HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU



Benzer belgeler
Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

OTOPARK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler

YÖNETMELİK. Kamu İhale Kurumundan:

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7)

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/27 TARİH:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

İstanbul Bilgi Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ne Tâbi Öğrenciler İçin Mali Usul ve Esaslar

KALE Danismanlik

KARTELLERĐN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA AKTĐF ĐŞBĐRLĐĞĐ YAPILMASINA DAĐR YÖNETMELĐK

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

B.07.1.GİB.0.66/ T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Seri No:2006/1

MALATYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CHAMBER OF CERTIFIED ACCOUNTANTS OF MALATYA. Sayı : 2010/134 Malatya : 02/06/2010

SİRKÜLER RAPOR MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:30) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/58

KONU: Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Had ve Tutarların 2013 Yılı Değerleri Belirlendi

SĐRKÜLER : KONU : 2009 Yılında Uygulanacak Hadler ve MSĐ Đndirim Oranı

287 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

CEZA LEMLER Ruhsat alınmadan in aata lanması, yapının ruhsat ve eklerine aykırı olarak in

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107. Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ESENLER BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ, GÖREV VE YETKİLERİNİ BELİRLEYEN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

28 Mayıs 2016 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. KURUL KARARI. Karar No : Karar Tarihi : 13/05/2016

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler

YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

İmar İdari Para Cezaları

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

T.C. GÖLYAKA BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz,

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 26/12/2014 Sayı: 2014/127 Ref : 6/127

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

No: 2015/8 Tarih:

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1362 T

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

T.C. D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu. Esas No:2005/374 Karar No:2007/103

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/82

ŞİKAYET NO : /364 KARAR TARİH : 16/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :...,

Toplu İş Hukuku. Prof. Dr. Murat ŞEN Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533

28 Kasım 2013 PERŞEMBE. Resmî Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (2009 YILI)

12.1 ODA TARAFINDAN AÇILAN DAVALAR VE SONUÇLARI

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ:

ALANYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/026 Ref: 4/026

RET KARARI. ŞİKÂYET EDİLEN İDARE VE ADRESİ : SOK Başkanlığı Kütahya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C. KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYE BAŞKANLIĞI MALİ HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER

T.C NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ Yapı Ġşleri ve Teknik Daire Başkanlığı GÖREV TANIM FORMU

GEÇİCİ KORUMA SAĞLANAN YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Çalışma Genel Müdürlüğü

RİSKLİ YAPILAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI

KAT MÜLKİYETİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MADDE 2 Aynı Tebliğin 38 inci maddesinin başlığı Kapatma işleminin sonuçlandırılması olarak,

BİLGİ NOTU /

ZORUNLU KARŞILIKLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2013/15) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek

GÜMRÜK KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Değiştirilen Önceki Hali Sonraki Hali

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI. : İnceleme - Avea İletişim Hizmetleri AŞ.

114 SERİ NO LU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

MADDE 88-8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/38 TARİH:

İÇİNDEKİLER GİRİŞ. BirinciBölüm YABANCILARIN TÜRKİYE'YE GİRİŞ, İKAMET VE SEYAHATLERİ

YÖNETMELĐK RAPOR DEĞERLENDĐRME KOMĐSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ ĐLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĐK

Tel: Fax: ey.com Ticaret Sicil No : Mersis No:

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ

GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

gün, Esas:2011/9-193 Karar:2011/269

Globalleşen dünyada ticaretin sınır ötesi bir hal alması, uluslararası boyut kazanması; mevcut kanunun tüm kuruluşları kapsamaması; AB ve diğer

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLİŞKİN DUYURU

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ İDARİ ŞARTNAME WEB SAYFASI YAPIM İŞİ

BASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARIMSAL SULAMA TARİFE YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17

4734 SAYILI KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN HİZMET ALIMLARINDA UYGULANACAK FİYAT FARKINA İLİŞKİN ESASLAR

Transkript:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 16-19 MAYIS 2013 İZMİR Grup Adı Grup Başkanı Grup Sözcüsü : İdare Hukuku 6. Grup : Mustafa GENÇ (Danıştay Üyesi) : Özlem EROL (İzmir İdare Mahkemesi Üyesi) Raporlama Heyeti : 1- Metin ÇAĞLAR (Danıştay Kıdemli Tetkik Hâkimi) 2- Hakan BAŞ (Sakarya İdare Mahkemesi Başkanı) Çalışmanın 1. günü olan 17.5.2013 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu nun 32. maddesi uyarınca ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar hakkında uygulanacak olan işlemlere ilişkin konular tartışılmıştır. Madde hükümleri aşağıdaki konular yönünden kapsamlı olarak incelenmiştir. Bu madde uyarınca öngörülen yıkım yaptırımı öncelikle ruhsatsız ya da yapının ruhsat ve eklerine aykırı imalatların saptanması ile mümkün hale gelmektedir. Bu bağlamda yapı mahallinde düzenlenmiş olan tutanak son derece önem arz etmektedir. Aykırı yapının tespit edilip durdurulduğu bu tutanağın kanun hükmünde öngörülen birtakım usuli hususları da içermesi gerekmektedir Bu kapsamda; A - Yapı tatil tutanağında bulunması gereken özelliklerin ne olduğu ele alınarak tartışılmıştır. Buna göre; - Yapı tatil tutanağının uzman fen elemanları tarafından düzenlenmesi gerektiği, ancak iki veya daha fazla kişi tarafından düzenlenmesi durumunda ise bu kişilerden en az birinin teknik elaman unvanında olması gerektiği sonucuna varılmıştır. - Yapı tatil tutanağının ayrıntılı bir şekilde inşaatın hali hazırdaki durumunu tespitine yönelik açıklamaların tutanakta yer alması gerektiği mümkün olması durumunda bu tespitin görsel verilerle desteklenmesi gerektiği - Yapı tatil tutanağında, yapının durdurulduğuna, tutanağın yapı yerine asıldığına ve bir örneğinin muhtara bırakıldığına dair ibarelerin kanun maddesinin amir hükmü 1

olduğu ancak usulüne uygun hazırlanmış tutanakta sadece muhtara bırakılması şartının gerçekleşmemesi halinin tek başına bir iptal nedeni olamayacağı (Dnş. 14. D. 21.9.2012 gün ve E:2011-7060, K:2012-5974, 20.9.2012 gün ve E:2011-7063, K:2012-5878) - Yapı tatil tutanağının yapı yerine asılması yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı ve yapı yerine asıldığı tarihten itibaren yasal süresi içerisinde tutanağa karşı dava açma süresi içerisinde dava açılabileceği (Dnş. 14. D. 25.4.2013 gün ve E.2012-8186, K.2013-3144) - Yapı Tatil Tutanağının tebliğ edilmiş sayılmasına ilişkin; tespit tarihinde tutanağın yapı yerine asılmamış ve yapı sahibine imzalatılamaması halinde, tutanağın yapı sahibine posta yoluyla tebliğ edilmesi veya yapı sahibinin bu tutanaktan haberdar olması durumunda da tebliğ tarihinden öğrenme tarihinden itibaren dava açma süresinin başlayacağı sonucuna varıldı. - Yapı tatil tutanağının yapıya ilişkin olduğu, tutanakta yapı sahibinin (inşai faaliyeti yapan) kişinin isminin yanlış yazılması veya taşınmaz malikinin isminin yazılması tutanağı hukuka aykırı hale getirmeyeceği, (Dnş,14.D. 18.9.2012 gün ve E:2011-9283,K:2012-5657) - 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinin 3. fıkrasında, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılan yapının tespitinden itibaren yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alması için tanınan 30 günlük sürenin en çok bir ay olduğu, bu sürenin kısıtlanabileceği, ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar için süre verilmemesinin tutanağın iptal nedeni gösterilemeyeceği, diğer taraftan yapı tatil tutanağında süreye ilişkin herhangi bir ibareye yer verilmemesi durumunda bir aylık süre verilmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, 3194 sayılı Kanunun 32. maddesine göre Yıkım işlemlerinde; - Yapı tatil tutanağında verilen süre içerisinde yapı sahibi tarafından ruhsata bağlamak amacıyla yapılan başvurunun Kanunda istenilen bilgi ve belgelerle desteklenmesi gerektiği, sadece zaman kazanmak veya yükümlülüklerden kurtulmak amacıyla yapılan başvuruların yıkım işlemi tesisine engel olmayacağı tartışılmıştır. - Ruhsatlı olarak yapılmış yapılar için daha sonra planın ve ruhsatın yargı kararıyla iptal edilmesi durumunda yapının yıkımı konusunda karar verilebilmesi için taşınmazın bedelinin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak yapının o anki durumunun tespiti amacıyla yapı tatil tutanağının düzenlenebileceği ve yapının 2

durdurulabileceği ifade edilmiştir. (D. 14. D. 28.2.2013 gün ve E:2011-14794, K:2013-1444) - İptali istenilen encümen kararında, yıkımın belediyece gerçekleştirilmesi halinde masrafların %20 fazlasıyla tahsil edileceğine ilişkin işlem tesis edilmesinin 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde sadece masrafların tahsili öngörülmesi nedeniyle hukuka uygun olmadığı dava dilekçesinde yalnızca encümen kararının iptalinin istenilmiş olmasında dahi masrafın %20 fazlasıyla tahsiline ilişkin ibare hakkında da hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılmıştır. - Yıkım kararına karşı dava açılmasından sonra yapı sahibi tarafından ruhsat alınmış ise yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. C) Uygulama İşlemlerinin Değerlendirilmesi - Yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden sonra, yıkım kararına ilişkin ilgili idare tarafından encümen kararı alınmasından önce, a) Yapının ruhsata aykırı olduğu belirtilerek 3194 sayılı kanunun 32. ve 42. maddelerine göre işlem yapılacağının hatırlatılmasına ilişkin bir işlemin yapı sahibine tebliğine ilişkin işlemin, kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olup olmadığı tartışıldı b) Söz konusu yapının kesin olarak yıkılacağının bildirimine ilişkin işlemin; yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu, - Yapı tatil zaptının düzenlenmesinden ve encümen kararının verilmesinden sonra tesis edilen uygulama işlemlerine ilişkin, a) Öncelikle Encümen kararının yapı sahibine tebliğ edilip edilmediği ve encümen kararına karşı dava açılıp açılmadığı hususunun araştırılması, b) Tebliğ edilen Encümen kararı sonrası, yapı sahibi tarafından dava açılmamış, uygulama işlemine karşı dava açılmışsa, encümen kararı uyarınca tesis edilen uygulama işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, c) Encümen kararı tebliğ edilmeden, uygulama işlemi tebliğ edilmiş ve yapı sahibi encümen kararının iptali istenilmeden sadece uygulama işleminin iptali isteniyorsa encümen kararının hukukilik denetimi yapılmak suretiyle uygulama işleminin incelenemeyeceği, ancak, bu gibi açılan davalarda dilekçenin reddi sağlanarak davanın konusunun encümen kararına yöneltilmesi gerektiği ifade edilmiştir. 3

3194 sayılı Kanunun 29. maddesinin değerlendirilmesinden; Ruhsatlı yapıların inşaatına 2 yıl içinde başlanılması ve 5 yıl içinde bitirilmemesi durumunda ruhsatın hükümsüz hale gelmesi durumunda, hükümsüz hale gelmeden önce yapılan yapı hakkında yıkım ve para cezası verilemeyeceği, ancak hükümsüz hale gelmesinden sonra yapılan inşaat kısmı yönünden yıkım ve imar para cezası verilebileği ifade edilmiştir. 3194 sayılı Kanunun 27. maddesi yönünden - Köy yerleşik alanlarda yapılan yapılar bakımından kanun maddesinin değişikliğinden önce ikametgâh şartının kaldırılması nedeniyle yıkım konusunda değişiklik sonrası lehe hükmün uygulanması gerektiği, - Köy yerleşik alanın tespit edilmemiş ise bu yerde plansız alanlar yönetmeliğinin uygulanacağı dolayısıyla bu yapıların 3194 sayılı kanunun 27. madde hükmünün uygulanamayacağı, 775 sayılı Kanunun 18. maddesinin yönünden; - Hazine arazisi ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılan izinsiz yapılar hakkında yıkım kararının bu madde kapsamında uygulanabilmesi için tüm taşınmazın Devlete ait olması, bir kısmının özel mülkiyete ait olması durumunda 3194 sayılı kanunun 32. maddesi kapsamında işlem yapılması gerektiği ifade edilmiş, Kıyı Kanunun 14. ve 15. maddeleri yönünden - 14. maddesi kapsamı yönünden ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı kanunun 32 ve 42. maddeleri uygulanması ancak 15. madde kapsamı yönünden ise mahallin en büyük mülki amirinin yetkili olduğu, 2863 sayılı Kanun 16. maddesi yönünden - Kültür varlıklarını koruma kurulunun yıkım kararı alma yetkisinin bulunduğu, bu yetkisini tespit yapılmasından sonra kurul tarafından yıkım kararı alınarak bu kararın uygulanması belediye tarafından encümen kararına gerek kalmaksızın yerine getirilebileceği, 4

5216 sayılı kanunun a) 3194 sayılı kanunun 39. maddesi kapsamında maili inhidam hale gelmiş bir yapı hakkında 5216 sayılı Kanunun 7-z maddesinin uygulanamayacağı değerlendirilmiştir. b) 11. maddesi yönünden; ilçe belediyesindeki imar uygulamalarında asıl yetkili makamın ilçe belediyesi olduğu ancak denetleme sonrası eksiklik ve aykırılıkların Büyükşehir belediyesince tespit edilmesi ve ilgili belediyeye verilen 3 aylık süre (giderilmesine ilişkin yazının ilçe belediyesi kayıtlarına girdiği tarih) sonunda eksiklik ve aykırılıklar giderilmemişse 3194 sayılı kanunun 32 ve 42. maddelerinin kullanım yetkisinin Büyükşehir Belediyesince uygulanabileceği, bu bildirim tarihinden itibaren 3 aylık sürenin beklenmesi gerektiği, aksi takdirde yetki yönünden işlemde sakatlık oluşacağı ifade edilmiştir. Çalışmanın 2. günü olan 18.5.2013 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu nun 42. maddesi nin (Para Cezalarının) Müzakeresi; (42. madde, 09/12/2009 tarih ve 5940 sayılı Kanunun 2.maddesi değiştirilmiş ve 17.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.) A. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi hakkında müzakere konuları: Madde 42/1: " Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. " 1. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 1. bendinde yer alan 10 günlük sürenin geçirilmesi para cezasının iptali sebebi midir? 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinde düzenlenen 10 günlük sürenin bağlayıcı bir süre olmadığı, idarenin iç işleyişi ile ilgili düzenleyici bir süre olduğu, bu sürenin geçirilmiş olmasının para cezasının iptalini gerektirmeyeceği, bu süreden sonra makul süre içinde de para cezasının verilebileceği, esasen uygulamada para cezasının yıkım kararı ile birlikte verildiği ifade edilmiş. Danıştay ın görüşünün de bu yönde olduğu belirtilmiştir. Bununla ilgili olarak para cezasının tespitten itibaren ne zamana kadar verilebileceği hususu tartışılmış, bir görüş olarak makul bir süre içinde verilmesi gerektiği, diğer görüş olarak ise Kabahatler Kanununda düzenlenen zamanaşımına bağlı olarak verilebileceği belirtilmiştir. 5

Madde 42/2: Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır. İmar para cezası verilmesi açısından yapı tatil tutanağında bulunması gereken unsurlar nelerdir? Yapı tatil tutanaklarının açık ve somut tespitler içermesi gerektiği, yıkım yönünden aranan şekil şartları ile imar para cezası yönünden dayanak alınan tutanakta aranan şekil şartlarının farklı olduğu belirtilmiş, yıkım işlemine esas alınan yapı tatil tutanağı için aranan tüm unsurların ( yapıya asılma, muhtara bırakılma, 30 güne kadar süre verme) idari para cezası açısından aranmaması gerektiği, para cezasına dayanak alınan tutanakta aykırılığın etkileme alanı ile birlikte somut olarak ve görsel verilerle desteklenerek yer alması, ayrıca şayet bazı artırım nedenleri de uygulanmış ise bu nedenlere ilişkin de somut verilerin tutanakta ya da tutanak eki sayılabilecek bilgi ve belgelerde yer alması gerektiği belirtilmiştir. 3. Yıkıma hazırlık niteliğinde olan "ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapının yıkılması gerektiği aksi takdirde İmar Kanunu m. 32 ve 42'de yer alan yaptırımların uygulanacağı" yönünde tesis edilen işlem idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem midir? Çoğunluk görüşü, bu tür işlemlerin hazırlık işlemi niteliğinde olduğu henüz encümence yıkım yönünde bir işlem tesis edilmediğinden bu işlemin henüz icrai olmadığı idari davaya konu olamayacağı yönünde, azınlık görüşüne göre ise bu işlemin yıkım yönünde bir yaptırım içerdiğinden icrai bir işlem olduğu ve İmar Kanununda bu yönde işlem tesis edileceği yönünde bir usul bulunmadığı, bu nedenle idari davaya konu olabileceği görüşündedir. Danıştay ın görüşü azınlık görüşü yönündedir. ( Emsal karar Danıştay 14. Daire E:2011/5212, K:2011/7 ) Yapı tatil tutanağında ruhsata aykırılıktan etkilenen alanın veya ruhsatsız yapının m2'sinin ve yapı sınıfının yer almaması imar para cezasının iptali sebebi midir? 6

para cezasına esas alınan yapı tatil tutanağında yapı grubu ve sınıfının yer almamış olmasının tek başına iptal nedeni olarak değerlendirilemeyebileceği ancak ruhsata aykırılıktan etkilenen alan veya ruhsatsız yapının M2'sinin tutanakta yer alması gerektiği, burada ölçütün, bazı verilerin ancak yapı yerinde elde edilebilecek bilgiler olduğu bu verilerin mutlaka tutanakta yer alması gerektiği, bazı verilerin ise tutanakta yer almasa bile idare elemanlarınca proje üzerinden encümene sevk edilirken ortaya konulabileceği, (yapının hisseli olup olmadığı gibi) bu halde ve dosyada da davacı tarafından aksinin ortaya konulamaması halinde salt bu nedenle iptal kararı verilemeyeceği ifade edilmiştir. İmar para cezasının "yapı sahibine" verilmesinden ne anlaşılmalıdır? Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca ruhsata aykırı tadilatı yapan şahıs kim ise imar para cezası da o kişiye verilmelidir. Para cezasının yapının malikine verilmesi durumunda yapının kiracı tarafından yapıldığının anlaşılması durumunda para cezasının yapıyı yapan kiracıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle iptal edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak uygulamada aynı aykırılık nedeniyle hem yapı sahibi hem de kiracıya birlikte para cezası verildiği görülmektedir. Bunun hukuken mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. Özellikle baz istasyonları ile bina altlarındaki ticari kullanımlarda bu husus karşımıza çıkmaktadır. Baz istasyonlarının yargı kararları ile ruhsata tabi yapı olduğu tartışmasız olduğuna göre yapısında ruhsatsız olarak bu imalatın bir sözleşme çerçevesinde yapılmasına izin veren bina malikine de müştereken sorumlu olduğundan bahisle GSM firması ile birlikte ceza verilebileceği, aynı şekilde binanın bağımsız bir bölümünü kiraya veren ancak kiracının bu tarihten sonraki ruhsat gerektiren aykırı imalatlardan sorumlu olacağını sözleşmede belirtmeyen, diğer bir ifade ile yapısındaki kaçak imalatlara göz yuman yapı malikine kiracı ile birlikte para cezası verilebileceği, nitekim Danıştay'ın da görüşünün aynı yönde olduğu vurgulanmıştır. 42/2 b bendi hangi hallerde uygulanabilir? b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20'si kadar idari para cezası verilir. Ruhsat almayı gerekli kılan bazı imalatlar bir alan işgal etmediğinden alan cinsinden m2 olarak hesap edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bahçe duvarı, pencere, kapı açılması, 7

yangın merdiveni ve direk şeklindeki imalatlar bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bu tür imalatlar için söz konusu madde hükmüne göre para cezasının hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda baz istasyonlarına bu bendin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmıştır. Konteynır şeklinde bulunan baz istasyonunun m2 bazında etkileme alanı hesaplanabiliyorsa 42/a bendinde yer alan hesaplamayla para cezası verilebileceği, ancak direk şeklinde bir baz istasyonu ise bunun ancak 42/b'de yer alan yapı maliyet biriminden para cezasının hesaplanması gerektiği görüşü kabul görmüştür. Konteynır, direk şeklinde kurulan baz istasyonlarının ruhsata tabi yapı kapsamına girdiği, ancak araç şeklinde olan baz istasyonunun ruhsata tabi yapı kapsamına girmediği, Danıştay ın da görüşünün bu yönde olduğu hususuna değinildi. İmar Para Cezasının Artırım Sebepleri : c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı; 1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30'u, 42/2-c 1. bentte yer alan yapının hisseli parsel üzerinde yapılması artırım sebebi tutanak sırasında muvafakat bulunmamasına rağmen sonradan işlemden önce muvafakat verilmesi artırım sebebinin iptali sonucunu doğurur mu? İşlemde bu artırım nedeninin uygulandığı görülmekte ise bu hususun tutanakta yer alması gerektiği, ancak tutanak ya da işlem tarihinden sonra geçmiş tarihli bir muvafakat belgesinin idareye ya da mahkemeye sunulması halinde bu durumun hukuken kabul edilip edilemeyeceği müzakere edilmiş, çoğunluk görüşü, bu durumda lehe düşünülmesi gerektiği ve bu artırım sebebinin iptalinin gerektiği, 1. ve 2. bent birlikte uygulanıp uygulanmayacağı tartışıldı, kısmen kamuya ait kısmen hisseli parselde ise uygulanabileceği görüşü ileri sürülmüştür. 42/C 2,3, 4. ve 5. bentler açısından sorunlar? 2.Bent; Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40'ı, 3.Bent; Uygulama imar planında veya parselasyon planında "Kamu Tesisi Alanı veya Umumî Hizmet Alanı" olarak belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60'ı, 5.Bent; Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise cezanın % 20'si, 8

Kişinin mülkiyetinde olan bir taşınmazın daha sonra bu alanda imar planı yapılması, planda da bu alanın kamu hizmetine ayrılmış olması halinde bu taşınmazda yapılan yapı hakkında bu üç bendin birlikte uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmıştır. Yapının yapıldığı tarihte bu alanın henüz kişinin kadastral mülkiyetinde olması halinde sonradan kamu alanı olarak planlanması ya da kamunun mülkiyetine geçmiş olması nedeniyle söz konusu bentler nedeniyle para cezasının verilemeyeceği, Halen kişinin mülkiyetinde olup ancak planla kamuya ayrılmış bir alanda bu tarihten sonra yapılmış olması halinde 3. bentin uygulanabileceği, ancak bu halde 5. bent uyarınca ayrıca ceza artırımının uygulanamayacağı ifade edilmiştir. 5 9. 4. Bent; Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % 100'ü, Bu artırım bendinin uygulaması nasıl olmalıdır? Bu bendin uygulanabilmesi için idarece yapı hakkında tutanak düzenlediği sırada ilgili yapının can ve mal emniyetini nasıl tehdit ettiğinin yine idare tarafından ortaya konulması gerektiği görüşü ileri sürülmüştür. Ancak dere yatağı ve heyelan riski altında olup ve her an bir afete maruz kalma ihtimali açık olan bu alanlardaki ruhsatsız yapılar hakkında bu alanın söz konusu niteliğinin ortaya konulması dışında somut bir saptama da aranamayabileceği çoğunlukla dile getirilmiştir. Genel görüş idarenin bu artırım sebebinin gerekçesini ortaya koyması gerektiği yönündedir. Ruhsata bağlanamayacak yapılara salt bu sebeple artırım sebebinin uygulanamayacağı görüşü ileri sürülmüştür. 10. 6. Bent; Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80'i, Mevzuatta bazı alanlarda, bu alanların önem ve özelliği gereği yapı yapılması mümkün değildir. Bu yasaklamaya rağmen, kıyı, 1. derece doğal ve arkeolojik sit alanı, özel çevre koruma alanı gibi alanlarda yapı yapılması halinde bahse konu artırım bendinin uygulanacağı vurgulanmıştır. 7.Bent; Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın % 50'si, 9

İlgili mevzuatında aranan belli koşullar dahilinde ancak yapı yapılabilecek nitelikte olan 2. ve 3. derece sit alanları gibi alanlarda ruhsatsız yapı yapılması halinde bu artırım bendinin uygulanabileceği belirtilmiştir. 8.Bent; Ruhsatsız ise cezanın % 180'i, Bu bentte öngörülen artırım nedeninin ruhsatlı olan yapılardaki ruhsatsız olarak yapılan eklentiler için uygulanamayacağı, bu bentte öngörülen artırımın ancak tamamen ruhsatsız başlamış bir yapı için uygulanması gerektiği, nitekim 10. bent gibi bazı bentler incelendiğinde zaten ruhsatlı yapılardaki ek imalatlar ayrıca artırım öngörüldüğü ifade edilmiştir. Bu bağlamda binaların özellikle çatı katlarına kurulan baz istasyonlarının müstakil bina niteliğinde mi yoksa o binanın eklentisi niteliğinde mi olduğu tartışılmıştır. Olayın çözüm yöntemi olarak ruhsat almayı gerektirir bir yapı niteliğinde bulunan bu imalat için ruhsat başvurusunda bulunulması halinde GSM şirketinin başvuru yapıp yapamayacağı sorusu gündeme getirilmiş, sonuçta binalardaki baz istasyonları için GSM şirketlerinin değil bina maliklerinin ancak başvuru yapabileceği dolayısıyla bu imalatların binanın eklentisi niteliğinde bulunduğu, bu nedenle de % 180 oranında artırım içeren söz konusu bendin uygulanamayacağı vurgulanmıştır. Ancak binanın dışında boş alanda müstakil olarak kurulan baz istasyonlarının bu değerlendirmenin dışında tutulması gerektiği de ayrıca ifade edilmiştir. 5 yıllık ruhsat süresi içinde bitirilemeyerek ruhsatı hükümsüz hale gelen yapının bu sürede yapılan kısmı tespit etmelidir. 10.Bent; Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşaî faaliyete konu ise cezanın % 100'ü Bu bendin ancak yapı kullanma izni alınmış yapılarda uygulanabileceği, dolayısıyla ruhsat alınmış ancak yapı kullanma izin belgesi alınmamış bir yapıda bu bendin uygulanamayacağı görüşü ileri sürülmüştür. 11.Bent; İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10'u, 12. Bent; İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20'si Bu iki bentte göze çarpan iki husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki yapının inşai faaliyetlerinin tamamlanmış olması, diğeri ise kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Ruhsatsız herhangi bir plan ya da projeye bağlı olmaksızın kaçak olarak yapılan bir yapının hangi aşamada 10

tamamlanmış olduğunu bilme olasılığı zor görünmektedir. Buna karşın şayet bu artırım nedeni idarece uygulanmakta ise, yapının inşai faaliyetinin tamamlanıp tamamlanmadığı ile diğer husus olan kullanılıp kullanılmadığı hususunun mutlaka yapı mahallinde düzenlenen tutanakta yer alması, bu bilgilerin sonradan ikmal edilemeyeceği ileri sürülmüştür. 15. 13.Bent; Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20'si, Çevre ve görüntü kirliliği tabirlerinden ne anlaşılması gerektiği görüşülmüş, özellikle çevre konusunda özel kanun olan çevre kanunu ile ilişkisi tartışılmıştır. İdare tarafından bu artırım sebebinin açıkça ortaya koyması, fotoğraf vb. delillerle neden çevre ve görüntü kirliliğine sebep olduğunun idare tarafından belirtilmesi gerektiği görüşü dile getirilmiştir. 16. 42/2/son; (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır. Kanunda belirtilen etkilenen alan ifadesinden ne anlaşılması gerektiği tartışılmıştır. Mevzuatta tanım olarak yer almadığı görülen bu ifade ile ruhsatsız yapılan imalatların yapıldığı yapıda doğrudan etkilediği ve ölçülebilir bir alan da bulunması halinde para cezası hesap edilirken bu alanın da imalatla birlikte hesaba dâhil edileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak buradaki önemli olan husus etkilenen alanın varlığının kriterlerin ne olacağıdır. Yani ruhsatsız bir imalatın gerçekten etkilendiği bir alan var mıdır, varsa bu alanlar nelerdir, ya da bazı imalatların yapının tümünü etkilediğinden söz edilebilir mi? gibi sorular akla gelmektedir. Müzakere sırasında bu sorulara yanıtlar aranmış, genellikle de örnek olaylardan yola çıkılarak olaya açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Örneğin; çatıya kurulan baz istasyonu yapının tümünü etkileyip etkileyeceği hususunda, idare tarafından bu şekilde bir hesap yapılması halinde bu imalatın yapının tüm statik hesaplarını bozduğunu ispatlaması gerektiği, binanın zemininde yer alan ve genellikle de ticari kullanımlara ayrılmış alanlardaki kolon kesme şeklindeki aykırılıkların, binanın statiğini doğrudan etkileyeceğinin açık olduğu nitekim ülkemizde bu benzeri imalatlar nedeniyle çöken birçok bina örneğinin bulunduğu, dolayısıyla bu tür bir imalatın varlığının saptanmış olmasının yeterli olduğu ve bu imalatın yapının tümünü etkileyeceğinin kabulü gerekeceği idarece ayrıca bir delil sunulmasına gerek bulunmadığı, diğer başka imalatlarda ise, etkilenen alanda tereddüde düşülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği, salon ile 11

oda arasındaki duvarın kaldırılması halinde hem salon hem odanın etkilenen alan olarak hesap edilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüştür. Yargılama aşamasında davaya konu yapının yıkılması veya ruhsata bağlanması halinde Mahkemece ne karar verilmesi gerektiği tartışılmıştır. Bir görüşe göre bu durumda da işlemin işlem tarihindeki yargısal denetiminin yapılarak işlemin hukuka uygun veya aykırı olduğunun saptanarak karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerektiği, ikinci görüşe göre bu durumda da işlemin yargısal denetiminin yapılarak iptal ya da ret yönünde hüküm kurulması gerektiği, diğer bir görüşe göre ise; bu durumda sadece kvyo denilmesi gerektiği belirtilmiş,. Danıştay ın görüşünün ise üçüncü görüş yönünde olduğu ifade edilmiştir. Emsal karar 14. Daire E: 2011/7047, K:2012/1606 18. 42/3 18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu fıkranın uygulama sorunları tartışılmıştır. Bentte yer alan 32. madde ile ilgili AYM kararından bahsedilmiş, burada verilen para cezasının mükerrer cezalandırma olmadığı ruhsata bağlama için verilen süre içinde ruhsata bağlanmama ya da ruhsata aykırılığın giderilmemesi nin cezalandırıldığı ifade edilmiştir. Danıştay ın görüşünün sürenin 30 gün olarak en az verilmesi, bu süre dolmadan bu bent uyarınca para cezası verilemeyeceği belirtilmiştir. 30 günlük süre dolmadan para cezası verilmesi halinde bu durumda para cezasının iptal edilebileceği görüşü ileri sürülmüştür. Çevre kirliliği nedeniyle m. 40'a aykırılıktan 42/3. madde uyarınca para cezası verilip verilemeyeceği? Madde 40 - Arsalarda, evlerde ve sair yerlerde umumun sağlık ve selametini ihlal eden, şehircilik, estetik veya trafik bakımından mahzurlu görülen enkaz veya birikintilerin, gürültü ve duman tevlideden tesislerin hususi mecra, lağım, çukur, kuyu; mağara ve benzerlerinin mahzurlarının giderilmesi ve bunların zuhuruna meydan verilmemesi ilgililere tebliğ edilir.. 12

Madde 40'ta belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda 42/3'e göre para cezası verilebileceği, ancak çevre kirliliği ile ilgili durumlarda (örneğin hafriyat dökülmesi ) özel Kanun olan 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca para cezası verilmesi gerektiği yönünde karar verilebileceği, Danıştay'ın görüşünün de bu yönde olduğu ancak bir görüşe göre de çevre kirliliğine neden olan ve 40 maddede sayılan enkaz, birikinti, gürültü ve dumana sebep olan tesislerin saptanması halinde çevre para cezası verilebileceği buna karşın kanun hükmünde belirtildiği üzere bu saptamanın ardından kirliliğin giderilmesi için verilen süreye rağmen giderilmediğinin saptanması halinde ancak 42. Madde uyarınca para cezası verilebileceği belirtilmiştir. Emsal karar Danıştay 14. Daire E: 2011/4442, K:2012/3588, E:2011/2310, K:2011/3328 Yukarıda değinilen 40 42. maddeler uyarınca verilen para cezası ile ilgili önemli bir hususun da şu olduğu vurgulanmıştır. 42. madde değiştirilmeden önceki halinde de 40. maddeye aykırılıktan para cezası verilebileceği düzenlenmiş ancak eski hükme göre hesaplanan para cezaları ile yeni hükme göre göre hesaplanan para cezalarına bakıldığında yeni cezanın daha düşük olduğu görülmektedir. Bu takdirde ise lehe olan düzenlemenin uygulanması gerekmektedir. Danıştay ın görüşünün de bu yönde olduğu belirtilmiştir. Fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinden ne anlaşılması gerektiği tartışılmıştır. Bu durumun idare tarafından ortaya konulması gerektiği, esasen Kanun metininde yeterince açık olmadığı ifade edilmiştir. 20 42/4; Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği ilgili idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara, ilgili idarenin yazılı ikazına rağmen idarece tanınan süre içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları 39 uncu madde uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası idari para cezası verilir. 39 da belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bu bendin uygulanabileceği ifade edilmiştir. İdare tarafından can ve mal emniyetini nasıl tehdit ettiğinin veya edeceğinin ortaya konulmasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Örneğin yapı dere yatağında ise tehdit oluşturacağı örneği verilmiştir. 21. 42/5 27 nci maddeye göre il özel idaresince belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde köyün nüfusuna kayıtlı olan ve köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özel 13

idaresince incelenerek fen, sanat ve sağlık şartlarına uygun olmasına rağmen muhtarlık izni olmaksızın konut ve zatî maksatlı tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı sahibine üçyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve hayvancılık maksatlı yapılardaki aykırılıklar için verilecek olan idari para cezası, üçyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte biri olarak uygulanır. Köydeki yapılara 42/5te düzenlenen para cezasının uygulanması ile ilgili uygulama sorunları tartışılmıştır. Buna göre; İmar kanununun 27. Maddesine göre ruhsat istisnası kapsamında sayılan köylerdeki yapıların bu istisnadan yararlanabilmeleri için yapının köy yerleşik alanı içinde bulunması gerekli olduğu, köy yerleşik alanı dışında yapılan yapıların bu fıkra kapsamına girmediği, köy yerleşik alanı sınır tespitinin bulunmaması halinde Plansız Alanlar Tip İmar Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, para cezasının bu durumda 42/2-a bendine göre hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir. Köy yerleşik alanında muhtarlık izni var ancak fen ve sağlık şartlarına uygun olduğu yönünde Valilik görüşünün bulunmadığı, bu durumda da para cezasının 42/5e göre hesaplanması gerektiği, yine diğer koşulları taşımakla birlikte muhtarlık izni bulunmaksızın yapılan yapılar için bu fıkrada öngörülen 300 TL maktu cezanın verilmesi gerektiği, buna karşın köy yerleşik alanında olmakla birlikte bu alanda yapılamayacak bir yapı niteliğinde ve ruhsatsız yapılan bir yapı için de 42/a'ya göre para cezasının hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir. Danıştay ın görüşünün de bu yönde olduğu belirtilmiştir. Yıkım yönünden 27. maddede yapılan lehe düzenleme ile köy nüfusuna kayıtlı olma ve ikamet etme şartının kaldırıldığı, bu düzenlemenin de lehe olarak yorumlanması gerektiği belirtilmiştir. 22. 42/6; Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanır. Tekerrür hükmünün uygulaması nasıl olmalıdır? Ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapıların saptanmasının ardından idarece 32. Madde uyarınca mühürlenmiş olmasına rağmen uygulamada bazen mührün sökülerek imalata devam edildiği de görülmektedir. Bu şekilde devam eden imalatlar için kanun iki kat cezalandırma öngörmüştür. Ancak burada ortaya çıkan sorun, hangi cezanın iki kat uygulanacağı hususudur. Bu sorun üzerinde tartışma yapılmış ve şu sonuçlara varılmıştır. 14

Öncelikle tekerrür hükmünün uygulanabilmesi için farklı farklı tespitler ve para cezaları bulunmalıdır. Yapılan tespit üzerine inşaatın devam edilen kısmı üzerinden para cezası hesaplanmalı ve bu miktar üzerinden verilen ceza bir kat artırılarak uygulanmalıdır. Örneğin, ruhsatsız 2 katlı bir yapı saptanmış ve mühürlenerek bu yapı için 100 tl para cezası verilmiştir. Bir süre sonra yapı yerine gidildiğinde bu kez 3. Katında inşa edildiği görülmüştür. Bu halde 3. kat için hesaplanacak para cezasının 30 TL olacağı varsayıldığında bahse konu mükerrer cezalandıra maddesi uygulanarak cezanın 60 TL olarak hesaplanması gerekmektedir. Ceza Daha önceki cezanın 2 katı ( 100x2 ) şeklinde uygulanamaz. İnşaatın devamından ne anlaşılması gerektiği, örneğin sadece sıva, badana gibi ruhsat gerektirmeyen tadilatların para cezasının tekerrürüne esas alınıp alınmayacağı tartışılmış, ruhsata tabi olmayan tadilatların İmar Kanununun 21/3. maddesi kapsamında artık tekerrürden söz edilemeyeceği, bu tür durumların inşaatın devamı niteliğinde olmadığı Danıştay ın görüşünün de bu yönde olduğu ifade edilmiştir. Bir görüşe göre ise; mührün fekkedilmesi halinde tekerrürün uygulanabileceği ileri sürülmüştür. Diğer yandan bu hükmün uygulanabilmesi için İlk para cezasının davacıya idari yönden tebliğ edilmiş olası gerektiği belirtilmiştir. 23. 42/7; Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir. Mahkûmiyet kararının kesinleşmesi durumunda para cezasının iade edilmesi gerektiği, kişinin idareye başvurusuyla para cezasını geri alabileceği, hükmün açıklanmasının ceza yargılamasında kişinin mahkumiyetinin ertelenmesi durumunda yine para cezasını isteyebileceği ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde ceza infaz edilmemiş sayılacağı için bu durumda para cezasının iadesini isteyemeyeceği belirtilmiştir. Muhtelif Uygulama Sorunları 24. Yapının sadece niteliğinin değiştirilmesi örneğin projesinde konut olarak kullanılan bir yerin işyerine çevrilmesi gibi durumlarda m. 32 ve 42. uyarınca işlem tesis edilip edilmeyeceği tartışıldı. Bir görüş ruhsata tabi, kullanım amacında değişiklik yapılması halinde ruhsata tabi bir değişikliktir. Diğer görüşe göre ise bu durum işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin bir sorun olup, bu kapsamda işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal 15

edilebileceği, 32 ve 42. madde kapsamında işlem tesis edilemeyeceği görüşü ileri sürülmüştür. 25. Gömme balkonların ruhsata tabi olup olmadığı tartışılmış, gömme balkonların ruhsata tabi olmadığı yönünde Danıştay'ın görüşünün devam ettiği ancak çıkma balkonların ruhsata tabi olduğu görüşü belirtilmiştir. Balkon ile salon arasındaki duvarın kaldırılması gibi durumlarda aradaki duvarın binanın statiği açısında önemli olduğu hususunda bir tereddüt olması halinde bu durumun açıklığa kavuşturulması bakımından bilirkişiye başvurulabileceği ifade edilmiştir. 26. Baz istasyonlarında, imalat yalnızca bir direk şeklinde ise para cezasının 42/2-b'ye göre hesaplanabileceği ancak 42/2-a'ya göre hesaplanabilen bir mekânsal alan varsa bu bende göre hesaplama yapılabileceği, yapının niteliğinin dikkate alınması gerektiği görüşü belirtilmiştir. 27. AYM kararından önce kurulduğu sabit olan baz istasyonlarına para cezası verilip verilmeyeceği, yıkım kararı alınıp alınamayacağı hususu tartışılmıştır? Bir görüşe göre, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen 406 sayılı kanunun Ek 35. maddesinin yürürlükte olduğu tarihte, yani ruhsat istisnası kapsamında yapılmış olanlar için para cezası verilemeyeceği, ancak baz istasyonlarının artık AYM kararıyla ruhsata tabi olduğu, kazanılmış haklarının bulunmadığı sabit olduğundan yapım tarihine bakılmaksızın ruhsatsız olanlar hakkında yıkım kararı alınabileceği Danıştay ın görüşünün de bu yönde olduğu, diğer görüşe göre ise AYM kararının geriye yürütülemeyeceğinden artık yıkım kararı da alınamayacağı görüşü belirtilmiştir. Ruhsata aykırılıktan para cezası verilirken sadece 42/3ten bahsedilmesi durumunda işlemde ayrıca madde 32'ye aykırılıktan bahsedilmemesinin iptal sebebi olmadığı düşünülmektedir. İdare Mahkemesince 3194 sayılı Kanunun değişik 42. maddesi uyarınca verilen para cezalarına ilişkin davalarda bilirkişi incelemesi hangi hallerde yapılmalıdır? Keşif-bilirkişi incelemesine ancak, davacının somut iddiaları varsa ve Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için zorunluluk arz ettiği düşünülüyor ise gidilmesi gerektiği, her halde ve mutlak surette bilirkişi incelemesinin zorunluluğundan söz edilemeyeceği, Keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını davacı talep eder, bunun üzerine istenilmesine rağmen ücreti yatırmaz, idare mahkemesi tarafından da keşif ve bilirkişi incelemesi zorunlu 16

görülmüyor ise bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilebilir. Ancak; mahkeme tarafından uyuşmazlığın çözülmesi için bilirkişi incelemesi zorunlu olduğu sonucuna varılırsa, ücret davalıdan ya da hazineden karşılanarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, Tarafların talebine bakılmaksızın, bu tür davalarda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına Mahkemece karar verilirse, keşif giderlerinin öncelikle davacıdan davacı yatırmaz ise davalıdan daha sonra Hazineden istenmesi gerektiği, Harçlar Kanunu uyarınca istenilen keşif harcının da bu kapsamda idare ya da Hazineden karşılanabileceği belirtilmiştir. 30. İdare Mahkemesi tarafından imar para cezası hakkında kısmen iptal kararı verilebilir mi? 3194 sayılı Kanunun değişik 42. maddesinde; Anayasa Mahkemesince iptal edilen düzenlemeden farklı olarak para cezasının somut bir şekilde hesaplanabilmesi öngörülmüş, idareye takdir yetkisi bırakılmamıştır. Bu nedenle İdare Mahkemesince para cezasının kısmen iptal edilebilmesi mümkün hale gelmiştir. ( Temel ceza "a ve b" bentleri ve artırım sebepleri "c" bendi açısından ayrıma gidilmemiştir. ) Olayın durumuna göre tamamen iptal kararı da verilebilir. Örneğin yapı tatil tutanağında sakatlık varsa tamamı iptal edilmelidir. Nitekim Danıştayın görüşü de bu yönde şekillendiği belirtilmiştir. 31. Bilirkişilerce yapılan tespitlerin sadece tutanakla sınırlı olması gerektiği Yapı sınıfının belirlenmesinde projenin değil fiili durumun, ruhsatsız yapının boyutlarının ve büyüklüğünün esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Madde 29 uyarınca ruhsat müddeti içinde yapılan imalat için para cezası verilemeyeceği 17