Hicret Edebilmek Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke'de bunalırsan Medine'ye göçerdin. Biz dünyadan nereye Göçelim ya Muhammed? Ġdris YAVUZYĠĞĠT idrisyavuzyigit@hotmail.com 25 Ekim 2014 Cumartesi 1 Muharrem 1436 VAAZ DOKUMANLARI
1. Hicret nedir? 2. Kuranda hicretle ilgili hangi bilgilere rastlamaktayız? 3. Peygamberlerin ortak özelliklerinden birisi de hemen hemen her peygamberin hicreti yaģamalarıdır. Bu hususta hangi örnekleri zikredebiliriz? 4. Müslümanlar neden önce HabeĢistan a hicret etmiģlerdir? 5. Hicreti hazırlayan sebepler nelerdir? 6. Hicret esnasında Müslümanların karģılaģtıkları sıkıntılar nelerdir? 7. Efendimizin hüzün yılında taife gitmesi bir hicret midir? 8. Efendimizin hicret hazırlıkları nasıldır? Hicret konusunda almıģ olduğu tedbirleri nasıl değerlendirmek gerekir? 9. Hicret safhalarını ve bu yolculuk esnasındaki hangi olaylarla karģılaģmıģtır? 10. Hicret bugün ne anlama gelmektedir? Nasıl anlamalıyız? Bizlerde hicret ederek hicret sevabına nail olabilir miyiz?
HİCRET NEDİR?
HİCRET NEDİR? Sözlükte, "terketmek, ayrılmak, ilgisini kesmek" anlamına gelen hicran mastarından isim olan hicret "kiģinin herhangi bir Ģeyden bedenen, lisanen veya kalben ayrılıp uzaklaģması" demektir. Ancak kelime daha çok "bir yerin terk edilerek baģ kabir yere göç edilmesi" anlamında kullanılır. Terim olarak genelde gayri Müslim ülkeden Ġslam ülkesine göç etmeyi, özelde ise Hz. Peygamberin ve Mekkeli Müslümanların Medine ye göçünü ifade eder. Medine'ye göç eden Müslümanlara "Muhacir", Rasülü Ekrem'e ve Muhacirlere yardım eden Medineli Müslümanlara da "Ensar" unvanı verilmiģtir. (TDV Ġslam Ansiklopedisi, "hicret" maddesi, c. 17)
HİCRET NEDİR? Hicret bir beldeden diğerine iş bulma veya daha iyi yaşam şartlarına kavuşma vb. gibi bir göç hareketi değildir. Kişi, Doğduğu, büyüdüğü topraklardan, Kültür ve geleneklerden; Alıştığı yaşam şeklinden, Arkadaşlarından, dostlarından, ailesinden; Malından mülkünden ve topraklarından ayrılmaktadır. Hz. Peygamber hicreti "göçebe olmayan (yerleşik) bir kimse için felaketlerin en büyüğü" olarak tavsif eder (Nesai, Sünen, Bey at, 12).
HİCRET NEDİR? Bütün bunlar Niçin? Allah ve Rasulü için, Dini Mübin'i İslam'ı yaşamak, yaşatmak, neşretmek ve yeni bir İslam topluluğu oluşturmak ve oluşan bu toplumu sayıca çoğaltarak koruma ve desteklemek için çıkılan bir yolculuk. Gittikleri yerde neyin kendilerini beklediğini, baģlarına nelerin geleceğini bilmeden, ev, iģ, aģ olmadan bir yolculuktur bu.
HİCRET KUR AN-I KERİMDE NASIL GEÇMEKTEDİR?
HİCRET KUR AN-I KERİMDE NASIL GEÇMEKTEDİR? 1. Ġmanın gereği Ġnkar edenlerin iman edenleri yurtlarından çıkarmakla tehdit etmeleri (Ġbrahim 13) 2. Peygamberleri yurtlarından çıkaran kavimlerin örnekleri (Araf 88, Hud 80, Hicr 65) 3. Hicret edenlerin ve onlara yardım edenlerin büyük mükafat elde edecekleri. (Tevbe 20, Enfal 74, HaĢr 9) 4. Hicret edenlerin günahlarının örtüleceği (Ali Ġmran195) 5. Ganimet mallarında hicret edenler için hak bulunduğu (HaĢr 8) 6. Hz. Ġbrahim ve Hacer validemizin samimiyet ifadesi (Ankebut 26) 7. Kafirlere boyun eğmektense hicret edilmesi gerektiği, Hicret etme hususunda bahane ileri sürenlerin durumu hakkında meleklerin ne diye hicret etmediniz Allah ın arzı geniģ değil miydi? Sorusu (Nisa 97-100) 8. Efendimizi yurdundan çıkaracakları haberi (Ġsra 76-77, Enfal 30, Tevbe 40, Kasas 85)
HİCRET PEYGAMBERLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ GİBİDİR
TARİHTE PEYGAMBERLERİN HİCRETİ و ق ال ال ذين ك ف ر وا ل ر س ل ه م ل ن خ ر ج ن ك م م ن ا ر ض ن ا ا و ل ت ع ود ن فى م ل ت ن ا ف ا و حى ا ل ي ه م ر ب ه م ل ن ه ل ك ن الظ ال مين Ġnkâr edenler peygamberlerine dediler ki: "Ya sizi mutlaka yurdumuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka dinimize döneceksiniz!" Rableri de onlara: "Zâlimleri mutlaka helak edeceğiz" diye vahyetti. (Ġbrahim, 14/13) Hz. Adem ve Havva ebeveynimizin cennetten yeryüzüne adım atışlarıyla başladı insanlığın ilk hicret hikayesi. Hz. Nuh, Hud, Salih, Lut, ġuayb, Ġbrahim, Yusuf, Musa Ġle Devam Edip Hz. Muhammded (S.A.V.) Ġle Son BulmuĢtur.
PEYGAMBERLERİN HİCRETİ و ق ال ا ه م اج ر ا ل çıkarken; Hz. Ġbrahim Nemrud'un zulüm diyarından ال ح ل م "Doğrusu ben Rabbimin emrettiği yere hicret ر ب ا ه ي ال ع ز ز ediyorum. (Ankebut, 29/26) demiģti. Hz. İbrahim Urfa dan Babil e, Babil'den Harran'a, Mekke ye Harran'dan Mısır'a oradan da Suriye'ye hicret etmiştir. Hz. Şuayb'in kavmi ق ال ال م ل ا ال ذين اس ت ك ب ر وا م ن ق و م ه ل ن خ ر ج ن ك ي ا ش ع ي ب و ال ذين ام ن وا م ع ك م ن ق ر ي ت ن ا ا و ل ت ع ود ن فى م ل ت ن ا ق ال ا و ل و ك ن ا ك ار هين Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: "Ey Şu'ayb! Ya mutlaka seni ve seninle beraber inananları kentimizden çıkarırız, ya da dinimize dönersiniz!" Dedi ki; "İstemesek de mi (bizi yurdumuzdan çıkaracak veya dinimizden döndüreceksiniz?) (Araf, 7/88) diyerek onu ve Mü'minleri hicrete zorlamışlardı
KUR AN KISSALARI HİCRETİN ALTYAPISINI OLUŞTURUYOR Zaten Kur'an'da, özellikle Mekkî ayetlerde sık sık geçmiş peygamberlerin kavimleri tarafından yurtlarından çıkarılmış olması hususuna ithafta bulunulması da, esas itibariyle gerek Hz. Peygamber'i, gerekse Mekke'li Müslümanları psikolojik olarak hicret olgusuna hazırlama hedefini taşımaktaydı. Hz. Peygamber, tevhidin dejenere olmasına bağlı olarak şirkin egemen olduğu, adaletin herkes için geçerli ve uygulanabilir olmaktan uzaklaştığı, kabilecilik anlayışının baskısıyla toplumsal bünyenin parçalandığı ve kabileler arası çatışmalarla insan hayatının heder edildiği, kan davalarının genel manada bir toplumsal kaynaşmayı imkansız kıldığı, güçlünün gücü nedeniyle haklı, güçsüzün zayıflığı nedeniyle haksız olarak görüldüğü, Servetin zenginler arasında döndüğü, köleliğin bir kader olarak kabul edildiği, kişinin bir gün mutlaka hesaba çekileceği endişesinin olmadığı, ahiret inancının hemen hemen yok olduğu bir toplumsal yapı ve çevrede ortaya çıktı.
HİCRETİN HABEŞİSTAN YOLU
MÜSLÜMANLARIN İLK HİCRETİ: HABEŞİSTAN Müslümanların baģına gelenlere çok üzülen Peygamberimiz (a.s), bir grup Müslüman'ın HabeĢistan'a hicret etmesine izin verdi. Peygamberliğin 5. Yılında 1. HabeĢistan hicreti Hz. Osman ve Rukayye, Mus ab, Seleme Ailesi nin de dahil olduğu 16 kiģilik bir grup tarafından gerçekleģtirildi. Peygamberliğin 7.Yılına gelindiğinde iģkenceler daha da artınca 2. HabeĢistan hicreti gerçekleģtirildi. Bu hicrete Ca fer b. Ebî Tâlib baģkanlığında 77 erkek 13 bayan katıldı. 90 kiģi Bu günkü Etiyopya dediğimiz ülke Müslümanları bağrına basan NecaĢi nin memleketi HabeĢistan 4000 KM
HİCRETİ HAZIRLAYAN SEBEPLER
PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED İN (S.A.V) HİCRETİ و ا ن ك اد وا ل ي س ت ف ز ون ك م ن ال ا ر ض ل ي خ ر ج وك م ن ه ا و ا ذ ا ل ا ي ل ب ث ون خ ل اف ك ا ل ا ق ليل ا )( س ن ة م ن ق د ا ر س ل ن ا ق ب ل ك م ن ر س ل ن ا و ل ا ت ج د ل س ن ت ن ا ت ح ويل ا (Ey Muhammed!) Yakında seni yurdundan çıkarmak için, muhakkak ki rahatsız edecekler ve o takdirde onlar da senin ardından pek az kalacaklardır. Bu, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki sünnetimizdir. Bizim sünnetimizde herhangi bir değiģme göremezsin. (Ġsra, 17/76-77) Hz. Peygamber daha yeni peygamber olmuģken peygamberliğin ileriki yıllarında yurdundan hicret etmek zorunda kalacağını Varaka b. Nevfel tarafından söylenmiģtir.
İLK MÜSLÜMANLARA İŞKENCE VEŞİDDET UYGULANIYORDU Günbegün Müslümanların çoğaldığını görünce; Kurulu müģrik düzenlerinin bozulacağını, Haksız kazancın önleneceğini Değirmenlerinin suyunun kesileceğini, Keyfi muamele ve zulümlerinin önleneceğini, Makam ve mevkilerini kaybedeceklerini anlayınca ezmeye baģladılar. Abdullah b. Abbas (ra) iģkencelerle ilgili olarak Ģu özet bilgiyi vermektedir: Müslüman olmuģ kimseye öyle dayak atar, öyle aç ve susuz bırakırlardı ki uğradığı bu feci durumdan sebep (ayağa kalkmak Ģöyle dursun) doğrulup oturamazdı bile Yasir ailesinden Yasir i, Sümeyye yi, Ammar ı, Bilal i hatırlamak hiçte zor olmasa gerek
İŞKENCE ÖRNEKLERİNDEN BİRİ: HABBAB B. ERET (R.A.) Cahiliye devrinde esir alınmış, Mekke de bir köle olarak satılmıştır. Müslümanlığını ilk açığa vuranlardan olan Hz. Habbâb (r.a.), bazı rivayetlere göre ise, İslâm ı ilk kabul eden 6 kişiden biridir. Hz. Habbâb (r.a.) demirci idi. Kılıç yapardı. Resûlullah (s.a.s.) onu çok severdi. Ara sıra yanına çağırırdı. Bu durum Habbâb ın (r.a.) efendisi Ümmü Enmar a haber verilince, bu kadın, kızgın demiri alıp Habbâb ın (r.a.) boynuna sürerek ona işkence etmeye başladı. Habbâb (r.a.), Resûlullah a (s.a.s.) şikayette bulundu. Bunun üzerine kadın, baş ağrısına yakalandı. Istırabından feryâdu figâna başladı. Kendisine dağlama yapmasını tavsiye ettiler. Kadın, Habbâb a (r.a.) emreder, o da kızgın demir ile onun başını dağlardı. Böylece Allah, Resûlü nün duasıyla kadını yaptığının misliyle cezalandırıyordu.
İŞKENCE ÖRNEKLERİNDEN BİRİ: HABBAB B. ERET (R.A.) İlk Müslümanlardan Habbab Bin Eret (R.A.) Habbâb ın (r.a.) boynuna kızgın demirler takılmış, kızgın güneşte bırakılmış, sırtına kızgın taşlar konulmuş, bu şekilde sırtının bütün etleri gidinceye kadar eziyet edilmiş ama o, kafirlerin bütün eziyetlerine karşı sabretmiştir. (Meryem/19: 78-81; Kehf/18: 18) İmam Şa bî anlatıyor: Bir defasında Hz. Ömer (r.a.), Bilâl e (r.a.) (Mekke devrinde) müşriklerden çektikleri sıkıntı ve ızdırabları sormuştu. Habbâb (r.a.), ileri atılarak şöyle dedi: Ey EmirelMü minîn! Şu sırtıma bak. Hz. Ömer (r.a.), Habbâb ın (r.a.) ın sırtındaki yara izlerini görünce, «Hiç bugüne kadar böylesini görmemiştim» mukabelesinde bulundu. Habbâb (r.a.), şöyle devam etti. «Müşrikler, benim için bir ateş yaktılar ve beni ateşin içine attılar. Ateşi vücudumda eriyen yağlar söndürmüştü.»
HİCRETİ HAZIRLAYAN SEBEPLER NELERDİR?
HİCRETİ HAZIRLAYAN SEBEPLER NELERDİR? 1. Müşriklerin Baskı Ve İşkencelerinin Artması, Öldüresiye Dövmeleri 2. Hz. Peygamberi Öldürme Teşebbüsleri (Ömer'in Gelişi Ve İmana Ermesi 616) 3. İlahi Tebliğin Yayılmasını Engelleme Gayretleri 4. Müslümanlara Ve Muttalipoğullarına Uygulanan 3 Yıllık Boykot (617-620 Kız alıp verme, Selam verme, hal hatır sorma, Yiyecek satmak, vermek yasaklandı ve Açlıktan karınlarına taģlar bağladılar. Buldukları ağaç yapraklarını ve kemik parçalarını kaynatarak çocuklarına çorba diye içirdikleri günler yaģandı) 5. Hz. Peygamberin 4 Yaşındaki En Büyük Oğlu Kasım ın Vefat Etmesi (620) Henüz Acısı Dinmeden Diğer Oğlu Abdullah ın Vefatı Ve As B. Vail, Ebu Cehil Gibi Adamların Efendimizi Ebter Diye Alaya Almaları 6. Amcası Ve Koruyucusu Ebu Talip in Hastalanarak Vefatı 7. 3 Gün Sonrasında Eşi Hz. Hatice Annemizin 65 Yaşında Ramazan Ayında Vefatı (Senetü l Hüzn) 8. Taif e Sakif Kabilesini Ve Süt Annesi Halime nin Kabilesi Beni Sa d ı İslam'a Davet Etmek Üzere Zeyd B. Harise İle Gitmesi. Ancak Burada Da 3 Km Boyunca Taşlanması
HİCRETİN TAİF YOLCULUĞU
TAİF E GİDİŞ VE TAŞLANMA Hüzün Yılının Ardından Taif te Umut ArayıĢı Hz. Peygamberin hayat arkadaģı, Allah ın kendisini selamıyla Ģereflendirdiği Hz. Hatice validemiz ve en büyük destekçisi olan amcası Ebu Talib'in ölümleri, müģriklere fırsat verdi, onların iģkence ve baskıları dayanılmaz hale geldi. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), ġevval ayının bir gününde, yanına Zeyd Ġbn Harise'yı de alarak Taif'e gitti. Taif, bağ ve bahçeleriyle meģhur, yeģillikler içinde bir yerdi. Mekke'ye yaklaģık doksan kilometre mesafede idi ve Efendimiz'in anne tarafından akrabaları yaģıyordu. Aynı zamanda burası, ömrünün ilk yıllarında gelip yanında kaldığı Efendimiz'in süt annesi Halime-i Sa'diye'nin memleketine de yakın bir bölgeydi. 90 km
TAİF E GİDİŞ VE TAŞLANMA Taif yolunda, önce Sakiflilerin yanına gitti. Çünkü o gün için Sakifliler, Taif'in ileri gelen eģrafı olarak biliniyor ve çevrelerinde itibar görüyorlardı. ilk muhataplan, Amr Ġbn Umeyr'in üç oğlu idi. Allah'ı bir bilip davasına sahip çıkmaya ve risalet vazifesinde kendisine yardımcı olmaya onları davet etti. Ancak Taif, Mekke'yi aratmayacak kadar çetin gözüküyordu. KardeĢlerden birisi: «Allah, Senden baģka peygamber olarak gönderecek birisini bulamadı mı,» diye Peygamberi alaya aldılar. Halbuki, onca mesafeyi, belki bir Ģeyler anlarlar düģüncesiyle yürüyerek gelmiģ; onların önlerinde, cennete giden bir kapı aralamak istemiģti. Efendiler Efendisi, Taif'te on gün kaldı ve bu süre zarfında kendisine inanan çıkmadı. - Ey Muhammed! Bizim yurdumuzdan uzak dur da, nereye gidersen git, diyorlardı. Hz. Zeyd, kendini siper etmiģ, yağmur gibi baģlarına düģen taģlara karģı Allah Resülü'nü korumaya çalıģıyordu. BaĢlanna yağan taģların ardı arkası kesilmiyordu. Neredeyse tam üç kilometrelik mesafeyi taģ yağmuru altında geçtiler. Allah'ın Habibi Resül-ü Kibriya'nın da ayaklanndan kan damlıyordu. Zeyd ise, zaten baģı ve gözü yarılmıģ; kan-revan içinde kalmıģtı.
TAİF E GİDİŞ VE TAŞLANMA VE DUAYA SARILMA Efendiler Efendisi, bir ağacın altına çekilip kendini Allaha arz etmek üzere namaz kıldı ardından da Allaha dua ederek yalvardı. Daha duasını bitirmemişti ki, yanında Cibril-i Emin ve dağlara hükmeden melek beliriverdi. - Ya Muhammed! Şüphesiz Allah (celle celaluhü), kavminin Sana söylediklerinden ve yüz çevirip yapa geldiklerinden haberdar oldu. Ve işte, Sana bunları reva görenlere istediğin her şeyi yapması için dağlara hükmeden meleği gönderdi! Bu arada dağlara hükmeden melek de Efendimiz' e selam vermiş ve ardından da: - Şayet istersen ya Muhammed! Ben, şu iki dağı bunların üzerine geçirmek için geldim, diyordu. Rahmet Peygamberi Allah Resülü, ani bir refleksle hemen tepki verdi: - Hayır, asla! Umuyorum ki ben, Allah (celle celaluhü), bunların da neslinden kendisine ibadet eden ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayan kullar yaratacak!
HİCRET ÖNCESİ EFENDİMİZİN HAZIRLIKLARI AKABE BİATLARI
HİCRET YURDU MEDİNE Peygamberimiz de Mekke'den Medîne'ye göç etmek isteyenlere izin verdi ve ا ر ت د ار ج ر ث ل م إ ه ذ ات ح ر ث ان ب ج ن و م ا ال ه خ ن ب ن ل ق ب ن ال م د و ة şöyle buyurdu: اج ر م ن اج ر ف Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taģlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi.'' (Buhari, Menakıp, 45) Peygamberimizin bu izin ve teģviki üzerine Medine'ye hicret baģladı. 1 muharrem 1 / perģembe 15 temmuz 622 de baģlayan hicret kafile kafile tam 3 ay sürdü (temmuz, ağustos, eylül). Kısa zamanda pek çok kimse Hz. Ömer de dahil olmak üzere Medîne'ye göç etti.
AKABE BÖLGESİNDE GERÇEKLEŞEN BİAT Mekke müģriklerinin yaptıkları dayanılmaz hale gelince Peygamberimiz Ġslâm güneģine baģka ufuklar aramayı düģündü. Hac münasebetiyle Mekke'ye gelmiģ olan Yesrip (Medine) lilerden bazılarıyla Akabe denilen yerde toplantı yaptı. Onlara islamı anlattı ve müslüman olmalarını istedi. Tebliğin 10. Yılında ilk görüģme gerçekleģmiģ ve burada 6 kiģi, 11. Yılında ikinci görüģme gerçekleģir ve 12 kiģi Müslüman olduğunu ifade ederler. Buna ilk biat denir ve efendimiz daha önce HabeĢistana hicret etmiģ ve dönmüģ olan Mus ab b. Umeyr i ilk öğretmen olarak medine ye gönderir. Böylece Ġslâmiyet Medîne'ye girmiģ olur. Ve Orada Müslümanlar Mus'ab b. Umeyr'in gayretiyle çoğalmaya baģladılar. Bu arada efendiler efendisini Allah teala huzuruna kabul eder ve kutlu mucize Mirac gerçekleģmiģ olur. Allah peygamberine darlıklar içerisinde rahatlama ve huzura kavuģma imkanı verir. Ve risaletin 12. yılında 75 kişi hac zamanı Mekke'ye gelir ve 2. biat gerçekleştirilir. Bu biatta Medineliler Hz. Peygamber ve ashabını Medine ye davet ederler.
HİCRET ESNASINDA YAŞANAN OLAYLARDAN BAZILARI 1. Medine'ye ters istikamette olan Sevr mağarasına gidilmesi ve orada 3 gün boyunca saklanma kararı ve bu esnada bütün tedbirlerin alınması 2. Yolları en iyi bilen ve iyi bir kılavuz olan Abdullah b. Uraykıt ın yolculuk için tutulması 3. Sürecek uzun yolculuk için develerin satın alınması, beslenmesi ve yol kılavuzu olarak tutulan Abdullah b. Uraykıt a teslim edilmesi 4. Yolculuk için gerekli azığın Ebu Bekir in kızı Esma tarafından hazırlanması 5. Efendimizin yanında bulunan ve müşriklere ait olan emanetleri Hz Ali ye teslim etmesi 6. Yolculuğa kimsenin fark edemeyeceği gece saatlerinde çıkmaları 7. Ayak izlerinin fark edilmemesi için Hz. Ebu Bekir in azatlısı Amir B. Füheyre nin koyunları geçtikleri yerlerde otlatmasının kararlaştırılması ve aynı zamanda sütten istifade etme imkanı bulmaları 8. Hz. Ebu Bekir in oğlu Abdullah ın geceleri Sevr mağarasına gelerek gün içerisinde yaşanan olayları haber vermesi
HZ. EBU BEKİR İN HİCRET İSTEĞİ Mekke'de Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali ve Mekke'de müslüman oldukları için aileleri tarafından hapsedilmiģ olanlarla köle ve cariyelerden baģka kimse kalmamıģtı. Hz. Ebû Bekir de hicret etmek istemiģ, Peygamberimiz kendisine; «Acele etme, bana hicret için izin verileceğini umuyorum, diyerek ona izin vermemiģti. Hz. Ebû Bekir: Anam babam sana fedâ olsun, gerçekten bunu umuyor musun? diye sordu. Peygamberimiz: Evet, umuyorum, diye cevap verdi ve Hz. Ebû Bekir buna çok sevindi." (Buhari, Menakıp, 45) Hz. Ebu Bekir in kızı Esmâ (r.anh.) seyahat için gerekli hazırlığı yapmaya baģladı.
DÂRÜ'N- NEDVE'NİN KORKUNÇ KARARI Mekke'de müslümanlardan kimsenin kalmadığını, hepsinin Medîne'ye göç ettiğini gören Mekke ileri gelenleri telâģlanmaya baģladılar. Hz. Muhammed de Medîne'ye hicret eder müslümanların baģına geçerse kendileri için iyi olmayacağını, ġam ticaret yolu Medîne'den geçtiği için kapanabileceğini düģündüler. Mekke'de hemen hemen yalnız kalan Peygamberimiz için bir Ģeyler düģünmeli dediler. Bu amaçla KureyĢ ileri gelenleri Ebu Cehil, Ebu Süfyan, Ebu l Bühteri, Utbe B. Rebia, Cübeyr B. Mutim, Nadir B. Haris, Ümeyye B. Halef, Hakim B. Hizam Vb. "Dârü'n-Nedve" denilen önemli kararların alındığı yerde toplandılar. Toplantı son derece gizlilik içerisinde yapıldı. Toplantıda çeģitli görüģler ileri sürüldü, tartıģıldı. Ġçlerinden bir kısmı, Muhammed (s.a.v.) in baģka bir beldeye sürgüne gönderilmesini teklif ettiler. Bazıları da, onu bağlayıp her tarafı kapalı bir yerde ölünceye kadar hapsedelim, dedi. Bu görüģlerden hiçbiri kabul görmedi. Nihâyet Ebû Cehil Ģöyle dedi: KureyĢ kabilesinin bütün kollarından birer temsilci seçelim. Bunlar aynı anda Muhammed e hücûm edip öldürsünler. Kimin vurduğu belli olmasın. Böylece kanı bütün KureyĢ kabilesine dağılmıģ olur. HaĢimîler bütün KureyĢ kollarına karģı çıkamıyacaklarından kan davasına kalkıģamazlar, çaresiz diyete razı olurlar. Bu iģ de böylece kapanmıģ olur, dedi. Ebû Cehil'in bu teklifi kabul edildi. Bu iģi yapacak kırk kiģi seçilerek toplantıya son verildi. Bir an evvel bu kırk kiģinin görevlerini yerine getirmeleri istendi.
DÂRÜ'N- NEDVE'NİN KORKUNÇ KARARINI ALLAH BİLDİRİYOR Dârü'n-Nedve de alınan kararla ilgili Kur'an-ı Kerîm de şöyle buyuruluyor: ر ون و م ل ر و خ ر ج ك و م ل و ق ج ل ك ا ر وا ل ث ب ج ك ا ر ال م ام ر ن الل ي و الل ي خ و إ ذ م ل ر ب ك ال ذ ن م ف "Hani bir vakitler kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya (Mekke'den) sürüp çıkarmak için tuzak kuruyorlardı da onlar tuzak kurarken Allah da tuzaklarını bozuyordu. Öyle ya Allah tuzakların en iyisini kurar.'' (Enfal, 8/30) Allah, müşriklerin kararını Cebrâil (a.s.) aracılığı ile Peygamberimize bildiriyor ve Mekke'yi terkedip Medîne'ye hicret etmesini emrediyordu.
HİCRETİN KUTLU YOLCULUĞU BAŞLIYOR
HİCRET ESNASINDA YAŞANAN OLAYLARDAN BAZILARI 1. Peygamberi öldürene 100 deve verileceğinin ilan edilmesi 2. MüĢriklerin Sevr mağarasının önün kadar gelmeleri ve Allah ın yardımı, mağaranın kapısına örümceğin ağ kurması, güvercinin yumurtlayarak kuluçkaya yatması 3. Kinane kabilesine mensup müdlic oğullarında Süraka ile karģılaģma hadisesi ve Süreka nın atının kumlara batması 4. Huzaa kabilesinden Ümmü Mabed (Atike Binti Halid) in çadırına misafir olmaları ve burada zayıf ve sütten kesilmiģ bir keçiyi efendimizin besmele çekerek sağması mucizesi 5. Medineye 3 km mesafede bulunan Kuba ya ulaģmaları, burada Amr B. Avf oğullarına 14 gün misafir olmaları ve Kuba Mescidini inģa etmeleri 6. Hz. Ali nin Kuba da efendimize yetiģmesi ve Cuma günü medineye hareket etmeleri 7. Ġlk Cuma namazını Ranuna denen vadiye geldiklerinde kılmaları 8. Sevinç gösterileri arasında Medine ye giriģ 9. Efendimizin devesinin ilk durduğu yerin yetim olan iki kardeģ Sehl ve Süheyl den satın alınması, ikinci durduğu Ebu Eyyub El Ensari nin (Halid B. Zeyd) evinde 7 ay misafir kalması 10. Yesrib Ģehrinin isminin Medinetu r Rasul, El Medinetu l Münevvere olarak değiģtirilmesi
HZ. EBU BEKİRLE YOLCULUĞA ÇIKIŞ
SEVR MAĞARASINDA 3 GÜN Peygamberimiz ve Hz. Ebû Bekir Mekke'nin güneyinde bir buçuk saat mesafedeki Sevr dağına vardılar. Dağı tırmanarak zirvesindeki mağaraya gizlendiler. Mekke müģrikleri guruplar halinde her tarafta efendimizi arıyorlardı. Bulana yüz deve vereceklerini ilân etmiģlerdi. Bazıları mağaranın ağzına kadar gelmiģti. Hz. Ebû Bekir endiģelenmeye baģladı ve kulağına eğilerek efendimize: "DüĢmanlar çok yaklaģtı, o kadar ki, ayaklarının dibine bir baksalar bizi görecekler" dedi. Peygamberimiz ona cevap verdi: "Üzülme! Allah bizimle beraberdir. O esnada mağaranın ağzına kadar gelenlerden biri mağaranın içine girip aramak istemiģ. Umeyye b. Halef ona: Orada ne iģin var? Aklını mı yitirdin. Baksana Muhammed doğmadan önce orada örümcekler ağ germiģ, kuģlar yuva yapmıģ, dedi ve içeriye girmesine engel oldu.
SEVR MAĞARASINDA 3 GÜN Allah bir kulunu korumak istedikten sonra onun sebeplerini de yaratır. Konu ile ilgili Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyuruluyor: ذ م ا ف ال غ ار إ ذ ق ل خ ر ج ي ال ذ ن م ف ر وا ث اه اث و ن إ ه ص ر ى الل ي إ ذ ا ث وص ر وى ف قد ل ل ص اح ب ي إ ل ث ر و ا و ج ع ن م ل م ة ا ل ن م ف ر وا الس ف ل الل ي م ع و ا ف ا هز ل الل ي س ل و ج ي ع ل ي و ا د ى ب ج و د ل م ذ ث ح ز ن إ ن الل ي ع ز ز ح ل م و م ل م ة الل ي ال ع ل ا و Eğer siz ona (Allah'ın Resûlüne) yardım etmezseniz (bu önemli değil); Allah ona yardım etmiştir. Hani kâfirler onu iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı, O, arkadaşına, üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi. Onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.'' (Tevbe, 9/40)
MEDİNE YE HAREKET BAŞLIYOR Yiyecek yok, su yok, serinleyecekleri bir gölgelik yok. Her tarafı saran alev dalgaları çölü kasıp kavuruyor. Yedi gün yedi gece bu kızgın çöllerde, vâdilere dalarak, dağlara çıkarak yürüdüler.
PEYGAMBERİMİZ HİCRETE BAŞLIYOR Peygamberimiz Mekke'den ayrılırken şu duygu dolu sözleri söylüyordu: ه خ ر ج ت ح ب ر ا ر ض الل ي إ ل و الل ي ل ل ا ا و ا م و ك م ا خ ر ج ت و ي إ الل ه ك لخ ا ر ض الل ي "Ey Mekke, vallahi sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı yerisin. Bana da en sevimli yerisin. Vallahi eğer buradan çıkmaya mecbur bırakılmasaydım, çıkmazdım." ( İbn Mâce, Menâsik, 103, 3099) Ġstikâmet Güney: Sevr Dağı 1 Rebiü levvel 1 / 12 Eylül 622 Pazar Kendisine Ġlk Vazifenin Verildiği Nur Dağına Adeta Veda Ediyordu Mina ya... Müzdelife ye Ve Arafat a Hayvan Otlattığı Meralara Da Elveda Elveda Mekke! Diyerek yola çıkıyordu.
PEYGAMBERİMİZE MEKKE NİN MÜJDESİ VERİLİYOR Mekke'den Medîne'ye giderken yolda şu âyet-i kerîme nâzil oldu. د ى م ع اد ق ن ر ب ا ع ل م م ن ج اء ب ال ك إ ل ال ق ر ا ن ل ر اد و م ن ف ض ل ل م ب ن ك ر ض ع ل إ ن ال ذ ي ف Kur'an-ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (Mekke'ye) iade edecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir '' (Kasas, 28/85)
MEDİNE YOLUNDA KUBA VADİSİ: İLK CUMA NAMAZI Peygamberimiz 8 gün süren yolculuğun sonuna doğru yaklaşık 450 km yolu katedip Kubâya Milâdî 622 yılı 20 veya 23 Eylül 622 perģembe günü ulaşmıştır. Peygamberimiz burada ilk iş olarak Gülsüm b. Hedm'in hurmalarını kuruttuğu yerde bir mescid inşa etmiştir. Bu mescidin inşasında Peygamberimiz herkesle birlikte bir amele gibi çalışmıştır. İslâm'da ilk inşa edilen bu mescid kuba mescididir.
MEDİNE UFUKLARINDA YANKILANAN BÜYÜK COŞKU Yolculuğun sonunda Sevgili Peygamberimiz, Hz. Ebubekir ve beraberindekiler Medine ye vardılar. Bu esnada bir iş için evinin yüksek kulesinden etrafı seyreden bir Yahudi, beyazlar giyinmiş bir kafilenin uzaktan gelmekte olduğunu gördü ve yüksek sesle: İşte günlerdir yolunu beklediğiniz devletli geliyor, diye haykırdı. Yollara dökülen Müslümanlar özlemle haykırmaya başladır. Ay doğdu üzerimize Veda tepesinden ġükür gerekti bizlere Allah'a davetinden Sen güneģsin sen aysın Sen nur üstüne nursun Sen süreyya ıģığısın Ey sevgili Ey Rasul Yüce bir davetle geldin Sen bu Ģehre Ģeref verdin Ey sevgili hoģ geldin Ey Rasul sana söz verdik Doğruluktan ayrılmayız Sen ey esenlik yıldızı Senin sevginle doluyuz Ey bizden seçilen elçi
HİCRETTE ASHABI KİRAMIN ÖRNEKLİĞİ
SAHABENİN HİCRETLE İLGİLİ BİR ÖRNEK: SÜHEYB ER RUMİ Ashabtan Talha b. Ubeydullah ve Suheyb bin Sinan er-rumi birlikte hicret yolculuğuna çıkmışlardı. Suheyb sanatı ile ünlü biriydi. Müşrikler onun gidişini haber alınca bırakmak istemediler. O ise Biliyorsunuz ki; ben sizin en iyi ok atanınızım. Allah`a yemin ederim ki; bir çoğunuz ölmeden bana ilişemez. Beni kendi halime bırakın diyerek hicret konusundaki kararlılığını gösterdi. Süheyb er-rumi, hicrete karar verdiğinde Mekkeli müģrikler onun hiç bir Ģeyi yok iken kendi memleketlerine yoksul biri olarak geldiğini ve kendi memleketlerinde varlıklı hale geldiğini eğer buradan göç ederse gideceği memlekette bu imkanları bulamayacağını söylediklerinde Suheyb: -Eğer tüm malımı-mülkümü size bağıģlarsam hicret etmeme izin verir misiniz? Dediğinde müģrikler evet dediler. Suhyeb de her Ģeyini onlara bıraktı. Bu haber Hz. Peygamber'e geldiğinde "Suhayb kazandı, Suhayb kazandı" demiģtir. (ġakir, Mahmud, Ġslam Tarihi, c.1, s. 328)
SAHABENİN HİCRETLE İLGİLİ BİR ÖRNEK: HZ. ÖMER Hz. Ömer, Hişam ve Ayyaş ile hicret etmeye karar verirler ve buluşma noktası ayarlarlar. Vakit gelince Hz. Ömer evinden kılıcını kuşanıp yayını omzuna atmış ve mızrağını bir eline, oklarını da diğerine alarak Kâbe ye doğru yol alıyordu. İnsanlar, Kâbe nin avlusuna dolmuş onu seyrederken o, önce tavafa başladı ve yedi kez tavaf etti Allah'ın evini. Ardından, Makam-ı İbrahim'e geldi ve burada iki rekât namaz kıldı. Daha sonra da, orada bulunan her bir insan halkasının yanına gelerek, Müslümanlara reva gördükleri bunca eziyet ve işkenceden dolayı önce onlara: - Kahrolsun şu kara yüzler! Şu burunları da Allah, sürüm sürüm süründürsün, diye çıkışıyor ve ardından da: - Sizlerden kim, annesini gözyaşına boğmak, çocuklarını yetim ve hanımını da dul bırakmak istiyorsa, şu vadinin arkasında karşıma çıksın diyerek, iman karşısında cephe oluşturanlara açıktan meydan okudu. (İbn Abdi'l-Berr, Üsildü'l-Ğabe, 1/819) Elbette onlar, Hz. Ömer gibi birisinin karşısına öyle kolay çıkılamayacağını çok iyi biliyorlardı. Onların gücü, sadece zayıf ve korumasızlara yetiyordu ve yola koyulup da bahsini ettiği vadiye doğru ilerlerken, sadece arkasından bakakalmışlardı. Hz. Ömer, Hişam ve Ayyaş ile anlaştıkları yere geldi; orada kendisini bekleyen sadece Ayyaş İbn Ebi Rebia idi. Ayrıca, Hz. Ömer'in gelişini bekleyen yaklaşık yirmi kadar insan vardı. Hz. Ömer gibi birisine arkadaş olmayı yeğlemiş, zayıf ve güçsüz insanlardı.
SAHABENİN HİCRETLE İLGİLİ BİR ÖRNEK: ABDULLAH B. CAHŞ EL-ESEDİ Rasâlullah (s.a.) ile yakın akrabalık bağı olan halasının oğlu ilk Müslümanlardan biridir. Kardeşi Zeyneb binti Cahş Rasûlullah'ın (s.a.) sevgili eşi dolayısıyla kayınbiraderidir. Ve o, İslâm'da sancaktarlığa tayin edilen ilk kişidir. Önce Habeşistan'a daha sonra da Medine-i Münevvere'ye Hicret ederek iki Hicretin de ecrini almıştı. Medine-i Münevvere'ye Ebû Seleme'den sonra ilk Hicret eden Abdullah b. Cahş ve bütün ailesidir. Abdullah b. Cahş (r.a.)'ın evi Mekke-i Mükerreme'nin en güzel ve en zengin evi idi. Mekke'li müşriklerden Ebû Cehil ve Utbe b. Rebîa'nın da aralarında bulunduğu bir grup gelip onun ve ailesinin malına-mülküne sahip olduğu, istediği şekilde hareket ettiği haberi kendisine ulaşınca Rasûlullah'a durumu anlattı. Bunun üzerine ALLAH'ın Rasûlü (s.a.): - Bunun karşılığında ALLAH'ın (c.c.) cennette sana daha güzel bir ev vermesi hoşuna gitmez mi? diye Hz. Abdullah'a (r.a.) sorunca; - Elbette ya Rasûlallah, dedi. - Öyleyse o (cennet evi) senindir, dedi. Böylece Hz. Abdullah'ın (r.a.) üzüntüsü geçti, gözleri sevinç gözyaşları ile parladı, kalbi mutmain oldu.
SAHABENİN HİCRETLE İLGİLİ BİR ÖRNEK: ÜMMÜ SELEME Asıl ismi Hind'di. Babası Mahzunoğullarından Ebu Umeyye, annesi Atike bint Amir'dir. Ümmü Seleme, Abdullah bin Abdu'l Esed ile evlenmişti. İslam'ın ilk devirlerinde müslüman olan bu İslam ailesi, Mekke'de zulüm ve işkencenin had safhaya varması üzerine Habeşistan'a hicret etmişlerdi. Mekke müşriklerinin Müslüman oldukları şayiasından dolayı, yeniden büyük bir umutla Mekke'ye dönmüşlerdi. Ümmü Seleme anlatıyor: "Akabe bey'atından bir sene önce idi. Kocam Ebu Seleme, Medine'ye hicret etmeyi kararlaştırdığında benim için de bir deve hazırladı, ve oğlum Seleme'yi kucağıma koyup devenin yularını çekmeye başladı. Benim kabilem olan Beni Muğire'nin adamları bizi görünce yanımıza geldiler ve ona: - Bu genç hanımını memleket memleket dolaştırmana izin verir miyiz sanıyorsun" diyerek devenin yularını elinden çekip aldılar ve beni ondan ayırdılar. Bu durumu gören Ebu Seleme'nin kabilesi: "Madem siz adamımızdan hanımını aldınız, biz de oğlumuzu sizin elinizde bırakmayız" dediler ve oğlum Seleme'yi aralarında çekiştirmeye başladılar. Ta ki çocuğun eli yerinden çıktı. Sonunda Ebu Seleme'nin kabilesi oğlumu aldı, Ebu Seleme Medine'ye hicret etti. Böylece ben hem kocamdan, hem çocuğumdan ayrılmış olarak Mekke'de kaldım. O ise, Mekke müslümanlarından Medine'ye hicret eden ilk kişi olmuştu. Bir sene boyunca her sabah Ebtah denilen yere çıkar, akşama kadar gözyaşı döker, akşamleyin de geri dönerdim.
SAHABENİN HİCRETLE İLGİLİ BİR ÖRNEK: ÜMMÜ SELEME Bir gün amca oğullarımdan birisi beni bu durumda görünce bana acıdı ve kabileme: "Bu zavallı kadını kocasından ve oğlundan ayırdınız, ne diye hala serbest bırakmazsınız?" diye çıkıştı. Onlar da bana: "İstiyorsan kocanın yanına git" dediler. Abdul'Esed oğulları da yanlarında bulunan oğlum Seleme'yi bana geri verdiler. Çocuğumu kucağıma aldım, deveme bindim ve yanımda Allah'dan başka kimse olmaksızın Medine'ye doğru yola çıktım. Ten'im'e vardığımda Abdü'd-dar oğullarından Osman bin Talha ile karşılaştım. Bana: - Ey Ebu Umeyye'nin kızı, nereye gidiyorsun? dedi. - Medine'ye kocamın yanına gitmek istiyorum, dedim. - Yanında bir kimse yok mu? diye sordu. - Allah'dan ve şu çocuğumdan başka kimse yok, dedim. Bunun üzerine: - Vallahi sen kimsesiz ve yalnız bırakılamazsın, dedi ve devemin yularından tutup benimle birlikte yola düştü. Allah'a yemin ederim ki Araplar içinde ondan daha hayırlı ve efendi bir arkadaş görmedim. Her ineceğimiz yere varışımızda deveyi çöktürdükten sonra arkasını dönüp uzaklaşıyor, ben inince gelip deveyi götürüyor ve onu bir ağaca bağlıyor, kendisi de bir başka ağacın altına uzanıyordu. Hareket zamanı gelince de kalkıp deveyi getiriyor, çöktürdükten sonra da arkasını dönüp: - Haydi bin, diyordu. Küba görününce: - Ebu Seleme buradadır, sen artık gidersin, güle güle git, dedikten sonra Mekke'ye geri döndü. Medine'lilere, Ümmü Seleme'nin Mekke'den geldiği söylenince inanamadılar.