10.07.2014 Perşembe İzmir Gündemi
Dünya üniversitesi olacağız Kurulmasına karar verildiği ilk günden itibaren gerek nerede kurulacağı, gerekse adının ne olacağı konusunda büyük tartışmalar yaşanan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi nin Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, tüm olumsuz şartlara rağmen yola bir Dünya Üniversitesi olmak amacıyla çıktıklarını söyledi zmir in en genç devlet üniversitesi olan Katip Çelebi Üniversitesi nin rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, sıkıntılarla başlayan kuruluş sürecinde verdikleri mücadeleyi anlattı. Rektör olarak kendisinin ve idari kadrosunun bile atanmasında sıkıntılar yaşandığını aktaran Akhan, önce Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne sığındıklarını, belirterek Kendime bir oda buldum. Biliyorsunuz rektörlük bir idari kadroya ihtiyaç duyar ve memur olarak da atanmanız gerekir. Boşta kalmamı engellemek için hastanedeki görevime devam etmek gibi ilk defa olarak garip bir olay yaşandı dedi. Akhan, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi olarak eğitim ve öğretime bakış açılarını ise Bizim görevimiz bir doktor, mühendis yetiştirmek değil. Bizim görevimiz çocuklarımızı hayata yetiştirmek. Öğrencilerimize oturun, kapatın kapılarınızı, günde on saat ders çalışın demiyoruz. Bizim isteğimiz çocuklarımızın değişik açılardan hayatı tanımaları sözleriyle açıkladı. BİR ORADA BİR BURADA Diğer üniversitelerden farklı bir kurulum süreci geçirdiğinizi biliyoruz. Bu süreçte neler yaşadınız? Üniversitenin kurulmasına sıfırdan başlandı ve alışılagelmişin dışında bir yol izlendi. Normalde bir üniversite kurulumuna yandaki bir binanın, bir meslek yüksekokulunun ya da fakültenin yapılmasıyla başlanır. Bizim ise ne binamız vardı ne de memurumuz... Nerede oturacağımızı bile düşünmek zorunda kaldık. Yer yok, maaş yok, memur yok... Eski kurumum olan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne sığındık. Kendime bir oda buldum. Biliyorsunuz rektörlük bir idari kadroya ihtiyaç duyar ve memur olarak da atanmanız gerekir. Boşta kalmamı engellemek için hastanedeki görevime devam etmek gibi ilk defa olarak garip bir olay yaşandı. Böyle bir şey olur mu olmaz mı diye çok tartışıldı maliyede. Bizim rektör olarak atadığımız kişi memur olmadan bu işi yapamaz mutlaka idari kadro oluşturulması gerekiyor denildi. Ben kadro oluşana dek hem Sağlık Bakanlığı nda doktor olarak hem de rektör olarak çalıştım. Böylesine sıkıntılı, hiçbir üniversitenin kurulumunda yaşanmamış bir süreç oluştu. Bu süreçte bize kucak açan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne teşekkür ediyorum. Uygun bir yer bulabilmek için bol bol gezerek yer araştırması yaptık. Kuzey bölgesi, üniversitelerin az olduğu bir bölgeydi. Gelişmesi ve sanayisinin çok olması nedeniyle burayı tercih ettik. İki yer vardı elimizde, biri tasfiye olan kuruluşlardan biri olan Tariş in yeri, bir de burası. Tekel in yaprak tütün işletme yeriydi. Biz burayı tercih ettik, çünkü devlet tarafından burası özelleştirmeye
verilmişti ve yaklaşık bir-iki senelik bir süreç geçmesi gerekiyordu. Görüşmelerimizde Maliye Bakanlığı nı ikna ettik. Onlar da sağ olsunlar bizi hoş karşıladılar. Siz kendi çalışmalarınızı sürdürürken bizde bu konuyla ilgileniriz ve vakit kaybetmemiş oluruz diyerek önümüzü açtılar. Öncelikle Çiğli Belediye Başkanı bir odasını verdi. Bir sene sonra Tekel in tasfiyesi yapıldı ve burası bize devredildi. Yaşadığımız hızlı gelişen olaylardan bir tanesi de Sağlık Bakanlığıyla 2011 in Mart ayında afiliasyon anlaşması yapmamızdı. Artık tıp fakültemizin afiliasyonu olduğu bir hastanesi olmuştu. Bu sayede tıp ve hemşireliğe hemen öğrenci alabildik. Bu üniversitemiz için büyük başarı oldu. İSMİMİZ GÜZEL İsim tartışması da yaşandı değil mi? Üniversitemizin kurulum aşamasında isim tartışmalarının olması bence doğal bir süreç. İsim ve renk konuları her zaman tartışılmıştır. Bir ailede bir bebek doğar doğmaz en çok tartışılan şey isminin ne olacağıdır. 2009 yılının UNESCO tarafından Katip Çelebi yılı seçilmesi üniversitemizin ismini etkiledi. Çevremizden isim konusunda ne kadar güzel bir isim bulmuşsunuz şeklinde pozitif geri dönüşümler aldık. Bence de çok uygun oldu Katip Çelebi ismi. Türkiye de ilk defa bir bilim adamının ismi bir devlet üniversitesine verildi. Tartışmalar doğdu ancak bence de üniversitemiz şimdi güzel bir isme sahip. İLKLER DEĞERLİ Beklediğiniz kadar öğrenci geldi mi? Fazlasıyla... Daha ilk fakültemizin açılmasında yüz küsur öğrencimiz geldi. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi bizim referansımız olduğu için tercih edilme listesinin başında yer aldık. İlk yılki öğrencilerimiz çok iddialı ve başarılı öğrencilerimizdir. İlk derslere hastanede başladılar. Bir konferans salonumuzu sınıfa dönüştürerek ders verdik. İlk öğrencilerimiz bu yüzden bizim için çok kıymetlidir. Çünkü onlarda bizim gibi ilk oluşumun eksikliklerini yaşadılar. Bir sene sonra diş hekimliği, mühendislik derken şimdi makine mühendisliğimizde dahil olmak üzere dokuz fakültemiz ve 24 bölümümüzle toplam üç bin öğrencimiz oldu. YENİ BÖLÜMLER GELİYOR Yök den onay bekleyen bölümleriniz var mı? Bu sene açtığımız bölümler var. Sosyal, beşeri bilimler, medya, iletişim, felsefe, tarih bölümleri ve İslami ilimler bölümümüzü de bu sene açıyoruz. Üniversitenin gelişimini planlarken her yıl belli bölümleri ayağa kaldırdık. Geçtiğimiz dört yıllık süreç içerisinde diş hekimliği ve mühendisliklerin bir kısmı, turizm, su ürünleri; üçüncü yıl iktisadi ve idari bilimlerin dört bölümü devreye girdi. Hızlı bir şekilde yol kat etmemiz beni sevindiriyor. İlk sene gelen öğrenci sayımız üç bin ama bunu dört sene olarak düşünürseniz dokuz bini bulan bir öğrenci sayısına ulaşacağız. Öğrencilerin ulaşım, yurt gibi ihtiyaçları için neler yapıldı? Biz de, öğrencilerimiz de ulaşım konusunda çok sıkıntı çektik. ESHOT ile görüşmeler yaparak otobüs sayılarını arttırmaya çalıştık. Öğrenci sayımız artıkça kendiliğinden doğan ihtiyaç, bu sürecimizi de hızlandırdı. Ulaşım konusunda güzel bir yerdeyiz. Yanımızdan İZBAN geçiyor, otobanın olması da büyük avantaj. İZBAN ın 300-400 metre uzakta olmasından dolayı besleme servisleriyle öğrencilerimizi getiriyoruz. TESİSLER YÜKSELİYOR Yeni kurulmuş bir üniversitenin rektörüsünüz. Üniversitenin tesisleşmesi ne durumda? Yurtlar ve diğer sosyal tesisler yeterli seviyeye ulaştı mı? Kredi ve Yurtlar Kurumu nun kiraladığı yurdu kullanıyor öğrencilerimiz. Biz de bu sene kendi sahamızda bir yurt ihalesi yaptık. Büyük ihtimalle Eylül e yetişmeyecek ama yap, işlet, devret yöntemi ile bir yurdumuz olacak. Bizim en önemli şey, bunca öğrenciye derslik ve laboratuvar sağlamaktı. Bu konuda avantajlıydık. Hemen kendi yerlerimizde ders vermeye başlayabildik. Bol sayıda laboratuvarlarımız ve cihazlarımız var. Güzel çalışmalarımızdan bir tanesi de spor tesislerimizin kurulum yazışmalarının bitmiş olması. İnşaatı başlıyor. Kısa bir sürede bu kompleksimiz de hizmete girecek. Bence bu kadar
kısa sürede 10 bin öğrenciye hizmet verebilecek duruma gelmek büyük başarı. Ufak tefek inşaat çalışmalarımızdan öğrencilerimiz rahatsız oluyor ama yapacak bir şey yok. DÜNYA ÜNİVERSİTESİ Kaç yılda üniversite sizce tam olarak kuruluşunu tamamlar? İki süreç belirlemiştim. İlk beş yılda kendimize geliriz, yani belirttiğimiz temel ihtiyaçlarımızı karşılarız. İkinci beş yılda da gelişmiş bir kampüs haline geliriz. Eğitimde binalar, eğitim ve spor aktiviteleri çok önemli. İzmir de toplam dokuz tane üniversite var ve bizim farklı olmamız gerekiyor. Yeni olmanın getirdiği dezavantajlar olduğu gibi avantajlarda var. İlk kurulduğumuz günden beri uluslararası kulvarda olmak istiyoruz. Biz en baştan beri bir dünya üniversitesi, uluslararası üniversite olacağımızı söyledik. Yabancı öğrenci sayısı nedir? 46 ülkeden 100 civarında yabancı öğrencimiz var. En çok Azerbaycan, Amerika ve Afrika ülkeleri ile Kosava dan geliyorlar. Geçenlerde Moğalistan a gittim ve bana bir öğrencilerinin İzmir e okumaya gittiğini söylediler. Merakla baktım acaba bizim üniversitemize mi gelmiş diye. Göreve geldiğimden beri yurt dışı ile ilişkilerimi sıcak tutmaya çalışıyorum. Ben burada dünyanın çeşitli yerlerinden gelen öğretim görevlilerinin ve öğrencilerinin kaynaştığı küçük bir atmosfer olsun istiyorum ki öğrencilerimizin ufku gelişsin. Bizlerden farklı insanların olduğunu görmek onları daha anlayışlı hale getirecektir. HAYATA YETİŞTİRMEK Diğer üniversitelerden sizi ayıran en belirgin bakış açınız nedir? Bizim görevimiz bir doktor, mühendis yetiştirmek değil. Bizim görevimiz çocuklarımızı hayata yetiştirmek. Öğrencilerimize oturun, kapatın kapılarınızı, günde on saat ders çalışın demiyoruz. Bizim isteğimiz çocuklarımızın değişik açılardan hayatı tanımaları. Mühendis yaptığımız bir öğrenci belki işletmeci olacak ya da doktor yaptığımız bir öğrenci turizmle uğraşacak. Öğrencilerimize çift eğitim vermek amacım. Örneğin tıp okuyan bir öğrencimize balık avlama dersi verebiliriz. Asıl amacım öğrencilerimizi sadece bir mesleğe, uğraşa kısılıp kalmamalarını sağlamak. Hayat akıyor... Bizler çok çalıştık, insanlar kendilerini geleceğe hazırlarken bu günü de yaşamaları gerekiyor. Çok iyi bir doktor olabilir ama bir aile hayatında da mutlu olmayı bilmesi gerekiyor. Bunun içinde iletişim kurmayı öğrenmeleri çok önemli. Hayatı bir bütün olarak görmeyi ve yaşamayı öğretmek bizim farklılığımız. Mezun olan öğrencilerimizin diplomasına aldıkları ikinci eğitimleri, katıldığı toplulukları yazma fikrine de sahibim. Yarın bunlar kendisine önemli referanslar olur. Sosyal sorumluluğu zayıf olan öğrencilerimiz bu yönlerini de böylece güçlendirmiş olurlar. Öğrencilerinizin burs imkanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Kredi ve Yurtlar Kurumu nun bursları dışında Atatürk Organize Sanayi Bölgesi nden de burs alıyoruz. Öğrencilerimiz burs veren kurumlarla görüştürerek burs alabilmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Geçenlerde bir öğrencimizin kaldığı ev yandı, derneğimiz kanalıyla o öğrencimizin eşyalarını aldık. Hep farklardan bahsettiniz, eğitimdeki farkınız ne olacak? Ben öğretim görevlilerinden öğrencilere bugüne kadar yapıldığı gibi bilgi depolamayı değil, aldıkları bilgiyi yorumlamayı, başka bir bakış açısı geliştirmelerine olanak sağlamalarını istiyorum. Gelecekte üniversiteler, gazeteler olacak mı olmayacak mı diye tartışılırken bizim hızla bazı şeyleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Farklılıklarımızdan biride saha ile işbirliği halinde olmak yani öğrenci hangi dalda eğitim görüyorsa o dalla ilgili faaliyet gösteren kurumların bünyesinde kendisini geliştirmesine olanak sağlamak olacak.