VİYANA DA 1 GÜN "Vienna seal 1926" by unknown, vectorized by Sponk - Wien_Siegel.PNG (Webservice der Stadt Wien)Bu vektörel grafik] Inkscape ile oluşturuldu ve manuel olarak düzenlenebilir.. Licensed under Public domain via Wikimedia Commons - http://commons.wikimedia.org/wiki/file:vienna_seal_1926.svg#mediaviewer/file:vienna_seal_1926.s vg
Avusturya nın başkenti olan Viyana, gerçekten harika bir şehir. İdeal bir toplumsal düzen barındırmasına ek olarak, çok zengin bir tarihi, mimari, ve sanatsal birikime sahip bir yer. Geziden önce çok sıkılacağımı tahmin ettiğim halde bu şehir, hayatımın en güzel günlerini yaşattı bana. Aslında büyük korkularla gitmiştim Viyana ya. 13 Ağustos gecesi, yani uçağımdan bir gün önce kalbimin nasıl çarptığını hala hatırlıyorum. Tabii bu hislerin oluşmasında, ailemden ayrı bir şekilde, ilk defa tek başıma yurtdışına çıkacağım gerçeği de etkiliydi, 18 yaşında olabilirdim ama o gece sanki hala bir çocuktum. Geziden bir hafta önce hayallerimi süsleyen Viyana, nasıl da kabusum olmuştu. İnternette gördüğüm yorumlar da bana hiç yardımcı olmuyordu tabii. Gideceğim otelle ilgili kötü yazılardan tutun da, durakların ne kadar birbirinden uzak olduğuna değin birçok şey okumuştum. Tüm bunlar aklımda dolanırken korkumu içime attım; ve kendimle uzun bir mücadeleden sonra uykuya daldım. Ertesi gün uyandığımda, içimdeki yersiz dehşetin geçtiğini fark ettim. Ailem sabah erkenden beni havalimanına bıraktı, annem gözyaşları içerisinde beni uğurladı. Uçağıma bindim ve bu uzun yolculuğun bitmesini beklemeye koyuldum. Artık hiçbir şey beni durduramazdı. Kendimi iliklerime kadar yetişkin gibi hissediyordum, lakin yetişkin olmayan biri tek başına Avusturya ya gidebilir miydi? Bu düşünceler kafamda dolaşırken, Viyana havalimanına iniş anonsu yapıldığını duymamışım bile. Ani bir sarsıntı hissettim, o zaman anladım iniş yaptığımızı. Şimdi Viyana yı bir kere de benim kuşatmamın zamanı gelmişti. Uçaktan indiğimiz gibi bizi karşılayan tur rehberimiz, ve diğer tur katılımcılarıyla, şehir turumuza başladık. Bunun sonrasında ilk gezilecek mekana doğru yola çıktık. Diğer katılımcılara bakıyorum, herkes sakin. Sanki bir tek ben heyecanlıymışım gibi gözüküyordu keşfedeceğim yeni yerler için. Burası, bugün müze olarak kullanılan Belvedere Sarayı idi. Belvedere, şehrin
içinde ufak bir parça tarih gibi. Bir an yanınızdan arabalar, tramvaylar geçerken, Belvedere sarayının etkileyici kapılarından girince,sanki eski zamanlara dönüyorsunuz. Sizi kendi çağına götürüyor ve tarihin koridorlarında dolaşırken her şeyi unutuyorsunuz. Mükemmel bir huzur var orada, bundan yararlanan bisikletçiler ve koşucularsa, sarayın hemen önündeki bahçede spor yapıyorlar. Burayı biraz gezip, otele doğru yola çıkıyoruz. Can YILMAZ,Viyana,Belvedere Sarayı,14/08/2014 Otele gelince odama yerleşiyorum, ve şehri keşfetmek için yola koyuluyorum. Bu bana Viyana nın daha önce hakkında birçok şey okuduğum meşhur toplu taşıma sistemini görme olanağı da veriyor. Tabii aklımda Türkiye de Viyana da yenmesi gerekenler diye not aldığım o geleneksel tatlar da var. Otelden aldığım yol tarifine göre bir tramvay,bir de metro kullanmam gerektiğini öğreniyorum, ve yola çıkıyorum. Tramvay durağına varınca fark ettiğim ilk şey, yollarda herkesin trafik kurallarına harfi harfine uyması, toplumsal düzenin bir saat gibi tıkırında işlemesi oluyor. Bunları görünce, bu insanlar
kurallara göre yaşıyorlar diyorum.hayranlıkla arabaları izlerken birkaç kişinin garip bakışlarıyla da karşılaşıyorum tabii. En sonunda tramvay geliyor, bir şok daha yaşıyorum. Bilet kontrol sistemi olmazmış gibi, tramvay sürücüsünün de yolcularla iletişimi engellenmiş. Ayrıca tramvaylarda sabit köpek tasmaları var. İçimden Vay be! diyorum. Can YILMAZ,Viyana,Tram Line 52,14/08/2014 Tramvaydan gülen bir yüzle iniyor; ve metroya binmek için yola çıkıyorum. Daha da şaşırmam artık derken bir de ne göreyim, cam bölmeler içinde sanat eserleri sergileniyor metro durağında. Türkiye de böyle bir şey olsa diye geçiriyorum içimden, yüzümde bir gülümseme beliriyor. Çünkü biliyorum, illa zihnisinirin teki bir yolunu bulur, parasal kaynağa çevirirdi sergilenen sanat eserini. 2 dakikalık bir gecikmeden sonra beklediğim araç yanaşıyor yanımıza, biniyorum, yeni maceralarıma yelken açarcası bir heyecanla.
Can YILMAZ,Viyana,Westbanhoff Train Station,14/08/2014 Stephansplatz durağı çağrısını son anda duyduğumu hatırlıyorum. Bu durak tam şehir merkezinde,bu bilgiyi otelden almıştım. Stephansplatz adını Stephankirsche den alıyor, yani Stefan Kilisesi nden. Tüm şehir, bu eski, büyük kilisenin etrafına kurulu. Ayrıca bölgelere ayrılı Viyana, her bölgenin de bir numarası var. Mesela merkezin resmi adı 1.Stephansplatz. Günümü merkezi dolaşarak geçiriyorum, hediyelik eşya alımlarımı tamamlıyorum. O gün hayatımdaki ilk pazarlığımı yapıyorum. Benim yetişkinliğe ilk adımım Viyana da oluyor. Akşam vakti, tabii ki karnım acıkıyor. Günü Viyana nın en güzel şinitzelini yapan restoran olan Figlmüller de bitirme kararı alıyorum. Hayatımda yediğim en güzel şinitzeli; ve en güzel patates salatasını burada yiyorum. Sonrasında otele dönüyor, ve günün tatlı yorgunluğuyla uykuya dalıyorum.
Can YILMAZ,Viyana,Figlmüller Restaurant,14/07/2014 Viyana hakkında çok şey söylenebilir, ve benim hayatımda yeri çok ayrı. Tarihi yaşadım orada, medeniyetin kokusunu aldım. Asaleti kanlı canlı gördüm insanlarında. Viyana beni bir birey yaptı, olgunlaştırdı, bazen, bilinmeyenin en güzeli olduğunu öğretti. Türkiye ye dönerken, elimde ülkemin olması için uğraşacağım bir hedef verdi bana. Endişeyle başladığım yolculuğum, mutlulukla sonlandı.