III. HADİS ANABİLİM DALLARI İHTİSAS TOPLANTISI Lisans Programlarında Hadis Eğitim ve Öğretiminin Problemleri 24-26 Ekim 2014 - ADANA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ J T.C. ADANA MÜFTÜLÜ GÜ
DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ (Çukurova Ü. İlahiyat F.) Prof. Dr. Bünyamin ERUL (Ankara Ü. İlahiyat F.) Prof. Dr. Muhammet YILMAZ (Çukurova Ü. İlahiyat F.) Doç. Dr. Bekir TATLI (Çukurova Ü. İlahiyat F.) Arif GÖKÇE (Adana İl Müftüsü) Şaban ACAR (J\dana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri) Mehmet BARIŞ (Çukurova İlahiyat Eğitimini Destekleme ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı) Yayın Editörü ve Dizgi Doç. Dr. Bekir TATLI Sekreterya Arş. Gör. Nagihan EMİROGLU (Çukurova Ü. İlahiyat F.) Arş. Gör. Rıdvan YARBA (Çukurova Ü. İlahiyat F.) Çözümleme ve Redaksiyon Arş. Gör. Nagihan EMİROGLU Atş. Gör. Rıdvan YARBA EMİN YAY.INLARI ~. Fethiye Mah. Kırlangıç SokNo:' iı'/j3;:16140 Nilüfer/BURSA Tel: (0224) 242 28 97-s;Fa~: (ö224)q4125 69 www;errtinyay1iilarlco111.tı:;,.! 1. Baskı, Bursa Z017 ; Bu eser Çukurova İlahiyat Eğitimini Destekleme ve Geliştirme.. Derneği tarafından yayımlanmıştır. Baskı: Stüdyo Star Ajans Matbaacılık Ltd. Şti Nilüfer Ticaret Merkezi 634. Sok. Bursa Sertifika No: 15366 KÜTÜPHANE BİLGİ KAHTI Cataloging-in-Publication Data (CiP) LİSANS PROGRAMLARINDA HADİS EGİTİM VE ÖGRETİMİNİN PROBLEMLERİ III. HADİS ANABİLİM DALLARI İHTİSAS TOPLANTISI 1. Hadis 2. Yüksek Öğretim 3. İslam ISBN: 978-605-9464-28-4 Sertifika No: 21217
Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ* Adana ve Çevresinde Yaşayan Hadis Alimleri** Sağ olun Sevgili Hocam, hoş geldiniz tekrar. ~'ı~ı~ı.~ Temel çok güzel bir bildiri hazırlamış, arkadaşı soruyormuş ne hazırladın, söylemem, bir ben biliyorum, bir Allah biliyor. Israr ediyorlar söylemiyor sonra sempozyum günü gidiyor. Giderken yolda kaybetmiş, ondan sonra anons ediyorlar, çıkıyor, diyor ki çok çalıştım, çok güzel bildiri hazırladım. Arkadaşlar çok ısrar etti, söylemedim, bir ben biliyorum, bir Allah biliyor. Şimdi bildiriyi kaybettim demiş, sadece Allah biliyor arkadaşlar demiş. Ben de bildiriyi müftü beyin odasında kaybetmiştim, neyse buldum. Bu sıkıntıdan dolayı Hatiboğlu hocamdan kravatımı çıkarma izni aldım. Dedi ki Muhammet Yılmaz'ın takması yeterli dedi, sen artık rahatla, sıkıntı da yaşadın. Biraz espri yapalım arkadaşlar. Evet, Gözde Hanım'a Adana sunusu için gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Kendisi bizim Türk İslam Sanatları Anabilim Dalı Başkanımız, Allah razı olsun. ' Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dekanı.. Buradaki konuşma, Ateş'in "İlk Dört Asırda Adana ve Çevresi'nde Yaşayan Hadis Alimleri" adlı makalesinin bir özetidir. Dileyen okuyiıculanmız oraya müracaat edebilirler. Bkz. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der9isi, cilt: 2, sayı: 1, Ocak-Haziran 2002, ss. 1-45.
56 I III. Hadis Anabilim Dallan İhtisas Toplantısı (24-26 Ekim 2014-Adana) Şimdi bu Adana'ya artık Cumhuriyet döneminde hadis seya-. hatleri yoluyla gelip yerleşen, burada kalan ilk hadisçi Ali Osman Ateş, Muhammet Yılmaz. Sonra Bekir Tatlı geldi. Olaya önce buradan bakmak lazım. Sonra ben sizi şimdi ilk dört asra, başlangıca götüreyim inşallah. Evet, bu konu İslam'ın ilk devirlerine göz atmamızı zorunlu kılıyor tabi, haliyle. Bu bölge, tarih boyu Gözde hanımın dediği gibi Roma, Bizans, Selçuklular, Haçlılar, Memlüklüler, Osmanlılar gibi büyük devletlerin böyle siyasi çekişme ve askeri çatışmalarına konu olmuş, Büyük İskender, Yavuz Sultan Selim gibi büyük fatihlerin geçtiği, uğradığı bir yer olmuş. Bu nedenle işte bu ilk dört asırda, Çukurova ve yöresinde hadis ve sünnetin yayılma faaliyetlerinin yoğunluk kazandığı, dört büyük merkez var, bunun ikisini ben anlatacağım, işte birini de hocam, Abdülkadir hocam anlatacak. Hatay'lı hadisçi henüz bulamadığımız için ben Adana ve Misis'i; Tarsus'u hocam anlatacak, Antakya'yı anlatmayacak, Antakya'lı değil Tarsus'lu kendisi. O yüzden, Hatay'a ilahiyat kurulmuş belki orayı da inşallah bir arkadaşımız anlatır ileride. Evet, bu şehirler Bizans İmparatorluğu sınırlan içinde kalmış, tabi daha sonra Emevller, Abbasller döneminde fethedilmiş, askeri açıdan güçlü birer üs haline getirilmiş, bunlara hepinizin bildiği gibi koruyucu şehirler, kıta manasına el-avasım denilmiş. Adana, tarihte hani Frankfurt am Main diye Almanların bir şeyi var ya nehir yanındaki şehir, nehir üzerindeki şehir gibi anlamlara geliyor. Milattan 15 asır önce Hitit dönemine, A.sur dönemine gidiyor. İran, Keyhüsrev, Büyük İskender vs., Doğu Roma İmparatorluğu falan daha sonra İslam orduları ilk defa 7. asırda Hz. Ömer zamanında buraya geliyorlar, Emevl halifesi Abdülmelik zamanında da burası kesin olarak fethediliyor. İslam grupları, Türk İslam grupları Abbasi halifesi Harun Reşid zamanında buralarda iskan ediliyor, yerleşiyorlar, muhafız oluyorfar, murabıt oluyorlar biliyorsunuz kalelerde. Bu şekilde, daha sonra, üç-dört asır sonra Rumlar buraları tekrar alıyor. 11. asırda tekrar elden çıkıyor. Adana, Misis, Tarsus; üç yüz yıl kadar Bizansla Ermeni Klikya devleti arasında el değiştirip duruyor. Sonunda da on dördüncü asrın sonlarından itibaren artık, biraz önce
Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ 157 sunusunu izlediğiniz Gözde Ramazanoğlu hocamızın ataları Türkmenlerin Yüreğir boyundan Ramazanoğulları tarafından yavaş yavaş fethediliyor. Türk İslam toprağı haline geliyor, önceleri Memlüklere tabi bölgenin büyük devleti, oraya bağlı kalıyorlar, daha sonraları da Yavuz zamanında Osmanlı'ya katılıyorlar.. Kaynaklarımızda Adanalı hadis alimlerine veya tefsir alimine her neyse alimlere "Ezeni", peltek ze ile (~~f) Ezeni nisbesiyle söz ediliyor. Dolayısıyla ilk bakışta Adana tabi fazla dikkat çekmiyor. Çünkü o dönemde Tarsus, Antakya, Misis daha büyük merkezler olarak gözüküyor. Evet, şimdi burada, hadisleriyle Kütüb-i Sitte'ye kaynaklık etmiş olan Adana'da medfiln, Adana'ya yerleşmiş, Adana'da yaşamış, ikamet etmiş bazı alimlerimiz var. Onların ben uzatmamak için isimlerini size hem de bir fatihanızı almak için onlara, sunmak istiyorum: \ Muhammed b. İsa b. Necih,.Ebu Hafs İbnu't-Tabba' el-bağdadi el-ezen} 150 hicrlde doğmuş, 224'te vefat etmiş, Adana'da hadis ve sünnetin yayılması konusunda çok çalışmış, burada vefat etmiş, Adana'da medfiln ama tabi ki mezarı bilinmiyor, belediyelerimize defalarca söyledik, bunların isimlerini bir yere verin, şöyle olsun, böyle olsun. Bunlar bizim tapumuzdur falan diye, maalesef duyarlı bir davranış göremedik Bu hocamız, Kütüb-i Sitte alimlerinin hocası konumunda, kendisinden hadis nakletmişlerdir. Kendisinin kırk bin hadisi ezbere bildiği kaydediliyor, faziletinden söz ediliyor. Öğrencileri var, hocaları var, epeyce liste var ve bir kitabı olduğu da söyleniyor ama kendisinin mezarı gibi kitabı da kayıp. Belki, hocamız sabah dedi ya inşallah bir yerlerde bu eserler de çıkar. İshak b. Cerrah el-ezeni var, Adana'da gene meşhur alimlerimizden. Bu da yine Adana'da vefat etıniş, Kütüb-i Sitte müelliflerinden Ebu Davı1d gibi talebeleri var. Adanalı diğer hadis alimleri olarak Ca'fer b. Muhammed b. İsa el-ezeni, Ca'fer b. Muhammed b. İsa İbnu't-Tabba', Ebu Bekir Muhammed b. Yusuf İbnu't-Tabba', Talib b. Kurre el-ezeni gibi böyle alimlerimiz var. Bunlar bir liste oluşturuyor tabi. Hocamın bahsettiği gibi Evliya Çelebi Seyehatname'sinde Adana' da daha sonraları üç tane darül-
58 I III. Hadis Anabilim Dallan İhtisas Toplantısı (24-26 Ekim 2014- Adana) hadis olduğundan da söz ediyor. Misis'e gelince Ceyhan'da, biliyorsunuz şimdi Yakapınar diye herhalde anılıyor, eski bir yerleşim yeri. "Mastsa" olarak İslami kaynaklarda geçiyor. Roma, Misis diyor, bizde de Misis olarak şey yapmış. Kaynaklarımızda el-mıss1s1 (J:>) sad'la, o nisbeyle anılan İslam alimleri oralı. Maalesef şimdi biraz olumsuz faaliyetlerin yoğun olduğu bir yer. Burada çok miktarda hadis, tefsir alimi. medfiln. Onların da biz şöyle bir saydık toplam Adana'ya göre tabi oldukça yoğun elli sekiz tane Misis'te medfiln hadis filimi burada. Bunlar aynı zamanda es-sari nisbesiyle anılıyor, Sur bu avasım kıtası, düşman sınır bölgeleri oluyor malum. Dolayısıyla bu alimler hem kılıç kullanmış hem kalem kullanmış adamlar hem hadis ve sünnete hizmet etmişler. Evet,. Kütüb-i Sitte'ye kaynaklık etmiş olan Misisli alimlerden Ebu İshak el-fezarl meşhur murabıt olarak orada geçirmiş, ilimle de uğraşmış, hadis rivayet etmiş ve orada vefat etmiş, Misis'te olduğu tahmin ediliyor kabrinin ama nerede bilmiyoruz. Çünkü üç yüz sene bir elden çıkma olmuş. Ebu Muhammed Mahled el-ezdi el-basri, el-haris b. Atiyye, Ebu Abdillah el-basri el-mısslst, Haccac b. Muhammed el-a'ver el Mısslsi isimlerini okuyuveriyorum, Halef b. Temim b. Ebt Attab el Kı1fi el-mısrl Kılfe'den gelmiş, Muhammed b. Kesir es-sekafi es San'anl, Mansur b. Seleme b. Abdilaziz el-mısstst, Muhammed b. Uyeyne el-fezarl es-sari, Said b. Muğire el-mısslst, Davüd b. Mansur es-sari, İbrahim el-mehdi el-mısstsl, Süneyd kaynaklarda orijinal ismi var Misisli, Ahmed b. Cenab el-muğire el-mısslst, böyle çokça listemiz var, atlıyorum çünkü yirmi iki sayfa. Ondan sonra, tabi bunların işte dediğim gibi kabirleri kayıp ama kaynaklar burada Misis'te vefat ettiklerini söylüyor. Eserleriyle Kütüb-i Sitte'ye kaynaklık etmiş büyüklerimiz bunlar. Biz artık evlatlarının, torunlarının da elbette bunların varlığından haberdar olup araştırmamız, yaşatmamız gerekiyor. Tarsus'ta Pavlus'un tuvaleti, Pavlus'un ayakyolu, Pavlus'un bilmem nesi her şeyi adım adım böyle ortaya çıkarıyorlar. Almanya'ya gittik orada adam, profesör bana Adana'yı sormadı bilmiyor, Tarsus'u soruyor, enteresan. Yani işte din turizmi falan filan diyerek de işte bu işler de oluyor, bunlara da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Prof. Dr. Ali Osman ATE$ 1 59 Arkadaşlar sonuç olarak hicretin ilk dört asrında Adana Misis'te, Tarsus'u katmayayım, 30 hadis aliminden söz ediliyor. Benim tespitim, bunların 2'si Adana'da, 28 tanesi Misis'te ikamet etmiş görünüyor. Bölge dediğimiz gibi avasım kıtası için~e yer alıyor, "es Slir" Arapça öyle anılıyor, es-sari nisbesiyle bu filimler şey yapıyor, kale muhafızı, sınır bekçisi gibi İslam topraklarının korunması için de mücahit olarak savaşmış ve hadis ve sünneti de yaymış, ilme hizmet etmiş daha sonra buraların Bizans ve Ermeni hakimiyetine geçmesinden sonra da asırlarca, üç-dört asır, kahraman ecdadımızın gelmesini beklemişler. Gözde hanımın dedelerinin gelmesini beklemişler buraları fethetsinler, üstümüzde dua etsinler, namaz kılsınlar, hadis okusunlar, tahsil etsinler diye; Bu yüzden bölgenin manevi tapusu durumunda olan ve bir kısmı sahabe ve tabiin dönemine ulaşmış bu büyük İslam alimlerine gerekli duyarlılığı göstermek, onların hatıralarını yaşatmak, gelecek nesillere tanıtmak her şeyden önce bir din, iman, vatan ve vicdan borcudur diyor, hocam teşekkür ediyorum. \ Başkan: Prof. Dr. Ali TOKSARI Bu değerli bilgileri verdiği için Ali Osman Bey'e çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca zamana riayet ettiği için ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah belediyeler bu duyarlılığı göstererek hiç olmazsa bu değerli hadisçilerimizden bir kısmını bazı yerlere adlarını verme temennisiyle hemen ikinci panelistimiz Abdulkadir Evgin Bey'e söz vermek istiyorum. Buyurun efendim.