CEHENNEM KAYIKÇISI Daha önceden dünyanın ilk kilisesi St. Piyer i bir çok kez görmüştüm. Burada her 29 Haziran tarihinde ayin yapıldığını, bu tarihte buraya gelen hıristiyanların hacı olduğunu biliyordum. Dünya için çok önemli olan Mozaik Müzesi ni de ziyaret etmiş, bir çok kez fotoğraflamıştım. Ama Tunus daki Bardo Müzesi nden sonra dünyanın en geniş mozaiklerinin sergilendiği müzeye, Antakya Lahiti de getirilince yeniden gitme ihtiyacı duydum. Bir kez gitmek doyurmadı, bir daha bir daha ziyaret ettim. Hele tarihi bir filmin dekorunu andırır bir şekilde yaşamını sürdüren Antakya sokakları yok mu? Bu sokaklarda en az onlarca kez dolaşmışımdır. Ama heyhat! Bir çok kez Antakya yı ziyaret etmeme rağmen Cehennem Kayıkçısı nı daha yeni gördüm. Antakya nın en eski tarihi eserlerinden biri olmasına rağmen ne yazık ki en az bilineni olma özelliğini de taşıyor Cehennem Kayıkçısı... Üstelik çok fazla bilinen St. Piyer Kilisesi nden sadece 50 metre uzaktayken durum böyle. VEBADAN KORUNMAK İÇİN İsterseniz asıl ismi Haron olan Cehennem Kayıkçısı nın öyküsünü burada anlatarak açığımızı kapatalım; Yıl 300 civarı Ama milattan önce. Büyük İskender ölmüş Komutanlarından Seleucus (Selefkos) yeni inşa ettirdiği Antakya yı başkent yaparak, Silifke den Suriye ye kadar uzanan bölgede Selefkoslar Devleti ni kurmuş. Yeni inşa ettirdiği başkentine de hem babasının, hem de oğlunun ismi olan Antiochus u seçmiş. Devletin ikinci kralı I. Antiochus döneminde kentte büyük bir veba salgını baş göstermiş. Binlerce insanın öldüğü salgını önlemek için kahinlere baş vurmuşlar. Onlar da kenti yüksekten görecek bir yere dev bir mask oyularak, üstüne de ölümü önleyecek duaların yazılmasını buyurmuşlar. Bunun üzerine Antakya ya tepeden bakan Stauris (Hac) Dağı ndaki dev bir kaya üstüne, başında örtü bulunan insan (muhtemelen kadın) portresi oymuşlar. Yanında da kayığa binmiş bir erkek figürü yer almış. YÜZ YILLIK FOTOĞRAF Daha sonra tamamlanmamış izlenimi veren bu figür Hz. Meryem e, Cehennem Kayıkçısı da bir azize benzetilerek hıristiyanlarca da kutsallaştırılmış. Ancak üzerindeki dualar günümüze kadar gelemeden silinmiş. Bugün bu dev heykel hala tepeden Antakya yı izlemeye devam ediyor. Ben ise 1906 yılında Gertrude Bell tarafından çekilmiş tarihi bir fotoğrafta bu heykeli görünce, hala görmediğim yerler var diye kendime kızarak, bir kez daha Antakya yı ziyaret ettim. Siz de Haron u görmek için bir kez daha gitmek istemez misiniz? İnanın böyle bir heykel yurt dışında olsa turistler akın akın ziyaret ederdi. KUTU 1 Nasıl Gidilir? Nerede Kalınır? Cehennem Kayıkçısı na gitmek için Antakya içinde neredeyse her caddede olan, St. Piyer Kilise sine ait işaret levhalarını takip etmeniz yeterli. St. Piyer e gelince batıya giden patikayı izlerseniz yolu bulursunuz. Zaten bölgedeki çocuk ve satıcılar size yolu gösterecektir. Antakya da her keseye uygun otel bulunur.bunlar arasında eski bir zeytinyağı fabrikasından değiştirilerek yapılan Savlon Otel ve bir kaplıca oteli olan Ottoman Palace tatilinize ayrı bir renk katabilir. Diğer çok yıldızlı oteller arasında Dedeman ı ve Antakya Oteli ni sayabilirim.
Kutu 2 Gitmişken Gitmişken Antakya Müzesi ni, doğal güzelliği ve özgün restoranları ile ünlü Harbiye yi, Samandağ daki Titus Tüneli ni görmenizi öneririm.şehrin içinde ise Uzun Çarşı ve eski sokaklar görülmeye değer.ortodoks ve Katolik kiliseleri de görülecek yerler arasında.ama restorasyon çalışmaları yapılan St. Piyer i göremeyeceksiniz. Kutu 3 Mutlaka Gitmişken mutlaka Antakya ya özgü olan Künefe tatlısını yemelisiniz. Peynir ve tel kadayıfından yapılan tatlı sıcak servis ediliyor. Çok zengin Antakya mutfağının en önemli öğelerinden olan Künefe, kentte özel künefeci dükkanlarında satılmaktadır.