Melek Çe İllustrasyonlar: Sevgi İçigen



Benzer belgeler
Melek Çe İllustrasyonlar: Sevgi İçigen

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

BiLMECELER. Allah ı bildiren. C ü n e y d S u a v i. Resimleyen: Sevgi İçigen

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

Özkan Öze. illustrasyonlar: Sevgi İçigen. Ö Z K A N Ö Z E 1974 yılında Adapazarı nda doğdu. Milli Eğitim. yayın no: 120 Elveda Ağustos Böceği / deneme

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

ISBN :


Melek Çe. M a c e r a l ı r o m a n s e r i s i : 1. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen



ç ış ı ı ı ı ı ı ı ıı ı çı ı ı ı ı ığı ı ğ ı ı ı ıı ı ı ı












İ İ


İ İ Ö Ö




Ç Ç Ş Ö




M. Sinan Adalı. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 139 ÇOCUKLAR İÇİN PEYGAMBERLERİN HAYATLARI




Ö Ç Ö





ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ












Ç Ö Ş Ş Ç Ü Ş Ş Ö Ü





Ö






Ş Ç İ İ İ Ç Ş

İ İ İ











þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Anne Ben Nerden Geldim?

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Yayın no: 110 ÇOCUKLAR İÇİN OSMANLI TARİHİ-2

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

ANNE. Seni Seviyorum. Ana sıcağından mahrum kalanları hayatları boyunca hiçbir güneş yeterince ısıtamaz. Ş. Hazırlayan: Selim Gündüzalp

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Yayın no: 111 OSMANLI TARİHİ-3

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Transkript:

çağdaş çocuk edebiyatı -Sır Küpü- YAYIN NO: 82 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze dizi editörü: Yusuf Çağlar fen bilimleri danışmanı: Abdullah Mart tashih: Emine Aydın iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar bask, cilt: Vesta Ofset tel:0 212 445 72 52 Birinci bask : Nisan, 2009 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yay n Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve kald r m cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar- stanbul,türkiye Tel: (0 212) 446 21 00, Fax: (0 212) 446 01 39 http://www.zaferyayinlari.com E-mail: bilgi@zaferyayinlari.com isbn: 978 975 8781 90 4 C o p y r i g h t 2 0 0 9 U ğ u r b ö c e ğ i Ya y n l a r. H e r h a k k m a h f u z d u r. Melek Çe İllustrasyonlar: Sevgi İçigen

MELEK ÇE 1968 y l nda Samsun da do du. S ras yla ilk, orta ve lise ö renimini Samsun, stanbul, Bolu ve Edirne de tamamlad. Yüksek ö renimine TÜ Kimya Metalürji Mühendisli i Bölümü nde başlad. Bir y l sonra bu bölümden ayr larak, Ü. Uluslararas lişkiler Bölümü ne girdi. Fakülte sonras, Öklit ve Uzay Geometri konular nda ö retmenlik düzeyinde çal şmalar yapt. Mavikuş dergisiyle başlayan yazı çalışmalarını, Zaman Abcçocuk sayfas nda yayınlanan Sar Kurdele köşesiyle çocuk okur a ulaşt rdı. Edebiyat verimlerini K rm z Bisiklet dergisiyle biçimleyen yazar, Zaman Arkadaş m dergisinde yazı verimlerinin yanı sıra, editöryal katkılarda da bulundu. İÇİNDEKİLER YAYINLANMIŞ ESERLERİ: - Çocuk ve Namaz, Timaş, 2001 - Siyah Benekli Elma, BKY, 2002 - Uçan Hal, U urböce i, 2004 - Oruç Kitab, U urböce i, 2004 - Seni Çok Seviyorum Allah m, U urböce i, 2005 - Namaz Kitab, U urböce i, 2005 - Uykucu Bir S n f Başkan m z Var, U urböce i, 2005 - Perili Ev, U urböce i, 2006 - Ç lg n Ö retmen, U urböce i, 2006 - Hoşça Kal Güzel Okulum, U urböce i, 2006 - Ö retmenimize Binlerce Teşekkür, U urböce i, 2006 - S n f m zdaki Gizemli, U urböce i, 2007 - Badem Operasyonu, U urböce i, 2008 - Deyim mi Demeyeyim mi?, Uğurböceği, 2008 - Profesör Binbilir in maceraları, Uğurböceği, 2009 Sunuş... 7 Tepedeki ev... 13 Binhayalet!... 27 Binbir acayiplik, binbir şaşkınlık... 45 Binnaz, ama ne naz!... 59 Birinci gün sürprizleri!... 77 Üçgenleme, çemberleme... 89 Kederler içinde Gülbiye Hanım... 105

Bin bir soru işareti... 119 Bilim Hotel... 135 Hız deneyi... 163 Bilgi şöleni... 177 Eski bir öykünün peşinde!... 187 Bin kargaşa... 211 Düğüm düğüm üstüne... 225 Bin zarif çözüm... 243 Çıkış yolu... 273 Bin güllük gülistanlık gün... 283 Evimizin mucit ablası Şehrazat a...

ÖNSÖZ Sevgili okur, Bu kitapta meraklı mı meraklı, bilgili mi bilgili mi yeni bir kahramanla tanışacağız. Düşünmeyi ve icat etmeyi çok seven bu kahramanın adı Profesör Binbilir! Çevremizde onun gibi birine sıkça rastladığımızı söylemek isterdim. Fakat ne yazık ki o eşine az rastlanır biri. Eşine az rastlanır düşünceleri, deneyleri ve icatları var. Üstelik hepsi de eğlenceli, gizemli ve şaşırtıcı. Onun maceralarını okurken, eğleneceğinizi, ilginç bilgiler öğreneceğinizi düşünüyorum. Hem de şaşırtıcı bir maceranın içinde bulacaksınız kendinizi. Zaten öykülerin en güzel yanı, bize hayatın şaşırtıcı, eğlenceli, duygulu ve gizemli yanlarını hatırlatmasıdır. Bunun için severiz öyküleri. Profesör Binbilir in Sır Küpü macerasını seveceğinizi düşünüyorum. Sizi bu uzun ve masalsı öyküyle baş başa bırakırken; ben de yeni bir macera için kurşun kalemimin ucunu usul usul açmaya başlıyorum Melek Çe Çamlıca, Nisan, 2009

-Sır Küpü-

Tepedeki ev SUAT VE AYCİHAN, dağların eteklerine yabani dağ meyveleri, böğürtlen ve biraz da çalı çırpı toplamaya gitmişti. Rüzgâr uzun süredir sert esiyordu. İki kardeş işlerini çabucak bitirip eve dönme telaşında idiler. Henüz tuhaf, bilimin soğuk yüzü kadar soğuk, meraklı yüzü kadar gönül çelici ve bilinmeyen bir teorem kadar gizemli bir öykünün kahramanı olacaklarını bilmiyorlardı. Başlarının üzerinden hızla geçen gri bulutlar uzaklarda, deniz ve göğün birleştiği yerde üst üste yığılıyor, siyaha dönüşüyordu. Deniz parlak mavisini yitirmiş koyu gri bir renge bürünmüştü. Öğle vakti olmasına rağmen hava kararmaya başlamıştı. 12 13

PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI Denize paralel uzanan sıradağlardan birinin eteklerindeydiler. Suat tepeye doğru bakarken üzerlerine doğru yuvarlanan iki nokta fark etti. Noktalar yaklaştıkça büyüyüp iki adama dönüşüverdi. Biri genç ve üniformalıydı. Diğeri için bir şey söylemek zordu. Neredeyse bütün saçları ağarmış olmasına rağmen genç görünüyordu. İyice yaklaştıklarında, genç olan: - Yakınlarda bir tamirci ya da yedek parça bulabileceğimiz bir yer var mı, diye sordu. Böylesine rüzgârlı bir günde, dağlarda iki yabancıyı görmek Suat ve Aycihan ı şaşırtmıştı. Hem dağ başında tamircinin ne işi vardı? - Neyin yedek parçası, diye sordu Aycihan. - Merak, merak, merak! İnsanlarda hep aynı şey; üzerlerine vazife olmayan şeyleri sorup dursunlar, diye huysuzlandı, yaşlı görünmeyen adam. Yine de açıklama yaptı. - Bir anemometrenin. - Yani bir rüzgâr ölçerin, diye yumuşak sesle ekledi genç olan. - Belki annem size yardım eder, dedi Suat. Topladığı çalıları yüklenirken, bir yandan da olup biteni anlamaya çalışıyordu. - Öyleyse hemen size gidelim! dedi yaşlı görünmeyen adam. - Anneniz bize yardımcı olursa seviniriz... Yine yumuşak bir ses tonuyla konuşmuştu genç ve üniformalı adam. Kendini tanıtması da nazikçeydi: - Ben Kaptan İmbat, bu çok kıymetli Beyefendi ise Profesör Binbilir. - Evet, diye onayladı yaşlı görünmeyen adam. -Neyin Kaptanısınız? Aycihan Kaptan İmbat a meraklı gözlerle bakıyordu. - Merak, merak, merak! dedi Profesör Binbilir. Aycihan "Ne kadar tuhaf bir adam!" diye geçirdi içinden. Sorusuna cevap alamadığı için bozulmuştu. Kısa süren sessizlikten sonra umutla yeniden sordu: - Neyin Kaptanıyım demiştiniz? - Araştırma gemisinin... Kaptan İmbat bunu söylerken, gemi orada bir yerdeymiş gibi geriye dönüp baktı. "Neyi araştırıyorsunuz? diye sormaya cesaret edemedi Aycihan. Cevabı biliyordu. "Merak! Merak! Merak!". - Peki, sizin isimleriniz nedir, diye sordu Kaptan İmbat. 14 15

PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI Cevap aynı anda geldi: - Suat! Aycihan! Kaptan İmbat ikisine de gülümsedi. Yürümeye devam ediyorlardı. Rüzgâr yüzünden üst üste birkaç kez yalpalayan Aycihan kucağındaki çalı demetini yere düşürdü. Kaptan İmbat yükünü alıp, ona yardımcı olmak istedi. Fakat Profesör Binbilir: - Hiç gerek yok! Ben şimdi size, bir yük taşıma aleti icat ederim, dedi. Kaptan İmbat bu sözlerin ne anlama geldiğini biliyor olmalıydı. Sırtındaki malzeme çantasını indirip açtı. Birbirinden ilginç malzemeler serildi gözler önüne. Mini kaldıraçlar, çarklar, dişliler, vinçler, tekerlekler, ip, manivela, pusula, irili ufaklı makaslar, kıskaçlar, teller, ampuller, kesici, delici veya törpüleyici aletler Profesör Binbilir, içlerinden iki tekerlek ve demir bir çubuk seçti. Çalıları bağlayan iplerin bağını kısaltarak çekmeye yarayacak olan kısmı uzunca bıraktı. Çalı demetlerinin altına, iki ucuna tekerlek taktığı demir bir çubuğu sıkıca bağladı. - İşte böyle! Artık taşımanıza gerek yok! Çekmeniz yeterli, dedi. Aycihan bu yöntemi neden daha önce düşünmediğini sordu kendine. İşi çok kolaylaşmıştı. Tekerlekler tümseklerden, taşların üzerinden hoplaya zıplaya geçiyordu. Sonunda eve vardılar. Binbilir ve Kaptan İmbat evi görünce epey şaşırdı. Küçücük bir evdi bu. Pencere pervazlarında rengârenk çiçeklenmiş sardunyalar, duvar dibinde öbek öbek yeşillenmiş mor menekşeler rüzgâra kapılmıştı. Kapının hemen yanında, bir topak buluttan farksız bir koyun otluyordu. - Bu kadar küçük bir evde nasıl oturuyorsunuz, diye sordu Binbilir. - Merak! Merak! Merak! diye mırıldandı Aycihan, taşıdığı çalı demetini kapının yanına bırakırken. Bu sözler Kaptan İmbat ı güldürmüştü. Fakat 16 17

PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI PROFESÖR BİNBİLİR İN MACERALARI Binbilir'in bakışlarını görünce gülmesini yuttu. Suat usulca kapıyı tıklattı. Önce kardeşleri Fuat göründü kapıda, ardından anneleri. Suat konukların bir rüzgâr ölçer için yedek parça aradıklarını anlattı annesine. - Bu yedek parça neye benziyor acaba? Suat'ın annesi soruyu sorarken bakışlarını Profesör Binbilir e çevirmişti. - Büyük bir fincana, dedi Binbilir. - Çok büyük fakat hafif bir tencere de işimizi görür, diye ekledi Kaptan İmbat nazikçe. - Büyük bir tencerem var tabi. Her sonbahar içinde salça kaynatır, kavanozlara doldururum. Şimdi veririm ama önümüzdeki Ağustosta geri isterim! - Elbette, efendim, dedi Kaptan İmbat. - Tencere yüksekte. İndirene kadar buyurun içeri girin. - Olmaz ev sahibi, kaybedecek vaktimiz yok, diye cevap verdi Binbilir. Hemen yola çıkmamız gerekiyor. - Annemin adı Gülabiye. Ama köydekiler ona kısaca Gülbiye derler, dedi Aycihan. Fakat Binbilir onu dinlemiyordu. Gitmek için acele ettiği halde, şaşılacak bir şey yapmış ve içeri girmişti. Etrafı daha iyi görmek ister gibi cebinden gözlüklerini çıkarıp taktı. Evin köşelerinde gözlerini gezdirirken yüzünde belli belirsiz bir şaşkınlık ifadesi okunuyordu. İki oda, mutfak ve banyodan ibaret oldukça sade bir evdi burası. Şiddetli bir fırtınaya dayanacak gibi görünmüyordu. Profesör Binbilir, düşünceli düşünceli karşılıklı yerleştirilmiş iki sedirden birinin üzerine oturdu. Pencere perdesinin dantelli eteği rüzgâra kapılmıştı. Her uğultu da Binbilir in yüzüne doğru dalgalanmaya hevesleniyordu. 18 19