EBU CEHİL İN KUYUSU Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 25 Ocak 2013 Sohbeti, Esselamu Aleykum ya hadirun. Hazır olanlara selamlar olsun. Gökyüzü'nden selam iner. O selamdan bize de nasib olsun. Cenab-ı Mevla kullarına selam verir. Allahu Ekber. Allahu Ekber. Velillahil Hamd. Şükür Mevla'ya. Allahu Ekber. Bugün Rebiül Evvel, Efendimiz'in mübarek doğum ayı. Doğum gecesi. Onu kutladık. Ferah geldi. Müjdeler geldi. Kuvvet geldi. Elini açıp da boş dönen yoktur. Sultan kapısına gidip de boş dönen adam yokur. Ya Rabbi cehalet bizden gitsin. Cehalet tuttu cihanı, sorsalar bilmez imanı olmuş. Cehaletten bizi kurtaracak; inayetini, hidayetini ol Habibi Ekrem hürmetine. Ol Habibil Ekrem'den bekleriz, isteriz. Ümmühan Sultanımız da bize imdat verir. Şerefleri ziyade olsun, Ashab Efendilerimiz'in. Esselamu Aleykum eyyuhel hadirun. Ey hazır olanlar! Selam olsun. Destur Ya Rical Allah. Ey Allah'ın muhlis kulları! Ey Allah'ı sevenler! Allah'ın sevgisi yolunda yaşayan Mübarekler! İmdadınızı talep ederiz, bize imdat gönderin. Biz de başlayalım, yolumuz sohbet yoludur. Sohbet nedir? Her insana gereken gücü aşılayan meclistir sohbet. Sen arabanda benzin bittiği vakit istasyona gidersin. Gidersin, istasyonda arabanı doldurursun, sürer gidersin. Sır o istasyonda, dolduruyor birşey. Bitti mi, bitip kalırsın. Gider ararsın benzin. Arabanın benzini bitti. Benzini bitti hiçbir şeyi kalmadı. Her sohbet yeni bir kuvvet. Bizim ruhaniyetlerimize verilir. Cismaniyetimiz toprak olacak. Hakikatımız ölmez. Cismaniyetimiz ölecektir. Gömülecektir. Topraktan geldi, toprağa döner derler. Böyle olur. Onun için her gün yeni bir Yevmun Cedid, Rizkun Cedid Anladın mı? Oraya buraya bakma. Dikkatini bir yere ver. Yevmun Cedid, Rizkun Cedid. Yeni gün yeni rızık. Ademoğlu her gün kalktığında ev sahibi torbasını alır, sepetini alır. Nereye yahu? E öte beri alalım. Der, çarşıya gidiyorum. Çarşıda ne var? Çarşıda herşey var. Alayım geleyim. Bize taksim olanı alayım geleyim der. Bu cismaniyetimiz içindir. Yevmun cedid, rizkun cedid. Rızık, maddi olan rızık vardır. Cismaniyetimiz için. Manevi rızık vardır; ruhaniyetimiz için. Onun için insan hem zahir vücudu için rızık arar. Bir de maneviyatı için, ruhaniyeti için rızık arar. Ki o rızık bizi ayakta tutar. Ezmez, ve ezdirmez. Ejderhadır ruhaniyetimiz. Tarikatımız sohbettir demiş büyükler. Biz de onların bize lütfettikleri bir kaç sözü derleyip, toplayıp Adem evladına takdim etmeye memur olan zayıf bir kul. Sen kimsin? İşte buyum, hiçbir şey. Benzin olmasa araba, yürü yahu. E nasıl yürüyeyim? E nasıl yürürsün? E benzin bitti. Benzin bitince yürüyemem. Benzin isterim. Koca makina yürür. Koca bir tayyare uçar, gökyüzüne çıkar. Neylendir? www.saltanat.org Page 1
İstediği kuvveti aldığı zaman dev gibi tayyareler gökyüzünde uçar. Acayip. Bir taş atsan yere düşer. Bin beş yüz kişi, bin kişi taşıyan tayyareler varmış. Dilini bozma. Tayyare de, tayyare. Tayyarenin uydurmasını kullanma. Şerefimiz var, tayyare de. Bir vasıta, tayyare. İşte biz de bir kısa sohbet yapalım diye burada bir kişi, iki kişi kim varsa dinleyen. Dinlesin ve "İnnallahe yurkil hikmete ala lisanil vaizin bi kadari müstemiin". Bak birşey bilmem ama söyletiyorlar. Eşekse mecliste arpa ver. İnsansa yemek ver. Ulu kişiyse ona göre birşey. Rızık ikidir. Cismaniyetimiz için, bir de ruhaniyetimiz içindir. Hayvanlığı galip gelen, boyuna yeryüzünde yem arar. Cismaniyeti için, mide için. Ruhaniyeti kuvvetli olan Gökyüzü'nden arar. Gökyüzü'ne yükselmek ister. Subhan Allah. Ey mumin dinle! Sözümüzü bir parça dağıttık ama aslında Besmele-i Şerife'yi takdim etmek için söylüyoruz. Dibace derler; uydurmaca önsöz derler. Bilir misin? Önsöz. Yaptık ki sohbete başlayalım. Sohbetin kıymetini bildirelim. Ser levhası, önsözü nedir sohbetimizin? Bismillahirrahmanirrahim. Kalk ayağa dur, arslansın. Besmele'yi çeken arslandır, çekmeyen gübredir. Onun için söyledik Bismillahirrahmanirrahim, ne güzel. Ne güzel, ne tatlı. Ne tükenmez hazine. "Allahu Ekber, Allahu Ekber. Ordumuz muzaffer, daim muzaffer. Allahu Ekber. Allahu Ekber, ordumuz daim muzaffer". De Bismillahirrahmanirrahim, korkma. Şimdi yeni, uydurma bir sürü silahlar çıktı. Allah Allah. Allah Allah. Bismillahirrahmanirrahim dedik mi, kuvveti alırız. Ben birşey bilmem. Bilirim davam yoktur. Lakin Besmele-i Şerife'nin rahmeti üzerime yağar. Gökyüzü'nde bulut var. Bulut ben birşey değilim der. Lakin rahmet yağdırır. Yağ diyen "ey bulut, bu arzı sula". Emrini almadan bir damla yağmur yağmaz. Allahu Ekber. Binlerce ton, milyonlarca ton suyu havada gezdirir, istediği yere yağmur, istediği yere dolu. İstediği yere kar yağdırır. Bre akılsızlar! Sorsanıza kimdir bunu yapan? Sormazsınız. Çünkü soran aklı başında olur. İnsandır. Sormayan, aramayan yalnız önüne arpa isteyenler insan değildir, hayvandır. Aman Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Bize insanlığımızı ve insanlığımızın kadri kıymetini bildirmek, öğretmek için; Cenab-ı Rabbul Alemin Subhanehu ve Teala Allahımız, Subhanımız bizi halk eyledin. Bizi halk eyledi. Bilelim, bilelim diye. Cahil olma diyor. Öğren. Neyi öğreneceksin? Sana yarayanı öğreneceksin. Bir sürü mektepler, mektep deme Şeyh Efendi. Okul de, yıkılası okul. Ne öğretirler? Tabiatı öğretirler. Filan kimseyi öveceksiniz. Filan kimseye söveceksiniz. Bunu öğretirler. Kimi öveceksiniz ilk olarak? Diyeceksiniz Bismillahirrahmanirrahim. Ya Rabbi Sana Hamdü senalar ederiz. Hamdü senalar ederiz. www.saltanat.org Page 2
Cenab-ı Hakk'ı övüyor. Övmeye muhtaç değil. Zatında Hamidun Mecid'dir Cenab-ı Hak. Allahu Ekber. Bunu öğreteceksin. Seni Yaratan'ın ne olduğu, kim olduğunu bildiresin. Aşinalığın olsun. Tanışıklığın olsun. Bu zamanın insanı Allah ile tanışıklığı yok, hiç, hiç. Eşekle tanışır. Kendisi gibi ahmaklarla tanışır. Lakin Rabbisi'yle tanışan adam kalmadı. Hepsi geldiği vakit, "nasıl senin hayvan?" Estağfirullah. "Nasıl senin binek?" Estağfirullah. "Hastayım" "Ya! Senin hayvan hastalandı mı?" "Hastalandı" diyor. "Hekime gidiyorum". "E ne fayda buluyorsun?" "İşte hap veriyorlar, iğne yapıyorlar. Ameliyat yapıyorlar. Bana yeni hayat aşılıyorlar". "Be doktorlarda değil o, senin istediğin seni Yaratan'dadır. Hiç Besmele söyler misin?" "E ne Besmele çekeceğiz? Camiye gittiğimiz yok ki Besmele çekelim". "Demek sen haşa minel huzur, hayvan oldun. Çünkü camiye hayvan girmez". Yeni bir zuhurat bu ve hiç hayvanın camiye girdiği görüldü mü? Girmez yahu. Kim girer? İnsan girer. Tebrik ederim. Giriyor musun? Yok biz girmeyiz. Ha öyleyse sen de hayvan sınıfından oldun demek. Kalkar gider kiliseye girer. Kiliseye girer. Kilisede kendi aradığı samanı bilmem neyi ister. Camiye kim girer? Camiye insanlar girer. Ya. Hayvanlar girer mi? Yok yahu Şeyh Efendi sen de. Hayvanlar hiç camiye girer mi? E sen nasıl kendi kendine ismini veriyorsun? Niye camiye gitmezsin? Söyle. Desene çünkü hayvanlar camiye gitmez. Camiye giden insandır, insanlardır. Rabbisi'ni tanıyan, Rabbisi'ne kulluk etmek isteyenlerdir. Adamlar gider camiye, hayvanlar camiye gitmez. Kırbaçla Şeyh Efendi korkma. E ne korkacağız? Bize onlar mı rızık veriyor, veya ecelimiz onların elinde mi? Allah'ın elinde Celle Celaluhu. Gökyüzü'nden ateş yağsa mumini yakmaz. Ama kafiri yakar. Allahu Ekber. Ordumuz daim muzaffer. Ne kadar hoş. Tarikatuna es sohbe. Onun için Tarikatımız sohbettir. Açıklıyor hepsini. Yanlış söz söyledin derse yanlış kuyuya düşsünler. Düşer de çağırır sonra çıkamıyoruz işin içinden. E sen ettin eyledin. Düştün kuyuya. Ver elini vermem. E kal orada. El alacaksın. Öyle derlerdi eskiden. El alacaksın. Yani yerin göğün Rabbisi'ni tanıyan ve Rabbisi'nin emrini tutan, güzel kulları bulacaksın, el alasın. Aman ya Pir. Ey Rabbi'sinin hizmetiyle şereflenen kul, bizi de kurtar. El almanın manası buydu. Şimdi kimsenin el aldığı yok. El almadıkları için, kendilerini sel almış. Ne Türk'ün de, ne Arabı'n da, ne Amerikan'ı, ne Rus'u, ne Çin'i birşey yapamıyor. Çünkü düştüler bir vartanın içine. Bir vartaya düştüler ki kimse yetişemiyor. www.saltanat.org Page 3
Ebu Cehil, Efendimiz'i dünyadan çıkartmak ister; yani ölsün kurtulalım. Bir kuyu kazdırmış. Ebu Cehil kapısının önüne. Ve kendisini hastayım diye evde hapsetmiş. Evde hapsetmiş. Yatıyor, o kapının önünde de bir kuyu kazdırmış. Üstüne örtmüş böyle hafiften ki basan hemen aşağıya düşer. İşini bitirir. Kendi akılcığıyla bunu hükmetmiş Ebu Cehil. Sonra, sonra ne oldu yahu Şeyh Efendi söyle bakalım. Arkasından, bre akılsız dinle bakalım. Ne var netice? Her hikayeden bir kıssa alasın. Ne yapmış. Kereveti, yatak demeyelim eskiden kerevet derlerdi. Kereveti böyle içeride odasının penceresinin önüne şey etmiş, kurdurmuş ve işaa ettirmiş, söylemiş ki söyleyin Ebu Cehil hastadır. Ne için bunu yaptı? Çünkü Efendimiz'e o yetim derdi. Kainatın Efendisi o, nasıl söylersin yetim be? Lakin akılcığı o kadar. Demiş ki ben hasta oldum da o yetim hastalara ziyarete gelir; öyle bir kuyu kazdırdım. O kuyunun içerisine, üstünü kapattım hafif. Bastığı anında kuyunun içerisine düşer, hemen işini bitirir. Böyle yatıyor orada, pencerenin önünde. Hakikaten Efendimiz hastaları ziyaret ederdi. Ne için? Belki yüreği kalbi yumuşamıştır, ölüm korkusuyla imanı kabul eder. Efendimiz de gider, kapalı bu. Efendimiz gidiyor ziyaret edeyim, belki iman eder. Tam o kuyunun başına geldiğinde, Mehmet Efendi oğlumuz, bir adım daha basacak üstüne Cebrail (as) gelip, dön Ya Muhammed demiş (sav). Efendimiz oraya basmadan hemen geri dönmüş. O şaşırmış, arkasından düşeyim çağırayım derken Ebu Cehil kuyunun içine kendi düşmüş. Bre bağırır, çığırır. Ama ne oldu bizim ustaya? Müşrikler, bizim ustamız ne oldu? Ustamız sesi çıkar, kendi görünmez. Nihayet aramışlar, bakmışlar. Kuyunun içinden bağırıyor. E kuyu da yani bir boy, iki boy. Elimi tutup da çıkarın beni buradan demiş. Ellerini uzatmışlar. Yani ellerinin yetişeceği yerde. Elini uzat, elini ver demişler. Uzatıyorum. Bundan yukardan ellerini uzattık sonra aşağı inermiş. Bre eliniz yetişmiyor. İp getirin. Birşey getirin. İp getirmişler, uzatmışlar. Ebu Cehil bağırır. Yetişmiyor, bre boğulacağım bunun içinde. İp getirmişler. Uzatmışlar, yetişmedi. Başka, bulun başka ip. Bulmuşlar başka ip. Sallamışlar, demiş ki yetişmiyor. Yetişmiyor, görüyorum bunun içinde mahalleye bakın, ip getirsinler. Beni kurtarsınlar. Yedi mahallenin ipini getirmişler, uzatmışlar. Deli Ebu Cehil bağırır "yahu yetişmiyor, bitiyorum bunun içinde". Ne kadar ip varsa sallamışlar, hiç şey yok. Nihayet demiş ki be benim askerim bakın. Dünyanın ipini getirseniz bana yetişmez. İlla onu getirin. Ebu Talib'in yetimi dermiş. Estağfirullah. Tazim ile konuşmadı. Ebu Talib'in yetimini getirin demiş. Ondan başkası beni çıkaramaz. www.saltanat.org Page 4
Efendimiz Sultanul Enbiya, ne güzel Peygamberimiz. Aramışlar, Efendimiz Sultanul Enbiya. Habibullah'ı aramışlar, haber vermişler. Gideyim demiş, bekleyeyim onu. Gelmiş Ya Ebu Cehil. Seni çıkarırım iman eder misin? Edeceğim demiş. Beni çıkar buradan. Ver elini demiş. Elini uzattığı gibi dışarı atmış. Demiş ki senden büyük sihirbaz görmedim. Efendimiz Subhan Allah. Sultan Allah. Ne güzel Peygamber, ne güzel mekaribi ahlak. Bakmış yeryüzünde senin gibi senin gibi sihirbaz görmedim demiş. Sen bilirsin demiş kendisine. Şimdi bu zamanın insanlarının düştüğü varta odur. Şu tedbiri alalım, bu kanunu koyalım. Bu bilmem neyi yapalım. Bu vartanın içinden kurtulalım. Bre Amerika'nın on defa büyüklüğündeki hazinesi senin olsa sana yetişmez. Kalacaksınız bu çukurun içinde. Canınız çıkacak. İp getirin, getir Amerika'dan; ip getirin Rus'dan. Biz halkçıyız, biz bilmem soldayız, biz bilmem sağda. Sağda soldakilerin iplerini getir de çık meydana. Göreyim seni. Yedi Amerikan hazinesi seni çıkaramaz. Cenab-ı Hak buyurur, Estaizu Billah: "Va tasımû bihablillâhi cemîân" (3:103) "Allah'ın kopmaz ipine hepiniz beraber sarılınız." Dininizi tutunuz, sizi kurtarayım bu vartadan. Şimdi böyle olduk. Düştüler öyle bir çukura ki ne kanunları yetişiyor, ne paraları. Para mı be? Ne parası? Yedi yüz sene Osmanlı altın bastırdı. Devleti Aliyye'ydi. E sen? Kağıt para bastık diyor. E bre kağıt para bastıysan kağıt parayı ne basmazsın istediğin kadar? E basamayız diyor. Bir kanunu var. İstediğimiz kadar basarsak bizim para gazetedeki resmine benzeyecektir. Çıkamayız. Altın var mı sende? Yok. Yoksa yok olacaksın. Osmanlı'yı beğenmedin, attın. Osmanlı en son Padişahı kırk sene hükmetti. Herkesin cebinde altın vardı, gümüş vardı. Senin bir altının var mı basılmış? Düştüler öyle bir vartaya ki çıkamazlar. Bütün tedbirleri yetişemez. Yalnız bizimki değil, bütün dünyanın devletleri, devletçikleri, emirleri hepsinin hali bu. Kurtulamıyorlar, kurtulamazsın. O Peygamber'in elini tutacaksın (sav). Ey şanlı Resul! Rabbin Teala ve Tekaddes Hazretleri'nin izniyle bize sahiblik yapacak Sultan gönder ki Cebabire'nin elinden bizi kurtarsın. Kendimize gelelim, kulluğumuzu bilelim. Ahiretimizi mamur etmeye uğraşalım. İşte bu. Bismillahirrahmanirrahim demeyen hayır etmez! Yanacak, yıkılacak. Mahvolup gideceklerdir. Besmele'yi yukarıya as. Besmele olan yeri ateş yakmaz. Dikkat et. Zelzele yıkmaz, dikkat et. Sel götürmez, dikkat et. Ey Rabbımız! Subhan'sın, Sultan'sın. Kendim için de tövbeler olsun. Bu kulların için de tövbeler ederim. Onlar için de tövbe. Ey Rabbımız bizi affeyle. Bize Sultan gönder. Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Ya Rabbi. www.saltanat.org Page 5
Sultan'ı ne yapacaksın? Bu şimdi herkes, hepsi kendini Sultan zanneder. Bir kürsü yaparlar. Her çıkan Sultan gibi konuşur. Ne iş yapar? Hiç, hiç. Hiç iş yapar mı? Bir tanesi geldi "yahu abdesthaneye gidelim hiç olmazsa. Bir iş yapmaya". Dışarıda iş yapamaz. Ve min Allahu Tevfik. Ey kendini birşey sananlar bu nasihatı tut. Yoksa abdesthane kuyusunun içerisine düşersen ne Şeyh kurtarır seni, ne Evliya kurtarır, illa Peygamber'in kuvveti kurtarır. Peygamberi tazim et. Cenab-ı Hakk'ın yeryüzünde vekili Halifetullah'tır. Dikkat et, ağzını topla! Sonra ağzına bir tokat gelir. Ağzın kulağına gider kalırsın. Çok meşhur bir kimse inat etmiş. Buraya girilmez dedikleri halde, illa gireceğim göreceğim ben bu yeri. Olmaz bu yere girilmez. O kendini birşey zanneden kimse; yok. Neyse işi illa ısrar eder. İneyim de göreyim bu emanetleri. Olamaz girme. Gireceğim. Nihayet sen bilirsin, biz karışmayız. Aşağı bir adım, iki adım, üçüncü adımda bir tokat gelmiş o kimseye ağzı burnuna, kulağına gitmiş. Bağırıyor. Aman ne oldu? Gelin tutun. Herif tutmuşlar, çekmişler. Bakmış ağzı kulağında. Hekimler getirirler, hekimler bu bizim işimiz değil. Herşeyi tamam, lakin bunun ağzı kulağına gitmiş. Bize böyle bir tababet yoktur. Bir okumuş kimse getirin de bunun ağzını yüzünü doğrultsun, biz karışmayız. Bir Mübarek gelmiş, çıkarmış ayağındaki papucuyla bir çarpmış yüzü doğrulmuş. Şimdi biz bekleyelim mi ağzımızı yüzümüzü doğrultmaya papuç yiyelim? Papuç muharebelerdir. Muharebeden sakın. "Ves sulhu hayr" diyor Cenab-ı Hak "Sulh hayırlıdır, buna bakınız." diyor. E meram anlamazlar. Başınıza geleni çekiniz. Allah bizi affeylesin. Hepimiz günahkarız, ne yapalım? Rabbımız'dan afuv dileyelim, o sevgili Peygamberi'nin hürmetine ümid ederiz ki "Hak sahibinin hakkı verilir" dünya nizamını bulur. Tövbe Ya Rabbi Tövbe Ya Rabbi Tövbe Estağfirullah. Şükür Ya Rabbi Şükür Ya Rabbi Şükür Elhamdulillah. Fatiha. Mevlid-i Şerif gününün münasebetiyle bir sohbettir bu. Yedi düvele yetişir artar. Fatiha. Şeyh Efendi biz Fatiha'yı bilmeyiz. E bilmezsen Bismillahirrahmanirrahim de. İşin yürüsün. Her işinde bir Besmele çek, işin yürüsün. Değilse ağzın kulağında kalacaksın. Tövbe Ya Rabbi. Resulümüz senin yoluna kurban olalım. Bin sene senin yoluna kurban oldu ecdadımız, şan şeref getirdi. Saltanatı'yla dünyayı salladı. Devleti Aliyye-i Osmaniyye. Başta şimdi bir sürü Devlet-i Aliyye'nin elinde olan yerlerde kırk tane devlet çıktı. Hiç birisi dikiş tutturamıyor. Varis olan biziz. Biz de kıymetini bilmedik. Biz de dışarı attık. Altını dışarı attıki kağıdı aldık. E başımıza geleni çektik. Tövbe Ya Rabbi, Tövbe. Tövbe Ya Rabbi Tövbe Estağfirullah. www.saltanat.org Page 6
Diyelim Bismillahirrahmanirrahim. Her dertlerinize derman Bismillahirrahmanirrahim. Her kapalı kapıları açan Bismillahirrahmanirrahim. Yerin göğün mülkü Bismillahirrahmanirrahim'de duruyor. Bismillahirrahmanirrahim dediğinde akan sular durur. Selleri durduracak, şu tedbir bu tedbir değildir. Desin bir Allah'ın muhlis kulu "Bismillahirrahmanirrahim. Ey sel üzerimize gelme, başka yola git". Dağ yarılır oradan geçer. O insanlara, muminlere dokunmaz. Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Ya Rabbi. Fatiha. Soyumuza sopumuza Besmele'nin bereketi insin. Çocuklarınıza ey muminler Bismillahirrahmanirrahim deyin. Şeytan uzak olur. Allah kuvvet verse de birşey yapabilsem. Ne yapayım? Kendim de aciz kaldım. Allah'ım beni affet. Beni affeyle. Bu kullarını da afuv yoluna Ya Rabbi getirecek kullarını gönder. Sahib gönder, Sultan gönder. Bismillahirrahmanirrahim. Sultan, Bismillahirrahmanirrahim... Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=6394&name=2013-01-25_tr_abujahl.mp4 www.saltanat.org Page 7