ÝSLAMDA MANEVÝ HAKÝKATLER ve YOLLAR (Bu bir Araþtýrma ve Tetkik yazýsýdýr)



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

HZ. FÂTÝME (R.A) VALÝDEMÝZÝN AÝLE YAPISI VE ZÜRRÝYETÝ

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar


5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Kapak Resmi: El Vedûd


Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):


TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

ünite1 Sosyal Bilgiler

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

2015 YILI 3. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI Pazartesi Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Kapucu Camii

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Kapak Resmi: Kûn Fe Yekûn. Ol emri ile olur (Yâsîn 36/82)

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

m3/saat AISI

ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Muhammed Salih el-muneccid

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

SEB AN MÝNEL MESANÝ ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD ÝSTANBUL

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Hiç Bitmeyen Destek. Örnek 100. Çözüm. Vakýflar 1. Bir hizmetin gelecekte

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

Hac Organizasyonumuz; Turizm Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve Türsab Denetim ve Kontrolü Altýndadýr! KUTSAL YOLCULUK HAC...

Anlamı. Temel Bilgiler 1

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Şeyh den meded istemek caizmidir?

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Herkes bir arayış içinde

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Gelir Vergisi Kesintisi

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

17 ÞUBAT kontrol

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma


Transkript:

Kimsenin dinine hilaf demeyiz Din tamam olunca doðar muhabbet Hz. Yunus Emre ÝSLAMDA MANEVÝ HAKÝKATLER ve YOLLAR (Bu bir Araþtýrma ve Tetkik yazýsýdýr) ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

ÝÇÝNDEKÝLER 1. Önsöz 2. Din Nedir-Þeriat Nedir-Tarikat Nedir 3. Tekke Dergâh Zaviye Hakkýnda 4. Dergahlarýn Maksat ve Hedefi

ÖNSÖZ B i s m i l l a h i r r a h m a n i r r a h i m Âlemlerin Rabbi olan Allah'ýmýza sonsuz hamd ü senalar olsun. O'nun resulü olan Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) salât ü selam eder, sonsuz teþekkürlerimizi arz ederiz. Bu kitapçýk umumun eksik ve muhtelif kesimlerde yanlýþlarla malul olan din idrakinin doðrultulmasý amacýyla, hatalý ve yanlýþ bilgilere karþý velâyet yolunun vermiþ olduðu farklý anlayýþ dahilinde ele alýnmýþ olup, din, þeriat ve tarikat hakkýnda hakikate uygun bilgileri verme maksadýna matuftur. Bu risale ayni zamanda 1925 yýlýnda bir kanun ile kapatýlmýþ olan tekke ve zaviyelerin iþleyiþleri ile ilgili tarihi malumatlar ve nasýl bir fonksiyon yerine getirdiklerine dair çeþitli bilgileri de havidir. Tarih boyunca bazý toplumlar dini mevzularý Allah ýmýzýn isteði doðrultusunda anlamaya gayret etmek yerine, toptan red ve inkârý tercih etmiþlerdir. Halbuki iman, insanlarýn yapýsýnda var olan bir haslettir. Böyle toplumlarda yaþayan insanlardaki iman hasleti, bu defa bir takým yanlýþ yönlere ve sapýklýk- 1

lara yönelmektedir. Taþa, topraða, mezara, uzaya vs... tapma þeklinde tezahür eden bu tür sapýk inançlar gerek insanlarýn ve gerekse toplumlarýn helak olmalarýna, hem dünya hem de ahiretlerini kaybetmelerine sebebiyet vermektedir. Her ilim için aslolan eðitim ve öðretimdir. Her toplumda dini ve maneviyatý öðretmeye matuf muhtelif eðitim kurumlarý meydana çýkmýþtýr. Bu husus Ýslam toplumlarý için de geçerlidir. Bu eðitim ve öðretim kurumlarý içinde, bütün diðer eðitim kurumlarýnda olduðu gibi, ilmi yozlaþtýrarak kendi menfaatleri ve iktidar hýrslarý için suistimal etmeye kalkan kimseler çýkmýþ olabilir Suistimalleri temizleyerek kurumlan ýslah etmek yerine, müesseseleri tamamen ortadan kaldýrmak, içinden çýkýlmasý güç boþluklara ve kaosa yol açar. Mezhepler konusu bu yazýnýn kapsamýna alýnmamýþtýr. Zira mezhepler þeriatýn zahiri ve dünyevi tatbikatýnýn düzenlenmesi maksadýna matuf olarak yöresel ihtiyaçlara göre geliþtirilmiþ bir takým fikirler neticesinde ortaya çýkmýþ olan kaideler manzumesidir. Bunlardan bazýlarý din-i Ýslâmýn aslýný kaybederek, dýþýna düþmüþlerdir. Bu bakýmdan bunlardan bahsetmeyi geçerli 2

bulmadýk. Çünkü bu yazýmýzda hedeflemiþ olduðumuz izahatlar, dinin zahirine deðil asliyetine ve manevi tatbikatlarýna yöneliktir. Hz. Ali Efendimizin "Ýlim bir noktadýr, cahiller onu çoðalttýlar," sözü de gösteriyor ki, insanlar meselenin aslý ile deðil þekil ve suretleri ile uðraþmaktadýr. Maalesef çeþitli sebeplerle halk arasýnda yanlýþ olarak yorumlanan ve bazý kesimler tarafýndan yozlaþtýrýlmaya çalýþýlan dinin ve dini mefhumlarýn hakikatinin vuzuha kavuþturulmasý elzem görülmektedir. Ell HACC HÜSEYÝN VEDAD 3

4

DÝN NEDiR-ÞERÝAT NEDÝR- TARÝKAT NEDÝR B i s m i l l a h i r r a h m a n i r r a h i m Dini mevzularda herkesin bir anlayýþý vardýr, çünkü herkes dini ve Allah ý vüsati kadar anlar. Onun için bu anlatýlanlarý dinledikten sonra mukayese ederek bir karar verilmesini tavsiye ederiz. 1. Din nedir? 2. Þeriat nedir? 3. Tarikat nedir? Herkes din hakkýnda bir þey söyler. Batýda felsefe ile uðraþanlarýn hepsi din hakkýnda mutlaka bir fikir ileri sürmüþler ve hatta bu konuda kitaplar çýkartmýþlardýr. Ancak þurasý muhakkaktýr ki, din dünyevi bir saltanat ve egoizm olarak düþünülmemelidir. Zira tarih boyunca görülmüþtür ki, hakiki din sahipleri böyle meseleler ile uðraþmamýþlar ve dünyevi saltanattan uzak durmaya gayret etmiþlerdir. Her zaman için Allah'ýn dini baþka, dünyevi saltanat baþkadýr. Ehl-i hakikat olan din salikleri dünyevi saltanatý her zaman ellerinin tersi ile itmiþler ve kabul etmemiþlerdir. 5

Onlardan birçoklarýna göre din, insandaki inanma ihtiyacýndan doðmuþ. Yani insanlar inanmak istediklerinden (adeta bir fantezi gibi) ne yapalým diye düþünmüþler ve sonunda bir din ortaya çýkmýþmýþ. Onlara göre insanlarýn tekamülü de yine bu düþünce ile sýnýrlýdýr. Yani önce hayvan varmýþ, sonra hayvanlar iki ayaklý insana dönüþmüþ, sonra da ilerlemiþler ve tekamül ederek terakki etmiþlermiþ. Ýddialarýna göre, insanlar bu inanma ihtiyacý yüzünden eskiden put diyerek, tahtaya, taþa, topraða taparlarmýþ, þimdi tekamül etmiþlermiþ, uzaya, þeytana, bilgisayara ve hatta son günlerde birçok dergi ve gazetede okunduðu gibi yaratýlmýþ birçok saçma þeylere tapýyorlar. Bu haller tekamül ile baðdaþamaz. Ýnsan manen tekamül etmiþ olsa bu hataya düþmez. Manen tekamül etmedikleri bu hallerinden anlaþýlmaktadýr. Din, yaratan Allahýn, kul olarak bizlerden istedikleri ve yaratýlmýþ olan kullarýn da yaratmýþ olan Allah a karþý olan vazifeleri ve vecibeleridir. Allah a karþý nasýl kulluk edeceðimiz, yine bizzat Allah tarafýndan bilgilendirip de tenezzülen yolladýðý peygamberler vasýtasýyla öðrenmek ve o bilgileri tatbik etmekle mümkün olur. 6

Allah'ýmýzý ilk insan ve peygamber olan Hz. Âdem'den son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v) kadar, gönderdiði peygamberler vasýtasý ile kendine ait olan tek din hakikatini deste deste açmýþtýr, insanlarý bilgilendirmiþtir. Böylece Allah doðru imanýn ne olduðunu, nasýl tapýlacaðýný öðretmiþtir. Son peygamber Sevgili Efendimiz Hz.Muhammed,(s.a.v) "Ben güzel ahlâký ve dini ikmal için gönderildim," buyurmuþtur Allah ýn dini hakkýnda Hz. Âdem'den bu yana gelen peygamberler, Allah ýn birliðini ve vahdaniyet-i ilâhîyesini, murad-ý ilâhiyesini deste deste anlatmýþlardýr Hz. Peygamberimiz bu anlatýlanlarý tasdik etmiþ ve açýlmamýþ olanlarý da açarak, ilâhî ahlaký ve Allah ýn dinini ikmal etmiþtir. O halde Allah'ýn, Peygamberi Hz.Muhammed ile bildirdiklerini kabul etmeyen kiþinin dini eksiktir. Ýman Allah'ýndýr, kiþinin kendisinden olan bir þey deðildir. O imaný doðru olan noktada geliþtirecek olan öðretici de Allah ýn kendisidir. Yolladýðý peygamberler ile örnek göstererek, bu icraatýný yerine getirir. Gelen peygamberlere uyanlar, kendi kafalarýnýn icatlarýndan kurtulurlar ve selamet bulurlar. 7

Din kuraldýr, vs derler. Din, kural deðildir. Allah ýn arzuu ilâhîsi ve bu arzuya tabi olmak ve murad-ý ilâhî olan selameti bulmaktýr. Her zaman için yanlýþ inanýþlar ve doðru inanýþ vardýr. Bu eskiden bu yana þeklen deðiþmiþtir, ama esasta yani doðru inanç ve yanlýþ inanç olarak deðiþmemiþtir. Hayýr da, þer de Allah'tandýr. Bu dünyada bu iki halin tecellisini her an için, her zaman için görmek mümkündür. Çünkü, "Allah her þeyi zýddý ile bilicidir," sözü bu hakikati anlatýr. Din hakkýnda herkesin fikir yürütmesi mümkün deðildir, doðru da deðildir. Çünkü Allah a nasýl iman edileceðini, nasýl ibadet edileceðini, nasýl tapýlacaðýný, nasýl kulluk edileceðini, nasýl dua edileceðini, þartlarýnýn ne olduðunu ancak Allah bildirecek ki, kulun haberi ve bilgisi olsun. Ýnsanlar bu konuda fikir üretmesi ve hatta tatbik etmesi, onlarý daha da karanlýða götürmekten baþka bir iþe yaramaz. Buna istinaden Peygamberimiz Sevgili Efendimiz, "Ya Maruf künhü hakikatini layýkýyla bilemedik, sen kendini övdüðün ve tarif ettiðin gibisin, biz de aynen iþtirak ediyoruz," buyurdu. Böylece Allah a ait olan hakikati ancak Allah 8

bilir ve O öðretir, o öðretiye uyulursa selamet bulunur hakikatini ifade etmiþ oldu. O nasýl bildirirse, sen de öyle tapacaksýn, bu noktada fikir ileri sürmenin, öyle yapýlmaz, böyle yapýlýr demenin bir anlamý yoktur. Allah kendisini bilen olarak ne anlattý ise, Allah'ý öyle bilirsin, kiþinin ayrýca "hayýr bu böyledir," demesi abesle iþtigaldir. Bir söz kime aitse, o söz o kiþiyi anlatýr. Allah'a ait olan söz Allah'ý anlattýðýndan, o sözde hudut ve kayýt yoktur, söz sonsuzluk kazanýr. Çünkü sonsuzluk da Allah'a tabidir. Yeryüzüne þeriat indirmeye yetkili olan kiþiler Allah'ýn peygamberleridir. Onlarýn dýþýndakiler þeriat getiremezler. Þeriat, Allah ýn þartý demektir. Allah'ýmýz gönderdiði peygamberi ile o zaman için geçerli kýldýðý þartlarý bildirmektedir. Bu durumda bir baþkasý çýkýp da, þartlar böyle olmalýdýr diyemez, geçerliliði yoktur, tatbik görmez. Allah a ait olan þart Allahýn izni dâhilinde olduðundan namütenahilik kazanmýþtýr. Bir ev yaparken önce temel yapýlýr. Þeriatýn temeli ise, Allah'ý nasýl bilip tanýyacaðýz. Allah kendi kendisini, "ben böyleyim" diye anlatýr. Bu yüzden Yunus Emre, "Hiç kimsenin dinine hilaf deme- 9

yiz, din tamam olunca doðar muhabbet," buyurmuþtur. Kiþi Allah yolunda hangi yoldan giderse gitsin ancak iman noktasýnda tamam isen Allah, "Gel bana," buyurur. Allah ýn gösterdiði yol en kýsa ve en emin olan yoldur. Çünkü dini ve imaný doðru deðilse, kiþinin Allah yolunda yürümesi ve O'na ulaþmasý mümkün deðildir. Biz þeriatý, Allah'ý, Allah'ýn öðrettiði gibi doðru bilmek ve tanýmak olarak kabul ediyoruz. Makbul imanda doðrulmak ve Allah'a ulaþmak için tatbik edilecek þartlar olarak kabul ediyoruz. Böylece nasýl iltica edilecek, nasýl dua edilecek, nasýl kulluk edilecek esas bunlardýr. Kýlýk, kýyafet derler, bunlar o iman içindeki gidiþatýnda zaman ve mekâna göre kabul ettiðin davranýþlardýr. Sana edilen tavsiyelere uymazsan da kimse seni zorlamaz, zorlayamaz. Ýçki içme!, sana zararlýdýr tavsiyesinde bulunur. Allah ýmýz herþeyi, her mevcudu yarattýðý için, nasýl ve ne maksatla yarattýðý en iyi bilendir. Seni korumak için tavsiyede bulunur. Bu durumda hangisinin makbul olup olmadýðý- 10

ný bildiðinden bu tavsiyeyi yapýyor. Kiþi isterse buna uymaz. Ancak uymayýp da içen kiþinin fayda gördüðü de tesbit edilmemiþtir. Kumar için de ayný, isterse kiþi yapabilir ama ondan da fayda görülmemiþtir ve görülmez. Diðer cemiyeti ve bünyeyi zayýflatacak ve bozacak konular da hep böyledir. Kiþi esas yolda yürüdükçe zaten sakýnmaya ve kendini korumaya baþlar. Ýnsanýn yaþam tarzý imanýna göre olur. Ýman anlayýþýna göre sosyal, psikolojik ve ahlâki yaþamýný ona göre tanzim eder ve tatbik eder. Maneviyat düzeldikçe, cismaniyet ona baðlý olduðu için, cismaniyeti de ona uyar ve selamet bulur. Kiþi þeriatý iman noktasýndaki hassasiyete göre bakmamýþ da, giyim ve kuþam olarak almýþsa, o zaman kiþi, o giyim ve kuþamda olmaya çalýþýr ve o giyimde ve kuþamda olanlarý imanlý kabul eder, ötekileri reddeder. Onun din anlayýþý öyledir, kabulü öyledir. Bu þekli esas alan kiþi ile konuþtuðunda, iman noktasýnda eksik olduðunu görürsün, çünkü o kiþi imanýn aslýný deðil, bir þekil ve sureti esas almýþtýr. Bugün þeriatý anlamada bir tatbikat da þöyle oluyor. Uður Mumcu diye bir zatý öldürdüler, grup halinde kiþinin tabutunu aldýlar, "kahrolsun þeriat," 11

diye baðýrarak camiye gittiler, sonra da namaz kýldýlar. "Kahrolsun þeriat," diyor, sonra þeriat olan o adý geçen kiþinin cenaze namazýný kýlýyorlar. Namaz kýlmak, Allahýn þeriatýdýr. Demek ki, kiþi yaptýðýnýn ne olduðunu bilmiyor. Ýman doðru olmayýnca, kiþi ne yaptýðýný bilmez hale gelir. Hem kendine hem de etrafýna zarar verir. Ayette; "Kur'anýn bazý âyetleri kabul edip de bazýlarýný kabul etmemekle iman olmaz," buyurmaktadýr Ýþine gelen yeri almak, iþine gelmeyen yeri almamakla iman olmaz. O, kendi kafana göre din icat etmek demektir. Ya kabul edersin veya kabul etmezsin. Allah insanlarýn hayrý için söylüyor, O'nun hiçbir þeye ihtiyacý yoktur, senin ise, herþeye ihtiyacýn vardýr. Kýsas için de, "Kýsasta sizlere hayýr vardýr," buyurur. Yani Allah için bir þey yoktur. Dinlersen bir güzellik kazanýr, selamet bulursun. Yine ayette, "Kestiðiniz kurbanýn eti, yaptýðýnýz ibadet ve taatler Allah'a ulaþmaz, ulaþan takvadýr, buyrulmaktadýr. Yani bunlar sizler içindir, yoksa Allah'ýn bunlara ihtiyacý yoktur, buyuruyor. Þeriat, Allah'ýn kullarýnýn uymasý için kendini anlattýðý þartlardýr. Þeriatý Allah'ýmýz peygamberleri 12

vasýtasý ile indirir. Hz. Peygamberimiz Allah ýn þeriatýný tamamlamýþtýr ve "Benden sonra Ýslam þeriatý üzerine yürünecektir, Allahýn kabulü ve makbulü böyledir," buyurmuþtur. Kiþilerin aklýna göre uydurduklarý Allah indinde kabul görmez. Allahýn kabul etmediðini biz de kabul etmeyiz. Bu yüzden kul olarak Allah karþýsýnda hiçbir farklýlýðýmýz olmadýðý halde, onlarýn bu tatbikatý Allah ýn makbuliyetinde olmadýðý için biz onlardan ayrýlýrýz, Maneviyatý ve dini doðru anlamýþ kardeþler gittikleri yerlerde tarikattan konuþtuklarýnda, "Siz tarikatçý mýsýnýz?" diye sorduklarýnda, "Biz tarikatçý deðiliz" derler. Çünkü onlarýn anlattýklarý þeyler gerçek manevi yolumuzda yoktur. Tarik, Allah'a giden yoldur, Allah'ý öðreten bir yoldur. Kiþi meslek sahibi olmak için üniversiteye gider. O yere bir meslekte ehil olmak için, onu öðrenmek ve tatbik etmek için gider. Bir ilmi öðrenmek için, o ilmi öðreten bir yere gitmek ve o ilmin öðrenme gereði olan nizam içinde, onu tahsil etmek ve tatbik etmek gerekir. Tarikata, Allah'ý doðru öðrenmek ve doðru bilmek için yani öðretmede ehil olan Allah'tan öðren- 13

mek için gidilir. Tarik, kiþiye Allah'ý öðretmiyorsa, o tarikat deðildir. O yol Allah rýzasý için deðilse tarikat deðildir. Nitekim Ýlahiyat Fakülteleri bu maksatla kurulmuþtur. "Kur'ana inanýrým gerisine inanmýyorum," derler. Sonra da tarikatý reddederler Kur'anda ise, 46/29-30 ayetlerde Ýslam'dan, "Tarik-i Müstakim" diye bahseder yani "Ýslam tarikatýndan" bahseder ve "Sizler Ýslam tarikatýna sahip olunuz," buyurur. Kur'an Ýslam yolunu tavsiye eder. Kur'anda Mürþitd de, tarikat da, sünnet de hepsi vardýr. Ancak kiþi Allah'ý kabul ve iman durumuna göre bunlarý görür Bu yüzden, "Ýslam tarikatýna intisap ediniz ve doðruyu bulunuz," deniyor. Yine Kehf Suresi 17.ayette, "yanýlmýþ olan ve yoldan çýkmýþ olan kiþiler kendilerine bir veli ve Mürþid bulamaz," buyuruyor. Demek ki Kur'an'da bunlar var ama sen bunlarýn anlamýný kendine göre deðiþtirmek istersen bu doðru olmaz. Hz.Mehmed Ali Özkardeþ bir yazýsýnda buyurur: "Enfal Suresi 8/24. ayette, "ennallahe yehûlü 14

beynelmer'i ve kalbihî" Yani "Gerçek Allah insan ile (insan vücudu teþekkülü ile) kalbi arasýnda tecelli eder," buyuruyor. Her zerre-i vücut Cenabý Hakk'tan hâsýl ve O'nunla beraberdir ve fakat ilâhi beyanýn sudur yeri, hitab-ý izzetin duyurulan yeri, kalbi insandýr. Kalb, tecelligah-ý Rahmandýr. Kim buna mani olabilir? Kullardan hiç kimse. Bu durumda gerçeði ve hakikati bulmuþ olan velilerin gönül hali, velayettir. Bu gönül sahibi, bir insan ve kuldur. Fakat bu ilâhi Allah yolu (Tarikat) beþeri midir? Sözü için þu bilgi verilir ve ikaz edilir. Hakkta fani ve Hakkla baki, hakiki ve muhles olan bu kul, nefsini bilmeyen, hakikatini anlamayan bakar körden olan hakikatine cahil bulunan kiþilere benzemez. Allah ýn lütfü ilâhisi olarak ruhi ilâhi ile zinde olan bu ekmel insan, ilâhî âleme rucu devletinden dolayý sözü ve icrasý Cenabý Hakk'a muzaftýr. Yani bu makama ve hakikate ermiþ olan kiþinin eðitim ve anlatýmý Hakk'a aittir. Bu durum ise beþeri bir teþebbüs deðil, ilâhî emre müstenit bir harekettir ve ilâhî âleme rucu namzetliðinde olan yani hakiki ve muhles kul olacak insanlarý Hakk'a götürmek için ilâhî bir mekteptir. Bu mektep insan kalblerinde açýlýr. 15

Nasibedar olanlar bu mektebin ilâhî azametini görerek mest u hayran kalýrlar ve Allah yakýnlýðý bulmakla ebedi mesut ve bahtiyar olurlar. Görüldüðü gibi hem tarikat, Ahkaf Suresi 2930. ayetlerinde, hem ilâhî mürþit, Kehf Suresi 17 ayetinde bahsedilmek sureti ile bu hakikat anlatýlmaktadýr. Bizim tarikat anlayýþýmýz insanlarý yetiþtirmek içindir, Öðretim ve eðitim içindir. Birçok din kardeþimiz, ki onlar arzulu olanlar çok kitap okurlar, hakikati bildikten sonra artýk kitap okumak istemiyorlar, çünkü ellerine aldýklarýnda onlarý okumuþçasýna bildiklerini görüyorlar. Esasýný öðrenen kiþi milyonlarca kitap okumuþ hale gelir. Bu giriþi yaptýktan sonra, daha ileri olarak birkaç husus hakkýnda da bazý açýklamalar yapmak isterim. Allah'ýmýz, "Ben gizli bir hazine idim, kendimden kendime arif olunmaklýðýmý arzu ettim, muhabbet ettim ve bu alemleri yarattým," buyuruyor. "Benden bana, ben yarattým," buyuruyor. Bunu anlatýrken kullanýlan ifadeler, ayrýlýðý anlatmak için deðildir, sadece anlaþýlsýn diyedir. "Kendimden bir nur teþkilatlandýrdým," derken, ayrý 16

bir þahsiyet vermek için deðildir. Kendi iç âleminde olduðunu ifade ediyor. Bu teþkilatlandýrdýðý Nur, zamansýzlýk içindeki bir idrakte kendinin hudutsuz bir enerji, bir güç olarak ama Allah ýn nurundan, Allah ýn enerjisinden ayrý olmadýðýný idrak ediyor. Bölünmez, ayrýlmaz bir enerji olduðunu idrak ediyor. O nur Allah ýn arzuyu ilâhîsi ile lisana geliyor. "La ilahe illa Allah," söyledi. Allah'ýmýz, nura hitaben, "Muhammed Resul Allah," buyuruyor. Böylece "Allah" ve "Muhammed" ayan oldu. Kur'anda "Nun vel Kalem mayesturun," ayetinde Allah ýn "Nun - Vacib Nur"u, "Vel Kalem - Deryayý Nuru Muhammed Nurunu kalem olarak kullanarak, ondan da "mayesterun - bütün mevcudatý" yaratmýþtýr. Peygamberimiz bir hadisinde, "Ben Âdem'- den evvel nebi îdim," buyurmuþtur. Âdem den evvel insan olmadýðýna göre demek ki, bu ilâhî sýrrýn hakikatini söyledi. Bütün mükevvenat böyle yaratýlmýþ, bütün cennetler, cehennem, ilâhî alem, melekler, esfele safilin, bütün varlýklar hepsi yaratýlmýþtýr. Bu yaratýlýþ 17

olduktan sonra Allah ýmýzýn bütün yaratýlýþý kendisinden kendisine yaratmak istemesindeki arzusu, kendi nübüvvetini, velayetini yani peygamberliðini, aslýnda velayeti hakikisi olan evliyalýðýný ve Allah'ýmýzýn Celal ve Cemal elleri ile yaratmýþ olduðu Deryayý Nuru Muhammed'den hasýl olan bir insaný kamil yaratmak istedi. Melekler, "Yarabbi bizi yaratan sensin, her þeyle olan sensin, ama sen neredesin bilmiyoruz," dediler. Kur'an "lâ mevcuda illâ hû - Allahtan baþka mevcut yoktur"u söyler. Allah kendini ispat eder ama biz kendi mevcudiyetimizi ispat edemeyiz. Biz görünüyoruz ama aslýnda Allah'tan geldik Allah'a gidiyoruz. Var olan Allahtýr. Eðer bilgi edinmez isen, bu geliþ ve gidiþin ne olduðunu anlamazsýn, bilmezsin. Melekler Allah'a, "Her þeyde mevcut olduðuna göre nereye yönelendim, nereye dua edelim" diye sorunca; O zaman Allah'ýmýz, "Bir insan yaratacaðým," buyurdu. Melekler, "Sende hersey mevcut (celal de var, cemal de var) biz seni daima tespih ediyoruz, kan dökecek birini mi yaratacaksýn," dediler. Allah'ýmýz, "Siz her þeyi cemal olarak isti- 18

yorsunuz, bende celal de var. Sîzin benim bütün nübüvvetimi kabul etmeniz gerekir, eðer tek taraflý kabul ederseniz eksik kalýrsýnýz. Ben Allahým herseyi zýddý ile biliciyim. Benim yaratacaðým insanda bu hasletler mevcuttur," buyurdu. Meleklerin bu itirazýnda, neden bir insan yaratýyorsun, biz varýz, hakikati gizli idi. Allah'ýmýz, "Siz geri durun, madem siz hepsini bildiðinizi söylüyorsunuz, o halde herþeye isimleri ile hitab edin, çaðýrýn," buyurduðunda, Melekler, "Biz bilmeyiz, sen bildirirsen biliriz," dediler. Bunun üzerine Allah'ýmýz Deryayý Nuru Muhammed'den Celal ve Cemâl sýfatlarýnýn mevcut olduðu Âdem sýrrýný yarattý. Meleklere, "Âdem her þeye isimleri ile hitap edecek hatta size de isimleriniz ile hitap edecektir. Çünkü ben ona ilâhî isimlerimi ve manevi makamlarýmý öðrettim," buyurdu. Allah, Âdem'e hitap ederek; "Ey Âdem! Sana ilâhî isimleri öðreteceðim," buyurdu. 19

Âdem bütün mevcudatý isimlendirdi. Hepsini ilâhî isimleri ile çaðýrdý. Bundan sonra meleklere; "Buna ne diyorsunuz?" buyurduðunda, melekler, "Þüphesiz sen bilicisin," dediler. Allah'ýmýz "Her bilici üstünde bilici olan benim, sizler entümül fukarasýnýz, ben ganiyül ganiyim ve bilenle bilmeyen bir olurmu?" buyurdu. Âdem bilici oldu, bu biliciliði Allah katýnda makbul oldu. Celâli de Cemâli de bildi ve yine Allah'a iltica etti. Celâl de Cemâl de sendendir, dedi. (Hayrihi ve þerrihi min Allahu Teala)sýrrý. Allah'ýmýz; "Ýþte itiraz ettiðiniz Âdem budur, benim nerede olduðumu anladýnýz," buyurdu. Cemâl ve Celal âlemlerde ayrý ayrýdýr. Âdem'de ise birliktedir. Sýrr-ý Âdem budur. Allah'ýmýz; "Ben bütün mevcudatýn nefsi varlýklarý havi olan Âdem'deyim, akl-ý küll de nefs-i küll de benim ikisinden de Âdem'e verdim, siz Âdem'e secde edin, çünkü ben kalb-i Âdem'de görünüyorum, (onun için "kalb arþullahtýr" buyrulmuþtur. "Âdem'e secde bana secdedir," buyurdu. 20

Bunun üzerine Allah'a itiraz eden bütün varlýklar, "Bilicilerin üstünde bilici sensin, bizim daha önce yaptýðýmýz o itirazdan dolayý bizi affet ve bizi selâmete koy" dediler. Ve arþ-ý âzim etrafýnda tavaf etmeye baþladýlar. Allah'ýmýz; "Tevbenizi kabul ettim. Âdem'in etrafýnda dönün, kalb-i mümin beytullahtýr. Ben insan kalbinde konuþucuyum, o kalbe ilhamýmý, beyanýmý indiririm benim ilâhî beyanlarýmý indirdiðim kalb, beytullahtýr. Onu ziyaret eden hacý olur." Ancak þu anda Hakk yakýnlýðý bulmuþ ilâhî gönül sahibi olan Âdem'in nerede olduðu bilinmiyor. O zaman siz zebercetten yaratmýþ olduðum "Beytü'l Ma'mur"a (Allah'ýn evine) gidin, onun etrafýnda tavaf edin. O ev benim yaratmýþ olduðum ve açýlmýþ olduðum kalbe muzaftýr. Sizin oraya yaptýðýnýz ilticayý, yakýnlýk verdiðim gönle iltica etmiþ gibi kabul ederim ve affýnýzý kabul ederim," buyurdu. Dünyada ilk yapýlan ev Âdem''in yaptýðý Kabe'dir. Kâbe, Beyt-ü'l Ma'mur"un tam hizasýndadýr. Kâbe'ye yapýlan iltica insan kalbinedir. Hz. Mevlana, "Kâbe yapýldýðýndan beri ses vermedi, o taþtan yapýlmýþ binadýr ama Allah 21

insan kalbinde daima kendini zikretti, ilham ve beyan indirdi," buyurmaktadýr. Kâbe, insan kalbine muzaftýr. Hacca gittiðinde, Allah o binadadýr dersen, biraz tuhaf olur. Allah herþey ile beraberdir, fakat Allah ýn muradý taþ toprak deðil, insandýr. Bu hakikati bilirsek doðruyu bilmiþ oluruz. Nitekim Sevgili Efendimizin intikalinden sonra Hz. Ömer Hacer-ü'l Esved'i öperken, "Sen sadece bir taþ parçasýsýn, eðer Peygamberimin seni öptüðünü görmeseydim, seni öpmezdim," deyince Hz.Ali Efendimiz, "Ya Ömer!", buyurmuþtur, Hacerül Esved bizim Elest meclisindeki ikrar ve tekrarýmýzýn bir sembolü olarak bu dünyada bulunmaktadýr. Ýþte biz bu ikrarýmýza iþareten onu öpüyor ve böylece yeniden ikrar ve tasdik etmiþ oluyoruz." Bunun üzerine. Hz.Ömer, "Ya Ali sen hakikaten ilim þehrinin kapýsýsýn," demiþtir. Âdem yaratýldýktan sonra, etrafýna baktý, her þeyin çift yaratýldýðýný gördü, ama kendisini yalnýz gördü, mahzun oldu. Allah'ýna, "Ya ilâhî ben yalnýzým," dedi. Onun yalnýzlýðý Allah'ý temsil etmesindendi. Deryayý Nuru Muhammed birdir, 22

Allah birdir, Âdem de birdir. Allah'ýmýz, "Ben birliðime gölge düþürmem, sana bir iltifat yapacaðým," buyurdu. Âdem uykuya daldýðýnda, Âdem'den Havva'yý yaratý. Âdem'i topraktan, Havva'yý Adem'den (kaburga kemiðinden) yarattý. Onun için Havva Âdem'- siz olamaz, Âdem Havva'sýz olamaz, çünkü eksiklik olur. Bunda þaþacak (þaþanlar için söylüyorum) bir þey yoktur Bugün de hücreden insan yaratýyoruz. Ýnsan olarak sen yapýyorsun, sonra Allah'ýn yaptýðýna bir tuhaf bakýyorsun. Araþtýracak olursan da kaburga kemiðindeki hücre, kopyalamada en uygun olandýr. Hz.Adem, Havva'yý gördüðünde, "Bu kimdir?" dediðinde, Allah'ýmýz, " Bu senden halkettîðim zevcen," dedi ve devam etti, "Sen ve zevcen yiyiniz ve içiniz, haddi aþmayýn. Herþey için serbestsiniz sadece (benim gösterdiðim) þu aðaca (þecere) yaklaþmayýn," buyurdu. Bu kadar nimete karþý Allah'ýmýzýn istediði fazla bir þey deðildi. Ama Âdem'in nefsini temsil eden Havva, "sonlarýnýn ne olacaðý, bu hep böyle mi gidecek, yani kendisi de Allah olamaz mýydý" düþüncesi ve muradý ile aðaca yaklaþtý. Ýnsan Allah olamaz, Allah insandan görünür, çünkü Allah'tan baþka bir þey yoktur. 23

Allah'ýmýz Havva'daki bu düþünceyi biliyordu, Havva aðacýn yanýndan geçerken, aðaç ona hitab etti, "Ey Havva sen de Allah olmak istiyorsan, bu aðacýn meyvalarýndan ye," dedi. Bu düþünceyi Allah'lýk iddiasýnda olduðu için Allah makbul tutmadý, kabul etmedi. Bu yüzden, Sultanýmýz Abdülkadir Geylani Hazretleri, "Kendi gibi bir ölümlüye tapan melundur," buyurur. Havva, Allah lýk iddiasýnda bulunmak, ebedi hayata kavuþmak için, aðacýn meyvasýný yedi. Bu maksat ile kendi yaptýðýný Âdem'e de tavsiyede bulundu. Âdem bir an kapýldý ve bir parça ýsýrdý, sonra elinden attý, yaptýðýna piþman oldu, ama Allah'la olan ahdini bozmuþ oldu. Âdem Havva'ya uymasaydý, bir anlatým olarak, Âdem cennette kalýr, Havva aþaðýya inerdi. Bugün canlý hayvan ve insan kopyalamayý yapanlarda da bu iddia var, "Biz bu kopyalamayý yapacaðýz ve Tanrý olacaðýz," diyorlar. Allah lýk iddiasýnda bulunulmasýný Allah kabul etmez, çünkü bu mümkün deðildir ve zulümdür. O zaman Allah düzeni deðiþtirir. Sonra acaba kýyamet kopacak mý? diyorlar... Bugün kadýnlar, kendilerinin birinciyiz veya 24

ikinciyiz gibi kavramlar üzerine kýyama kalktýlar. Kadýn ve erkek bir vücuttur, ayrýlmasý mümkün deðildir. Allah ýmýzýn hitabý Âdem'e oldu, "Ey Âdem sen ve zevcen..," buyurdu. Yani Âdem i esas aldý ve "senden olan, sana ait olan, senin vücudun" diye tasdik etti. Sonra onlara hitaben, "Ey Adem sen ve zevcen beraber esfele safilîne inin" buyurdu. Ýnsan Ahsen-i Takvim olarak, alemlere nazire olarak yaratýlmýþtýr Sonra esfele Sefiline indirilmiþlerdir. Bu indirilmedeki maksat, "bir nebze rýzýklanmadýr." Bu Allah'ýn rahmetidir, çünkü insan hep cennette kalsaydý bu hakikati anlayamazdý. Artýk dünyada bütün bunlarý yaþadýktan sonra bir daha bunlarý talep etmez. Bilmeseydi nefsi hep bunlarý talep edecek halde olacaktý. Hakikati öðrenen kiþi bir daha Allah ýn sözünden dýþarý çýkmaz. Takvada en ileri noktada talepkâr olur. Hz. Âdem'de uluhiyyet arzusu gizli olarak mevcut idi. Hz. Âdem'in nefsi olan Havva ondaki bu gizli hâli ortaya çýkarmýþtýr Memnu meyveyi ýsýrmasýnýn sebebi budur. Hz.Adem'in esfele safiline indirilmesinden sonra da, onun zürriyeti olan insan oðullarýnda bu gizli mabudiyet hissi, nesilden nesile geçerek devam etmiþtir. 25

Mabudiyet hissinin insana verilmesinin sebebi insanýn Allah'ýn bir parçasý olduðunu idrak ederek daha ileri yakýnlýk bulmasý içindir. Halbuki insanlarýn birçoðu nefs-i emmarelerine uyarak bu hususu dikkate almamýþlar ve bu nedenle tarihte birçok devlet yöneticisi ve kral tebaalarýný kendilerine taptýrmaya kalkýþarak çok zulüm iþlemiþlerdir. Bu hissiyatýn Allah'ýmýzýn mürebbiliðinde terbiye edilmesi gerekmektedir. Allah'ýmýz bu terbiye için bütün mevcudatýn sebebi hilkati olan Deryayý Nuru Muhammedi temsilen gönderdiði Hz. Muhammed Efendimiz (s.a.v) ile Ýslam tariki ve bu tarikin terbiyesini vazýh bir þekilde ortaya koymuþtur. Ýþte dergah, tekke ve zaviyeler, bu terbiye ile, insanda meknuz olan mabudiyet halini dünyevi zulümattan Hakk ile Hakk olma yoluna çevirmeye matufturlar. Maksadý bu olan müesseselerin siyasi ikbal ve- iktidar sebebiyle olduðunun düþünülmesi büyük bir hata ve bühtandýr. Önemli olan cennette o meyvanýn yenip yenmemesi deðil, Allahýn sözünün yerine getirilip, ge-tirilm em esidir. Artýk onlar Allahýn sözünden dýþarý çýkmazlar. Onlar için korku ve hüzün ortadan kalkar 26

ve onlar Allah'tan memnun, Allah onlardan memnun cennete girerler ve orada ebedi kalýrlar. Allah ýmýz kullarýna ebedi cenneti lütfetmek için bu tertibi yapmýþtýr. Allah'ýmýzýn yaradýlýþtan muradý ve tatbikatý böyledir Bu böyle iken, kiþiler neyin mücadelesini yapýyorlar Onlarýn konu ettikleri þeyin din ile alakasý olmayan þeylerdir. Duyuyoruz, hasta olan kiþi oruç tutarken ilaç alýrsa orucu bozulur mu diye soruyor. Bunlar teferruat þeylerdir, hasta olan adam zaten oruç tutamaz. Tutamadýðý orucu kaza olarak tutar veya kefarette bulunur. Bu sorular inkâra yakýn olanlar içindir, tuzaklardýr. Peygamberimiz veda haccýnda, "Ey iman edenler, hanýmlar sizlere emanettir. Hanýmlar emanet olduðunuz erkeklere karþý gelmeyiniz. Erkekler siz de size emanet edilene hýyanet etmeyiniz," buyurmuþtur. Böylece kocayý ve eþi olan kadýný birbirine baðlamýþtýr. Bir erkek Âdem sýrrýndan habersizse, beraber olduðu kadýn da bihaber kalýr. O kadýnýn ayrýca kadýnlýðýndan da haberi olmaz. Bir vücutta bacaðým ayrý diyerek, o bacaða bir býçak saplasan, acý duyarsýn ve ayrý olmayýp bir bütün olduðunu anlarsýn. Karýn olan kadýna da eziyet edersen, ayný acýyý duy- 27

man icap eder Eðer duyuyorsan sen o zaman Âdem'sin. Kadýný kendi vücudu dýþýnda gören bir erkek daha gerçeklere ulaþmamýþtýr. Bir kadýn da kocasýna, bu benim aslým, o vücuttan hâsýlým diye görüyorsa (yani annesinden doðduðu gibi sýrda da kocaný öyle görmen gerekir) o zaman Âdemi idrak ettin demektir. Anne dünyaya gelmene sebep oldu. Ama vücud-u aslide kocandýr. Kocalar için, ayette, "Sizler ailenizin çobanýsýnýz," buyurur. Yani koca ailesinden mesuldür, çünkü onlar vücududur. Bunlardan habersiz olanlar dini yolda yürüyemezler. Allah'ýmýz meleklere, sen beni bulmak istiyorsan, Adem'e git (hakikatini söylemiþtir) dediði gibi Maide Suresi 35. âyette de, "Allah a yaklaþmak için bir ilâhî vesile bulun," buyuruyor. Allah'a gitmek, vahdaniyet-i ilâhîyeye ulaþmak için bir sebep, vesile, mürþid bulmak gerekir. Daha evvel bana gelmiþ bir ilâhî gönül bulun ki bana yakýnlýk kazanýn, buyuruyor. Mürþid, Allah'a götürme yetkisine, teslik hakkýna sahip ilâhî rehber, öðretici demektir. Yani onun tasdiðini yaptýracak olan zât demektir. Âdem'le beraber yürürsen, Âdem seni Allah'a kadar götürür, 28

sen de Hakk yakýnlýðý bulursun. Allah nasýl Âdem'de açýlarak, sohbet-i ilâhîyesine dahil edip, bilgi verdiyse, sana verir. Peygamberler bu hakikati anlatmýþtýr. Hz.Peygamberimiz, "Ben gelene kadar nübüvvet aþikar, velayet gizlidir. Benden sonra velayet aþikar, nübüvvet gizlidir" buyurmuþtur. Yani Peygamberimizden sonra "Ben peygamberim, nebiyim," diyemez, ama "evliyayým" diyebilir. Velâyet, Hakk ile olan yakýnlýðýn ifadesidir. Velâyet Allah ile Allah olmak demektir. Âdem velidir, çünkü Allah ile kalben devamlý konuþucudur. Bütün peygamberler Allahý kalb içi konuþucu bulmuþlardýr. Onlar Allah yakýnlýðý bulmuþlardýr. Efendimize kadar Allah'tan aldýklarý ilâhî emirleri tatbik etmiþlerdir. Son peygamber olan Peygamberimize Allah ýmýz hiçbir peygambere yapmadýðý bir ihsan daha yapmýþtýr. Deryayý Nuru Muhammed'den görünen bir mümessil nokta olarak huzuruna davet etti, Miraç yaptý. Namazda oturduðumuz zaman "Ettahiyyat"ý okuruz, bu Kur'anda yoktur. Namaz, müminin miracýdýr. "Ettahiyyat" miracý anlatýr. 29

"Yarabbi bütün tayyibatlar, salavatlar sana aittir," (Dil, beden ve mal ile olan ibadetlerin hepsi yalnýz Allah'adýr) "Selam, rahmet huzuruma gelen peygamberin üzerine olsun," (Ey makamý yüce Peygamber, Allahýn selamý, rahmeti ve bereketleri sana olsun,) "Bana ve salih kullarýna olsun," ("Allah, kabul ettim verdim," buyurdu) (Selam ve esenlik bizim ve salih kullarýn üzerine olsun) Bütün melekler, bu konuþmaya þahit oldular ve þehadette bulundular, "Þehadet ederim Allahtan baþka ilah yoktur," "Þahitlik ederim Muhammed Allahýn kulu ve elçisidir," Bu duayý namazda bütün Müslümanlar yapar. Kendine Ýslam diyen birçok kiþi ise, bunu tatbik ettikleri halde miracý kabul etmezler. Bunun gibi Ýslamiyet'te daha niceleri bu þekildedirler ve eksiktirler. TV de biri çýkmýþ "Kur'ana inanýrým ama miraca inanmam, çünkü Kur'an da miraç yok," diyor. Peki namazý kýldýðýnda, oturduðunda, "Ettahiyyat"ý okumuyor musun? "Ettahiyyat" Kur'anda yok... O zaman okumaman lazým. Biz bu gibi noktalarda ayrýlýyoruz. Peygamber sünnetini tanýmýyorum, diyor. Peki o zaman neden 30