HAMD ALEMLERİN RABBİ ALLAH ADIR Hamd(in övme ve övülmenin her türlüsü), âlemlerin (tek) Rabbi olan Allah adır. (Fatiha/2) Hamd, göklerde olanlar ve yerde bulunanlar(ın tamamı) kendisinin olan Allah içindir. Âhirette de hamd, ancak O nadır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. (Sebe/1) Melekleri görürsün ki arşın etrafını kuşatmış olarak Rablerini hamd ile tesbih ederler. (O gün) o (cennet ve cehennemlik ola)nlar arasında hak ile hükmedilmiş ve: Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah a mahsustur. denilmiş (olacak)tır. (Zümer/75) EY RABBİMİZ, SANA HAMD EDERİZ Aişe (ranh) şöyle demiştir: Allah ın yardımı erişip fetih gerçekleşince ayeti indikten sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) kıldığı her namazın rüku ve secdelerinde: Ey Rabbimiz seni tüm noksanlardan tenzih eder, sana hamdederim beni bağışla derdi. (Buhârî, Müslim) Ebû Zerr (ra) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: Herbirinizin herbir eklemi için bir sadaka gerekir. Öyle ise her sübahnallah demek bir sadakadır. Her elhamdülillah demek bir sadakadır. Her lâ ilâhe illallah demek sadakadır, her Allahüekber demek sadakadır, iyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır, bir kimsenin kuşluk vakti kılacağı iki rekat kuşluk namazı da bunların yerine geçer. (Müslim) Enes ibn-i Malik (ra) den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: Allah kulunun bir şey yiyip içmesinden dolayı kendisine hamdetmesinden hoşnud olur. (Müslim)
MERAK ETTİKLERİMİZ BAYRAM GECESİ VE GÜNLERİNDE YAPILMASI MÜSTEHAB İŞLER 1) Bayram gecelerini dua ve ibadetle ihya etmek, kaza namazı kılmak, Kur'an okumak ve Allah Teâlâ'dan af ve mağfiret dilemek. Çünkü duaların makbul olduğu gecelerden birisi de bayram geceleridir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sevabını umarak ibadetle geçiren kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez." 2) Bayram sabahı erken kalkarak yıkanıp temizlendikten sonra namaza gitmek. 3) Güzel koku sürünmek. 4) Temiz ve yeni elbise giyinmek. 5) Gücü yetiyorsa namaza yürüyerek gitmek. 6) Güler yüzlü ve sevinçli görünmek. 7) Yoksullara çokça sadaka vermek. 8) Bayram namazına giderken yolda tekbir getirmek. (Ramazan Bayramı namazına giderken içinden, Kurban Bayramı namazına giderken biraz seslice getirilir.) 9) Kurban kesecekse kurban etinden yiyinceye kadar oruç tutuyormuş gibi bir şey yiyip içmemek 10) Kurban etinden iftar etmek. Çünkü peygamberimiz böyle yaparlardı. 11) Çoluk çocuğuna bolluk göstermek. 12) Kabir ziyaretinde bulunmak. 13) Annemizin-babamızın ve aile büyüklerinin ellerini öpüp hayır dualarını almak.
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN! KULLARIN EN FAZİLETLİLERİ KİMLERDİR? İmran ibn-i Husayn RA'ın bize rivayet ettiğine göre, Peygamber SAS Hazretleri buyurmuş ki: (İnne efdale ibâdillâhi yevmel-kıyâmeti el-hammâdûn.) "Kıyamet gününde; bu dünya bitip, ahiret alemi başladığı zaman, Allah'ın yanında, huzurunda insanların, kulların en faziletlisi, en üstünü, en yükseği, çok hamd eden kullar olacak." (Ramuz-el Ehadis: 116/6) Hamd etmek; Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin bize verdiği nimetleri, imkânları, lütufları, ihsanları düşünerek, ona şükür duygusu dolu olarak, onu övmek, ona medh ü senâda bulunmak demek olduğu için, hepimizin vazifesi... Elhamdü lillâh, Kur'an-ı Kerimimiz de hamd ile başlıyor, (Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn) diye başlıyor. Onun için, Osmanlı şairlerinden birisi, Namık Kemal olsa gerek, şöyle bir söz söylemiş: Yok iştikâ-yı cevr-i felekten nisâbımız, Serlevhasında hamd ile başlar Kitâbımız. "Biz feleğin bize karşı çıkardığı çeşitli üzüntülerden, cevr ü cefâdan, hayatta karşılaştığımız sıkıntılardan şikâyet etmeyiz. Çünkü, bizim kitabımız hamd ile başlıyor." diyor. Güzel bir şey. Tabii, biz müslümanlar sadece nimetlere karşı değil, hayatımızın her anında. sonsuz minnet duyduğumuz yaradanımız Rabbimize karşı hamd duygusu içindeyiz. Zengin de olsak, fakir de olsak, karnımız aç da olsa, tok da olsa... Her halde, (Elhamdü lillâhi alâ külli hàl) "Her halimizde Allah'a hamd olsun!" diyoruz. Çünkü Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin nimetlerini saymakla bitiremeyiz, tüketemeyiz. Tabii, iyi bir kul olarak, Allah'ı seven ve Allah'ın sevdiği bir kul olarak, onun kaderine rızamız vardır. Takdirine bağlılığımız vardır, teslimiyetimiz vardır. Zâten İslâm, teslim olmak demek oluyor. Allah-u Teàlâ Hazretleri ne takdir etmişse, hikmeti vardır, sebebi vardır, faydası vardır. Müslüman iki çeşit kazanç ile devamlı sevap kazanma durumundadır: Birisi Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin kendisine verdiği nimetleri düşünür, şükreder, hamd eder; hem nimeti artar, hem sevap kazanır.
Birisi de dünya hayatında Allah'ın kendisine imtihan olarak yazmış olduğu, kaderin cilvesi olarak yazmış olduğu çeşitli durumlar karşısında da yine Allah'a olan bağlılığını, sevgisini, saygısı hiç zelzeleye uğratmaz, hiç fütur getirmez, yine hamd eder. Her halde, her durumda Allah-u Teàlâ Hazretleri'ne hamd eder. Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin indinde, kıyamet gününde insanların en faziletlisi, derecesi en yüksek olanları çok hamd edici kullar olacak. Hamd etmeyi âdetâ kendisine iş edinmiş, meslek edinmiş kullar olacak. Çünkü Arapçada hàmid kelimesi de var, normal hamd eden demek. Ama hammâd; hamd etmeyi çok yapan, yâni mubalağa-i ism-i fâil sigasıyla mübalağalı bir şekilde, dâimâ hamd ü senâlar eden demek oluyor. O bakımdan, biz de kendimizi Allah'ın en faziletli kulu olmaya doğru gitmek için, her halükârda, hayatımızın her anında Allah'a hamd etmeye alıştırmalıyız. O güzel duygunun içine kendimizi sokmaya çalışmalıyız. Dünyanın bize, hayatın cilveleri olarak sergilediği her hadisenin karşısında, aynı ihlâslı, Allah'a bağlı, mert ve vefalı kullar olarak hamd duygusunu taşımalıyız. Eğer hakîkaten Allah'ın nimetlerini saymaya çalışsak, bitiremeyiz. Çok hamd borcumuz vardır. Ayet-i kerime de bunu bildiriyor. Bismillâhir-rahmânir-rahîm: (Ve in teuddû ni'metallàhi lâ tühsùhâ innallâhe le gafûrun rahîm) Yâni, "Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin nimetlerini saymaya çalışsak bitiremeyiz, mümkün değil. Allah-u Teàlâ Hazretleri çok mağfiret edicidir, çok rahmet sahibidir, kullarına çok lütuflarda bulunuyor." (Nahl: 18) Kendimiz de her halde, her durumda; yâni bize göre, başkalarına göre ölçüldüğü zaman, uzaktan bakıldığı zaman kötü bile görünen durumlarda Allah'a hamd etme duygusu içinde bulunmaya, buna kendimizi alıştırmaya çalışacağız. O güzel, büyük şairin, İbrâhim Hakkı Erzurumî Hazretleri'nin dediği gibi biz de etrafımıza baktığımız zaman: Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler. duygusu içine gireceğiz. Bu bir irfan işaretidir. İrfanın, arifliğin ma'rifetullàhın yüksek bir derecesidir. Allah bizi kendisine çok hamd edici kullarından eylesin... Ahirette mertebesi en yüksek olanlardan eylesin... Prof. Dr. Mahmud Es ad COŞAN
MAKALEYE Bu köşenin içeriği KUR AN IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına
www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: bilgi@kuranimiz.net adresine e posta yazabilirsiniz.