Ben Sadece Senin Gülün Olmayı İstemiştim Oysa



Benzer belgeler
Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

"ben sana mecburum, sen yoksun."

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Tövbe ve Af Dileme-4

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

ilk yar'larımızın sevgili dostları

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hayat Öpücüğü. Semih Dündar

Sabuhi Rahimov. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :35 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3981

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

Abbas Ünal. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat


edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DÜT DÜT ARABALAR KUZUCUK KELEBEK SEVİMLİ HAYVANLAR KÜÇÜK PERİLER. Denokids, farklı olanı arayanlar için birbirinden güzel çocuk odaları tasarladı!

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

SAKA (SAtır KApama) Ağustos Umut & Yeşim Uludağ SAKA V. 1.0

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

ILKYAR. -- Orda bir YIBO var...

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çakır Efe 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Firuze Keleş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Babamın Ardından. Yazar Leyla Hüseyin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Sevda Üzerine Mektup

Zengin Adam, Fakir Adam

0523 Küçük Sardırdım Kağıt Üzerine Mürekkep Küçük - Dilimi Aldılar İçimde Kaldı Kağıt Üzerine Mürekkep

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Yunus ve Büyük Balık

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Ediz Yelen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

GÖKLERDE YÜKSELSİN UÇURTMAM 23 NİSAN'DA YANIMDA BABAM

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Transkript:

Ben Sadece Senin Gülün Olmayı İstemiştim Oysa Yitirilen tüm babalara Babacığım; Gözlerinde ölüm sessizliğini yakaladığım günden beri, bir şeyleri ötelediğimi fark etmemişim. Seni yüreğimde koca, yıkılmaz, yenilmez bir çınar gibi büyütmüşüm yıllar yılı. Şımarık bir çocukken birdenbire büyümenin şokunu yaşıyorum yokluğunla. Sen yoksun öyle mi? İşte bunu kabul edemiyorum bir türlü. Sen benim güvenli sığınağımdın, en kırılgan yerlerimi gizli bir şefkatle onaranım Dönüp dolaşıp dergâhına yüz sürdüğüm, orda beni beklediğinden emin olduğum huzurlu bir kapının anahtarıydın. Kara bulutlardan rahmet gibi yağardın daraldığım vakitlerde. Belki kelimelere dökmezdik ama bilirdim sen onaranımdın, yaralarımı saranım Yüreğimde nasır izleri Uzadıkça uzadı sana kıvrılan yollar Bir tek gülüşün aklımda Bir de bağrıma bastığım resmin Sabahları gün aydınlık olsun diye Teselline muhtaç kelimelerim, kelimelerim Bir yalnızlığım şimdi yokluğunla, eksik yaralı bir yanım. Hayatıma ne büyük bir anlam yüklediğinin farkına varamadığım uzun, uzun yıllar geçmiş, nankörce bonkörce harcanmış seninle dolu uzun yıllar. Baktığım her yerde senden bir parça duruyor, öyle canlı öyle unutulmaz. Dimdik bir çınar gibi; ayakta, onurlu, sadece Yaradan a sığınan bir gidişin vardı. Gidişin ne kadar da manidardı. Ne çok sustun baba Uzun zamandır söyleyemediklerinde ne büyük konuşurdun, ne çok şey anlatırdı gözlerin. Onlara bakar 1

acı çekmemen için yalvarırdım Allah a. Bir çınara dimdik ayakta ölmek yakışırdı, öyle veda ettin bize ve hayata. Ne senin kendine ne de bizim sana bir türlü yakıştıramadığımız, içimizi yaralayan çaresiz ifadelerle bakan gözlerin değil hatırlamak istediğim sana dair. Çocukluğum, genç kızlığım ve en çok da anneliğim senin kuşattığın ne çok anıyla dolu. Şimdilerde anıların arasından çekip çıkardığım mutluluk karelerinde yaşıyorum seni. Her daim canlı tutan hatıraları kızım var bana kalan. Onun dilinde her gün, her dakika konuşuyorsun benimle. Aranızdaki o ender bulunan derin ve özel bağın gölgeliğinde serinliyor yüreğim. Bakışlarında sen varsın, gülüşünde son günlerde nadiren yakaladığım gülen gözbebeklerin var. Hatırla Ne de güzel duruyordu aramızda Kuş cıvıltıları ve baharın kıvrak dansı Ve küçük bir kızın, paytak ve acemi adımları Oturalım şelalenin kenarında, yanyana Bir cânın adımlarına mıhlanmış bakışlarımız Düştü düşecek Bitti bitecek Rüya Hiçbir şey tamam olmayacak artık; ne ramazanların coşkusu, ne bayramın sevinci ne hayat ne bahar. Sen yoksun Eksildik her birimiz kendi içimizde. Bir araya geldiğimiz her an seni yaşıyoruz, senden konuşuyoruz hüzünlü ve daraltan vakitlerde. İçten içe biliyorum ki sen en çok hüzünlendiğimiz anlarda yanımızdasın ve üzgün bakan gözlerin içimizi titretiyor. Seni acıyla değil özlemle ama mutlulukla anmamızı istiyorsun 2

artık. Oysa yokluğunla oluşan boşlukta savruluyoruz baba. Her gün biraz daha gevşiyor hayatın ilmekleri. Yüreğinin şefkati üzerimizdeyken ne kadar da kaygısızmışız oysa. Gündelik telaşlarımıza kurban ettiğimiz sensiz geçen her gün kahır Acı en çok burasında hayatın yakalıyor yakamızı. Seni yaşamadığımız seninle yaşamadığımız günler gelip gidip kıyımıza vuruyor ya, işte o zaman çoraklaşıyor topraklarımız. /-Baba! Senin bu kızın fazladan gelmiş dünyaya, yedi numara ne işe yarar Allah aşkına? -Lüzumsuz konuşma. Kızlarım hepinizden kıymetlidir, serseri Havaya şen kahkahalar yayılır, seni kızdırmayı başarmış muziplik diğerlerinin yanına özenle yazılır ve o hiç gelmesi istenmeyen gün den sonrasına hatıralar defterinin kapağı kapatılır./ Babacığım; Sen olmasan diye başlayan cümleler kadar uzağım sensizliğe. O kadar ben densin ki içimde ve öyle doluyum ki varlığınla Yazgımın seninkinin yanına yazıldığı o gün dün gibi hala. Bir akşam elinde bir yarışma ilanıyla odamın kapısından girişin ve henüz on dört yaşındaki bir çocuğun körpecik yüreğine ilk mürekkep aşkını işleyişin O gün bu gündür diyorum; ne zaman yeni bir virgülün hanesine hüzünlü bir nokta kondursam, ne zaman düşlerimden bile ağır gelse bir kahrı taşımak ve kalemin insafına terk etsem hayallerimden dökülenleri, başarımın ödülü alnımdaki öpücük sızlar her defasında. Beklemeden yaşamayı öğretiyor ya yokluğun Gidişinle kurumaya duran O kavak ağacı kadar bile 3

Yetkin değilim peşin sıra koşmaya Kalmak ta kanatıyor ayaklarımı ama Bizi affettin mi baba? Dünyanı daralttığımız, yüreğini titrettiğimiz her geçen zaman için pişmanlığımızı hissedebiliyor musun? Bizimlesin biliyorum, engin hoşgörüsüyle o sıcacık bakışların her yerde Dört bir yanını kuşatmışsın hayatın. Sıradan telaşlarda boğulurken bir anda hayalin beliriveriyor gözbebeklerimde, burkuluyorum. İçim eziliyor artık babam yok derken zihnim. Sanki şimdi gitmişsin ya da kapıyı açıp giriverecekmişsin gibi bir his öncesi. Ama neden sonra anlıyorum; Bir daha süzülüp girivermeyecek o gölge kapıdan, annem işte geldi demeyecek, kızım Büyükbaba bana ne getirdin? diye çığlıklar atmayacak ve ben varlığının kuşattığı bu evde bir daha aynı huzurla gölgelenemeyeceğim o çınarın dizi dibinde. Her acıda usulca gölgeliğine sığındığım babamı yitirmek ne zormuş şimdi ne zor Gücüme neşter vuruldu baba, zayıflığım çırılçıplak kalakaldı bunca anlamsızlığın ortasında. Ölüm girdi seninle arama. Gerçeğin en yalını, en zoru, en kaçınılmazı seni bizden alıp götürdü. Bunca yaşanmışlığa inat ona direnemedik işte, buna gücümüz yetmedi baba. Senden bana kalan yıllanmış daktilona dokunuyorum, bir zamanlar yalnızlığın derin kuyusunda tuşlarına yüreğimi döktüğüm Köstekli saatini kuruyorum her sabah. Çocukluk resmimde delikanlı duruşuyla yanıbaşımdaki o özel adama bakıyorum uzun uzun. Kırılan her bisikletin yerine yenisini koyuveren o naif tarafına değiveriyor ve canlanıyor hatıralar. Yalnız olduğum anlarda göz pınarlarım özlemine yenik düşüyor. Meğer ne kadar önemliymiş hayatın karelerine düşen gölgen. Çünkü bir figürü tamamlar gibi duruşunun ardında derin, 4

köklü bir hikâye yatarmış. Güneşin etrafında pervane yıldızlar gibiymişiz biz; çocukların. Sana baba diyen yüreklerin ışığı, feri söndü şimdi. Bu ağırlık ta ondanmış. Sen gittin; Ağırlık göz kapaklarımda Güne uyanmaktan bezgin İki uygunsuz ışık gibi duran Gözlerim hüzne müptela Kulağıma üzülmemem gerektiğini fısıldayan sesinden medet umuyorum rüyalarda. Biten bir hayatın ardından bırakılan enkazın altında ezilmemek adına direnen yürekler var; seni seven katıksız, riyasız, umarsız seven çocuk yürekler Sen bizi hiç büyütmedin ki ya da büyümemiz gerektiğinde kuştüyü hafifliğinde bir can hep yanımızdaydı, soluğunda sırtladı bizi. O sendin; senin soluğunda mola verirdik biz. Hayat bizi yorduğunda en çok, adanmış bir yüreğe sığınırdık baba, sana sığınırdık. Unutmayı beceremediğim o son kare canımı çok yakıyor baba. Biliyorum gözbebeğini son kez koklamayı bekliyordun belki. Ama onu zamanında getirmeyi beceremedim ben. Gecikilmiş her randevu acının otağına düşermiş meğer. Ölüme bir gün kala Sana Zeliş ini getirdim baba nidaları havada asılı kaldı. Hava ki ağır, soluklar kesik, umutlar bitik Sen baygın gözlerle ağır ağır bize doğru bir hamle yaptığında çok geçti artık, çok geç. İşte o kare baba durup durup içimi ezen flashbacklerle koparıyor beni hayattan. Tüm kötülüklere siper olabilecek kadar çok sevdiğin, üstüne titrediğin, gözbebeğin Zeliş inle son buluşmanızdı ve en acı hatırasıydı senli günlerin. Hastalığının ilk günlerinde ne olurdu diyordum onu karnımdaki kızıma bağışlasan Kıyamadı belli ki Sonra; Ne olurdu diyordun; elinden tutup parka götürsem, istediği 5

her şeyi alsam ona Bakkalın önünde terk edilmiş duran o bank ölüm sessizliğinde şimdi. Sanki hala yaramaz çocuklar gibi oturup yan yana, bir çikolatayı paylaşır gibisiniz. Ve nihayet; Ne olurdu diyordun son kez, ne olurdu?... İlk kitabını, ilk önlüğünü alsam da elinden tutup okuluna ilk ben götürsem bu yeter bana. Bu defa umutsuzca ama yine de sarılarak hayata. Olmadı baba. Yaradan daha çok istedi seni yanında belki. Kızımın yarım kalan büyükbaba düşlerini, umutlarını da yanında götürerek gittin. Bu hayat çok geç buluşturdu sizi. Ama her anında çevrenizdeki her şeyi bir büyünün içine çeken dolu dolu iki yıldı yaşadığınız. Söylediği şarkıları bile sana ithaf eden, olur olmaz vakitlerde varmışsın gibi seninle muhabbet eden ama her ne olursa olsun yokluğuna öykünmeyen bir hatıradır kızım şimdi. Her sabah seni emanet ettiğimiz tepebaşına gizliden bir selam yolluyorum, duyuyor musun? İkinizi buluşturmak adına kıyına sığındığımız zamanlarda bağışlanmayı diliyorum en çok. Beni affet diyor sana yüreğimin çaresizliği. Toprağına diz çöküp onu sana getirdim diyorum; gözbebeğini, hayatının kaynağını, ışığını getirdim sana.. Geç de olsa getirdim işte. Sevincini görebiliyor musun baba? Sana getirmek üzere küçücük ellerinde sıkı sıkı tuttuğu gülleri-sen çok severdin diye-nasıl da duru bir coşkuyla taşıdığını toprağına. Büyükbabam mezar da derken gözlerinden yüreğime değen hüznü taşıyamıyorum bazen. Çok zor geliyor kabullenmekle anlamamak arasında sıkışıp kalan çocuk yüreğine yokluğunu tarif etmek baba, henüz ben bile güçlükle taşıyorken bu yükü. Babam; Son bayramdı, sevgilini koca şeker kâsesinin içinde kaybolmuş buldum. Ne aradığını sır gibi saklıyordu. Yanına gelmek için her zamanki özeniyle giyindi, süslendi. Bir avucunda sımsıkı tuttuğu sırrı diğer avucunu sımsıkı sarmalayan elim 6

Sana geldik. Sessizliğinin kıyısına çömeldik. Kızım avucunu ilk o zaman açtı. Sır portakallı şekerdi. Toprağını usulca eşeledi ve şekeri bir ayin ciddiyetinde bırakıverdi elinden. Portakallı şeker Tercihinin sebebini ancak kendime geldiğimde sorabildim. Büyükbabamın en sevdiğiydi anne deyiverdi. Hatırlayamadıklarım yüzsüzce gizliyorken kendilerini kilitli odalarında kalbimin, küçücük bir yüreğin kocaman vefasına yenildiğimi fark ettim. Senden sonra o kadar çok yenildim ki baba. Yenildim, sırtımı sıvazlayan ellerinden uzakta Yenildim, kanadımın rüzgara takıldığı o ilk andan sonra Yenildim, küçük bir kızın aynasından yansıyan sûretin her gün daha da silikleşirken Yenildim, seni hatırlatmayan günlere ulanan huzursuz uykularda Ben yokluğuna yenildim baba Her gün biraz daha Şu sokak senin toprağından süzülmedi mi? Bu ağaç, ellerinden salıyor büyüsünü havaya Hala Karşıdan kalkıyor otobüsler, Yüreğimde durmuyor ama Kuşlar o günden beri aynı ağıdı yakıyor Her baharda Ki ben her baharda bir kez daha Soluyorum. Yakandan eksik olmayan gül kıvamında 7

Hatıraların hücum ettiği o bankta Oturuyorum Sayıyorum adımlarını yokluğunun Bir iki Bir iki Nedense yürümüyor içimdeki zaptiyeler Sokağın ucunda yitiyorken sen Durulmuyor içimdeki deniz Bahar Sol yanımda bir fırtına Sen Yakınlardasın Biliyor musun? Romantik olmakla suçluyorlar beni, hayata dair kırgınlıklarıma tuz bastığımda. Dilime düşenin gölgesi kâğıda vuruyor ya baba, hani ilk içime ateşini senin düşürdüğün o mürekkep kokusuyla ancak kalkanlarımdan sızan karanlığa direnebiliyorum. Bilmiyorlar, nefesime ket vuran bu yavan ve soluk resim başka türlü kendine asılacak bir duvar bulamayacak. Gözlerim kendiliğinden hüznü kuşandığında içimi dışıma çıkaran sessizlik, ancak harflerin kıvrımlarından yol bulup da ulaşıyor toprağına, görmüyorlar. Kıyamet Kıyamet Kıyamet Kelimeler içimde bir meydan savaşında, kıyasıya. Gittiğin gün sulhuna düşman, bozguna ayarlı bir edayla bölünüyor, bölünüyorlar. İnsanlar?... Sevdanın toprağından bereketi çaldıkları günün anısına Dostluğun kâsesinden kan şerbeti sunmanın sarhoşluğuyla Vefa dilendiğimde ben, yalvardığımda yalanın dalına asılmış ruhlara cılız sesimle 8

Bir çocuğun gözlerinden hayata açılan pencerelere demir kafesler örülmesin diye haykırırken canhıraş Sığmıyorum kendime, eteklerimden tutuyor yoksunluğum, hele de sen uzun uzun gelmiyorsun ya rüyalarda. Güllerinden sızan bir yalnızlığın kollarındayım Hiçbir şey benzemiyor boğulduğun kana Hiçbir unutmak avutmuyor sensizliği Uğra bir ara Uğra ne olur, olsun Rüyalarda Tüttürelim özlemin çubuğunu, uzun uzun susarak Sol yanımda bir fırtına Ben sadece senin gülün olmayı sevmiştim oysa Hayat böyle bir şeymiş demek ki; uyudun uyanamadın olacak diyen şairin dilindeki sırmış meğer. Yokluğunla hayatın öteki yüzüne değdim; şimdi hayatımda, içimde koca bir boşluk. Yeterince büyümeden üstelik hiç kimseye Baba diyemeyecekken bir daha. Bir kere babası olurmuş insanın Bir kere Acıyı ve umudu otağında besleyen. Hayatın dar koridorlarından geçerken En çok, Işığa öykünen Bir kere doğarmış insan Yelken açarken ölüme bir kere Ve bir kere babası olurmuş İnsanın Ölürmüş Koparmış fırtına bir kere 9

Rüyalarda muzip oyunlarınla şenlendirdiğinde gönlümü, güne taze bir merhabayla uyanır oluyorum. Işıl ışıl gülümsüyorsun ya -hala çok yakışıyor sana- diyorum ki babam küçücük mutlulukların bile bekçisi hala. Seni çok özlüyorum baba, çok. Onaran şefkatini, kucaklayan muhabbetini, yalnızlığı öteleyen dostluğunu, can yakmayan öfkeni, gözlerinden taşan merhametini Sana Baba demeyi özlüyorum en çok baba. O tek kelimenin hayatıma kattığı hiç bir şeyi geri isteyemiyorum ne yazık ki. Çeviremiyorum zamanı senli günlere. Sadece bir gün bir yerlerde yeniden buluşmaların çetelesini tutuyorum. Yitirdiklerimize dair beslediğimiz bu umuda sarılıyorum sımsıkı. Bağışlanmak en çok kavuşmaların müjdesiyle anlamlanıyor. Bu lütfu pamuktan düşlere sarıp sarmalıyor yüreğim. Sonra dua ediyorum senin için Biraz utangaç, biraz mahcup ellerimi açıyorum Allah a: Dünyada hiç şeksiz elinin tersiyle ittiği tüm nimetleri bağışla ona. Eğilmeden, bükülmeden dimdik ayakta taşıdığı heybesinde dünyaya dair o kadar az şey biriktirdi ki, onu özleyenlerin mutluluklarından başka Bağışla Nur Zelal CEYLAN 10