ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ



Benzer belgeler
KONU: Sermaye Şirketlerine Resmi Kurumlarca Yapılacak Tebligatların Elektronik Yolla Yapılması Zorunluluğu Getirilmiştir

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; elektronik ortamda yapılacak tebligatlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

S İ R K Ü L E R : / 3 3

ANONİM ŞİRKETLER VE LİMİTED ŞİRKETLERDE KAMU KURUMLARININ TEBLİĞLERİ ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILACAKTIR:

BAKIŞ MEVZUAT ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ 2013 / sayılı Tebliga Kanununa 6009 sayılı Kanun ile eklenen 7/a maddesinde

Levent Cad. Tekirler Sok. No:4 1. LEVENT/İSTANBUL Tel: Fax:

Elektronik Tebligat Uygulaması Hakkında DUYURU NO:2013/40

Sirküler, 2013/19. Sayın MeslektaĢımız; Konu : Elektronik Tebligat Hk.

BĐRĐNCĐ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Đlkeler

ELEKTRONİK TEBLİGAT SİSTEMİ

1. POSTA VE TELGRAF TEŞKİLATI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (PTT) İLE TEBLİGAT

ELEKTRONĠK TEBLĠGAT YÖNETMELĠĞĠ TASLAĞI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġlkeler

Sayı :2015/S-21 Ankara, Konu : Elektronik Tebligatın Usul ve Esasları SİRKÜLER 2015/21. Elektronik Tebligatın Usul ve Esasları

Konuyla İlgili Tebliğin Tam Metni Ekte Tarafınıza Sunulmuştur.

Elektronik tebligat (e-tebligat) için gerekli yasal alt yapı 7201 sayılı Tebligat Kanunu nun 7/a maddesinde yapılmıştır.

ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Sirküler Rapor Mevzuat /118-1 VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 452) YAYIMLANDI

Sirküler no: 070 İstanbul, 1 Temmuz 2009

456 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

SİRKÜLER. Fatura düzenleme haddi Doğrudan gider yazılabilecek sabit kıymet alım haddi Genel usulsüzlük cezaları Özel usulsüzlük cezaları

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2013 / 44

ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI. ( tarihinden geçerli olmak üzere) (Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 442)

ÖZEL USULSÜZLÜKLER VE CEZALARI. ( tarihinden geçerli olmak üzere) (Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 476)

T.C. PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLI ELEKTRONİK POSTA HESABINA ELEKTRONİK TEBLİGAT İLETİLMESİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ

464 SIRA NO.LU VUK GENEL TEBLİĞ DUYURUSU

Konu : Elektronik Tebligatın Usul ve Esaslarını Belirleyen 456 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete de Yayımlanmıştır.

SİRKÜLER 2015/34. Elektronik Tebligatın Usul ve Esaslarını Belirleyen Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete de Yayımlandı.

464 SIRA NO LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2015/052

Sirküler no: 067 İstanbul, 2 Ağustos 2010

KAYITLI ELEKTRONİK POSTA SİSTEMİ & e-tebligat. Demet KABASAKAL , Ankara

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 426)

: Elektronik Tebligat Uygulamasına İlişkin Tebliğ Yayınlandı.

: 464 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. : Tebliğde aracı hizmet sağlayıcıları, bankalar, internet reklamcılığı hizmet

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/187 Ref: 4/187

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2014/85

POSTA VE TELGRAF TEŞKİLATI A.Ş. ULUSAL ELEKTRONİK TEBLİGAT SİSTEMİ (UETS) BİLGİLENDİRME SUNUMU

Sirküler Rapor Mevzuat /150-1 VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 456) YAYIMLANDI

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

Elektronik Tebligat Uygulamasına İlişkin 456 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Yayımlanmıştır.

DUYURU SÖZ KONUSU TEBLİĞ İLE GETİRİLEN DÜZENLEMELERİN ANA BAŞLIKLARI İLE 456 SIRA NO.LU VERGİ USUL GENEL TEBLİĞİ (VUK) METNİ AŞAĞIDA YER ALMAKTADIR.

A K A D E M İ SİRKÜLER

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

BİLGİ NOTU / YILINDA UYGULANACAK HAD VE MİKTARLAR VERGİ USUL KANUNU

SAYI : 2015 / 43 İstanbul, KONU : Elektronik Tebligat Uygulamasını Düzenleyen V.U.K. Tebliği Yayımlandı.

Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Edinme Zorunluluğuna Ve Elektronik Tebligata İlişkin Usul ve Esaslar

ELEKTRONİK TİCARETTE HİZMET SAĞLAYICI VE ARACI HİZMET SAĞLAYICILAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI:

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Sirküler Rapor Mevzuat / SIRA NO LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

1. Elektronik Tebligat Nedir ( Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi; KEP ) 2. Elektronik Tebligat Yapacak Kurumlar Hangileridir

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN 2016 YILINDA UYGULANACAK ORANLAR VE HADLER

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

S İ R K Ü L E R : / Elektronik Tebligat Uygulamasına İlişkin Usul ve Esasları Belirleyen Tebliğ Resmi Gazete de Yayımlanmıştır

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2017/098

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:420) Resmî Gazete 7 Aralık 2012 CUMA Sayı : Maliye Bakanlığından:

ELEKTRONİK TEBLİGAT I- GİRİŞ

E-BEYANNAME CEZA SİSTEMİNİN ANAYASA YA AYKIRI OLMADIĞI KESİNLEŞTİ

BAĞIMSIZ DENETİM RESMİ SİCİL TEBLİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Dayanak Madde-2: (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında Hazine ve Maliye Bakanlığının,

SİRKÜLER (2015/46) 456 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde Elektronik Tebligat sistemine ilişkin yapılan açıklamalara yer verilmiştir.

/193-1 ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMASI 1 OCAK 2019 DA BAŞLIYOR

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 82 İST,

6. YürürlükBu mükellefler kâğıt ortamında defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılırlar.

464 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazetede Yayımlandı

ELEKTRONİK TEBLİGAT Bilgilendirme Notu

Sirküler Rapor Mevzuat /76-1 VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 397) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SIRA NO: 447) YAYIMLANDI

ELEKTRONĠK TEBLĠGAT UYGULAMA REHBERĠ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 464)

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

KONU: Vergi Usul Kanununda Yer Alan Had ve Miktarların Attırılması Hakk. SİRKÜLER

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2011/84 Ref: 4/84

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI VE BELEDİYELERDE UYGULANMASI

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

KONU : VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN VE 01/01/2012 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HAD VE MİKTARLAR

ELEKTRONİK TEBLİGAT SİSTEMİ UYGULAMASINA GEÇİLİYOR.

421 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ Resmi Gazete No Resmi Gazete Tarihi 14/12/2012 Kapsam

ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti. Tarih Konu Özet tarihine kadar

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

SÜRESİNDE VERİLMEYEN BEYANNAMELERE KESİLEN ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ İPTALİ HAKKINDA DANIŞTAY KARARI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

: 411 SIRA NO'LU VERGĠ USUL KANUNU GENEL TEBLĠĞĠ

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

SİRKÜLER. Basit usul mükellefler ile gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç diğer bütün mükellefler e-tebligat kapsamında yer almaktadır.

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN VE 1/1/2015 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HAD VE TUTARLAR

Konu : E-Arşiv uygulamasında belli mükellef gruplarına sürekli bilgi verme yükümlülüğü getirilmiştir.

ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMA REHBERİ (456 NUMARALI VUK GENEL TEBLİĞİ)

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

VERGİ USUL KANUNU NUN CEZA HÜKÜMLERİNE İLİŞKİN 6009 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

KONTROL BAĞIMSIZ DENETİM VE MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. SİRKÜLER 15/

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

S İ R K Ü L E R : / ELEKTRONİK TEBLİGAT UYGULAMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARI BELİRLEYEN TEBLİĞ TASLAĞI YAYIMLANMIŞTIR

Sirküler No : 2015/76 Sirküler Tarihi :

Transkript:

19 Ocak 2013 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28533 YÖNETMELİK Adalet Bakanlığından: ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; elektronik ortamda yapılacak tebligatlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. (2) Bu Yönetmelik, kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vasıtasıyla yapılacak elektronik tebligatları kapsar. Dayanak MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Elektronik tebligat: Bu Yönetmelik kapsamına uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligatı, b) Elektronik tebligat adresi: Muhatap ve tebligatı çıkaran merciye ait olan elektronik tebligata elverişli kayıtlı elektronik posta adresini, c) Elektronik tebligat hizmeti: Bilişim sistemleri vasıtasıyla muhatabın elektronik tebligat adresine iletilmek üzere, tebligatı çıkaran merci tarafından tebligatın gönderilmesini ve bu iletinin muhataba elektronik ortamda delillendirilerek tesliminin sağlanması hizmetini, ç) Elektronik tebligat mesajı: Tebliğ edilecek içerik veya diğer ekli dokümanlar ile tebliğ için gerekli muhatap bilgilerinden oluşan tebligat mesajının tümünün tebligatı çıkaran merci tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanmış halini, d) Güvenli elektronik imza: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 4 üncü maddesinde tanımlanan güvenli elektronik imzayı, e) Hizmet sağlayıcısı: Kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcısını, f) İdare: Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünü,

g) İşlem sertifikası: İdarenin veya diğer hizmet sağlayıcılarının hizmetlerine ilişkin işlem verilerini imzalamak için kullandığı elektronik sertifikayı, ğ) Kanun: 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununu, h) Kayıtlı elektronik posta (KEP): Elektronik iletilerin, gönderimi ve teslimatı da dâhil olmak üzere kullanımına ilişkin olarak delil sağlayan, elektronik postanın nitelikli şeklini, ı) MERSİS: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan ve yönetilen Merkezi Sicil Kayıt Sistemini, i) MERSİS No: MERSİS tarafından verilen tekil numarayı, j) Muhatap: Elektronik tebligatı alan gerçek veya tüzel kişiyi, k) Olay kaydı: İdare veya diğer hizmet sağlayıcılar tarafından elektronik tebligat hizmetinin verilmesi esnasında meydana gelen ve mevzuat gereği kaydının tutulması zorunlu olan tüm bilişim sistemi işlem kayıtlarını, l) Tebligatı çıkaran merci: Elektronik tebligat göndermek için İdare tarafından kendilerine elektronik tebligat adresi verilen bu Yönetmeliğin 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kazaî merciler ile diğer kurum ve kuruluşları, m) Zaman damgası: 5070 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan zaman damgasını, ifade eder. İlkeler MADDE 4 (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında aşağıdaki ilkeler göz önüne alınır: a) Bilgi güvenliğinin sağlanması. b) Kişisel verilerin korunması. c) Birlikte çalışabilirlik. ç) Hizmet kalitesinin sağlanması. d) Uluslararası standartların sağlanması. İKİNCİ BÖLÜM Elektronik Tebligatla İlgili Genel Hükümler Elektronik tebligat hizmeti MADDE 5 (1) Elektronik ortamda tebligat yapmaya yetkili kılınmış İdare, elektronik tebligat hizmetini yerine getirir. Elektronik tebligat adresi edinme MADDE 6 (1) Tebligatı çıkaran merciler, elektronik tebligat adresi almak için İdareye başvurur. Yapılan başvuruda, elektronik tebligat adresinin hangi birim ve personel tarafından kullanılacağı da belirtilir.

(2) Tebligatı çıkaran merciin merkezî yapıda bir bilişim sistemine sahip olması, işlemlerini elektronik ortamda yapması ve talebi halinde, merci bünyesinde bulunan tüm birimler için tek bir elektronik tebligat adresi kullanılır. Elektronik tebligat gönderme işlemi tebligatı çıkaran merciin sistemi ile İdarenin sistemi arasında yapılacak entegrasyonla sağlanır. (3) Elektronik tebligat hizmetinden yararlanacak muhatap, elektronik tebligata elverişli kayıtlı elektronik posta adresi edinir. (4) Gerçek kişi muhataplar, güvenli elektronik imza vasıtasıyla elektronik tebligat adresi almak için hizmet sağlayıcılara başvuru yapabilir. (5) Muhataplara ait elektronik tebligat adresleri ve bu adreslere ilişkin değişiklikler, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya MERSİS numarasıyla eşleştirilmiş şekilde hizmet sağlayıcılar arasında gerçekleştirilecek entegrasyon kapsamında, tebligat çıkarmaya yetkili mercilerin ve tüm hizmet sağlayıcıların erişimine açık bir şekilde elektronik tebligat hizmeti alanlar listesinde tutulur. Elektronik tebligat hizmetinden isteğe bağlı olarak yararlananların, bu listede yer almaları muvafakatlerine bağlıdır. Elektronik tebligat hizmetinden yararlanma MADDE 7 (1) Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere, elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. Gerçek kişiler ve diğer tüzel kişiler elektronik tebligattan isteğe bağlı olarak yararlanır. (2) Kendilerine yalnızca elektronik yolla tebligat yapılması zorunlu olan muhatapların, tebligat çıkarmaya yetkili merciler nezdindeki işlemlerinde elektronik tebligat adreslerini bildirmeleri zorunludur. (3) Kendilerine zorunlu olarak elektronik yolla tebligat yapılması gereken muhataplara, elektronik tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde, Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Bu tebligatta ayrıca, müteakip tebligatların elektronik ortamda yapılacağı bildirilir. (4) Kendilerine elektronik yolla tebligat yapılması isteğe bağlı olan muhatapların, elektronik yolla tebligat almak istemeleri halinde, tebligat çıkarmaya yetkili merciler nezdindeki işlemlerinde elektronik tebligat adresini bildirmeleri gerekir. Bu muhatapların, tebliğ çıkaran merciye bildirdiği adresin elektronik tebligata elverişli olmaması halinde, bunlara, Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Bu durumda gönderilecek tebligata, muhatabın bildirmiş olduğu adresin, elektronik tebligata elverişli olmadığına ilişkin şerh düşülür. Tebligatı çıkaran merci tarafından elektronik tebligatın gönderilmesi MADDE 8 (1) Tebligatı çıkaran merci, elektronik tebligat mesajını İdare tarafından verilen elektronik tebligat adresi aracılığıyla İdareye iletir. İdare tarafından elektronik tebligatın alınması ve muhataba iletilmesi MADDE 9 (1) Kendisine elektronik tebligat mesajı ulaşan İdare, bu mesajı zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine; muhatap diğer bir hizmet sağlayıcıdan elektronik tebligat adresi almış ise, bu hizmet sağlayıcının sunucusuna iletir. Kendisine elektronik tebligat mesajı ulaşan diğer hizmet sağlayıcıları da bu mesajı zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine iletir. (2) İdare ve hizmet sağlayıcılar, zaman damgası bilgisini ve mesaj özetini muhataba iletmez, sisteminde tutar. (3) Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. (4) Hizmet sağlayıcılar, muhatabın adresine elektronik tebligatın iletilip iletilmediğine ve gecikme oluşmuşsa bu gecikmeye ilişkin kayıtlar da dahil tüm süreçlerin olay kayıtlarını tutar, bu bilgileri İdarenin sistemi vasıtasıyla

tebligatı çıkaran merciye derhal bildirir. (5) Olay kayıtları günde en az bir defa olmak üzere zaman damgası eklenerek güvenli elektronik imzayla imzalanır ve erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle saklanır. (6) Hizmet sağlayıcılar, talep halinde elektronik tebligata ilişkin delil kayıtlarını yetkili mercilere elektronik ortamda sunmakla ve bu amaçla oluşturacağı sistemi hazır tutmakla yükümlüdür. Muhatabın diğer usullerle bilgilendirilmesi MADDE 10 (1) Muhatap tarafından hizmet sağlayıcıya iletişim için diğer bir elektronik posta adresi bildirilmişse, elektronik tebligatın ulaştığı anda bu adrese, bilgilendirme mesajı gönderilir. (2) Muhatap tarafından hizmet sağlayıcıya iletişim için kısa mesaj alma özelliği olan telefon numarası bildirilmişse, talep halinde ve ücreti muhataba ait olmak üzere bu telefon numarasına hizmet sağlayıcı tarafından elektronik tebligat bilgilendirme mesajı gönderilir. (3) Bu madde kapsamındaki bilgilendirmelerin herhangi bir nedenle yapılamamış olması, tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemez, hizmet sağlayıcının da ikinci fıkra gereğince muhataptan alacağı ücretin iadesi dışında bu madde kapsamında herhangi bir sorumluluğunu gerektirmez. (4) Muhatabın bu madde kapsamında bilgilendirilmesine ilişkin olay kayıtları hizmet sağlayıcı tarafından tutulur. Hizmet sağlayıcılar tarafından kullanılacak işlem sertifikasında bulunması gerekli hususlar MADDE 11 (1) İşlem sertifikasında, hizmet sağlayıcıya ait bilgiler ve hizmet sağlayıcı adına işlem yapmaya kimin yetkili olduğu hususuna yer verilir. Muhatabın elektronik tebligatı alma usulü MADDE 12 (1) Muhatap elektronik tebligat hesabına, güvenli elektronik imzasını kullanarak veya hizmet sağlayıcı tarafından verilen parola ve şifre ile birlikte telefonuna kısa mesajla gelen tek kullanımlık şifre vasıtasıyla erişir. (2) Hizmet sağlayıcı, elektronik tebligatı sadece bu tebliği almaya yetkili olan kişiye ulaştırmayı garanti eder. Tebliği almaya yetkili kişinin, kimlik doğrulaması hizmet sağlayıcı tarafından yapılır. (3) Vekile veya kanuni temsilciye yapılacak elektronik tebligatlarda, Kanun hükümlerine uygun olarak ikinci fıkra hükümleri uyarınca işlem yapılır. Elektronik tebligat hizmetinin kullanıma kapatılması MADDE 13 (1) İsteğe bağlı olarak elektronik tebligat hizmetinden yararlanan muhataplar yönünden elektronik tebligat hizmetinin kullanıma kapatılmasında, 25/8/2011 tarihli ve 28036 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin kayıtlı elektronik posta hesabının kullanıma kapatılmasına ilişkin hükümleri uygulanır. (2) Kamu kurum ve kuruluşları elektronik tebligat alma hizmetinin kullanıma kapatılması başvurusunu İdareye yazılı olarak iletirler. Yapılan başvuruda, elektronik tebligat adresinin hangi birim adına ve hangi yetkili personel tarafından kullanıldığı da belirtilir. (3) Gerçek kişiler için, hizmetin kullanıma kapatılması başvurusu elektronik imza kullanılarak elektronik

ortamda da yapılabilir. (4) Kullanıma kapatılan elektronik tebligat adresleri, elektronik tebligat hizmeti alanlar listesinden derhal silinir ve elektronik tebligat adresinin kullanıma kapatıldığı an, zaman damgasıyla kayıt altına alınır. (5) Kullanıma kapatılan elektronik tebligat adresine tebligat gönderimi ve alımı engellenir ancak üç ay süreyle muhatabın erişimine açık tutulur. (6) Hizmet sağlayıcı, elektronik imza kullanılarak hizmetin kullanıma kapatılması başvurusu yapıldığı hallerde derhal, fiziki başvurularda beş iş günü içinde muhatabın elektronik tebligat adresine elektronik tebligat mesajı gönderilmesini engeller. (7) Elektronik tebligat yapılması zorunlu olan muhataplar, hizmet sağlayıcılarını değiştirebilirler, ancak elektronik tebligat hizmetinin kullanıma kapatılması için başvuruda bulunamazlar. (8) Ölüm, ceza infaz kurumuna girme, askerlik hizmeti gibi sebeplerle elektronik tebligat hizmetinden yararlanma imkanı ortadan kalkmış ancak tebligat çıkarmaya yetkili merciler nezdindeki işlemlerinde elektronik tebligat adresini bildirmiş olan muhatabın, elektronik tebligat adreslerinin kullanıma kapatılması veya askıya alınması işlemi ilgili kurumlar ile İdarenin sistemi arasında sağlanacak entegrasyon çerçevesinde otomatik olarak yapılabilir. Tüzel kişiliğin sona ermesi ve benzeri sebeplerle elektronik tebligat hizmetinden yararlanma imkanı ortadan kalkmış olan tüzel kişi muhatabın, elektronik tebligat adresinin kullanıma kapatılması konusunda da bu fıkra hükümleri uygulanır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Elektronik Tebligat Hizmetiyle İlgili İdarenin ve Diğer Hizmet Sağlayıcıların Görev, Yetki ve Sorumlulukları Elektronik tebligat hizmetiyle ilgili görev, yetki ve sorumluluklar MADDE 14 (1) İdare, Kanunun elektronik tebligata ilişkin hükümlerine ve bu Yönetmeliğe uygun olarak tebligatı çıkaran merciler tarafından iletilen elektronik tebligatları, kayıtlı elektronik posta sistemi vasıtasıyla muhataba ulaştırır. Ancak, muhatap elektronik tebligat adresini İdare dışında diğer bir hizmet sağlayıcıdan almış ise İdarenin sorumluluğu, kendine ulaşan elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek ilgili hizmet sağlayıcının sunucusuna ilettiği anda sona erer. (2) İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, elektronik tebligat hizmetine ilişkin olay kayıtlarını mevzuatta belirlenen süreler içinde saklamakla yükümlüdür. (3) Mevzuatta yer alan istisnalar saklı kalmak kaydıyla tebligat içeriğinin muhatap haricindeki kişilerce görülememesi için hizmet sağlayıcılar ile tebligat çıkarmaya yetkili merciler tarafından gerekli tedbirler alınır. (4) İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, elektronik tebligat hizmetini yürütmek için kendilerine bildirilen verileri, elektronik tebligat hizmeti haricinde herhangi bir maksatla kullanamaz ve üçüncü kişilerle paylaşamaz. İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, bu verilerin güvenli bir şekilde saklanmasından münhasıran sorumlu olup, mevzuat gereğince saklanmasına ihtiyaç kalmayan verileri imha eder. (5) Elektronik tebligat hizmeti sağlama sözleşmesinin yapılması, verilerin üçüncü kişilere nakline muhatabın rıza göstermesi şartına bağlanamaz. Elektronik ortamda tebliğ edilen evrakın aslı veya içeriğinin üçüncü kişilere verilmesi konusunda anlaşma yapılamaz. (6) İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, elektronik tebligatları muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmak

üzere teslim almak, istendiğinde saklama süresi içinde erişime hazır halde bulundurmakla yükümlüdür. (7) İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, elektronik tebligat mesajını, tebligatı çıkaran merci tarafından iletilmesi tarihinden bir gün sonra başlamak üzere iki ay süresince erişime hazır tutar. Muhatap ile hizmet sağlayıcı arasında aksine bir sözleşme yok ise bu sürenin sonunda elektronik tebligata konu içerik silinir. (8) Elektronik tebligat hizmetinin yerine getirilmesi esnasında görev alan kişilerin sorumluluğuyla ilgili olarak Kanun hükümleri uygulanır. (9) İdare ve diğer hizmet sağlayıcılar, engelli kişilerin elektronik tebligat hizmetinden yararlanabilmeleri için mümkün olan çalışmaları yapar. (10) Kendisine zorunlu olarak elektronik yolla tebligat yapılması gereken ancak elektronik tebligat adresi edinmeyen muhatapların MERSİS te kayıtlı olan tebligat adreslerine, elektronik tebligat adresi edinmeleri için başvuruda bulunmaları konusunda MERSİS ten sorumlu kurum tarafından bildirim yapılır. Elektronik tebligat hizmetlerinin ücretlendirilmesi MADDE 15 (1) İdare, bu Yönetmelikte sayılan hizmetlerin karşılığında alacağı bedele ilişkin ücret tarifesini Kanun hükümleri çerçevesinde belirleyerek resmî internet sayfasında yayımlar. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Uygulanacak hükümler MADDE 16 (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 25/1/2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ile Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 17 (1) Bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, ikinci ve üçüncü fıkrası ile 13 üncü maddesinin yedinci fıkrası ve 14 üncü maddesinin onuncu fıkrası 19/1/2013 tarihinde, diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 18 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür. 10 Nisan 2015 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29322 TEBLİĞ Maliye Bakanlığından: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 449)

1. Giriş: Geçmişe yönelik mükellefiyet tesis edilenlere elektronik beyanname ve bildirimleri vermemeleri nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezaları bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir. 2. Özel Usulsüzlük ve Usulsüzlük Cezalarına İlişkin Açıklamalar: Bilindiği üzere, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 1 mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak vergi beyannamelerinin ve belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarının Form Ba (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu), mal ve hizmet satışlarının ise Form Bs (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) ile elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin yükümlülükler getirilmiş ve bu yükümlülüklere ilişkin usul ve esaslar konuyla ilgili yayımlanan genel tebliğlerle duyurulmuştur. Söz konusu yükümlülüklere uyulmaması durumunda anılan Kanunun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. Vergi mükellefiyeti, mükelleflerin başvurusu üzerine tesis edilebildiği gibi vergi inceleme raporları, vergi dairesi tespitleri veya sair tespitler dikkate alınarak idare tarafından da tesis edilebilmektedir. Mükellefiyet tesisini gerektiren yükümlülük meydana gelmesine rağmen mükellefiyetin süresinde tesis edilmediği hallerde durumun tespitini müteakip geçmişe yönelik mükellefiyet tesis edilmekte ve mükelleflere, elektronik ortamda yerine getirilmesi gereken söz konusu yükümlülüklerini süresinde yerine getirmemeleri nedeniyle özel usulsüzlük cezaları tatbik edilmektedir. Kesilen bu cezalara karşı açılan davalarda, yargı mercilerince, geriye yönelik mükellefiyet kaydı tesis edildikten sonra mükellefiyete bağlı sorumlulukların ancak ileriye yönelik olarak yerine getirilmesinin beklenebileceği, işe başlama tarihi ile mükellefiyetin tesis edildiği tarih arasındaki dönemlerde elektronik ortamda beyanname verilmesinin hukuken ve fiilen mümkün olmadığı, elektronik ortamda beyanname vermesi gerektiğinden haberdar olmayan davacı adına beyanname vermediğinden hareketle ceza kesilemeyeceği gibi gerekçelerle bu cezaların kaldırılması yönünde verilen kararlar müstakar hale gelmiştir. Müstakar hale gelen yargı kararları sonucu kaldırılan söz konusu cezalarla ilgili olarak, idare ile mükellefler arasında ihtilaflara ve idarenin gereksiz yere yargılama gideri ödemesine mahal vermemek için bundan sonra geçmişe yönelik mükellefiyet tesis edilenlere elektronik ortamda beyanname ve bildirimlerin verilmemesi nedeniyle, söz konusu beyanname ve bildirim verilmeyen dönemlere ilişkin olarak Kanunun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası veya 352 nci maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilmeyecektir. Diğer taraftan, beyanname verilmemesi nedeniyle söz konusu mükellefler hakkında geçmişe yönelik olarak verginin tarh edilmesine, süresinde tahakkuk etmeyen vergiler için vergi ziyaı cezası kesilmesine ve işe başlamanın süresinde bildirilmemesi nedeniyle Kanunun 352/I-7 maddesi hükmü uyarınca usulsüzlük cezası kesilmesine yönelik işlemlerin yapılmasına devam edileceği tabiidir. 3. Beyanname ve Bildirimlerin Verilmesi Gerektiğine İlişkin Mükelleflere Yapılacak Bildirim: Geçmişe yönelik olarak mükellefiyet tesis edilen mükelleflerden beyannamelerini ve Form Ba ile Form Bs bildirimlerini elektronik ortamda göndermek zorunda olanlara, vergi dairesince; haklarında (vergi türleri de belirtilmek suretiyle) mükellefiyet tesis edildiği, 340 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 2 ve 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde yer alan esaslar çerçevesinde beyanname ve bildirimlerini elektronik ortamda vermelerini sağlayacak işlemleri yerine getirmeleri için kendilerine 15 günlük süre verildiği hususu bir yazı ile tebliğ edilir. Mükellefe tebliğ edilen bu yazıda; a) Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içindeki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin, sürelerinde ve duruma göre elden, posta vasıtasıyla veya elektronik ortamda verilmesi gerektiği, b) Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonraki

tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin ise sürelerinde, mutlaka elektronik ortamda verilmesi gerektiği, c) Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda haklarında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ceza hükümlerinin tatbik edileceği hususlarına da yer verilecektir. 4. Uygulanacak Cezalar: Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, vergi dairesince yazılan yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içindeki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin sürelerinde elden, posta vasıtasıyla veya elektronik ortamda verilmemesi durumunda, vergi dairesince Kanunun 352 nci maddesine göre usulsüzlük cezaları kesilecektir. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezasını gerektiren durumlarda Kanunun 336 ncı maddesine göre vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük cezası karşılaştırılacak ve ağır olan ceza uygulanacaktır. Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, vergi dairesince yazılan yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonraki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin sürelerinde elektronik ortamda verilmemesi durumunda ise vergi dairesince Kanunun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası, ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezasını gerektiren durumlarda vergi ziyaı cezası kesilecektir. Tebliğ olunur. 1 10/1/1961 tarihli ve 10703 sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 2 30/9/2004 tarihli ve 25599 sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. Beyannamelerin Elektronik Ortamda Verilmemesi Nedeniyle kesilen Cezalar Anayasaya aykırı değildir Maliye Bakanlığı na yetki yasayla verilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak, genel nitelikte olan tebliğlerle yapılan düzenlemeler Resmi Gazetede yayımlanmakta, mükelleflere hangi zorunlulukların getirildiği duyurulmakta ve güvence sağlanmaktadır. Suç sayılan eylem ve cezası yasada gösterildikten sonra yasama organının uzmanlık ve yönetim tekniğine ilişkin konularda önlemler alınması amacıyla yürütme organına yetki vermesi, suçun idari düzenlemelerle ortaya konulması anlamına gelmez. Resmi Gazte: 02.04.2011-27893 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/21 Karar Sayısı : 2011/16 Karar Günü : 13.1.2011 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul İkinci Vergi Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun, 22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Kanun un 13. maddesiyle değiştirilen Mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa nın 2., 10., 13., 38. ve 125. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir. I- OLAY Gelir ve katma değer vergilerine ilişkin beyannamelerin süresinden sonra elektronik ortamda verilmesi nedeniyle kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur. II- İTİRAZIN GEREKÇESİ Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu Anayasa nın 2. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Maddeye göre, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir şeklinde hüküm yer almaktadır. Anayasa nın bu hükmünden de anlaşılacağı üzere 1982 Anayasası Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu saptamasında bulunmuş, ancak hukuk devleti kavramını açıklamamış hatta gereklerinin neler olduğuna değinmemiştir. Hukuk devleti kavramından ne anlaşılması gerektiğine Anayasa Mahkemesi kararları ile açıklık getirilmiştir. Nitekim, Yüksek Mahkeme bir kararında hukuk devletini;... bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa nın bulunduğu bilincinde olan devlettir... olarak tanımlamıştır (22.7.2008 günlü, E. 2008/64, K.2008/129 sayılı karar). Yüksek Mahkeme bu kararında hukuk devleti ni tanımlamaktan çok hukuk devletinin niteliklerine yer vermiş, hukuk devletinin niteliklerinin neler olduğu hususunu, diğer

kararlarında da olduğu gibi, hukuk devletine atıf yaparken kullanmış bazen de bu niteliklere yenilerini eklemiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun Bilgi Vermekten Çekinenler İle 256, 257 ve Mükerrer 257 nci Madde Hükmüne Uymayanlar İçin Ceza başlıklı mükerrer 355. maddesinde, bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dâhil); 1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 100.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008 den itibaren 1.490-TL) 2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 50.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008 den itibaren 680-TL) 3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 25.000.000 lira, (378 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2008 den itibaren 320- TL) özel usulsüzlük cezası kesileceği düzenlenmiş elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin son fıkrası ile özel usulsüzlük cezasının beyannamenin kanuni sürenin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde 1/4 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 oranında uygulanacağı kurala bağlanarak üç ayrı idari ihlal hali için üç ayrı özel usulsüzlük cezası kurala bağlanmıştır. Buna göre, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde öngörülen idari cezanın 1/4 ü olan 372,50 TL özel usulsüzlük cezası, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 1/2 si olan 745,00 TL özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. Kanunun özel usulsüzlük cezası öngördüğü ihlal fiilleri arasında kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde (yasal beyanname verme süresinden sonraki 15. gün içinde) beyanname verilmesi ile bu süreyi takip eden ikinci 15 gün içinde (yasal beyanname verme süresinden sonraki 30. gün içinde) verilmesi hali dışında, uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi, elektronik ortamda beyannamenin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin son fıkrasında düzenlenen sürelerden (yasal beyanname verme süresini izleyen 30. günden) sonra verilmesi hali anılan fıkra hükmünde düzenlenmiş olmadığından, anılan Kanunun Usulsüzlük Dereceleri ve Cezaları başlıklı 352. maddesinin I inci derece usulsüzlükler başlıklı 1. bendi gereğince, (vergi ve harç beyannamelerinin süresinde erilmemiş olması halinin 1 inci derece usulsüzlük oluşturacağını düzenleyen madde) sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar ve serbest meslek erbabı mükellefler için, 50,00 TL I inci derece usulsüz cezası uygulanması gerekecektir. Uyuşmazlıkta davalı idarece her ne kadar davacı (...) adına 2007/12 dönemi katma değer vergisi, 2007/10-12 dönemi gelir stopaj vergisi, 2007/10-12 gelir geçici vergi, 2007 takvim yılı gelir vergisi beyannameleri ile 2008/1, 2, 3 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi ile 2008/1-3 dönemi gelir (stopaj) vergisi beyannamelerini süresinden sonra Internet ortamında vermiş olduğundan bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza uygulanmışsa da Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar başlıklı Anayasa nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez denilmektedir.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nin 11., İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme nin 7. maddelerine göre, hiç kimse işlendikleri sırada millî veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkûm edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez. Türk Ceza Kanunu nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz. ; 2. maddesinde ise İşlendiği zamanın kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez, işlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hüküm olunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşir olunan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur denilerek evrensel ilkelere koşut genel hükümler konulmuştur. Anayasa Mahkemesi nin 7.6.1999 günlü, E.1999/10, K.1999/22 sayılı kararında da bahsedildiği üzere, Anayasa ya ve Türk Ceza Kanunu na göre suçların kanunla belirlenmesi suçta kanunîlik, cezaların da kanunda gösterilmesi cezada kanunilik ilkesini oluşturmaktadır. Kanunsuz suç ve ceza olmaz kuralı çağdaş hukukun vazgeçilmez temel ilkelerinden biridir. Bu ilkelerle kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri sağlanmakta, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmaktadır. Yasama organı kamu düzeninin korunması için ceza hukuku alanında düzenleme yaparken, anayasal sınırlar içinde hareket etmek ve ceza hukukunun genel ilkelerine bağlı kalmak zorundadır. Suç işleyenin suçu işlediği tarihte ne kadar ceza ile karşılaşacağını bilmesi gerekir. Daha sonra cezanın azaltılması durumu hariç, herkes suçu işlediği günde yürürlükte olan kurala göre cezalandırılır. Bu, kişiler için Anayasa ile teminat altına alınmış bir haktır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının açık bir düzenleme içermemesi nedeniyle yasal beyanname verme süresini izleyen 30. günden sonra elektronik ortamda beyanname verenlere de özel usulsüzlük cezası kesilmesi uygulamada idarenin (dava konusu olayda olduğu gibi) kıyas yoluyla ceza takdir etmesi gibi hukukun temel ilkelerine aykırı sonuçların doğmasına yol açtığı gibi, farklı uygulamalara ve farklı kararların verilmesine de sebep olmaktadır. İtiraz konusu kural, para cezasının belirlenmesine ilişkin olduğundan bunun suç ve cezadaki yasallık ilkesi gereği objektiflik ve genellik esaslarına göre kesin ve açık bir biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda, davalı idarece davacı adına Bilgi Vermekten Çekinenler ile 256, 257 ve Mükerrer 257 nci Madde Hükmüne Uymayanlar İçin Ceza başlıklı mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza uygulanmışsa da anılan fıkra hükmünde elektronik ortamda beyanname verilmemesi durumunda özel usulsüzlük cezası kesileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi, yani, suç tanımlarında esnek ve yoruma yer veren ifadeler kullanılmasını yasaklayan ilke, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin vazgeçilmez tamamlayıcısıdır. İdarenin keyfi davranmasını önleyen bu ilkenin idari yaptırımlarda da geçerli kılınması, hukuk devleti iddiasındaki her ülke için vazgeçilmez bir zorunluluktur. Aynı şekilde, yasallık ilkesinin doğal bir sonucu olarak, kıyas yoluyla yeni bir suç öngörülemeyeceği gibi, idari yaptırımı gerektiren davranışlar da kıyas yoluyla uygulanamayacaktır.

Bu nedenlerle, itiraz konusu fıkra Anayasa nın 38. maddesine aykırıdır. Diğer taraftan, Anayasa nın 3.10.2001 günlü, 4709 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 13. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk devletinin zorunlu bir sonucu olarak nitelendirilen ölçülülük ilkesi, idarenin eylem ve işlemlerinde kullandığı imkân, araç ve ölçülerin, idarenin bu davranışı ile elde etmek istediği sonuçlara uyarlanmasını ifade etmektedir. Eşitlik ve ölçülülük arasında bir köprü oluşturan orantılılık ilkesinin hukukun genel ilkeleri arasında olduğu ve hukuk devletinin bir sonucu olarak uygulandığı hem uygulamada hem de öğreti de ifade edilmektedir. Yasayla getirilen sınırlamalarda ölçülülük ilkesine uyulması Anayasal bir zorunluluk oluşturmaktadır. İdari yaptırımlar alanında da idari düzeni ihlal fiili ile verilen ceza arasında adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun bir nispet bulunması, doğan zararın genişliği ile orantılı bir yaptırımın uygulanması gerekmekte, hukuka aykırı eylemle yaptırım arasında adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygunluk aranmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin son fıkrasında öngörülen sürelerde beyanname verenler için düzenlenen cezalar (372,50 TL ile 745,00 TL özel usulsüzlük cezası) ile mükerrer 355. maddenin son fıkrasında düzenlenmiş olan sürelerden sonra beyannamesini elektronik ortamda verenlere öngörülen cezalar (80,00 TL ile 50,00 TL usulsüzlük cezası) arasında çok açık bir orantısızlık hali olduğu gibi, bu durum Anayasal bir ilke olan eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmakta, vergi kanunları ile getirilmiş olan yükümlülüklere uyma, ödevlerini yerine getirme konusunda özenli davranan mükelleflerin daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları sonucunu doğurmaktadır. Beyannamesini beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde veren mükelleflere öngörülen idari para cezası 372,50 TL, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise 745,00 TL özel usulsüzlük cezası olduğu halde, elektronik ortamda beyannamesini 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 355. maddesinin son fıkrasında düzenlenen sürelerden (yasal beyanname verme süresini izleyen 30. günden) sonra veren mükelleflere öngörülen ceza 50,00 TL usulsüzlük cezası olmaktadır. Bu durum Anayasal bir ilke olan ölçülülük ilkesine açık aykırılık oluşturmaktadır. Yüksek Mahkeme nin vurguladığı üzere, eşitlik ilkesi kanunların genelliğinin teminatıdır. Nitekim, Anayasanın 10. maddesine göre; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Hukuk devleti hukukun üstünlüğü temeli üzerine kurulmuştur. Bu nedenle her türlü ayrıcalığı reddeder. Anayasa Mahkemesi pek çok kararında kanun önünde eşitlik kavramına değinmiş ve bu konuyu açıklamıştır. Yüksek Mahkeme bir kararında konu hakkında şu kararı vermiştir:...yasa önünde eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi önlenmiştir. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir.

Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez... (22.7.2008 günlü, E.2008/64, K. 2008/129 sayılı karar) Yüksek Mahkeme nin kararından da anlaşılacağı üzere, aynı şartlar ve özdeş durumlar aynı kanuna tabi tutulmalıdır. Eğer farklı bir durum varsa başka bir ifade ile kişinin kanun kapsamına dâhil edilmemesi haklı bir nedene dayanıyorsa veya konumu itibariyle kanun kapsamına girmiyorsa düzenlenen bir kanundan yararlanamaması Anayasayı ihlal anlamına gelmemektedir. Çünkü eşitliğe aykırı olan husus, aynı statüde bulunan kişilerden birinin haklı bir neden olmaksızın kanun kapsamından yararlandırılmaması ve yararlandırılmasıdır. Dolayısıyla yatay eşitlik anlayışı gereği olarak Yüksek Mahkeme nin anladığı anlamda eşitlik ilkesi mutlak bir eşitlik anlayışı değildir. Uyuşmazlık konusu olayda yatay eşitlik anlayışına aykırı olan husus, aynı statüde bulunan mükellefler arasında aynı idari ihlal fiili için farklı cezaların öngörülmüş olmasıdır. Bu durum da, Yüksek Mahkeme içtihatlarına aykırı bir durumun varlığına işaret etmektedir. SONUÇ Üstte yer verilen gerekçeler veri alındığında uyuşmazlıkta uygulanacak Yasa maddesi olan itiraz konusu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun Bilgi Vermekten Çekinenler ile 256, 257 ve Mükerrer 257 nci Madde Hükmüne Uymayanlar İçin Ceza başlıklı mükerrer 355. maddesinin, birinci fıkrasının Anayasa nın 2., 10., 13., 38. ve 125. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varılarak konunun incelenmesi için dosyadaki belgelerin onaylı örneklerinin yer aldığı dosyanın Anayasa Mahkemesi Başkanlığı na gönderilmesine, 29.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. III- YASA METİNLERİ A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun, 22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Yasa nın 13. maddesiyle değiştirilen ve itiraz konusu kuralı içeren mükerrer 355. maddesi şöyledir: Bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dâhil); 1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.000 (1.070 TL)Türk Lirası, 2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 500 (530 TL) Türk Lirası, 3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 250 (260 TL) Türk Lirası, Özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır. (Ek cümle: 16.6.2009 5904/22 md.) Ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmaz. Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır. (Ek fıkra: 16.7.2004 5228/10 md.) Tahsilât ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5 i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. (Ek cümle: 23.7.2010 6009/12 md.) Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 770.000 TL (800.000) yi geçemez. (Ek fıkra: 3.7.2005 5398/23 md.) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi halinde 1/10 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 30 gün içinde verilmesi halinde ise 1/5 oranında uygulanır. (Ek fıkra: 16.6.2009 5904/22 md.) Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında uygulanır. (Ek fıkra: 16.6.2009 5904/22 md.) Elektronik ortamda beyanname ile bildirim ve form verme mecburiyetine uymayanlara bu maddeye göre ceza kesilmesi halinde, 352 nci maddenin birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendi ile ikinci derece usulsüzlüklerle ilgili (7) numaralı bendi uyarınca ayrıca ceza kesilmez. B- İlgili Görülen Yasa Kuralı 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükerrer 257. maddesi şöyledir: Maliye Bakanlığı; 1. Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya

üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya, 2. Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilât ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye, 3. Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya Muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye, 4. (Değişik: 16.7.2004 5228/8 md.) Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, (Ek ibare: 3.7.2005 5398/23 md.) kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye, 5. Vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili olarak levha kullandırma ve asma zorunluluğu getirmeye ve kaldırmaya, 6. (Ek: 3.7.2005 5398/23 md.) Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla niteliklerini belirleyip onayladığı elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri kullandırmaya, bu cihaz ve sistemler vasıtasıyla bandrol, pul, barkod, halogram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin kullanılmasına ilişkin zorunluluk getirmeye, uygulamaya ait usul ve esasları belirlemeye, Yetkilidir. (Değişik: 21.1.1983 2791/5 md.) Bu Kanuna göre düzenlenecek belgelerle bunlara ek olarak düzenlenecek belgelerin, üçüncü şahıslara basım ve dağıtım işlerinin yaptırılması ile ilgili şekil, şart, usul ve esaslar ve bunlara uyulmaması halinde uygulanacak cezai şartlar Maliye Bakanlığınca hazırlanacak ve Resmi Gazete de yayınlanacak yönetmelikle belirlenir. (Ek: 24.6.1994 4008/7 md.) Maliye Bakanlığı, birinci fıkrada yazılı belge tasdik işlemini; noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları (basit usulde) tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

(Ek fıkra: 16.7.2004 5228/8 md.) Birinci fıkranın (4) numaralı bendi uyarınca Maliye Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermesi veya zorunluluk getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik ortamda gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından verilmiş addolunur. (Ek fıkra: 3.7.2005 5398/23 md.) Kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamenin muhatabına tebliği yerine geçer. C- Dayanılan Anayasa Kuralları Başvuru kararında, Anayasa nın 2., 10., 13., 38. ve 125. maddelerine dayanılmıştır. IV- İLK İNCELEME Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, 7.5.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. V- SINIRLAMA SORUNU Anayasa nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlı tutulmuştur. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 213 sayılı Yasa nın mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa ya aykırılığını ileri sürerek iptalini istemiştir. Mükerrer 355. maddenin birinci fıkrasında, 213 sayılı Yasa nın 86., 148., 149., 150., 256. ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezaları belirlenmiştir. Fıkrada geçen söz konusu maddelerden; 86. madde, zirai kazançlar il ve merkez komisyonlarının bilgi isteme ve inceleme yetkilerini, 148. madde, Maliye Bakanlığı ve vergi incelemeye yetkili olanlara bilgi verilmesini, 149. madde, devamlı bilgi verilmesini, 150. madde, ölüm olayları ve intikallerin bildirilmesini, 256. madde, defter ve belgelerle diğer kayıtların ibrazı mecburiyetini, 257. madde, muhafaza ve ibrazla ilgili diğer ödevleri, mükerrer 257. madde ise Maliye Bakanlığına verilen yetkileri ve bu yetkilere ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır. Bakılmakta olan dava, gelir ve katma değer vergilerine ilişkin beyannamelerin süresinden sonra elektronik ortamda verildiğinden bahisle kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük

cezalarının iptali istemiyle açılmıştır. Cezalar, 213 sayılı Yasa nın, usulsüzlük yönünden 352. maddesine, özel usulsüzlük yönünden ise mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendindeki, beyannamelerin elektronik ortamda verilme zorunluluğuna dayandırılmıştır. Dava bu cezaların kaldırılması istemine ilişkin olduğundan davanın fıkrada yer alan diğer maddelerle ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Yasa nın 13. maddesiyle değiştirilen mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasına ilişkin esas incelemenin, aynı Yasa nın mükerrer 257. maddesi yönünden yapılmasına, 7.5.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. VI- ESASIN İNCELENMESİ Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: A- Kuralın Anlam ve Kapsamı 213 sayılı Yasa nın mükerrer 355. maddesinde, aynı Yasa nın 86., 148., 149., 150., 256., ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezalarına yer verilmiştir. Mükerrer 257. maddede, Maliye Bakanlığı na çeşitli konularda, izin verme veya zorunluluk getirme ve kaldırma, kapsam belirleme, değişiklik yapma, ilave belge ve defter yükümlülüğü getirme, tebliğ etme, kullandırma, usul ve esasları tespit etme yetkisi verilmiştir. Ayrıca bu Kanuna göre düzenlenecek belgelerle bunlara ek olarak düzenlenecek belgelerin, üçüncü şahıslara basım ve dağıtım işlerinin yaptırılması ile ilgili şekil, şart, usul ve esaslar ile bunlara uyulmaması halinde uygulanacak cezai şartların, Maliye Bakanlığı nca hazırlanacak ve Resmi Gazete de yayımlanacak yönetmelikle belirlenmesi öngörülmüştür. Maliye Bakanlığı, maddenin birinci fıkrasında yazılı belge tasdik işlemini; noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye de yetkili kılınmıştır. Aynı maddeye göre, yasal süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine bu ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilecektir. Maliye Bakanlığı, verilen yetkileri Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri, Uygulama İç Genelgeleri ve Sirkülerlerle kullanmaktadır. 213 sayılı Yasa nın mükerrer 355. maddesinin itiraz konusu birinci fıkrasında, mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan, kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dâhil, birinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbabı, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve bunlar dışında kalanlar hakkında kesilecek özel usulsüzlük cezaları belirlenmiştir.

Mükerrer 355. maddede yer alan ceza tutarları, 213 sayılı Yasa nın mükerrer 414. maddesinin üçüncü fıkrasına göre her yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanmaktadır. B- Anayasa ya Aykırılık Sorunu Başvuru kararında, mükerrer 355. maddenin birinci fıkrasında, elektronik ortamda beyanname verilmemesi durumunda özel usulsüzlük cezası kesileceğine ilişkin kuralın yer almadığı, sadece cezaların belirlendiği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine uygun olarak suçun açıkça yasayla düzenlenmediği, maddede belirtilen sürelerde beyanname verenler ile bu sürelerden sonra beyannamesini elektronik ortamda verenlere öngörülen cezalar arasında orantısızlık bulunduğu, bu durumun eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu, aynı statüde bulunan mükelleflerin aynı fiilleri için farklı cezaların öngörüldüğü, bu nedenlerle kuralın Anayasa nın 2., 10., 13., 38. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasa nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirlilik tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Anayasa nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez, üçüncü fıkrasında da Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur denilerek suç ve cezanın yasallığı esası benimsenmiştir. Yasa koyucu, suçların niteliği, işlenme biçimi, içerik ve yoğunluğu, kamu düzenini ihlal derecesi ve cezaların caydırıcılığı gibi nedenleri gözeterek, Anayasa ve ceza hukukunun temel ilkeleri çerçevesinde, hangi eylemlerin suç sayılacağını ve bunlara verilecek cezaların tür ve miktarını saptayabileceği gibi toplumsal sonuçları bakımından doğurduğu tehlikenin ağırlığına göre, kimi eylemlere hürriyeti bağlayıcı cezalar dışında, idari yaptırımlar uygulanmasını da öngörebilir. Kamu giderlerinin karşılanması, Anayasa nın 73. maddesinde düzenlenen vergi ödevinin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi, yasaların etkinliğinin sağlanması için vergi suç ve cezalarına yer verilmiştir. Vergi cezaları, mükelleflerin ya da sorumluların yasalarda belirtilen suçları işlemeleri durumunda uygulanması gereken yaptırımlardır. Vergi suç ve cezalarına ilişkin kurallar esas olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nda düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, vergi ödevinin gerekleri yanında ceza hukukunun ilkeleri de göz önünde bulundurulmuştur. 213 sayılı Yasa nın mükerrer 355. maddesinin itiraz konusu birinci fıkrasında, bu Yasa nın mükerrer 257. maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uyulmaması durumunda kesilecek olan özel usulsüzlük cezalarına yer verilmiştir. Kuralda, cezalar belirlenmiş, cezaya tabi tutulan eylemler ise mükerrer 257. maddeye göre getirilen zorunluluklara uymama olarak gösterilmiştir. Mükerrer 257. maddede, Maliye Bakanlığı nın hangi konularda düzenleme yapacağı belirlenmiştir.

Maliye Bakanlığı na yetki yasayla verilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak, genel nitelikte olan tebliğlerle yapılan düzenlemeler Resmi Gazetede yayımlanmakta, mükelleflere hangi zorunlulukların getirildiği duyurulmakta ve güvence sağlanmaktadır. Suç sayılan eylem ve cezası yasada gösterildikten sonra yasama organının uzmanlık ve yönetim tekniğine ilişkin konularda önlemler alınması amacıyla yürütme organına yetki vermesi, suçun idari düzenlemelerle ortaya konulması anlamına gelmez. Öte yandan, Anayasa nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Mükerrer 355. maddede, belirli sürelerde beyanname verilmesi halinde cezaların indirimli uygulanması, bu süreler dışında beyanname verilmesi veya hiç beyanname verilmemesi hallerinde yasada belirtilen cezaların uygulanması öngörüldüğünden, eylemler ayrılarak bu eylemlere bağlı ceza getirildiğinden, eşitlik ilkesinin ihlalinden söz edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa nın 2., 10. ve 38. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir. Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO ile Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır. Kuralın Anayasa nın 13. ve 125. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir. VII- SONUÇ 1-7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 2-4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Kanun un 13. maddesiyle değiştirilen Mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının, aynı Kanun un Mükerrer 257. maddesi yönünden, Anayasa ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO ile Zehra Ayla PERKTAŞ ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 13.1.2011 gününde karar verildi. Başkan Haşim KILIÇ Başkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT Fulya KANTARCIOĞLU

Ahmet AKYALÇIN Serdar ÖZGÜLDÜR Alparslan ALTAN Nuri NECİPOĞLU Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAŞ Burhan ÜSTÜN Hicabi DURSUN Fettah OTO Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI KARŞIOY GEREKÇESİ 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 4369 sayılı Yasa ile değiştirilen mükerrer 355. maddesinde, bu Kanun un 86., 148., 149., 150., 256. ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlar (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil); hakkında uygulanacak özel usulsüzlük cezası miktarları belirlenmiş, bu fıkraya ilişkin incelemenin, Yasa nın mükerrer 257. maddesi yönünden yapılmasına karar verilmiştir. Mükerrer 257. madde ile Maliye Bakanlığı na birçok konuda düzenleme yetkisi verilmiştir. Buna göre, itiraz konusu kuralla cezaya bağlı tutulan eylem, mükerrer 257. madde uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından getirilen zorunluluklara uymamaktır. Böylece, vergi suçunun ne olduğunu belirleme yetkisi idareye bırakılmıştır. Anayasa nın 38. maddesinde suç ve cezaların yasallığı ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke, suç oluşturan eylemlerin ve bunların cezalarının kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde, açık, net ve anlaşılabilir biçimde yasa ile düzenlenmesini gerektirmektedir. Kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı, kişi güvenliğinin sağlanmasındaki üstün hukuki yarar da böyle bir düzenlemeyi zorunlu kılmaktadır. İtiraz konusu kuralla göndermede bulunulan 257. madde uyarınca, mükelleflerin uyması gereken zorunlulukları belirleyecek olan Maliye Bakanlığı nın, bunlara ilişkin kuralları ne zaman getireceği, değiştireceği veya kaldıracağı belli olmadığından, suç oluşturan eylemin, yasaya bakılarak saptanması olanaklı değildir. İdare tarafından suçun, tebliğ gibi düzenleyici tasarruflarla belirlenmesinin ise yasallık ilkesinin içerdiği temel güvenceleri sağlayamayacağı kuşkusuzdur.