Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular?



Benzer belgeler
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Nisan 2012

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

2018 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2017 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

2016 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

ÇORAP SEKTÖRÜ 2016 YILI VE 2017 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ

TÜRKİYE GENELİ ve İİB BAŞLICA MAL GRUPLARI VE ÜLKELER BAZINDA KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATI OCAK ARALIK 2016

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2014 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2018 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... vii KISIM 1 GASTRONOMİ: KAVRAMSAL YAKLAŞIM VE TRENDLER

2017 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

İÇİNDEKİLER Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları

9. Uluslararası İlişkiler

2017 MART DIŞ TİCARET RAPORU

2017 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

2016 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2018 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

2016 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

2014 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

KURU MEYVE RAPOR (EGE)

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

2016 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

2013 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

2017 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

2015 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

2014 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

TOPLAM

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

2016 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

TOPLAM

TOPLAM

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Transkript:

Bilgi Notu 003 05.03.2015 Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular? Hazırlayan: (E) Tuğg. Dr. Oktay BİNGÖL

Amaç: Bu bilgi notu 6-8 Şubat 2015 tarihleri arasında icra edilen (51'inci) Münih Güvenlik Konferansı öncesiden yayınlanan Münih Güvenlik Raporu 2015 hakkında bilgi sunmak maksadıyla hazırlanmıştır. Merkez Strateji Enstitüsü (MSE): MSE, ulusal, bölgesel, küresel barış ve güvenlik ile kurumsal yapılanma, risk analizi ve strateji geliştirme konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veren akademik bir danışmanlık ve düşünce kuruluşudur. MSE benimsediği ilkeler çerçevesinde kapsadığı konularda özgün ve nitelikli bilgiyi üretmeyi ve bunu geniş kitlelerle paylaşmayı temel amaç edinmiştir. Bu maksatla, ilgi alanındaki konular hakkında analizler yapar, stratejiler geliştirir ve akademik eğitim faaliyetlerinde bulunur. MSE nin ilkelerini, insanlığın barış ve güvenliğini esas alan temel amacı belirler. Bilimsel etik ve tarafsızlık kuruluşumuzun temel ilkesidir. Ne kadar saygın olursa olsun MSE, hiçbir politik gücü veya inancı desteklemez. MSE Danışma Kurulu Doç.Dr. Sinem Akgül AÇIKMEŞE, Prof.Dr. Bülent ARI, (E)Tuğg. Dr. Oktay BİNGÖL, Prof.Dr. Mitat ÇELİKPALA, Prof.Dr. Çağrı ERHAN, (E) Büyükelçi Dr. Ercan ÖZER, Prof. Dr. Abdülkadir VAROĞLU, Dr. Ali Bilgin VARLIK Bu belgede yer alan hususların tüm sorumluluğu yazara ait olup MSE ve üyelerini bağlamaz. Bu belgenin her hakkı, 2393 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu esasları çerçevesinde MSE ye aittir.

İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti 1 1. Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular 2 2. Aktörler 4 3. Sorunlu/Sıcak Bölgeler 6 4. Zorluklar 8 i

Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular? i Yönetici Özeti Yıllık olarak düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nın 51'incisi 6-8 Şubat 2015 tarihlerinde Almanya nın ev sahipliğinde icra edilmiştir. Konferansa Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinden dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında bakanlar ve üst düzey sivil, asker bürokratlar; NATO, AB, BM, AGİT vb. kuruluşlardan üst düzey yetkililer, savunma sanayi firmaları temsilcileri ile akademisyenler ve araştırmacılar katılmıştır. Konferans öncesi gündemdeki konulara tartışma temeli sağlamak üzere hazırlanan Münih Güvenlik Raporu 2015 yayımlanmıştır. Raporda; Çökmekte Olan Düzen-Gönülsüz Koruyucular? başlığıyla mevcut küresel ortam betimlenmektedir. Aktörler bağlamında; Almanya, ABD, AB Savunma Politikası, NATO, Rusya ve yükselen güçler tartışılmaktadır. Sıcak noktalar olarak; Ukrayna, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ele alınmaktadır. Zorluklar kapsamında; Hibrid savaş, terörle savaş, mülteci krizi, enerji güvenliği ve savunma sanayinde birleşme konuları dikkat çekmektedir. Müteakip paragraflarda rapordaki önemli konular özetlenmektedir. -1-

Güvenlik Raporunun Önemli Bölümleri 1. "Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular" bölümünde; son yıllarda yaşanan olaylarla, Soğuk Savaş sonrası çok taraflı ve barışçı bir dünya düzenine geçme beklentisinin bir yanılsama olduğunun kanıtlandığı ifade edilmektedir. Rusya-Ukrayna kriziyle yıllar sonra Avrupa ya savaş tekrar dönmüştür. Ortadoğu da yaşanan iç savaşlar, devlet dışı aktörlerin hızla yükselişi, devam eden mali-ekonomik krizlerin önlenememesi küresel düzenin çökmekte olduğunun güçlü işaretleri olarak görülmektedir. Küresel düzen çökme işaretleri verirken ABD nin kendi devletini/ulusunu inşaya yönelmiş olması ve savaş yorgunluğu nedeniyle uluslararası sistemi düzenlemede isteksizliği, AB nin mali ve iç sorunları, Rusya nın işbirliğinden kaçınması, yükselen güçlerin kapasite eksikliği gelecek için olumsuzluklar olarak vurgulanmaktadır. Avrupa, Asya ve Ortadoğu da son yıllarda Soğuk Savaş döneminin jeopolitik mücadelelerine benzer eğilimler öne çıkmaktadır. Bu kapsamda jeopolitik riskler küresel kamuoyunun gündemini daha fazla işgal etmeye başlamıştır. Euroasia Grup tarafından yapılan bir kamuoyu araştırmasında katılımcılara 2015 için ilk 10 sıradaki jeopolitik riskler sorulmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre ilk 10 risk; 1) Avrupa politikaları 2) Rusya 3) Çin in ekonomik yavaşlamasının etkileri 4) Finans sektörünün silahlanmaya yönelmesi 5) IŞİD in Irak ve Suriye nin ötesine sirayet etmesi 6) Zayıf liderler 7) Stratejik sektörlerin yükselişi 8) Suudi Arabistan-İran mücadelesi 9) Tayvan-Çin anlaşmazlıkları ve 10) Türkiye olarak sıralanmaktadır. Çoğunlukla Avrupalı katılımcıların görüşlerini yansıtan araştırmada Türkiye nin jeopolitik risk teşkil ettiği algısı; Türkiye nin AB perspektifine, Batı ya yönelimine, NATO üyeliğine, iç istikrarına ve dış politikasına etkileri bağlamında ayrıntılı incelemeye değer görülmektedir. Raporda, Dünya Ekonomik Forum'unun küresel jeopolitik gerilimin bölgelere göre dağılımının içeren araştırmasına yer verilmiştir ( bkz. Şekil 1.). Şekil 1. Önümüzdeki 12-18 Ayda Dünyada Jeopolitik Rekabettenen Enfazla Etkilenecek Olan Bölgeler Asya-Pasifik Avrupa Orta Doğu - Kuzey Afrika Kuzey Amerika Sahra Altı Latin Amerika Kaynak: World Economic Forum -2-

2. "Aktörler" bölümünde; a. Almanya nın dış politikada daha etkin olması ve küresel güvenlik sorunlarında daha fazla rol alması, Almanya: Liderlik Yapmaya Hazır mı? başlığıyla tartışılmaktadır. Almanya da devlet adamları daha etkin bir dış politikaya sıcak yaklaşırken Alman kamuoyunun temkinli ve nispeten pasif bir politikayı tercih etmeye devam ettiği görülmektedir. RAND Corporation ve Körber Foundation tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarında Almanya nın uluslararası krizlere daha fazla müdahil olmasını isteyenlerin oranının 1994 de %62 iken, 2014 de %37 ye, 2015 de ise %34 e düştüğü belirtilmektedir. Almanlar dış politikada askerî müdahale ve çatışan taraflara silah sağlanması gibi uygulamalara karşı çıkmaktadır. En fazla tercih edilen dış politika uygulamaları olarak; insani yardım (%90), diplomatik görüşmeler (%88), sivil toplumu güçlendirmeyi amaçlayan girişimler (%82), güvenlik kurumlarının eğitimi (%78)ve yoksul ülke ve bölgelere mali yardım (%67) öne çıkmaktadır. b. ABD nin hegemonik rolündeki düşüş, Dünya yorgunu mu? Savaş yorgunu mu? sorusuyla gündeme getirilmektedir. Son beş yılda ABD nin uluslararası krizlere daha az müdahil olmaya başladığı, kendi iç sorunlarına odaklandığı, başta Ortadoğu olmak üzere bazı jeopolitik bölgelerdeki ilgisinin kaybolmaya başladığı yaygın bir kanıdır. ABD liderleri küresel sorumluluklardan vazgeçilmediği, ancak tek başına askerî müdahalenin çözüm olarak görülmediği, çok taraflılığın ve askerî olmayan vasıtaların daha fazla tercih edildiğini dile getirilmelerine karşın dünya kamuoyu algısı aksi yönde şekillenmekte ve bu algı ABD nin geleneksel müttefiklerini farklı dış politika ve güvenlik arayışlarına yönlendirmektedir. Chicago Council On Glibal Affairs tarafından yapılan bir araştırmada ABD vatandaşlarının da ABD nin küresel konularda daha az rol oynamakta olduğunu düşündüklerini göstermektedir. ABD nin küresel olaylarda önemli rol oynadığını düşünenlerin oranı 2002 de %55 iken 2014 te %21 e düşmüştür. c. Avrupa nın güvenlik ve savunma konusundaki açığı Avrupa-Savunma Önemli mi? başlığında yer bulmaktadır. Soğuk Savaş sonrası Avrupa da bir taraftan savunma harcamalarının kesilmesi diğer taraftan ABD nin kuvvetlerini azaltmasının yarattığı güvenlik/savunma açığı sorgulanmakta, Avrupa nın Ukrayna krizi nedeniyle kapısına gelen savaşta bu açığı daha yakından hissettiği vurgulanmaktadır. Avrupa nın 1995 den 2015 e konvansiyonel kapasitesindeki azalma Tablo 1. dedir. Tablo 1: Avrupa nın Konvansiyonel Savunma Kapasitesindeki Azalma 1995 2005 2015 Azalma (%) Zırhlı Personel Taşıyıcı 11.203 10.514 7.460-34 Top 39.556 40.608 22.441-44 Denizaltı 141 101 78-45 Su üstü harp gemileri 224 176 139-38 Muharebe Uçağı 5.418 3.546 2.486-55 Ana Muharebe Tankı ii 22.049 15.833 6.924-69 Kaynak: Münich Security Report 2015-3-

Avrupa'da savunma harcamalarının yüzde cinsinden mukayesesinde ilk beş sırayı İngiltere (521,5), Fransa (%18,5), Almanya (%15,3), İtalya (%8,4), İspanya (%5,2) almakta olup, Türkiye Avurupa savunma harcamalarının %3,5'i ile Hollanda (%3,7) ve Polonya (%3,6)'nın ardından 8'inci sırada yer almaktadır. Şekil 2. Devlerlere ve Alt Bölgelere Göre Avrupa Savunma Harcamaları Balkanlar; 0,9% Türkiye; 3,5% Diğer Güneydoğu Diğer Güney Avrp.; 1,3% Avrp.; 1,1% Yunanistan; 2,0% İngiltere; 18,5% İspanya; 5,2% İtalya; 8,4% Hollanda; 3,7% Diğer Kuzey Avrp.; 3,4% Diğer Batı Avrp.; 2,3% Norveç; 2,4% İsveç; 2,5% Diğer Merkezi Avrp.; 4,4% Polonya; 3,6% Almanya; 15,3% Kaynak: International Institute for Strategic Studies ç. NATO nun rolü konusunda Ebediyen Eve Dönmeli mi? başlığı dikkat çekmektedir. Ukrayna Krizi öncesinde NATO nun Afganistan dan da önemli ölçüde çekilmesiyle işlevinin ve gerekliliğinin sorgulanması tekrar gündeme gelmesi beklenirken Ukrayna krizi imdada yetişmiştir. NATO Galler Zirvesinde kabul edilen NATO Hazırlık Eylem Planı (NATO Readiness Action Plan (NRAP) Avrupa nın Rusya ya karşı anlamlı tek askerî girişimi olarak kalmaktadır. Ancak bu girişimde dahi ABD ye bağımlılık Avrupa nın savunma ve güvenlik alanında ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu göstermektedir. NATO nun hala önemli olup olmadığı konusunda 2014 yılında yapılan bir araştırmada ABD ve AB kamuoyu %60 civarında olumlu görüş bildirirken Türkiye kamuoyu %50 civarında olumlu görüş vermiştir. Türkiye de 2010 yılında %30 larda olan olumlu yaklaşımın dört yılda iki katına yaklaşmış olması dikkat çekmektedir. Bunda Rusya-Ukrayna krizi ve NATO nun Suriye Krizi nedeniyle Türkiye ye sağladığı desteğin etkili olduğu düşünülmektedir. d. Rusya nın son dönem saldırgan dış politikası, Rusya: Güçlü mü? İflas mı ediyor? başlığıyla tartışmaya açılmaktadır. Bu kapsamda Putin Doktrininde yer bulan, Rusya nın sadece Rusya vatandaşlarını değil aynı zamanda Rusya Federasyonu sınırları dışında Rusça konuşan halkları da koruyacağı yaklaşımı -4-

saldırganlığın ve yayılmacılığın önünü açan tehlikeli bir kavram olarak görülmektedir. Diğer taraftan Rusya nın Avrupa dan uzaklaşarak diğer bölgelerde ortaklıklar geliştirmeye çalışması endişeye neden olmaktadır. Rusya nın Ukrayna krizi nedeniyle maruz kaldığı yaptırımlar, düşen petrol fiyatları nedeniyle ciddi gelir kaybı ve yoğun sermaye kaçışı ile baş edip edemeyeceği yanıtı güç sorulardır. Rusya nın milli geliri 2013 den itibaren %2 lik bir düşüş kaydetmiş, ancak savunma harcamaları artmaya devam etmiştir. Son birkaç yılda ifade özgürlüğü alanında ise dünya sırlamasında biraz daha dibe yaklaşmıştır. Bu koşullarda Rusya nın yalnızcılık politikasını benimseyerek içe kapanması Avrupa güvenliği için risk içeren bir olasılık olarak vurgulanmaktadır. 2014 ve 2015 de yapılan kamuoyu araştırmalarında Rusların artan bir şekilde batılı güçleri (ABD, Almanya, Japonya, İngiltere vb) düşman olarak görmeye başladıkları, bu bağlamda 2010 da %44 olan oranın 2014 de %79 a yükseldiği görülmektedir. Rusların %54 ü Rusya nın eski Sovyet topraklarını kendine bağlamakta hakkı olduğunu düşünmektedir. Kırım ın ilhakı konusunda ise Rusya yı haklı görenler %88 e yükselmektedir. e. Gelişmekte olan büyük ekonomilerin küresel yönetişime etkisi, Yükselen Güçler: Serbest Tırmanıcılar mı? başlığıyla tartışmaya açılmaktadır. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika dan oluşan BRICS in ekonomik ve finansal boyutta önemli gelişme yakaladığı bilinmektedir. Ancak bu ülkeler küresel yönetişimde yeterince temsil edilmemekte, güvenlik boyutunda kendi aralarında ortak bir politika geliştirememektedir. Diğer taraftan BRICS in Ukrayna krizinde Rusya nın saldırgan tavrına tepki göstermemesi Batı karşıtı blok algısına neden olmuştur. BRICS in mevcut küresel düzenin kuruluşlarına paralel alternatif yapılar teşkil etme kapasitesine de kuşkuyla yaklaşılmaktadır. Bu ülkelerin dünyada algılanmaları hala genel olarak olumsuzdur (Tablo 2.). Tablo-2: Seçilmiş Ülkelerin Olumlu Algılanma Oranları Sıra Ülke Olumu Algı Oranı (%) Sıra Ülke Olumlu Algı Oranı (%) 1 Almanya 60 7 ABD 42 2 Kanada 57 8 Çin 42 3 İngiltere 56 9 Güney Afrika 39 4 Fransa 50 10 Hindistan 38 5 Japonya 49 11 Rusya 31 6 Brezilya 45 Kaynak: Münich Security Report 2015. -5-

3. "Sorunlu/Sıcak Bölgeler" kapsamında; a. Ukrayna nın güvenlik sorunları Mücadele mi? Savaş mı? sorusuyla gündeme getirilmektedir. Ukrayna da, Eylül 2014 de imzalanan ateşkes anlaşmasına karşın hemen her gün çatışma olmaktadır. Anlaşma sonrası ilk on hafta içinde 900 kişi ölmüştür. Ukrayna mali çöküşle karşı karşıyadır. Diğer taraftan Ukrayna halkı Rusya dan daha fazla tehdit algılamaya başlamış ve Avrupa ya biraz daha yaklaşmıştır. Temmuz 2013 de Ukrayna kamuoyunun sadece %23 ü Rusya yı tehdit olarak görürken bu oran Eylül 2014 %76 ya çıkmıştır. AB ile Ortaklık Anlaşması 2013 de %42 destek alırken bu oran Eylül 2014 de %66 ya çıkmıştır (Razumkov Center araştırması). Ekim 2014 deki seçimlerde Avrupa yanlısı partiler çoğunluğu sağlamıştır. Rusya, Kırımı kendisine bağlamış, Doğu Ukrayna da etkili olmaya devam etmiş ancak Ukrayna nın geri kalan büyük bölümünü tamamen kaybetmiş görünmektedir. b. Ortadoğu: Kumlar Üzerinde İnşa Edilmiş Düzen mi? başlığıyla Ortadoğu incelenmekte ve mevcut ortam Avrupa nın 1618-1648 dönemine benzetilmektedir. Sykes-Picot ile tasarlanan düzenin dağılmakta olduğu, görünürde yeni bir düzen olmadığı, bölgenin kendi içinden ve dışından düzenleyici güçlerden yoksun olduğu tartışılmaktadır. Ortadoğu da önceki dönemlerde ilgili ülkelerin sınırları içinde kalan iç savaşlar son dönemlerde sınırları aşarak bölgeselleşmiştir. Çok sayıda Ortadoğu ülkesi zayıf ve başarısız devletler içinde olup Suriye, Libya ve Yemen çökmektedir. Önümüzdeki dönemde çöken devlet sayısı artacak gibi görünmektedir. Ortadoğu ülkelerinin halkları kendi ülkelerinde radikal İslam dan gittikçe daha fazla endişe duymaktadırlar. Pew Araştırma Şirketinin 2014 de yaptığı bir çalışmada halkın radikal İslam dan tehdit algılama oranları; Lübnan da %92, Tunus ta %80, Mısır da 76, Filistin de %65, Ürdün de %62, Türkiye de %50 dir. Ayrıca Pew tarafından 2014 yılında bölge ülkelerinde yapılan kamuoyu araştırmalarında etnik ve dini düşmanlığı en büyük tehdit olarak görenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Tablo 3. Ortadoğu Ülkelerinde 2007 ve 2014 de Etnik ve Mezhepsel Düşmanlığı Dünyadaki En Büyük Tehdit Olarak Görme Oranı 2007 2014 2007 2014 Ülke Ülke (%) (%) (%) (%) Lübnan 39 58 İsrail 27 30 Mısır 16 34 Filistin 44 40 Türkiye 20 29 Tunus 39 Ürdün 19 25 Açıklama: Diğer tehditler; eşitsizlik, nükleer silahlar, çevre, AİDS, Sıtma gibi hastalıklar olarak verilmiştir. Kaynak: Münich Security Report 2015. Ortadoğu halkları yaşanan gelişmelere karşın yönetim şekli olarak demokrasiyi tercih etmektedir. Arab Center for Research and Policy Studies isimli kuruluşun 2014 deki araştırmasında Arap ülkelerinde -6-

kamuoyunun ortalama %51 i demokrasiden yana net tavır alırken koşulsuz olarak Şeriat isteyenler %13 düzeyinde kalmaktadır. c. Asya-Pasifik: Güç Fıçısı mı? Barut Fıçısı mı? başlığında; Asya-Pasifik te birçok sorunlu alan olmasına karşın Çin-Japonya mücadelesi en tehlikeli jeopolitik sorunlardan biri olarak görülmektedir. Asya-Pasifik te savunma harcamaları son yılda iki katına çıkmıştır. Bölgesel güvenlik ve yönetişim yapıları zayıf ve etkisi tartışmalıdır. Çözülmeyen sınır sorunları, tarihsel düşmanlıklar, toprak iddiaları ve denizlerde egemenlik sorunları ciddi düzeydedir. Deniz tabanında zengin petrol ve doğal gaz bulunduğu yönündeki abartılı iddialar da gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğundaki yaygın algı Çin ve komşu ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların silahlı çatışmaya yol açacağı yönündedir. Pew in 2014 de yaptığı bir araştırmada Filipinlilerin %93 ü, Japonların %85 i, Vietnam halkının %84 ü, Güney Kore kamuoyunun %83 ü askerî bir çatışmayı olası görmektedir. Çin kamuoyunda ise bu algı %62 i düzeyindedir. Çin in komşu devletleri, halklarının algısını paylaşarak ABD ile yakın ilişkileri tercih etmekte, ABD de bu yaklaşımlara kapı aralamaktadır. ABD nin artan varlığı ve etkisi ise bölgedeki fay hatlarını daha fazla germektedir. -7-

4. "Zorluklar" bölümünde; a. Savaşın değişen karakteri ve bu kapsamda Hibrid Savaş tartışılmaktadır. Hibrid Savaş, Rusya nın Ukrayna ya karşı yürüttüğü savaşı nitelemekte kullanılmaktadır. Hibrid savaşta; düzenli askerî kuvvetler ve konvansiyonel olmayan tüm yöntemler ile sert ve yumuşak güç unsurları bir arada kullanılmaktadır. (Şekil 3.) Şekil 3. Hibrid Savaşın Unsurları Ekonomik savaş Düzenli askerî kuvvetler Hibrid Savaş Çok sayıda konvansiyonel ve asimetrik araç ve yöntemlerin kullanımıyla icra edilen savaş Siber saldırı Özel kuvvetler Diplomasi Düzensiz kuvvetler Bilgi harekâtı ve propaganda Yerel isyanlara destek Kaynak: Munich Security Report 2015. b. Terörle Savaş: Savaşı kaybediyor muyuz? başlığında IŞİD ile birlikte Batı nın terörle savaşı kazanma ümitinin azalmaya başladığı görülmektedir. Cihadist örgütlerin sayılarının ve eylemlerinin artması (Tablo-4) ile biriken enerjilerinin Batı ülkelerine yönlendirilmesi endişe kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Tablo 4. 1-30 Kasım 2014 Tarihleri Arasında Bir Aylık Dönemde Chadist Şiddet Örgütler Saldırı Ölen sayısı IŞİD 306 2206 Taliban 150 720 El Şebab 41 266 Arap yarımadasındaki El Kaide 36 410 El Nusra 34 257 Pakistan Talibanı 32 146 Boko Haram 30 801 Kaynak: Munich Security Report 2015. -8-

Orta Asya Asya-pasifik Kuzey Amerika Batı Avrupa Orta Doğu-Kuzey Afrika Balkanlar/ Doğu Avrupa Finlandiya 50-70 Rusya 800-1500 Lübnan 900 Merkez Strateji Enstitüsü Ayrıca Avrupa ülkelerinden Ortadoğu ya giden savaşçıların (yabancı savaşçıların) ülkelerine döndüklerinde yaratacakları terör tartışılmaktadır. Yabancı savaşçıların ülkelere göre dağılımı Tablo- 5 dedir. Tablo 5. Irak ve Suriye deki yabancı savaşçıların ülkelere göre dağılımı Ülke Sayı Ülke Sayı Ülke Sayı Norveç 60 Ukrayna 50 Filistin 120 İsveç 150-180 Sırbistan 50-70 Cezayir 200 Danimarka 100-150 Makedonya 12 Fas 1500 Hollanda 200-250 Arnavutluk 90 Tunus 1500-3000 Belçika 440 Kosova 100-150 Libya 600 Almanya 500-600 Bosna 330 Mısır 360 Fransa 1200 Türkiye 600 Ürdün 1500 İngiltere 500-600 Kanada İtalya 80 ABD 100 Suudi Arabistan 100 1500-2500 Sudan 100 İspanya 50-100 Çin 300 Somali 70 Avusturya 100-150 Afganistan 50 Yemen 110 İsviçre 40 Pakistan 500 Kuveyt 70 İrlanda 30 Avustralya 100-250 Bahreyn 12 Kazakistan 250 Yeni Zelanda 6 Katar 15 Özbekistan 500 BAE 15 Kırgızistan 100 Toplam 20 530 Tacikistan 190 Türkmenistan 360 Kaynak: International Centre for the Study of Radicalisation and Political Violence, 2014 c. Mülteci krizleri: Çizgiyi Aşıyor muyuz? 2013 sonu itibariyle 50 milyondan fazla insan mülteci durumuna düşmüştür. Bu miktar tarihsel olarak BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kayıt yapmaya başlamasından beri en yüksek rakamdır. Mültecilerin %86 sı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde barınmaktadır. Özellikle iç savaş içindeki ülkelerin komşularına çok fazla yük binmektedir. Avrupa mülteci sorunundan en az etkilenen bölgelerden biri olmasına karşın tartışma büyüktür. 2014 de 207,000 insan Akdeniz i geçerek Avrupa ya ulaşmaya çalışmış, bunların 3,400 ü hayatını kaybetmiştir. Avrupa nın yapmaya çalıştığı sınırları kontrol ederek en az mülteci kabul etmektir. Ancak bu yaklaşım ahlaki bulunmamakta, ortak bir politika üzerinde çalışılması gerektiği yaygın taraftar bulmaktadır. ç. Enerji güvenliği konusunda Avrupa nın mevcut ve uzun dönemli sorunlarına odaklanılmaktadır. Avrupa nın 2030 da doğal gaz ihtiyacı %55 artacaktır. Bu kapsamda Avrupa nın -9-

gelecekteki ihtiyacını karşılamayı güvenceye aldığı söylenemez. Bu yönde ortak bir strateji de hazırlanamamıştır. Toplam doğal gaz rezervlerinin %46 sını oluşturan kaya gazı bu aşamada sadece ABD ye avantaj sağlamaktadır. Avrupa da kaya gazı üretimi zor görülmektedir. ABD den Avrupa ya satılacak kaya gazının birim fiyatı da konvansiyonel ürünlerin fiyatı civarında olmaktadır. Avrupa nın enerji bağımlılığı, savunma ve güvenlik kapasitesi ile birlikte özgüvenini azaltmakta, manevra olanağını sınırlamaktadır. d. Savunma sanayindeki firmaların birleşme stratejileri azalan savunma harcamaları ve artan rekabet koşullarında tartışılmaktadır. Avrupa da savunma sanayi firmalarının birleşmesi için üç senaryo ortaya konulmaktır. Savunma sanayinde öne olan ülkelerin (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya) kendi şirketleri arasında birleşmelerle ulusal büyük holdingler teşkili; bir veya daha fazla alt sektörde yoğunlaşan bölgesel AB şirketlerinin ortaya çıkması; bir veya iki AB şirketi oluşması üç temel seçenek olarak tartışılmaktadır. -10-

Notlar i Raporun tam metnine (https://www.securityconference.de/en/discussion/munich-security-report/) adresinden ulaşılabilir. ii Avrupa daki 6924 takın, yarıdan fazlasını Türkiye ve Yunanistan oluşturmaktır. (Türkiye 2,505; Yunanistan 1354). Baltık, Orta ve Doğu Avrupa Polonya hariç Rusya ya karşı ciddi bir tanksavar savunması kalmamıştır. -11-