CNN TÜRK MANŞET PROGRAMI Programın Giriş Sunumu Mehmet Ali Birand: Bugün programda mecliste yaptığı konuşmayla kabine üyelerine büyük terler döktüren MHP İçel Milletvekili yer alıyor. Program: Hedefteki İsim: Başbakan Ecevit i Vatan hainlerini affetmekle suçlayan MHP İçel Milletvekili Ali Güngör, Ecevit in 1974 te çıkarttığı afla hapisten çıkmıştı. MHP lideri Bahçeli Güngör ün partiden ihracını istiyor. Mehmet Ali Birand: Aslında Ali Güngör milletvekili olmasını bir anlamda vatan hainlerini affetmekle suçladığı Bülent Ecevit e borçlu. 1974 te Ecevit affı çıkarmasa Ali Güngör 12 yıl hapis yatacaktı, milletvekili olma hakkını da kaybedecekti. Program: Af tasarısı MHP içinde yoğun tartışmalara neden olmuştu. Koalisyon liderlerinin imzaladığı şartlı salıvermeyi öngören af tasarısı meclise geldiği günden itibaren MHP içindeki aykırı sesleri, genel başkan Bahçeli Ben imzaladım, imzamın arkasındayım. Diyerek durdurmuştu. Ancak, meclisteki görüşmelerde söz alan MHP İçel Milletvekili Ali Güngör ün konuşması hükümet sıralarında soğuk duş etkisi yarattı. Güngör Başbakan Ecevit i Vatan hainlerini affetmekle suçluyor. Ali Güngör ün Meclisteki Konuşmasından Alıntı: Ecevit in geleneğine vatan hainlerini affetmek fazla yabancı gelen bir husus değildir. Program: Kabine üyelerinin yüzleri asılmıştı. Bakanların sırasında derin bir sessizlik hakimdi. Ali Güngör ün konuşmasından MHP yönetimi de nasibini aldı. Ali Güngör ün Meclisteki Konuşmasından Alıntı: Bu derece çirkin ve tehlikeli bir af yasasını MHP teşkilatı ve ülkücülerin hiçbir şartta kabul etmesi mümkün değildir. Program: MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, Güngör ün konuşmasını acı bir gülümsemeyle izledi. Başta Başbakan Ecevit olmak üzere tüm bakanların üzerindeki gerginlik yüzlerinden okunuyordu. Bakanlar şaşkınlık içindeyken Güngör ün konuşması DYP liler tarafından ayakta alkışlanıyordu. MHP genel başkanı Bahçeli nin acı gülümsemesinin ardındaki öfke oturum sonrasında ortaya çıktı. Bahçeli Güngör ün kesin ihracı istemiyle disiplin kuruluna sevkini istedi. Başbakan Ecevit ise MHP nin iç meselesidir. Diyerek yorum yapmaktan kaçındı. Ancak, Ecevit i vatan hainlerini affetmekle suçlanan Ali Güngör ün Ecevit in 1974 yılında çıkardığı aftan yararlandığı ortaya çıktı. Güngör ün 1973 yılında Hacettepe Üniversitesinde yaptıkları baskında, şu anda meclisin doktorluğunu yapan İbrahim Doğan ile birlikte sol görüşlü Asteğmen Dr. Necdet Güçlü yü öldürmekten yargılanmış ve 12 yıl hapse mahkum olmuştu. Ancak, Ecevit in başbakanlığını yaptığı CHP-MSP
koalisyonunun 1974 te çıkarttığı aftan ayarlana Ali Güngör 12 yıllık cezasını tamamlamadan 2 yılda hapisten kurtulmuştu. Kısacası af için Ecevit i suçlayan Ali Güngör, Ecevit in affı sayesinde meclise girebilmişti. Diyalog Bölümü Mehmet Ali Birand: Sevgili seyirciler, Ali Güngör MHP İçel Milletvekili, Ankara stüdyolarımızda. Ali Bey hoşgeldiniz. Ali Güngör: Teşekkür ediyorum Sayın Birand. Mehmet Ali Birand: Aslında ortaya bir bomba attınız. Bir yandan sizin bugün milletvekili olmanıza bir yerde yol açmış olan Ecevit i vatana ihanet noktasında vatana ihanet edenleri affeden insan durumuna soktunuz. Çok yakın arkadaşınız Bahçeli yi acı acı güldürdünüz ve kızdırdınız. Neden böyle bir söz söylemek ihtiyacını hissettiniz? Ali Güngör: Sayın Birand öncelikle teşekkür ediyorum. Ancak basın olarak bazı konuları gündeme getirirken işin kolaycılığına kaçmadan, birazcık araştırma zahmetine katlanılarak, hadiselerin gerçek boyutunu öğrenip, o doğrultuda haberleri ortaya koymanın; basınımız açısından da bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Muhakkak ki, yorumlar hürdür. Bütün basın olsun, siyasiler olsun yorumlarını hür olarak yapacaklardır. Yapılan yorumların hiç birine bir şey söylemek mümkün değildir. Tamamına saygı duymak gerekir. Ancak, hadiseyi iyi takip etmek lazım. Bugün siz programa başlamadan önce özetlediniz. Ama özetlediklerinizin büyük çoğunluğu yanlış. Mehmet Ali Birand: Doğru nedir Ali Bey? Ali Güngör: Şunu hemen söylemek istiyorum. Ben Sayın Ecevit in çıkardığı afla cezaevinden çıkmadım, bu bir. Bunu basındaki arkadaşlarımız da birazcık araştırma zahmetine girmiş olsalardı, bulabilecekleri bir gerçektir. Mehmet Ali Birand: Nasıl çıktınız? Ali Güngör: Ali Güngör, 1973 ün Şubat ayında, yargılandığı davada cinayetle suçlandığı davada, bundan suçsuz bulunarak 1973 Şubatında cezaevinden çıkmıştır. Dolayısıyla Ali Güngör Ecevit in 1974 yılında çıkardığı afla çıkmış değildir. Ecevit in çıkarmış olduğu 74 affı Ali Güngör ün 1. mahkemede, beraatla sonuçlanan davasının, yine nihai noktada da beraatla sonuçlanmasını önleyen bir hadiseyi ortaya koymuştur. Çünkü 74 affı çıktığında, ben fakültemde öğrenciliğime devam ediyordum ve fakülteyi bitirmek üzereydim. 74 affı benim tamamıyla aklanmamı ortadan kaldıran bir af olmuştur. İlave ikinci bir şey söylemek istiyorum. Ben 1974 yılında, yargılandığım mahkemede de aftan istifade etmek istemediğimi o tarihte mahkeme heyetine bildirdim. Ancak, yargılanıp beraat etmesi için yapılan bütün girişimleri yapmış olmama rağmen 1974 affı çıkarılırken, kişilerin affı kabul etmemek gibi bir hakkını da ortadan kaldırdığı için maalesef mahkemenin devamına imkan bulamayan bir Ali Güngör üm. Yani ben o tarihte de yargılandığım mahkemeye aftan istifade etmek istemediğimi bildirdim. İlave
olarak 56. madde vardır. İyi halden suçun 6 da birinin indirilmesi gibi. Mahkemelerin genellikle her davada kullandığı heyetin kullanıldığı bir takdir hakkıdır. Onu da istemediğimi o tarihte mahkeme heyetine bildirdim. Eğer basındaki arkadaşlarımız konuyu birazcık araştırma zahmetine girip gerçek nedir diye sormuş olsalar, bütün bunların hepsini bulurlar. Ama geçmişte Sayın Uğur Mumcu nun yazmış olduğu- onunla bu konuyla ilgili çok sık sohbetlerimiz olurdu- belli maksatlara matuf olarak çok sık yazdığı hususları kanıt gösterip oradan yola çıkmak kolay geliyor. Ama, benim burada özellikle basında çalışan arkadaşlara söylemek istediğim şey şu: Benim geçmişimle ilgili korktuğum, karanlık kalmasını istediğim hiçbir nokta yoktur. Bu konularla ilgili, her anlamda ve her platformda geçmişimin hesabını veririm. Sorarlarsa bana sorsunlar. Mehmet Ali Birand: Ali Bey siz diyorsunuz ki Ben 1974 affından önce beraat etmiştim. Öyle değil mi? Eğer yanlış anlamıyorsam. Ali Güngör: Evet, 1973 yılında suçlandığım davadan beraat ettim. Mehmet Ali Birand: Bunlara hiçbir sözüm yok. Ben şuna gelmek istiyorum. Necdet güçlü neden öldürüldü? Kim öldürdü? Ali Bey. Ali Güngör: O noktaya gelirseniz şunu söyleyeyim. Rahmetli Necdet Güçlü öldürülmesiyle sonuçlanan o olayın içinde -dikkatinizi çekmek istiyorumbaşlangıcından sonuna kadar varım. Ama, Rahmetli Necdet Güçlü nün öldürülmesine yönelik en küçük bir dahilim olmadığını biliyorum. Olay yerinde 16 farklı tabancadan atıldığı belirlenmiş kovanlar bulundu. Mehmet Ali Birand: Ben olayın içindeydim ama öldürmedim. Diyorsunuz. Ali Güngör: Hiçbir şekilde dahilim olmadığını açık yüreklilikle söylüyorum. Sayın Birand, bu konuda yeni yayınlanan bir takım kitaplar var. Yeni belgeler çıkacak. Böyle hadiselerin hiç birinin karanlık kalacağına inanmıyorum. Aydınlanacak. Bundan bir ay önce, benim duyduğum, ancak burada ismin veremeyeceğim başka gelişmeler var. Önümüzdeki günlerde onu kimlerin vurduğu da öyle inanıyorum ki, bu programı şu anda izliyor. O, benim bildiğim ve bir yerde itiraf ettiğini bildiğim bir şahıs bu programı izliyor. Önümüzdeki günlerde, sanıyorum ki daha yeni gelişmeler de mutlaka çıkacak. Ama bununla ilgili şu anda isim vermek istemiyorum. Mehmet Ali Birand: İsim vermeyin ama kimdir? MHP li mi, SHP li mi, CHP li mi, kim? Burada, bunu söyleyip 1 ay bekleyin, 1 ay sonra kendisi çıkacak diyorsunuz. Bildiğinize göre bir işaret vermeniz gerekir. Ali Güngör: Bu konu ile ilgili detaya girersek, sizin programınızı tamamıyla dolduran bir konu haline dönüşür. Bir yönü bu. İkinci yönü, bunu sadece şunun için söyledim: Bazı yayın organlarımız meseleyi rahmetli Necdet Güçlü nün hanımı ve çocuklarını işin içine çekmek suretiyle başka anlamlara, başka noktalara doğru götürme gayreti içindeler. Ailesini de üzüyorlar. Onların üzülmüş olması beni de üzüyor. Şunu söyleyerek tamamlamak istiyorum. Basında çalışan arkadaşlarımız olarak Türkiye nin bütün kurumlarını çok rahat tenkit ediyorsunuz. Benim ikinci mesleğim de
basındır. Bu sahada çok uzun süre mesai verdim. Amam bütün kurumları tenkit ederken önce kendimize bir bakarak, konuyu ortaya koyarken hadiseleri araştırsak iyi olur. Mehmet Ali Birand: Ali Bey... Ali Güngör: Bu konu ortay çıktığından beri, özellikle siz ortaya koydunuz, benim cezaevinden afla çıktığımı, bugünkü konumumu Ecevit e borçlu olduğumu.daha sonra baktım, dün ve önceki günkü kendisin ciddi olarak tanıtan- basınımıza baktım. Milliyet, Sabah ve Radikal gazetelerinin manşetlerine baktım. Beni nezaketsizlikle suçlayan bu değerli basın organlarının manşetlerine, o manşetleri atanların yeniden bakmasını istiyorum. Bu manşetleri kimler... Mehmet Ali Birand: Ali Bey... Ali Güngör: Burada müsaadenizi istiyorum. Bu manşetleri kimin attığını bilmiyorum. Sabah gazetesinin manşetini sanıyorum Zafer Mutlu Bey atmış. Zafer Mutlu beyin kim olduğunu öğrenmeye çalıştım.. Mehmet Ali Birand: İşleri başka bir noktaya başlıyorsunuz. Hani kimin annesi kimin nesi... Ali Güngör: Hayır. Şimdi beni nezaketsizlikle suçlayan bu kişileri, bu manşetleri kimin attığını öğrenmemde fayda var. Milliyet in ve Radikal in başlığını kimin attığını da öğreneceğim. Mehmet Ali Birand: Tabi onları araştırabilirsiniz. Ama burada başkaları için suçlamaya girmeye gerek yok. Siz bir taraftan da diyorsunuz ki Necdet Güçlü nün öldürülmesi olayının içinde başından sonuna kadar ordaydım. Hani demek ki yeteri kadar atılan kurşunların içinde sizin de kurşununuz var, öyle mi? Ali Güngör: Sorunuzu duyamadım. Tekrar alayım. Mehmet Ali Birand: Siz diyorsunuz ki Necdet Güçlü olayında bir sürü ateş edilmiş. O ateş edenlerin arasında siz de varsınız. Arkasından diyorsunuz ki, bunu MHP den olmayan birisi öldürdü. Ama onun adını veremem diyorsunuz. Ali Güngör: Hayır, hayır. O konulara girmedim. Bir şey söyleyeyim, sadece o olayın değil, 12 Eylül öncesinde öğrenci olayları olarak bilinen, 1968 yıllarındaki yoğun yaşanan, Türkiye ye bir daha gelmesini istemediğim o kötü günlerin içinde çok olaylar oldu. Bu olayların içinde şöyle yada böyle, istesek de istemesek de yoğun olarak bulunduk. O 74 affının hemen tamamı içinde, sonrasında gelişen olayları çok yakından takip ettim. Bugün mecliste, af tasarısı ile ilgili konu görüşülürken, özellikle bu çıkışı yapmamın ana sebeplerinden biri budur. Siz başta dediniz ki ortaya bir bomba attınız. Benim niyetim bomba atmak vs değildir. O günleri bir bütün olarak, her hadisenin içinde bulunan ve bir daha gelmesini istemeyen bir insan olarak, sadece o olayın değil çok olayların içinde bulundum. Çok arkadaşlarımın cenazesini omuzlarımda taşıdım. Başka arkadaşlarımın cenazesini memleketlerine götürdüm.
Mehmet Ali Birand: O dönemin içine girdiğimizde, başkaları da başka cenazeler taşıdılar. Ben şuna gelmek istiyorum... Ali Güngör: Ben bütününü kastediyorum zaten. Mehmet Ali Birand: Ecevit in 74 te vatan hainlerini affettiğini söylediniz. Kimdir bu vatan hainleri? Kimler affedildi ki sizin gözünüzde vatan hainiydi? Ali Güngör: Şimdi, benim bu noktada ki üslubumun çok sert olduğu yönünde yorumlar alıyorum. Vatan hainliği kavramı, Türk Ceza Kanununda, anayasamızda maddeler olarak ortadadır. Kimlere yönelik olduğunu hukukçularımız çok daha iyi bilirler. Anayasamızın 14. maddesiyle bunların af kapsamı içine alınamayacağı daha doğrusu meclisin affetme yetkisinin olmadığı da 14. maddesinde belirlenmiştir. Bunların kimler olduğu bellidir. Şimdi, 125. ve 146. madde maddeler ve bunlarla birlikte oluşan maddeler var. Bunlar, Türk milletini bölmeye yönelik girişimler, Türk devletini yıkıp yerine etnik temelde veya sınıf temelinde... Mehmet Ali Birand: Ali Bey... Ali Güngör: 1974 ile ilgili söylediğimde bütün bu maddeler genelde şamil haline getirilmiştir. Yoksa basının bir kısmında yazılan gibi, 1974 affında cezaevinde bulunan bütün mahkumları vatan haini gibi bir şekilde vasıflandırmam mümkün değildir tabi ki. Ama 74 affı bütün suçları şamil hale dönüştürmüştür. Mehmet Ali Birand: Ama kim, kim çıktı ki işte vatan haini buydu, serbest bırakıldı, diyebilirsiniz? Ali Güngör: Sayın Birand, 125. ve 146. madde kimleri tarif ediyor. Siz de sanıyorum yılardır basının içinde araştırmacı gazetecisiniz. Kimleri tarif ediyor. Ve bunlardan kim istifade etmiştir. Lütfen, ben şu anda milletvekilliği görevi yapıyorum. Bunlara yönelik bir araştırma içinde değilim. Bunları lütfen siz araştırın. Bugüne geldiğimizde, birkaç gün önce çıkan af tasarısı değil, ismini af koymamışlardır. Eğer ismini af koymuş olsalardı, 169. maddeden suçlu bulunanları affetmeleri mümkün değildi. Çünkü anayasanın 14. maddesi buna manidir. 169. madde neyi ortaya koyuyor Sayın Birand? Ben şimdi size soruyorum. PKK ya bilerek yardım ve yataklık edenleri ortay koyuyor öyle mi? Cevap verir misiniz? Mehmet Ali Birand: Ih, O, a. Ali Güngör: Peki lütfen PKK kim? PKK vatan haini midir, değil midir? Söyler misiniz? Mehmet Ali Birand: ii, ben bir noktaya değinmek istiyorum. PKK ya yardım edenle affediliyor diyerek yasada veya çıkan af yasasında veya her neyse, diye bir madde yok. PKK ya bir yerde dolaylı olarak destek vermiş olanların da affedilmeleri gündeme gelmiştir. Siz de tepkinizi gösterdiniz. Ben şuna gelmek istiyorum. Siz bir yerde kendi partinize de ters düştünüz, genel başkanı da şey yaptınız. Şimdi de disiplin kuruluna sevk ediliyorsunuz. Disiplin kuruluna sevk edildiniz mi bir kere?
Ali Güngör: Bu sorunuza da cevap vereceğim. Meselenin hangisine gelirseniz gelin, ne isteniyorsa, ancak bu halk iki yüzlü siyasetten bıkmış durumda. Kıvırttırmaya, konuyu saptırmaya girmeden, erkekçe, ne ne ise o ortaya konulmalıdır. Saptırıp insanlarımızın kafasını bulandırmanın anlamı yoktur. 169. madde bu af kapsamının içinde var midir yok mudur? Onu sordum ben size. Efendim, şöyle diyorsunuz, böyle diyorsunuz. Bunlara girmeyelim, erkekçe, siyasetçiler de basın da her şeyi erkekçe ortaya koysunlar. Mehmet Ali Birand: Bana değil Bahçeli ye sorun. Ali Güngör: Konuyu başka noktalara çektiğiniz için size soruyorum. Erkekçe söylensin. Halktan korkmuyorlarsa ortaya koysunlar. Ne istiyorlarsa onu söylesinler. O zaman kimsenin diyeceği bir şey yok. Sizin son sorunuza şöyle cevap vereyim. Şu ana kadar bana yönelik resmen gelen herhangi bir bilgi yok. Sayın genel başkandan, partimizin başkanlık divanından, grup başkan vekilinden ve grup yönetiminden bana resmen intikal eden herhangi bir şey yok. Ben de televizyonlardan izliyor ve basındaki haberlerden takip ediyorum bu konuyu. Mehmet Ali Birand: Bir yerde sizin konuşmanıza baktığımızda MHP nin vatan hainlerini affetmeye hazırlandığı sonucu çıkıyor ki bunun da tabiki başka sonuçları olacaktır mutlaka. Süremizin sonuna geldik. Ali Bey size çok teşekkürler, görüşlerinizi oldukça net bir şekilde ortaya koydunuz. Tekrar görüşeceğiz. BİR AÇIKLAMA CNN Türk de yayınlanan bu söyleşiden sonra,programda söylediğim bir söz münasebetiyle,çok sayıdaki Medya Yöneticileri ve yorumcuları tarafından,küfür ettiğim gerekçesine dayanılarak,hakkımda hakarete varan haber ve yorumlar yapıldı. Bütün bu yazar ve yorumcuların,programda söylediğim söz ile küfür ve hakaret etmediğimi bilmediklerini düşünmek,bütün bu yorumları yapan ve yazanların zekalarına haksızlık olur. Ama öyle anladılar ve silahın sadece kendi ellerinde olduğunu bilmenin güveni içinde ateş etmeye devam ettiler.