Transit Geçiş Yazan Ayşe Bayramoğlu 1
Adam 30lu yaşların başında, örgüt lideri. Hangi örgütün lideri olduğunun bir önemi yok. Kadın 30lu yaşlarının sonlarında, transseksüel. Solgun renkli bir çekyat, bir tahta sandalye, sandalyenin üzerine serili gazete kağıdı, kağıdın üzerine ters çevrilmiş iki çay fincanı, yerde su ısıtıcısı, duvarda kenarı kırık bir boy aynası, aynanın dibinde makyaj çantası, yerde plastik kafalara geçirilmiş birkaç bakımlı ama sentetik peruk. Bir kadın (transseksüel) elinde alışveriş poşetleriyle girer, içeriye seslenir. KADIN: Benim. İçeriden ses gelmez. Kadın evin her tarafına bakar, birini arıyordur ama kimse yoktur. Telaşlanır. Aynanın üzerinde bir not bulur, okur, rahatlar. Elindeki poşetlerle çekyata oturur. Poşetten çıkardığı çay kutusuyla şeker kutusunu sandalyenin üstüne koyar. Ayakkabılarını çıkarıp su ısıtıcısının düğmesine basar. Suyun yavaş yavaş kaynayışını dinlerken kapı çalınır. Isıtıcı kaynar, kendi kendini kapatır. Kadın bir süre ne yapacağına karar veremez bir halde bekler, kapı tekrar çalınır. ADAM: (Ses) Benim. Kadın rahatlar, gidip kapıyı açar. KADIN: Delirdin mi sen? Ne işin var dışarıda? ADAM: Dur, içeri gireyim. Adamın kapüşonu kapalıdır, tedirgindir. Sırt çantası sırtında içeri meyleder. Kadın o girmeden sarılmak ister, adam istemez. ADAM: Çekil de geçeyim. Adam içeri girer. KADIN: İyi misin? ADAM: Kapat kapıyı. Kadın kapıyı kapatır. ADAM: İyiyim, merak etme. KADIN: Korktum. ADAM: Çıkmam lazımdı. 2
KADIN: Ya dönemeseydin? ADAM: Döneceğim diye yazdım, geldim bak. Kapat perdeleri. Kadın perdeleri kapatır. Adam sırt çantasını çıkarır. Kadın ona sarılmak ister. Adam izin vermez, sıyrılır. KADIN: Saklanmaktan sıkıldın, değil mi? Burada saklanmak daha da zor tabii. Biri duysa Ama sen hiçbir şeyden korkmazsın. Söylemişsindir belki de; sevgilimin yanındayım, burası en güvenli yer. Çünkü onunla olduğum kimsenin aklına gelmez. Adam gidip ısıtıcının düğmesine basar. Düğme atar, tekrar basar, düğme tekrar atar. ADAM: Bozuk bu! KADIN: Acelen ne? ADAM: Kaynatmıyor. KADIN: Bekle biraz, su soğusun. Sonra bas. ADAM: Adam gibi bir ocak al artık! KADIN: Olur. Ankestre mi istersin? ADAM: Çay istiyorum. Demleme çay. KADIN: Anladım. Bu poşet işleri senin gibi birine uygun değil. Sonra insanlar ne der? Sefil bir hayat da sürsek çay adam gibi demlenmeli, değil mi? Adam ısıtıcının düğmesine basar, su kaynar. Hem kendisine hem kadına birer fincan poşet çay yapar. Çekyatta yan yana otururlar. Adam dönüp kadını seyreder, onun yüzünü okşar, uzanıp dudaklarından öper. KADIN: Neredeydin? ADAM: Bir şeyler aldım. KADIN: Bana söyleseydin, ben alırdım. Şimdiye kadar hep böyle yapmadık mı? Adam çantasından yüksek topuklu bir kadın ayakkabısı çıkarır. ADAM: Bak. Nasıl? KADIN: Sen hiç benim bu tarz giydiğimi gördün mü? ADAM: Olsun, ben giyerim. KADIN: Sen? ADAM: Postaldan sonra terfi gibi olur, değil mi? 3
KADIN: Devrimi topukluyla mı yapacaksın? Adam ayakkabıyı giyer, ayağa kalkmayı dener, dengesini bulmakta zorlanır. Kadın koluna girer, yürümesine yardım eder. KADIN: Dur, düşeceksin. ADAM: Zormuş. KADIN: Tamam, çıkar artık. Ver bana. ADAM: Söyledim ya, ben giyeceğim. Kadın adamın kolundan çıkar, adam dengesini kaybedip düşer. Ayakkabının topuğu kırılır. KADIN: İyi misin? ADAM: Senin ayakların 42 miydi? KADIN: Bileğine bakalım. ADAM: Topuğu kırılmış. Yapıştırsak tutar mı? KADIN: Biz yapıştırırsak tutmaz. Götürür yaptırırım yarın. ADAM: Yarın çok geç. Bu 42 ydi. Başka renk de olur. Baksana dolabına. KADIN: Niye aldın bunları? Adam cevap vermez, topallayarak gider, kadının kenarda duran ayakkabılarını alıp giyer. KADIN: Bırak, onları da kıracaksın. ADAM: Öğrenmem lazım. KADIN: Niye? ADAM: Bu sene dağda topuklu modaymış. Adam çantasından bir külotlu çorap çıkarır. KADIN: Soygun mu yapacaksın? Topuklu da silah. ADAM: Çıplak ayakla giyince vurur dedi adam. Bana 3 numara olurmuş. KADIN: 3 mü? 3 olmaz. Adam pantolonunu çıkarır, çorabı giymeye yeltenir. Bacaklarındaki kılları görür. ADAM: Böyle de çirkin olacak. Benim jiletlerden getirsene. 4
KADIN: Ne yapıyorsun? ADAM: Böyle gideyim diyorum, olmaz mı? KADIN: Nereye? ADAM: Körle yatan şaşı kalkar lafı var ya, büyük yalan. KADIN: Ne? ADAM: Biz de yatıyoruz ama sen benim esprilerimden anlamıyorsun. KADIN: Espri mi şimdi bu? ADAM: Evet. KADIN: Espri olsun diye mi gidip kendine kadın kıyafetleri aldın? ADAM: Evet. KADIN: Espri olsun diye canını tehlikeye attın. ADAM: Kimse görmedi. Merak etme. KADIN: Bana ne! Ben niye merak edeyim? Örgüt liderlerinin de eğlenmeye hakkı vardır tabii. Bunu anlamayacak ne var? Bunu herkes anlar. Ensendeki polis mesela, anlar. Ondan, görmüşlerdir de indirmemişlerdir seni bugün sokakta. Eğleniyor garip, ellemeyelim de eğlensin, demişlerdir. Ama ne olur ne olmaz diye buraya kadar da takip etmişlerdir. Biraz sonra da maskeliler kırar kapıyı, ikimiz birlikte bok yoluna gideriz. ADAM: Canım, korkma, kimse görmedi beni. Senin gittiğin dükkânlara gittim. Oralara gideceğim akıllarına bile gelmez. Güvendeyim. Güvendeyiz. Hadi bir jilet getir. KADIN: Hâlâ jilet diyor! ADAM: Tamam, sen otur. Ben getiririm. Adam içeri gider. Kadın oturur, poşeti karıştırırken adam gelir, elindeki jileti kadına uzatır. ADAM: Taraklısından aldım. Uzun ya bunlar, iyi değil mi? KADIN: Bu da mı espri olsun diye? ADAM: Evet. Hep merak etmişimdir benim bacaklarım güzel mi diye. Böyle anlaşılmıyor, tıraş edince ortaya çıkar dedim. Hem ince çorap giyeceksem hakkını vermem lazım. KADIN: Her işin hakkını verirsin sen. 5
ADAM: Hadi yardım et de kurtulayım şunlardan. Hadi! Korkma. Kadın adamın bacaklarını idareten tıraş eder. KADIN: Yeter bu kadar, tamam. Böyle giy. Adam çorabı giyer, poşetten bir etek çıkarıp onu da üstüne giyer, ayakkabıları da ayağına giyer. ADAM: Nasıl? Oldu değil mi? KADIN: Tamam, yeter artık, soyun. ADAM: Olmaz. Her şey tamam olsun istiyorum. KADIN: Sen benimle dalga mı geçiyorsun? ADAM: Hayır. KADIN: Ne bunlar? Ne yapmaya çalışıyorsun? ADAM: Sadece denemek istiyorum. Merak ediyorum. Bunu senden başka kimsenin yanında deneyemem. KADIN: Ne zamandır istiyorsun bunu? ADAM: Bir süredir aklımdaydı. Sen yokken dolabı karıştırdım birkaç kere. Sonra bugün cesaretimi toplayıp kendime bir şeyler almaya çıktım. KADIN: Sana inanmıyorum. ADAM: Tamam, inanma. Ama yardım et, ne olur? Bu geceyi böyle geçirelim. Adam kadına sarılır, onu öper. Kadının şüpheleri onu terk etmez. KADIN: Bu eteğin üzerine de boğazlı kazağını giyeceksin herhalde. ADAM: Yo, onu da düşündüm. Güzel bir gömlek aldım. Hatta Adam gömleği giymeden önce poşetin içinden bir sutyen çıkarır. ADAM: Ama içini doldurmak lazım. Hadi buruştur kağıtları. KADIN: Kağıt olmaz, canın acır. Çoraplarını yuvarla. Çocukken öyle yapardım. En iyi meme çoraptan olur. İkisi birlikte adamın çoraplarını yuvarlayıp sutyene koyarlar. Kadın adama sutyeni giydirir. KADIN: Şu haline bak. 6
ADAM: Gömleği de giyeyim, öyle bak. Adam gömleği giyer. KADIN: Dünyayı değiştirecek gücün var. ADAM: Ama özgürlüğüm yok. KADIN: Bir lafınla ölüme koşacak adamların var. Seni burada böyle görseler ADAM: Göremezler. KADIN: Ne kadar rahatsın? ADAM: Değilim. Adam poşetten tıraş köpüğü çıkarır, kadına uzatır. Kadın adamın sakallarını tıraş eder. Adam poşetten makyaj çantası çıkarır. İçinden fondöten, göz kalemi vs çıkar. KADIN: Yok artık. ADAM: Hadi. Sen makyaj yaparken seyretmeyi severim, biliyorsun. KADIN: Kendime yapayım o zaman. ADAM: Uzatma, hadi. Yardım et, ben bunlardan hiç anlamam. KADIN: Bununla yüzünü kapatacağız. Kadın adamın yüzüne fondöteni sürer. KADIN: Kapat gözlerini. ADAM: Niye? KADIN: Korkma, kalem çekeceğim. Gözlerini belirginleştirmek için. Kadın adamın gözlerine kalem çeker. ADAM: İşkence mi güzellik seansı mı, belli değil. KADIN: İşkence olmadığı kesin. ADAM: Bu eller işkence yapamaz zaten. KADIN: Yukarı bak. Kadın adamın kirpiklerine rimel sürer. KADIN: Alt kirpiklere sürülmez, gözler sarkık durur. ADAM: Unutmayayım ben bunu. 7
KADIN: Şöyle balık gibi yap yüzünü. Isır yanaklarını içeriden. Kadın adamın yanaklarına allık sürer. ADAM: Annem kan gelsin diye, derdi. Kadın durur, adamın yüzünü izler. ADAM: Hadi ruja geç artık. Kadın tereddüt eder. ADAM: Sür hadi. Korkma. Kadın ruju adamın dudaklarına sürer. KADIN: Tamam. Oldu. Adam poşetten bir peruk çıkarır. ADAM: Bu nasıl takılıyor? KADIN: Ona gerek yok. Yeter bu kadar. ADAM: Hadi. Kadın adama peruğu takar. Ona uzun uzun bakar. Peruğu elleriyle düzeltir. KADIN: Hiç güzel olmadın. ADAM: Kapat gözlerini. KADIN: Niye? ADAM: Kapat hadi. Adam poşete uzanır, dibinden sahte pasaportunu çıkarır, fotoğraflı sayfasını açar. ADAM: Aç. Kadın gözlerini açar, adamın tuttuğu pasaporta bakar. ADAM: Benzedim mi? KADIN: Ama bu benim? ADAM: Evet. KADIN: Benim adım. ADAM: Seni ancak böyle yanımda götürebilirdim. 8
KADIN: Benim resmim? Benim adım? ADAM: Ben gidiyorum. KADIN: Ne zaman? ADAM: Bir saat sonra yola çıkacağım. KADIN: Bu pasaportu ne zaman hazırladılar. ADAM: Bugün bunun için çıkmıştım. Hiç durmadan sınıra kadar gideceğiz. KADIN: Olmaz. Göndermem! ADAM: Beni hiç görmedin. Tanımıyorsun. KADIN: Bırakmam! ADAM: Eylemlerimizi duydun. Sempatizandın. O kadar. KADIN: Sen benimsin! ADAM: Bütün eşyalarımı yaktım. Geride benden hiçbir şey bırakmadım. KADIN: Beni de götür. ADAM: Götürüyorum zaten. Senin sayende gidiyorum. Devrim senin sayende gerçekleşecek. KADIN: Ama biz ADAM: Ölürsem bu kılıkta yani sen ölmüş olacaksın. KADIN: Öleceksin! ADAM: Buna değer. Bir vedalaşma anı. Adam kadını öpmek için uzanır, kadın kendini geri çeker. Adam öpemez. Bir an Gider. -SON- 9