuya göre süsleyip dilimleyerek servis yapabilirsiniz. GÜNEY RÜZGARI 69

A L M A N A K (Hatay da Gelişen Olaylar) -geçen sayıdan devam1 Temmuz 2017 ATSO nun hizmet binası inşaatı yıkıldı. Altınözü ndeki kazada Ahmet Korkmaz (17) hayatını kaybetti. Hizmet İş Sendikası, hayatını kaybeden Belediye İşçisi Mehmet Duran ın ailesine 30 bin lira para yardımında bulundu. Reyhanlı da asılsız bomba ihbarı panik yarattı. HBB, Samandağ a bağlı Çanakoluk ve Mızraklı Mahallelerinde yol çalışması başlattı. Hataylı ressam Yusuf Altunay, 12 yıl aradan sonra ikinci kez Paris te sergi açtı. HBB, İskenderun daki üç aşamalı battı çıktı projesi için sabır istedi. Antakya da S.Ç. adlı kadın ile Halk Otobüsü şoförü arasındaki tartışması tepki topladı. PTT personeli, hayatlarını kaybeden mesai arkadaşlarının ruhu için mevlid-i şerif okuttu. 3 Temmuz 2017 Her yıl 29 Haziran da kutlanan Aziz Petrus ve Pavlus Bayramı etkinlikleri kapsamında Batıayaz Ermeni Kilisesi nde Sezgin Suna yönetiminde Barış Ritüeli gerçekleştirildi. Adana Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş, İskenderun İlçe Kaymakamı Recep Soytürk ü ziyaret etti. Süper Amatör Ligi takımlarından İskenderun Belediyespor un orta saha oyuncusu Oğulcan Çolak a (18) Adana Demirspor dan davet geldi. Aylin Horuz yönetimindeki Aylin Bale Dans Müzik ve Spor Merkezi gösteri sundu. Antakya da SİROMA Projesi kapsamında Romanlar Festivali düzenlendi. İşadamı Ziyadin Kupik ile Kırıkhan Belediyesi arasındaki arsa işleminde anlaşma sağladı. HATSU, İskenderun Nuri Üysen Ortatokulu nun altyapı bağlantı çalışmalarını tamamladı. Yayladağı kırsalına 2 top mermisi düştü. Hassa da 14 yıllık imam Mehmet Kılınç, görevinin dışında ahşap oyma sanatıyla ilgileniyor. Hassa Gökhan Hudut Karakoluna Suriye nin Afrin bölgesinden taciz ateşi yapıldı. HGC Başkanı Ahmet Yetişen in kızı Mimar Tuğçe Yetişen mezun oldu. 4. Dönem Hatay İl Genel Meclis Üyesi Mehmet Öztürk, Sinanlı kavşağına battı çıktı ya da üst geçit yapılmasını önerdi. Dünyanın ilk mağara kilisesi olan Sen Piyer Kilisesi nin bakımsızlığı eleştiri konusu oldu. Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, adaletin hayati önem taşıdığını açıkladı. Kırıkhan da 4 çocuk babası M.Y. (42), içki içtiği gerekçesiyle eşi Songül Y. yi öldürdü. Avukat Duygu Atay cüppe giydi. Görme engelli Deniz Orak, ilk resitalin ardından Rusya ve İspanya dan davet aldı. Eğitim İş Sen, Sivas katliamını lanetledi. Hatay İcra Dairesi Müdürü İbiş Sert ve müdür yardımcıları, Hatay Barosunu ziyaret etti. Hatay Milletvekili Serkan Topal, Sivas katliamının utançla hatırlanacağını açıkladı. Antakya Kadın Dayanışması, kadına yönelik şiddeti bir kez daha eleştirdi. 4 Temmuz 2017 Antakya Şirince Mahallesinde madde bağımlısı A.S., terör estirip panik yarattı. Belen de olay çıkaran 4 Suriyeli, kampa alındı. TBMM İdare Amiri Orhan Karasayar, Kuveytli heyeti ağırladı. Samandağ Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Enver Paşa, Filiz Kurtuluş la evlendi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay Şube Başkanı Abdullah Öğünç, Hassa leçeliklerinin tabiat harikası olduğunu açıkladı. Hatay İHH Acil Yardım ve Adama Kurtarma Timi, Dörtyol da 3524 metreye tırmandı. Antalyaspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, Antakyalı antrenör Ayhan Tenbeloğlu ile Melike Kahraman ın nikah tanıklığını yaptı. Antakya AL Müdür Yardımcısı Nevin Korkmaz kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Dörtyol daki kazada Ramazan Başol öldü. GÜNEY RÜZGARI 70

Hassa da Suriye uyruklu 2 PKK üyesi yakalandı. Antakya Tahtaköprü mesire alanı hizmete girdi. Sağlık Sen Hatay Şube Başkanı Feleytun Gönç, becayişle ilgili uygulamayı eleştirdi. Samandağ Belediyesi, 7,5 dönüm alan üzerine düzenlediği modern semt pazarını hizmete açtı. MKÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sedat Cereci, Birin Aşı adını verdiği Hrise nin konu edildiği filmin çekimlerine başladı. Ramazan Bayramı nedeniyle Suriye ye gidenler Türkiye ye dönmeye başladı. Sedat Kirmit ile Özcan Hocaoğlu nun sahipliğini yaptığı Arsuz Reyda Butik Otel hizmete girdi. İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, amacının halka hizmet olduğunu bir kez daha yineledi. Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, 15 Temmuz Şehitlik Anıtı yaptırdıklarını açıkladı. Dörtyol da Kıyıdan Balık Avı Yarışması düzenlendi. Payas ta Girişimcilik kursuna 30 kişi katıldı. Altınözü Belediye Başkanı Rıfat Sarı, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci ye teşekkür etti. Tarihçi Sinan Meydan, Sözcü Gazetesi ndeki köşesinde Hatay ı ele aldı. 5 Temmuz 2017 Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, kentsel dönüşümün Antakya nın yüz akı olacağını söyledi. Kırıkhan da 56 kaçak yakalandı. HBB Halk Oyunları ekibi Tatvan festivaline katıldı. HBB, 13 branşta yaz kursları açtı. Defne Belediyesi 480 kursiyere yüzme öğretiyor. Saadet Partisi Kumlu İlçe Başkanı Celil İnal ın kayınvalidesi Emine Güler vefat etti, başsağlığı dileriz. CHP Hatay heyeti adalet yürüyüşüne katıldı. Antakya Belediye Meclisi üyesi, Eczacı İlker Kızılkan ın annesi Fatma Kızılkan vefat etti. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ceyhan Menzelet Kılavuzlu Projesi, 4'üncü ihalenin yapıldığını açıkladı. Hatay Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği personeline diyabet eğitimi verdi. Reyhanlı Pınarbaşı Gölü ndeki temizlik çalışmasında, onlarca araba tekeri çıkarıldı. Pradigma Tiyatrosu Çocuk Topluluğu, Büyümüş de Küçülmüş adlı oyunu Antakya da sahneledi. Belen Belediye Başkanı Adnan Vurucu, Belen ve İncir konulu şiir yarışması düzenlediklerini açıkladı. CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, başlatılan adalet arayışının desteklenmesi gerektiğini söyledi. Hatayspor kalecilerinden Ömer Alıcı, Denizlili Özlem Esenkut la evlendi, kutlarız. 6 Temmuz 2017 DEAŞ üyesi 5 canlı bombanın Altınözü sınırında bulunmasının ardından Yayladağı Güveççi sınırında Suriye uyruklu K. A da canlı bomba düzeneği çıktı. CHP İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, adalet yürüyüşünde üzerinde adalet yazılı künefe ikram etti. Halk TV Programcısı Hataylı Fatih Ertürk bir operasyon geçirdi, acil şifalar dileriz. HBB, Arsuz Gökmeydan Mahallesini asfaltladı. Hatay Valisi Erdal Ata, İskenderun da fabrikaları ziyaret etti. BM, Suriyelilere 19 yardım TIR ı gönderdi. Hatay da FETÖ soruşturmasında 19 kişi tutuklandı. HATSU, Çekmece bağlantı çalışmalarına başladı. Dörtyol Kaymakamı Murat Bulacak göreve başladı. HBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı, deniz ve sahillerden 509 ton atık çıkardığını açıkladı. BASK, 15 Temmuz darbe girişimini lanetledi. MKÜ Mühendislik Fakültesi kurulması onaylandı. Suriye nin Laskiye sınırında orman yangını çıktı. HBB Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME) nin 25'inci genel toplantısı yapıldı. Genel Sekreter Mehmet Maden başkanlığındaki toplantıda, Samandağ yeraltı otopark ve park düzenlemesi ele alındı. İŞ-KUR İl Müdürü Ziya Yüksel, 6 ayda 11 bin kişiye istihdam sağlandığını açıkladı. İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil i ziyaret eden yabancı öğretmenler, kente hayran kaldı. Amatör spor kulüpleri temsilcileri, Antakya ve Defne de spor alanları sorununu konuştu. Hatay da son bir hafta içerisinde 13 bin 277 araç kontrol edildi. 2490 araç sürücüsüne ceza yazıldı. 7 Temmuz 2017 Hassa da arazide tuzaklanmış patlayıcı bulundu. Hatay da canlı bomba eylemi hazırlığında oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 8 DEAŞ üyesi adliyeye çıkarıldı. Yayladağı nda 138 yabancı uyruklu yakalandı. Mazman Medya sahibi Nihat Mazmanoğlu nun kayınbabası emekli Astsubay Kd. Başçavuş. Mümin Deniz son yolculuğunda uğurlandı, başsağlığı dileriz. Hatay da çekimleri devam eden Deli Gönül dizisinin, Hatay ı bir terör şehri olarak göstermesi tepkilere yol açtı. HGC binasının restorasyon çalışması başladı. Kırıkhan daki Hatay Dağ Ceylanları Üretim İstasyonunda, merkezin ilk yavrusu hayata merhaba dedi. Antakya nın en büyük spor salonu Güzelburç Mahallesi KAVŞİT bölgesine yapılacak. GÜNEY RÜZGARI 71

Kırıkhan da 12 kaçak yakalandı. Kırıkhan 11. Geleneksel Kavun Festivaline katılan 17 üretici kavunun tadı ve aroması için yarıştı. Samandağ Cemevi nin konuğu olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, zalimden değil, mazlumdan yana olduklarını açıkladı. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Kırıkhan ın düşman işgalinden kurtuluşunun 79'uncu yıldönümünde tarihi bir zafere imza atıldığını açıkladı. Hatay Valisi Erdal Ata, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz i kabul etti. TBMM Dilekçe Komisyonu üyeleri, Hatay da incelemelerde bulundu. HBB Gönüllüleri Çalışma Grubu, İtfaiye Daire Başkanı Nesip Fırıncıoğulları ile Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha yı ziyaret etti. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, İdlip in Atme kasabasında sargı bezi fabrikası açtı. Tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarla tanınan MKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alpaslan Kaya, İspanya da Uçucu yağların kollajen hidrolizat ile mikrokapsüllenmesi ni anlattı. Eski HSYK Üyesi Hataylı Mehmet Durgun, Yargıtay üyeliğine atandı, kutlarız. Hatay da 22 Suriyeli Türk vatandaşlığına alındı. Antakyalı üç çocuk annesi Zeynep Öztürk, Afrika ya giden kocasının bulunmasını istiyor. Hatay MKÜ deki hurdalık alanlar Hobi Bahçesine dönüştürüldü. Defne Belediyesi Hatay Halk Dansları Topluluğu, 46 ülkenin katıldığı Macaristan daki festivale katıldı. Kunduracı Talat Usta (A. Kerim Eroğlu) vefat etti. Samandağ Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Sesli, Hatay Barosunu ziyaret etti. CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, yürüyüşe gölge düşürülemeyeceğini söyledi. Defne Rotary Kulübü Dönem Başkanlığına Eczacı Okşan Halefoğlu, Defne Rotaract Kulübü Başkanlığına da Saadet Güçlü getirildi. Hatay da yakalanan 150 kaçak sınır dışı edildi. 8 Temmuz 2017 Hatay da son altı ayda 14.183 bebek doğdu. Abdulselam Yiğit in eşi Naime Yiğit vefat etti. ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, seçilmiş ile atanmışların değerlerimize sahip çıkmasını önerdi. Yayladağı, 15 gün süreyle güvenlik bölgesi ilan edildi. Hatay Valisi Erdal Ata, İskenderun da fabrika ziyaretinde bulundu. Kırıkhan da Off-Road yarışmaları düzenlendi. HBB Başkanı Lütfü Savaş, balıklı ve temiz suylu Asi Nehri için 2018 yılı yazını işaret etti. Gazeteci Mehmet Karağan ın amcası Ali Karağan Yayladağı nda toprağa verildi, başsağlığı dileriz. Büşra Kimyeci, Mehmet Ali İsaoğulları ile evlendi. Antakya-Gökçegöz sakinleri, Katı Atık Bertaraf Tesisine tepki gösterdi. HBB Başkanı Lütfü Savaş, çekimleri Hatay da devam eden Vallahi Hortladı filminin oyuncularıyla yemekte buyuştu. İş ve Meslek Kadınları Dernek Başkanı Nilay Atayurt ve yönetim kurulu, Hatay valisini ziyaret etti. Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Nilüfer Sezgin, Antalya Demre Müze Müdürlüğüne atandı. Zenginler Atölyesi yapacakları çalışmaları kamuoyuna duyurdu. SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Sedat Uslu, ekonomik kayıpların karşılanmasını önerdi. Türk Askerinin Kırıkhan a girişinin 79. yıldönümü etkinliklerle kutlandı. TCDD 6. Bölge Müdürü Oğuz Saygılı, Arsuz da 106 dönüm alanın halka açılması için Arsuz Belediyesi ile protokol imzaladı. Hatay da trüf mantarı tespit edildi. 10 Temmuz 2017 İHH, son 6 ayda Suriye de 200 milyon ekmek dağıttı. ATSO nun ev sahipliğinde düzenlenen Hatay Ekonomi Gelişme programında konuşan HBB Başkanı Lütfü Savaş, halka hizmet etme hedefini yineledi. İskenderun Pac Meydanında 4 aşamalı battı çıktı projesi için fore kazık çalışması başladı. Samandağ Belediye Başkan Vekili İlmittin Dağ, çalışmaları yerinde inceledi. Samandağ Belediyesi, turist çekmek amacıyla Samandağ Esiyor konulu afiş hazırladı. Samandağ da kardeşlik sofrası kuruldu. HBB Başkanı Lütfü Savaş, stadyum yerinin TOKİ ye verileceği haberine tepki gösterdi. Dörtyol da sıvılaştırılmış doğalgaz depolama tesisi kurulacağı belirtildi. MkÜ ye bağlı 5 fakülte mezuniyet töreni düzenledi. Sanatçı Haluk Levent, Alina Kır Bahçesinde düzenlenen Hatice-Mustafa Rifaioğlu çiftinin düğünlerine katıldı. Fox TV, Hatay halkından özür diledi. Reyhanlı da 11 Mayıs 2013'te 53 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılarla ilgili 33 kişinin yargılandığı davada 9 sanığa 53'er kez müebbet hapis verilmesi talep edildi. GÜNEY RÜZGARI 72

Hatay Valisi Erdal Ata, Türkiye nin bir bütün olduğunu göstermek amacıyla kanaat önderleriyle bir araya geldi. Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Hüseyin Yayman, Arkeoloji Müzesi bittiğinde dünyanın en büyük müzesi olacağını söyledi. Arsuz daki kazada Esat Kelle hayatını kaybetti. Kırıkhan daki Sarı Okulu restore edilecek. HATSU Genel Müdürü Mehmet Çaparali, İskenderun, Payas ve Arsuz da devam eden çalışmaların koordineli yürütüldüğünü açıkladı. Nebahat-İlhami Sönmez çiftinin oğlu Zarif, Emine -Aslan Ilmaz çiftinin kızı Rahime ile evlendi, kutlarız. İskenderun da 07/07/2017 tarihli 27 nikah yapıldı. Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, TBMM Gıda Bankacılığı Uygulamasının Araştırılması İnceleme Alt Komisyonu Başkanı Mihrimah Belma Satır ve beraberindeki heyeti ağırladı. MKÜ den bu yıl 4 bin kişinin mezun oldu. 11Temmuz 2017 Antakya Bölge Trafik noktasında yol kontrolü sırasında eski bir otomobilden polise açılan silahlı saldırıda Polis Memuru Bayram Bozdoğan ile Hayrettin Menan şehit oldu. Ruhları şad olsun. Hatay da hain saldırı tüm kesimlerce lanetlendi. CHP Adalet Yürüyüşüne İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, HBB Başkanı Lütfü Savaş olmak üzere Belediye Başkanları ve çok sayıda partili katıldı. AFAD-Türk Kızılayı koordinesi ile Yemen e gönderilen insani yardımları taşıyan Blue Fury adlı gemi İskenderun Limanından uğurlandı. Küçükdalyan Mahallesi sakinlerinden Hasan Şahutoğlu vefat etti, başsağlığı dileriz. Yayladağı karateci Furan Karakaya, Avrupa üçüncüsü oldu, kutlarız. Hatay Barosu, staj süresini tamamlayan Avukat Mehmet Halil Talipler e ruhsatını verdi. Samandağ İpek Köyü Yöresel Sergisi, Belediye Başkan vekili İlmittin Dağ tarafından açıldı. Kore Gazisi Recep Eryılmaz (87), Samandağ da düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Kırıkhan da yamaç paraşütü yoğun ilgi gördü. Semercilikte son üç temsilciden biri Mustafa Gezer (44), dağ köyleri sayesinde ayakta kaldıklarını söyledi. Hatay İstanbul Günleri ni HATİAB düzenleyecek. Antakya Belediyesi, Dericiler sitesinde çevreye atılan tonlarca deriyi topladı. Hassa Akbez MATL bahçesinde gerçekleştirilen düğünde atılan havai fişekler yüzünden yangın çıktı. SP GİK Üyesi Dr. Necmettin Çalışkan, İstanbul da gençlere sunumunda, ülkeyi yönetenlerin AB ye bağlılık mesajı vermekten vazgeçmelerini önerdi. BASK Temsilcisi Metin Yılmaz, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan a Gazi ünvanı verilmesini önerdi. Silahlı saldırıda hayatını kaybeden Rusya nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov un kardeş şehir projesi hayali, Türk-Rus Kadınlar Birliği tarafından ele alındı. MKÜ Rektörü Hasan Kaya, bu güne kadar 65 bin mezun verdiklerini söyledi. 12 Temmuz 2017 Jandarma, Hatay da 500 kg esrar ile 3210 kök hint keneviri ele geçirdiğini açıkladı. Hataylı Büyükelçi Mithat Rende, CNN TÜRK de hiçbir başarının cezasız kalmadığını söyledi. Hatay Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Sebahattin Yılmaz, hasta muayenesinde sıra beklemenin olmadığını söyledi. Protokol, 15 Temmuz şehitlerini ziyaret etti. Suriye uyruklu bir kişide 2,7 kg esrar yakalandı. Hakim U. Necmettin Şen e veda yemeği verildi. Antakya Rotary Kulübü Başkanlığına MKÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mona Gazel, Rotaract Kulübü Başkanlığına da Gizem Dede getirildi. Hataylı ihracatçı Salih Arslan, Cilvegözü nden Arap ülkelerine transit ticaretin başladığını açıkladı. Hatay da ByLock kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 71 kişiden 19'u tutuklandı. Antakya Prime Mall AVM de Nissan Juke talihlisi Yusuf Züberi olarak açıklandı. Payas taki kazada Ali Andı (33) hayatını kaybetti. Ali İsmail Korkmaz mezarı başında anıldı. SP Gençlik Kolları Başkanı Gökhan Savran, İl Başkanı Mustafa Ege nin kuzeni Fatma Ege ile evlendi. 13 Temmuz 2017 İHH, 2017'nin ilk 6 ayında Suriye ye 2264 TIR yardım gönderildiğini açıkladı. Hatay ın Reyhanlı 4. Hudut Bölük Komutanlığına as-keri zırhlı araç takviyesi yapıldı. DEAŞ operasyonunda 22 kişi gözaltına alındı. Tahtaköprü ve Belen Çerçikaya da yangın çıktı. KAGİD-SANOFİ işbirliği ile Geleceğin Kadın Liderleri yaratılması hedefleniyor. Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Mustafa Şeker ile ASELSAN YK Üyesi Murat Üçüncü, Hatay da incelemelerde bulundu. Valilik ve MkÜ, Hatay daki Suriyeli mültecilere film -fotoğraf çekimi eğitimi projesini başlattı. Eğitim Sen üyeleri Ufuk Dede ile Sevil Songül e verilen il dışı sürgün atamasına, İdare Mahkeme durdurma kararı verdi. MKÜ de 15 Temmuz sergisi açıldı. GÜNEY RÜZGARI 73

Sanatçı Barış Atay, Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kamacı yı ziyaret etti. Hatay Barosu, Adana-Aladağ Kız Yurdu yangını sonrası öğrencilerin rehabilitasyonu için ciddi adım atılmasını önerdi. Harbiye 23 Nolu Kooperatifi Başkanı Sedat Tatlı ve yöneticiler, HESOB u ziyaret etti. Defne Belediyesi, sağlıklı bir nesil oluşturma amacıyla kız ve erkeklere yönelik futbol okulu açtı. Dörtyol Kaymakamı iken İskenderun Kaymakamlığına atanan Recep Soytürk İskenderun a uğurlandı. HAKSEN Temsilcisi Ahmet Yaslı, milletimizin demokrasi destanı yazdığını açıkladı. Özel Suyun Rengi Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, Beyaz Bayrak almaya hak kazandı. HATSU, Narlıca ve Küçükdalyan da 52 milyon liraya mal olacak arıtma tesisinde çalışmaların devam ettiğini açıkladı. 14 Temmuz 2017 ATB Başkanı Mehmet Ali Kuseyri, 15 Temmuz u asla unutmayacaklarını açıkladı. MKÜ Öğretim Üyesi Prof. Sedat Cereci, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir i ziyaret etti. ADD Hatay Şube Başkanı Kezban Kuran, terörü ya-pan ve üzerinden siyaset yapanları lanetledi. Toygarlı deresinde menfez yapımına başlandı. YGS sınavında Hatay birincisi Tufan koleji öğrencisi Ahmet Said Yiğit, Türkiye 53'üncüsü oldu, kutlarız. HBB Meclisi, Almanya ya gitmeyi planlayan meclis üyelerine onay vermedi. Samandağ da 3,4 şiddetinde deprem yaşandı. Dörtyol Kaymakamı, 1971 Ankara doğumlu Murat Bulacak görevine başladı. Altınözü nde 15 Temmuz etkinliği yapıldı. HATMEK te girişimcilik kursu açıldı. Güney Koreli dünyaca ünlü tasarımcıları Samandağ İpek Köyünü ziyaret etti. Hz. Ayşe Kız İHL, Türkiye de 4. Kız Arapça Dil Hazırlıklı Proje okullarından biri seçildi. AKİB Sektör Kurulu Başkanı Ali Kavak, alternatif pazarların hedeflendiğini açıkladı. ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, 15 Temmuz un darbenin ötesinde bir işgal girişimi olduğunu söyledi. Hataylı eski maratoncu Mithat Subaşı vefatının birinci yılında anıldı. Abdulvahit Cemali nin eşi Hediye Cemali vefat etti. Altınözü nde TEOG ta başarılı olan 160 öğrenciye bisiklet hediye edildi. Sequa Türkiye ve İTSO arasında imzalanan protokol çerçevesinde Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi başladı. CHP Erzin İlçe YK Üyesi A. Faik Özaslan, partisine hakaret ettiği gerekçesiyle ihraç edildi. Hatay a Gezici Kütüphane aracı gönderildi. Hatay Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, şehit Komiser Yardımcısı Gülşah Güler ailesini ziyaret etti. 17 Temmuz 2017 HBB Başkanı Lütfü Savaş, Türk milletinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün ilkelerini kendine rehber edinmeye devam edeceğini açıkladı. Hatay Barosu, OHAL ın kalkmasını önerdi. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Büyük Antakya Parkı ndaki mevcut katlı otopark yerine hayırsever katkısıyla modern bir tesis yapılacağını açıkladı. CHP İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, hiçbir darbenin birlik ve beraberliği bozamayacağını açıkladı. Prof. Dr. Timothy Harrison başkanlığındaki Tell Ta-yinat kazısında önemli bulgulara rastlandı. 25 yıldır Antakya da yaşayan Betül Candaş, kentin iman, umut ve sevgi değerlerine dikkat çekti. Samandağ da 1000 gence girişimcilik kursu verildi. Özlem Güzel, Murat Kutlar ile evlendi. HBB Başkanı Lütfü Savaş, MHP İl Başkanlığına seçilen Lütfü Kaşıkçı ya tebrik ziyaretinde bulundu. Hatay Valisi Erdal Ata, 15 Temmuz un Türk demokrasi tarihi için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Hatay Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan, çıraklık okuluna giden öğrencilerin hem okuyup hem çalışa-cağını ve aile bütçesine katkı sağlayacağını söyledi. MKÜ Göğüs Hastalıkları Cerrahi ABD Başkanı Doç. Dr. Tülin Yetim Durgun, basına kahvaltı verdi. MKÜ mezunu Rabia Nazlı, H. Kübra Aydın, Yüsra Dirik ve Sümeyye Hocaoğlu, sipariş üzerine hediye-lik eşya ürettiklerini söylediler. 18 Temmuz 2017 Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, hukuksuzluğa karşı kararlı mücadelenin süreceğini söyledi. İşletmeciliğini Kaan Mehmet Tarhan ile Oğuzhan Özdemir in yaptıkları Hatay Döner, Numuneevler Mahallesinde hizmete girdi. Tokaçlı Mahalle Muhtarı İbrahim Çilingir, Altınözü nde turizmin ekonomiye can vereceğini söyledi. 7. Geleneksel Hanyolu Tek Kurşun ve Trap Atış Yarışması 23 Temmuz da yapılacak. İskenderun da 15 Temmuz sergisi açıldı. Arsuz da yaşayan Suriyeli bebekler aşılandı. GÜNEY RÜZGARI 74

Antakya dan Ferit Yoğurtçu ile İsmail Günay vefat etti, başsağlığı dileriz. Prof. Dr. Haluk Deda, tıbbi ve aromatik bitkiler yönünden zengin olan Hatay ın bu konuda yetersiz ve bilinçsiz olduğunu söyledi. HBB Milli Takım Sporcusu Seçil Akpınar, İtalya Gençler Avrupa Şampiyonasına katıldı. Nebih Nafile nin organize ettiği İçinden Geldiği Gibi etkinliği Hatay Tabip Odasında yapıldı. Sanatçı Emre Aydın Samandağ da konser verdi. Yazar Levent Gültekin, Samandağ da Yaşam Alanları konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. İskenderun yolunda uçuruma yuvarlanan otomobil sürücüsü İbrahim Kırık (39) hayatını kaybetti. Kırıkhan da tarım işçisi, 5 çocuk babası Mustafa Açıkgöz (61) ölü bulundu. Dörtyol da Akif Şahin (7), denizde boğuldu. AKSAGAZ Bölge Müdürü Metin Ceyhan, Arsuz doğalgaz yatırımı hakkında bilgi verdi. Dörtyol da Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Parkı törenle açıldı. Kırıkhan nda 5 hektar alan yandı. 19 Temmuz 2017 Arsuz da serinlemek için denize giren Yusuf Aktaş (60) kalp krizi sonucu vefat etti. Hatay Valisi Erdal Ata, Hatay Veteriner Hekimler Odası Başkanı Yahya Hamurcu ve beraberindeki yöneticilerini kabul etti. CHP Hatay Milletvekili Birol Ertem, adaletli delege seçimi için sandık konulmasını istedi. Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, Uğur Mumcu altgeçit çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Hatay da moloz dökme sahası 9'a çıkarıldı. Samandağ Belediyesi, Yaylıca Mahallesinde gitar ve satranç kursu açtı. Hataylı karateciler Adıyaman da üçüncü oldu. Reyhanlı da filmlerin çekim üssü haline gelen FatihAliye Müderris Konağı nın restore edilmesi istendi. Hataylı Din adamı Ali Sert hayatını kaybetti. Altınözü Kaymakamı Bülent Uygur, Altınözü Zeytin ve Zeytinyağı Festival Komite Üyesi Aşkın Demir le detayları konuştu. Sanatçı Haluk Levent, Arsuz da konser verdi. Londra da ikincilik ödülü kazanan İTÜ heyetinde Hataylı Ömer Can Bakan da yer aldı. MHP Hatay Milletvekili M. Necmettin Ahrazoğlu, 15 Temmuz la ilgili hazırlanan kitapçıkta muhalefet milletvekillerine yer verilmemesini eleştirdi. CHP Samandağ İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan, RES ler yüzünden doğanın tahrip edildiğini söyledi. Antakya Belediye Başkanıı İsmail Kimyeci, kentsel dönüşüm mesaisini hızlandırdı. HATSU, Kumlu da kanal çalışması başlattı. Hatay genelinde 700 personelle görev yapan İl Ambulans Servisi nde 80 ambulans hizmet veriyor. Samandağ Belediyesi, Abdullah Cömert Alanına kitaplık kurdu. Ayşenur Balsever, Mehmet Uğraş ile evlendi. Tülin Akalın Şah önderliğindeki Duru Güzellik Merkezi hizmet vermeye başladı. İSTE Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Bikçe, geçmiş depremlerden ders alınması gerektiğini açıkladı. İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, ülkeyi böldürtmeyeceklerini söyledi. DSİ yetkilileri, Hatay a hayat verecek olan Karaçay Barajı nda teknik incelemeler-de bulundu. Antakyalı Organizasyoncu Semih Deniz genç yaşta hasta-lığına yenik düştü. Eğitim İş Sen li öğretmenlere müdürlük yolunun kapatılması eleştiri konusu oldu. Belen de öğrenciler tarafından 30 ton atık kağıt toplandı. Protestan Kilisesi Pastörü Yakup Chang, BBP İl Başkanı Nevin Zeytineli yi ziyaret etti. CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, kendi içimizdeki kutuplaşmaya son verilmesi ve barış kuşağının yer alması gerektiğine vurgu yaptı. Antakya Belediyesi, Küçükdalyan a park yaptı. HATODER Başkanı Burhan Kerimoğlu, engelli memur alımına ilişkin açıklama yaptı. Samandağ da Evvel Temmuz Festivalinde geleneksel tören yemeği olan hrise dağıtıldı. 20 Temmuz 2017 Tokaçlı Mahallesi nde Afdükya Çilingir (80), buğday saplarıyla örgü örüyor. Hatay da 50 göçmen yakalandı. Sanatçı Uğur Işılak Payas ta konser verdi. Hatay da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 19 kişi tutuklandı. HATİAB üyeleri, HSK üyelerinden Hataylı Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu ile 2. Daire Üyesi Mehmet Ademoğlu nu ziyaret etti. 2017 yılı yatırım şampiyonu 50 milyon ödenekle Hatay Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü oldu. 21 Temmuz 2017 HATSU, Samandağ da kanalizasyon çalışması yaptı. GÜNEY RÜZGARI 75

Kayseri ye atanan İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın veda ziyaretlerinde bulundu. Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman, MeryemMehmet Aslanyürek çiftinin nikahını sahilde kıydı. HBB Başkanı Lütfü Savaş, fitne sokulan şehirlerin iflah olmayacağını söyledi. 22 Temmuz 2017 MKÜ den Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Alan Çalışması; Altınözü Tokaçlı, Akdarı ve Akamber Mahallelerinde yürütüldü. Çalışmalara Yrd. Doç. Dr. Kadriye Şahin, Yelda Güzel ve Ebru Yılmaz katıldı. Hatay Valisi Erdal Ata, Hatay ın anavatana katılışının 78. yıldönümünü Hatay halkıyla onur ve gururla paylaştığını açıkladı. HASİAD Yönetimi, Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nizamettin Zaroğlu nu ziyaret etti. Reyhanlı Beşaslan Mahallesine Hayvan Gübresi Depolama Alanı yapıldı. Antakya Belediyesi Gençlik Spor Kulübü sporcuları güreş turnuvasında başarı elde etti. Samandağ da RİP akıntısına kapılan Hanife Zeybek kurtarılamadı. CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, TBMM de 1,5 milyon nüfuslu Hatay sorunlarını 3 dakikada nasıl anlatacağını sordu. Dünya Gazetesi Yazarı Recep Şenyurt, Hilton Antakya Müze Oteli n Türkiye nin simge binalarından biri olacağını savundu. Hatay SMMM Odası, stajyerliğini tamamlayan 22 yeni muhasebeciyi açıkladı. Hatay da 147. 654 işçi tehlikeli işte çalışıyor. HBB nin Asi Nehri kanal döşeme işleminde metan gazı riskine karşı önlem alması istendi. Özel Hatay Kültür Eğitim Kurumları, 10. sınıf öğrencisi Helen Nur a spor malzemesi hediye etti. Arsuz da doğalgaz çalışması start aldı. HBB, Gülderen yolunu asfaltladı. Kırıkhan da 24'ü çocuk 47yabancı yakalandı. HBB, Hatayspor un kuruluşundan bu yana forma giyen eski yıldızları, efsane isimleri 47 yıl aradan sonra Hatay da buluşturdu. TEMA Vakfı, Defne de çalışmalara başladı. Dörtyol da 4 hektarlık orman alanı yandı. Samandağ Belediyesi, Kıbrıs Barış Harekatının 43'üncü yıldönümünde,türkiye Muharip ve Gaziler Derneği Hatay Şubesi üyelerini ağırladı. Kıbrıs Barış Harekatı nın 43'üncü yıldönümü törenlerle kutlandı. Kırıkhan da kaçak tüp satan Suriyeli yakalandı. Suriye de yaralanan 8 kişi Hatay da tedavi edildi. 24 Temmuz 2017 Hatay Valisi Erdal Ata, Hatay ın; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün izlediği usta siyaset ile anavatana katıldığnı söyledi. DASİFED Başkanı Mehmet Kılıçlar, Hataylılar ın ayrı bir devlet olmayı değil, millet olmayı tercih ettiğini açıkladı. AGC Başkanı Murat Berber, Basın dan sansürün kaldırılışının yıldönümüne buruk girdiklerini söyledi. Hayırsever işadamı Bülent Küçükkaya, bir süre önce vefat eden oğlu Eren Küçükkaya anısına Aşağı Okçular Mahallesi nde yaptıracağı anaokulu için protokole imza attı. MkÜ de Aşıklar Buluşması yapıldı. Erhan Aksay Futbol Turnuvasında Akademi Hastanesi şampiyon oldu. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Hatay ın anavatana katılış töreniyle ilgili mesajında, Hatay ın köklü medeniyetlerin önde gelen merkezi olduğuna vurgu yaptı. Hatay Vakıflar Bölge Müdürvekili Mehmet Yıldıran, Nakib Caminin özüne uygun şekilde restore edileceğini açıkladı. Huzurevini ziyaret eden MKÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD Başkanı Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim, vefa duygusunun kaybolması halinde toplumda yaşanacak olumsuzluklara değindi. HBB nin Geleneksel Sünnet Şöleni ilgi gördü. Sahipliğini Bostan Yılmaz ın yaptığı Hatay Expres Gazetesi 18. yayın yılına girdi. Sahip ve çalışanlarını kutlar, nice yayın yıllar dileriz. İskenderun Belediyesi kuaförlük kursu açtı. Türkiye nin en iyi 32 takımı arasına giren Tavla Gençlik ve Spor Bayan Futbol Takımını kabul eden Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, çocukların gözlerindeki pırıltı ile yüzlerindeki sevincin önemine vurgu yaptı. Hatay Jandarma Alay Komutanı Alb. Turgay Aras, Tuğgeneralliğe terfi oldu, kutlarız. Anadolu Ajansı Hatay Büro Şefi İsmihan Özgüven Adana ya atandı. MHP Hatay Milletvekili Necmettin Ahrazoğlu anjiyo oldu, acil şifalar dileriz. GÜNEY RÜZGARI 76

25 Temmuz 2017 HBB geleneksel künefe şöleninde izdiham yaşandı. Arsuz da yaralı caretta tedaviye alındı. HBB, 454 personeline giyim yardımı yaptı. İskenderun da Gömlekçiliğin son temsilcilerinden Gani Teksöz, marka olmanın zorluğunu anlattı. Samandağ Belediyesi Bilişim Müdürü İlkan Doğru, Açelya Demir ile hayatını birleştirdi. Reyhanlı da ikamet eden Suriyeli Abdulsettar Al Sattuf, 15 Temmuz darbesini mozaiklere işledi. İlter Nural ın işletmeciliğini yaptığı Vakıflı Seyir Tepesi hizmete girdi. HBB, 12 bin kişiye iş, 10 milyar liralık yatırım adına Hatay Hakkını İstiyor sloganıyla, Hatay ın 5. yatırım bölgesine alınması için imza kampanyası başlattı. 23 Temmuz Hatay ın Kurtuluşu Briç Turnuvasını Arsuz da yapıldı. Samandağ Belediyesi, Tomruksuyuna park yaptırdı. Sanatçı Umay Amay ile Hülya Dolaş, Tırnak Bileme performansını Antakya saray caddesinde sundu. HBB Toplu nikah töreni coşkulu geçti. Antakya Narlıca TOBB Anadolu İML de Cami ve Çocuk Buluşmasına katılanlara, camiyi yaptıran hayırsever Hacı Cuma Kahraman hediyeler sundu. Hataylı Milli atlet Emine Hatun Tuna, kadınların başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığını vurguladı. Op. Dr. Ahmet Özdemir, gerçekleştirdiği ameliyatla obez ve diyabet hastasını sağlığına kavuşturdu. Altınözü Kaymakamlığı, Doğu Akdeniz in ilk Zeytincilik Müzesine hazırlık yapıldığını açıkladı. Hatay daki 78 metrelik künefenin 1,5 ton ağırlığında olduğu belirtildi. Aba Güreşi Türkiye Şampiyonası Hatay da yapıldı. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nizamettin Genç, ülkemizin neredeyse tamamının deprem tehdidi altında olduğuna dikkat çekti. HBB Başkanvekili Ömer Dolar, En Güzel Balkon Yarışması ödül töreninde, yeni nazım planlarında ağaç dikme zorunluluğu getirileceğini söyledi. HATSU, Samandağ da 250 meskenin altyapı ihtiyacının karşıladığını açıkladı. 26 Temmuz 2017 Hatay da Erol Sağaltıcı adını kullanarak yurtdışına işçi götürmek isteyen kişi deşifre edildi. 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Temel, Hatay da incelemelerde bulundu. Hatay da FETÖ soruşturmasında 33 kişi gözaltına alındı. Samandağ Boran Bisiklet Derneği, 23 Temmuz etkinliği düzenledi. Sualtı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan, Samandağ da dinamitle telef edilen çok sayıda balığın olduğunu söyledi. Hatay da MKÜ Tanıtım Günleri başlattı. Suriye sınırında 18 yabancı uyruklu yakalandı. DOĞAKA, Sarı Okula teknik proje desteği verdi. Evrensel Hafızlar Derneği Hatay Temsilcisi Muhammet İspir, İslam Birliğinin kurulması gerektiğini açıkladı. İskenderun Teknik Üniversitesine misafir olan çocuklar, Robiste adı verilen robotla tanıştı. Belen Belediye Başkanı Adnan Vurucu, 2017 yılının ilçe için atak yılı olduğunu söyledi. İskenderun da 15 Temmuz Şehitler anısına düzenlenen kurumlar arası futbol turnuvasını İskenderun Barosu kazandı. Türkiye Barolar Birliği, savaş mağduru Türkmen çocuklarını yaz okulunda ağırladı. Amanos Dağı eteklerinde 10 hektar yandı. Ak Parti Hatay İl Başkanı Ahmet Atıç, Türkiye nin kritik bir virajdan geçtiğini açıkladı. Kırıkhan da insan kaçakçılığı yapan 8 kişi yakalandı. Suriye nin Babel-al Hawa sınır kapısında hakimiyetin el değiştirmesi yüzünden ulaşım durdu. Erzin de üreticilere akdeniz sineği tuzağı dağıtıldı. Samandağ Belediyesi nin 50 çalışanı Tüm Yerel Sendikasına katıldı. Kırıkhan Kaymakamı Mustafa Erkayıran karatede kahverengi kemeri taktı. Eski Milletvekili Turhan Hirfanoğlu nun kız kardeşi, Mehmet Cengiz in eşi Nurten Cengiz vefat etti. Samandağ Mağaracık Mahallesi sakinlerinden Selahattin Düzel (43) vefat etti. Briç sporunun gelişiminde büyük katkısı olan Süleyman Kolata, Antakya Briç Kulübü nün konuğu oldu. 27 Temmuz 2017 Hatay Polisi, 1 milyon 335 bin uyuşturucu hapı ele geçirdi. Olayla ilgili 3 Suriyeli gözaltına alındı. Payas ve Belen Belediyeleri, Mesleki Eğitim kursları için ortaklık kurdu. Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, müftülere nikah yetkisinin verilmesine tepki gösterdi. Cilvegözü Sınır Kapısı yeniden açıldı. Tuğgeneralliğe terfi olan Turgay Aras, Bornova Tuğay Komutanlığına atandı. Antakya dan Leyla Türkmaya vefat etti. Yayladağı nda organik sebze ve meyve üretimi yapılmaya başlandı. Avrupa Okullararası Satranç Şampiyonası 9 Yaş kategorisinde birinciliği Defne ilçesinden Elif Zeren Yıldız kazandı, başarılar dileriz. GÜNEY RÜZGARI 77

Alman Heyeti, Defne Kozaevi ni ziyaret etti. Kalkınma Bakanlığı, Samandağ da 25 dönüm araziye hayırseverce fakülte yapılma projesini red etti. Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, muhtarlarla bir araya geldi. Hatay da 223 motosiklet trafikten men edildi. Antakya Belediyesi, gençlere yönelik görsel sanatlar kursu açtı. Hatay Birlik Vakfı ve Antikya Restaurant, 5 engelliye akülü araç armağan etti. Antakya Cumhuriyet Meydanına yerleştirilen künefeci figürü, bir gün sonra yerinden kaldırıldı. Hayata Destek İnsani Yardım Derneği, mülteci çocukları Sınır Tanımayan Palyaçolar ile buluşturdu. Edebiyatçılar Derneği Hatay Temsilciliği üyeleri, Ayhan Kara Vakfı nın konuğu oldu. 28 Temmuz 2017 Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve beraberindeki heyet, Hatay da sınır birliklerini ziyaret etti. Heyette İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy da yer aldı. Hatay ın milletvekili sayısı 11'e çıkarıldı. Antakya Arekoloji Müzesi eski yerinin ne olacağı merak konusu oldu. Hatay da üç kuşaktır fırın küreği imal eden Şükrü Buğdaycıgil, her gürgenden ya da ağaçtan kürek olmayacağını söyledi. Arsuz Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. İskender Sayek, 11. Füsun Sayek Sağlık ve Kültür Etkinlikleri hakkında bilgi verdi. Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Meral Asfuroğlu, imamlara verilecek nikah yetkisini geri dönüş hareketi olarak nitelendirdi. Hatay da Step Gren Projesi tanıtıldı. Payas Belediye Başkanı Bekir Altan, Yayladağı Muradiye Kur an Kursu binasının onarımını üstlendi. 75 ayda 224 bin Suriyeli çocuğun doğduğu açıklandı. Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürü Alpaslan Altındaş, orman yangınlarına hazırlıklı olduklarını açıkladı. Defne ilçesinde Duru Reyhan için gerekli kök hücre için kan bağışı kampanyası başlatıldı. AB nin Hatay da ilk ve tek özel ağaçlandırma projesi, işadamı Nadir Naseh in sahibi olduğu Harbiye Dermaşta Mahallesinde gerçekleştiriliyor. Hataylı Hentbol Hakemi Savaş Yüksek, 23. Yaz İşitme Engelliler Olimpiyatlarında Türkiye-Rusya Hentbol maçında görev aldı. Arapça Vine furyasının kurucusu, Beyrut Cafe Ortağı Tolga Antakya, amacının eğlendirirken düşündürmek olduğunu söyledi. Samandağ Belediyesi, Mağaracık Mahallesinde (Ğayn) olarak simgeleşen menba suyu ve çevresinde düzenleme yaptı. Dörtyol da halk günü toplantısı yapıldı. Hassa Orman İşletme Şefi Mehmet Emin Kaya, 7 ayda farklı noktalarda yangın çıktığını söyledi. Hatay Valisi Erdal Ata, Serinyol Orman Fidanlık Müdür vekili Mustafa Hüner den bilgi aldı. 90 gün önce şişme botla İstanbul dan çıkan Enes Save adlı denizci, Samandağ sahiline de kadar geldi. Hatay ASKF yi ziyaret eden Tavla Kız Futbol Takımı, Türkiye 2. kademe maçları için Isparta ya gitti. Türk Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Recep Tuncay, memur maaşlarına ortalama 920 TL zam istediklerini açıkladı. İSTE Teknoloji Transfer Ofisi, ASAŞ Filtre ve GFT Filtre ile 1 yıllık eğitim programı başlattığını açıkladı. Reyhanlı da ikamet eden Suriyeli Muhammed Salih (2) cam kemik hastalığına yakalandı. İHH, Reyhanlı da ikamet eden 308 Suriyeli aileye gıda yardımı yaptığını açıkladı. HATSU, Antakya-Defne içme suyu inşaatının hızla ilerlediğini açıkladı. 29 Temmuz 2017 Hatay da 2,5 ton uyuşturucu imha edildi. HBB Spor Kompleksinde binlerce çocuk ve genç, yüzme kurslarından yararlandı. Altınözü nün tek kadın muhtarı Feyruz Beyoğlu, kanal sıkıntısını HATSU ile çözdüğünü belirtti. Yayladağı TOKİ evlerinde kura çekilişi yapıldı. Avrasya Hastanesinde tedavi gören Gül Ergüner taburcu oldu. İstanbul Hataylılar Derneği Başkanı İbrahim Güder, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanı Tümgeneral Gürsel Öztürk ü ziyaret etti. Altınözü Belediye Başkanı Rıfat Sarı nın babası Nazır Sarı vefat etti, başsağlığı dileriz. CHP Hatay Milletvekili Birol Ertem, iç tüzük değişikliğinin Meclis in sesini kısmak anlamına geldiğini vurguladı. Ak Parti İl Başkanı Ahmet Atıç, Hatay ın hakkını hiç kimsenin almadığını açıkladı. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası, Sigorta Acenteleri seminerine ev sahipliği yaptı. Antakya da Zuğaybe çeşmelerinin kullanılamaz hali eleştiri konusu oldu. GÜNEY RÜZGARI 78

Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımının şampiyon olduğu Avrupa Şampiyonasında Uluslararası hakem olarak görev alan Yrd. Doç. Dr. Selçuk Kaçın, Hatay ın gururu oldu. Hassa TOKİ Evleri için kura çekimi yapıldı. Hatay Yardımlaşma Derneği, Kırıkhan da bulunan 2500 Suriyeli aileye gıda kolisi dağıttığını açıkladı. Yayladağı nda 28 yabancı yakalandı. Yapımına 1918 yılında başlanan Batıayaz Kilisesinin mevcut hali eleştiri konusu oldu. Samandağ Fidanlı Mahallesi nin yılda 12 milyon fidan ürettiği açılandı. İşadamı Osman Mıstıkoğlu, Harbiye dağlık alandaki 480 dönüm arazisini lafla değil, icraatla koruduğunu söyledi. Hatay a gelen Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, Suriye olaylarında, Hatay ı Türkiyenin ön cephesi olarak gösterdi. Hatayspor 1. Etap kampını tamamladı. Yıldız-Selahattin Mıstıkoğlu MTAL öğrencileri, Assyst Bullmer bilgisayarlı kalıp sistemi üzerine staj çalışması yaptı. İskenderun da evli ve iki çocuk annesi Suat Çevik (43) canına kıydı. Hatay a örgütlenme çalışmaları için gelen AP Genel Başkanı Yardımcısı Ali Karnap, 81 ilde örgütleneceklerini söyledi. Dörtyol Çökek Yaylasında yangın çıktı. 31 Temmuz 2017 Samandağ Mızraklı Mahallesi sakinleriyle bir araya gelen HBB Başkanı Lütfü Savaş, en çok altyapı çalışması yapan Büyükşehir olduklarını söyledi. Amanoslar Çevre Derneği 2. Başkanı Sabri Özkan, olası yangınlara karşı halkı uyardı. Turunçlu Mahallesi Muhtarı Muhsin Demirel, su sıkıntısının ikinci kuyunun devreye girmesiyle çözülebileceğini söyledi. Feride-merhum Mithat Arıtman çiftinin kızı Şima, Hatice-Mehmet Aksoy çiftinin oğlu Remzi ile evlendi, kutlarız. Samandağ da Kadın Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması konulu toplantı yapıldı. İskenderun esnaf odalarını ziyaret eden Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı M. Bedri Gültekin, Habur Sınır Kapısının, PKK ve PYD nin büyük sınır ticareti yaptığı kapı olduğunu iddia etti. Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, kentsel dönüşüm projelerinin karalandığını ileri sürdü. Acil Tıp Teknisyenleri Derneği, 70 sağlık çalışanına EGK ile İleri Kardiyak Yaşam Desteği eğitimi verdi. Araç Takip Sistemi ile yeraltı tankına gizlenmiş 8650 litre mazota el kondu. İskenderun da kaza sonucu yaralanan bisiklet sürücüsü kuaför Özhan Bulut (34) hayatını kaybetti. CHP Hatay İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, CHP den FETÖ cü çıkmayacağını söyledi. Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanlığı, uyuşturucuya karşı bisiklet sürerek tepki gösterdi. Hatay Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, motorlu araç sayısının 500 bine ulaştığı Hatay da çözümün toplu ulaşımda olduğunu söyledi. Hataylı sporcu Mehmet Ali Sapmaz, takım katada Olimpiyat şampiyonu oldu, kutlarız. Yayladağı nda Erkan ve Serkan Gürbudak adlı ikizler, iş makinesinin oyuncağını yaptı. HBB Başkanlığına Selahattin Atahan vekalet etti. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Defne ve Arsuz hariç, 15 ilçenin 800 milyon borcu olduğunu, üç yıl içerisinde 200 milyon borcu ödediklerini söyledi. Sanatçı Gökhan Güney ile Yunus Bülbül, Hatay Halkı Hakkını Arıyor kampanyasına destek verdi. Küçükdalyan Mahallesi Asi kenarı SİT alanı oldu. Mutlusan Akademi, Hatay Elektrik Tesisatçıları Odası üyelerine yeni ürünlerini tanıttı. Reyhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Şanverdi, Filistin deki Kubbet-us Sahra Camisinin bir benzerini ilçede yapacağını açıkladı. 1 Ağustos 2017 Kanada Büyükelçisi Chris Cooter, Hatay Valisi Erdal Ata yı makamında ziyaret etti. Hatay Jandarma Alay Komutanlığına atanan Alb. Uğur Ertekin, Hatay Valisini ziyaret etti. Hatay Barosu Kültür ve Sanat Komisyonu, Reyhanlı Suluköy İÖ Okulunu boyama etkinliği düzenledi. Hatayspor Teknik Direktörü İlhan Palut, takımın güçlendiğini ifade etti. Samandağ sahilinde çok miktarda çöp toplandı. Doğan Haber Ajansı Reyhanlı Muhabiri Ferhat Dervişoğlu nun oğlu Murat, Samandağ deni-zinde boğularak hayatını kaybet-ti, başsağlığı dileriz. Amik Ovası nda ilk mısır hasadı başladı. Sahipliğini Nadir Güneş in yaptığı NG Yatırım hizmete girdi. Milli Sporcu Gökhan Zan da, HBB nin kampanyasına destek verdi. Hatay da 1072 avukat olduğu açıklandı. Ak Parti Hatay Milletvekili Fevzi Şanverdi, Genel Merkez Dış İlişkiler Başkan Yardımcılığı görevine getirildi, kutlarız. Delal Bekçi, Eren Mıstıkoğlu ile evlendi. Defne Belediyesi, Akdeniz Mahallesinde Defne Evi açtı. Ak Parti Genel Merkez Genel Sekreter Yardımcılığına Hataylı Av. Abdulkadir Özel getirildi. Arşivlerinden yararlandığımız ANTAKYA, ATAYURT, HATAY SÖZ, YORUM ve ZAFER Gazetelerine teşekkür ederiz. GÜNEY RÜZGARI 79

ÇENGEL BULMACA Çağlar İçinde Antakya eserinin yazarı Kavak ağacı Kuru, cılız Ülkemizin kurucusu Bir tür rakı Askeri merkez Almanya nın plaka işareti Baryum un simgesi Demir in simgesi Çok sert bir element Satrançta bir taş Saha, Keriş Bazen Gözleri görmeyen Dudakları büzerek çıkarılan ses Bölüm, dal Us Eski dilde su En kısa zaman Eli açık, Cömert Kükürt ün simgesi Sabah yeli, ilham Azot un simgesi Temenni Rubidyum un simgesi Tavlada üç sayısı Sayı ve ölçü bilimi, Riyaziye Dişlemek Hatay ın ilçesi Küçük Asya G. Kore nin başkenti Arının yaptığı Akdeniz bitki örtüsü Düşmanlık, Garaz Başlıca içeceğimiz Ordu Komutanı İngilizce de Hayır Uzaklığı anlatır İlaç, merhem Nadasa bırakılan tarla Besleme, Bakma Şilt, Plate Tanrı Üçüncü tekil şahıs Bir nota Zerdüştler de Tanrı Değerli bir element Akciğer Tanrıya göre insan Üzüntü, Kaygı Yüce, En büyük Dülbent, Şarpı Bez, Azarak Bakı Rubidyum un simgesi Bir kürk hayvanı Aral, Cezire Toprak Mahsulleri Ofisi (kısa) Safi Ziraat (Tersi) Osmiyum un simgesi Damak zevki olan Rusça da Evet Köpek Akaret, Kira Itlak Dilsiz, Ekbem Baston Dövüşürken çıkan toz Namus, Hicap N. Hikmet in soyadı Mektep, Ekol Trabzon un ilçesi Team Speak (kısa) Oksijen in simgesi Türk Sanat Müziği nde bir makam Bağışlama Fakat, Lakin Bir çoğul takısı (tersi) GÜNEY RÜZGARI 80

Sağlıklı Ürünler Kuruyemiş ve Lokumda Öncü