1 Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Temmuz-Ağustos-Eylül 2012. Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı?



Benzer belgeler
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Stratejik Ortaklar Destekleyen Kurumlar Organizasyon

ULUSLARARASI AYDINLATMA & ELEKTRİK MALZEMELERİ FUARI VE KONGRESİ İSTANBUL FUAR MERKEZİ

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

2012, Novusens

VESTEL ŞİRKETLER GRUBU

BODRUM MANDALİNASI ÜRÜNLERİ, ANTALYADA BEĞENİLDİ

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

SIGN İSTANBUL 2015 SONUÇ RAPORU

Yapi.tedarikdergisi.com /

YAŞAM İÇİN ENERJİ KGM HAKKINDA 1

EN BEĞENİLENLER 70 CAPITAL 12 / _071_072_CP_12.indd 2 11/26/16 6:44 PM

Doğal olarak dijital

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

3. Uluslararası Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. Gıda, Beslenme Bileşenleri, Kimyasalları ve Teknolojileri Fuarı. fningredients.

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

YÖNETİCİ GELİŞTİRME PLUS. Programın Amacı: Yönetici Geliştirme Eğitimi. Yönetici Geliştirme Uzmanlığı Eğitim Konu Başlıkları. Kariyerinize Katkıları

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI FAKÜLTESİ

Özet Tanıtım Dokümanı

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

SIGN ĐSTANBUL 2014 SONUÇ RAPORU

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

Alleather-IDF Istanbul Deri Fuarı, Dericilik Sektörünün tüm aktörlerini, APLF, ACLE ve MAGIC in organizatörlerinden UBM in global gücü ve Türkiye

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

1995 TEN BUGÜNE STRATEJİK ORTAĞINIZ

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ

TürkiyeEnerjiForumu. Enerji profesyonellerinin vazgeçilmez doruğu 12.yaşında! ANTALYA Nisan Club Med Palmiye, Kemer

PROMOSYON SHOW 2018 DEĞERLENDİRMESİ

12 19 OCAK 2017 ALMANYA - FRANKFURT / HANNOVER / MÜNİH

iki adımda bankacılık ve Facebook a para transferi dönemi başlıyor

BASIN BÜLTENİ. Türkiye nin çeyrek Net İstihdam Görünümü: +%10

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

Gelecek nesilleri yeşille buluşturuyoruz.

ANAVARZA BAL ÇOCUK TİYATROSU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

AKSA JENERİK MAYIS - HAZİRAN / 2014 AKSA JENERATÖR BAĞCILAR OFİSİ AÇILDI ANKOMAK 2014 FUARI AKSA JENERATÖR SAN. A.Ş. RESMİ HABER BÜLTENİ

EGELİ & CO.: REEL YATIRIMLAR İÇİN YERLİ ve YABANCI FİNANSAL YATIRIMCIYI TARIM SEKTÖRÜNE ÇEKECEĞİZ

TÜRK HAVA YOLLARI-THY TEKNİK AŞ.

Basın Bülteni Release

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

Tüm Kurumsal İşlerinizde Profesyonel Çözümler

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Nisan 2012

Özet Tanıtım Dokümanı

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

Güneş Enerjisi nde Lider

KİŞİSEL BAKIM VE KOZMETİK ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.

20 Ağustos 2015 DOMOTEX Turkey (25 28 Mayıs 2015) DOMOTEX Turkey, halının merkezinde uluslararası bir platform sundu

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

Stratejik Pazarlama Planlaması. Tolga DURSUN

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 8 Ay PAGEV

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Toplam Perakende 2016

Fikirden Girişime EN HIZLI YOL

ELEKTRİK ÇEVİRİMİ İLETİMİ VE DAĞITIMI SEKTÖRÜNÜN TEK İHTİSAS FUARI ELEX

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

9. ULUSLARARASI LED SİSTEMLERİ, TEKNOLOJİLERİ, UYGULAMALARI VE AYDINLATMA FUARI

Yenilikçi Çözüm Ortağınız

TURKCELL SIR BAŞLIK ALANI. Çağatay AYNUR Turkcell Kurumsal Satış Direktörü

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

SAP OEM PROGRAM ORTAKLIĞI REHBERİ. Türkiye nin ilk SAP OCP İş Ortağı MDS ap den OEM Programı Hakkında Bilmek İstedikleriniz...

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Hizmetlerimiz. Allnjoy Event Works,

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

İNOVANKA TANITIM DOKÜMANI. Dijital Dünya da zirveyi arzulayan işletmelerin adresi


TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU / 9 Ay PAGEV

3. Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri ve Teknolojileri Fuarı Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. pharmaist.net. Medya Partnerleri:

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

İtibar Yönetimi Zirvesi

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

Plast Eurasia İstanbul 2015 Fuar Sonuç Raporu

Şekerleme sektörü 20 ülkeden alım garantili heyetle ihracatı artıracak

İsmail Erdoğan. ZÜCDER Züccaciyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

HAKKIMIZDA. Üretim Planı. Misyon Vizyon. Showroom. Ülkeler. Standlar. İnovasyon

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

BURSA İNŞAAT FUARI ve RISING CITY BURSA GAYRİMENKUL FUARI 2018 FUAR RAPORU

1. ELEKTRONİK KOMPONENT, GÜÇ KAYNAKLARI VE GÖMÜLÜ SİSTEMLER FUARI

ELEX SEKTÖRÜNÜN TEK FUARI

Yerel ve Global İhtiyaçları Karşılamak

ATRAXION MAGAZINE MEDYA KİTİ

Ara Dönem Özet Faaliyet Raporu Mart Merrill Lynch Yatırım Bank A.Ş.

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Rapor. Toyzeria Türkiye ve Orta Doğu nun Çocuk Fuarı.

NİVO ATAKÖY. ŞİMDİ YAŞAMA SIRASI SİZDE!

Özet Tanıtım Dokümanı

Eylül Merrill Lynch Yatırım Bank A.Ş. ve Bağlı Ortaklığı Merrill Lynch Menkul Değerler A.Ş.

Müşteri taleplerini genişletir ve projenin her aşamasında hem müşteriye hem de kullanıcıya fayda getirecek yenilikleri kurgular ve uygular.

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

Halkla İlişkiler, Danışmanlık, Yaratıcı Çözümler, Proje Geliştirme ve Satış Danışmanlığı

Tarih: 13 Temmuz 2012 Daha fazla bilgi için Nurgül Usta Genel Md. Yardımcısı Tel: E mail:nurgul.usta@dorinsight.

IMM KÖLN ULUSLARARASI MOBİLYA FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU DEĞERLENDİRME RAPORU

2015 YILI 2015 İLİŞKİLİ TARAF İŞLEMLERİ VE 2016 YILI YAYGIN VE SÜREKLİLİK ARZ EDEN İLİŞKİLİ TARAF İSLEMLERİ ÖNGÖRÜSÜ RAPORU

Transkript:

1 Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Temmuz-Ağustos-Eylül 2012 38 Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı?

sunuş 01 Yetenek ve teşvikle aşılan sınırlar Günümüz dünyasının çalkantılı ve rekabetçi ortamında iş dünyası her gün yeni bir kavramla tanışıyor. Temel hedefi, büyümek, gelişmek ve karlılığını sürdürmek olan şirketler, değişen koşullar karşısında ayakta kalabilmek için, bu kavramları hayatlarına sokuyor, yeni iş modelleri geliştiriyorlar. Hiç kuşkusuz şirketlerin rekabet güçlerinin gelişmesinde özellikle kilit noktalardaki insan gücünün zenginliği büyük önem taşıyor. Buradan hareketle günümüzde yetenek yönetimi kavramı da adından sıkça söz ettiriyor. Yetenek yönetimi, şirketin kaderinde rol oynayabilecek potansiyele sahip kişilerin seçiminden, onların uygun pozisyonlarda konumlandırılması, geliştirilmesi ve liderlik rollerine hazırlanması süreçlerini kapsayan bir iş modeli. Kurumlar parlayan yıldızları bir yandan kendilerine çekerek şirketin verimliliğini artırırken, rekabet üstünlüğü de sağlıyorlar. Zorlu Grubu olarak biz de rekabette fark yaratmanın yolunun nitelikli insan kaynağından geçtiğinin bilincindeyiz. Yurtiçinde ve dünyada imza attığımız başarıların temelinde, doğru iş gücünün, doğru yönetimi olduğunu söyleyebilirim. Zorlu Grubu olarak, yetenek yönetimi nde de farkımızı ortaya koyuyoruz. Sadece faaliyet gösterdiğimiz alanlarda ihtiyaç duyduğumuz insan kaynağının değil, sektöre hizmet edecek potansiyel yeteneklerin de ortaya çıkarılmasına destek oluyoruz. Bunun en başarılı örneklerinden birini 10 senedir destek verdiği Bir De Sen Tasarla Yarışması ile Zorlu Tekstil gösteriyor. Bir De Sen Tasarla, genç yeteneklere kendilerini ifade etme fırsatı sunuyor, yüzlerce gencin tasarımlarına hayat veriyor. Tekstilde, ülkemizi ve ürünlerimizi tercih edilebilir kılacak insan gücünün yetişmesi için genç tasarımcıları cesaretlendiriyor. Vestel, sanayi üniversite işbirliği ile iş dünyasında yetenek yönetimini en üst seviyeye taşıyor. 2005 yılından bu yana Bilkent Üniversitesi yle yaptığı işbirliği neticesinde Vestel in yönetim kültürünün omurgası oluşturuldu. Geçtiğimiz yıl başlayan ve Özyeğin Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçen Vestel Teknoloji Akademisi de Vestel mühendislerinin mesleki ve yönetim becerilerini geliştirerek fark yaratıyor. Zorlu Enerji, tüm insan kaynakları alt yapısını yetenek yönetimi üzerine kuran şirketlerimizden bir tanesi. Bunun yanı sıra, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın yeteneklerinin geliştirilmesine imkan veren projeler üreterek de yetenek yönetimi kavramına bambaşka bir yön veriyor. Zorlu Enerji, Önce Çocuklarımız gibi çalışmalarıyla çocuklara enerji konusunda eğitimler veriyor, onları enerjinin önemi konusunda bilinçlendirirken, bilgi ve becerilerini de geliştiriyor. Zorlu Grubu olarak, her alanda yeteneklerin desteklenmesiyle ve toplumla buluşturulmasıyla toplumsal ilerlemeye ulaşılacağına inanıyoruz. Bu inançla geçtiğimiz günlerde, Zorlu Gayrimenkul sponsorluğunda Avrupa nın ünlü dans topluluğu Zürih Balesi ni ağırladık. Zorlu Center bünyesinde faaliyete geçecek olan Performans Sanatları Merkezi ile dünyanın önde gelen müzikal, konser, dinleti, tiyatro ve dans gösterilerini, sergi ve müzayedeleri ülkemiz insanları ile buluşturmaya devam edeceğiz. Bu yıl, Londra Olimpiyatları nda ülkemizin temsil eden sporcularımız yetenekleri ile dünyayı kendilerine hayran bırakırken, bizlerin de göğsünü kabarttı. Yetenekli sporcularımızın, desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi ile önümüzdeki dönemde uluslararası müsabakalarda çok daha iyi sonuçlar alacağına yürekten inanıyorum. Zorlu Grubu olarak grubumuzda ve ülkemizde yeteneklerin ortaya çıkması ve gelişmesi için verdiğimiz destekleri sürdürerek ülkemizin başarıdan başarıya koşmasında her daim öncü olmaya devam edeceğiz. Sevgi ve saygılarımla, Ah met ZOR LU

02 içindekiler 03 Türkiye de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz. Kapak Görseli: DrAfter123 / Vetta / Getty Images Turkey Katkıda Bulunanlar: Prof. Dr. Kerem Alkin / BloombergHT Genel Yayın Yönetmeni İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi nden mezun oldu. 1998 de doçentlik, 2004 te ise profesörlük unvanı aldı. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Ticari Bilimler Fakültesi Bankacılık ve Finans Bölüm Başkanlığı yapıyor. Aynı zamanda Genelkurmay Başkanlığı ATASE Komutanlığı SAREM biriminde Planlama ve Değerlendirme Kurul Üyesi. BloombergHT de ise Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürüyor. 08 Zorlu Center dan büyülü gösteri 12 Hedef küresel liderlik 22 Bir solukta Kuzey Ege 36 Zorlu Çocuk Tiyatrosu na ödül yağmuru Ayşegül Güngör / Minerva Eğitim Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü 1989 da İstanbul Üniversitesi Ekonometri Bölümü nden lisans derecesi, 1991 de Ekonometri Bölümü nden yüksek lisans derecesi aldı. Bankacılık sektöründeki kariyerinin yanı sıra 1995 te Marmara Üniversitesi Çağdaş Bilimler Vakfı, Çağdaş İşletmecilik Sertifika Programı nda hazine ve sermaye piyasaları konusunda dersler verdi. 2001 den bu yana yönetici ortağı olduğu Minerva Eğitim ve Danışmanlık bünyesinde, çeşitli kurum ve kuruluşlara eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Metin Salt / Vestek Genel Müdürü Metin Salt 1990 da ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü nü bitirdi. ABD de Digital Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. Adlı şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen Vestel Şirketler Grubu nun Ar-Ge çalışmalarını yürüten Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş. de genel müdür olarak görev yapıyor. ABD, Avrupa ve Türkiye patent enstitüleri tarafından verilen altı patenti bulunuyor. 04 Kapak / Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı? 11 İlerleme Bildirimi Raporu yayınlandı 14 Valeron, tasarımın kalbinde 15 Valeron şıklığı Dubai de 16 Vestel, Rönesans ın ustalarını buluşturdu 18 IFA Berlin de Vestel Şov 20 Prof. Dr. Kerem Alkin / Yılsonunda enflasyon yüzde 6,2 yi görmek zorunda 26 Mutluluğun tablosu 28 Zorlu Enerji, Ortadoğu da da güçlü adımlarla ilerliyor 29 Zorlu Enerji, Pakistan da hızını artırıyor 30 Gönüllülerimiz 63 bin çocuğa ulaştı 32 Sakın geç kalma erken gel! 34 Enerji yatırımında yerel katılım 38 Çocuklara beşi bir yerde armağan 39 Dünyada bir ilk 40 Metin Salt / Hayatın barkodu 44 Akıllı olduğu kadar şık 45 Vestel televizyonlar artık daha renkli 46 Dijital dünyanın yıldızları 57 Sağlıklı günler için... 62 Ayşegül Güngör / İş hayatında epifaniyi yakalamak 64 Bize bir şey olmaz mı? 72 Giyinirken stratejik düşünmeli 74 Şampiyon Korteks 75 Korteks in sanal performansı zirvede 76 Kısa kısa 78 Gökyüzünün getirdikleri 80 Kültür sanat 82 English summaries 50 Her alanda önemli bir aktör: Doğal gaz 54 Doğaya karşı insan! 58 Ameliyat kapısının ardında yaşananlar 68 Vize yok, dert yok! Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi Olgun Zorlu Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaprak Özer Yayın Kurulu Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık İçerik ve Tasarım Uygulama indeks içerik-iletişim danışmanlık Kore şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28 K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77 e-mail: indeks@indeksiletisim.com web: www.indeksiletisim.com Genel Koordinatör Ayşegül Kuyucu Süreli Yayınlar Koordinatörü Nilüfer Eyiişleyen Yayın Editörü Umut Bavlı Yazı İşleri İsmail Polat Görsel Yönetmen Esen Ataman Kürklü Grafik Tasarım Serkan Bengin Emre Ergül İdari İşler Buket Çelikol Fotoğraflar Renk Ayrımı ve Basım Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Dudulu Org. San. Bölgesi 1.Cad. No:16 Ümraniye-İST Tel: 0216 444 44 03 Faks: 0216 365 99 07-08 www.bilnet.net.tr Dergi Yönetim Yeri Zorlu Plaza, 34310 Avcılar - İstanbul Telefon: 0212 456 20 00 Faks: 0212 422 00 49 e-posta: zorludergisi@zorlu.com Zorlu Dergisi nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. Zorlu Dergisi nde yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve Zorlu markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş. ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir.

04 kapak 05 Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı? İnsan Kaynakları alanının parlayan kavramı Yetenek Yönetimi, firmaların olmazsa olmazları arasında yerini aldı. Yetenek yönetimi 1990 ların sonlarında ortaya çıkan bir kavram. Şirketlerin büyümesi, agresif rekabet, çalışan kalifikasyonlarındaki artışla birlikte İnsan Kaynakları departmanlarının Yetenek Yönetimi departmanı olarak evrimini sağladı. Yetenek yönetimi, doğru ekibi oluşturabilmek açısından yöneticiler için büyük önem taşıyor. Uygun yeteneğe sahip kişileri doğru pozisyona yerleştirmek, başarı şansı daha yüksek bir takım oluşturabilmenin de ilk adımı sayılabilir. Bu açıdan yetenek yönetimini, bir futbol teknik direktörünün sahaya çıkardığı takıma benzetmek mümkün. Yeteneği yüksek oyuncular doğru pozisyonlarda görevlendirildiklerinde başarı da beraberinde gelecektir. Ancak sorun da tam bu noktada başlıyor! Yetenek sahibi kişileri bulmak o kadar kolay değil. Bunun temelde iki nedeni var. Yetenekli kişi sayısının az olması ve herkesin yetenekli kişilerin peşinde olması. Bu durum, hem firmalarda hem de sektörlerde yetenek açığını da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla yetenek yönetimi şirketlerin başarısını belirleyen kriterlerden biri olarak öne çıkıyor. Yetenekleri çekmek için gösterdikleri çabayı, bu yetenekleri yönetmek için de göstermeleri gerekiyor. Manpower tarafından 2012 yılı içerisinde 41 ülkeden 38 bin işveren ile yapılan yetenek açığı araştırmasına göre belirli meslek gruplarındaki pozisyon ihtiyacını dolduracak yeterli sayıda ve yetkinlikte iş gücü bulunamadığını aktarıyor. 2011 de dünyadaki işverenlerin yüzde 31 i yetenek açığından yakınırken bu yılki sonuçlarda bu oran yüzde 34 olarak belirlenmiş. Dünya çapında, yetenek azalması en fazla Asya Pasifik bölgesinde şiddetleniyor. İşgücünün yaşlanmasının kötüleşen bir konu olduğu Japonya da da işverenler önemli güçlüklerle karşılaşıyor. Bu bölgenin işverenlerinin kapsamında en kaygılandıkları konular yetersiz yetenek ile IT ve mühendis adaylarında yetenek açıklıkları. ABD de ise işverenler mühendislik atamalarını, doldurulması en güç pozisyon olarak tanımlıyor. Nitelikli meslek pozisyonlarının doldurulmasının en zor olduğu yerler ise Avrupa, Ortadoğu ve Afrika. Türkiye de ise işverenlerin yüzde 48 i açık pozisyonlarını doldurabilecek nitelikli eleman bulmakta sıkıntı çekiyor. Global değerlendirmede, işverenler pozisyonların doldurulma zorluğunun nedeni olarak yeterli başvuru alınamaması (yüzde 33), teknik yetenek azlığı (yüzde 33) ve deneyim yetersizliğini (yüzde 24) gösteriyorlar. Global listede zanaatkarlar, mühendisler ve satış temsilcileri sıralamada ilk üçte yer alıyor. Özellikle teknik işçiler konusunda eleman bulmakta zorluk yaşanıyor. Gerekçe olarak son yıllarda dünyada üniversite eğitiminin ağırlığının meslek yüksekokullarından 4 yıllık programlara kaydırılması gösteriliyor. Pozisyonların doldurulamamasındaki asıl neden ise belli meslek gruplarına olan işgücü talebi ve bu gruplardaki işgücü arzı arasındaki dengesizlik olarak gözlemleniyor. İşverenler bu dengesizlikleri çözmek için alacakları önlemleri şöyle sıralıyorlar: Mevcut çalışanlara sunulan meslek içi eğitimleri ile iş niteliklerini arttırmak (yüzde 25), pozisyonu doldurabilecek aday arayışlarını daha geniş bir coğrafyada devam ettirmek (yüzde 12), mevcut durumda istenilen yeteneğe sahip olmadığı halde öğrenme kabiliyeti yüksek/eğitilebilir çalışanları işe almak (yüzde 12). Türkiye dışındaki Avrupa bölgesi ülkelerinde işverenlerin yüzde 19 u mevcut çalışanlara eğitim ve gelişme olanakları sunarak bu açığı kapatmaya çalıştıklarını söylerken Türkiye de bu cevabı verenlerin oranı yüzde 41. Enerjiye yoğun talep Zorlu Enerji Grubu, entegre insan kaynakları çalışmalarıyla yeteneği keşfetmeye ve elinde tutmaya yönelik stratejik çalışmalar gerçekleştiriyor. Özel sektörde enerji çok yeni ve hızla gelişen bir alan. Birçok deneyimli ve yeni mezun aday bu sektörde rol almak istiyor. Uzmanlığın fazlasıyla öne çıktığı, rekabetin yoğun olduğu, teknolojik ve değerli bu alan ile yeni nesil bir araya geldiğinde çalışan devir oranı da artmış oluyor. Yetişmiş, hazır çalışanı isteyen diğer şirketler transfer etmek için cazip tekliflerle geliyorlar. Y kuşağı denilen yeni nesil hızla ilerlemek istediğinden bu teklifleri olumlu değerlendiriyor. Yetenekleri elde tutmak için iyi bir insan kaynakları alt yapısının dışında bir şeyler yapılması gerekiyor. Yeni mezunken alıp yetiştirilecek genç potansiyel yeteneklerin işe alım süreci daha farklı yönetiliyor. Tek başına ve grupla nasıl iletişim kurduğu ve çalıştığı farklı senaryolarla gözlemleniyor. Yetenek- Yetenek: Bir sonraki nesil için yatırım Yetenek yönetimi, sürekliliği sağlamak için; yerine yetiştirme ve kariyer planlama modelidir. İngilizce de replacement planning denilen; kısa, orta ve uzun vadede yedekleme modelinin oluşturması durumu olarak tanımlanabilir. Sistemler iyi olsa da içselleşmediği sürece sistem olarak kalıyor. Genç yeteneklerin en büyük sorunu bağlılık. Kuruma gönülden bağlanmaları için gerekli süreyi ya beklemiyorlar ya da kurum beklentilerini karşılamadığından çalıştıkları süre boyunca kendilerini ait hissetmiyorlar. Bu da iş sonuçlarını etkiliyor. İş sonuçlarından tatmin olmayan, katkı yaratamayan çalışan motivasyonunu kaybediyor ve bağlılığı iyice düşüyor. Bir kısır döngüye giriyor.

06 kapak 07 Türkiye dahil, Avrupa bölgesinde yetenek açığını en fazla hisseden işverenler yüzde 53 ile Romanya, yüzde 48 ile Türkiye, yüzde 46 ile İsviçre, yüzde 42 ile Bulgaristan. En az zorluk çeken ülkeler ise yüzde 9 Norveç, yüzde 5 İrlanda ve yüzde 4 Polonya. Japonya, yüzde 80 oranı ile 2011 yılında dünyada en fazla yetenek açığını hisseden ülke oldu. ler, işlerinin zenginleşmesi durumunda daha motive oluyorlar. Bu nedenle bir süreç iyileştirileceğinde ya da yeni bir sistem getirileceğinde Zorlu Enerji Grubu nun farklı şirket ve bölümlerinden çalışma grupları oluşturuluyor. Grupların araştırma ve görüşleriyle modelin çerçevesi belirleniyor. Projenin tamamlanmasının ardından çalışma grupları üst düzey yöneticilere sunumlarını gerçekleştiriyorlar. Bu, hem işleri dışında bir konuda çalışmak, hem şirketin yeni bir sürecinin kahramanı olmak, hem de tepe yönetimin önüne çıkma şansı verdiğinden bağlılık ve istekliliklerin olumlu etkilenmesinde rol oynuyor. Geleceğin yöneticileri yetiştiriliyor Vestel, gelecekteki yöneticilerini Vestel MT programına katılan yeni mezunlar arasından yetiştiriyor. Vestel in en büyük değerinin insan gücü olduğu düşüncesinden hareketle kurulan Vestel Akademi, eğitim çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Eğitimlere, 2012 yılında hizmete giren Vestel Eğitim Merkezi ev sahipliği yapıyor. Vestel, geleceğin yöneticilerini yetiştiriyor. Vestel Şirketler Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Semih Süslü, Türkiye de ciddi bir yetenek potansiyeli var ama onu ortaya çıkaracak sistemler eksik. Bu sorun, şirketlerin ellerindeki yaratıcı olabilecek yetenek potansiyelini kullanamadan kaybetmesine neden oluyor. Yetişmekte olan nesilin artık iş hayatından çok farklı beklentileri olmakla birlikte, kariyer anlayışlarının da farklı olduğunu görüyoruz. Yeni nesil için kariyer fedakarlık olarak değil de, sosyal hayatından mümkün olan en az kaybı yaşayarak ama doğru motivasyon araçlarını kullanarak verimli bir çalışma hayatı olarak algılanıyor. Biz de Vestel olarak Vestel Akademi ile bu araçları hem kişisel gelişim hem de teknik gelişim alanlarında kullanmaya çalışıyoruz. Akademi ile işyerine kampüsü getirerek bu birleşmeyi yapmalarını sağlıyoruz, öğrenci çalışan olarak motivasyonlarını yüksek tutmayı amaçlıyoruz. Vestel in faaliyet gösterdiği sektörler bazında baktığımızda bilişim, yazılım, donanım, mekanik ve optik alanlarında gerek Ar-Ge gerekse üretim, süreç ve kalite mühendislerine ihtiyaç duyduğunu görüyoruz diyor. Süslü, Vestel Akademi programının başlangıcından bu yana, 120 si yüksek lisans ve doktora, 143 ü sertifika programına katılımcı olan 263 çalışanın mevcut olduğunu belirtiyor. Sektöre değer katıyor Zorlu Tekstil Grubu nun ev tekstil alanındaki lider markası Taç ın, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliğiyle bu yıl 10 uncusunu düzenlediği Bir De Yetenek kültürü yaratmak Şirkette yetenek konusunun konuşulması bile çalışanların şirkete dair görüşlerini etkiliyor. Yetenek geliştiren ve elde tutan şirketler tüm paydaşları için (çalışan, müşteri, yatırımcı, yönetici) değer yaratıyorlar. Sadece yeteneklerine değil, çalışanlarına yatırım yapmanın değerine varmış şirketler iyi sonuçlar alıyorlar. İş gücünü kendilerine bağlıyorlar, sektörel değişimlere hızla uyum sağlıyorlar ve tüm bunlar iş sonuçlarına, müşteri memnuniyetine, yatırımcı güvenine neden oluyor. Sen Tasarla Yarışması, genç yeteneklere tasarım ve iş dünyasının kapılarını açıyor. Türkiye genelindeki üniversitelerin Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakülteleri nde öğrenim gören lisans öğrencileri ile Eğitim Fakülteleri nin Resim-İş Öğretmenliği Bölümü lisans öğrencilerinin katıldığı yarışmayla, iyi yetişmiş insan gücünün sağlanmasında sektörde öncü rol oynuyor. Tekstil sektörü açısından projenin önemine değinen Zorlu Holding Tekstil Grup Başkanı Vedat Aydın, Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması, ev tekstili sektörü hakkında gençlerimizi bilinçlendirmek, sektörü sevdirmek, iyi eğitimli ve sektöre katma değer sağlayabilecek nitelikli genç çalışanlar yaratmak konusunda 10 yıldır önemli bir görev üstleniyor diyor. Yetenek açığında öncelikli 10 pozisyon Türkiye Sıra Dünya Sıra İşçiler 1 Zanaatkarlar 1 Satış Temsilcileri 2 Mühendisler 2 Üretim Operatörleri 3 Satış Temsilcileri 3 Mekanik İşçileri 4 Teknisyenler 4 Mühendisler 5 Bilgi işlem elemanları 5 Teknisyenler 6 Muhasebe ve finans elemanları 6 Muhasebe ve finans elemanları 7 Şoförler 7 Yöneticiler 8 Yöneticiler 8 Restoran ve otel personeli 9 İşçiler 9 Pazarlama/Halkla ilişkiler/iletişim elemanları 10 Kişisel/İdari Asistanlar/Sekreterler/ Ofis denetim elemanları 10 Toplam yanıtlayan 1001 Toplam yanıtlayan 38.077 Pozisyonları doldurmakta zorlanan işverenlerin oranı Yüzde 41 Pozisyonları doldurmakta zorlanan işverenlerin oranı Yüzde 34 Pozisyonları doldurmakta zorlanmadığını belirten Pozisyonları doldurmakta zorlanmadığını belirten işverenlerin oranı Yüzde 59 işverenlerin oranı Yüzde 66

08 haber 09 Zorlu Center dan büyülü gösteri Zorlu Gayrimenkul ün, İstanbul a değer katmak hedefiyle geliştirdiği Zorlu Center projesi, henüz inşa aşamasında olmasına rağmen kültür ve sanatın farklı alanlarına verdiği destekle dikkat çekiyor. Zorlu Center, Zürih Balesi özel gösteriminde iş ve sanat dünyasını bir araya getirdi. Heinz Spoerli Zürih Balesi nin sanat yönetmenliğini üstlenen Avrupa nın önde gelen koreograflarından Heinz Spoerli, halen Stuttgart Balesi, Viyana Opera Balesi, Paris Operası, Helsinki Ulusal Balesi, İsveç Kraliyet Balesi, Çin Ulusal Balesi ve La Scala Balesi ile işbirliğini sürdürüyor. 1940 yılında doğan ve Köln den Montreal e pek çok seçkin kurumda solist balet olarak çalışan Heinz Spoerli, bugüne kadar 200 e yakın koreografiye imza attı. Bach, Mozart, Brahms, Stravinsky, Ravel, Berio ve Schnittke gibi farklı bestecilerin müziklerine koreografi yapan Spoerli, Külkedisi, Coppélia, Don Kişot ve Kuğu Gölü gibi klasik balelerin yeni versiyonlarını gerçekleştirdi. Heinz Spoerli nin aldığı ödüller arasında 1982 Hans Reinhart Ring, 1991 Basel Şehri Sanat Ödülü, 1995 Jacob Burckhardt Ödülü ve 2007 Zürih Sanat Ödülü sayılabilir. Sanatçıya 2009 da Alman Dans Ödülü ile Alman Dans Eleştirmenleri Ödülü verildi. Zorlu Center, 40. İstanbul Müzik Festivali nde Avrupa nın önde gelen koreograflarından Heinz Spoerli yönetimindeki dünyaca ünlü dans topluluğu Zürih Balesi ne sponsor oldu. İki gece üst üste Aya İrini de seyirciyle buluşan Zürih Balesi, 4 Haziran Pazartesi akşamı ünlü koreografın, Bach ın 1, 4 ve 5 numaralı viyolonsel süitleri için hazırladığı... ve Rüzgardan Sakındı (...und mied den Wind ) başlıklı prodüksiyonu sahneledi. Gösterinin ardından, Zorlu Center ın ev sahipliğinde iş ve sanat dünyasından isimlerin katıldığı bir davet verildi. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu nun ev sahipliğinde düzenlenen geceye Zorlu ailesinden; Zülal Zorlu, Berrin Zorlu, Zeynep & Emre Zorlu nun yanı sıra, iş ve sanat dünyasından; Bülent Eczacıbaşı, Nihal & Tekzen Çamlıbel, Ebru & Levent Üzümcü, Çiğdem Solak, Tomru Dereköylü, Ayşe Sözeri Cemal, Güneri Civaoğlu, Sevin & Engin Yiğitgil ve Gonca Paşolar gibi tanınmış isimler katıldı. Gecede bir konuşma yapan Zorlu Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Even bu anlamlı gecede IKSV işbirliğiyle Heinz Spoerli nin veda turnesine destek vermekten gurur duyduklarını söyledi. İstanbul a değer katıyor Zorlu Gayrimenkul ün, İstanbul a değer katmak hedefiyle geliştirdiği Zorlu Center projesi, henüz inşa aşamasında kültür ve sanatın farklı alanlarına verdiği destekle dikkat çekiyor. Son dünya turnesini gerçekleştiren Heinz Spoerli nin Bach ın 1, 4 ve 5 numaralı viyolonsel süitleri

10 haber haber 11 İstanbul un kalbinde, iki kıtayı birleştiren iki köprünün arasında adeta yeni bir kent meydanı yaratacak olan Zorlu Center da yer alan Performans Sanatları Merkezi; dünyaca ünlü müzikallere, usta müzisyenlerin performanslarına, görkemli tiyatro yapıtlarına, dans gösterilerine, resim sergilerine ve müzayedelere de ev sahipliği yapacak. İlerleme Bildirimi Raporu yayınlandı için hazırladığı ve Rüzgardan Sakındı ( und mied den Wind) başlıklı prodüksiyonu ilk defa 1999 yılında sahnelenmiş ve eleştirmenler tarafından türünün en iyilerinden biri olarak gösterilmişti. Zürih Bale Topluluğu, 5 Haziran akşamı Boşluktaki Rüzgarlar (In den Winden im Nichts) başlıklı ikinci gösterilerini sergiledi. İstanbul un kalbinde, iki kıtayı birleştiren iki köprünün arasında, Türkiye de ilk defa rezidans, performans sanatları merkezi, alışveriş merkezi, otel ve ofislerden oluşan 5 ayrı fonksiyonu bir araya getirerek, adeta yeni bir kent meydanı yaratacak olan Zorlu Center da yer alan Performans Sanatları Merkezi; dünyaca ünlü müzikallerin, usta müzisyenlerin performanslarının, görkemli tiyatro yapıtlarının yanı sıra dans gösterileri, dünya prömiyerleri, resim sergileri ve müzayedeler gibi birçok sanatsal aktiviteye de ev sahipliği yapacak. Açıldığında Londra ve Broadway gibi merkezlerde sahnelenen dünyaca ünlü eserleri Türk sanatseverlerle buluşturacak olan Performans Sanatları Merkezi nin operatörlüğünü ise 100. yaşını kutlayan, canlı eğlence sektöründe faaliyet gösteren dünyaca ünlü şirket Nederlander yapacak. Zorlu Holding, 19 Aralık 2007 de imzaladığı Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi kapsamında 2011 yılı İlerleme Bildirimi Raporu nu yayınladı. Zorlu Holding, ilk İlerleme Bildirimi Raporu nu 23 Şubat 2010 da, ikincisini ise 24 Mayıs 2011 de yayınlamıştı. 1 Ocak-31 Aralık 2011 dönemini kapsayan üçüncü İlerleme Bildirimi Raporu Zorlu Holding in yıl içerisindeki sosyal, ekonomik ve çevresel konulardaki faaliyetlerini kapsıyor. Raporda, faaliyetlerin yanı sıra grup bünyesinde cirosu, aktif büyüklüğü ve çalışan sayısı ile ön plana çıkan Korteks Mensucat A.Ş., Zorluteks Tekstil A.Ş., Vestel Elektronik A.Ş., Vestel Beyaz Eşya A.Ş., Vestel Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama A.Ş. ve Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. nin iyi uygulama çalışmalarına da yer verildi. Yarın için şimdi Zorlu Holding kurumsal sorumluluk ve sürdürülebilirlik yaklaşımını Yarın için şimdi sloganıyla destekliyor. Bu vizyonunu faaliyet gösterdiği tüm sektörlere yayan Zorlu Holding, tüm stratejilerini ve yönetim yapılarını bu doğrultuda geliştiriyor. Sürdürülebilirlik ilkesine verdiği önemle öne çıkan Zorlu Holding, sürdürülebilirlik yaklaşımını; kaynaklarını ve enerjisini geleceğe aktarabilecek bir yapıda kurguladığı çalışmalarıyla faaliyetlerine yansıtıyor. Zorlu Holding, bu anlayışının bir parçası olarak dünyamızın ve gelecek nesillerin sürdürülebilirliği için büyük bir önem taşıyan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ne 2007 yılında imza attı. Sürdürülebilirlik raporu yayınlayan ilk enerji şirketi Zorlu Enerji Grubu şirketleri, Daha iyi bir gelecek için yapılan yatırımların sürdürülebilir büyümenin en önemli yapı taşları olduğuna inançla, bir yandan çevreyle dost ve yerli kaynakların kullanımına öncelik verirken, diğer yandan sürdürülebilir ekonomik değerler yaratan kalıcı projelere imza atıyor. Zorlu Enerji Grubu şirketleri, tüm paydaşlarıyla birlikte sosyal ve ekonomik hayata artı değer katmayı hedefliyor. Bu anlayışla bir ilke imza atan Zorlu Enerji Grubu, Türkiye nin sürdürülebilirlik raporu yayınlayan ilk enerji şirketidir. Sürdürülebilir teknoloji Sektöründe Türkiye ve uluslararası pazarların güçlü oyuncularından biri olan Vestel, gerçekleştirdiği tüm çalışmalarda sürdürülebilirliğe odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Vestel bu bilinçle, kendi gelişimini toplumun gelişimiyle bir tutarak tüketicisinin hayatının her alanına nüfuz etmeyi, onun hayatının bir parçası olmayı başarıyor. Yenilikçi ve çevreci üretim anlayışı Türk tekstil sektörünün devi Zorlu Tekstil, çalışmalarını yenilikçi, çevreye ve paydaşlarına duyarlı üretim politikaları ve sürdürülebilir başarı hedefiyle gerçekleştiriyor. Zorlu Grubu; geçmişten gelen değerlerinin yol göstericiliğinde, sürdürülebilir bir büyümenin, sorumlu vatandaşlığın, kurumsal sorumluluğunun ve küresel ilkelerin en doğru kompozisyonunu yaratarak Türkiye nin her alanında değer katmaya devam edeceğini taahhüt ediyor. Zürih Balesi Klasikten çağdaşa, çok geniş bir repertuara sahip olan ve dramatik bale prodüksiyonlarıyla ünlenen Zürih Balesi, kadrosunda günümüzün en iyi dansçılarını barındırıyor. Topluluk ayrıca, dansındaki kusursuz teknik ve özgün stiliyle de öne çıkıyor. 1964 te Nicholas Beriozoff un sanat yönetmenliğinde başlayan Zürih Balesi, Rudolf Nureyev, Patricia Neary gibi bale dünyasının devleriyle çalıştı. Topluluk, 1996 yılından bu yana çalışmalarını Heinz Spoerli ile sürdürüyor. İki gece üst üste Aya İrini de seyirciyle buluşan Zürih Balesi, 4 Haziran Pazartesi akşamı ünlü koreografın, Bach ın 1, 4 ve 5 numaralı viyolonsel süitleri için hazırladığı... ve Rüzgardan Sakındı (... und mied den Wind ) başlıklı prodüksiyonu, 5 Haziran akşamı ise Boşluktaki Rüzgarlar (In den Winden im Nichts) başlıklı ikinci gösterilerini sergiledi.

12 röportaj 13 Hedef küresel liderlik numlanınca buralarda pazar payımız arttı. Rekabette başarılı olma imkanımız da artmış oldu. Yıllardır ülkemizde lider ev tekstili markası olan Taç, özellikle çevre ülkelerde açık ara tanınma ve beğeni gücüne sahip oldu. Vedat Aydın Zorlu Holding Tekstil Grup Başkanı Vedat Aydın, küreselleşen dünyanın küresel markası olma yolunda hedeflerine ilerleyen Zorlu Tekstil Grubu nun bu doğrultuda gerçekleştirdiği faaliyetleri aktardı. Zorlu Holding Tekstil Grup Başkanı Vedat Aydın, ev tekstili ticaretinde grubun payını artırarak, dünya çapında sektörde gerçekleştirilen ticaret hacminde ilk üçte yer alma hedefleri olduğunun altını çiziyor. Hindistan ve Çin gibi büyük üreticilerin olduğu pazarda Zorlu Tekstil Grubu nun doğru stratejilerle hedefe yürüdüğünü aktaran Aydın, Zorlu Tekstil in Çin e giriş nedenlerini de aktarıyor. Dünyanın ilk ve tek devlet destekli marka programı olan Turquality ye de değinen Aydın, program kapsamında yer alan Taç markasına yönelik hedefleri ve beklentilerini de anlattı. Z: Ev tekstili sektöründe küresel lige çıkma eşiği nedir? Ev tekstili sektöründe üretici ülke olarak Türkiye büyük bir değerdir. Özellikle Avrupa Birliği nde ve ABD de sektör oyuncuları Türkiye nin bu sektördeki değerini biliyor. Hesaplanabilen ülkelerden elde ettiğimiz raporlara göre Türkiye nin ticaretteki payı yüzde 5 civarında. Ama büyük bir oyuncu olabilmek için en azından iki katı rakamlara ulaşmak gerekiyor. Türkiye, ev tekstilinde 10 milyar Dolar üzerinde ihracat yaptığı zaman daha kuvvetli olacaktır. Katma değeri yüksek üst gelir grubu tüketicilere yönelik ürünlerimizde bu rakamlar esasında Türkiye nin ülke olarak küresel üretici olmasını sağlayacak. Sektörde büyük oyuncular Hindistan, Çin, Pakistan benzeri ülkeler. Ancak şirketler bazında buna benzer güvenilir bir liste ne yazık ki mevcut değil. Z: Dünyanın en büyükleri arasında yer alan Zorlu Tekstil Grubu nun bu başarısındaki sır nedir? AB ve ABD de önemli bir yeri olan Zorlu Tekstil Grubu; uzun yıllardır sektörde edindiği tecrübeye, kaliteye, titizliğe ve müşteri memnuniyetine verdiği önemle başarısını sürdürüyor. AR-GE ve ürün geliştirme alanlarına bütçemizin yüzde 5 ini ayırıyoruz. Tüm üretim tesislerimizde SAP sistemini kullanıyoruz. Bunlar Zorlu yu her zaman iyi üretici konumuna taşıyan faktörler oldu. Üretim tesislerimiz makine ve ekipman olarak sektörün en iyisi. Üretim kapasitelerimiz ise AB ve ABD deki tüm kapasitelerden daha yüksek. Özetle kaliteli ve büyük üretim tesisleri, tecrübeli bir ekip ve titizlikle üretim şart. Ayrıca sürekli yenilik yapmak gerekiyor. Ev tekstilinde moda yaratır hale gelmelisiniz. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutacaksınız. Z: Küreselleşme hedefinde bir sonraki adımınız nedir? Küresel bir üretici markası olmak için çalışmalarımız sürüyor. Bilgi ve tecrübelerimizi kullanarak küresel pazarda hem alıcı hem de satıcı konumumuzu geliştiriyoruz. Sonuç olarak yalnızca Türkiye de ürettiklerimizi satmakla kalmayıp dünyanın çeşitli yerlerindeki uygun ürünleri yine gelişmiş ülkelerdeki mevcut müşterilerimize satarak, toplam ev tekstili ticaretindeki payımızı artırıyoruz. Firma bazında ev tekstili ticaret hacmi olarak ilk üçte yer alma hedefimiz var. 6 yıl önce ilk üçteydik, ancak son yıllarda Hindistan ve Çin de büyük üreticiler devreye girdi. Z: Dünyada devlet tarafından desteklenen ilk ve tek marka programı Turquality çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu program, Türk şirketlerinin uluslararası pazarlardaki rekabet gücüne hangi düzeyde katkı sağlıyor? Turquality marka olmaya ve yurtdışında markayı geliştirmeye yönelik gerçekten çok cesaret veren bir program. Bu program sayesinde ülkemizden global markalar belki oluşmadı, ancak kesinlikle bölgesel markalar oluştu ve oluşmaya devam ediyor. Başta Rusya olmak üzere komşu ülkelerdeki tanınma ve beğeni düzeyini artırdı. Z: Turquality Destek Programı nın şirket faaliyetlerine ve markanızın gelişimine katkıları neler oldu? Turquality programına, 6 yıl önce 40 yıllık markamız Taç ile katıldık. Program tabii ki yurtdışı faaliyetlerimize maddi destek sağladı. Taç markasıyla yurtdışı faaliyetlerimiz 15 yıldır devam ediyor. Başta Rusya olmak üzere İran, Ukrayna, Polonya gibi ülkelerde kendimize ait ve/veya ortaklık olarak faaliyet gösteren pazarlama şirketlerimiz, o ülkelerde ko- Z: Kurumsal olarak bu programdan kısa, orta ve uzun vadeli beklentileriniz nelerdir? Devletimizin sınırlı kaynakları göz önünde tutulduğunda, verilen destek karşılığı, alınan faydanın ne olduğuna bakmak gerekiyor. Bu programdan faydalanan şirketler markalarını nasıl geliştirdiler, faaliyette oldukları ülkelerde pazar payları nedir, ülkemizden yapılan ihracat ve ülkemize kalan katma değer nedir diye bakmak gerekiyor. Bu ölçümlemelerin ardından desteklerin orantılı olarak verilmesi yerinde olacaktır. Z: Turquality kapsamında kendi markanız için bugüne kadar ne tür çalışmalar gerçekleştirdiniz? Turquality desteği olmadan önce başladığımız marka ihracat faaliyetlerimize 15 yıl içinde 30 milyon Dolar dan fazla yatırım yaptık. Yurtdışı ofislerinin açılması, dağıtım kanallarına yönelik yatırımlar, üretim destekleyici faaliyetler, yerel ve genel pazarlama çalışmaları sayesinde bugün Taç markası bölgesel gücü olan bir marka. Gelecek yıllarda da bu artarak devam edecektir. Z: Program kapsamında yer alan Taç ın dünya pazarlarındaki bilinirliği ne düzeyde? Rusya, İran, Irak, Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Polonya, Azerbaycan, Kazakistan ve Gürcistan gibi ülkelerde Taç, lider veya ilk üç marka içerisinde yer alıyor. Ürün çeşitliliğiyle birlikte dağıtım kanallarının yetersiz olduğu ülkelerde mağazalar açarak pazar payımızı korumayı ve artırmayı hedefliyoruz. Z: Çin e giriş sürecinizi aktarabilir misiniz? Türkiye de artan üretim maliyetleri ve Çin de üreticilere yönelik destekler, Çin e girmemize vesile oldu. Yaklaşık 6 yıl önce Çin de üretim denemeleri yapmaya karar verdik. Sanayi politikaları gereği özellikle gelişmeye ihtiyaç olan bölgelerde destekler farklılaşıyor. Arazi tesis edilmesi, arazi üzerinde istenen türde bina yapılıp işletmeciye uygun fiyatla kiralanması başta olmak üzere birçok destek sağlanıyor. Kurulacak şirkete devlet de ortak olursa daha cazip imkanlar ortaya çıkıyor. Sizin sunacağınız hizmete bağlı olarak pazarlık gücünüz de oluyor. Çin e gitmemizin en önemli avantajı, rakiplerimize yakın olup onları daha yakından takip ve kontrol edebilmektir. Global pazarlarda iş yapan firmaların mutlaka Çin de de operasyonları Turquality marka olmaya ve yurtdışında markayı geliştirmeye yönelik gerçekten çok cesaret veren bir program. Bu program sayesinde ülkemizden belki global markalar oluşmadı, ancak kesinlikle bölgesel markalar oluştu ve oluşmaya devam ediyor. olması gerekiyor. Çin de hem üretim hem de satın alma işlerini yönettiğimiz, Tekstil Grubumuza ait iki şirketimiz var. Tabii başka alternatifler için de görüşmelerimiz devam ediyor. Üretim ve ithalat kapasitesi olarak 80 milyon Dolar seviyesindeyiz. Global pazarlarda ürünlerimizi pazarlarken isteyene Türkiye den, isteyene daha ucuz üretim imkanı olan ülkelerden çeşitli kalite gruplarına ait ürünler sunarak pazar hakimiyetimizi korumaya çalışıyoruz. Türkiye de üretim, ürün geliştirme gibi olanaklarımız Çin deki üretimimize büyük destek veriyor. Yani Türkiye de üretim yapmadan yalnızca Çin de üretim yapmanın çok faydalı olduğuna inanmıyoruz. Z: Sizin için tekstil sektörünün çıkmaza girdiği dönem hangi dönemdi? 2004, 2005 ve 2006 yılları zor yıllar oldu. Ürün hareketliliğine yönelik gümrük ve harç benzeri uygulamaların kaldırılmasıyla tüm dengeler sarsıldı. Problemlerin çözümünde sihirli değnek ne yazık ki yok. Aynı anda birçok alanda mücadele etmek gerekti. Avantajları olsa bile tek bir ürün çeşidine odaklanmak, tek bir pazar veya müşteriye çalışmak büyük tesisler için çok sakıncalıdır. 2004 e kadar geliştirdiğimiz ABD pazarı, 2005 ve 2006 da neredeyse sıfırlandı. Uzakdoğulu üreticiler bu pazarları ele geçirdiler. Benzer gelişmeler kuvvetli olduğumuz AB piyasaları ve iç piyasalarda da yaşandı. Birçok açıdan mücadeleye giriştik. Masraflarımızı azaltmak yönünde köklü uygulamalar yaptık. Verimliliği artırdık, üretim kalitesini yükselttik, hızlı hareket yetenekleri geliştirdik. Başta Rusya olmak üzere Balkanlar da ve Polonya da satış ofisleri kurup bölge müşterilerine yakın ve konsantre olmaya çalıştık. En büyük rakibimiz olan Çin de ofis açtık. Çalıştığımız her ülke için özel koleksiyon oluşturup müşterilerimize karşı proaktif olduk. Ürün çeşitliliğini sağladık. 8-10 çeşit üründen 20-25 çeşit ürüne çıktık. Yeni ürünler, hızlı ve güvenilir servis sayesinde rakiplerimizin hep önünde koştuk. Koşmaya da devam edeceğiz.

14 haber 15 Valeron, tasarımın kalbinde Valeron şıklığı Dubai de Zorlu Tekstil Grubu markalarından Valeron, 2012 Koleksiyonu nun en son ürünleriyle, 7-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen dünyanın önde gelen ev tekstili fuarlarından Maison&Objet Paris Fuarı ndaki yerini aldı ve büyük ilgi gördü. Zorlu Tekstil Grubu nun bilinen en özgün uluslararası markalarından Valeron, Jashanmal Group tarafından açılan Dubai nin en büyük lüks ev eşyaları mağazasında kalite ve zarafeti ile boy gösteriyor. Zorlu Tekstil Grubu nun en özgün uluslararası markalarından Valeron, yeni koleksiyonlarıyla 7-11 Eylül 2012 tarihleri arasında Maison&Objet Paris Fuarı na katıldı. Valeron, tasarım ve tekstil dünyasının en prestijli fuarı Maison&Objet de büyük ilgi gördü. 2005 yılından bu yana yenilikçi, şık ve zarif koleksiyonları, üstün kalite anlayışı ile ev tekstili sektöründe uluslararası markalardan biri haline gelen Valeron un yeni koleksiyonu, 2. Salon, A12-B11 standında ziyaretçileriyle buluştu. Şıklık ve zarafetin sembolü Valeron un fuarda tanıttığı yeni desenleri arasında Ariane, Tresor ve Rosa yer aldı. Ulaşılabilir lüks Nevresim takımlarından bornoza, havlu çeşitlerinden perdeye, runner, throw ve dekoratif yastıkları içeren aksesuvar çeşitlerine kadar oldukça zengin ve seçkin bir ürün yelpazesine sahip olan Valeron, tasarım konusundaki iddiasının yanı sıra ulaşılabilir lüks olma özelliğini de koruyor. Valeron, toprak tonlarıyla sade ve zarif bir şıklığın hakim olduğu koleksiyonda, göz kamaştırıcı, ışıltılı tasarımlara da yer veriyor. Canlı renkler ve dinamik desenler ile modern, altın rengin kullanıldığı, dantel ve gipür işlemelerin bulunduğu ürünlerle ise klasik tarzda seçenekler sunuluyor. Valeron, sezonun trendlerinden aldığı izlenimler ve farklı tasarımcıların özel olarak tasarladığı ürünlerle oluşturulan özel bir koleksiyona imza atıyor. Aynı zamanda koleksiyon içerisinde yer alan Premium Collection ile kendini ayrıcalıklı hissetmek isteyenlere en üstün kalite ürünleri ve işçiliği ile hitap ediyor. İlk olarak Avrupa tekstil pazarında adını duyuran Valeron, koleksiyonlarını dünya çapında, başta Avrupa olmak üzere Çin ve Rusya da 50 ye yakın ülkede piyasaya sunuyor. Tasarımın kalbi burada atıyor Paris te düzenlenen ve her yıl yüz binlerce kişinin ziyaret ettiği Maison&Objet Paris Fuarı, dünyanın en prestijli fuarları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Katılımcı firmalar, markalar, ünlü tasarımcılar kadar fuar; mekan ve stand konseptleriyle de çok konuşuluyor. Büyük ilgi gören fuar, özellikle ev tekstili sektörü tarafından yakın markaja alınıyor. Paris-Nord Villepinte Fuar Merkezi nde düzenlenen Masion&Objet Paris Fuarı, tasarımın kalbi nin attığı bir organizasyon. En yeni ev modası ve trendlerinin sergilendiği fuar, her yıl sektörün profesyonellerini bir araya getiriyor. Körfez bölgesinin en büyük gruplarından biri olan Jashanmal Group tarafından Dubai Mall da açılan lüks ev eşyaları mağazası 15 bin metrekare kullanım alanı ve dünyanın farklı ülkelerinden getirilen lüks ev eşyaları ürünleri ile dikkati çekiyor. Ev tekstilinde sıra dışı ve şık olma felsefesi ile yola çıkan Valeron, en yeni ve lüks ev tekstili ürünlerinin de sergilendiği bu mağazada stil sahibi müşterileri ile buluşuyor. Oldukça yenilikçi bir şekilde tasarlanan mağazaya giren misafirler lüks ve ihtişamın büyülü dünyasına dokunarak ve yaşayarak alışveriş yapabiliyorlar. En lüks mutfak aletleri ve sofra gereçleri ile dünyanın en harika porselenlerinin sergilendiği mağazanın ev tekstili bölümünün yıldızı ise Valeron olacak gibi görünüyor. Yemek gereçleri, tencere, yatak ve banyo aksesuvarları, ev aletleri ve bavul gibi ürün kategorilerinin geniş bir yelpazede sunulduğu mağazanın ev tekstili bölümü de fazlasıyla ilgi görüyor. Ulaşılabilir lüks Valeron un ulaşılabilir lüks anlayışıyla örtüşen bu mağazada dünyanın dört bir yanından gelen müşteriler dünya standartlarında kaliteli ürünlere ve lüks mallara ulaşabiliyorlar. Nevresim, pike, yatak örtüsü takımlarından bornoz ve havlu çeşitlerine, perdeden aksesuvarlara kadar zengin bir ürün yelpazesine sahip olan Valeron, lükse daha yakından dokunmak isteyenlerin misafir olduğu Jashanmal Home Store un renkli dünyasında seçkin müşterilerini heyecanla bekliyor.

16 haber 17 Vestel, Rönesans ın ustalarını buluşturdu Rönesans ın sırları İstanbul da Vestel ile aydınlandı... 16. yüzyıl İtalya sının en ünlü üç ustası Michelangelo, Leonardo ve Raphael in bilim ve sanatta bıraktıkları izler, The Great Masters ile gözler önüne serildi ve Türkiye nin ilk interaktif sanat sergisi, Vestel sponsorluğunda İstanbul da gerçekleştirildi. The Great Masters sergisi, Vestel in ana sponsorluğunda sanatseverlerle buluştu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve Arter Tasarım ın gerçekleştirdiği Türkiye nin ilk interaktif sergisi, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi nde 27 Ağustos a kadar ziyaretçilerini ağırladı. Sanatla dost Vestel in ana sponsorluğunda Türkiye ye getirilen ve üç büyük usta üzerinden yola çıkarak 16. yüzyıl İtalya sını ve Rönesans ı anlatan The Great Masters sergisinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Yalçın Karayağız, Vestel Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy, küratörler Alessandro Vezzosi ve Prof. Francesco Buranelli, Arter Tasarım Kurucu Ortağı Hakan Elbir ve Tuğçe Gündüz ün katıldığı basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, hem sanatçı hem bilim insanı olarak insanlığa sayısız eser bırakan üç büyük dehanın İstanbul la ilgili bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış projeleri ortaya kondu. Böyle önemli bir serginin MSGSÜ nün tarihi bir mekanında yapılmasından çok memnun olduklarını belirten MSGSÜ Rektörü Teknolojinin öncüsü Vestel Türkiye deki ilk interaktif sergi Vestel in ana sponsorluğunda gerçekleşti Sergi izleyiciler tarafından büyük bir beğeniyle karşılandı ve 1 Haziran 27 Ağustos tarihleri arasında sergiyi yaklaşık 35 bin kişi ziyaret etti. Vestel yalnızca ana sponsor olarak kalmayıp, vermiş olduğu teknolojik destekle de serginin içine dahil olarak hedef kitlesiyle interaktif bir iletişim kurma fırsatı yakaladı. Prof. Yalçın Karayağız, Türkiye nin sanat eğitimi veren ilk ve en köklü sanat okulu olarak, Rönesans ustalarına ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını söyledi. Serginin hem Türkiye hem dünya sanat tarihi açısından önem taşıdığını belirten Karayağız, sözlerine şöyle devam etti: Övünç ve gururla belirtmeliyim ki, böyle bir buluşma dünyada ancak burada gerçekleşebilirdi. Leonardo nun eskizleri arasında şu an içinde bulunduğumuz yapının neredeyse tam bir örneği yer alıyor. Sanatçının kendisiyle hemen hemen yaşıt olan Tophane-i Amire binasını görmediği bir gerçek. Ancak 16. yüzyılın hemen başlarında, İstanbul için tasarım ve projeler yapması, Osmanlı padişahıyla temas kurması onun burayı ne denli önemsediğini ortaya koyuyor. Bu, Rönesans sürecinde henüz doğu-batı ayrımının olmadığının da göstergesidir. O nedenledir ki, dönemin Osmanlı sanatçı ve mimarlarının çalışmalarından örneklere de sergide yer veriyoruz. Serginin ana sponsoru Vestel Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy, Rönesans ın 3 büyük ustasını İstanbul da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Gürsoy, Sanatla dost Vestel in ana sponsorluğunda ülkemize getirilen Türkiye nin ilk interaktif sergisine sponsorluğumuzun yanı sıra, interaktif ekranlarımız ve sunduğumuz dijital gösterim olanağımızla teknolojik desteği de vermekten büyük gurur duyuyoruz. Vestel in sanata verdiği destek, önümüzdeki dönemde de sürecek dedi. Arter Tasarım Kurucu Ortağı Hakan Elbir, The Great Masters ın Türkiye nin ilk interaktif sergisi olduğunu ve Avrupa da ilk kez İstanbul da sanatseverlerle buluştuğunu söyleyerek Sergide, dönemin en önemli keşifleri olan perspektif, anatomi ve ayna farklı deneyimlerle ziyaretçilerle buluştu dedi. Elbir, Bu sergi sanatseverlere hiçbir yerde yaşayamayacakları bambaşka bir deneyim sunuyor. Ziyaretçiler, Michelangelo nun Sistine Şapeli ndeki eserlerini, Davud heykelini, Leonardo nun Son Yemek freskini, anatomi çalışmalarını, Vitrivius İnsanı nı, Raphael in birçok resmini ve Atina Okulu freskinin detaylarını modeller, dokunmatik ekranlar ve interaktif sistemler vasıtasıyla inceleme fırsatını yakalıyor diye konuştu. İnteraktif sergi kavramını açıklayan Elbir, Leonardo nun Son Yemek eseri ve Michelangelo nun Sistine Şapeli üzerinden bilgi verdi: Dünyanın en ünlü resimlerinden olan Son Yemek, sergide gerçek ölçüsünde ziyaretçilerle buluştu. Ziyaretçiler eserin önüne yerleştirilen göz izleme cihazı ile Genel izleyici ile aynı yere mi bakıyorum? ya da Leonardo tabloyu yaparken neyi görmemizi istedi? sorularına cevap bulabiliyor. Dokunmatik ekranlar, dönemin olağanüstü zor koşullarında yaratılmış Sistine Şapeli nin tavanını detaylı inceleme fırsatı sunuyor. Ziyaretçiler dinin bu dönemdeki önemini ve Michelangelo nun 3 yıllık serüvenini yakından izleyebiliyor. Sergi, İstanbul da yerelleşti Elbir, yurtdışından Türkiye ye gelen sergilerin yerelleştirilmesine inanan bir tasarım firması olarak, sergiye MSGSÜ işbirliğiyle yeni bir bölüm eklendiğini ve 3 büyük dehanın çağdaşları olan Osmanlı sanatçıları ve mimarlarından örneklere yer verildiğini belirtti. Leonardo Da Vinci müzesinin kurucusu İtalyan küratör Alessandro Vezzosi ise Da Vinci nin İstanbul a özel projeler önerdiğini belirterek, Leonardo 3 Temmuz 1503 te Sultan II. Bayezid e gönderdiği mektupta, İstanbul için Haliç üzerinde tek kemerli bir köprü ile İstanbul-Pera arasında bir köprü tasarlamış, ayrıca rüzgar değirmenleri ve yenilikçi hidrolik cihazlar imal etmeyi teklif etmiş. Sergide bu mektup ve mektupta söz edilen Galata Köprüsü nün modeli de görülebiliyor dedi. Sergide ayrıca Pace Çocuk Sanat Merkezi nin 5-14 yaş grubu ve yetişkinlere yönelik renkli ve yaratıcı atölye çalışmaları da yer aldı. Atölyeye katılan çocuklar kendi eserlerini yaratarak, keşfetmenin, ellerini kirletmenin hazzını yaşadılar. Aynı alanda yetişkinler için de özel programlar yer aldı. Ayrıca sergi kapsamında Tophane-i Amire açık hava sinema alanında her Cumartesi saat 20.00 de National Geographic Channel in katkılarıyla dönemle ve üç büyük ustayla ilgili ücretsiz belgesel gösterimleri de gerçekleştirildi.

18 haber 19 IFA Berlin de Vestel Şov Almanya nın başkenti Berlin de düzenlenen Avrupa nın en büyük elektronik fuarı IFA ya 18. kez katılan Vestel, bu yıl 318 farklı elektronik ve beyaz eşya modeliyle fuarda yerini aldı. Vestel bu yıl IFA Fuarı nda ilk kez yüzde yüz Vestel tasarımı ve yerli üretimi olan tablet PC çözümünü sergiledi. Almanya nın başkenti Berlin de düzenlenen Avrupa nın en büyük elektronik fuarı IFA ya 18. kez katılan Vestel, 318 farklı elektronik ve beyaz eşya ürünüyle tüketicilerle buluştu. Vestel, 2 bin 650 metrekarelik alanda 10.1 Tablet PC, 3D Smart LED TV, 21:9 3D Smart TV, Quad HD 60 inç LED TV, şeffaf monitör, 80 inç akıllı tahta, Warner Bros LED TV, ses ve hareket sayesinde kumanda edilebilen LED TV, 4 kapılı buzdolabı (French door), kurutmalı çamaşır makinesi modelleri gibi öne çıkan ürünlerini de sergiledi. Tüm kıtalardan ziyaretçi akınına uğrayan IFA nın, Vestel in elektronik ve beyaz eşya sektörlerindeki büyük müşterileriyle bir araya geldiği en önemli fuar olduğuna dikkat çeken Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkan Vekili Turan Erdoğan, fuardaki Vestel standında yaptığı konuşmada şunları söyledi: IFA sayesinde yeni ürün ve modellerimizin tamamını sunmanın yanı sıra ürünler hakkında müşterilerimizden geri bildirim alma şansını da yakalıyoruz. Mevcut müşterilerimizin birçoğu ile IFA fuarında tanıştık. Bu yıl da Vestel teknolojisini mevcut ve potansiyel müşterilere tanıtmayı, satışlarımızı artırmayı ve yeni iş bağlantıları kurmayı hedefliyoruz. Vestel in bu yılın ilk altı ayında bir önceki seneye kıyasla, TV grubunda adetsel olarak yüzde 70 büyüdüğünü belirten Erdoğan, 2012 nin ilk çeyreği itibarıyla Avrupa LCD TV pazarında payımızı yüzde 24 e ulaştırdık. Beyaz eşyada yarıyıl sonu itibarıyla yüzde 20 büyüdük. Bu sayede 2012 nin ilk 6 ayında toplam ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45 artırdık diye konuştu. Güney Amerika için de hazırız Avrupa da özellikle Büyük Britanya, İrlanda ve İskandinavya da televizyon pazarı küçülürken Vestel in bu bölgelerde yüzde 30 un üzerinde büyüdüğünü aktaran Erdoğan, Japon müşterilerinin artan etkinliğinin Vestel in tüm satışlarında Japon markalarının yüzde 30 un üzerinde paya sahip olmasını sağladığını belirtti. Erdoğan, Güney Amerika kıtası için ülke şartlarına uygun ürün geliştirme çalışmalarını da tamamladıklarını, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Peru, Kolombiya ve Paraguay a TV ihracatına hazırlandıklarını Afrika da ise tüm dağıtım haklarını aldıkları Telefunken markası ile önemli satış hacmine erişmeyi hedeflediklerini söyledi. Akıllı Tahta konusunda, Hollanda dan Almanya ya, Arjantin den Güney Afrika ya ondan fazla ülkede işbirliği başlattıklarını belirten Erdoğan, Afrika ve Balkan ülkelerinde projeler yürütmek üzere eğitim bakanlıkları ile yaptıkları görüşmelerin devam ettiğini, yıl sonuna kadar 50 milyon Dolarlık bir ihracat hacmi hedeflediklerini vurguladı. Erdoğan, öte yandan bu yıl ilk defa Mauritius, Maldiv Adaları, Seyşeller ve Kosova gibi ülkelere de set üstü kutu sattıklarını ekledi. Vestel den beyaz eşyada yüzde 20 büyüme Erdoğan, beyaz eşyada Avrupa da enerji sınıfı konusunda duyarlılığın artması ve Vestel in A enerji verimliliğine sahip geniş ürün yelpazesi sayesinde satışlarda yüzde 20 artış kaydettiklerini söyledi. A+ ve üzeri enerji sınıfındaki buzdolaplarında satışların yüzde 80 in üzerinde büyüdüğünü söyleyen Erdoğan, beyaz eşya ihracatına ilişkin şu bilgileri sundu: Özellikle Hindistan, Avustralya, Kuzey Afrika ve Güney Amerika da ciddi bir artış gerçekleştirerek A sınıfı ürün gamında birçok müşteriyi portföyümüze ekledik. Yılın ilk altı ayında geçen senenin aynı dönemine göre çamaşır makinesi ihracatımızı yüzde 23 artırırken, bulaşık makinesinde bu oran yüzde 64 oldu. Vestel in yüksek ürün geliştirme kabiliyeti ve üretim gücü, tüketici tarafında global trendleri başarıyla takip etmemizi ve bunu dış ticarette başarıya çevirmemizi sağlıyor. Finlux te de pazarlar ve hedefler büyüyor İskandinavya nın popüler ve saygın ev elektroniği markası Finlux u 2006 yılında bünyesine katan Vestel, IFA da Finlux markalı ürünleri de tüketicilerle buluşturdu. Erdoğan, Vestel in Finlux le büyük atılımlar yapmaya devam ettiğini belirterek Bu markayla satış yaptığımız ülke sayısı 2012 de 29 oldu. Finlux markalı satışlarımız ciro bazında yüzde 22 artış gösterdi dedi. Yüzde yüz yerli tablet PC Vestel bu yıl IFA Fuarı nda ilk kez yüzde yüz Vestel tasarımı ve yerli üretimi olan tablet PC çözümünü sergiledi. 10,1 inç boyutunda olan Vestel tablet PC, Android 4.0 (ice cream sandwich) ve 4.1 (jelly bean) işletim sistemlerini destekliyor. Mobil olarak film izleme, e-posta okuma, web de sınırsız sörf yapma, entegre kamera desteğiyle fotoğraf çekme ve binlerce Android uygulamasına erişim ile Vestel tablet PC eşsiz bir eğlence ortamı sunuyor. Tüm fotoğraf, müzik ve film arşivine micro SD ve USB gibi farklı giriş seçenekleri ile erişim sağlayan Vestel tablet PC HDMI, Bluetooth, GPS gibi çok çeşitli bağlantı özelliklerini destekliyor, bu sayede her yerde kullanılabiliyor. İnce ve hafif ekranıyla dikkat çeken ürün wi-fi ve 3G opsiyonuna sahip. Tek tuşla internet 3D Smart LED TV, Vestel in fuardaki en önemli ürünlerinden biri. Uzaktan kumanda üzerindeki özel internet tuşuyla internete bağlanma olanağı sağlayan bu LED TV son kullanıcıya istediği içeriği (müzik, video, film vb.) istediği zaman internet üzerinden izleme olasılığı sunuyor. Ürün, kaçırılan TV programlarını izleme olanağı sunan catch-up servisi, sosyal medya sitelerine erişim, hava durumu, spor, günlük haberlerin takibi, oyunlar, izle-öde sistemi, çeşitli internet uygulamaları gibi birçok farklı hizmete sahip. Evde sinema keyfi Yeni trende uygun ve internete bağlanabilen 21:9 3D Smart LED TV sayesinde televizyon izlerken hem videoyu hem de internete bağlanma özelliği olan cihazları aynı anda ekranda görmek mümkün. Geniş ekran seçeneğiyle evde sinema keyfi yaşamak ve Blu-Ray dan film izlemek için de ideal. Akıllı tahta Dokunmatik LED ekranın arka tarafına takılan PC kartı sayesinde ekran tahta olarak kullanılarak öğrencilere etkileşimli eğitim sunulabiliyor. Herhangi bir kalem kullanmaksızın elle ekrana yazı yazıp silmek, şekiller çizmek, döndürmek, hareket ettirmek mümkün. Ekran elle yazılan her şeyi dijital formata dönüştürüyor, yapılanlar saklanarak e-posta ile gönderilebiliyor. Ayrıca ekran üzerinden kişisel bilgisayarlar ile haberleşmek ve bilgisayarları kontrol etmek, ders/seminerler kaydederek kişilerin bilgisayarlarına göndermek mümkün. Transparan ekranlar 1680 x 1050 çözünürlük sunan 22 inç şeffaf ekranlar 500:1 kontrast oranına sahip. 46 inç şeffaf ekran 1366x768 çözünürlükte ve 1000:1 kontrast oranına sahip. Bu ürünler ilk defa IFA Fuarı nda sergilendi. HDMI ve USB desteğine sahip olan bu transparan LCD ekranlar mağazalarda reklam amaçlı kullanılabiliyor, TV ekranında istenilen ürünle ilgili bilgileri izlerken ekranın arkasında gerçek ürünü görebilmek mümkün. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkan Vekili Turan Erdoğan, 2012 nin ilk 6 ayında toplam ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45 artırdık dedi.

20 köşe yazısı/prof. dr. kerem alkin 21 Yılsonunda enflasyon yüzde 6,2 yi görmek zorunda Yeni vergi ayarlamaları, ekonomistlerin hesaplamalarına göre, 2012 yılsonu manşet enflasyonuna 0,6 puanlık bir ek artış getirecek. 2013 yılına ek 0,3 puanlık bir ek yük. Bu durumda, 2012 yılını yüzde 6,2 ile 6,4 arasında bitirebilecek bir fırsat elimizdeyken, şimdi yüzde 6,8 ile 7,2 yi konuşuyor olacağız. Anavatan Partisi nin iktidarda olduğu yıllarda, ekonomistler olarak en sıkıntı çektiğimiz konu Türkiye nin büyümesi için enflasyona katlanmak zorundayız paradigmasıydı. 2009 yılında küresel kriz Türk ekonomisini ciddi ölçülerde etkilediğinde, yıl sonunda yüzde 6,5 i gören yıllıklandırılmış manşet enflasyon, 2010 yılında yüzde 9,2 lik büyüme ile ciddi bir büyüme sıçramasına imza atıldığında da yine yıl sonunda yüzde 6,5 de kaldı. Dolayısı ile, Türk iş dünyasında ve bir dönem siyaset dünyasında en çabuk kabul gören paradigmanın artık geride bırakılması gereken bir dönemdeyiz. Türkiye, söz konusu tartışmalı paradigmayı kırmak adına, kendi değerlendirmem açısından vaktinden önce geçilmiş olsa da, para politikası modellemesinde enflasyon hedeflemesi ni öne çıkardı. Türkiye nin büyümesi için enflasyona göz yummak gerekiyor görüşü yerine, Türkiye nin büyümesi için, enflasyonun yüzde 4 ve altında sürdürülebilir düzeye indirilmesi gerekiyor görüşünün artık daha fazla kabul gördüğü bir sürecin içindeyiz. Ama, Merkez Bankamıza bu noktada, kamu ve özel sektör olarak ne ölçüde yardımcı oluyoruz, bu konu tartışılır. Nitekim, 22 Eylül cumartesi günü açıklanan ve Maliye Bakanlığı doğrulamasa da, kimi uzmanlarca devamının geleceği ifade edilen yeni vergi ayarlamaları, ekonomistlerin hesaplamalarına göre, 2012 yılsonu manşet enflasyonuna 0,6 puanlık bir ek artış getirecek. 2013 yılına ek 0,3 puanlık bir ek yük. Bu durumda, 2012 yılını yüzde 6,2 ile 6,4 arasında bitirebilecek bir fırsat elimizdeyken, şimdi yüzde 6,8 ile 7,2 yi konuşuyor olacağız. Ekonomi Yönetimi, geçen yıl tütün mamulleri ve enerji vergi-fiyat ayarlamasının enflasyona ne kadar ciddi bir arttırıcı etkide bulunduğunu unutmayarak, bu defa enflasyona arttırıcı etkisi daha sınırlı olan kalemlerde vergi ayarlaması yapmış gözüküyor. Geçen seneki hata tekrarlanmamış olsa da, 2012 yılını yüzde 6,2 ve altında bir enflasyonla bitirmenin psikolojik etkisi çok güçlü olacaktı ve bu fırsat kaçtı. Başbakan Yardımcısı Babacan kamu harcamaları konusunda dikkatli davranıldığını ve ek tedbirler alınacağını ifade ediyor. Ancak, ekonomistler, son dönemdeki ciddi kamu personel alımı ve ücretlerdeki ciddi ayarlamanın ek yükünü hatırlatıyorlar. Bu nedenle, yeni bir ek tedbir düşünülüyor ise, bunun harcamalar kaleminde olmasında ciddi yarar var. Büyümede doğru motif özel sektör ağırlıklı büyüme Madem ki, gerek Başbakan Erdoğan, gerekse de Ekonomi Yönetimi, son küresel krizde, Türk ekonomisinin bir çok ekonomik parametre açısından ayrıştığına işaret ediyor, ki biz de bu görüşe tümüyle katılıyoruz, o halde 2012 yılında kamu sektörünün büyümedeki rolünün göreceli olarak artması, bu tabloya, bu başarı tablosuna çok uyan bir detay olmasa gerek. Türk ekonomisi, artık tartışmasız, özel sektör yatırım harcamaları ile sürdürülebilir düzeyde, yani yüksek miktarda hane halkı borçlanmasına dayalı olmayan bir özel kesim tüketim harcamasıyla büyümesi gereken bir ekonomi. Bu nedenle, içsel ve dışsal ekonomik faktörlerle, eğer 2011 yılında hem cari açıkta, hem de enflasyonda önlem alınması gereken bir sapma yaşandı ise, bu sapmadan, sürdürülebilir düzeye dönmek adına yumuşak iniş süreci uygulandı ise, Türk ekonomisi yüzde 3 civarında büyüyor diye, karalar bağlamamamız gerekiyor. Özel sektör yatırım harcamaları, yumuşak iniş tedbirleri nedeniyle değil, orta vadede iç piyasa ve ihracat siparişleriyle ilgili artan belirsizlik nedeniyle yavaşlar. Kamu ve özel sektöre ciddi sorumluluk düşüyor Bu nedenle, ülkenin içeride ve dışarıda ekonomi-politik gündemine bakıp, özel sektörü iç talep ve dış talep açısından endişelendirebilecek hususlara yoğunlaşmalıyız. TOBB un, MÜSİAD ın, TÜSİAD ın, TUSKON un, İTO nun, İSO nun, TCMB nin, TÜİK in iş dünyasına yönelik, sanayi ve ticaret kesimine yönelik, tüketicilere yönelik anketlerinde bir sıkıntılı tablo var ise, bu sıkıntılı tablonun yumuşatılmasına yönelik tedbirler, hiç şüphesiz özel sektör ve özel kesim ağırlıklı büyümenin de önünü açacaktır. Aksi durumda, kamu harcamaları ile büyüme, sadece uluslararası kredibilitemizde önemli rol oynayan mali disiplin görüntümüzü zora sokar. TCMB nin faiz kararları Türk ekonomisinin dengeleri açısından etkili olacak ise, önce kamu ve özel sektörün enflasyonist alışkanlıklarını terk etmesi gerekiyor. Başta eğitim, özel sektörün ölçüsüz hizmet sektörü enflasyon katılığı ve sıkıştıkça vergi ayarlamaları ile, Türkiye enflasyonda sürdürülebilir düzeye yaklaşamaz. Merkez piyasa algısı ve reel sektör psikolojisi ni birlikte yönetecek Küresel ekonomide gözlenen zafiyet ve keyifsizliğin, güçten düşmüşlüğün en kritik noktalarından birisi güven sorunu. Bu nedenle, önde gelen merkez bankalarının parasal genişlemeye yönelik çabaları sokaktaki vatandaşın alım gücüne, cebine yansıyamadığından dolayı, istihdamın canlandırılmasına katkı sağlamadığından dolayı sorunlar aşılamıyor. Batılı ekonomilerin makro ekonomik alanı düzenleyen kurumsal yapıları, krizin, sorunların aşılması adına çok zayıf kaldılar. Kredi piyasası da hareketlenemediğinden dolayı, ardı ardına alınan parasal genişleme kararlarının, öncekilerden farklı olarak, sonuç verip vermeyeceği meçhul. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nın, 1 yıllık mücadelesi sonrasında, hak ettiği noktaya getirdiği kendisiyle ilgili piyasa algısı açısından, önümüzdeki 3 ay için zorlu bir etaba girdiği ifade edilebilir. Küresel ölçekteki merkez bankalarının bugün maruz kaldıkları eleştiriler ve çözüm üretmede dar alandaki kısa paslaşmalar Merkez Bankamızın da işini zorlaştırıyor. Küresel ekonomi, önde gelen merkez bankalarının tutumları nedeniyle, yeni bir küresel resesyon riski ile küresel maliyet enflasyonu riski arasında, iki ucu pek de hoş kokmayan bir değneğin üzerinde, nereye yuvarlanacağını kestiremeden önünü görmeye çalışıyor. TCMB, 18 Eylül salı günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, adımını küresel resesyon riskine yönelik bir öncü önlem adımı için atmış gözüküyor. TCMB beklenen faiz indirimini gerçekleştirdi Son 10 gündür açıklanan makro veriler, küresel resesyon riski ve Türkiye nin ihracat performansının reel büyümeye net katkısı ile ilgili olası artan belirsizlik dikkate alındığında, iç talebin reel büyümeye katkısının kısmen hareketlendirilmesini gerektiriyordu. TCMB, elindeki veri setine bağlı olarak, Türkiye nin potansiyel büyüme performansı ile gerçekleşen büyüme performansı arasındaki çıktı açığı nı gözden geçirerek, faiz koridorunun üst bandını 1,5 puan, ya da piyasa diliyle 150 baz puan indirdi. Bununla birlikte, kamunun enerji zamları ve ek vergi önlemleri noktasında elini göstermemesine bağlı olarak, iç talebi kontrollü bir canlandırma sürecine yönlendirmeyi hedefleyen bu adım, TCMB açısından, yılsonu enflasyon tahminini tutturması noktasında, umalım ki işini zora sokmaz. TCMB açısından, yüzde 70 ihtimalle, yıl sonunda yüzde 5,3 ile 7,1 arası öngörülen ve orta noktası yüzde 6,2 olan yılsonu manşet enflasyon düzeyinin, geçen yılki enerji zamları ve vergi ayarlamalarının aynen tekrarı halinde, bizi yüzde 8,3-9,0 aralığına taşıyacağı göz ardı edilmemeli. Bu nedenle, Merkez Bankası, iç talebin canlandırılmasına yönelik katkıyı olağanüstü bir hassasiyet içinde yönetmek zorunda. Zamlar ve vergi ayarlamaları 2013 e sarkabilir Bu süreçte, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı nın doğal gaz ve elektrik fiyat ayarlamaları hususunda, yılsonuna kadar bir gereklilik görülmediği noktasındaki net açıklamaları ve Maliye Bakanlığı nın da ödenekleri dondurarak, bütçedeki sapmayı ek gelir operasyonu ile değil, harcamaları kısarak yönetmesi, yılsonunda yüzde 6,2 lik enflasyonu mümkün kılabilir. Yani, kamunun ek tedbirleri 2013 e sarkıtılabilir. Bu durum, hem TCMB nin kredibilitesini, hem de Türkiye nin uluslararası derecelendirme notunun artması yönündeki olasılığı güçlendirecektir. Ancak, TCMB kamu tarafından tam emin olamadığından, para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirtmektedir. Her şey yolunda giderse, faiz indirimleri sürecek, eğer enflasyon algısı bozulur ise, TCMB tekrar para politikasını sertleştirecek. Bu noktada, TCMB nin hem kendi algı sını, hem de reel sektörün piyasanın canlandırılmasıyla ilgili taleplerini iyi yönetmesi gerekiyor. Bakalım, Ekonomi Yönetimi TCMB yi destekleyecek mi? Ek kaynak düzenlemesini küresel riskleri gözeterek yapmalıyız Öncelikle, Türkiye nin 2023 hedefleri için, önümüzdeki 10 yıla yönelik yüzde 6 lık bir büyüme gerçekleştirmek zorunda olduğumuzun farkındayız. Yıllıklandırılmış manşet enflasyonun yüzde 5 ve altına çekildiği bir süreçte, ortalama olarak her yıl Türk ekonomisinin nominal yüzde 11,7 büyümesi gerekiyor. Böyle bir ortalama büyüme trendi yakalar isek, bugün nominal olarak, yani bugün geçerli olan piyasa fiyatlarıyla 1,3 trilyon lira düzeyinde hesapladığımız Türkiye nin GSYH sını, 2023 yılında 4,5 trilyon liraya taşımış oluyoruz. Bu da, dolar cinsinden yaklaşık 2,7 ile 3 trilyon dolar düzeyinde bir büyüklüğe, kişi başına GSYH olarak ise 10 bin dolardan 35 bin dolar düzeylerine ulaşmamız anlamına geliyor. 2002-2006 döneminde yüzde 7,2 ortalama büyüme yakalayan Türk ekonomisi, 2007-2011 döneminde bu oranın yüzde 3,5 e düşmesine şahit oldu. Gerekçesi ise gayet net; ihracatçımızın küresel rekabet becerisinde 2007 den itibaren başlayan ve 2008 de doruk noktasına ulaşan bir rekabet zayıflaması gözlendi. Üstüne küresel kriz geldi. Türk iş dünyasının yatırım harcamaları tökezledi ve bu tablo ortaya çıktı. Özel sektör yatırımlarının hareketlendirilmesi önemli Türk ekonomisinin reel olarak, GSYH büyümesinde ortalama yüzde 6 lık bir büyüme yakalayabilmesi için, her yıl reel olarak özel sektör yatırımlarının yüzde 9 ile 12 arasında büyümesi gerekiyor. Bu da, her yıl minimum 90 milyar dolar olmak üzere, 120 milyar dolara kadar özel sektör yatırımına imza atmamız anlamına gelmekte. Sadece, kentsel dönüşüm ve inşaat sektörünün yeni yatırımları bu rakamın 3 te birini, yani 30-40 milyar doları üstlenebilir. Yeni Teşvik Sistemi nin sağladığı avantajlardan yararlanmak adına, Türkiye sathında bir özel sektör yatırım seferberliği, açıkçası Türkiye nin istihdam sorununa kalıcı çözüm üretecektir. Ancak, bu noktada, ekonomi yönetiminin en fazla üzerinde hassasiyetle durması gereken husus, Türkiye nin uluslararası ekonomi alanında, uygulama ve mevzuatı çok sık değiştiren veya yatırım hedeflerini zora sokacak değişikliklerde bulunan bir imaj vermemesi. Bunu, Kemal Unakıtan ın Maliye Bakanı olduğu dönemde leasing sektöründe yaşattık. Yabancı sermayenin yoğun ilgi gösterdiği bir dönemde, bir anda sektördeki KDV uygulaması, kimi suiistimaller nedeniyle, leasing faaliyetlerini anlamsız hale getiren bir değişikliğe uğratıldı ve yabancı sermaye küstürüldü. Sektör, sonradan getirilen kolaylıklara rağmen hala toparlanamadı. Olası ek vergiler küresel risklerle birlikte yönetilmeli Bugün, aynı konu İMKB de, söz konusu hisse senetlerinde en önemli yatırımcı konumunda olan yabancılar açısından, gayrimenkul yatırım ortaklıkları için de söz konusu. Başbakan Erdoğan ın masasında olduğu ifade edilen, 2012 ve 2013 bütçelerine ek gelir üretme amaçlı düzenlemeler, basına yansıdığı gibi onay alır ise, GYO yatırımcıları mağdur olacağı gibi, Türk otomotiv endüstrisine yeni yatırım yapmayı düşünen uluslararası markalar, düşük hacimli otomobillerde de artan vergi yükü nedeniyle, yatırım kararlarını gözden geçirebilirler. Bu noktada, iç talebi bir süre daha kontrol etmek zorundayız. Çünkü, kritik önemdeki küresel riskler aynen devam ediyor. Enflasyon ve cari açığı daha da aşağı çekmeliyiz. Ancak, bu süreci reel sektörün yükünü daha da arttırmadan ve yabancı sermayenin Türkiye algısını bozacak düzenlemeler yapmadan yönetmek zorundayız. Bu büyüme verileri 2013 için de kalıcı olabilir Piyasa profesyonellerinin 2012 yılının 2. çeyreği için yüzde 3,1; bizim de minimum 3,3 düzeyinde beklediğimiz GSYH büyüme oranı, beklentilerin altında, yüzde 2,9 geldi. Tahminimizdeki sapmanın ana noktası, son 5-6 çeyrektir, sanayi üretimi ile GSYH performansı arasında korelasyonun ciddi anlamda dalgalanması. 2012 yılının 1. çeyreği dahil, son beş çeyrektir ortalama 0,98 e kadar çıkmış olan sanayi üretimi ile GSYH büyümesi arasındaki korelasyon, bir anda 2. çeyrekte 0,84 e geriledi. Oysa, son dokuz çeyrektir korelasyon ortalama 0,86 düzeyindeydi. Tahminlerimizin tutmamasının önemli gerekçelerinden birisi, hizmetler sektöründeki katma değer üretiminin nasıl seyrettiğine dair bir öncü göstergemiz olmaması. 2011 yılının 2. ve 3. çeyreğinde ve 2012 yılının 1. çeyreğinde hizmetler sektörünün katma değer üretme performansı beklenenin üzerinde olunca, çeyrek dönemlik GSYH büyüme hızı oranı, çeyrek dönemlik sanayi üretim artış oranının üzerinde gerçekleşti. Bu Cumhuriyet tarihinde pek gözlemlemediğimiz bir durum. Yani, Türk ekonomisinde hizmetler sektörünün ağırlığı giderek kendisini hissettiriyor. Çeyrek Sanayi Üretimi Üzerinden Büyüme Tahmini Çeyrek Sanayi Üretiminde GSYH Dönem Değişim (%) Büyümesi (%) 2010 1. Çeyrek 17,17 12,22 2. Çeyrek 14,56 10,22 3. Çeyrek 10,00 5,28 4. Çeyrek 12,06 9,25 2010 Yıllık 13,11 9,20 2011 1. Çeyrek 14,60 12,04 2. Çeyrek 8,03 8,81 3. Çeyrek 7,63 8,22 4. Çeyrek 6,57 5,20 2011 Yıllık 8,91 8,49 2012 1. Çeyrek 2,83 3,19 2012 2. Ç Tahmin 3,37 3,30-3,80 2012 2. Ç Grçklşm 3,47 2,88 Yumuşak iniş hizmetler sektörünü 2. Çeyrekte vurdu Dün açıklanan verilerin ışığında, 2010 yılı Aralık ayında başlayıp, 2011 yılı Haziran ayında ek tedbirlerle sertleştirilen yumuşak iniş süreci, beklendiği gibi, tam olarak etkisini 6 ile 9 ay arasında, 2012 yılının 2. çeyreğinde gösterdi. İnşaat sektörünün ilk 6 ayda katma değer artışı sadece yüzde 1,5 de kaldı. Toptan ve perakende ticaretteki katma değer artışı ise yüzde 0,9 luk reel artışı ancak görebildi. Ulaştırma, depolama ve haberleşme sektörlerindeki katma değer üretiminde de gözle görülür katma değer üretimi ivme kaybı var. Hane halkının tüketimi 2012 yılının ilk 6 ayında yüzde 0,2 daraldı. Devletin nihai tüketim harcamaları ise, tersine, reel olarak ilk 6 ayda yüzde 4,9 artmış durumda. Yılın ikinci çeyreğinde kamu yatırım harcamalarında yüzde 2 reel artış ve ilk 6 ayda sadece yüzde 1,5 lik daralma gözlenirken, özel sektör yatırım harcamaları 2. çeyrekte reel olarak yüzde 7,9 daraldı ve ilk 6 ayda reel daralma yüzde 3,5 i buldu. İnşaat sektöründe yüzde 7 reel artış gerçekleşmeden, özel kesimin yatırım harcamaları en az reel olarak yüzde 6 ile 8 arasında artmadan yüzde 4 büyüme bu yıl için zor. 3. çeyrekte de özel sektör yatırımlarını hızlandırmaz ise, bu sene yüzde 3 büyüme bile zora girebilir. Bu durumda, 2013 yılında da yüzde 3 civarından daha iyi bir büyüme beklemeyelim.

22 gezi 23 Bir solukta Kuzey Ege Korsan Gezi Timi, Zorlu çalışanlarıyla Ayvalık tan başlayıp Bozcaada ya kadar sayısız antik kent, köy, şelale ve Ege nin benzersiz maviliklerine güzel bir gezi gerçekleştirdi. Korsan Gezi Timi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle oluşan 3 günlük tatili değerlendirmek amacıyla güzel bir gezi planladık. Egemenliğimizi ve çocukluğumuzu sonuna kadar yaşayabileceğimiz bir gezi! Cuma gecesi buluşma noktalarından araca doluşup rotamızı Ayvalık a çevirmiştik. Hedefimiz Cuma yı Cumartesi ye bağlayan geceyi yolda geçirip Cumartesi sabahı erkenden otelimize yerleşmekti. Tüm geceyi Eskihisar-Topçular feribot kuyruğunda geçirmemek için Tekirdağ-Çanakkale yolunu kullanmayı tercih ettik. Rahat bir yolculuk sonrası sabah 7 de herkes odalarına yerleşip dinlenmeye başlayınca güzergah konusunda ne kadar da isabetli bir karar vermişiz diye düşündük. Ayvalık, Cunda, Şeytan Sofrası Tatil dediğiniz, insanı önce dinlendirmeli. Hem ruhunu, hem bedenini. Bizim gezilerimizde elinde düdükle kahvaltıda beliren rehberler, toplanmak için minibüsün kornasını düğün konvoyunun başını çekermişcesine çalan şoförler, yediğinizi içtiğinizi boğazınıza dizen tur liderleri yok. Çünkü Korsan Gezi Timi için, denizin kokusunu içinize çekerek yaptığınız uzun kahvaltılar, bir ağacın gölgesinde içilen ada çayları, köy ekmeğiyle tabağın dibini sıyırmak gibi aktiviteler, gezilerin olmazsa olmazlarından...

24 gezi 25 Ayvalık gezilerinde ilk durak genellikle Ayvalık tır fakat herkesin bir an önce görmek istediği yer Cunda dır. Yani Alibey Adası. Daha popülerdir, yeme-içme keyfi buradadır. Nisan güneşi gerçek gezginlere vururmuş. Küçükkuyu Altıner Otel in denize sıfır restoranında güneşlenerek yaptığımız ve uzattıkça uzattığımız kahvaltının sonunda çimenlerde kahve keyfi yapacağımızı düşünen gezginlerimiz, neyse ki yüksek sesli ama son derece nazik uyarımızı kırmayarak restoranı hızla terkettiler de, yola çıkabildik... Çok keyifli bir yoldur Küçükkuyu dan başlayan, yer yer denizle buluşan; Kazdağlarını Altınoluk, Güre, Edremit le boydan boya katedip Dikili, Burhaniye, Gömeç in ufka uzanan zeytinlikleriyle Ayvalık a ulaşan yol... Gömeç te minibüsü yavaşlatarak Mustafa Kemal Atatürk ün dağlarda oluşan silüetini selamlayıp fotoğraf çekmeden de olmaz. Öğleden önce Ayvalık tayız. Ayvalık ın isminin yabani ayvadan geldiği söylense de biz, antik çağdaki adıyla Aioliki (Eolya) yerleşiminden dilimize dönüştüğüne inanmayı tercih ediyoruz. Hem anlatırken de böylesi daha havalı! Ayvalık iyi güzel de, bir de şu eski çarşı bölgesi çirkin dükkanlarla dolu olmasa!.. Çarşıyı hızlı geçip yaklaşık iki yüz yıldır ayakta olan Aya Yannis (Saatli Cami) Kilisesi ile Taksiyarhis Kilisesi ni geziyor, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Saatli Cami nin imamı, bize kilisenin hikayesini keyifle anlatıyor. Limana inmeden önce yeşillikler arasındaki Çınarlı Camii (Aya Yorgi Kilisesi) ye uğramamak olmaz. Sahile sıralanmış eski sabun imalathanesi, zeytinyağı fabrikası gibi yapılar, Ayvalık ın bir zamanlar çok hareketli ve güçlü olan ticaret hayatını hatırlatıyor. Neyse ki zeytin, hala önemli bir gelir kaynağı. Masal Diyarı Cunda Cunda, Ayvalık a ince bir köprüyle bağlanıyor. Dört yanı suyla çevrili fakat denizin ortasında bir ada değil. Alibey Adası ismini, Kurtuluş Savaşı sırasında padişahın Yunanlılar a teslim olun emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya dan almış. Adanın kıyıları, otellerden çok yazlık konutlarla çevrili. Merkeze inmeden önce müze-kitaplığa dönüştürülen eski bir kilise ve yel değirmenine misafir olup sahile kadar Cunda nın arnavut kaldırımlı dar sokaklarında keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Rengarenk çiçeklerle bezeli avlularıyla taş evler ve zarif işlemeli cumbalı ahşap evler görülmeye değer. Adanın en büyük kilisesi olan Taksiyarhis ise, yıllar önce ev sahipliği yaptığı Bir İstanbul Masalı isimli diziden sonra başlatılan ve ebediyete uzanacağı tahmin edilen restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyarete kapalı. Cunda demek, birbirinden leziz deniz ürünleri, taze Ege otları, Taş Kahve de sakızlı türk kahvesi demek. Gerekli ritüelleri itinayla yerine getirip yenilip içilebilen tüm ürünlerin hakkını verdikten sonra direksiyonu Şeytan Sofrası na doğru kırıyoruz. Baş döndüren bir manzara Şeytan Sofrası, sönmüş bir volkandan kalan lav birikintileriyle oluşmuş bir tepe. Şeytanın ayak izi olduğuna inanılan yerde şeytana taş yerine para atarak dilek dileyebildiğiniz; para harcamak istemeyenlerin güzelim ağaçlara çaput bağlayarak da dilek tutabildikleri, manzarası başınızı döndürecek kadar güzel bir yer. Ayvalık adalarını, Midilli ve Edremit Körfezi ni kuş bakışı izleyebileceğiniz bir nokta. Biz gün batımına kalamadık ama, uzun bir molayla manzaranın tadını çıkardık doğrusu. Kazdağları, Şelaleler, Adatepe, Assos Mitolojide sayısız efsaneye konu olmuş İda nın adı, Homeros un İlyada sında bolca geçmektedir. Tanrılar tanrısı Zeus, Troia Savaşı nı buradan izlemiş; dünyanın ilk güzellik yarışmasında Paris, elmayı Hera yerine Afrodit e vererek kıskançlığın tohumlarını İda da atmıştır. 1.800 metreye yaklaşan zirveleri ve sarp vadilerinde Sarıkız, Hasanboğuldu gibi pek çok ünlü hikayeyi barınrıdan Kazdağları, aynı zamanda bir Milli Park olma özelliği de taşıyor. Kazdağı Milli Parkı nda Kazdağı Göknarı başta olmak üzere pek çok endemik türü barındıran zengin bir bitki ve hayvan yaşamı var. Dağın kalbine doğru gerçekleştirdiğimiz kısa yolculukta, Sutüven Şelalesi ve Hasanboğuldu yu görme şansı bulduk. Keyifli bir orman ve dere yürüyüşü de yaptıktan sonra ayaklarımızı bin pınarlı İda nın buz gibi sularında serinlettik. Bir gezide ne yediğiniz, ne gördüğünüz kadar önemli. Bu söz, özellikle bizim gibi sonradan gurme ler için son derece önemli. Gittiğimiz yerlerde doğal, taze ve yerel lezzetleri tatmaya çalışıyoruz. Bu konuda Edremit teki Cumhuriyet Lokantası tahtını kimselere kaptırmasa da, bizim çok zamanımız yok ve yol üzerindeki Sasa Dinlenme Tesisleri nde yapılan çiğ börek de gayet yerel bir lezzet! Yolunuz düşerse deneyin. Binlerce yıllık kültür Kuzey Ege nin taşı toprağı tarih. Büyük kısmı araştırılmamış onlarca antik kent var hala. Biz bu gezide en ünlüsünü, Assos u görmekle yetindik. Tarih sevmeseniz de Assos u seversiniz. Herhangi bir noktasında oturup karşınızdaki Midilli Adası nı izlemek bile çok keyifli. Aristo, ilk felsefe okulunu burada kurmuş. İnsanın ruhunu dinlendiren, adeta büyülü bir yer Assos... Tiyatroyu ve limanı hızlı ama tadını çıkararak gezdikten sonra sahilde bir dondurma yemeden olmaz. Yolumuz dik, Athena Tapınağı na doğru hatırı sayılır bir tırmanış bizi bekliyor. Tapınak, Behramkale Köyü nün üzerinde, zirvede kurulmuş. Yaklaşık 2.500 yıl önce burada görkemli ve zengin bir hayat süren halk, dor tipi bir tapınak inşa ederek kendilerini koruması için savaş tanrıçası Athena ya adamışlar. Tapınağın zorlu yürüyüşü sonunda Behramkale nin köy kahvesinde güzel bir adaçayıyla yeniden enerjimizi topluyoruz. Bu sırada güzel bir sürprizle neşemiz artıyor. Gün içinde iki kez yanımızdan geçerken heyecanla el sallayan Vestel Ayvalık Bayisi bizi nihayet burada yakalamış olmanın verdiği keyifle gülümseyerek geliyor. Tanışıp bir hatıra fotoğrafı çektiyoruz hemen. Minibüsümüzün önündeki Zorlu ve Vestel logoları, bu hoş buluşmaya vesile oluyor. Assos anlatmakla bitmez. Ama akşam olmadan gideceğimiz yeni yerler var. Anlatmaya zamanımızın yetmediği kısımları yanımızdaki rehber kitaplardan yolculuk sırasında okuyor katılımcılar... Ne demişler: Bilmemek değil, kitap taşımamak ayıp! Güneş gökyüzünü kızıla boyamaya başlarken, eski bir Rum köyü olan Adatepe de önce Zeus Sunağı, sonra da köyün bir kaç asırlık çınarları altında çay keyfiyle günü noktalıyoruz. Akşam yemeği sonrasında kumsalda yaktığımız ateşin etrafındaki gitar sesi, 25 kişinin kahkahaları, hep bir ağızdan söylenen şarkılar ve dalga sesleri, geç saatlere kadar gecenin koyu karanlığında yankılanıyor. Bozcaada ve dönüş Hiç bitmeyecekmiş gibi duran tatilin son gününe girildiğinde gezginlerimizin yüzünden hiç eksilmeyen mutluluğun, dokunsan ağlayacak bir ruh haline geçişin bu denli ışık hızıyla gerçekleşmesine şahit olmak, 100 tonluk bir kambur balinanın suyun üzerinde taklalar atmasını görmek kadar ilginç. İki sabahtır keyif yapıyorduk fakat bugün biraz erkenciyiz. Yetişmemiz gereken bir Bozcaada vapuru var. İlk gemiyle geçiyoruz Bozcaada ya ve ilk işimiz limanda kaleye karşı mükellef bir ada kahvaltısı yapmak oluyor. Hava sıcak mı sıcak, günlerden 23 Nisan, deniz sezonu neredeyse Antalya da bile açılmamışken, bütün grup Ayazma Plajı nda kendimizi denize atarak lodosla ısınmış suyun tadını çıkarıyoruz. Ayazma Plajı adanın en büyük kumsalı ve çok sayıda tesis olduğundan turistler genellikle burayı tercih ediyor. Akvaryum Koyu, Habbeli Plajı da en az Ayazma kadar güzel denize sahip diğer plajlar. Bozcaada, denize girilebilecek pek çok bakir kumsala sahip. Deniz sefamızı, tahmin edeceğiniz üzere yine güzel bir öğle yemeğiyle taçlandırıp adayı gezmeye başlıyoruz. Önce adanın batı burnundaki rüzgar santrali ve eski deniz fenerini görüyoruz. Buralar özellikle gün batımlarında dolup taşıyor. Ayazma Plajı na adını veren Rumlar ın kutsal suyu ise, Ayazma Rum şenliklerinin artık eskisi gibi coşkuyla kutlanmadığı, dev çınar ağaçları ve metruk binalarıyla hüzünlü bir diğer ziyaret noktası oluyor. Adanın büyük bölümü üzüm bağlarından oluşuyor. Bozcaada ya özgü üzüm türlerinin yetiştiği, hala 4 büyük üreticinin şarap yaptığı verimli bağlar... Evliya Çelebi, seyahatnamesine dünyanın hiç bir yerinde Tenedos taki gibi Çavuş Üzümü yetişmez diye bir not düşmüş. Son yıllarda adanın yok olmaya yüz tutmuş yerli üzümlerini canlandıracak umut verici projeler geliştiriliyor. Bozcaada, Türkiye nin köyü olmayan tek ilçesi. 2 bin 500 kişilik yerli nüfus merkezdeki iki mahalleye sıkışmış. Ziyaretçilerini merkezdeki limanda karşılayan, 700 yaşında olduğu sanılan büyükçe bir kalesi var. Kilisenin çevresindeki Rum Mahallesi ve iki camiyi çevreleyen Osmanlı Mahallesi nde yıllara meydan okuyan eski ve güzel evler görmek mümkün. Adanın, birbirini dik kesen, denizden gelen rüzgarın tüm sokaklarda özgürce dolaştığı, şirin dar sokakları var. Rüzgarı dillere destan. Kışın dellendi mi, arabalı vapur seferlerini bile aksatabiliyor. Bu rüzgarlı adayı da ardımızda bırakma zamanı gelip çattı. Ada Cafe de buz gibi gelincik şerbeti ve Çınaraltı nda bir kahve içmeden dönmek olmaz. Küresel gezginleriz fakat yerel davranmayı seviyoruz. Böylesi daha doğal, daha güzel. Yola çıkarken belki de kimse, bu kadar eğleneceğini, bu kadar dolu dolu bir gezi olacağını, böylesine muhteşem yerler göreceğini, her yeri gezip hiç yorulmayacağını, yeni arkadaşlıklar, sımcısak dostluklar kuracağını, kalbinin Ege de kalacağını hayal etmemişti. Oysa kalbimiz Ege de kalmıştı...

26 haber 27 Mutluluğun tablosu Size bir iyi bir de kötü haberimiz var. Kötü haber, Türkiye, dünyanın en mutlu ilk üç ülkesi arasında yer almıyor. İyi haber ise Türkiye, dünyanın en mutsuz üç ülkesi arasında da yer almıyor. Aksine araştırmalar yıllar geçtikçe Türkiye nin daha umutlu ve mutlu olduğu sonucunu ortaya koyuyor. Sağlık koşullarının üst düzeyde olması insanların kendisini mutlu hissetmesini sağlıyor. Afrika ülkelerinde ise yeni doğan bebeklerin bile 1 yaşına gelmeden ölme oranı yüzde 10. Salgın hastalıklar, tıbbi imkanların yetersizliği insanların sağlıklı bir yaşam sürmelerine dolayısıyla da mutluluklarına engel oluyor. Mutlu kadınlar ülkesi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen Yaşam Memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye deki bireylerin yüzde 62,1 i mutlu. Ayrıca yüzde 75,2 si de umutlu. 2010 da gerçekleştirilen araştırmada bireylerin yüzde 61,2 si kendini mutlu olarak ifade etmişti. Peki Mutlu kadınlar nerede yaşar diye sorsak cevabınız ne olurdu? TÜİK verilerine göre sorunun yanıtı Türkiye. Tabii ki dünyanın en mutlu kadınlarının Türkiye de yaşadığını söylemek yanlış. Araştırmadan da bu sonuç çıkmıyor. Ancak araştırmadan çıkan çarpıcı sonuç, kadınların erkeklere oranla daha mutlu oldukları. Kadınlarda mutluluk oranı yüzde 64,6 iken erkeklerde bu oran yüzde 59,5 olarak belirlendi. Cehalet mutluluk getirmez Dünya sinemasının kült filmlerinden Matrix ten öğrendiğimiz kadarıyla Cehalet mutluluktur ancak araştırmalar hiç de öyle demiyor. En azından Türkiye için bu tez geçerli değil. Mutluluğun eğitimle de yakından ilişkisi var. Türkiye de eğitim seviyesi artıkça mutluluk da artıyor. 2011 de ilkokul mezunlarında mutluluk oranı yüzde 61,1; önlisans ve lisans mezunlarında ise bu oran yüzde 66,7 olarak saptandı. Bekarlık sultanlık mı? Araştırmanın, geçersiz kıldığı beylik söylemlerden biri de Bekarlık sultanlıktır oldu. Araştırmaya göre evlilerin, evli Sağlık koşullarının üst düzeyde olması insanların kendisini mutlu hissetmesini sağlıyor. Afrika ülkelerinde yeni doğan bebeklerin bile 1 yaşına gelmeden ölme oranı yüzde 10. Salgın hastalıklar, tıbbi imkanların yetersizliği insanların sağlıklı bir yaşam sürmelerine, dolayısıyla da mutluluklarına engel oluyor. olmayanlara oranla daha mutlu olduğu sonucuna ulaşıldı. Her ne kadar para tek başına insanları mutlu etmeye yetmese de mutlu olmamızı sağlayan faktörler arasında ilk sırada yer aldığı bir gerçek. Her yıl yapılan mutluluk araştırmalarında, yüksek refah seviyesine sahip olan İskandinav ülkeleri aynı zamanda en mutlu ülkeler olarak göze çarpıyor. Para mutlu olmak için yeterli olmadığı halde; daha yüksek yaşam standartlarına ulaşmak için önemli bir araç. İnsanların maddi durumu iyileştikçe yaşam koşulları da aynı düzeyde iyileşiyor. İskandinav ülkelerinde yaşayan insanların kişi başına düşen milli geliri ortalama 50 bin Dolar düzeyinde. Bu rakam anketlerde en mutsuz ülkeler olarak gösterilen Afrika ülkelerinin kişi başına düşen milli gelirinden yaklaşık 40 kat daha fazla. Bu durum anketlerde çıkan tabloyu açıklamaya fazlasıyla yetiyor. Elbette ki ekonomik durumun iyi olması insanların mutlu olmasında tek başına yeterli değil. Sağlık, eğitim, sosyal ilişkiler, güvenlik, özgürlük, gibi birçok etken bireylerin mutluluğunda etkin rol oynuyor. Dünya mutluluk raporuna göre en mutlu üç ülke Danimarka, Finlandiya ve Norveç. En mutsuzlar ise Togo, Benin ve Orta Afrika Cumhuriyeti. Sağlık, insanların mutluluğunda birinci dereceden etkili bir unsur. İskandinav ülkelerindeki sağlık ve hastane hizmetleri dünya ortalamasının oldukça üstünde. Bir İskandinav ülkesinde yaşayan kişinin ortalama yaşam süresi 80 yılın üzerinde. Kişi hastalandığında veya cerrahi bir müdahale gerektiğinde kolayca ve çok iyi şartlarda tedavi olabiliyor. Evlilerin yüzde 65,5 i, evli olmayanların ise yüzde 52,9 u kendini mutlu olarak ifade ediyor. Türkiye de mutluluğun kaynağı ise aile ve tabii ki sağlık. Kendilerini en çok ailenin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 73,8; kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 72,8 oldu. Mutluların yanında umutlularda da artış var. Araştırmaya katılanların yüzde 75,2 si geleceklerinden umutlu. Bu oran bir önceki yıl yüzde 72,8 di. Umutsuz ev kadınları Ünlü televizyon dizisi Umutsuz Ev Kadınları (Desperate Housewives), ABD deki umutsuz kadınların öyküsünü anlatıyor. Dizinin orijinal olarak Türkiye den çıkmamış olması araştırma sonuçlarına göre çok normal. Çünkü Türkiye deki kadınların 74,9 u umutlu. Türkiye de umutsuz kadın yok desek yeridir. Erkekler ise daha umutlu. Erkeklerde oran yüzde 75,5. Yaşam Memnuniyeti Araştırması dahilinde ekonominin bireylere etkisi de mercek altına alındı. 2010 da bireylerin yüzde 54,2 si ekonomik gelişmeler karşısında daha ucuz ürün tükettiğini naklederken; 2011 de bireylerin yüzde 32,3 ü borçlandığını, yüzde 20,4 ü gelirinin daraldığını, yüzde 26 sı tasarruflarının gerilediğini kaydetti. Bireylerin yüzde 24 ü de eğlence ve tatil masraflarını kıstığını açıkladı. Bir önceki yıl söz konusu oranlar yüzde 33,8, yüzde 21,7, yüzde 24,5 ve yüzde 22,7 civarındaydı.

28 haber 29 Zorlu Enerji, Ortadoğu da da güçlü adımlarla ilerliyor Zorlu Enerji nin yüzde 42,15 oranında ortağı olduğu İsrail deki Ashdod ve Ramat Negev doğal gaz santralleri için yaklaşık 1,1 milyar İsrail Şekeli kredi sağlandı. Zorlu Enerji, Pakistan da hızını artırıyor Zorlu Enerji ye ait Pakistan Rüzgar Santrali nin finansman kapanışı, 29 Mayıs 2012 tarihinde İslamabad da yapılan bir törenle gerçekleştirildi. Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. nin yüzde 42,15 ve Edeltech Ltd. nin yüzde 57,85 oranında ortak olduğu, İsrail de faaliyet gösteren Ashdod ile Ramat Negev kojenerasyon santral projelerinin finansman kapanış töreni İsrail de gerçekleştirildi. Törene İsrail Enerji Bakanı Uzi Landau, Zorlu Holding ve Zorlu Enerji yönetiminden Ahmet Zorlu, Olgun Zorlu, Ömer Yüngül, Selen Zorlu Melik, Sinan Ak, M.Erdoğan Güneş ile Edeltech Ltd. ve Bank Leumi LeIsrael yöneticileri katıldı. Sinan Ak Zorlu Enerji, Bank Leumi LeIsrael başta olmak üzere finans kurumlarından Ashdod Doğal Gaz Santrali için 355 milyon İsrail Şekeli, Ramat Negev Doğal Gaz Santrali için ise 766 milyon İsrail Şekeli olmak üzere toplamda yaklaşık 1,1 milyar İsrail Şekeli tutarında kredi sağladı. Proje finansman sürecinin tamamlanmasının ardından İsrail de gerçekleştirilen törende konuşan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Dünyanın en stratejik sektörü olarak önemi her geçen gün artan enerji alanında, yurtiçindeki ve yurtdışındaki yatırımlarımızla başarılı işlere imza atmaya devam ediyoruz. Avrupa, Asya ve Ortadoğu da enerji talebi hızla artan pazarlarda fırsatları değerlendirerek, bölgesel bir güç konumuna gelmek için projeler geliştiriyoruz. İsrail de yaptığımız yatırımların bu kapsamda önemli adımlar olduğunu düşünüyoruz. Bu proje ile İsrail de özel sektör tarafından yapılan ilk kojenerasyon projesinin finansmanını gerçekleştirdik. Zorlu Holding olarak İsrail de 1 milyar Dolar ı aşkın yatırımımız bulunuyor dedi. Ahmet Zorlu, önümüzdeki dönemde fırsatları değerlendirerek uluslararası arenada önemli enerji yatırımlarını sürdürmeyi planladıklarını ve İsrail de, önümüzdeki iki yıl içinde kademeli olarak faaliyete geçirilmesi planlanan Ashdod ve Ramat Negev doğal gaz santrallerinin yanı sıra Dorad ile toplam 975 MW kurulu güce ulaşacaklarını ekledi. Zorlu Enerji nin yüzde 42,15 oranında hissedarı olduğu ve İsrail de bulunan sanayi tesislerine elektrik ve buhar sağlanması amacıyla kurulan Ashdod ve Ramat Negev doğal gaz santralleri, bölgenin en önemli kimyevi sahalarından Makhteshim ve Agan üzerinde bulunuyor. 55 MW elektrik ve 40 ton/ saat buhar üretim kapasitesine sahip Ashdod Energy Ltd. ile 120 MW elektrik ve 70 ton/saat buhar üretim kapasiteli Ramat Negev Energy Ltd. doğal gaz santrallerinin 2014 yılında faaliyete alınması hedefleniyor. Ashdod ve Ramat Negev doğal gaz santrallerinin kredi geri ödemesinin yüzde 80 i (geri dönüşsüz) kredi, yüzde 20 si ise özkaynak ile finanse edildi. 2014 yılının ikinci yarısında tamamlanması düşünülen projelerin kredi geri ödeme süreci santrallerin işletmeye alınmasından itibaren 18 yıl olup, kredi faizi ise projelerin reytingine bağlı olarak değişkenlik gösterecek ve yüzde 5,75 oranında olacak. Zorlu Enerji ye ait Pakistan Rüzgar Santrali 2013 yılında faaliyete geçiyor. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, yaptığı açıklamada, Pakistan ın ilk rüzgar santralinin inşasında kullanmak üzere, Uluslararası Finans Kurumu IFC, Asya Kalkınma Bankası, ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası ve Pakistan ın en büyük özel bankalarından Habib Bank Limited den alınan toplam 111,1 milyon Dolar tutarındaki kredinin finansman sürecinin tamamlanmasıyla santralin inşasının hız kazanacağını söyledi. Pakistan ın Jhimpir eyaletindeki 56,4 MW kapasiteli santralin 2013 yılında üretime geçmesi hedefleniyor. Ülkenin yüksek potansiyele sahip Gharo-Keti-Bandar-Hyderabad rüzgar koridorunda inşası devam eden santral, tam kapasite olarak faaliyete geçtiğinde yaklaşık 160 MW/saat elektrik üretecek. Toplam maliyeti 158,7 milyon Dolar olan santralin 6 MW kurulu güce sahip ilk fazı 2009 yılında üretime geçti. Ak, konuşmasında, santralin ikinci faz çalışmalarında kullanılacak 28 adet Vestas V90 model türbinin İspanya dan sevk edilen ilk partisinin haziran ayının ilk yarısında sahaya ulaştığını belirtti. Ak, uluslararası finans kuruluşları ile yürütülen finansman sürecinin, 2011 yılında, Euromoney Uluslararası Yayın Grubu nun ekonomi dergisi Project Finance tarafından 2011 Ortadoğu nun En İyi Yenilenebilir Enerji Finansmanı Ödülü nü aldığına dikkat çekti ve Bu ödül, finansman sürecinde sağlanan güçlü ve uyumlu işbirliğinin önemli bir göstergesidir dedi. Ak, konuşmasında, 2011 yılında, Pakistan Ulusal İletim ve Dağıtım Şirketi ve Pakistan Alternatif Enerji Geliştirme Kurulu ile imzalanan Enerji Satış ve Uygulama Anlaşması na da değindi. Ak, bu anlaşma ile santralin 20 yıllık elektrik satış garantisini sağlamanın yanı sıra mevzuat değişikliği ve rüzgar hızındaki olası değişiklik gibi üretimi etkileyebilecek risklere karşı da Pakistan devletinin teminatının alındığını belirtti. Ak, Zorlu Enerji olarak, dost ve kardeş ülke Pakistan ın ilk rüzgar santrali ile ülkenin enerji arz güvenliğine katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz dedi.

30 haber 31 Gönüllülerimiz 63 bin çocuğa ulaştı Enerjimiz Çocuklar İçin Projesi kapsamında geçtiğimiz yıl başlatılan doğal gazın çocuklara tanıtılması çalışması, büyük bir gönüllük projesine dönüştü. GAZDAŞ ta çalışan gönüllülerimiz 2011 den bu yana Gaziantep te 41 okulda 25 bin 400, Trakya da 96 okulda 37 bin 600 öğrenciye ulaştı. GAZDAŞ çalışanlarının pazarlama ve tanıtım çalışmalarına paralel olarak 2011 de doğal gazın evlerine ve şehirlerine sunacağı katkıları anlatmak amacıyla Trakya ve Gaziantep teki ilköğretim okullarında başlattıkları çocuklara yönelik sunumlar, bu yıl büyük bir gönüllülük projesine dönüştü. 63 bin çocuğa ulaşıldı Gaziantep te 41 okulda 25 bin 400, Trakya da 96 okulda 37 bin 600 öğrenciye ulaşıldı. Toplamda 63 bin çocuğa, doğal gaz hakkında detaylı bilgiler aktarılmış oldu. Pedagog desteği Çalışmayı gerçekleştirecek çalışanlara sunumlarla ilgili brief verildi ve pedagoglar eşliğinde örnek uygulamalar yapıldı. Bir ders saatini kapsayan sunumlar sırasında çocuklardan hem çok ilginç sorular geldi hem de güzel fikirler paylaşıldı. Çocuklara; ısınmak için kullanılan yakıtlar hakkında genel bir bilgilendirme sağlandı ve odun, kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanılmasının doğaya ve bütçeye olumsuz etkileri anlatıldı. Küresel ısınma ve sera gazı etkisi, çocukların sevimli enerji kahramanı Yeşil Ejderha nın sözcülüğünde resimlerle birlikte anlatıldı. Fosil yakıtlardan çıkan dumanın atmosferde birikmesi, atmosferi kalınlaştırarak güneş ışınlarının filtrelenememesi gibi dikkat çekici konular çeşitli canlandırmalarla gösterildi. Çocuklar doğal gazla tanıştırıldı ve bu temiz enerji kaynağının avantajları anlatıldı.; Doğal gazın sağlıklı, verimli, konforlu, ekonomik, doğa ve tarih dostu, güvenli bir yakıt olduğu mesajları özel olarak hazırlanan şemalar ve resimler eşliğinde sunuldu. Doğal elçiler Eğitimlerin sonunda çocuklara, evlerini ideal sıcaklık olan 20-24 derecede tutarak yakıttan tasarruf edebilmeleri için buzdolaplarına yapıştırılmak üzere dereceli magnetler hediye edildi. Sunumları dikkatle dinleyen çocuklar, öğrendiklerini daha sonra ailelerine ve tanıdıklarına da anlatmak üzere doğal gazın tanıtımı konusunda doğal elçilik yapma sözü verdiler. Devam etmesi planlanıyor Projede yer alan çalışanlar, yürüttükleri bu özverili çalışmaları için 7 ve 14 Temmuz tarihlerinde düzenlenen Çalışan Paylaşım Toplantıları nda teşekkür plaketlerini aldılar. Enerjimiz Çocuklar İçin projesinin yeni katılımlarla gelecek yıllarda da devam ettirilmesi planlanıyor. Eğitimler süresince çocuklara; doğal gazın temiz, sağlıklı, verimli, konforlu, ekonomik, doğa dostu, tarih dostu ve güvenli bir yakıt olduğu mesajları akatrıldı. Her bir mesaj için özel olarak hazırlanan şemalar ve resimler eşliğinde çocukların doğal gaz hakkındaki görüşleri alındı ve GAZDAŞ gönüllüleri tarafından doğal gazın faydaları hakkında açıklamalar yapıldı.

32 haber 33 Sakın geç kalma erken gel! GAZDAŞ, sadece kış aylarında yoğunlaşan doğal gaz abonelik işlemlerini yaz aylarına da yayabilmek amacıyla bir kampanya başlattı. Sakın geç kalma erken gel! sloganını taşıyan kampanya, 15-23 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen bir dizi basın toplantısıyla faaliyet gösterilen bölgelerde vatandaşlara duyuruldu. Düzenlenen basın toplantıları sonucunda; abonelik için erken başvurunun önemi hakkında farkındalık yaratılması sağlandı. Mayıs 2012 tarihinde başlatılan Sakın Geç Kalma Erken Gel kampanyasıyla abonelere sunulan ödeme avantajları duyuruldu. GAZDAŞ, kampanya ile ilgili ayrıntılar ve bugüne kadar gerçekleştirilen yatırımlar hakkında bilgi vermek üzere 15-23 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği bir dizi basın toplantısıyla bilgilendirmede bulundu. Çerkezköy, Kırklareli, Tekirdağ, Lüleburgaz, Edirne, Gaziantep ve Nizip te düzenlenen 7 adet basın toplantısına toplamda 93 medya kuruluşundan 109 gazeteci katıldı. Toplantı ile ilgili 30 gazete sayfasına karşılık gelecek alanda toplam 84 haber yayımlandı. nüşüm çalışmaları için 12 aya kadar vade farksız, kredi kullanabiliyorlar. Trakya nın ve Gaziantep bölgelerinin yüzde 80 i doğal gaz kullanır hale gelecek Toplantıda; doğal gaz altyapı çalışmalarına başlandığı 2006 yılından bu yana Trakya ve Gaziantep bölgelerinde 200 milyon Dolar ın üzerinde yatırımın gerçekleştirilerek doğal gazın konut ve sanayi müşterilerinin kullanımına sunulduğu bilgisi verildi. Basın toplantılarında verilen mesajlarla abonelik için erken başvurunun önemi hakkında farkındalık yaratılması sağlandı. Mayıs 2012 tarihinde başlatılan Sakın Geç Kalma Erken Gel kampanyasının abonelere sunduğu ödeme avantajları duyuruldu. Ayrıca, 2006 dan bugüne gerçekleştirilen yatırımlar, tamamlanan altyapı çalışmaları ve hedefler aktarıldı, basının ve vatandaşların çalışmalar hakkında bilgilendirilmesi sağlandı. Toplantıda basınla şu mesajlar paylaşıldı; GAZDAŞ ın sunduğu avantajlı ödeme sistemiyle doğal gaz abonesi olmak isteyenler, abonelik bedeli için 6, güvence bedeli için 4 taksit fırsatından yararlanabiliyorlar. Ayrıca, iç tesisat dö- 2012 yılı içinde gerçekleştirilecek yatırımlar hakkında bilgi veren GAZDAŞ yöneticileri; 2012 yılında servis ve bağlantı hatlarının yapımı için yaklaşık 23 milyon Dolarlık bir yatırım programı yapıldığını belirttiler. 2015 yılında ise her iki dağıtım bölgesinde yatırımların toplamının yaklaşık 300 milyon Dolar a ulaşmasının planlandığını ve bu süreç içinde faaliyette bulunulan bölgelerde 1,5 milyar Dolarlık piyasanın oluşacağının öngörüldüğünü söylediler. Ayrıca,2015 e kadar Gaziantep ve Trakya Bölgesi nde yaşayan vatandaşların yüzde 80 inin doğal gaz kullanmasını sağlamayı hedeflediklerine dikkat çektiler.

34 haber 35 Enerji yatırımında yerel katılım Zorlu Enerji Grubu, İkizdere Hidroelektrik Santrali nde kapasite artırım kararını almadan önce halka danıştı. Türkiye de bir ilk i gerçekleştiren Zorlu Enerji Grubu, ÇED sürecini durdurarak paydaşlarının görüşüne başvurdu; Trabzon, Ankara ve İstanbul da 100 den fazla görüşme gerçekleştirildi. Zorlu Enerji Grubu şirketlerinden Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş. nin özelleştirme kapsamında 2008 yılında işletme hakkını aldığı İkizdere Hidroelektrik Santrali ndeki 18,6 MW olan mevcut kurulu gücün, lisans gereği 78 MW a yükseltilmesi konusunda yatırım kararının alınması için fizibilite çalışmalarıyla birlikte, paydaş katılım çalışması da başlatıldı. Görüşmeler 3 Ocak 2012 tarihinde Rize de başladı. Rize de mülki erkan, yerel yöneticiler, çeşitli kamu ve özel kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının yetkilileriyle görüşmeler yapıldı. İkizdere de de yerel halk ve yetkililerle görüşüldükten sonra belirlenen diğer paydaşlarla Trabzon, Ankara ve İstanbul da 100 den fazla görüşme gerçekleştirildi. Enerji sektörüne örnek olacak ve iletişim eksikliğini ortadan kaldırarak karşılıklı bilgi ve görüş alışverişine dayanan, katılımcı ve yenilikçi bir iş modeli geliştirme yolunda önemli bir adım sayılabilecek çalışmayla ilgili Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, Grup olarak, projelerimizde yerel değerleri ve fikirleri dikkate almayı, doğal hayata saygılı davranmayı ilke edindik. Yatırım yaptığımız yerlerde heyelan, sel gibi doğal afetleri önleyici tedbirleri hayata geçirmek, yöreye özgü doğal varlıkları ve kültürel değerleri korumak her zaman en önemli önceliğimiz oldu. Projelerin maddi getirilerinin etik değerlerimizin önüne geçemeyeceğini her platformda dile getirdik. Zorlu Enerji Grubu olarak, paydaş katılımını sıradan bir araç olarak değil, yatırım kararının alınıp alınmaması için kullanılacak gerçek bir yol gösterici olarak görüyoruz. Bu bakımdan ortaya çıkan rapor, tüm tarafların görüşlerini yansıtan, çok önemli bir yol gösterici oldu dedi. Fizibilite ve proje çerçevesi hazırlanırken önceliğin Ekvator Prensipleri nin çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olarak belirlendiğini vurgulayan Ak, Elektrik üretimi, karlılık gibi konulara değil; can suyu, heyelan, yer altı suları, iletim hatları gibi çevresel etkiler ile istihdam, yerele katkı ve turizm gibi bölgesel dinamikler başta olmak üzere, paydaşların projeden beklentilerini tam anlamıyla karşılayabilecek duyarlılıkta, aynı zamanda dünyadaki yatırımlara yön veren bir proje geliştirebilmeyi amaçlıyoruz dedi. Fizibilite çalışmalarının ardından yatırım kararı aşamasında da halka danışılacağını söyleyen Ak, projenin paydaş onayına sunulmasının ardından yatırım kararına yön verileceğini belirtti. Ak, Havza planlamasına uygun olmayan, paydaşlarımızın çok yönlü beklentilerini karşılamayan bir projeyi hayata geçirmek istemiyoruz. Zorlu Enerji, İkizdere nin doğasının, kültürünün ve suyunun korunması yolunda üzerine düşeni yapacaktır. Ekosistemin aklı yok, dili yok, avukatı yok. Onu koruyacak olan bizleriz dedi. Zorlu Enerji Grubu, 1961 yılından bu yana faaliyet gösteren İkizdere HES in 30 yıllık işletme hakkını 2008 yılında gerçekleştirilen ADÜAŞ ihalesi ile devralmıştı. Bu tarihten itibaren geçen üç yıl içinde santralin iyileştirilmesi ve ömrünün uzatılması yönünde bir dizi çalışma yürüttü ve İkizdere ye bırakılan suyun düzenli ölçümünü sağlayan bir sistem kurdu. Yüzeysel akışın düzenli olarak izlendiği yeni sistem, mevsimsel koşullar da takip edilerek nehir habitatındaki canlı yaşamının ihtiyacı kadar suyun dere yatağına bırakılmasını sağlıyor. İkizdere Hidroelektrik Santrali, vadideki doğal hayatın ve ekosistem dengesinin korunması için can suyu konusunda da azami dikkat gösteriyor.

36 tiyatro 37 Zorlu Çocuk Tiyatrosu na ödül yağmuru Zorlu Çocuk Tiyatrosu, 2011-2012 sezonunda İstanbul da sahnelenen Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali ile 12. Direklerarası Seyirci Ödülleri nde, müzisyen ve yazar ödülü ile özel ödüle layık görüldü. Kurbağa Prens Oyunu ise ASSITEJ ve Sahne Dergisi işbirliğiyle verilen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri kapsamında En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu. Hasan Erkek, Ertuğrul Işık, Nedim Yıldız Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali, 12. Direklerarası Seyirci Ödülleri nde çocuk oyunları kategorisinde yer alan müzisyen ve yazar ödülü ile özel ödüle layık görüldü. Mehmet Zorlu Vakfı nın sosyal sorumluluk projesi olan Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali, Andersen in Çirkin Ördek masalından yola çıkılarak Prof. Dr. Hasan Erkek in kaleminden yazıldı ve Prof. Dr. Nurhan Karadağ tarafından yönetildi. Müzikal, 12. Direklerarası Seyirci Ödülleri kapsamındaki müzisyen kategorisinde Yrd. Doç. Dr. Nedim Yıldız a, yazar kategorisinde de Prof. Dr. Hasan Erkek e ve özel ödül kategorisinde Zorlu Çocuk Tiyatrosu na ödül getirdi. Direklerarası Seyirci Ödülleri, Direklerarası Seyircileri tarafından Halk Jürisi olgusu ile İstanbul, Anadolu ve KKTC de sahnelenen tiyatro oyunlarının seyredilmesi ile kategorilerindeki kriterlere uyan ve başarılı bulunan sanatçılara veriliyor. Seçim sürecinde ayrıca oyunları izleyen çocukların görüşlerine de başvuruluyor. En İyi Kadın Oyuncu ve Kemal Aydın Sezgin e En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde ödül getirdi. Bu sene ikincisi düzenlenen, 2012 Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri ne başvuran oyunlar arasında Gençlik Tiyatrosu alanında iki oyun yer alırken; çocuk tiyatrosu başlığı altında 26 oyun değerlendirildi. Türkiye genelinde 22 topluluğun 28 oyunla başvuruda bulunduğu yarışmada, toplam 12 dalda ödül verildi. Ülkemizdeki Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu nun gelişimine katkıda bulunmak, tiyatronun bir sanat alanı olarak algılanması ve bu yönde çalışan sanatçılara, araştırmacılara destek vermek amacı ile verilen ödüller jüri seçimleri ile belirleniyor. 450 binden fazla çocuk tiyatroyla buluştu Zorlu Çocuk Tiyatrosu, bugüne kadar 450 binden fazla çocuğu tiyatro ile tanıştırdı. Zorlu Çocuk Tiyatrosu nun, 2011-2012 sezonunda Anadolu turnesi kapsamında 16 ili dolaşarak çocuklarla buluşan Kurbağa Prens Oyunu ise Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri kapsamında En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu. Grimm Kardeşler in ünlü masalı Kurbağa Prens, Özlem Saraç tarafından günümüze uyarlandı ve Gaye Çankaya nın yönetmenliğinde sahnelendi. Oyun, ASSI- TEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatrolar Birliği) Türkiye Merkezi ve Sahne Dergisi tarafından düzenlenen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri kapsamında Zeynep Sevi Yılmaz a Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Mehmet Zorlu Vakfı nın eğitimden, kültür sanat ve spora kadar birçok alanda gençlerin ve çocukların gelişimini destekleyen çalışmalar kapsamındaki faaliyetlerinden biri olarak 2003 yılında kuruldu. Türkiye nin dört bir yanında tiyatroya gitmeyen çocuğun kalmaması ve çocukların sanatla küçük yaşlarda tanışması için kurulan Zorlu Çocuk Tiyatrosu, 2003 yılından bu yana Müziğin Kalbi, Burun, Karagöz, Cadılar ve Hint Fakiri, Kurşun Askerin Utancı, Kediler ve Fareler Mutfağı, Oz Büyücüsü ve Bremen Mızıkacıları oyunlarını yüzlerce kez sergileyerek çocukları tiyatro ile tanıştırdı.