Kıbrıslı sanatçılar Londra da buluştu Sayfa13

Benzer belgeler
Kıbrıslı sanatçılar Londra da buluştu Sayfa13

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Devrim Öncesinde Yemen

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Özal'dan şok açıklama

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Brüksel'de art arda patlamalar: En az 26 ölü

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Bodrum-Datça Feribot Seferleri Başladı

Kuzey Irak'a harekat

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

''Hepimiz Atatürk'üz''

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Samsun daki Pontusçu Faaliyetler

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

OTELCİLER, BOOKING.COM UN HİZMETİNİN DURDURULMASINA TEPKİ GÖSTERDİ

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Akçakale Sınırından Türkiye ye Sığınmacı Geçişi Gözlem Raporu. (16 Haziran 2015)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Zorunlu ama takan yok

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ordumuhtarlarderneği tarafından yazıldı Pazartesi, 03 Kasım :00 - Son Güncelleme Perşembe, 06 Kasım :10

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Soykırım Anma Etkinliği Ocak Krakow-Auschwitz

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Körfez'in petrol zengini ülkesi: Kuveyt

Kadına Yönelik Şiddet

Mağdur olmayın!...

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Çocuklara sahip çıkmak geleceğe sahip çıkmaktır

TD-IHK nın Frankfurt resepsiyonu Yazan Sevim Ercan

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

ŞUBAT 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başbakan Yıldırım, Otonomi Açılış Töreni nde konuştu

ANKARA NIN OYLARI SEÇİM GÜNLÜĞÜ

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü?

Transkript:

Londra da İnsan Hakları Paneli Sayfa6 Kıbrıslı sanatçılar Londra da buluştu Sayfa13 Ev alımında pul vergisi değişikliği Sayfa5 telgraf.co.uk Haftalık Haber Gazetesİ Carşamba, 10/12/2014 446 Sayı Suriye bataklığında bir UMUT: Rojava Kobane direnişi 86 ıncı günü geride bırakırken tüm dünya, çocukluk kentlerini destansı kahramanlıklarla koruyan YPG-YPJ li gençleri konuşurken, Telgraf gazetesi olarak kısa bir süre önce ziyaret ettiğimiz Rojava nın Cezire kantonundaki izlenimlerimizi telgraf okuyucuları için yazdık. 2011 baharında, Suriye de olaylar başlayınca Kürtler de çok daha önce başladıkları hazırlıklarına hız verdiler. Suriye karışmaya başlayıp cellatlar şehirlerde kendisi gibi olmayanlara ölüm dağıtırken Kürtler kendi topraklarını ve bu topraklarda yaşayan halkları korumak adına tarihi bir direniş başlattılar. Kürtler, ne diktatöryal iktidarını korumaya çalışan Esad ın, ne de her biri sırtlarını başka ülkelere yaslayan dinci, cihatçı, selefi örgütlerin yanında yer almayıp, Temmuz 2012 de Kürt kentlerinin kontrolünü bir bir ele geçirdiler. Rojava bir yandan kendisini amansız saldırılara karşı korumaya çalışırken, bir yandan da kendi sistemini inşa ediyor. Eski alışkınlıkların, alıştırılmışlıkların, farklılıkların ve savaşın ortasında tüm zorluklara rağmen demokratik özerk sistemin inşa süreci büyük bir mesafe kat etmiş... Rojava izlenimleri sayfa 10-11 de

2 Çocuklar Kobaneli Küçük Yürekler İçin Çizdi Aveg-Kon bağlı olarak Londra da çalışmalarını sürdüren GİK-DER de bu hafta sonu çocuklar Kobaneli kardeşleri için etkinlik düzenlediler. Pazar günü öğlen saatlerinde GİK- DER lokalinde bir araya gelen çocuklar, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle Çocuklar Kobaneli Küçük Yürekler İçin Çiziyor konulu bir etkinlik gerçekleştirdiler. Etkinlikte ilk olarak katılımcı çocuklar tarafından Kobane ve çocuklar perspektifli resimler çizildi. Resimlerin çizilmesinin ardından GİK-DER Yönetim Kurulu başkanı Helin Honca bir konuşma yaptı. Honca, etkinliğin amacına değinirken, katılımcılara bir kez daha Kobane için duyarlılık çağrısı yaptı. Daha sonra basın açıklamasına geçildi. Çocuklar, Alman şair ve yazar Wolfgang BORCHERT in savaşa karşı yazmış olduğu Sonra Yapılacak Tek Şey Var; Hayır De isimli metninden dörtlükler okuyarak birer birer sahneye çıktılar. Bir başka çocuk ise kendi yazmış olduğu savaş karşıtı şiiri İngilizce olarak okudu. Tüm çocukların sahnede yerini almasının ardından basın açıklamasına geçildi. Açılamada şöyle seslendi küçük yürekler; Rojava da kardeşlerimiz açlık ve soğukla mücadele ediyorlar. dünyanın bütün katilleri iki yıldır Rojava ya saldırıyorlar. Her zaman olduğu gibi bu kirli savaşta da en çok acıyı yine biz çocuklar çekiyoruz. Evlerimizden, okullarımızdan olduk. Ailelerimiz paramparça. Birde üzerine göçmen olup topraklarımızdan uzaklara gittik. Havalar soğudu, yemek bulmak zorlaşıyor. Elbise, ayakkabı yatacak yer ihtiyacımız var. Ve bütün bunlar vatanımızı yok etmek isteyen katillerin eseri. Ama biz direniyoruz. Yarınımız için, geleceğimiz ve onurumuz için vatanımız için; annem, babam, abim ve ablam, bizler direniyoruz. Özgür bir Kürdistana olan inancımızla direniyoruz. Kardeşlerimiz Rojavadan böyle sesleniyor bizlere. Küçük yüreklerimiz ama kocaman umutlarımız ve inancımız dünyanın öbür ucunda sizlerle kardeşler. Sizlerin acılarınızı biliyoruz, ihtiyaçlarınızı bizlerde burada büyüklerimizden öğreniyoruz. Ve bugün kalemlerimiz siz Rojavalı kardeşlerimiz için resim çizecek. Çocukların açlık ve sefalet çekmediği, açlık ve soğuktan ölmediği, okulundan ve evinden olmadığı bir dünya özlemiyle çiziyoruz bugün Büyük beğeni toplayan etkinlik, alkışlar ve zılgıtlarla sona erdi. Çarşamba 10 Aralık 2014 Haftalık Haber Gazetesi Rojnameya Nûçeyan a Heftane Editör Alaettin Sinayiç editor@telgrafnews.com Muhabirler Esra Türk Erem Kansoy haber@telgrafnews.com Grafiker Yüksel Adıgüzel grafiker@telgrafnews.com Yayın Sahibi Tel News Ltd. Adres 33 Dalston Lane London E8 3DF Telefon 0207 9230 838 0742 9481 490 Web www.telgraf.co.uk Reklam reklam@telgrafnews.com Soru ve görüşleriniz: director@telgrafnews.com BÜYÜK REKLAM KAMPANYASI Kürt ve Türk toplumuna ulaşmanın en iyi yolu Tüm reklamlarınızda %30 indirim Yeni yıl kutlamalarınızda %40 indirim Tüm seri ilanlarınız ÜCRETSİZ www.telgraf.co.uk reklam@telgrafnews.com 07429481490 02079230838

Çarşamba 10 Aralık 2014 3

4 Çarşamba 10 Aralık 2014 Canê, gözyaşları arasında toprağa verildi 12 Kasım gecesi Almanya nın Köln kentinde esrarengiz bir şekilde yaşamını yitiren 19 yaşındaki genç Kürt kızı Canê İngiltere nin Huddersfield kentinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Pazartesi günü yapılan cenaze törenine ailesi ve yakın arkadaşlarının yanında yüzlerce kişi katıldı. Newcastle da bulunan Northumbria üniversitesinde politika birinci sınıf öğrencisi olan 19 yaşındaki genç Kürt kızı Cane Xelef üniversiteler arası değişim programı kapsamında gittiği Almanya nın Köln kentinde esrarengiz bir şekilde yaşamını yitirmişti. İçeceğine ilaç atılması sonucu yaşamını yitirdiği düşünülen genç kızın kanında amfetamin bulunduğu açıklanmıştı. Canê, bayılmadan önce arkadaşına Birileri içeceğime bir şeyler kattı sanırım demişti. Canê meleğimizdi Pazartesi günü Kuzey İngiltere nin Huddersfield kentindeki Hey Lane mezarlığında toprağa verilen Canê için gözyaşları sel gibi aktı. Yüzlerce Huddersfield sakininin katıldığı törende ailesi tarafından yapılan konuşmada aldıkları destekten kaynaklı herkese teşekkür ettiler. Kızı Canê için adalet çağrısı yapan baba Xelil Xelef; Canê bizim meleğimizdi, ölümünü kabullenmek çok zor. En büyük duamız ve beklentimiz, Canê nin ölümünde sorumluluğu olanların yargılanmasıdır. Canê nin mezarı başında Cana min şarkısını söyleyen kuzeni Jiyan a birçok kişi gözyaşları içinde eşlik etti. Canê nin mezarı yüzlerce çiçekle süslenirken, mezarı başına mumlar yakıldı ve mezar taşına Kürdistan bayrağı asıldı. Birileri içeceğime birşeyler kattı 12 Kasım gecesi arkadaşlarıyla birlikte Köln de katıldığı kent festivalinde içtiği ilk içecekten sonra midesi kötü olunca en yakındaki kliniğe götürülür, klinikte yetersiz müdahale ile bir süre bekletilen Canê, bir süre sonra hastaneye kaldırılır. Cologne s St Marien hastanesine kaldırılan Canê hastanede bekleme odasındayken bayılır, bir süre sonra da Canê nin beyin ölümünün gerçekleştiği anlaşılır. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra 8 gün boyunca makinaya bağlı yaşayan Canê nin, bayılmadan önce arkadaşlarına: Birileri içeceğime bir şeyler kattı sanırım demişti. Daiş karşıtı yapılan eylemlerin örgütleyicisiydi 1978 de Rojava dan İsveç e göç eden ailenin üç çocuğundan birisi olan Canê nin Naze adında 16 yaşında bir kız kardeşi ve Kevin adında 9 yaşında bir erkek kardeşi var. İsveç te doğan Canê daha sonra ailesiyle beraber İngiltere ye gelmişti. Kürtlerin yaşadığı acılara çok duyarlı olan Canê Huddersfield te yaşayan Kürt toplumu içerisinde iyi bilinen biriydi. Kürdistan a yönelik Daiş saldırıları başladıktan sonra yapılan birçok eylemin başını çeken Canê, Huddersfield teki St George s meydanında yapılan Daiş karşıtı eylemde, yaptığı konuşmada: Kürdistan da yaşanan barbarlığı evlerimizde oturup televizyonlardan izleyemeyiz artık. Tüm dünyanın bu vahşet karşısında Kürtlerin yanında olma zamanıdır. demişti. Canê için adalet imza kampanyası Sosyal medya ve Change.org adlı sitede Canê için adalet adlı imza kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında Alman yetkililere olayın araştırılması çağrısı yapılıyor. Hızla büyüyen kampanyaya yoğun ilgi var. Bugün itibariyle 5 bin imza toplandı.

Çarşamba 10 Aralık 2014 5 Ev alımında pul vergisi değişikliği Geçtiğimiz Çarşamba günü, Maliye Bakanı George Osborne, sonbahar maliye raporunu açıklandı. Mayıs 2015 öncesi son mali planın açıklandığı raporda öne çıkan konu, ev alımında ödenen pul vergisine uygulanan değişikler oldu. Osborne, Britanya ekonomisinin Almanya ve Fransa dan daha hızlı büyüdüğünü söyledi ve hükümetin uyguladığı mali planının doğru olduğunu iddia etti. Ev satımında ödenen pul vergisindeki değişikliğe göre, satın alınan evin fiyatına uygulanan yüzdelik ücretinin hesaplanması değişecek. Eskisi gibi, 125 bine kadar olan evlere vergi uygulaması olmayacak; 250 bine kadar olan evlere %2 vergi uygulanacak; 925 bine kadar olan evlere % 5; 1.5 milyon değerindeki eve %10 ve 1.5 milyon üzeri olanlara da %12 uygulanacak. 125,001 ve 250,000 arası %2 250,001 ve 925,000 arası %5 925,001 ve 1.5m %10 1.5 milyon üzerinde %12 Örnek- Evin değeri 300,000, bu rakamın ilk 125,000 ine vergi uygulanmıyor. Yani 300,000 in 124,999 ine yüzde 2 vergi uygulanacak. Son 49,999 a yüzde 5 vergi uygulanacak. Bu hesaplamaya göre 4,950 pul vergisi ödeniyor. Eski hesaplamada bu değerde evin pul vergisi 9,000 olurdu. Pul vergisi nedir? Adı tam olarak, pul yükümlülüğü toprak vergisi olan ve ev alımında uygulanan vergi, evin değerine göre hesaplanıyor. Evin oturmak için ya da kiralanmak için alınması verginin oranını etkilemiyor. Şirketler ve toplu yatırım projeleri tarafından satına alınan evlere uygulanan vergi oranı farklıdır- 500,000 üzerindeki evler %15. Yapılan değişikte, hem evin değerine göre uygulanan oranlar değişti hem de, toplam verginin hesaplanma formülü. Eski uygulamada tek yüzdelik uygulanırken, 4 Aralık Çarşamba gününden itibaren, her orana göre yüzdelik farklı uygulanacak. İskoçya? 135,000 e kadar vergi uygulanmıyor 135,001 ve 250,000 arası %2 250,001 ve 1 milyon arası %10 1 milyon üzere %12 Diğer değişikler Gelir vergisi- 10,600 kazançtan sonra uygulanmaya başlayacak. Belediye vergisi (business rates)- Ana caddelerdeki küçük esnafı desteklemek için 300 bin dükkan, pub, kafe ve restoranta 1,500 business rates indirimi sunulacak. Uluslararası şirketlere vergi- Karlarını yurtdışına taşıyan büyük şirketlere %25 kar vergisi uygulanacak. Uçuş vergileri- 1 Mayıs tan itibaren, 12 yaş altı çocukların uçak biletlerine vergi uygulanmayacak. Bir sonraki sene bu 16 yaş altına yükseltilecek. Mastır öğrencilerine borç- Mastır yapacak yüksek lisans öğrencilerine 10,000 borç alma imkanı sunulacak.

6 Çarşamba 10 Aralık 2014 Londra da İnsan Hakları Paneli BÜYÜK REKLAM KAMPANYASI Kürt ve Türk toplumuna ulaşmanın en iyi yolu 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle ICAD, Gik-Der, Kürt Toplum Merkezi ve Tilkililer Derneği tarafından düzenlenen panel, İnsan Hakları ve Kürt Sorunu başlığı altında Gik- Der salonunda Pazar günü gerçekleştirildi. Panelde ilk sunumu ICAD adına Gökhan Kaya yaptı. Kaya sadece insan hakları ihlallerinden değil, aynı zamanda direnişlerden de söz etmeliyiz diyerek başladığı konuşmasında ICAD olarak hangi biçimde olursa olsun direnme hakkının da bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz dedi. Bölgede, geçmiş bir yana, yakın tarihte 2 kez soykırım yaşandığını belirten Kaya, 1988 Halepçe ve geçtiğimiz aylarda yaşanan Ezidi soykırımlarında binlerce Kürt ve Ezidi nin katledildiğinin altını çizdi. Bu soykırımların gerici devletler ve onların beslediği karanlık örgütlerce, güçlerce uygulandığını vurgulayan Kaya, yine Kamışlo ve Roboski katliamlarının yakın dönemde öne çıkan insan hakları ihlallerinden sadece birkaçı olduğunu ifade etti. Kirli savaş döneminde uygulanan gözaltında kayıplar da bölgede yaşanan insan hakları ihlallerinin bir başka biçimidir. Bugün gözaltında kayıplara karşı Cumartesi Anneleri nin direnişi bütün dünyaya örnek olmuş güçlü bir mücadele mevzisi haline gelmiştir. Bugün kayıp yakınlarının Türkiye ve Kürdistan da gerçekleştirdikleri eylemler, insan hakları ihlallerine karşı etkili mücadele yöntemlerinden biridir diyen Kaya, bugün Rojava da inşa edilen özyönetim modelinin bölgede en ilerici, özgürlükçü ve her türlü insan hakkını güvenceye almış bir yönetim biçimi olduğunu vurgulayarak, Rojava nın emperyalistler ve gerici güçlerce hedef tahtasına oturtulmasında bu gerçekliğin payının büyük olduğunun altını çizdi. BM İnsan hakları evrensel bildirgesinde geçen maddelerden bir tanesi bile Kürdistan da uygulanmadı Ardından söz alan Kürt Toplum Merkezi temsilcisi Aladdin Sinayiç Birleşmiş Milletler İnsan hakları evrensel bildirgesinin tek bir maddesinin bile Kürdistan da uygulanmadığını söyleyerek, Kürdistan ın her bir parçası tarihsel olarak işkence, katliam ve insan hakları ihlallerine maruz kaldı ve bunun Kürde reva görenler, bu beyannamede imzası olan ülkelerdir dedi. Dört parça Kürdistan da yaşanan hak ihlallerine değinen Sinayiç, özellikle Türkiye deki durumun, hak ihlallerinden öte tamamen soykırımla dolu bir tarihten oluştuğunu belirtti. Sinayiç şunları belirtti: Kültürel soykırımın yanında fiziki soykırımlarla doludur Türkiye tarihi. Şuan Daiş barbarlarının yaptıklarını zamanında Türk devleti de Kürtlere karşı yapmıştır. Kafa kesmeler, ölüye işkence ve tecavüzler, insanlık dışı uygulamalar Kürt halkının Daiş ten önce Türk devletinden öğrendiği uygulamalardır. Yaşanan katliamların hiçbirinin sorumlularından hesap sorulmadı bugüne kadar. Daha dün Yüksekova da 18 yaşında bir genç polisler tarafından katledildi. Ülkenin Cumhurbaşkanı hepimizin aklıyla alay edercesine kalkıp Türk polisinin kimseyi öldürmediğini söylüyor. Türk devletinin, çözüm sürecine olan yaklaşımı Kürt halkı nezdinde samimi bulunmuyor ve ciddi bir güven bunalımı yaşanıyor. Ancak Kürt Özgürlük hareketi bu konuda her şeye hazırlıklıdır ve alternatifsiz değildir. Mevcut politik konjonktürde bu sürece ihtiyacı olan AKP iktidarıdır. İran devletinin Kürtlere yönelik hak ihlallerinin de en üst düzeyde devam ettiğini belirten Siyaniç Onlarca Kürt siyasi tutsak İran hapishanelerinde 18 gündür açlık grevinde olduğunu ve İran devletinin bu tutsakları idam ile tehdit ettiğini ifade etti. Ulusların kendi kaderini tayin hakkının Kürtler tarafından devlet kurma hakkı olarak görülmediğini belirten Sinayiç, Ortadoğu da yaşanan boğazlaşmanın altında yatan en büyük nedenlerden birisinin anti demokratik Ulus-devlet sistemleri olduğunu ve Kürtlerin siyasi sınırları sorun yapmadan, kendi kendilerini özerk bir yapı içerisinde yönetmek için mücadele verdiğini ifade etti. Sinayiç, Ortadoğu da halklar, mezhepler, farklılıklar birbirlerine kırdırılırken, Rojava da bunun tam tersi bir durum yaşanıyor. dedi. Bugün Rojava da BM Evrensel Bildirgesinin her bir maddesinin uygulandığının altını çizen Sinayiç, bunun savaş koşullarına rağmen uygulandığını, her ulustan, inançtan halkların barış içinde kardeşçe yaşadığının altını çizdi. Kadın haklarının muazzam ölçüde geliştiğini ve yine kadınlar tarafından güvence altına alındığını belirten Sinayiç, halklar arası boğazlaşmalarla bölgede hakimiyetini sürdürmüş olan emperyalistlerin ve gerici devletlerin yaşanan bu halklar kardeşleşmesinin bölgedeki iktidarlarını tehdit etmesinden korktukları için Rojava devrimine ve Kobani ye saldırmaktadırlar dedi. Panel soru ve cevap bölümünün ardından son buldu. %30 indirim Tüm reklamlarınız %40 indirim Yeni yıl kutlamalarınız ücretsiz Tüm seri ilanlarınız www.telgraf.co.uk reklam@telgrafnews.com 07429481490 02079230838

Çarşamba 10 Aralık 2014 İngiliz polisinin Kürtlere yönelik terör estirdiği Dover Davasının İlk Duruşması 17 Aralık ta Dover sınır kapısında, Paris e yolculuk yapan Kürtlerin otobüslerini durdurulup terörist muamelesi gördüğü ve üzerlerindeki tüm paralara el konulmasına ilişkin davanın ilk duruşması 17 Aralık, Folkestone Magistrates Court ta gerçekleşecek. İnsan hakları Avukatı Alastair Lyon öncülüğünde, Birnberg Peirce & Partners avukatlık firması tarafından temsil edilen mağdurların paralarının geri verilmesi talep edilecek. Paris te, 9 Ocak 2013 te, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez in ölümlerinin birinci yıldönümünde kitlesel eyleme katılmak üzere, Londra dan Paris e giden Kürtlerin otobüsü, Dover da İngiliz polisi tarafından durdurulup, otobüsün içerisindekiler aranıp üzerlerindeki nakit paralar, kuruşu kuruşuna, polis tarafından el konulmuştu. Olay nasıl gelişti? 10 Ocak 2014 akşamı, Kürt toplum merkezlerinden kalkan otobüslerden bir tanesi yaklaşık dokuz saat Dover da, gemi kapısında tutulmuştu. Otobüste bulunan kadın ve erkeklerin üzerlerindeki tüm paralar alınıp, saatlerce terörist muamelesi görerek sorgulanmışlardı. Otobüste bulunan çoğunluğu kadın, ikisi çocuk, toplam 38 kişinin bulunduğu otobüste, başörtülü kadınların, polis tarafından başlarının açıldığını ve bu esnada odada erkek polis memurların da olduğu aktarılmıştı. Bu arada yapılan uygulamalar esnasında 65 yaşındaki Kürt annesi, Fatma Kaya, fenalık geçirerek bayılmıştı. Üç otobüsten oluşan konvoyda, ilk iki otobüs içerisinde birer kişi sorgulandıktan sonra yollarına devam etmelerine izin verilmişti, ancak, üçüncü otobüs yaklaşık dokuz saat bekletilmişti. Kadınlara uygulanan yanlış muamelenin yanı sıra, sorgulamaya alınan 22 kişiden hiç bir tanesine yasal hakları anlatılmadan sorguları alınmıştı. Sorgulanan bir çok yolcunun İngilizce bilmedikleri ve Kurmanci konuştukları polise aktarılmasına rağmen, Sorani tercümanın telefona bağlandığı gazetemize bildirilmişti. Diane Abbott Londra Büyükşehir Belediye Başkanlığına Aday Hackney Milletvekili, Diane Abbott, 2016 da yapılacak Londra Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için, İşçi Parti den aday adayı olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz aylarda, Tottenham Milletvekili David Lammy de aday adaylığını açıklamıştı. Tooting Milletvekili, Sadiq Khan ve Dulwich ve West Norwood Milletvekili, Tessa Jowell ın da aday olmalarına kesin olarak bakılıyor. Son dönemlerde yükselen yabancı düşmanlığı siyasetine karşı duracağını ve geçim sıkıntısına ilişkin çalışma yürüteceğini ifade eden Abbott, bir televizyon kanalına verdiği röportajda şöyle konuştu: Uzun zamandır bu yarışa girmem için bana baskı yapan çok fazla insan vardı ve Londra nın tam anlamıyla bağımsız bir adaya ihtiyacı olduğu için, sıradan İngilizce yazılan ifadeleri tercüme edilmeden zorla imzalatılmıştı. Yolculara, ifadelerini imzalamadıkları takdirde üç, dört gün orada tutulabilecekleri söylenilmişti. Arama ve paralara el koyma Anti Terör Yasasının, Yedinci Maddesi kapsamında yapılmıştı. Polis, PKK ye para aklamakla suçladığı yolculara, siz terörist bir organizeye hizmet ettiğinizi biliyor musunuz, şeklinde önyargılı ifadeler kullanılmıştı. Bazı yolcular, buna tepki olarak, PKK terörist bir organize değildir, bizler 09 Ocak 2013 te katledilen arkadaşlarımızı anmak ve adaletin yerini bulması için düzenlenen eyleme katılmak için Paris e gidiyoruz, demişlerdi. Yolcuların tüm paralarına el konulup, Polisten Paris e gittiğinizde arkadaşlarınız size yardımcı olur, şeklinde alaycı bir tavırla karşılaşmışlardı. Mağdur olan yolcular avukat aracılığıyla, kendilerine karşı uygulanan polis muamelesinden dolayı şikayette bulunmuşlardı. Duruşma, Folkestone Magistrates Court ta, 17 Aralık Çarşamba günü, saat 09:50 de gerçekleşecek. Londralılara maddi olarak yaşana bilinecek bir yer olmasını sağlamak için mücadele edecek bir adaya ihtiyacı var Londra nın. İşçi Parti nin diğer adaylarına ilişkin konuşan Abbott, İşçi Parti, adaylarından dolayı çok şanslı, ve İşçi Parti adayları arkadaş olarak gördüğüm kişiler, bu yüzden de çok iyi bir yarış olacağını düşünüyorum, dedi. Resmi aday açıklamaların 2015 genel seçimleri sonrası olması bekleniliyor. Abbott, belediye başkanlığı koltuğuna seçilirse milletvekilliğinden istifa edeceğini belirtti. Eğitim Köşesi Oktay Şahbaz Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı oktyshbz@googlemail.com Bir eğitim kalmıştı!! Bir göçmen saldırganlığıdır almış başını gidiyor. Göçmenler için o kadar çok negatif şey söylendi ve söyleniyor ki şimdiye dek her şeyi duyduk ve duymaya devam ediyoruz. Önce işimizi elimizden alıyorlar dediler, daha sonra sosyal yardımlarımızı oda yetmedi evlerimiz elden gidiyor dediler. Şimdi ise bütün bunlar yetmiyormuş gibi göçmenler şimdi de okullarımızı ve çocuklarımızın eğitimini elimizden alıyor diyorlar. Tabiiki bu görüş İngiliz ve İngiltere de yaşayan toplumdan daha çok, sağcı UKIP in başını çektiği ve diğer üç ana muhalefet partinin de peşine düştüğü hüsnü kuruntudan başka bir şey değil. Şimdiye kadar bu anlayışa bağlı bir çok şeyi duyduk. Fakat geçen haftalarda Çalışma ve Emeklilik bakanı Ian Duncan Smith başta kendi partisi olmak üzere bir çok kişiye yok daha neler dedirtecek bir açıklama yaptı. Ian Dunca Smith e göre bu ülkeye yaşamak için gelen göçmen ailelerin çocuklarının verilen eğitime zarar verdiği ve eğitimi değiştirdikleri iddiasını ortaya attı. Buna gerekçe olarak ta göçmen çocuklarının İngilizce bilmemesini, seviyeyi düşürdüklerini ve bunun yüzünden bir çok ailenin çocuklarının okullarını değiştirdiğini söyledi. Bu açıklamayı ne tür bir araştırmaya veya kaynağa dayanarak söylediği belli değil. Buda bir yana, yine kendisi gibi Konservatif partili Eğitim Bakanı Nicky Morgan ise tam bu açıklamanın yapıldığı dönemde aslında göçmenliğin eğitime bir darbe değil aslında faydası olduğu yönünde bir açıklama yapmıştı. Çalışma bakanı olan Ian Duncan Smith seçmene umut verecek bir politika yapmakta çok zorlanmış olacak ki kendi bakanlığına ait olmayan bir konuda bile böyle asılsız bir şey söyleme gereksinimi duyuyor. Belkide Ian Duncan Smith e bu konuda en büyük cevap yine geçen haftalarda Bristol Üniversitesi Piyasa ve Kamu Araştırma Merkezi (CMPO) nin yaptığı raporun sonuçlarının açıklanması ile geldi. CMPO nun yaptığı açıklamaya göre özellikle Londra da yaşayan çocukların GCSE sınavlarındaki başarısını göçmen ve çok farklı etnik kökenli toplumların yaşamasına bağladı. Özellikle göçmen ve etnik azınlık çocuklar çıkartıldığında öğrenci sayısının Londra da sadece 34%, İngiltere genelinde ise 84% nun İngiliz çocuklardan oluştuğu belirtildi. Fakat bu öğrencilerin başarısına bakıldığında ise sonuçlarının ülke genelindeki en düşük puanlara sahip oldukları görüldü. Fakat bu rakamlara göçmen ve diğer azınlıklardan çocuklar eklendiğinde başarısız öğrenci sayısının Londra da neredeyse ortadan kalktığı, ülke genelinde ise ciddi bir şekilde azaldığı görülüyor. Araştırmaya önderlik eden Simon Burges raporunda Yaptığımız tüm araştırmalarda göçmen ve etnik azınlık çocukların İngiliz yaşıtlarından çok daha başarılı oldukları gerçeğini sayısız defa gördük. Etnik azınlık sayısının Londra da ülkenin diğer bölgelerine göre daha fazla olması burada sınav sonuçlarının yüksek olmasında daha fazla etki yapıyor açıklamasında bulundu. Özellike göçmen ve etnik azınlık çocukların başarılı olmak için daha istekli ve azimli olduklarını dile getiren Burges, bu durumu yüksek aspirasyon ve hırs öyküsü olarak adlandırdı. Bir çok göçmen ve etnik azınlıktan olan çocukların Londra ve İngiltere deki olanaklara yaşıtlarından daha çok değer verdiğini ve bunu da en iyi şekilde kullanarak iyi yerlere gelme isteği raporda değinilen noktalardan bir başkası. Burges son olarak bu başarının İngiliz yerli çocukları da etkilediğini ve onları da daha başarılı olmak için harekete geçirdiğini de raporunda değindi. Bu araştırma ve daha bir çok araştırmada gösteriyor ki göçmenler hem sosyal, hem ekonomik, hem eğitsel konum başta olmak üzere her şeyleri ile bu ülkeye katkı sunuyorlar. Yane özellikle son dönemlerde gerek sağcı partiler UKIP ve Konservatif olsun gerekse de geleneksel olarak göçmenleri oy kaynağı olarak kullanan ama şimdi kendisi de diğer partiler gibi göçmen karşı söylemler yapan İşçi partisi, umarız bir çok profesör, üniversite yada araştırmacının yaptığı bu bulguları dikkat alır. 7

8 Çarşamba 10 Aralık 2014 Parlamentoda Yapılan Toplantıdan kürdistan için Acil Yardım Çağrısı Channel4 Muhabiri Jonathan Rugman BBC Dünya Servisi Muhabiri Jiyar Gol KRG Britanya temsilcisi Bayan Sami Abdurrahman Pazartesi akşamı Kürdistan Bölgesel Hükümeti Britanya temsilciliğini çağırısı ile Parlementoda düzenlenen toplantıda Güney Kürdistan daki son siyasal gelişmeler tartışılırken, bölgedeki mülteciler için de acil yardım çağrıları yapıldı. IŞID den kaçtılar, şimdi yeni düşman kış ile karşı karşıyalar başlıklı çağırıda, yardım amaçlı düzenlenen toplantı büyük ilgi gördü. Irak tan ve Suriye den Kürdistan a gelen mülteciler ve yerlerinden edilmiş ailelere yardım amaçlı gerçekleştirilen toplantıda Kobane ve Şengal i ziyaret eden üst düzey medya görevlileri ve devlet yetkilileri ile dernek yöneticileri de konuşmacı olarak hazır bulundu. Toplantıda, Şengal, Kobane ve yerlerinden edilmiş insanlar ile ilgili belgesel niteliği taşıyan kısa filmler de gösterime sunuldu. Düzenlenen gecenin moderatörlüğünü Milletvekili Mary Glindon yaparken, Kürdistan İngiltere Temsilcisi Bayan Sami Abdul Rahman, BBC Dünya Servisi Muhabiri Jiyar Gol, Channel4 Muhabiri Jonathan Rugman, Daily Telegraph Gazetesinden Sally Williams, Direktör Gary Kent, Kürt Stand-up çı Kae Kurd, Kürdistan Memory Programı Direktörü Gwynne Roberts, QC Mark Muller, katliamlar ile ilgili uzman Profesör Brian Brivati, Yezidi halkından Shikriya Aclan, Turkmen halkından Najat Kelechy, Asurlu kilisesi yetkilisi Reverend Tony Malham, akademisyen Janroj Keles ve Labour solidarity with Kurds grubundan Nora Mulready nin konuşmacı olarak katıldığı toplantıda katılımcılar ile deneyimlerini paylaşarak Kürdistan için acil yardım çağırısı yaptılar. Gecede, gerçekleştirmiş olduğu film gösterimi ile büyük alkış toplayan BBC Dünya Servisi muhabiri Jiyar Gol gözlemlerini katılımcılarla paylaşı. Yerlerinden edilen insanların büyük zorluklar içerisinde kamplara ulaşmaya çalıştıklarını ve can derdi ile yaşadıkarı yerleri terk ettiğini vurgulayan Gol, konuşmasında, Kurdistan dan göçederken kaybolan küçük Aziz in hikayesi beni derinden etkilemişti, askerler onu kaybolmuş bir şekilde yalnız bulmuş ve hastaneye götürmüştü. Kim bilir kaç saat aç ve susuz yürümek zorunda kalmıştı. Küçük Aziz 4 saat sonra yaşamını yitirmişti ve daha 8 yaşındaydı. Şeklinde konuştu. Channel4 muhabiri Jonathan Rugman ise gösterdiği filmde silahlı bir helikopter ile yapılan çekimler yer aldı. Göç etmekte olan insanların görüntüleri ve onlara yaklaştıklarında görülen açlık ve susuzluğun etkileri izleyenlerin yüreğini burktu. Yaptığı konuşmada, Rugman 10 gün boyunca 45 derece sıcaklıkta orada bulunduk, söylemeliyim ki çok cesur insanlar gördüm, Irak ın bünyasindeki 3 yada 4 helikopterden birinde bize yardımcı olan ekibe teşekkür etmeliyim, saygıyla anıyorum, hayatlarını kaybettiler, çünkü DAİŞ helikopterlere de kaygısızca ateş açıyor. Dedi. Haber-Fotoğraf: Erem Kansoy

Çarşamba 10 Aralık 2014 9 Aralarında İngiltere den de akademisyenlerin olduğu bir heyet Rojava ya gitti DAVİD GREABER dilar dirik thomas jeffrey Aralarında İngiltere den de akademisyenlerin olduğu uluslararası bir heyet bazı incelemelerde bulunmak üzere Rojava nın Cizre kantonuna geçti. Güney Kürdistan dan Cizre Kantonu na geçen heyet Rojava daki demokratik özerk yönetimler hakkında bilgi alacak. Heyetin içerisinde İngiletere den giden Profesor David Greaber, Dr Thomas Jeffrey Miley, akademisyenler Rebecca Coles ve Dilar Dirik in yanında dünyanın birçok ülkesinden akademisyen, araştırmacı, yazar ve gazeteci bulunuyor. Dünyanın artık Rojava modeli olarak tanıdığı Batı Kürdistan daki kantonlar hakkında yerinde bilgi almak ve incelemelerde bulunmak için uluslararası bir heyet oluşturuldu. Geçtiğimiz hafta Güney Kürdistan ın başkenti Hewler e giden heyet Federe Kürdistan Bölge Yönetimi ve KNK temsilcileriyle görüştükten sonra Rojava ya geçti. Cizire Kantonu na geçen heyet ilk olarak Derik kenti yakınlarındaki Newroz kampını ziyaret etti. DAİŞ çetelerinin saldırısından kurtulan Şengalli Êzidilerin kaldığı kampta incelemelerde bulunan heyet üyeleri kampta yaşam koşullarının oldukça zor olduğunu ve uluslararası yardım kuruluşlarının verdikleri sözleri tutmadıklarını bildirdi. Uluslararası heyetin daha sonra Rojava nın ilk üniversitesi olan Qamişlo kentindeki Mezopotamya Akademesi ni ziyaret edecek. Heyet üyelerinin 3 Eylül 2014 te kurulan üniversiteye yardımları da görüşeceği öğrenildi. Heyette yer alan isimler: Rojava daki özlem ve izlenimlerini rapor halinde kamuoyuna açıklaması beklenen heyette şu isimler yer alıyor: Prof. Dr. David Graeber (Antropolojist ve yazar, London School of Economics and Political Science) Prof. Dr. Christian Zeller (Salzburg Üniversitesi, İsviçre) Eirik Eiglad (Yazar, Editör Norveç) Dilar Dirik (Cambridge Üniversitesi Sosyoloji bölümü Doktora öğrencisi) Dr. Roger Turaut, (Erfurt Üniveristesi, Kurdolog-Almanya) Dr. Rebecca Coles, (Araştırmacı Nottingham Üniversitesi, Britanya) Jakob Zethelius (Ekolojist, İsveç) Dr. Thomas Jeffrey Miley (Akademisyen, Cambridge Üniveristesi) Johanna Riha (Araştırmacı ve Doktora öğrencisi Cambridge Üniversitesi) Oktay Ay (Araştırmacı ve doktora öğrencisi Bogazici Universitesi, Türkiye) Prof. Dr. Antonia Davidovic (Ethnologist, Kiel Üniveristesi, Almanya) Janet Biehl (Yazar, ABD) Dr. Nazan Üstündag (Sosyolog, Istanbul Bogazici Universitesi, Türkiye) Derviş Cimen (Gazeteci, İsviçre) BÜYÜK REKLAM KAMPANYASI Kürt ve Türk toplumuna ulaşmanın en iyi yolu %30 indirim Tüm reklamlarınız %40 indirim Yeni yıl kutlamalarınız ücretsiz Tüm seri ilanlarınız www.telgraf.co.uk reklam@telgrafnews.com 07429481490 02079230838

10 Çarşamba 10 Aralık 2014 ROJAVA İZLENİMLERİ 1: 21. Yüzyıl ve sonrası yaşanacak devrimlerin temel ilham kaynağı: ROJAVA Alaettin Sinayiç / Londra-Telgraf Dayê ji min re çîrokekê vebêje, Bila tê de evîn hebe Bila tê de şoreş hebe Dayê ji min re çîroka Rojava vebêje Yüzyılların baskı ve zulüm mağduru olan Kürtlerin, sistemden demokratik duruşlarıyla öç aldıkları Rojava da, edindiğim izlenimleri anlatmadan önce Suriye deki genel duruma ve Kürtlerin yaşadıklarına biraz göz atalım. 1639 yılında Kürdistan topraklarının Osmanlılar ve Safeviler arasında paylaşıldığı Kasr-i şirin antlaşmasıyla beraber, Kürdistan üzerinden kara bulutlar dağılmak bilmedi. Sykes-Picot ve Lozan antlaşmalarıyla beraber Kürdistan toprakları işgalci devletler arasında paylaştırılmaya devam edildi. Rojava, 1900 lerden 1946 ya kadar Fransız mandası bünyesindeydi. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra Fransa nın Suriye den çekilmesiyle beraber Suriye Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Ne Fransız mandası döneminde, ne de Suriye nin bağımsızlığıyla Kürtlerin hakları ve statüsü açısından hiç bir şey değişmedi, aksine günden güne zulüm ve baskı arttı. 1950 lerle beraber Suriye devleti, Kürtlere yönelik saldırılar başlatarak, Kürtçeyi yasaklayıp, baskı, zulüm, asimilasyon dönemini başlatmış oldu. 1957 de Amude sinemasında 250 Kürt çocuğunun yakılması zulüm zincirinin en acımasız halkalarından birisi oldu. 1962 yılında, 200 binden fazla Kürt, yabancı kabul edilerek vatandaşlık hakkı ellerinden alındı. Bu kanunla birlikte artık yüzbinlerce Kürt, kimliksiz bir şekilde tüm haklarından yoksun, hiçbir yere ait olmadan yaşamaya başladı. 1973 te çıkarılan kanunla da Suriye rejimi, kardeş rejim olan Türkiye yi takip ederek, tüm köy, belde, kasaba ve şehirlerin isimlerini değiştirip Araplaştırdı. Bununla da yetinmeyen rejim, üç büyük Kürt şehrini (Qamişlo, Kobane, Afrin) birbirinden koparmak için yüzlerce Kürt köyünü Kürtlerden temizleyerek yerine Arapları yerleştirdi. Arap baharı dedikleri sert ve kanlı bir kış! Wael İbrahim, diğer bilinen adıyla Abu Meryem: Halep in Bustan Al Qasr kasabasında Cuma gösterilerini organize eden bir kamyon şoförü. Şarkılarla başlayan başkaldırıda kardeşiyle beraber rejime karşı Cuma gösterilerini örgütledi. Kısa bir sürede başkaldırının sembol isimleri haline geldi. Rejim tarafından tutuklandı, işkenceden geçirildi. Serbest kaldıktan sonra kaldığı yerden devam etti ama bu sefer şarkılar yerini silah seslerine bırakmıştı. Ebu Meryem pes etmedi, bu sefer de özgür Suriye ordusu üyeleri tarafından gözaltına alındı, işkence gördü. Ama Ebu Meryem yine pes etmedi, gerçekten Suriye devrimine inanmıştı ve onun tek amacı Suriye nin Esad diktatörlüğünden kurtarılıp demokratikleştirilmesiydi. Bunu isterken, şunu da haykırmayı ihmal etmiyordu: Serekaniye Kimsenin devrimimizi çalmasına izin vermeyeceğiz. Özgür Suriye Ordusu ndan (Öso) sonra, Nisan 2013 te, Daiş üyeleri tarafından gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı Ebu Meryem in hikayesini anlatmamın nedeni Arap baharı, Suriye devrimi gibi aldatma tanımlamaların nasıl bir noktada olduğunu bize iyi göstermesidir. Suriye de şarkılarla, sloganlarla başlayan rejim karşıtı başkaldırı kısa bir süreçte yerini kuralsız, vahşi ve kanlı bir iç savaşa bıraktı. Batılı güçlerin masa başında hazırladığı ve uygulamaya çalıştığı projelerin hiçbiri tutmadı, teoride uzlaşılan hiçbir karar pratikte gerçekleşmedi. Mevcut kaos ortamı ve farklı hesapları olan ülkelerin silah ve para akışı yüzlerce silahlı grup ortaya çıkardı. Ve devamında Suriye ye felaket ve çöküş hakim oldu. Suriye nüfusunun yarısından fazlasına tekabül eden 10 milyonun üzerinde insan yerinden göç etmek zorunda kaldı. Bunların bir bölümü Suriye sınırları içerisinde farklı bölgelere kaçarken, diğer bölümü de Suriye nin komşu ülkelerine kaçtı. Mevcut karanlık ve kaos ortamında doğru bir bilgi almak zor olsa da, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü verilerine göre, ölenlerin sayısının 300 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. Ölümlere o kadar çok alıştırıldık ki yaşamını yitiren insanların sayısı bize basit bir matematiksel rakam gibi gözüküyor artık. Geldiğimiz en tehlikeli nokta da bu olmalı. Arap baharının en kanlı halkalarından birisi olan Suriye de çözümsüzlük, kanlı çatışmalar, vahşet en ağır bir şekilde devam ederken, Rojava da bir yandan saldırılara karşı amansız bir direniş veriliyor, bir yandan da tüm Ortadoğu ya çözüm modeli olabilecek bir sistem inşa ediliyor. Suriye bataklığında bir UMUT: Rojava 2011 baharında, Suriye de olaylar başlayınca Kürtler de çok daha önce başladıkları hazırlıklarına hız verdiler. Suriye karışmaya başlayıp cellatlar şehirlerde kendisi gibi olmayanlara ölüm dağıtırken Kürtler kendi topraklarını ve bu topraklarda yaşayan halkları korumak adına tarihi bir direniş başlattılar. Kürtler, ne diktatöryal iktidarını korumaya çalışan Esad ın, ne de her biri sırtlarını başka ülkelere yaslayan dinci, cihatçı, selefi örgütlerin yanında yer almayarak, Temmuz 2012 de Kürt kentlerinin kontrolünü bir bir ele geçirdiler. Son olarak Ocak 2014 te, Rojava olarak tanımladığımız, Batı Kürdistan topraklarında özerklik ilan ederek kendi sistemlerini inşa süreci başlattılar. Teorisine aşina olduğum sistemin pratikleşme sürecine şahit olma yolculuğu Rojava Toplumsal Sözleşmesi nin ilk paragrafının; Din, dil, ırk, inanç, mezhep ve cinsiyet ayrımının olmadığı, eşit ve ekolojik bir toplumda adalet, özgürlük ve demokrasinin tesisi için. Demokratik toplum bileşenlerinin siyasi-ahlaki yapısıyla birlikte çoğulcu, özgün ve ortak yaşam değerlerine kavuşması için. Kadın haklarına saygı ve çocuk ile kadınların haklarının kökleşmesi için. Savunma, öz savunma, inançlara özgürlük ve saygı için. Bizler demokratik özerk bölgelerin halkları; Kürtler, Araplar, Süryaniler (Asuri ve Arami), Türkmenler ve Çeçenler olarak bu sözleşmeyi kabul ediyoruz., olduğu topraklara yolculuğum başladığında teoride bildiklerimin pratiğini görme heyecanı sarmıştı beni. Peşxabur-Simelka sınır kapısı en anlamsız ve en zor kapı Güney Kürdistan tarafında Peşxabur, Rojava tarafında ise ismi Simelka. Kürdistan ın parçalanmışlığının, parçalar arasında yarattığı uzaklaşmanın en amansız ve acı örneğidir bu sınır kapısı. Emperyalistlerin çizdiği sınırların her iki tarafında şuan Kürtler hakim olsa da, emperyalistler döneminden daha ağır ve daha sağlam bir şekilde korunuyor şu anda. Arada sadece delice akan Dicle nehri var. Dicle nehri Kürdistan ı ayırmak için değil hayat vermek için olsa da, maalesef şu an Kürdistan ın parçalanmışlığının simgesi durumunda. Birçok engelleme ve sıkıntıya rağmen Newroz Kampı-Derik 6 saatlik bir bekleyiş ve birçok dostu devreye koyduktan sonra Rojava ya geçiş izni alabildim. İngiltere vizesine ilk başvurduğumdaki durumdan çok daha zorlamalı bir şekilde aldığım geçiş izninden sonra 20 kulaç mesafesi olan Dicle nehrini geçmek için küçük feribota bindik. Feribota bindiğimde bile hala geri çevrilme korkusu vardı. Kelekten inip yeşil üniformalı Rojava asayişini gördüğümde derin nefes aldım, sanki mayınlı bir araziden geçmiş kadar tüm hücrelerim rahatlamıştı. Kürdistan ın bir parçasından diğer bir parçasına bu kadar zorlu geçmek... Bu konuyu ayrıca bir yazıda değerlendirmeye çalışacağım. Cezire kantonundaki ziyaretimde Qamişlo, Derik, Amude, Gırke Lege, Rimelan, Dirbesiye ve Serekaniye kentlerini dolaşma fırsatı buldum. YPG-YPJ birliklerini, Asayiş, Mala Gel (Halkevleri), dil, kültür, basın gibi birçok kurumu ziyaret ettim. İki gün boyunca Derik te bulunan ve 7 bin civarında Şengalli Ezidi nin kaldığı Newroz mülteci kampında kaldım. Rojava bir yandan kendisini amansız saldırılara karşı korumaya çalışırken, bir yandan da kendi sistemini inşa ediyor. Eski alışkınlıkların, alıştırılmışlıkların, farklılıkların ve savaşın ortasında tüm zorluklara rağmen demokratik özerk sistemin inşa süreci büyük bir mesafe kat etmiş. Açlıkla terbiye etme politikası Rojava nın kontrolü ele alındığından bu yana dört taraflı çetin bir ambargo uygulanmakta. Hem Türkiye, hem Güney Kürdistan ın sınırlarını kapatması ortak bir politikanın ürünü olarak ortaya çıktı. Bugün halen bu ambargo devam ediyor. Son Duhok antlaşmasından sonra Güney Kürdistan ile çok cüzi bir ticaret başlamış olsa da halen kapı bir nevi kapalı konumdadır. Simelka/Peşxabur kapısında gözlemlediğim kadarıyla Rojava dan Güney Kürdistan a sadece küçük baş hayvan gidiyor. Bunun dışından kapalı sayılır. İnsan geçişlerine de özel durumlar (heyet, gazeteci (Türkiye Kürdü dışında!), hasta) dışında tamamen kapalı. Tabi ki ambargonun belli bir amacı

Çarşamba 10 Aralık 2014 11 Asayiş birliği mezuniyet töreni-serekaniye Newroz Kampı-Derik Dirbesiye Çarşısı Newroz Kampı-Derik Qamişlo Dil eğitim kurumu-qamişlo Simelka Sınır Kapısı Halk Savunmak Birlikleri-YPG Yaşamını Yitiren YPG-YPJ liler Petrol Kuyuları-Rimelan vardı, bu da Kürtlerin çok yabancı olmadığı bir politikaydı. Kürtleri açlıkla terbiye etmeyi düşünenler, birçok noktada olduğu gibi, yine yanıldılar. Ambargo çok büyük sıkıntılar yaşatmaya devam etse de bunun üzerinden bir irade kırılması beklemek yanlış bir okuma olacaktır. Ambargodan kaynaklı bazı ürünler çok fazla pahalı. Zor koşullarda sınırlardan kaçak bir şekilde geçirilmesi ve bazı tüccarların mallarını yerine ulaştırıncaya kadar 4-5 tane farklı gücün kontrolünden geçirip, her birine vergi ödemesi fiyatların artmasının altındaki en büyük neden. Her şeye rağmen şehir merkezlerinde (Derik, Qamişlo, Amude, Girke Lege, Rımelan, Dirbesiye, Serekaniye) hayat devam ediyor. Cafeler, lokantalar, dükkanlar açık. Doktorların sayısı azalmış olsa da hastaneler, özel muayeneler açık. Düğünler, son Kobane direnişi ile beraber sessiz yapılsa, da devam ediyor. YPG-YPJ bin kilometrelik cephede Daiş e karşı Daiş e komşu yaklaşık bin kilometreyi El Yapımı Petrol Rafinerisi-Rehiya/Qamişlo bulan cepheyi YPG-YPJ koruyor. Bin kilometre az buz bir rakam değil. Profesyonel devlet ordularının zorlanacağı büyüklükte bir cepheyi Daiş gibi barbar bir örgüte karşı korumak o kadar kolay bir şey değil. Keleş ve çok az sayıda doçka ile bu sınırı koruyabilmek bir tek, YPG-YPJ gibi iradeli ve inançlı bir gücün üstesinden gelebileceği bir durum. Son Kobane direnişiyle beraber tüm dünyanın hayretle ve bir yanıyla hayranlıkla baktığı bu gençler o cephelerde sessiz destanlar yazıyor. YPG nin içerisinde çok sayıda Arap savaşçının yanında, bünyesinde özerk bir tarzda örgütlenen ve tamamen genç erkeklerden oluşan 500 kişilik bir Süryani Askeri Meclisi var. Asayiş güçleri hem şehirler arası hem şehir içi güvenliği sağlıyor Yeşil üniformalı Asayiş güçleri kentler arasında hemen hemen her yarım saat başı bir kontrol noktası oluşturmuş. Çetelerin özellikle intihar saldırılarına karşı çok yoğun güvenlik önlemleri alınmış durumda. Şehir içlerindeki güvenlik te yine bu güçler tarafından yapılıyor. Asayiş güçleri mahkeme kararı olmadan olağanüstü durumlar dışında gözaltı veya baskın yapamıyor. Asayiş in en çok zorlandığı nokta ise, Kürdün bir Kürt tarafından gözaltına alınmasını tahammül edemeyişi... Akşamları ise tüm kentlerde, her sokakta halk silahıyla kendi güvenliğini sağlıyor. Mala Gel e bağlı olan bu güvenlik komiteleri sabaha kadar sokakları koruyor. Olağan üstü bir durumda ise Asayiş güçleri çağrılıyor. Rojava devriminin örgütleyici ve motor gücü TEV-DEM Enerejisini ve gücünü PKK felsefesinden alan Tevgera Civaka Demokratik (Demokratik Toplum Hareketi), Rojava devriminin temel örgütleyici ve besleyici gücü. Eğitimden güvenliğe, ekonomiden sosyal yaşama, ekolojiden kültür sanata kadar yaşamın tüm alanlarında kurumların kurulup yaşamı örgütlemesine öncülük eden Tev-Dem, Rojava devriminin yaratıcısı aynı zamanda. Ekonomi, sosyal, güvenlik, eğitim, kentsel hizmet, adalet, ve diğer tüm konular Mala Gel in örgütlediği komünler tarafından yürütülüyor. Cezire kantonundaki kentlerde iki tane belediye var. Rejimin belediyesi ve halkın belediyesi. En büyük hizmet şuan halk belediyeleri tarafından veriliyor. Belediyeler Mala Gel meclisleri tarafından denetleniyor. Mahallenin ve mahallelinin özel hizmet ihtiyaçları Mala Gel de tartışıldıktan sonra belediyeye gidiyor. Elektrik sorunu büyük jeneratörlerle çözülmüş durumda. Normal elektrik günde en çok 3-4 saat vardır, geri kalanı hep jeneratörlerden temin ediliyor. Mahallelere büyük jeneratörler kurulmuş, bazıları özel, bazıları da Halk Meclislerine bağlı. İletişim ise şimdilik hem Türkiye hatları hem de Suriye hatları üzerinden sağlanıyor. Kobane direnişine ilham olan Serekaniye Kobane direnişinden önce Serekaniye de verilen mücadele dünya devrimcilerine ilham veren bir durumdaydı. Tabii, Kobane deki destansı direniş, Serekaniye direnişini ikinci plana koydu. Sokak sokak, ev ev çatışmaların yaşandığı bir kent. Çatışmalar evlerin içine kadar girmiş. Özellikle batı tarafındaki binaların hepsi delik deşik durumda. Evlerin içlerinde kurşun izi olmayan tek santim kalmamış. Serekaniyelilerin hepsi çatışmalardan hemen sonra evlerine geri dönmüşler. Çeteler ele geçirdikleri yerleşim yerlerini aynı zamanda talan ederler. O yüzden dönen aileler delik deşik olmuş bomboş, tek eşyanın kalmadığı evlerde yaşam savaşı veriyorlar. Dünya halklarının Rojava dan öğreneceği çok şey var

12 Çarşamba 10 Aralık 2014 Boris Johnson: Yabancı düşmanlığı insanın doğasında var! Nigel Farage: Geç kalmamın sebebi ülkedeki yabancılar! Londra Büyükşehir Belediye Başkanı, Boris Johnson, geçtiğimiz hafta Evening Standard gazetesine verdiği röportajda yabancı karşıtlığı anlamına gelen, zenofobinin insanın doğasında olduğunu söyledi. Johnson, bu sözleri, Londra ya büyük şirketlerden yatırım almak için gittiği Singapore da dile getirdi. Hafta sonu, Galer de partisinin toplantısını kaçıran, UKIP lideri Nigel Farage, geç kalmasının sebebinin ülkedeki yabancı sayısının olduğunu söyledi. Britanya nın açık kapılarının, ülkede çok fazla yabancı olmasına yol açtığını ve M4 karayolunun altyapısındaki eksiklilerden kaynaklandığını söyledi. Johnson, devamlı olarak katıldığı LBC radyosundaki programında, Farage ın geç kalma gerekçesinin duyduğu en zayıf geç kalma gerekçesi olarak yorumladı. BBC nin Galer Siyaseti programına konuşan Farage, şöyle konuştu: Buraya gelmem altı saat 15 dakika sürdüaslında, üç buçuk saat sürmeliydi. Bunun profesyonellikle alakası yok, konu, açık-kapı göç sebebiyle, nüfusun tavana vurması ve M4 nun eskisi gibi verimli olmamasıyla alakalı. Toplantıya gelen 100 kişi, Farage ile tanışmak için 25 er sterlin ücret ödemişlerdi. Yabancı düşmanlığı doğaldır Kendisi, yabancı düşmanlığına ilişkin yaptığı yorumlarla ilgili, radyo programında, soruları yanıtlayan Johnson, yabancı düşmanlığının doğal olduğunu ve bunun insanların kötü olduklarının anlamına gelmediğini dedi. Johnson yabancı düşmanlığına ilişkin şöyle konuştu: İdare etmemiz gerekiyor, ortadan kaldırmamız gerekiyor. Johnson konuya ilişkin sözlerine devam ederek, göçün Londra ya ve ülkeye genel olarak büyük katkı sağladığını, fakat Birleşik Krallığa gelen insanların İngilizce konuşup, Britanya kültürüne saygı duymaları gerektiğini dedi. Johnson, asimilasyona inandığını söyledi. Kadınlar bebeklerini bir köşede emzirebilirler Farage, geçtiğimiz hafta, Londra nın en ünlü otellerinden olan Claridges de, bir garsonun, bebeğini emziren kadın müşteriye, bez peçete vererek üstünü kapatmasını söylemesine ilişkin, her kuruluşun buna ilişkin karar verme hakkı olması gerektiğini söyledi ve gerekirse kadının bebeğini, bir köşede emzirebilir yorumunu yaptı. Claridges in bebeğini emziren kadın, Louise Burns e peçete vererek üstünü kapatmalarını istemesi üzerine, 25 kadın, hafta sonunda, otelin önünde bebeklerini emzirerek eylem gerçekleştirdiler. AİHM İngiltere yi suçlu buldu 30 Mart 1996 yılında Belfast yakınındaki Maghaberry hapishanesinde hayatını kaybeden James McDonnell davasında, AİHM İngiltere ye 8 bin sterlin para cezası verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gözaltında tutulduğu tek kişilik hücresinde ölü bulunan İrlandalı gencin annesinin yaptığı başvuruda İngiltere yi suçlu buldu. AİHM, Elizabeth McDonnell in 2011 yılında yaptığı başvuruyla ilgili olarak İngiltere nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin 2. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Karar gereği İngiltere başvuru sahibine mahkeme masrafları dahil 18 bin avro tazminat ödeyecek. Mahkemenin gerekçeli kararında, ölümle ilgili soruşturmanın çok uzun sürdüğü belirtildi. James McDonnell 30 Mart 1996 yılında tutulduğu hücrede kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. Otopsi raporunda, gözaltı sonrası yaşadığı stresin genç adamın kalp krizinden ölmesinde önemli faktör olabileceği kaydedilmişti. Başbakan Cameron Türkiye de vali yardımcısı tarafından karşılandı Birleşik Krallık, Kahire Büyükelçiliğini kapattı Birleşik Krallığın Kahire Büyükelçiliği, güvenlik gerekçesiyle çalışmalarını askıya aldığını bildirdi. Birleşik Krallık dişişleri bakanlığı daha önce terörist saldırılar konusunda gerekli uyarıları yapmış ve Mısır da yabancılara yönelik bu tür terör saldırılarının yaşanabileceğini açıklamıştı. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bedir Abdulati, İngiltere nin Kahire Büyükelçiliğinin çalışmalarını askıya almasının, ihtiyati bir güvenlik tedbiri olduğunu belirtti. Abdulati, yaptığı yazılı açıklamada, diplomatik ilişkileri belirleyen Viyana Sözleşmesi gereği, her ülkenin yurt dışı misyonlarını ve buralarda görev yapan çalışanlarının güvenliğini sağlamak amacıyla tedbir alma hakkına sahip olduğuna değinerek, İngiliz elçiliğinin kararı ihtiyati bir güvenlik önlemi ifadesini kullandı. Daha önce Büyükelçilikten yapılan yazılı açıklamada, çalışmaların askıya alındığı belirtilerek, İskenderiye deki Başkonsolosluk çalışmalarını sürdürüyor, Büyükelçilik yeniden faaliyetlerine başlayana kadar sunulacak hizmetler için gerekli tedbirler alındı denilmişti. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığının da Kahire Büyükelçiliği çalışanlarını, bölgede batılıları hedef alan saldırılar sonrası dikkatli davranmaları ve bu süreçte evlerinden uzak bölgelere gitmemeleri konusunda uyardığı belirtilmişti. Mübarek, oğulları ve dönemin İçişleri Bakanı ile yardımcılarının yargılandığı davanın 29 Aralık ta yapılan duruşmasında mahkeme, 25 Ocak 2001 Devrimi sırasında göstericileri öldürmek iddiasıyla hakkında dava açılamayacağına karar verdiği Mübarek in, İsrail e doğalgaz satışında yolsuzluk yaptığı suçlamasından beraatine hükmetmiş, «haksız kazanç sağlama ve rüşvet» davasının ise zaman aşımına uğradığına karar vermişti. Bu kararların ardından meydana gelen şiddet olayları ve protestolar ülkede gerginliğin artmasına neden olmuştu Başbakan David Cameron, özel uçağı ile Salı günü saat 18.10 da Ankara ya gitti. Başbakan Cameron u, yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Esenboğa Havalimanı nda, Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ile diğer yetkililerin karşıladığı öğrenildi. Güvenlik gerekçesiyle Basın mensuplarının fotoğraf ve görüntü almalarına da izin verilmedi. David Cameron, ilk olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Başbakanlık Merkez Bina da baş başa görüşecek, daha sonra heyetler arası görüşmelere geçilecek. Davutoğlu ile Cameron, Başbakanlık Merkez Bina da ortak basın toplantısı düzenleyecek.cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cameron ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı ndaki çalışma yemeğinde bir araya gelecek. Ziyaretin temel gündemi Daiş Ziyaretin gündeminde Daiş ile mücadele ve yabancı savaşçıların İngiltere ye dönüşü olacak. Ülkeden çıkan yabancı savaşçıların geri dönmeleri halinde ülkedeki güvenliği riske atmasından endişelenen Cameron, bunu engellemek için Ankara da istihbarat alanında daha fazla işbirliği arayacak. Aynı zamanda Suriye de önceliğin Daiş ile mücadele olduğunu vurgulayacak. Başbakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre Cameron, Ankara da, özellikle İngiltere ye uçan yolcu listelerinin tamamının paylaşımı için işbirliği arayacak. Çoğu Türkiye üzerinden Daiş e katılan ve geri dönen savaşçıların önüne geçmek için sınırdaki kontrollerin ve geçişlerin sıklaştırılması gibi çözüm önerilerini görüşecek.

Çarşamba 10 Aralık 2014 13 Kıbrıslı sanatçılar Londra da buluştu Londra da kurulan Kıbrıs lı Sanatçılar Platformu (KSP) düzenlediği ilk etkinlikte, Londra da yaşam sürdüren sanatçılar ve toplum ile Kıbrıs tan Londra ya gelen şair, yazar ve kariktüristleri biraraya getirdi. Köşe Yazısı Özgürce HATİCE GÜDEN h.guden-tlgrf@hotmail.com Tuğçe ye ihaneti durduralım!.. Şiir, müzik dinletileri ile sanat sohbetlerinin de gerçekleştirildiği üç güne yayılan etkinlik çerçeveside resim ve karikatür sergileride açıldı. Kıbrıslı Sanatçılar Pltformu nun 5-7 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirdiği bir dizi etkinlik 50 yıllık sorun konulu karikatür sergisi ile açıldı. Londra da Kıbrıs lı nifusun yoğun olarak yaşadığı Edmonton bölgesindeki Kervan düğün salonunda açılışı düzenlenen sergide katılımcılar da birer konuşma yaptı. Düzenlenen bir dizi etkinlik ve sergilerde Kıbrıs lı sanatçılar; Musa Kayra, Leyla Çınar, Mustafa Tozakı ve Aif Albayrak karikatürleri ile destek verirken, Neşe Yaşın, Nafiya Akdeniz, veffatma Akilhoca ise şiirleri ile sanat severler ile buluşturdu. Gecede açılış konuşmasını yapan ve KSP kurucularından Aycan Saraçoğlu, düzenlenen etkinlikte emek veren herkese teşekkür ederiz, Kıbrıs lı sanatçıları Londra da yaşayan toplumumuz ile bulışturmanın gururunu yaşıyoruz. Etkinliklerimizi renklendirerek devam edecegiz. şeklinde konuştu. Düzenlenen gece Londra da yaşam sürdüren Kıbrıs lı sanatcıların bazılarıda eserleriyle hazır bulundu. Leyla Çağ şiir kitabı, Osman Balıkçıoğlu yeni çıkan kitabı ve Arife Rıtvan ise Karanfller de solar isimli kitaplarını sergilediler. Açılış programının ardından Türkçe eğitim veren çeşitli hafta sonları okullarında da sergiler ve paneller düzenleyerek sanatçılar Lonra da yaşayan gençlerle de buluşturuldu. Karikatürlerin sergilendiği açılış gecesinde, karikatürist Musa Kayra yaptığı konuşmada ise uzun bir aradan sonra yine Londra da ki toplumumuzla buluşmak beni heycanlandırdı, aranızda olmak eserlerimizi sizlerle paylaşmak gurur verici. Dedi. Kıbrıslı Sanatçılar Platformu, Yaşar ismailoğlu, Aycan Saraçoğlu ve Ertanç Hidayettin in girişimleri ile kuruldu. Almanya da, iki genç kadını tacizcilerden kurtaran ve bu nedenle öldürülen Tuğçe Albayrak; kadına yönelik şiddete karşı direnişin sembolü haline geldi. Günlerce Almanya başta olmak üzere pek çok Avrupa basınının gündeminden düşürmediği Tuğçe Albayrak, kadın yaşamına sınırlar çizilen, kadına yönelik en aşağılık politikalar izleyen ve her gün 5 kadının öldürüldüğü AKP devletinin de siyasi malzemesi haline getirildi. Kendi ülkesinde yarattığı kirli karanlığa, daha çocuk yaşta başlatarak kadın yaşamına koyduğu sınırlara ve karanlığa aldırmaksızın Tuğçe nin sembol haline gelmesi ve Almanya da Liyakat Nişan ı verilmesi için kampanya yürütülmesini fırsat bilen AKP devleti, Tuğçe yi sözde sahiplenerek buradan kendine prim yapmaya çalıştı. Bununla da yetinmedi. Alevi bir ailenin çocuğu olan Tuğçe için yapılan cenaze törenine de müdahale etti. Ailenin yaptığı ve her kesimden insanın katılması için planlarına eklediklerini belirttikleri Camide yapılacak törenin yanı sıra esas olarak kendi inançlarına uygun töreni ise Cemevi nde yapmayı planladıkları ortaya çıktı. Fakat Cemevi planı Berlin Büyükelçiliğinin müdahalesi ile devreden çıkartıldı. Karara tepki gösteren Alevi kurumları ve demokratik kitle örgütleri ise Mesele cami değil, devletin zihniyeti meselesidir diyerek cenazeye katılmayacaklarını belirtmişlerdi. AKP ile yakın ilişkisi bilinen Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu Cami de yapılan töreni şöyle değerlendirmişti; Tuğçe nin İslam inancına göre defninden mutluyuz. Böylelikle, Alevi inancını ötekileştirerek Sunni mezhebine göre uğurlamış olmanın sevincini paylaşmış oluyordu. Açıklama, aileyi rahatsız etmiş, dayı Yusuf Demir; Büyükelçinin sözlerini yadırgıyorum. Demek ki, Cemevinde ısrar etseydik gelmeyecekti. Bu nasıl anlayış, bu nasıl bir bölücülük? demişti. Bu, AKP devletinin yaptığı ilk vukuat değildi. Daha önce Alevi sanatçı Neşat Ertaş ın cenaze törenine de benzer müdahalede bulunmuş ve cenaze Camiden kaldırılmıştı. Nasıl, hangi yöntem ve araçlarla aileleri ikna ettiklerini bilmemekle birlikte bu örnekler, devletin asimilasyon politikasını cenazelere kadar nasıl taşımaya çalıştıklarını göstermesi bakımından önemlidir. Hiç kuşkusuz yapılan sadece asimilasyon değil, aynı zamanda imaj yükseltme politikasıydı. Kadını köleleştiren, yok sayan, doğum ve zevk aracı haline getiren, erkeğe itaati kutsallaştıran, yaşam alanlarına sınırlar çizilen, küçücük yaşta çocukları kapatmaya çalışan AKP devleti, Tuğçe nin yarattığı değere sahiplenerek sicilindeki kiri aklamaya çalışmaktaydı. Tuğçe, AKP nin siyasi bir malzemesi haline getirilmekteydi. Bu, asla kabullenilememesi gereken ve Tuğçe ye ihaneti içeren bir durumdur... Çünkü Tuğçe, yaşamında haksızlıklara karşı durmuş, insan ve doğa sevdalısı, Gezi başkaldırısının savunucusu, Deniz ve Mahir lerin hayranı, asalaklığa prim vermeyen, kendi emeği ile ayakta durmaya çalışan, kadınerkek ayrımlarına karşı duran ve eylemi ile buna örnek olan bir kimlikti. Ortadoğu da DAİŞ çetelerinin katliamlarını kınayan, insanlık dışı olarak tanımlayan Tuğçe nin, bu vahşete ortak olanların asimilasyon ve kadın köleliğini maskeleme aracına haline getirilmesine izin vermek, sessiz kalmak O na ihanettir!.. İhaneti durdurmak, başta kadın özgürlük mücadelesinin bileşenleri olmak üzere demokratik Alevi hareketinin omuzlarındadır...