Kardeşlik Kulübü Koray Odabaşı



Benzer belgeler
Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Cumhuriyet Halk Partisi

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Fatma Atasever.

Dalgaları Aşmak. Tayfun Topaloğlu DALGALARI AŞMAK CİNİUS YAYINLARI KİŞİSEL GELİŞİM

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

ISBN :

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Aşşk Kahve ve Laduree

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$


ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği Tavşan Harry

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Bölüm 1 : Eski Sevgiliniz Sizi Neden Terk Etti?

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

yaşam boyu bağlanırsanız.

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Hepimiz kuşlara bakıp onlar gibi olmak istemedik mi?

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

Bu kitabın sahibi:...

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Dinamik Formülasyon Üzerine Bir Olgu Sunumu. Dr. Abdullah AKGÜN Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

"ben sana mecburum, sen yoksun."

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN


ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNLENMESİ. Hoş Geldiniz BİLECİK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI?

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Iron Butt Reports - 09 July 2011

KAYGIYLA BAŞEDEBİLME VE GEVŞEME TEKNİKLERİ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

Yazarla ilgili detaylı bilgiye adresinden erişilebilir.

İşte sağ kolu, sol kola diken cerrah Dr. Bülent Özçelik

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com

Bodrumlu seçmenden yoğun katılım

Transkript:

Kardeşlik Kulübü Koray Odabaşı

3 KARDEŞLİK KULÜBÜ CİNİUS YAYINLARI KİŞİSEL GELİŞİM Babıali Caddesi, No. 14 Cağaloğlu - İstanbul Tel: (212) 5283314 (212) 5277982 http://www.ciniusyayinlari.com iletisim@ciniusyayinlari.com Koray Odabaşı KARDEŞLİK KULÜBÜ Koray Odabaşı Yayına hazırlayan: Zeynep Aytekin Kapak tasarımı: Diren Yardımlı Dizgi: Neslihan Yılmaz BİRİNCİ BASKI: Nisan, 2015 ISBN 978-605-127-------------- Baskı ve cilt: Cinius Sosyal Matbaası Çatalçeşme Sokak No:1/1 Eminönü, İstanbul Tel: (212) 528 33 14 Sertifika No: 12640 KORAY ODABAŞI, 2015 CİNİUS YAYINLARI, 2015 Tüm hakları saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü yazarın yazılı ön izni olmaksızın, herhangi bir şekilde yeniden üretilemez, basılı ya da dijital yollarla çoğaltılamaz. Kısa alıntılarda mutlaka kaynak belirtilmelidir. Printed in Türkiye

000000 Seni görüyorum. Yolda, metroda, okula giderken, işten dönerken, plazanın kapısında, hani şu cafede, AVM de, kalabalıktan, trafikten bunalmış halde aracın içinde. Biliyorum. Günler, aylar birbirini tekrar edip, aynı şekilde tükenirken, bazen bundan fazlasının olması gerektiğini düşünür insan, ama delice hızda dönen bu atlıkarıncada herkesi eğleniyor görünce düşüncelerini törpüler, planlarını erteler, gözlerini kapatır, o da eğlenmeye çalışır. Evet. Bir atlıkarınca bu, dönüyor, dönüyor ve sen 5

her ne kadar bir gün ineceğini düşünsen de, bununla ilgili hayaller kursan, kendini bu hayaller ile rahatlatsan da, o dönmeye devam ediyor ve sen, hızdan başın dönmüş, düşüncelerin sersemlemiş, için bulanmış halde, bir yandan zihnini hala içten içe buna inandırmaya çalışsan da, artık belki kendini ondan inemeyecek kadar yorgun hissediyorsun, belki bundan çoktan vazgeçtin. Mutsuz yaşamak kolay değil. olup gitsinler. Karanlıktayken süsler gözükmez, görmem, gördüm diyene inanmam. Yalandır. 14 18 21 1 28 Bir anlam. Bir anlam olsa, kapıların sana kapatıldığı, senin de açmak istemediğin, o insanlar ile beraber olmak istemediğin, bu koyu katolik karanlığın içinde, bu hayatın ötesinde, tüm bu saçmalıklara yol açan akılsızlığın ötesinde, vicdanların yok olduğu, yanlışların yüceltildiği, doğrusunu senin bildiğin, hissettiğin, neden kimsenin böyle düşünmediğine şaşırdığın, bir insan seli içinde sürüklenirken bazen o içini yakan, ruhunu kemiren duygunun içinde, başkalarının sahiplendiğinden, sana söylenenden farklı, tüm bunları açıklayan. Neyse. Lafı uzatacak değilim. Kelimeler ile oynamasını sevsem de, bir ışık yaratmıyorsa varsın yok 6 7

1. # RULZ Ailen, sana, senin için en iyi olacağını düşündükleri şeyi söyler; arkadaşların, sana, senin en çok duymak isteyeceğin şeyi söyler; iş arkadaşların, sana, o an söyleneceklerin en uygunu ne ise onu söyler; ben sana gerçeği söylüyorum. Başka türlüsü olabilir. Herkesin birbirine etiketler üzerinden davrandığı, toplumdaki alt grupların etiketler üzerinden kavga ettiği, internetin, sosyal medyanın bir çılgınlık haline getirdiği, senin bazılarını almak için çaba gösterdiğin, alamadığın zaman üzüldüğün, aldığın zaman yenilerini istediğin, kendin olmakla huzur bulmak yerine etiketlerin peşinde koşarak geçirdiğin günlerden başka türlüsü olabilir. Olmalı. 8 Hayatın hakkında yorum yapan, yediklerine, giydiklerine, davranışlarına karışan, düşüncelerinin doğru olup olmadığını belirleyen ve sana ne yapıp ne yapmayacağını söyleyen ailen, değilse akrabaların, değilse komşuların, değilse arkadaşların, değilse toplum, üzerine bazı etiketler yapıştırır ve doğumundan itibaren başlayan tutkulu bir şekillendirme çabası içinde hareket ederken, sen, onların olmanı istedikleri kişiyi olmaya çalışıyor ve onların almanı istediği etiketleri kazanmaya çalışarak günlerini geçiriyorsun. Oysa, etiketler mutsuz eder. Sen, kendin olmadığın, kendinle, evrenle barışık olmadığın, etiketlerden arınıp iç huzurunu bulmak yerine yeni yeni etiketler peşinde koştuğun, bunları almak için çabaladığın, aldığın etiketleri diğerlerine göstermek için uğraştığın, hedeflediklerini elde ettikten sonra başka etiketler peşinden koştuğun, tüm hayatını buna göre düzenlediğin için, an oluyor, omuzlarını aşağı iten bu baskı altında mızırdanıyorsun. Başka türlüsü olabilir. Hepimizin eşit ve aynı doğarak geldiğimiz bu dünyada, etiketlerin bizi farklılaştırdığı hayatları yaşarken, bu farklılıkların oluşturduğu kavga ve karmaşa içinde umutsuzca mutluluğu arıyor ve zihinlerimizi mevcut olanın değişebileceğine ya da başka türlüsünün olabileceğine inandırmadığımız için, kendi zihin devrimimizi 9

yapamıyor, mevcut durumun getirdiği çözümsüzlük içinde karanlığa düşüyoruz. Dur ve üzerine bak. Üzerine yapışan çok sayıda etiketin altında gerçek sen artık görünmez olmuşken ve bunun yanlışlığını bilerek, buna itiraz eden saf ruhunun sesi, her gün yaşadığımız koşturmaca ve yüksek tonda her yanı saran bu gürültünün altında duyulmaz olmuşken günler birbirinin aynı olarak bir diğerini izler ve sen belki bazen neden böyle diye düşünürsün, içinde bir burukluk hissedersin, ama uzun sürmez, bir dış uyarıcının peşine takılır, böyle düşündüğünü çabucak unutursun. Bir gün daha geçer. 000001 Hep aynı. Aynı saatte kalk, aynı saatte kahvaltı yap, aynı saatte evden çık, aynı saatte ulaşım taşıtına bin, aynı saatte işe gel, aynı işleri yap, aynı saatte işten çık, eve gel, yemek ye, tv izle, yat, kalk ve aynısını yeniden yap. Sonsuza kadar gidemez. Yolun kenarındaki kafede oturmuş, iş çıkışı saatinde yola ve insanlara bakarken bunu düşündüm. Hayatın bu rutin yapısı içinde her gün aynı şeyleri yaparken, insan ruhu bu yapının ötesinde bir şey arıyor, hayatın grileştiği, heyecanların azaldığı günler büyük bir hız ile geçerken, muhtemelen hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini içten içe bilse de, bir gün bu hapishaneden kurtulma umudu ile ayakta durmaya çalışıyor. 10 11

Pek çok kitap okudum. Kişisel gelişim kitapları istedikten sonra her şeyi yapabilirsin, kendine inan, kendine güven deyip duruyor ama bu durum sorunları çözmüyor. Evrenden isteyin, evrenin enerjisini hayatınızı değiştirmekte kullanın, kendinizi sevin, sevgiyi içinizde bulun diyor ama her gün devam eden bu koşturmaca ve hayatın zorlu mücadelesi içinde sevgiyi ne görebiliyorum, ne hissedebiliyorum. Oysa hayatım için çözüm üretmem lazım. Artık otuz yaşımı geçmişken, ilişkimi, işimi, hayatımı bir düzene koyma zamanı geldi de geçiyor, iyi bir anne, başarılı bir müdür olmam gerekiyor, bir ev olmasa da en azından bir araba almam gerekiyor. Kalabalık sokaklarda sürüklenirken o kitapların dediklerini yapsam, kalbimin götürdüğü yere gitsem, işi bıraksam nasıl geçineceğim? Yine de, daha risksiz bazı küçük denemeler yaptım. İstemediğim özellikleri, anları kafamda eski bir resim haline getirip, arkamda bırakmayı ve önümde yeni bir hayata bakmayı denedim, giysilerimin renklerini değiştirdim, beynimi istediğim şekilde programlamaya çalıştım, ama olmuyor. Koray ın kitabı daha farklıydı. Okuduğum birbirine benzeyen bunca kitaptan sonra bana verebileceklerinden şüpheliydim ama yurtdışında yazılmış kitapların çevirilerinden ya da o tür kitapları okuyan Türklerin yazdıklarından farklı şekilde, hayatın içinden yapısı ve istenen etiketlere nasıl ulaşılacağını anlatmak yerine bizi mutsuz eden etiketlerden arınmaya odaklanması ilgimi çekmişti. Kulüp ile de o şekilde tanıştım. Kitabı okuyan bir arkadaşım, bana Kardeşlik Kulübü isminde gizli bir kulüpten bahsetmişti. Kafamda oluşan cübbeler giymiş tarikat algısı içinde, o an arkadaşıma farklı gözle bakıp, işte tarikat bana elini attı diye düşünürken, arkadaşım bu kulübün bize benzeyen beyaz yakalı kişilerden oluştuğunu ve daha çok bir tür support group a benzediğini anlatmıştı. Söylediğine göre ancak kişisel gelişim yolunda 5 aşamayı geçtikten sonra katılınabilen bu kulüpte, hiçbir şey yapmak zorunda değildin, kimse de bir diğerinden kendisi ya da kulüp için bir şey istemiyordu, istediğin zaman ayrılmak serbestti. Sadece belli aralıklar ile toplanıyorlar, düşüncelerini, hayatlarını paylaşıyorlar, 5 aşamayı da geçip kulübe giren kişiler, uygulamaları tamamen kendi isteklerine bağlı olarak, yeni başlayanlara kişisel gelişimleri için bazı küçük görevler veriyorlardı. 12 13

Kaçmak için bir bahane düşündüğümü hatırlıyorum. Aniden ortaya çıkan ve uymam gereken durumları, tuzağa düşmüş olma hissini sevmem. Eve gitmem gerekiyor dediğimde, arkadaşım Tamam, yolunun üstü, beni bırak oradan devam edersin demiş ve ben de mecburen ona eşlik etmiştim. O yaz gününde, içimde tuhaf bir heyecan duyarak, arkadaşımı üstü asma ağacı dalları ile kaplı o kafenin bahçesine bırakırken iyi giyimli, modern görünümlü, aslında bizden pek de farkı olmayan 5-6 kişiyi görmüştüm ve bana İstersen otur, en azından bir çay iç dediklerinde, Tarikata adam toplarken başlangıcı hep böyle mi yapıyorsunuz? demiştim ve onlar da arkadaşım ve benim kadar gülmüştü ve aslında gitmem gerektiğini düşünürken, yürümekten de yorulmuştum, Tamam dedim, bir çay, ve sonra gidiyorum. Tamam demişlerdi. Orada kaldığım 15-20 dakika içinde, oturanlardan birinin caddedeki plazada, diğerinin ilerideki gökdelende çalıştığını öğrenmiştim, genç olan çocuk ise iyi bir üniversitede okuyordu. Bunları öğrendikten sonra ilk düşüncelerimden biraz utanmıştım ve onlar iş hayatında, o atlıkarıncada her gün aynı şeyleri yapmanın sıkıcılığından bahsettiklerinde, ben de o konuda konuşmayı aslında o kadar da istiyordum ama yalan söylediğim anlaşılmasın diye saatime bakmış ve Gitmem gerekiyor diyerek kalkmıştım. Eve kadar onları düşünmüştüm. Pek gizli bir kulüp havası yoktu, yine de ne yaptıklarını bilemezdim. Sonraki birkaç hafta o arkadaşım ile karşılaşmamaya çalışmıştım. Hayatımda verdiğim diğer kararlarda olduğu gibi, bu konuyu da önce kafamda çeşitli yönleri ile değerlendirip, bana ne gibi faydası ya da zararı olabileceğini düşünürken, iş hayatı iyice sıkıcı hale gelmişti ve ben bu rutin içinde boğulacak gibi hissettiğim bir gün, Ne olabilir ki? demiştim ve arkadaşımı arayıp bir sonraki toplantılarına gelmek istediğimi söylemiştim. Gerçekten de gittim. O gün kimse konusunu açmasaydı, her gün aynı şeyleri yapmanın sıkıcılığından ben bahsedecektim ama konusu bir şekilde açıldı, bu sefer ben de düşündüklerimi söyledim. Hepimizin bir yerinden yakalandığı bu konuda konuştukça hafiflediğimi hissediyordum, yine de çok uzatmadan sustum. Geçen toplantıda görmediğim bir kişinin verdiği görevi, arkadaşımın bana daha önce söylediği gibi uygulama zorunluluğum olmasa da yaptım 14 15

ve okuduğum onlarca kitabın yapamadığı bir şey oldu, içimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim. Güzeldi. Hala aklımda bir tarikata mı giriyorum düşüncesinin korkusu varken, hatta garsonun getirdiği içeceklerin içinde bir madde olabilir mi diye bile düşünüp içeceğimi açılmamış kutuda istemişken, yine de sonraki toplantıya da gittim ve bana verdikleri ilk görevi hazmetmek ile geçen birkaç ay sonra, şimdi artık ikinci aşamada verdikleri yeni görevi yerine getiriyor, oturmuş, iş çıkışı saatinde bir insan seli halini alan bu caddede yürüyen insanları izliyorum. Bunun bana ne getireceğini bilmiyorum, yine de bu kalabalık kafede oturmuşken ama dikkatim yoldayken ben izliyorum ve kırmızı elbise giymiş kadını, kravatlarını gevşetmiş, gömleklerinin en üst düğmesini açmış olarak hızlı bir şekilde yürürken bir yandan konuşan iki genç çalışanı, elinde evrak çantası ile yürüyen adamı görüyorum. Hızlı bir şekilde çevrildiğinde üstündeki renklerin birbirine karıştığı bir çark gibi her kişi bir diğerine karışıyor ve herkesin birbirine benzediği bu çark her gün yeniden ve yeniden dönerken, bu görüntüye ben bu defa kenardan bakıyorum. İçeride sanki hiç oksijen kalmamış gibi açık havayı içine çekti, takım elbisesinin ceketini çıkardı, kravatını gevşetti, güneş gözlüğünü taktı ve yol kenarında duran servisin kalkmasını bekleyen diğerlerine katıldı. Yine de onlardan farklı gibiydi. 28 6 23 12 16 Bunları düşünürken, gözüm ilerideki plazadan yeni çıkan çocuğa takıldı. 16 17