Kamp yerleri yol geçen hanı değil Eylül 01, 2012-12:25:00 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye'deki gelişmeler konusunda son dönemde gündeme taşıdığı iddialara tepki gösterdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye'deki gelişmeler konusunda son dönemde gündeme taşıdığı iddialara tepki göstererek, ''Siz kalkacaksınız, 'Türkiye'den Suriye'ye silah gönderiliyor, silah yardımı yapılıyor' diyeceksiniz. Ayıptır, böyle bir şeyi bu ülkenin anamuhalefet partisinin başı nasıl söyler. Buradan oraya yapılan insani yardımlar noktasında bunları farklı yerlere nasıl çeker. Yapmayacak mıyız insani yardım? Yapacağız'' dedi. Kanaltürk televizyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye'deki gelişmeler konusunda son dönemde ortaya attığı iddiaları yalanladı. ''Bana göre Beşşed Esed, siyasi ömrünü tamamlamıştır'' Suriye'deki gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, ''Size gelen raporlara göre Beşşar Esed'in siyaseten ömrü ne kadar kaldı?'' sorusuna, şu yanıtı verdi : ''Bana göre Beşşar Esed, siyasi ömrünü tamamlamıştır. Şu anda Beşşar Esed, Suriye'de bir siyasetçi gibi çalışmamaktadır. Adeta bir iç savaş içindeki bir aktör veya bir figüran olarak çalışmaktadır. Kaldı ki Türkiye'yi Suriye'de, Suriye'nin içinde dökülen kanın sorumlusu olarak tutan Beşşar Esed, ağzından çıkanı kulağının duymadığı bir hale gelmiştir ve Türkiye Suriye halkının yanındadır ama zalim Beşşar rejiminin yanında değildir. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Biz bu duygular içinde Beşşar'la Türkiye bağlarının koptuğu dönemde bu bağları tesis ettik.'' ''Zabıta mısın sen, öyle her istediğin yere gireceksin'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için açılan kamplarla ilgili değerlendirmelerine de tepki gösteren Erdoğan, şöyle konuştu:
''(Bu kamplara gireceğim) diyor. Nasıl gireceğin önemli. Bunun emrini biz veririz. Oralar yol geçen hanı değil. Bakın daha kısa bir süre önce oraya İnsan Hakları Komisyonu gitti. (Raporu göstererek) Şu gördüğünüz İnsan Hakları Komisyonu'nun inceleme raporudur. Gitmişlerdir, kamp ziyaretini yapmışlardır. Gene gidebilirler, gene talepleri oldu ama bunlar izin aldılar ve gittiler fakat biz bu kamp yerlerini bir şov merkezi haline dönüştürmeyiz. Sayın Kılıçdaroğlu eğer böyle bir şey arzu ediyorsa, bunun iznini talep eder. Ondan sonra biz de gerekli değerlendirmeleri yaparız. 'Şu kamp uygundur' deriz; oraya göndeririz. Öyle, 'ben şuraya girmek istiyorum, buraya girmek istiyorum...' yok öyle şey. Zabıta mısın sen- Öyle her istediğin yere gireceksin. Böyle şey yok. Çünkü buradaki insanların can güvenliği bizden sorulur.'' ''Ayıptır'' Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'den Suriye'ye silah gönderildiğine ilişkin iddialarına ilişkin, ''Siz kalkacaksınız, 'Türkiye'den Suriye'ye silah gönderiliyor, silah yardımı yapılıyor' diyeceksiniz. Ayıptır, böyle bir şeyi bu ülkenin anamuhalefet partisinin başı nasıl söyler. Buradan oraya yapılan insani yardımlar noktasında bunları farklı yerlere nasıl çeker. Yapmayacak mıyız insani yardım- Yapacağız'' dedi. ''Beşşar Esed'i savunuyor'' CHP'li bazı milletvekillerinin, ''Ahlaki olmayan bazı adımların Hatay'da atıldığına, oralarda gayrimeşru işlerin yapıldığı ve bunları Suriye'den gelenlerin yaptığına'' ilişkin iddialarına tepki gösteren Erdoğan, Hatay Valisinin bu iddiaların gerçek dışı olduğuna yönelik açıklamalarına dikkati çekti. Erdoğan, şunları söyledi: ''Bu ülkenin bir izzetinefsi var. Kalkıp da Türkiye'nin mevcut hükümetini bu noktada savunmak yerine gidiyor Beşşar Esed'i savunuyor. O rejimden yana. Ben de 'sen Baasçısın' deyince kızıyor. Niye kızıyorsun, niye rahatsız oluyorsun. Onunla aynı şekilde hareket ediyorsun. Hatay'da toplantı düzenliyorlar. Toplantıya katılanlar bu ülkedeki aşırı uçlar. Terörle kucak kucağa olanlar. Kimle beraber yapıyorlar bunu, CHP'yle beraber yapıyorlar. Bunu yaparken de neyse 300 kişi, 500 kişi bir salonda toplanıyorlar. Beşşar'ın resimleriyle beraber Beşşar'a mesaj gönderiyorlar. Beşşar da 'Türk halkı benim yanımda' diyor. Buna kargalar bile güler. Nerede senin yanında. Biz Suriye halkının yanındayız.'' Vatandaşlardan Suriye politikasına destek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptırdıkları ankette, ''Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek bir gelişme olması durumunda sizce Türkiye Suriye'ye bir müdahalede bulunmalı mı-''sorusunun vatandaşlara yöneltildiğini belirterek, şöyle dedi: ''Halkımızın ortalama vermiş olduğu cevap yüzde 58 bu işe 'evet' diyor. Ayrıca Suriye politikasına yönelik olarak ortalama olarak ele aldığımızda yüzde 49 'evet' diyor. Yüzde 14 diğer seçmen, ondan sonrası diğerleri kararsız zaten. Özellikle medyanın takındığı tavır bu süreci çok daha farklı kılabilir. Ama medya tabii burada maalesef bu malum medya Beşşar'a adeta destek verenler olursa iş bu noktaya gelir. Biz şu anda sadece bu işin gerçekten hassasiyetini düşünen Suriyeli kardeşlerinin yanında olanlarla beraber bu mücadeleyi sürdürüyoruz.'' ''Tatil iddiası yalan'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Erdoğan ve Esed Türkiye'de birlikte tatil yaptı'' iddiasının da gerçeği yansıtmadığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ben Sayın Beşşar Esed'i o zaman buraya davet ettik, misafirimiz oldular ailece ama ben yazlıkta değildim. Hiçbir zaman yazlıkta da beraber olmadık sadece buraya geldikten sonra orada kendilerini ayrıca bir ziyaret ettim o kadar. Orada olarak değil, oraya giderek kendisini ziyaret ettim. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'nun bilmesi lazım. Bu iftiralarına da son vermesi lazım. Çünkü akşam başka, sabah başka. Bu, böyle çirkin oluyor, yakışmıyor. Doğru konuş, dürüst konuş.'' Yerel seçimler Başbakan Erdoğan, 2014 yılı içinde bir taraftan mart ayında yerel seçimin, hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını, bunun hem siyasi partiler hem de vatandaş açısından da sıkıntı olacağını belirterek, ''Ekim gibi olursa 4-5 ay geri alma durumu var. Sayın Bahçeli de açıklama yaptı biliyorsunuz, onun da olumlu yaklaşımı var'' dedi. Kurmaylarına, 'MHP ve CHP ile görüşün' talimatı verdiğini ifade eden Erdoğan, ''Ona göre burada tarihi mutabakatımızı da sağlarsak, yerel seçimleri şöyle 4-5 ay öne almamız mümkün''dedi. ''Masada kaç parti kalırsa onunla bitiririz'' Yeni anayasa için çalışmaların yürüdüğünü vurgulayan Erdoğan, her zaman, ''Masadan kalkan veya masadan kaçan parti asla olmayacağız'' dediklerini anımsattı. Erdoğan, şunları kaydetti: ''İlla 4 parti burada dayanışma içinde olacak diye bir şey yok. Masada kaç parti kalırsa onunla bitiririz. Yani bu iki parti de olabilir ama 'iki parti' derken tabii anayasal değişikliği yapabilecek iki partiyi kastediyorum ki bu CHP olabilir, MHP olabilir. Oturalım konuşalım, azami müştereklerimizi tesis edebilirsek iş biter. Asgari müşterek değil. Çünkü azami müşterek sağlanırsa güzel bir anayasa, yeni bir anayasa çıkar.'' Başbakan Erdoğan, yeni anayasa konusunda çalışma yapan kurmaylarına, ''Sizler sonuna kadar gerekeni yapacaksınız. Oldu oldu, olmadı mevcut anayasayla yolumuza devam edeceğiz'' dediğine değinen Erdoğan, ''Çünkü zaman kaybına da tahammülümüz yok'' diye konuştu. Uludere olayıyla ilgili yapılan soruşturmada gelinen noktanın sorulması üzerine Erdoğan, ''Şu anda onunla ilgili idari adli bütün süreç devam ediyor'' diyerek şunları söyledi: ''Şimdi birilerinin talebiyle hemen şu gün bitsin bugün bitsin, neticelensin böyle bir şey söyleyemezsiniz, ama bu iş başlatılmış devam ediyor. Ve bu konuda gerek hükümet olarak bizler, hükümet olarak yine iletişim içerisinde askeri yargı, bu noktada bütün adımlarını atmıştır ve hassasiyetle bu işin üzerine gidilmiştir. Ama bu işi kaşıyanlar var. Kaşıyanlar da kim- Yine terör örgütünün uzantısı BDP. Bunlar kaşıyor ve buradan nemalanmak istiyorlar. Farklı bir yere taşımak istiyorlar. Öbür tarafta CHP bu noktada ne yazık ki bu işi kurcalıyor. Bakın burada çok açık net bir şey söylüyorum, bölge terör bölgesidir. Kaçakçılığı burada temize çıkarmanın hiçbir anlamı yok ve bu olayın vuku bulduğu yer tamamıyla yasaklı bölge ilan edilen bölge. 'Efendim biliyorlarmış' Biliyormuşu falan bırakalım. Daha önce bir Gediktepe bir Hantepe bütün buralarda yaşanmış olaylar var. Orada da yani askeri yetkililer 'biz bunları çoban zannettik ondan dolayı vurmadık'' dediği zaman biliyorsunuz medya günlerce üzerine gitti. 'Vursaydınız niye vurmadınız falan filan' dediler. Burada da tabii geçirilmiş olan bazı olaylar ister istemez askerimizin daha hassas davranmasını getiriyor. Nitekim Genelkurmay Başkanımızın söyledikleri var, benim söylediklerim var, biz üzüntümüzü her şeyimizi burada ifade ettik ama işi alıp başka yere taşıyorlar. Neymiş devlet özür dilesin vesaire gibi.''
''Dersim'le ilgili ben özür diledim diye Dersim'de olaylar, Tayyip Erdoğan ve partisinin lehinde mi gelişti-'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Hiç özür dilemeyen Sayın Kılıçdaroğlu, Dersim'le ilgili olarak bulunduğu nokta ortada. Geçen dönem işte parlamentoda yaşadıklarımız ortada. Bir Dersimli olarak bir Tuncelili olarak kalkıp da bu olayların arkasında duramamıştır, savunamamıştır. Partisinin geçmişini ilgilendiriyor çünkü. Partisinin geçmişinde bir karanlık nokta var orada, söyleyememiştir'' diye konuştu. Kendilerinin bu noktada rahat olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Benim başbakan yardımcım iki kez gitmiştir, eşimi, kızımı bölgeye göndermişimdir. Onlarla görüşmeler yapılmıştır, dertleşme vesaire hepsi yapılmıştır'' ifadesini kullandı. ''CHP, MHP orada teşkilatı, örgütü ile var olmuş olsa o zaman terör örgütüne orada yer kalmaz'' ''30 Ağustos törenlerinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin'le kameralara da yansıyan karşılıklı konuşmanız oldu. Yakında bölgeye de gideceğinizi de söylemişsiniz'' denmesi üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim zaten bölgeden uzak diye bir durumumuz yok. Şu anda oralarda bizi bekleyen birçok açılışlar var. Bu açılış törenlerimizi inşallah süratle yapacağız. Başta Van olmak üzere bütün o bölgelerde, mesela şimdi bir taraftan Yüksekova ile ilgili yaptığımız çalışmalar var. Eğitimde özellikle havaalanı çalışması, yollar, bunlarla ilgili yaptığımız çalışmalar var. Şırnak'la ilgili aynı şekilde. Bütün bunların hem açılış törenlerini yapmak onun için bölgeyi dolaşmak durumundayız. Muş'ta olsun, Iğdır'da olsun yaptığımız çalışmalar var. Bunları devam ettireceğiz, Diyarbakır'da yoğun, bu noktada atılan adımlarımız var. Bunları devam ettireceğiz. Bizim bunlardan geri durmamız mümkün değil, Şanlıurfa, Gaziantep bütün burada yapmakta olduğumuz yatırımlar var. Bütün bunlar devam edecek. Bir de tabii Güneydoğu dediğiniz zaman hep Hakkari, Şırnak'ı konuşurlar. Yani hiç Gaziantep'i, Şanlıurfa'yı hiç buraları konuşmazlar. Buralar Güneydoğu değil mi- Adıyaman'ı neden konuşmuyorsunuz- Adıyaman'da da bu kadar adımlar atıyoruz, aynı şekilde Kilis. Bunları saymazlar bütün bunların hepsini ortaya koyacağız değerlendirmeyi ona göre yapacağız. Ben demokratik parlamenter sisteme inanmış bütün siyasi partilerin Türkiye'nin 81 vilayetinde olmasını istiyorum. Buna CHP başta dahil, MHP dahil. Oralara gitmeleri lazım. Eğer CHP, MHP orada teşkilatı, örgütü ile var olmuş olsa o zaman terör örgütüne orada yer kalmaz.'' ''O tür insanlar bizim muhatap olacağımız insanlar değil'' Siyasi profilinden dolayı pek çok siyasi gözlemcinin ''Terör meselesini, Kürt meselesini çözerse ancak Tayyip Erdoğan çözer, o da çözemezse bu mesele herhalde 20-30 yıl devam eder'' dediği hatırlatılarak, ''Hatta bunu sizinle siyasi mücadele içinde olan BDP'den bir milletvekili, üstelikte Uludere olayının hemen akabinde şöyle bir sözü oldu, dedi ki: 'Bugüne kadar hiçbir Başbakan Tayyip Erdoğan kadar Kürtler'de bu meseleyi çözeceğine dair bu kadar umut uyandırmamıştı' Ama sizin bu akşam sözleriniz Türkiye'nin terörle mücadelede çok daha sert bir moda gireceğini gösteriyor... Bu son kucaklaşmalar mı sizde bardağı taşıran damlalar oldu-'' sorusu üzerine, Başbakan Erdoğan, ''Hayır o örneklerden bir tanesi. O tür insanlar bizim muhatap olacağımız insanlar değil. Benim muhatabım artık oradaki Kürt kökenli vatandaşımdır. Ama benim Güneydoğu Anadolu'da sadece Kürt kökenli vatandaşım yok ki. Zaza da var, Arap da var, Türk de var, hepsi var. Hepsiyle görüşüyoruz. Ama benim oradaki vatandaşlarımın sorunu benim için önemli. Ben onu zaten vatandaşımdan dinliyorum, teşkilatımızla birlikte dinliyoruz. Bu sorunlar nelerse bunların üzerine üzerine de gidiyoruz'' karşılığını verdi. ''Yapılmamış yatırımları yaptık''
Kürtçe'nin seçmeli ders olması ve bu tür adımların devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de Erdoğan, şunları söyledi: ''Yaptıklarımız bunlar. Mesela ben size çok daha açık bir şey söyleyeyim; partimizin kuruluş çalışmalarını yaptığımız zaman Güneydoğu Anadolu'ya gittiğimde çok ilginçti, bize orada şu söylenmiştir: 'Şu OHAL'i kaldırın yeter.' Biz geldik, hemen bir ay içerisinde olağanüstü hali kaldırdık. Abdullah Bey'in Başbakanlığı dönemiydi, ben o zaman parlamentoda değildim, partimin başındaydım, biz bir ayda olağanüstü hali kaldırdık. Bunu başaran bir parti olarak biz bölgede bir defa böyle bir duruma sahibiz. Çekiç Güç olayı, bir anda bitirdik, mesela TRT Şeş yarım saat yayın yapıyordu, biz 24 saat TRT Şeş'i yayın yapar hale getirdik. Bilboardlar bütün bunlar, atılan adımlar, şimdi eğitimde üniversitelerde Kürtçe bölümler var. Buralarda gidip Kürtçe'yi öğrenebilir. Kursların açılmasını sağladık, serbest bıraktık. Şimdi de seçimlik ders haline getirdik. Yatırımlara gelince biz Güneydoğuya şu son cumhuriyet tarihini alıyorum, yapılmamış yatırımları yaptık. Bu yatırımlarla birçok yerde Orta Anadolu'nun, Akdeniz'in hatta hatta batının köylerini aşan köyler var. Bunları ben bir lütuf olarak konuşmuyorum. Sorumluluğumuz buydu görevimiz buydu, bunu yapıyoruz bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim bölücü terör örgütünün veya onun uzantısının eline 'biz işte bak devletten bir şey görmedik bunları bilin onun için oyunuzu bize verin' deme lüksünü onlara bırakmayacağız. Ama bir şey var o da şu; Burada kalkıp da 400 kilometre PKK'nın şu anda kontrolündedir, işgali altındadır veya orasını onlar almıştır diyen bir siyasi partinin genel başkanı veyahutta eş başkanını ben kalkıp da muhatap alamam. Onunla konuşamam. Bu ne demektir biliyor musunuz- 'Biz onlarla müşterek bir çalışmanın içerisindeyiz, böyle bir çalışmanın içerisinde biz bunu yürütüyoruz.' Tamamıyla yalan, hakikate ters... Bu 400 kilometreyi kaç kere gidip geldin, neresini gördün, böyle bir şey belli değil. Bu tamamıyla bu ülkede adeta ihanetle özdeştir.'' ''30 Eylül Kongresi'' ''30 Eylül'de partinizin kongresi yapılacak, o kongre ile önemli bir değişiklik bekleniyor. Numan Bey'le görüştünüz, Süleyman Soylu ile görüşeceğiniz söyleniyor. Hatta gazeteler Fatih Erbakan'dan bahsediyor... Bu kongre sonrası için bir öngörünüz var mı- 3 dönem görevde bulunma konusunda çok taraflı bir beklenti var, değişiklik olacak mı olmayacak mı- diye. Bu konuda son sözünüz nedir'' sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''30 Eylül kongremizi tabii ki bizim 2023'e yönelik seçimlerde açıkladığımız hedeflerimizi, siyasi parti olarak da yükleneceğimiz süreç olacaktır. Çünkü biz şu andaki mevcut ekiple bunu açıkladık ama şimdi bu yeni oluşacak ekiple beraber 2015 seçimlerine çok daha farklı girmenin gayreti içerisindeyiz. Bu ara bazı anketler falan medyaya yansıyor. Biz biliyorsunuz bu konuya çok önem veren bir partiyiz. Bizim şu anda son olarak yaptığımız kamuoyu araştırmalarında da bu gazetelere falan yansıyanlarla alakası olmayan, kaldı ki onlar da şecaat arz ederken, sirkatlerini söylüyorlar. Gene AK Parti'yi aşağıya düşürme gayretlerine rağmen, düşüremedikleri gibi anamuhalefetin ciddi manada düşük olduğu ortaya çıkıyor, diğer muhalefet partilerinin de zaten durumları ortada. Ama AK Parti onların bütün bu maharetlerine rağmen, yine gayet iyi bir konumda. Bizim yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarında, hamdolsun bizim son seçimlerden sonra yine 2 puan yukardayız. CHP konumunu koruyor, MHP biraz düşük vaziyette. Zaten diğerleri barajın altında böyle bir durum var. Fakat bizim 30 Eylül'le ilgili tabii ki 2023'e yönelik yeni bir program açıklamamız doğuyor. Bunun çalışmasını da ayrıca yapacağız. Şu ana kadar olanların yanında buna ne gibi ilavelerimiz olacak, nasıl biz o seçimde açıkladıklarımızı nelerle... Şu anda bu yeni ekip üstlenip götürecek, bunları da açıklayacağız.'' ''Gerek Numan Bey'le olsun, gerek Süleyman Bey'le olsun görüşmeler yapacağım''
''Parlamentoda çok yeni arkadaşlar var'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları belirtti: ''Bu yeni arkadaşlardan istifade edeceğimiz gibi, partimize katılmak isteyen arkadaşlarımızdan bu konuda en azından Merkez Karar Yönetim Kurulumuzda, Yürütme Kurulumuzda destek alabileceğimiz arkadaşlar olabilir. Bu noktada yeni katılımlar olabilir. Ben zikrettiğiniz isimlerle bugünlerde görüşme yapacağım, gerek Numan Bey'le olsun gerek Süleyman Bey'le olsun görüşmeler yapacağım. Ama bunun dışında da belki aramıza katılmak isteyenler olabilir. Derdimiz şu, biz el birliği gönül birliği ile çok daha geleceğe güçlü girelim. Birliğimizi beraberliğimizi daha da artıralım ve 'ben' üzerine inşa edilen değil, 'biz' üzerine inşa edilen bir siyasi partiyi oluşturalım. Dikkat ederseniz bazı basın yayın organlarında güya Tayyip Erdoğan otokratik bir yapı tesis etmiş, öyle götürüyormuş falan filan... Böyle bir gayretin içerisinde olan genel başkan kalkıp da partisinin tüzüğüne '3 dönem milletvekilliği yapan bir dönem ara verir' kaydını koymaz. Aynı şekilde genel başkanlıkta da belli bir dönem arka arkaya genel başkanlık yapabilirsin ama ondan sonra ayrılmak durumundasın. Bir dönem aradan sonra tekrar genel başkan olabilirsin, veya il başkanı veya ilçe başkanı olabilirsin. Ama hepsinde 3 dönem arka arkaya, belde, ilçe, il... Genel başkanlık yapan bir dönem ara vermek durumunda veya bir aradan sonra ki bunu zaten bu kongrede tüzüğümüzde de çok açık net ifade edeceğiz, daha net hale getireceğiz. Milletvekilliğinde de 3 dönem olayı aynen korunmaktadır, korunacaktır. Buna şahsım da dahildir, bunun da farklı yerlere çekilmesi bizi ayrıca üzer, çünkü biz ilklerin partisiyiz. Bunu diğer siyasi partiler de görmeli, çünkü Türkiye bunun bedelini çok ağır ödedi. Biz istiyoruz ki hücreler yenilensin yeni yeni adımlar atılsın. Bundan hiç çekinmeye gerek yok çünkü ilkelerinizi korursanız neticeye varırsınız.''