SGR J1833-0832. Sıkıntıdan patlayan bir yıldız GÜNCEL



Benzer belgeler
RADYO ASTRONOMİ. Nazlı Derya Dağtekin

Kütle Aktarımı Yapan İki İlginç X-ışını Atarcası: GX 1+4 ve SXP 1062

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

Astronominin İlkleri. En eski bir bilim dalı olan astronomi; ilk medeniyetlerle doğmuştur.

GÖKYÜZÜ GÖZLEM TEKNİKLERİ EMRAH KALEMCİ

Teleskop: gökyüzüne açılan kapı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Uzaydaki Gözümüz Neler Görüyor? Hubble ın Gözüyle

Etkinlikleriniz hakkında bilgiyi adresine gönderirseniz websitemizdeki etkinlik takviminde duyurulacaktır.

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti

12. SINIF KONU ANLATIMLI

GÖKADAMIZ SAMANYOLU GÖKADASI

Türkiye de Astronomi, Astrofizik ve Uzay Bilimleri Çalışmalarının Bugünü ve Geleceği

X-Işınları. 1. Ders: X-ışınları hakkında genel bilgiler. Numan Akdoğan.

Mikrobiyotanın En Etkili Analizi: Yeni Nesil Dizileme Sistemleri. Barış Otlu İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilimdalı

REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

11. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

Beyaz cüceler Nötron yıldızları. Emrah Kalemci Sabancı Üniversitesi

TEMİZ SU KRİZİYLE YÜZLEŞME

SU Lise Yaz Okulu Kozmoloji ve Evren

SU Lise Yaz Okulu. Mikrodalga Fon Işıması Madde nin oluşması

SU Lise Yaz Okulu Kozmoloji ve Evren

KALITSAL MADDE PROF. DR. SERKAN YILMAZ

11. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

Etkinlikleriniz hakkında bilgiyi adresine gönderirseniz websitemizdeki etkinlik takviminde duyurulacaktır.

Kadri Yakut

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) BES BAHAR

Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu. Test 1 in Çözümleri

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Haziran 2013

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 12. Sınıf 1 GENDEN PROTEİNE

AST202 Astronomi II. Arş. Gör. Dr. Tolgahan KILIÇOĞLU

Kasım/Aralık fındığın başkenti. kirazın anavatanı

Genç Nötron Yıldızlarının Yayılma Diskleriyle Evrimi

Radyasyon ve Elektromanyetik Spektrum

Coğrafya X-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Not: Bu yazımızın video versiyonunu aşağıdan izleyebilirsiniz. Ya da okumaya devam edebilirsiniz

X-Işınları. Gelen X-ışınları. Geçen X-ışınları. Numan Akdoğan.

atomları oluşturması için uygundu. Atom yoğunluğunda, yani birim hacme düşen atom sayısında oluşan küçük (yaklaşık de bir) iniş çıkışları,

TEMEL VETERĠNER GENETĠK

Gen haritasının ne kadarı tamamlandı DNA'nın şimdiye kadar yüzde 99'u deşifre edildi.

TEST 1 ÇÖZÜMLER FİZİK BİLİMİNE GİRİŞ

12. SINIF KONU ANLATIMLI

AST404 GÖZLEMSEL ASTRONOMİ HAFTALIK UYGULAMA DÖKÜMANI

Ürün Detayları EGO DS 11. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI. Eğitim doğamızda var

ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ

AST202 Astronomi II. Doç. Dr. Tolgahan KILIÇOĞLU

Dönme. M. Ali Alpar. Galileo Öğretmen Eğitimi Programı. Sabancı Üniversitesi Nesin Matematik Köyü Şirince

Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine

Evrenimizdeki karanlık maddenin 3 boyutlu olarak modellenmesi Karanlık maddenin evrende ne şekilde dağıldığı hala cevabı bulunmamış sorulardan

YTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı Özel Laboratuvar Dersi Radyasyon (Işınım) Isı Transferi Deneyi Çalışma Notu

Ulusal. Gözlemevi.

BYM613 Genetik MühendisliM. Hacettepe Üniversitesi. 2011) Chemical and Biomolecular Eng., Cornell Uni.

4.2 Nötron Yıldızları

Sunum ve Sistematik. Bu başlıklar altında uygulamalar yaparak öğrenciye yorum, analiz, sentez yetisinin geliştirilmesi hedeflenmiştir.

İÇİNDEKİLER -BÖLÜM / 1- -BÖLÜM / 2- -BÖLÜM / 3- GİRİŞ... 1 ÖZEL GÖRELİLİK KUANTUM FİZİĞİ ÖNSÖZ... iii ŞEKİLLERİN LİSTESİ...

SUNUM KONUSU : GAMA IŞINLARI SUNUMU HAZIRLAYAN : KEMAL AKKUŞ NUMARASI : KONU BAŞLIKLARI

Kızılötesi. Doğrudan alınan güneşışığı %47 kızılötesi, %46 görünür ışık ve %7 morötesi ışınımdan oluşur.

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'

YILDIZLARIN HAREKETLERİ

X IŞINLARININ NİTELİĞİ VE MİKTARI

KÜMELER. Serdar Evren Astronomiye Giriş II

DOĞU ANADOLU GÖZLEMEVĐ

Bölüm 1: Fizik ve Ölçme

00220 Gıda Biyokimyası

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

GÖKYÜZÜ. İlk Yer Benzerİ Ötegezegen Bulundu. - AAK Mayıs Etkinliği - Çift Yıldızda Çekimsel Mercek Etkisi - Gökyüzü Köşesi

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ EĞİTİM PROGRAMI (2014 Girişli öğrenciler için)

RSI Yaz Okulu İzlenimleri (Bilge Zeren Aksu)

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Elektromanyetik Işıma Electromagnetic Radiation (EMR)

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12 SINIF FİZİK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

BİY 4008 GENETİK MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Doç. Dr. Nurettin YÖREK

1. Sınıf I. YARIYIL Dersin Kodu Dersin Adı Kredisi AKTS. 1. Sınıf II. Yarıyıl Dersin Kodu Dersin Adı Kredisi AKTS

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

Türkiye de Radyo Astronomi Çalışmaları. Doç. Dr. İbrahim KÜÇÜK Erciyes Üniversitesi

Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur:

TÜRKiYE ULUSAL RADYO ASTRONOMi GöZLEMEVi (TURAG): TÜRKİYE İÇİN RADYO TELESKOP

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMASÖTİK KİMYA ANABİLİMDALI GENEL KİMYA II DERS NOTLARI (ORGANİK KİMYAYA GİRİŞ)

Fen ve Mühendislik Bilimleri için Fizik

X-Işınları. Numan Akdoğan. 1. Ders: X-ışınları hakkında genel bilgiler.

ACIBADEM DOĞA KOLEJİ BİLİM OKULU

Fizik çok geniş alanı kapsadığından daha sınırlı konularla ilgilenen alt dallara ayrılmıştır.

Parçacık Fiziği Söyleşisi

FİZİK ANABİLİM DALI. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Anabilim Dalı ANS Kampüsü, Afyonkarahisar

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Genel Mikrobiyoloji. Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır.

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

X-IŞINLARI KIRINIM CİHAZI (XRD) ve KIRINIM YASASI SİNEM ÖZMEN HAKTAN TİMOÇİN

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

Dersin Kodu Dersin Seviyesi

Transkript:

GÜNCEL Sıkıntıdan patlayan bir yıldız SGR J1833-0832 Yengeç bulutsusu içinde yer alan ve enerjisini dönme enerjisinden sağlayan Yengeç atarcasının kompozit X-ışını ve optik görüntüsü. NASA/CXO ve NASA/ ESA/HST Ersin Göğüş Nötron yıldızları, Jocelyn Bell ve Antony Hewish tarafından tesadüfen keşfedildikleri 1968 den bu yana yüksek enerji astrofiziği araştırmalarının gündeminde. En yakını bize yüzlerce ışık yılı mesafedeki nötron yıldızları, bilinen en güçlü mıknatıslar. 32 NTVBLM TEMMUZ 2010 magneto.indd 32 27.06.2010 05:54

Ömrünü tamamlayan yüksek kütleli (Güneş in 8-10 katı kütlede) bir yıldız, çekirdeğine çökme sonucu gerçekleşen süpernova patlamasıyla, merkezinde bir nötron yıldızı veya karadelik oluşmasına olanak sağlıyor. Nötron yıldızının kütlesi Güneş in kütlesi mertebesinde olacak, ama onca kütlenin 10 km yarıçapında bir kürenin hacmine sıkışması gerekecek. Güneş in yarıçapının 700.000 km olduğunu hatırlarsak, bir nötron yıldızının ortalama yoğunluğunun Güneş inkinden yaklaşık 5 milyon kat fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu özellikleriyle nötron yıldızları, çıplak gözle olmasa da teleskop yardımıyla gözlenebilen, maddenin en yoğun olduğu yapılar. 1970 lerin sonunda Dünya yörüngesinde bulunan gama ışını uydu teleskopları, uzayın belli bölgelerinden, benzer özelliklerde ve çok yüksek enerji yayan patlamalar belirlediler. 1987 ye kadar bir çeşit gama ışını patlaması olarak düşünülen bu olayların kaynağının, aslında Samanyolu veya yakınında bulunan ve yumuşak gama tekrarlayıcıları (SGR, soft gamma repeaters) olarak adlandırılan nötron yıldızları olduğu kanısı ağırlık kazandı. SGR patlamaları saniyenin onda biri gibi çok kısa sürelerde meydana geliyor, ancak bu kısacık süreçte Güneş in bir yıl boyunca tüm yüzeyinden yaydığı kadar enerji uzaya yayılıyor. SGR patlamalarıyla yayılan enerjinin kaynağı nedir? Nötron yıldızları için yaygın olarak bilinen iki enerji kaynağı var. İlki yıldızın dönme enerjisi: Yeni doğan nötron yıldızı saniyenin binde biri mertebesindeki bir zaman diliminde kendi ekseni etrafında dönüyor. İkincisi ikili sistemdeki nötron yıldızına, eş yıldızından akan madde. SGR ler için her iki mekanizma da işlemiyor, çünkü onlar hem eksenleri etrafında Gama ışını patlamaları SGR patlamaları Gama ışını patlamaları evrenin her yerinde her an meydana gelebilen, Büyük Patlama enerjisinden sonra en yüksek mertebede enerji içeren olaylar. Elektromanyetik tayfın gama ışını bandı, düşük enerjili yumuşak gama ışıması ve yüksek enerjili sert gama ışıması biçiminde bölümleniyor. Gama ışını patlamalarının enerji tayfı, SGR patlamalarına oranla çok daha fazla yüksek enerjili gama ışını fotonu içeriyor. Bu nedenle SGR patlamalarının tayfı, gama ışını patlamalarına göre daha yumuşak. Bu iki sınıf patlama arasındaki diğer önemli fark, gama ışını patlamalarının tekrar etmemesi. Gama ışını patlaması görüldükten sonra uzayın o bölgesinde başka olay meydana gelmiyor. SGR patlamaları ise tekrarlamalı: Uzayın belli bölgelerinden, gelişigüzel aralıklarla, genel özellikleri birbirine çok benzeyen yüksek enerjili olaylar gözleniyor. Bu iki önemli farklılık ışığında yumuşak gama tekrarlayıcıları ayrı bir grup olarak karşımıza çıkıyor. Doç. Dr. Ersin Göğüş Lisans ve yüksek lisansını ODTÜ Fizik Bölümü nde tamamladıktan sonra NASA Marshall Uzay Uçuş Merkezi nden doktora derecesini aldı. Doktora sonrası araştırmalarını National Space Science & Technology Center da tamamladı. Çalışmalarına Sabancı Üniversitesi nde devam ediyor. Bilimsel çalışmalarını magnetarlar ve gama ışını patlamalarının geniş dalga boyunda X ve gama ışını gözlemleri odaklı sürdürüyor. Astronomi ve uzay bilimlerinin eğitimde etkin kullanımını hedefleyen öğretmen eğitim programları düzenliyor. yavaş dönüyor hem de ikili sistem içinde değiller. 1992 de Robert Duncan ve Christopher Thompson adlı astrofizikçiler, SGR patlamalarının karakteristik özelliklerini açıklayabilmek için bambaşka bir enerji mekanizması, yeni bir bakış açısı önerdiler: Yıldızın manyetik enerjisinin, gözlenen patlamaların enerjisini sağlayabilmesi için SGR olarak adlandırılan sistemlerin, çok yüksek manyetik alan şiddetine sahip (100 trilyon ) nötron yıldızları olmaları gerekir. Takip eden yıllarda bu modeli geliştiren ikili SGR lerin sürekli ışımalarını da, yıldızın güçlü manyetik alanının etkileriyle açıkladı ve kendi manyetik alanlarının enerjisiyle beslenen bu sistemleri magnetar olarak adlandırdı. Magnetar modeli, önerildiği dönemde ve hemen sonrasında bilim camiasında yaygın kabul görmedi. 1998 de, bilinen bir SGR kaynağının dönme periyodu ve periyodundaki yavaşlamaya dayalı ilk manyetik alan ölçümü, magnetarlar için beklenen alan şiddeti değerlerini ortaya çıkarınca, magnetar modeli önem kazandı. Takip eden yıllarda benzer kaynaklardan elde edilen manyetik alan ölçümlerinin benzer TEMMUZ 2010 NTVBLM 33 magneto.indd 33 27.06.2010 05:54

Bir nötron yıldızının temsili resmi. mertebelerde olduğunun bulunmasıyla, magnetar modeli geçerliliğini perçinlemiş oldu. Samanyolu nda 2000 den fazla nötron yıldızı gözlenmiş olmasına karşın, 90 ların sonuna kadar ikisi yine gökadamızda, biri de Büyük Magellan Bulutu nda olmak üzere sadece üç SGR bilinmekteydi. 1998 de gözlenen patlamalarla yeni bir kaynağın keşfi, bilinen SGR sayısını dörde çıkardı. Magnetarlar, muazzam manyetik alanlarıyla, bize yüksek manyetik alan içeren ortamlar hakkında eşi benzeri olmayan veriler sağlıyor. Bu nedenle bilinen tüm SGR kaynaklarının değişik dalgaboyu aralıklarında gözlenmesi ve verilerin dikkatle incelenmesi, bu sistemlerin doğasını daha iyi anlamamızı sağlıyor. SGR gözlemlemek kolay bir iş değil. Bu kaynaklar, sürekli ışımalarını X-ışını bandında yaptıkları için gözlemlerin Dünya yörüngesinde bulunan uydu teleskoplarıyla yapılması, bunun için de öncelikle, kısıtlı zaman sunan uydu teleskoplarında gözlem zamanı elde etmek gerekiyor. SGR gözlemlerini zorlu kılan bir diğer nokta, bu kaynakların patlama evresine ne zaman gireceklerinin önceden kestirilememesi. Bu zorlukların üstesinden gelmenin bir yolu, uydu teleskoplarıyla fırsat gözlemleri yapmak ve patlamalar kendilerini gösterirse SGR kaynağını gözlemek. Üyesi olduğum araştırma ekibi, bu kaynakları NASA nın Rossi ve Chandra X-ışını teleskoplarıyla fırsat gözlemleri kapsamında takip ediyor. Geçtiğimiz birkaç yıl, SGR araştırmaları açısından çok önemli teknik gelişmelere sahne oldu. 2005 ten bu yana faaliyetini sürdüren Swift uydu teleskobuna ek olarak, 2008 Ağustos unda yine NASA tarafından inşa edilen Fermi gama ışını uydu teleskobu da yörüngeye yerleşti. Bu gelişme meyvelerini çok geçmeden verdi: Biri aynı yıl, diğeri 2009 da olmak üzere iki yeni SGR keşfedildi ve bilinen SGR sayısı altıya ulaştı. Her iki kaynağın temel özellikleri, bu konuda 10 yılı aşkın takip gözlemleriyle uzmanlaşan ekibimiz tarafından duyuruldu. Işıma şiddeti Zaman (s) Space Teleskope Science Institute SGR J1833 0833 patlamasının Swift uydu teleskobu ile gözlenen ışık eğrisi. Yeni bir SGR keşfediliyor 19 Mart ta Swift uydu teleskobu Samanyolu nun merkezi doğrultusundan çok kısa süreli bir patlama gözledi. Patlama saniyenin 50 de biri kadar sürmesine rağmen açığa çıkan enerji çok yüksek mertebelerdeydi. Patlama tayfının diğer SGR lerden gözlenen patlama tayflarına çok benziyor olması, yeni bir SGR kaynağının habercisiydi: SGR J1833 0833 (SGR adlandırmalarında yıldızın bize göre galaktik koordinatları kullanılıyor). Patlama ile kaynağın SGR özelliğinin anlaşılması çok önemli bir aşama olsa da bu, onun yeni bir magnetar olup olmadığının anlaşılması için yeterli değildi. Bu aşamada fırsat gözlemleriyle takibi başlatıp, yaklaşık bir aylık süre boyunca yeni kaynağı mercek altında tutmak gerekecekti. Fırsat gözlemlerinin ilk önemli sonuçlarını aynı gün elde ettik: Yeni kaynak, ekseni etrafındaki dönüşünü 7,56 saniyede gerçekleştiriyor. Bu sonucu, konuyla ilgilenen araştırmacıların yakından takip ettiği elektronik telgraf aracılığıyla kısa sürede tüm dünyaya duyurduk. Yeni kaynağın aynı zamanda bir magnetar olup olmadığının anlaşılması için dönme periyodunun zamana göre değişiminin belirlenmesi, bunun içinse X-ışınlarında yaklaşık bir aylık takip gözlemi gerekiyordu. Bu süreçte, dünyanın önde gelen optik, kızılötesi ve radyo teleskoplarında gözlem zamanı bulunan araştırmacılar bizimle irtibata geçerek ortak çalışma isteklerini bildirdiler. Yeni kaynağın bulunmasının bir hafta sonrasında, Sabancı Üniversitesi araştırmacılarına ek 34 NTVBLM TEMMUZ 2010 magneto.indd 34 27.06.2010 05:54

EVRENDEKİ BAZI MANYETİK ALANLAR olarak ABD, Hollanda, İtalya ve İngiltere den araştırmacılarla güçlü bir ekip oluşturduk. Heyecanlı bir serüven havasında geçen birkaç haftalık yoğun çalışmanın ardından yeni SGR kaynağının manyetik alanını 180.000.000.000 olarak belirledik. Yeni kaynak gerçekten de yeni bir magnetar! Bünyesinde 5x10 39 J kadar manyetik enerji barındırıyor; bir başka deyişle, Güneş in tüm yüzeyinden yaklaşık 45 bin yılda yayacağına eşdeğer bir enerji. Optik, kızılötesi ve radyo dalgaboylarında yeni kaynak bulamadık, ama bu gözlemlerden elde ettiğimiz sınır değerler, sistemin genel özelliklerini belirlememizde önemli rol oynadı. Bu keşif astrofiziksel açıdan çok önemli, çünkü bilinen çok az sayıda SGR kaynağı var ve bu kaynaklar genelde patlamaların olmadığı durgun evredeler. Yeni bir kaynağın biliniyor olması bize takip edecek yeni bir sistem sunuyor. Bu kaynak SGR olarak sınıflansa da, öteden beri bilinen SGR lerden biraz farklı patlama özelliklerine sahip: Çok Bir yıl ara ile çekilmiş iki X-ışını görüntüsü. Solda 2009 da elde edilen görüntü. Sağda ise aynı bölgenin keşiften sonraki görünümü. Sağda SGR J1833-0832 açıkça görülüyor. SGR lerin gökadamız düzlemindeki yerleri Dünya nın ekvatordaki manyetik alan şiddeti 0,00003 Buzdolabına yapışan sıradan mıknatıs 0,005 Sıradan bir mıknatıs 0,1 Tıbbi MR cihazı 3,4 Güneş in manyetik alanı 4 Laboratuvarda elde edilen en yüksek manyetik alan 45 En yüksek manyetik alana sahip beyaz cüce 10.000 Genç bir nötron yıldızı manyetik alanı 100.000.000 Magnetar 100.000.000.000 fazla sayıda patlama yapmıyor ve patlama sonrası artış gösteren sürekli X-ışıması daha yavaş azalıyor. Bu özellikleriyle SGR J1833-0832, benzer davranış gösteren, sayıları çok daha fazla olabilecek ama henüz keşfedilmemiş SGR ler için prototip oluşturabilir. Keşfi takiben hazırladığımız ve yayımlanması için alanın saygın dergilerinden The Astrophysical Journal a gönderdiğimiz makale kabul edildi. Yeni SGR kaynağının keşfiyle birlikte farklı birçok özelliklerini de sunduğumuz yayın, önümüzdeki aylarda basılacak. Bu araştırma, ülkemiz yüksek enerji astrofiziği açısından büyük önem taşıyor. 1970 lerde dünyada hızla gelişen X-ışını ve gama ışını astrofiziği Türkiye de de paralel bir seyir gösterdi. Ülkemizin kendi astrofizik uydu teleskobu bulunmamasına rağmen, yüksek enerji astrofizikçileri NASA ve ESA ya gözlem projeleri sunarak uydu teleskobunda gözlem zamanı elde edebiliyorlar. SGR J1833-0832 nin keşfi, bu geleneğin sürdüğünün önemli bir göstergesi. Bu başarılı geleneğin sürebilmesiyse, yüksek enerji astrofiziğine meraklı ve araştırma konusunda hevesli gençlerin bu alanda çalışmaları ile mümkün. Kaynaklar: Göğüş, E. ve ark. Discovery of a new Soft Gamma Repeater, SGR J1833-0832, The Astrophysical Journal, baskıda. Duncan, R. ve Thompson, C. Formation of very strongly magnetized neutron stars - Implications for gamma-ray bursts, The Astrophysical Journal, 392, L9 (1992). Magnetarlar hakkında Robert Duncan tarafından hazırlanan bilgi sayfası: http://solomon.as.utexas edu/~duncan/ magnetar.html TEMMUZ 2010 NTVBLM 35 magneto.indd 35 27.06.2010 05:54

Sentetik Synthia nın kısa öyküsü Mayıs ayının sonunda, J. Craig Venter Enstitüsü tarafından açıklanan ve tamamen yapay olarak sentezlenmiş bir genomun kontrol ettiği ilk bakteri hücresi Synthia geleceğimizi değiştirebilir. Betül Kacar Arslan 36 NTVBLM TEMMUZ 2010 J. Craig Venter Enstitüsü 15 yılı aşkın süredir sentetik biyoloji alanında çalışıyor. Enstitü başkanı Dr. Craig Venter ı bu sene onuncu yıldönümünü kutladığımız İnsan Genomu Projesi nden tanıyoruz. Venter ın işe genomlardan başlaması şaşırtıcı değil. Çünkü genomlar canlıları tanımlayan, hücrenin sahip olduğu kalıtsal bilgileri taşıyan yönetici yapılar. Synthia ile tanışalım Venter ın Synthia adını verdiği ve yapay genomla varlığını sürdüren bakteri bu bağlamda büyük önem taşıyor. Eğer hücreler girdi/çıktı algoritması ile işlevlerini sürdürüyorsa, hücrenin kodlarını bir bakıma hack leyerek, istediğimiz reaksiyonları yürütecek bir organizmaya neden sahip olmayalım? Heyecan verici olduğu kadar ürkütücü de olan yöntem, sınırların hayal gücü tarafından belirleneceği yapay yaşamın kapılarını aralıyor. 15 sene önce, Genetik bilgiyi taşıyan DNA parçalarını nasıl birleştirip genom haline getirebiliriz? Bu materyali bir organizmadan diğer organizmaya nasıl aktarabiliriz? sorularına cevap bulmak isteyen Venter, işe M. mycoides bakterisine ait, doğruluğundan emin olunan bir genom dizisiyle başladı. 1080 baz çifti uzunluğunda, birbirleriyle örtüşebilen 1078 DNA parçasını sentezleyen ekip üç aşamalı bir strateji belirledi. İlk aşamada 10 kaset kullanılarak 10.000 er baz çifti taşıyan 110 parça sentezlendi. İkinci aşamada bu BEŞ MADDEDE YAPAY GENOM Tasarım Hazırda var olan bir genomun DNA dizilimleri elde edilir. Yapay genomun sahip olması istenen özellikler tasarlanır. Sentez Başka bir genom taslak olarak kullanılarak sentez gerçekleştirilir. Milyon baz çiftinden oluşan genom, parçalara ayrılarak sentezlenir. Yapım ve aktarım Kendisini kopyalayabilen canlı hücreler, cansız hücrelerden ayrıştırılır. DNA rekombinasyon teknolojisi kullanılarak yapay genom hedef organizmaya aktarılır. Onay Aktarımın gerçekleşip gerçekleşmediği test edilirken birinci basamakta yapay genoma yerleştirilen özgün dizilimler incelenir. Genom dizilimi, genom sıralayıcı cihazlarla onaylanır. Tanım Kendi kendini kopyalayıp çoğalabilen bu yeni organizmanın özellikleri tanımlanır; hücre kullanıma hazırdır. Kim demiş yapay diye? Hücredeki bilgileri taşıyan, kısacası hücreyi hücre yapan an genomu yapay yolla sentezleyerek, birbirinden farklı organizmalara aktarmak Venter ın çalışmasındaki başarılardan sadece biri. Sentezlenen nen genom, aslında doğada a var olan bir bakteriye ait. 10.000 baz çiftinden 10 adet alınarak 200.000 baz çifti uzunluğunda 11 DNA parçası oluşturuldu. Son aşamadaysa 11 DNA parçası bir araya getirilerek maya hücrelerine aktarıldı. Bu şekilde maya hücresi, yapay bir genoma sahip oldu. Daha sonra bakteri genomu taşıyan maya hücrelerinden yalıtılan yapay genom, bu kez M. capriculum adındaki alıcı bakteri hücresine aktarıldı. Bakteri, bu yapay genom üzerinde kodlu proteinleri üretmeye başladı. Sentetik genoma JCVI buradaydı filigran ibaresini yerleştindren araştırmacılar, iki günün sonunda sadece yapay DNA taşıyan bakterilerin büyüdüğünü gözlemledi. Burada önemli nokta, genomu değiştirilen en bakterinin davranışsal özelliklerinin de tamamen değişmesi. Şimdiye e kadar kuramsal olarak bilinen genotipik (kodlu genetik bilgide içerilen) özelliklerin fenotipik (genetik bilginin fiziksel özellikler şeklindeki dışavurumuyla ilgili) özelliklere etkisi böylece kanıtlanmış oldu. magneto.indd 36 27.06.2010 05:55

Bu araştırmadan elde edilenlerin çok daha ayrıntılı çalışılacağı ve farklı alanlarda uygulanacağına şüphe yok. Venter, işin en zor kısmını atlatmış ve bir yöntem oturtmuş durumda. Artık istediğimiz bir organizmanın milyonlarca büyüklükteki genomunu kimyasal olarak sentezleyebiliyor ve başka bir organizmaya aktarabiliyoruz. Canlıları kendi kendini kopyalayabilen sistemler olarak tanımlayan bilim, artık kendisine aktarılan herhangi bir genomu kopyalayarak işlevlerini sürdürebilen canlıları oluşturma noktasına geldiyse, bundan sonra sorulacak soru, Ne tür bir genoma ve ne tür özelliklere sahip bir canlı oluşturmak istiyoruz? olacak. Yapay devrime doğru 19. yüzyılın başında deney tüpünde kimyasal tepkime gerçekleştirmenin etik boyutları tartışılıyordu. Aynı yüzyılda Wöhler, amonyum siyanat kimyasalından üre sentezleyerek organik kimyayı sihir olmaktan çıkarmış, bilim dalına dönüştürmüştü. 21. yüzyılın başında, benzer bir kırılma noktası olan yapay DNA var karşımızda. Yapay hayatın etik boyutu çoğu insanın kafasını kurcalıyor. Modern fiziğin gelişimini atom M. mycoides JCVIsyn1.0 ın taramalı elektron fotoğrafı. YAPAY YAŞAMA ADIM ADIM 2007 Mycoplasma mycoides bakterisinin genomu, Mycoplasma capricolum a nakledildi. DNA nın yazılım gibi çalıştığı ve hücrenin fenotip özelliklerini belirlediği gösterilmiş oldu. Mycoplasma genitalium JCVI-1.0 genomu kimyasal olarak sentezlendi ve maya hücrelerine klonlandı. Organizmalara ait genomların laboratuvar ortamında elde edilebileceği, başka organizmalara aktarılabileceği gösterildi. Maya hücresine ait modifiye edilmiş genom, bakteri hücrelerine aktarıldı. Bir canlıdan diğerine DNA aktarımı yapılabileceği bir kez daha kanıtlandı. 2010 Mycoplasma mycoides JCVIsyn1.0 genomu yapay olarak sentezlenip Mycoplasma capricolum hücresine aktarılarak, kendi kendini yenileyebilen yeni bir bakteri oluşturuldu. Bu çalışma, kendini yenileyebilen yapay genomların alıcı hücreye aktarılıp yaşatılabileceğini gösteren ilk örnek. Bu şekilde, istediğimiz türde genom tasarlayıp, istediğimiz etkileşimleri gösteren bir organizmayı laboratuvar ortamında oluşturmak mümkün. Dr. Betül Kacar Arslan Georgia Teknoloji Enstitusu NAI Ribozom ve Evrim Merkezi nde soyoluş analizi yöntemi ile antik genleri canlandırma ve deneysel evrim üzerine doktora sonrası araştırmalarını sürdürüyor. betul@gatech.edu bombasıyla taçlandıran bir geçmişe sahip insanlık için bu korkular yersiz değil. İnsanlığın sonunu getirecek bir başka ırkın üretileceğini düşünüp endişelenmek için henüz erkense de, yapay olarak tasarlanabilecek organizmaların uzun vadede sağlayacağı katkılar göz önüne alınırsa bunun devrimsel bir buluş olduğu ortada. Yapay canlılar, ilk aşamada biyoyakıtlarda, çevresel kirleticilerin ve atık suların bakteriler tarafından temizlenmesinde ve 24 saatten kısa sürede aşı hazırlanmasında kullanılabilir. Kendi ellerimizle hazırladığımız bir hücrede olup bitenleri test etmek, kanser tedavisi araştırmaları için de yararlı olabilir, zira yapay olarak kanserli bir organizma yaratıp içinde neler olduğunu gözlemlemek artık hayal değil. İnsanoğlunun keşfetme ve öğrenme arzusu sayesinde sentetik biyoloji de diğer bilim dalları gibi bilimkurgu ile gerçek arasındaki farkı azaltıyor. Yine de şunu hiçbir zaman unutmamak gerek: Bilim öncelikle insanlık için var. Kaynaklar: C. Lartigue ve ark. Genome transplantation in bacteria: changing one species to another, Science, 2007 317(5838):632-8 D. Gibson ve ark. Complete chemical synthesis, assembly, and cloning of a Mycoplasma genitalium genome, Science, 2008 319(5867):1215-2 C. Lartigue ve ark. Creating bacterial strains from genomes that have been cloned and engineered in yeast, Science, 2009 25;325(5948):1693-6 D. Gibson ve ark. Creation of a Bacterial Cell Controlled by a Chemically Synth sized Genome, Science Express, 2010 TEMMUZ 2010 NTVBLM 37 magneto.indd 37 27.06.2010 05:55