İnsan ve Sağlığı-3. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (11.) dersidir.

Benzer belgeler
KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

ÇALIŞMANIN ÖNEMİ ÇALIŞ

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

İslâm da Meşrû Mülk Edinme Yolları

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

İnsan ve Sağlığı-5. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (13.) dersidir.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

Terceme : Muhammed Şahin

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Neyi Göremiyoruz?-10

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

ON EMİR الوصايا لعرش

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

YARDIM HARİTASI-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (30.) dersidir.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Okul Öncesi İçin DUÂLAR SÛRELER. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Mağaradan Arşa-4. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (63.) dersidir.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

141. SOHBET. Nifak bir hastalıktır.

YARDIM HARİTASI-2. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (31.) dersidir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Böyle Dönecek Dünya-2

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

Fay Hattındayız-13. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (77.) dersidir.

YERYÜZÜNDE ALLAH A EN SEVİMLİ YERLER: CAMİLERİMİZ

İnsanlar arasında akrabalık bahşeden Allah Teala ya hamd, akrabalığın hükümlerini beyan eden Resulü Peygamber Efendimize salât-u selam olsun.

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Muhammed Salih el-muneccid

Fay Hattındayız-15. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (79.) dersidir.

Âlemlerin rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

7. KEVSER SÛRESİ ÖĞRENELİM

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Teminatımızın Yüzde Ellisi

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

1 MAYIS - 30 HAZİRAN RAMAZAN KAMPANYASI AFİYET OLSUN İSRAF OLMASIN.

Mağaradan Arşa-5. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (64.) dersidir.

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

Böyle Dönecek Dünya-1

Muhammed Salih el-muneccid

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Neyi Göremiyoruz? -7

Fay Hattındayız 7. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (71.) dersidir.

Sünnete Dönüş. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (124.) dersidir.

İki Ş den Şiddetle Kaçınmalıyız: Şehvet ve Şüphe

Tıbbî Zaruret-1. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (14.) dersidir.

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Transkript:

İnsan ve Sağlığı-3 Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (11.) dersidir.

ب س م ا لل الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ين. و ص ل ى ا لل و س ل م ع ل ى س ي د ن ا م ح م د و ع ل ى ا ل ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun. İnsan ve tıbbın birleştiği yerde karşımızda çıkan temel sorunlardan ya da tıptan önce insan sağlığıyla ilgili çözülmesi gereken noktalardan biri de gıdadır. Esasen iyi bir insanlık için gıda, temel bir konu olduğu gibi iyi Müslümanlık için de ilk meselelerdendir. Zehir yemiş bir insanın hayatî tehlikesi söz konusu olduğu kadar, bir başka zehir olan haramı yemiş insan da din açısından hayatî bir sorundadır. Bu iki noktada, din ile hayatın kesiştiği yerde, karşımıza gıda sorunu çıkıyor. Bu nedenle gıdayı sağlıklı bedenlerin ihtiyacı olarak görüyoruz ve sağlıklı beden de iyi Müslümanlık için şarttır. Haramlık açısından bakıldığında da manevî bir boyutu var bunun. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, haramla beslenen etin cehennemde yanmaya daha layık olacağını buyuruyor. Buradaki et kelimesi insan etine işaret ediyor. Çünkü vücuda alınan gıdalar insana et, kas, kemik oluyor. Bu sebepledir ki Müslümanlar olarak biz, gıda konusunu tıp insanı gözüyle görmeye mecbur olduğumuz gibi şeriat insanı gözüyle de görmek zorundayız. Aksi takdirde dinimiz açısından da insan sağlığı bakımından da yetersiz kalırız. Bugün tıp dünyasının en temel sorunlarından biri de şüphesiz gıdadır. Dengesiz, yanlış ve yetersiz beslenmekten geçiyor olabilir sebepler; hangisi olursa olsun, yüz sene önce gıdanın dünyaya yetmemesi şeklindeki problem bugün için dengesiz ve yanlış tüketim boyutuna dönüştü. Tıbba yön vermek elimizde olmayabilir ama Müslüman olarak bizim, Müslümanca yeme kültürüne sahip olmamız gerekiyor. Bizi günde beş defa kıbleye çeviren dinimiz bir kıble si olmayan sofraya da oturtmuyor insanı. Sadece haftanın Pazar günü devreye giren bir dine iman etmediğimiz ve yirmi dört saati kontrolünde isteyen bir dinimiz olduğu gibi o saatlerin içinde birkaç defa sofraya oturmak varsa o sofranın kıble si de Kâbe ye dönük olmalı ve yemek mantalitemiz-menümüz dinimize uygun düzenlenmelidir. Sofralarımızın dine uygunluğunda sorun olursa namazımızın da dine uygunluğunda sorun çıkacaktır. Bunu hemen hissedemeyebiliriz. Bugün haram yiyen birinin hemen Kâbe si ters dönmüş olmuyor elbette. Belki de bu ahirete kalan bir hesap olur. Ama ideal bir Müslüman, Allah tan korkan biri olduğu için oturduğu sofranın kıble siz (din hassasiyeti gösterilmemiş) olmasını bir sorun olarak görür. Tıpla din, gıda konusunda ikisini de ciddi görmek anlamında, bir noktada birleşirler. Belki tıbbın hassasiyetleri farklılaşabilir ama her hâlükârda gıda, Müslümanca konuşulmalıdır. Tıbbın gıdaya bakışındaki artı ve eksileri, hastaya verilecek menüdeki dikkatleri kontrol etmek elbette bir doktorun görevidir ama İslamiyet in de bazı ölçüleri olduğu bilinecek. Araf suresinin 31. ayeti dinimizin gıda politikasının insana yansıyan temel ölçüsünü oluşturur. İnsanın gıda tüketiminin nasıl olacağını belirliyor bu ayet ve yemek duası olarak dahi kullanıla gelmiştir. ك ل وا و اش ر ب وا و ل ت س ر ف وا ا ن ه ل ي ح ب ال م س ر ف ي ن Yiyin, için ama israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez. Bu konuda üç temel çizgimiz yemek, içmek ve israf etmemek üzere şekilleniyor. Ne yiyeceğimiziçeceğimiz de bellidir: İnsana yarayan ve Kur an ımızın haram demediği her şeyi. Ama israf etmeyin cümlesini de düzgün anlamalıyız. Bir toplulukta bunun anketini yapıp neyi israf etmememiz gerektiğini sorgulasak en başta ekmek ya da su cevabı gelir. Bu yanlış değil. Elbette su, döner, tarhana çorbası da israf edilmemesi Rabbimizin israf etmeyin emrine dâhildir.

Ancak ekmeğin fiyatı nedir? Ve insanın midesi-damarlarının fiyatı nedir? Bağırsak kaç para ediyor?.. Yenilen yemekler uzun vadede de olsa mideyi tahrip ediyor. Allah, buğdaydan yapılmış ekmeği israf etmemeyi tembih ediyor da damarların tıkatılıp israf edilmesine izin mi veriyor? Bir mide bir köfteden daha mı değersiz ki çok ve yanlış yiyerek mideye-damara-bağırsağa zarar vermek israf sayılmasın? İnsanın hastanelerde boş yere sürünmesinden daha büyük hangi israf olabilirdi? İnsan için yaratılmış onca nimeti israf edilemez başlığı altına alıyoruz da en mükerrem mahlûk olan ve her şeyin emrine sunulduğu insanı israf niçin bu başlığa alınamasın? Öyleyse insanın israf edilmemesinin de Allah ın emri olduğuna dair bir itikadı oturtmamız gerekiyor zihnimizde. Ekmeği israf caiz olmadığı gibi bir gencin ileride bedenine zarar verecek bir nesneyi yemesi de israf maddesidir ve Allah israf edenleri sevmez. Ekmeği çöpe atanı sevmediği gibi bedenini çöpe atanı da sevmez. Müslüman ın tıbba ve insana bakışındaki farklılık olarak bu bir kenara yazılmalı. Bir yiyecekten tek dilim yediğimizde gıda oluyor da dört dilim yediğimizde damar tıkanıklığına sebebiyet veriyor, mideye asitten dolayı zararlı oluyorsa Allah onu yediğinde de seni sevmeyecek demektir. Allah yalnızca zina edenleri sevmiyor ama kumar oynayanları seviyor denebilir mi? Allah a isyan olan bir şeye giriliyor olduktan sonra a-b-c hangisi olursa olsun Allah ın sevmemesi gerçekleşmiş demektir. Eğer Allah ın sevmemesi sonucu herhangi bir şeyden doğuyorsa biz o şeyi cici-orta hâlli-kötü diye ayıramayız. Günahın sorunu Allah ın gazabını çekmektir, adı artık önemli değildir. İsraf konusuna da bu gözle bakılmalıdır. Mesela tavuk kestik; budunu tutup köpeğe atarsak bu bir israftır. Tavuğun budunu niye çöpe atalım? İnsan kendi organlarından birini yanlış gıda yüzünden heder ettiğinde de sorun aynıdır. İslam ın sosyal hayata ve tıbba bakışındaki fark buradan kaynaklanır. Kanunlar bize, midenin bizim olduğunu ve yiyeceği de nasılsa parayla aldığımızı, dolayısıyla istediğimizi yapmakta özgür olduğumuzu söyler. Bütün insanlık bir kola sorunu yaşıyor. Normalde bir bardak su içen insan hamd edip bardağı bırakır; ama bir bardak kola içen ikinciyi arıyor hemen çünkü deniz suyu içmeye benzer. Bunun uzun vadede beyne ve mideye zararı var. Onu helal parayla bakkaldan almış olmamız da helalleştirmez. Sözgelimi kola, bugün içilince yirmi yıl sonra beyinde bir zarara neden oluyorsa bunun haram olması için Kur an da kola haramdır yazması gerekmez. Allah israf edenleri sevmiyorsa ve kola içen bu adam da altmış beş yaşına geldiğinde o koladan dolayı beş yaş daha ihtiyar olacaksa dinin hükmü bu konuda bitmiş demektir. İsraf konusunun anlaşılmasına bir farklılık getirmemiz gerekiyor. 21 yaşındaki bir insanın kemik-zihin ya da aktivite değerlendirmesi belli olmalıdır. Bir genç yedi saat uyuduktan sonra sabahleyin en zor matematik formülünü çözebilecek kadar aktif zekâlı ve dinlenmiştir. Buna karşın 21 yaşındaki bir gencin yedi saatlik uykudan uyandıktan sonra üç saat uyumuş gibi beyin gücüne kavuşamamış olması, 21 yaşında sahip olması gereken hareketli-sportif bedene sahip olmaması anlamına gelir. Çünkü öyle şeyler yiyor ve o kadar dengesiz besleniyor ki 30 yaşındaymış görüntüsü veriyor. Kremle ve boyayla güzel görünmeye çalışıyor. Yediği şeyler bir ayva, elma ya da muzun bedene verdiğini vermediği ve hep paketli-katkılı ürünler tükettiği için beden erkenden yıpranıp tükenmiş. Şampuan kullanılmış, saçlar dökülmüş; krem kullanılmış, cilt kanseri tehlikesi oluşmuş İşte haramın yalnızca domuz ve alkolle sınırlandırılamamasının en kritik örneklerinden biri bu noktadadır.

Allah ın yarattığı ve emanet olarak elimizde olan bedenimizi yanlış yerde kullanmak onu israf etmektir. Sonra krem-pudrayla bedeni eski görüntü-gücüne kavuşturmaya çalışmanın bir anlamı da olmaz çünkü böyle yapılınca Allah o suçu affetmiş olmuyor. Kıyamet gününde ekmeği çöpe attığımız için sorguya çekileceğimiz gibi hadis-i şerifin buyurduğu gibi gençliğimizi nerede harcadığımızı sormadan da bir yere kıpırdamak mümkün olmayacak o gün. Gençliğini lüzumsuz ve zararlı bir sporda tüketen kimse için de gıda olarak zararlı şeyleri yemenin endişesini taşımayan kimse için de bu hesap geçerli olacak. Gençler böyle şeyler yapar diye kola veya asitli içeceğe yönelen kişi için de geçerli olacak. Bütün dünyada gençlerin ortak sağlık sorunlarından biri de diş konusu olmasına ve yaşlılar doksan yaşında olup diş doktoru görmeden ölüp gitmelerine ama yirmi beş yaşında gençlerin damak yaptırmasına karşın hâlâ asitli-gazlı içecekler konusunda bir tavrı olmayan için de geçerli olacak. Tıp adamları gazlı içecekleri insanlık düşmanı olarak bildiriyor, Müslümanlar ise sırf gâvurların sofrasında da var diye çocuklarının önüne bu içeceklerden koyuyorlar. Ama çocuk kazara ekmeğin bir parçasını yere düşürse evde hemen İslam mahkemesi kuruluyor, vay ekmek çöpe atılır mı! Bir sofrada gazlı içecek var; bu gazlı içecek dişlerden mideye kadar her şeyin düşmanı. Çocuk o gazlı içecekten üç bardak içiyor ve hiçbir zararı olmuyor (!) ama fasulye tabağını ekmekle sünnetlemedi diye çocuğumuz Müslümanca yaşamıyor mu olacak? Şeriatımızın tabağı sünnetlemek diye bir kanunu yok ki. Tabak sünnetlemek bizim örfümüze ait bir şeydir. Esas olan, tabakta yemek bırakmamaktır. Muhammed suresinin 12. ayeti de Müslümanlar ın bakanlıklarının gıda politikalarını belirlerken ya da anne-babalar çocukları için gıda hassasiyetleri tayin ederken ve reşit insanlar olarak bizler sofralarımıza gelecek yemeği seçerken yol haritamız olacaktır. و ال ذ ين ك ف ر وا ي ت م ت ع و ن و ي أ ك ل و ن ك م ا ت أ ك ل ال ن ع ا م و الن ا ر م ث و ى ل ه م Kâfirler hayvanların yediği gibi yer ve yaşarlar. Onların gidecekleri yer cehennemdir. Buradan çıkan ifade şudur: Müslüman hayvan gibi yemez. Peki, şunu anlayabilir miyiz: Hayvanlar genellikle geviş getirerek yediklerine göre kâfir için de geviş getirerek yemek kastedilmiş midir? Hayvan, iştahının istediği her şeyi yer. Çünkü kâfir, şehvetlerinin kölesidir, yemek de bir şehvet çeşididir. Kâfirde bir hesap düşüncesi olmadığından, onun yemekle ilgili tek endişesi, marketten nasılsa parayla alınmış olmasıdır yemeğin, zira nasılsa yemeği çalmış değildir. Mümin ise şehvetlerini disipline etmiş insandır. Bu tavrın kaynağı imandır. Mümin, ben bu yemeği çalmadım ama sonuçta midem de benim değil, Allah ın diye düşünür. Mümin ile kâfir arasındaki ayrılık bir mide ayrılığı değildir; gıdaya bakıştadır söz konusu ayrılık. Ömer bin Hattab ın oğlu Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhumanın talebesi Nafi şöyle diyor: Ömer in oğlu Abdullah sofraya oturacağı zaman bana bak bakalım, karnı aç kimse varsa getir buraya derdi. Ben de mescitte gariban kimse görürsem alır getirirdim. Bir gün getirdiğim kişi yemeklere fena saldırdı. Abdullah ibni Ömer bana, bu adamı kaldır buradan, başka yerde yesin dedi. Nafi de getirdiği o kişinin mescitten bulduğu fakirlerden biri olduğunu hatırlatınca, Abdullah ibni Ömer şöyle cevap vermiş: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize, kâfir yedi mideyle, mümin yedi mideyle yer buyurdu. Bu adam yedi mideyle yiyor, bereketsizlik sebebidir. (Buharî, 5393; Müslim, 2061)

Yedi mideyle yer gibi bir şehvetle sofraya oturmak, İbni Ömer in anlayışına göre, Peygamber aleyhisselamın çizdiği Müslümanlık çizgisinin dışına taşıyor. Nasıl ki biri elinde şarap kadehiyle o sofraya otursa rahatsız olacaktı, Peygamber imizin öğrettiği dinde boğa gibi yemek olmadığından bundan da rahatsızlık duydu. Kâfirin yemeğe saldırırkenki şehvetinden müminde de vardır ama yerse midesine zararı olacağından endişelenip çekinir. Ya da akşam çok yemenin sabah namazına kalkmada sorun oluşturacağını bilir. Yiyeceği yemeğin gaz yapacağını ve öğle ezanının da henüz okunduğunu hesap eder. Disiplinli insandır mümin ve bu diyet disiplininde de ölçüsü imanıdır. Bu Müslümanca yaşama tarzıdır; yoksa kâfirin midesiyle müminin midesinin kapasite bakımından farklı olması değil mesele. Mümin, yediği nimetler yüzünden ne imanına zarar gelsin ne sağlığı bundan etkilensin ister. Canı bir şeyi çekiyorsa da yarın doktora mahkûm edecek bir şey olması hâlinde kendini tutmayı bilir bir mümin. Böyle yetişen insanlar doktora da çokça muhtaç olmadan sürdürürler hayatlarını. Ömer bin Hattab zamanında bir doktor, iş bulmak için Medine ye gelmiş ve aylarca bekledikten sonra birkaç hasta dışında gelen gideni olmadığını görünce Ömer bin Hattab radıyallahu anha iş bulamadığını ve artık şehirden ayrılacağını söylemiş. Ömer bin Hattab şu cevabı vermiş: Biz acıkmadan sofraya oturmayız ve doymadan da kalkarız. Bugün dâhiliye ve kardiyoloji bölümlerindeki hastalıkların sebebi de budur: Saat başı sofraya oturmak ve nefes alamayacak hâle gelince sofradan kalkmak. Ancak sonuç olarak da dinimiz açlık, sefalet ve tek zeytinle bir hafta yaşamak gibi bir reçeteyi bize vermez. Gramajla yemeyi de sunmaz. Herkese midesini, harcadığı enerjisini ve helal-temiz olmayı ölçü olarak koyar dinimiz. Tarlada ve inşaatta akşama kadar yüzlerce kere kazma sallayan adama bir tabak fasulye ne yapar? Dişinin kovuğuna da girmez o. Ama akşama kadar masa başında duran kişi de bir tabak fasulyeyi nerede harcayabilir? Helal edilmiş nimetlerden yemekte hiçbir sakınca yok. Sakınca, dengeyi sarsarak yemektedir. Mesela ashab-ı kiramın bir hurma yiyerek savaşa gitmesi yokluk sebebiyleydi. Bulduklarında ise bir deveyi kesip on kişi yemişlerdi. Çünkü haram değildi. Hem masa başında oturur hem pirzola yersen bu elbette bir yerde ağır kaçacaktır. Neyi, hangi bedenle ve helallikte yediğimizdir kilit noktada önemli olan. Gerisini incelemeye gerek yok. ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ين. و ص ل ى ا لل و س ل م ع ل ى س ي د ن ا م ح م د و ع ل ى ا ل ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.