DEDE KORKUT HİKÂYELERİ NDEN GÜNÜMÜZE YANSIYAN DOĞUM ÂDETLERİ

Benzer belgeler
Dede Korkut Kitabı nda Kahramanların Problem Çözme Yöntemleri ve Dede Korkut Kitabı nın Eğitimde Kullanılması

Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s

çadıra götürdüler. Altına kara halı serip önüne kara koyun yahnisi koydular. Bayındır Han ın emri böyledir Hanım,

Türk Hikayesi. Kategori: Türk Hikayesi Salı, 27 Nisan :40 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 5830

ASıL ADı KITAB-ı DEDE KORKUT ALÂ LISAN-ı TAIFE-I OĞUZAN (OĞUZLARıN DILIYLE DEDE KORKUT KITABı)

DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDEN HAREKETLE TÜRK KÜLTÜRÜNDE ERKEK EVLAT OLARAK OĞUL KAVRAMI

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

DEDE KORKUT HĐKAYELERĐ BAĞLAMINDA DUA PRAY ON DEDE QORQUD TALES

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

WARRIOR TRAINING IN DEDE KORKUT STORIES

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

VIII. BÖLÜM- DOĞUM. 8. Doğum

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Sözlü Bilgi Kaynakları

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Türk Edebiyatı nın Paha Biçilemeyen Mücevheri: DEDE KORKUT

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Elişa, Mucizeler Adamı

International Journal of Languages Education and Teaching

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, 2012, Sayfa

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Dede Korkut Hikâyelerindeki Alkış ve Kargışlara İşlevsel Bir Yaklaşım

3) Aşağıda verilen ifadelerden hangisi mayoz bölünmenin sebep olduğu faydalardan değildir?

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

TOPLUMSAL CİNSİYET, KÜLTÜR

Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

DEDE KORKUT TA AŞK LOVE IN DEDE KORKUT Turgay KABAK **

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDEKİ ŞAHIS KADROSUNUN KARAKTER YAPILARI BAKIMINDAN İNCELENMESİ

İYOT EKSİKLİĞİ NEDİR?

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN DESTANI NDAKİ BAZI MOTİFLER: Tabiat, At, Kırk, Ak ve Kara, Su

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

tellidetay.wordpress.com

eselia da Iolkos şehrinin kralı Pelias tahtını abisi Aison dan gasp etmiştir. Aison un bir erkek evladı dünyaya gelince, zalim Pelias çocuğun

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

BİREYSELLEŞME SÜRECİNDE DİRSE HAN OĞLU BUĞAÇ

DEDE KORKUT DESTANLARINDA, AŞAMALI TEKRARLARIN ÜSLUP ÖZELLİKLERİNİ BİÇİMLENDİRİŞİ ÜZERİNE

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDE TUTSAKLIKTAN KURTARMA MOTİFİ VE BEY OĞULLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Dede Korkut Hikâyeleri

05/09/2015 ÖZEL ASÇAY ANAOKULU 3 YAŞ GRUBU HAFTALIK BÜLTEN

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

En Güzel Hediyesi Noel

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 25.si.

DEDE KORKUT KİTABINI OLUŞTURAN DESTANLARDAKİ ORTAK ÖZELLİKLER

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

129 KADINI TEMSİLEN 129 KADIN MHP YE ÜYE OLDU

Rut: Bir Aşk Hikayesi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

Ortodoks kilisesinin elinde Muhammed in resmi var mı?

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

OKYANUS SINIFI NİSAN AYI BÜLTENİ

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

A. Bütün boylarda geçen kahramanlar: B. ikiden çok boyda geçip bütün boylarda geçmeyen kahramanlar:

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Benimle Evlenir misin?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Benimle Evlenir misin?

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU PAMUK ŞEKERLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ. Hazırlayan: MELTEM DÖKÜLMEZ

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu)

DEDE KORKUT HİKAYELERİNDEN BEĞİL OĞLI EMRENÜN BOYI NIN TAHLİLİ *

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Transkript:

DEDE KORKUT HİKÂYELERİ NDEN GÜNÜMÜZE YANSIYAN DOĞUM ÂDETLERİ Arş. Gör. Sinan GÖNEN * ÖZ: Geçiş dönemlerinin başlangıcı doğum olayıdır. Doğum etrafında birçok kalıplaşmış âdet oluşmuştur. İnsan yaşamını çevreleyen bu âdetlerin kökeni çok eskilere kadar dayanır. Bu makalede Dede Korkut Hikâyeleri nde geçen doğum âdetlerinin günümüzdeki uygulanışa yansıması incelenmiştir Anahtar Kelimeler: Dede Korkut Hikâyeleri, doğum, âdet. Birth Customs Are Reflected Current Of Dede Korkut Stories ABSTRACT: Event of birth is beginning transition terms. Many shaped customs take form surroundings of birth. The root of customs which surround life of human beings based on former. This article has been studied appply of reflected current of Dede Korkut Stories birth customs. Key Words: Dede Korkut Stories, birth, custom. Doğum; evlenme ve ölüm gibi hayatın üç önemli geçiş döneminden birini oluşturmaktadır. Halk biliminin sınırları içerisinde değerlendirdiğimizi doğum; hamilelik öncesinden başlamak suretiyle, doğum sonrasına kadar birçok âdetlerle örülmüştür. Doğum, hayata başlangıç, atılan ilk adımdır. Bu yüzden doğum anında ve hatta ondan çok daha önce başlamak üzere, doğum sonrasında da devam edebilen, çocuğa gelecek yaşantısında iyi ve kötü etki edebileceğine; ona temel karakter ve davranışlar kazandırabileceğine inandıkları, ilkin çocuğu, sonra anneyi daha sonra da, anne ve çocuğu çevreden gelebilecek tehlikelere karşı korumak ama- * Selçuk Üni. Fen-Ed. Fak. TDE Böl. Ar. Gör.

104 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Ar. Gör. Sinan GÖNEN cıyla birçok geleneksel yöntemler, birtakım âdet ve inanışlar uygulanmaktadır. (Karataş, 1991: 63). Doğum şüphesiz aileyi bütünüyle etkiler. Anneye benlik ve bütünlük, babaya güven, akrabaya, soya, sopa güç kazandıran ve yaşamın başlangıcı olan doğum olayı, gerek söz konusu çiftin, gerek yakınlarının gözünde büyük önem kazanır. Doğuma ve onun kendi bünyesi içindeki evrelerine de birtakım geçiş töreleri ve törenleri eşlik ederler. (Örnek, 1995: 132). Günümüzde Anadolu da doğum etrafında oluşmuş çok çeşitli âdetler bulunmaktadır. Bu âdetler, tarihî süreç içerisinden süzülerek günümüze kadar gelebilmiştir. Bu tarih yolculuğunda bazı âdetlerimiz tamamen, bazı âdetlerimiz kısmen unutulmuş, bazı âdetlerimiz ise unutulmadan günümüze kadar gelebilmiştir. Tarihî süreç içerisinden gelen bu âdetlerimizi kayıt altına alan en önemli eserlerimizden birisi Dede Korkut Hikâyeleri dir. Bu hikâyelerde doğum etrafında oluşmuş birçok âdetimizi görebilmekteyiz. Hikâyelerde geçen bu âdetler, yazımızda; doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrasında uygulanan âdetler olmak üzere üç grupta ele alınıp değerlendirilecektir. a) Doğum Öncesi Uygulanan Âdetler Doğumdan önce hiç şüphesiz birçok hazırlıklar yapılır. Öncelikle, anne bu olaya kendisini psikolojik olarak hazırlamalıdır. Doğum yapacak olan anne adayı, öncelikle çocuğunun cinsiyetini bilmediği için cinsiyete has hazırlıklardan ziyade genel hazırlıklar yapar. Günümüzde teknolojinin yardımlarından yararlanılarak çocuğun cinsiyeti doğmadan öğrenilebilmektedir. Doğum yapacak anne adayının çocuğa yaptığı hazırlıkların başında ona kendi elleriyle ördüğü elbiseleri giydirmek gelmektedir. Doğum yaklaştıkça kundak takımı düzülür, beşik hazırlanır. (Acıpayamlı, 1974: 39). Özellikle ilk anne adayları bu konuda gereken duyarlılığı göstermektir. Bu arada anneanne ve babaanne adayları başta olmak üzere, yakın akrabalar da doğacak çocuk için hazırlık yaparlar. Hamilelik döneminde, hamile kadın bazı şeylerden sakınır ve çevresi tarafından da koruma altına alınır. Amaç, düşük yapmasını önlemektir. (Biçer, 1991: 4). Bu bağlamda, ister tıbbî, ister geleneksel olsun birçok önlem alınır. Hamile kadın; ayıya, maymuna, deveye bakmaz; balık tavşan, paça, kelle yemez; ceset ve cenazeye bakmaz; gizli saklı bir şeyi alıp yemez. (Örnek, 1995: 138). Hayat doğumla başlar. Evlilikten sonra doğum, beklenen bir olgudur. Bu yüzden iki genç evlenir evlenmez kadına Bir şey var mı? diye sormaya başlarlar. Bir iki ay boş gezen, hamile kalmayan kadınlar, A-

105 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Dede Korkut Hikayeleri nden Günümüze caba kısır mı? diye telâşa yol açar. Kadına devamlı Bir şey yok mu? diye sorularak sıkıştırılır (Biçer, 1991: 3). Kısırlık da doğum öncesi karşılaşılan sorunlardan biridir. Bu durum etrafında birçok çare bulmaya yönelik âdet oluşmuştur. Anadolu'da çocuğu olmayan çiftler çeşitli çarelere başvururlar. Bu bazen tıbbî yöntemlerle birlikte, bazen de gelenek ve dinî motiflere bürünmüş olarak karşımıza çıkar. Dede Korkut Hikâyeleri'nde de karşılaştığımız doğum olaylarında dikkat çeken noktalardan biri çocuksuzluk motifidir. Hikâyelerde, çocuğu olmayan beyler, çocukları olması için diğer beylerden dua etmelerini isterler. İlk hikâyede Boğaç Han'ın doğumu şöyle gerçekleşir: Yılda bir kere Hanlar Hanı Bayındır Han toy verip, Oğuz Beylerini misafir ederdi. Bir gün Kam Gan oğlu Han Bayındır yine ziyafet vermişti; bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ ve bir yere de kara otağ kurdurmuştu. Ve şöyle emir vermişti: Kimün ki oğlu kızı yok kara otağa kondurun, kara kiçe altına düşen, kara koyun yahnısından önine getürün, yir-ise yisün yimez-ise tursun-gitsün dimiş-idi. Oğlu olanı ağ otağa kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayanı Allah Ta ala kargayupdur, biz dahı kargaruz bellü bilsün. (Ergin, 1997: 78). Oğuz Beyleri toya bir bir gelmeye başlayınca bu beyler arasında Dirse Han da, 40 yiğidini alıp toya gelir. Bayındır Han ın yiğitleri Dirse Han ı karşılar, kara otağa oturttur, altına kara keçe döşerler. Ve kara koyun yahnisinden önüne getirirler. Bunun üzerine Dirse Han: Bayındır Han benüm ne eksikliğüm gördi, kılıcumdan-mı gördi, suframdan-mı gördi, benden alçak kişileri ağ otağa, kızıl otağa kondurdı, benüm suçum ne oldı-kim kara otağa kondurdı. der (Ergin, 1997: 79). Buna karşılık Bayındır Han ın yiğitleri: Hanum bu gün Bayındır Handan buyruk şöyle dür kim oğlı kızı olmayanı Tanrı Ta ala kargayupdur biz dahı kargaruz dimişdür. deyince Dirse Han yiğitlerine kalkmalarını söyler ve ekler: Bu ya bendendir ya hatundandır. (Ergin, 1997: 79). Dirse Han evine gelerek hanımını yanına çağırır, başından geçenleri, Han Bayındır ın kendisine yaptığı bütün olayları hanımına anlatır ve: Sen den-midür benden-midür, Tanrı Ta ala bize bir batman oğul virmez nedendir. der (Ergin, 1997: 80). Ardından hanımına şu şiiri söyler: Han kızı yirümden turayım-mı Yakan ile boğazundan tutayın-mı Kaba ökçem altına salayın-mı Kara polat öz kılıcum elüme alayın-mı Öz gevdenden başunı keseyin-mi

106 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Ar. Gör. Sinan GÖNEN Can tatlusın sana bildüreyin-mi Alça kanun yir yüzine dökeyin-mi Han kızı sebebi nedür digil mana Katı kazab iderem şimdi sana. (Ergin, 1997: 80) Bu şiire karşılık Dirse Han ın Hanımı: Hay Dirse Han, bana kazab itme, incinüp acı sözler söyleme, yiründen örü turgıl, ala çadırun yir yüzine dikdürgil, atdan aygır deveden buğra koyundan koç öldürgil, İç Oğuzun Taş Oğuzun biglerin üstüne yığnak itgil, aç görsen toyurgıl, yalınçak görsen tonatgıl, borçluyı borçından kurtargıl depe gibi et yığ göl gibi kımız sağdur, ulu toy eyle, hacet dile, ola kim bir ağzı du alınun alkışı-y-ile Tanrı bize bir batman ayal vire. der (Ergin, 1997: 81). Dirse Han, hanımının isteği üzerine büyük bir toy verir. Attan aygır, deveden bugra, koyundan koç kestirir. İç Oğuz ve Dış Oğuz beylerini çağırır, aç görse doyurur, çıplak görse donatır. Borçluyu borcundan kurtarır ve hep birlikte Dirse Han için dua ederler. Bir ağzı dualının duası ile Dirse Han ın hanımı hamile kalır ve Allahütealâ bir oğlan verir. Bamsı Beyrek ve Banu Çiçek in doğumları da çocuksuzluk motifi üzerine kuruludur. Bunların doğumları ise şöyle gerçekleşir: Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Kara yerin üstüne ak otağını diktirmişti. Alaca gölgeliği gökyüzüne yükseltmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. İç Oğuz, Dış Oğuz Beyleri Bayındır Han ın sohbetine toplanmıştı. Pay Püre Bey de Bayındır Han ın sohbetine gelmişti. Bayındır Han ın karşısında Kara Göne oğlu Kara Budak yaya dayanıp durmuştu. Sağ yanında Kazan oğlu Uruz durmuştu. Sol yanında Kazılık Koca oğlu Bey Yigenek durmuştu. Pay Püre Bey bunları gördüğünde ah eyledi, başından aklı gitti, mendilini aldı, böğüre böğüre ağladı. (Ergin, 2001: 59). Bunun üzerine Salur Kazan, Pay Püre Bey e: Pay Püre Big ne ağlayıp buzlarsın? dedi. Pay Püre Han Kazan niçe ağlamayayın, nice buzlamayayın, oğulda ortacum yok, kartaşda kaderüm yok, Allah Ta ala meni kargayupdur, bigler tacum tahtum içün ağlaram, bir gün ola düşem ölem yirümde yurdumda kimse kalmaya. dedi.

107 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Dede Korkut Hikayeleri nden Günümüze Böyle deyince Kazan, Maksadın bu mudur? diye sordu. Pay Püre Bey: Beli budur, menüm dahı oğlum olsa, Han Bayındırun karşusın alsa, tursa kullık eylese, men dahı baksam, sevinsem, kıvansam, güvensem. dedi. (Ergin, 1997: 116). Böyle deyince kudretli Oğuz Beyleri yüzlerini göğe tuttular, el kaldırıp dua eylediler. Allah Ta ala sana bir oğul versin. dediler. O zamanda beylerin hayır duası hayır dua, bedduası beddua idi, duaları kabul olunurdu. (Ergin, 2001: 58). Bu sırada Pay Piçen Bey de yerinden kalkarak: Bigler menüm dahı hakkuma bir du a eylen, Allah Ta ala mana da bir kız vire. dedi. Bunun üzerine birkaç zaman kiçdi, Allah Ta ala Pay Püre Bige bir oğul, Pay Piçen Bige bir kız virdi. Kalın Oğuz Bigleri bunı işitdiler, şad olup sevindiler. (Ergin, 1997: 117). Hikâyelerde görülüyor ki çocuğu olmayan beyler, bu eksiklerini gidermek için çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Bunlar arasında toy düzenlenmesi, açların doyurulması, fakirlerin donatılması, borçluların borcundan kurtarılması ve bütün bunlardan sonra yapılan dua sonucunda çocuklarının olduğunu görüyoruz. Bugün Anadolu da da çocuğu olmayan çiftler tıbbî yöntemlerin yanında, birçok geleneksel yöntemlere de başvururlar. Bunlar arasında; duada ve niyazda bulunmak, çeşitli yatırlara bez bağlamak, dinî yönden güçlü olduğuna inanılan insanların duasını almak yapılanların başta gelenleridir. Bu arada halk hekimliğinde de bu tip durumlar karşısında uygulanan birçok tedavi şekli bulunmaktadır. Hikâyelerde geçen bir diğer doğum olayı ise Tepegöz ün doğumudur. Bu doğum, olağanüstü bir şekilde karşımıza çıkar. Olay şöyle gelişir. Oğuz yaylaya çıkacağı vakit Aruz un çobanı Konur Koca Sarı Çoban, herkesten önce davranır ve sürüsünü önüne katarak yaylaya ilk o çıkardı. Yine yılın birinde yaylaya çıkarken Uzun Pınar ın yanına gelen Konur Koca Sarı Çoban, burada gördüğü peri kızlarından birini tutarak i- lişkiye girer. Aradan bir yıl geçtikten sonra peri kızı, pınarın kenarında tepesinde tek gözü olan bir çocuk dünyaya getirir. Ayrıca Salur Kazan ın Evinin Yağmalanması Hikâyesi nde hamilelikle ilgili birtakım bilgiler buluruz. Hamilelik döneminin gerçek süresi olan dokuz aylık dönemi Dede Korkut Hikâyeleri nde aynen görürüz. Burada Şökli Melik e esir düşen Burla Hatun Uruz a Tokuz ay tar karnumda götürdügüm oğul diyerek seslenir ve ondan yardım ister (Ergin, 1997: 106). Burada hamilelik döneminin dokuz ay olarak geçmesinden, Tepegöz ü dışarıda tutarsak doğum olayının hikâyelerde normal ola-

108 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Ar. Gör. Sinan GÖNEN rak gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Anadolu da da anne oğlundan yardım isterken eğer müşkül durumda ise, annelik benliğini ön plâna çıkarak yardım istemez mi? b) Doğum Esnasında Uygulanan Âdetler Doğum vakti yaklaştıkça o gün için yapılan hazırlıklar doruğa çıkar. Doğum yapacak olan anne adayını akrabalar yalnız bırakmazlar. Daima onun yanında olmaya özen gösterirler. Doğum anında mümkünse hastahaneye kaldırılan anne adayı, eğer hastahanenin olmadığı bir yerde bulunuyorsa bir ebeye başvurarak doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesine özen gösterilir. Anadolu nun bazı yörelerinde hastahaneye götürülmesi ya da ebe çağırılması yerine, o yörede bu işlerden anlayan bazı kadınlar bulunur. Doğum öncesinde bu kadınlara haber verilir. Doğumda bu kadınlardan ebe görevini yerine getirmesi istenir. Doğum sırasında hamile kadının saçları çözülür, kilitli kapılar, kilitli sandıklar, kapalı pencereler açılır. Kolay doğum yapmış kadınlar, gebe kadının sırtını sıvazlarlar. Kuşlara yem serpilir. Tanrı düğümlediği düğümü çözer, Biz göçtük, sen de göç gibi dileklerde bulunulur. Silâh atılır. Fadime otu su içine konulup su kadına içirilir. Çeşitli vefk ler (tılsım) kullanılır. Üstü yazılı tuğla parçaları, saksılar kadının ayağı altına konup, kadına kırdırılır. (Örnek, 1995: 140). Doğum sonrası dışarıda bekleyenlere doğum müjdesi verilir. Anne ve çocuk hazırlanan yataklara yatırılır. Bir süre dinlendikten ve aradan biraz zaman geçtikten sonra akrabalar ve aile yakınları çeşitli hediyeler verirler. Bu bazen altın da olabilir. Dede Korkut Hikâyeleri nden Bamsı Beyrek Hikâyesi nde de Beyrek doğduktan sonra Pay Püre Bey bezirgânlarını yanına çağırır ve Mere bezirganlar Allah Ta ala mana bir oğul virdi, varun Rum iline menüm oğlum içün yahşı armağanlar getürün menüm oğlum böyüyinçe diyerek oğluna hediye getirmelerini emreder (Ergin, 1997: 117). Bugün Anadolu nun bütün yörelerinde yeni doğan çocuğa öncelikle yakın akrabaları başta olmak üzere çeşitli hediyeler getirilir. c) Doğum Sonrasında Uygulanan Âdetler Doğum öncesi ve esnasında kalıplaşmış birtakım âdetlerimiz bulunduğu gibi doğum sonrasında da kalıplaşmış âdetlerimiz bulunmaktadır. Bunlardan bazıları özetle şunlardır: Çocuk doğduktan sonra sağ kulağına ezan okunur ve çocuğa anne sütü verilir. Çocuğun doğumundan sonraki döneme lohusalık dönemi denir. Bu dönem çocuğun doğumuyla başlar ve kırk gün sürer. Bu dönemde çocuğa önem verilirken, anneye de ge-

109 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Dede Korkut Hikayeleri nden Günümüze reken önem verilir. Kırk basması, alkarısı veya albastıdan anne ve çocuk korunmaya çalışılır. Doğum sonrası ilerleyen günlerde göbek bağı düşer. Göbek bağı üzerine yöreden yöreye değişen âdetler vardır. Kimi yörelerimizde çeşitli yerlere gömülürken, çeşitli yerlerde de saklandığı olur. Bütün bu yapılanlar çocuğun gelecekte, olgun, temiz, zeki, okumuş birisi olması, vb. içindir. Hiç şüphesiz doğumdan sonra yapılanlar içerisinde en önemli yeri çocuğa ad koyma kaplar. Ad; insanın bireysel ve toplumsal kişiliğinin yanı sıra büyüsel, gizemsel gücünü de gösteren bir simgedir. (Biçer, 1991: 9). Çocuğa isim verilirken bazı etkenler göz önünde bulundurulur. Öncelikle çocuğa ad vermesi için yaşlı birisine yetki verilir ki, bu çocuğun genellikle dedesidir. Bu arada, çocuğun dedesinin adı daha önce verilmemiş ise çocuğa dedesinin adı verildiği de olur. Çocuğa ad verilmesinde çeşitli faktörler etkili olur. Ad, hiçbir zaman gelişi güzel seçilmez. Çocuğun doğduğu gün, zaman, ay ve mevsim; doğum yapılan yer; doğduğu sıradaki olaylar, kimi kişilere karşı duyulan hayranlık, şükran ve minnet duyguları; gelenekler; ailenin varsıllığı, yoksulluğu; daha önce kardeşlerinin yaşayıp yaşamadıkları; moda; kültür değişmeleri, vb. etmenler adın seçilmesinde birinci derecede rol oynamaktadır. (Örnek, 1995: 149). Bunların yanında bitki ve hayvan adları da verilebilir. Dirse Han ın oğluna Dede Korkut un Boğaç adını vermesi buna örnek oluşturur. Ayrıca, köklerini tarihten alan ya da İslâmiyetten alan adlar da verilebilir. Ad koymanın belirli bir törenle yapıldığı ve bunun da erişkin hâle gelen kutsama anlamını taşıdığını da belirtmeliyiz. Dede Korkut boylarındaki ad koyma törenleri de ilgi çekicidir. (Duymaz, 1999: 119). Çocuğun ad alabilmesi için öncelikle kahramanlık göstermesi gerekir. Çocuk kahramanlık gösterdikten sonra Dede Korkut gelerek ad koyar ve Adını ben verdim, yaşını Allah versin. diyerek niyazda bulunur. Bugün Anadolu da aile büyüklerinden ad vermesi beklenirken Dede Korkut Hikâyeleri nde bu görevi Dede Korkut üstlenmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri nde ilk ad verme olayı Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikâyesi nde karşımıza çıkar. Olay şöyle gelişir: Dirse Han ın oğlu on beş yaşına gelince, Bayındır Han ın ordusuna karışır. Bayındır Han ın bir boğası ile bir buğrası varmış. Bir yazın bir güzün boğa ile deveyi savaştırır, seyrederlermiş. O yaz hayvanları yine meydana çıkardıkları gün Dirse Han ın oğlu üç ordu çocuğu ile orada aşık oynuyormuş. Diğer çocuklar kaçışırlar, Dirse Han ın oğlu kaçmaya-

110 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Ar. Gör. Sinan GÖNEN rak orada boğa ile karşı karşıya kalır. Çetin bir boğuşmadan sonra çocuk boğayı öldürür. Beyler çocuğun başına toplanırlar. (Ergin, 1997: 5). Çocuğa ad koymak için Dede Korkut gelir: Hey Dirse Han biglik virgil bu oğlana Taht virgil erdemlüdür Boynı uzun bidevi at virgil bu oğlana Biner olsun hünerlüdür Ağayıldan tümen koyun virgil bu oğlana Şişlik olsun erdemlüdür Kaytabandan kızıl deve virgil bu oğlana Yüklet olsun hünerlüdür Altun başlu ban iv virgil bu oğlana Kölge olsun erdemlüdür Çigni kuşlu cübbe ton virgil bu oğlana Geyer olsun hünerlüdür. (Ergin, 1997: 82-83) Bayındır Han ın ak meydanında bu oğlan cenk etmiştir, bir boğa öldürmüş senin oğlun, adı Boğaç olsun, adını ben verdim yaşını Allah versin. diyerek çocuğa ad koyar (Ergin, 2001: 26). İkinci ad verme olayı ise Bamsı Beyrek Hikâyesi nde geçer. Burada adı alan hikâyenin kahramanı Bamsı Beyrek tir. Olay şöyle gelişir: Dualar sonucu Pay Püre Bey in bir oğlu olur. Aradan on beş sene geçer. Çocuk delikanlı olur. Bir gün av dolayısıyla babasının tarlasına gelir. Bu sıra İstanbul dan dönmekte olan bezirgânlar da Kara Dervend ağzına gelmişlerdir. Fakat Evnük kalesinin kâfirleri bunlara saldırarak mallarını yağmalarlar. Bezirgânın biri Oğuz a kaçarken önüne çıkan tarlada gördüğü yiğitten yardım ister. O yiğit kâfirleri yakalayıp malı kurtarır. Önce yigit, sonra da bezirgânlar Pay Püre Bey in evine gelirler. (Ergin, 1997: 8). Çocuk baş kesip kan döktüğü için Dede Korkut gelerek: Ünüm anla sözüm dinle Pay Püre Big Allah Ta ala sana bir oğul virmiş tuta virsün Ağ sancak götürende müsülmanlar orhası olsun Karşu yatan kara karlu tağlardan aşar olsa Allah Ta ala senün oğluna aşut virsün Kanlu kanlu sulardan kiçer olsa kiçüt virsün Kalabalık kâfire girende

111 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Dede Korkut Hikayeleri nden Günümüze Allah Ta ala senün oğluna fursat virsün Sen oğlunı Bamsam diyü ohşarsın Bunun adı boz aygırlu Bamsı Beyrek olsun Adını ben virdüm yaşını Allah virsün. diyerek Bamsı Beyrek adını verir (Ergin, 1997: 121). Hikâyelerde Dede Korkut un ad verdiği diğer bir kahraman ise Basat tır. Oğuz, göç ederken Aruz un küçük oğlunu düşürürler, çocuğu bir aslan bulup götürür, besler ve büyütür. Bir müddet sonra Oğuz kavmi yine dönüp yurduna yerleşir. Aslanın götürdüğü çocuk büyümüştür. Sazlıktan çıkıp atları öldürerek kanlarını sömürmeye başlar. Toplanıp çocuğu sazlıktan çıkarıp getirirler. Fakat her seferinde çocuk kaçıp yine aslan yatağına gider. (Ergin, 1997: 15). Bunun üzerine Dede Korkut gelerek: Oğlanum sen insansın, hayvan-ile musahib olmagıl, gel yahşı at bin, yahşı yigitler-ile eş yort didi. Ulu kardaşun adı Kıyan Selçükdür, senün adun Basat olsun, adunı men virdüm yaşunı Allah virsün. diyerek çocuğa ad koyar (Ergin, 1997: 207). Hikâyelerde geçen ad vermelerde çocukların gösterdikleri kahramanlıklar önemli rol oynamıştır. Burada dikkat çeken noktalardan biri, çocukların on beş yaşında ad almasıdır. Zira çocuk büyüyecek ve bir kahramanlık gösterecek çağa gelecektir. Çocuklar gösterdikleri kahramanlıklar doğrultusunda ad almışlardır. Bugün Anadolu da bu âdet kaybolmuş, yerini lâkap takmaya bırakmıştır. İnsanların gösterdikleri gayretleri, diğer insanlardan belirgin farkları doğrultusunda lâkap almazlar mı? Bu âdetin bize tarihin derinliklerin geldiği açıktır. Burada; irdelediğimiz doğum etrafında oluşan âdetlerimizin, günümüze kadar büyük ölçüde değişime uğramadan geldiğini görüyoruz. Bu da bize, Türk milletinin örf, âdet ve geleneklerine ne kadar bağlı olduğunu göstermektedir. Tarihî kökleri çok eski bir millet olarak bugün bizi kuşatan âdetlerimizin başlangıcını tespit etmek güçtür. Ama bu âdetlerimizin tarih içerisinden gelişini kayıtlar altına alan değerli eserlerimiz sayesinde, nasıl ve ne kadarının günümüze yansıdığını tespit etmek zor olmasa gerek. Elbette bu tarih yolculuklarında birtakım âdetlerimizin u- nutulmuştur. Bugün bile gelişen dünya karşısında kültür öğelerimizin birçoğunun unutulduğu ortadadır.

112 TÜBAR-XVIII-/2005-Güz/Ar. Gör. Sinan GÖNEN KAYNAKLAR 1. Acıpayamlı, Orhan (1974), Türkiye de Doğumla İlgili Âdet ve İnanmaların Etnolojik Etüdü, Ankara. 2. Biçer, Mukaddes (1991), Eskişehir İlinde Doğumla İlgili Âdet ve Inançlar, Türk Halk Kültüründen Derlemeler 1991, Ankara, 1-14. 3. Boratav, Pertev Naili (1973), 100 Soruda Türk Folkloru (İnanışlar, Töre ve Törenler, Oyunlar), İstanbul. 4. Duymaz, Ali (1999), Dede Korkut Kitabı nda Alpların Eğitim ve Geçiş Törenleri, Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni, Ankara. 5. Ergin, Muharrem (1997), Dede Korkut Kitabı I (Giriş-Metin- Faksimile), Ankara. 6. Ergin, Muharrem (2001), Dede Korkut Kitabı, İstanbul. 7. Karataş, Aynur (1991), Vezirköy (Artvin) Doğum Âdetleri, Türk Halk Kültüründen Derlemeler 1991, Ankara, 63-70. 8. Örnek, Sedat Veyis (1995), Türk Halk Bilimi, Ankara. 9. Sakaoğlu, Saim (1998), Dede Korkut Kitabı I-II, Konya. 10. Tan, Nail (2003), Folklor (Halk Bilimi) Genel Bilgiler, İstanbul.