PİR SULTAN ABDAL VE SİVAS KAYNAKLI CÖNKLERDE BAZI ŞİİRLERİ *



Benzer belgeler
Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

ASIM BEZİRCİNİN KALEMİNDEN PİR SULTAN ABDAL ASIM BEZİRCİNİN KALEMİNDEN PİR SULTAN ABDAL

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

ÂŞIK EDEBİYATININ SİVAS TAKİ İLK TEMSİLCİLERİ

PÎR SULTAN ABDAL. (d.?/?-ö.?/?) âşık. [ Doç. Dr.

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İletişim çağı adını verdiğimiz bir çağda televizyon ve radyonun yoğun olarak ürettiği popü-

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

SİVAS KAYNAKLI CÖNKLERDE ŞAH HATAYİ. Yrd. Doç. Dr. Doğan KAYA *

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÂŞIK DAİMÎ (İSMAİL AYDIN)

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Duygular Dönüştü Söze. Erenler Zehir Getirin Balınan Öldürmen Beni Bağrıma Diken Batırın Gülünen Öldürmen Beni

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

Hatayî. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Bilge Şair Yunus Emre

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Yazının çıktığı kaynak: Âşık Derdiyar ın Çift Kafiyeli Şiirleri, Erciyes, S. 293, Mayıs 2002, s. 9-10

Azrail in Bir Adama Bakması

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

YUNUS EMRE LER VAR OLDUKÇA Salı, 09 Temmuz :17

tellidetay.wordpress.com

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Yayımlandığı ye: Yol, S. 13, Ankara, Ekim/Kasım 2001, s

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

ALTININ DEĞERİNİ SARRAF, KELAMIN DEĞERİNİ ERBAP ANLAR!.. - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

SEYİT MAHMUDİ SOY SECERESİ

Tam Ekran İçin f5 basınız.

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

ÄEKİM EKLERİ. Kardeşine kitabın yerini sor. (Senin) kardeşin: Tamlama (iyelik) eki. Kardeşin-e: Kime?: YÅnelme durum eki

CÖNKLERDEN GÜN IŞIĞINA: KARACAOĞLAN * Dr. Doğan KAYA

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

ISBN :


Zengin Adam, Fakir Adam

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Hüzün Damlacıkları. Ahmet Kırca

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Transkript:

1 PİR SULTAN ABDAL VE SİVAS KAYNAKLI CÖNKLERDE BAZI ŞİİRLERİ * Doğan KAYA Pir Sultan, Türk edebiyatının önemli simalarından olup adından en çok söz edilen şairlerdendir. Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. XVI. yüzyılda yaşamıştır. Asıl adı Haydar dır. Hayatı menkabelerle doludur. Yıldızeli nin Banaz köyünde doğmuş, çocukluğu bu köyde geçmiştir. On beş yaşına gelince Banaz dan ayrılıp, Elmalı (Antalya nın Elmalı ilçesi, Çorum merkez Elmalı Köyü yahut İskilip e bağlı Elmalı köyü) ve Çorum daki Bektaşî dergâhlarında eğitim görmüş; daha sonra sipahi olmuş; Osmanlı ordusunda Belgrat Seferi ne katılmış ve Budin Kalesi nin fethinde bulunmuştur. Seferden sonra Çorum a dönüp, tekrar dergâha girmiş; bir süre sonra da vekil olarak Sivas ta Pîr in postuna (makamına) oturmuştur. Pir Sultan dergâha kapanıp kalmamış; etrafıyla ilgilenmeye başlamıştır. Dergâh, kısa sürede çevreden gelen sıkıntılı ziyaretçilerle dolup taşmaya başlamıştır. Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından bu durum, tehlike olarak değerlendirilmiş ve önce Şeyh Haydar hapse atılmış; sonra da astırılmıştır. Mezarı söylentiye göre bugün Sivas ta Kepçeli mevkiinde, taş yığını görünümünde imiş. Bu taş yığını, asılması sırasında, Hızır Paşa nın emriyle atılan taşlardan oluşmuş. Ölmeden önce, 1574 te ölen musahibi Ali Baba ya şiir söylediğine göre bu tarihten önce asıldığını söyleyebiliriz. Seyyit Ali (Pir Ali), Pir Muhammed, Pir Gaib Abdal ve Senem adlarında çocukları vardır. Bunların da şair oldukları bilinmektedir. Ancak bunlardan Pir Muhammed in Tokatlı olan ve XVIII.-XIX. yüzyıllarda yaşayan Abdal Pir Sultan ın oğlu olduğu ispatlanmıştır. Pir Sultan hakkında bilhassa Sivas yöresinde pek çok menkabe anlatılmaktadır. Bunlardan en çok anlatılan iki menkabe şudur. Hızır Paşa Sivas la Hafik arasındaki Sofular köyündenmiş. Bu köy eskiden Alevî köyü imiş; sonra ahalisi azmış. Hızır Paşa, köyünden Banaz a gelmiş, Pir Sultan ın azab ı, sonra da müridi olarak bir zaman Banaz da kalmış. Pir Sultan a demiş ki: Pirim, bana himmet ver de bir makama geçeyim, büyük adam olayım. Pir Sultan da: Ulan Hızır, ben dua ederim, sen büyük adam olursun, Paşa, Vezir olursun, gelir beni asarsın. demiş. Hasılı Pir Sultan ın himmetiyle, Hızır İstanbul a gitmiş, orada terakki etmiş, nihayet Paşa olmuş ve Sivas a vali gelmiş. ilk işi, Pir Sultan ı Sivas a huzuruna çağırmak olmuş. Hızır Paşa eski şeyhine hürmette kusur etmemiş; nefis yemekler ikram etmiş. Pir Sultan bunları yememiş. Paşa bunun sebebini sorunca, Pir Sultan: Sen zina ettin, haram yedin, yetimlerin âhını aldın, haram para ile yapılmış yemeklerini ben değil, köpeklerim bile yemez. Paşa hiddet etmiş. Pir Sultan, Sivas tan, Paşanın konağından Banaz daki iki köpeğine seslenmiş, köpekler gelmişler; önlerine Pir Sultan yemek tepsisini * Yayımlandığı yer: Hayat Ağacı, Sivas, Bahar 2008, S. 10, s. 70-72.

2 sürmüş, köpekler dokunmamışlar bile... Bu hakarete Paşa çok kızmış, Pir Sultan ı Sivas ın Toprakkale sine hapsetmiş. Lakin yine ne olsa, eski şeyhine kıymak istememiş, ona haber göndermiş, huzura çağırtmış. Eğer içinde Şah ın adı geçmeyen üç deme söylersen seni affedeceğim demiş. Pir Sultan Peki demiş, ama söylediği üç deyişin içinde de Şah sözü geçmiş Bunlar; Açılın kapılar Şah a gidelim, Kâtip ahvalimi Şah a böyle yaz ve Ben de bu yayladan Şah a giderim ayaklı şiirlerdir. Pir Sultan ın böyle meydan okuması Hızır Paşa yı büsbütün gazaba getirmiş; Pir Sultan ın asılmasını emretmiş. Bir gece Pir Sultan ı asmaya götürmüşler. O da; Bize de Banaz da Pir Sultan derler Bizi kem kişi de bellemesinler diye başlayan altı haneli bir şiir söylemiş. Ertesi sabah kahvede ahali toplaşmış, konuşuyorlarmış. Biri demiş ki: Bu gece Pir Sultan I Hızır paşa astırdı. Başka biri atılmış: İmkânı yok, demiş, çünkü ben bu sabah onu Koçhisar yolunda Seyfebeli nde gördüm. Diğer bir adam: Senin yanlışın var, ben onu Malatya yolunda Kardeşlergediği nde gördüm. Bir üçüncüsü: Yeni-Han yolunda, Şahnagediği nde gördüm. Bir dördüncüsü de: Ben Tavraboğazı nda gördüm. demiş. Herkes şaşırmış. Darağacının olduğu yere gitmişler, bakmışlar ki, Pir Sultan hırkasını darağacına asmış, kendi kaybolmuş. Darağacından inip yola düzülen Pir Sultan ın peşine kasas(ases)lar düşmüş, onu yakalamak istemişler. O sırada Pir Sultan Kızılırmak üstündeki köprünün öte başına geçmiş bulunuyormuş; Eğil köprü demiş, köprü eğilmiş, suya batmış. Asesler köprünün beri yanında şaşa kalmışlar ve bu kerameti gördükten sonra daha bir yapacakları kalmamış, dönmüşler. Pir Sultan hakkında anlatılan bir başka menkabe de şöyledir: Sivas ta bir Kara Kadı, bir de Sarı Kadı varmış. Pir Sultan Abdal ın da iki köpeği varmış. Birinin adını Kara Kadı, ötekinin adını da Sarı Kadı koymuş. Gel Kara- Kadı, git Sarı-Kadı diye köpekleri çağırırmış. Bunu bir gün Pir Sultan ın düşmanları duymuşlar, gidip Kara Kadı ya, Sarı-Kadı ya Pir Sultan Abdal, kapısındaki köpeklere sizin adınızı koydu. demişler. Hemen kadılar Pir Sultan ı çağırıp muhakemeye başlamışlar. Pir Sultan: Evet, köpeklerime sizin adlarınızı koydum, demiş, lâkin benim köpeklerim haram yemez! Kadılar: Nerden biliyorsun? diye sormuşlar. Pir Sultan cevap vermiş: İsterseniz tecrübe edelim. demiş. Birkaç hoca ve, hacı da gelmişler, köpekleri getirmişler. Hocalar, hacılar; gizlice bir kap haram yemek, bir kap da helâl yemek yapmışlar, her ikisine belli birer işaret koymuşlar. Sarı Kadı ile Kara Kadı oturmuşlar, haram yemekleri yemeğe başlamışlar. Hocalar ve hacılar haram yemeği kadıların yediğini gözleriyle görmüşler. Köpekleri getirmişler. Yine bir kap haram yemek, bir kap da helâl yemek koymuşlar. Köpekler haram yemeği yememiş, helâl yemeği yemeğe başlamışlar. Hocalar, hacılar böylece kadıların haram yediklerini bilmişler, İyi köpek kötü kadıdan efdaldir. demişler. Pir Sultan kızını çok severmiş, her zaman dizine oturtup okşarmış. Çevresinin geleneğine uymayan sözler söylermiş. Şunun bunun aleyhinde atıp tutarmış. Bu yüzden

3 Sivas ta Hızır Paşa tarafından asılmış ve şimdiki Jandarma Dairesi nin bulunduğu yere gömülmüş. Pir Sultan darağacında iken Hak tarafından bir köpek gönderilmiş. O da köpeğin üstüne basıp kendi ipini çözmüş ve yerine köpeği bağlamış. Sabahleyin kalkanlar bir de ne görsün; darda Pir Sultan yerine köpek asılı... Pir Sultan Şah a gitmek için İran yolunu tutmuş. Adını: değiştirip Kanberoğlu koymuş. Çamlıbel e gelince, İstanbul'dan Sivas a musahip olarak gelen bir efendi ile karşılaşmış. Musahip kim olduğunu sormuş, o da kendini tanıtmış. Fakat adamcağız inanmamış. Çünkü geçtiği yollarda Pir Sultan ın asıldığı ve Sivas ta ateşlerin yanmadığı söyleniyormuş. Musahip: Eğer sen Pir Sultan isen bana bir nefes oku. Demiş. O da bir nefes okuyup Sivas ta ateşlerin yanmadığını ve kazan kaynamadığını anlatmış. Arkasından bir nefes daha... Onda da Hızır Paşa nın köpeğin dübüründen üfürürse ateşleri yanacağını açıklamış. Bunun üzerine musahip, Sivas a gidip gördüklerini ve duyduklarını Hızır Paşa ya anlatmış. Paşa köpeği dardan indirip dübüründen üfürmüş. Birinci üfleyişte köpek dile gelip bağırmış: Pir Sultan, ikinci üfürüşte Can Sultan üçüncü üfürüşte Ya Sultan demiş, bütün ateşler yanmış. Pir Sultan doğruca Şahın yanma gitmiş. Ona seyis olmuş. Aradan epeyce zaman geçmiş. Şah ın Sanem adında çok güzel bir kızı varmış. Kız, Kanberoğlu na âşık olmuş. Babasına anlatmış. Fakat babası; Kızım, o büyük adamdır, seninle meşgul olmaz. diyerek razı olmamış. Lâkin kızını kandıramamış. Neticede evlenmişler. Nice yıllar sonra, Pir Sultan memleketini arzulamış. Meseleyi Şah a açmış. Önce razı o1mamışsa da, sonra ısrarına dayanamayıp izin vermiş. Sanem le Pir Sultan Sivas a gelmiş. Çarşıda pazarda yan yana dolaşırlarmış. Herkesin nazar-ı dikkatini celbedecek işler yapmışlar. Vaziyet Hızır Paşa ya anlatılmış. Paşa onları çağırtmış. Kız Paşa yı görünce içi gıcıklanmış. Genç ve yakışıklı paşa hoşuna gitmiş. Paşa kıza; Bu adam senin neyin? diye sorunca, kız; Benim bir şeyim değil, zorla kaçırdı. diye yalan söylemiş. Pir Sultan; Karımdır. demişse de kimseyi inandıramamış. Paşa ile kız evlenmişler. Kanberoğlu nun da Pir Sultan olduğunu anlatmış. Paşa korkmuş. Pir Sultan ı tutup öldürtmüş ve kanlı öküz postuna sarmış. Ama Paşa, öldüğüne bir türlü inanamamış. Bir defa astık, köpek donuna girdi, şimdi kim bilir ne donuna girer? diye günlerce beklemiş. Nihayet yıkayıp gömmek istemişler. Fakat deri bir türlü açılmamış. Bunu ancak Sanem açabilir, sırrına o vakıftır. demişler. Sanem yanına gidip: Açıl, Pir Sultan açıl demiş. Deri Şak diye ortadan ikiye bölünmüş. Yıkayıp gömmüşler. Üstüne taş, kaya yığmışlar. Bir daha dirilip çıkamamış. İbrahim Aslanoğlu bugüne kadar edebiyatımızda birkaç tane Pir Sultan ın var olduğunu tespit etmiştir. Sözkonusu şairlerin başlıcası şunlardır: Pir Sultan: Asıl adı Haydar dır. Şiirlerinde genellikle Pir Sultan ım Haydar diye tapşırmıştır. Çorumlu olup Hasan Baba tekkesinde kalmış; sonra Rumeli de Seyyid Ali Sultan tekkesine bağlanmıştır ve geri dönüp dönmediği bilinmemektedir.

4 Pir Sultan Abdal: Şiirlerini aruz vezni ile vücuda getirmiştir. Medrese eğitimi görmüştür ve dili ağdalıdır. Pir Sultan Abdal: Asıl adı Halil İbrahim olup Divriği yöresindendir. Soyu, söylentiye göre İmam Zeynel-Abidin in soyundan olan ve ağu (zehir) içip ölmediği için Ağuiçen lakabıyla anılan Kara-Donlu Can Baba kolundandır. Şiirleri, daha ziyade kişi ve olaylarla ilgilidir. Abdal Pir Sultan: XVIII.-XIX. yüzyılda yaşamıştır. Tokat ın Artova ilçesinin Daduk köyündendir. Ölümünden sonra halkın beyninde derin izler bırakan Pir Sultan ın isminin, onu üstat kabul eden başka şairlerce kullanılması elbetteki normal bir hadisedir. Bu Yunus ta, Karacaoğlan da ve Kul Himmet te de böyle olmuştur. Ancak aynı kültür ve konuyu işleyen bu şairlerin şiirlerini sadece mahlaslarına bakarak ayırmak ne derecede sağlıklı olur bilinmez! Bu bakımdan biz aşağıda Pir Sultan yahut Pir Sultan Abdal mahlaslı şiirleri bir arada gösterdik. Pir Sultan tabiat, hasret, dert gibi konularda şiirler ortaya koymuşsa da daha ziyade Alevî inancını dile getiren deyişler söylemiştir. Şöhretini de bu şiirlere borçludur. Yedi büyük Alevî şairinden (Fuzulî, Nesimî, Şah Hatayî, Viranî, Kul Himmet, Pir Sultan, Yeminî) birisidir. Edebiyatımızda diğer şairler üzerinde etkisi olan şairlerin başında gelir. Şiirlerini sazı eşliğinde söylemiştir. Pervasız ve yapmacıksız bir üslubu vardır. Kaynakça: Fuat Köprülü, Bir Kızılbaş Şairi: Pir Sultan Abdal, Hayat, C. 3, S. 64.İstanbul, 1928. / S. Nüzhet [Ergun], XVII. Asır Saz Şairlerinden Pîr Sultan Abdal, İstanbul, 1929, 72 s. / Pertev Naili Boratav-Abdülbaki Gölpınarlı, Pir Sultan Abdal, Ankara, 1943, 196 s. / Abdülbaki Gölpınarlı, Pir Sultan Abdal- Hayatı, Sanatı, Eserleri, İstanbul, 1953, 128 s. / Ali Balım, Pir Sultan Abdal, Hayatı ve Şiirleri, Ankara, 1957, 169 s. / Pir sultan Abdal- Hayatı ve Şiirleri, İstanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaası, 1959, 208 s. / Cevdat Kudret, Pir Sultan Abdal, İstanbul, 1965, 94 s. / Cahit Öztelli, Pir Sultan Abdal-Bütün Şiirleri, İstanbul, 1971, LXXIV+451 s. / Sabahattin Eyüboğlu, Pir sultan Abdal, İstanbul, 1977, 208 s. / İbrahim Aslanoğlu, Pîr Sultan Abdallar, İstanbul, 1984. / Saim Savaş, Pîr Sultan ın Kimliğine Dâir Yeni Bir Belge, XIV. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 9-13 Eylül 2002. (Yayımlanmamış Bildiri). / Ali Haydar Avcı, Bize de Banaz da Pir Sultan Derler, İstanbul, 2004, 334 s. / Doğan Kaya Arşivindeki özel cönkler. Aşağıya kaydettiğim şiirler, arşivimdeki cönklerde yer almaktadır. Bunların bir kısmı az bilinen yahut bilinmeyen şiirlerdir. Aşkına Çıktım kırklar yaylasına Çağırdım üçler aşkına Yüzümü yerlere sürdüm Yediler kırklar aşkına

5 Gelsin Muhammet gelsin Müminlerin elin alsın Canım Şah a kurban olsun Bizi Yaradan aşkına Bu dünya kurulu faktır Bilenlere sözüm yoktur Allah bir Muhammed Hak tır Hû dedik pirler aşkına Gelin faktan geçelim Akı karayı seçelim Ab-ı kevserden içelim On iki İmam aşkına Pir Sultan ım der varalım Gülistanda gül derelim Koşa koşa can verelim Muhammed Ali aşkına Hacet Dile Gönül ne yatarsın gaflet içinde Özümü zulmetten kurtaram dersen Aşka düştüm andan benzim sarısı Hakk ı sevmez ham sofunun birisi Uyanır seherde balın arısı Evliyalar enbiyalar yüğrüşür Rabb im kullarını yeler seğrişür Meleklerin Allah Allah çağrışır Evliyalar enbiyalar varisi Hakk a niyaz eden gece yarısı Tan yüzüye öter arşın horozu

6 Herkes özün ikilikten ayırsın Kadir Mevlâ m hepimizi kayırsın Cümle uyumazken sen ne uyursun Evliyalar kalkmış hacet diliyor Mümin kullar bu dergâha geliyor Herkes bunda muradını alıyor Pir Sultan ım seni seven ağlasın Münkirin kalbini İblis bağlasın Mümin kulun dergâhında eğlesin Değme Gönüle Erenler önünde bu ne davadır Müminin gönülü Hakk ın evidir Hak ile hak olup oturamazsın Bir gönülü ele getiremezsin Gönül bir sırçadır bitiremezsin Yolca gitmeyip de yoldan azarsın Hakk ın yaptığını niçin bozarsın Kendin düşmek için kuyu kazarsın Bu dünyanın sonu ah u hiç imiş Akşam konanlara sabah göç imiş Hakk ın nazarında büyük suç imiş Kulluk eden kullar olurlar azat Elin eriştiği yere dek uzat Pir Sultan Abdal ım nefsini gözet

7 Olmalı Bir yiğidin eli düşse darlığa Ya onun halinden bilen olmalı Sonra eli erişirse varlığa Ulu eylediğin kimse bilmeli Eğer zengin isen Gel beri derler Kan eylesen senin terkini yurlar Fukara gelince Kapıya derler Fukaranın halin bilen olmalı Fukara özünü teslim eylese Girse hakikatin gölün boylasa Kitaba yarar bir cevap söylese Şimdiki dedeler elin almalı Pir Sultan Abdal ım bu nasıl haldir Yiğidi meydana getiren maldır Fukaranın yüzü bir soğuk göldür Su bulup da ona gelen olmalı Gel Beri Açıldı cennet kapısı La l ü gevherden yapısı Kıldan incedir köprüsü Geçer isen gel beri Geçemezsen dön geri Gel beri ey can gel beri Geçemezsen dön beri Bunda kurduk ayn-ı cemi Daim çektik aşk-ı gamı Dost elinden gelen demi İçebilirsen gel beri İçemezsen dön geri Gel beri ey can gel beri İçemezsen dön beri Has bahçenin bir gülüyüz Ayn-i Cem bülbülüyüz Kırk kapının kilidiyiz Açabilirsen gel geri

8 Açamazsan dön geri Gel beri ey can gel beri Açamazsan dön beri Bilirim haslar hasını Gönlünden kaldır yasını Ol cömertlik lokmasını Saçabilirsen gel beri Saçamazsan dön geri Gel beri ey can gel beri Saçamazsan dön beri Pir Sultan ım eydür heman Dağları bürüdü duman İşte İncil işte Kur an Seçebilirsen dön beri Seçemezsen dön geri Gel beri ey can gel beri Seçemezsen dön beri Senin için Nedir benim ara yerde çektiğim Günde yüz taş değer dost senin için Kalktı havalandı gönlümün kuşu Çevrinip konduğum dost senin için Gönlüm endişede gözüm yollarda Gâhi kırcı gâhi boran illerde Diyar-ı gurbette gurbet ellerde Eğlenip kaldığım dost senin için Artırdın efkârı düşürdün zâra Zülfün ziya vermiş her bir diyara Baştan aştı dalgam değer kenara Ummana daldığım dost senin için Yoktan var eyledi bizi ol Gani Fehm et sevdiğini özünü tanı Derdinden divane ettin sen ettin beni Sararıp solduğum dost senin için

9 Pir Sultan Abdal ım tur eder aynım Türabın yönüne eğdirir yönüm Verseler dünyayı şad olmaz gönlüm Şad olup güldüğüm dost senin için Hüseyin Gönlümün sultanı müminin şahı Gaib âleminin şems ile mahı Şah Hüseyn im deyü ederler ahı Ehl-i mateme şafidir Hüseyin Dedendir Muhammet atandır Ali Anandır Fatıma cihanın gülü Cümle evliyalar dediler Beli Evliyalar piri Hasan Hüseyin Pir Sultan ım tuttum elin eteğin Düşmanına düşmanız biz hanedanın Çeşm-i envarıdır ol Murtaza nın Ehl-i beyt hünkârı Hasan Hüseyin Eylediler Muhammed Ali nin güzel yolları Şimdi yollarımız zor eylediler Azgın yaralar cerrah çoğaldı Herkes bildiğini bol eylediler Kesilmedik karaçalı töredi İblis e kul olanlar Hak dan ıradı Yoloğlu kalmadı fitne töredi Gerçek akıllıyı del eylediler Gonca güller gibi açılam derdim Yetmiş iki dilden seçilem derdim Şunda üç beş sene geçinem derdim Ahiri dünyayı çöl eylediler Pir Sultan Abdal ım bu bir nur idi Akılları ermez gizli sır idi Bizim bildiğimiz Ali bir idi Şimdi her yerde bir Al eylediler

10 Bana Yeter Kâmile varmadan kâmil olunmaz Her mürşit olanda kemal bulunmaz Nefsini bilmeden Halık bilinmez Okudum cim ise dal bana yeter Yeter bana ol pirimin kemâli Celali içinde vardır cemali N eylerim ben malı n eylerim hali Mürşidimden olan hal bana yeter Pir Sultan ım damenin tuttun erin Hakk ın rızasıdır rızası pirin Mürşidin gönlünde var ise yerin Beytullah değil mi ol bana yeter Deyü Deyü Yüzüm süre süre geldim dergâha Efendim halımdan bil deyü deyü Can olan dayanmaz böyle cefaya Ne ki çevrineyim yar deyü deyü O kimdir ki serin verir meydana Gurab dağda gezer bülbül gülşanda Her ne ister isen tekmil bu canda Sunalar çağrışır göl deyü deyü Yârin muhabbeti girdi zihnime Âlem bir yan olsa gelmez aynıma Zülüflerin kement oldu boynuma Çektiler urganım dâr deyü deyü Meydandan sürerler kuru ladini Yürütmezler yedilüben yedeni Asil Hakk ı sever cahil lâ-dini Yine sen çağırın gel deyü deyü Pir Sultan Abdal ım Hakk a varanlar Hakk ın dergâhına yüzün sürenler Evvel ikrar verip sonra dönenler Gider Cehennem e nar deyü deyü

11 Dil Neme Yetmez Bülbül olsam gül alında şakırım Özbağımda biten gül neme yetmez Süleyman ım kuş dilinden okurum Bana talim olan dil neme yetmez Aşk kitabın ele aldım yazarım Daim Hakk a doğru meylim pazarım Neme gerek dağı taşı gezerim Karşıda görünen yol neme yetmez Derviş oldum pir eteğin tutarım Hak a doğru çekilmiştir katarım Baykuş gibi garip garip öterim Issız viraneler çöl neme yetmez Dünyanın ötesi neden malumdur Bu ilmin sırrına eren âlimdir Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür Bana hırka ile çul neme yetmez Pir Sultan ım sırrın kimseler bilmez Tevekkül malını erteye komaz Kişi kısmetinden artığın yemez Bana kısmet olan mal neme yetmez