KĠM OLDUĞUNU NEFSĠNE SOR! Süleyman GÜNVER Ocak- 2011 ĠZMĠR



Benzer belgeler
EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

HLM ye göre İÇ HUZURU

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

1.Aşama (Cüzdanını doldurmaya başla) Para kazanmanın birçok yolu var. Bu yolların hepsi birer altın kaynağıdır ve işçiler bu kaynaktan

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Güzel Ahlâkı Kazanmak

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Azrail in Bir Adama Bakması

dinkulturuahlakbilgisi.com

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Anoreksiya Nervoza DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar


11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı KUR AN A GÖRE CİN ve ŞEYTAN Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

3 Her çocuk Müslüman do ar.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.


Kur an ın Bazı Hikmetleri

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.


Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

6. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

1. Yalan nedir? 2. Yalan söylemenin bireye zararları nelerdir? 3. Yalan söylemenin toplumsal zararları nelerdir?

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Dua ve Sûre Kitapçığı

Transkript:

KĠM OLDUĞUNU NEFSĠNE SOR! Süleyman GÜNVER Ocak- 2011 ĠZMĠR

SUNUġ 2 Bilgilerini sizlerle paylaģmak istediğim bu kitabı, esasen iç dünyamı olgunlaģtırması bakımından kendim için yazdığımı söyleyebilirim. Ayrıca, hayli ilerlemiģ yaģımın verdiği deneyimlerin rehberliğinde dağınık haldeki nefse iliģkin bilgilerimi bir araya toplayarak oluģturduğum bu kitabı, siz okuyucuların hizmetine sunmaktan da onur duyarım. Her Ģeyi maddi çıkarla değerlendiren bu günkü toplum içerisinde, bir menfaat beklemeden bilgi paylaģımı yapan öyle isimsiz fedakâr insanımız var ki, tutum ve davranıģlarına imrenmemek gerçekte elde değil; kendilerini gönülden kutlarım. Bunlar, Ġslâm din kardeģliği gereklerini söz de değil, özde yaģayarak topluma yararlı olma gayretini sergilemekteler. Bunun somut örnekleri internet ortamında her zaman görülebilir. Kitabı hazırlarken bu değerli insanlarımızın oluģturduğu nefse iliģkin sitelerinden oldukça yararlandım. Hepsine teģekkür borçluyum; kendilerinden Allah razı olsun derim! YaĢam boyunca nefsin aģırı istekleri karģısında Kur an ve Hz. Peygamberimizin buyruklarını rehber edinip sınavınızı baģarmak dileğiyle siz okuyucuları Kim Olduğunu Nefsine Sor! isimli kitabımla baģ baģa bırakıyorum. Umarım edineceğiniz bilgiler, takva merdiveni basamaklarını tırmanırken nefsin aģırı ve ısrarlı isteklerini bastırmada size yardımcı olur. Süleyman GÜNVER

3 ĠÇĠNDEKĠLER ĠNSANIN YARATILIġI... 5 Hz. Âdem ve Hz. Havva nın Cennetteki YaĢamları... 6 Hz. Âdem ve Havva nın Cennetten ÇıkarılıĢı... 7 Ġnsanla ġeytan Arasındaki ĠliĢkiler... 8 NEFĠS NEDĠR?... 14 Nefsin Mahiyeti... 15 AĢırı Giden Nefis... 17 AĢırı Nefis Konularının Ayrıntıları:... 22 1. Benlik duygusu:... 22 a. Büyüklenme, b. beğenilme, c. övünme,... 22 d. Kibir, gurur sahibi olmak... 28 e. Alay etmek ve hatayı yüze vurmak... 33 f. Kıskanmak... 35 g. Hırslı olmak... 36 h. Ġnatçı olmak... 41 ı. Savurgan olmak (israf)... 42 i. Kendi çıkarını gözetmek:... 44 2. Mala, cana ve Ģehvete düģkünlük duygusu:... 45 a. Cimrilik... 45 b. Cana ( yiyip içme ) düģkünlük:... 48 c. Kazançta haram-helâl gözetmemek... 51 d. Zina ve zinaya yaklaģmak... 54 3. Öfkelenme Duygusu... 62

4 a. Saldırganlık... 63 b. Kin tutmak (husumet beslemek)... 64 c. Hainlik yapmak... 67 4. Bozgunculuk Yapma Duygusu... 68 a.gıybet yapmak:... 69 b. Söz taģıma (Koğuculuk yapma):... 70 c. Fitne (bozgunculuk) çıkarmak... 71 d. Yalan söylemek... 73 e. Ġftira atmak... 77 f. Ġkiyüzlü davranmak... 80 g. Aldatma (RüĢvet verme)... 81 NEFSĠN OLGUNLAġMASI... 82 Nefis Terbiyesinde Uygulanması Gerekli Yöntem:... 90 1. Eğitim metodu;... 90 2. Allah ve Rasûlünü çok sevmek metodu;... 96 OKUYUCU ĠLE SOHBET... 107 DÜġÜNCENĠN EYLEME DÖNÜġMESĠ... 112 NEFSĠN AġIRI ĠSTEK KONTROL ÇĠZELGESĠ... 121 BĠBLĠYOGRAFYA... 122 BĠYOGRAFĠ... 123

5 İNSANIN YARATILIŞI Biz insanı kuru balçıktan; kararmıģ, ĢekillenmiĢ çamurdan yarattık. (Hicr Sûr./26). Rabb in meleklere Ģöyle demiģti: Ben kuru balçıktan; kararmıģ, ĢekillenmiĢ çamurdan bir insan yaratacağım. (Hicr Sûr./28). Yüce Rabbimizin peygamberleri aracılığı ile bizlere ulaģan haberlerine göre, önce melekeler ve cinler, daha sonra insan yaratılmıģtır. Ġlk yaratılan insan, aynı zamanda peygamberlik özelliğini taģıyan, Hz. Âdem dir. Kuran da da açık ve seçik olarak belirtildiği üzere Hz. Âdem, dünyaya ait toprak ve su kullanılarak insan görünümünde biçimlendirilmiģtir. Daha sonra Allah Teâlâ ruh üflemek suretiyle canlı hale gelmiģtir. Hz. Âdem in yaradılıģı esnasında üreme hücresine bütün insanların bedeni karakterleri toplu bir program halinde verilmiģtir. Bu nedenle Hz. Havva, ayrı bir balçıktan yaratılmamıģ ve Hz. Âdem in vücudundan alınan örneklerle bedeni oluģturulmuģtur (16). Nitekim Yüce Rab im: Sizi bir candan (Âdem den) yaratan ve bu candan da, gönlü kendisine

meyledip huzur bulsun diye eģini (Havva yı) yaratan O dur. (Araf Sûr./189) buyurmaktadır. Demek ki, biyolojik ve genetik olarak Hz. Havva, Hz. Âdem in bedeninden yaratılmıģtır. Hz. Âdem ve Hz. Havva nın Cennetteki Yaşamları 6 Hz. Âdem ve eģi yaratıldıktan sonra Cennette ilk yaģamlarına baģlarlar. Böylece, nimet-külfet dengesi kurulur. Yani kiģiye, verilen kolaylık ve olanaklar karģılığında sorumluluk görevi de yüklenir. Nitekim Cennette çalıģma ve meģakkatten öte her türlü nimetten yararlanıp yaģamaları karģılığında, yasak ağacın meyvesinden uzak durmaları, kendilerine düģman olarak tanıtılan Ģeytana uymamaları istenir. Böylece ilk insan, ilk imtihana tabi tutulur. Bu, nefis ile akıl mücadelesinin de baģlangıcı olur. ġeytanın sözlerine aldanıp kural dıģına çıkmamaları gerekirken, baģarılı olamazlar bu ilk deneyimlerinde. Nefis aklın önüne geçip uzanır elleri yasak meyveye. Yemesi kolay, fakat çıkarması sorun olur baģlarına. Bakarlar ikisi de birbirine; çünkü çıkmıģtır edep yerleri meydana. Her ne kadar ağaç yapraklarıyla örterlerse üzerini, yine de görünür az da olsa birer yerleri.

7 Utanırlar, sıkılırlar, yaptıklarına olurlar piģman. Ancak, iģ iģten geçmiģtir artık; son piģmanlık çare olmaz kendilerine. Hz. Âdem ve Havva nın Cennetten Çıkarılışı Bunun üzerine; Yüce Yaratan Âdem ile Havva ya:..ben size o ağacı yasaklamamıģ mıydım? ġeytanın size apaçık bir düģman olduğunu söylememiģ miydim? diye seslendi. Âdem ve Havva, Allah ın bu sesleniģine cevap olarak, <Rabb imiz biz kendimize haksızlık ettik; eğer bizi bağıģlamaz ve bize acımazsan kuģkusuz zarara uğrayanlardan olacağız.> dediler. (Araf Sûr./22-23). Allah, piģmanlık ve içten gelen samimi yalvarıģları iģitti. Onların tövbelerini kabul etti ve < Birbirinize düģman olarak inin aģağı. Sizin için dünyada belli bir süreye kadar yerleģeceğiniz bir yer ve geçimlik vardır.> <Orada yaģayacaksınız, orada öleceksiniz ve tekrar oradan diriltilip çıkarılacaksınız.> (Araf Sûr./24-25) diye buyurdu. Böylece Hz. Âdem ve Hz. Havva, insan nesli için yaratılan, birçok canlı ve cansız varlıklarla donatılıp yaģama uygun hale getirilen yeni mekânları dünyaya

teģrif ederler. Onlar ve onlardan sonra gelen insan nesli için zorlu bir hayat, yaģam mücadelesi de baģlamıģ olur. Çünkü insan neslini kötülük iģlemeye iten nefis ve Ģeytan hiçbir zaman yakasını bırakmayacaktır. Niçin ve nedenlere yanıt verebilmek için insan ve Ģeytan iliģkilerinin bilinmesinde yarar vardır. İnsanla Şeytan Arasındaki İlişkiler 8 Yüce Rabbim buyuruyor: Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (51.Zariyat Sûr./56). Ġnsan topraktan, cinler de ateģten yaratılmıģtır. ġeytan da, cin toplumundan bir gruptur. Belirgin özelliği ise, Allah ın emirlerine uymayıp kötülük iģlemeye meyilli bir tutum içinde bulunmasıdır. ġeytanlar neden insanlarla uğraģıp kötü yola yönelmesini ister? Kuran daki açıklamaya göre, Allah Hz. Âdem i yarattığı zaman melek ve Ģeytana Âdem e secde yapmalarını emretti; melekler emri yerine getirdikleri halde Ģeytan secde yapmaktan kaçındı. ġeytana neden secde yapmadığı sorulduğunda, Hz. Âdem i topraktan,

9 kendisini ise ateģten yarattığını belirtip büyüklük kibrine kapıldı. Bu tutumundan dolayı huzurdan kovuldu; o da Allah tan dilekte bulunup kıyamete kadar insanoğlunu Allah ın yolundan caydırabilmesi için izin aldı. Bu olay üzerine Ģeytan da Cennetten çıkarılıp dünyaya indirildi. Madem ki dünya yaģamında da Ģeytandan kurtuluģ yok; devamlı çevremizde ve zaman zaman da Hz. Peygamberimizin öğretisine göre (Buharı, Ġtikaf: 11) insan vücudunda kanın deveranı gibi dolaģtığına göre istenmeyen bu yoldaģı çok iyi tanımamız gerekir. Gözle görülmeyen elle tutulmayan, ancak çoğu kiģinin düģüncesinde taht kuran bu yaratık hakkında nereden doğru bilgi edinebiliriz? ġüphesiz ki, Ģeytanı en çok tanıyan, ancak onu yaratandır. Öyleyse kartvizitini okumaya çalıģalım; bakalım Yüce Rabbim nasıl tanıtıyor ve onun düģmanlığını önlemek için neler yapmamız gerektiğini tavsiye ediyor: Kuran a göre Ģeytan, insana düģmandır (35.Fatır Sûr./5). Ġnsanı saptırır (28.Kasas Sûr./15), aldatır ve vesvese verir (114.Nas Sûr./1-4). Ġnsanları doğru yoldan ayırmak için her türlü çareye baģvurur. Aldatıcı (31.Lokman Sûr./33) özelliği ile insanları kıģkırtır,

10 unutturur, fitne ve fesadı körükler, korkutur ve yalan konuģturur. Buna karģın Ģeytanın, inananlara ve Allah a sığınanlara karģı hiçbir gücü yoktur (16.Nahl Sûr./99). Onun gücü sadece kendisini dost tutanlara ve Allah a ortak koģanlaradır (16.Nahl Sûr./100). Öyleyse Ģeytanın etkisini önlemek için, Allah a güvenip dayanmak ve sık sık Felâk ve Nas surelerini okumak; atılacak her adımda aklı nefsin önünde tutmak gerekecektir. ġeytan derken akla, cin Ģeytanı gelir. Hâlbuki bir de insan Ģeytanları vardır. Bunun varlığını da Kuran ın Nas Suresi nde Yüce Allah bildiriyor. Cin Ģeytanın aksine, elle tutulur gözle görülür, söyledikleri iģitilir, fakat tanınması her zaman kolay olmaz. Ancak, baģkalarını aldatıp kural dıģı yöne çekince kendisini ele verir. Cin Ģeytanı gibi kiģiye vesvese verir, öfkesini artırır, baģkalarına karģı kıģkırtır, ibadet yapmasını caydırır, iyilik yapmasını önler, bağıģ yapmasına karģı çıkar, çeģitli söz ve davranıģlarıyla haram olan Ģeyi helâl gösterip günah iģlemesine aracı olur. Neden böyle denirse, çünkü bu tip insanlar cin Ģeytanının kontrolü ve yaptırımı altındadır. Nefis gücü, akıl ve

11 iradesinin önüne geçip söz sahibi olmuģtur. Ancak böyle hareket ederlerse huzur bulurlar. Sözün özü, insan Ģeytanları daha çok tehlikeli ve etkilidir. Dikkat edilirse kötü alıģkanlık hep arkadaģ çevresinde edinilmektedir. Sigara, alkol ve uyuģturucu alıģkanlığı gibi... Cin Ģeytanının insanoğluna düģman oluģu Hz. Âdem den dolayı Cennetten ve huzurdan kovulmuģ olmasından kaynaklanmaktadır. Bu madalyanın bir yüzü; diğer yüzünü çevirip baģka gerçekleri görmeye çalıģalım: Ġnsan yaratılıģındaki özellik itibariyle melek ve Ģeytandan farklı bir yapıdadır. Melek, iyilik, dürüstlük, güzel davranıģ sembolünü temsil eder. ġeytan ise, kötülük ve düģmanlık karakterini yansıtır. Ġnsan ise yaratılıģında her iki davranıģı yapabilecek özellikleri taģır. ġöyle ki, Allah insana, akıl, hafıza, irade gücü ile beraber beģ duyu organını ve nefsi vererek yaģam mücadelesini kolaylaģtırmıģtır. Ayrıca peygamberler aracılığıyla da neyin iyi (helâl), neyin kötü (haram) olduğunu açıklayarak doğru yolu göstermiģtir. Ancak, bu olumlu olanakların karģısına nefsini çıkararak Ģeytanın yanıltmasına zemin hazırlamıģtır. Niçin böyle bir yol seçilmiģtir diye kendimizi sorgularsak,

12 ulaģılacak sonuç, yaratılıģ gerekçesini belirleyen ilâhi irade olacaktır. Buradaki amaç, yaratana kulluk (ibadet) yapmak olduğuna göre, her türlü kolaylığın sağlandığı dünya ortamında özgür olarak yaģayıp aklının erdiği, iradesinin gerçekleģtirdiği yaģam tarzı süresince Rabbine ne ölçüde kulluk görevini yerine getirip getirmediğinin belirlenmesidir. Allah a kulluk denince, O nun emir ve yasaklarına koģulsuz uyulması, yapılan samimi ibadetlerle saygıya dayalı bağlılığın gösterilmesi, anlaģılmalıdır. Dünya yaģamında her Ģey zıddı ile yaratılmıģtır. Yaratan Allah olduğuna göre, tabiî ki bunun da geçerli ve değiģmez bir nedeni olacaktır. Örneğin iyilikkötülük, gündüz- gece, beyaz- siyah, düz yol- eğri yol, varlık- yokluk, açlık- tokluk biri diğerini gerekli kılan veya farklılığını ortaya koyan değer ölçüleri gibi. Böyle bir ölçü insan yaģam tarzı ve davranıģ biçimi için de geçerlidir. Salih amel- kötü amel, edepli- edepsiz, cömert- cimri, gibi..aynı kuralı insanın yaratılıģ aģamasında da görmekteyiz. Bu konuda Cenab-ı Hak: Nefse ve onu düzgün bir biçimde Ģekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene

13 andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluģa ermiģtir.(91.ġems Sûr/7,8,9) buyurdu. Niçin böyle bir ayırıma gidildiğinin nedenini ise Ģu ayetle açıklıyor: Hanginizin ameli( ibadet ve davranıģ biçimi) daha güzeldir diye sizi imtihan yapmak üzere ölümü ve hayatı yaratan O dur. (Mülk Sûr/2). Demek ki insanoğlu, reģit yaģtan itibaren ölünceye kadar ki yaģam süresince, kimin amelinin daha güzel ve makbul olduğunun belirlenmesi yönünden devamlı bir sınav geçirmektedir. Önüne konan ölçülere göre, yaģamının her aģamasında, hareket tarzının hangisinin doğru, hangisinin yanlıģ olduğunu belirleme imkân ve kabiliyeti de kendisine verilmiģtir. Artık, bundan sonra kiģiye düģen görev, akıl ve iradesini serbestçe kullanıp yararına en uygun olanını seçmesidir. Buna karģın Ģeytanın etkisindeki nefsin de, kiģinin tercihini yanlıģ yöne çekme gayreti güçlendirilmiģtir. Yani akıl ile nefis, öne geçme mücadelesini sürdürecektir. ĠĢte sınav da bu aģamada baģlar. Ġmtihanını baģarı ile sonuçlandıran, diğer bir ifadeyle aklını kullanıp belirlenmiģ kurallar içerisinde Yaratan ına yönelen, gerçek bir mümin, Cennet ödülüne namzet kiģi olacaktır. Nefsine uyup Ģeytanın

14 vesvesesini çözüm yolu kabul edip tercihini yanlıģ yönde kullanan kiģi de, Yüce Rabbinin isteklerine uymadığı için hem sınavını kaybetmiģ ve hem de kendini ateģe atmıģ olacaktır(1). Bu bilgiden sonra asıl konumuz olan Nefsi tanımaya çalıģalım. NEFİS NEDİR? Nefis kelimesi Türkçede birçok anlamda kullanılır. Örneğin; kiģi, can, ruh, benlik, büyüklük, manevi yapı gibi kelimelerle ifade edilir. Fakat daha çok iki anlam üzerinde durulur: Birincisi, kiģinin kendisini ifade eder. Örneğin, Kur an-ı Kerimde: Ey huzur içinde olan nefis! Sen O ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! buyurulmaktadır (Fecr Sûr./27,28). Burada söz konusu olan nefis, kiģiyi ifade eden anlamdadır. Ġkincisi, Allah ve Rasûlü nün emir ve yasaklarına uymayan, dini kuralları ret eden veya önemsemeyen, toplumun kötü olarak nitelediği söz ve davranıģları yaģam biçimi olarak seçen nefistir. Örneğin Ġslâm dini, baģkasını arkadan çekiģtirmeyi haram sayar ve yapanı hoģ karģılamaz. Buna rağmen birçok insan bu hastalıktan kendisini kurtaramaz; yeri geldiğinde

gıybetini yapar, hem de kötüler. Dahası bunu yapmaktan da haz duyar. ĠĢte, genelde nefisten söz edilirken bu anlamdaki nefis anlaģılır. 15 Nefsin Mahiyeti Ġnsanın maddi ve manevi olmak üzere iki yapısı vardır. Maddi yapı bedeni oluģturan iç ve dıģ organlar; manevi yapısı ise ruh ve onu destekleyen yeteneklerdir. Bunlar gözle görülmez, elle tutulmaz; ancak yaptığı iģlev sonrasında varlığını hissettirirler. YaĢantımızda akıl, kalp ve nefisin önemi büyüktür. Akıl ve nefis beynimizde, kalp ise yüreğimizde manevi cevher olarak saklanıp koordineli iģ görürler. Nefis, (iyi-kötü, yararlı-zararlı, helâl-haram gibi konularda ayırım yapmaksızın) her türlü bilgiyi algılayıp düģünme sistemine sokarken akıl da gerekli araģtırmayı yapıp karar verme mekanizmasını çalıģtırır. Benimsenen karar da iradenin desteğiyle uygulamaya konulur. Kalp de yine nefisten gelen istekler doğrultusunda korkmak, öfkelenmek, sevmek, merhamet etmek ve yardımlaģmak gibi yaģamsal duyguları geliģtirir. Bu itibarla diyebiliriz ki nefis,

16 yaģantımızın bütünlüğünü sağlayan önemli bir unsurdur. Diğer bir ifadeyle nefis olmadan insan yaģamından söz edilemez. Çünkü yaģamın devamlılığı için en önemli gereksinimler olan yiyip içmek, sevip evlenmek, nesli devam ettirmek, sevgi ve saygıya dayalı sosyal yaģantıyı geliģtirmek gibi hayatı fonksiyonlar ancak nefisin ısrarlı istekleri sonucu gerçekleģir. Aile ve arkadaģ ortamında hep söyleriz; *Bugün canım Ģu, Ģu, yemekleri yemek istiyor! Veya yazın sıcağın keskin olduğu bir zaman diliminde yaya yürüyüģ yapıyoruz. Buram buram ter akıyor, ağzımız da kurumuģtur. ArkadaĢa seslenerek; *ġimdi buz gibi soğuk su olsa da Ģöyle kana kana bir içsek ne iyi olur, değil mi? Ģeklindeki söylemler iģte nefisten kaynaklanan isteklerdir. Mıknatısı hepimiz tanırız. Özellikleri Ġlkokulda öğrencilere öğretilir. Ġki kutbu vardır; biri pozitif (+), diğeri negatif (-) olarak isimlendirilir. Ġki ayrı mıknatısı yan yana getirirsek aynı kutupların birbirini ittiğini, ayrı kutupların ise çektiğini görürüz. Bu iliģkiye doğa kanunu diyoruz. Kanunu gerçekleģtiren güç ise Mutlak Ġradedir. Tıpkı bunun gibi insan nesli de ayrı cinsler (kadın- erkek) olarak yaratılmıģ ve aralarında sevgiye

17 dayalı çekim gücüne iģlerlik kazandırılmıģtır. Özellikle buluğ çağına gelen gençlerin birbirlerini beğenip sevmeleri ve sonuçta evlenip aile yuvası kurmaları nefisten kaynaklanan birer istek olarak değerlendirilmelidir. YaĢamı güzelleģtiren ve insanı mutlu eden bu faaliyetler nefsin iyilik yönünden kaynaklanır. Bir de nefsin kötülüğü emreden tarafı vardır. Ġnsanı alçaltan ve değersiz kılan isteklere Tasavvuf ehli Nefs-i emmare yani aģırı giden veya emredici nefis demiģlerdir. Aşırı Giden Nefis AĢırı giden nefis (Nefs-i emmare), kiģiyi etkileyip devamlı kötülüğe yönlendirmek ister. Bu nedenle nefsin en aģağıdaki basamaklarını oluģturur. Nitekim Yüce Allah (Muhakkak ki) nefis, kötülüğü Ģiddetle emreder. (12.Yûsuf Sûr/ 53) buyurarak nefisten gelecek kötülüklere karģı hazırlıklı olmamız öğütlemiģtir. Böyle bir nefse sahip insan aklına göre değil, bedeninin istek ve arzularına göre hareket eder. Söylem ve davranıģlarına bakıldığında ilkel ve adi insan karakterini yansıtır. Çünkü her iģinde mantık dıģı aģırı

18 istekler gözlenir. Bu tip insanlar helâl ve haram gözetmeden yiyip içmek, hak ve adaletten uzak, zevk ve Ģehvet düģkünü olarak gününü gün etmek gayretini sergilerler. Ne yazık ki insanların büyük bölümü böyle bir yaģam biçimini kendilerine hayat tarzı olarak seçmektedirler. Bunun sonucu olarak da toplumda kavga- gürültü, hırsızlık, yalancılık, sabotaj ve terör gibi toplumsal kötü olaylar eksik olmaz. Emmare nefsin, daha çok baskı yapıp kiģiyi kötülüğe ittiği konuları dört baģlık altında toplayabiliriz: 1. Benlik duygusu 2. Mala, cana ve Ģehvete düģkünlük duygusu 3. Öfkelenme duygusu 4. Bozgunculuk yapma duygusu. Bunlarla beraber dini kurallara ters düģen her türlü düģünce ve davranıģları da bu kapsamda sayabiliriz. Bu özelliklerden birkaçı veya birini dahi yaģamında bulunduran kiģi emmare nefis sahibi olmuģ olur. Tüm aģırı nefis konuları kiģiden kiģiye değiģir. Bazısında daha az veya daha çok bulunabilir. Ayrıca kiģi üzerinde yaptırım gücü yönünden de farklılık gösterir. Bazı konularda nefsin istekleri o derece

19 Ģiddetli olur ki kiģi buna karģı koyamaz. Canı ve huzuru pahasına da olsa nefsin isteklerini karģılamaya çalıģır. Örneğin, Ġslâm Ģeriatı ile yönetilen ülkelerde yasak olmasına karģın, yine de aģırı nefsine söz dinletemeyip evlilik dıģı cinsel iliģkiye giren ve bundan dolayı da ölüm cezasına çarptırılan kiģilerin akıbetini basından öğreniyoruz. Dahası, suçluların affı konusunda dünya devletlerinin ısrarlı çağrıları da maalesef sonuçsuz kalıyor. Toplum arasında sohbet esnasında konuģmalara konu edilir. Örneğin, ġu kiģi midesine çok düģkün, doymak bilmiyor. ġu da para canlısı kiģi, para için yapmayacağı dalavere yoktur! Hele Ģuna ne demeli, yaģından baģından utanmadan Ģehvet tutkunu olmuģ! gibi söylemlerle kiģinin karakterinin zayıf yanlarına vurgu yapılır. Ġnsan Ģeytanları, kiģilerin bu zayıf noktalarını belirlemeye çalıģır; sırası gelince de Ģantaj yapıp isteklerini kabul ettirirler. Mesela, devlet dairesinde önemli bir iģi var, fakat bazı pürüzler sebebiyle onay çıkmıyor. Hemen iģ baģındaki adamın zayıf yönlerini araģtırırlar. Mal-mülk canlısı ise, iģin parasal değerine uygun hediyeler alınır; kadına düģkün ise o arzusu da karģılanır; meyhane tutkunu ise o

20 isteği de yerine getirilir. Böylece beklemede olan iģi kısa sürede sonuçlanır. Yani, bir nevi rüģvetle iģini halleder. Görsel ve yazılı basını takip edenler buna benzer birçok olaylara tanık olmuģlardır. ĠĢin ilginç yönü cahil değil, eğitim görmüģ nice üst makam sahibi kiģilerin nefislerinin aģırı isteklerine uyup kural dıģına çıktıkları ve bunun sonucu olarak da kendilerini cezaevlerinde buldukları, gözlenmektedir. Örneğin, bulunduğu makamın dokunulmazlık zırhına bürünüp kendisi evli ve çocuk sahibi olduğu halde, hoģlandığı kadını kocasından ayırarak evlilik dıģı iliģkide bulunmasına nasıl hoģgörü ile bakılabilir? Allah ın kitabına uyar tarafı var mı? Ġlâhi adaletin tecelli edeceğini hiç mi düģünmezler? Dürüst onurlu bir yaģam varken nefsine uyup alnına kara leke sürmek hangi akla hizmettir; doğrusu ĢaĢılacak bir yaģam tarzı! Çevresinde olup bitenlere hiç bakmazlar mı bu tür insanlar? Yapanların hangisinin yanına kâr kalmıģ ki, kendilerini güvencede görüyorlar! Oysaki harama eli uzananın eli yanar; ne dünyada huzur bulur, ne de ahirette! Bu zaman diliminde (Ekim 2010) basından öğrendiğimize göre, devletin desteğini alarak okuyup

21 kendini yetiģtirmiģ, cesur ve fedakâr atılımlarıyla tanınmıģ, görevindeki üstün baģarısından dolayı Ġl Emniyet Müdürlüğü makamına kadar yükselmiģ bir kiģinin, evli olduğu halde baģkasıyla aģk yaģaması, kamuoyunda ĢaĢkınlık ve de üzüntüye yol açtı. Üstelik kadının biz fikir sevgilisiyiz! diye beyanatta bulunması baģka bir garabet örneği oldu. ġimdi olup bitenler karģısında o kiģinin ailesi ve akrabalarında oluģan travmayi düģünebiliyor musunuz? Söylenecek söz, talihsiz ve üzücü bir olay! demekten ibaret. 2010 yılında Türkiye ilginç bir Ģantaj olayıyla yüzleģti. Duyanlar, bu kadarı da olmaz, pes doğrusu diyerek ĢaĢkına döndü! Çünkü olay, milletin göz bebeği sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri içinde meydana gelmiģti. Basından öğrendiğimize göre, Silahlı Kuvvetlerin bazı birimlerinde oluģan bu fuhuģ çetesi, öncelikle komutanları tuzağa düģürüp çirkin iliģkileri filme çekmiģler, ileride isteklerini yaptırmak amacıyla Ģantaj hazırlıklarında bulunmuģlardı. Yüksek makam sahibi komutanlar ne yazık ki nefsin Ģehvet arzularına yenik düģüp çete elemanlarına yem olmuģlardı. ġu anda olay mahkemeye intikal etmiģ olup duruģmalar devam etmektedir.

Aşırı Nefis Konularının Ayrıntıları: 22 1. Benlik duygusu: a. Büyüklenme, b. Övünme, c. Beğenilme, d. Kibir- gurur, e. Alay etme ve hatasını yüzüne vurma f. Kıskanma, g. Hırslı olma, h. Ġnatçı olma I. Savurgan olma, Ġ. Kendi çıkarını gözetme, ġimdi bu konuların ayrıntılarını irdeleyelim: a. Büyüklenme, b. beğenilme, c. övünme, Bazı insanlar yaradılıģ gerekçesini düģünmeden kendisini diğer insanlardan üstün görme tutkusu içindedirler. Kolaylıkla kimseyi beğenmezler, varsa kusurlarını ortaya dökerler. Böylece kendilerini üstün kiģi olarak lanse etmeyi amaçlarlar. Böyle bir düģünce tarzı nefisten kaynaklanan kiģisel noksanlıktır. Bazı insanlar da beğenilme tutkusu hastalığına yakalanmıģ kiģilerdir. BaĢkaları ne adammıģ desinler! diye yapmayacağı hileler yoktur. Bazıları da övünerek kendisini yüceltmek çabası içindedirler. Oysa övünürken de ne yalanlar söylediğinin farkında değildir.

23 Konuya iliģkin bir örnek de Din Görevlilerinin hizmetinden verelim: GeliĢen teknolojinin bugünkü nesle kazandırdığı yeniliklerden birisi de ses yayın cihazlarıdır. Belediyeler, eğitim kurum ve okulları, konferans salonları, siyasi parti açık hava toplantıları gibi büyük kitlelerle kurulan iletiģimde ses yayın cihazlarından yararlanmaya baģlanıldı. Bu arada camilere de monte edilip hizmet alanı geniģletildi. Özellikle Cuma ve Bayram namazlarında cemaatın bir bölümü cami dıģında namaz kılmak zorunda kalıyor ve imamın okuduğunu iģitemiyordu. Ses yayın cihazlarıyla bu sorun aģıldı. Ne var ki bu defa da daha büyük bir sorunla karģı karģıya kalındı. ġöyle ki, sesin Ģiddetini ölçen ve Din Görevlisini ikaz eden ikinci bir cihazın devreye sokulmaması sonucu yüksek sesle yayın yapılarak dinleyenlerin olumsuz yönde etkilenmesi gündeme geldi. Bu konuda bilim adamlarının yorumuna değinelim: Prof. Dr. Mehmet C. Öz ve Prof. Dr. Michael F. Roizen tarafından kaleme alınan Vücudumuzu Ne Kadar Ġyi Tanıyoruz? Testi Çözün Siz Kullanım Kılavuzu isimli kitapta Ģu ifadelere yer verilmiģtir:

24 Kulağımız vücudumuzun en hassas organlarından biridir. Örneğin, tene sürülen parmak izi gibi en alçak sesleri bile duyabilir. Ama öte yandan dünyamızdaki sürekli yüksek seslere karģı da savunmasızdır. ĠĢitme duyumuzla ilgili en büyük tehdit yüksek sestir. Çok çeģitli araģtırmalar göstermiģtir ki, uzun süreler boyunca fazla yüksek seslere maruz kalmak belirgin derecede iģitme kaybına yol açmaktadır. Duyu organlarının iģitme güçlerini belirlemek için desibel tablosu kullanılır. Bu ölçümlere göre; Tam sessizlik: 0 desibel (db) Fısıltı: 15 db. Normal konuģma: 60 db. Horlama: 85 db. Çim biçme aleti: 90 db. Araba kornası:110 db. Havayı fiģek sesi:140 db. olarak belirlenmiģtir. 85 desibelin üzerindeki ses Ģiddeti duyma kaybına yol açabilir. (Bulunduğunuz ortamda yanınızdakiyle konuģurken gürültü yüzünden sesinizi duyurabilmek için bağırmak zorunda kalıyorsanız, duyduğunuz ses 85 desibelin üzerinde demektir.) (2)

25 KBB uzmanı Op.Dr. Tamer Haliloğlu da Ģu görüģlere yer vermiģtir: Yüksek ses, iģitme organımıza olan zararı yanında ayrıca insanda yorgunluk ve sinirlilik gibi bir hal oluģturup sağlıklı yaģamayı olumsuz yönde etkiler. Örneğin, yakınınızda bir çocuğun ince sesli çığlık atmasının, sinirlenip tepkinize yol açması gibi.(3 ) Ġbadet yerleri, maddi ve manevi temizliği yanında huzur ortamının oluģtuğu mekânlardır. Allah ın evi olarak da bilinir ve bu mekânlarda gürültü, kavga, bağrıģma, ticaret yapma (alıģ-veriģ) gibi davranıģlar hoģ karģılanmaz. Hal böyle iken, bazı Din Görevlileri teknolojinin yeniliklerinden yararlanıyoruz diye namaz kılma dönemlerinde, mevlit ve hatım dualarında mikrofon kullanarak yüksek sesle ibadet yapılmasını alıģkanlık haline getirmiģlerdir. Dahası imamın arkasında saf tutan 20-30 kiģi olduğu halde mikrofon kullanıp yüksek sesle namaz kıldıranlara tanık olunmaktadır. Bu gibi davranıģların ne ölçüde cami adabına uyduğu tartıģılabilir. Ancak, iģin içine Allah kelâmı ve Rasûlullahın sünneti girerse, baģka bir yoruma itibar

26 edilmez; bunlara uyulur. Esasen takvaya giden yol da budur. Peki, Allah ve Rasûlu ne buyuruyorlar: Tarlh, (milâdi) 628, aylardan Mayıs ayı, Hz. Peygamberimizin komuta ettiği Ġslâm ordusu Yahudi kolonisiyle çarpıģmak üzere Hayber istikametine doğru yürüyüģ kolundadır. Mücahitler bir vadiye inince hep birden yüksek ses ve coģkuyla tekbir getirmeye baģlarlar. Peygamberimiz hemen müdahale ederek: Nefeslerinize acıyınız (sesinizi fazla yükseltmeyiniz). Çünkü sizin dua ettiğiniz Allah, ne sağırdır ne de gaiptir! Siz en çok iģiten ve en yakın olan Allah a dua ediyorsunuzdur ki, O, her an yanınızda bulunuyordur! buyurdu.(6). (Ayrıca söz konusu bu olay, Sahih-i Buhari, 8.ci cilt, Cihad bölümü, 1254 No.lu hadiste kayıtlıdır) Hz. Peygamberimiz neden mücahitleri ikaz ediyor? Ordu açık alan ve kırsal bölgede yürüyüģ halinde, içten gelen coģku ve yüksek sesle tekbir getiriyorlar. Hem Allah ı yüceltiyorlar hem de kendilerini boģ iģleri düģünmekten uzak tutuyorlar. Bunun kime zararı olabilir! Evet, zararı vardır. Zararı, Allah ın emirlerine ters düģmesidir! Peki, Allah ın hangi ermine ters düģüyor? ĠĢte yanıtı:

27 Yüce Allah da: +Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akģam zikret ve gafillerden olma.(7.araf Sûr/205) + De ki: (Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O nundur. Namazda sesini pek yükseltme, çok da kısma, ikisi ortası bir yol tut.(17.ġsra Sûr/110) + YürüyüĢünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, Ģüphesiz eģeklerin sesidir! (31.Lokman Sûr/19) buyuruyor. ġimdi gerçeklerle yüzleģelim: Namaz nedir? Kuralları belirlenmiģ bir ibadet Ģekli, değil mi? Ġbadet kime yapılıyor? Elbette, yaratan, var eden, Ģekil veren âlemlerin Rabbına. Allah a nasıl yaklaģıp istekte bulunmak gerekiyor? Yukarda ki ayetlerde açıklandığı gibi yüksek olmayan bir ses tonu ile ve de yalvararak. Bu ses ölçümü ne olmalı? Ne az ve ne de çok, müminlerin iģitebileceği seviyede tutulmalı; yani, normal konuģmada uygulanan 40-60 desibel arasında olmalıdır.

28 Din Görevlileri, gerek minareden ezan okurken gerek namaz ve Kur an okumalarda hoparlör kullanıldığı, camiin içi ve dıģ mekânlarına aynı ölçüde ses ulaģtığı halde neden yüksek sesli yayını tercih ediyorlar? Amaç cemaata duyurmak ise, zaten bunun gereği yertine getiriliyor. Öyleyse, yanlıģta ısrar etmenin altında yatan gerçek sorun nedir? Sorun, Benlik duygusu! Nefse söz dinletme çaresizliği! Beğenilmek tutkusu! gibi aģırı nefsin ısrarcı istekleridir. Umarım bu bilgiyi edindikten sonra din kardeģlerimiz, yanlıģ yöndeki ısrarlarından vaz geçip Ģeytanın adımlarına uymazlar ve dolayısıyla da günah iģlemekten kendilerini korumuģ olurlar. Günah iģlemek de nereden çıktı demeyin; iģte Allah ın buyruğu: + Allah ve Rasûlü bir iģ hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi iģleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne karģı gelirse, Ģüphesiz ki o apaçık bir Ģekilde sapmıģtır.(ahzab Sûr/36) d. Kibir, gurur sahibi olmak

29 YaĢadığımız toplum düzenine göz atalım. Ekonomik hayat standardı bakımından insanlar zengin, orta halli ve fakir gruplar olarak bir görünüm sergilerler. Buna paralel olarak kimisi öğretim görerek üst makamlarda görev yaparken kimisi de yoksulluk nedeniyle okuma fırsatını bulamamıģ ve geçimini ancak bilek gücüyle kazanmak zorunda kalmıģtır. Ama hepsi de yaģamını devam ettirebilmek mücadelesi içinde çalıģmalarını sürdürürler. Rızkı veren Allah olduğuna göre miktarının (azçok) takdirinde de elbette geçerli bir nedeni vardır. Ancak bu nedeni görmemezlikten gelenler kendi hallerinden dert yanarlar. Örneğin toplumun her kesimi aynı seviyede zengin olmuģ olsaydı, o zaman meģakkatli iģleri gördürecek elaman nereden temin edilirdi? DüĢünün, fırında çalıģan iģçiler geceden kalkıp ekmek piģirme çabası içindedirler. Zengin olsaydılar gece uykusunun en tatlı olduğu anında kalkıp böyle bir zahmete katlanırlar mıydı? Toplum hayatının sağlıklı yürütülmesi yönünden Yaratıcının kiģilere verdiği değiģik becerileri sebebiyle iģ bölümü organizasyonu oluģmuģtur. Örneğin, masa baģında görev yapan kiģi 80 kg ağırlığındaki un çuvalını sırtlayıp hamur

30 teknesinin yanına götüremez; fakat bu iģ orada çalıģan iģçi için günlük rutin iģlerden sayılır. Çünkü devamlı yaptığı bir görevdir. Konuya bu açıdan bakıldığında her mesleğin toplum için muteber ve gerekli olduğu gerçeği görülür. Hizmet yönünden hiç bir kimsenin diğerinden üstün tarafı yoktur. ġimdi bu gerçekler karģısında kiģi, kendisine verilen sağlık, makam, zenginlik, eģ ve çocuklar gibi olanaklarla gururlanıp kibre kapılırsa, Tanrı katında hata etmiģ, günah iģlemiģ olur. KiĢi kendine lütfedilen imkânları bir imtihan vesilesi olduğunu bilmelidir. Çünkü tek üstün olan Allah tır. Hiçbir kimse kendini üstün görüp Allah a ait yetkileri paylaģamaz. Öyleyse her kim Allah ın sevgili kulu olmak isterse, Tanrının Ģu buyruğuna kulak vermelidir:. Allah, kendini beğenen ve böbürlenen hiçbir kimseyi sevmez (57.Hadid Sûr/23). Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen kesinlikle ne yeri yarabilirsin ne de dağların yüksekliğine ulaģabilirsin (17.Ġsra Sûr/37). Ġnsan her zaman ve her koģul altında, kendisinin, Allah ın yarattığı bir kul olduğunu, dünyada geçici bir süre yaģadıktan sonra O na döneceğini, sahip olduğu güç ve kuvvetin Allah tan olduğunu bilip hiç bir Ģekilde