Gazeteci, yazar ve TV yönetmeni Mehmet Ali Birand, tatilini geçirdiği Ege de gördüklerini yazdı. Bir tarafta Yunan adaları, diğer yanda Türk kıyıları.. Neler gördü, nelerden etkilendi? İki günlük yazılarında Mehmet Ali Birand karşılaştırmalar ve değerlendirmeler de yaptı. Dileyen bu yazılardan ders niteliğinde bilgiler çıkarabilir, dileyen rehber olarak kullanabilir. * * * Mevsim tatilini fırsat bilip, Cemre ile birlikte hem Yunan adaları turu yaptık, hem de Bodrum'd an Kekova 'ya kadar denizden dolaştık. Önce Yunan adalarından başlamak istiyorum. Yaklaşık 2-3 yıldır gitmemiştim. Hayretler içinde kaldım. ÖNCE SİMİ, ARDINDAN MEİS Simi ile Meis, burnumuzun dibindeki iki ada. Öylesine gelişmişler, öylesine zenginleşmeye başlamışlar ki, çıplak gözle dahi açıkça görülüyor. Hiç unutmam, fazla değil 20 yıl önce Simi dökülüyordu. Tekneleri bağladığımız kıyıda gencecik biri koşup gelir, iplerimize yardım eder ve lokantasına davet ederdi. Evlerin yarıdan fazlası harap, bakımsız, küçücük bir ada idi. 1 / 5
1-2 bakkalın dışında alış veriş edilecek yer yoktu. 50 bin dolara nefis manzaralı bir ev teklif etmişlerdi de, burada oturulur mu kardeşim diye, gülüp geçmiştik. Aradan geçen yıllarda sık sık gittik ve o yıkıntı Simi'nin, gözlerimizin önünde nasıl zenginleştiğ ini, nasıl büy üdüğünü gördük. Bugün, iplerimize yardım eden genç adam, şimdi 45'lerinde. Üç büyük restoranı, adada sayısız evi ve işyeri olan, ünlü Manos. Eskiden beğenmediğimiz o evlerin her biri yeniden tamir edilmiş, boyanmış ve 500-750 bin dolar arasında satılıyor. Tertemiz sokakları, limanı Türk tekneleriyle dolu, ışıl ışıl bir alış veriş merkezine dönüşmüş. GEL DE KISKANMA Simi, hem Avrupa Birliği, hem de Türk turistler sayesinde adeta patlamış. Meis deseniz daha da çarpıcı. Kaş'tan taş atımı mesafede. Nüfusu 300-400 arasında. Meis eskiden zengin, balıkçılıkla geçinen bir ada imiş. Ancak savaşlar, işsizlik burayı boşaltmış. Gençler Avustralya 'ya göç etmişler. Fakat şimdi gelip evleri restore ediyorlar. Pırıl pırıl küçücük bir yer Meis. Teknenizi kıçtan karaya bağladığınız liman lokantalarla dolu, Neredeyse tekneden lokantaya atlıyorsunuz. Kaş'a o kadar yakın ki insanın içi cız ediyor. Sonra da hoyrat ellerimizde buranın nasıl bozulabileceğini düşünüp iyi ki onlarda kalmış, bizde gider geliriz diye düşünüyorum. Sokaklarda ne bir çöp var, ne de kulağı tırmalayan müzik. Koku da kebap 2 / 5
kokusu değil, kekik kokusu. Simi'de, Manos varsa, Leros'da Taki'nin Milos lokantası var. Leros, Bodrum yarımadasının batısındaki 12 adadan bir tanesi. İkinci Dünya savaşında İtalyan deniz üssüymüş. Küçük adaya yakışmayacak kadar da heybetli binalar var. Ancak Leros plajları veya kalesi ile ünlü olduğu kadar Milos lokantası ile de ünlü. Türkiye 'den ve adalardan gelen müşteriler Takis 'in ıstakozlu makarnası ve değişik mezeleri için Aya Marina koyundaki bu mor renkli lokantaya geliyorlar. Yanında denizin içindeki yel değirmeni de işin süsü? KAYALIKLAR TURİZM CENNETİ OLMUŞ Aynı hafta içinde, Astipalia-Amorgos-Naksos-Mikonos dörtlüsünü dolaştım. Genelde kayalık ve çıpl ak a dalar. Yeşillik yok. Bazılarında güzel koylar ve 3 / 5
tabii plajlar var, ancak genelde tabiat açısından albenisi olmayan adalardan söz ediyorum. Buna karşılık, kıyılar öylesine güzel işlenmiş, öylesine zevkli inşa edilmiş ki, adeta bir hiçten, bir varlık elde edilmiş. Mikonos'u ayrı tutuyorum. Başka hiçbir adaya benzemiyor. Kendine özgü bir konumu var. Öylesine ünlendi ki insanlar sırf Mikonos'a gittik diyebilmek için akın ediyorlar. Son derece zengin ve kaliteli dükkanları, aynı yemekler ancak, birbirinden güzel restoranları, daracık caddeleriyle çok hoş bir ada. Buna karşılık, denize girilecek yer sayısı az. Geceleri yaşanan bir ada. Astipalia-Amorgos-Naksos üçlüsü içinde Naksos en güzeli. Bir zaman Naksos dükalıkmış ve Kiklad adalarının başkentiymiş. Batı kıyısı kilometrelerce uzayan kum plajları ile ünlü. Plajların arkasında taverna denilen lokantalar bizim bildiğimiz tabak kırılan cinsten değil. Denizle ilgili aklınıza ne geliyorsa onu pişiriyorlar veya çiğ veriyorlar. Örneğin deniz kestanesi. Küçük kaşıklarla yiyorsunuz. Tadı bir tuhaf ama yeniliyor. AYNI ŞEYLER NİYE BİZDE YOK? 4 / 5
Bazen yok. Örneğin Naksos Ada eytinlik badem ile heybetli ve tenha. düşünüyorum ıstakozlu makarna da, ağaçların aynı hemen denizi insanlar Gece kaplı, da ise ağaçları limanı liman yabancı pırıl pırıl bandıralı aydınlatılıyor. yatlarla hemen paylaştığımız Daracık dolu. her tavernada sokaklarda Buradan halde Paros, niye var. ise bizim Ahtapot Anti-paros, lokantalarda köftesi Mikonos keza. aynı şeyler 20-30 (35-50 Amorgos şehirleri içiliyor. Bütün euro bu küsur ve yiyip adalar, altındaki ve kaleleri YTL) içiyor. Astipalya'da genelde verip var. Adam lokantalarda Limanları çıkılıyor. kupkuru başına bir gecelik en ise ve fazla cıvıl hoş kayalık cıvıl. durak olmalarına Mavi yerlerdi. beyaz Her rağmen örtülü ikisinin tahta de masalarda en yüksek yeniliyor, yerinde yakın. uluslararası turizme eski z açıklar! Bir bağlantı sağlıyorlar. veriyorlar. Yunanlıların nı, temiz lokantaları, yoktan etmişler. Adaları kere bakımlılık hızlı vapurlar olduğunu Ayrıca kitleleri hem Kaynak: adalar arasında, Mehmet en büyük başarısı, ellerindeki doğu-batı servis küçük yapıyorlar, ekseninde imkanları hem haftada işletip, de 12 tip Eylül mimari dolaştıkça, var 2008 Ali fevkalade gördüm. ise pırıl BİRAND o pırıl kadar Türkiye sokakları yemek çirkin kıyılarının verilen adaları tabiat açısından ne kadar daha Pire birkaç parlatıp güzel, ile çok kere ancak satmalarıdır. sıkı servis bir zevk veay 5 / 5